T P A O T ü r k S a n a t M ü z i ğ i K o r o s u Ş e f i V e d a t K a p t a n Y u r Dergimizin bu ayki sayısında TRT de Türk Sanat Müziği dalında Koro Şefliği ve Ses Sanatç da yıllardır TPAO Türk Sanat Müziği Korosu nun şefliğini yaparak bu koraya çok büyük ka kişiliğiyle, hoşgörülü tavırlarıyla tüm koro elemanlarının takdirini, sevgisini ve saygısını Yurdakul la yaptığımız röportajı yayınlıyoruz. Seniye Şayhan & İ.Kerem Sarpel Seniye Şayhan: Hocam hoşgeldiniz. Vedat Kaptan Yurdakul: Hoşbulduk. S.Şayhan: Sanat yaşamınızdan kısaca bahseder misiniz? V.K.Yurdakul: Tabiki. Babamın çok istediği bir bölüm olmasına rağmen okumakta olduğum İnşaat Mühendisliği bölümünden gizlice ayrılıp Gazi Eğitim Enstitüsü Müzik bölümüne kayıt yaptırarak bu bölümden mezun oldum. Ve kendimi bildim bileli müzik yapıyorum. S.Şayhan: TRT de koro şefliği ve ses sanatçılığı dışında üstlendiğiniz başka görevler var mı? V.K.Yurdakul : Evet. Çeşitli üniversitelerde müzik alanında öğretim görevlisi olarak çalışıyorum. Hacettepe Akademik Korosunu yönetiyorum. Hacettepe Üniversitesi nde Seçmeli Dersler Koordinatörlüğünde Klasik Türk Müziği dersleri veriyorum. S.Şayhan: Türk Sanat Müziği nin günümüzde diğer müzik dalları kadar popüler olmamasının nedenleri nelerdir? V.K.Yurdakul: Hayatın renkleri çoğaldı tabi Dolayısıyla eskiden tek radyo olan TRT radyolarının yerini şimdi çok renkli ve çok sesli radyolar aldı. Dolayısıyla Türk Sanat Müziği biraz geri plana itildi. Tabii bu Türk Sanat Müziği nin kötü olduğu anlamında değil, özel medya kuruluşlarının reklama daha fazla önem vermesinden kaynaklanan bir durum. Ama ben bin yıllık bir musikinin öyle üç beş yılda tükeneceğine inanmıyorum. S.Şayhan: Peki bu güzel müziği daha geniş kitlelere yaymak ve gençlere sevdirmek için neler yapılabilir? V.K.Yurdakul: Aslında sorunun cevabı bir önceki sorunun cevabında saklı bence. Eğer insanlar birşeyi görmezlerse, dinlemezlerse sevemezler tabii ki. Türk Sanat Müziği mutlaka zorunlu hale getirilmeli. Özellikle televizyonlarda ve radyolarda öncelikli saatlerde verillirse zannediyorum gençler de bu vesileyle ilgilenmiş olurlar. Ben çeşitli üniversitelerinin korolarını çalıştırıyorum. Şuna emin olun, çok sayıda genç var Türk Sanat Müziği ile ilgilenen. S.Şayhan: Türk Sanat Müziği ni ki bunlara Klasik Batı Müziği de dahil, diğer müzik türlerinden ayıran temel özellikleri neler? V.K.Yurdakul: Bizim cetvelle ölçülemeyen bir koma sistemimiz var. Bunu müzik yapanlar çok daha iyi bilirler. Aralıklarımız biraz daha farkı ve bir tam sesi dokuz eşit aralığa bölen bir fiziksel, müzik fiziği
Söyleşi d a k u l ılığı görevlerini yürüten, aynı zamanda tkılar sağlayan, mütevazi ve beyefendi kazanan değerli şefimiz Vedat Kaptan sistemimiz var. Makam zenginliği, ses zenginliği çok fazla olan ve bir de tabii biraz daha kalbi olarak söylenen bir müzik. Matematik müziği değil yani. S.Şayhan: En çok beğendiğiniz ve eserlerini severek okuduğunuz bestekârlar kimler? V.K.Yurdakul: Selahattin Pınar, Saadettin Kaynak, Hacı Arif Bey, Hammamizade İsmail Dede Efendi ama bu arada adını söylemediğim Türk Müziğine emek vermiş ve hizmet etmiş bir çok bestekar. S.Şayhan: TRT programlarınızda ve dışarıda verdiğiniz konserlerde repertuar seçerken neleri göz önüne alıyorsunuz? V.K.Yurdakul: Oranın konjonktural durumu çok önemli. Yani gençlerin yoğunlukta olduğu böyle cıvıl cıvıl olan bir programda Itri den söylemenin bir anlamı yok. S.Şayhan: Ama yine de zaman zaman az okunan şarkıları okumayı tercih ettiğiniz konserler oluyor sanırım. V.K.Yurdakul: Mutlaka. Benim şarkı seçimi konusundaki hassasiyetimi yaklaşık on yedi yıldır yaptığım, bu yıl geçici olarak bir nokta koyduğum Kaptanın Seyir Defteri programını izleyen sevgili dinleyenlirimiz bilirler ki okunmamış ya da daha az okunan eserleri seslendiren bir programdı. S.Şayhan: Beste çalışmalarınız var mı? Varsa genelde hangi formda besteler yapıyorsunuz? V.K.Yurdakul: Benim bestelerim kendimin bile sevmediği, biraz daha ileriki yaşlarda ortaya çıkaracığım biraz klasik formda eserler. S.Şayhan: Biz bu eserleri dinleme şansına sahip olacak mıyız? V.K.Yurdakul: Yaşadıkça göreceğiz. S.Şayhan: Kaç yıldır TPAO Korosu nun şefliğini yapıyorsunuz? V.K.Yurdakul: Benim sayı saymadaki beceriksizliğimi yine mazur görün lütfen. 2001 yılının sonunda başladık sanırım. Yaklaşık dokuz sene olacak bu seneyle birlikte. Dokuz senedir bu nadide koroda seçkin arkadaşlarımızla birlikteyim. Kerem Sarpel: Bu koro varlığını dokuz yıldır devam ettirdiğine göre bu koronun gelişiminden hoşnutsunuz sanırım. V.K.Yurdakul: Doğru bir tespit. Bulunduğunuz korolar sizin
verebildiğinizi alan korolardır. Eğer siz verdiğiniz emeğin karşılığını alamıyorsanız o koronun 2001den 2010 akadar devam etmesi zaten imkansız hale gelir. Çok güzel bir koro, nitelikli seslerin çok yoğun olduğu bir koro. Zaten müzik zeki insanların yapabileceği birşey. TPAO Korosunda da çok zeki arkadaşlarımız var demek ki. S.Şayhan: TPAO Korosuna şarkıları hangi yöntemlerle öğretiyorsunuz? V.K.Yurdakul: Yoğun iş gününden sonra insanların gözüne notaları dayamak doğrusu bana çok sevimli gelmiyor. Şarkıyı önce ben birkaç defa okuyorum, sonra sevgili arkadaşlarımız tekrar edip, daha sonra bizim zayıf halkalar dediğimiz bölümlerini defalarca söyleyip daha sonra da onlara teselli ikramiyesi olarak çalıştığımız repertuarın CD sini dağıtıp öğrenmelerini sağlıyoruz. S.Şayhan: TPAO Korosuyla yılda kaç konser veriyorsunuz. V.K.Yurdakul: TPAO Korosuyla yılda iki kez konser veriyoruz. Biri kış konseri diğeri yaz konseri olmak üzere. Ama zannediyorum iki sene üçer konser verdik. Bunlardan biri ATA mızın doğumunun yüzyirmibeşinci yılındaydı.ama standart olarak iki konser veriyoruz. K.Sarpel: Bu konserlerdeki şarkı seçiminde dışardaki doğayla da alakalı olarak örneğin, bir sonbahar havası ya da bahar havasına bağlı olarak seçimlerinizde farklılık oluyor mu? V.K.Yurdakul: Yaptığımız işle tezat oluşturmasın diye kış konserlerinde bahar şarkılarını koymuyoruz tabi. Genelde kış programlarımızda biraz daha klasik şarkılar veriyoruz. Yaz programımız biraz daha hafif program oluyor. S.Şayhan: TPAO korosu hakkındaki görüşleriniz neler? V.K.Yurdakul: Niteliği gerçekten çok yüksek seviyede olan sevgili arkadaşlarım yaklaşık dokuz yıldır Türk Müziğinin belki radyoda bile icrası zor olan eserlerini büyük bir sabırla benimle birlikte dokuz yıldır söylüyorlar. Belki bazılarına çok ağır gelebilecek repertuarıda getiriyorum, neşeli şarkılar dediğimiz çok basit eserlerde getiriyorum ama o ağır şarkılarda bile sevgili arkadaşlarımızın büyük bir sorumluluk bilinciyle bu eserlere sahip çıktığını görüyorum. Dolayısıyla bin yıllık bir musikinin TPAO da daha uzun yıllar yaşayacağına inanınyorum. S.Şayhan: O ağır şarkıları biz okudukça sonradan çok seviyoruz. V.K.Yurdakul: Kesinlikle. Demin sormuştunuz ya gençlere nasıl sevdirebilirsiniz diye ben yaklaşık on ders size o klasik şarkıları öğretmeye çalışıyorum ve siz on ders sonra sevebiliyorsunuz. Peki hiç Türk Sanat Müziği dinletilmeyen gençler nasıl sevsin bu müziği? Dolayısıyla hep espiri konusu olmuştur ama Eğitim Şart. S.Şayhan: Son olarak ilave etmek istediğiniz bir şey varmı? V.K.Yurdakul: Ben bu koroyu çok seviyorum. Bu koro sizlerle güzel. TPAO Korosu TPAO var oldukça olsun diyorum. Ben olayım veya olmayayım. S.Şayhan: Hocam çok teşekkür ederiz bize zaman ayırdığınız için. V.K.Yurdakul: Ben teşekkür ederim beni seçtiğiniz için.
ÖZGEÇMİŞ: Ankara da doğdu. Gazi Eğitim Enstitüsü Müzik Bölümü nü bitirdi. 1980 yılında TRT nin açmış olduğu Türk Sanat Müziği ve Türk Halk Müziği ses sanatçılığı sınavlarına girdi. Her ikisini de kazanmasına rağmen, Türk Sanat Müziğini tercih etti ve Ankara Radyosu nda göreve başladı. Ses sanatçılığının yanı sıra, çeşitli üniversitelerde eğitim görevlisi olarak da Türk Mûsikîsine hizmet ediyor. Halen Ankara Radyosu nda ses sanatçılığı ile birlikte TRT Gençlik Korosu şefliği görevini sürdürmekte ve Hacettepe Üniversitesi Türk Müziği Araştırma ve Uygulama Merkezi nde öğretim görevlisi olarak çalışmaktadır. Evli ve iki çocuk babasıdır. Söyleşi