İSTANBUL YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI



Benzer belgeler
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

KANUNEN OLMAYAN, AMA İLİMİZDE UYGULANAN HAYAT STANDARDI.? Yeni bir haftada yine beraberiz.geçen haftaki

YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER TARAFINDAN DÜZENLENMESİ GEREKEN SERBEST BÖLGE FAALİYET TASDİK RAPORU NA İLİŞKİN TEBLİĞ YAYIMLANDI

ZAMANAŞIMI SÜRESİ GEÇTİKTEN SONRA DİSİPLİN CEZASI VERİLMESİ

YÖNTEM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK ve BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş.

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. (Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

SERBEST MUHASEBECİLİK, SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE YEMİNLİ MALİ

MALİYE BAKANLIĞI BAŞHUKUK MÜŞAVİRLİĞİ VE MUHAKEMAT GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İÇ GENELGELER

b) Mücbir sebep sayılan haller dışındaki nedenlerle, defter ve belgelerin ibrazından imtina edilmemiş olması,


Konu: İndirimli Teminat Uygulaması Sistemi (İTUS)ilişkin açıklamalar bu sirkülerin konusunu oluşturmaktadır.

T.C. D A N I Ş T A Y Dördüncü Daire. Anahtar Kelimeler: Abonelik Sözleşmesi, Gecikme Faizi, Tahsil Edilince Beyanname Verilmesi

42 Sıra No.lu Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu Genel Tebliği Yayımlandı DUYURU NO:2010/01

SİRKÜLER: 2014/041 BURSA,

S İ R K Ü L E R. KONU : İkale Sözleşmesi Kapsamında 27 Mart 2018 den Önce Ödenen Tazminatlardan Kesilen Vergilerin İade Usulü Açıklandı.

Değerli Üyemiz,

Bazı makalelerde, bu iptal kararı ile kanuni temsilcilerin geçmişe yönelik sorumluluklarının kalktığına dair yorumlar okuyoruz.

YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER TARAFINDAN VERİLEN BAZI HİZMETLERDE KDV TEVKİFATI KONUSUNDA DEĞERLENDİRMELER

T.C. KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU (OMBUDSMANLIK)

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2015/163 Ref: 4/163

No: 2018/69 Tarih:

KDV İADE SÜRECİNDE YAŞANAN SORUNLAR HÜSEYİN F. SALTIK İSTANBUL YMM ODASI İSTANBUL,

SİRKÜLER 2017/34. Söz konusu Yasada düzenlenen konular ana hatları itibariyle aşağıdaki gibidir:

T Ü R M O B TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ BASIN BÜLTENİ TÜRMOB DAN MALİYE BAKANI NA ZİYARET

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İŞK. /8

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2019/078 Ref: 4/078

SİRKÜLER. Vergi Usul Kanunu'na "Teminat uygulaması" başlıklı 153/A Maddesi Eklenmiştir.

KDV BEYANNAMESİ SK 6/2a maddesinden yararlananlar için düzenlenecek (KDV1_22) KDV Beyannamesi Hazırlama Kılavuzu. Datasoft Yazılım

KONU: SERBEST BÖLGELERDE İSTİHDAM EDİLEN HİZMET ERBABININ

KATMA DEĞER VERGİSİ KISMİ TEVKİFAT UYGULAMASINDA KDV İNDİRİMİ VE KARŞILAŞILAN SORUNLAR

VERGİ DENETİM KURULU YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA YÖNETMELİK YAYIMLANDI

ERTÜRK YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş./74

FİNANSAL KİRALAMADA SAT GERİ KİRALA İŞLEMLERİNİN VERGİ UYGULAMALARI AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ (II)

A. VERGİLENDİRME DÖNEMİ

TURİZMİ TEŞVİK KANUNU NUN CEZAİ HÜKÜMLERİ

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

VERGİ DENETİMİ

TİCARET ŞİRKETLERİNİN GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞINCA DENETLENMESİ HAKKINDA YÖNETMELİK

Kanunda belirtilen sürelerin bitiminden itibaren bir ay uzatılmıştır.

6728 SAYILI KANUN İLE MUHTASAR VE PRİM HİZMET BEYANNAMESİ UYGULAMAYA KONULMUŞTUR.

VERGİ AFFI TAKVİMİ. Bildirme/ Beyan Tarihi. Konu

TARİHLİ RESMİ GAZETE DE YAYIMLANAN DEĞİŞİKLİKLERE DAİR AÇIKLAMALAR

Sirküler no: 067 İstanbul, 2 Ağustos 2010

BİR AVUKAT YANINDA AYLIKLI OLARAK ÇALIŞAN AVUKATIN DURUMUNUN AVUKATLIK YASASI AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

1.1. Satıcı ÖTV Mükelleflerinin ÖTV Tevkifatına Tabi Mal Teslimlerinin Beyanı

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI KOCAELİ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI MÜKELLEF HİZMETLERİ GRUP MÜDÜRLÜĞÜ

Sirküler Rapor /197-1 RAPOR DEĞERLENDİRME KOMİSYONLARININ TEŞEKKÜLÜ İLE ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİKTE DEĞİŞİKLİK YAPILDI

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2016/192 Ref: 4/192

Arsa Karşılığı İnşaat İşlerinin Vergilendirilmesinde Ne Değişti?

SAYI : 2014 / 32 İstanbul, KONU : Hızlandırılmış KDV İadesi uygulamasına (HİS) ilişkin açıklamalar.

Munzam Sandıklara İşverenlerce Yapılan Katkı Payı Ödemelerine İlişkin Anayasa Mahkemesi Kararı

tarihli ve sayılı Resmi Gazete de yayımlanmıştır.

SAYI : 2014 / 26 İstanbul,

İMALATÇI İHRACATÇILARIN BİTMEYEN ÇİLESİ

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2018/150 Ref: 4/150

VERGİ İNCELEMELERİNDE MÜKELLEF HAKLARI

Sayı:71/2007. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi aşağıdaki Yasayı yapar:

ISPARTA SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI HAKSIZ REKABETLE MÜCADELE KURULU FAALİYET RAPORU DÖNEMİ

SORU : CEVAP: SORU: CEVAP:

T.C ÇAYIROVA BELEDİYESİ HUKUK İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ

Sirküler Rapor Mevzuat /141-1 YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK YAYIMLANDI

Değerli Yöneticiler, son yıllarda vergi incelemeleri büyük ölçüde bu konu etrafında dönmeye başladı.

T.C. KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU RET KARARI :F.Y.

1. Mevcut Gelir Vergisi Tarifesinin Ücret Gelirleri Açısından 2010 Yılı Başından Geçerli Olmak Üzere Değiştirilmesi Öngörülmektedir:

F- DÜZELTME Özel Tüketim Vergisi Kanununun 15 inci maddesinin (1) numaralı fıkrası uygulamasında, Kanuna ekli (II) sayılı listedeki mallar için

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI NA

Tarih: Sayı: 2012/86. Konu:

Sirküler 2013/16 Sahte Ve Muhteviyatı İtibariyle Yanıltıcı Belge Düzenleyenler, Kullananlar Ve Bunlara İştirak

YENİ KDV GENEL TEBLİĞİ VE İNDİRİMLİ TEMİNAT UYGULAMA SI SİSTEMİ:

SOSYAL GÜVENLİK KURUMU ALACAKLARININ TECİL VE TAKSİTLENDİRİLMESİ, ÇOKZOR DURUMUN TESPİTİ

Matrah Ve Vergi Artırımı (Madde: 5)

b) Muris veya tasarrufu yapan şahsın bu ikametgâhı yabancı bir memlekette ise Türkiye'deki son ikametgâhının bulunduğu;

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BURSA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü. Sayı : [I

3. YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK DENETİM VE TASDİK SEMPOZYUMU. Yeminli Mali Müşavirlerin İdari ve Mali Sorumluluğu

Emre KARTALOĞLU Gelirler Kontrolörü

SON DÜZENLEMELER ÇERÇEVESİNDE SİGORTA VE KAMBİYO İŞLEMLERİNDE BSMV UYGULAMASI

nezdinde yeminli mali müşavirlerce yapılacak tespitlere ilişkin açıklamalar

SİRKÜLER NO: POZ-2012 / 106 İST, SIRA NO LU VUK GENEL TEBLİĞİ YAYIMLANDI

No: 2016/45 Tarih:

VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ (SIRA NO:420) Resmî Gazete 7 Aralık 2012 CUMA Sayı : Maliye Bakanlığından:

YÜKLENİLEN KDV YE AİT FATURANIN GEÇ DÜZENLENMESİ HALİNDE KDV İADESİ YAPILABİL

VERGİ AFFI TAKVİMİ sayılı Askerlik Kanunu, - Mülga 5539 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü Kuruluş ve

86 SERİ NO'LU GİDER VERGİLERİ GENEL TEBLİĞ TASLAĞI

Değerli Üyemiz, 21/02/2011

TEBLİĞ. ÖTV tevkifatı uygulaması ihtiyari bir uygulama olmayıp, imalatçılar tarafından tevkifat yapılması zorunludur.

FİNANSAL EKSEN E-BÜLTEN LİSTESİ

Ö z e t B ü l t e n Tarih : Sayı : 2018/40

Ö z e t B ü l t e n Tarih : Sayı : 2018/60

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2016/155 Ref: 4/155. Konu: İŞLETME KAYITLARININ (KASA, ORTAKLAR CARİ, STOKLAR VE SABİT KIYMETLER) DÜZELTİLMESİ

Sirküler No: 039 İstanbul, 22 Nisan 2014

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği PERSONEL MÜDÜRLÜĞÜ

YENİ METİN Yönetim Kurulu Madde 8:

SERBEST MUHASEBECİLİK, SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK KANUNU GENEL TEBLİĞİ (SIRA NO: 40)

BAYRAK DENETİM & DANIŞMANLIK YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK

2011 YILINDA MALİ TATİL 1-20 TEMMUZ 2011 GÜNLERİ ARASINDA UYGULANACAKTIR

Ö z e t B ü l t e n Tarih : Sayı : 2018/45 Değerli Müşterimiz;

Sirküler no: 035 İstanbul, 21 Mart 2011

MECBURİ MESLEK KARARLARININ UYGULANMASI İLE İLGİLİ SON DURUM GENELGE /2003

KONYA DEFTERDARLIĞI İMZA VE YETKİ İÇ GENELGE

BAĞIMSIZ DENETİM VE YMM LTD. ŞTİ.

Transkript:

İSTANBUL YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI 04 MAYIS 2006 AYLIK TOPLANTISI 73

İSTANBUL YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI 04 MAYIS 2006 AYLIK TOPLANTISI OTURUM BAŞKANI: Sezai ONARAL KONUŞMACILAR : Hakkı KOÇAK (Gelir İdaresi Başkanlığı Daire Başkanı) : : Prof. Dr. Veysi SEVİĞ (YMM - Öğretim Üyesi) : Sabri TÜMER (Disiplin Kurulu Başkanı) : Zafer ALTINTAŞ (Disiplin Kurulu Üyesi) KONUSU : Meslek ve Disiplin İle İlgili Konular TARİH : 04 Mayıs 2006 14. 00-18. 00 BAŞKAN SEZAİ ONARAL Odamızın seçimden önceki toplantısına hoş geldiniz. Yani seçimden önceki son toplantı demek, seçimden sonra toplantı yapılmayacak anlamında değil. Burası bir kurumdur. Şahıslar gelir geçer. Kurum ayakta kalır. Ama bugüne kadar tam tersi oldu galiba değil mi? Biz kurumlan biraz özleşleştik, biraz da fazla kaldık ama, bu Genel Kurul da tabii muhalefette bize birazcık kolaylık yaparsa, ne olacağını hep beraber göreceğiz. Şimdi muhalefet olarak da Zafer beyin şahsında o isim özleştiği için, bu toplantıda önce konuşmayı Zafer beye vereceğiz. Ancak ondan önce ufak bir değişiklik oldu. Onu sizlere arz edeyim. Gelir İdaresi Başkanlığı ndaki Daire Başkanı Namık Kemal Uyanık bey, Bakanın bir toplantısı dolayısıyla Ankara dışına gitmek durumunda olduğu için katılamadı. Özür diliyor. Yerine alternatif, tabii şeklinde değil de İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı Dış Ticaret Uygulama Grup Müdürü Hakkı Koçak bey. Yani ben ismi uzun uzun okudum ki, biraz sonra kendileri kendi durumlarını anlatacak. Bizim eskilerin deyimiyle, Defterdar Muavini. Yani ona tekabül ediyor ve Yeminli Mali Müşavirlerle ilgili konulara bakan arkadaşımız. Öncelikle bütün konuşmacılara hoş geldiniz diyorum. Hakkı beye de ilk defa Odamıza teşrif ettikleri için hoş geldiniz diyorum ve sayın Bakanımızın da toplantıya katılamayacağına ilişkin mesajını ifade ettikten sonra, sözü sayın Zafer Altıntaş a veriyorum. Buyurun efendim. Bu toplantı esas itibariyle, bütün konuların rahatlıkla tartışılabileceği bir toplantıdır. Buyurun efendim. ZAFER ALTINTAŞ Sayın Başkan, değerli meslektaşlarım. Yeminli Mali Müşavirlerle ilgili şikayetlerin gündeme taşınması önerimizi uygun görerek, konuşma fırsatı 74

veren Yönetime teşekkür ediyor, hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. Herhalde iletişimde bir aksaklık olacak ki, katılım zayıf. Herhalde bir kasıt yoktur bu işte umarım. VEHBİ KARABIYIK Gelme desek, gelirler. ZAFER ALTINTAŞ Yok. Yönetimi dinliyorlar. Gerçekten Yönetime saygı, saygının ötesinde de bir çekingenlik var. Bunu kabul etmek gerekir. SEZAİ ONARAL Sevgi var. ZAFER ALTINTAŞ Sevgi de var. Toplantılara aşina, hitabeti kuvvetli, böyle saygıdeğer konuşmacılar ve Başkanın yanında işimin zor olduğunu biliyor, sürçü lisan etmemek ve zamanı iyi kullanmak adına, notlarıma bağlı kalarak konuyu sunmak istiyorum. Konunun gündeme getirilme nedeni, geçen yıl şikayet dosyalarının taranmasıyla ortaya çıkan rakamlardı. Araştırma sonucu, lafı dolandırmadan şunu söylemeliyiz ki, hakkımızda çok şikayet var. Hiçbir meslek mensubunda görülmeyecek oranda şikayet edilmekteyiz. Biz ne yapıyoruz ki böyle, bu kadar şikayet ediliyoruz? Bugünkü gündem mesleki sorunlar ama, benim bugün üzerinde duracağım bu şikayet konusu. Bugüne kadar konu; Disiplin Cezasına çaptırılmamak için, Yeminli Mali Müşavirin nasıl bir çalışma dosyası hazırlaması ve nelere dikkat etmesi yönünden ele alınmış ve birkaç kere Odada değerlendirilmişti. Ama ben bugün olayı; şikayet edenler, şikayetçiler yönünden ele alacağım ve bu şikayete zemin hazırlayan nedenler üzerinde duracağım. Bugün konuyu bu açıdan ele alırken amacımız; Kırmızı çizgileri, tabuları, ön yargıları ve korkuları bir yana bırakarak gerçekleri sergileyebilmektir. Tabii Başkanımızın izin verdiği sınırlar dahilinde. Aslında Yeminli Mali Müşavirler gibi elit bir kitlenin, şikayetlerle uzaktan yakından alakasının olmaması gerekir. Gerekir de rakamlar ne diyor? İstanbul Odasına kayıtlı Yeminli Mali Müşavirler hakkında 1995 yılından bu yana, daha önceki kayıtlar pek sağlıklı değil. 1229 adet şikayette bulunulmuştur. Şikayet edilen Yeminli Mali Müşavir sayısı ise, 362 dir. Demek ki, bir Yeminli Mali Müşavir hakkında birden fazla şikayet söz konusudur. Çalışanlar listesine kayıtlı sayımızın 1000 civarında olduğu nazara alınırsa, Yeminli Mali Müşavirlerin % 35 i, % 36 sı disiplin suçu işlediği iddiasıyla şikayet edilmiştir. İşte bu sayılar, konunun gündeme getirilmesini zorunlu kılmıştır. Nasıl bir meslektir ki, disiplin suçu işlediği iddiasıyla her 3 kişiden 1 i suçlanmıştır. Suçlananlar arasında kimler yok ki. Teorik olarak bakıldığı zaman, şu salonun üçte bir şikayet edilmiş.içinizde vardır, mutlaka şikayet edilen. Bürokrasinin tepe noktalarında görev yapmış, yayınları ile mesleğe hizmet etmiş, bilgi ve deneyimi ile kendisini kanıtlamış, oda organlarında çalışmış kişilerde bu kervana dahildir. Bu tempoyla bir süre sonra şikayet edilmeyen kimse kalmayacaktır. Şikayetlerin hemen tamamı tek bir konuyla ilgilidir. Yani bu şikayetleri yapanlar ne işverenlerdir, ne meslektaşlardır. Bu konu, tasdik yetkisinin 75

gerçeğe aykırı kullanılmasıdır. Şikayet konumuz bu. Bu çok ağır bir ithamdır ve bu ithamında doğruluğuna karar verecek mercilerde bellidir ve bu mercilerin kararlarına herkesin saygı göstermesi gerekir. Disiplin Yönetmeliği ne göre şikayeti önce Yönetim Kurulu görüşür. Kovuşturmaya karar verirse, Disiplin e sevk eder. Disiplin Kurulu Kararına, Birlik Disiplin Kurulu nezdinde itiraz edilebilir. Tabii ki son söz burada Başkanın diyemeyeceğim. Yargının dır. Açıklanan bu prosedür dahilinde, şikayetler nasıl sonuçlanmaktadır? baktığımız zaman, şikayet edilen 362 kişinin savunmasını alarak yaptığı inceleme sonucu Yönetim Kurulu 76 kişiyi disipline sevk etmiştir. Geri kalan 286 kişi hakkındaki şikayetler, yerinde görülmemiştir. Disiplin Kurulu ise, 46 Yeminli Mali Müşavire muhtelif cezalar vermiştir. Bunların dökümü var. Sonra arzu edene sunabiliriz. Yönetim ve Disiplin Kurulu birkaç istisna dışında kararlarını oybirliği ile almaktadır. Verilen cezalar büyük ölçüde Birlik Disiplin Kurulu nca onaylanmıştır. Yargıya başvuru yok denecek kadar azdır. Bu durum, bu tablo, kararların isabetli, şikayetlerin asılsız olduğunu net bir şekilde göstermektedir. Şikayet edilen Yeminli Mali Müşavirin ancak 46 sı cezalandırılmıştır. Diğer bir anlatımla, tüm çalışanların üçte birine yakını boş yere şikayet e- dilmiştir. Adımızın tasdik yetkisini gerçeğe aykırı kullanıldığı suçlamasıyla resmi yazışmalarda geçmesi, deşifre olunması, savunma verilmesi, kişisel ve mesleki saygılığımız açısından üzüntü vericidir. Onur kırıcıdır. Ayrıca bazı görevlendirmelerde hakkında disiplin kovuşturması olup olmadığı sorusu bazı birimler tarafından, Oda yı ve Yeminli Mali Müşaviri zor durumda bırakmaktadır. Diğer taraftan konu hak, hukuk, adalet ise, sayıların bir önemi de olmamalıdır. Haksız yere suçlanan bir kişi bile olsa toplumun vicdanı sızlamalı, tepki gösterilmelidir. Dolayısıyla duyarsız ve kayıtsız kalamayız. Sürekli şikayet korkusu ve baskısı altında bu meslek icra edilemez. İster istemez meslektaşlar pasifize olmaktadır. Beklide sessizliğin, suskunluğun nedeni de, kaynağı da şikayet korkusudur. Kurallara ve standartlara uygun çalışılmasına rağmen, neden şikayet edilme korkusu yaşansın ki, ama yaşanıyor. Yaşanmıyor mu arkadaşlar? Böyle bir korku yaşamıyor musunuz? Yaşanmıyorsa, o zaman konuşmamızın bir gereği yok. SEZAİ ONARAL Evet, yaşanıyor. ZAFER ALTINTAŞ Evet, bekliyoruz. Tabanın da sesi çıkmıyor korkudan mı çıkmıyor? Bilmiyorum, sessiz dinliyorsunuz. SEZAİ ONARAL Arada konuşmacıyı destekleyin. ZAFER ALTINTAŞ Şimdi Yeminli Mali Müşavirlerin üçte birinin gereksiz yere şikayet e- dilmesine sebep olan ve korku saçan sistemi iki aşamalı inceleyelim. 1. Tasdik kapsamında olan firmaların incelenmesi ile inceleme de takip edilen yöntem ve mantığın sorgulanması. Şikayetin kaynağı, tasdik kapsamında olan firmaların incelenmesidir. 76

2. Bulunan matrah farkından Yeminli Mali Müşavirin sorumlu tutulması ikinci aşama. Süreç otomatiğe başlanmış gibi işlemektedir. Tasdik kapsamında olan firmaların denetim elemanlarınca incelenmesinden başlayarak konuyu açalım. Yasamızın 12 nci maddesinin 4 üncü fıkrası hükmü ile Yeminli Mali Müşavirlere vergi matrahının doğruluğunu tasdik etme yetkisi verilmiştir. Kamunun vergi incelemesinde yetersiz kalması nedeniyle, Yeminli Mali Müşavirler devreye sokulmuştur. Yasamıza göre, İdarenin teftiş hakkı saklı kalmak kaydıyla Yeminli Mali Müşavirin tasdik ettiği belgeler kamu görevlilerince incelenmiş kabul edilmektedir. İdare teftiş hakkını şu veya bu nedenle kullanmaktadır ve olayı tetikleyen bu tutumdur. Oysa İdare bu hakkını kullanırken, vergi sistemimizin içinde bulunduğu açmazları dikkate alarak rasyonel davranmalıdır. Açmazlar nelerdir? Çağdaş vergiciliğini temel ilkesi beyan esasıdır. Beyan esasının geçerli olduğu sistemde etkin ve yaygın denetim de olmalıdır. Aksi halde beyan esası uygulanamaz. Nitekim ülkede beyan esası iflas etmiştir. Rakamlara boğulmadan bunu kanıtlayan birkaç tespit şunlar; Gelir ve Kurumlar Vergisi nin payı giderek düşmektedir. Gelir üzerinden alınan vergilerin neredeyse tamamını ücretliler ve birkaç bin kurumsallaşmış şirketle, her şeye rağmen yok etmeyi başaramadığımız KİT ler ödemektedir. Geçen sayın Vergi Dairesi Başkanı nın konuşmasına şahit oldum. Rakamlar aklımda yanlış kalmadıysa, bu yılı yüz bin Kurumlar Vergisi Beyannamesi de sıfır matrah.beyan edilmiş. Eğer yanlış aklımda kalmadıysa % 50 oranında. Yüzbinlerce mükellefin ödediği vergi, meslek grupları itibariyle yayınlanan rakamlardan da görüldüğü üzere gülünç ve düşündürücüdür. Hızlı nüfus artışına rağmen, beyannameli mükellef sayısı yerinde saymaktadır. Belki de azalmaktadır. Bu durum, sadece adil vergilendirmeyi ve kamu finansmanını ilgilendirmemekte, vatandaşlık bilincinin oluşumunu engellediğinden demokrasiyi de zaafa uğratmaktadır. Herkes beyanname verir ve bu beyana göre vergisini bizzat öderse altını çiziyorum, bizzat öderse, yöneticilerden hesap soracak, hizmet bekleyecek, beğenmezse oylarıyla değiştirecek demokrasi işleyecektir. Demokrasi böyle işler. Bu durum, oda aidatları için de geçerli midir? Bilmiyorum. Ücretlilerden ve tüketimden alınan vergiler bu işlevi göremez. Burada bizzat dediğimiz şudur; Yani ücretlinin ödediği vergi, vergi değil esasında o anlamda. Bir vatandaş yıl sonunda beyannamesini verir de, cebinden bir para öderse o dur vatandaşın bilincini geliştiren, yoksa biz de yıllarca vergi ödedik a- ma, farkında değiliz. Biz aldığımız paraya bakıyoruz. Cebimize giren paraya bakıyorduk. Böyle çarpıcı bir tablo karşısında denetimin etkinleştirilmesi ve yaygınlaştırılması gerekirken, tasdik kapsamında olan firmaların öncelikle incelenmemesi gerekir. Bunu şunun için anlattık. Bu tablo karşısında binlerce kişi arasından özenle seçilerek, uzun ve yorucu bir eğitim ve deneyim sonucu yetiştirilen inceleme elemanları daha verimli kullanılmalıdır. Diğer taraftan, Oda organları da şikayetlerden nasibini almaktadır. İki yada üç şikayet dosyası, Yönetim Kurulu nun her oturumunu bloke etmektedir. Mesaisinin % 80 ini almaktadır. İstense de başka icraata zaman kalmamaktadır zaten. Dışarı vurmasak da içimizden eleştirirken haksızlık et- 77

meyelim. Daha fazla bir şey diyemeyeceğim bu konuda. Seçim sonuçlarını etkilemez bu tür eleştiriler. Tasdik kapsamında olan firmaların incelenmesi, zaten ihtiyari olan tam tasdike talebi düşürmektedir. Son yıllarda tasdik sayısının artmamasında bu uygulamanın payı inkar edilemez. Yeminli Mali Müşavirler muhasebe düzenine ve Hazineye tahminlerin ötesinden önemli katkılar sağlamaktadır. Üstelik bu hizmeti yaparken devlete hiçbir maliyetleri yoktur. Sıfır maliyette bu kamu hizmetini yapmaktadırlar. Aksine devlet, prim ödemeden doğabilecek muhtemel zarar ziyana karşı alacağını bir nevi sigortalatmıştır. Yine KDV iadelerinin İdareyi felç ettiği dönemlerde, Yeminli Mali Müşavirler binlerce rapor yazarak hem İdarenin yükünü hafifletmişler, hem de ihracatçıların finansman sıkıntısını gidermişlerdir. Birkaç kötü örnek nedeniyle İdare kendi elemanlarından istemediği bilgi ve çalışmayı Yeminli Mali Müşavirlerden beklemiş, getirilen düzenlemeler neticesinde firmalar Dış Ticaret Sermaye şirketlerine yönelmişler, pek çok Yeminli Mali Müşavir i- şinden olmuş. Onlarca firmanın iadesinin bir Yeminli Mali Müşavir raporuyla alınması gibi sağlıksız ve tekelci bir oluşuma neden olmuştur. Nalıncı keseri gibi devlet lehine, tek taraflı işleyen bu sistemin baltalanmaması, teşvik edilmesi, yaygınlaştırılması gerekir. Bu bağlamda bir önerimiz olacaktır; Madem inceleme oranı yükseltilemiyor, o zaman geçmiş yılların denetiminde Yeminli Mali Müşavirlerden de yararlanma olanağı araştırılmalıdır. Özellikle, sürekli devir KDV gösteren mükelleflerin indirimleri ve mahsupları tasdik raporuna bağlanabilir. Zira, İhracatta KDV iadesinde birinci, ikinci, üçüncü alt firmalara kadar gösterilen aşırı hassasiyetin yurt içi işlemlerinde gösterilmemesi vatandaşın ödediği Katma Değer Vergisi nin Hazine ye intikalini önlemektedir. Bu tür uygulamaya göz yummak, devamlı Devir Katma Değer Vergisi gösterilmesi, bunun incelenmemesini anlamak mümkün değildir. KDV tahsilatının belli sektör ve kurumlardan elde edilmesi bunun açık delilidir. Tasdik kapsamında olan firmaların incelenmesi ve KDV iadelerinde çıkarılan güçlüklerin bir nedeni olmalıdır. Neden böyle davranıyor İdare? diye sorduğumuz zaman, bunun cevabı şöyle oluyor; İdare Yeminli Mali Müşavire güvenmemektedir. Bazı kötü örneklerin yanı sıra sisteminde bu güvensizlikte rolü olabilir. Mükelleflerin diledikleri Yeminli Mali Müşaviri seçmesi, değiştirmesi, sınırsız sayıda müşteri portföyü oluşturulması, ücretin müşteri tarafından ödenmesi, rotasyon olmaması, güveni sarsıcı unsurlar olarak görülebilir. Rotasyon derken işvereni kastediyorum, yani O- dayla ilgisi yok, yanlış anlaşılmasın. Güven tesisi için gerekiyorsa yeni modeller araştırılmalıdır. Her şeyden önce, bir Yeminli Mali Müşavirin sarf edeceği işgücü hesaplanarak tasdik sayısına standart getirilmelidir. Eleman sayısı, kalitesi ve donanımı onlarca, hatta yüzlerce tasdiğin gerekçesi olamaz. Yeminli Mali Müşavirlik mesleği bir uzmanlık işidir. Nasıl bir hastabakıcı doktorun yerini alamazsa, elemanı da Yeminli Mali Müşavirin işini yapamaz. Standartların belirlenmesi mesleğin kalitesini yükseltecek, güveni sağlayacaktır. Yüzler- 78

ce sayıda tasdik raporu düzenlense de yaptırım uygulanamamaktadır. Daha önce çok sayıda rapor yazan birine verilen ceza, belirlenmiş bir standart olmadığı gerekçesiyle Danıştay ca kaldırılmıştır. Sınırsız sayıda tasdikin diğer bir sakıncası da tekelciliğe neden olması, gelir dağılımını bozmasıdır. Bir yanda bu meslekten zengin olmuş, lüks otellerde davet verenler, bir yanda zar, zor ayakta durmaya çalışanlar. Mesleğe yeni başlayanlar ile işleri bozulanlara destek olmak sosyal adaletin olduğu gibi, mesleğin geleceği bakımından da önemlidir. Gündemden düşmeyen haksız rekabet, fiyat kırmalar bu şartlar da kaçınılmazdır. İnsan aç kalıncı i- nançlarını bile yer demişler. Bu bizde tersine işler. Üç, beş firma ile mütevazı bir hayat sürenler inançlara, değerlere saygılıyken, karnı tok, gözü aç olanlar ise, etik metik demez tüm değerleri yerler, yutarlar. Kimse durduramaz. Diğer taraftan, incelemelerde takip edilen yöntem ve mantık da sorgulanmalıdır. Bugünkü anlayış ve yöntemlerle vergi incelemesini yaygınlaştırmak, mevcut vergi adaletsizliğini körükler. Adaletsizlik kayda girmekle başlamaktadır. Kayıtlı olanlardan bilanço kalemleri ayrıntılı, iyi kötü vergi veren mükelleflerin incelenme riski yüksektir. Özellikle turne mahallerinde dosyasında YMM raporu varsa, o risk daha da fazlalaşır. Düşük beyanda bulunan, alışverişlerde belge kullanmayan işletme defteri tutanlar pek itibar görmezler. Kayda girmeyenler ise, zaten doğuştan şanslıdırlar. Bu koşullarda iş hacmi belli büyüklükte olan firmalar sürekli incelenir, her incelemeden de matrah farkı bulma çabası adaletsizliği derinleştirir. Tam inceleme sonunda, tenkit içermeyen kabul raporu yazıldığına pek tanık olunmamaktadır. Bu da tahlil edilmelidir. Neden kabul raporu yazılmıyor? Bilgisayarla muhasebe tutulması ve mesleğin kalitesinin yükselmesi sırf defter ve belgelere dayanarak matrah farkı bulunmasını zorlaştırmaktadır. Bu nedenle, yoruma dayalı tarhiyatlar ağırlık kazanmaktadır. Bir a- raştırmaya göre raporlarda öngörülen tarhiyatlar, büyük oranda yargıda kaldırılmaktadır. Bu yüzden, klasik vergi inceleme yöntemleri çağa uydurulmalıdır. Yeni, yeni atılmaya başlayan olumlu adımlar hızlandırılmalıdır. Mernis projesi hayata geçirilerek tüm faaliyetler elektronik ortamda izlenmeli, harcama ve tasarrufla bağlantı kurulmalı, saydamlık sağlanmalı, denetim çok başlılıktan kurtarılmalıdır. Çok başlılığın nasıl kısır çekişmelere neden olduğuna, basında çıkan haber ve ilanlara kadar her yerde şahit olunmaktadır. Hatta gruplar arası denge ve mozaik konusunda duyarlılığı bilinen yönetime rağmen, hataen de olsa bu çekişme Platform dergisinin önsözüne kadar yansımıştır. Diğer bir hususta, performansla ilgilidir. Rapor sonucu Hazine ye intikal eden bir gelir olması halinde, rapor sahibi maddi ve manevi yönden ödüllendirilmelidir. Yargıdan dönen raporlar terfi ve atamalarda dikkate a- lınmalıdır. Önerilerimize devam edersek, belli plan ve program çerçevesinde sektörel bir yaklaşımla, mümkün olduğu kadar çok sayıda mükellefin incelenmesi hedeflenmeli, illa matrah farkı bulmak için zaman kaybedilmemeli, cari denetime ağırlık verilmeli, ceza değil, eğitim esas olmalıdır. Mecbur kalınmadığı sürece zamanaşımına uğrayacak dönemlerin incelenmesinden kaçınılmalıdır. Bu incelemeler verimsizdir. Gecikme faizi ilave 79

cezaya dönüşmektedir. KDV de alt firmaların bulunmaması ayrı bir sorundur. Zamanaşımı süresi kısıtlanmalıdır. Özellikle mesleği bırakmış veya firması kapanmış veya firma ile ilişkisini kesmiş Yeminli Mali Müşavir zor durumda kalmaktadır. Bulunan her matrah farkından Yeminli Mali Müşavirin sorumlu tutulması, konuşmamızın ikinci bölümünü teşkil etmektedir. Tasdik kapsamındaki firmaların incelenmesini, Yasanın amacına ters düşme pahasına ve anlatılan sakıncalara rağmen, İdarenin tasarrufu olarak kabul edelim. Edelim de incelemelerde de mevzuata ve hakkaniyete uygun davranılmalıdır. Şöyle ki, incelemeler merkezi denetim elemanlarınca yapılmalıdır. İnceleme sürecinde Yeminli Mali Müşavirle temasa geçilmeli, bilgi istenmelidir. Yeminli Mali Müşavirin mali sorumluluk ve disiplin kovuşturmasına tabi tutulabilmesi için, isnat edilen suç açıkça belirtilmeli, ihmal ve kusur aranmalıdır. Uygulamada maalesef bu hususlara dikkat edilmemektedir. Bulunan matrah farkı ile Yeminli Mali Müşavirlerin ilişkisi ortaya konmadan disiplin kovuşturması ve mali sorumluluk istenmesi mevzuata ve genel hukuk ilkelerine aykırıdır. 18 Nolu Genel Tebliğ şöyle diyor; Bulunan matrah veya vergi farkı ile YMM lerin yukarıda belirtilen sorumlulukları arasındaki ilişkiyi, inceleme raporunda net bir şekilde ortaya koyacaklardır. denmektedir. Bu tebliğe rağmen, matrah farkı ile Yeminli Mali Müşavirin sorumluluğu a- rasında bir ilişki genelde kurulmamaktadır. Bunun sonucu, istisnasız bulunan her matrah farkında dolayı ihmal, kusur aranmaksızın Yeminli Mali Müşavirler sorumlu tutulmaktadır. Tebliğe aykırı dayanarak, Yeminli Mali Müşavirleri maddi ve manevi yönden mağdur etmenin nedenini anlamak mümkün değildir. İşin ironik tarafı, inceleme elemanları ya YMM sıfatını taşımaktadırlar, ya da potansiyel Yeminli Mali Müşavirlerdir. Yeminli Mali Müşavirlerin bir kısmı bu yolla mesleğe intisap etmiştir. Keza mensubu olmaktan her zaman gurur duyduğum Gelirler Kontrolörlüğü camiasındayken ben de bu sıfatı taşıdım. Ayrıca, muvazzaf inceleme elemanları, Oda organlarında görev dahi üstlenmişlerdir. Bütün bunları, ayrıcalık beklediğimiz için değil, bir gün aynı safta buluşulacağını, aynı havanın solunacağını, aynı yazgının paylaşılacağını vurgulamak için söylüyorum. Makamlar, rütbeler gelip geçicidir, bazı istisnalar dışında. Önemli olan hukuktur ve bir gün herkese lazım olacaktır. Zamanında yetkilerini aşanların sonradan başları sıkıştığında hukuk diye yakınmaları ibretle izlenmiştir, izlenmektedir. Biz yine de Yeminli Mali Müşavirleri mağdur eden uygulamalarda art niyetin olmadığını, baştan beri gelen bir yanlışlığın sürdürüldüğünü düşünüyoruz. Önerimiz şudur; Bir etik kurul oluşturulmalıdır. Bu kurulun görevi, mevzuata aykırı hareketleri izlemek ve değerlendirmek olmalıdır. Kurulun varlığı bile keyfi uygulamalara set çekecektir. Diğer hususta, inceleme raporunda disiplin kovuşturması istenmese bile, Bakanlığın yine de şikayetçi olmasıdır. Şikayet yazıları matbudur. Okuyalım ama, zaman yok. Şikayetler inceleme raporu ekindedir. Bu inceleme raporunda herhangi bir talep olmamasına rağmen, Bakanlık gerçeğe aykırı rapor düzenlendi gerekçesiyle disipline sevkini talep edebilmektedir. Bu uygulamaya karşı yapılması gereken bellidir. İnceleme raporunda disiplinle ilgili bir talep yer almıyorsa, YMM nin savunmasına başvurulmadan şikayet işleme konulmamalıdır. Bu kadar basit. 80

Esasında şikayet dosyalarının % 80 ini disipline sevk etmemek suretiyle, Yönetim Kurulu bunu fiilen gerçekleştirmektedir. Kendilerini kutluyorum bu bakımdan ve bu tür kutlamalara daha çok fırsat vermelerini bekliyoruz. Gerçekten burada iyi bir eleme yapılmaktadır. Ama önemli olan dosya bazında değil, ilke olarak bu tutumu benimsemektir. Zaten somut bir bilgi i- çermeyen, illiyet zabıtası kurmayan bütün şikayetler böyle değerlendirilmelidir. Sonuçta sistemi şöyle formüle edebiliriz; Tasdik kapsamında olan firmanın incelenmesi, incelenen her mükelleften matrah farkı bulunması, her farktan ilişkisi olsun, olmasın Yeminli Mali Müşavirin sorumlu tutulması. Bütün sistemimiz budur, bizim. Bu uygulama karşısında mükemmel bir tasdik raporu da yazsanız, ağzınızla kuşta tutsanız nafile. Şaşırtıcı olan, bu tuhaf sürecin bugüne kadar nasıl sürebildiği, önlem alınmadığıdır. Bu tutum yüzünden incelenme Yeminli Mali Müşavirin en büyük korkusudur. Bu korku giderilmeden huzur bulamayız. Bu demin bahsettiğim genel uygulamaydı. Bir de özel durumlar var. Tasdik raporunda arkadaşımız eleştirdiği bir konuyu belirtiyor, yani bir yerde ihbar ediyor firmayı. İncelemeye gidiyor, inceleme sonunda inceleme elemanı aynı konuda rapor yazıyor ve arkadaşı sorumlu tutuyor. İkinci bir durum; Teyit almış arkadaşımız. Teyit alarak rapor yazıyor. Hem teyit alanı, hem teyit vereni disipline sevk e- diyor ve mali sorumluluk istiyor veya çok cüzi bir matrah farkı bulmuş. Beyanı 1 trilyon, 10 milyarlık bir matrah farkı bulmuş, yine disipline sevk ediyor, yine ceza istiyor. Çok ihtilaflı bir konu. O konu da Danıştay Kararı var. İnceleme elemanı bunu dikkate almadan matrah farkı tespit ediyor, yine sorumluluk raporu yazıyor. Bazen hiç rapor yazmasanız da yine sorumluluk oluyor. Olabiliyor. Olayları yaşayanlar burada. Yaşayanlar varsa, başlarına gelenler burada anlatsınlar. Daha iyi anlatırlar. Son olarak, gerçeğe aykırı rapor düzenlemek fiili üzerinde durulacaktır. Çünkü suçlama nedeni budur. Şikayetin odak noktası budur. Yeminli Mali Müşavir raporunun gerçeğe aykırı olduğunu iddia eden, sonuçta bir inceleme raporudur. Bu iddia doğru mudur? Elbette yargı karar verecektir. İnceleme raporu doğrultusunda yapılan tarhiyat reddedilirse, yani inceleme elemanı raporu yargıdan dönerse, nasıl bir tablo ortaya çıkmaktadır? YMM raporu gerçeği yansıtmaktadır bu durumda. İnceleme elemanı raporu gerçek dışıdır. Başka bir izahı yok bunun. Raporun Hazine lehine olması fark etmez. İster Hazine lehine olsun, ister aleyhine olsun, yargıda kabul görmeyen her rapor, gerçek dışıdır. İki soru soralım ve konuyu kapatalım. Birincisi; Geçersiz bir rapor nedeniyle uğranılan kayıpların hesabını kim verecektir? Birinin bu hesabı vermesi lazım. İkinci soru; Yargı kararıyla gerçeğe aykırı olduğu sabit olan raporu yazanların sorumluluğu var mıdır? Buyurun tartışalım. Değerli meslektaşlarım, yeni iş alanlarının açılmaması, tekelcilik, haksız rekabet, fiyat kırmalar, gelir dağılımındaki adaletsizlik, 12 inci madde, Türk Ticaret Kanunu taslağı, SPK, BDDK ve benzeri kurumların tutumu, Maliye İdaresinin yaklaşımı, her gün yaşanan ve konuşulan, ancak ilgili platformlarda yeterince seslendirilemeyen ve çözülemeyen sorunlardır. 12 nci maddeyle ilgili bir, iki cümle söylemeliyiz; 81

Demoklesin kılıcı gibi 17 yıldır tepemizde sallanan, akla, mantığa, hukuka aykırı bu madde mezardan sonra da peşimizi bırakmamaktadır. Son bir olaya şahit olduk. Bir hocamız vefat etmiş, ama onun mirasçılarına ödeme emri gelmiştir. 17 yıldır değişmeyen Yasa, temel Yasa, Anayasa kalmamışken, hatta rejim bile renk değiştirirken Meslek Yasamızdan bir çivi dahil sökülmemiştir. Yanlış anlaşılmasın. Kimse sorumluluktan kaçmıyor. Herkesin kusuru oranında işleyen bir sorumluluk istiyoruz. Biz sorumluluktan yanayız. Tepemizde sallanan bir sorumluluk değil. Yeni iş alanlarına kısaca değinmek gerekirse; Her ne kadar kağıt üzerinde kimlerin yaptığı bilinmeyen 30 küsur iş çeşidimiz görülüyor ise de esas işimiz, hala tam tasdiktir. Bu duruma bakıp ROSK raporunda ileri sürülen, Yeminli Mali Müşavirler sadece vergi incelemesini bilirler, muhasebe ve mali tablolardan anlamazlar görüşünü şiddetle reddediyoruz. Kurumsallaşma ve küreselleşmeye bağlı olarak gereksinim duyuldukça, diğer sahalarda da faaliyetler başarı ile sürdürülecektir. Saydığımız ve sayamadığımız sorunları öncelikle bizler sahiplenmeliyiz. Örneğin, bugünkü konu şikayet edilen 362 kişiyi doğrudan ilgilendirmekteydi. Beklerdik ki, meslektaşlar bu salonu doldursun. Seslerini duyursun. Sesimizi duyurmak bir saptamadır, tespittir. Eleştiri değildir. Muhalefet etmek veya show diye nitelenemez. Kaldı ki eleştiri de, muhalefet de sağlıklı bir yapılanma için şarttır. Yönetim de eleştiriden memnundur. Memnun olmalıdır. Çünkü zarar vermez, yerlerini sarmaz. Sorunların çözümünü yalnızca seçilmiş kişilerden beklemek kolaycılıktır. Bizlerin baskısı, katkısı olmadan Yönetim Kurulu tek başına sorunların üstesinden gelemez. Uzun yılların getirdiği yorgunluk, pek göremiyorum ama bıkkınlık, ancak bizlerin desteği ile aşılır. Motivasyon sağlanır. Konuşmamı geçenlerde okuduğum bir sözle noktalıyorum. Şöyle diyordu; Bu memleket uzun laftan battı. Biz de biraz uzattık ama, fırsatlar da değerlendirilmeliydi. Şikayetlerden uzak, huzur dolu, korkusuz günler dileğiyle hepinizi tekrar saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. BAŞKAN SEZAİ ONARAL Efendim Zafer beye çok teşekkür ederiz. Dersini çok iyi çalışmış. Fevkalade noktaları tespit etti. Yönetim Kurulu ile ilgili olarak söylediklerinin dışındakilerin hepsine katılıyorum. Şimdi bu esasında Genel Kurul için bir provaydı. Genel Kurul da ben bunlara tek tek cevap vermek durumundayım ama, burada değilim. Oturum Başkanlığı başka, Genel Kurul başka. Ancak, taraf olmamak kaydıyla bir, iki noktayı burada söylemek mecburiyetindeyim. Bir kere inceleme elemanlarıyla ilgili olarak söylediklerinin hepsi doğru. İnceleme elemanlarından gelen arkadaşlar oradaki sistemin nasıl işlediğini çok iyi bilirler. Ben 40 senedir şunu gördüm; İnceleme elemanları ve ilgili olarak yapılan işlemlerde yöneticiler hiçbir zaman etkili olmamıştır. Bir kere sorunların bir numaralı özelliği bu. Yani bir inceleme e- lemanı müstakildir, bağımsızdır. İstediğini yapar. Mesleği bu olaylardan soyutlamak kolay değil. Ben bu noktada bir cümleyi söylemek isterim. Ancak şunu sağlamak için, yani inceleme elemanlarının bu tutumunu değiştirmek için. Odamızda ne yapılmıştır? Yani soru bu. Benim teklifim var. 82

Zafer bey dersini çok iyi çalışmış. Bütün kurumlara gidelim, 45 şer dakika bunları bir anlatsın. Oradaki değerli inceleme elemanlarımızda bundan yararlansın. İstiyorsanız bu organizasyonu ben yapmaya hazırım. Ancak şu kadarını söyleyeyim; Ben kendi mensubu olduğum, bölgecilik olsun diye söylemiyorum. Gelmiş, geçmiş bütün Kurul Başkanlarına ve Bakanlara bu anlattıklarımın hepsini anlattım. Zafer beyin dediği gayet doğru. Siz bir rapor yazıyorsunuz, inceleme elemanı onun üstüne yazıyor raporu. Aynı cümleyle yazıyor. Hatta ifade ettiği gibi, Yeminli Mali Müşavir olayı anlattığı halde, bunun üzerine sorumluluk raporu yazıyor ve bu biraz suimisal hanımlar, beyler. Bu bir kere yanlış. Bu olmaz. Ama bu konuda buna, şöyle yap, böyle yap diyecek bir adam varsa Maliye Bakanlığı nda ben hepinize garanti veririm. Şöyle; En son bir Hesap Uzmanları Kurulu Başkanı nın ağzından duydum. Kendisine teşekkür ettim. Kötü niyetli YMM yle, iyi niyetli YMM yi ayırt ediniz lütfen. Hepsini aynı ayara sokmayınız. denildi. Bunu dünya gözüyle bunu duyduk. Aman aşağıdaki bunun etkisi nedir? Bunu hiç kimse bilemez. Ben size başka bir şey söyleyeyim; Şu andaki Maliye Bakanı, bir inceleme elemanı. Hadi kendi lehine, aleyhinde olan incelemeleri söylemiyorum. Başka bir incelemeye etki yapabilir mi? Gördünüz mü örneğini? Bunlar suimisal. Kusura bakmayın, yaptıramazsınız. Bu koşullarda, çeteris, paribüs. Yeminli Mali Müşavirlerin yaptığı iş; Bir çok bakımlardan Zafer beyin söylediği gibi, herkese batıyor. Önce inceleme elemanlarına batıyor kardeşim. Çünkü, sanki yapmış oldukları varsayılan inceleme elemanı yetkisini, biz bunlardan almışı gibi yorumladık. Birinci notlardan bir tanesini okudum, yaşıyoruz. Zafer beyin söylediği hani bir kurul diyor, etik kurul, v.s. Bende 15 senedir bir liste var. Person nongrata listesi. Bakın bende var. Bu adamalar o kuruldan buraya geldikleri zaman, istintak ediliyorsunuz. Bunu biliyor muydunuz? Niye geldin kardeşim buraya? diye. Bu tabii özel bir şey, yani bunun kuralı yok. Efendim, niye 10 seneyi doldurdum; geldim diyor. Ben de diyorum ki, Sen orada mesleğe yararlanmadın, meslek lehine çalışmadın, aleyhine çalıştın. O zaman niye geldin kardeşim? Bu biz tabii kuruluş yıllarında yaptık. Kurum halinde bir yere getirmemiz şöyle olabilir; Zafer beyin çok da güzel önerileri var, biliyorsunuz, dinlediniz. Yani böyle bir işlemin Oda tarafından tespit edilerek yapıldığının bilinmiş olması bile, bunları etkiler. Bunları etkiler. Yani burada ben bütün notları aldım ama, bütün bu soruların tamamen muhatabı biz olmadığımız için, yani birazda size değiyor ucu. Yani hepimize deyiyor. Ben hepsine tek tek cevap vermek ihtiyacı duymuyorum. Ama bu nokta beni çok rahatsız ettiği için, son derece hepimizi rahatsız ettiği için, ilgilendiriyoruz. Şu anda, her yerde söylüyorum; Maliye Bakanlığı hala bir numaralı sorunu, inceleme elemanları sorunu değil mi hanımlar, beyler? 50 senedir böyle. Şimdi siz bunu çözememişsiniz bakın. Oturum Başkanıyım ya, biraz konuşma hakkımı kullanayım müsaade ederseniz. Bunu çözememişsizi, üstüne Yeminli Mali Müşavirlik diye mesleği getirmişsiniz. Verdiğinizde destek vermişsiniz. Şahıslar değişmiş. Destekten vazgeçilmiş. Peki 95 ten bu yana Yeminli Mali Müşavirlere bir iş verildi mi? Verilmedi. Şahıslara göre değişiyor. Bizim ülkemiz böyle. Bir adam geliyor diyor ki, Ben buna destek vereceğim. Bunu götüreceğim. Ertesi gün geliyor başkası bu şartları değiştiriyor. Şimdi bütün bunlarla tabii esas görevimiz bizim olmakla beraber, müştereken kavgayı 83

yapmamız lazım. Müştereken. Mesela, disiplin konusu. % 30 u disiplin konusu yapılmışsa, bunda bir terslik var herhalde değil mi? Disiplin Kurulu bizim Odamızın en çok çalışan ünitesi. Çünkü en az cezayı onlar veriyor. Hak etmediği takdirde kimseye ceza verilmiyor. Biz en azından bunu sağlıyoruz. Bu konuda objektifiz. Şimdi diğer konuşmacılara imkan vermek bakımından, ben konuyla ilgili bir takım notlarımı aldım ama, mesela güven konusu. Kusura bakmayın. İbrahimciler de burada. İnceleme elemanları dahil İdare önce kendisine güvenmiyor kardeşim. Kayda girsin. Kendisine güvenmiyor. Bir kısmı da sonra kendisini pencereden atıyor. Yaşanmış olaylar var. Onun için güven unsuru sağlamak bu ülkede kolay değil. Kimse kimseye güvenmiyor ki. Bize kim güveniyor bakın; Mükellefler güveniyor. Neden? Yani üç, beş unsurdan bir tanesi bu. Sizin gibi insanlara, meslektaşlara ihtiyacı olduğu için güveniyor. Zaten böyle birisine ihtiyacı var. Yani bu güven unsuru kolay kolay bugünden yarına düzelecek, ha ilk yıllarda güveniliyordu. İlk yıllar farklıydı, şimdi farklı. Bir de tabii Yeminli Mali Müşavirlerin fiyat kırma konusu. Bunu da söyleyeyim de. 15 senedir bu Odaya, bakın Zafer beyin söylediği 1132 tane şikayet geldi ama, fiyat kurma konusunda iki tane şikayet geldi. Evet. Mecidiyeköy deyken hatırlıyorum, bir arkadaş geldi bana. Haftada bir geldi. Birisi fiyat kırıyor, şikayetçiyim dedi. İsmini ver diyorum. Vermiyor. Üçüncü defa geldiğinde dedim ki, Şekerim senin hakkında da şikayet var. İstiyorsan ben sana bunu onu söyleyeyim. dedim. Bir daha gelmedi. Getirin müdellel bir olayı, işte bakın Disiplin Kurulu burada hepsi. Burası Odamızın dost meclisi. Getirin ibreti alem için, ceza verelim. İşte Yönetim Kurulu da burada. İki tane Oda ne diyor biliyor musunuz? Yuvarlak laflarla şöyle diyor; E peki bizim işlem yapabilmemiz için, biraz bize bilgi vermeniz gerekmez mi? Biraz müdellel bir şey getirin. Siz o zaman şunu sorma hakkına sahipsiniz; Efendim siz bu konuda işlem yapmıyorsunuz. diyebilirsiniz. Demin arkadaşın biri, Düğün yemeği veriyor. Bende katıldım. Fena mı? Yemek yedim, şimdi Allah için. Ama bunun reklam çizgisini de iyi belirlemek lazım. Yani şimdi bizim Reklam Komisyonu da burada ya. Adam diyor ki, Ben Ahmet oğlu Mehmet. Yeminli Müşavir ismini kullanmadan müşterilerine davet veriyor. Verir mi, vermez mi? Bütün bunlar cahil suali. Şimdi beni Zafer bey tahriş ettiği için biraz fazla konuştum. Kusura bakmayın. Benim bu kadar söz hakkım yok. Sıra Sabri beyde. Buyurun Sabri bey, kaldığımız yerden devam edelim. SABRİ TÜMER Teşekkür ediyorum sayın Başkan. Saygıdeğer üstatlarım, saygıdeğer arkadaşlarım hepinize saygılar sunuyorum. Saygıdeğer arkadaşlarım bu tür toplantıların Odamızda sürekli yapılması gerekir. Batıda mesleğin kurallarını ve geleceğini Meslek Odaları tayin eder ve yasal otoriteye götürür. Eğer ihtiyaç hissederse yasal otorite yayınlar ve birçok ülkede de Meslek Odaları yayınlar. Burada disiplinle ilgili, mesleğimizin geleceği ile ilgili birçok konuları konuşarak kitap haline getirerek, tartışarak. Biz kendimizi 21 inci yüzyılın içerisindeki aşılıma hazırlamak mecburiyetindeyiz. Bugün dünya süratli bir değişim içerisinde. Mesleğimizi de bu yöne götürmemiz gerekir. 84

Şimdi saygıdeğer arkadaşlarım, Yeminli Mali Müşavirlik mesleğinin genel tanımına girdiğimiz de, Uluslararası Evrensel tanımını Çalışma U- sul ve Esasları Yönetmeliğimizin başında görmekteyiz. Bütün çıkış noktamızı bu evrensel noktaya, bize verilen bu boyuta koyarak sayın Zafer Altıntaş ın biraz önce, Hep bizi neden denetliyorlar? Neden bizi hep sorumlu tutuyorlar? ı yavaş yavaş bulabiliriz. Diyor ki, genel mesleki standartlarda meslek sahibinin çok iyi bir yeterliliği ve bir meslek unvanı vardır. Doğru. Biz öyleyiz. İyi bir eğitim almıştır ve bilgisi, donanımı yüksektir.dürüstlük, güvenirlik ve tarafsızlık zırhıyla donanmıştır. Sır saklamayı bilir. Sorumludur. Devlete karşı sorumludur. Topluma karşı sorumludur. İşletme sahip ve yöneticilerine karşı sorumludur. Meslektaşlarına karşı sorumludur ve bağımsızdır ve asla rekabet etmez. Bu mesleğin genel kuralları ve bütün uluslararası boyutta her ülkede bizim mesleğin tanımı, bu yedi maddenin üzerine oturmuştur. Bu maddeyi bahsettikten sonra, sözümü şuraya getirmek istiyorum; Böyle güzel bir mesleğin biz Yeminli Mali Müşavirlerin sorumluluğunun doğuşu hangi kriterlerde başlar? Biz neyi yaptığımız zaman sorumluyuz? Neyi yapamadığımız zaman sorumluyuz? Meselenin özünde yatan nokta bu. Eğer biz bunu çözersek, bir Yeminli Mali Müşavir neler yapar? Ne çalışır? Hangi tür çalışma dosyaları hazırlar? Ve bunu yaptıklarını belgeler bir tarafa kor ve yetkili kurullarda bunun savunmasını yapar ve biz bunu oturtabilirsek bir standarda ve bunun da arkasında o- lursak, biraz önce Zafer üstadımızın söylediği sıkıntıların bir çoğunu ortadan kaldırmış oluruz. Şimdi saygıdeğer arkadaşlarım peki bu kriterler nedir? Bu kriterleri Yasa 12 nci madde, 1 inci paragrafında açık açık söylemiş. Yeminli Mali Müşavir işletmelerin Muhasebe Standartları na göre, Denetim Standartları na göre, Mevzuata göre ve Maliye Bakanlığı nın bu hususlarda yayınlamış olduğu tebliğlerde gösterdiği kurallara göre denetim yapar. demiş. Bu kuralları belirlemiş. Bu doğrultuda yapar. demiş. Ama son 4 üncü fıkrada da Doğruluk sözü getirerek, sanki bu kurallarda yapmasına rağmen, Yeminli Mali Müşavir her şeyden sorumluymuş gibi tebliğ ve yönetmeliklere sokmak gayreti içerisine girmiştir. Bu konuyu da kısmen başarmıştır. Şu an Yeminli Mali Müşavirlerin ne yaparsa yapsın, hatta çuvallarla dolusu evrak doldursun, inceleme elemanı nezdindeki bölümde bir lirada bir vergi kaçağı zayii varsa, müşterek müteselsil sorumluluk raporu yazıyor. Bu safhada herhangi bir şekilde Maliye Bakanlığı nın tolaransı yok. Sınırsız sorumlu. Peki buna karşı Maliye Bakanlığı nın görüşü ne? Yetkililerinin görüşü ne? Ne diyor yetkilileri? Bakın çok enteresan, artık Maliye Bakanlığı nda da bazı noktalar gelişmeye başlamış. Sevgili arkadaşlarım, geçmiş dönem sayın Daire Başkanımız Baş Maliye Müfettişi Niyazi Camgir beyefendi bir toplantıda şöyle söylüyor; Çünkü Kanunun 12 nci maddesinde Yeminli Mali Müşavirler tasdik görevini yerine getirirken nelere dikkat edecekleri belirtilmiş. Nedir bunlar? Muhasebe İlkeleri,Muhasebe Standartları, Vergi Mevzuatı ve bütün bunları yaparken bunların bu ilkelere, kurallara, mevzuata uyup uymadığını kontrol ederken de denetim standartlarına göre görevin yapılması gerektiğinden bahsediyor.o zaman başlangıç noktası, yani sorumluluğun başlangıç noktası, doğruluk sorumluluğun başlangıç noktası bu olabilir. Eğer bu çerçevede 85

Yeminli Mali Müşavir tasdik yetkisini gereği gibi kullanmadıysa, yani bunları yerine getirmediyse, buradaki eksiklik, bir zafiyet varsa, o zaman sorumluluktan söz edilmelidir diye düşünüyorum. Yani sorumluluk, kusursuz ve sınırsız bir sorumluluk değil ve ölçütler sınırları objektif ölçülerle belirlenen sorumluluk diye düşünüyorum. Bu düşünme aşamasında uygulamaya da geçti. Aslında bu konuda verdiğimiz görüşler ne derece yaygınlaştı, onu bilemiyorum. Ama tabii bunun tebliğle belki daha... yazıp, bir takım düzenlemelerle yapılması gerekiyor. diyor. Bunu açıkça kendisi Maliye Bakanlığı nda Daire Başkanı iken söylediği sözlerdir. Belki Yeminli Mali Müşavirler Yasamızın 12 nci maddenin 1 inci paragrafında olan hususlar açık sayılmış ve artı tasdik konusuyla ilgili çıkan tebliğler doğrultusunda getirilen kuralları yerine getirmek mecburiyetinde. Bunu getirdiği takdirde, bir Yeminli Mali Müşavirden bir inceleme elemanının yapmış olduğu bir denetim sonucu gibi bir denetim beklenemez. Çünkü onun, inceleme elemanının arkasında 134 ve 135 inci madde var. Bugün Yeminli Mali Müşavirin arkasında güç olarak böyle bir madde yok. Şimdi biraz önce sayın Başkanım çok güzel bir şey söyledi. Bakın burada çareyi söylüyor. Sizinle paylaşmak istiyor. Diyor ki, Vergi İdaresinin Gelirler Genel Müdürlüğü nün verdiği görüşlerde, muktezalarda kusursuz ve sınırsız anlayışı terk edilmiş durumda. Bunun denetim elemanları arasında yeteri kadar yaygın olup, benimsenip benimsenmediği konusunda açıkçası net bir fikrim yok. Bir örnekte verebilirim. İstanbul Odamızın sorduğu bir takım somut olaylar vardı. Yeminli Mali Müşavirlerin mükelleflerin defter ve belgelerini ibraz etmemesi durumunda, Yeminli Mali Müşavir sorumlu olacak mı? Biz de birebir sorumlu olması gerektiği gibi durum söz konusu değildir dedik. Yani sadece saf bu nedenden ötürü mükellef defter ibraz etmediyse, yerinde bulunmadıysa, adresindi bulunmadıysa, bu nedenlerden ötürü sorumlu tutulması mümkün. değil. Yeminli Mali Müşavirlerin sorumluluğunun tutulabilmesi için, tasdik görevini, tasdik yetkisini gereğini yerine getirip getirmediğine bakılmalıdır diyoruz. Neden uygulama farklı oluyor? Bütün bu soruları mevzuatta düzenlememiz mümkün değil. En ideal mevzuatta koysak, bir kurumsal kültür var. Geçmişten gelen kurumsal kültür var. Özellikle denetim birimlerinde bunun bugünden yarına değişmesini beklemek gerçekçi değil. Biraz zaman alacak gibi görünüyor bana. Şimdi Neden sorunlar ortaya çıkıyor? sorusunu sorduğumuz zaman, şu noktaları bana önemli görünüyor; Yeminli Mali Müşavir mükellef ve Vergi İdaresi nin konumunda değerlendirmesi gerekiyor. Konunun gerekçesinde Yeminli Mali Müşavir konumu, meslek mensuplarının konumu daha geniş ifadeyle vergi dairesiyle, mükellef bir köprü olarak görüyoruz diyorum. Şimdi saygıdeğer arkadaşlarım gördüğünüz gibi, Mali İdarenin yetkililerinde bu görüşe doğru bir kayma var. Peki, yargı ne düşünüyor bu mevzuda? Maliye Bakanlığı nın en üst bürokratları, bize bakan Daire Başkanları sınırsız bir sorumluluk, Yeminli Mali Müşavirin bir denetim yaparken bir kıstasa, bir şeye tabi olmasını öneriyor. Buda Yasamızın belirttiği hususlardır. Yargı, bakın birçok kararları var elimizde. Yerel Mahkemelerden başlıyorum. Danıştay Dava Mahkemeleri Genel Kurulu Kararı na kadar gelebiliriz. Onu da okuyacağım. Şimdi Yargı ne diyor? 3568 sayılı Kanun da 86

öngörülen sorumluluk, Vergi Usul Kanunun mevcut sorumluluğu müessesesinde değişik niteliğe sahiptir. Yeminli Mali Müşavirler için getirilen sorumluluk vergi ile ilgili ödevlerini yerine getirmekten kaynaklanan bir işleve sahip olmayıp, vergilendirmeye esas alınacak belge, kayıt, nizam ve matrahın tespiti dikkate alınması gerekli işlemlerin muhasebe usul ve esaslarını Kanunda belirlenen düzenlemelere uygunluk sağlamaya yöneliktir. Bu nedenle, sıralıyor sıralıyor ve sonunda da şunu söylüyor. Yani Yeminli Mali Müşavire tarhiyat neticesi, yukarıda sıralanan sebeplerle olayda tasdik nedeniyle Yeminli Mali Müşavirlerin mali sorumluluğunu gerektiren yasal şartlar oluşmadığından adına düzenlenen ödeme emri, yaptığı borcu bulunmadığı yolundaki itiraz yerinde bulunmakla, dava İdarece... Yasa isabet görülmemiştir, diye karar verir ve elimde birkaç tane daha var. Bunun dışında Danıştay Dava Daireleri Genel Kurulu nun en son verdiği bir karar var ve Karar dört başlık üzerine oturtuyor. Meslek Yasasında öngörülen beyanname bildirimle ilgili tasdik işlemleri, bu belgelerin kayıtlığına uygunluğu dışında bir anlam ifade etmez. Kanunda kayıtlarına esas o- lan belgelerin gerçeği ifade edip, etmediğini karşıt inceleme ile araştırma görev ve yetkilerini Yeminli Mali Müşavire göre bir kural yer almamıştır. Yeminli Mali Müşavirlerin yapacakları inceleme sözleşme imzaladıkları mükelleflerin işlemleriyle sınırlıdır. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu nda vergi incelemeleri başlıklı bölümünde, incelemeye yetkili kılınmayan YMM lere genel tebliğle karşıt inceleme yapma yetkisi verilmesi, üçüncü kişilerin defter ve belgelerini isteme ve incelemeye yetkili kılınması yasal düzenlemeyi aşar. Demek ki siz, Vergi Usul Yasamızın 256 ncı maddesine ek getirmeniz bile yetmiyor. Çünkü 256 ya getirmiş olduğunuz ek, defter isteme bir vergi incelemesi değil. Sadece bir odit. Getir defterini belgeye bakacağım. Fatura defterine işlendi mi? İşlendi. Karşıt faturası var mı bunun? Var. Sınırlı bir çerçeve. Yine o 135 inci maddedeki güç yok. Kaldı ki, Danıştay Dava Daireleri Genel Kurul Kararı Meslek Yasasında değişiklik yapılmadığı takdirde diyor, siz özel kanunlarla veremezsiniz bu yetkiyi diyor, yani 3568 Meslek Yasası nda bunu getirmeniz gerektiğini özellikle işaret buyuruyor. Şimdi saygıdeğer arkadaşlarım bunu bu anlamda aldıktan sonra, biz ne yapıyoruz? İstanbul Yeminli Mali Müşavirler Odası ne yapıyor? Gerçekten 10 yıl önce bu Kurulun içine girdiğimiz de çok değerli üstatlarla beraber çalıştık ve birçoklarıyla halen çalışıyoruz ve sözümün başında söylediğim gibi, Meslek Odaları kendi mesleki standartlarını yaratabilmeli. Tartışmalı. Onları bir hukuk ve akıl yoluna koymalı ve bunu uygulamalı. Biz bakın, şu yazılanların ve bu kararların, bu görüşlerin hiçbiri ortada yokken sayın Başkanımızın çağırmalarıyla, çeşitli Oda Disiplin Kurullarını bir araya getirerek ve tartışarak bir noktayı meydana getirdik. Bunu 10 yıl önce, sayın Güner üstadım bilir. Vedat Davut Özgören üstadımın Başkanlığında günlerce tartıştık. Dedik ki; Biz 3568 sayılı Yasanın 12 nci maddesine göre, bu bu bunları istiyor. Buna göre çıkartmış olduğu tebliğlerde, her tebliğ kendisine has nasıl inceleme yapılacağını yazıyor. Tam Tasdikte belirliyor. Katma Değer de belirliyor. Bunları bunları yapacaksın, diyor. Biz bunları, bir Yeminli Mali Müşavir yapıyor ise, yapmış ise, çalışmalarını bu yönde yönlendirmiş ise, bu kıstaslar, bu kurallar gizlenmiş hileleri ortaya çıkart 87

maya yarayacağından, bu kuralları uygulayana Yeminli Mali Müşavir kolay kolay herhangi bir kötü olaya sebep olamaz. % 98 o kötü olayı tespit eder, bu kuralları uyguladığı takdirde. Çünkü kuralların hepsi incelemeye yönelik, akıllıca konulmuş kurallar ve bu kuralları yazılı hale getirdik ve bu kuralları birçok toplantılarda bunları sizlere anlattık ve vermiş olduğumuz kararlarda bu kuralları özellikle işledik. Yani dedik ki, Yeminli Mali Müşavir getirmiş olduğu çalışma dosyasında tam tasdikse, tam tasdikin 18 numaralı tebliğindeki belirtilen şu, şu, şu, şu, kuralları yerine getirdiğine ve muhasebe usulüne, standardına göre bunun denetimini yaptığından, Yeminli Mali Müşavir gerekli özen ve titizliği göstermiştir disiplin yönünden. dedik ve maddi yönden de, parasal yönden de 48 inci maddeyle ilgili çalıştığımız için, bunun üzerinde duruyorum. Parasal yönden de dava açıldığı takdirde ve yargının önüne bunun gerekli özen ve titizliğini yapıldığını biraz önce okuduğum Kararlarla ki, var burada Yargı, Yeminli Mali Müşavirden siz bu parayı alamazsınız. Yeminli Mali Müşavir gerekli işlemi, özeni yapmıştır. diye, kararları çıkmış bulunmaktadır. Ben ısrarla şöyle söylüyorum yine;bizler yüksek standartta yetişmiş kişileriz ve sorumluluklarımız var. O- kudum. Devlete karşı sorumluluğumuz var. Topluma karşı sorumluluğumuz var. Şunu da çok iyi biliyoruz. Türkiye de şu an naylon fatura peşinde koşturan insan olarak görüyor Maliye Bakanlığı bizleri. Ama bizler bunun çok ötesinde yeteneklere sahibiz. Bu yeteneğimizi değişen dünya koşulları ve Ticaret Kanunu değişimini 40 bin yeni insanın, yeni alanlarının açılması ve Türkiye nin küresel ekonomide büyük sermayelerin Türkiye ye gelip ortaklıklar temin etmesi, mesleğimizin çok kısa zamanda, çok daha farklı noktalara gideceğine inanıyorum. İşte o zaman Maliye Bakanlığı nın bu hız bizi sıkarak, bizi kendinin inceleme elemanlarının yapamadığı birçok noktaları bizim yapmamız yönünden, bizim üzerimize baskı kurmalarını önleyeceğiz diye düşünüyorum. Ama bunun en büyük sorumlusu ve yöneticisi de bizler olmamız gerektiğini düşünüyorum. Bugün mesleğimizi ilgilendiren en önemli bir konunun görüşüldüğü bir gün gerçekten. Arkadaşlarımızın burada, doğru söylüyor Zafer üstat. 300 arkadaşımız gelmiş. Onların her biri bir keyz, bir yaşamış. O yaşadığını burada anlattığı zaman, bunlardan pek çok yeni, bizim de bilmediğimiz belki konuları burada öğreneceğiz ve sayın Başkanımız da bu konuları öğrenecek. Onları alıp TÜRMOB a, çok iyi yerlere taşıyacak diye düşünüyorum. Eğer biz kendi içimize kapanır, kendi sorun ve problemlerimizi burada tartışamaz isek, bu soruların tamamı üstü kapalı, hiçbir şeyden şikayeti olmayan ve tamamen de Maliye Bakanlığı nın söylediği kurallara boyun eğen bir meslek grubu oluruz diye düşünüyorum. Beni dinlediğiniz için hepinize teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. BAŞKAN SEZAİ ONARAL Disiplin Kurulu Başkanımız Sabri Tümer beye teşekkür ederiz. Kendileri disiplinle ilgili konularda arkadaşlarımızın buraya katılmamalarından haklı olarak rahatsız. Yani hakkında işlem yapılan 360 kişinin yarısı buraya gelseydi, biraz daha kalabalık olurdu. Şimdi Maliye Bakanlığı nın kuralları dedik, Maliye Bakanlığı nın belirlenmiş kuralları yok. Şimdi inceleme elemanlarının, bakın ben size örnek vereyim; Perşembe Pazarı ndaki X Anonim Şirketine aynı yıl beş tane değişik inceleme elemanı gönderin, beş ta- 88

ne ayrı sonuç çıkartırsınız. Standart yoktur. Bizde standart var mı? Bakın bizde hiç olmazsa disiplinle ilgili konularda bir standardımız var. Yani biz diyoruz ki, özellikle Disiplin Kurulu, Yeminli Mali Müşavir üzerine düşen şeyleri yaptı mı? Bakın, bu noktadaki gelişme beklide daha sonraki orta vadede inceleme elemanlarının durumunun da masaya yatırılmasına müncel olacak. Neden? Şimdi bununla muhatap olan bir mükellefi düşünün. X Anonim Şirketi ni. 95 yılını veya 2000 yılını beş tane inceleme, beş tane rapor yazıyor. Peki bunların arasındaki farktan dolayı onların bir sorunu var mı? Böyle bir şey olabilir mi? Şimdi kusura bakmayın, ben hala inceleme elemanıyım biliyorsunuz Bakanlığın. 40 senedir de buradayım. Diyeceksiniz ki, Niye oturuyorsun? Odada da oturuyoruz, orada da oturuyoruz, ne olacak yani. Ama bakın bunların, Zafer beyin ve Sabri beyin söyledikleri çok doğru. Yüksek sesle, her yerde tartışılması lazım. Konuşulması lazım. Bunları masaya yatırmadan, bunları çözmeden, şimdi ben size şöyle bir örnek vereyim, hep anlatıyoruz. Siz cari yılı incelemesi yapıyorsunuz. 95 yılında bize bu Tam Tasdik teklif edildiği zaman, 94 yılını inceleyebilirdik. Biz cari yılda yapılan işlemleri düzeltme şansımız olduğu i- çin, 95 i istedik, bakın. Bir yıl vazgeçtik bundan. Demek ki, bizim yapmış olduğumuz inceleme sonucunda, tabii bizimki tam vergi incelemesi değil. ODİT, falan neyse. Ama düzeltme şansı olan, önü açık bir olaydı. Şimdi Zafer bey teklif etti. Geçmiş yılları da inceleyelim. Ama geçmiş yıllarla ilgili bizim bir inceleme yetkimiz, yani ha her zaman yapma şansınız var. Mesela örnek olarak söyleyeyim; Geçmiş yılla ilgili tasdik verilebilir. Hala verilebilir. Şimdi 2006 dayız ya, 2004 ü incele dese, bir rapor istese, buna engel bir durum yok. Bunları yaparız. Yok. Söylemek istediği o değil. Yani biz onların yaptığı gibi yapmayız canım, merak etme, birbirimizi incelemeyiz. Bu farklı bir olay. Şimdi her konuşmanın sonunda, ben bazı şeyler söylemek mecburiyetinde değilim ama, bazı noktaların da altını vurgulamamız lazım. Evet, Sabri bey teşekkür ediyoruz ve gece yarısı yurt dışından gelerek Odamıza şeref veren Veysi beye önce çok teşekkür ediyoruz hepiniz adına ve konuşmalarını bekliyoruz. Buyurun sayın Veysi Seviğ. PROF. DR. VEYSİ SEVİĞ Sayın Başkan teşekkür ederim. Değerli meslektaşlar sayın Başkanımız bize telefonla bu göreve verdiği vakit, gerçekten beni çok duygulandırdı. Çünkü bu mesleğin yapılışında ve içinde yaşadığımız şu günlerde karşılaştığımız sorunlar giderek artıyor. Bir kere ne bizim mesleğimiz? Yeminli Mali Müşaviriz ve tasdik işlemi yapıyoruz ve de 3568 sayılı Kanunun 12 nci maddesi gereğince sorumluluğumuz var. Bu mesleği yapabilmek için, belli evrelerden geçiyoruz. Belli bir hizmet süresi var. Sınavı var. Belli yerlerde görev yapmış olmamız var. Bu evrelerden geçtikten sonra, biz kendimiz 3568 sayılı Yasanın vermiş olduğu yetkileri kullanarak, o çerçevede denetim görevimizi ve tasdik görevimizi yapıyoruz. Fakat biz bu tasdik görevimizi yaparken, İdari açıdan da bir bağımlılığımız var. Nasıl? Kendi teşkilatımızın içerisinde TÜRMOB bünyesindeyiz. Fakat bu idari açıdan olan bağımlılığımız, bir başak açıdan da Maliye Bakanlığı nın içerisinde bir yere monte edilmiş vaziyette. Nereye? Bir Daire Başkanlığına bağlıyız esasında. 89

Şimdi bizi yönlendiren ve yaptığımız işleri değerlendiren bir Daire Başkanı. Karşımızda bizi eleştiren ve denetleyen grup, Maliye Bakanlığı nın içerisinde değişik statülerde olan kuruluşlar. İşte geçmişte çok yönlülük vardı ama, şimdi bana göre çok yönlülük azaldı. Çünkü Gelir İdaresi Başkanlığı nın kurulmasıyla beraber, denetim yapacaklar o Teşkilat Kanunu içerisinde var. Ne oldukları tartışılır bir fonksiyonda olan bir Teftiş Heyeti ve Hesap Uzmanları Kurulu var ve de Vergi Denetmenleri var. Vergi Denetmenleri, Gelirler Kontrolörleri arkadaşlarım ve de üzerinde hukuki açıdan çok tartışılacak olan ki, çok acı sonuçları olacaktır gelecekte. İki Kurul elemanları istediği gibi bu Teşkilatın, yani Yeminli Mali Müşavirlerin yazdığı raporları, hiçbir sorumluluk taşımadan iyi veya kötü eleştirip, hatta cezalandırılmasını, hatta adli yargıya bile sevkine raporlar yazıyor. Şimdi bu bir hukuk dengesizliğini ortaya koyuyor. Bir tarafta biz kanunların vermiş olduğu yetkilerle bir tasdik işlemi yapıyoruz. Yaptığımız yanlış olabilir. Hukuka aykırı olabilir. Ama bizim yaptığımız bu işin denetimine, bizim elde ettiğimiz hukuki statüyü elde etmemiş kişiler tarafından denetlenerek, e- leştiri konusu yapılması, adli yargıya taşınması bir açıdan hukuksal dengesizliği ortaya koyan bir olay olarak karşımıza çıkıyor. Bir de bizi Maliye Bakanlığı nın içinde Gelirler Gelir İdaresi Başkanlığı nın işte bir Grup Müdürüne bağlı, bir organı olarak değerlendirir şekilde, eleştiri konusu yapılması, bir kere bir dengesizliği ortaya koyuyor. Karşılaştıralım. Acaba, Amerika Birleşik Devletleri nde IRC kime bağlıdır ve orda denetim şirketlerinde benzer görevi yapanlar kime bağlıdır? İngiltere de kime bağlıdır? Almanya da kime bağlıdır? Böyle bir statü yok. Demek ki, biz bir statü dengesizliğinde baskı altında çalışmak zorunda kalan bir ekibiz. Bu hukuka aykırı. Bir kere bunun üzerinde duralım. Biraz sonra döneceğiz. Artı, bizi bir de bağımlı kılmışlar. Nasıl bağımlı kılmışlar? Ücret açısından işverene bağımlıdır. Hepinizin içinde, ücretini süresinde alamayan arkadaşlarımızın var olduğunu biliyorum.bireysel olarak çözüm arıyorsunuz. Bireysel olarak bu çözümü sağlayabiliyorsunuz. Kanunumuz sizin bu konuda hizmet sattığınız kişiyle muhatap olmanızı önleyici hiçbir düzenlemeye sahip değil. O vakit herkes hizmet ürettiği kişiye bağımlı. Oda ikinci plana düşer. Önce onlara bağlı. Çünkü benim hizmet ücretimi o ödeyecek. Bu hukuki statü. Ben bunu 15 yıldır konuşuyorum ama, hepinize de küskünüm. Onu da söyleyeceğim. Hiç kimse bu işe kulak asmıyor. Çok şeyde bilgilendiriyorsun, efendim tebliğ yanlış çıkmış falan ama, kendi hakkınızı arayacak hiçbir şeyiniz de yok. Acaba dünyada bu böyle mi? Sordunuz mu? İspanya da, Fransa da, Almanya da, Amerika da, Arkadaş senin ücretini çalıştığın firma ödemezse ne halt ediyorsun? diye sordunuz mu? Böyle karşı karşıya mı bırakmış sizi? Hayır. O vakit, bu bağımlılık ortadan kaldırılması lazım. Bunu çözmek lazım. Neyse orada, burada bu olsun. Biraz da bunun üzerine eğilmek para kazandırır size ilerde yani. Şimdi olayın bir başka yönü daha var. Hepiniz zaman zaman imzalıyorsunuz ve onun üzerinden biz hakkımızı alıyoruz. Fakat Maliye Bakanlığı çıkıp diyor ki, Sizin beyanlarınızı beğenmedim. Bunları bir değiştirin bakalım. diyor. Hepiniz değiştiriyorsunuz. Size iş veren hangi gözle bakacak o vakit? Diyecek ki, Şunlara bak, parayı ödüyoruz, bunlarınki işe ya- 90

işe yaramaz. Gelir İdaresi Başkanı nın söyledikleri doğru. Belki onlar, hani bizim sırtımızdan geçiniyor. Bunu bir kere çözmek lazım. Nasıl çözeceğiz? Siyasi mi? Mesleki baskı mı yapacağız? Yoksa bunun mücadelesini çok mu farklı bir şekilde vereceğiz? Bunu çözmek zorundayız. Çözemezseniz, bizi sıfırlayacak her türlü girişimi İdare yapacaktır. Çünkü daha kolay. Çağırır sizi derki, Söyleyin mükelleflerinize matrahı artırsın. Yakarım sizi. Bittiniz siz. Bittiniz. Zaten hep öyle bu iş. O vakit size, vergi denetimine daha ilk atmış birisi, önüne sizin defterinizle ilgili veya sizin ilgili bir inceleme geldiği vakit size nasıl bakıyor? Diyor ki, Gel buraya, ne bu? Acaba siz bunu kabul ederken Amerika da, İngiltere de, Fransa da, Almanya da, İtalya da, İspanya da böyle bir sizinle eş görevi üstlenmiş bir kişi, yeni göreve başlamış bir vergi denetmeni olarak, Gel buraya bakayım kardeşim, bu matrahı beğenmedik. Buna ne kadar... ediyorsun? falan diye soru soruyor mu acaba? Bunun kavgasının yapmak gerek. Yani makro düzeyden olaya bakalım. Biz mesleğe atıldık dolu dizgin. Ben yapmıyorum ama, hepiniz yapıyorsunuz. Size çok büyük saygım var. Hata yapamaz mıyız? Yaparız. Hatamızın sonunda yasaların öngördüğü şekilde müteselsil sorumluluktan dolayı, burada ifade buyuruldu. Ölen bir kişi hakkında dahi, ölen bir müşavir arkadaşımız hakkında bir de ödeme emri çıkartabiliyoruz. Acaba bizi bu riskten koruyacak bir mekanizma Türkiye de oluşturuldu mu? Sigorta eksperlerine mali sorumluluk sigortası getiriliyor. Sizin nerede durumunuz? Hangi yerdesiniz? İcra emri, ödeme emri sırtınızda. Yarın bir gün kapınızda. Bunu eğer bir hata ile yarın öbür gün kapısında iki tane vergi memuruyla, iki televizyonunu almak üzere gelmiş bir pozisyonuna düşersek size kim saygıyla bakar. Kimle hizmet sunar. Bunu bir kere baştan silmek lazım. Kanunla silmek lazım. Bana, benim yaptığımı hatadan dolayı benim mesleki onurumla bağdaşmayacak bir kamusal eylemi durdurmak zorundayız. Bunu hiç birimiz düşünmüyoruz. Değil mi? Hayır, öyle bir şey yok. Biz hangi devirden ne yapılır? Ona bakıyoruz. Acaba Zafer beyefendi dostum, arkadaşım, üstat, sevgili kardeşim çok yerinde bazı şeyler söyledi. Beni şikayet ediyorlar uluorta değil mi sizi? Eğer şikayet haksızsa, benim en üst örgütüm o haksız şikayet eden kişi hakkında ne yapıyor? Hangi hakkım var? Ne oluyor? Bunu arıyor muyuz? Vergi İnceleme Elemanı benim doğru tasdik ettiğim bir şeyde yanlış bir yönlendirmeyle, eğer benim aleyhime bir rapor yazıyorsa, onun hakkında ne yapıyoruz? Hoş, Ceza Kanununu irdeleyecek olursak, kamu görevi yapmış o- lan kişinin yapmış olduğu hatadan dolayı zarar vermesi halinde onu tazmin ettirmek mümkün. Ama biz bu konuda böyle şeylere de bakmıyoruz. Şimdi bir başka açıdan olayı değerlendirelim. Biz kamunun diğer kesimlerinde, diğer meslek örgütlerinde benzer meslek örgütlerimizde olan haklara sahip miyiz? Avukatın üzeri aranmaz. Bizim üstümüz aranır. Büromuz da aranır. Siz hayatınızda bugüne kadar bir avukatın bürosunun nasıl arandığını, hangi hukuki statüyle olduğunu araştırdınız mı? Biz bunu talep ediyor muyuz? İçimizdeki belki meslektaşlarım, avukat arkadaşlarım da vardır. Biz demek ki, statü açısından geride kalmışız. Bir başka açıdan bakıyorsunuz, statü açısından geride kalmışız. Ama buna karşılık kamusal yüklerin üstlenmesi açısından birinci plana çıkartılmışız. Bu olayı çözmek 91

TÜRMOB un görevidir. Ama TÜRMOB bu olaylarla uğraşmaz. TÜRMOB başka işlerle uğraşır. Ama birinci görevi budur. Sizin hakkınızı korumak i- çin gerekli hukuki statünün alt yapısını yapmaktır. Bu alt yapı çalışması olmadığı sürece, 10 sene önce konuştuk, 3 sene önce konuştuk, şimdi yine tekrar konuşacağız. Ben ölürüm yine konuşacaksınız. Şimdi değerli arkadaşlarım pazarlık konusu bizim mesleği kemirip, bitiren. Reklam konusu da kemirip, bitiren bir olay. Şimdi bakıyorum ben, adam unvanını yazmış. Bende kartları var. Sizin söylediğinizi söyleyeyim. Eski Baş Hesap Uzmanı, Eski... Dairesi Başkanı, Eski... Genel Müdür Yardımcısı, Profesör Doktor Yeminli Mali Müşavir... Profesör Doktor, Doçent Doktor Yeminli Mali Müşavir misin? Öğretim üyesi misin? Yoksa sen kendine unvanları kullanarak, işi ben böyle çözerim diye müşterine hitap eden adam mısın? Şimdi, bunu bir kere kaldırmak lazım. Efendim bu konuda gayet rahatız. Maliyeden transfer olan sevgili meslektaşlarım kendi unvanlarına, artık karı koca misali devam ediyorlar ve yanına da varsa diğer alanlarda aldıkları unvanlar onları serpiştirerek piyasadan müşteri avlıyorlar. Bu bir kere dünyanın hiçbir ülkesinde yok. Benim elimde, çantamda var. Adam hem üniversite üyesi ama, kalkmış meslek yapıyor. Böyle bir unvanı kullanmıyor. Adam Maliyeden ayrımlı, zaten iş oraya geldiği vakit, bugün ben sayın Başkanımın bana verdiği görevden dolayı merak ettim de son dünkü toplantıda işte, vergide tahkim konusu tartışılıyor da, yani meslektaş olduğunu tahmin ettim. 10 11 kişiye de sordum. Yani siz nasıl, ne yaptınız? diye. Çoğu bu meslekten İ- dareye geçmişler. Şimdi bakın, bizim gibi denetim görevi yapan şu anda IRS in Başkanı 21 yıllık özel denetim şirketinde çalışmış bir kişidir. Siz buradan İdareye, denetim birimine geçemezsiniz. Çünkü siz şaibelisiniz onlara göre. Böylesine bir ayırımın olduğu yerde, bu mesleğin hangi ilerlemesini bekliyoruz. Haa bak, hukuki statü ekiyle beraber gelir. Ne kadar zayıf hukuki statüyle çalışırsak, etik de o kadar yok olur. Eğer biz mesleği etik kurallara saygılı ve etik kuralları özümleyen bir meslek olarak görmek istiyorsak, önce mesleğin hukuk statüsünü iyi çerçevelettirmek ve iyi bir şekle sokmak zorundayız. Yani meslek, kendisine verilen görevlerle eşdeğer kamusal saygınlığı kazanmak zorundadır ve ona o saygınlığı kazandıracak statünün çizilmesi gerekmektedir. Bugün Meclisimizin içerisinde bu mesleği yapan veyahut unvan almış bir çok kişi, yanılmıyorsam Bütçe Plan Komisyonu da dahil olmak üzere, bu meslekten gelme insanlar milletvekilliği yaparken, bir yandan da kendi özel işlerini takip edeceklerine, yalnız bir kart daha gördüm. Eski Milletvekili diye Yeminli Mali Müşavir kartı bastırmış. Şimdi bu dahi, önemli bir bize ayrıcalığı kendi kendimize yaratmak hevesinde olduğumuzu gösteriyor. Şimdi değerli meslektaşlar bu meslek dünyada da olduğu gibi, Türkiye de de çok saygın bir meslektir. Bu mesleği eğer biz, bu saygınlığına eşdeğer bir saygınlığı kendi bünyemize kazandıramazsak, bunun müsebbibi de biziz. Ama bunun müsebbibi bizken, hukuki statü olmadığı için a- rayışlar içerisinde de olduğumuzu belirtmek istiyorum. Son bir söyleyeceğim olay var. Baktım, yani bu bir meraksa eğer, devamlı bu işi sorguluyorum. Meslek elemanları dünyanın gelişmiş ülkelerinde kendilerinin statülerini muhafaza edebilmek için, güncel ve çağdaş gelişmeleri 92