Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı na Şikayet Eden :(Avukat) Serdar ÖZTÜRK, TCKN: 18689107606 Halen Silivri 5 Nolu L Tipi C.İ.K. nda TUTUKLU Vekilleri Şüpheliler : Avukat Demet REÇBER, Avukat H. Cahit KARADAŞ Büklüm Sok. No:60/3 Kavaklıdere/ANKARA : 1- Prof. Dr. Bülent ÜNER, ATK. Fizik İhtisas Dairesi Başkanı Adli Tıp Kurumu Yenibosna İST. 2- Hacı Mehmet AKIN- Tıp Doktoru, Adli Tıp Uzmanı Adli Tıp Kurumu Yenibosna İST. 3- Lokman BAŞER- Tıp Doktoru, Adli Tıp Uzmanı Adli Tıp Kurumu Yenibosna İST. Suç :Sahte Resmi Belge Tanzim Etmek, Görevi Kötüye Kullanmak, Bilirkişinin Gerçeğe Aykırı Mütalaa Vermesi, TCK. md. 204, md. 257/1 ve md. 276 Suç Tarihi : 20-25 Ekim 2009 Açıklamalar : Müvekkilimiz Serdar ÖZTÜRK ün Antalya da olduğunu ve 02.06.2009/Salı gününden itibaren dört gün Ankara dışında olacağını telefonlarını dinlemeleri nedeni ile bilen emniyet görevlileri, savcılık kanalı ile, 03.06.2009/Çarşamba günü İstanbul Özel Yetkili 11nci Ağır Ceza Mahkemesinden Arama- El Koyma- İnceleme ve Yakalama kararı çıkarttırmışlar, akabinde 04.06.2009 günü, müvekkilin Bestekar Sok. No:17/2 Kavaklıdere/Ankara adresinde bulunan avukatlık bürosunda, arama yapılmış, silahı olmadığı halde ofisinde tabanca mermisi ve bir kısım gizli belgelerle birlikte, suça konu İrtica ile Mücadele Eylem Planı adlı bir belge bulunmuştur. Başbakanın açıklamalarından anlaşılmaktadır ki, gizli yürütülmesi gereken soruşturmada, ANAYASAL OLARAK kuvvetler ayrılığı prensibine uygun çalışması gereken YARGI ERKİNİN, gizlilik kararına rağmen soruşturma ile ilgili bilgileri, YÜRÜTME ERKİNE, verdiği ortaya çıkmıştır. Bu ayrı bir skandal ve SUÇTUR. Dolayısı ile böyle her türlü suçun işlenerek yürütüldüğü bir soruşturmada, Adalet Bakanlığının kontrolünde olan Adli Tıp Kurumuna bir hafta önce atanan şahıslar aracılığı ile inceleme yaptırılıp, düzemece raporlar alınması da gayet 1
mümkündür ki, mevcut olgularda bu yönde kuvvetli bir şüphe bulunduğunu göstermektedir. Zira, bahse konu raporu veren kişilerin tıp doktoru olduğu iddia edilmektedir. Eğer öyleyse GRAFOLOJİ konusunda ihtisasları olmayan kişilerin belge sahteciliği konusunda inceleme yapması ve rapor düzenlemesi mümkün değil iken, hangi etki ve saiklerle böyle bir raporun kendilerine düzenlettirildiğinin de araştırılması gerekmektedir. Zira, bir hukukçu, nasıl ki patoloji raporu veremeyecek ise, bir tıp doktorunun da GRAFOLOJİ biliminin alanına giren bir konuda rapor veremeyeceği kuşkusuzdur. Bu tabii ki sayın Başsavcılığınızın yapacağı hassas soruşturma sonucu ortaya çıkacaktır. Bu belge deki ıslak imzanın, teknolojik imkanlar kullanılarak sahte bir şekilde oluşturulduğu kanaatindeyiz. Zira, bu belgeyi hazırlayan ekipte olduğu iddia edilen müvekkil bile, Türkiye de KOLLAMA ve TEK TÜRKİYE adlı diziler bulunduğunu ve oynadığını bu gizli servis üretimi olduğunu düşündüğü belgenin basında yayınlanması sonrasında öğrenmiştir. Diğer yandan, belgenin ortaya çıkmasından sonra, içeriğinde ki sahteliğini gösteren tüm olgulara rağmen yaşananlar, bahse konu belgenin açıkça Genelkurmay Başkanlığına saldırılması amacıyla ÜRETİLDİĞİNİ göstermektedir. Islak İmza makinesi ile dahi üretilse belgede ki sahteciliği, MÜREKKEP ANALİZİNDEN İSPAT ETMEK MÜMKÜNDÜR. İhbar mektubu ise çok ilginçtir. Muvazzaf subay olduğunu söyleyen, ancak mektubu imzalamayan, adını da yazmayan kimliği meçhul şahıs, gerekirse savcılara ifade vereceğini belirtmiştir. Diğer yandan, ihbar mektubunu yazdığını öne süren şahsiyetin, adını vermemesine ve imza atmamasına rağmen, gerekirse savcılara ifade verebileceğini beyan etmesi, sanki savcıların bu şahsı çok iyi tanıdığı ve çok iyi görüştükleri bir kişi olduğu intibaını bırakmaktadır. Keza, İHBAR MEKTUBUNUN içeriği incelendiğinde, SANKİ BİR KAÇ KİŞİ TARAFINDAN, işbirliği ile, ilk fotokopiye yöneltilen eleştirileri de karşılayacak şekilde belirli bir algoritma dahilinde, eksiksiz hazırlanmasına gayret edildiği intibaını bırakmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti, sahtekarlıklarla, büyük yalanlarla ve planlanmış psikolojik harp oyunları ile soruşturma adı altında yürütülen bir SUÇU, asla daha fazla kaldıramaz. Bu nedenle, sayın Bakırköy Başsavcılığının yapacağı soruşturma, TARİHİ BİR SORUŞTURMADIR. Tekrar HUKUK DEVLETİ nin ihdas edilmesini sağlayacak önemde bir soruşturmadır. Olaya bu gözle bakılıp, dosyanın daha önceki suç duyurularımızda yaşadığımız kabul edilemez çekingenliklerin, bu dosyada yaşanmamasını dileyerek, Türk Milleti adına korkmadan hareket edebilecek, hiçbir tesir altında kalmadan, süratle etkili bir soruşturma yürütebilecek, sadece kutsal ADALETİ gözeten cesur bir CUMHURİYET SAVCISINA tevdi edilmesini 2
talep ediyoruz. Gelinen aşamada, belgenin aslı denilerek 15 EKİM 2009 tarihinde ANKARA dan gönderildiği İDDİA EDİLEN, bir ihbar mektubu ekinde bulunan ve ıslak imza taşıdığı ÖNE SÜRÜLEN belgenin, İstanbul özel yetkili savcılığı tarafından, derhal İstanbul Adli Tıp Kurumuna gönderildiği ve burada prosedüre göre önemli belgelerin kurulun tüm uzmanlarının katılımı ile incelendiği yönündeki yerleşik uygulamaya karşın, şüphelilerden, Hacı Mehmet AKIN ve Lokman BAŞER adlı, TIP DOKTORLARI olduğu ve incelemeden bir hafta önce kuruma atandığı iddia edilen şahısların, görevlendirme sonucu, UZMAN sıfatı ile incelemeyi yaptıkları ve Belgenin ıslak imzaya sahip olduğu ve imzanın Albay Dursun ÇİÇEK in eli ürünü olduğu kanaatine varıldığı yönünde mütalaa verdikleri, diğer şüpheli Prof. Dr. Bülent ÜNER in de, incelemeye katılmadığı halde, usul gereği, ATK. Fizik İhtisas Dairesi Başkanı sıfatı ile raporu imzaladığı anlaşılmaktadır. Suça konu bilirkişi raporu düzenlenirken yerleşik uygulamaların ve teamüllerin dışına çıkılması, incelemeyi yapan uzmanların, ihbar mektubunun gönderilmesinden bir hafta önce atanmış olması, GRAFOLOG (sahtecilik uzmanı) değil, TIP DOKTORU olmaları, yani uzman olmadıkları bir alanda inceleme yaparak mütalaa vermiş olmaları hususları nazara alındığında, Türkiye de adeta atom bombası etkisi yaratan böyle önemli bir belge hakkında, bu kadar şaibeli bir rapor düzenlenmesi kuşkusuz kabul edilemez bir durumdur. Bundan da öte, tüm bu olgular, inceleme heyetinin özel olarak atandığı ve bilinçli olarak UZMANI OLMADIKLARI bir alanda, sahte mütalaa verdikleri ortaya çıkmaktadır. SAHTECİLİĞİN ORTAYA ÇIKARTILMASI İÇİN ; 1- Türkiye de İnternet üzerinden veya resmi alımla, Islak imza makinesi alan tüm şahısların ve resmi kuruluşların (Emniyet İstihbarat ve MİT gibi ) belirlenerek, bu makinelere incelenmek üzere EL KONULMASI, 2- ASIL olduğu iddia edilen belgenin üzerindeki mürekkebin incelenerek, sahte imza makinesi veya bilgisayara bağlı kullanılan yazıcılarda yer alan toner/kartuş mürekkebi olup olmadığının belirlenmesi, Bu şekilde, belgenin bilgisayarda veya sahte imza makinesinde renkli imzalı olacak şekilde SAHTE BİR SURETLE hazırlanıp hazırlanmadığının tespiti, 3 3- Belgeyi düzenlediği iddia edilen Albay DURSUN ÇİÇEK in, NİSAN 2009 ile Genelkurmay Başkanlığında ki görevinden ayrıldığı tarihe kadar imzaladığı tüm
belgelerdeki ıslak imzaların mürekkebi ile, mevcut belgedeki ıslak imzanın mürekkebinin analiz edilerek uyumlu olup olmadığının tespiti, (Mürekkepler parmak izi gibidir. Aynı mürekkep tankından çıkmadıysa hepsi farklı kimyasal özellikler taşırlar) 4- Belge aslının İTÜ, JANDARMA KRİMİNAL LABORATUARI VE TÜBİTAK ta ayrı ayrı, incelenerek ISLAK İMZANIN, orijinal denilen belgeye HAZİRAN 2009 dan sonraki bir tarihte atılıp atılmadığı ile, tam olarak hangi tarihte atıldığının tespiti, 5- Ofisimde bulunan belgenin bizzat kendisi getirtilerek, orijinal denilen belge ile bire bir karşılaştırılması, bu şekilde asıl olduğu iddia edilen belge ile, ofisimde bulunan ilk fotokopi belge arasında uyumun olup olmadığının tespit edilmesini, 6- Bu belgenin kimler tarafından oluşturulduğunun tespit edilmesi için ihbar mektubunun aslı, zarfın aslı ve belgenin aslı üzerinde parmak izi incelemesi yapılması, (parmak izi bulunduğu takdirde şüphelilerin listesini ayrıca vereceğiz) 7- Bu tip ihbar mektuplarının emniyet tarafından hazırlanıp zarflanıp savcılara verildiği yönünde şüphe bulunduğundan, Ankara dan 15 EKİM 2009 da, Beşiktaş adliyesine böyle bir mektup gönderilip gönderilmediğini tespit için, İstanbul TOPKAPI posta işleme merkezinin 15-20 ekim 2009 tarihleri arasındaki kayıtları ile, Ankara YENİMAHALLE posta işleme merkezinin 15-17 ekim 2009 tarihleri arasındaki kayıtlarının incelenmesi, Adli Tıp Kurumu nda MÜREKKEP ANALİZİ İLE belgenin düzenlendiği tarihi belirleyecek teknoloji olmadığından, bu teknolojinin bulunduğu İTÜ ve J. KRİMİNAL Dairesi Laboratuarlarında, gerekli analizlerin yapılması gerekmektedir. Yukarıda İzah edilen olgular irdelenip, suça konu belgede incelemenin TEAMÜLLERİN dışına çıkılarak yaptırıldığı, GRAFOLOJİ UZMANI olmayan ve ihbar mektubundan bir hafta önce atamaları yapılan TIP DOKTORLARININ, incelemede UZMAN OLARAK rapor düzenledikleri hususları nazara alındığında, Adli Tıp Kurumunda çalıştığı anlaşılan şüphelilerin siyasi, polisiye veya adli bir baskı ile belirli bir organizasyon çerçevesinde, sahte imzalı belgeye, bilerek imza Alb. Dursun ÇİÇEK e aittir şeklinde mütalaa verdikleri yönünde kuvvetli şüphe doğmaktadır. Bu itibarla, İNCELEMEYİ FİİLEN UZMAN SIFATI İLE YAPAN Hacı Mehmet AKIN ve Lokman BAŞER adlı şüphelilerin, GRAFOLOJİ uzmanı olduğunu gösteren belgelerin asıllarının ilgili kurumdan getirtilerek, sahte olup olmadıklarının incelenmesi, bu kişilerin grafoloji uzmanı 4
olmadıklarının belirlenmesi halinde, hangi nedenle ve kimin talimatı ile grafoloji alanında inceleme yaparak rapor düzenlediklerinin araştırılması ve ıslak imzalı olduğu belirtilen belgenin üzerinde yukarıda belirttiğimiz incelemelerin yapılarak, belgede gerçekten ıslak imza bulunup bulunmadığının tespiti, var ise orijinal belgenin tam olarak düzenlendiği tarihin ve ıslak imzanın Alb. DURSUN ÇİÇEK in eli ürünü olup olmadığının ayrıca belirlenmesi gerekmektedir. Diğer yandan, konunun müelliflerinden olduğu anlaşılan, Doç. Dr. Nevzat ALKAN ın ADLİ TIP kurumundaki bu tip önemli belgelerin incelenmesindeki işleyiş prosedürünün ve teamüllerinin nasıl olduğu konusunda tanık yada bilirkişi olarak dinlenmesi gerekmektedir. Böylece olay, bu yönü ile de aydınlanmış olacaktır. Yapılacak incelemeler sonucunda; 1- Uzmanı olmadıkları halde, bilerek gerçeğe aykırı bir suretle GRAFOLOJİ RAPORU hazırladıklarının tespiti halinde, şüpheliler Prof. Dr. Bülent ÜNER, Hacı Mehmet AKIN ve Lokman BAŞER in eylemlerine uyan, Sahte Resmi Belge Düzenlemek suçundan, haklarında 5237 sayılı TCK.nun 204 ncü maddesi gereğince kamu davası açılmasına ve eylemin siyasi, adli ve emniyet kanadının da bulunması ihtimali, suç vasfı, ve özellikle delillerin karartılmasının önlenmesi bakımından şüphelilerin TUTUKLAMAYA SEVK EDİLMELERİNE, 2- Şüpheliler, Prof. Dr. Bülent ÜNER, Hacı Mehmet AKIN ve Lokman BAŞER in GRAFOLOJİ uzmanı olduklarının belirlenmesi halinde, Uzmanı oldukları alanda, siyasi ve adli etkilerle gerçeğe aykırı raporu bilerek düzenlediklerinin tespit edilmesi halinde, eylemlerine uyan, Bilirkişinin Gerçeğe Aykırı Mütalaa Vermesi ve Görevi Kötüye Kullanmak suçlarından, haklarında 5237 sayılı TCK.nun 257/1 ve 276 ncı maddeleri gereğince kamu davası açılmasına ve eylemin siyasi, adli ve emniyet kanadının da bulunması ihtimali, suç vasfı, delillerin karartılmasının önlenmesi bakımından şüphelilerin TUTUKLAMAYA SEVK EDİLMELERİNE, Karar verilmesini talep etmek gerekmiştir. Deliller : İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı özel yetkili Bölümünün 2008/1756 sayılı soruşturma dosyası, suça konu Adli Tıp Raporu, suça konu orijinal olduğu iddia edilen belgenin ASLI, İHBAR MEKTUBUNUN ORİJİNAL ZARFI, İHBAR MEKTUBUNUN ASLI, Genelkurmay Askeri Savcılığının konu ile ilgili yaptığı soruşturmalara ilişkin dosyalar, orijinal olduğu iddia edilen belgenin fotokopisi olduğu ileri sürülen ve benim ofisimde bulunan suret, Türkiye de İnternet üzerinden veya resmi alımla, Islak imza makinesi alan tüm şahısların ve resmi kuruluşların (Emniyet İstihbarat ve MİT gibi ) belirlenerek, bu makineler üzerinde yapılacak olan inceleme, ASIL olduğu iddia edilen belgenin üzerindeki mürekkebin 5
incelenerek, sahte imza makinesi veya bilgisayara bağlı kullanılan yazıcılarda yer alan toner/kartuş mürekkebi olup olmadığının belirlenmesi, Bu şekilde, belgenin bilgisayarda veya sahte imza makinesinde renkli imzalı olacak şekilde SAHTE BİR SURETLE hazırlanıp hazırlanmadığının tespiti, Belgeyi düzenlediği iddia edilen Albay DURSUN ÇİÇEK in, NİSAN 2009 ile Genelkurmay Başkanlığında ki görevinden ayrıldığı tarihe kadar imzaladığı tüm belgelerdeki ıslak imzaların mürekkebi ile, mevcut belgedeki ıslak imzanın mürekkebinin analiz edilerek uyumlu olup olmadığının tespiti, (Mürekkepler parmak izi gibidir. Aynı mürekkep tankından çıkmadıysa hepsi farklı kimyasal özellikler taşırlar), Belge aslının İTÜ, JANDARMA KRİMİNAL LABORATUARI VE TÜBİTAK ta ayrı ayrı, incelenerek ISLAK İMZANIN, orijinal denilen belgeye HAZİRAN 2009 dan sonraki bir tarihte atılıp atılmadığı ile, tam olarak hangi tarihte atıldığının tespiti, Ofisimde bulunan belgenin bizzat kendisi getirtilerek, orijinal denilen belge ile bire bir karşılaştırılması, bu şekilde asıl olduğu iddia edilen belge ile, ofisimde bulunan ilk fotokopi belge arasında uyumun olup olmadığının tespiti, Bu belgenin kimler tarafından oluşturulduğunun tespit edilmesi için İHBAR MEKTUBUNUN ASLI, ZARFIN ASLI ve BELGENİN ASLI üzerinde parmak izi incelemesi yapılması, (parmak izi bulunduğu takdirde şüphelilerin listesini ayrıca vereceğim), İstanbul TOPKAPI posta işleme merkezinin 15-20 ekim 2009 tarihleri arasındaki kayıtları (Beşiktaş adliyesine böyle bir mektup gönderilip gönderilmediğini tespit için), Ankara YENİMAHALLE posta işleme merkezinin 15-17 ekim 2009 tarihleri arasındaki kayıtları Sonuç Ve İstem : Açıklanan Nedenlerle; 1- Türkiye de İnternet üzerinden veya resmi alımla, Islak imza makinesi alan tüm şahısların ve resmi kuruluşların (Emniyet İstihbarat ve MİT gibi ) belirlenerek, bu makinelere soruşturma sonuna kadar EL KONULMASINA, 2- Şüpheliler, Prof. Dr. Bülent ÜNER, Hacı Mehmet AKIN ve Lokman BAŞER in, soruşturma sonucunda belirlenecek olan eylemlerine ve suç vasfına göre, haklarında 5237 sayılı TCK.nun ilgili maddeleri gereğince kamu davası açılmasına, 2- Olayın önemi, ülkemizde yarattığı etki, aralarında adli, siyasi ve emniyet mensubu kişilerinde bulunduğu bir grubun suça karışmış olması ihtimali, bu kapsamda, DELİLLERİN KARARTILMASININ ÖNLENMESİ bakımından, her üç şüphelinin de en kısa zamanda yakalanıp savunmalarının alınarak, TUTUKLANMAYA sevk edilmelerine, Karar verilmesini sayın Başsavcılığınızdan bilvekale saygı ile talep ederiz. 02.11.2009 6
Avukat Demet REÇBER- Avukat H. Cahit KARADAŞ Şüpheli Avukat Serdar ÖZTÜRK Müdafiileri/Vekilleri 7