Türkiye Kurgusal Duruşma Yarışması Finali Yapıldı

Benzer belgeler
TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ

Sayın Konuklar; Saygıdeğer konuklar,

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu..

BİR AVUKAT YANINDA AYLIKLI OLARAK ÇALIŞAN AVUKATIN DURUMUNUN AVUKATLIK YASASI AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. Adalet Programı. Yargı Örgütü Dersleri

T.C. YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI Basın Bürosu Sayı: 19

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO HBYS Programı. Yargı Örgütü Dersleri

TED İN AYDINLIK MEŞALESİNİ 50 YILDIR BÜYÜK BİR GURURLA TAŞIYAN OKULLARIMIZDA EĞİTİM ÖĞRETİM YILI BAŞLADI

Uluslararası İlişkiler ULUSLARARASI İLİŞKİLER

TBB BAŞKAN YARDIMCISI VE EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANI AV

TEMEL HUKUK DERS NOTLARI SON HAFTA. Öğr. Gör. Erkan ÇAKIR

İÇİNDEKİLER. A. Bülent Gürel (Üsküdar Hakimi) Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararları Yargıtay Hukuk Daireleri Kararları

HAKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU DEĞİŞİKLİK TEKLİFİ HAKKINDA BİLGİ NOTU

MACARİSTAN SUNUMU Dr. Csaba UJKERY

81 İl Müdürü Ankara da (1)

Sayı: Ankara, 24 /03/2014 ANKARA İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI NA

VİYANA BAŞKANLAR TOPLANTISI ÜLKE RAPORU (2009)

TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ BARO BAŞKANLARI TOPLANTISI. 17 Ocak 2015

HALKIN DOKTORLARINDAN KORKUYORLAR

ULUSLARARASI KONFERANS TÜRK CEZA ADALET SİSTEMİNE İLİŞKİN DURUM DEĞERLENDİRMESİ

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. Adalet Programı Adalet Meslek Etiği Dersleri

TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ 32.OLAĞAN GENEL KURULU

BURDUR VE ISPARTA OSB LERİ İÇİN ATIKSU ARITMA TESİSİ YAPIMI İLK ADIM ATILDI

Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın. Dizeleriyle başladı.

Strateji Geliştirme Başkanı Sayın Alpaslan AZAPAĞASI konuşmalarında, günümüzde hukuk fakültesi öğrencilerinin meslek yaşamına girmeden uygulama ile ta

Gündemde Öne Çıkanlar

Devletin Şefleri Cumhurbaşkanları

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ 5 KISALTMALAR 21

7. dönem çalışma raporu SOSYAL ETKİNLİKLER. EMO Kocaeli Şubesi

HUKUKSAL ETİK (LEGAL ETHICS) DERS NOTLARI

DERSİMİZİN TEMEL KONUSU

(DEÜ Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Bölümü Anayasa Hukuku Anabilim Dalı)

20. RİG TOPLANTISI Basın Bildirisi Konya, 9 Nisan 2010

ULUSAL ÇALIŞTAY SONUÇLARI

Cumhuriyet Halk Partisi

İ Ç İ N D E K İ L E R

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX

Türkiye-Almanya Sosyal Güvenlik Sözleşmesi nin 50 nci Yılı Konferansı Ankara da Düzenlendi

Başbakan Yıldırım, 39. TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği ne gelen çocukları kabul etti

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

HUKUK VE ADALET DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI (Ortaokul 6, 7 veya 8. Sınıf)

AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ SANDIKLI UYGULAMALI BİLİMLER YÜKSEKOKULU

ALTINCI BÖLÜM. Ziyaretler

Prof. Dr. Hakan Pekcanıtez Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi - Komisyon Bașkanı

Uygulanacak ekonomik politikalar, istihdam ve üretime öncelik tanımalı, politikaların temelini insan oluşturmalıdır.

VII. ULUSLARARASI BALKAN BÖLGESİ DÜZENLEYİCİ YARGI OTORİTELERİ KONFERANSI MAYIS 2012, İSTANBUL

Karaman Ticaret ve Sanayi Odası. Ocak Ayı Bülteni

Baromuzun 33. Olağan Genel Kurulu na hoş geldiniz. Sizleri Kocaeli Barosu Yönetim Kurulu adına, şahsım adına saygı ve sevgilerimle selamlıyorum.

ÖZETLE. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

Emeğin İktidarını Birlikte Kuracağız

Amerika Birleşik Devletleri nin saygın yüksek öğretim kurumlarından Yale Üniversitesi nde tarih bölümü öğretim üyesi olarak çalışan ve eski LGBT

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu

Aile Bülteni. ANKA Çocuk Destek Programı nın Tanıtımı Yapıldı. aile.gov.tr

KURULUŞ: Madde 2. Ankara Barosu Avukat Hakları Merkezi, Ankara Barosu Yönetim Kurulu kararı ile kurulur ve üyeleri atama yolu ile belirlenir.

DEMOKRASİ VE SAYDAMLIK ENSTİTÜSÜ

Emekliler Gelecek Stratejileri Konferansı

DTİK TÜRK GİRİŞİMCİLER KURULTAYI. Gala Yemeği Konuşması. Ömer Cihad Vardan, DEİK Başkanı. 26 Mart 2016, İstanbul

Türk dünyası, bilişim alanında ortak terimler kullanmalı

ALO 170 Sivas ta Hizmet Vermeye Başladı

1.TEOG Öncesi Test Çözüm Teknikleri ve Son 2 Haftayı Nasıl Değerlendirmeliyiz.

1.- GÜMRÜK BİRLİĞİ: 1968 (Ticari engellerin kaldırılması + OGT) 2.- AET den AB ye GEÇİŞ :1992 (Kişilerin + Sermayenin + Hizmetlerin Serbest Dolaşımı.

Yorumluyorum. Ceza Hukuku Perspektifinden Güncel Olaylara Bakış

Başkent Üniversitesi nde Mezuniyet Coşkusu

DİNÇEROĞLU AVUKATLIK BÜROSU A V U K A T HÜSEYİN ENİS DİNÇEROĞLU & ESRA AKKOÇ YAREN AHMET ŞEREF UYANIK & ELİFCAN TEKELİ STJ. AV.

Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü TÜRK ANAYASA DÜZENĐ BAHAR DÖNEMĐ ARA SINAVI CEVAP ANAHTARI

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir.

Meclis'te sık sık. Babası yoksa

TÜRKİYE ADALET AKADEMİSİ GENEL KURULUNUN TOPLANTI, ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Şehit yakınları ve gaziler için iş kurası

CHP İLÇE BAŞKANI RECAİ SEYMEN TEKRAR ADAY

Haber Bülteni. Yeni Seçilen Üyelerin TBMM Başkanı Sayın İsmail KAHRAMAN ı Ziyareti. Sayı: 236 Yıl:20. Temmuz 2016

Yrd. Doç. Dr. Münevver Cebeci Marmara Üniversitesi, Avrupa Birliği Enstitüsü

TÜRKİYE DE KADINLARIN SİYASAL HAYATA KATILIM MÜCADELESİ VE POZİTİF AYRIMCILIK

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

MAREŞAL FEVZİ ÇAKMAK İLKOKULU ETİK KOMİSYONU FAALİYET PROGRAMI

ANAYASA DERSĐ ( ) ( GÜZ DÖNEMĐ YILSONU SINAVI) CEVAP ANAHTARI

PROFESYONELLER SEMİNERİ: COMPLIANCE

ANTALYA SERBEST MUHASEBECĐ MALĐ MÜŞAVĐRLER ODASI ODA ĐÇ YÖNETMELĐĞĐ

SURİYE TÜRKMEN PLATFORMU I. TOPLANTISI ONUR VE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ SONUÇ BİLDİRİSİ

Yeni Göç Yasas Tecrübeleri

40 yılı aşkın bir süre, önce öğrenci, sonra değişik unvanlarla öğretim elemanı ve

ÜYE ADAYI BAŞVURU FORMU

ANAYASA HUKUKU DERSİ

Değerli misafirler, Kıymetli iş insanları... Basınımızın değerli temsilcileri... Hanımefendiler... Beyefendiler...

Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 60

Saygılarımızla, Genç Barış İnisiyatifi Derneği adına, M. Emre Akkaş Genel Başkan

TÜRK YARGI SİSTEMİ YARGITAY Öğr. Gör. Ertan Cem GÜL MYO Hukuk Bölümü Adalet Programı

İşten Atılan Asil Çelik İşçilerinin okuduğu basın açıklaması: 15/03/2012

KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ KARİYER MERKEZİ YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

1982 ANAYASASI, ANAYASANIN HAZIRLANMASI, KABUL EDİLMESİ VE TEMEL İLKELERİ

ANAYASA MAHKEMESİ NE BİREYSEL BAŞVURU YOLU AÇILDI

Yerel Demokrasi, Yerel Hukuk ve Evrensel Değerler

ANTALYA SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ODA İÇ YÖNETMELİĞİ

Türkiye de Adalete Erişim için Adli Yardım Uygulamalarının Geliştirilmesine Destek Projesi

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ ÖĞRETİM YILI II. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ DERS TARİHİ 1. DERS SAATİ 2.

DTİK TÜRK GİRİŞİMCİLER KURULTAYI. Açış Konuşması. Ömer Cihad Vardan, DEİK Başkanı. 26 Mart 2016, İstanbul

Transkript:

barobirlik İÇİNDEKİLER 02 Türkiye Barolar Birliği Başkanı Avukat Prof. Dr. Metin Feyzioğlu nun 2014-2015 Adli Yılı Açılış Konuşması Sahibi Türkiye Barolar Birliği Adına Av. Prof. Dr. Metin Feyzioğlu Türkiye Barolar Birliği Başkanı 18 Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Av. İ. Güneş Gürseler TBB Genel Sekreteri Türkiye Kurgusal Duruşma Yarışması Finali Yapıldı Editör Özge Şener Grafik-Tasarım Mustafa Horuş İletişim Adresi Oğuzlar Mah. Barış Manço Cad. Av. Özdemir Özok Sok. No: 8 06520 Balgat - ANKARA Tel: 0 312 292 59 00 Faks: 0 312 286 55 65 E- Mail yayin@barobirlik.org. tr Aylık yayımlanan Yerel Süreli Yayın Basım tarihi : 30 Eylül 2014 Baskı Şen Matbaa 0 [312] 229 64 54 Özveren sok. 25/B Demirtepe/ANKARA 32 Ergene Derin Deşarjı ve Marmara Denizi İnceleme Gezisi Yapıldı SAĞLIKLI BİR ÇEVREDE YAŞAMAK HERKESİN HAKKIDIR Türk Dili Konuşan ve Akraba Ülkeler Avukat Örgütleri Birliği Kuruluş Çalışmaları Kapsamında Yuvarlak Masa Toplantısı Yapıldı DOSYA Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu nda (HSYK) Seçime Giderken 24 35

HABERLER TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ BAŞKANI AVUKAT PROF. DR. METİN FEYZİOĞLU'NUN 2014-2015 ADLİ YILI AÇILIŞ KONUŞMASI Sayın Yargıtay Başkanı, Anayasa Mahkemesi nin Sayın Başkanı, Ana muhalefet partisinin Sayın Genel Başkanı, Danıştay ın, Uyuşmazlık Mahkemesi nin, Askeri Yargıtay ın, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi nin sayın başkanları, HSYK nın Sayın Başkanı, Yurttaşlarımıza, Ankara da hâkimler var dedirten yüksek yargı organlarının sayın başkan ve üyeleri, Her yurttaşın güvenli limanı olması gereken adliyelerimizin sayın hâkim ve savcıları, Tarih boyunca özgürlükler mücadelesinin lokomotifi olmuş gurur, duyduğum avukat meslektaşlarım, Sayın basın mensupları, Sayın misafirler, Hanımefendiler, beyefendiler; Hepinizi, Türkiye Barolar Birliği nin yönetim, disiplin ve denetim kurulları, yetmiş dokuz baromuz ve seksen dört bin hak savaşçısı avukat adına saygıyla selamlıyorum. 30 Ağustos Zafer Bayramımızı kutluyor, bağımsızlığımızı, cumhuriyetimizi ve cumhuriyetin temsil ettiği çağdaş değerlerimizi borçlu olduğumuz Büyük Atatürk ü, silah arkadaşlarını, Türkiye Cumhuriye- 2 barobirlik

HABERLER ti ni kuran tüm devlet adamlarını ve şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum. Bugün 1 Eylül Dünya Barış Günü. Bölgemiz kan gölüne dönmüş durumda. Mezhep savaşları almış başını gitmişken, mezhebi, dini ya da ırkı gerekçe gösterilerek insanlar katledilir, ırzına geçilir, köle yapılır, açlığa, susuzluğa, kavurucu sıcağa dünyanın gözü önünde terk edilirken, barıştan söz etmek ne kadar zor. Yine de umudumuzu yitirmeyecek, barış için mücadeleye devam edeceğiz. Bu noktada, önce sınırlarımızın hemen ötesine bakıp, başta mezhepçiliği reddeden, özgürlükçü laiklik ve eşit yurttaşlık olmak üzere sahip olduğumuz Cumhuriyet değerlerinin kıymetini bileceğiz. Ardından çok özlediğimiz toplumsal barışa ulaşmak için konuşacağız, tartışacağız. Ortak geçmişimizin ve geleceği birlikte yaşama ülkümüzün altını çizecek, ayrışmak yerine birbirimizi nasıl tamamladığımızı ortaya koyacağız. Bütün bunları, yargının güven altına aldığı temel haklarımızı kullanarak yapacağız. Bugün burada, bu çatı altında buluştuğumuz veya buluşamadığımız herkesle, aynı şanlı bayrağın altında, aynı vatan topraklarında birlikte yaşıyoruz. O yüzden, birbirimizi dinleyeceğiz, birbirimizden öğreneceğiz. Önerilerden ve eleştirilerden yararlanıp, ülkemiz adına el ele daha güzel işler yapacağız. Değerli Dinleyenler; Adalet, mülkün yani ülkenin temelidir. Demek ki yargının kurucu unsuru olan avukatlar, hâkimler ve savcılar bu ülkenin temel taşları arasındadır. Adalet ülkenin temeli olduğuna göre; yargı camiasını, avukatları, hâkimleri, savcıları düşman ilan etmek, yargıyı itibarsızlaştırmak, devleti temellerinden sarsmaktır. Bu güzel ülkenin kahraman, fedakâr, asil, namuslu, vicdanlı avukatları, hâkimleri, savcıları; Düşmanımız kin ve keyfiliktir bizim. Biz ise kin tutmayız, keyfilik yapmayız. Biz biliriz ki ilim ve sanat, takdir edilmediği yerden göç eder. Oysa ilimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır. Sanat olmazsa, hepimiz tek renge, tek sese mahkûm oluruz. Aydınlık bir gelecek ancak bilimle, fenle ve sanatla mümkündür. Adalet ise bütün bunların, öyleyse geleceğimizin güvencesidir. Yargıya, dolayısıyla adalete, dolayısıyla ülkenin temellerine ve geleceğine yönelmiş açık ve yakın en büyük tehlike keyfilik tir. Devlet benim keyfiliğidir. Ben ne dersem o olur keyfiliğidir. Sadece benim istediğimi düşünebilirsin, söyleyebilirsin, yazabilirsin keyfiliğidir. Benim istediğim gibi karar vermez, benim işime geldiği gibi düşünmez, benim dediğimi yapmazsan seni hain ilan ederim, hedef gösteririm keyfiliğidir. Benim adamımsan idarenin her düzeyinde işin istediğin gibi yürür, benden değilsen insanca yaşama hakkın dahi yoktur keyfiliğidir. Anayasa yı tanımam, kanunu hiç tanımam keyfiliğidir. Yasama da, yürütme de, yargı da benim olsun, benim değilse hain olsun keyfiliğidir. Çağdaş dünyada sınavsız avukatlık neredeyse kalmamışken, hukuk devleti açısından zorunlu olan avukatlık sınavını, Anayasa Mahkemesi nin kararına rağmen yeniden düzenlememe keyfiliğidir. Avukatların, yargının kurucu unsuru olduğunu bir türlü içe sindirememe keyfiliğidir. barobirlik 3

HABERLER Avukatı dışlamak yoluyla avukatın savunduğu yurttaşı sistem dışına çıkarma keyfiliğidir. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın demek yerine, vatandaşı devlete hizmetkâr yapma keyfiliğidir. Her yapılan eleştiri ve öneriye geçmişte de böyle değil miydi diye cevap verip, vatandaşa daha iyiyi, daha güzeli çok görme keyfiliğidir. Bu keyfiliklere karşı Türkiye Cumhuriyeti nin kurumları dik duracaktır. Yüksek yargısından ilk derece yargısına kadar, buralarda görev yapan binlerce vicdanlı ve namuslu avukat, hâkim ve savcı dik duracaktır. Binlerce cesur avukat, hâkim ve savcı, hukuk dışı her müdahaleye hayır diyecektir. Hayatlarını hukukun üstünlüğüne adamış binlerce avukat, hâkim ve savcı, bu güzel ülkenin her köşesinde, insanlarımıza eşit yurttaş olmanın mutluluğunu yaşatacaktır. Binlerce meslektaşımız; Soma daki ve yurdun dört bir yanındaki iş cinayetleriyle, Gezi de öldürülenler, gözlerini yitirenlerle,baskıya uğrayan gazetecilerle, istismar edilen, katledilen çocuk ve kadınlarla, TEOG Sınavı nın mağdur ettiği gençlerimizle,yok edilen çevreyle ilgili davalarda ve yurttaşlarımızın açtığı ya da yargılandığı yüzbinlerce davada dik duracaklar, adalet dağıtacaklar. Bizler, el ele vereceğiz; hep birlikte, insanlara güven veren, adalet dağıttığına inanılan bir sistemi inşa edeceğiz. Hâkim bağımsızlığını ve tarafsızlığını, savcı teminatını, avukatların mesleklerini Adalet Bakanlığı baskısı olmaksızın icra edebilmelerini sağlayacağız. Yargının kurucu unsurlarının birlikte çalışmalarını sağlayarak, adil yargılama yapmalarını, böylece gerçeği gerçek olmayandan, suçluyu suçsuzdan, haklıyı haksızdan ayırt etmelerini mümkün kılacağız. Yargının kendi içindeki keyfiliklerin hesabını, yargı bağımsızlığı ilkeleri çerçevesinde verebilir hale gelmesini temin edecek bir düzeni kuracağız. Kişilere göre şekillenmeyen, çağdaş dünyanın ihtiyaçlarına çözüm üreten bir yargı sisteminin zorunlu olduğunu tüm topluma ve siyasi partilere anlatacağız. İşte bunu başardığımız gün, yargı mensuplarının ve kamu görevlilerinin cesaretine bel bağlayan bir toplum olmaktan çıkıp, her bireyin sisteme güvendiği, sistem içindeki kişilerin ne yapacağını bildiği ve böylece hukuki güvenliğe sahip olduğu çağdaş, demokratik bir toplum olacağız. İşte o gün, Cumhuriyet in kuruluş idealini el birliğiyle gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşayacağız. Sayın Başkan, sayın meslektaşlarım, hanımefendiler, beyefendiler; Bugün, savunma hala baskı altındadır. Avukatlar, mesleki faaliyetleri nedeniyle soruşturulmakta ve kovuşturulmaktadır. Avukatın görevi, insanların haklarını, onların kullanımına sunmaktır. Şu halde avukat, toplum içinde yaşayan insanı birey yapan meslek mensubudur. Avukatın hak ve yetkilerine veya avukatın doğrudan doğruya yaşamına ya da vücut bütünlüğüne yönelen her saldırı, aslında bu ülkede yaşayan herkesin temel haklarına yönelmiştir. Rejimi ne olursa olsun bütün devletlerde uyuşmazlıkları çözmek üzere kurulmuş mahkemeler vardır. Ancak sadece demokratik hukuk devletlerinde etkin ve yargının kurucu unsuru niteliğini taşıyan bağımsız savunmadan söz edilebilir. Etkin ve bağımsız savunmanın olmadığı rejimlerde, hâkimler ve savcılar idarenin memurlarından ibarettirler. Değerli dinleyenler; Avukatların meslek alanı sürekli olarak daraltılmakta, münhasıran avukatlar tarafından yerine getirilebilecek faaliyetlerin sayısı giderek azaltılmaktadır. Etkili sosyal güvencemiz hala yoktur. Kontrolsüz açılan hukuk fakültelerinden yeterli eğitimi almamış hukuk fakültesi mezunları sınavsız bir şekilde avukatlık stajına başlayıp kolaylıkla avukat olmakta, sonuçta hem hizmetin kalitesi düşmekte hem de avukatlar büyük ekonomik zorluklara sürüklenmektedir. Hukuk fakültelerinin açılması ve müfredatlarının belirlenmesi konusunda buradan Yüksek Öğretim Kurulu na işbirliği çağrımızı tekrarlıyoruz. Türkiye Barolar Birliği olarak geçtiğimiz dönemde, bütün baroların ve ilgilenen avukatların katkısını sağlayarak çağdaş bir kanun taslağı ortaya koyduk. Bu taslak, yapılacak değişikliklerde esas alınmalıdır. TBMM de katılımcı süreç işletilmeden, ben yaptım oldu zihniyeti ile karşımıza getirilecek kanun tasarısı veya gece yarısı teklifleriyle Avukatlık Kanunu nun değiştirilmesinin, hukuk devletine ve huzurlu bir toplumsal yaşama ağır darbe vuracağını ifade etmek istiyorum. Avukatlık Kanunu nun 46/2. maddesinin açık hükmüne rağmen, avukatın Yargıtay da dosya görme- 4 barobirlik

HABERLER sini vekâletname ibrazına bağlayan Yargıtay Başkanlar Kurulu nun hukuka aykırı idari işleminin geri alınmasını geçen yıl bu kürsüden talep etmiştik. Herhangi bir gelişme olmamasını üzüntüyle karşılıyorum. Değerli meslektaşlarım; Keyfilikten kaynaklanan sistemsizlik sorunu, bizim en önemli meslek sorunumuzdur. İster avukat, ister hâkim, ister savcı olalım bütün meslek sorunlarımızın özünde, hukukun üstünlüğünü tanımayanların, üstünlerin hukuku peşinde koşanların sebep olduğu bu keyfilik vardır. Mesleğimizin itibarı, devletin tüm erklerinin ve kurumlarının hukuka saygılı olmanın gereğine inanmış olmasına bağlıdır. Alın terimizin değeri, hukuk devleti olmamıza bağlıdır. Yatırımcının daha çok yatırım yapması, daha çok iş ve istihdam yaratılması, işsizliğin ortadan kaldırılması, işçi, memur, köylü, kentli, öğrenci, kadın, erkek, genç, yaşlı, emekli herkesin geleceğe güvenle bakması, kendini güvende hissetmesi, hukukun üstünlüğünün sağlanmasına bağlıdır. Ortadoğu kan gölüne dönmüş, mezhep savaşları sınırlarımıza dayanmış, her gün insanlık katledilirken, Türkiye nin başka devletleri, onların kamuoylarını ve uluslararası örgütleri harekete geçirerek bu vahşeti durdurması, kendi içimizde insan haklarını gerçekleştirmemize bağlıdır. Değerli meslektaşlarım; Devletleri, keyfilik yapan idareciler yok eder. Milletleri, keyfilik yapan idareciler felakete sürükler. Devlet idarecilerini tarihe altın harflerle geçiren; dönemlerinde yapılan yollar, köprüler, binalar değil, keyfilik yapıp yapmadıkları, adaleti hakim kılıp kılmadıklarıdır. Çünkü adaletsizlik nedeniyle insanların çektikleri acılar, yapılan inşaatları gölgede bırakır. Keyfiliğin panzehiri, hukukun üstünlüğünü savunmaktır. Haksızlıklara karşı, haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yapılırsa yapılsın birlikte tavır almaktır. Gün, bugündür. Gün, hukukun üstünlüğü için avukat, hakim ve savcıların kenetlenmesi günüdür. Gün, Cumhuriyet devriminin ışıklı yolunda demokrasi ve özgürlükler için omuz omuza mücadele etme günüdür. Bu mücadele elbette kazanılacaktır. Çünkü özgürlük daima kazanmıştır. Yeni adli yılın tüm yargı mensuplarına, çalışanlarına ve adalet bekleyen tüm yurttaşlarımıza hayırlı olmasını diliyorum. En içten saygılarımla. barobirlik 5

MAKALE TBB nin ilk Genel Kurulundan Bugüne ADLİ YIL AÇILIŞI Av. Atila Sav Türkiye Barolar Birliği Önceki Başkanı Adli yılın açılışında Yargıtay Birinci Başkanı nın bir konuşma yapması geleneği 1943 yılında Sayın Halil Özyörük tarafından başlatılmıştır. O tarihte yüyürlükte olan 1224 sayılı Temyiz Mahkemesi Kuruluş Kanunu nda böyle bir hüküm bulunmamakta idi. Daha sonra 1973 yılında yürürlüğe giren Yargıtay Kanunu nun 52. maddesi bu konuda bir hüküm getirdi. Yasa, birinci başkanın, adli yılın açılışında bir söylev vermesini öngörmektedir. Bu toplantı bir tören olmadığı, bir çalışma evresinin başlaması amacıyla öngörülmüş bir toplantıdan ibaret olduğu halde kimi seçim dönemlerinde toplantı yapılmadı. Bunun dışında gelenek günümüze kadar sürdü. Adli yıl açılışı toplantısına Türkiye Barolar Birliği nin katılışı: Bilindiği üzere, Türkiye Barolar Birliği nin İlk Genel Kurulu 9-10 Ağustos 1969 da Ankara da yapıldı. 1136 sayılı Kanun un geçici 10. maddesine uygun olarak yapılan bu ilk toplantıda Birlik Başkanı, Birlik Yönetim Kurulu, Disiplin Kurulu ve Denetleme Kurulu üyeleri seçildi. Birlik Başkanlığına Hocamız Avukat Faruk Erem seçildi. Birlik binası olmadığı için, Ankara Barosu nun toplantı odasında yapılan ilk yönetim kurulu toplantısında kuruluşun gereksindiği yerleşme sorunu, bütçe gibi konulardan sonar bazı ilkesel görüşler de tartışıldı. Bunlardan biri hukukun üstünlüğü ilkesini kamuoyuna sunmak ve savunmayı üstlenmekti. Bu temel görüş savunmanın ve baroların bağımsızlığının gereği idi. Bu anlayış doğrultusunda Başkanımız Faruk Hoca adli yıl açılışı toplantısında Yargıtay Birinci Başkanından sonra bağımsız savunmanın sözcüsü olarak Birlik Başkanına da konuşma olanağı tanınmasını önerdi. Yönetim Kurulu, bu konuda gerekli çalışmayı yürütmesi için Başkan a yetki verdi. Başkanımız Faruk Hoca, bu amaçla Yargıtay Birinci Başkanı Ferruh Adalı dan randevu istedi. Adli tatil içinde olmasına karşın kısa zaman sonra olumlu yanıt alındı. Bu tür önemli görüşmelere yalnız gitmeme ilkesini uygulayan Faruk Hoca, Genel Sekreterini de birlikte götürmek istediğini belirtti. (Genel Sekreter bendim) Faruk Hoca ile birlikte gittiğimizde Başkan Ferruh Adalı çok iltifatkar sözlerle TBB nin kuruluşundan duyduğu memnuniyeti belirtti. 6 barobirlik

Başkanı görevi nedeniyle kutladı. (Ferruh Adalı, babamın dostu idi. Bu nedenle beni de tanıyordu. Beni de kutladı) Kısa bir söyleşiden sonra Faruk Hoca, öneriyi açtı. Ferruh Bey şaşırmadı, olağan karşıladı bile denilebilir. Öneriyi destekleyeceğini söyledi. Ancak bu konuda kararı Başkanlar Kurulu nun vermesi gerektiğini söyledi. Birkaç gün içinde yanıtın verileceğini belirtti. Söyleşi biraz daha sürdü. Başkan Adalı, Faruk Hocayı (ve yanındaki yardımcısını) kapıya kadar uğurladı. Bir ara nasıl bir konuşma yapmak gerektiğini takdirinize bırakıyorum dedi. Birkaç gün sonra Yargıtay Başkanlığı ndan olumlu yanıt geldi. 1969 yılı adli yıl açılış toplantısı Yargıtay ın toplantı salonunda (Yüce Divan Salonu) yapıldı. Ferruh Adalı dan sonra Faruk Hoca savunma mesleğinin bağımsızlığı açısından güçlenmesinde TBB nin önemini vurgulayan kısa bir konuşma yaptı. (TBB nin İlk Genel Kurulu ndan bu yana geçen süre bir ay bile değildi) TBB nin kuruluşundan bu yana kırk beş yıl geçti. Bu süreçte savunmanın yargı bağımsızlığı içindeki gelişimi ve kurucu unsur olarak etkisini artırışı bu konuşmalara yansıdı. 1973 yılında yürürlüğe giren Yargıtay Kanunu nun 52. maddesi adli yıl açılışı toplantılarını kurallaştırıyordu. Birinci başkana bu toplantıda bir söylev verme görevi veriliyordu. TBB başkanları da hep birinci başkandan sonra söz alarak görüşlerini açıkladı. Hukukun üstünlüğü, adalet ve yargı reformu, temel hak ve özgürlüklerin geliştirilmesi, iç hukukta yerini alması, hümanist doktrin açısından ölüm cezasının kaldırılması, erklerin ayrılığı açısından yargı bağımsızlığı, zorunlu savunmanlık gibi temel sorunlar bu konuşmalarda geliştirildi. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi çerçevesinde AİHM e başvuru ve bireysel başvuru yolunun açılmasında savunma mesleğinin yön alıcı etkisi bu konuşmalara hep yansıdı. Yargı bağımsızlığı çerçevesinde savunmanın kurucu unsur olarak işlevini yapması bu tür geleneklerle olgunlaştı. MAKALE 1980 yılında Başkanımız Faruk Erem in görevden ayrılması üzerine toplanan Genel Kurul, Başkanlık görevine beni seçti. 1980, 12 Eylül askeri müdahalesinin yılıdır. İki yılı aşkın sürede hazırlanan yeni Anayasa sürecinde Kenan Evren in devlet başkanlığı döneminde sıkıyönetim uygulamaları yargıya yönelik baskılarda savunma görevi yapan meslektaşlarımız her türlü güçlüğe karşın çalışmalarını sürdürmüşlerdir. (Bu süreçte otuzdan fazla meslektaşın ölümü zorlukların derecesini belli etmektedir) Adli yıl açılış toplantıları devam etmiştir. Her zaman olduğu gibi yargının bağımsızlığı ve savunma hakkının sağlanması görevi yürütülmüştür. Bu süreçte MGK ve Danışma Meclisi nce hazırlanan ve halk oylamasına sunulan Anayasa Tasarısı ile ilgili görüşlerimizi açıklamaktan geri kalmadık. (TBB Olağanüstü Genel Kurulu Anayasa Raporu) barobirlik 7

MAKALE 1983 yılında TBB Başkanlığı na seçilen Avukat Teoman Evren, benim başkan olduğum dönemde yönetim kurulu üyesi ve genel sekreter olarak görev yapmıştı. Bu bakımdan Birlik çizgisini yitirmeden yoluna devam etmiştir. 1989 da TBB Başkanlığı na Avukat Önder Sav seçildi. 6 Eylül 1989 adli yıl açılışında Birlik adına konuşma yapıldı. Ne var ki, 1990 adli yıl açılışı öncesinde bir tutum ve anlayış değişikliği oluştu. Yargıtay Birinci Başkanlığı açış konuşması metnini görmek istediklerini belirtti. Birlik Başkanlığı ve yönetimi bu istemi kabul etmeme kararı aldı. Yargıtay, açılışta Birlik Başkanlığı nın konuşmasına programda yer vermedi. (Yargıtay Başkanı İsmet Ocakçıoğlu idi) Bu durumda TBB Yönetim Kurulu bir alternatif toplantı kararı aldı. Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Salonunda yapılan bu toplantıya TBMM Başkanı, Anayasa Mahkemesi Başkanı, yüksek yargı organlarının üyeleri ile baro başkanları ve temsilcileri katıldı. Bir kısım Yargıtay üyeleri de tepki göstererek alternatif toplantıya katıldı. Böylece alternatif toplantı, resmi açılıştan daha canlı ve dinamik bir ortam yarattı. Savunma mesleğinin dinamizmi ve savaşımcılığı resmi toplantıdan daha canlı bir ortam yaratmıştı. 1991 ve 1992 yılları da alternatif toplantılarla sürdürüldü. 1993 yılında Yargıtay Birinci Başkanlığı na seçilen Müfit Utku eski işbirliğine dönülmesini sağladı. Açış konuşmasında sav-savunma-yargı bütünlüğünün önemini vurgulayan bir konuşma yaparak 1969 dan beri süregelen birlikteliğin önemini belirtti. 1994, 1995 yıllarında da ortak açılış düzeni sürdü. 1996 da Önder Sav ın ayrılması üzerine Başkanlığa Avukat Eralp Özgen seçildi. 2001 e kadar olan dönemde ve onu izleyen Avukat Özdemir Özok döneminde de 2010 yılına kadar ortak açılış geleneği sürdürüldü. 2010 da Özdemir Özok un ölümü nedeniyle Başkanlığa Avukat Vedat Ahsen Coşar seçildi. Gelenek sürdürüldü. 2014 yılı adli yıl açılışında Birlik Başkanı Avukat Prof. Dr. Metin Feyzioğlu nun konuşması da aynı çizgiyi sürdürmektedir. Yargıtay Kanunu nun 52. maddesi şöyledir: Her adli yıl, Ankara da Yargıtay Birinci Başkanının söylevi ile açılır. Birinci Başkanın yokluğunda bu görev başkan vekillerinin en kıdemlisi tarafından yerine getirilir. Açılış söylevinin metni üzerinde daha önceden Başkanlar Kurulunun düşüncesi alınır. Bu hüküm, açılışta savunmayı temsil eden TBB Başkanının konuşması ile oluşan geleneği engelleyen bir sınırlama öngörmemektedir. Gelenek en sağlıklı kuraldır. Cumhuriyet tarihimiz boyunca ve yakın geçmişte hakkında ağır suçlamalarla dava açılmış nice kudret sahibi, savunmanın yardımından yararlanmak durumunda kalmıştır. Bunun son örneklerinden biri Kenan Evren dir. Devlet Başkanı olduğu süreçte, Anayasa taslağını anlatmak için Konya da yaptığı bir konuşmada, TBB nin raporunu hedef alarak, ismen beni eleştirerek kara cübbelilikle suçlamıştı. 8 barobirlik

1- ÖDÜLÜN AMACI Ödülün amacı, yaşamda ve hukukta devrimci duruşun, adaletsizliğe karşı mücadelenin simgelerinden olan Halit Çelenk in hukuk mücadelesi ve eserleri doğrultusunda, toplumsal ilişkiler ile hukuk arasında bağlantı kuran yayın, tez, veya diğer eserler üretilmesini teşvik etmektir. 2- ESER KONUSU Eser konusu serbesttir. Değerlendirmede; Halit Çelenk in yaşamı, eserleri, mesleki ve yaşam mücadelesi, fikirleri ile hukuk ve/veya hukuk/ toplumsal ilişkiler bağlantısının kurulması esas alınır. 3- ESER ve KATILIMCI KOŞULLARI A) Yarışmaya 1 Ocak 2012 ile 1 Ocak 2015 arasında basılmış veya henüz basılmamış yukarıda belirtilen amaç ve konulu yayın, tez, veya her türlü diğer eserler katılabilir. Katılımcılar yalnız bir eser ile yarışmaya başvuru yapabilir. Son başvuru tarihi 1 Şubat 2015 tir. B) Katılımcılar hukukçu olacağı gibi farklı disiplinlerden gelen herkes olabilir. Eserin, hukuk alanında ya da diğer alanlar ile hukuk alanı arasında bağlantı kurarak, bilimsel özgünlüğe sahip olması, akademik yazım ve etik kurallarına uygun olması gerekmektedir. Eserin, (A4) kağıda bilgisayarla, 14 punto büyüklüğünde, Times New Roman ve 1,5 satır aralığı ile yazılması gerekmektedir. Bir (A4) sayfayı geçmemek üzere katılımcının (ortak çalışmalarda tüm katılımcıların) adı ve soyadı, özgeçmişi, eserin oluşturulduğu tarihi, katılımcının iletişim adresini (telefon ya da e-mail adresi ile birlikte) içeren bilgiler, eserle bir- likte ayrıca gönderilmelidir. Eserin yayınevi tarafından Seçici Kurula iletilmesi durumunda eser sahibinin, birden fazla yazarlı ve/veya derleme eser olması durumunda yazarların tümünün yarışmaya katılıma ilişkin olurlarının yazılı olduğu muvafakat belgesinin gönderilmesi zorunludur. C) Yukarıda belirtilen kurallara uygun olarak hazırlanmış eserler, biri (1) Word programıyla CD de kopyalanmış, dokuz yazılı nüsha biçiminde, 1 Şubat 2015 tarihine kadar, kargo yoluyla HALİT ÇELENK HUKUK ÖDÜLÜ Göreme Sokak No:8/4 Cinnah Caddesi Kavaklıdere Ankara adresine iletilmelidir. 4 - ÖDÜL TÖRENİ 5 Mayıs 2015 tarihinde yapılacaktır. Ödülü kazanana çalışmalarında teşvik amaçlı bir bilgisayar hediye edilecektir. 5- SEÇİCİ KURUL Prof. Dr. Rona Aybay Prof. Dr. Korkut Boratav Prof. Dr. Ali Murat Özdemir Ali Rıza Aydın Serpil Çelenk Güvenç Dr. İlker Kılıç Av. Başar Yaltı Av. Erşen Sansal Av. Barış Aybay Av. Bilgütay Hakkı Duma Av. Özlem Şen Abay Bilgi ve iletişim için http://www.halitcelenk.org halitcelenkhukukodulu@gmail.com

TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ YÖNETİM KURULU NUN ADLİ YIL DİLEKLERİ AV. BERRA BESLER TBB Başkan Yardımcısı Başkanlık Divanı Üyesi Değerli meslektaşlarım, Bizler; insan haklarından, hukuk devletinden, adaletten, barıştan, demokrasiden, emekten yana bir mesleğin mensupları olarak, meslek örgütlerimizin çatısı altında, bu ortak paydalarda birleşiyor ve güçleniyoruz. Cumhuriyet tarihimizin en bunalımlı dönemini yaşadığımız şu günlerde toplumsal olaylarda ve hukuk alanında yaşanan olumsuzluklara karşı elbette baroların örgütlü gücüne her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. Sonsuza dek yaşatmaya kararlı olduğumuz Cumhuriyetimizin temel organlarından yargı erkinin kurucu unsuru, savunmanın etkin gücü, cumhurun sesi avukatları tarih boyunca susturmaya hiç kimsenin gücü yetmedi ve yetmeyecektir. Bu ses şimdi her zamankinden daha güçlü olarak çıkmak zorundadır. Amacımız, güzel ülkemizde büyük Atatürk ün açtığı aydınlık yolda ilerleyerek hukukun üstünlüğünü egemen kılmak, barış, kardeşlik ve huzur içinde birbirimize tahammül ve saygı göstererek yaşamaktır. Her türlü mücadeleye hazır olarak yeni adli yılın ülkemize, ulusumuza, mesleğimize hepimize hayırlı olmasını diliyorum. Saygılarımla. AV. GÜNEŞ GÜRSELER TBB Genel Sekreteri Başkanlık Divanı Üyesi Eksikli demokrasimizin parlamentoyu Hükümet Meclisi ne dönüştürerek, yasama, yürütme ve yargı şeklindeki üçlü erkler ayrımını yürütme-yasama ve yargı olarak ikiye indirmesinin en olumsuz sonucu; yasama organın siyasi denetim işlevinin de yargıya devri olmuştur. Asıl mekânında sorunlarını çözemeyen siyaset, çareyi yargıda arayınca siyasi tartışmalar yargı üzerinden yapılır olmuş, bu süreç yargıya siyasallaşma gölgesini düşürmüştür. Aslında siyasallaşan yargı değildir, siyaset kavgasını yargı üzerinden yapmaktadır. Yargı denetiminden rahatsız olanlar bu kez de kendilerine uygun yargı organı oluşturma gayretine girişmişler, oluşturamadıklarını görünce de iç kavgalar başlamış ve yargı denetimini işlevsiz kılacak düzenlemeler yapılmıştır. Bütün bunların faturası sonuçta yargıya çıkmış ve yargı, güvenilirlik ve saygınlık kaybına uğramıştır. Görüldüğü gibi sorun demokrat olamamak, demokrasiyi özümseyememek ve erkler ayrımını işlevli kılmamaktır. Bu nedenle de yeni adli yılda, adil ve nitelikli bir yargılama beklentisi içindeyim. 10 barobirlik

AV. SABRİ ERDAL GÜNGÖR TBB Saymanı Başkanlık Divanı Üyesi 2014-2015 Adli Yılı na ne yazık ki derin endişe ve kaygılarla başladık. Devlet yapısı ve işlerliğine şekil ve hayat veren kuvvetler ayrılığı ilkesinin giderek işlevini yitiren bir konuma itildiğini üzülerek görmekteyiz. Diğer yandan, dördüncü kuvvet olan basın ve görsel medyanın, anti-demokratik yöntemlerle baskı ve denetim altına alındığı, bunun doğal sonucu olarak da daha da tehlikeli olan oto-sansürün çok yaygınlaştığı bir süreci yaşamaktayız. Bu durumun halkın haber alma özgürlüğünü ortadan kaldırdığı tartışmasızdır. Özgür haber alamayan bir toplumun demokratik iradesini oluşturması düşünülemez. Kuvvetler arasında böyle yetki ve fonksiyon gaspının yoğun olduğu, biat kültürünün egemen kılınmak istendiği bir ortamda, yargının kurucu unsuru olan savunmanın önemi her zamankinden daha da çok artmaktadır. Baro- larımız ve onların çatı örgütü olan Türkiye Barolar Birliği bu durumun farkındadır. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da barolarımız, meslektaşlarımızdan ve toplumdan aldığı güçle hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak ve korumak, bu kavramlara işlerlik kazandırmak için kararlı mücadelesini meşru zeminlerde sürdürecektir. AV. GÜLCİHAN TÜRE TBB Yönetim Kurulu Üyesi Yeni adli yılımız, T.C. Cumhurbaşkanı nın, Savunmanın başı TBB Başkanı Av. Prof. Dr. Metin Feyzioğlu konuşacak ise ben gelmem T.C. Yargıtay Başkanlığı nın TBB Başkanı açılış konuşması yapacak Dialoğu ile, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde görülmemiş, savunmanın susturulmaya çalışıldığı bir ilk ile başlamıştır. Hukukun üstünlüğünün sağlanması görevi olan hukukçuların, avukatların, baroların bu konudaki Savunma Susturulamaz tavrı hukuk adına onurlu bir duruştur. Yine Türkiye Cumhuriyeti hukuk tarihinde görülmemiş şekilde, hiçbir yasal düzenleme ve hiçbir başka hukuk devletinde uygulaması olmayan, Torba Yasa düzenlemeleri ile günlük olarak, kişiye özel, mevcut yasalarımızı, hukukun üstünlüğünü, kuvvetler ayrılığını ortadan kaldıracak birçok yasanın çıkarıldığı bir süreçten geçmektedir Ulu Önder Atatürk ün; Adalet gücü bağımsız olmayan bir milletin devlet halinde varlığı kabul olunamaz Ve Frederick Mayer in; Dünyadaki insanların en mutlu olanı en az bencil olanıdır. Korkunç bir hastalığı yok etmek isteyen bir bilim adamı, bilgisizlikle savaşan öğretmen, kendini barışa çağıran devlet adamı, hak ve adalet için mücadele eden hukukçu, çocuklarına ahlak değerlerini öğreten anne baba Sadece büyük bir dava uğruna dar çerçevesinde dışında yaşayan bir kimse, derin mutluluğa erişebilir Sözlerini hayata geçirebileceğimiz, Türkiye Barolar Birliği nin, baroların, avukatların, hukukçuların daha etkin ve üretken çalışmalar yapacağı bir yeni adli yıl olması dikeklerimle barobirlik 11

AV. KÜRŞAT KARACABEY TBB Yönetim Kurulu Üyesi Çağdaş uygarlık değerlerini özümsemiş insanlar için adalet; ekmek kadar, su kadar elzemdir. Onurlu insanlarca açlığa tahammül edilebilir ve fakat adaletsizliğe asla..! Demokratik hukuk devletlerinde, bireylerin adalet taleplerini yönelteceği son mercii ise kuşkusuz ki bağımsız ve tarafsız yargı olmak gerekir. Elbette ki varsa Diyelim ki var; yetmez..! Bir de kamusal gücü temsil makamında oturanların, hukukun üstünlüğünün tartışılamaz ve sorgulanamaz keskinlikte geçerliliğini içselleştirmiş olmaları gerekir. Bir toplumun gerçek anlamda gelişip kalkınması, medeniyet yolunda mesafe kaydetmesi, bu anlayış ve değerlerin olgunlaşıp ödünsüz işlemesine bağlıdır. Ne yazıktır ki bu konudaki çark, güzel ülkemizin özellikle son on yılında artan bir ivme ile tersine dönmekte ve işlemektedir. Bu cümleden olarak, her yetkinin aynı ağırlıkta bir sorumluluğu da gerektirdiği kavrayışına uzak düşmüş kimi etkili ve yetkililer, külhanbeyi tavırlar eşliğinde, yargı kararlarını açıktan tanımazlık sergileyebilmekte; çok gerilerde kalmış kazuistik yöntemlerle, kişiye ve olaya özgü torba yasalar çıkarabilmeyi içlerine sindirebilmektedirler Diğer yandan ülkenin belli bir bölümünde, bölücü projenin taşeron ve figüranları devlet otoritesini ve kurulu düzeni reddederek, kendi hükümranlıklarını kurma provaları yapabilmekte; bütün bunlar, kurulu hukuk düzeninin temsilcilerince görmezden gelinebilmektedir. Diğer yandan yürürlükteki Anayasa nın değiştirilemez maddeleri yok sayılarak, biat anlayışına dayalı şeriat düzenine çıkan yolun altyapı taşları, aşama aşama döşenmektedir. AV. İZZET VARAN TBB Yönetim Kurulu Üyesi Ülkede doçent düzeyinde akademisyeni dahi bulunmayan yüzü aşkın hukuk fakültesi olmasına ve her yıl binlerce hukukun üstünlüğü ve hukuk devleti kavramlarını dahi algılamayan mezunlar veriliyor olması önemli görülmeyebilir. Mezun grubunun önemli bölümünün yargının çeşitli alanlarında kurucu unsura yakışır birey olamayacağı ihtimalindense birkaçının hukukçu olması umudu tüketmez. Aşağılanma kötüdür. Çelik bile aside dayanmaz. Umudun düşmanı biraz da aşağılanmaktır. Bütün bunlar olup biterken halkın umudu olması gereken siyaset temsilcileri, gerçek sorunları perdeleme gerekliliğinin önem derecesine göre ayarlanan dozda gündeme savrulan türban salvolarının kararttığı sahnelerde imal edilen yapay gündemin peşinden koşmakla yetinmektedirler. Özetle Türkiye, bölünmenin, parçalanmanın ve yem olmanın kaçınılmazlığı eşliğinde, Ortaçağ ın karanlık dehlizlerine hızla ve tepe taklak sürüklenmektedir. Her bakımdan sözün bittiği yere işaret eden bu gelişmeler; ancak ve sadece, Cumhuriyet in kuruluş değerleri ile Atatürk ilke ve devrimlerinin, hukuk temelinde yeniden diriltilmesi; hukuka aykırı kanunların değil fakat, hukukun üstünlüğünün ödünsüz tesisi suretiyle bertaraf edilebilir. Uyanışın, kurtuluşun ve çağdaş uygarlık yarışına ön saflarda katılabilmenin ilk adımı budur. Atılacak bu adımın görev öncülerinin hukukçu aydınlar olması dileğiyle, gerçek hukukçular başta olmak üzere, bütün Türk Milleti nin yeni adli yılını buruk ve fakat umutlu bir şekilde kutluyorum. Bu ülkenin avukatları; aynı fakülteden mezun arkadaşımız hâkim ve savcı olmak için sınava giriyorsa ve ilk derslerinde onlara avukat arkadaşları aşağılanarak eğitime başlanıyorsa, bu ülkede ehliyet almak için sürücü adayı, kasap olmak için kasap adayı, berber olmak için berber adayı, devlet memuru olmak için memur adayı sınava girmek zorunda ama avukat olmak için sınav şartı her defasında hükümet kapısından dönüyorsa bir kez daha düşünmeli, bu aşağılanmayı kabul etmemeliyiz. Adli yıl açılışları birilerine göre kaldırılması gerektiği düşünülen törenler olarak algılanabilir. Çoğu meslektaşımız da bu görüşe katılabilir. Ancak, adli yıl açılışının her yıl yapılmasını gerektiren en önemli özelliği; adli yılın başında, bu ülkede yaşayan herkese hukuk sınırlarında kalması gerektiği ve bir gün hukuka kendilerinin de gereksinim duyabileceğini hatırlatmak içindir. 12 barobirlik

AV. YURDAGÜL GÜNDOĞAN TBB Yönetim Kurulu Üyesi Avukatlar, hukuka, ahlaka, mesleğin onuruna ve kurallarına uygun davranmak andı ile mesleğe başar. Ama hangi hukuka, diye sormadan geçemiyoruz. Günümüzde, evrensel kriterlere sahip, yaşayan, gelişen hukuktan söz etmek mümkün değil. Bir gecede torbadan çıkan sözde yasalarla, göstermelik uluslararası sözleşmelere düşünmeden atılan imzalarla hukuk yaratılmıyor maalesef. Siyasi iktidar, gücünü tekelleştirmek uğruna, tüm farklı sesleri susturmaya çalışmaktadır. Keyfi atamalar ve sürgünlerle, antidemokratik seçim çalışmalarıyla hâkimler ve savcılar üzerinde olağanüstü bir baskı kurmuş, onları parçalara ayırmayı başarmıştır. Ancak şurası bir gerçektir; yargıyı tamamen sindirmenin tek yolu, savunmayı etkisiz kılmakla mümkündür. İşte bu nedenle siyasi iktidarın hedefinde Türkiye Barolar Birliği vardır. Çünkü yargıya gücünü veren SAVUNMA- DIR. Çünkü savunma bağımsızdır, gücünü iktidardan almaz, hiçbir otoriteye sırtını dayamaz. Uzun zamandan bu yana, sistemli bir şekilde, hukukun evrensel değerleri yok sayılsa da, baskıcı rejim yaşamımızın her alanında boy gösterse de; bu ülkede hukuka, ahlaka, mesleğin onuruna ve kurallarına uygun davranmaya namusu ve vicdanı üzerine ant içmiş 83.000 AVUKAT var. Bir de, şimdilik kalplerimizde yaşattığımız Anayasası var insanın. ANAYASASI İNSANIN Kan yasası bu insanın: Üzümden şarap yapacaksın Çakmak taşından ateş Ve öpücüklerden insan! Can yasası bu insanın: Savaşlara yoksulluklara Ve binbir belaya karşın İlle de yaşayacaksın! Us yasası bu insanın: Suyu şavka döndürüp Düşü gerçeğe çevirip Düşmanı dost kılacaksın! Anayasası bu insanın Emekleyen çocuktan Uzayda koşana dek Yürürlükte her zaman Can Yücel Belki de birileri hukuk sınırlarında kalmak istemiyor olabilir, belki de her zaman kesen kılıçlarının bir gün köreleceğini düşünmek korkusuyla yargı mensupları ile savunmanın tek temsilcisi avukatın saygınlığını azaltmak isteyebilirler. Ne olursa olsun hukuk bir gün birilerine de zorunlu gereksinim olacaktır. Biz, yine burada olacağız. Umut her zaman var olmuştur. Kaybedildiğinde nasıl kaybedildiğinin önemi kalmaz. Hukuk devleti, hukukun üstünlüğü kavram olarak artık bir şeyde ifade etmez. Bu ülkenin avukatları; Suskun kalmak avukatlık mesleğine uymaz. Sen, susarsan davayı kaybedersin, biz susarsak ülkeyi. Sen, sessiz kalırsan umudunu, biz sessiz kalırsak hukuku kaybederiz. Biz sessiz değiliz. Bir ses de sen ver. Ses ver ki umut var olmaya devam etsin. barobirlik 13

HABERLER SOMALI ÇOCUKLARIN GELECEĞİNE IŞIK OLDUNUZ Türkiye Barolar Birliği tarafından Şimdi yetim hakkını ödeme zamanı başlığıyla yürütülen Soma Yardım Kampanyası nda toplam 1.134.830,65 TL toplandı. Toplanan yardımla, Türkiye Barolar Birliği ve Türk Eğitim Vakfı (TEV) arasında yapılan işbirliği protokolü ile 30 Somalı çocuğumuza ana sınıfından başlayıp üniversiteden mezun olana kadar burs verilecek. Yurtiçinden ve yurtdışından gelen yoğun ilgi ve destek sayesinde Soma daki madenci yetimlerinin geleceğine ışık olmak üzere kampanyaya katılan, duyurulması ve yayılmasına katkı sağlayan herkese şükranlarımızı sunuyoruz. TBB, ADLİ YIL AÇILIŞI VESİLESİYLE ANKARA DA YERLEŞİK DİPLOMATİK VE KONSÜLER MİSYON TEMSİLCİLERİNE RESEPSİYON VERDİ Türkiye Barolar Birliği, 2014-2015 Adli Yılı Açılışı vesilesiyle Ankara da Yerleşik Diplomatik ve Konsüler Misyon temsilcilerine resepsiyon verdi. Resepsiyona, Türkiye Barolar Birliği Yönetim ve Disiplin Kurulu üyeleri ile Benin Büyükelçisi Moise Tchando Kerekou, Güney Sudan Büyükelçisi Sebit Bullen Kamonde, İran Büyükelçisi Alireza Bikdeli, İspanya Büyükelçisi Rafael Mendivil Peydro, Küba Büyükelçisi Alberto Gonzales Casals, Şili Büyükelçisi Fernando Varela Palma, Portekiz Büyükelçisi Jorge Cabral, Yeni Zelanda Büyükelçisi Jonathan Curr, İtalya Büyükelçiliği nden Misyon Şefi Ludovico Serra, Macaristan Büyükelçiliği nden Misyon Şefi Yardımcısı Zoltan Feher, Kolombiya Büyükelçiliği nden Elçi Alicia Fernanda Quijano, Almanya Büyükelçiliği nden Müsteşar Stefan Delfs, Finlandiya Büyükelçiliği nden Müsteşar Pekka Shemeikka, Hollanda Büyükelçiliği nden Müsteşar Daan Huisinga, İran Büyükelçiliği nden Müsteşar Kamran Hashemi, Fransa Büyükelçiliği nden Kurumsal ve İdari İşbirliği Ateşesi Sabine Raczy-Bili, Kolombiya Büyükelçiliği nden Müşavir Juan Camilio Jaramıllo, Hırvatistan Büyükelçiliği nden Müşavir Orhideja Sokac, Hırvatistan Büyükelçiliği nden II. Katip Mladen Brucic-Matic, Romanya Büyükelçiliği nden II. Katip Sava Diamandi, Macaristan Büyükelçiliği nden III. Katip Viktor Matis, Polonya Büyükelçiliği nden III. Katip Piotr Drzewiecki, Amerika Birleşik Devletleri Büyükelçiliği nden Politika Uzmanı Filiz Conway ve Siyasi İşler Uzmanı Natalie Oldani, Avrupa Konseyi Ankara Program Ofisi nden Kıdemli Proje Yöneticisi Yücel Erduran, Birleşmiş Milletler Sınai Kalkınma Örgütü nden (UNIDO) Temsilci Süleyman Yılmaz ve Fransa Ulusal Barolar Birliği nden Yönetim Kurulu Üyesi Av. Jean-Louis Magnier katıldı. 14 barobirlik

HABERLER TÜRK ALMAN AVUKATLAR KONFERANSI - GÜÇLÜ AVUKAT, GÜÇLÜ HUKUK DEVLETİ - Türkiye Barolar Birliği ile Alman Barolar Birliği tarafından, Bir Hukuk Devletinde Avukatın Rolü alt başlığıyla düzenlenen Türk - Alman Avukatlar Konferansı 10 Eylül 2014 tarihinde Türkiye Barolar Birliği nin ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Açış konuşmalarının Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av. Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, Alman Barolar Birliği Başkan Yardımcısı ve Freiburg Barosu Başkanı Av. Dr. Michael Krenzler, CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan ve HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş ın yaptığı konferansta güçlü avukat, güçlü hukuk devleti vurgusu yapıldı. Konferansa baro başkanlarının ve avukatların yanı sıra Arnavutluk Barolar Birliği, Azerbaycan Barolar Birliği, Bosna Hersek Barolar Birliği, Gürcistan Barolar Birliği, Kıbrıs Türk Barolar Birliği, Kırgızistan Barolar Birliği, Kosova Barolar Birliği, Makedonya Barolar Birliği, Orta Asya Memleketleri Avukatlar Birliği ve Kazakistan Barolar Birliği temsilcileri katıldı. Oturumlara geçmeden önce, Adalet Sisteminde Avukatın Rolü başlıklı giriş bölümünde Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Avukat Prof. Dr. Köksal Bayraktar ile İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haluk Burcuoğlu birer konuşma yaptılar. Başkanlığını Ankara Barosu Başkanı Av. Sema Aksoy un yaptığı, Çağdaş Demokrasilerde Olmazsa Olmaz Olarak Güçlü ve Bağımsız Avukatlık başlıklı birinci oturumda Alman Barolar Birliği Başkan Yardımcısı ve Freiburg Barosu Başkanı Av. Dr. Michael Krenzler, Yargıtay 4. Ceza Dairesi Üyesi Doç. Dr. İbrahim Şahbaz, Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Çağlar Özel ile İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Avukat Prof. Dr. Erdener Yurtcan konuşmacı olarak yer aldılar. Devletin Güvenlik ve Suçluyu Cezalandırma İhtiyacı - Avukatın Sır Saklama Yükümlülüğü başlıklı ikinci oturumun başkanlığını İstanbul Barosu Başkanı Av. Doç. Dr. Ümit Kocasakal yaptı. İkinci oturumda, Hamm Barosu Başkanı Av. Dr. Hans Ulrich Wessels, Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili Dr. Alparslan Altan, İstanbul Barosu önceki başkanlarından Av. Turgut Kazan ile Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Feridun Yenisey görüşlerini dile getirdiler. barobirlik 15

HABERLER Başkanlığını Türkiye Barolar Birliği Genel Sekreteri Av. İzzet Güneş Gürseler in yaptığı Adalete Erişimin Sağlanmasında Avukatın Rolü ve Görevi başlıklı son oturumda ise Alman Barolar Birliği Başkan Yardımcısı ve Münih Barosu Başkanı Av. Dr. Hansjoerg Staehle, Danıştay 15. Daire Üyesi Dr. Tacettin Şimşek, Gediz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhammet Özekes ve Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Meral Sungurtekin Özkan birer sunum yaptılar. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av. Prof. Dr. Metin Feyzioğlu açış konuşmasında, hukukun üstünlüğünün olmadığı bir sistemde avukatın etkin bir rolünün olamayacağının altını çizdi. Hukukun üstünlüğü sorununun bütün sorunların temelinde yer aldığını söyleyen Feyzioğlu şöyle konuştu: Bu toplantının üst başlığı Türk ve Alman Avukatlar Konferansı. Alt başlık ise konferansın önemini açıklıyor: Bir Hukuk Devletinde Avukatın Rolü. Esasen avukatın sistem içinde herhangi bir rolünün olabilmesi için o devlette hukukun üstün olması gerekiyor. Hukukun üstünlüğünün olmadığı bir sistemde avukatın etkin bir rolünün olması beklenemez. Şu halde bizim kök sorunumuz, bütün sorunlarımızın özünde, temelinde yer alan sorun hukukun üstünlüğünün sağlanmasıdır. Türkiye Barolar Birliği nin, baroların ve Türkiye de kenetlenmiş olan bütün avukatların yürüttüğü hukukun üstünlüğü mücadelesi esasen bizim en önemli mesleki sorunumuzun çözümüne ilişkin bir mücadeledir. Her devlette uyuşmazlıkları çözen makamlar ve suç işlemekle itham edilenleri suçlayan kişiler, resmi görevliler mutlaka vardır. Ancak yalnız demokratik hukuk devletlerinde etkin ve bağımsız savunmadan söz edilebilir. Eğer bir devlet demokratik hukuk devleti değilse biliniz ki orada savunma bağımsız değildir, etkin değildir, sistemin gerçek anlamda kurucu unsuru değildir. EN BÜYÜK SORUN KEYFİLİKTİR Hukukun üstünlüğünün sağlanması mücadelemizde karşımızdaki büyük sorunu tek bir kelimeyle ortaya koymak mümkündür; keyfilik. Yasama ve yürütme organlarının keyfiliği, hâkim ve savcıların keyfiliği. Yani hukuk kuralları dışına çıkarak, hukukun artık evrenselleşmiş ilkeleri dışına çıkarak ben yaptım oldu zihniyetiyle güçlünün hukukunu yazmak. Güce sahip olanın kendi hukukunu, kendi kuralını kendisi için dayatması. İşte bu keyfiliktir. Dolayısıyla bizim yürüttüğümüz mücadele siyasi iktidarın keyfiliğine karşıdır, yasama organının keyfiliğine karşıdır, idarenin memurlarının keyfiliğine karşıdır ve avukatı sistemden dışlamak isteyen bir kısım hâkim ve savcının keyfiliğine karşıdır. Oysa avukatları dışlayan, yok sayan siyasi iktidarlar kendi meşruiyetlerini de inkâr noktasına gelirler. Şöyle ki; sistem içinde yurttaşı, bireyi kamu adına suçlayan savcı vardır, bireyi yargılayan hâkim vardır, bir de bireyi savunan avukat vardır. Eğer bir siyasi iktidar avukatı yok saymaya başlarsa meşruiyetinin yegâne dayanağı olan yurttaşı ve yurttaşlığı dışlamış olur. Belirli bir süre sahip olduğu geçici çoğunluğa dayanarak baskı ve zulüm yapabilir böyle bir siyasi iktidar. Ancak çoğulculuktan uzaklaşan demokratik meşruiyetini kaybeder ve demokratik meşruiyetini kaybeden siyasi iktidarlar baskı ve zulme kayarlar. Dünya tarihi baskı ve zulmü yöntem olarak benimseyen bütün güçlerin eninde sonunda mağlup olduğu süreçlerin tarihidir. Çünkü her zaman ama her zaman sonuçta özgürlük kazanır. Özgürlükten başka insanın doğasına bu 16 barobirlik

HABERLER kadar uygun olan başka bir kavram az bulunur. İnsan doğasına aykırı olan her rejim sonunda değişir, her iktidar sonunda gider. Öte yandan avukatı lüzumsuz, gereksiz, engel olarak gören hâkim ve savcılar bilsinler ki aslında kendi mesleklerini ve varlık sebeplerini inkâr halindedirler. Çünkü binlerce yıllık uygarlık tarihinin bize verdiği ders; ancak iddia, savunma ve yargılama üçlüsünün ortak faaliyetiyle gerçeğe ulaşılabileceği gerçeğidir. Bu üçlüden avukatı sistem dışına çıkardığınızda iddia edenle yargılayan bir ve aynı hale gelir ve dolayısıyla sistem ya iktidarların baskı mekanizmasına ya da yargılayanların oluşturduğu bir hâkimler hükümetine dönüşür. Şu halde avukatı dışlayan bir hâkim ve savcı, gerçeği bulma görevinden, suçluyu suçsuzdan, haklıyı haksızdan, doğruyu yanlıştan ayırma görevinden vazgeçmiştir. Dediğim gibi Türkiye de sorun keyfiliktir, bu görevleri ilgili herkese bıkmadan hatırlatmak ve bunun için mücadele etmek de bizim görevimizdir. Bugünkü toplantımız dünyada hukuk devletine, yargıya ve özelde avukatlığa ilişkin sorunların ve çözümlerin tartışılacağı son derece önemli bir toplantı. Sözlerimi noktalarken buradaki tüm dostlarımızdan, tüm misafirlerimizden bir hususta Türkiye ye yardımcı olmalarını talep ediyorum. Türkiye nin önünde bir Avrupa Birliği ne üyelik ideali vardır. Bu ideal çerçevesinde hukuk devletine ve yargıya ilişkin fasıllarda Avrupa Birliği ile tarama sürecinin hala başlatılmamış olması doğrudan doğruya Avrupa idealine zarar vermektedir. Avrupa Birliği nin bu noktada bir karar vermesi gerekmektedir. Bu Türkiye yi üyeliğe alıp almamak noktasında talep ettiğimiz bir karar değildir. Avrupa Birliği yakın gelecekte sınırlarında demokratik, özgürlüklerin hakim olduğu bir Türkiye mi istemektedir yoksa baskının egemen olduğu otoriter, totaliter, geçici çoğunluğunu zulüm aracına dönüştürmüş bir iktidar tarafından yönetilen bir Türkiye mi istemektedir. Şu halde tarama sürecinin başlatılarak Türkiye nin hukuk devletinin ve yargısının Kopenhag Kriterlerine uygun hale getirilmesi sadece Türkiye nin sorunu değil, Avrupa nın en önemli sorunudur. Bu itibarla, tam üyelik sürecini engelleme adına bu fasılların da taranmasının engellenmesi kanaatimde akla ve mantığa uygun değildir. Bu noktada özellikle Alman Federal Barolar Birliği nden bize destek olmasını talep ediyoruz. Toplantımızın hepimize faydalı olmasını diliyorum. Saygılar sunuyorum. TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ DÜNYA ADALET PROJESİ NİN (WJP) STRATEJİK ORTAĞI OLDU Türkiye Barolar Birliği, dünya çapında hukukun üstünlüğünün geliştirilmesi amacıyla çalışan, bağımsız ve disiplinler arası bir organizasyon olan Dünya Adalet Projesi nin (The World Justice Project - WJP) stratejik ortağı oldu. 2006 yılında, hukukun üstünlüğünün geliştirilmesi için çalışan tüm kurumların işbirliğine açık olarak kurulan Dünya Adalet Projesi (WJP), araştırma programları, sağladığı burslar ve her yıl düzenlediği hukukun üstünlüğü endeksi ile dünya çapında hukukun üstünlüğünün geliştirilmesi ve yönetim reformlarının gerçekleştirilmesi hususlarında uluslararası topluma veri sağlamaktadır. barobirlik 17

HABERLER STAJYER AVUKATLAR TÜRKİYE KURGUSAL DURUŞMA YARIŞMASI FİNALİ YAPILDI YARIŞMA, TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ ÖNCEKİ BAŞKANLARINDAN AV. ÖZDEMİR ÖZOK UN ANISINA İTHAF EDİLDİ Türkiye Barolar Birliği Eğitim Merkezi tarafından düzenlenen Stajyer Avukatlar Türkiye Kurgusal Duruşma Yarışması 2014 Finali 13-14 Eylül 2014 tarihlerinde Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Cemil Bilsel Konferans Salonu nda yapıldı. Türkiye Barolar Birliği Eğitim Merkezi tarafından düzenlenen Stajyer Avukatlar Türkiye Kurgusal Duruşma Yarışması 2014 Finali 13-14 Eylül 2014 tarihlerinde Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Cemil Bilsel Konferans Salonu nda yapıldı. Açılış konuşmalarını Türkiye Barolar Birliği Eğitim Merkezi Başkanı Av. Berra Besler ile Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av. Prof. Dr. Metin Feyzioğlu nun yaptığı programa TBB Yönetim Kurulu üyeleri, Anayasa Mahkemesi önceki başkanlarından Yekta Güngör Özden, baro başkanları, akademisyenler, yargı organlarının temsilcileri, avukatlar ve stajyer avukatlar katıldı. Antalya Barosu, Erzurum Barosu, İzmir Barosu, Şanlıurfa Barosu, Aksaray Barosu, Kastamonu Barosu, Kocaeli Barosu takımlarının yarıştığı Stajyer Avukatlar Türkiye Kurgusal Duruşma Yarışması finalinde Aksaray Barosu birinci, Kocaeli Barosu ikinci, İzmir Barosu üçüncü oldu. Konuşmasına, salonlarını açarak yarışmaya katkı sunan Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanlığı na teşekkür ederek başlayan Türkiye Barolar Birliği Başkan Yardımcısı, Eğitim Merkezi Başkanı Av. Berra Besler şunları söyledi: Yedi coğrafi bölgemizde bulunan barolarımızın staj listelerinde kayıtlı stajyer avukatlarımızın katılımları ile Haziran ayında gerçekleştirdiğimiz bölgesel yarışmaların sonunda belirlenen bölge birincilerinin katılacağı kurgusal duruşma yarışmasının ikinci evresine az sonra başlayacağız. Bu yarışmaların yapıldığı uluslararası alan dahil olmak üzere Türkiye genelinde böylesine kapsamlı bir 18 barobirlik

HABERLER katılımla, birlikte gerçekleştirdiğimiz bir ilk i başarmanın gurur ve coşkusunu yaşıyorum. Bu başarı sizlerindir, genç meslektaşlarımızındır. Sizlere sonsuz teşekkürler ediyoruz. İnsanların bazı hayalleri vardır. Bu hayaller bir süre sonra ideal haline gelir ve gerçekleşir. TBB Eğitim Merkezi fikri, işte böyle bir hayal ile başlamıştır. Daha sonra Eğitim Merkezi nin hayali Avukatlık Akademisi ne ve daha sonrası için de TBB Hukuk Fakültesi ne doğru yol almıştır. Bu hayallerin, TBB Eğitim Merkezi nin kuruluşu ve kurumsallaşması kısmı gerçekleşmiştir. Bunu TBB Eğitim Merkezi nin Yürütme Kurulu başarmıştır. Kurulan hayallerin daha sonraki aşamalarının da gerçekleşmesi en büyük dileğimdir. Avukatlık Akademisi nin ve TBB Hukuk Fakültesi nin kuruluşlarının gerçekleşmesi yasal düzenlemelerin yapılmasına bağlıdır. Her ne kadar yaşadığımız zaman diliminde bu yasal düzenlemelerin yapılması zor görünüyor ise de, bizler zoru başarmaya kararlı kimlik ve kişiliğimiz ile elbette sonuna kadar bu konuların takipçisi olacağız. Az önce size aktarmaya çalıştığım bu hayalleri kuran ve gerçekleşmesi için bize omuz ve yetki veren unutulmaz Başkanımız, demokrasi kahramanı, hukuk savaşçısı, Cumhuriyet in kazanımlarının yılmaz savunucusu, yiğit ve dost insan Sayın Av. Özdemir Özok idi. Kurduğumuz bu hayalleri gerçekleştirmeyi mesleğimiz adına, hukuk adına değerli başkanımızın vasiyeti olarak görmekte ve yerine getirilmesi gerekli olan bir görev olarak kabul etmekteyim. İzninizle bugünkü yarışmayı ve yapılan tüm çalışmaları onun aziz anısına ithaf ediyorum, ruhu şad olsun ve aydınlıklar içinde yatsın. barobirlik 19

HABERLER Kurgusal Duruşma yarışmaları, kuşkusuz bir yarışma düzeninde yapılmaktadır. Her yarışmanın doğasında elbette rekabet vardır. Ancak bu yarışmalardaki rekabet hasmane bir rekabet değildir ve öyle görülmemelidir. Kurgusal Duruşma yarışmaları staj eğitiminin çok önemli bir bölümü olup; Cumhuriyetimizin temel organlarından yargı erkinin kurucu unsuru savunmanın temsilcisi AVUKATI; yargı erkinin diğer kurucu unsurları karar ve sav temsilcileri olan HÂKİM VE SAVCI ile birlikte, hukuka ve etik kurallara uygun olarak gerçekleştirecekleri YARGILAMA FAALİYETİNE VE DURUŞMAYA hazırlamaktır. Birlikte çalışma, ekip halinde başarma duygularının geliştirilmesidir. Geleceğin avukatları arasında tanışma ve kaynaşmanın sağlanarak mesleki dayanışmanın temellerinin atılmasıdır. Hukuk uygulayıcıları olan yargının üç kurucu unsurunun temsilcilerinin uygulamaları: Adaletin gerçekleşmesinde, Adil Yargılanma hakkının kullanılmasında, Yargının bağımsız, yargıcın tarafsızlığı ilkesinin hayata geçirilmesinde, Halkın hak arama özgürlüğünün kullanılmasında, Savunmanın özgürce yapılmasında ve avukatın bağımsız olarak görevini yerine getirmesinde, Çok önemli sonuçların doğmasına neden olmakta ve hukuk devletini doğrudan etkilemektedir. O halde, bu üç kurucu unsurun temsilcilerinin nitelikli hukukçu olmak zorunlulukları vardır. Savcıların, hâkimlerin, avukatların nitelikleri ne kadar yüksek olursa hukuk devleti o derece işlerlik kazanacak, yargının kalitesi de o kadar yüksek olacaktır. Bunların gerçekleşmesinin ilk adımları ve yolun başlangıcı iyi ve kaliteli bir stajdan geçmektedir. Değerli stajyer avukatlar, Sizleri öncelikle hukukçu olduğunuz için ve onuru kadar sorumluluğu da büyük olan avukatlık mesleğini seçtiğiniz için kutluyorum. Çok kısa bir süre sonra; Avukatlık Kanunu madde 1 e göre yargının kurucu unsuru SAVUNMA- NIN TEMSİLCİSİ, TCK madde 6 ya göre YARGI GÖREVİ YAPAN, AB İstişari Ziyaret Raporlarına göre de YARGININ PAYDAŞI olan AVU- KATLAR olarak çok önemli görevler üstleneceksiniz. Çok büyük sorumluluklar yükleneceksiniz. Halkın hak arama özgürlüğünün sesi olacaksınız. Özgürlükleri yaşama geçireceksiniz. Hukuka aykırılıklarla mücadele ederek, hukuk devletinin yaralarını saracak ona işlerlik kazandıracaksınız. Ülkemiz Cumhuriyet tarihimizin en bunalımlı döneminden geçiyor. Toplumsal olaylarda ve hukuk alanında yaşanan ve ısrarla devam eden olumsuzluklar toplumun huzurunu bozuyor, halkın hukuka karşı güven duygularını zedeliyor. Keyfi ve otoriter yönetim anlayışıyla hukuk devleti büyük yara alırken toplumun düzeni de sarsıldıkça sarsılıyor ve sarsılmaya devam ediyor. Bizler; insan haklarından, hukuk devletinden, adaletten, barıştan, demokrasiden, emekten yana bir mesleğin mensupları olarak bu ortak paydalarda birleşiyor ve güçleniyoruz. Bu güce her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. Sizlere ve sizlerin gücünüzün desteğine ihtiyacımız var. Yaşadığımız süreç bunu gerekli kılıyor. Yaşanan bütün olumsuzluklar, geldikleri gibi geçip gideceklerdir. Bu süreçte biz avukatlara özellikle 20 barobirlik