Benzer belgeler
Ö. ABADOĞLU* * Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi, Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı, Allerjik Hastalıklar Bilim Dalı, SİVAS

ALLERJİ DERİ TESTLERİ İÇİN AYDINLANMIŞ ONAM (RIZA) BELGESİ

Sağlık çalışanlarında lateks alerjisi

Gaziantep te Çocuklarda Solunum Allerjenleri Duyarlılığı

DERİ PRICK TESTİ (SPT) HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAY FORMU

ALLERJİ AŞILARI. Prof. Dr. Ömer KALAYCI Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Allerji ve astım Ünitesi

Sağlık Personelinin Farklı Bir Meslek Hastalığı: Lateks Allerjisi

BURUNDAN (NAZAL) UYGULANAN YÜKLEME (PROVOKASYON) TESTLERİ İÇİN AYDINLANMIŞ ONAM (RIZA) BELGESİ

3. Basamak Bir Hastanede Görev Yapan Sağlık Çalışanlarının Hepatit C Hakkında Bilgi Düzeyi ve Hepatit C Enfeksiyonu Olan Hastalara Karşı Tutumlarının

%5 Her iki ebeveyn atopik

ALLERJİK HASTALIKLARDA KORUNMA

Hemşirelerin Hasta Hakları Konusunda Bilgi Düzeylerinin Değerlendirilmesi

ÖZET Amaç: Yöntem: Bulgular: Sonuçlar: Anahtar Kelimeler: ABSTRACT Rational Drug Usage Behavior of University Students Objective: Method: Results:

T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ISPARTA İLİ KİRAZ İHRACATININ ANALİZİ

Hem. Songül GÜNEŞ Akdeniz Üniversitesi Hastanesi

daha çok göz önünde bulundurulabilir. Öğrencilerin dile karşı daha olumlu bir tutum geliştirmeleri ve daha homojen gruplar ile dersler yürütülebilir.

SAĞLIK ÇALIŞANLARIN GÜVENLİĞİ VE ETKİLEYEN FAKTÖRLER (TÜRKİYE NİN GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİNDE BEŞ FARKLI HASTANE ÖRNEĞİ)

MELLİTUS HASTALIGI VE HEMŞİRELİK BAKıMı

Abant İzzet Baysal Üniversitesi Tıp Fakültesinde Uygulanan Deri Prik Testlerinin Sonuçları

LOKAL ANESTEZİK MADDELERLE DERİ TESTLERİ İÇİN AYDINLANMIŞ ONAM (RIZA) BELGESİ

Malatya da Yaşayan 6-7 Yaş Grubu Çocuklarında Allerjik Hastalıkların Sıklığı ve İlişkili Risk Faktörleri

THE IMPACT OF AUTONOMOUS LEARNING ON GRADUATE STUDENTS PROFICIENCY LEVEL IN FOREIGN LANGUAGE LEARNING ABSTRACT

Özgün Problem Çözme Becerileri

Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi 2015;7 (2):

Malatya yöresinde astım ve alerjik rinit tanısı konulan çocukların deri prik testlerindeki aeroalerjen dağılımları

Solunum Sistemi Allerjik Hastalıklarının Tanısında Mast-Cla, Deri Testleri ve Allerjik Semptomlar Arasındaki İlişki

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu ve Doğum Mevsimi İlişkisi. Dr. Özlem HEKİM BOZKURT Dr. Koray KARA Dr. Genco Usta

UYGUN AĞRI KESİCİ-ROMATİZMA İLACI SEÇENEĞİ İLE İLAÇ YÜKLEME TESTİ İÇİN AYDINLANMIŞ ONAM (RIZA) BELGESİ

ÖZEL UNCALI MEYDAN HASTANESİ ÇALIŞAN GÜVENLİĞİ PLANI

KANSER HASTALARINDA ANKSİYETE VE DEPRESYON BELİRTİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ UZMANLIK TEZİ. Dr. Levent ŞAHİN

Tıp ve Diş Hekimliği Öğrenci ve Hekimlerinin Biyokimyaya Bakışı

MERSİN ÖRTÜ ALTI ÜRETİM ÇALIŞANLARI ARAŞTIRMASI: İŞLE İLİŞKİLİ CİLT, SOLUNUM SİSTEMİ VE KAS-İSKELET SİSTEMİ HASTALIKLARI

Eğitim ve Öğretim Araştırmaları Dergisi Journal of Research in Education and Teaching Haziran 2017 Cilt:6 Özel Sayı:1 Makale No: 07 ISSN:

İKİNCİ bir ETMEYEN...

HAKKARİ DE PRİK TESTİ SONUÇLARIMIZ

ÖZGEÇMİŞ. Görev Kurum/Kuruluş Yıl Araştırma Görevlisi. Erzincan Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu. Maltepe Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu

Çocukluk Yaş Grubunda Deri Testi ile Allerjen Duyarlılığının Dağılımı

Doç Dr Ömür AYDIN. Ankara ÜTF Göğüs Hastalıkları ABD İmmunoloji-Allerji BD

Lateks Allerjisi. Kauçuk ağacı Hevea brasiliensis in anavatanı güney Amerika daki Amazon bölgesidir ve kauçuğu tarihte

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ Tıp Eğitimi Anabilim Dalı Mezun Görüşleri Anketi

Astım hastalarında görülen öksürük, hırıltı ve nefes darlığı gibi yakınmaların sebebi, solunum

KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HALK SAĞLIĞI ANABİLİM DALI

İnfertilite ile depresyon ve anksiyete ilişkisi

ALLERJİK RİNİTLİ OLGULARDA RİSK FAKTÖRLERİNİN İNCELENMESİ

ALERJİYE KARŞI İKİNCİ BİR CİLT GİBİ HİSSEDİLEN GELİŞMİŞ KORUMA. GAMMEX Non-Latex Accelerator-Free. Sensitive GAMMEX PF. DermaPrene GAMMEX PF.

AMELİYATHANE HEMŞİRELERİNİN SAĞLIKLI YAŞAM BİÇİMİ DAVRANIŞLARININ (SYBD) BELİRLENMESİ *

HEMODİYALİZ HASTALARINDA HASTALIK ALGISI ÖLÇEĞİNİN KLİNİK SONUÇLAR İLE İLİŞKİSİ

Avrupa hastanelerinde

OKUMA ALIŞKANLIKLARI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA: ANKARA ÜNİVERSİTESİ KALECİK MESLEK YÜKSEKOKULU ÖRNEĞİ

TÜRKİYE DEKİ ÜÇ TIP FAKÜLTESİNİN SON ÜÇ YILDAKİ YAYIN ORANLARI THE THREE-YEAR PUBLICATION RATIO OF THREE MEDICAL FACULTIES IN TURKEY

KATETER İNFEKSİYONLARININ ÖNLENMESİNDE EĞİTİMİN KATKISI

HIV ile yaşayan erkek bireylerin cinsel davranış özellikleri ve ilişkili faktörler

Erkan KÜÇÜKKILINÇ SAĞLIK HİZMETLERİNDE ÇALIŞAN GÜVENLİĞİ NİN SAĞLANMASINDA, KESİCİ DELİCİ ALET YARALANMASINA KARŞI ÖNLEM ALMANIN ÖNEMİ

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Alerji-İmmünoloji BD Olgu Sunumu 5 Temmuz 2018 Perşembe

Basınç Ülserini Önlemek

Şükran ŞAFAK, Canan YERTUTAN, Sibel ERKAL, Zeynep ÇOPUR, Berrin ERGÜDER ÖZET

BİYOİSTATİSTİK Sağlık Alanına Özel İstatistiksel Yöntemler Dr. Öğr. Üyesi Aslı SUNER KARAKÜLAH

KAMU PERSONELÝ SEÇME SINAVI PUANLARI ÝLE LÝSANS DÝPLOMA NOTU ARASINDAKÝ ÝLÝÞKÝLERÝN ÇEÞÝTLÝ DEÐÝÞKENLERE GÖRE ÝNCELENMESÝ *

Hastaların Ameliyat Öncesi Döneme Ait Bilgi Gereksinimlerinin Belirlenmesi

Hipersensitivite, Alevlenme Reaksiyonları ve Anaflaksi. Hem. Okan Duran Medikana internatinational. Ankara Hastanesi 19 Nisan 2014

AMEL YATHANE ÇALIfiANLARINDA LATEKS ALLERJ S SIKLI ININ ARAfiTIRILMASI*

Sağlık öğrencilerinin lateks allerjisi yakınmaları ve farkındalıkları

BİRLİKTE ÇÖZELİM Mİ? NSAii. Dr Gözde KÖYCÜ BUHARİ Dr Ferda ÖNER ERKEKOL

GİRESUN ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ ÖĞRENCİ MEMNUNİYET ANKETİ DEĞERLENDİRME SONUÇLARI

NADİR HASTALIKLAR VE ORPHANET-TÜRKİYE sonrası. Prof.Dr. Uğur Özbek Orphanet-Türkiye Koordinatörü İstanbul Üniversitesi, DETAE

SEZARYEN İLE DOĞUM YAPAN ANNELERİN EPİDURAL ANESTEZİ SEÇME NEDENLERİNİN İNCELENMESİ

SAĞLIK YÜKSEK OKULU ÖĞRENCİLERİNİN HEPATİT A VİRÜSÜ HAKKINDAKİ BİLGİ TUTUM VE DAVRANIŞLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

ÖZET ve niteliktedir. rme. saatlerinin ilk saatlerinde, üretim hatt. 1, Mehmet Dokur 2, Nurhan Bayraktar 1,

ANKARA ÜNĠVERSĠTESĠ TIP FAKÜLTESĠ EĞĠTĠM-ÖĞRETĠM YILI DERS NOTU FORMU

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ

Bilim Uzmanı İbrahim BARIN

Prediyaliz Kronik Böbrek Hastalarında Kesitsel Bir Çalışma: Yaşam Kalitesi

EK-5 MEMNUNİYET ANKETLERİ UYGULAMA REHBERİ. Hastane (Kamu, Üniversite ve Özel)

DELİCİ KESİCİ ALET YARALANMALARI VE ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER

Lateks Allerjisi. Uzm. Dr. Önder Orhan EREN*, Doç. Dr. Gül KARAKAYA**, Prof. Dr. A. Fuat KALYONCU**

İlkokullarda Görev Yapan Sınıf Öğretmenlerinin Oyun Ve Fiziki Etkinlikler Dersi İle İlgili Görüş Ve Uygulamaları

ORTOPEDİ VE TRAVMATOLOJİ UZMANLIK EĞİTİMİ PROGRAMLARINI DEĞERLENDİRME ANKETİ

GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİLERİNİN AİLE HEKİMLİĞİ KONUSUNDA BİLGİ DURUMLARININ SAPTANMASI *

Eğitim ve Öğretim Araştırmaları Dergisi Journal of Research in Education and Teaching Ağustos 2018 Cilt: 7 Sayı: 3 ISSN:

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Alerji-İmmünoloji BD Olgu Sunumu 7 Ağustos 2018 Salı

Türk Cerrahi ve Ameliyathane Hemşireleri Derneği Bülteni

Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Faz II Elektif Staj programı. Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı

KİŞİSEL SAĞLIK VERİLERİ KONUSUNDAKİ FARKINDALIK VE GÖZLEMLERİN ÖĞRENCİLERDE ARAŞTIRILMASI

YOĞUN BAKIM HEMŞİRELERİNİN İŞ YÜKÜNÜN BELİRLENMESİ. Gülay Göçmen*, Murat Çiftçi**, Şenel Sürücü***, Serpil Türker****

Astım hastalarının hava yollarındaki aşırı hassasiyet, hava akım kısıtlanması ve aşırı mukus salgılanması

REVİZYON DURUMU. Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No

SİZDEN GELENLERLE GÜCÜMÜZE GÜÇ KATIYORUZ

Gaziantep Yöresinde Kronik Öksürük Şikayeti İle Başvuran Çocuklarda Allerjen Dağılımı

Birinci basamakta çalışan sağlık personelinin hasta hakları konusunda bilgi düzeylerinin belirlenmesi

TIP FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİNDE GÜNDÜZ AŞIRI UYKULULUK HALİ VE DEPRESYON ŞÜPHESİ İLİŞKİSİ

Antalya Bölgesindeki Allerjik Rinitli Hastaların Değerlendirilmesi

Sağlık Çalışanında Takip ve Tedavi Protokolü Nasıl Olmalıdır?

Türk Cerrahi ve Ameliyathane Hemşireleri Derneği Bülteni

Türk Dermatoloji Derneği Dermatoalerji Çalışma Grubu dermatoalerji eğitim ve uygulamaları anket çalışması

[Tıp Eğitiminde HIV/AIDS Üzerine Savunuculuk Projesi]

Haftalık İnfluenza (Grip) Sürveyans Raporu

DÜŞÜK PREVALANS HEKİMLİĞİ. Yrd. Doç. Dr. Yasemin ÇAYIR Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Aile Hekimliği AD

ALLERJİK HASTALIKLAR STAJI

Eğitim ve Öğretim Araştırmaları Dergisi Journal of Research in Education and Teaching Kasım 2017 Cilt: 6 Sayı: 4 ISSN:

Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinin Beş Yıllık ( ) Kansere Bağlı Ölüm Kayıtlarının Değerlendirilmesi

Transkript:

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL ARAŞTIRMA PROJESİ KESİN RAPORU ANKARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ SON SINIF ÖĞRENCİLERİNDEKİ LATEKS DUYARLILIĞININ TIPTA UZMANLIK SINAVI TERCİHLERİ ÜZERİNE ETKİSİ Proje Yürütücüsü: Doç. Dr. Gülfem Çelik Yardımcı araştırıcılar: Prof. Dr. Yavuz S. Demirel Uzm. Dr. Ferda Öner Erkekol Uzm. Dr. Özlem Keskin Uzm. Dr. Berna Dursun Mehmet Selçuk Mısırlıgil Proje No: 20050809009HPD Başlama Tarihi: 1 Haziran 2005 Bitiş Tarihi: 1 Haziran 2006 Rapor Tarihi:25 Ağustos 2006 Ankara Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Ankara 2006

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ SON SINIF ÖĞRENCİLERİNDEKİ LATEKS DUYARLILIĞININ TIPTA UZMANLIK SINAVI TERCİHLERİ ÜZERİNE ETKİSİ 1. ÖZET Giriş: Lateks allerjisinin sağlık hizmetinde çalışan kişiler için önemli bir sağlık problemi olduğu bilinmektedir ve tıp öğrencileri lateks içeren maddelerin sıkça kullanıldığı bu mesleğe doğru yol almaktadırlar. Kılavuzlar lateks allerjisinden korunmaya yönelik bir çok önerileri içermektedir. Bu bağlamda tıp fakültesini bitirmeden önce öğrencilerin kendi taşıdıkları riskleri öğrenmeleri ve lateks alerjisi konusunda bilgilendirilmesi son derece önem taşımaktadır. Amaç: Bu çalışma Tıp Fakültesi son sınıf öğrencilerindeki latekse bağlı semptom tanımlama oranını, lateks duyarlılığını ve öğrencilerin lateks allerjisi hakkındaki bilgi düzeylerini belirlemek ve öğrencileri bu konuda bilgilendirmektir. Metot: Öğrencilerin lateks maruziyeti ile oluşan semptomları, lateks allerjisi hakkındaki bilgi düzeyleri anket yöntemi ile araştırılmıştır. Aynı ankette Tıpta Uzmanlık Sınavı nda seçecekleri dallar sorgulanmıştır. Lateks ve inhalan allerjen duyarlılığı Dermatophagoides pteronyssimus and Dermatophagoides farinae, çayır, ağaç, yabani ot polenleri, kedi kopek allerjeni ve lateks ile yapılmıştır. Aynı zamanda lateks içeren mamullerde bulunan maddeler ile patch test uygulanmıştır. Bu aşamadan sonra öğrencilere lateks allerjisi hakkında standart bir bilgilendirme verilerek, Tıpta Uzmanlı Sınavı tercihlerinde bir değişiklik olup olmadığı sorgulanmıştır. Bulgular: Çalışma grubunda lateks maruziyeti ile semptom tanımlama oranı %9.2, lateks duyarlılığı %4.4 olarak bulundu. Öğrencilerin %44.7 si lateks nedir sorusuna doğru yanıt verebildi. Günlük hayatta ve hastanede lateks içeren ürünlerin en az birinin doğru olarak bilinme oranları sırası ile %55.5 (n:122) ve %95.6 (n:210) olarak bulundu. Hastane ortamında lateks içerdiği en sık bilinen ürün eldiven, hastane dışı ortamda kondom olarak tespit edildi. Hastane ortamında lateks içeren eldiven dışında ikinci bir maddenin daha bilinme oranı ise ancak %25.6 ydı. Öğrencilerin %80.5 i lateksin allerjiye neden olabileceğini belirtmesine rağmen ancak %7.3 ü hem tip 1 hem de tip 4 hipersensitiviteye yol açtığını belirtebilmişti.

Öğrencilerimizin %67.7 sinin (n:149) lateks ve lateks alerjisi hakkında bilgi almamış olması dikkat çekiciydi. Bilgi almamış grubun lateks hakkındaki bilgi düzeyinin çalışma öncesinde lateks hakkında bilgi almış gruba göre daha kötü olduğu tespit edildi. Öğrencilerin hiç biri testler ve bilgilendirme sonrasında tıpta uzmanlık sınavı tercihlerini değiştirmemişlerdir. Sonuç: Tıp Fakültesi öğrencilerinde lateks duyarlılık oranının düşük olmamasına ve bu öğrencilerin lateks maruziyeti yoğun bir meslek grubuna dahil olmak üzere olmalarına rağmen lateks hakkındaki bilgi düzeyleri yetersizdir. Lateks allerjisinden korunmanın eğitim ve bilgilendirme ile başlayacağı göz önüne alınarak öncelikle öğrencilerimizi bu konuda uyaracağımız ve eğiteceğimiz derslere ihtiyaç vardır.

THE INFLUENCE OF THE LATEX SENSITIVITY ON THE SELECTION OF SPECIALTY IN THE LAST TERM STUDENTS OF ANKARA UNIVERSITY MEDICAL SCHOOL 1. SUMMARY Background: It is well known that latex allergy has become an important occupational health concern among health care workers and medical students are entering a profession in which latex materials are in widespread use. Guidelines include many recommendations in order to prevent latex allergy. At that point it is very critical for the medical students to be informed about latex allergy and the risks they have. Objective: This study aimed to determine the prevalence of latex-related symptoms and latex sensitization among the sixth class medical students (interns), to evaluate the knowledge of the students about latex allergy and to inform them about latex allergy. Method: We evaluated the prevalence of latex-related symptoms and the knowledge of students about latex allergy by means of a questionnaire. In this questionnaire the branch they are going to choose in the Medical Specialisation Examination was also asked. Sensitivity to latex and common allergens was determined by skin prick test using a panel of Dermatophagoides pteronyssimus and Dermatophagoides farinae, grass, tree, weed pollens, cat, dog antigens and a commercial latex extract. Patch tests with materials in latex products were also performed. After this point, standard information about latex allergy was given to the students and then they asked whether they changed their mind about the branch they are going to choose in Medical Specialisation Examination or not. Results: Latex related symptoms were noticed in 9.2% of the students. The prevalence of latex sensitivity was 4.4%. Only 44.7% of the students managed to give a right answer for the question asking what latex is. The rates of remembering at least one latex product from hospital environment and out of hospital was 95.6% and

55.5%, respectively. Glove was the most knowable latex product in the hospital, where as it was condom out of the hospital. The rate of remembering an other latex product other than glove was only 25.6%. 80.5% of the students knew that latex can cause allergy however only 7.3% could state both type 1 and type 4 hypersensitivity. It is noticeable that 67.7% of the students have not received general information about latex allergy before the study and the level of their knowledge are worse than the ones who have taken information before the study. None of the students changed their mined about the branch they are going to choose after the school after given information and allergy tests. Conclusion: Although the prevalence of latex sensitization is not low and they are going to entering a profession highly dealing with latex material the knowledge of the sixth class medical students are not enough. Realising that maintaining a latex-safe environment begins with education and training we should organise lessons in order to warn the students about latex allergy.

2. AMAÇ VE KAPSAM Lateks (cis-1,4-polyisoprene) Hevea brasiliensis ağacından elde edilen sütsü bir sıvıdır. Başta ameliyathane ortamında kullanılan ürünler (eldiven, katater, airway, endotrakeal tüp, sonda, enjektör, maske, ambu, turnike, tansiyon aleti, vb) olmak üzere hastane ve ev ortamında bulunan (eldiven, preservatif, balon, bebek emzikleri, vb) 40000 kadar maddede mevcuttur. Lateks maruziyeti sonucu irritan kontakt dermatit ya da allerjik kontakt dermatit ve erken tip hipersensitiviteye bağlı allerjik reaksiyonlar (rinit, nefes darlığı, ürtiker, anaflaksi) gözlenebilmektedir. Lateks allerjisinin genel popülasyondaki ve sağlık personelindeki prevalansı ve insidansı ile ilgili bu güne kadar pek çok farklı sonuç bildirilmiştir. Bunun nedeni çalışmalara dahil edilen gruplara, çalışmanın dizaynına ve tanıda kullanılan yöntemlere göre sonuçların değişebilme olasılığıdır. ABD de genel populasyonda sensitizasyonun %1 olduğu düşünülmektedir. Avrupa da ise çocuklarda bakılan lateks duyarlılık oranı ise %1,7-2,2 olarak bildirilmiştir. Tip IV immüniteye bağlı gelişen allerjik kontakt dermatit prevalansı ile ilgili çok fazla bilgi mevcut değildir. Semptomatik olguların %10 kadarında pozitiflik bildirilmiştir. Ancak kesin rakamlar vermek için henüz yeterli veri yoktur. Literatürde lateks allerjisi gelişme riski olan gruplar tanımlanmıştır. Bu grubun içerisinde sağlık çalışanları, spinabifida veya genitoüriner sistem anomalisi olan çocuklar, kuaförler, gıda sektöründe çalışalar gibi meslek ve hastalık grupları yer almaktadır. Sağlık çalışanlarında lateks e karşı tip 1 hipersensitivite, tanının hangi yöntem ile konulduğuna ve olgu seçimine göre değişmekle birlikte, %2,9- %12,1 arasında bildirilmiştir Mesleki rinokonjonktivit %1,2-16,3, mesleki astım %6.8 oranında bildirilmiştir. Sağlık çalışanları arasında da özellikle atopik olanların hem sensitizasyon hem de klinik oluşması için yüksek riske sahip oldukları gösterilmiştir. Sonuç olarak lateks allerjisi sağlık çalışanlarının meslek hastalığı olarak kabul edilebilir. Bu noktada lateks allerjisine bağlı en önemli 2 nokta hastalığın prognozu ve hastalığa bağlı iş gücü kaybıdır. İsveç te yapılan 7 yıllık bir takip çalışmasının sonuçlarına göre lateks allerjisi olan olguların %20 si iş değiştirmek zorunda kalmaktadır. Amerika da da benzer

şekilde lateks duyarlılığı olanların %24-38 inin işini değiştirme zorunluluğu oldu gösterilmiştir. Bu olguların %12.9 unun tamamen işten ayrılmış ve işsiz olması dikkat çekicidir. İşten ayrılmanın yanı sıra lateks allerjisi işte geçen zamanın verimliliğini de etkilemektedir. İş yeterlilik indeksi (Work ability index) anketi kullanarak yapılan bir çalışmada lateks allerjisi olanların yaş, cinsiyet, meslek, atopik durum gibi parametrelerdeki farklılık ile açıklanamayacak, düşük iş yeterlilik indeksine sahip olduklarını ortaya koymuşlardır. Bu nedenlerden ötürü latekse bağlı iş gücü kaybının oldukça ciddi ekonomik maliyeti olabildiğini ortaya koyan çalışmalar mevcuttur. Örneğin Tylor ve ark. 1996 yılında lateks allerjisine bağlı kaybedilen iş günü maliyetini ortama kişi başına 38077 dolar, iş günü kaybı dışındaki maliyeti (medikal harcamaya bağlı maliyet) kişi başına 219 dolar olarak bulmuş. Görüldüğü üzere lateks allerjisi sağlık çalışanlarını ciddi anlamda tehdit eden önemli bir sağlık sorunudur. Günlük allerji pratiğinde lateks allerjisi tanısı konulan hasta grubunun önemli bir kısmını cerrahi branşlarda çalışan sağlık çalışanları oluşturmaktadır. Cerrahi branşlarda, bilindiği gibi, başta lateks içeren eldiven olmak üzere diğer bir çok branş ile karşılaştırıldığında lateks içeren hastane ürünlerine (kateter, sonda vs) daha fazla oranda temas gerekleşmektedir. Buna bağlı olarak duyarlanma ve semptom oluşma oranı daha yüksektir. Lateks allerjisi ile ilgili semptomlar ortaya çıktığında daha önceki bölümlerde de tartışıldığı üzere kişi psikolojik ve sosyal anlamda bir zorluk yaşamaktadır. Tanı konduğu anda tedavi ve korunma uygulamaları konusunda pratik yönden güçlükler mevcuttur. Bu durumda iş değiştirme gibi çok ciddi bir sorunla karşı karşıya kalınabilmektedir. Bilindiği gibi ülkemizde tıp eğitimi sistemine göre ihtisas yapabilmek için TUS da yeterli puan alarak ilgili bölüme yerleştirilmeniz gerekir. Bu nedenle iş değişimi gündeme gelse bile pratik olarak uygulanması hiç kolay olmamaktadır. Bu nedenle sınav tercihleri yapılırken lateks allerjisi konusunda yeterli bilgiye sahip olmak ve kişinin kendisinde lateks duyarlılığı ve/veya atopi varlığının olup olmadığını bilmesi bilinçli tercihlerin yapılması için önemlidir. Kliniğimizde lateks allerjisi tanısı alan olguların çoğunluğunun cerrahi branşlarda çalışan hekim hastalarımız oluşturmaktadır. Ne yazık ki bu hekim hastalarımız tarafından mesleklerinin gereğinin yerine getirilmesindeki ciddi güçlüklerin yanı sıra yaşadıkları psikolojik baskı dile getirilmektedir. Bu hekim

hastalarımızın çoğu branşlarına başladıklarında lateks allerjisi yönünden taşıdıkları riskleri bilmeleri halinde bu branşı seçmeyebileceklerini de vurgulamışlardır. Özellikle sağlık çalışanları için önemli bir mesleki risk faktörü olan lateks allerjisinden hekimlerimizi korumanın önemli bir yolu fakülteyi bitirirken bu allerji yönünden risklerini bilmeleri, bu konuda bilgilendirilmeleri ve riskli grupların en azından kendilerini gelecekte duyarlanma veya hastalık gelişimine karşı koruyucu önlemler alması olarak karşımıza çıkmaktadır. Hekimlerin bu alanda bilinçli olmaları ise bu konuda yeterli bilgiye sahip olmalarını gerektirir. Bilinçli, risklerin farkında olunarak yapılan tercihler veya tavırlar genç hekimlerimizin ileride basa çıkmaları çok daha zor olabilecek durumların önlenmesinde son derece önemlidir. Bu veriler ışığında; Bu çalışmada, profesyonel olarak mesleklerini uygulamaya en yakın öğrenci hekim grubu olan son sınıf öğrencilerine cilt prick testleri yapılarak lateks allerjisi ve yanı sıra bir risk grubu olduğu bilinen inhalan allerjen duyarlılıklarının saptanması hedeflenmiştir. Öğrencilerin lateks allerjisi ile ilgili bilgi düzeyleri bir anket yöntemi ile değerlendirilecek, anket sonrası lateks allerjisi ile ilgili standart bir bilgi verilerek deri testleri ile lateks allerjisi yönünden ortaya çıkan risk durumlarına göre gelecekte yaşamlarını çok etkileyecek TUS sınavında branş secimi üzerine etkisini araştırılacaktır.

3. MATERYAL VE METOT 3.1. Çalışma Protokolü Çalışmaya 2005-2006 yılları arasında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi de 6. sınıfında okuyan öğrencileri dahil edilmiştir. Çalışma AÜTF etik kurulu tarafından onaylanmış olup çalışmaya katılan bütün olgulardan bilgilendirilmiş onay alınmıştır. 6. sınıf öğrencilerine yıl içerisindeki rotasyonları göz önüne alınarak, psikiatri, dahiliye, kadın hastalıkları ve doğum, çocuk hastalıkları bölümlerinde rotasyonda bulundukları dönemlerde ulaşılmıştır. Olguların demografik özellikleri, TUS tercihleri, lateks allerjisi hakkındaki bilgi düzeyleri anket yöntemi ile değerlendirilmiştir. Lateks bilgi düzeyinin ölçüldüğü formda öğrencilerden lateksin ne olduğunu, hastane ve hastane dışında dışında lateks içeren maddelerin tanımlamaları istenilmiştir. Ayrıca öğrencilere kendilerinde ve çevrelerinde lateks allerjisi tanısı alan olup olmadığı, lateksten korunma yöntemlerinin neler olduğu, lateks hakkında bilgilendirme alıp almadıkları, aldılar ise hangi kaynaklardan aldıkları sorulmuştur. Sonrasında lateks allerjisi ile ilgili standart bir bilgilendirme yapılmış ve olguların allerjik hastalıklar ile ilgili mevcut semptomları, lateks maruziyet oranları ve varsa maruziyet ile ilgili şikayetleri ikinci bir anket ile değerlendirilmiştir. Anket bitiminde kabul eden olgulara aşağıda tanımlanan yöntemler ile prick test ve patch test yapılmış ve son olarak bilgilendirme ve deri testleri sonuclari dogrultusunda TUS tercihlerinde değişiklik olup olmadığı sorgulanmıştır. Calismanin hic bir asamasinda ogrencilere cevaplarini yonlendirici bir tavir sergilenmemis ve yanıtlamayı istemedikleri soruları boş bırakmak konusunda özgür bırakılmıştır. Çalışmada kullanılan anket formları açık uçlu veya çoktan seçmeli olarak çalışmacılar tarafından hazırlanmıştır. Çalışmada kullanılan anket formları ekte verilmiştir. Deri prick test uygulaması: Dermatophagoides pteronyssinus, Dermatophagoides Farinae, kedi tüyü, köpek tüyü, hamam böceği, mantar (mix), çayır (mix), yabani ot (mix), ağaç (mix), hububat (mix) polen antijenlerini, pozitif ve negatif kontrolü içeren standart bir panel ve lateks ile yapılmıştır. (ALK-Abello). Bu yöntemde allerjen ekstreri ön kolun volar yüzüne en az ikişer santimetre aralıklarla damlatılmış, bir lanset ile bu damlaların

içinden yüzeyle dar açı yapacak şekilde epidermise ulaşılmış, lansetin ucu epidermisin bir kısmını kaldıracak şekilde yukarı doğru kanatmadan hafifçe çekilmiştir. 15 dakika sonunda solusyon yerlerinde oluşan ödem ve eritem değerlendirilmiştir. Ödem çapının negatif kontrol solüsyonundan 3mm fazla olması cilt testi pozitifliği için anlamlı kabul edilmiştir. Patch test uygulaması: Patch testler, IQ chamber`lar ile 13 adet lateks katkı maddesi (Thiuram mix, carbamix, mercapto mix, black rubber mix, tetramethylthiuram monosulphide, mercaptobenzothiazole, N-Cyclohexylbenzothiazyl sulfenomide, tetramethylthiuram disulphide, hexamethylenetetramine, N-Isopropyl-N-phenyl-4 phenylenediamine, 1,3-Diphenylguanidine, tetraethylthiuramdisulphide, dipentamethylenethiuram disulphide) içeren standart bir panel (ALK-Abello) ve lateks eldiven parçası ile yapılmıştır. Bu test yönteminde allerjenler yapışkan bant üzerine yerleştirilmiş küçük aliminyum disk içine konularak sırtın üst kısmına yapıştırılmış ve 2 gün o bölgede kalması sağlanmıştır. Yapışkan bant 2 günün sonunda açılacak, allerjenin yeri işaretlendikten 30 dakika sonra değerlendirilmiştir. Test bölgesi 72 ve 96. saatlerde tekrar değerlendirmeye tabi tutulmuştur. Değerlendirme Uluslararası Kontakt Dermatit Araştırma Grubu nun kriterlerine göre yapılmıştır. 3.2. İstatistiksel Analizler Çalışmanın istatistikleri SPSS (Statistical package for social sciences) paket programı kullanılarak yapıldı. (SPSS, version 11.0; SPSS; Chicago, IL) Nominal değerler n(%) olarak verildi. Kategorik değerleri karşılaştırmak için Ki-kare yöntemi kullanıldı. Tüm değerlendirmeler mevcut verilere göre yapılmış olup anketlerdeki eksik veriler değerlendirilmeye alınmamış ve cilt testi sonuçları yalnız testi yaptırmayı kabul eden olguların sonuçları üzerinden tartışılmıştır.

4. ANALİZ VE BULGULAR I. Olgular: Çalışmaya 123 ü (%55.9) kadın 97 si (%44.1) erkek toplam 220 altıncı sınıf öğrencisine ulaşılabildi. Öğrencilere ulaşılabilirlik oranı % 65.8 di (220/336). Grubun yaş ortalaması 24.09±1.35 di. II. Öğrencilerin lateks allerjisi hakkındaki bilgi düzeylerinin değerlendirilmesi: Bu bölümün ilk sorusu olan lateks nedir sorusuna, kavuçuktan elde edilen bir madde (n:51; %44.7), hastane malzemelerinin üretiminde kullanılan bir madde (n:47; %41.2) ve allerji yapıcı bir madde (n:33; %28.9) cevaplarının verilmesi doğru kabul edildi. Bu durumda soruya doğru cevap verilme oranı %51.8 di (n:114). Günlük hayatta ve hastanede lateks içeren ürünlerin en az birinin doğru olarak bilinme oranları sırası ile %55.5 (n:122) ve %95.6 (n:210) olarak bulundu. Günlük hayatta lateks kaynağı olarak en sık prezervatif (%67.2) bilinirken, bunu eldiven (%58.2), balon (%12.3) ve emzik (%12.3) izlemekteydi. (Figür 1) Hastane ortamında ise soruya doğru yanıt veren 210 öğrencinin tamamı eldiven yanıtı vermişti. Bu cevabı sırası ile sonda (%17.1), ameliyat malzemesi (%8.7), katater (%7.6), enjektör (%3.2) yanıtları izlemekteydi. (Figür 2) Hastane ortamında lateks içeren eldiven dışında ikinci bir maddenin daha bilinme oranı ise ancak %25.6 ydı. Bilinme oranları 70 60 50 40 30 20 10 0 67,2 58,2 12,3 12,3 Prezerv atif Eldiv en Balon Emzik Figür 1. Günlük hayattaki lateks içeren ürünlerin bilinme oranları

Bilinme yüzdesi 100 90 80 70 60 50 40 30 20 10 0 100 17,1 Eldiv en Sonda Katater Ameliy at malzemesi 7,6 8,7 3,2 4,2 Enjektör Diğer Figür 2. Hastane ortamında lateks içeren ürünlerin öğrencilerce bilinme oranları Altıncı sınıf öğrencilerinin %80.5 i (n:177) lateksin allerjiye neden olduğunu biliyordu. Ancak olguların yalnız %7.3 ünün (n:16) tip 1 ve tip 4 hipersensitivitenin ikisine de neden olduğunu bildiği, %39.5 inin (n:87) hipersensitivite tipini tanımlayamadığı, %33.6 sının (n:74) tip 1 ve tip 4 den yalnız birini tanımladığı görüldü. Lateks allerjisinden korunma önlemleri sorgulandığında doğru cevap oranı %77.7 ydi (n:171). Doğru kabul edilen cevaplar olan lateks ürün kullanımından kaçınma 145 (%84.5), cilde direkt temasın önlenmesine yönelik lateks eldiven altına vinil eldiven giyilmesi 27 (%15.9), desensitizasyon 12 (%7.1) kişi tarafından bilinmişti. Öğrencilerimizin %67.7 sinin (n:149) lateks ve lateks allerjisi hakkında bilgi almamış olması dikkat çekiciydi. Bilgi kaynakları arasında çevreden duyum %47.9(n:35) ile ilk sırada yer alırken, bunu pratik dersleri (n:29; %39.7), kitap (n:18; %11.0), asistan (n:5, %6.8), internet (n:2,%2.7), televizyon (n:2, %2.7) izlemekteydi. 50 40 47,9 39,7 Yüzde 30 20 10 11 6,8 2,7 2,7 0 Çev reden duy um Pratik dersler Kitap Asistan İnternet Telev izy on Figür 3. Öğrencilerin lateks hakkında bilme alma kaynakları

Lateks hakkında daha önceden bilgilenmiş olmanın lateks allerjisi hakkındaki bilgi düzeyi üzerine etkisi incelendiğinde oldukça çarpıcı sonuçlar elde edildi. Bilgi almanın, lateksin ne olduğunun, iş ortamında lateks içeren ürünlerden 3 ve üstünün ve korunma önlemlerinin bilinmesinde istatistiksel anlamlı önemi olduğu görüldü. Benzer şekilde çevresinde lateks allerjisi olmak da korunma önlemlerini bilmek üzerine etkiliydi. (Tablo 1) Tablo 1. Lateks Hakkında Bilgi Almış Olmanın Ve Çevrede Lateks Allerjisi Tanısı Alan Kişi Bulunmasının Öğrencilerin Lateks Hakkındaki Bilgileri Üzerine Etkileri Soru Lateks nedir? Yanlış Doğru Günlük hayatta lateks içeren ürünler nelerdir? Bilemedi Bildi Hastanede lateks içeren ürünler nelerdir? Bilemedi Bildi Hastanede lateks içeren ürünleri bilme sayısı 0-2 3+ Lateksin sağlık üzerine etkisi nedir? Bilmiyor Allerji yaptığını biliyor Tip1 ve tip 4 hipersensitivite yaptığını biliyor Lateks alerjisinden korunma yöntemleri nelerdir? Doğru cevap var Doğru cevap yok Lateks Hakkında Bilgi Çevresinde Lateks Allerjisi Tanısı Alan Almış Almamış p Var Yok p n(%) n(%) n(%) n(%) 28(46.7) 78(65.5) 0.015 19(48.7) 87(62.1) >0,05 32(53.3) 41(34.5) 20(51.3) 53(37.9) 30(42.3) 67(45.0) >0.05 24(44.4) 73(44.0) >0,05 41(57.7) 82(55.0) 30(55.6) 93(56.0) 2(2.8) 8(5.4) >0,05 1(1.9) 9(5.4) >0.05 69(97.2) 141(94.6) 53(98.1) 157(94.6) 60(84.5) 140(94.0) 0.023 52(96.3) 148(89.2) >0,05 11(15.5) 9(6.0) 2(3.7) 18(10.8) 6(8.5) 37(24.8) 10(18.5) 33(19.9) 59(83.1) 102(68.5) 0.016 40(74.1) 121(72.9) >0.05 6(8.5) 10(6.7) 4(7.4) 12(7.2) 66(93.0) 5(7.0) <0.001 50(92.6) 121(72.9) 0.03 5(7.0) 44(29.5) 4(7.4) 45(27.1)

III. Ögrencilerin atopik hastalık, atopi ve lateks allerjisi varlığı yönünden değerlendirilmeleri: Olguların ankette bildirdikleri allerjik hastalık yönünden tıbbi özellikleri Tablo 2 de gösterilmiştir. Tablo 2. Olguların Allerjik Hastalık Yönünden Tıbbi Özellikleri Doktor tanılı allerjik hastalık öyküsü Astım Rinit Ürtiker Kontakt dermatit Besin allerjisi İlaç allerjisi Atopik dermatit Son on iki ayda allerjik hastalıklar ile ilişkili semptom tanımlama Nefes darlığı Rinit ile uyumlu semptom Ürtiker ile uyumlu semptom Dermatit ile uyumlu semptom Sayı (Pozitif/Toplam veri sayısı) 2/201 30/201 16/201 17/201 11/201 14/201 8/193 25/200 65/200 33/200 16/199 Yüzde 1 14.9 8 8.5 5.5 7 4 12.5 32.5 16.5 8 Prick testler: Çlışmaya dahil edilen 201 olgudan 183`u deri prick testlerini yaptırmıştır. Herhangi bir allerjen pozitifliği 64 olguda (%35) saptanmıştır. Sekiz olguda (%4.4) lateks allerjisi saptanmıştır. (Tablo 3). Patch testler: Tüm grupta testi yaptırmayı kabuleden 84 (%38.2) öğrencinin testleri negatif çıkmıştır.

Tablo 3. Öğrencilerde yapılan deri prick test sonuçları Prick test sonuçları Herhangi bir allerjen pozitifliği 64/183 35.0 Mite 51/183 27.9 Kedi 11/183 6 Köpek 8/183 4.4 Mantar 5/183 2.7 Polen 23/183 12.6 Cockroach 29/183 15.8 Lateks 8/183 4.4 IV. Lateks maruziyeti ile semptom tanımlama ve deri testleri arasındaki ilişki: Öğrencilerden 18 tanesi (%9.2; 18/196) lateks maruziyeti sonrasında semptom tanımlamaktaydı. Semptom tanımlayan bu öğrencilerin 3 ünün (%16.7) prick testlerinde lateks duyarlılığı tespit edildi. Ek olarak semptom tanımlamayan 5 öğrencide de lateksle prick test pozitifliği gözlendi. Semptom tanımlayan ve/veya lateks ile cilt testi pozitifliği olan olguların özellikleri ve bilgi profilleri Tablo 4a ve b de gösterilmiştir.

Tablo 4a. Lateks Cilt Testi Pozitif Saptanan Olguların Özellikleri Sıra Cinsiyet TUS tercihi Doktor tanısı 12 ayda Semptom Atopi Patch semptom 1 E Cerrahi Ø Ø Ø - - 54 E Cerrahi Ø Ø Ø Polen - 73 E Dahiliye Ø Nefes Ø Mite - darlığı Cock Mold 94 E Cerrahi Ø Ø Ø Mite - 105 K Cerrahi Besin allerjisi Atopik dermatit Rinit Ürtiker Dermatit 142 K Cerrahi KonDer Rinit Ürtiker 163 K Dahiliye Allerjik rinit Rinit İlaç allerjisi Ürtiker Cock Ürtiker - - Egzema - Ø Ø Mite Polen Köpek 193 K Dahiliye Ürtiker Ø Ø - - Tablo 4b. Lateks Maruziyeti ile Semptom Tanımlayıp Lateks Cilt Testi Negatif Saptanan Olguların Özellikleri Sıra Cinsiyet TUS tercihi Doktor tanısı 12 ayda 25 K Cerrahi Dahiliye 28 K Cerrhi Dahiliye 56 K Ø Allerjik rinit Atopik dermatit Semptom Atopi Patch semptom Besin allerjisi Ø Ürtiker - - Besin allerjisi Ø Egzzema - Ø Nefes darlığı Rinit Ürtiker Rinit - - 67 K Cerrahi Kontakt dermatit Nefes darlığı Egzema - - Dermatit 91 E Cerrahi Ø Rinit Egzema - - Ürtiker 128 K Cerrahi Ø Ürtiker Egzema - - Dahiliye 130 K Cerrahi Allerjik rinit Rinit Egzema - - Dahiliye 131 K Cerrahi Ø Ø Egzema - - Dahiliye 132 K Cerrahi Kontakt dermatit Rinit Egzema - Ø Dahiliye Dermatit 134 K Cerrahi Besin allerjisi Rinit Egzema - - 159 E Cerrahi Besin allerjisi Atopik dermatit Ürtiker - Ürtiker Egzema Mite Cock Mold Köpek Kedi 165 E Cerrahi Kontakt dermatit Dermatit Egzema Mite Ø Cock 166 K Dahiliye Kontakt dermatit Dermatit Egzema Mite - Cock 183 E Cerrahi Ø Nefes darlığı Nefes - - Dahiliye darlığı 188 E Dahiliye Ø Ø Egzema - Ø -

Lateks ile semptom tanımlayan ve tanımlamayan grup arasında geçmişteki ve şu andaki lateks maruziyeti ve inhalan allerjenlere duyarlılık açısından farklılık yoktu. (p>0.05) Ancak lateks ile semptom tanımlayan grupta, semptom tanımlamayan gruba göre; doktor tanılı kontakt dermatit (%22.2 vs %7.3), besin allerjisi (%27.8 X %2.8), atopik dermatit (%22.2 vs %2.2) ve son on iki ayda dermatit ile uyumlu semptom tanımlama (%27.8 vs %6.2) oranları anlamlı yüksekti. (Sırası ile p=0.032, p<0.001, p<0.001,p=0.001). Lateksle prick testi pozitif olan grup ile negatif olanlar arasında ise maruziyet miktarı ve tıbbı öykü açısından farklılık tespit edilmedi. Ancak lateks duyarlılığı olan grupta atopi oranı (inhalan allerjenlere duyarlılık) lateksi negatif olan gruba göre anlamlı olarak yüksekti (n: 6/8;%75.0 X n:59/175; %33,7). (p=0.017) V. Lateks Hakkında Bilgilendirme Ve Cilt Testi Sonuçlarının Tıpta Uzmanlık Sınavı Tercihleri Üzerine Etkisi: Çalışma başlangıcında öğrencilerin %93.2 si (n: 205) TUS tercihleri konusunda karar vermişti. Cerrahi bilimler, dahili bilimler ve temel tıp bilimleri tercih etme oranları sırası ile %73.7, %62.4, %3.9 du (n:151, 128, 8). Çalışma sonunda öğrencilerin hiç birinin TUS tercihlerinde bir değişiklik yapmadığı gözlendi. 5. SONUÇ VE YORUM Bu çalışma rutin olarak lateks eldiven kullanılan bir hastanede eğitim alan tıp fakültesi son sınıf öğrencilerinin lateks allerjisi için risk altında olduklarını ortaya koymuştur. Çarpıcı olarak riske rağmen öğrencilerin lateks allerjisi ile ilgili düşük bilgi düzeylerine sahip oldukları ve yeterli eğitim almadıkları görülmüştür. Bu bölümde bu iki sonuç ve bundan sonra yapılması gereken önlemler tartışılacaktır. Hekimler mesleğin özelliği nedeni diğer meslek gruplarından farklı risklere sahiptirler. Hepatit ve diğer bulaşıcı hastalıklara yakalanma riskinin yanısıra kimyasal maddelere maruziyet sonucu çeşitli deri ve solunum sistemi hastalıkları ve buna benzer diğer mesleğe özgü durumlar hekimlerin bilmesi ve kendini koruması gereken durumlardandır. Lateks allerjisi de sağlık sektörünün önemli ve özel bir gruba risk oluşturan mesleki bir risk faktörüdür. Lateks allerjisinin sağlık çalışanlarında oluşturduğu risk hepatit veya diğer enfeksiyöz ajanlarının oluşturduğu

riskten farklıdır. Hepatit her hastane çalışanının her türlü hastane ortamında karşılaşabileceği bir risktir. Ancak lateks allerjisi özellikle cerrahi branşlarda çalışan ve de risk grubu olan hekimlerde görülmektedir. Risk gruplarından biri olarak atopik oluş tanımlanmıştır. Hekimlerin kendileri için risk oluşturan mesleki etmenlerden kendilerini korumaları ancak bu konuda yeterli bir bilgi düzeyine sahip olmaları ile gerçekleşebilmektedir. Çalışmamızda lateks allerjisi ile ilgili son sınıf öğrencilerinin temel bilgi düzeyleri değerlendirildiğinde ise son derece çarpıcı sonuçlar elde edilmiştir. Öğrencilerin yaklaşık yarısının lateks nedir sorusuna yanıt veremedikleri, hastane ortamı dışında lateks içeren ürün tanımlayamadığı görülmüştür. Öğrencilerin büyük çoğunluğu %95.6 sı hastane ortamında lateks içeren ürün sorgulandığında eldiven yanıtını verebilmekte ancak %74.7 si başka bir ürün tanımlayamamaktadır. Benzer şekilde lateks allerjisinin tanımlanması ve korunma önlemlerinin bilinme oranları da yetersiz düzeydeydi. Çarpıcı bir şekilde öğrencilerin %67.7 si lateks hakkında bilgi almadığını söylemekteydi. Bilgi alanların yarısına yakını (%47.9) da alınan bilginin yeterliliğinden eminin olunamayacak çevreden duyum ile bilgilendirildiğini belirtmişti. Doğru ve yeterli bilgi alındığının kabul edilebileceği kitap ve yatak başı dersten bilgi alma oranı ancak %40.7 kadardı. Çalışmamızın sonuçlarına göre bilgi aldığını söyleyen grupta gerçekten de lateks ürünleri tanıma ve lateks allerjisinde korunma önlemlerini bilme oranı daha yüksekti. Ancak tüm bu sonuçlar tıp fakültesi son sınıf öğrencilerinin kendileri için bir risk oluşturan lateksle ilgili yeterli bilgi düzeyine sahip olmadığını göstermektedir. Bunun önemli nedenlerinden biri olarak bilgi kaynakları incelendiğinde eğitimleri sırasında lateks allerjisi ile ilgili olarak ders oranının %39 larda kaldığı bunun da pratik dersler kapsamında olduğu saptanmıştır. Farklı klinik komponentleri olması nedeni ile lateks allerjisi fakültemizde farklı disiplinlerde başlıca pratik ders kapsamında ele alınmaktadır. Ancak ortaya çıkan sonuçlar bu konunun daha detaylı, ve daha kompakt bir şekilde ele alınması gerektiğini ortaya koymuştur. Lateks allerjisi ile ilgili bilgi düzeyini yetersiz bulduğumuz grubumuzun riskini değerlendirdiğimizde ise lateks ile cilt testi pozitiflik oranı %4.4 olarak bulunmuştur. Bu değer normal popülasyonun lateks duyarlılığının cilt testi ile araştırıldığı çalışmalardan elde edilen <%1-%2 değerlerine göre yüksek bir değer

olarak karşımıza çıkmaktadır. Turjanmaa ve Reunala nın çalışmasında elde edilen %2 değerinin de atopi oranı yüksek olan bir gruptan elde edildiği ve bu nedenle yüksek olabileceği düşünüldüğünde öğrencilerimizdeki %4.4 değerinin normal populasyonun bir hayli üzerinde olduğu söylenebilir. Sağlık çalışanlarındaki lateks duyarlılık oranlarına bakıldığında ise, bu güne kadar yapılan çalışmalarda çalışmaya alınan grubun özelliklerine göre cilt testi pozitifliğinin %2.9-%21.3 gibi oldukça farklı oranlarda bildirildiği görülmüştür. Hastane çalışanlarının genel olarak tarandığı çalışmalarda daha düşük oranlar bildirilirken, yüksek duyarlılık oranları ameliyathane hemşireleri, cerrahlar ve anestezistlerin yoğun olduğu gruplardan bildirilmiştir. Kendi hastanemizde ameliyathanede çalışan doktor, hemşire, yardımcı sağlık personelinde 2005 yıllarında yapılan çalışmada lateks duyarlılık oranları %11.9 olarak bulunmuştur. Yukarıda belirtilen veriler göz önüne alındığında tıp fakültesi son sınıf öğrencilerinden elde edilen %4.4 lük lateks duyarlılık oranının normal populasyondan fazla, ameliyathane çalışanlarına göre ise daha düşük değerde olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır. Bu öğrencilerin tıp fakültesine başladıkları dönemdeki duyarlılık oranları bilinmediğinden öğrencilerin tıp fakültesi yıllarında duyarlılık geliştirdiğini kesin olarak söylemek güç olmakla birlikte genel popülasyon çalışmalarının ve literatürde sağlık eğitimi alan öğrencilerde yapılan çalışmaların sonuçları incelendiğinde böyle bir riskin varlığından söz edilebilir. Kesitsel olarak 1. sınıflar ve son sınıf öğrencilerindeki semptom varlığının karşılaştırıldığı 2 çalışmada, lateks ile semptom tanımlama oranları istatistiksel farklı bulunmamıştır. Ancak Schmid ve arkadaşlarının çalışmasında semptom pozitifliğinde zaman içinde artış trendi gözlenmiştir. (İlk yılda %7.7, 5. yılda %13.3) Benzer şekilde Stone ve Ellis in çalışmalarında da toplam semptom pozitifliği bazında 1. ve 5. sınıflar arasında fark olmamasına rağmen 5. sınıf öğrencilerinde rash prevalansı 1. sınıf öğrencilerine göre anlamlı yüksek bulunmuştur. Literatürde aynı gruba ait kısıtlı sayıda takip çalışması mevcuttur. Archambault ve arkadaşlarının 122 dental hijyen teknolojisi öğrencisini 6 öğretim dönemi boyunca izledikleri çalışmalarında 7 hastanın (%6.4) takip süresince cilt testi pozitifleşmiş ve olası rinokonjonktivit ve meslek astımı insidansları sırası ile %1.8 ve %4.5 olarak bildirilmiştir. Ek olarak, hastanemizdeki ameliyathane personelinin duyarlılık oranlarının yüksek olması (%11.9) bu öğrenci

grubunda önlem alınmaz ise en azından lateks allerjisi geliştirmek için riskli popülasyonda yoğun maruziyetin olacağı branşların seçimi ile duyarlılık oranlarının artabileceğini düşündürmektedir. Lateks ile tesi pozitif bulunan 8 öğrencinin sadece 2 si klinik durumunun farkında idi ancak doktor tanısı almamışlardı. Diğer 3 öğrencinin ise ise lateks maruziyeti ile ilişkilendirmedikleri allerjik rinit, ve ürtiker gibi allerjik hastalıkları vardı. Bunun yanısıra 3 öğrenci tamamen asemptomatikti ve eşlik eden bir allerjik hastalıkları yoktu. Bu öğrenciler lateks maruziyetinin yoğun olacağı bir branşta çalıştıkları takdirde semptomatik hale gelecek ilk bireylerdi. Önemli bir diğer nokta ise lateks ile maruziyette semptom tanımlayan 18 öğrencinin 16 sının deri testlerinde lateks allerjisi saptanmamıştır. Bu olguların takibi yapıldığında ileri dönemde deri testlerinde latekse karşı pozitifleşme saptanmıştır. Bu olguların da takip edilmesi gerektiği ortaya çıkmaktadır. Öte yandan bu olguların hepsi lezyonlarını el egzeması olarak tariflemişlerdir. Bu da lateks maruziyeti ile olan irritan dermatit varlığını düşündürmektedir. Lateks allerjisinde risk altındaki popülasyonun belirlenerek korunma önlemlerinin alınması gereklidir. Lateks allerjisi gelişmesi için gerekli lateks maruziyet miktarı ve süresi net olarak bilinmediğinden teorik olarak lateks maruziyeti olan herkesin lateks allerjisi gelişimi için risk altında olduğundan bahsedilebilir. Ancak bu güne kadar ki veriler allerjik hastalık açısından tıbbi hikayenin ve atopinin önemine dikkat çekmektedir. Stone ve Ellis bizim çalışmamıza benzer bir grupta (tıp fakültesi ve diş hekimliği öğrencilerinde) lateks allerji prevalansını ve ilişkili riskleri ortaya koymaya yönelik yaptıkları çalışmalarında, lateks maruziyeti ile semptom tanımlayan grupta egzema ve allerjik rinit ile uyumlu semptomlar, ailede allerjik hastalık öyküsü tanımlama ve atopi oranını yüksek olarak bildirmişlerdir. Gıda allerjisi, geçmiş cerrahi öyküsü, lateks ile maruziyet düzeyi ile ilişki saptanamamıştır. Çalışmamızın sonuçları literatür sonuçları ile bir çok noktada paralellik göstermektedir. Çalışma grubumuzda, doktor tanılı kontakt dermatit, atopik dermatit, son on iki ayda dermatit semptomu tanımlamak ile lateks maruziyeti ile semptomu olmak arasında ilişki olduğu, ancak maruziyet süresi ile böyle bir ilişkiden söz edilemeyeceği gösterilmiştir.

Atopik bireyler semptom gelişimi için riskli bulunmazken, lateks ile cilt testi pozitifliği geliştirmek açısından riskli bulunmuştur. Literatürdeki çalışmalarda farklı parametrelerin (semptom tanımlama, cilt testi gibi) incelenmiş olması karşılaştırmayı güçleştirmekle birlikte temelde atopik olmanın, başta dermatit olmak üzere allerji semptomları tanımlamanın risk faktörü olduğu bizim çalışmamız ve diğer çalışmaların sonuçları ile söylenilebilir. Çalışmamızda öğrencilerimiz cilt prick test sonuçlarına göre %35 gibi Türk toplumu verilerinden daha yüksek oranda atopik bulunmuşlardır. Bu öğrenciler yapılan bilgilendirme ile lateks maruziyetinin yüksek olduğu branşlarda çalıştıkları takdirde lateks allerjisi geliştirebileceklerini öğrenmişlerdir. Bu noktaya kadar elde edilen veriler tıp fakültesinde okuyan özellikle belirli öğrenci gruplarının lateks allerjisi açısından korunması gerekliliğini ortaya koymaktadır. Bu güne kadar lateks allerjisiden korunma ile ile ilgili çalışmalar daha çok semptomu olan ve/veya lateks ile cilt testi pozitifliği olan hastalarda allerjen oranı azaltılmış ve/veya pudrasız eldiven kullanımı sonrasındaki semptom oranlarını incelemeye yönelik yani tersiyer korumaya yönelik yapılmıştır. Bu çalışmaların başarı sonuçları nedeni ile günümüzde lateks allerjen düzeyi düşük pudrasız eldivenlerin kullanımı guidelineler tarafından önerilmektedir. Ancak hiç şüphesiz tersiyer koruma önemli olmakla birlikte pek çok allerjik hastalıkta olduğu gibi lateks allerjisinde de asıl hedef primer korunma olmalıdır. Günümüzde primer korunmanın mümkün olup olmadığı ile ilgili az sayıda literatür bilgisi mevcuttur. Allmers ve ark. eğitim ve hastanede düzenleme ile 2 yılda latekse bağlı mesleki allerjik hastalık şüphesinin insidansının azaldığını ortaya koymuşlardır. Primer korunmada hastanede lateks allerjen maruziyetini azaltmaya yönelik çalışmaların yanı sıra kişilerin bilgilendirilmesi önemli bir faktördür. NIOSH tarafında 1997 de yayınlanan öneri paketinde risk altındaki grupların lateks allerjisi ve hipersensitivite konusunda bilgilendirilmesi gerekliliğini belirtilmiş ve lateks allerjisinden korunmada hem iş verene hem de çalışana yönelik yapılan önerilerin ilk basamağına lateks allerjisi hakkında bilgilendirme yapılması konulmuştur. Haynes ve arkadaşları da yazılarında bu noktanın altını çizerek, lateks allerjisinden korunmaya yönelik düşük allerjen düzeyi içeren ortam oluşturabilmenin ilk basamağının eğitim olduğunu belirtmişlerdir.

Çalışmanın kapsamı olan bilgilendirmede riskli gruplarda korunmaya yönelik noktalar da aydınlatılmıştır. Öğrencilerde yapılan diğer bir değerlendirme ise lateks allerjisi için risklerini öğrendikten sonra özellikle riskli olduklarını öğrenen grupta korunma adına TUS tercihlerinin nasıl etkileneceğinin gözlenmesi idi. Deri prick testlerinde lateks duyarlılığı saptanan 8 öğrenciden 5 i testler ve bilgilendirme öncesi TUS ta cerrahi branşı seçeceklerini belirtmişlerdi. Bu öğrencilerin hiçbiri testler sonucu fikrini değitirmemiştir. Yine benzer bir şekilde deri testleri sonucu atopik bulunarak ileride lateks maruziyetinin yüksek olacağı branşlarda çalışırsa lateks duyarlılığı kazanma riski yüksek olan riskli gruptaki öğrencilerin çoğu da cerrahi branş tercihlerini test sonuçları ve bilgilendirme sonrası değiştirmemişlerdir. Çalışmamızın en önemli özelliklerinden biri bilgilendirme aşaması dır Öğrencilere bilgilendirme sırasında sadece bilimsel veriler sunulmuş olup kesinlikle özellikle de tercihlerine yönelik bir yönlendirme yapılmamıştır. Lateks allerjik öğrencilere - tercihleri ne olursa olsun- özellikle tersiyer korunmaya yönelik uygulamalar anlatılmış, riskli gruplara da hangi durumlarda lateks allerjisinden şüpheleneceklerine dair detaylı bilgi verilmiştir. Ancak cerrahi branşı tercih edeceğini belirten başta lateks allerjik olmak üzere riskli grubun neden tercihlerinde bir değişiklik yapmadıkları ilginç bir noktadır. Bunun nedenlerinden biri henüz konunun öneminin net olarak anlaşılmaması ya da farkında olunmaması olabilir. Pratik dersler ile çalışma sırasında yapılan kısa süreli bilgilendirmenin bu konuda yeterli olmayacağı açıktır. Bir diğer neden de öğrencinin bu branşı çok istiyor oluşu olabilir. Sorunun sorulma zamanı da bunu etkilemiş olabilir. Öğrencilere tercih değişiklikleri deri testleri ve bilgilendirmenin hemen ardından sorulmuştur. Sürenin kısa oluşu öğrencinin kendisinde yeni tanımlanmış bir duruma adapte olmasında ve tavır değişikliğine girmesinde etkili olmamış olabilir. Ancak yine de bu durum da öğrencilerimizin bu konuda daha bilinçli olabilmeleri için bu dersin daha yoğun olarak verilmesi gerektiğini bir kez daha vurgulamaktadır. SONUÇ: Bu çalışmada rutin olarak lateks eldiven kullanılan bir üniversite hastanesinde eğitim alan tıp fakültesi son sınıf öğrencilerinin kendileri için ciddi bir mesleki risk oluşturan lateks allerjisi ile ilgili bilgi düzeylerinin düşük olduğu ve bu konuda

yeterli eğitim almadıkları saptanmıştır. Bu öğrenci grubunda lateks allerjisi oranları toplum verilerinden yüksek, cerrahi branşlarda çalışan hekimlerden ise düşük bulunmuştur. En çarpıcı noktalardan biri ise atopi oranının yüksek oluşudur. Her 3 intörn den 1 i deri testleri sonucunda atopik bulunmuştur. Bu da bu hekim adaylarının ileri yıllarda lateks maruziyetinin fazla olacağı branşlarda çalışmaları durumunda lateks allerjisi gelişimi için risk altında oldukları anlamına gelmektedir. Ancak son derece ilginç bir şekilde deri testleri sonucunda lateks allerjik ya da atopik bulunarak riskli olduklarını öğrenmelerine karşın anketimizde Tıpta Uzmanlık Sınavı tercihi olarak cerrahi branş bildiren intörn doktorların hiçbiri test sonucu ve bilgilendirme sonrası fikirlerini değiştirmemişlerdir. Ancak bu öğrencilerin hepsi bu araştırma sayesinde lateks allerjisi ile ilgili risk durumlarının farkında olarak tercihleri değiştirmeseler bile kendilerini korumak adına baştan önlem alma şansına sahip olacaklardır. Bu sonuçlar özellikle primer proflaksi uygulamalarının etkili olduğu lateks allerjisi için risk gruplarından biri olan tıp fakültesi öğrencilerinin fakülte eğitimleri sırasında bu konuda özel bir eğitim almaları gerektiğini ve mümkün olan koşullarda branş seçiminden önce veya fakülteden mezun olmadan önce risk yönünden değerlendirilmeleri gerektiğini ortaya koymuştur. KAYNAKLAR 1. Meade BJ, Weissman DN, Beezhold DH. Latex allergy: past and present. Int Immunopharmacol 2002; 2: 225-38 2. Hepner DL, Castells MC.Latex allergy: An update Aneth Analg 2003; 96: 1219-29 3. Ranta PM, Ownby DR. A review of natural-rubber latex allergy in health care workers Clin Infect Dis 2004; 38: 252-6 4. Tesiorowski CC. Latex allergies in the health care worker Perianesth Nurs 2003; 18: 18-31 5. Cullinan P, Brown, Field A, et al. Latex allergy. A position paper of the British Society of Allergy and Clinical Immunology. Clin Exp Allergy 2003; 33: 1484-1499 6. Liss GM, Susman GL. Latex sensitization: occupational versus general population prevalence rates. Am J Ind Med 1999; 35: 196-200

7. Turjanmaa K, Makinen-Kiljunen M. Latex allergy: prevalence, risk factors, and cross-reactivity. Methods 2002; 27: 10-14 8. Bernstein D., Karnani R, Biagini RE, et al. Clinical and occupational outcomes in health care workers with natural rubber latex allergy Ann Allergy Asthma Immunol 2003; 90: 209-213 9. Hayes L., Ludgar J. Nursing students risk for allergy: Implications for nurse educators. J. Nurs Educ 2002; 41: 471-5 10. Stone M., Ellis H. Dissecting room problems: Prevalence of latex allergy among medical students Clin Anat 1998; 11: 191-193 11. Liss GM., Susman GL. Latex sensitization: Occupational versus general population prevalence rates. Am J Ind Med 1999; 35: 196-200 12. Archambault S., Malo JL., Infante-Rivard C., et al. Incidence of sensitization, symptoms, and probable occupational rhinoconjunctivitis and asthma in apprentices starting exposure to latex. J Allergy Clin Immunol 2001; 107: 921-923 13. Vandenplad O., Jamart J., Delwiche J., et al. Occupational Asthma caused by natural rubber latex: Outcome according to cessation or reduction of exposure. J Allergy Clin Immunol 2002; 109: 125-30 14. Schmid K., Broding HC., NiklasD., Drexler H.Latex sensitization in dental students using powder-free gloves low in latex protein: a cross-sectional study. Contact Dermatitis 2002; 47:103-108 15. Jones KP., Rolf S., Stingl C. Longitudinal study of sensitization to natural rubber latex among dental school students using powder-free gloves. Ann Occup Hyg 2004; 48: 455-457 16. Trape M:, Schenck P., Warren A. Latex gloves use and symptoms in health care workers 1 year after implementation of a policy restricting the use of powder gloves. Am J Infect Control 2000; 28: 352-8 17. Preventing allergic reactions to natural rubber latex in the workplace NIOSHJ Publication 1997; Publication No. 97-135 18. Allmers H., Schmengler J., Skudlik C. Primary prevention of natural rubber latexallergy in the German health care system through education and intervention. J Allergy Clin Immunol 2002; 110: 318-23

19. Dursun A., Demirel Y. Sin B., et al. Increasing trend of latex sensitisation in operating room workers. Poster presentation XXV Congress of the European Academy of Allergology and Clinical Immunology June 2006 7. EKLER 7.1. Mali Bilanço ve Açıklamalar Bu proje kapsamında aşağıda belirtilen tarihte toplam 4860- YTL tutarında alım yapılmıştır. 16/12/2005 4.860-YTL 7.2. Sunumlar Çalışmanın sonuçlarının 4-8 Kasım 2006 tarihleri arasında Side/Antalya da yapılacak olan Yıllık Ulusal Allerji ve immünoloji Kongresi nde sunulması planlanmıştır. 7.3. Yayınlar Çalışma sonuçları makale aşamasına dönüştürülme aşamasındadır.