Ya l l kta Ku aklararas li kiler Dr. smail Tufan 1
çindekiler G R... 3 A LEN N TAR HSEL SÜREÇTEK GEL MES... 4 GÜNÜMÜZDE A LE KAPSAMINDA KU AKLARARASI L K LER... 5 KU AKLARARASI L K LER N GELECE... 7 SONUÇ VE GELECE E YÖNEL K ÖNER LER... 8 KAYNAKÇA... 10 2
Giri Aile, kar l kl dayan ma, sempati ve mahremiyet ilkelerine yaslanan en önemli sosyal sistemdir (Fooken, 1999) 1. Ya am süresinin uzamas bugün birçok ku a n bir arada ya ad toplumun ortaya ç kmas na katk da bulunurken aile kapsam ndaki ku aklararas ili kiler aç s ndan da ilk etapta olumlu bir zemin yaratmaktad r. Ku aklararas ili ki kavram yla, farkl ku a a mensup bireyler aras ndaki sosyal ili kiler ifade edilmektedir. Bu ili kilere hem objektif ko ullar hem de sübjektif alg lamalar etki etmekte, aile kapsam ndaki ku aklararas ili kiler, bunlar n etkisi alt nda geli mektedir (Schütze, 2000) 2. Modernle me sürecine giren toplumlarda ailenin geli mesi ve güncel durumu hakk nda çok say da sosyolojik ara t rmalar yap lm, bunlardan elde edilen bulgular, özellikle iki görü ün çok dirençli ve yanl olduklar n göstermi tir. Birincisi ya l lar n egoist sebeplerden ötürü bak mevlerine sürüldükleridir. Di er ise büyük aile efsanesidir, yani omurlu bir ya l l k için çekirdek ailenin yerine büyük ailenin daha iyi bir alternatif sunabildi i iddias d r (Fooken, 1999; Schütze, 2000). Reel durumlarla kar la t r ld klar nda, bu iki iddian n da çürük temelleri hemen ortaya ç kmaktad r. Türkiye nüfusunun demografik de i imlerden dolay belirgin ekilde de i en ya faktörüne ba l yap s, yak n gelecekte daha da de i ecektir. Ya am süresinin uzamas ndan kaynaklanan ya l insanlar n ço almas ve (hala yeterince yüksek bir düzeyde olmas na ra men) do um oranlar nda meydana gelen gerilemeler, aile kapsam nda ku aklararas ili kilerin önemini daha artt racakt r. Özellikle bak ma muhtaç ya l lar ve onlara bakan aile fertlerinin 1 Fooken, I. (1999): Intimität auf Abstand. Familienbeziehungen und soziale Netwerke. In A. Niederfranke, G. Naegele & E. Frahm (Ed.), Funkkolleg Altern 2: Lebenslagen und Lebenswelten, soziale Sicherung und Altenpolitik (S.209-243) Westdeutscher Verlag: Opladen, Wiesbaden. 2 Schütze, Y. (2000): Generationenbeziehungen. In H.-W. Wahl & C. Tesch-Römer (Ed.), Angewandte Gerontologie in Schlüsselbegriffen (S.148-152). Kohlhammer: Stuttgart. 3
perspektifinden bak ld nda, aile ili kilerinin yeni de erlendirmelere tabi tutulmas n n gerekli oldu u anla lmaktad r. Ailenin Tarihsel Süreçteki Geli mesi Bugünkü anlam yla ailenin tarihsel geçmi i henüz pek uzun de ildir. 18.yüzy l n son çeyre inde endüstrile menin etkisiyle ortaya ç km t r. Çal ma ve aile ortamlar n n birbirinden ayr lmas yla aile ili kileri de i ime u ram t r. Daha önce çocuklar ekonomik yararc l k (utilarism) aç s ndan alg lan rlarken, yeni olu an aile ili kileri içersinde bir ba kas n n yerine konulamayaca emsalsiz varl klar olarak alg lanmaya ba lanm lard r (Aries, 1975) 3. Ailenin geli me sürecini inceleyen ara t rmac lar, eskiden ya l insanlar n genellikle çocuklar yla birlikte ya ad iddias n n (en az ndan orta ve kuzey Avrupa toplumlar nda) geçerli olmad n ortaya koymu lard r. E er ya l lar kendi geçimlerini kendileri sa layamayacak durumdaysa, o zamanlar bu ya l lar, sosyal çevrelerinde bir yük olarak alg lanm lard r (Borscheid, 1992) 4. Buna ra men ayn dönemlerde ortaya at lan bir efsane bugüne kadar ayakta kalmay ba arm t r. Buna göre sözde ya l lar n ço u çok eskilerden beri çocuklar ve torunlar yla birlikte ya amaktayd lar. 18.yüzy lda bu ressamlara da iyi bir tema olmu, o dönemin resimlerine yans t lm t r. Sa l kl ve zinde ya l lar, çocuklar ve torunlar aras nda gösteren resimlerin topluma iletmeye çal t as l mesaj ahlaki-etik niteliktedir. Madem ki, eskiden beri çocuklar ya l lara bakmaktayd lar, o zaman bugünkü genç ku aklar n da bu gelene i sürdürmeleri gerekir eklindeki mesaj (Mitterauer, 1976 5 : Schütze, 2000). 3 Aries, Ph.(1975): Geschichte der Kindheit. München, Wien: Hanser Verlag. 4 Borscheid, P. (1992): Der alte Mensch in der Vergangenheit. In P.B. Baltes & J. Mittelstrass (Ed.), Zukunft des Alterns und gesellschaftliche Entwicklung (S.35-61). Berlin, New York: de Gruyter. 5 Mitterauer, M. (1976): Auswirkungen von Urbanisierung und Frühindustrialisierung auf Familienverfassung an Beispielen österreichischen Raums. In W. Conze (Ed.), Sozialgeschichte der Familie in Neuzeit Europas (S.53-146). Stuttgart: Klett. 4
Her ne kadar yanl oldu u kan tlanm olsa da, farz edelim ki böyle bir gelenek gerçekten olsayd, bundan ahlaki-etik normlar n türetilmesi mümkün olamaz. Bu takdirde kad n-erkek e itli inden de vazgeçmemiz ve erke in aile fertleri üzerindeki mutlak egemenli ini kabullenmemiz gerekirdi (Schütze, 2000). Günümüzde Aile Kapsam nda Ku aklararas li kiler 1960 l y llardan bu yana aile ili kilerinin mesafeli mahremiyet kavram yla tan mland n görmekteyiz (Rosenmayr & Köckeis, 1965 6 ; Fooken, 1999). Bununla farkl konutlarda ikamet eden ku aklar n aralar ndaki iyi ili kilerin devam etti i ifade edilmeye çal lmaktad r. Son çocu u da evlenip ailesini kurduktan sonra bo alan yuvada (empty nest) yaln z ya amaya ba layan ya l lar n ço u çocuklar yla sosyal ili kilerini devam ettirmektedir. Ampirik ara t rmalar ya l lar n %80 den fazlas n n en az bir çocu undan en fazla bir saatlik mesafede oturdu unu göstermi tir (Lauterbach, 1998) 7. Ailenin geli imiyle ilgili ara t rmalardan bilinmektedir ki ailesel ku ak ili kileri duygu yüklüdür. Hem ya l lar hem de gençler, bundan büyük ölçüde memnundurlar. Dayan ma ve yard mla ma temeli üzerine kurulan ili kilerinde gençler ya l ebeveynine daha çok pratik yard mlar sunmaktad r. Ya l lar n ise çocuklar na daha ziyade ekonomik destek verdikleri görülmektedir (Schütze & Wagner, 1995) 8. Fakat Türkiye deki durumun daha farkl oldu una i aret eden bulgulara rastlanm t r. üphesiz Türkiye de yeti kin çocuklar n maddi aç dan destekleyen ya l ebeveynlere rastlamak mümkündür. Ancak Türk ya l s n n ekonomik gücü bir hayli dü ük oldu undan, çocu una ekonomik destek verebilecek ya l lar n say s n n pek kabar k olamayaca da kesindir. Daha ziyade ya l lar, kendi geçimlerini sa layabiliyorsa, bunun çocuklar n n yükünü azaltan bir etki yapt ndan hareket edilmesi gerekir. Çünkü 10 6 Rosenmayr, L. & Köckeis, E.(1965): Umwelt und Familie alter Menschen. Neuwied, Berlin: Luchterhand. 7 Lauterbach, W. (1998): Die Multilokalität später Familienphasen zur räumlichen Nähe und Ferne der Generationen. Zeitschrift für Soziologie, 27, Heft 4: 297-315. 8 Schütze, Y. & Wagner, M. (1995): Familiäre Solidarität in den späten Phasen des Familienverlaufs. In B. Nauck & C. Onnen-Isemann (Ed.), Familie im Brennpunkt von Wissenschaft und Forschung (S.307-327). Neuwied: Luchterhand. 5
ya l dan 9 u herhangi bir gelire sahip olmad n belirtmektedir (TÜ K, 2002 9 ; Tufan, 2007 10 ). Aile içinde cereyan eden ku aklararas ili kilere, ya l n n çocuklar n n çal ma durumunun etki etmedi ini gösteren ara t rma sonuçlar na ula lm t r. Yani yeti kin çocuklar n çal yor veya çal m yor olmalar n n, ku aklararas ili kileri iyi veya kötü yönde etkiledi ini gösteren ampirik bulgulara rastlanmam t r (Schütze & Wagner, 1995). Fakat bu bulgunun da Türkiye perspektifinden do ru ekilde yorumlanmas gerekir. Almanya n n sosyal güvenlik sistemi, i sizleri tek ba na b rakmayan, yeterli olmasa da i sizlik paras ve ek sosyal yard mlarla destekleyen özellikler ta maktad r. Türkiye nin sosyal güvenlik sistemindeki bu eksiklerin i siz gençlerin ya l ebeveyniyle ili kilerine çe itli ekillerde olumsuz etki edebilece i göz ard edilmemelidir. Türkiye aç s ndan daha önemli bir bulgu, co rafi mesafenin aile ili kilerine yapt etkilerdir. Ku aklar birbirlerinden co rafi konum itibariyle uzakla t kça ili kilerinde çözülmeler meydana gelmektedir. Fakat üzücü olaylar n ortaya ç kt durumlarda, co rafi mesafenin etkileri de ortadan kalkmaktad r (Schürze & Wagner, 1995). Ampirik kan tlar ortaya konulmu bu bulgunun, Türk ailesi aç s ndan önemi, iç göç olgusuyla birlikte dü ünülmesi gerekir. Köyden kente do ru geli en göçlere kat lamayan veya kat lmak istemeyen ya l larla çocuklar aras ndaki co rafi mesafe genellikle büyük olmaktad r. Bu da sosyal ili kilerine olumsuz etkiler yapmaktad r. Nitekim Antalya da gerçekle tirilen, bak ma muhtaç ya l lara bakan aile fertlerinin denek olarak kat ld ampirik ara t rman n sonuçlar, bu ya l lar n sosyal ili ki a n n, çocuklar yla co rafi mesafeye ba l olarak azald saptanm t r (Tufan, 2008 11, yay n haz rl klar devam etmektedir). 9 T. C. Ba bakanl k statistik Kurumu (2002), Ankara. 10 Tufan,. (2007): Birinci Türkiye Ya l l k Raporu. Antalya: GeroYay. 11 Tufan,. (2008). Ba m z ya am ve S n rlar. Bu ara t rman n yay n haz rl klar devem etmektedir. 6
Ku aklararas li kilerin Gelece i Toplumsal ya lanma nedeniyle önümüzdeki y llarda bak ma muhtaç ya l say s nda büyük bir art olaca ndan hareket etmemiz gerekir. 2050 y l nda 100 milyona ula acak olan nüfusumuzun %30 nu ya 60 ve üzerindeki ki iler meydana getirecektir. Bunlar aras nda kronik hastalar, engelliler ve günlük ya am aktivitelerinde yard ma ve bak ma ihtiyaç duyacak ya l lar n say s n n bir hayli kabar k olaca na da kesin gözüyle bak labilir. Çünkü ampirik verilerin analizlerinden elde edilen bulgular, ya l l kta engellilik ve bak ma muhtaçl n üst düzeye f rlad n, ama birçok ki inin ya l l k dönemine girmeden önce sa l k ve bak ma muhtaç sorunlar yla kar kar ya kald n göstermi tir. Nüfusumuzun %12 den fazlas n engellilerin meydana getirdi i (TÜ K, 2002; Tufan, 2007) dü ünülürse, yak n ve orta vadede ya l ku a n mensuplar aras nda bu sorunlar n yayg n olaca da imdiden bellidir. Bu aç dan bak ld nda aile kapsam ndaki ku aklararas iyi ili kilerin devam, hem ya l lar hem de gençler aç s ndan büyük önem ta maktad r. Bat toplumlar nda, örne in Almanya da 2030 y l nda ya 60 ve üzerindeki bireylerden sadece %47 sinin evli statüsüne sahip olaca, %10 nun e inden bo anm, %10 nun bekar ve %33 nün ise dul olaca öngörüsünden hareket edilmektedir (Fooken, 1999). Türkiye de bekarl k ve e ten bo anma olaylar n n düzeyi bu ölçüde ne ya l larda ne de gençlerde yüksektir. Fakat dul ya l lar n ve özellikle de ya l dul kad nlar n say s nda büyük bir art meydana gelecektir. Daha imdiden ya l lar aras nda dul kad nlar n say s n n dul erkeklere nazaran belirgin ekilde daha fazla oldu u saptanm t r (TÜ K, 2002; Tufan, 2007). Gençlerin ya l ebeveynlerini yard yolda b rakma niyetine sahip olmamalar, böyle bir durumun ortaya ç kmayaca n n bir garantisi de de ildir. Sadece ya l lar de il, onlar n çocuklar n n da ekonomik aç dan güçsüz olu u, bak ma muhtaçl, gençler aç s ndan önemli bir yük faktörüne dönü türmektedir. Bu yüzden bak ma muhtaç ebeveyni olan gençlere yard m ve destek verilmesi gerekmektedir. 7
Sonuç ve Gelece e Yönelik Öneriler Say lar Türkiye de az olan çocuksuz ya l lar n, bak ma muhtaçl k sorunuyla kar kar ya kalmalar halinde, bir bak mevine sevk yat, büyük bir ihtimalle, arzu edilen bir durum olacakt r. Çünkü bu ya l lar n bak m n akrabalar n n üstlenme olas l pek yüksek de ildir. Di er taraftan ara t rmalar unu da göstermektedir: Gençlerin ekonomik durumu bozuldukça, ya l s n n bir bak mevinde bak lmas iste i artmaktad r (Schütze, 1999). Fakat Türkiye de bu iste in varl n alg lamak pek mümkün olmamaktad r. Çünkü bak mevi hem tesis hem de bundan yararlanmay sa layacak ekonomik olanaklar bak m ndan, aileler aç s ndan yetersiz bir düzeydedir. Bak m sigortas n n oysal güvenlik sistemine eklenmesi ve bundan herkesin yararlanmas sa lanmas halinde, ya l lar n bir bak mevinde mi yoksa ailesi taraf ndan m bak lacaklar daha iyi anla lacakt r. Ancak bak m sigortas n n bulundu u ülkelerdeki tecrübeler, ailelerin ya l s na bakmaya daha fazla e ilim gösterdiklerini ortaya koymaktad r. Bak m sigortas, bu ba lamda, öncelikle aileyi bak m görevinde destekleyici bir i leve sahiptir. Evde bak mlar n mümkün olmad durumlarda bak mevi imkan ndan faydalan lmaktad r. Bu yüzden Türkiye de de bak m sigortas üzerine tart malar n ba lamas önerilmektedir. Bak m görevini üstlenen aile fertlerinin, bundan bedensel, psi ik ve sosyal aç lardan zarar gördükleri, kendi sa l klar n n bozuldu u, ekonomik s k nt lar n ortaya ç kt ve sosyal çevreden soyutland klar da tespit edilmi tir. Dolay s yla ya l s na bakan bireylerin ço u, bu sorumlulu u üstlenerek, kendileri bunun kurban olmaktad r. Öte yandan bak m üstlenen aile fertlerin ço u bak m konusunda hiçbir bilgiye de sahip de ildir. Bu hem bak m n kalitesini dü ürmektedir, hem de bak c n n yükünü daha artt rmaktad r. Bu yüzden burada getirilecek tavsiyelerden biri de, bu ki ilere bak mla ilgili psikososyal ve bak mlarda gerekli olan t bbi konularla ilgili dan manl k hizmetleri verilmesi olacakt r. Antalya da faaliyet gösteren Ulusal Sosyal ve Gerontoloji Derne i nin geçti imiz y l, ya l s na bakan kad nlar için açt ücretsiz kurs projesi, bu tür çal malara iyi bir örnek te kil etmi tir. 8
Ya l s na bakan bütün aile fertlerinin çal mad klar varsay m ndan da hareket edilmemelidir. Ço unu kad nlar n meydana getirdi i bu ki iler aras nda hem çal an hem de ya l s na bakanlar da bulunmaktad r. Fakat bak m sorumlulu unu üstendikten sonra birço u çal ma ya am na son vermek zorunda kalmaktad r. Yeni yasal düzenlemelere gidilerek ya l s na bakan ki ilere bak m izni olana da yarat lmal d r. Genel kan ya göre evde profesyonel bak mlar, ailenin yükünü hafifletmektedir. Fakat Borchers (1997) 12 bunun do ru olmad na, evde yap lan profesyonel bak mlar n ailelerin yükünü a rla t rd na dikkat çekmektedir. Ya l bak m n geriatrik kliniklere de ihtiyaç gidere artacakt r. Geriatrik klinikler, hataneden taburcu olan ya l lar günlük aktivitelerini tekrar kendileri yapabilecek duruma getirmeye çal maktad rlar. Hekim, hasta jimnastikçisi, ergoterapist ve sosyal hizmet uzman ndan olu an ekip eklinde çal maktad rlar. Çekirdek aileye alternatif olarak gösterilen büyük aile modeli, bak ma muhtaç ya l lar n bak lacaklar n n bir garantisi de ildir. Çocuk say s artt kça, ya l lar n daha iyi bak lacaklar ndan da hareket edilmemelidir. Daha ziyade günümüzün aile modeli olan çekirdek ailenin bu konuda desteklenmesi gerekmektedir. Demografik de i imlere ba l olarak önemi ya l lar aç s ndan daha artan çekirdek ailenin ya l s yla ili kilerini korumas na ve daha da sa lam temellere oturmalar na yard m edecek sosyal politik giri imlere Türkiye nin acilen ihtiyac vard r. 12 Borchers, A. (1997): Die Sandwich-Generation. Ihre zeitlichen und finanziellen Leistungen und Belastungen. Frankfurt, New York: Campus. 9
Kaynakça Aries, Ph.(1975): Geschichte der Kindheit. München, Wien: Hanser Verlag. Baltes, P.B. & Mittelstrass, J. (Ed.) (1992): Zukunft des Alterns und gesellschaftliche Entwicklung. Berlin, New York: de Gruyter. Borchers, A. (1997): Die Sandwich-Generation. Ihre zeitlichen und finanziellen Leistungen und Belastungen. Frankfurt, New York: Campus. Borscheid, P. (1992): Der alte Mensch in der Vergangenheit. In P.B. Baltes & J. Mittelstrass (Ed.), Zukunft des Alterns und gesellschaftliche Entwicklung (S.35-61). Berlin, New York: de Gruyter. Conze, W. (Ed.) (1976): Sozialgeschichte der Familie in Neuzeit Europas. Stuttgart: Klett. Fooken, I. (1999): Intimität auf Abstand. Familienbeziehungen und soziale Netwerke. In A. Niederfranke, G. Naegele & E. Frahm (Ed.), Funkkolleg Altern 2: Lebenslagen und Lebenswelten, soziale Sicherung und Altenpolitik (S.209-243) Westdeutscher Verlag: Opladen, Wiesbaden. Lauterbach, W. (1998): Die Multilokalität später Familienphasen zur räumlichen Nähe und Ferne der Generationen. Zeitschrift für Soziologie, 27, Heft 4: 297-315. Mitterauer, M. (1976): Auswirkungen von Urbanisierung und Frühindustrialisierung auf Familienverfassung an Beispielen österreichischen Raums. In W. Conze (Ed.), Sozialgeschichte der Familie in Neuzeit Europas (S.53-146). Stuttgart: Klett. Nauck, B. & Onnen-Isemann, C. (Ed.) (1995): Familie im Brennpunkt von Wissenschaft und Forschung. Neuwied: Luchterhand. Niederfranke, A., Naegele, G. & Frahm, E. (Ed.) (1999): Funkkolleg Altern 2: Lebenslagen und Lebenswelten, soziale Sicherung und Altenpolitik. Westdeutscher Verlag: Opladen, Wiesbaden. Rosenmayr, L. & Köckeis, E.(1965): Umwelt und Familie alter Menschen. Neuwied, Berlin: Luchterhand. Schütze, Y. & Wagner, M. (1995): Familiäre Solidarität in den späten Phasen des Familienverlaufs. In B. Nauck & C. Onnen-Isemann (Ed.), Familie im Brennpunkt von Wissenschaft und Forschung (S.307-327). Neuwied: Luchterhand. Schütze, Y. (2000): Generationenbeziehungen. In H.-W. Wahl & C. Tesch-Römer (Ed.), Angewandte Gerontologie in Schlüsselbegriffen (S.148-152). Kohlhammer: Stuttgart. T. C. Ba bakanl k statistik Kurumu (2002), Ankara. Tufan,. (2007): Birinci Türkiye Ya l l k Raporu. Antalya: GeroYay. Tufan,. (2008). Ba m z ya am ve S n rlar. Bu ara t rman n yay n haz rl klar devem etmektedir. Wahl, H.-W. & Tesch-Römer, C. (Ed.) (2000): Angewandte Gerontologie in Schlüsselbegriffen. Kohlhammer: Stuttgart. 10