ÇOCUK APANDİSİTLERİNDE DİREKT BATIN GRAFİSİ İLE ULTRASON BULGULARININ KARŞILAŞTIRILMASI

Benzer belgeler
İçerik AKUT APANDİSİT TANISINDA TESTLERİN DEĞERİ VE KULLANIMI. Testler. Öykü ve fizik muayene. Öykü

Akut Apandisit Tanısal Yaklaşımlar

The Value of Plain Abdominal X-Ray and Ultrasound Imaging in Childhood Appendicitis

Acil Serviste Bilgisayarlı Tomografi Kullanımı. Doç. Dr. M. Ruhi Onur Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji ABD

Gebelerde Akut Apandisit Tanı ve Tedavisi: Klinik Deneyimlerimiz

Adalet Elçin Yıldız, Sinan Genç, Berna Uçan, Suat Fitoz. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Radyolojisi Bilim Dalı, Ankara

2008, Cilt 21, Sayı 2

PEDİATRİK ABDOMİNAL ACİLLERDE RADYOLOJİ. Doç.Dr. Gökhan ARSLAN Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı

MENENJİTLİ OLGULARIN KLİNİK VE LABORATUAR ÖZELLİKLERİNİN RETROSPEKTİF OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ

MEME KANSERİNDE GÖRÜNTÜLEME YÖNTEMLERİ

Genelde 1 hafta içinde başlayan ağrılar akut karın ağrısı kabul ediliyor.¹

Çocukluk çağı akut ve perfore apandisitlerinde ultrasonografik bulguların tanı değerleri*

Çocuk Acilde Karın Ağrısı: Bir Yıllık Klinik Deneyim

Çocukluk Çağı Apandisit Tanısında Ultrasonografi ve Laboratuar Bulgularının Değerlendirilmesi

İSKEMİK BARSAĞIN RADYOLOJİK OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ. Dr. Ercan Kocakoç Bezmialem Vakıf Üniversitesi İstanbul

ACİL CERRAHİ GİRİŞİM GEREKTİREN ENDOKRİN PATOLOJİLER: ERKEN TANI & HIZLI TEDAVİ

Dr. Aslıhan Yazıcıoğlu, Prof. Dr. Aydan Biri Yüksek İhtisas Üniversitesi Koru Ankara Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum AD

DR.Semih SÖZEN KEAH Acil Tıp Kliniği DR. SEMİH SÖZEN - KEAH ACİL TIP 1

KÜNT ve DELİCİ/KESİCİ KARIN TRAVMALARI

Karın yaralanmaları ister penetran ister künt mekanizmaya bağlı olsun ciddi morbidite ve mortalite ile seyrederler.

ÇOCUKLUK ÇAĞINDA AKUT KARIN DOÇ. DR. GONCA TEKANT CERRAHPAŞA TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK CERRAHİSİ ANABİLİMDALI

YAŞLILARDA KARIN AĞRISI

Gebelerde akut apandisit: klinik deneyimimiz Acute appendicitis during pregnancy: clinical experience

Ali Haydar Baykan 1, Hakan Sezgin Sayıner 2. Adıyaman Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Radyoloji Ana Bilim Dalı, Adıyaman

hs-troponin T ve hs-troponin I Değerlerinin Farklı egfr Düzeylerinde Karşılaştırılması

Kronik Pankreatit. Prof. Dr.Ömer ŞENTÜRK KOÜ Gastroenteroloji, KOCAELİ

Çocuk Acil Servisinde Akut Apandisit Tanısı İçin Pediatrik Apandisit Skorlamasının ve Ultrasonografi Bulgularının Değerleri

Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi

Tiroid nodüllerinde TİRADS skorlamasının güvenirliliği

LAPAROSKOPİK KOLOREKTAL KANSER CERRAHİSİNİN ERKEN DÖNEM SONUÇLARI:251 OLGU

Tıkanma Sarılığı. Yrd. Doç. Dr. Zülfü Arıkanoğlu

AKUT BATIN da ANALJEZİ. Dr Mustafa ÇALIK GOP Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi

İdrar Yolu Enfeksiyonu Tanı. Dr. Z. Birsin Özçakar Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Nefroloji B.D.

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Onkoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 6 Aralık 2016 Salı

Akut apandisit en s k rastlanan cerrahi akut kar n tablosu olup tan,

THE RETROSPECTIVE ANALYSIS OF CASES OVER 60 YEARS OLD WHO PERFORMED APPENDECTOMY

POSTOPERATİF ATEŞ TANI VE TEDAVİ YAKLAŞIMI. Firdevs Aktaş

KAWASAKİ HASTALIĞI-7 VAKANIN DEĞERLENDİRİLMESİ

Akut apandisit tanısında ultrasonografinin yeri ve Alvarado skoru ile karşılaştırılması

Travmada tüm vücut BT. kadar gerekli? ÇKBT ve Travma Yüksek hızla giden bir aracın takla atması ile başvuran olgu

GÖĞÜS AĞRISI ŞİKAYETİ İLE BAŞVURAN ÇOCUKLARIN KLİNİK İZLEMİ

Multipl Myeloma da PET/BT. Dr. N. Özlem Küçük Ankara Üniv. Tıp Fak. Nükleer Tıp ABD

Akut Karın Ağrısı. Emin Ünüvar. İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı.

Dr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı

Giriş. Yaşlılarda Karın Ağrısı. Genel Bilgiler. Genel Bilgiler. Değerlendirmeyi Etkileyen Faktörler Öykü. Değerlendirmeyi Etkileyen Faktörler Öykü

Deneysel Hayvan Modelinde Candida Tropicalis Peritonitinin Tedavisinde Kaspofungin ve Amfoterisin B Etkinliğinin Karşılaştırılması

Çocuklarda apandisit Appendicitis in children

The effectiveness of using spot urinary 5-HIAA level in the diagnosis of acute appendicitis

TONSİLLOFARENJİT TANI VE TEDAVİ ALGORİTMASI

TRAVMA DIŞI PEDİATRİK ABDOMİNAL ACİLLER. Meltem Ceyhan Bilgici OMÜ Radyoloji Anabilim Dalı Pediatrik Radyoloji Bilim Dalı

T.C. HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ RADYOLOJİ ANABİLİM DALI

Ektopik Gebelik. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK

Renal Biyopsi İşlemine Bağlı Ağrının Değerlendirilmesi

TROPENİK HASTALARA TANI VE TEDAVİ

29 yaşında erkek aktif şikayeti yok. sağ sürrenal lojda yaklaşık 3 cm lik solid kitlesel lezyon saptanması. üzerine hasta polikliniğimize başvurdu

AKUT APANDİSİT TANISINDA BİLGİSAYARLI TOMOGRAFİNİN YERİ

OLGU SUNUMU. DOÇ. DR. VUSLAT KEÇİK BOŞNAK Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD.

4. SINIF GENEL CERRAHİ STAJ PROGRAMI

ÜST ÜRİNER SİSTEM KANSERLERİNDE GÖRÜNTÜLEMENİN ÖNEMİ

Türk çocuk cerrahlarının akut apandisite yaklaşımlarını

Naciye Sinem Gezer 1, Atalay Ekin 2

LOKALİZE EDİLEMEYEN PRİMER HİPERPARATİROİDİLİ HASTALARDA SELEKTİF VENÖZ ÖRNEKLEMENİN YERİ

Brid İleuslu Hastalarda Çok Kesitli BT ile Tanı ve Cerrahi Korelasyon. Diagnosis of Bride Ileus By Multidetector CT and Surgical Correlation

ÇOCUKLARDA AKUT KARIN AĞRISI VE AKUT APANDİSİT TANISINDA ANAMNEZ VE FİZİK MUAYENE BULGULARININ DEĞERİ

Meme Kanseri Cerrahisinde İntraoperatif Değerlendirme Ne kadar güvenebiliriz?

Gerçek şilöz asit: yüksek trigliserid oranlarına sahip sıvı.

ÇOCUK YOĞUN BAKIMDA ULTRASONOGRAFİ EŞLİĞİNDE SANTRAL KATETER UYGULAMALARI

Dr. Mustafa Hasbahçeci

SURGICAL DISORDERS AND INVASIVE PROCEDURES BLOCK SURGICAL DISORDERS in ADULTH - PROGRAM 1 (FIRST WEEK) MONDAY TUESDAY WEDNESDAY THURSDAY FRIDAY

Aksillanın Görüntülenmesi ve Biyopsi Teknikleri. Prof. Dr. Meltem Gülsün Akpınar Hacettepe Üniversitesi Radyoloji Anabilim Dalı

Dr. Figen HANAĞASI Gayrettepe Florence Nightingale Hastanesi Nöroloji Bölümü

AKCİĞER DIŞI TÜBERKÜLOZ OLGU SUNUMU. Dr.Onur URAL Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD

ÇOCUKLARDA İDRAR YOLU ENFEKSİYONLARI (TANI&GÖRÜNTÜLEME) DOÇ.DR. DENİZ DEMİRCİ ERCİYES ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÜROLOJİ ANABİLİM DALI


1-Radyolojide Fizik Prensipler Amaç:Radyolojide kullanılan görüntüleme sistemlerinin fiziksel çalışma prensiplerinin öğretilmesi amaçlanmıştır.

PEDİATRİK URETEROSKOPİK GİRİŞİMLERDE ZOR OLGULAR

Burcu Bursal Duramaz*, Esra Şevketoğlu, Serdar Kıhtır, Mey Talip. Petmezci, Osman Yeşilbaş, Nevin Hatipoğlu. *Bezmialem Üniversitesi Tıp Fakültesi

MEME KANSERİ TARAMASI

The Importance of the History and Laboratory Tests in the Differential Diagnosis of Acute Abdominal Pain Cases in the Pediatric Emergency Department

Pediatrik Akut Karın Ağrısı. Doç. Dr. Zeynep GÖKCAN ÇAKIR Erzurum-2012

Trikoryonik Triamniyotik Üçüz Gebelikte Monofetal Cantrell Pentalojisi

Lokalizasyon çalışmalarının şüpheli olduğu primer hiperparatiroidi olgularında 99 Tc-MIBI intraoperatif gama-prob kullanımı: Kohort değerlendirme

Plan. Penetran Böğür ve Kalça Yaralanmaları. Giriş. Tanım. Klinik. Giriş. Klinik Laboratuvar Görüntüleme Tedavi

Ateş Nedeniyle Enfeksiyon Hastalıkları Kliniğine Yatırılarak Takip ve Tedavi Edilen Hastaların Değerlendirilmesi

Fizik Muayene : Karın

Toraks BT Angiografi Pulmoner emboli tanısı

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesinde Febril Nötropenik Hasta Antifungal Tedavi Uygulama Prosedürü

Apendiks mukoseli radyolojik tanısı

BATIN BT (10/11/2009 ): Transvers kolon orta kesiminde kolonda düzensiz duvar kalınlaşması ile komşuluğunda yaklaşık 5 cm çapta nekrotik düzensiz

ABDOMİNAL AĞRI: USG Mİ, BT Mİ, MRG Mİ? Dr. Müge GÜLEN Eskişehir Yunus Emre Devlet Hastanesi Acil Tıp Uzmanı

Adolesanlarda Polikistik Over Sendromu tanısında Anti Müllerien Hormon (AMH) ve İnsülin Like Peptit -3 (INSL3) ün tanısal değeri

Temel Cerrahi Aciller: Akut batın Travma

HIV Enfeksiyonu ve Tüberküloz Birlikteliğinin Değerlendirilmesi

TRD KIŞ OKULU KURS 1, Gün 2. Sorular

Acil Servise Başvuran Doğurganlık Yaş Grubu Kadınlardan İstenilen β-hcg Testinin Pozitifliğinin Araştırılması

Abdominal ağrı ne zaman acil değildir?

Akut apandisit tanısıyla laparotomi uygulanan hastalarda ultrasonografi bulguları ve lökosit sayısının değerlendirilmesi

Tiroidin en sık görülen benign tümörleri foliküler adenomlardır.

24. ULUSAL TÜRK OTORİNOLARENGOLOJİ & BAŞ - BOYUN CERRAHİSİ KONGRESİ

Omurga-Omurilik Cerrahisi

Transkript:

ORJİNAL ARAŞTIRMA ÇOCUK APANDİSİTLERİNDE DİREKT BATIN GRAFİSİ İLE ULTRASON BULGULARININ KARŞILAŞTIRILMASI Figen Palabıyık 1, Arda Kayhan 1, Tan Cimilli 1, Nurseli Toksoy 2, Sibel Bayramoğlu 1, Sema Aksoy 1 1 Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Radyoloji Kliniği, İstanbul, Türkiye 2 Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Çocuk Cerrahisi Kliniği, İstanbul, Türkiye ÖZET Amaç: Akut apandisit tanısı olan çocuklarda, direk batın grafisi (DBG) ile ultrasonografi (US) bulgularının karşılaştırılarak tanıya olan katkılarının değerlendirilmesi amaçlandı. Yöntem: Apandisit nedeniyle opere edilen 50 olgu önceden belirlenmiş DBG ve US bulguları ile retrospektif olarak değerlendirilmeye alındı. Bulgular: Operasyon sırasında hastaların 38 inde (%76) akut apandisit, 12 sinde (%24) perfore apandisit saptandı. Bu çalışmada sensitivitesi en yüksek olan bulgular DBG de sağ alt kadranda tek hava-sıvı seviyesi (%46) ve US de patolojik apendiks (%72) idi. Sonuç: US çocuklarda duyarlılığı en yüksek radyolojik görüntüleme yöntemlerinden biridir. DBG ise obstrüksiyon ve perforasyon gibi nedenleri dışladığı gibi, akut apandisit yönünde pozitif bulgulara sahipse tanısal katkı da sağlar. US bulguları ile korelasyon gösterdiğinde, DBG nin akut apandisit tanısında değeri daha da artmaktadır. Anahtar Kelimeler: Akut apandisit, çocuk, direkt batın grafisi, ultrason İletişim Bilgileri: Dr. Arda Kayhan Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim Ve Araştırma Hastanesi, Radyoloji Kliniği, İstanbul, Türkiye e-mail: arda_kayhan@yahoo.com Marmara Medical Journal 2008;21(3);203-209 203

THE COMPARISON OF PLAIN FILM AND ULTRASOUND FINDINGS OF APPENDICITIS IN CHILDREN ABSTRACT Purpose: Our aim is to compare and evaluate the contributions of plain film (PF) and ultrasound (US) findings at diagnosis of acute appendicitis in children. Methods: The PF and US findings of 50 pediatric patients operated with a diagnosis of appendicitis were examined retrospectively and compared with postoperative findings. Results: Of the 50 patients, 38 (%76) had acute appendicitis and 12 (%24) had perforated appendicitis confirmed by surgery. A single air-fluid level in right lower quadrant on PF and pathologic appendix on US were the findings with the highest sensitivity (%46 and %72 respectively). Conclusion: PF and US must routinely be applied in children with a prediagnosis of acute appendicitis. US is one of the most highly sensitive modality used in children. PF is not only adventigous in excluding the reasons such as obstruction and perforation but it also contributes to the US findings if positive acute appendicitis signs are present. The diagnostic value of PF increases if the findings correlate with US. Keywords: Acute appendicitis, children, plain film, ultrasound GİRİŞ Akut abdominal ağrı 5-12 yaş grubu çocuklar arasında %4 oranında görülmektedir. Akut apandisit ise çocuklarda en sık acil cerrahi girişim gerektiren abdominal ağrı nedenidir. Pediatrik yaş grubunda 1/3 olguda atipik bulgu veren akut apandisitin tanısı zordur. Tanıdaki gecikmeler perforasyon, abse oluşumu, peritonit, sepsis, barsak obstrüksiyonu gibi komplikasyonlara yol açmaktadır. Ayrıca akut apandisit, üst solunum yolu enfeksiyonları, üriner sistem enfeksiyonları, gastroenterit ve konstipasyon gibi cerrahi olmayan hastalıklar ile de sık karışır 1. Günümüzde US ve bilgisayarlı tomografi (BT) çocuklarda akut apandisit tanısında sık kullanılmaya başlanmıştır. Akut apandisit tanısında değişik serilerde US nin duyarlılığı %71-95, BT nin duyarlılığı ise %93-98 arasında değişmektedir 2. Ancak DBG çocuklarda akut abdominal ağrı yakınmasında ilk planda tercih edilen radyolojik görüntüleme yöntemi olmaya devam etmektedir 3. Bu çalışmada, akut apandisit tanısı ile opere edilen çocuklarda, DBG ile US bulgularının tanıya katkısı ve radyolojik ön tanıların operasyon bulguları ile korelasyonu literatür eşliğinde değerlendirilmiştir. GEREÇ VE YÖNTEM Çalışmamıza, Temmuz 2006 ile Şubat 2007 tarihleri arasında, sağ alt kadran ağrısı, bulantı ve kusma yakınmaları ile acil Çocuk Cerrahisi kliniğine başvuran 50 olgu dahil edildi. Fizik muayenelerinde sağ alt kadranda hassasiyet, rebound ve defans saptanan olguların tam idrar ve tam kan incelemeleri ile, eş zamanlı elde olunmuş DBG ve US incelemeleri mevcuttu. Klinik, biyokimya ve radyolojik bulgular eşliğinde akut ya da perfore apandisit tanısı alan ve opere edilen bu olguların operasyon öncesi elde olunan DBG ve US bulguları retrospektif olarak değerlendirilmeye alındı. Olguların tüm DBG ve US değerlendirmeleri, en az 4 yıllık deneyimi olan 2 radyolog tarafından gerçekleştirildi. DBG de sağ alt kadranda hava- sıvı seviyesi ve sayısı, dilate transvers kolon ve kolonik gazın kesilmesi, açıklığı sağa bakan skolyoz, apendikolit, psoas kasında silinme ve sağ alt kadranda dansite artışı bulguları değerlendirildi. Olguların tüm batın US taramaları Logic pro 200, General Electric cihazı ve 3.5 mhz konveks prob ile yapıldı. Karaciğer, safra kesesi, böbrekler, dalak ve kız çocuklarda pelvik organlar değerlendirildikten sonra patoloji saptanmaması üzerine yüksek rezolüsyonlu 7.5 mhz lik lineer prob ile apendiks incelemesine geçildi. Sağ iliak fossada çıkan kolon ve çekum yardımıyla apendiks bulundu. Çekumdan çıkan, kör uçla sonlanan, prob ile komprese olan, peristaltizm izlenmeyen, anteroposterior çapı 6 mm den 204

küçük tübüler yapı normal apendiks olarak değerlendirildi. Apendiksin izlenemediği olgularda inceleme normal sınırlarda kabul edildi. US de çekum ile birleştirilen ve kör sonlanan, anteroposterior çapı 6 mm den ve duvar kalınlığı 3 mm den büyük, proba duyarlı, prob ile komprese olmayan aperistaltik tübüler yapı patolojik apendiks olarak değerlendirildi. Sağ alt kadranda çevre barsak duvar kalınlığında artış ve enflamasyon, çevre mezenterik yağlı dokuda ekojenite artışı ve heterojenite, apendikolit, periçekal-periapendiküler bölgede ve batında serbest sıvı varlığı ve koleksiyon patolojik apendiks olsun ya da olmasın indirekt apandisit yönünden tanısal olarak anlamlı kabul edildi. BULGULAR 50 olgunun 34 (% 68) ü erkek, 16 (%32) sı kız olup yaşları 5 ile 15 arasında değişmekteydi ( yaş ortalaması 8.3). Operasyon sırasında olguların 38 inde (%76) akut, 12 sinde (%24) perfore apandisit saptandı. Çalışmamızda; DBG de 19 u akut, 4 ü perfore apandisitli olmak üzere 23 olguda sağ alt kadranda tek hava-sıvı seviyesi saptanmış olup, sensitivitesi en yüksek olan bulgu olarak değerlendirildi (%46) (Şekil 1). Beşi akut, 10 u perfore apandisitli 15 (%30) olguda barsaklarda ikiden fazla hava-sıvı seviyesi, tümü akut apandisitli olmak üzere 7 olguda (%14) transvers kolonda dilatasyon ve kolonik gazın kesilmesi, 6 sı akut, 4 ü perfore apandisitli 10 olguda (%20) açıklığı sağa bakan skolyoz, 3 ü akut, 2 si perfore apandisitli olmak üzere 5 olguda (%10) apendikolit, tümü perfore apandisitli olmak üzere 3 olguda (%6) sağ alt kadranda dansite artışı ve 1 i akut, 4 ü perfore apandisitli olmak üzere 5 olguda (%10) psoas kasında silinme izlendi. Akut apandisit tanılı 1 olguda patolojik DBG bulgusu saptanmadı (Tablo 1). US de 24 ü akut, 12 si perfore apandisit tanılı olmak üzere 36 olguda (%72) patolojik apendiks saptandı. Patolojik apendiks en sık tanımlanan ve sensivite-spesifitesi en yüksek olan US bulgusuydu (%72) ( Şekil 2). Akut apandisitli 14 olguda (%28) apendiks izlenmedi. Perfore apandisit tanılı 12 olgunun tamamında apendiks patolojisi ve eşlik eden bulgular mevcuttu. Üçü akut, 1 i perfore apandisitli olmak üzere 4 olguda (%8) çevre barsak duvar kalınlığında artış ve enflamasyon, 6 sı akut, 2 si perfore apandisitli olmak üzere 8 olguda (%16) çevre mezenterik yağlı dokuda ekojenite artışı ve heterojenite, 5 i akut, 3 ü perfore apandisitli olmak üzere 8 olguda (%16) apendikolit mevcuttu. Akut apandisit tanılı hiçbir olguda batında serbest sıvı izlenmedi. Batında serbest sıvı izlenen 8 olgunun tamamı perfore apandisit tanısı almıştı. İkisi akut, 6 sı perfore apandisit tanılı olmak üzere 8 olguda sağ alt kadranda ve periçekal bölgede koleksiyon izlendi. Tümü akut apandisit tanılı olmak üzere 8 olguda (%16) ise sağ alt kadranda LAP mevcuttu. Akut apandisit tanılı 1 olguda patolojik US bulgusu saptanmadı (Tablo 2). Akut apandisit tanılı olguların 24 ünde US de patolojik apendiks ve DBG de patolojik bulgu saptandı. Olguların 5 inde indirekt US bulguları ve DBG de de patoloji izlendi. Olguların 4 ünde patolojik US bulguları saptanırken, DBG de patoloji izlenmedi. Olguların 4 ünde DBG de patoloji izlenirken US patolojisi saptanmadı. Bir olguda ise US ya da DBG bulgusu yoktu. Operasyonda perfore apandisit tanısı alan 12 olgunun hepsinde hem US hem DBG de patoloji mevcuttu. US bulguları ile DBG bulguları arasında istatiksel olarak anlamlı fark saptanmadı ( p>0.05) ( Tablo 3). Akut ve perfore apandisit nedeniyle opere edilen toplam 50 olgunun 42 sinde (%84) US ile DBG bulguları arasında korelasyon saptandı. Akut apandisit tanılı 38 olgunun 8 inde (%21) bulgular arasında korelasyon saptanmazken, perfore apandisit tanılı 12 olgunun 12 sinde de US ile DBG bulguları arasında korelasyon mevcuttu (%100 dü) (Tablo 3). 205

Şekil 1: DBG de sağ alt kadranda tek hava- sıvı seviyesi Şekil 2: US de patolojik apendiksin görünümü 206

Tablo 1. Akut ve perfore apandisit olgularında DBG bulgularının karşılaştırılması Tablo 2. Akut ve perfore apandisit olgularında US bulgularının karşılaştırılması Tablo 3. DBG ile US bulguları arasındaki korelasyonun değerlendirilmesi TARTIŞMA Çocuklarda akut apandisit; karın ağrısı, bulantı ve kusma yakınmaları, fizik muayenede sağ alt kadranda hassasiyet, rebound, defans ve tam kan incelemesinde lökositoz bulguları ile karakterizedir. Çocuklarda akut apandisit tanısı klinik bulgular ile konabilirken, 1/3 olguda kliniğin atipik seyretmesi ve özellikle 3 yaş altındaki çocuklarda kooperasyon zorluğu nedeniyle tanı güçleşmektedir. Buna bağlı olarak çocuklarda perforasyon oranı %23-73 olup negatif apendektomi oranı %15-25 bildirilmektedir 4. Bu bulgular ile akut apandisit; üst solunum yolu enfeksiyonu, üriner sistem enfeksiyonu, mezenterik 207

lenfadenit, gastroenterit ve kabızlık gibi cerrahi olmayan bazı patolojiler ile de karışabilmektedir 1. BT, pediatrik olgularda akut apandisit tanısında sensivite-spesifitesi en yüksek radyolojik inceleme yöntemidir (%94-99). Ancak yüksek doz radyasyon içermesi, oralintravenöz-rektal kontrast madde kullanımı gerekliliği ve invaziv bir modalite olması gibi dezavantajları mevcuttur 5. US ise pediatrik yaş grubunda kolay uygulanabilir olması, radyasyon içermemesi ve noninvaziv olması nedeniyle geniş kullanım alanı bulmaktadır. Ancak kullanıcıya bağımlı olup ağrı, obezite, yoğun gaz ve perforasyon varlığında tanısal değeri azalmaktadır 1,5. Çocuk apandisitlerinde US nin sensivitesi %85, spesifitesi %92 olarak bildirilmektedir. Ayrıca US, akut apandisit dışındaki abdominal ve pelvik ağrıya neden olan diğer patolojileri de ortaya koyabilir 4. US incelemesinde apendiks, psoas kasının ve iliak vasküler yapıların anteriorunda izlenir. İnceleme çıkan kolonun longutidinal ve transvers planda gösterilmesi ile başlar. Prob alt kadrana açılandırıldığında terminal ileum ve terminal ileumun inferiorunda apendiks vizualize edilir. Akut apandisitte, apendiks longutidinal planda enflame, lümeni sıvı ile dolu, komprese edilemeyen, kör sonlanan tübüler yapı şeklinde görülür. Apendiksin maksimum anteroposterior çapı 6 mm dir. US için tek spesifik bulgu çapı 6 mm den büyük, genişlemiş ve komprese edilemeyen apendiksin varlığıdır. Ayrıca apendikolit, periçekal-periapendiküler sıvı, çevre mezenterik yağ dokusunda ekojenite artışı ve boyutları artmış lenf nodları izlenebilir 4. Birçok seride, akut abdominal ağrı ile gelen çocuklarda DBG halen ilk sırada tercih edilen radyolojik görüntüleme yöntemidir. Rao ve ark., akut apandisit ön tanısı ile inceledikleri 821 olgudan oluşan serilerinde, apandisit ön tanısı olan olgularda DBG nin rutin olarak gerekmediğini bildirmiş olsalar da bunun tersini savunan yayınlar da mevcuttur 6. Newman ve ark nın 3393 olgudan oluşan çalışmalarında, DBG de patolojik bulgu saptama oranı perfore olmayan apandisitlerde %6-78, perfore apandisitlerde ise %24-100 olarak geniş bir aralıkta saptanırken 7, Nance ve ark nın 5 yaş ve altında akut apandisit nedeniyle opere edilen çocuklardan oluşan 120 olguluk serilerinde, DBG de patolojik bulgu saptanma oranı %87 olarak bildirilmiştir 8. Durakbaşa ve ark., akut apandisitte DBG de transvers kolonun genişlemesi ve kolonik gazın kesilmesi ile sağ alt kadranda tek havasıvı seviyesi varlığının sensivitesini %76 nın üzerinde saptamıştır. Aynı çalışmada, DBG de sağ alt kadranda ikiden fazla havasıvı seviyesi ve eşlik eden klinik bulgular varlığında, bu bulguların perforasyona işaret edebileceği de bildirilmiştir 3. Türkyılmaz ve ark., 213 olgudan oluşan serilerinde, çocuklarda akut apandisitte açıklığı sağa bakan skolyozun ve sağ alt kadranda tek hava-sıvı seviyesi bulgusunun en sık rastlanan bulgular olduğunu saptamışlardır 9. Türkyılmaz ve ark., 213 olgudan oluşan serilerinde, çocuklarda akut apandisitte açıklığı sağa bakan skolyozun ve sağ alt kadranda tek hava-sıvı seviyesi bulgusunun en sık rastlanan bulgular olduğunu saptamışlardır 9. Literatürde yapılan çalışmaların geniş seriler içerdiği dikkati çekmektedir. Bu serilerde akut-perfore apandisit tanılı olgularda DBG ya da US bulguları tartışılmış, ancak çalışmamızda olduğu gibi hem DBG hem de US bulgularının karşılaştırıldığı serilere rastlanmamıştır. Çalışmamamızda, US ile DBG bulguları karşılaştırdığında akut apandisit ve perfore apandisit nedeniyle opere edilen tüm olguların %84 ünde bulgular arasında korelasyon izlenmektedir. Akut apandisitli olguların %21 inde bulgularda korelasyon saptanmazken, perfore apandisitte korelasyon oranı %100 olarak saptanmıştır. Bu çalışmada sağ alt kadranda tek hava-sıvı seviyesi, DBG de sensitivitesi en yüksek olan bulguyken (%46), patolojik apendiks en sık izlenen, sensivite-spesifitesi en yüksek olan US bulgusu olarak izlendi (%72). DBG de sağ alt kadranda tek hava-sıvı seviyesinin 208

varlığının daha çok akut apandisiti, ikiden fazla hava-sıvı seviyesi varlığının ise perfore apandisiti işaret edebileceği saptandı. US de patolojik apendiks varlığı ise hem akut ve hem de perfore apandisitli olgularda esas bulguydu. Akut apandisit ön tanısı ile gelen olgularda, radyolojik görüntüleme yöntemleri her ne kadar tanı koymada ve takipte yardımcı olsa da, tanıda belirleyici olan klinisyeninin fizik muayene sırasındaki gözlemidir. Ancak şüpheli apandisit olgularında perforasyon gelişme riskini azaltmak ve gereksiz apendektomi endikasyonunu önlemek için radyolojik görüntüleme yöntemlerine ihtiyaç duyulmaktadır. Pediatrik cerrahlar akut apandisit ön tanısı ile izledikleri olguları halen ilk planda DBG ile değerlendirmektedir. Akut batın ön tanısı ile gelen çocuklarda DBG ve US rutin olarak yapılmalıdır. US çocuklarda duyarlılığı en yüksek radyolojik görüntüleme yöntemlerinden biridir. DBG ise obstrüksiyon ve perforasyon gibi nedenleri ekarte ettirdiği gibi akut apandisit yönünde pozitif bulgulara sahipse ultrasonografiste tanısal katkı sağlar. US bulguları ile korelasyon gösterdiğinde, DBG nin akut apandisit tanısında değeri daha da artmaktadır. REFERANSLAR 1. Sivit C, Siegel M et all. When appendicitis is suspected in children. Radiografics 2001; 21:247-62. 2. Pena B, Taylor G, Fishman S, Mandl K. Effect of an imaging protocol on clinical outcomes among pediatric patients with appendicitis. Pediatrics 2202; 110: 1088-93. 3. Durakbasa C, Tasbasi I, Tosyalı A et al. An evaluation of individual plain abdominal radiography findings in pediatric appendicitis: results from a series of 424 children. Turkısh J of Trav Emerg Surg. 2006; 12(1):51-58. 4. Kaiser S, Frenckner B, Jorulf H. Suspected appendicitis in children: US and CT-A prospective randomized study. Radiology 220; 223:633-38. 5. Pena B, Cook F, Mandl K. Selective imaging strategies for the diagnosis of appendicitis in chidren. Pediatrics 2004; 113:24-28. 6. Rao PM, Rhea JT, Rao JA, Conn AK. Plain abdominal radiography in clinically suspected appendicitis: diagnostic yield, resource use, and comparison with CT. Am J Emerg Med. 1999; 17(4):325-28. 7. Newman K, Ponsky T, Kittle K et al. Appendicitis 2000: variability in practice, outcomes, and resource utilization at thirty pediatrics hospitals. J Pediatr Surg 2003; 38:372-79. 8. Nance ML, Adamson WT, Hedrick HL. Appendicitis in the young child: a continuing diagnostic challenge. Pediatr Emerg Care 2000; 16:160-62. 9. Turkyılmaz Z, Sonmez K, Konus O et al. Diagnostic value of plain abdominal radiographics in acute appendicitis in children. East Afr Med J. 2004; 81(2):104-7. 209