HANGİ İSLAM? Gerçek İslamiyet ve ALLAH ile aldatanlar! Mustafa Çelebi Araştırmacı Yazar



Benzer belgeler
İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

Bir selam ile selamlandığınızda ondan daha iyisiyle veya aynısıyla selamı alın (Nisa 86)

Orucun tutulacağı günler olduğu gibi tutulmayacağı günlerde vardır. Resûlüllah sav bizzat bunu yasak etmiştir.

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir.

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla

Allah Kuran-ı Kerim'de bildirmiştir ki, O kadın ve erkeği eşit varlıklar olarak yaratmıştır.

LİVATA HADDİ (EŞCİNSELLİĞİN/HOMOSEKSÜELLİĞİN CEZASI)

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI

Yaratanlar arasında şerefli bir yere sahip olan insanın yaşam hakkı da, Allah tarafından lutfedilmiş bir temel haktır.

Recep in İlk Üç Orucunun Fazileti

Faiz Parasıyla Yapılan Evde Namazın Hükmü

Evlenirken Nelere Dikkat Edilmeli?

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

Anlamı. Temel Bilgiler 1

Birden fazla umre yapmanın hükmü ve iki umre arasındaki süre ne kadar olmalıdır? Muhammed Salih el-muneccid

Genç Kız ve Erkeklerin Evlilik Algısı

Kadınların Dövülmesi. Konusuna Farklı Bir Bakış. (Nisa [4] 34)

Abdullah b. Abdurrahman el-cibrîn

Teravih Namazı - Gizli ilimler Sitesi

Gerçek şudur ki bu konu doğru dürüst anlaşılmamıştır; hakkında hiç derin derin düşünülmemiştir. Ali-İmran suresinde Allah (c.c.) şöyle buyurur; [3]

+ Eğer size yasaklanan (günah)ların büyüklerinden kaçınırsanız, sizin küçük günahlarınızı örteriz ve sizi güzel bir yere koyarız.(4.

3. Farz Dışında Yaptığı İbadetler

Yazar= Soner DUMAN. Soru:

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ.

BEYANAT. Ahmed el Hasan (a.s)

DOMUZ ETİNİN HARAM KILINMASININ HİKMETİ

AİLE: HAYATA AÇILAN PENCERE

Sunabihi (Rah Aly.) anlatıyor: Ölüm döşeğinde yatmakta olan Ubade b. Samit'i (R.A.) ziyarete gittim. Onu gürünce ağladım. Ubade, "Dur biraz!

Veda Hutbesi. "Ey insanlar! " Sözümü iyi dinleyiniz! Biliyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım.

UMRE YAPMANIN FAZİLETİ

Arap diliyle tesis edilen İslam a dair hakikatler diğer dillere tercüme edilirken zaman ve zeminin de etkisiyle gerçek anlamından koparılabiliyor.

Gıybet (Hadis, Tirmizi, Birr 23)

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

İsimleri ilk önce Berre idi, Zatı saadetleri ile evlendikten sonra ismini değiştirip Meymune koydular.

dinkulturuahlakbilgisi.com amaz dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

ŞİRK VE ÇEŞİTLERİ EBU SEYF

OKUNMAMIŞ ÜÇ MESAJINIZ VAR

KUR'ANDAN DUALAR. "Ey Rabbimiz, Bize dünyada bir iyilik, ahrette bir iyilik ver. Bizi ateş azabından koru." ( Bakara- 201 )

CİHADA DENKTİR Evet, içinde savaş olmayan bir cihad var ki hac ve umredir Küçüğün, büyüğün, zayıfın, kadının cihadı hac ve umredir.

Seyyid Abdülkadir Geylâni hazretleri küçük yaşta iken, annesinden Bağdat a giderek ilim öğrenmesi için izin ister.

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

Nesrin: Ahmet! Ne oturması! Daha gezecek birçok mağaza var, sen oturmaktan bahsediyorsun.

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun da acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

GADİR ESİNTİLERİ -9- Şiir: İsmail Bendiderya

Aynı kökün "kesmek", "kısaltmak" anlamı da vardır.

Acaba İslam dini Kadın ın sünnet olması doğrultusunda bir destur vermiş midir?

11. Kullara rızık olması için birbirine girmiş, küme küme tomurcukları olan uzun boylu hurma

Hz. Peygamber'in ilk muhatapları olan Mekkelilerle mücadelesini anlatan Kur'ân'da tam

GÜNAH ve İSTİĞFAR. Israr etmek kişiyi nasıl etkiler

Ezan Vakti/Kuran-ı Kerim Pro [Faydalı Android Uygulamalar]

MUHAMMED BAKIR EL-MECLİSÎ NİN VE BAZI ŞİÎ ÂLİMLERİN HZ. AİŞE HAKKINDAKİ BAZI SÖZLERİ

Mirza Tahir Ahmed Hazretleri Cuma Hutbesinde, duanın aşağıdaki bahsedilen durumda şartsız olarak kabul edileceğini söyledi;

Rahmân ve Rahîm Ne Demektir?

SEÇİM VE GEÇİM Perşembe, 31 Ekim :31

İlim gıda gibidir. Ona her zaman ihtiyaç vardır. Faydası da herkesedir.

Ana Stratejimiz Milletimizle Gönül Bağımızdır BÜLTEN İSTANBUL B İ L G. İ NOTU FİLİSTİN MESELESİ 12 de İÇİN 3 HEDEFİMİZ, 3 DE ÖDEVİMİZ VAR 3 te

Edeb Yahu! Edebli ve Hayalı Olmak

Edeb Ya Hu! Cumartesi, 03 Ocak :31

AİLE KURMAK &AİLE OLMAK

Rahmet Ayı RAMAZAN Pazar, 07 Haziran :17

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

M. Sinan Adalı. İllustrasyonlar: Sevgi İçigen. yayın no: 114 NASIL MÜSLÜMAN OLDULAR? / 2

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

5 Peygamberimiz in en çok bilinen dört ismi hangileridir? Muhammed, Mustafa, Mahmud, Ahmed.

Istılah olarak;peygamber Efebdimiz zamanında yaşamış ve de Peygamber Efendimizi görerek ona inanmış olan kişilere denir.

Spor (Asr-ı Saadette) Prof.Dr. Vecdi AKYÜZ

İmam-ı Muhammed Terkine ruhsat olmayan sünnettir der. Sünnet-i müekkededir.[6]

İslam Hukukunun kaynaklarının neler olduğu, diğer bir ifadeyle şer î hükümlerin hangi kaynaklardan ve nasıl elde edileceği, Yemen e kadı tayin edilen

Efendim, öğrendiklerimin ikincisi; çok kimseyi, nefsin şehvetleri peşinde koşuyor gördüm. Şu âyet-i kerimenin mealini düşündüm:

Bir insan, nefs kılıcını ve hırsını çekip hareket edecek olursa, akıbet o kılıçla kendi maktül düşer. Hz. Ali

Islam & Camii Diyanet İşleri Türk İslam Birliği

Resulullah ın Hz. Ali ye Vasiyyeti

Muharrem ayı nasıl değerlendirilmelidir?

3 Her çocuk Müslüman do ar.

NAMUSA SALDIRI. Namusa saldırı fiillerini ana hatları ile şu şekilde toplamak mümkündür:

İÇİNDEKİLER. Maide Suresi 116 Ve 117. Ayetlerinin Manası Nedir? Teveffi Kelimesi Ve Arap Dili. Teveffinin Manasıyla İlgili Hodri Meydan

Şüphesiz ki Allah a, ahiret gününe iman edenlerle Allah ı çok anan kimseler için Allah ın elçisinde güzel bir örnek vardır.

Ali imran 139. Gevşemeyin, hüzünlenmeyin! Eğer (gerçekten) iman etmiş kimseler iseniz, üstün olan sizlersiniz.

EY İMAN EDENLER! Allah ın emrine uygun yaşayın

M. Sinan Adalı. Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller

NAMAZI, MESCİT VEYA CÂMİDE CEMAATLE KILMANIN HÜKMÜ. Vaizler Muhammed b. Salih el-muneccid. Terceme edenler. Muhammed Şahin. Tetkik edenler Ümmü Nebil

Bu ay içinde orucu ve namazı o kişiye kolaylaştırılır. Bu ay içinde orucu ve namazı ALLAH tarafından kabul edilir.

Kur ân da Dua Ayetleri

namazı kılmaları hususunda şöylesi bir yanlış ve tehlikeli bir uygulama vardır.

Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Günümüz Fıkıh Problemleri

Hz.Resulüllah (SAV) den Dualar

TÂĞUT KELİMESİNİN ANLAMI

Üç kişi vardır ki, Allah kıyamet gününde onlarla ne konuşur, ne onlara nazar eder, ne de onları günahlarından arındırır, onlara elim bir azap vardır:


1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

KURAN YOLU- DERS 3. (Prof.Dr. Mehmet OKUYAN ın Envarul Kuran isimli 3 no lu dersinin ilk 50 dakikasının özeti)

Kur an-ı Kerim deki Temel Emirler ve Yasaklar

Dua ve Sûre Kitapçığı

ISLAM Kim, Îslâm'dan başka bir din ararsa, bilsin ki kendisinden (böyle bir din) asla kabul edilmeyecek ve o, ahirette ziyan edenlerden olacaktır.

URL: Hazırlayan: Mehmet Fatih Bütün. Dua. Dua İbadetin Özüdür. Niçin ve Nasıl Dua Edilir? Kur'an'dan ve Hz. Peygamber'den Dua Örnekleri BÖLÜM: 2

Transkript:

HANGİ İSLAM? Gerçek İslamiyet ve ALLAH ile aldatanlar! Mustafa Çelebi Araştırmacı Yazar

Hangi İslam: Ruhbanlar Siz hangi İslam'ı yaşıyorsunuz? 1) Kuran'daki İslam mı? 2) Kültürel İslam mı? 3) Ilımlı İslam mı?... Tek tek ele alındığında, üç ayrı islam anlayışı olduğunu herkes rahatça görebilir. Aslında suç insanlarımızda değil, suç başlarında olan alimlerde, daha doğrusu "Ruhban" sınıfında! Ruhban sınıfı dememe sakın kızmayın, bilakis ALLAH kendisi bu sözleri, yüce kitabımız olan Kur'an'ı kerim'de kullanıyor. Misal şu ayete bakın : Allah'ın yanında hahamlarını ve ruhbanlarını da rabler edindiler. Meryem oğlu Mesih'i de öyle. Oysa kendilerine, tek olan Allah'tan başkasına ibadet/kulluk etmemeleri emredilmişti. İlah yok o tek Allah'tan başka. Onların ortak koştuklarından arınmıştır O. (Tevbe Suresi 31) Bu ayeti Peygamberimiz olan Abdullah oğlu Muhammed (salatü selam olsun ona) öyle muhteşem şekilde açıklıyor ki, okuyunca gözünüzden perde açılır gibi anlıyorsunuz olayı: Bakın Resulullah ne buyurmakta bu ayet ile ilgili: Önceleri bir hristiyan olan Adiy b. Hâtim, İslâm'ı kavrayıp anlamak niyetiyle, şüphelerini gidermek için Hz. Peygamber'e birkaç soru sorar. Sorulardan biri "Bu ayet bizi, âlimlerimizi ve râhiplerimizi rabler edinmekle suçluyor. Bunun gerçek manası nedir? Zira biz onları kendimize rabler edinmeyiz" der. Hz. Peygamber cevaben: "Siz onların gayr-i meşru ilân ettiklerini haram, meşru dediklerini (helâl) sayıp öylece kabul etmiyor muydunuz? " Adiy, "evet böyledir" diye tasdik eder. Hz. Peygamber, "İşte bu sizin onları kendinize rabler edinmenizdir" buyurur. (Mevdudi, Tefhim, (Türk. Çev.) II, 209). Kendilerinde Haram ve Helal etme yetkisinin var olduğunu sananlar, ne ile suçlandığını görüyorsunuz. Onlar kendilerini rabler ediniyorlar!

Peki Kur'an ne diyor bu konuda? Hiç birşey! Peki haramı ve helalı ALLAH belirlediğine göre, nasıl oluyorda, Kur'an bu konuda hiç birşey dememiş oluyor? Demek ki Kur'an'a göre haram değil imiş, ki susuyor Kur'an! Kendilerini rabler edinenler, işlerine gelen uydurma hadisleri alıp, haram ve helal belirleme işine atılıyorlar, çünkü onların çıkarları başka. Aynı ruhban sınıfı, dokuz yaşındaki bir kız çocuğu ile evlenmeyi helal saymıyor mı? Oysa tarih: "Ayşe minimum 17 yaşında idi" diyor. Devam edelim; düne kadar "Kefir" içmek haramdır diyenler, acaba hangi ayete dayandırarak söylüyordu bunu? Ellerine almışlar bir sihirli değnek, işlerine geldiği gibi: "Aha şu haram, bu haram değil! Şunu helal edelim, bunu haram edelim" diye bağırıp duruyorlar. Kur'an bunlara ne der biliyormusunuz? Buyurun Kur'an'dan dinleyelim: Yunus Suresi 59 De ki: 'Ne oldu size de Allah'ın size rızık olarak indirdiği şeylerden bir haram yaptınız bir de helal? ' De ki: 'Allah mı size izin verdi, yoksa Allah'a iftira mı ediyorsunuz? ' A'raf Suresi 32 De ki: 'Allah'ın, kulları için çıkardığı süsü, güzel ve tatlı rızıkları kim haram etmiş? ' De ki: 'Dünya hayatında inananlar için de var. Kıyamet gününde ise yalnız inananlar içindirler.' Bilgiden nasipli bir topluluk için biz, ayetleri böyle ayrıntılı kılıyor. Maide Suresi 87 Ey iman sahipleri! Allah'ın size helal kıldığı şeylerin temiz ve güzel olanlarını haramlaştırmayın; azıp sınırı aşmayın; Allah azıp sınırı aşanları sevmez. En'am Suresi 119 Size ne oluyor da üzerine Allah'ın adı anılmış olanlardan yemiyorsunuz? Zorda kalışınız dışında üzerinize haram kıldığını bizzat kendisi size ayrıntılı olarak açıklamıştır. Birçokları ilimsiz bir biçimde kendi keyiflerine uyarak halkı şaşırtıyorlar. Hiç kuşkusuz, seni Rabbin sınır tanımaz azgınları çok iyi bilmektedir. En'am Suresi 140 Şu bir gerçek ki, ilimsizlik yüzünden öz evlatlarını beyinsizce katledenlerle Allah'ın kendilerine verdiği rızıkları, Allah'a iftira ederek haramlaştıranlar gerçekten hüsrana uğramışlardır. İnan olsun, sapıtmışlardır onlar; hiçbir zaman doğruyu ve güzeli bulamazlar. Maide Suresi 63 Ruhbanları ve hahamları onları, günah oluşturan sözlerinden, haram yemekten alıkoysalardı olmaz mıydı? Ne kötüdür onların sınaat/teknoloji olarak üretmekte oldukları.

*** Evet Yunus Suresi 59uncu ayet de ne diyor Rabbimiz? "Ne oldu da size, birini haram birini helal ettiniz " diye sesleniyor? Evet söyleyin bakalım "ALLAH'mı size izin verdi? Yoksa iftira mı ediyorsunuz!". Bunu ben sormuyorum, ALLAH soruyor! Şimdi bazıları çıkacak diyecek: "Efendim Peygamberimiz haram etmiştir". Kur'an bu söylenen sözünde önünü kesmiştir. Tahrim Suresi birinci ayet vardır. Peygamberimiz hayatında bir kez birşeyi haram etmeye kalkışmıştır, hemen ALLAH düzeltmiştir. Bakalım ayete: Tahrim Suresi 1 Ey Peygamber! Allah'ın sana helal kıldığı şeyi, eşlerinin hoşnutluğunu isteyerek neden haramlaştırıyorsun? Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.' Tatlı bir dil ile peygamberini eleştiriyor yüce Rahman. "Hangi hakla haramlaştırıyorsun" diye soruyor. Kendi nefsi için bile haram kılamayan Peygamber, acaba başkasının nefsine nasıl haram kılacak? Yani siz bu ayeti görmezden mi geleceksiniz? Bir de "Mekruh" çıkardılar başımıza.. Neymiş efendim "Üç mekruh bir haram imiş". Ben böyle sözden ALLAHA sığınırım.. Mekruh kelimesi zaten haram ile eş değerde kullanılır Kur'an'da! Kur'an'a göre birşey ya haramdır yahut mübahtır! Bakınız İsra suresi 38inci ayete: Kullu zâlike kâne seyyiuhu inde rabbike mekrûha 38- Kötü olan bütün bu yasaklar, Rabbinizin katinda hos olmayan seylerdir. Ulema bunu beğenmemiş olacak ki, mekruhu iki kısıma ayırmışlar tahrimen mekruh; harama yakın olanlar tenzihen mekruh; helale yakın olanlar

Mekruh zaten haramdır. Helale yakın haram, harama yakın haram olur mu hiç? KRH kökünden gelen "Mekruh", Kur'an'ı kerim'de daima olumsuz olarak kullanılmıştır. ALLAH'ın kerih gördüğü herşey haramdır. Bunun helale yakını felanı olmaz! ALLAH'ın haram dediğine haram, helal dediğine helal demek en doğru yoldur! Hakkında hiç birsey söylemedikleri de, insanın vicdanına bırakılmıştır. Hangi İslam: Kadınlarımız Kur an sız İslam öğretisinde en büyük cefayı çekmiş olan, hiç şüphesiz hep kadınlar olmuştur. Bir yandan Cennet anaların ayağı altındadır hadisi ile kadınları yüceltirken, diğer yandan kadını, köpek ve domuz ile aynı kefeye sokabilecek kadar edep dışı girişimde bulunulmuştur. Hiç haya etmeden kadınların yatak odasına kadar karışmışlardır. Bunu yaparken de, yüce Peygamberimizi buna alet etmişlerdir. 1) Kur an'daki Kadın Kur anı kerim, kadın erkek eşitliğini savunur! Asla erkek yahut kadın yücedir; yahut daha aşağıdır/değerlidir diye terimler kullanmaz. Buna rağmen dini yozlaştıranlar (ulemalar, şeyhler, hocalar, ruhbanlar, hahamlar vs) kadını adeta erkeğin kölesi haline getirmek istemişler ve bunu başarmışlardır. Örnekler çoktur. Lakin biz önce Kur an'ın kadın ve erkek eşitliği adına neler söylediğine bakalım. Nisa Suresi 124 Erkek veya kadın, inanmış olarak hayra ve barışa yönelik işler yapanlar cennete gireceklerdir. Ve zerre kadar zulme uğratılmayacaklardır. Tevbe Suresi 71 Mümin erkeklerle mümin kadınlar birbirlerinin dostlarıdır. İyilik ve güzelliği belirlenene özendirirler, kötülük ve çirkinliği belirlenenden sakındırırlar. Salat eylerler, zekâtı verirler. Allah a ve resulüne itaat ederler. Allah bunlara rahmet edecektir. Allah Azîz dir, Hakîm dir. 72 Allah, mümin erkeklerle mümin kadınlara, altından ırmaklar akan cennetler vaat etmiştir. Sürekli kalacaklardır orada. Adn cennetlerinde de tertemiz barınaklar vaat etmiştir. Allah ın bir hoşnutluğu ise hepsinden büyüktür. İşte budur o büyük başarı/o büyük kurtuluş.

Nahl Suresi 97 Erkek yahut kadın, her kim inanmış olarak hayra ve barışa yönelik bir iş yaparsa, onu tertemiz bir hayatla yaşatırız. Ve böylelerinin ücretlerini, işleyip ürettiklerinin en güzelleriyle karşılarız. Ahzab Suresi 35 Allah şu kişiler için bir affediş ve büyük bir ödül hazırlamıştır: Müslüman erkekler, Müslüman kadınlar, mümin erkekler, mümin kadınlar, itaat eden erkekler, itaat eden kadınlar, özü-sözü doğru erkekler, özü-sözü doğru kadınlar, sabreden erkekler, sabreden kadınlar, Allah korkusuyla ürperen erkekler, Allah korkusuyla ürperen kadınlar, sadaka veren erkekler, sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler, oruç tutan kadınlar, ırz ve iffetlerini koruyan erkekler, ırz ve iffetlerini koruyan kadınlar, Allah ı çok anan erkekler, Allah ı çok anan kadınlar. Fetih Suresi 5 İnanmış erkekleri ve inanmış kadınları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokması içindir bu. Sürekli kalıcıdırlar orada. Ve onların çirkin davranışlarını örtüp gizlemesi içindir. İşte bu, Allah katında çok büyük bir kurtuluş ve eriştir. Gördüğümüz gibi Kur an'ı kerim, kadın erkek arasında hiç bir fark gözetmemekte. Kadını yüceltmeyen bir toplum daima kaybetmeye mecbur kalan toplumdur, ki şu an İslam ülkeleri ne halde olduğunu hepimiz görüyoruz. Yüce ALLAH ın o güzel peygamberi kadınlara çok değer vermesine rağmen, sonradan gelen Emevi zihniyeti, dini bu hale getirip, Arap geleneğini dine sokmaya çalışmış ve başarmıştır 2) Uydurma Hadisler de Kadın Bilindiği gibi en büyük baskıyı, uydurma bir takım hadisler ile yapmaktalardır. 'Peygamber şöyle demiş, Peygamber böyle demiş'. Acaba demiş mi? Ya bu hadisler uydurma ise? Diyanet bile artık bunun farkına varmış olacak ki, hadis elemesine başlamışlardır. Malesef çok geç başladıklarını ve samimi olmadıklarını düşünmekteyim, çünkü aynı Diyanet halen, kitap baskılarında (güya) eledikleri, hadisleri basıyorlar. Şu soruyu kendinize sormanızı rica ediyorum: Peygamber Kur'an dışı birşey yapmışmıdır?. Bitabi birçoğunuz kesinlikle "hayır" diyecektir, bu durumda Peygamber yaşayan Kur an'dır dersek kimsenin itirazı olmaz! Peki nasıl oluyor da peygamber, Kur an da eşit olan kadın ve erkeği kendi hadislerinde değiştiriyor? Ya Peygamber böyle birşey yapmamıştır diye bunu kabul edeceğiz, yahut ( haşa) peygamberi Kur'an-ı değistirmekle suçlayacağız! Bakın şu hadislere şimdi: Eğer bir kimsenin bir kimseye secde etmesini emretseydim, erkeklerin kadınlar üzerinde olan haklarından dolayı kadınların erkeklere secde etmelerini emrederdim. Tirmizi, Rada, 10/1159; Ebu Davud, Nikah 40/2140 Ahmed b. Hanbel, Müsned VI, 76; İbn Mace, Nikah 4/1852

Ey kadınlar! Eğer kocalarınızın size olan haklarını bilseydiniz, ayaklarının tozunu yüzlerinizle silerdiniz. Hafız Zehebi-Büyük Günahlar- Sayfa 187 Yukarıda ayetleri verdik. Bunları Peygamber sözü diye iddia edenlere soruyorum: Kur'an-ı Kerim ile bu hadisleri nasıl bagdaştıracaksınız?. Bu apaçık Resülü Ekreme karşı bir iftiradır! Kocanın vücudu irin ile kaplı dahi olsa ve karısı onu yalayarak temizlese yine de kocasının hakkını ödemiş olmaz. İbni Hacer El Heytemi 2/121 Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 239 Buyrun kabul edin bakalım nasıl edecekseniz. Bu analar için da geçerli, onlar da kadın değil midir? "Cennet anaların ayağı altındadır" diyen bir Peygamber, hiç bu sözü söyleyebilir mi? Bize göre hadis uydurmadır. Bu tür hadisleri takvim yapraklarına basarak, kadınları halen bu tür saçmalıklara maruz bırakmalarından dolayı açıkca kınıyorum buna alet olanları! Bildikleri halde ALLAH hakkında yalan söylüyorlar! Çok lanet ediyor ve kocalarınıza karşı nankörlük ediyorsunuz. Aklı başında bir erkeğin aklını sizin kadar çelebilen aklı ve dini eksik başka bir varlık görmedim. Müslim, İman, 34/132 İbn Mace, Fiten 19/4003 Daha sonra Peygamberin eşi Ayşe bu tür safsatalara, nasıl karşı çıktığını, ama bir türlü sözünü dinletemediğini göstereceğim. Bu hadis hem peygamberimize hem Kur an a, hem de akıl ve mantığa iftiradır! Yine bu zihniyet, Muhammed Mustafa'yı (salatü selam olsun ona) kullanarak kadınların çoğunu cehennemlik ilan etmişlerdir. Böyle korkunç hadisleri uyduran bir zihniyet, peygambere ne kadar iman ettiklerini varın siz düşünün. Ey kadınlar topluluğu! Sadaka veriniz ve çok istiğfar ediniz. Çünkü ben Cehennem halkının çoğunun sizler olduğunu gördüm. Müslim, İman, 34/132 İbn Mace, Fiten 19/4003

Peki şu ayet ile bu hadisi nasıl bağdaştıracaksınız acaba? Müslüman erkekler, Müslüman kadınlar, mümin erkekler, mümin kadınlar, itaat eden erkekler, itaat eden kadınlar, özü-sözü doğru erkekler, özü-sözü doğru kadınlar, sabreden erkekler, sabreden kadınlar, korunup sakınan erkekler, korunup sakınan kadınlar, sadaka veren erkekler, sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler, oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkekler ve ırzlarını koruyan kadınlar, Allah ı çokça hatırlayan erkekler ve Allah ı çokça hatırlayan kadınlar; bunlar için Allah bir bağışlanma ve büyük bir ödül hazırlamıştır. Ahzab Suresi 35 Yukarıda dediğim gibi yatak odasına girmekten bile çekinmemişler, adeta kadını bir seks kölesi yapmışlardır! Kişi kadınını yatağa davet eder de kadın kaçarak eşi sinirli bir şekilde gecelerse, melekler o kadına sabaha kadar lanet eder. Sahihi Buhari 9/36 Bu tür rivayetler kadını küçük düşürme, hor görme, ve kadını köle yerine koyma için uydurulan sözlerdir. Maalesef halen bunlar öğretilmektedir. Bir kadın kocasından boşanırsa o kadına cennet kokusu haram olunur. Kadınlara Dîni Bilgiler sayfa 61 ALLAHIN laneti yalancıların üzerinedir der Kur an. Bu sözü yazan yarın cehennem ateşinden kendini nasıl kurtaracak? Bakın boşanma ile alakalı kuran ne diyor! Bakara Suresi 227 Eğer boşanmaya kesin karar vermişlerse, şüphesiz Allah çok iyi işiten çok iyi bilendir. Burada kadın boşanamaz diye birşey görüyor musunuz siz? Kur an da bu konu Bakara suresinde ayrıntılı bir şekilde anlatılır. Dileyen orada mealden okuyabilir. Boşanmak her insanın, yani erkek ve kadının hakkıdır. Kimse bunu engelleyemez. Tabii ki barışmak ve yuvayı ayakta tutmak daha güzel ve daha hayırlıdır, ama kocada hayır yoksa, kadını o kocaya bağlamakta zulümdür!!

Dövme yapan ve yaptırana, yüzdeki tüyleri aldıran ve estetik için dişlerini seyrelttiren kadınlara Allah lanet etsin. Sahihi Buhari Takma saç takan, taktıran, kaşları incelten, kaşlarını incelttiren, dövme yapan ve dövme yaptıran lanetlenmiştir. Ebu Davud, Tereccul, 5 Eğer bir kadın peruk takarsa, eğer kol ve yüzüne dövme ya da ben yaparsa, yüzünden ve kaşlarından cımbızla kıl aldırırsa, yüzüne güzellik vermek için şekil değiştirirse lanetlenmiştir. İmam Şarani Uhudul Kubra Sayfa 313, 867, 889 Bu yukarıdaki alıntıya göre, Türkiye deki kadınlarımızın yüzde doksanı lanetlidir! Analarımız, teyzelerimiz, halalarımız, bacılarımız, eşlerimiz hepsi cehennemliktir. Kaşını aldırmayan birini siz tanıyormusunuz? Peki bu hadis sahih midir? Yobazlara göre Sahih, bize göre değil! Bir hadise göre Ashabı Kiram karılarının pencere ve kapı aralıklarından dışarıyı seyretmelerini ve erkek görmelerini önlemek üzere evlerinin pencerelerini sıkı sıkıya kapatırlar, dışarıya bakanlara dayak atarlardı. İmamı Gazali-İhyayı Ulumuddin 2/122 Imam Gazali yi ALLAH affetsin, nitekim böyle birşey ne tarihte nede rivayetlerde mevcutdur. Tam tersine tarihi okuyanlar bilir ki, kadınlar mescide giriyor çıkıyor, serbestce gezebiliyorlardı. Kadınları zarar vermeyecek miktarda aç, aşırı gitmeyecek kadar da kıyafetsiz bırakınız. Çünkü kadınlar iyice doyar, güzelce giyinirlerse onlar için dışarı çıkıp gezmekten daha sevimli bir şey yoktur. Fakat onlar biraz aç, biraz da çıplak kalırlarsa onlar için evde oturmaktan hayırlı bir şey yoktur. İbnül Cevzi, Mevzuat, II/282-283; Suyuti, Leali, II/154 İbn Arrak, Tenzihü ş-şeria, II/212-213

Kadınlarınıza evlerinin kapısında oturmamaları için yeni elbise yaptırmayın, çünkü elbiseleri güzel ve yeni olursa kalplerine dışarı çıkmak arzusu gelir. İmamı Gazali-Kimyayı Saadet sayfa:178 İbn Ebi Şeybe, Musannaf, IV/II, 420 Şimdi bu safsatayı kadınlarımıza uygulayacak olursak şöyle bir tablo çıkar karşımıza. 1) Kadınları biraz aç bırakmak gerek 2) Kadınları kıyafetsiz bırakmak gerek 3) Kadınların en sevdiği şey erkeklerle her yerde cilveleşmek. 4) Ikinci en sevdikleri şey ha bire gezmek! Soruyorum şimdi: "Hanginiz anasını yarı çıplak yarı aç yatmasına gönlü el verecek?" Onlar da Kadın olduğunu unutmamak gerek. Yorumsuz kadınlarımızın bilgisine sunacağım şu dizeleride, lütfen okuyun. Okuyun ki, din adına neler uydurulmuş görün ve anlayın. Gazali Gazali diye övüp bitiremedikleri alimden bir demet sunuyorum. Buyurun. Dışarı çıkması kesin gereken kadın ise kocasından izin aldıktan sonra dışarı çıkacak ve şu kurallara kesin uyacaktır: 1-Sıkı sıkıya örtünüp kötü giysilere bürüne, 2-Hiç çıkmamış gibi davrana, 3-Başını öne eğip kimsenin yüzüne bakmaya, 4-Kalabalığa karışmaya, 5-Erkeklerin bulunduğu yerlere yanaşmaya, 6-Herkesin dolaştığı sokaklardan uzak dura, 7-İşini bir an önce bitirip evine döne, İmamı Gazali İhyayı Ulumuddin 2/290

Kadın sekiz sıfatlıdır: 1-Giyim kuşam hevesinden maymun. 2-Fakir düşmeye razı olmadığından köpek. 3-Kocasına ve diğer insanlara kibrinden yılan. 4-Gece gündüz koğuculuk yaptığından akrep. 5-Evden eşya sattığından fare. 6-Erkeklere hile kurduğundan tilki. 7-Kocasına itaat ettiğinden dolayı koyundur. İmamı Gazali- İhyayı Ulumuddin Şimdi bu kadınları övmek midir, yoksa yermek midir. Şeriat diye bağıranların getireceği rejimin bu olacağından hiç şüpheniz olmasın! Hatta Gazali'nin sözlerini kabul etmeyenleri dinsizlik ile suçladıklarını da hatırlatayım. Siz bunları eleştirince size "Zındık" diyorlar. Bunları savunan yobaz kesime soruyorum "Kur an böyle birşey diyor mu?" Kuran demiyor ise, siz kim oluyorsunuz da ALLAH adına böyle şeyler uyduruyorsunuz?! Nisa Suresi 32 Allah ın, bir kısmınıza bir kısmınızdan farklı olarak lütfettiği şeyleri isteyip durmayın. Erkeklere kendi kazandıklarından bir pay var; kadınlara da kendi kazandıklarından bir pay var. Allah tan, O nun lütfunu isteyin! Allah, herşeyi iyice bilmektedir. Bu ayet ile yukarıdaki verdiklerimizi nasıl bağdaştırıyorsunuz? Bakın, o zamanın uleması ne demiş İmam Gazali ile ilgili. Iyaz b. Musa ebu l Fazl el Yahsubi es Sebti el Maliki, meşhur ismiyle Kadı Iyaz, 1083 te Septe de doğmuş ve özellikle fıkıh, hadis sahasında tanınmış bir İslam alimidir. Maliki mezhebine müntesiptir. Kadı Iyaz Gazali icin şöyle demiştir: Şeyh ebu Hamid el-gazali kendisi hakkında çok kötü haberler olan ve korkunç kötü kitapları olan biridir. Sufilikde çok ileri gitmiş, sufiliğin savunucusu ve davetçisi olmuş ve bu hususta meşhur kitaplar kaleme almıştır. -

Kitaplarındaki bazı bölümler, kendi aleyhinde değerlendirilmiş ve ümmet onun kötü biri olduğuna hükmetmiştir. Allah onun gerçek durumunu bilendir. Sultanın emri ve batıdaki ulemanın fetvası onun kitaplarının yakılması ve bu kitaplardan uzak durulmasıdır. Bu emir ve fetvaların gereği yapılmıştır. Siyer en-nubela 19/327 Nevevi Nevevi, Receb ayının ilk cuma günü kılınan Regaib namazı hakkında sünnetten midir, yapılması hoş olan bir amel midir yoksa bidat midir diye sorulduğunda şu şekilde cevap vermiştir: - Bu şeytani bir ameldir ve çok şiddetli biçimde eleştirilmiş bir bidattir. Sonra şöyle devam etmiştir: - Birçok ülkede çok sayıda kişi tarafından bu namazın kılınıyor olması yahut Kutul Kulub veya İhyaı Ulumuddin gibi kitaplarda bahsi geçiyor olması seni aldatmasın. Bu hiçbir temeli olmayan bir bidattir. el-miyarul Magrib 1/300 Ibnü l-cevzi el-muntazam isimli eserinde şunları söylemektedir: Gazali İhyayı yazmaya Kudüsde başlamış ve Şam da tamamlamıştır ancak, eserini sufilerin metodu ile yazarak fıkıh kurallarına riayet etmemiştir. Sultan Ali ibni Yusuf ibni Taşfin Dönemin sultanıdır ve İhya nın yakılmasını emretmiş ve yaktırmıştır. Zehebi onun hakkında şöyle der: Cesur, mücadeleci, adil, dinine düşkün, takvalı, erdemli, alimlere saygılı ve alimlerle iştişare eden biriydi. Siyer Alemun Nubela, (20/124). Ali İbni Yusuf İhya yı yaktırdı ve bu kararı döneminin alimlerinin icmasına dayanmaktaydı El-Miyar El-Mureb (12/185)

Hanefilerden bazıları kadının sesinin de avret olduğu görüşündedirler; Fıkhus Siyre sayfa:400 Kur'an da kadın sesi ile hiç birşey geçmez. Kadın sesi avret felan değildir. Bunu iddia eden herkes din adına yalan söylemiş olur. Ebu Hanefi böyle birşey ne söylemiştir ne de istemiştir. Bu tür saçmalıklar sonradan onların adına uydurulmuştur. Peki soruyorum, eve telefon gelince nasıl olacak bu iş? Yahut Süpermarket'de, bakkal'da, iş yerinde nasıl uygulayacağız biz bunu? Yani size göre kadın zaten ne yapsa cehennemlik oluyor. Zavallı kadın başka çaresi yoktur, hangi adımı atsa size göre haram/günah. Kadın konuşsa günah, susu verse günah, yürüse günah, ayakta dursa günah. Oysa Şaafi mezhebine göre kadının sesi avret değildir. Yani şöyle bir tablo çıkıyor şimdi karşımıza. Hanefi mezhebinden olan kadın konuşursa günah işliyor, Şaafi mezhebinde olan kadın konuşursa, aynı işi yapmasına rağmen, günah işlemiyor. Yani Hanefiye göre büyük günah ve hatta bazılarına göre zina! Şaafiye göre gayet doğal. Buyurun Şaafilerin görüşü. Şâfiî mezhebi âlimleri ve diğer müçtehidler şöyle derler: Kadının sesi avret değildir. Çünkü kadın alış veriş yapar, mahkemede şahitlikte bulunur. Bunun için sesini yükselterek konuşmak zorunda kalır. (Tefsîrü Âyâti l-ahkâm, 2: 167.) Ve Hanefi fıkıhının bu görüşüne göre Resülü ekrem efendimiz günah işlemiş oluyor! Niye mi? Şu hadise bakar mısınız lütfen: Amr bin Şuayb rivayet ediyor: Bir kadın yanında kızı ile birlikte Resulullaha (a.s.m.) geldi. Kızın kolunda iki altın bilezik vardı. Resulullah (a.s.m.) kadına sordu: Bu bileziklerin zekâtını veriyor musun? Kadın, Hayır, vermiyorum diye cevap verdi. Bunun üzerine Resulullah (a.s.m.) tekrar sordu: Peki, kıyamette bu iki bilezik yerine Allah ın sana ateşten iki bilezik taktırması hoşuna gider mi? Kadın iki bileziği hemen çıkarıp Resulullaha (a.s.m.) uzattı ve Bunlar artık Allah ve Resulüne aittir dedi (Tirmizî, Zekât: 12.) Şimdi bu kadın hanefi ise yandı, ama Şaafi ise işi kurtardı. Gerçi o zamanlar da mezhepler yokturdu. Peki bu kadın ile konuşan Resülü Ekrem hangi kitaba uyduda konuşmakta bir beis görmedi? Tabii ki Kur'an-ı kerime uydu. Peki bize ne oluyor da, Kur'an'a uyacağımız yerde bir takım uyduruk sözlere uyuyoruz? Cevabı sizin vicdanınıza versin!

Kadınlara yazıyı öğretmeyin. Dikişi ve Nur Suresini öğretin. İbnü l Cevzi, Mevzuat II, 269 Bir kadın kocasından boşanırsa o kadına cennet kokusu haram olunur. Kadınlara Dîni Bilgiler sayfa 61 Peki şimdi şu soruyu soracağım, Hz. Zeyd hanımını boşamıştır, bu durumda Hz. Zeynep anamız cehennemlik midir? Ayrıca boşanmak isteyen ve hır gür cıkaran Zeynep anamızın ta kendisi idi! Kadının yeri soğumadıkça erkek, kadının oturduğu yere oturmamalıdır. Kadınlara Dîni Bilgiler sayfa 24 Nisa Suresi 120 Şeytan, onlara söz verir, ümit verip hayal kurdurur, hurafeye/anlamını bilmeden okumaya iter. Ama o, onlara bir aldanıştan başka hiçbir şey vaat etmez. Evet gördüğünüz gibi kadınlar üzerine uydurulan hadisler, ulema görüşleri, sözler, fıkıh vesaire hepsi Kur'an ile apaçık çelişki içindedir. 1300 yıldır din adına kadınlara zulüm yapılmıştır. Şeriat adına en çok çile çeken hep kadın olmuştur! Kadınlar bizim ile eşitdir, onlar çocuklarımızın anneleri, düştüğümüz yerde bizi ayağa kaldıran melekler, aç olduğumuzda bizi doyuran analar, yolumuzda arkadaşlık yapan dostlar, bizim huysuzluğumuza katlanan derviş sabırlılar, hastalandığımızda bizi iyileştiren hemşireler, yatağımızda bizim üşüdüğümüzü fark ettiklerinde, bağırlarına basan güzeller Kadını nasıl olurda siz domuz ve köpek ile eş tutarsınız? üç şey namazı bozar: köpek, eşek ve kadın mealinde rivayet edilen sözü duyan Aişe, bunu rivayet eden Ebu Hüreyre ye: yazıklar olsun, bizi köpeklerle ve eşeklerle mi bir tutuyorsunuz diyor. Ama Aişe nin bu reddiyesine rağmen bu söz asırlardır Peygamberin sözü diye rivayet edilebiliyor.

Hangi Islam: Hadis sorunu Bir önceki bölümde, nasıl kadınlar hakkında hadisler uydurulmuş olduğunu, az da olsa gördük. Kur an ile apaçık çelişen uydurma sözler öne sürülmüş ve böylece kadına zulüm yapılmıştır. Gelelim şimdi hadisler konusuna. Hadis kelimesi sözlükte söz, haber manasına geldiğini görüyoruz. Sünnet ise izlenen yol, adet. Halk arasında yaygın olarak kullanımına göre Peygamber in söylediği -iddia edilen- sözlere hadis, Peygamber in davranış biçimleri, hareket tarzları olduğu iddia edilen davranışlara ise sünnet denir. Kur an kendisi için ahsen-el hadis yani SÖZLERİN EN GÜZELİ der! İman konusunda Allah kelamı dışında hiçbir söz lekesiz/hatasız omadığı gibi, itibar da edilmemelidir. Bu dinin sahibi Allah ise, sahibinin sözü dışındaki sözlere itibar edilmemesi gerekilir. Bunun yanı süre doğru söz kimden çıkarsa çıksın Kur an bunu red etmez. Misal Yahudiler yahut Hıristiyanlar 2+2 = 4 eder dedi diye, biz bunu red mi edeceğiz? Tabii ki hayır! Hasılı kelam konu iman olunca tek söz sahibi ALLAH'tır, dolayısı ile Kur an ı kerim'dir. Peygambere atfedilen uydurma hadislere bakarsak, ayetlerin ne manaya geldiklerini daha iyi anlarız. Nitekim, bir avuç Peygambere ait olan hadisin/sözün yanı süre milyonlarca hadis/söz uydurulmuştur. Öyle bir hal almıştırki, ulema dahi işin içinden çıkamaz olmuştur! Yine önce biz ayetlere bakalım: Nisa Suresi 87 Allah tır O, ilah yoktur O ndan başka. Hakkında hiçbir kuşku bulunmayan kıyamet gününde, hepinizi muhakkak bir araya toplayacaktır. hadis/söz bakımından, Allah tan daha sadık kim olabilir? A raf Suresi 185 Göklerin ve yerin melekutuna, Allah ın yarattığı herhangi birşeye bakmadılar mı; ecellerinin gerçekten yaklaşmış olabileceğini düşünmediler mi? Peki, bu Kur an dan sonra hangi hadise/söze iman ediyorlar? Yusuf Suresi 111 Yemin olsun ki, resullerin hikâyelerinde, aklını ve gönlünü çalıştıranlar için bir ibret vardır. Bu Kur an, uydurulacak bir hadis/bir söz değildir; aksine o, önündekini tasdikleyici, her şeyi ayrıntılı kılıcıdır. İnanan bir topluluk için de bir kılavuz ve bir rahmettir.

Lokman Suresi 6 İnsanlardan öylesi vardır ki, Allah yolundan bilgisizce saptırmak için hadis/laf eğlencesi satın alır ve onu alay konusu edinir. İşte böylelerine rezil edici bir azap vardır. Casiye Suresi 6 İşte bunlar, Allah ın ayetleridir ki, onları sana hak olarak okuyoruz. Hal böyle iken Allah tan ve onun ayetlerinden sonra hangi hadise/söze inanıyorlar?! Tur Suresi 34 Eğer doğru sözlü iseler, onun benzeri bir hadis/söz getirsinler. Mürselat Suresi 50 Artık bundan sonra hangi hadise/söze iman edecekler? Hadis Kur an'da hadis ve ahadis kipleriyle 28 yerde geçmektedir. (4:42, 78, 87, 140; 6:68; 7:185; 12:6, 111; 18:6; 20:9; 23:44; 31:6; 33:53; 39:29; 45:6; 51:24; 52:34; 53:39; 56:81; 66:3; 68:44; 77:50; 79:15; 85:17; 88:1) Aşağıda Peygamberimiz Muhammed Mustafa nın (salatü selam olsun ona) hadis yazılmasının yasakladığını, dört halifenin de hadis yazılmasının red ettiğini, buna rağmen yine de yazıldığını göreceksiniz. Sakın kimse beni yanlış anlamasın. Peygamberimin ağzından çıkan her söz başımın tacıdır. Ama uydurma hadislerin varlığını inkar edemeyiz. Peki nasıl bileceğiz neyin uydurma olup olmadığını? Mihenk taşınız var, Kur an süzgecinden geçireceksiniz. Kur an süzgecinden geçiyor ise eyvallah, geçmiyor ise zaten Resulullah onu söylemiş olamaz. Bakın HAKKA suresinde ne diyor Rabbimiz: 44. Eğer bazı lafları bizim sözlerimiz diye ortaya sürseydi, 45. Yemin olsun, ondan sağ elini koparırdık. 46. Sonra ondan can damarını mutlaka keserdik. 47. Sizin hiçbiriniz ona siper de olamazdınız. Şimdi bu ayetlerin hitabı olan Abdullah oğlu Muhammed (sav) nasıl olur da kendi hevesine uyarak, Kur an ile çelişen hadisler söyleyebilir?

Demek ki ya hadisler uydurmadır, yahut Peygamber (haşa) yalan söylemiştir. Lakin yalan söylemesi mümkün değil, çünkü yukarıdaki ayet de Uydursa idi hemen can damarını keserdik buyuruyor. Demek ki Kur an süzgecinden geçmeyen hadisler peygamberin değil de, daha çok sonra ki devirlerde uydurulmuş olan sözler olduğu aşikardır. Bunlara en çok karşı çıkanlardan biri İmam-ı Azam idi. İşkenceler altında can veren bu zat, birçok hadisi red etmiştir. Bunu yaptığı için kendisini zındıklıkla suçlamışlar, zindanlara atmışlar ve nihayet zehirleyerek öldürmüşlerdir. Tarihçi Ebu Nuaym el-isfahanî (ölm. 430/1038), Hilyetü l-evliya adlı ünlü eserinde bize bildiriyor ki, saltanat dincileri içinde, İmamı Âzam ın ölüm haberi üzerine verdikleri demeçlerde şunu söyleme hayasızlığını gösterenler bile vardı: Ebu Hanife nin vücuduyla toprağın altını kirleten Allah ı tespih ederiz. Sebeplerin başında, İmamı Âzam ın şu dört tavrı gelmektedir: 1. İmamı Azam İslam da akılcı akımın öncülerinden biridir. Akılcılığı öne çıkarmak, her devirde saltanat dincileri tarafından en büyük günah olarak görülmüştür. 2. İmamı Âzam, Hz. Muhammed dışında eleştirilmez kişi, Kur an dışında eleştirilmez kitap kabul etmiyordu, 3. Hadis diye nakledilen sözlerin Kur an a aykırı olanlarına Peygamberimizin sözü olarak itibar etmiyordu. Ona göre, tartışmasız biçimde ve her kelimesiyle Hz. Peygamber in sözü olan hadislerin (mütevâtır hadislerin) sayısı onyedi tanedir. Ötekilerin tümü az veya çok, şu veya bu yönden tartışmaya açıktır. 4. Dine sonradan sokulan kabullere (bid atlara) şiddetle karşı çıkmıştır. 1 İmam Âzam Ebu Hanife şu ölümsüz tespiti yapıyor: Kur an ın onaylamayacağı bir hadis rivayet eden kişiye yaptığım ret; Peygamberimize yapılmış bir ret ve O nu tekzip değildir. O, ancak bâtıl bir haberi Peygamber e isnat edene yapılmış bir reddir. İtham, Peygamberimize için değil, onun için söz konusudur. Hz. Peygamber in söylediği her şeyin başımızın ve gözümüzün üstünde yeri vardır. 2 Buharî, et-târîhu l-kebîr adlı eserinde, İmamı Âzam ı, İslam a zarar veren sapık mezheplerden birinin mensubu olarak nitelemektedir.3 Bunu bilen dinciler sizin okuyup araştırmanızı istemezler. Araştıran beyin, sorgular! Sorgulayan beyin kanmaz! Kanmayan beyin din ve siyasetde yalanları aldığı gibi duvara çarpar!

Dini istismar eden, çıkarı için dini kullanan şahsiyetler hiç böyle bir beyin istermi sizce? Tabii ki onlar istemeyeceklerdir. Şimdi gelelim bazı gerçeklere. 1) Peygamberimizin hadisler konusunda söyledikleri: Ebu Said El Hudri demiştir ki; Ben ALLAH ın elçisinden sözlerini yazmak için izin istedim.ama o, benim bu talebimi redderek buna izin vermedi. (Takyid El İlim) Benden Kur an dışında hiçbir şey yazmayın. Kim benden Kur an dışında bir şey yazmışsa imha etsin. (Müslim, Sahihi Müslim Kitab-ı Zühd, Hanbel, Müsned 3/12, 21, 33) Darimi deki hadis ise şöyledir: Sahabe Allah ın elçisinden sözlerini yazmak için izin istediler. Ancak onlara izin verilmedi. (Darimi, es-sünen) İbni Hanbel Müsned isimli kitabında Abdullah İbni Ömer den bir hadis nakleder: Birgün ALLAH ın elçisi geldi ve sanki yakında bizi terkedecekmiş gibi; Ben aranızdan ayrıldığımda (ölümümden sonra), ALLAH ın kitabına sarılın. O neyi yasaklamışsa ondan kaçının ve o neyi helal etmişse onu helal kabul edin. dedi. Ebu Hureyre dedi ki; ALLAH ın elçisine bazılarımızın hadis yazdığını haber vermişler.o da bizi mescidin avlusunda topladı ve Sizin yazdığınızı duyduğum şu kitaplar da nedir? Ben sadece bir insanım.her kimde böyle bir yazı varsa, buraya getirsin. Ebu Hureyre; Biz de onları topladık ve ateşte yaktık demiştir. ( Takyid El İlim isimli meşhur kitaptan) Hadis İlmi isimli meşhur eserinde İbni El Salah, Ebu Hüreyre den bir hadis nakleder:ebu Hüreyre demiştir ki; Birgün biz Peygamberin hadislerini yazarken o çıkageldi ve ne yapıyorsunuz? diye sordu. Senden duyduğumuz hadisler, ey ALLAH ın elçisi dedik.o da, ALLAH ın kitabından başka bir kitap mı? dedi Biz, Senden bahsetmeyelim mi? deyince O; benden bahsedin.ama yalan söyleyen cehenneme gider dedi. Ebu Hureyre dedi ki; Biz de yazmış olduğumuz hadisleri topladık ve ateşte yaktık

Tirmizi den de bunu öğrenebiliriz: Allah elçisinden sözlerini yazmak için izin istedik, bize izin vermedi. (Tirmizi, es-sünen, K. İlm, sayfa 11) İbni Hanbel den: Peygamberin en yakın vahiy katibi olan Zeyd, onun vefatından 30 yıl sonra Halife Muaviye yi ziyaret eder ve ona Peygamber hakkında bir olay anlatır.muaviye bu hikayeden hoşlanır ve Zeyd e onu yazmasını emreder.fakat Zeyd der ki: ALLAH ın elçisi kendi sözlerini (hadis) asla yazmamamızı emretti. İbni Said El Hudri ALLAH ın elçisinden bildirmiştir ki; Benden Kur an dışında bir şey yazmayın.kim Kur an dışında birşey yazdıysa onu yoketsin. Helal, Allahın, Kitabında helal kıldıklarıdır. Haram da Onun, Kitabında haram kıldıklarıdır. Hakkında bir şey söylemeyip sustuğu şeyler de affettiklerindendir. (Tirmizi, Libas: 6, İbn-i Mace, Atime: 60) Görüldüğü gibi hadisler ve rivayetler de, Resulullah kendi hadislerinin/sözlerinin yazılmasını yasaklamıştır. Şu soru geliyor hemen akıllara Madem Peygamber bunu yasaklamıştır, peki o zaman bu kadar hadisi nasıl olduda yazdılar?. Diyelim ki bu hadisler uydurmadır, o zaman en sahih kabul edilen kitaplarda bulunan hadislere ne kadar güven kalır? Yahut bunlar sahihtir diyelim, o zaman öteki yazılan hadisler peygamberin emri dışında yapılmış olmaz mı? Yani Peygamberin sünnetini red ediyor diye bizleri kafirlikle suçlayan zihniyet, bu hadislere göre Peygamberin en büyük sünnetini, en önemlisini izlememiş olmuyorlar mı? Yukarıda ALLAH'ın ne dediğini yazdık, aşağıda Resülü ekremin sözlerini gösterdik. Şimdi de Halifeler ne yapmış ve ne demişler ona bakalım mı? Buyurun bakalım:

2) Halifelerin hadis karşısında gösterdikleri tavır: a) Halife Ebubekr: Ebubekir, Peygamberimiz in vefatından sonra halkı toplamış ve onlara şöyle demiştir: Sizler Allah ın elçisinden farklı hadisler naklediyorsunuz. Bu durumda sizden sonrakiler daha büyük anlaşmazlıklara düşecektir. Allah ın elçisinden hiçbir hadis nakletmeyin. Sizden hadis nakletmenizi isteyenlere deyiniz ki: İşte Allah ın Kitabı, aranızda onun helalini helal kılın, haramını haram görün. Zehebi, Tezkiratul Huffaz 1/3, Buhari 1.cilt Görüldüğü gibi Halife Ebubekir aynen Resülü Ekremin izlediği yolu izlemiş, hadis yazılmasını red etmiştir, daha doğrusu yasaklamıştır. b) Halife Ömer Ebu Hüreyre nin çok hadis rivayet etmesi Ömer b. Hattâb ı endişeye düşürmüş, elindeki çubuğuyla ona vurarak şunu demiştir: Ey Ebâ Hüreyre, fazla hadis rivayet ediyorsun. Rasul (s) e yalan isnat etmenden korkuyorum. Ömer bunu söyledikten bir müddet sonra hadis rivayetine son vermezse kendisini Devs yurduna sürgün edeceğini vaadetmiştir. İbn Asâkir, Sâib b. Yezîd den şunu nakletmiştir: Allah Rasulü nden hadis naklini muhakkak bırakacaksın. Yoksa seni Devs e sürerim! Ömer diğer şehirlerdeki sahabelere de mektuplar yazarak ellerinde yazılı bulunan hadis mecmualarını yok etmelerini istedi. İbni Abdil Berr, Camiul Beyanil İlm ve Fazluhu 1/64-65 Büyük muhaddis Reşîd Rıza da bu hususta şöyle demiştir: Eğer Ömer (r) in ömrü Ebu Hüreyre nin ölümüne kadar olsaydı bize bu kadar çok hadis ulaşmazdı. 6 Hadisler Ömer döneminde çoğalmıştı. Ömer halktan beraberlerinde bulunan hadis sayfalarını getirmelerini istedi. Sonra bunların yakılmasını emrederek şunu söyledi: Kitap Ehli nin Mişna sı gibi Müslümanların Mişna sıdır bunlar. İbni Sad/Tabakat 5/140