3. Yargı Paketi ne getiriyor? Temmuz 04, 2012-10:31:35 Kamuoyunda 3. Yargı Paketi olarak bilinen, Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun Tasarısı yasalaştı. Peki yeni yasa ne gibi düzenlemeler getiriyor? Öncelikle 2002 yılından günümüze kadar gelinen süreçte, adli kurumlardaki düzenlemelere, ceza infaz mevzuatındaki değişikliklere ve cezaevlerinde gerçekleştirilen iyileştirmelere istatistiki olarak göz atalım; 2002 yılında AK Parti Hükümeti kurulduğunda ülkemizde toplam 528 ceza infaz kurumu bulunmaktaydı. Ceza İnfaz Kurumları, kalabalık koğuş sistemine göre inşa edilmişti. Bu yapı ise; İsyan ve firar girişimleri, Haraç alma, Kurum içinde sorgulama ve cezalandırma, Diğer hükümlü ve tutukluları ölüm orucu veya açlık grevine zorlama, Personele saldırı, Pankart ve afiş asma, Terör eğitimi yapma, Duruşmaya göndermeme, gibi olaylara zemin hazırlamaktaydı. 18 Haziran 2012 günü itibariyle ise ülkemizde toplam 377 ceza infaz kurumu bulunmaktadır. Ceza İnfaz Kurumlarında yaşanan sorunları çözmek için; Mevzuat, Fiziki yapı, İnsan kaynakları konularında ihtiyaç duyulan çalışmalar yapılmıştır.
İNFAZ MEVZUATINDAKİ DEĞİŞİKLİKLER Hapis cezasına seçenek yaptırımlar ile erteleme, ceza infaz kurumlarının bağımsız kurullar aracılığıyla denetimi, ceza infaz kurumlarında gerçekleştirilen her türlü işleme karşı yargı denetimi, ceza infaz kurumlarında görev yapan personelin eğitimi konularında düzenleme yapılmıştır. Denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezaların infazı ile hükümlülerin dış dünyaya uyumlarını sağlamak, aileleriyle bağlarını sürdürmelerini ve güçlendirmelerini temin etmek amacıyla hükümlünün cezasının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infaz edilmesi imkanı getirilmiştir. Denetimli Serbestlik kapsamında; 8.236 hükümlü kamuya yararlı bir işte çalıştırılmakta, 14.878 hükümlü belirli bir bölgede denetim ve gözetim altında bulundurulmakta, 890 hükümlünün cezası konutta infaz edilmekte, 472 hükümlünün belirlenen yer veya bölgelere gitmemesi sağlanmakta, 2.803 hükümlünün belirlenen eğitim programlarına katılması sağlanmaktadır. CEZA İNFAZ KURUMLARINDA FİZİKİ YAPIDAKİ YENİLİKLER 2002 tarihinden bugüne kadar; BM ve Avrupa Konseyi standartlarını karşılamayan, 208 ceza infaz kurumu kapatılmıştır. Bu kapsamda 2017 yılı sonuna kadar 197 ceza infaz kurumu daha kapatılacaktır. Ayrıca; 2002 2012 yılları arasında 50.737 kişi kapasiteli 68 cezaevi açılmıştır. 2002 den bu yana toplam 73 adet ceza infaz kurumu tamamen oda sistemine dönüştürüldü. Bu ceza infaz kurumlarında büyük onarımlar yapılarak fiziki zafiyetleri giderilirken, banyo, tuvalet, mutfak ve yemekhaneleri de yenilenmiştir. 20 adet ceza infaz kurumuna; iş atölyesi, kapalı ve açık spor alanları ve kültürel faaliyet sahaları olan ek üniteler inşa edilerek faaliyete geçirilmiştir. CEZA İNFAZ KURUMLARINDA SAĞLIK HİZMETLERİ ALANINDA YAPILAN İYİLEŞTİRMELER Ceza infaz kurumlarında sağlık hizmetleri 2009 yılında yapılan protokol çerçevesinde Sağlık Bakanlığı tarafından yerine getirilmektedir. Akıl hastalığı dışında ruhsal rahatsızlıkları bulunan hükümlüler için Adana, Elazığ, Manisa ve Samsun E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumlarında üniteler yapılmış, inşaatlar bitirilmiş ve faaliyete geçirilmiştir. Kişisel bakımlarını karşılayamayan hükümlüler için İstanbul Metris T-Tipi bünyesinde 148 kişi kapasiteli rehabilitasyon merkezi hizmete açılmıştır. Benzer tip sağlık üniteleri Elazığ ve İzmir Menemen'de inşaa edilmektedir.
Ayrıca, Kampüs şeklinde oluşturulan ceza infaz kurumlarımıza Sağlık Bakanlığından temin edilen 50-100 yatak kapasiteli Devlet Hastanesi projelerinin uygulanmasına başlanmıştır. ÇOCUK CEZAEVLERİNDE YAPILAN YENİLİKLER Çocuk cezaevlerinin tek kişilik odalar halinde düzenleme sürecinin ilk adımları olarak; Sincan Çocuk İnfaz Kurumu ve 26 Mayıs 2006 tarihinde açıldı. İstanbul/Maltepe Çocuk İnfaz Kurumu 22 Ekim 2007 tarihinde tamamlandı. İzmir Çocuk İnfaz Kurumu Mart 2012 de açıldı. Sincan Çocuk Eğitim evi ise Temmuz 2012 de açılacaktır. Diyarbakır, Kayseri, Tarsus ve Çorlu Çocuk Ceza İnfaz kurumlarının ve Ankara, İstanbul, Elazığ, Erzurum ve İzmir Çocuk Eğitim evlerinin proje ve inşaat çalışmaları devam etmektedir. Bu kurumlarda çocuklar; geceleri içinde banyo ve tuvaleti bulunan tek kişilik odalarda kalmaktadırlar. Ünitelerde 24 saat esasına göre iyileştirme memuru görev yapmaktadır. Çocuk cezaevlerindeki temel yeniliklerden birisi de, çocukların, zaman zaman aileleriyle kalabilecekleri misafirhanelerin de oluşturulmasıdır. TUTUKLU-HÜKÜMLÜ VERİLERİ ve UZUN TUTUKLULUK TARTIŞMALARI Yıllara göre tutukluluk oranları 2006 yılında en üst düzeye çıkarak yüzde 49.2'ye ulaşmıştır. Tutukluluk oranı 2007 yılından itibaren düşüşe geçerek 2011 yılı sonunda yüzde 28.1 düzeyinde gerçekleşmiştir. 18 Haziran 2012 tarihi itibariyle tutuklu oranı yüzde 27.5 düzeyine inmiştir. 18 Haziran 2012 itibariyle tutuklu sayısı 34.720 kişidir. Bu sayı, cezaevinden bulunanların yüzde 27.5 ine tekabül etmektedir. Tüm ceza yargılamalarına bakıldığında ise oranlar daha çarpıcı hale gelmektedir. Türkiye de yıllık ortalama 3 milyon ceza davası işlem görmektedir. Bu verilere göre tüm ceza davalarında tutukluluk oranı yüzde 1.15 düzeyindedir. CEZAEVİNDE TUTUKLU KALINAN SÜRELER 18 Haziran 2012 tarihi itibariyle (34.720 tutuklu içinde), 0-1 yıl: Yüzde 76,77 1-3 yıl: Yüzde 19,83 3 yıl ve üzeri: Yüzde 3,35 (1.176 kişi) Dolayısıyla; 1-3 yıl arasında tutuklu kalanların oranı, tüm tutukluların yüzde 96,61 ini oluşturmaktadır. Sorun teşkil edebilecek, 3 yılın üzerindeki tutukluların sayısı 34.720 kişide 1.176 kişidir. Yani yüzde 3,35... %3.35 olarak belirlenen ve uzun tutukluluk olarak değerlendirilen kişilere isnat edilen suçların bazıları;
Anayasal düzeni değiştirme, Kasten öldürme, Çıkar amaçlı örgüt üyeliği, Uyuşturucu ticaretidir. Bu gruba girenlerin büyük bir kısmının diğer bir özelliği ise Yargıtay da geçen sürenin uzunluğu ve aynı anda farklı bir suçtan da yargılanıyor olmalarıdır. 3. YARGI PAKETİ NELER GETİRİYOR? Adli kontrolün kapsamı genişletilerek, adli kontrol tedbirinin uygulanabilmesi için öngörülen üç yıllık üst sınır kaldırılmış, tüm suçlar yönünden adli kontrol uygulama imkanı getirilmiştir. Bazı tedbirler yönünden hükümlü ve şüphelilerin elektronik izleme sistemi ile tutuksuz olarak takibine imkan getirilmiştir. Ayrıca 3 üncü Yargı Paketiyle tutuklamaya ilişkin kararlarda; Kuvvetli suç şüphesi, tutuklama nedenlerinin varlığı, tutuklama tedbirinin ölçülü olduğunun, somut olgularla gerekçelendirilmesi zorunluluğu getirilmektedir. Böylece tutuklama, sıkı şartlara bağlanmaktadır. 3. Yargı Paketi ile gerçekleştirilen en önemli düzenlemelerden bir tanesi de Özel Yetkili Mahkemelerin kaldırılması oldu. Düzenlemeyle, ÖYM'leri özel yapan yetkilerin neredeyse tamamına yakını kaldırılarak diğer mahkemelere göre ayrıcalıkları da silinmiş oldu. Özel yetkili mahkemelerin dayanağını oluşturan CMK'nın 250, 251 ve 252. maddelerinin yürürlükten kaldırılırken; *250. maddesinin birinci fıkrasına göre görevlendirilen mahkemelerde açılan davalara kesin hükümle sonuçlandırılıncaya kadar, bu mahkemelerce bakılmaya devam edilecek. *Bu davalarda yetkisizlik veya görevsizlik kararı verilemeyecek. Terörle Mücadele Kanunu'nun 10. maddesinin, kavuşturmaya ilişkin hükümleri, bu davalarda da uygulanacak. *CMK'nın 251. maddesinin birinci fıkrasına göre görevlendirilen Cumhuriyet Savcıları, yürütmekte oldukları soruşturmalara HSYK'ca TMK'nın 10. maddesi uyarınca görevlendirilen Cumhuriyet savcıları göreve başlayıncaya kadar devam edecekler. *TMK'nın 10. maddesi kapsamına giren suçlarla ilgili olarak bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibariyle açılan davalarda, sanığın taşıdığı kamu görevlisi sıfatı dolayısıyla hakkında soruşturma yapılabilmesi için izin veya karar alınması gerektiğinden durma veya düşme kararı verilemeyecek. *Mevzuatta CMK'un 250. maddesine göre kurulan ağır ceza mahkemelerine yapılan atıflar, TMK'nın 10. maddesinde belirtilen ağır ceza mahkemelerine yapılmış sayılacak. *Askeri disiplinin sağlanması ve birtakım askeri gerekliliklerden dolayı, Askeri Ceza Kanunu kapsamındaki suçlarda hükmün açıklanmasının geriye bırakılması uygulamasından vazgeçildi. *TMK kapsamına giren suçlarla ilgili davalara, özel yetkili mahkemelerin kaldırılması nedeniyle, bu mahkemelerde bakılmasına ilişkin hüküm yürürlükten kaldırıldı.
*Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlarla ilgili olarak, CMK'ya göre hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilecek, verilen hapis cezası seçenek yaptırımlara çevrilebilecek ve ertelenebilecek. ÖYM'lerin kaldırılmasının dışında, 3. Yargı Paketi ile gelen düzenlemeler başlıklar halinde şöyle; *Savcılar izne bağlı olmadan soruşturma yapabilecek, *Gözaltı süresi yakalamanın ardından itibaren 48 saati geçemeyecek, *Açılan davalara adli tatilde de bakılacak, *Kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal eden kişi, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak, *Güvenli elektronik imza, elle atılan imza yerine kullanılabilecek, *İcra ve iflas dairelerinde nakit ödeme kalkacak, bunun yerine banka hesaplarına ödeme yapılacak, *Aile bireyleri için lüzumlu görülen eşyalar haczedilemeyecek, *Hacizli mallar elektronik ortamda satılacak, *Dava dilekçelerine kimlik numarası da eklenecek. SONUÇ OLARAK; AK Parti Hükümeti olarak iktidarımız boyunca adalet mekanizmasını daha hızlı işletmek amacıyla çeşitli düzenlemeler yaparken, aynı zamanda ceza infaz kurumlarının niteliklerini arttırarak insan onuruna uygun imkanlar oluşturmak için büyük çabalar sarf ettik. Ancak asılolanın suçu oluşmadan önleyecek tedbirler olduğunun, insanımızı suç işlemekten alıkoyacak yaşam ikliminin oluşturulması gerektiğinin bilincindeyiz. İsteğimiz önümüzdeki süreçte suç oranlarının daha çok düştüğü bir Türkiye dir. Toplumun tüm kesimlerinin huzur ve refahı için çalışmalarımıza bütün gücümüzle devam edeceğiz.