ZYGMUNT BAUMAN 1920 de Polonya da doğan Bauman sırasıyla faşizmi, sosyalizmi ve kapitalizmi eleştirel bir mesafeyi koruyarak yaşamış ve hiçbir zaman

Benzer belgeler
SİBEL A. ARKONAÇ 1980 yılında İstanbul Üniversitesi Psikoloji Bölümü nden mezun oldu ve aynı bölümde Gecekondulu ve İstanbullu Kimliği üzerine

BERNARD SUITS Çekirge: Oyun, Yaşam ve Ütopya kitabıyla bütün dünyanın tanıdığı Prof. Bernard Suits, Kanada da Waterloo Üniversitesi nde Felsefe

JEREMY GILBERT University of East London da Kültür Araştırmaları bölümü öğretim üyesidir. Ewan Pearson la birlikte Discographies: Dance Music,

RAYMOND GEUSS University of Cambridge de felsefe profesörü olan Raymond Geuss, ABD ve Almanya daki çeşitli üniversitelerde de ders vermiştir.

RICHARD SENNETT 1943 te Chicago da doğdu te Chicago Üniversitesi nden mezun oldu da Harvard Üniversitesi nde doktorasını verdi.

1995 by Otto F. Kernberg

CATHERINE BAKER ZORUNLU EĞİTİME HAYIR!

RICHARD SENNETT 1943 te Chicago da doğdu te Chicago Üniversitesi nden mezun oldu da Harvard Üniversitesi nde doktorasını verdi.

BARRY SANDERS Barry Sanders, Öküzün A sı-elektronik Çağda Yazılı Kültürün Çöküşü ve Şiddetin Yükselişi nin yanı sıra Ivan Illich le birlikte yazdığı

RICHARD SENNETT 1943 te Chicago da doğdu te Chicago Üniversitesi nden mezun oldu da Harvard Üniversitesi nde doktorasını verdi.

RICHARD SENNETT 1943 te Chicago da doğdu te Chicago Üniversitesi nden mezun oldu da Harvard Üniversitesi nde doktorasını verdi.

GEORGE RITZER 1940 ta New York ta doğan George Ritzer, 1958 de Bronx High School of Science ı bitirip City College of New York ta yüksek öğrenim

JOEL SPRING 1940 larda San Diego da doğan ve Kızılderili bir aileden gelen Joel Spring, Cleveland, Case Western Reserve Üniversitesi nde pedagoji

Roger Stahl Georgia Üniversitesi Sözlü İletişim Bölümü nde Yardımcı Doçent tir. Çalışmaları, Rhetoric and Public Affairs, The Quarterly Journal of

Ayrıntı: 797 İnceleme Dizisi: 259 Vahşi Hukuk Bir Yeryüzü Adaleti Bildirgesi. Cormac Cullinan Kitabın Özgün Adı Wild Law A Manifesto for Earth Justice

TERRY EAGLETON 1943 te Salford da doğdu. Yoğun bir Katolik eğitimi aldıktan sonra, Raymond Williams tan da dersler alacağı Cambridge Üniversitesi ne

RICHARD SENNETT 1943 te Chicago da doğdu te Chicago Üniversitesi nden mezun oldu da Harvard Üniversitesi nde doktorasını verdi.

ZÜLKÜF KARA 1976 yılında Van da doğan yazar, 1998 yılında Yüzüncü

WILLIAM E. CONNOLLY Amerika nın son dönemdeki en önemli siyaset bilimcilerinden olan ve postyapısalcı düşüncenin önde gelen düşünürlerinin (Foucault,

SAUL NEWMAN Saul Newman, University of London, Goldsmiths College da Siyaset Teorisi bölümünde öğretim görevlisidir. İlgi alanları çağdaş ve

MIKE FEATHERSTONE Halen Teesside Polytechnic Üniversitesi nde öğretim görevlisi olan Featherstone Anglosakson akademi dünyasında son dönemlerin en

ALAIN FINKIELKRAUT 30 Haziran 1949 da Paris te doğdu. Modern edebiyat doçenti. Ecole Polytechnique de, İnsan ve Toplum Bilimleri Bölümü nde öğretmen.

SANDRA MICHELLE LYNCH Sandra Lynch, 1950 yılında Avustralya nın küçük bir kasabasında doğdu. Sydney de eğitim görerek ilkokul öğretmeni oldu.

ERBATUR ÇAVUŞOĞLU 1974 yılında Konya da doğdu yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü nden mezun oldu,

ISBN Sertifika No.: 16061

Nuri Bilge Ceylan ın arşivinden. Kapak Düzeni Gökçe Alper

RICHARD SENNETT 1943 te Chicago da doğdu te Chicago Üniversitesi nden mezun oldu da Harvard Üniversitesi nde doktorasını verdi.

MICHEL FOUCAULT Michel Foucault 1926 da Poitiers de doğmuştur da Fransa nın en önemli eğitim kurumlarından École Normale Supérieure e kabul

KATHI WEEKS Duke University de Kadın Çalışmaları Bölümü nde öğretim görevlisidir. Politika alanında doktorasını University of Washington da

GUY DEBORD 20. yüzyılın ikinci yarısının en önemli düşünürlerinden. Filozof, yazar, sinemacı de yıkıcı bir sanat akımı olarak ortaya çıkmış

JOHN TOMLINSON 1985 yılında Bradford Üniversitesi nde Eleştirel Teori alanında doktora yaptı. John Tomlinson şu anda Nottingham Trent Üniversitesi

MICHAEL HARDT: Duke Üniversitesi nde edebiyat profesörüdür. Kendi yazdığı Gilles Deleuze: An Apprenticeship in Philosophy (1993) [Gilles Deleuze:

KATHRIN HARTMANN 1972 Ulm doğumlu Kathrin Hartmann, Frankfurt ta Sanat Tarihi, Felsefe ve İskandinavya Filolojisi okudu. Yüksek öğrenimi sırasında

ZYGMUNT BAUMAN 1920 de Polonya da doğan Bauman sırasıyla faşizmi, sosyalizmi ve kapitalizmi eleştirel bir mesafeyi koruyarak yaşamış ve hiçbir zaman

IVAN ILLICH 1926 da Viyana da doğdu. Salzburg ve Roma da tarih ve dinbilim konularında eğitim gördükten sonra papaz oldu. Beş yıl New York ta Puerto

BRIAN FAY Connecticut Wesleyan Üniversitesi nde felsefe profesörüdür. Yayımlanmış kitapları Social Theory and Political Practice (1976); Critical

JEAN BAUDRILLARD Çağımızın önde gelen entelektüel figürlerinden, Fransız felsefeci ve toplumbilimci, postmodern yönelimleriyle dikkat çeken toplum ve

ZYGMUNT BAUMAN 1920 de Polonya da doğan Bauman sırasıyla faşizmi, sosyalizmi ve kapitalizmi eleştirel bir mesafeyi koruyarak yaşamış ve hiçbir zaman

ANDRÉ GORZ Avusturya asıllı bir Yahudi olan Fransız gazeteci/yazar André Gorz, 1924 yılında Viyana da doğmuştur. Gorz, Les Temps Modernes dergisinde,

ANTHONY GIDDENS Uzun yıllar Cambridge Üniversitesi nde sosyoloji profesörlüğü görevinde bulunan Anthony Giddens, daha sonra bir dönem London School

ANNEMARIE PIEPER 1941 de Düsseldorf ta doğdu ve liseyi burada bitirdi yılları arasında Saarland Üniversitesi nde felsefe öğrenimi görerek

Ayrıntı: 128 İnceleme Dizisi: 66. Sağlığın Gaspı Medical Nemesis Ivan Illich

Ayrıntı: 128 İnceleme Dizisi: 66. Sağlığın Gaspı Medical Nemesis Ivan Illich

ZYGMUNT BAUMAN 1920 de Polonya da doğan Bauman sırasıyla faşizmi, sosyalizmi ve kapitalizmi yaşamış ancak hepsine eleştirel bir mesafede durmuş ve

Kapak Düzeni Gökçe Alper. ISBN Sertifika No.: 10704

KEVIN ROBINS Londra Üniversitesi, Goldsmith Koleji nde iletişim profesörüdür. Geografia dei Media (Basherville, 1994) ve bu kitabın yanı sıra David

COLIN CREMIN Londra da doğan Colin Cremin, Leeds Üniversitesi nde lisans, yüksek lisans ve doktora öğrenimini tamamladıktan sonra Britanya da çeşitli

CAROL J. ADAMS 1951 yılında doğan Carol Adams, 1970 yılı başlarında University of Rochester da kadın çalışmaları üzerine eğitim görmüş, Vietnam

ANTHONY GIDDENS Uzun yıllar Cambridge Üniversitesi nde sosyoloji profesörlüğü görevinde bulunan Anthony Giddens, daha sonra bir dönem London School

ZYGMUNT BAUMAN: 1920 de Polonya da doğan Bauman sırasıyla faşizmi, sosyalizmi ve kapitalizmi eleştirel bir mesafeyi koruyarak yaşamış ve hiçbir zaman

PAUL KARL FEYERABEND 13 Ocak 1924 te Viyana da doğdu. Avusturya asıllı ABD li filozof. Bilimsel gelişmenin ancak yeni kuramların eskilerini

Ayrıntı: 794 İnceleme Dizisi: 258. Benlik Yanılsaması: Sosyal Beyin, Kimliği Nasıl Oluşturur? Bruce Hood. Kitabın Özgün Adı The Self Illusion

JOHN KEANE Doğumu Londra da yaşamaktadır. Monash Üniversitesi nde, Toronto Üniversitesi nde, Berlin deki Freie Universitæt te ve Cambridge

MICHEL FOUCAULT Michel Foucault 1926 da Poitiers de doğmuştur da Fransa nın en önemli eğitim kurumlarından École Normale Supérieure e kabul

IAIN CHAMBERS Iain Chambers, Napoli deki Istituto Universitario Orientale de edebiyat ve felsefe dersleri vermektedir. Kültürel çalışmalar alanının

GÜLAY ER PASİN 1975 yılında Bursa da doğdu. Bursa Anadolu Lisesi nden mezun olduktan sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Latin Dili ve

EMMANUEL LÉVINAS 1906 yılında Litvanya nın Kaunas kentinde dünyaya geldi. Anne ve babası Yahudiydi ve gençliğinde Kutsal Kitap ı İbranice olarak

MICHEL FOUCAULT Michel Foucault 1926 da Poitiers de doğmuştur da Fransa nın en önemli eğitim kurumlarından École Normale Supérieure e kabul

EDWARD W. SAID Filistinli Hıristiyan bir ailenin çocuğu olarak 1935 te Kudüs te doğan Said, Kudüs ve Kahire de eğitim gördü. On beş yaşında ailesiyle

JAMES C. SCOTT Scott 1936 da New Jersey de doğdu. Siyaset Bilimi ve Antropoloji profesörü olduğu Yale Üniversitesi nde Güneydoğu Asya Siyaseti, Köylü

GIORGIO AGAMBEN Verona Üniversitesi Felsefe Bölümü nde öğretim üyesidir. Yayımlanmış çalışmalarından bazıları şunlardır: Language and Death: The

PAUL KARL FEYERABEND 13 Ocak 1924 te Viyana da doğdu. Avusturya asıllı ABD li filozof. Bilimsel gelişmenin ancak yeni kuramların eskilerini

KAY REDFIELD JAMISON Kay Redfield Jamison, Johns Hopkins Üniversitesi T p Fakültesi nde psikiyatri profesörü ve skoçya daki St. Andrews Üniversitesi

JACQUES DERRIDA 1930 yılında Cezayir in El-Biar kasabasında doğmuş, on dokuz yaşında, Althusser, Foucault gibi dönemin belli başlı aydınlarını

ROBIN HAHNEL Robin Hahnel, yirmi y l aflk n bir süredir Washington daki Amerikan Üniversitesi nde siyasal iktisat dersleri veriyor.

Ian Craib, 1994 ISBN

ERIC J. HOBSBAWM 9 Haziran 1917'de M s r n skenderiye kentinde do an Hobsbawm Viyana, Berlin, Londra ve Cambridge Üniversitelerinde ö renim görür.

RAY BILLINGTON University of the West of England da öğretim görevlisi olarak çalışmaktadır. East of Existentialism; The Tao of the West ve

PHILIP GOODCHILD Philip Goodchild, Lancaster University de Chaos and Eternity: Gilles Deleuze and the Question of Philosophy [ Kaos ve Sonsuzluk:

ZYGMUNT BAUMAN 1920 de Polonya da do an Bauman s ras yla faflizmi, sosyalizmi ve kapitalizmi elefltirel bir mesafeyi koruyarak yaflam fl ve hiçbir

PETER WAGNER Akademik kariyerini bir süre Berlin de Wissenschaftszentrum Berlin für Sozialforschung da yürüten Wagner, 1996 senesinden beri ngiltere

PETER SINGER Peter Singer 1946 da Avustralya da do du. Felsefe e itimini Melbourne ve Oxford Üniversitelerinde tamamlad. Oxford da ve ABD deki

Derleyen: Hüseyin KÖSE (Doç. Dr.) 8 Mart 1970 te Gaziantep te doğdu yılında Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü nden mezun

FRANK FUREDI ngiltere nin Kent flehrindeki Canterbury Üniversitesi nin sosyoloji bölümünde ö retim üyesidir. Frank Furedi, özellikle risk, toplumsal

ALASDAIR MACINTYRE 1929 y l nda skoçya da (Glasgow) do du. E itimini büyük ölçüde ngiltere de yapan MacIntyre yüksek lisans ve doktoras na Manchester

ZYGMUNT BAUMAN 1920 de Polonya da doğan Bauman sırasıyla faşizmi, sosyalizmi ve kapitalizmi eleştirel bir mesafeyi koruyarak yaşamış ve hiçbir zaman

JULIA KRISTEVA 1941 y l nda Bulgaristan da do du. Sofya Üniversitesi nde dilbilim ö renimi gördü. Gazeteci olarak çal flt ve 1966 y l nda doktoras n

ÜNİTE:1. Sosyolojiye Giriş ve Yöntemi ÜNİTE:2. Sosyolojinin Tarihsel Gelişimi ve Kuramsal Yaklaşımlar ÜNİTE:3. Kültür ve Kültürel Değişme ÜNİTE:4

Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İletişim Bilimleri Anabilim Dalı İletişim Bilimleri Doktora Programı Ders İçerikleri

Judith Butler ISBN

İÇİNDEKİLER BÖLÜM - I

DAVID B. RESNIK David B. Resnik, 1990 da Kuzey Carolina Üniversitesi nde felsefe doktoras n, 2003 y l nda Concord Üniversitesi nde hukuk doktoras n

ÜNİTE:1. Sanayi Sonrası Toplum: Daniel Bell ÜNİTE:2. Alain Touraine: Modernlik ve Demokrasi ÜNİTE:3. Postmodern Sosyal Teori ÜNİTE:4

Bölüm 1: Felsefeyle Tanışma

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS. Toplumsal Sorumluluk ve Etik PSIR

JAN ASSMANN 1938 do umlu Münih, Heidelberg, Paris ve Göttingen de M s roloji, Klasik Arkeoloji ve Eski Yunanca e itimi ald te doktoras n yapt (

DAVRANIŞ BİLİMLERİNE GİRİŞ

ADAM PHILLIPS Adam Phillips, Londra daki Wolverton Gardens Çocuk ve A ile Danışmanlığı Merkezi nde Çocuk Psikoterapisi B ö lümü başkamdir.

Savaş ve Barış Okumaları PSIR Uluslararası savaş ve barış hallerini tahlil eden yazının kullandığı

DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN TEMEL KAVRAMLARI

Fen - Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü

1 SOSYOLOJİNİN DÜNYADA VE TÜRKİYE DE GELİŞİMİ

İ Ç İ N D E K İ L E R

Sosyoloji. Konular ve Sorunlar

KAMU YÖNETİMİ Kamu Yönetimi Disiplininin Gelişmesinde Rol Oynayan Kuramsal Yönler Üzerine Bir Giriş. Beta. Prof. Dr. Bekir PARLAK

SOSYAL HAKLAR (Kısa ve Eleştirel Bir Bakış) Yard. Doç. Dr. Umut Omay

Yayın No. : 3249 İşletme-Ekonomi Dizisi : Baskı Ağustos 2015 İSTANBUL ISBN

Kadir CANATAN, Beden Sosyolojisi, Açılım Yayınları, 2011, 720 s. İstanbul.

Öğrenim Durumu. LİSANS Üniversite. YÜKSEK LİSANS Üniversite. DOKTORA Üniversite Enstitü Öğrenim Alanı Tez Başlığı KİŞİSEL BİLGİLER

İçindekiler. Üçüncü baskıya önsöz... xi Teşekkür... xiii Genel bakış... xv

Transkript:

ZYGMUNT BAUMAN 1920 de Polonya da doğan Bauman sırasıyla faşizmi, sosyalizmi ve kapitalizmi eleştirel bir mesafeyi koruyarak yaşamış ve hiçbir zaman bağımsız entelektüel kişiliğinden taviz vermemiştir. 1968 de Polonya dan sınır dışı edilmesinin ardından İsrail e, oradan da Leeds Üniversitesi Sosyoloji Kürsüsü nün başına geçmek üzere Britanya ya gitmiştir. Bu görevini 1971-1990 arası başarıyla sürdüren Bauman, ilk yıllardan itibaren hemen her konuda sosyolojik bakışın çerçevesini genişleten eserler vermiştir. Bauman genellemeleri seven bir yazardır; ama yöntembilim ve kavram tartışmaları yerine doğrudan toplumla ilgilenir. Eserleri bir sorun ve teşhis etrafında döner. Bu anlamda Britanya geleneğinden kopar. Göçmenliği, öncelleri K. Mannheim, A. Löwe, N. Elias gibi ona da, ampirik ve pragmatik bir geleneğin şekillendirdiği ada kültürüne dışarıdan bakma imkânı vermiştir. Ayrıca onlar gibi, hakikat ve ahlâkı sosyolojiye taşır. Bauman kültür ve iktidarın çözümlemesine özel önem vermiş ve bu çerçevede toplum, ideolojiler, milli kimlikler, devlet, ahlâki seçim, modernizm ve postmodernizm konularını ele alarak sosyolojiye yeni bir soluk getirmiştir. Yayımlanan kitaplarından bazıları şunlardır: Between Class and Élite: The Evolution of the British Labour Movement (1972); Towards a Critical Sociology: An Essay on Commonsense and Emancipation (1976); Socialism: The Active Utopia (1976); Memories of Class: The Pre-History and After-Life of Class (1982); Legislators and Interpreters (1987) [Yasa Koyucular ile Yorumcular, Çev. K. Atakay, Metis Yay., 1996]; Freedom (1988) [Özgürlük, Çev. Vasıf Erenus, Sarmal Yay., 1998]; Modernity and the Holocaust (1989) [Modernlik ve Holocaust, Çev. Süha Sertabiboğlu, Sarmal Yay., 1997]; Modernity and Ambivalance (1991) [Modernlik ve Müphemlik, Çev. İsmail Türkmen, Ayrıntı Yay., 2003]; Mortality, Immortality and Other Life Strategies (1992) [Ölümlülük, Ölümsüzlük ve Diğer Hayat Stratejileri, Çev. Nurgül Demirdöven, Ayrıntı Yay., 2000]; Life in Fragments-Essays in Postmodern Morality (1995) [Parçalanmış Hayat-Postmodern Ahlâk Denemeleri, Çev. İsmail Türkmen, Ayrıntı Yay., 2001]; Postmodernity and its Discontents (1997) [Postmodernlik ve Hoşnutsuzlukları, Çev. İsmail Türkmen, Ayrıntı Yay., 2000]; Globalization: The Human Consequences (1998) [Küreselleşme, Çev. Abdullah Yılmaz, Ayrıntı Yay., 1999] ve The Individualized Society (2001) [Bireyselleşmiş Toplum, Çev. Yavuz Alogan, Ayrıntı Yay., 2005]. Ayrıca çok sayıda makale ve kitap eleştirisi yazmış olan Z. Bauman Modernity and the Holocaust kitabıyla Amalfi Avrupa Sosyoloji ve Sosyal Bilimler Ödülü nü almıştır.

Ayrıntı: 203 İnceleme Dizisi: 111 Sosyolojik Düşünmek Zygmunt Bauman Kitabın Özgün Adı Thinking Sociologically İngilizce den Çeviren Abdullah Yılmaz Yayıma Hazırlayan Özden Arıkan Düzelti Sait Kızılırmak Basil Blackwell/1996 basımından çevrilmiştir. Basil Blackwell Bu çevirinin Türkçe yayım hakları Ayrıntı Yayınları na aittir. Kapak İllüstrasyonu Sevinç Altan Kapak Tasarımı Arslan Kahraman Kapak Düzeni Gökçe Alper Baskı ve Cilt Kayhan Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti. Merkezefendi Mah. Fazılpaşa Cad. No: 8/2 Topkapı/İstanbul Tel.: (0212) 612 31 85-576 00 66 Sertifika No.: 12156 Birinci Basım 1998 Onuncu Basım 2014 Baskı Adedi 2000 ISBN: 978-975-539-196-0 Sertifika No.: 10704 AYRINTI YAYINLARI Basım Dağıtım San. ve Tic. A.Ş. Hobyar Mah. Cemal Nadir Sok. No.: 3 Cağaloğlu - İstanbul Tel.: (0212) 512 15 00 Fax: (0212) 512 15 11 www.ayrintiyayinlari.com.tr & info@ayrintiyayinlari.com.tr

Zygmunt Bauman Sosyolojik Düşünmek

İNCELEME DİZİSİ YEŞİL POLİTİKA/J. Porritt Ë MARKS, FREUD VE GÜNLÜK HAYATIN ELEŞTİRİSİ/B. Brown Ë KADINLIK ARZULARI/R. Coward Ë NASIL SOSYALİZM? HANGİ YEŞİL? NİÇİN TİNSELLİK?/R. Bahro Ë İKİBİN E DOĞRU/R. Williams Ë YARIN/R. Havemann Ë DEVLETE KARŞI TOPLUM/P. Clastres Ë EDEBİYAT KURAMI/T. Eagleton Ë EZİLENLERİN PEDAGOJİSİ/P. Freire Ë SANAYİ SONRASI ÜTOPYALAR/B. Frankel Ë İŞKENCEYİ DURDURUN!/T. Akçam Ë ZORUNLU EĞİTİME HAYIR!/C. Baker Ë SESSİZ YIĞINLARIN GÖLGESİNDE YA DA TOPLUMSALIN SONU/J. Baudrillard Ë ÖZGÜR BİR TOPLUMDA BİLİM/P. Feyerabend Ë VAHŞİ SAVAŞÇININ MUTSUZLUĞU/P. Clastres Ë GÖSTERİ TOPLUMU VE YORUMLAR/G. Debord Ë AĞIR ÇEKİM/L. Segal Ë CİNSEL ŞİDDET/A. Godenzi Ë ALTERNATİF TEKNOLOJİ/D. Dickson Ë ATEŞ VE GÜNEŞ/I. Murdoch Ë OTORİTE/R. Sennett Ë TOTALİTARİZM/S. Tormey Ë İSLAM IN BİLİNÇALTINDA KADIN/F. Ayt Sabbah Ë MEDYA VE DEMOKRASİ/J. Keane Ë ÇOCUK HAKLARI/Der: B. Franklin Ë ÇÖKÜŞTEN SONRA/Der: R. Blackburn Ë SINIRLARI YIKMAK/M. Mellor Ë KAPİTALİZM, SOSYALİZM, EKOLOJİ/A. Gorz Ë AVRUPAMERKEZCİLİK/S. Amin Ë AHLÂK VE MODERNLİK/R. Poole Ë GÜNDELİK HAYAT KILAVUZU/S. Willis Ë SİVİL TOPLUM VE DEVLET/Der: J. Keane Ë TELEVİZYON: ÖLDÜREN EĞLENCE/N. Postman Ë MODERNLİĞİN SONUÇLARI/A. Giddens Ë DAHA AZ DEVLET DAHA ÇOK TOPLUM/R. Cantzen Ë GELECEĞE BAKMAK/M. Albert - R. Hahnel Ë MEDYA, DEVLET VE ULUS/P. Schlesinger Ë MAHREMİYETİN DÖNÜŞÜMÜ/A. Giddens Ë TARİH VE TİN/J. Kovel Ë ÖZGÜRLÜĞÜN EKOLOJİSİ/M. Bookchin Ë DEMOKRASİ VE SİVİL TOPLUM/J. Keane Ë ŞU HAİN KALPLERİMİZ/R. Coward Ë AKLA VEDA/P. Feyerabend Ë BEYİN İĞFAL ŞEBEKESİ/A. Mattelart Ë İKTİSADİ AKLIN ELEŞTİRİSİ/A. Gorz Ë MODERNLİĞİN SIKINTILARI/C. Taylor Ë GÜÇLÜ DEMOKRASİ/B. Barber Ë ÇEKİRGE/B. Suits Ë KÖTÜLÜĞÜN ŞEFFAFLIĞI/J. Baudrillard Ë ENTELEKTÜEL/E. Said Ë TUHAF HAVA/A.Ross Ë YENİ ZAMANLAR/S. Hall-M. Jacques Ë TAHAKKÜM VE DİRENİŞ SANATLARI/J.C. Scott Ë SAĞLIĞIN GASPI/I. Illich Ë SEVGİNİN BİLGELİĞİ/A. Finkielkraut Ë KİMLİK VE FARKLILIK/W. Connolly Ë ANTİPOLİTİK ÇAĞDA POLİTİKA/G. Mulgan Ë YENİ BİR SOL ÜZERİNE TARTIŞMALAR/H. Wainwright Ë DEMOKRASİ VE KAPİTALİZM/S. Bowles-H. Gintis Ë OLUMSALLIK, İRONİ VE DAYANIŞMA/R. Rorty Ë OTOMOBİLİN EKOLOJİSİ/P. Freund-G. Martin Ë ÖPÜŞME, GIDIKLANMA VE SIKILMA ÜZERİNE/A. Phillips Ë İMKÂNSIZIN POLİTİKASI/J.M. Besnier Ë GENÇLER İÇİN HAYAT BİLGİSİ EL KİTABI/R. Vaneigem Ë EKOLOJİK BİR TOPLUMA DOĞRU/M. Bookchin Ë İDEOLOJİ/T. Eagleton Ë DÜZEN VE KALKINMA KISKACINDA TÜRKİYE/A. İnsel Ë AMERİKA/J. Baudrillard Ë POSTMODERNİZM VE TÜKETİM KÜLTÜRÜ/M. Featherstone Ë ERKEK AKIL/G. Lloyd Ë BARBARLIK/M. Henry Ë KAMUSAL İNSANIN ÇÖKÜŞÜ/R. Sennett Ë POPÜLER KÜLTÜRLER/D. Rowe Ë BELLEĞİNİ YİTİREN TOPLUM/R.Jacoby Ë GÜLME/H. Bergson Ë ÖLÜME KARŞI HAYAT/N. O. Brown Ë SİVİL İTAATSİZLİK/Der.: Y. Coşar Ë AHLÂK ÜZERİNE TARTIŞMALAR/J. Nuttall Ë TÜKETİM TOPLUMU/J. Baudrillard Ë EDEBİYAT VE KÖTÜLÜK/G. Bataille Ë ÖLÜMCÜL HASTALIK UMUTSUZLUK/S. Kierkegaard Ë ORTAK BİR ŞEYLERİ OLMAYANLARIN ORTAKLIĞI/A. Lingis Ë VAKİT ÖLDÜRMEK/P. Feyerabend Ë VATAN AŞKI/M. Viroli Ë KİMLİK MEKÂNLARI/D. Morley-K. Robins Ë DOSTLUK ÜZERİNE/S. Lynch Ë KİŞİSEL İLİŞKİLER/H. LaFollette Ë KADINLAR NEDEN YAZDIKLARI HER MEKTUBU GÖNDERMEZLER?/D. Leader Ë DOKUNMA/G. Josipovici Ë İTİRAF EDİLEMEYEN CEMAAT/M. Blanchot Ë FLÖRT ÜZERİNE/A. Phillips Ë FELSEFEYİ YAŞAMAK/R. Billington Ë POLİTİK KAMERA/M. Ryan-D. Kellner Ë CUMHURİYETÇİLİK/P. Pettit Ë POSTMODERN TEORİ/S. Best-D. Kellner Ë MARKSİZM VE AHLÂK/S. Lukes Ë VAHŞETİ KAVRAMAK/J.P. Reemtsma Ë SOSYOLOJİK DÜŞÜNMEK/Z. Bauman Ë POSTMODERN ETİK/Z. Bauman Ë TOPLUMSAL CİNSİYET VE İKTİDAR/R.W. Connell Ë ÇOKKÜLTÜRLÜ YURTTAŞLIK/W. Kymlicka Ë KARŞIDEVRİM VE İSYAN/H. Marcuse Ë KUSURSUZ CİNAYET/J. Baudrillard Ë TOPLUMUN McDONALDLAŞTIRILMASI/G. Ritzer Ë KUSURSUZ NİHİLİST/K.A. Pearson Ë HOŞGÖRÜ ÜZERİNE/M. Walzer Ë 21. YÜZYIL ANARŞİZMİ/Der.: J. Purkis & J. Bowen Ë MARX IN ÖZGÜRLÜK ETİĞİ/G. G. Brenkert Ë MEDYA VE GAZETECİLİKTE ETİK SORUNLAR/Der.: A. Belsey & R. Chadwick Ë HAYATIN DEĞERİ/J. Harris Ë POSTMODERNİZMİN YANILSAMALARI/T. Eagleton Ë DÜNYAYI DEĞİŞTİRMEK ÜZERİNE/M. Löwy Ë ÖKÜZÜN A SI/B. Sanders Ë TAHAYYÜL GÜCÜNÜ YENİDEN DÜŞÜNMEK/Der.: G. Robinson & J. Rundell Ë TUTKULU SOSYOLOJİ/A. Game & A. Netcalfe Ë EDEPSİZLİK, ANARŞİ VE GERÇEKLİK/G. Sartwell Ë KENTSİZ KENTLEŞME/M. Bookchin Ë YÖNTEME KARŞI/P. Feyerabend Ë HAKİKAT OYUNLARI/J. Forrester Ë TOPLUMLAR NASIL ANIMSAR?/P. Connerton Ë ÖLME HAKKI/S. İnceoğlu Ë ANARŞİZMİN BUGÜNÜ/Der.: Hans-Jürgen Degen Ë MELANKOLİ KADINDIR/D. Binkert Ë SİYAH AN LAR I-II/J. Baudrillard Ë MODERNİZM, EVRENSELLİK VE BİREY/Ş. Benhabib Ë KÜLTÜREL EMPERYALİZM/J. Tomlinson Ë GÖZÜN VİCDANI/R. Sennett Ë KÜRESELLEŞME/Z. Bauman Ë ETİĞE GİRİŞ/A. Pieper Ë DUYGUÖTESİ TOPLUM/S. Mestroviç Ë EDEBİYAT OLARAK HAYAT/A. Nehamas Ë İMAJ/K. Robins Ë MEKÂNLARI TÜKETMEK/J. Urry Ë YAŞAMA SANATI/G. Sartwell Ë ARZU ÇAĞI/J. Kovel Ë KOLONYALİZM POSTKOLONYALİZM/A. Loomba Ë KREŞTEKİ YABANİ/A. Phillips Ë ZAMAN ÜZERİNE/N. Elias Ë TARİHİN YAPISÖKÜMÜ/A. Munslow Ë FREUD SAVAŞLARI/J. Forrester Ë ÖTEYE ADIM/M. Blanchot Ë POSTYAPISALCI ANARŞİZMİN SİYASET FELSEFESİ/T. May Ë ATEİZM/R. Le Poidevin ËAŞK İLİŞKİLERİ/O.F. Kernberg Ë POSTMODERNLİK VE HOŞNUTSUZLUKLARI/Z. Bauman Ë ÖLÜMLÜLÜK, ÖLÜMSÜZLÜK VE DİĞER HAYAT STRATEJİLERİ/Z. Bauman Ë TOPLUM VE BİLİNÇDIŞI/K. Leledakis Ë BÜYÜSÜ BOZULMUŞ DÜNYAYI BÜYÜLEMEK/G. Ritzer Ë KAHKAHANIN ZAFERİ/B. Sanders ËEDEBİYATIN YARATILIŞI/F. Dupont Ë PARÇALANMIŞ HAYAT/Z. Bauman Ë KÜLTÜREL BELLEK/J. Assmann Ë MARKSİZM VE DİL FELSEFESİ/V. N. Voloşinov Ë MARX IN HAYALETLERİ/J. Derrida Ë ERDEM PEŞİNDE/A.MacIntyre Ë DEVLETİN YENİDEN ÜRETİMİ/J. Stevens Ë ÇAĞDAŞ SOSYAL BİLİMLER FELSEFESİ/B. Fay Ë KARNAVALDAN ROMANA/M. Bakhtin Ë PİYASA/J. O Neill Ë ANNE: MELEK Mİ, YOSMA MI?/E.V. Welldon Ë KUTSAL İNSAN/G. Agamben Ë BİLİNÇALTINDA DEVLET/R. LourauË YAŞADIĞIMIZ SEFALET/A. Gorz Ë YAŞAMA SANATI FELSEFESİ/A. Nehamas Ë KORKU KÜLTÜRÜ/F. Furedi Ë EĞİTİMDE ETİK/F. Haynes Ë DUYGUSAL YAŞANTI/D. Lupton Ë ELEŞTİREL TEORİ/R. Geuss Ë AKTİVİSTİN EL KİTABI/R. Shaw Ë KARAKTER AŞINMASI/R. Sennett Ë MODERNLİK VE MÜPHEMLİK/Z. Bauman Ë NIETZSCHE: BİR AHLÂK KARŞITININ ETİĞİ/P. Berkowitz Ë KÜLTÜR, KİMLİK VE SİYASET/ Nafiz Tok Ë AYDINLANMIŞ ANARŞİ/M. Kaufmann Ë MODA VE GÜNDEMLERİ/D. Crane Ë BİLİM ETİĞİ/D. Resnik Ë CEHENNEMİN TARİHİ/A.K. Turner Ë ÖZGÜRLÜKLE KALKINMA/A. Sen Ë KÜRESELLEŞME VE KÜLTÜR/J. Tomlinson Ë SİYASAL İKTİSADIN ABC si/r. Hahnel Ë ERKEN ÇÖKEN KARANLIK/K.R. Jamison Ë MARX VE MAHDUMLARI/J. Derrida Ë ADALET TUTKUSU/R.C. Solomon Ë HACKER ETİĞİ/P. Himanen Ë KÜLTÜR YORUMLARI/Terry Eagleton Ë HAYVAN ÖZGÜRLEŞMESİ/P. Singer Ë MODERNLİĞİN SOSYOLOJİSİ/P. Wagner Ë DOĞRUYU SÖYLEMEK/M. Foucault Ë SAYGI/R. Sennett Ë KURBANSAL SUNU/M. Başaran Ë FOUCAULT NUN ÖZGÜRLÜK SERÜVENİ/J. W. Bernauer Ë DELEUZE & GUATTARI/P. Goodchild Ë İKTİDARIN PSİŞİK YAŞAMI/J. Butler Ë ÇİKOLATANIN GERÇEK TARİHİ/S.D. Coe & M.D. Coe Ë DEVRİMİN ZAMANI/A. Negri Ë GEZEGENGESEL ÜTOPYA TARİHİ/A. Mattelart Ë GÖÇ, KÜLTÜR, KİMLİK/I. Chambers Ë ATEŞ ve SÖZ/G.M. Ramírez Ë MİLLETLER VE MİLLİYETÇİLİK/E.J. Hobsbawm Ë HOMO LUDENS/J. Huizinga Ë MODERN DÜŞÜNCEDE KÖTÜLÜK/S. Neiman Ë ÖLÜM VE ZAMAN/E. Lévinas Ë GÖRÜNÜR DÜNYANIN EŞİĞİ/K. Silverman Ë BAKUNIN DEN LACAN A/S. Newman Ë ORTAÇAĞDA ENTELEKTÜELLER/J. Le Goff Ë HAYAL KIRIKLIĞI/Ian Craib Ë HAKİKAT VE HAKİKATLİLİK/B. Williams Ë RUHUN YENİ HASTALIKLARI/J. Kristeva Ë ŞİRKET/J. Bakan Ë ALTKÜLTÜR/C. Jenks Ë BİR AİLE CİNAYETİ/M. Foucault Ë YENİ KAPİTALİZMİN KÜLTÜRÜ/Richard Sennett Ë DİNİN GELECEĞİ/Santiago Zabala Ë ZANAATKÂR/Richard Sennett Ë MELEZLİĞE ÖVGÜ/Michel Bourse Ë SERMAYE VE DİL/C. Marazzi

İçindekiler Giriş: Sosyoloji; ama ne için? 9 I. ÖZGÜRLÜK VE BAĞIMLILIK 29 II. BİZ VE ONLAR 47 II. YABANCILAR 65 IV. BİRLİKTE VE AYRI 83 V. ARMAĞAN VE MÜBADELE 101 VI. GÜÇ VE SEÇİM 121

VII. KENDİNİ KORUMA VE AHLÂKİ GÖREV 141 VIII. DOĞA VE KÜLTÜR 159 IX. DEVLET VE MİLLET 179 X. DÜZEN VE KAOS 197 XI. HAYAT UĞRAŞINA DALMAK 216 XII. SOSYOLOJİDE TARZLAR VE ARAÇLAR 237 Daha fazlası için ek okuma önerileri 258 Dizin 265

TEŞEKKÜR Tim Goodfellow, Simon Prosser, Tracy Traynor, Kate Chapman ve Helen Jeffrey, her biri kitabın ortaya çıkması için heyecan verici fikirler, nazik uyarılar, yetkin öneriler yoluyla, yazıma ve düzeltmelere katkıda bulunarak ve bu projeye gönül vererek ellerinden geldiğince katkıda bulundular. Bu saydığım isimler olmasaydı kitabın yazılması hakkıyla gerçekleşmeyecekti. Bu kitabı düşünülebilir, yazılabilir ve basılabilir kılan bütün insanların ismini tek tek saymam imkânsız. Bu kitap her şeyden önce meslektaşlarım ve öğrencilerimle yaptığım konuşmalardan ve dinlemelerden ortaya çıktı. Düşünme ve yazma, özel olduğu kadar sosyal bir faaliyettir. 8

Giriş: Sosyoloji; ama ne için? Sosyoloji, farklı biçimlerde düşünülebilir. En basit yolu, tepeleme kitap dolu, sıra sıra dizilmiş uzun kütüphane raflarını düşünmektir. Bütün kitapların başlıklarında, altbaşlıklarında ya da içindekiler listesinde sosyoloji sözcüğü yer alır (zaten bu yüzden kütüphane görevlisi onları bu raflara dizmiştir). Kitapların üzerinde kendilerine sosyolog diyen (yani, öğretmenlik ya da araştırma görevi yaparken resmi unvanları sosyolog olan) yazarların isimleri vardır. Bu kitapları ve yazarlarını düşünmek demek, sosyolojinin uygulandığı ve öğretildiği uzun yıllar boyunca birikmiş bir bilgi yığınını düşünmektir. Ve böylelikle sosyolojiyi bir tür kitap ciltleme geleneği olarak; bu alana yeni ayak basanların, ister uygulamacı sosyologlar olmayı isterse de yalnızca sosyolojinin sunduğu neyse onu elde etmeyi 9

amaçlasınlar, ilk başta almaları, tüketmeleri ve sindirmeleri gerekli ciltler dolusu bilgi olarak düşünebilirsiniz. Ya da daha iyisi sosyolojiyi durmak bilmeksizin yeni birilerinin girdiği bir alan olarak düşünün (nihayetinde, kitap raflarına her zaman yeni kitaplar eklenir); sosyolojiyi, canlı bir ilgi, yeni deneyimler karşısında kabul edilmiş anlatıların durmaksızın sınanması, biriktirilmiş bilgiye durmaksızın ekler yapılması ve bu süreç içinde bilginin değiştirilmesi olarak, kısaca bitmek bilmez bir faaliyet olarak düşünebilirsiniz. Sosyolojiyi bu şekilde düşünmek gayet doğal görünüyor. Bu, nihayetinde X nedir? türü bir soruya yanıt verirken izlediğimiz yoldur. Örneğin, Aslan nedir? sorusuyla karşılaştığımızda parmağımızla hayvanat bahçesinde bir kafese konmuş belli bir hayvanı ya da bir kitaptaki resmi gösteririz. İngilizce bilmeyen birinin Kurşunkalem nedir? sorusu karşısında cebimizden belli bir nesneyi çıkarıp gösteririz. İki örnekte de belli bir sözcükle belli bir nesne arasında bir bağlantı arayıp buluruz. Sözcükleri, nesnelere gönderme yapan, nesneleri temsil eden şeyler olarak alırız; her sözcük bizi ister bir hayvan ister yazma aracı olsun özgün bir nesneye gönderir. Söz konusu sözcüğün gönderme yaptığı böyle bir nesne bulmak (yani sözcüğün göndergesini bulmak) başlangıç sorusunun doğru ve faydalı bir yanıtıdır. Bir kere böyle bir yanıt bulduğumda, daha sonra karşılaşacağım bilmediğim bir sözcüğün, neye, hangi bağlantıyla ve hangi koşullarda gönderme yaptığına bakarak nasıl kullanılacağını bilirim. Bahsettiğimiz yanıt türü bana tam da bunu, verili bir sözcüğü nasıl kullanacağımı öğretir. Bu yanıt bana nesnenin kendisi, sorduğum sözcüğün göndergesi olarak gösterilmiş şey hakkında bilgi vermez. Ben yalnızca nesnenin neye benzediğini bilirim ve böylelikle gelecekte de onu sözcüğün temsil ettiği şey olarak tanıyacağım demektir. Bundan dolayı parmakla gösterme yönteminin bana öğreteceği şeyin sınırları, hem de çok dar sınırları vardır. Sözcüğün gönderme yaptığı nesnenin ne olduğunu bulur bulmaz, muhtemelen hemen yeni sorulara geçerim: Bu nesnenin özgünlüğü nereden geliyor? Başka nesnelerden farkı nereden geliyor ki onu ayrı bir isimle çağırıyoruz? Bu bir aslandır. 10

Ama kaplan değildir. Bu bir kurşunkalemdir. Ama tükenmez kalem değildir. Eğer bu hayvana aslan demem doğru, kaplan demem yanlışsa, onda aslanda olan ama kaplanda olmayan bir şeyin (aslanı kaplan değil aslan yapan bir şeyin) olması gerekir. Aslanları kaplanlardan ayıran belli bir farklılık olmalıdır. Ancak bu farklılığı keşfedersek, aslan sözcüğünün temsil ettiği nesneyi bilmekten ayrı olarak aslanları gerçekten aslan yapan şeyin ne olduğunu bilebiliriz. Dolayısıyla sosyoloji hakkındaki soruya verilen ilk yanıt bizi tam olarak tatmin etmekten uzaktır. Daha başka şeyleri düşünmemiz gerekiyor. Sosyoloji sözcüğünün belli bir bilgi yığınını ve aynı anda ona eklemeler yaparak bu bilgiyi kullanan belli pratikleri temsil ettiğine ikna olduktan sonra, artık o bilgi ve pratikler hakkında yeni sorular sormanın zamanı gelmiştir. Bir şeyi diğerlerinden farklı olarak sosyolojik yapan nedir? Bir şeyi öteki bilgi yığınlarından ve öteki bilgi kullanma/üretme pratiklerinden farklı kılan nedir? Aslında, sosyoloji kitaplarıyla dolu kitap raflarına baktığımızda gözümüze çarpan ilk şey başka raflar olacaktır. Çoğu üniversite kütüphanesinde, muhtemelen hepsi de sosyoloji den başka isimler taşıyan, sözgelimi etiketlerinde tarih, siyasal bilimler, hukuk, sosyal politika, ekonomi yazan kitapların en yakın raflara yerleştirilmiş olduğunu göreceksiniz. Bu gibi rafları birbirine yakın olacak şekilde düzenleyen kütüphaneciler belki okuyucuların rahatı ve istedikleri kitabı kolayca bulmalarını düşünmüştür. Sosyoloji raflarına göz gezdiren okuyucuların zaman zaman, örneğin tarih ya da siyasal bilimler raflarına konmuş bir kitabı arayacaklarını ve bu kitapları, örneğin fizik ya da makine mühendisliği raflarındaki kitaplardan daha sık arayacaklarını varsaymışlardır (ya da biz öyle olduğunu tahmin edebiliriz). Başka bir ifadeyle, kütüphaneciler sosyolojinin konusunun bir bakıma siyasal bilimler ya da ekonomi adı altındaki bilgi yığınının konusuna daha yakın olduğunu, belki ayrıca sosyoloji kitaplarıyla hemen yakınına dizilmiş kitaplar arasındaki farklılığın sosyolojiyle, örneğin kimya ya da tıp bilimleri arasındaki farklılığa kıyasla daha az dillendirilmekte, belli belirsiz, biraz da tartışmalı olduğunu varsaymışlardır. 11

Akıllarından bu düşünceler geçmiş olsun ya da olmasın, kütüphaneciler doğru olanı yapmıştır. Yan yana dizilmiş bilgi kümelerinin ortak çok şeyleri vardır. Hepsi de insan ürünü dünyayla, dünyanın insan etkinliklerinin izlerini taşıyan, insanların eylemleri olmaksızın var olması düşünülemeyen parçası ya da boyutlarıyla ilgilidir. Tarih, hukuk, ekonomi, siyasal bilimler, sosyoloji, hepsi de insan eylemlerini ve bunların sonuçlarını tartışır. Bu da paylaştıkları çok şey olduğu anlamına gelir ve dolayısıyla gerçekten aynı gruba girerler. Gelgelelim, eğer bütün bu bilgi kümeleri aynı alanı araştırıyorlarsa, onları birbirinden ayıran şey, varsa, nedir? Farklılık yaratan farklılık, bölünmeyi ve ayrı isimleri haklılaştıran şey nedir? Bütün benzerliklerine ve ortak ilgileri ve alanlarına rağmen, hangi gerekçeyle tarihin sosyoloji olmadığında ve ikisinin birden siyaset bilimi olmadığında ısrar edebiliriz? Bu sorulara hemen hiç düşünmeden yanıtı yapıştırırız: Bilgi kümeleri arasındaki bölünme, inceledikleri dünyadaki bölünmüşlüğü yansıtmalıdır. Onları birbirinden farklılaştıran insan eylemleri ya da insan eylemlerinin özellikleridir ve bilgi kümeleri arasındaki bölünme bu olgunun bilincine varılmasından başka bir şey değildir. Bundan dolayı deriz ki, sosyoloji halihazırda süregelen ya da zamanla değişmeyen genel nitelikli eylemler üzerinde yoğunlaşırken, tarih, geçmişte gerçekleşmiş ve bugün artık olmayan eylemlerle ilgilidir; sosyoloji dikkatini bizim toplumumuzda (ne anlama geliyorsa) gerçekleşen eylemlere ya da bir toplumdan ötekine değişmeyen eylem türlerine verirken, antropoloji, bizimkinden uzak ve farklı toplumlardaki insan eylemlerini anlatır. Sosyolojinin öteki yakın akrabalarına gelince kesin yanıt vermek biraz zor olacaktır ancak yine de şunları söyleyebiliriz: Siyasal bilimler, ağırlıklı olarak iktidar ve yönetimle ilgili eylemleri tartışır; ekonomi, mal ve hizmetlerin üretilmesi ve dağıtılması kadar kaynakların kullanıl-ması ile ilgili eylemleri ele alır; hukuk, insan davranışını düzenleyen normlar ve bu normların/kuralların nasıl ifade edildiği, yükümlülükler getirdiği ve uygulandığı ile ilgilidir... Şimdiye kadar anlatılanlar ışığında, aynı yoldan ilerleyerek sosyolojinin öteki disiplinlerin dikkatinden kaçmış şeylerden beslenen bir tür artıkçı disiplin olduğunu göre- 12

biliriz. Öteki disiplinler kendi mikroskopları altına ne kadar çok şey alırlarsa sosyolojiye o kadar az şey kalır; sanki orada, insan dünyasında, özgün araştırma dalları tarafından içkin niteliklerine bağlı olarak ayrıştırılmayı ve seçilip alınmayı bekleyen sınırlı sayıda olgu vardır. Sorumuza verilen böyle kesin bir yanıtın içerdiği sorun şudur: Bu yanıt ancak bize aşikâr ve tartışmasız doğru gelen başka çoğu inanç gibi, kişinin sözünü etmeden kabul eder göründüğü bütün varsayımlara daha yakından bakmadığımız sürece kesinliğini korur. Her şeyden önce, insan eylemlerinin belli sayıda ayrı tipe bölündüğü fikri de nereden çıktı? Nereden mi, eylemlerin bu şekilde sınıflandırılmış olması ve bu sınıflandırmada her dosyaya ayrı bir isim verilmiş olmasından (öyle ki ne zaman politikadan, ne zaman ekonomiden ve ne zaman hukuki meselelerden bahsedeceğimizi ve nerede neyi bulacağımızı biliriz); ve başkaları değil de belli tür eylemler üzerinde araştırma yapmaya, etraflı görüşler sunmaya, yol göstermeye ya da tavsiyelerde bulunmaya tek kendilerinin hakkı olduğu iddiasında bulunan bilgili ve güvenilir bir grup uzmanın olmasından. Ancak biz soruşturmamızı bir adım daha ileri götürelim: Kendi başına insan dünyasının ne olduğunu nasıl bilebiliriz? Yani, ekonomi, politika ya da sosyal politika biçiminde parçalanmadan önce ve böylesi bir parçalanmadan bağımsız olarak insan dünyasını nasıl bilebiliriz? Hiç kuşkusuz, bunu kendi hayat deneyimimizden öğrenmiyoruz. Kimse şimdi politika sonra ekonomi dünyasında yaşamaz; kimse İngiltere den Güney Amerika ya gitmekle sosyolojiden antropolojiye geçmiş olmaz ya da bir yıl daha yaşlandığında tarihten sosyolojiye geçmez. Eğer yaşarken böylesi alanları ayırabiliyorsak, eğer bu eylemin burada ve şimdi politikaya ait olduğunu diğerinin de ekonomik karakter taşıdığını söyleyebiliyorsak, bunun tek nedeni bize her şeyden önce bu tür ayrımlar yapmanın öğretilmiş olmasıdır. Dolayısıyla gerçekten dünyanın kendisini değil, dünyayla ilişkimizi biliriz; bir bakıma, dünya imgemizi, dilden ve eğitimden kazandığımız yapı taşlarından sıkıca örülmüş bir modeli pratiğe geçiririz. 13

Demek ki, akademik disiplinler arasındaki farklılıklardan yansıyan biçimiyle insan dünyasında doğal bir bölünmenin olmadığını söyleyebiliriz. Tersine, insan dünyasının zihnimizde taşıdığımız ve sonra yaptığımız işlere uyguladığımız zihinsel haritasında görünenler, insan eylemleriyle uğraşan akademisyenler arasındaki işbölümünün sonucudur; bu, her bir alanın uzmanlarının ayrılmasıyla ve her bir grubun hükmettikleri alana neyin ait olup neyin olmadığına karar verme hakkıyla desteklenip pekiştirilen bir işbölümüdür. İçinde yaşadığımız dünyaya yapısını kazandıran da bu işbölümüdür. Bundan dolayı, gizimizi çözmek ve farklılık yaratan farklılığın saklandığı yeri bulmak istiyorsak, başlangıçta dürüst bir biçimde dünyanın doğal yapısını bize gösteriyor gibi görünen, kerametleri kendinden menkul disiplinlerin pratiklerine baksak iyi olur. Artık aradaki farkı doğuran şeyin ilk başta bu pratiklerin kendisi olduğunu kestirebiliriz; eğer bir yansıtma varsa, bu bizim sandığımızın tam tersi yöndedir. Çeşitli çalışma alanlarının pratikleri birbirlerinden nasıl ayrılırlar? İlk bakışta bunlar, çalışma konuları olarak seçtikleri şeylere karşı tutumları bakımından çok az farklılık gösterir ya da hiç farklılık göstermezler. Hepsi kendi konuları ile ilgilenirken aynı davranış kurallarına uyar. Hepsi ilgili olguların tümünü toplamaya gayret eder; hepsi olguları hakkında herhangi bir kuşkuyu ortadan kaldırmaya çalışır; olgular denetlenir ve yeniden denetlenir ve bu yüzden olgular hakkındaki ham bilgi güvenilir olur; hepsi olgular hakkında yaptıkları önermeleri açıkça, belirsizliğe yer bırakmaksızın anlaşılabilecek ve önermeyi türettikleri kanıtla ve yine gelecekte mevcut olabilecek herhangi bir kanıtla sınanabilecek biçime sokmaya çalışırlar; hepsi yaptıkları ya da savundukları önermeler arasındaki çelişkileri ayıklamaya ya da ortadan kaldırmaya çalışırlar ki aynı zamanda doğru olabilecek iki önerme birden ortaya atılmamış olsun. Kısacası, hepsi verdikleri sözlere sadık kalmaya, bulgularını sorumlu bir biçimde (yani, doğruya götüreceğine inanılan bir biçimde) elde etmeye ve sunmaya çalışırlar. Böyle yapmadıkları takdirde eleştirilmeye ve iddialarını geri çekmeye hazırdırlar. Demek ki, uzmanların görevlerinin ve hikmetlerinin, yani mesleki 14

sorumluluklarının nasıl anlaşılacağı ve uygulanacağına ilişkin hiçbir farklılık yoktur. Muhtemelen, akademik pratiklerde çoğu başka özellikleri bakımından da bir farklılık bulamayacağız. Akademik uzmanlık iddiasında olan ve iddiası kabul gören herkes olguları toplayıp işlemekte benzer yollar izler: Üzerinde çalıştıkları şeyleri ya doğal ortamlarında (örneğin, evinde, kamusal ilişkilerinde, iş ve eğlence yerlerinde normal günlük hayatlarını yaşayan insanlar) ya da özel olarak tasarlanıp sıkı bir biçimde kontrol edilmiş deney koşullarında (örneğin, bilerek tasarlanmış düzenekler içinde insan tepkileri gözlendiğinde ya da insanlar olur olmaz karışıklıkları ortadan kaldırmak üzere tasarlanmış sorulara yanıt vermeye yönlendirildiklerinde) gözlerler; bu da olmazsa, geçmişte yapılmış benzer gözlemlerden (örneğin, kilise kayıtları, nüfus sayımları, polis arşivleri) elde edilen kanıtları kendi olguları olarak kullanırlar. Bütün akademisyenler biriktirdikleri ve tetkik ettikleri olgulardan sonuçlar çıkarırken ve bunları doğrular ya da çürütürken aynı genel mantık kurallarını izlerler. Göründüğü kadarıyla farklılık yaratan farklılık arayışımızda son umudumuz, her inceleme dalı için tipik sorularda, farklı disiplinlerden düşünürlerin insan eylemlerine bakarken, onları inceler ve açıklarken görüş açılarını (bilişsel perspektifler) belirleyen sorularda ve bu gibi soruların ürettiği bilgiyi düzene sokup insan hayatının verili bir bölümünün modeline ya da boyutuna katmak için kullanılan ilkelerde yatmaktadır. Çok kaba bir yaklaşımla, örneğin ekonomi, birincil olarak insan eylemlerinin maliyetleri ile sonuçları arasındaki ilişkiye bakacaktır. Muhtemelen insan eylemlerine, bu eylemleri gerçekleştirenlerin, yani aktörlerin ya da faillerin erişmek ve kendilerine en yararlı olacak biçimde kullanmak istedikleri kıt kaynakların idaresi açısından bakacaktır. Dolayısıyla ekonomi, failler arası ilişkileri, arz ve talebin düzenlediği mallar ile hizmetlerin yaratılması ve mübadelesinin unsurları olarak görecektir. Son olarak ekonomi, kaynakların yaratılması, elde edilmesi ve çeşitli talepler arasında dağıtılması sürecine ilişkin bir modele göre bulgularını düzene sokacaktır. Siyasal bilimler ise, en azından başka faillerin fiili ya 15

da tahmini tutumlarını değiştiren ya da onlar tarafından değiştirilen (genellikle güç ve nüfuz başlığı altında tartışılan bir etki) özellikte insan eylemleri ile ilgilenecektir. Siyaset, insan eylemlerini böylesi güç ve nüfuzlardaki dengesizlik açısından ele alacaktır; belli failler, etkileşim sürecinden muhataplarına oranla davranışları daha köklü bir değişikliğe uğramış olarak çıkacaktır. Siyasal bilimler muhtemelen bulgularını güç, tahakküm, otorite vb. kavramlar etrafında örgütleyecektir; bu kavramların hepsi ilişkide tarafların mücadelesini verdikleri şeyleri elde etme şanslarındaki farklılaşmaya gönderme yapar. Ekonominin ve siyasal bilimlerin bu ilgileri (beşeri bilimlerin geri kalanları tarafından gözetilen ilgi alanları gibi) hiçbir biçimde sosyolojiye yabancı değildir. Bunu sosyoloji öğrencilerine önerilen herhangi bir okuma listesini görür görmez anlayacaksınız; bu liste neredeyse kesin olarak kendilerini tarihçi, siyasal bilimci ya da antropolog olarak adlandıran ve bu sınıfa sokulan düşünürlerin kaleme aldığı birkaç çalışmayı içerecektir. Ne var ki, diğer sosyal araştırma dalları gibi sosyolojinin de kendi yorumlama ilkeleri kadar kendi bilişsel perspektifi, insan eylemlerini soruşturmak üzere kendi soru kalıpları vardır. Geçici bir ilk özet olarak diyebiliriz ki, sosyolojiyi farklı bir yere koyan ve ona belirleyici karakterini veren şey, insan eylemlerini geniş çaplı oluşumların öğeleri olarak görme alışkanlığıdır bu oluşumlar ise karşılıklı bir bağımlılık (eyleme girişilme ihtimalinin ve eylemin başarı şansının öteki faillerin kimler olduğu ya da ne yapabileceklerine bağlı olarak değiştiği bir durum anlamında bağımlılık) ağına takılmış faillerin rastlantısal olmayan birlikteliği biçiminde düşünülebilir. Sosyologlar bu şekilde hep birlikte ağa takılmanın insan faillerin muhtemel ve fiili davranışları açısından sonuçlarının neler olduğunu soracaktır. Bu gibi ilgiler sosyolojik araştırmanın nesnesine biçim verir; oluşumlar, yani karşılıklı bağımlılık ağları, eylemin karşılıklı koşullayıcılığı ve faillerin özgürlüklerinin genişlemesi ya da daralması sosyolojinin en ağırlıklı olarak üzerinde durduğu meselelerdir. Senin benim gibi tek tek failler sosyolojik çalışmanın görüş alanına bir karşılıklı bağımlılık 16