BARIŞ SÜRECİ VE MÜCADELE. Emeğin ve Özgürlüğün Türkiye sini Kurmak İçin 1 MAYIS A. barış ve özgürlük ülkede ve bölgede kardeşlik için

Benzer belgeler
TKP-1920 nin 1 Mayıs 2015 Mitinglerine ve 7 Haziran Seçimlerine Çağrısı

DEMOKRATİK, MÜCADELECİ VE GÜÇLÜ YENİ BİR SENDİKAL HAREKET İÇİN BİRARAYA GELDİK, YOLA ÇIKIYORUZ...

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı nın Genel Kurul açış konuşması

Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256)

19 EYLÜL MÜHENDİS, MİMAR, ŞEHİR PLANCILAR DAYANIŞMA GÜNÜ

8 Ekim'de "Emekçilerin, Ezilenlerin Sokak Meclisi"ni Kurmak İçin Ankara'dayız!

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

1 MAYIS 2013 BİRLİK MÜCADELE DAYANIŞMA!

Kuzey Irak Kürt halkı kendi kaderini tayin edebilmelidir

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığında Basın Açıklaması Gerçekleştirdik!

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI SAYIN ÖMER DİNÇER İÇİN DEMOKRATİK VATANDAŞLIK VE İNSAN HAKLARI EĞİTİMİ PROJESİNİN AÇILIŞ KONFERANSI KONUŞMA METNİ TASLAĞI

Teröre karşı mücadele cephesi!

Şimdi fazla ileri gitmiş bu gerici diktatörlüğü terbiye etmek, mümkünse biraz değiştirip halka kabul ettirmek istiyorlar.

Sınıf mücadelesi karşısında ilan edilmemiş ittifak: Esad- Merkel-Chavez Cephesi

tarafından yazıldı. Çarşamba, 08 Haziran :44 - Son Güncelleme Perşembe, 09 Haziran :24

Yeni anayasa neyi hedefliyor?

Necla Akgökçe den bilgi aldık. - İlk olarak ülkede kadınların iş gücüne katılım ve istihdam konusuyla başlayalım isterseniz

SES. 20.Yıl. Sağlık ve Sosy ası

Devrim Öncesinde Yemen

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

43. GENEL KURUL AÇILIŞ KONUŞMASI

UIT-CI bildirisi: Kobane de Kürt halkının direnişiyle dayanışmaya!

GENÇ TÜRK MİLLİYETÇİLERİ NİN SİYASETTEN BEKLENTİLERİ ANKETİNİN RAPORU

işçiokulu FASİKÜL 22:

Bu yazıda (*) yapılacak değerlendirme, sorunu daha çok KESK özelinde ele alıp buradan bir tartışma zemini yaratmayı amaçlıyor.

SENDİKALAŞMA EYLEMİ İÇİN İLERİ

Prof. Dr. OKTAY UYGUN Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi DEMOKRASİ. Tarihsel, Siyasal ve Felsefi Boyutlar

Devam Eden Çatışma Şartları Altında Geçiş Dönemi Adaleti: Mekanizmalar, Dünya Deneyimi ve Türkiye 30 Eylül - 2 Ekim Armada Hotel - İstanbul

TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ NEDİR? GERÇEK BİR TOPLU SÖZLEŞME İÇİN

İŞÇİLERİN 3 ACİL TALEBİ VAR!

Türkiye nin Milli Güvenliği: Güncel Durum ve Gelecek

Genel Başkanımız Haydar Arslan ın okuduğu basın açıklaması metni aşağıdadır. KGM Önünde Basın Açıklaması Yaptık

ANAYASAL ÖZELLİKLER. Federal Devlet

EMEK ARAŞTIRMA RAPORU-2

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

Başlamadan, önce KMO Yönetim Kurulu ve şahsım adına sizleri sevgi ve saygı ile selamlarım.

Koç Üniversitesi nde neler oluyor?

ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ

DÜNYA DA BARIŞ İSTİYORUZ!

İŞ GÜVENCEMİZE VE GELECEĞİMİZE SAHİP ÇIKIYORUZ!

Halk devriminin düşmanları: diktatör rejim ve karşıdevrimci gerici güçler

GENEL BAŞKANIN MESAJI

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

KÜRDİSTAN STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ NAVENDA LȆKOLȊNȆN STRATEJȊK A KURDISTANȆ

1974 Kıbrıs Barış Harekatı ndan sonra uygulanan silah ambargosu, ülkemizde savunma sistemlerinin temininde ve askeri haberleşme ihtiyaçlarının

NKP

Makale. AKP İktidarı, Yeni Bir Torba Yasa Tasarısı ile Kamusal Alanlara El Koyma ve Rant Süreçlerinin Önündeki Son Engelleri Kaldırma Hazırlığında.

GENEL KURUL KARARLARI DİSK

TKP-1920 nin 1 Mayıs 2013 çağrısı. Barış ve demokrasi için, Hükümetin ve patronların baskılarına karşı. Haydin 1 Mayıs a!

ANAYASA DERSĐ ( ) ( GÜZ DÖNEMĐ YILSONU SINAVI) CEVAP ANAHTARI

T.C. YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI Basın Bürosu Sayı: 19

Hükümet ile Gülen cemaatinin tartışması neyi ifade ediyor?

ULUSAL ÇALIŞTAY SONUÇLARI

NASIL BİR TÜRK-İŞ İSTİYORUZ? NASIL BİR TÜRK-İŞ İSTİYORUZ? NASIL BİR TÜRK-İŞ İSTİYORUZ? NASIL BİR TÜRK-İŞ NASIL BİR TÜRK-İŞ İSTİYORUZ?

KİTAPÇIK - 2 TMMOB DEMOKRASİ KURULTAYI KURULTAY TARTIŞMA KONU BAŞLIKLARINA GÖRE TASNİF EDİLMİŞ YEREL KURULTAY KARAR ÖNERGELERİ VE GEREKÇELERİ

Suriye Arap Cumhuriyeti. Enformasyon Bakanlığı. Enformasyon Bakanlığı

SARACAĞIZ YARALARIMIZI

İşsizlik İstikrarlı Biçimde Yükseliyor! Son 10 Yılın En Yüksek İşsiz Sayısı

Şafak EVRAN TOPUZKANAMIŞ. Türk Hukukunda Anayasal Gelişmeler Işığında Vatandaşlık

YOL, YAPI, ALTYAPI, BAYINDIRLIK VE TAPU KADASTRO KAMU EMEKÇİLERİ SENDİKASI

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Genel Merkezi. Facebook sesgm1996 1

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA

Sivil Yaşam Derneği. 4. Ulusal Gençlik Zirvesi Sonuç Bildirgesi

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri

Oylar bölünmesin Türkiye bölünmesin!..

Vekiller Heyeti Kararı, Sıkıyönetim Komutanlığı ve Milli Güvenlik Konseyi'nce Kapatılan Siyasi Partiler

Asgari ücret 1900 net! DİSK ten basın açıklaması

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE'DE ORTAK BİR KİMLİK OLARAK "ÖTEKİLİK" İKİNCİ BÖLÜM ARAŞTIRMADA İZLENEN YÖNTEM... 27

Sonucu ekonomik kriz değil, politik kaygılar şekillendirdi

KAMU POLİTİKASI BELGELERİ

Hukuk, Yol Temizliği ve Yeni Anayasa Toplantısı Sonuç Raporu

Cumhuriyet Halk Partisi

Uluslararası Kadın Hareketinin Uyanma ve Ayağa Kalkma Zamanı Gelmiştir! 2011 Venezüella Dünya Kadınları Konferansı için hep birlikte ileri!

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu

Yrd. Doç. Dr. Tevfik Sönmez KÜÇÜK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi PARTİ İÇİ DEMOKRASİ

Mahir Çayan Son Gençlik Hareketleri Üzerine SON GENÇLİK HAREKETLERİ ÜZERİNE (*)

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS TÜRK ANAYASA HUKUKU LAW

ÝÞ SAÐLIÐI GÜVENLÝÐÝ EÐÝTÝMÝ GERÇEKLEÞTÝRÝLDÝ

Cumhuriyet Halk Partisi

İç talebin kontrol edilmesine yönelik atılan adımlar, doğal olarak cari açığı geriletirken, ekonomiyi soğuttu.

Türkiye nin Anayasa Yapımı Süreci

Siyasette kutuplaşma. Ahval 13/8/2018

ÇOK PARTİLİ DÖNEMDE SİYASET Erol Tuncer - 23 Mart 2018

GÜVENCESİZ ÇALIŞMA NEDİR?

Devletin Şefleri Cumhurbaşkanları

Başlık Laikler de dindarlar da özeleştiri yapmalı

REKABET KURUMU, ÖZERKLİK VE İŞLEVSELLİK

TEB KOBİ AKADEMİ İLLER GELECEKLERİNİŞEKİLLENDİRİYOR: ADANA GELECEK STRATEJİSİ KONFERANSI 5 ARALIK 2007

İ Ç İ N D E K İ L E R

TMMOB Maden Mühendisleri Odası. 43. Dönem Olağan Genel Kurulu Sonuç Bildirgesi

KENT YÖNETİMİNE KATILIM DÜNYA ÖRNEKLERİ

ABD - AB SERBEST TİCARET ANLAŞMASI Ve TÜRKİYE ÜZERİNE ETKİLERİ

TBB BAŞKAN YARDIMCISI VE EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANI AV

11 EYLÜL SALDIRISI VE YENİ DÜNYA: SOĞUK BARIŞ DÖNEMİ

SİYASET ÜSTÜ DÜŞÜNMEK Pazar, 30 Kasım :00

(DEÜ Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Bölümü Anayasa Hukuku Anabilim Dalı)

Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256)

TÜRKİYE DE KADINLARIN SİYASAL HAYATA KATILIM MÜCADELESİ VE POZİTİF AYRIMCILIK

DEMOKRASİ VE SAYDAMLIK ENSTİTÜSÜ

Transkript:

BARIŞ SÜRECİ VE barış ve özgürlük ülkede ve bölgede kardeşlik için MÜCADELE Emeğin ve Özgürlüğün Türkiye sini Kurmak İçin 1 MAYIS A

Devrimci Sendikal Dayanışma BARIŞ VE ÖZGÜRLÜK İÇİN MÜCADELE ZAMANI Otuz yıldır ülkemizi derinden yaralayan, halklar arasına nefret ve düşmanlık tohumları eken savaşın sona erdirilmesi noktasında önemli gelişmelerin yaşandığı bir dönemden geçiyoruz. Devrimciler, kimsenin barıştan söz etmediği, barıştan söz edenlerin neredeyse vatan haini ilan edildiği koşullarda barışı savunmakta tereddüt etmediği gibi, bugün de ikirciksiz ve tereddütsüz biçimde barışı savunmaya, akan kanın durması doğrultusundaki tüm gelişmeleri desteklemeye devam edecektir. Bugün, sol muhalefet güçleri barış konusunda yıllardır savunduklarının gerisine düşmeden, inisiyatif almalıdır. Barış konusunda inisiyatif alınmaksızın, AKP nin barış sürecini kendi iktidar stratejisinin parçası kılması arayışları karşısında mücadele edilemez. Barış Mücadele İle Kazanılabilir AKP nin bugün yeni bir Kürt açılım süreci başlatmış olmasının, kendi iktidar stratejisine ve bölgesel gelişmelere bağlı pek çok nedeni vardır. AKP, bir yanıyla önümüzdeki yerel seçimlerle başlayan üç seçim süreci öncesinde hem içerde bir denge sağlamak hem de bölgede özellikle Suriye deki gelişmelerin sonucu ortaya çıkan kriz karşısında zorunlu olarak böylesi bir süreci başlattı. Bu süreci bugüne ait nedenlerle birlikte, Kürt halkının demokratik hakları doğrultusunda yıllardır sürdüregeldiği mücadele ile emek ve demokrasi güçlerinin 30 yıldır süren savaş karşısında her tür bedeli ve zorluğu göze alarak barıştan yana kararlı tutumu zorunlu kılmıştır. O yüzden bugünkü süreçte alınacak tutumun, yalnızca yürütülen müzakereye bağlanarak onun şu ya da bu oranda desteklenmesi ya da desteklenmemesi olarak görülemez. Başlayan ve kimi adımlar ortaya çıkmaya başlayan süreç bir mücadele alanıdır. Bu mücadelede emek ve demokrasi güçleri de Kürt sorununda şimdiye kadar savundukları doğrultuda bağımsız bir siyaset eksenini inşa ederek aktif bir mücadele yürütmelidir. Kürt sorununun demokratik çözümü ve barış konusunda bir inisiyatif alınmadan yalnızca AKP nin stratejilerine ilişkin eleştirellikten ibaret bir çizgi, adeta savaşın sürmesine yönelik bir tercihten başka bir şey olmayacaktır. Bugün de barıştan yana pek çok kesimin kaygılanmasına neden olan şeyler asıl olarak, AKP nin barışı si-

3 Bugün yapılması gereken, barış için bağımsız bir inisayitifin geliştirilmesi, bu inisayitifin müzakerelere ve sürecin o ya da bu yönüne destekle sınırlı olmayan bir başka yolu inşa etmesidir. vil diktatörlük arayışının ve bölgesel plandaki yeni savaşların manivalası haline getirme yönündeki stratejisidir. Bunun önüne geçebilmek de ancak buna karşı mücadele etmekle mümkündür. Ülkemizde gerçek bir barışın tesis edilmesi yukarıdan müzakere ve mutabakatlara bırakılamaz. Kuşkusuz savaşın sona erdirilmesi doğrultusundaki gelişmeler toplumsal barışın imkanını artıran olumlu sonuçlar üretecektir. Ancak yalnızca yukarıdan mutabakatla barışın toplumsal alanda inşa edilmesi mümkün olmayacaktır. O yüzden emek ve demokrasi güçlerinin Türk ve Kürt emekçilerini birbirine yakınlaştıracak, bir arada yaşam doğrultusundaki çabaları olmaksızın gerçek bir barış da tesis edilemez. Barış için toplumun tüm kesimlerine seslenebilen bağımsız bir inisayitifin geliştirilmesi, bu inisayitifin müzakerelere ve sürecin o ya da bu yönüne destekle sınırlı olmayan bir başka yolu inşa etmesi olarak görülmelidir. Barışı ve Özgürlüğü, Ülkede ve Bölgede Barışı Birlikte Savunacağız AKP, bu süreci kendi iktidar stratejisinin ve bu doğrultudaki sivil diktatörlük arayışının ve bölgesel planda emperyalizm güdümlü savaşçı politikaların bir parçası haline getirmeye çalışıyor. Neoliberel ve neo-islamcılık temelinde yeni bir rejim tesis eden AKP, hem emperyalizmin genel krizinin hem de bölgede yaşanan krizlerin parçası olarak içerde açığa çıkan kendi krizlerini de ancak yeni hamleler yaparak sürdürebilir durumda. Bu anlamda, AKP, daha otoriter bir yönetim biçimini ve neoliberal sömürüyü anayasal düzeyde kurumsallaştırmaya dönük çabası uzunca zamandır gündemde. AKP nin anayasa ihtiyacı bugün emekçileri güvencesizleştiren, kentlerin-doğanın tahribatına yönelen neoliberal sömürüye ve İslami doğrultuda geliştirilen yeni rejimi kurumsallaştırmaktan başka bir şey ifade etmemektedir. AKP, barış sürecinin içine kendi iktidarını kuvvetlendiren bir takım değişiklikleri de koyarak önümüze getirdiğinde kuşkusuz bunun karşısında olacağız. Bugün, AKP anayasasının Başkanlık Sistemi ne odaklanmış olduğu görülüyor. AKP Tipi Başkanlık Sistemi ile, emeğin ve doğanın sömürülmesi noktasında daha hızlı karar alabilmek, tek adam tek parti diktasını kurumsal bir sivil diktatörlüğe dönüştürmek amaçlanıyor. Öte yandan da Başkanlık Sisteminin AKP nin olmazsa olmazı olmadığı, sandıktan çıkan ve -AKP nin tanımıyla- yetkileri Kenan Evren e göre düzenlenmiş Cumhurbaşkanlığı ile ya da bugünlerde gündeme gelen Partili Cumhurbaşkanlığı ile fiilen Başkanlık Sistemine Bugün, sol muhalefet güçleri bu sürecin arkasındaki kimi nedenlere karşı çıkmak adına barış konusunda yıllardır savunduklarının dahi gerisine düşemez. Bu bakımdan barış bugün mücadelenin en önemli konularından birisi olarak görülmelidir. geçileceğini söylemek de yanlış olmaz. O yüzden, Başkanlık Sistemi ile ya da Başkanlık Sistemi olmasa da yeni anayasa asıl olarak neoliberal sömürünün ve ılımlı İslamcı yeni rejimin üst yapıdaki tamamlanması arayışı olacaktır, Demokrasi ve özgürlükler ancak buna karşı mücadele ile savunulabilecektir.

Devrimci Sendikal Dayanışma AKP nin içerde barış arayışı aynı zamanda Büyük Türkiye ideali ile ifade edilen, emperyalizmin güdümünde gelişen yeni Ortadoğu düzeni içinde daha aktif bir rol üstlenmeye dayanmaktadır. AKP, içerde yaşadığı ekonomik kriz potansiyeli de büyük ölçüde bölgedeki yıkımdan pay kapma ve özellikle Kuzey Irak üzerinden enerji ihtiyacını karşılama arayışı içinde sermayenin yönelimleriyle de uyumlu şekilde geliştirilmeye çalışmaktadır. AKP nin, Türk-Kürt el ele bölgesel seferbirliğe anlayışı ile yürüttüğü bu yeni-osmanlıcı fetihçi yaklaşımlarla bölgede daha büyük savaşlara yönelen girişimler karşısında ülkede barış aynı zamanda bölgede barışla birlikte savunulmalıdır. Bölge düzleminde ABD eliyle geliştirilen, ılımlı İslamcı yeni iktidar kuşağının ve Sunni İslamcı ittifak bölgesel bir barışın değil aksine iç savaşların, kıyımların ve giderek bölgesel bir savaşı ortaya çıkaracak bir dinamiği temsil ettiği unutulmamalıdır. O yüzden, bugün ılımlı İslamcılık eliyle geliştirilen emperyalist müdahale ve sömürü düzenine karşı mücadelenin bir yanı da gerçek laiklik temelindeki özgürlük mücadelesi olacaktır. Gerçek laiklik mücadelesi, bugün hem ülkemizi hem de bölgemizi kuşatan İslami Barışı ve özgürlüğü, ülkede ve bölgede barışı birbirinden ayırmadan savunan, Kürt halkının demokratik haklarının kazanılması ve silahların susması doğrultusundaki her tür gelişmeyi destekleyen bağımsız bir devrimci siyaset ile mücadele edilmelidir. bir despotizm karşısında özgürlüklerin savunulması ve geliştirilmesinin ön koşuludur. Bu görev bir siyasal mücadele konusu olduğu kadar kamusal alana da yansımaları dikkate alındığında sendikaların da mücüdele alanıdır. Bildik Hatalı Eğilimler ve Mücadele Bugün pek çok farklı güç ilişkisinin iç içe geçtiği dinamik bir süreçten geçiyoruz. Böylesi bir süreçte her şeyi oldu bitti kabul ederek kestirme sonuçlar çıkarmak ve yanıtlar vermek yanıltıcı olacaktır. Pek çok çelişkiyi içinde taşıyan sürecin hangi yönde ilerleyeceğini kuşkusuz mücadelenin kendisi belirleyecektir. Böyle bir süreç içerisinde, AKP nin ve emperyalizmin bölge politikalarına bağlı stratejilerine bakarak barış mücadelesinden geri durmak, sonuçta asıl olarak bu stratejilere dolaylı bir onay anlamına gelecektir. Böyle bir mücadele elbette bıçak sırtındaki zorlu bir yürüşütür ki, zaten ancak devrimciler böyle bir yolda yürüyebilir. Bu noktada devrimciler bu sürecin pasif bir izleyicisi değil, aksine aktif bir mücadele unsuru olarak konumlanmalıdır. O nedenle, bu süreç içerisinde bir kez daha ortaya çıkan sağ liberal ve milliyetçi akımlar karşısında başka bir yolun yaratılması ihtiyacı da ortadadır. Bir yanıyla süreci AKP iktidarının desteklenmesinin vesilesi kılmaya yönelen sağ liberal yetmez ama evetçilerin oluşturduğu cephe ile öte yanıyla Kürt halkının en demokratik haklarına dahi sahip çıkmaktan geri duran, bölünme paronayasına yaslanarak adeta savaşın sürmesi için mücaedele eden sağ milliyetçi siyaset çizgisi karşısında barışı ve özgürlüğü, ülkede ve bölgede barışı birbirinden ayırmadan savunan, Kürt halkının demokratik haklarının kazanılması ve silahların susması doğrultusundaki her tür gelişmeyi destekleyen bağımsız bir devrimci siyaset çizgisi ile ancak mücadele edilebilir. Bu süreç aynı zamanda Kürt dinamiğinin Türkiye deki emekçi hareketiyle birleşerek ülkenin özgürleşmesi için mücadeleye mi evrileceği yoksa iktidar bloğunun içinde mi yer alacağı konusu da önemli bir tartışmadır.

5 KESK ve Barış Mücadelesi KESK, kuruluşundan bugüne ülkemizin emekten ve demokrasiden yana bir dönüşümü doğrultusunda mücadele etmiş, Kürt sorununun demokratik çözümü ve silahların susmasını bütün zorluklara rağmen bedellerini göğüsleyerek savunmuştur. Bugün de KESK, yıllardır savunduklarıyla bu mücadelenin parçası olmalıdır. Öte yandan KESK, Kürt ve Türk emekçilerinin birlikte mücadele zemini olduğu kadar bir arada yaşamın da önemli zeminlerinden birisi olmuştur. Yıllardır Türk ve Kürt emekçilerinin, emeğin haklarının savunulması, ülkenin demokratikleşmesi ve halkların özgürleşmesi mücadelesinde birleştiği bu biricik zemin, bugün ve gelecek için de barışın ve bir arada yaşamın da en güzel bir örneğini oluşturmuştur. Bugün, 30 yıldır süren savaşın ardından halen halkların barış iradesinden söz edilebiliryorsa bunda bütün emek ve demokrasi güçleriyle birlikte KESK in de önemli bir katkısı vardır. KESK, bugün gelişen barış sürecinde de yıllardır mücadele içinde yaratılmış bütün değerleriyle ve birikimiyle en önemli mücadele mevzilerinden birisidir.bu dönemde her şeyden önce KESK in bağımsız sendikal siyasetine ve emekçilerin birlikte mücadele ve bir arada yaşam formu olarak şekillenen bütünlüğüne sahip çıkarak barışın ve özgürlüğün gelişmesi doğrultusunda mücadelemiz yükseltilmelidir. Akil İnsanlar ve KESK Tartışması KESK, uzun yılardar sürdürdüğü mücadele ile bağımsız, muhalif bir sendikal mücadele örgütü olarak gelişmiş, bu temellere dayanan bir gelenek yaratmıştır. Hepimizi bağlayan şey de yarattığımız bu gelenek olduğu gibi, bütün KESK lilerin de her yerde buna bağlı hareket edeceğinden hiçbir şüphemiz yoktur. Otuz yıldır süren savaşın yarattığı sorunların çözümü noktasında yalnızca yukarıdaki müzakereye bağlı olmayan, farlı inisiyatiflerin geliştirilmesinin gerekliliğini dünya deneyimleri de göstermektedir. Bu noktada, barışı toplumsal alana taşıyacak halkların barışma imkanlarının çoğaltacak kimi inisiyatifler geliştirilmesi kuşkusuz önemlidir. Ancak, Akil İnsanlar Komisyonunun hem oluşumu hem de bileşini itibarıyle böylesi bir niteliğe sahip olmadığı ortadadır. Her ne kadar yalnızca AKP nin isteği doğrultusunda gündeme gelmemiş olsa da Akil İnsanlar Komisyonu doğrudan AKP nin bir uzantısı olarak görülebilecek şekilde oluşturulmuştur. Bu noktada zaten ölü doğmuştur. Akil İnsanlar Komisyonu içerisinde KESK Başkanı Lami Özgen in de bulunması, bu nedenlerden dolayı Konfederasyonumuzla ilgili bir tartışmayı da gündeme getirmiştir. KESK Başkanı Lami Özgen in, KESK kurullarının kararı olmadan Akil İnsanlar Komisyonu içerisinde bulunması bir eksikliktir. Ancak, buradan hareketle gelişen tartışmaların giderek KESK in bütünlüğüne zarar verecek noktalara taşınması da doğru değildir. Bugün KESK in tüm bileşenlerinin ve tüm KESK lilerin bütün eleştiri ve tartışmalarını KESK in değerleriyle ve mücadele birikimiyle birlikte iç bütünlüğüne sahip çıkarak sürdürmesi her şeyden önemlidir. KESK, uzun yılardar sürdürdüğü mücadele ile bağımsız, muhalif bir sendikal mücadele örgütü olarak

Devrimci Sendikal Dayanışma Şimdi, tüm KESK lilerin öncelikli görevi emekçilerin birlikte mücadele ve bir arada yaşam formu olan KESK e sahip çıkmak, bu zedeleyecek her tür tutumdan uzak durmak olmalıdır. gelişmiş, bu temellere dayanan bir gelenek yaratmıştır. Hepimizi bağlayan şey de yarattığımız bu gelenek olduğu gibi, bütün KESK lilerin de her yerde buna bağlı hareket edeceğinden hiçbir şüphemiz yoktur. Bugün asıl yapılması gereken KESK in yıllardır barış ve demokratik çözüm konusunda savundukları fikirler doğrultusunda mücadele etmesi, AKP iktidarı karşısında barışı ve özgürlüğü kazanacak bir inisiyatifi tüm emek ve demokrasi güçleriyle birlikte geliştirilmesinden başka bir şey değildir. O yüzden şimdi, tüm KESK lilerin öncelikli görevi emekçilerin birlikte mücadele ve bir arada yaşam formu olan KESK e sahip çıkmak, bunu zedeleyecek her tür tutumdan uzak durmak olmalıdır. Gün AKP nin emekçilere yönelen artan baskı ve saldırıları karşısında kamu emekçilerinin yegane mücadele örgütü KESK i güçlendirmenin günüdür. Söz konusu mücadele olduğunda ancak dipnot olabilecek iktidar uzantısı kimileri bu tartışmayı KESK e saldırmanın vesilesi haline getirmek istiyor. KESK, yıllardır barışı, emeğin haklarını, özgürlükleri, ülkemizin bağımsızlığını savunduğu için iktidarların ve onun yandaşlarının her türlü saldırılarına maruz kaldı. Yani bu saldırılar ilk değil, biliyoruz ki son da olmayacak. Ancak, kimileri KESK e saldıracağız derken komik durumlara düştüklerinin dahi farkında değiller. O yüzden onlara ne denli komik göründüklerini hatırlamayı bir dipnotta hatırlatmak isteriz. Neymiş, KESK, AKP ye eklemlenmiş. Bunu söyleyenlerin öyle çok zahmete girmelerine gerek yok, biraz şöyle dönüp geçmişe baktıklarında AKP ye karşı mücadelenin her alanında mutlaka KESK in izlerine rastlayacaktır. Şimdi bunları tek tek saymayı gerekli bulmuyoruz. Ama bu çevreler bilmelidir ki, KESK hiçbir zaman ne iktidar yandaşlığı yaptı ne de iktidar güçlerinin, egemen sınıf siyasetlerinin birisine karşı diğerinin yanında durarak ayakta durdu. KESK i ayakta tutan KESK i var eden ve büyüten emekçilerin öz gücünden başka bir şey olmadı. O yüzden konu mücadele olduğunda, konu iktidara ve AKP ye direnmek olduğunda kusura bakmasınlar ama herkes biraz haddini bilmeli!

7 Emeğİn ve Özgürlüğün Türkiye sini Kurmak İçİn 1 MAYIS A Taşeron ve güvencesiz çalışma geleceksizliktir. AKP, emekçileri geleceksizleştirerek sermayenin geleceğini güvence altına almaya çalışıyor. AKP nin Taşeron Düzine ne karşı, 1 MA- YIS ta emeğin Türkiye sini kurmak için alanlardayız. AKP iktidarı emperyalizm güdümünde emekçi halklara yönelik saldırılarını yoğunlaştırarak sürdürüyor. 10 yıllık AKP iktidarı, emekçilerin güvncesizleştiği, yoksul halkın sefalet içerisinde sürüklendiği, doğanın ve kentlerin sermayenin talanına sunulduğu, gericiliğin toplumsal alanı kuşatarak kamusal alanı dönüştürmeye yöneldiği, emperyalizmin güdümünde üstlenilen aktif taşeronluk rolüyle ülkemizin komşularıyla savaşın eşiğine getirildiği ve yeni NATO üsleriyle kirli bir savaş üssü haline getirildiği bir ülke yarattı. İşte, onların yeni diye söz ettiği Türkiye bu! AKP nin Türkiye si emperyalizmin işbirlikçisi bir avuç sömürücü zorbanın Türkiye sidir. Emekçi halkın emeğinin karşılığını aldığı, özgürlüğün ve demokrasinin halkın söz, yetki, karar sahibi olduğu bir temelde geliştiği, gerici kuşatma karşısında gerçek bir laiklik temelinde aklın ve bilimin özgürleştiği, emperyalizmle bütün bağımlılık ilişkilerinin ortadan kaldırıldığı bir ülkeyi yeniden kurmak için, AKP düzenine karşı mücadelemizi 1 MA- YIS ta yükseltelim. Güvencesizleşmeye ve Taşeronlaşmaya Karşı Emeğin Türkiye si,,, AKP emekçilere yönelik saldırılarında hız kesmiyor. Taşeronluğu her alanda yaygınlaştıran AKP, bunu artık kurumsallaştırarak çalışma yaşamının temeli haline getirmek istiyor. Bu yüzden emekçilerin kazanılmış haklarına ve güvenceli çalışmaya yönelik saldırılar 657 sayılı yasada yapılmak istenen yeni düzenlemelerle hiç gündemden düşürülmüyor. İşçilerin kazanılmış haklarından biri olan kıdem tazminatı gasp edilmeye, Ulusal İstihdam Stratejisi ile esnek çalışma yaygınlaştırılmaya, kamu hizmetleri her düzeyde ticarileştirilmeye çalışılıyor. Taşeron ve güvencesiz çalışma geleceksizliktir. AKP, emekçileri geleceksizleştirerek sermayenin geleceğini güvence altına almaya çalışıyor. AKP nin Taşeron Düzeni ne karşı, 1 MAYIS ta emeğin Türkiye sini kurmak için alanlardayız. Sivil Diktatörlüğe Karşı Demokratik ve Özgürlükçü Bir Türkiye... AKP iktidarında ülkemiz tek adam tek parti diktası ile yönetiliyor. Şimdi fiilen uygulanan bu diktatörlük yeni anayasa ile kurumsal bir sivil diktatörlüğe dönüştürülmek isteniyor. AKP, yasama-yürütme-yargıyı tekelleştirme yönünde, referandumda attığı adımı ilerletme, hızlı karar alma adına her tür denetim ve muhalefeti saf dışı etmeyi amaçlıyor. Bu şekilde, neoliberal ve neo-islamcı yeni rejim de anayasal bir düzen haline getirilmek isteniyor.

Devrimci Sendikal Dayanışma Sivil Diktatörlüğe karşı, 1 Mayıs ta halkın söz ve karar sahibi olduğu özgürlükçü ve demokratik bir Türkiye yi kurmak için alanlardayız. Emperyalizme ve AKP nin Taşeronluğuna Karşı Bağımsız Bir Türkiye... AKP, ülkemizi gelişmiş bir ABD üssü haline getiriyor. Emperyalizmin Ortadoğu politikalarının taşeronluğunu üstlenen AKP, Suriye ye dönük müdahalede aktif bir rol üstlenerek ülkemizi komşularımızla bir savaşın eşiğine getirdi. Ortadoğu hakllarının üzerine bombalar yağdıran, iç savaşlarla ülkelerin tarihini ve geleceklerini yok eden bu yıkımdan pay kapmak için uğraşan işbirlikçiler bugün de bölgede daha etkin olma adına, yeni ve daha büyük savaşların hazırlığını yapıyor. Emperyalizme ve İşbirlikçilere Karşı, 1 Mayıs ta Ortadoğu halklarının özgürlüğü ve ülkemizin bağımsızlığı için alanlardayız. Gericiliğe Karşı Gerçek Laiklik Temelinde Bir Türkiye... AKP iktidarında yukarıdan devlet eliyle aşağıdan cemaat-tarikatler eliyle İslami bir rejim inşa edildi. Ülkenin en temel sorunları dahi artık dini referanslarla tartışılır hale getirildi. Gündelik yaşam dini muhafazakarlığın baskısı altına alınırken, kamusal alanda din eksenli olarak yeniden biçimlendiriliyor. Eğitimde uygulanan 4+4+4 eğitim sistemi ile dindar nesil yetiştirme stratejisinin parçası olarak okullar İmam Hatipleştiriliyor. Yaratılan bu iklimin parçası olarak, AKP nin dindar nesilleri üniversitelere yönelik satırlı-sopalı saldırılar gerçekleştiriyor. Toplumsal yaşam bir bütün olarak siyasal İslamın baskısı altına alınarak, yeni bir toplumsal düzen kurulmaya çalışıyor. Gericiliğe karşı, aklın ve bilimin özgürlüğünü savunan, dinin kamusal alanda sınırlanmasını esas alan gerçek bir laiklik temelinde Türkiye yi yeniden kurmak için 1 Mayıs ta alanlardayız. Barış ve Kardeşlik Temelinde Bir Türkiye... AKP, Büyük Türkiye ve Ümmetçilik ten temelinde bir barış tan söz ediyor. Emeryalizmin bölge politikalarına bağlı, onun güdümündeki yeni savaşlara yönelen bu anlayışla gerçek bir barış kurulamayacağı ortadadır. Barışı kurmak ve kalıcılaştırmak ancak emekten ve demokrasiden yana güçlerin aşağıdan toplumsal barışı güçlendiren mücadelesinin eseri olabilir. Ve ülkemizde barışın ve kardeşliğin kurulması ancak Türk ve Kürt emekçilerinin tüm ezilenlerle birlikte bu sömürü düzenini yıkıp, Türkiye yi yeniden kurması ile mümkün olabilecektir. Silahların susması, halkların barış iradesinin güçlendirilmesi ülkemizin barış ve kardeşlik temelinde yeniden kurulması için 1 Mayıs ta alanlarda olacağız. Emperyalizme, Gericilğe, Sömürüye, Baskıcı-Otoriter Düzene Karşı Bağımsızlığın, Emeğin, Özgürlüğün, Eşitliğin, Kardeşliğin Türkiye sini Kuralım...