II- MÜKELLEFİN ÖLÜMÜ HALİNDE VERGİ ALACAĞINDAN MİRASI KABUL EDEN MİRASÇILAR SORUMLUDUR



Benzer belgeler
MÜKELLEFİN ÖLÜMÜ HALİNDE MİRASÇILARIN SORUMLULUĞU

MEVZUAT SİRKÜLERİ /

BİLGİ NOTU / Bu bilgi notumuzda anılan kanunun vergi alacakları ile ilgili düzenlemelerine yer verilecektir.

Duyuru No: 2015/67 İstanbul, 11/09/2015

VERGİYE UYUMLU MÜKELLEFLERE VERGİ İNDİRİMİ UYGULAMASI.

MEVZUAT SİRKÜLERİ /

SİRKÜLER 2019/01. KONU : 7143 Sayılı Yapılandırma Kanunu ndan Yararlanma Hakkını Kaybedenlere Yeni İmkan Sağlanmıştır.

Konu:Kesinleşmiş Alacaklar, Kesinleşmemiş Veya Dava Safhasında Bulunan Alacaklar, İnceleme Ve Tarhiyat Safhasında Bulunan İşlemler

VERGİ YAPILANDIRMA NOTLAR

Değişiklik Yapılması İle Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanuna ilişkin 1

TEBLİĞ GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 301)

KATMA DEĞER VERGİSİ KISMİ TEVKİFAT UYGULAMASINDA KDV İNDİRİMİ VE KARŞILAŞILAN SORUNLAR

Sirküler Rapor Mevzuat /153-1 TAHSİLAT GENEL TEBLİĞİ (SERİ: B SIRA NO: 8) YAYIMLANDI

6736 SAYILI KANUN RESMİ GAZETE Tarih : 19/8/2106 Sayı : 29806

GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ TASLAĞI (SERİ NO: )

VERGİ HUKUKU BÜTÜN İBRAHİM NİHAT BAYAR FİNAL SORULARI

BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR 7020 SAYILI KANUN GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 2)

ÖLÜM. Ancak, ölüm tarihinden önce murisin adına kesilmiş ve kesinleşmiş ve ödenmiş olan cezalar ise iade edilmez. 2

İnceleme Ve Tarhiyat Safhasında Bulunan İşlemler (Madde: 4)

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2015/149 Ref: 4/149

Ö z e t B ü l t e n Tarih : Sayı : 2018/3

Gelir Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 301) (Vergiye Uyumlu Mükelleflere Vergi İndirimi)

2016 Yılı Mali Takvim Uygulamaları

tarihli ve sayılı Resmi Gazete de yayınlanan 478 sıra no lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ni kapsamaktadır.

VERGİ SORUMLUSUNUN İDARİ DAVA AÇMA HAKKININ BULUNDUĞUNA İLİŞKİN KANUN YARARINA BOZULMASINA İLİŞKİN KARAR YAYIMLANDI

Sirküler Rapor Mevzuat /30-1 TAHSİLAT GENEL TEBLİĞİ (SERİ: B SIRA NO: 9) YAYIMLANDI

6736 Sayılı Kanunun Bazı Alacakların Yapılandırılmasına İlişkin Hükümleri

/101-1 MÜCBİR SEBEP HALİ DOLAYISIYLA VERİLMEYEN BEYAN VE BİLDİRİMLERİN, 31 AĞUSTOS 2018 TARİHİNE KADAR VERİLMESİ GEREKMEKTEDİR

VERGİ CEZALARINDA İNDİRİM MÜESSESESİNİN ÖZELLİKLERİ

KONU : Tahsilat Genel Tebliği (Seri: B Sıra No: 8) yayımlandı.

VERGİ VE DİĞER BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA İLİŞKİN 7143 SAYILI KANUN GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 2)

T.C. D A N I Ş T A Y Yedinci Daire

6111 SAYILI KANUN YAYIMLANDIĞINDA NEZDİNDE VERGİ İNCELEMESİNE BAŞLANMIŞ VE HENÜZ TAMAMLANMAMIŞ MÜKELLEFLERE SAĞLANAN İMKANLAR

MADDE METNİ : MADDE 11 : DEĞERLEME GÜNÜ

İDARİ PARA CEZALARINDA UYGULAMA

Dolayısıyla bu Tebliğ kapsamına yukarıda belirtilen doğal afet nedeniyle ilan edilmiş olan mücbir sebep hali girmektedir.

6552 Sayılı Kanun Kamu Alacaklarının Yapılandırılması. S.M.MALİ MÜŞAVİR GÜNAYDIN TOPÇU Adli Muhasebe ve Hile Uzmanı KGK Bağımsız Denetçi

İÇİNDEKİLER GİRİŞ...1 I.

86 SERİ NO'LU GİDER VERGİLERİ GENEL TEBLİĞ TASLAĞI

301 SERİ NO LU GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ 2017 / 122

: Tahsilat Genel Tebliği (Seri: A Sıra No: 1) Nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri: A Sıra No: 7) yayımlandı.

Kapsam Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti.

Mali tatilin uygulanacağı tarihler 6661 sayılı Kanun un 18 inci maddesi ile 5604 sayılı Malî Tatil İhdas Edilmesi Hakkında Kanunun;

GECİKME FAİZİ, GECİKME ZAMMI UYGULAMASI VE KARŞILAŞTIRMASI

ADİ ŞİRKETLERİN GENEL ÖZELLİKLERİ VE BU ŞİRKETLERİN VERGİLENDİRİLMESİ

VERGİLERİNİ ZAMANINDA ÖDEYEN MÜKELLEFLERE 1 OCAK 2018 TARİHİNDEN İTİBAREN VERGİ İNDİRİMİ UYGULAMASI BAŞLIYOR

Genel Haklar. Yazar Administrator Salı, 20 Aralık :00 - Son Güncelleme Salı, 20 Aralık :22

MERSİN MALİ MÜŞAVİRLER ODASI 6552 SAYILI TORBA KANUNLA KAMU ALACAKLARININ YAPILANDIRILMASI

A. VERGİLENDİRME DÖNEMİ

SİRKÜLER 2017/34. Söz konusu Yasada düzenlenen konular ana hatları itibariyle aşağıdaki gibidir:

Tarih : Sayı : Konu : Mali Tatil Uygulaması

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2017/180 Ref: 4/180

ERTÜRK YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş. 2017/84

tarihli ve sayılı Resmi Gazete de yayımlanmıştır.

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2018/66

SİRKÜLER 2017/73. Vergiye Uyumlu Mükelleflere Vergi İndirimi Uygulamasına İlişkin Gelir Vergisi Genel Tebliği Resmi Gazete de Yayımlandı.

GÜMRÜK SİRKÜLERİ Tarih: 02/06/2015 Sayı: 2015/27 Ref : 6/27. Konu: GÜMRÜKTE GECİKME ZAMMI UYGULAMASI

İNDİRİMLİ GELİR VE KURUMLAR VERGİSİ UYGULAMASI. Ali ÇAKMAKCI. Yeminli Mali Müşavir- Bağımsız Denetçi. TaxAuditing Yeminli Mali Müşavirlik Kurucu Ortak

6111 SAYILI KANUN İLE YAPILAN DÜZENLEMELER (2) (Madde 6-9)

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2017/097 Ref: 4/097

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü. Sayı : KDV /07/2014

SİRKÜLER 2017/ yılının Ocak ayından itibaren ödenmesi gereken taksitler 4 er ay ertelenmiştir.

- 31/3/2017 tarihinden (bu tarih dâhil) önce yapılan tespitlere ilişkin olarak vergi aslına bağlı olmayan vergi cezaları,

SAYI : 2014 / 26 İstanbul,

Sirküler No: 133 İstanbul, 25 Aralık 2017

VERGİ AFFI TAKVİMİ sayılı Askerlik Kanunu, - Mülga 5539 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü Kuruluş ve

VERGİ SİRKÜLERİ NO : 2008/29 TARİH : 30/10/2008

VERGİ İNCELEMELERİ SONUCU TARH EDİLEN VERGİ İLE KESİLEN CEZALAR NASIL MUHASEBELEŞTİRİLİR?

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. Adalet Programı. Mali Hukuk Bilgisi Dersleri

Bazı Kamu Alacaklarının Uzlaşma Usulü ile Tahsili Hakkında Kanun Kanun No Kabul Tarihi: 20/2/2008

2017 YILI MALİ TATİL UYGULAMASI İLE İLGİLİ AÇIKLAMA

İstanbul, SiRKÜLER 2016/05 KONU : 1-KAMU ALACAKLARININ YENİDEN YAPILANDIRILMASI

1. KANUN KAPSAMINA GİREN ALACAKLAR:

Tablo 1: KESİNLEŞMEMİŞ VEYA DAVA SAFHASINDA BULUNAN ALACAKLAR (1) (2) (3) (12) (15) (17) (18)

T.C. D A N I Ş T A Y Dördüncü Daire. Anahtar Kelimeler: Abonelik Sözleşmesi, Gecikme Faizi, Tahsil Edilince Beyanname Verilmesi

BİLGİ NOTU /

BÜLTEN / Ekim Konu: Torba Yasa ile getirilen vergi borçlarının yapılandırılması imkanı

BAKIŞ MEVZUAT KONU TAHSİLAT GENEL TEBLİĞİSERİ: B SIRA NO: 7 SAYI 2013/021 ÖZET

Ö z e t B ü l t e n Tarih : Sayı : 2018/25

ÖLÜM I-MADDE METNİ: II-AÇIKLAMA VE YORUM:

TEBLİĞ. ÖTV tevkifatı uygulaması ihtiyari bir uygulama olmayıp, imalatçılar tarafından tevkifat yapılması zorunludur.

1. Mali tatilin uygulanacağı tarihler:

A) % 100 B) %75 C) %50 D) %40 E) %25

Ek-1 T.C. GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI

SİRKÜLER 2014/ Sayılı Kanun Kapsamında Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Yayınlanan Tebliğ Taslağındaki Açıklamalar

LİMİTED ŞİRKET MÜDÜR VE ORTAKLARININ ŞİRKET AMME BORÇLARININ ÖDENMESİNE İLİŞKİN SORUMLULUKLARI

GELĠR VERGĠSĠ GENEL TEBLĠĞĠ TASLAĞI (SERĠ NO: )

Arkan&Ergin Uluslararası Denetim Ve Y.M.M. A.Ş.

SERİ : B SIRA NO : 7 TAHSİLAT GENEL TEBLİĞİ

VERGİYE UYUMLU BAZI MÜKELLEFLERE GELİR/KURUMLAR VERGİSİ İNDİRİMİ GETİRİLDİ:

BAZI KAMU ALACAKLARININ UZLAŞMA USULÜ İLE TAHSİLİ HAKKINDA KANUN. (5736 S. Kanun )

VERGİ BORÇLARININ 18 EŞİT TAKSİTTE ÖDENMESİ İMKANI GETİRİLMİŞTİR.

7020 SAYILI KANUN İLE YENİDEN YAPILANDIRMA İMKANI E-BÜLTEN

UZLAŞILAN VERGİLERDE GECİKME FAİZİNİN HESABI VE ÖZELLİKLİ DURUMLAR

Sirkülerimizin konusunu Katma Değer Vergisi Tebliğ Değişiklikleri ve İlaveleri

Sirküler no: 082 İstanbul, 1 Ekim 2010

SİNERJİ SİRKÜLER RAPOR

6009 SAYILI YASA İLE DEĞİŞTİRİLEN GELİR VERGİSİ TARİFESİ İLE İLGİLİ 274 NO LU GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ YAYIMLANDI

Matrah Ve Vergi Artırımı (Madde: 5)

4811 Sayılı Vergi Barışı Kanunu Na Göre Matrah / Vergi Artırımı ve Sonuçları. 1-Vergi Barışı Kanunu ve Matrah/Vergi Artırımı Konusunda Genel Açıklama:

Transkript:

MÜKELLEFİN ÖLÜMÜNÜN, VERGİ ALACAĞINA VE CEZASINA ETKİSİ KEMAL AKMAZ YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİR BAĞIMSIZ DENETÇİ I- GİRİŞ 4721 sayılı Medeni Kanunda [1] ölüm [2] hali nin herhangi bir tanımı yapılmamış, ancak, Kanun un 28. maddesinde Kişilik, çocuğun sağ olarak tamamıyla doğduğu anda başlar ve ölümle sona erer. Çocuk hak ehliyetini, sağ doğmak koşuluyla, ana rahmine düştüğü andan başlayarak elde eder. denilmek suretiyle şahsiyetin insana sıkı sıkı bağlı olduğu, doğum ile başlayıp ölümle son bulduğu açık bir şekilde ifade edilerek, insanın tam ve sağ doğmak koşuluyla şahsiyet sahibi olabileceğini ve medeni haklardan yararlanabileceğini hükme bağlamıştır. Ölüm de doğum gibi birçok hukuki sonuçların doğmasına neden olmaktadır. Ölüm halinde, ölenin vergi borçları mirası reddetmemiş mirasçılara geçmektedir. Kanuni ve mansup mirasçılar tarafından mirasın reddedilmesi [3] halinde vergi alacağının terekeden alınamayan kısmının terkini gerekir. Zira bu durumda alacaklı durumdaki vergi idaresinin hukuksal olarak başvurabileceği kimse bulunmamaktadır. Diğer taraftan ölenin fiilinden doğan vergi cezaları ölümle kalkmaktadır. Bu cezalar ölenin mirasçılara intikal eden, mal, hak ve ticari varlığından alınamadığı gibi mirası reddetmemiş mirasçıların mal varlıklarından da alınamaz. Bu makalemizde ölüm olayının vergi alacağına ve cezasına etkisi irdelenmiştir. II- MÜKELLEFİN ÖLÜMÜ HALİNDE VERGİ ALACAĞINDAN MİRASI KABUL EDEN MİRASÇILAR SORUMLUDUR Ölüm mükellefiyeti kaldırır. Tahakkuk etmiş ve edecek vergilerden dolayı mirası reddetmemiş mirasçılar miras hisseleri oranında sınırsız sorumludurlar. VUK un 12. maddesinde; ölüm halinde mükelleflerin ödevleri, mirası reddetmemiş kanuni ve mansup mirasçılarına geçer. Ancak, mirasçılardan her biri ölünün vergi borçlarından miras hisseleri nispetinde sorumlu olurlar. denilerek ölüm halinde mükellefinin ödevlerinin mirası kabul eden kanuni ve mansup mirasçıları tarafından yerine getirileceği, vergi borçlarının ödenmesinden de mirasçıların miras hisseleri nispetinde sorumlu olacağı hükme bağlanmıştır. Ayrıca VUK un 112/2. maddesinde; Memleketi terk ve ölüm gibi mükellefiyetin kalkmasını mucip haller dolayısıyla beyan üzerine tarh olunan vergiler, beyanname verme süreleri içinde ödenir. Mükellefin, vadeleri mezkur süreden sonra gelen vergileri de aynı süre içinde alınır. Memleketi terk edenlerin, ölenlerin veya benzeri haller dolayısıyla mükellefiyetleri kalkanların ikmalen, re sen veya idarece tarh olunan vergileri tahakkuk tarihinden başlayarak bir ay içinde ödenir. Bu fıkrada yazılı tahsil süreleri Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun mucibince teminat gösterildiği takdirde, Vergi Kanunu ile belli taksit zamanına kadar ve taksit zamanı geçmiş ise üç ay uzatılır. denilerek ölüm halinde mükellefiyetin kalkması dolayısıyla, gerek ölen mükellefin kendi beyanı üzerine, gerek ölen mükellef adına mirasçılar tarafından verilen beyannameler üzerinden tarh olunan vergilerin beyanname verme süreleri içinde ödeneceği, keza vadeleri beyanname verme süresinden sonra gelen vergilerin de aynı süre içinde ödeneceği, ölen kimse adına ikmalen, re sen

veya idarece tarh olunan vergilerin tahakkuk tarihinden başlayarak bir ay içinde ödeneceği, ancak 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun uyarınca teminat gösterildiği takdirde vergi kanunlarında belirlenmiş taksit zamanına kadar, taksit zamanı geçmiş ise üç ay uzatılacağı hükme bağlanmıştır. Gelir Vergisi Kanunu nun 92. maddesi gereğince, ölüm halinde, yıllık gelir vergisi beyannamesi (kıst dönemin beyannamesi ile geçmiş döneme ait olup henüz verilmemiş gelir vergisi beyannamesi) ölüm tarihinden itibaren mirası reddetmemiş mirasçılarca 4 ay içinde verileceğinden; verilen gelir vergisi beyannamesi üzerinden tarh olunan vergilerin ödemesinin de bu süre içinde yapılması gerekmektedir. Örneğin 10 Şubat 2006 da ölen Bay (A) nın hem 2005 yılına, hem 01.01.2006-10.02.2006 dönemine ait yıllık gelir vergisi beyannamesinin 10 haziran 2006 tarihine kadar verilmesi ve beyan üzerine tarh olunan vergilerin de beyannamenin verildiği tarih itibariyle ödenmesi gerekir. Yani beyannamenin 10 Haziran 2006 ya kadar beklenmeksizin bu tarihten önce verilmesi durumunda vergi de beyannamenin verildiği tarihte ödenecektir. Yine şubat dönemi KDV beyannamesinin VUK un 16. maddesi uyarınca 20 Haziran 2006 ya kadar verilmesi, ancak beyannamenin bu tarihten önce verilmesi halinde verginin de beyannamenin verildiği tarih itibariyle ödenmesi gerekir. Mirasçıların beyannameleri kendilerine tanınan yasal sürenin sonlarında vermek suretiyle tahakkuk edecek vergiyi geç ödemeleri mümkündür. Murise ait vergi borçları mirası kabul eden mirasçılarca zamanında ödenmemesi halinde 6183 sayılı Kanunda belirtilen oranda gecikme zammı uygulanarak tahsil olunur. Gecikme zammının hesabında vade olarak mirasçılarca süresinde verilen beyannamelerin verildiği gün esas alınmalıdır. Ancak 3 aylık bekleme süresi içinde mirasçıların mirası reddetip reddetmeyeceği bilinmediğinden ve vergi alacağının muhatabı belirsiz olduğu için mirasçılar aleyhine takibat yapılamayacağı gibi, bu süre için daha sonra gecikme zammı da alınmaz [4]. Fakat üç aylık bekleme süresi içinde mirasçılar mirası kabul ettiklerini gösterir bir tasarrufta bulunurlarsa, örneğin; murise ait gayrimenkulü kiraya verirler veya kirasını alırlarsa mirası reddetme hakkını kaybetmiş olacaklarından bu tarihten itibaren aleyhlerine takibat yapılabileceği gibi gecikme zammı da uygulanır [5]. Mirası reddetmemiş kanuni ve mansup mirasçıların murisin vergi borçlarından sorumluluğu, miras hisseleri oranında olmasına rağmen miras hisseleri miktarıyla sınırlı değildir. Başka bir de yişle, mirasçıların murisin vergi borçla rından sorumluluğu miras hisseleri ora nında, fakat bütün malvarlıkları ile sorumluluktur [6]. Öte yandan lehine muayyen mal vasiyeti yapılmış kimseler murisin vergi borçlarından dolayı sorumlu değillerdir. Çünkü bunlar cüz i halef durumunda bulunduklarından ölenin vergi borçlarından sorumlu olmadıkları gibi özel borçlarından dolayı da sorumlu değildirler [7]. Ayrıca intifa hakkını seçen mirasçıların da murisin borçlarından dolayı sorumluluğu yoktur. Çünkü intifa hakkı; menkul, gayrimenkul, hak veya bir mamelek üzerine tesis olunan ve hak sahibine kullanma hakkı veren bir hak olup, terekenin borçları ödendikten sonra kalan mal ve haklar üzerinde kurulur [8]. Diğer yandan kanuni ve mansup mirasçılar mirası zımnen ya da sarahaten kabul ettikleri ya da reddetmedikleri takdirde, murise ait beyannameleri zamanında vermemeleri nedeniyle ziyaa uğratılan vergi kendilerinden miras hisseleri nispetinde yasal faiziyle birlikte cezalı olarak tahsil edilecektir. Bu durumda gecikme faizinin hesabında vade olarak mirasçılara tanınan beyanname verme sürelerinin son günü dikkate alınmalıdır. Mirasçılar, ölenin vergi borçlarından miras hisseleri nispetinde sorumlu olduklarından her birine, hissesine düşen vergi ile ilgili tebligat yapılır. Murisin vergi borçlarının tamamından dolayı

mirasçılardan birine tebligat yapılması halinde tebligat, mirasçının hissesi oranında geçerli olmaktadır.[9] Diğerlerini bağlamamaktadır. Ölüm Vergi İdaresi yönünden süreyi uzatmaz. Bu nedenle mirasçıların mirası reddedebileceği ölümden sonraki üç aylık sürede zamanaşımının söz konusu olması halinde tebligat yapılıp yapılamayacağı tartışmaya açık bir konudur. Danıştay bir kararında üç aylık bekleme süresi içinde varislere tebligat yapılabileceğini kabul etmiştir [10]. Ancak tebligat varislerden her birine miras hissesi nispetinde yapılmak gerekir. Tebligat, ancak mirasçıların mirası reddetmemeleri şartıyla geçerlilik kazanır [11]. Üç aylık dönemde mirasçıların miras hisseleri bilinmediğinden mirasçılara murisin vergi borcunun tamamı üzerinden tebligat çıkarılması, miras hisselerinin kesinleşmesinden itibaren vergi alacağının mirasçılardan hisseleri nispetinde tahsili gerekmektedir. Örneğin Bay (A) nın 20 Aralık 2006 tarihinde ölmesi ve adına 2001 yılına ilişkin ikmalen yapılan bir tarhiyattan dolayı vergi ihbarnamesi çıkarılması halinde, vergi alacağının zamanaşımına uğramaması için bu vergi alacağının tamamı üzerinden mirasçıların her biri adına ihbarname çıkarılması ve 31 Aralık 2006 tarihine kadar tebliğ edilmesi gerekir. Ancak verginin mirasçılardan tahsilatı esnasında her bir mirasçıdan kendi hissesi nispetinde tahsilat yapılmalı, diğer mirasçılara düşen vergi alacağı yine her bir mirasçıdan terkin edilmelidir. Zira işlemin bu şekilde tesisi halinde Danıştay kararında olduğu gibi, vergi alacağının zamanaşımına uğraması engellenmiş ve verginin tahsilatı VUK un 12. maddesi hükmü doğrultusunda yapılmış olacaktır. Kanuni ve mansup mirasçıların mirası reddetmesi halinde murise ait vergi borçlarından dolayı sorumlulukları bulunmamaktadır. Bu durumda vergi alacağının terekeden tahsil edilemeyen kısmının terkin edilmesi gerekir. Zira bu durumda alacaklı durumdaki vergi idaresinin hukuksal olarak başvurabileceği kimse bulunmamaktadır. III- VERGİ CEZASINA ETKİSİ VUK un 372. maddesinde ölüm halinde vergi cezası düşer hükmü yer almaktadır. Bu hüküm mirasçıların sorumluluğu ilkesinin tek istisnasını teşkil etmektedir. Ceza kesmenin amacı, suçu işleyen kişiyi işlediği hukuka aykırı fiilden dolayı cezalandırma ve bu suretle onun bir daha suç işlemesini önlemektir.[12] Bu anlamda ölen bir şahsın bir daha suç işlemesi bahis konusu olamayacağından, ceza kesilen bir kişinin ölmesi halinde cezanın kalkacağını kabul etmek gerekir. Yasa hükmüne göre cezaların kişiselliği ilkesi mucibince mükellefin/ilgilinin ölümü halinde ölümünden önce veya daha sonra uygulanacak cezalar düşer, mirasçılardan aranmaz.[13] Ortadan kalkacak olan vergi değil cezalardır.[14] Ölüm halinde gecikme zammı ve gecikme faizi gibi fer i kamu alacakları düşmez[15]. Ayrıca ölümden önce suç eşyasının, örneğin sahte belge basılan matbaa makinesinin zapt ve müsaderesi ve mahkeme masraflarına dair kesinleşmiş hükümler infaz edilir. [16] Ancak ölüm tarihi itibariyle tahsil edilmiş olan ceza tutarları varislere iade edilmez [17] Ayrıca varisler mirası reddetmemiş olsalar bile, murisin cezalarını devralamazlar [18]. Ölene ait olup mirasçılar tarafından sehven ödenen cezaların mirasçılara iadesi gerekir. Anılan yasa maddesinde; ölüm halinde vergi cezasının düşeceği belirtilmiştir. Ancak burada ölen kişi ile ceza arasında illiyet bağı olması gerektiği tabiidir. Yani cezanın ölen kişinin fiilinden kaynaklanması gerekir, yoksa mirasçılarının kanuna aykırı ya da eksik fiillerinden kaynaklanan vergi cezası mirasçılar adına hisseleri oranında

kesilecektir. Ölümle aynı sonucu doğuran diğer bir hal de Medeni Kanunu nun 31. maddesinde düzenlenen ölüm karinesidir [19]. Buna göre ceza muhatabı için ölüm değil, ölüm karinesi söz konusu ise vergi cezalarına etkisi ölüm gibidir [20]. Diğer yandan varislerin sorumlu sıfatıyla ölen mükellef adına yapmaları gereken ödevleri yerine getirmemeleri halinde kendi adlarına kanunda öngörülen cezalar kesilir. Ancak bunlar mirasçılardan her birinin, miras hisseleri nispetinde sorumlu oldukları vergi kısmına ilişkin cezalara inhisar eder.[21] Mirasçıların ölene ait gelir unsurlarını, kanunen tespit edilen sürede beyan etmeleri gerekirken; bu ödevi yerine getirmeyen mirasçılar adına ceza kesilir. Bu durumda mirasçılardan her biri, kendine ait vergiye ilişkin ceza kısmı için ceza indirimi talebinde bulunabilirler. Örneğin ölümle ilgili beyannameleri vermemek, noksan bildirimlerde bulunmak vs. gibi fiillerde varislerin kendi kusurları söz konusudur. Bu nedenle, yasalara aykırı fiillerden dolayı adlarına hisseleri oranında ceza kesilir. Mirasçılara ceza uygulamasında; VUK da ilgili maddelerde yazılı hadler in hesabında sadece kendi hisseleri dikkate alınacak ve mukayese buna göre yapılacaktır. Ölüm gerçek kişiler için söz konusu olduğundan bahsedilen hususlar tamamen gerçek kişiler için geçerlidir. Ancak ölüm halinde cezanın düşmesinde, adi ortaklık, adi komandit şirket ve kolektif şirket ortakları için bazı farklılıklar var olduğundan konuyu şirketin ve cezanın nev ine ve de cezanın kaynağına göre değerlendirmek gerekir. Şöyle ki; Gelir vergisi ve geçici vergiye ilişkin vergi ziyaı cezaları adi şirket ve kolektif şirkette ortaklar, adi komandit şirkette komandite ortaklar adına kesilir. Dolayısıyla adi şirket ortakları, adi komandit şirketin komandite ortakları ile kolektif şirket ortaklarının ölümü halinde kesilmiş ve kesinleşmiş cezalar gelir vergisi ve geçici vergiye ilişkin vergi ziyaı cezaları düştüğü gibi, tespit edilen fiillerden dolayı da vergi ziyaı cezası kesilmez, kesilemez. Özel tüketim vergisi, katma değer vergisi ve gelir vergisi stopajına ilişkin vergi ziyaı cezaları ile usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları ortaklık adına kesilir. Bu nedenle ortakların ölümü bu cezaların uygulanmasını önlemez. Yalnız adi şirkette şirket adına kesilmesi gereken cezaların tamamında ölen ortağın payına düşen ceza ortadan kalkar [22]. Danıştay verdiği bir Kararı nda [23]; kollektif şirket tüzel kişiliği adına kesilen cezadan, ölen ortağın vergi aslına isabet eden kısmının iptali gerektiğine karar vermiştir. Cezaların ölümle kalkması gerçek kişiler için bahis konusu olduğundan ve sermaye şirketlerinde ve diğer tüzel kişiliklerde cezalar tüzel kişilik adına kesildiğinden ortaklardan birinin veya birkaçının ölümü cezayı kaldırmaz. Vergi sorumlusu olarak yerine getirilmesi gereken ödevlerin yerine getirilmemesi durumunda kesilecek cezalar sorumlunun eyleminden kaynaklanıp, sorumlu adına kesilmesi gerektiğinden bu cezalar da, sorumlunun ölümü durumunda düşer. Örneğin, küçük ve kısıtlının ödevlerinin yerine getirilmemesi suçunu işleyen bunların yasal temsilcileri olduğundan ceza bunlar adına kesilir. Küçük ve kısıtlının ölümü cezayı kaldırmaz [24]. Dar mükelleflerde vergi cezası Türkiye deki temsilci adına salınmakla beraber, temsilci ödemeyi asıl mükellef adına yapmaktadır. Bu nedenle dar mükellefiyette gerçek kişi olan mükellefin ölümü halinde temsilci adına kesilmiş olan ceza kalkar [25].

Vergi yargılamasına tabi hürriyeti bağlayıcı vergi cezalarını gerektiren suçlarda sanığın ölümü davayı, mahkumun ölümü ceza mahkumiyetini ve ceza mahkumiyetinin bütün sonuçlarını ortadan kaldırır.[26] Bu meyanda hürriyeti bağlayıcı cezalar; TCK nın 96 (Yeni TCK md. 64) maddesine istinaden kalkar. Bu maddeye göre, failin ölümü halinde tahkikat yapılmakta ise takipsizlik kararı verilir. Tahkikat başlamamışsa tahkikat yapılmaz. Dava açılmışsa dava düşer, ceza kesinleşmiş ancak infaz edilmemiş ise infaz yerine getirilmez. Hapis cezası para cezasına çevrilmişse para cezası da kalkar.[27] Ezcümle ölüm halinde vergi ziyaı cezası, usulsüzlük cezası ve özel usulsüzlük cezası gibi idari vergi cezaları yanında vergi yargılamasına tabi hürriyeti bağlayıcı vergi cezaları da kalkmaktadır. IV- SONUÇ Türk vergi hukukunda; ölüm mükellefiyeti kaldıran ve vergisel sonuçlar doğuran hukuki bir olaydır. Ölüm halinde mükellefin ödevleri mirası reddetmemiş kanuni ve mansup mirasçılara geçmektedir. Bu anlamda murisin vergi ödeme, beyan, bildirim, saklama, ibraz gibi vergisel ödevlerinin mirasçılar tarafından yerine getirilmesi gerekmektedir. Vergi alacağının ödenmesinde mirasçılar miras hisseleri nispetinde sınırsız sorumludurlar. Mirasçılarca mirasın reddedilmesi halinde vergi alacağının terekeden tahsil edilemeyen kısmının terkini gerekir. Bununla birlikte mirasçıların vergi cezalarından dolayı sorumluluğu bulunmamaktadır. Çünkü cezaların şahsiliği ilkesi uyarınca ölümle birlikte cezalar da düşmektedir. Vergi cezalarının mirası kabul eden mansup ve kanuni mirasçılardan alınması mümkün olmadığı gibi, terekeden alınması da mümkün değildir. [1] 08.12.2001 tarih ve 24607 sayılı Resmi Gazete de yayımlanmıştır. [2] Türk Dil Kurumu Sözlüğünde ölüm Bir insan, bir hayvan veya bitkide hayatın tam ve kesin olarak sona ermesi, ahiret yolculuğu, emrihak, irtihal, memat, mevt, vefat şeklinde tanımlanmıştır. [3] Mirasın reddi; yasal ya da atanmış mirasçıların kendisine intikal eden mirası kabul etmediği yolundaki irade beyanı anlamını taşımaktadır. Medeni Kanun mirasın reddi konusunda iki farklı tür red öngörmüş bulunmaktadır. Bunlardan birincisi mirasın hükmen reddi, ikincisi ise mirasın gerçek reddidir. Mirasın hükmen reddine ilişkin düzenleme Medeni Kanun un 605 nci maddesinde yer almaktadır. Buna göre, tereke yani miras bırakılan borca batıksa ve durum sabit ya da herkesçe biliniyorsa miras hükmen reddedilmiş sayılır. Ancak ilgililer borca batık olma durumuna rağmen, mirası açıkça ya da üstü kapalı olarak kabul etme hakkına sahiptirler. Gerçek anlamda mirasın reddi ise, mirasın yasal ya da atanmış mirasçıların irade açıklamaları ile reddedilmesi anlamını taşımaktadır. Mirasın reddedilebilmesi için, mirasçının miras bırakanın son ikametgahının bulunduğu yerdeki Sulh Hukuk Mahkemesi ne başvurması gerekir. Başvuruda bulunulan Sulh Mahkemesi red beyanı hakkında bir sicil tutar. Sicilin amacı, red olayından üçüncü şahısların özellikle de alacaklıların haberdar olmasını sağlamaktır. Bu yüzden makul gerekçeler ileri süren herkese söz konusu sicili inceleme olanağının tanınması gerekir. Mirasın reddedilebilmesi için reddeden kimsenin medeni hakları kullanma (fiil) ehliyetine sahip olması gerekir. Bu ehliyeti haiz olmayan kimseler ise ancak yasal temsilcilerinin (veli, vasi, kayyım) izni ile mirası reddedebilirler. Mirasın reddinin kayıtsız ve şartsız olması gerekmektedir (MK md. 609) (Ayrıntı için Bkz, Mehmet TİMUR, Ölen Mükellefin Vergi Borcu ve Mirasın Reddi, Yaklaşım, Sayı: 85, s. 50-53). [4] Dn. 11. D nin, 13.04.1971 tarih, E. 1970/1468, K. 1971/1882 sayılı Kararı. [5] Yılmaz ÖZBALCI, Vergi Usul Kanunu Yorum ve Açıklamaları, Şubat 2001, Ankara, s. 177 [6] Yusuf KARAKOÇ, Türk Vergi Hukukunda Mirasçıların Sorumluluğu, Yaklaşım, Ağustos 1993, s. 8, s. 24 [7] Mehmet MAÇ-Tarık JAMALİ, Veraset, Hibe ve Ölüm, Denet Yayıncılık, s. 499 [8] Sakıp ŞEKER, Şahıs Şirketlerinde ve İşletmelerinde İşletme Sahibinin ve Ortakların Ölümü Halinde Dönem Sonu İşlemleri-1, Vergi Sorunları, Sayı: 76, s. 28 [9] ÖZBALCI, age, s. 285 [10] Dn. 4. D nin 02.10.1970 tarih ve E. 1969/4387, K. 1970/1193 sayılı Kararı. [11] ÖZBALCI, age, s. 178 [12] Doğan ŞENYÜZ, Vergi Ceza Hukuku, Ezgi Kitabevi Yayınları, Bursa 2003, s. 139 [13] Mehmet TOSUNER-Zeynep ARIKAN, Vergi Usul Hukuku, İzmir 2006, s. 284 [14] ŞENYÜZ, age, s. 139 [15] Mehmet ASLAN, Vergi Hukuku, Yaklaşım Yayınları, Ankara 2005, s. 253 [16] Uğur YİĞİT, Vergi Usul Kanunu nda Hürriyeti Bağlayıcı Suç ve Cezalar, Beta Yayınları, Mart 2004, s. 237 [17] Hesap Uzmanları Derneği Yayını, Beyanname Düzenleme Kılavuzu, s. 1080 [18] ASLAN, age, s. 253 [19] YİĞİT, age, s. 236 [20] ŞENYÜZ, age, s. 139 [21] Yılmaz ÖZBALCI, VUK Yorum ve Açıklamaları, Oluş Yayıncılık, Ağustos 2003, s. 880

[22] Hesap Uzmanları Derneği, age, s. 1080 [23] Dn. 3. D nin, 15.11.1988 tarih ve K. 1988/2656, E. 1988/153 sayılı Kararı. [24] Kazım YILMAZ, Türk Vergi Hukuku, Ce-Ka Yayınları, 3. Baskı, Şubat 2004, Ankara, s. 101 [25] Yafes PEHLİVAN; Vergi Cezalarını Ortadan Kaldıran Haller, Maliye Postası, Sayı: 551, s. 92 [26] YİĞT, age, s. 236 [27] Volkan YÜKSEL, Vergi Cezalarını Ortadan Kaldıran Haller, Maliye Postası, 15 Eylül 2004, s. 60