Sinop yöresinde, klinik olarak sağlıklı görülen köpeklerde Ehrlichia canis ve Rickettsia conorii nin seroepidemiyolojik araştırılması

Benzer belgeler
PCRUN CANINE EHRLICHIA MOLEKÜLER TEŞHİS KİTİ MEDICARE SAĞLIK HİZMETLERİ

Sinop Yöresinde Kırsal Kesimde Yaşayan İnsanlarda Babesia microti Seroprevalansı

Ekinokokkozis. E. granulosus Kistik Ekinokokkozis. E. multilocularis Alveoler Ekinokokkozis. E. vogeli ve E. oligoarthrus Polikistik Ekinokokkozis

Mardin Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi, Tıbbi Mikrobiyoloji, Mardin

IV. KLİMUD Kongresi, Kasım 2017, Antalya

Halis Akalın, Nesrin Kebabcı, Bekir Çelebi, Selçuk Kılıç, Mustafa Vural, Ülkü Tırpan, Sibel Yorulmaz Göktaş, Melda Sınırtaş, Güher Göral

KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ HASTALIĞI (KKKA) VE KARADENİZ BÖLGESİ NDEKİ DURUMU

VİRUS HASTALIKLARINDA TANI YÖNTEMLERİ

Yoğun Bakım Ünitesinde Gelişen Kandida Enfeksiyonları ve Mortaliteyi Etkileyen Risk Faktörleri

Anti-HIV Pozitif Bulunan Hastada Kesin Tanı Algoritması. Doç. Dr. Kenan Midilli İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı

SİNOP TA KIRSAL KESİMDE YAŞAYAN KİŞİLERDE KENE KAYNAKLI ENSEFALİT VİRUSU (TBEV) SEROPREVALANSI*

Isırıkla İlgili Literatür İncelemesi

İstanbul Bölgesi Kan Donörlerinde HBsAg, Anti-HCV ve Anti-HIV Seroprevalansı

Epstein-Barr virüs enfeksiyonlarında trombosit parametrelerinin değerlendirilmesi

T.C. ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜNE AYDIN

Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Virusunun Tüm Vücut Sıvılarında Saçılım Süresinin ve Serumda Antikor yanıtının moleküler ve serolojik olarak takibi

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı

HIV TANISINDA YENİLİKLER

TOKSOPLAZMA İNFEKSİYONUNUN LABORATUVAR TANISI UZM.DR.CENGİZ UZUN ALMAN HASTANESİ

SİVAS YÖRESİNDE BORRELIA BURGDORFERI VEKTÖRLERİNİN VE LYME SEROPOZİTİFLİĞİNİN ARAŞTIRILMASI*


KENE KAYNAKLI ENSEFALİTLERDE LABORATUVAR TANI

SERVİKAL ÖRNEKLERDE HPV DNA ve SİTOLOJİK İNCELEME SONUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

Toplum başlangıçlı Escherichia coli

Konjenital CMV Enfeksiyonu: Türkiye deki Durum

İstanbul daki El Ayak Ağız Hastalığı Vakalarında Coxsackievirus A6 ve Coxsackievirus A16 nın Saptanması

Türkiye de Köpeklere Kene Aracılığıyla Bulaşan Hastalıklar*

KLİNİK ÖRNEKLERDE GERÇEK ZAMANLI MULTİPLEKS POLİMERAZ ZİNCİR REAKSİYONU YÖNTEMİYLE AKUT BAKTERİYEL MENENJİT TANISI

SB Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

Brusellozda laboratuvar tanı yöntemleri

HIV/AIDS OLGULARINDA KIZAMIK, KIZAMIKÇIK, KABAKULAK VE SUÇİÇEĞİ SEROPREVALANSININ DEĞERLENDİRİLMESİ

İklim ve vektör bağımlı güncel viral enfeksiyonlar

GENÇLERDE HEPATİT A BAĞIŞIKLAMASI GEREKLİ Mİ?

Başarılı bir kongre ve toplantı olması dileği

Gebelerde Anti HIV Sonuçlarının Değerlendirilmesi

GİRİŞ. Kan dolaşımı enfeksiyonları (KDE) önemli morbidite ve mortalite sebebi. ABD de yılda KDE, mortalite % 35-60

KÖPEK KENESİ İLE TEMAS SONRASINDA GELİŞEN AKDENİZ BENEKLİ ATEŞİ

Q HUMMASI İÇİN RİSK GRUPLARINDA COXIELLA BURNETII YE KARŞI OLUŞAN ANTİKORLARIN ELISA VE IFA TESTLERİ İLE SAPTANMASI

Kırım Kongo Kanamalı Ateş hastalarında ağırlık ve ölüm riskinin tahmininde plazma cell-free DNA düzeyinin önemi

İNFEKSİYÖZ ENSEFALİTLER: HSV-1 E BAĞLI OLAN VE OLMAYAN OLGULARIN KARŞILAŞTIRILMASI

Yrd.Doç.Dr. HÜSEYİN BİLGİN BİLGİÇ

BİYOİSTATİSTİK Sağlık Alanına Özel İstatistiksel Yöntemler Dr. Öğr. Üyesi Aslı SUNER KARAKÜLAH

EPSTEIN-BARR VİRUS ENFEKSİYONLARI TANISINDA ELISA VE İMMUNOBLOT TESTLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

Sekiz Aylık Dönemde Laboratuvarımızda Saptanan Hepatit B ve Hepatit D Seroprevalansı*

CLOSTRIDIUM DIFFICILE ENFEKSİYONUNDA GLUTAMAT DEHİDROGENAZ VE TOKSİN A/B TESTLERİNİN TANI DEĞERİ VE MALİYET ETKİNLİĞİ

TLERDE SEROLOJİK/MOLEK HANGİ İNCELEME?) SAPTANMASI

Hepatit B Hasta Takibi Nasıl Yapılmalı?

İZMİR DEKİ GEBELERDE RUBELLA VE SİTOMEGALOVİRÜS İNFEKSİYONU SEROPREVALANSI RUBELLA AND CYTOMEGALOVIRUS INFECTION IN PREGNANTS IN IZMIR, TURKEY

Mardin Ýlinde Elektif Cerrahi Öncesi Tetkik Edilen Çocuklarda HBV, HCV ve HIV Seroprevalansý

NEVŞEHİR İLİNDE HEPATİT C VİRÜS GENOTİP DAĞILIMI İLE SERUM ALANİN AMİNOTRANSFERAZ VE KANTİTATİF SERUM HCV RNA DÜZEYLERİ İLİŞKİSİ*

Sivas ta Sığırlarda Babesiosis Seroprevalansı

HIV/AIDS ve Diğer Retrovirus İnfeksiyonları,laboratuvar tanısı ve epidemiyolojisi

Emrah Salman, Zeynep Ceren Karahan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi. Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı

İnci TUNCER S.Ü. Selçuklu Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, KONYA

Maymun Çiçek Virüsü (Monkeypox) VEYSEL TAHİROĞLU

Hemodiyaliz Hastalarında Salusin Alfa ve Beta Düzeylerinin Ateroskleroz ile İlişkisi

Türkiye Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi nde kan donörlerinin serolojik profili

Serum ALT Düzeyleri, HCV RNA Ve Anti-HCV Arasındaki İlişki #

Orijinal araştırma-original research Sivas ta insanlarda babesiozis seroprevalansının araştırılması

Sağlıklı Kan Donörlerinde Brucella canis Seropozitifliğinin Laboratuvar Yapımı Lam Aglütinasyon Test Antijeni ile Araştırılması

Klinik ve Deneysel Araştırmalar Dergisi Cilt/Vol 1, No 2, Journal of Clinical and Experimental A. Tekin ve Investigations

Kış Sezonunda Görülen İnfluenza Virüsü Tipleri ve Tedavide Oseltamivir in Etkinliği

Postmenopozal Kadınlarda Vücut Kitle İndeksinin Kemik Mineral Yoğunluğuna Etkisi

Kayseri Kapalı Cezaevi Mahkumlarında Toxoplasma gondii Seroprevalansı

TRANSFÜZYON MERKEZİ HASTALARDA KULLANILAN MİKROBİYOLOJİK TARAMA TESTLERİ TALİMATI

[RABİA EMEL ŞENAY] BEYANI

Hepatit Hastalığı Gebelikten Etkilenir mi?

Akdeniz Benekli Ateşi: 14 Olgunun Değerlendirilmesi

Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinin Beş Yıllık ( ) Kansere Bağlı Ölüm Kayıtlarının Değerlendirilmesi

Klinik Mikrobiyoloji Laboratuarında Validasyon ve Verifikasyon Kursu 12 Kasım 2011 Cumartesi Salon C (BUNIN SALONU) Kursun Amacı:

B. garinii B. afzelii B. valaisiana B. japonica. B. tanukii. B. sinica B. andersonii B. bissettii

TÜRKiYE'DEKi ÖZEL SAGLIK VE SPOR MERKEZLERiNDE ÇALIŞAN PERSONELiN

Riketsiyoz. Dr. Seniha BAŞARAN. İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD

Dr. Funda Şimşek SB Okmeydanı EAH Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

ERİŞKİN HASTADA İNFLUENZAYI NASIL TANIRIM?

TONSİLLOFARENJİT TANI VE TEDAVİ ALGORİTMASI

Brusellozun serolojik tanısında yeni bir yöntem: İmmuncapture aglutinasyon testi

Kırım-Kongo Kanamalı Ateş hastalarında tip I (α, β) interferon ve viral yük düzeyleri ile klinik seyir arasındaki ilişkinin araştırılması

Bruselloz Şüpheli Olgularda Brucella canis Seroprevalansının Araştırılması

Turgut Özal Tıp Merkezi ne başvuran 0-16 yaş grubu çocuklarda AntiHBs seropozitifliği

Makale Kodu (Article Code): KVFD

Yasemin Budama Kılınç1, Rabia Çakır Koç1, Sevim Meşe2, Selim Badur2,3

Elazığ Bölgesinde Riskli Meslek Gruplarında Bruselloz Seroprevalansı ÖZET

ÖZET Amaç: Yöntem: Bulgular: Sonuçlar: Anahtar Kelimeler: ABSTRACT Rational Drug Usage Behavior of University Students Objective: Method: Results:

Turgut Özal Tıp Merkezi ne başvuran 2-16 yaş grubundaki çocuklarda Anti-HAV IgG seropozitifliği

Samsun Kırsalında Borrelia burgdorferi ve Kene Ensefaliti Virusu Seroprevalansının Araştırılması*

S A H A A R A Ş T I R M A S I

Şanlıurfa Yöresindeki Koyun ve Keçilerde Mavidil Virus Antikorlarının Araştırılması

BİRİNCİ BASAMAKTA DİYABETİK AYAK İNFEKSİYONLARI EPİDEMİYOLOJİSİ VE ÖNEMİ. Doç. Dr. Serap Çifçili Marmara Üniversitesi Aile Hekimliği Anabilim Dalı

Gebelerde Rubella (Kızamıkçık) Yrd.Doç.Dr.Çiğdem Kader

Lyme Borrelia burgdorferi s.l. Ixodes spp. epidemiyoloji. Ayşen Gargılı Keleş, DVM, PhD. Marmara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi

T"RK~YE B~L~MSEL YE TEKNOLOJ~K ARASTIRMA KURUMU

Dr. Mustafa ÇETİNDAĞ. EĞİTİM BİLGİLERİ. Veteriner Fakültesi Parazitoloji Veteriner Fakültesi

Akut Hepatit C: Bir Olgu Sunumu. Uz.Dr.Sevil Sapmaz Karabağ İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Manisa

VİRAL ENFEKSİYONLAR VE KORUNMA. Yrd. Doç. Dr. Banu KAŞKATEPE

Hasta Çalışan Güvenliğinde Enfeksiyon Risklerinin Azaltılmasına Yönelik Đstatistiksel Kalite Kontrol Çalışmaları

Bilimsel Makalenin Anatomisi. Giriş Yöntem

Tanı Algoritmalarının Kullanılmasında Tıbbi Mikrobiyoloji Uzmanı

Dünyada ve Türkiye de İnfluenza Epidemiyolojisi. Dr. Nurbanu Sezak Atatürk EAH Enfeksiyon Hst. ve Kln. Mikrobiyoloji Kliniği Kasım 2015

İZMİR VE ÇEVRESİNDEKİ SAĞLIKLI KAN VERİCİLERİNDE COXIELLA BURNETII SEROPREVANSININ İNDİREKT İMMÜNFLORESAN ANTİKOR TESTİ İLE ARAŞTIRILMASI

Transkript:

Orijinal araştırma-original research http://dx.doi.org/10.7197/1305-0028.960 Sinop yöresinde, klinik olarak sağlıklı görülen köpeklerde Ehrlichia canis ve Rickettsia conorii nin seroepidemiyolojik araştırılması The seroepidemiologic survey of Ehrlichia canis and Rickettsia conorii in clinically healthy dogs from Sinop region Turabi Güneş*, Ömer Poyraz, Adem Babacan Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu (Yrd. Doç. Dr. T. Güneş), Cumhuriyet Üniversitesi, Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı (Prof. Dr. Ö. Poyraz), Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi, TR-58140 Sivas, İşletme Bölümü (Yrd. Doç. Dr. A. Babacan), Bartın Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, TR-74100 Bartın Özet Amaç. Bu çalışmada, Sinop un köylerinde yaşayan köpeklerde Ehrlichia canis (E. canis) ve Rickettsia conorii nin (R. conorii) seroprevalansının saptanması ve her iki enfeksiyon etkeni arasındaki ko-seroprevalans oranının ortaya konulması amaçlanmıştır. Yöntem. 2007 Ağustos ayında Sinop ta klinik olarak sağlıklı görünen 93 köpekten kan örneği alınmış olup, ELISA yöntemiyle E. canis ve R. conorii ile reaktif IgG antikorları araştırılmıştır. Bulgular. Doksan üç köpeğin 17 sinde (%18,28) E. canis ve 68 inde (%73,12) R. conorii IgG antikor pozitifliği saptanmıştır. Bir köpek te (%1,08) sadece E. canis, 52 köpekte (%55,91) sadece R. conorii antikorları saptanmış olup, 16 köpekte (%17,20) ise E. canis ve R. conorii arasında koseroprevalans tespit edilmiştir. E. canis veya R. conorii den birisinin seropozitif olduğu köpek grubunda diğerinin de seropozitif olma ihtimali yüksek bulunmuştur (Fisher kesin ki-kare testi, p = 0,035). Sonuç. Sinop ve benzer iklime sahip yörelerde yaşayan köpekler E. canis ve R. conori enfeksiyonları riski altındadır. Bu doğrultuda, köpeklerin sağlık sorununun çözümünde kene kaynaklı enfeksiyonlar dikkate alınmalıdır. Ayrıca köpek ve insanlar arasındaki dostane yakınlık nedeniyle, E. canis ve R. conori ye karşı köpeklerde görülen antikor pozitifliği, bu enfeksiyonların insanlarda da görülebileceğini işaret etmektedir. Anahtar sözcükler: Köpek Ehrlichiosis i, köpek ricketsiosis i, köpek, Ehrlichia canis, Rickettsia conorii. Abstract Aim. The aim of the present study was to determine seroprevalence of Ehrlichia canis and Rickettsia conorii in dogs living in the villages of Sinop and to establish co-seroprevalance rate between both infection agents. Methods. In August 2007, blood samples were obtained from 93 dogs which seemed clinically healthy in Sinop. IgG antibodies to E. canis and R. conorii were investigated in dogs by ELISA. Results. E. canis and R. conorii antibodies were determined in 17 (18.28%) and 68 (73.12%) of 93 dogs, respectively. Only E. canis antibodies in 1 (1.08%) of 93 dogs and only R. conorii antibodies in 52 (55.91%) of them were determined. And also, the coseroprevalance between E. canis and R. conorii were determined in 16 (17.20%) of them. In the dog group in which one of R. conorii or E. canis was seropositive, the probability of being seropositive of other infection agent was high (Fisher's exact test, p = 0.035). Conclusion. Dogs living in Sinop and somewhere with similar climate are at risk in terms of E. canis and R. conori infections. In this respect, tick borne infections should be considered in the solution of dog s health problems. In addition, because of the friendly relationship between dogs and humans, antibody positivities against E. canis and R. conori in dogs can indicate that these infections can be seen in humans, too. Keywords: Canine Ehrlichiosis, Canine ricketsiosis, Dog, Ehrlichia canis, Rickettsia conorii. Geliş tarihi/received: 14 Temmuz 2011; Kabul tarihi/accepted: 05 Kasım 2011

18 *İletişim adresi: Dr. Turabi Güneş, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu, Cumhuriyet Üniversitesi, TR-58140 Sivas. E-posta: turabigunes@hotmail.com Giriş Ehrlichia ve Rikettsiya cinsine ait türler köpeklerde hastalık oluşturan kene kaynaklı bakteriler içerisinde en ön sıralarda olup, bazı türleri insanlarda da klinik enfeksiyonlara yol açabilmektedirler [1]. Ehrlichia türleri monositler, granülositler ve trombositler içinde yerleşebilme kabiliyetindedirler. Ehrlichia nın birkaç türü köpek ehrlichiosis etkeni olmakla birlikte, en önemlileri Ehrlichia canis ve E. phagocytophila (Anaplasma phagocytophilum) dır. E. canis bütün dünyada, özellikle de Rhipicephalus sanguineus türü kenelerin dağılım gösterdiği coğrafyalarda görülmekte olup, köpeklerde akut, subklinikal ve kronik tipte hastalıklar oluştururlar. Akut ehrlichiosis döneminde, köpeklerin trombositlerinin immünolojik yıkımına yol açtıkları saptanmıştır. Ayrıca köpeklerde merkezi sinir sistemi anormalliklerine de yol açmaktadır [1-3]. A. phagocytophilum ise köpeklerde hastalık oluşturabildiği gibi, insanlarda kene ısırmasından yaklaşık 8 gün sonra makülopapül, makül veya peteşi tipte kızarıklık ile seyreden Human Granulocit Ehrlichiosis (HGE) etkenidir. Bundan başka E. chaffensis, E. sensetsu, E. ewingi ve E. canis in de insanlarda klinik enfeksiyonlara neden olabildiği belirtilmiştir [4]. Köpeklerde ve insanlarda görülen kene kaynaklı rickettsiosise, benek ateşi (spotted fever) grubuna ait riketsiyalar neden olmaktadır. Riketsiya türleri zorunlu hücre içi yerleşim gösteren basiller olup, köpeklerin özellikle küçük arter ve venlerindeki endotelyal hücrelerine zarar vererek hastalık oluşturmaktadırlar. İnsanlarda kene ısırığından 6-10 gün sonra yüksek ateş, baş ağrısı, kas ağrısı gibi belirtiler ortaya çıkmakta olup yüksek ateşin görülmesinden yaklaşık 3 gün sonra hastaların %95 inde makulopapüler kızarık ortaya çıkar. Vakalarının %80 ninde bu insanların köpek ile temas öyküleri tespit edilmiştir [5]. Avrupa da en sık olarak Rickettsia conarii nin neden olduğu Akdeniz benek ateşi rickettsiosisi (MSF) görülmektedir. Bu hastalık Avrupa dışında Afrika ve Asya kıtasında da görülmekte olup, R. sanguineus türü keneler bu etkenin de en önemli vektörüdür [1-3]. Köpeklerin klinik görünümü, laboratuvar bulguları, direk yayma preparasyonları, kültür ve Polimeraz Zincir Reaksiyonu (PCR) sonuçları tanıda kullanılabilmekle birlikte, bu enfeksiyonların tanısı genellikle serumda bulunan IgM ve IgG tipi özgül antikorların Enzim İlintili İmmün Test (ELISA) veya İndirekt Fluoresan antikor testi (IFAT) ile ortaya konulması şeklindedir. Seropozitif serumların western immünoblot testiyle doğrulanması önerilmektedir [1]. R. sanguineus türü kenelere Türkiye nin birçok iklim bölgesinde rastlanmaktadır [6]. Bu çalışmada, köpeklerde E. canis ve R. conorii ye karşı oluşmuş antikorların prevalansının araştırılması ve ayrıca her iki enfeksiyon etkeni arasındaki ko-seroprevalans düzeyinin ortaya konulması amaçlanmıştır. Gereç ve yöntem Çalışma alanı Sinop, Türkiye nin Karadeniz kıyı şeridinin kuzeye doğru en çok sivrilerek uzanmış, 41 o - 42 o kuzey enlemleri ile 34 o -35 o doğu boylamları arasında yer almaktadır. Engebeli bir arazi yapısına sahip olup, bütün bir yıl boyu nemli ve yağışlı bir iklim hüküm sürdüğünden Sinop un büyük bir kısmı ormanlarla ve zengin bitki örtüsüyle kaplıdır [7]. Kan örneklerinin toplanması Bu çalışmada köpeklerden kan örneği temin etmeden önce, Cumhuriyet Üniversitesi Hayvan Deneyleri Yerel Etik Kurulundan onay alınmıştır (Sayı no: B.30.2.Cum.0.01.00.00-50/133). 2007 Ağustos ayında, Sinop merkez ilçeye bağlı 8 köye ait toplam 93 köpekten kan örneği alınmıştır (Şekil). Kan örneklerinin yöntemine göre serumları elde edilerek ve etiket bilgileri yazılarak kullanılıncaya kadar derin

19 dondurucuda -20 o C de saklanmıştır. ELISA testi Köpek serumlarında R. conorii ve E. canis e karşı oluşmuş IgG antikorlarının tayininde, sırasıyla Helica Biosystema Inc ve DRG ticari firmasına ait ELISA kitleri kullanılmıştır. Deneyde kullanılan substrat ve stop solüsyonları, pozitif ve negatif kontroller kit içeriklerinden temin edilmiştir. Kitler prospektusları doğrultusunda çalışılarak, test serumlarının optikal densiteleri 450 nm dalga boyunda ölçülmüştür. Kit prospektüsünde izah edildigi gibi, renk skalasına göre pozitif ve negatif absorbans degerleri ortaya konulmuştur. İstatistik Verilerin istatistiksel olarak değerlendirilmesinde SPSS-14 programı kullanılmış (SPSS, Inc., Chicago, IL) olup, parametreler arasında fark olup olmadığını ortaya koymak için Ki-kare ve Fisher in exact testi uygulanmıştır. E. canis ve R. conori seropozitifliği arasındaki bağıntıyı araştırmak için Phi korelasyon testi uygulanmıştır. p<0,05 değeri istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmiştir. Şekil. Sinop ta kan alınımının gerçekleştirildiği köyler. Bulgular Kategorik değişkenler açısından, serolojik bulgular Tablo da verilmiş olup, Sinop ta serum örneği toplanan 93 köpeğin 17 sinde (%18,28) E. canis ve 68 sinde (%73,12) R. conarii ye karşı IgG seropozitifliği saptanmıştır. Köpeklerde E. canis ve R. conorii seroprevalansının cinsiyete göre dağılımlarında erkek ve dişi köpekler arasında istatistiksel açıdan bir fark görülmemiştir (p>0,05). E. canis seropozitifliği yönünden yaş grupları arasında fark gözükmezken (χ 2 = 0,15, p = 0,985), R. conari seropozitifliğinde yaş artışıyla birlikte istatistiksel anlamda bir artış saptanmıştır (χ 2 = 10,65, p = 0,014). Bir köpek te (%1,08) sadece E. canis, 52 köpekte (%55,91) ise sadece R. conorii antikorları saptanmış olup, 16 köpeğin (%17,20) ise her iki etkene karşı antikor pozitifliği taşıdığı (Ko-seroprevalans) tespit edilmiştir. E. canis veya R. conorii den birisinin pozitif olduğu köpek grubunda diğerinin de pozitif olma ihtimali yüksek bulunmuştur (Fisher'in kesin testi, p = 0,035). Sonuçlar western blot gibi doğrulama testleriyle doğrulanmamış olup, E. canis ve R. conorii IgG ELISA ile alınabilecek yalancı pozitif sonuç olasılığının dışlanamaması nedeniyle bu olgular olası olarak değerlendirilmiştir.

20 Tablo. Sinop yöresinde yaşayan köpeklerde risk kategorilerine göre E. canis. and R. conorii seroprevalansı. Ortalama (%) Risk faktörü kategorileri n E. canis R. conorii Genel seroprevalans 93 17 (18,28) 68 (73,12) Cinsiyet Dişi 76 15 (19,73) 57 (75,00) Erkek 17 2 (11,76) 11 (64,71) χ 2 (p) (0,729)* 0.75 (0,387) Yaş grupları (Ay) 0-11 4 1 (25,00) 2 (50,00) 12-23 34 6 (17,65) 19 (55,88) 24-36 23 4 (17,39) 19 (82,61) >37 32 6 (18,75) 28 (87,50) χ 2 (p) 0,15 (0,985) 10,65 (0,014) Co-seroprevalans 93 16 (17,20) 19 (17,20) E. canis Negatif 76 52 (68,42) Pozitif 17 16 (94,12) Fisher kesin χ 2 testi (p: 0,035) * Fisher kesin χ 2 testi uygulandı Tartışma R. sanguineus, R. bursa ve R. turanicus türü kenelere Türkiye nin birçok iklim bölgesinde rastlanmaktadır. E. canis ve R. conorii nin temel vektörü olan R. sanguineus türü keneler köpeklerde önemli düzeylerde enfestasyon yapmaktadır [8, 9]. Köpeklerde E. canis seroprevalansı farklı cografyalarda genellikle %20-50 arasında değişmektedir [10-13]. Türkiye de, Batmaz ve ark. [14] nın gerçekleştirdikleri bir çalışmada Marmara, Ege, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinden 249 köpeğin %20,77 inden E. canis antikorları tespit edilmiştir. Unver ve ark. [15] nın PCR testi ile yaptıkları çalışmalarında, Ankara da klinik görünüm olarak ehrlichiosis le uyumlu 12 köpeğin 3 ü E. canis yönünden pozitif bulunmuştur. Bizim çalışmamızda ise Sinop ta klinik olarak sağlıklı görülen köpeklerin %18,28 inde E. canis antikorları saptanmış olup, bu çalışma köpeklerde E. canis enfeksiyonlarının Karadeniz Bölgesinde de görülebileceğinin serolojik bulgusu niteliğindedir. İnsanlarda E. canis enfeksiyonu çok nadir görülmekte olup, şu ana kadar Türkiye de herhangi bir insan olgu sunumuna rastlanamamıştır. Ülkeden ülkeye farklılık göstermekle birlikte, köpeklerde R. conorii seroprevalansı genellikle %20 düzeyinin üstünde dağılım göstermektedir [16-18]. Türkiye de köpekler üzerinde R. conori konusunda serolojik ve kapsamlı bir moleküler düzeyde çalışmaya rastlanılmamış olmakla birlikte, köpek ile temas öyküsü olan insanlarda olgu sunumları bulunmaktadır [19, 20]. İnsanlarda rastlanılan bu olgular, Türkiye de köpeklerin R. conorii enfeksiyonlarına sıklıkla maruz kalmış olabileceğini işaret etmektedir. Harrus ve ark. [21] ı Türkiye ye yakın bir coğrafyada olan, İsrail de 85 köpeğin %81 inde R. conorii antikoru saptamışlardır. Bizim bu çalışmamızda Sinop ta 93 köpeğin %73.12 sinde R. conorii antikor pozitifliği saptanmıştır. Bulgularımız yurdumuza yakın coğrafyada yer alan İsrail köpekleriyle R. conorii seroprevalansı açısından paralellik göstermekte olup, bu çalışma R. conorii enfeksiyonlarının Karadeniz Bölgesindeki köpeklerde sıklıkla görülebileceğinin serolojik delilidir. E. canis ve R. conorii nin cinsiyete göre dağılımların arasında bir fark görülmemesine, erkek ve dişi köpeklerin kenelerce aynı düzeyde enfestasyona uğramış olabileceği gerekçe gösterilebilir. Yaş grupları bakımından ise, R. conori de oldu gibi, E. canis in de yaşlı köpeklerde daha yüksek seroprevalans göstermesi beklenirdi. Köpeklerde E. canis e karşı oluşan antikor titrelerinde 6-9 ay sonra düşüş olduğu belirtilmektedir [22]. E. canis e karşı köpeklerde

21 oluşan kısa süreli bağışıklık, köpeklerde yaş grupları arasında E. canis in benzer seroprevalansta görülmesine yol açabilir. Bu çalışmada, köpeklerde R. conori ve E. canis e karşı gelişmiş olan ko-seroprevalans oranı %17,20 düzeyinde saptanmıştır. Ki-kare testine göre, E. canis veya R. conorii den birisinin pozitif olduğu köpek grubunda diğer etkenin de pozitif olma ihtimali daha yüksek bulunmuştur (p = 0,035). Bu durum E. canis ve R. conorii arasında çapraz reaksiyonu düşündürse de, bu konudaki bilimsel veriler Ehrlichia ve Rickettsia türleri arasında çapraz reaksiyonun pek görülmediği yönündedir [12, 23]. Her iki bakteri arasındaki bu serolojik bağıntı, ko-seroprevalansa sahip olan köpeklerin kene enfestasyonuna daha sıklıkla maruz kalmış olabileceğini akla getirir. Her iki enfeksiyon etkeni vektörünün de aynı kene türü olması aralarındaki seroepidemiyolojik bağın başka bir nedeni olabilir. Bu sonuçlar, klinik olarak sağlıklı görülen köpeklerin sıklıkla R. conorii ve E. canis le karşılaşmış olabileceğinin göstergesidir. İnsan ve köpekler arasında binlerce yıldan beri var olan tarihsel dostluk ve doğal yaşam alanlarında kesişimler bulunmaktadır. Hem köpeklerin sağlık gerekçeleri, hem de enfeksiyon etkenlerine rezervuar olmaları yönünden insan vakalarını da ilgilendirdiklerinden, köpekler özellikle yaz dönemlerinde kene enfestasyonuna karşı korunmalı ve kene kaynaklı enfeksiyonlar yönünden çok daha dikkate alınmalıdır. Teşekkür Bu çalışma, Cumhuriyet Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Komisyonu Başkanlığı (CUBAP) tarafından desteklenmiştir (Proje no = SHMYO-005). Köpeklerin klinik olarak değerlendirilmesi ve kan örneklerinin alınması, Sinop ta Veteriner hekim Hakkı APAYDIN tarafından gerçekleştirilmiştir. Teşekkür ederiz. Kaynaklar 1. Shaw SE, Day MJ, Birtles RJ, Breitschwerdt EB. Tick-borne infectious diseases of dogs. Trends Parasitol 2001; 17: 74-80. 2. Skotarczak B. Canine ehrlichiosis. Ann Agric Environ Med 2003; 10: 137-141. 3. Varela AS. Tick-borne Ehrlichiae and Rickettsiae of Dogs. In: Bowman, D.W., Eds. Companion and Exotic Animal Parasitology. International Veterinary Information Services. [IVIS], New York. 2003. www.ivis.org 4. Dumler JS, Madigan JE, Pusterla N, Bakken JS. Ehrlichioses in humans: epidemiology, clinical presentation, diagnosis, and treatment. Clin Infect Dis 2007; 45: S45-51. 5. Buckingham SC. Tick-borne infections in children: epidemiology, clinical manifestations, and optimal management strategies.paediatr Drugs 2005; 7: 163-76. 6. Aydin L, Bakirci S. Geographical distribution of ticks in Turkey. Parasitol Res 2007; 101: S163-6. 7. Türkiye Cumhuriyeti Sinop Valiliği. http://www.sinop.gov.tr (Erişim tarihi 13 Mart 2012) 8. Guberman D, Mumcuoglu KY, Keysary A, Ioffe-Uspensky I, Miller J, Galun R. Prevalence of spotted fever group rickettsiae in ticks from southern Israel. J Med Entomol 1996; 33: 979-82. 9. Papazahariadou MG, Saridomichelakis MN, Koutinas AF, Papadopoulos EG, Leontides L. Tick infestation of dogs in Thessaloniki, northern Greece. Med Vet Entomol 2003; 17: 110-113. 10. Aguiar DM, Cavalcante GT, Pinter A, Gennari SM, Camargo LM, Labruna MB. Prevalence of Ehrlichia canis (Rickettsiales: Anaplasmataceae) in dogs and Rhipicephalus sanguineus (Acari: Ixodidae) ticks from Brazil. J Med Entomol 2007; 44: 126-32. 11. Botros BA, Elmolla MS, Salib AW, Calamaio CA, Dasch GA, Arthur RR.

22 Canine ehrlichiosis in Egypt: sero-epidemiological survey. Onderstepoort. J Vet Res 1995; 62: 41-3. 12. Hoskins JD, Breitschwerdt EB, Gaunt SD, French TW, Burgdorfer W. Antibodies to Ehrlichia canis, Ehrlichia platys, and spotted fever group rickettsiae in Louisiana dogs. J Vet Intern Med 1988; 2: 55-9. 13. M'ghirbi Y, Ghorbel A, Amouri M, Nebaoui A, Haddad S, Bouattour A. Clinical, serological, and molecular evidence of ehrlichiosis and anaplasmosis in dogs in Tunisia. Parasitol Res 2009; 104: 767-74. 14. Batmaz H, Nevo E, Waner T, Sentürk S, Yilmaz Z, Harrus S. Seroprevalence of Ehrlichia canis antibodies among dogs in Turkey. Vet Rec 2001; 148: 665-6. 15. Unver A, Rikihisa Y, Borku K, Ozkanlar Y, Hanedan B. Molecular detection and characterization of Ehrlichia canis from dogs in Turkey. Berl Munch Tierarztl Wochenschr 2005; 118: 300-4. 16. Delgado S, Carmenes P. Canine seroprevalence of Rickettsia conorii infection (Mediterranean spotted fever) in Castilla y Leon (northwest Spain). Eur J Epidemiol 1995; 11: 597-600. 17. Herrero C, Pelaz C, Avlar J, Molina R, Vazquez J, Anda P, Casal J, Martin- Bourgon C. Evidence of the presence of spotted fever group rickettsiae in dogs and dog ticks of the central provinces in Spain. Eur J Epidemiol 1992; 8: 575-9. 18. Keysary A, Torten DN, GrossEM, Torten M. Prevalence of antibodies to Rickettsia conorii in dogs in Israel and its relation to outbreaks in man. Isr J Vet Med 1988; 44: 103-7. 19. Oztoprak N, Celebi G, Aydemir H, Pişkin N, Bektaş S, Koca R, Kuloğlu F. Mediterranean spotted fever due to contact with dog-tick. Mikrobiyol Bul 2008; 42: 701-6. 20. Erten N, Karan MA, Taşçıoğlu C, Yurci A, Dilmener M, Kaysı A. Rickettsia conorii İnfeksiyonu: Olgu Sunusu. Klimik Dergisi 2000; 13: 36-8. 21. Harrus S, Lior Y, Ephros M, Grisaru-Soen G, Keysary A, Strenger C, Jongejan F, Waner T, Baneth G. Rickettsia conorii in humans and dogs: a seroepidemiologic survey of two rural villages in Israel. Am J Trop Med Hyg 2007; 77: 133-5. 22. Neer TM, Breitschwerdt EB, Grene RT, Lappin M. Consensus statement on ehrlichial disease of small animals from the infectious disease study group of the ACVIM. American College of Veterinary Internal Medicine. J Vet Intern Med 2002; 16: 309-15. 23. Chapman AS, Bakken JS, Folk SM, Paddock CD, Bloch KC, Krusell A, Sexton DJ, Buckingham SC, Marshall GS, Storch GA, Dasch GA, McQuiston JH, Swerdlow DL, Dumler SJ, Nicholson WL, Walker DH, Eremeeva ME, Ohl CA; Tickborne Rickettsial Diseases Working Group; CDC. Diagnosis and management of tickborne rickettsial diseases: Rocky Mountain spotted fever, ehrlichioses, and anaplasmosis--united States: a practical guide for physicians and other health-care and public health professionals. MMWR Recomm Rep 2006; 55: 1-27.