Ahmet Hamdi Tanpınar ın Saatleri Ayarlama Enstitüsü Romanının İngilizce Çevirisi Önsöz ü ve Türk Modernizmi Eleştirisine Bir Cevap



Benzer belgeler
İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm ÖABT Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Konu Anlatımlı Soru Bankası ESKİ TÜRK DİLİ VE LEHÇELERİ...

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEMSİLCİLERİ - III

ÖZGEÇMİŞ Yaşar Kemal in Romanlarında Toplumcu Gerçekçilik (devam ediyor)

DERSLER VE AKTS KREDİLERİ

EĞİTİM VE KÜLTÜR ALANINDA YAPILAN İNKILAPLAR

IMT18004 OKUDUĞUNU ANLAMA Z IMT18005 DUYDUĞUNU ANLAMA Z IMT18006 DİL KULLANIMI Z

JORGE LUIS BORGES PIERRE MENARD A GÖRE DON QUIXOTE & HOMER İN BAZI UYARLAMALARI. Hazırlayan: Rabia ARIKAN

D. Kodu Ders Adı Ders Saati Kredi Z/S TDE 501 AğızAraştırmaları 3 3 S TDE 503 Arapça I 3 3 S TDE 505 Âşık Edebiyatı 3 3 S TDE 507

Bilim,Sevgi,Hoşgörü.

NEDEN BOĞAZİÇİ? Özgür düşünceli Araştırmacı Kendine güvenen Önyargısız Topluma saygılı Girişimci. bireyler

DERS PLANI DEĞİŞİKLİK SEBEBİNİ İLGİLİ SÜTUNDA İŞARETLEYİNİZ "X" 1.YARIYIL 1.YARIYIL 2.YARIYIL 2.YARIYIL. Kodu Adı Z/S T+U AKTS Birleşti

Takvim-i Vekayi Gazetesi (1831)

İnci Hoca TANZİMAT EDEBİYATI I. DÖNEM

11.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

İÇİNDEKİLER. 1. BÖLÜM İSLÂMCILIK VE YENİ İSLÂMCI AKIM Yeni İslamcı Akımın Entelektüel Zemini Olarak İslâmcılık...17 Yeni İslâmcı Akım...

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

İNSAN VE TOPLUM BİLİMLERİ FAKÜLTESİ

OSMANLICA öğrenmek isteyenlere kaynaklar

IMT15001 İNGİLİZCE OKUMA-YAZMA Z IMT15002 İNGİLİZCE DİNLEME-KONUŞMA Z IMT15003 İNGİLİZCE DİLBİLGİSİ Z

İBRAHİM ŞİNASİ

İNSAN VE TOPLUM BİLİMLERİ FAKÜLTESİ

Çoğuldizge Kuramı. Ünal Yoldaş* Giriş

Tanzimat Edebiyatı. (Şiir-Roman) YAZARLAR Dr. Özcan BAYRAK Dr. Muhammed Hüküm Dr. Taner NAMLI Dr. Celal ASLAN

03 Temmuz 2013 tarih ve 51 sayılı Üniversite Senato toplantısının 1 nolu karar ekidir.

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım

TANZİMAT I. DÖNEM: ŞAİR VE YAZARLAR. * Şinasi *Ziya Paşa *Namık Kemal. * Ahmet Mithat Efendi *Şemsettin Sami

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER YILLIK PLANI

2.SINIF (2013 Müfredatlar) 3. YARIYIL 4. YARIYIL

8. SINIF 20. YY BAŞLARINDA OSMANLI DEVLETİ MUSTAFA KEMAL OKULDA GENÇLİK DÖNEMİNDE ATATÜRK Ü ETKİLEYEN ÖNEMLİ KİŞİLER VE OLAYLAR.

Y. Lisans Türk Müziği İst. Teknik Üniv Sanatta Yeterlilik Türk Müziği İst. Teknik Üniv. 1994

Başkent Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü. Doç. Dr. S. EKER

DEVLET TEŞKİLATINA TEORİK YAKLAŞIMLAR PROF. DR. TURGUT GÖKSU VE PROF. DR. HASAN HÜSEYIN ÇEVIK

I. BÖLÜM I. DİL. xiii

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 11. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Fen - Edebiyat Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Programı

7.2 Uluslararası bilimsel toplantılarda sunulan ve bildiri kitabında (Proceedings) basılan bildiriler

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

Nasıl Bir Deniz Feneriyiz?

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Türkiye de üniversiteye giremeyen öğrenciler Fas ta üç dil öğreniyor

İnci Hoca YEDİ MEŞALECİLER

(Dış Kapak Örneği) T.C. ÖMER HALİSDEMİR ÜNİVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ ÇAĞDAŞ TÜRK LEHÇELERİ ve EDEBİYATLARI BÖLÜMÜ TEZ ADI BİTİRME TEZİ

FOLKLOR (ÖRNEK: 2000: 15)

ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ DERSİ I.DÖNEM MÜFREDAT PROGRAMI

Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi I. Laboratuar (saat/hafta) Uygulama (saat/hafta) Teori (saat/hafta) AKTS. 1.YIL/ 1.yarıyıl Güz

Cezayir'den yükselen bir ses: Yalnızca İslam hükmedecek!

Başlangıç Meridyeni ve Greenwıch - İstanbul

İÇİNDEKİLER SÖZ BAŞI...5 MEHMET ÂKİF ERSOY UN HAYATI VE SAFAHAT...9 ÂSIM IN NESLİ MEHMET ÂKİF TE GENÇLİK... 17

Türk Dili I (TURK 101) Ders Detayları

OSMANLI EĞİTİM SİSTEMİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ

bu önemli kararın ne kadar doğru olduğunu önce yayınlanan örnek sorularla şimdi de sınav sorularıyla gördük.

14. ÇALIŞMA EKONOMİSİ VE ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ KONGRESİ

Türkiye nin geleceğini 25 milyonluk kitle belirleyecek

FECRİ-ATİ EDEBİYATI SANATÇILARI

İ Ç E R İ K. M i s y o n & V i z y o n. N e d e n İ n g i l i z D i l i v e E d e b i y a t ı B ö l ü m ü?

Tarih Anabilim Dalı Tezli Yüksek Lisans (Sak. Üni. Ort.) Programı Ders İçerikleri

DERS PROFİLİ. Türk Siyasi Hayatı POLS 401 Güz Yrd. Doç. Dr. Ödül Celep

TANZİMAT EDEBİYATI ( ) HAZIRLAYAN: Döndü DERELİ D GRUBU-105

İletişim Fakültesi(İ.Ö.) Gazetecilik Lisans 2011 Yılı Müfredatı. Genel Toplam Ders Adedi : 60 T : 158 U : 5 Kredi : 113 ECTS : 240 T+U : 163

Bir Açık Kaynak Masalı Bölüm 1: Kasabanın Dışında Bir Meyve Ağacı

Abant İzzet Baysal Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü I. Öğretim Programı Müfredatı

TANZİMAT EDEBİYATI II. DÖNEM SANATÇILARI

Yeni Türk Edebiyatında Kadıköy. 1. Adı Soyadı: Haluk ÖNER. 2. Doğum Tarihi: Unvanı: Yrd. Doç. Dr.

UNI 201 MODERN TÜRKİYE NİN OLUŞUMU I

lkokul Eğitim Koordinatörü

CUMHURIYET DÖNEMINDE COŞKU VE HEYECANI DILE GETIREN METINLER (ŞIIR) Cumhuriyet Edebiyatında Şiir ve Soru Çözümü

1.4.Etik Sistemleri Etik ilkelerin geliştirilmesinde temel alınan yaklaşımlar hakkaniyet ilkesi, insan hakları, faydacılık ve bireysellik

KARAMAN ERMENEK BALKUSAN KÖYÜ

Patronun hizmetini yapıyor Çalışan kadından bahsediyorum. Ben kocama muhtaç değilim diye evvela ailesini dağıtıyor.

EZİNE ÇOK PROGRAMLI LİSESİ HAYDİ! HALİL İBRAHİM SOFRASINA

TARİH BÖLÜMÜ LİSANS DERSLERİ BİRİNCİ YIL

Yak ndo u Medyas nda Türkiye ve AB Müktesebatlar - srail örne inde

Edebiyat ve Şehir (ELIT 429) Ders Detayları

RUS DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI GÜZ PROGRAMI

32.Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı etkinlikleri

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Elektrik, Plastik Cerrahi ve Prometheus: İlk BK Romanı Frankenstein 18 Ocak2014. Ütopyadan Distopyaya, Totalitarizm ve Anksiyete 25 Ocak 2014

ADI SOYADI: SINIFI: NUMARASI: PUANI:

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Skolastik Dönem (8-14.yy)

KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ BATI DİLLLERİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ

Sayı: 2000/01 FAALİYET TEKNİK RAPORU

NECİP FAZIL KISAKÜREK

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI GÜZ DÖNEMİ PROGRAMI

tarih ve 495 sayılı Eğitim Komisyonu Kararı Eki

Ekim Ismayıl Hakkı Baltacıoğlu Koleksiyonu ve Haldun Özen

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ Eğitim Öğretim Yılı 1.ve 2.Öğretim (2010 ve Sonrası) Eğitim Planları HAZIRLIK SINIFI (YILLIK)

Yeni Göç Yasas Tecrübeleri

Kitap Tanıtımı, Eleştiri ve Çeviri Dergisi Journal of Book Notices, Reviews and Translations

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 12. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

YETERLİ BAŞVURU OLDUĞU TAKDİRDE

ÖZGEÇMİŞ. Yrd. Doç. Edebiyat Fakültesi Aİİ- İran 1994 Doçent Edebiyat Fakültesi Aİİ- İran 2001 Profesör Fen, Edebiyat Fakültesi Aİİ- İran 2009

NOKTALAMA İŞARETLERİ MUSTAFA NAZIM ÖZGEN

SÂMİHA AYVERDİ KİMDİR? Hazırlayan: E. Seval YARDIM

TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ

Yrd.Doç.Dr. AYTEN CAN

Türk Dili I (TURK 101) Ders Detayları

KENT KONSEYİ NDEN TEPKİ GELDİ

Transkript:

Ahmet Hamdi Tanpınar ın Saatleri Ayarlama Enstitüsü Romanının İngilizce Çevirisi Önsöz ü ve Türk Modernizmi Eleştirisine Bir Cevap Tanpınar ın ünlü romanı Saatleri Ayarlama Enstitüsü, (1962) İngilizce başlığı ile The Time Regulation Institute, 2013 de Orhan Pamuk çevirmenlerinden Maureen Freely ile Alexandre Dawe tarafından İngilizce ye çevrilerek Penguin yayınevince yayınlanmış. Eserin İngiltere de çok satan listelerine girdiği söyleniyor. Çeviri ülkemizde de satışa çıktı. Cumhuriyet döneminin en önemli yazarlarından birisi olan Tanpınar ın eserinin yabancı bir dile çevrilmesi gerçekten gurur verici. Batı dünyasında son yıllarda dünya edebiyatı na ilgi artarken, bu ilginin içinde Türk edebiyatı da önemli bir yer aldı. Şüphesiz ki bu ilgi artışında Orhan Pamuk un Nobel edebiyat ödülü almasının etkisi büyük. Nitekim Maureen Freely de, Pamuk un Tanpınar ın Beş Şehir kitabının İstanbul bölümüne bol atıflarda bulunduğu İstanbul, Hatıralar ve Şehir anıromanının da çevirmeni. Her iki çevirmen de özsözlerinde Pamuk un eserlerinde ve konuşmalarında Tanpınar a verdiği önemden etkilendiklerini de ifade ediyorlar. Ayrıca Freely nin Türk Edebiyatına özel bir yer veren, Warwick Üniversitesinde hoca oluşu da bu seçimde etkili olmuş olabilir. Sonuç olarak doğru bir seçim ve başarılı bir çeviri. Tanpınar romancılığının tanıtımı ve romanın bir okumasının yapılması görevi Pankaj Mishra adlı bir kişiye verilmiş. Kitabın iç kapağında Pankaj Mishra nın roman ve makale yazarı olduğu, The New- York Review of Books, The Guardian ve London Review of Books, dergi eklerinde kitap tanıtımları yazdığı bilgisi veriliyor. Bu da kendisine bu görevin kitap tanıtılsın kaygısı ile verildiği kanısını uyandırıyor, çünkü önsöz Tanpınar romancılığı ve bu roman ile ilgili yer yer doğru görüşleri içeriyorsa da yazarın Osmanlı tarihi, Cumhuriyet tarihi veya Osmanlı- Türk edebiyatı ve kültürü bilgisinin sığlığı nedeni ile bekleneni hiç vermiyor. Yüzeysel ve öğrenilmiş kesin bir takım yargılarla dolu bu özsözün bir değerlendirilmesinin yapılması en azından Tanpınar ın yanlış anlaşılmaması açısından zorunlu. Türk tarihi ve edebiyatı uzmanlarının alanlarına umarım fazla girmeden bunu yapmaya çalışacağım. Pankaj Mishra özsözünde son yıllarda sıklıkla duyduğumuz antikemalist söylemi kullanıyor. Bu söylemi rahatlıkla kullanabilmek için öncelikle Tanpınar ın eserlerinde Kemalist devrimin başarısızlığından sözettiğini, Türk modernizmini yergili bir dille eleştirdiğini ve Türk modernizminin yanlış zamanlamasından ötürü (kullanılan sözcük 1

belatedness ) Cumhuriyetten sonra ülkede doğu batı kültürel sentezine ulaşmanın imkansız olduğunu söylediğini ifade ediyor. Ona göre Tanpınar her ne kadar batılılaşmaya tam anlamı ile karşı değilse de bunun doğu-batı sentezi içinde yapılması gerektiğini, Huzur romanının sonunda kahramanın intiharı ile bu senteze ulaşılamayacağını ve Şark ın taklitçiliğe inauthencity mahkum olduğunu dile getirirken, Saatleri Ayarlama Enstitüsü nde ise yukarıdan empoze edilen devrimler her alanı kirlettikleri için de (kullanılan kelime contaminated ) geçmişin devamının mümkün olamadığını vurgulamakta diyor ve kendi görüşlerine geçiyor. Ona göre, soulless ruhsuz Kemalist devrim başarısız olmuştur. Atatürk tıpkı Mao-Tse-Tung, Nehru, Rıza Pehlevi gibi Batı modernizmi karşısında kendisini aşağılanmış hisseden bir lider olarak, ülkesinin insan kaynaklarının yeterli olup olmadığına bakmadan, saf gullible Anadolu insanını da inandırarak dağınık köylü kitlelerinden ve esnaf sınıfından milli bir kimlik yaratmaya çalışmıştır. Hele hele, eski ile yeninin sentezi olan İstanbul un yerine Ankara nın başkent olması; Kemalist elitin yaşama getirdiği endüstrileşme, demografik değişim ve orta sınıf taklitçiliği ; Kültür alanında örneğin Türk müziğinin yasaklanması; aruz vezninin ve divan edebiyatının dışlanması; son aruz şairi olan Yahya Kemal den sonra icad edilen bir takım yeni nazım türlerinin ve ritimlerin başarısız oluşları (burada dolaylı olarak dil ve harf devrimleri de eleştiriliyor) kısacası Cumhuriyetin başarısız kültür mühendisliğinin bugün ülkenin ılımlı İslam a dönüşmesi sonucunu yarattığını ve böylece köklerinden koparılan tüm halklar gibi Türk halkının da iki kültür arasında sonsuza dek araf da kalmaya mahkum olduğunu ifade ediyor. Adından da anlaşılacağı üzere Pankaj Mishra gibi uzak doğu kültüründen gelmiş ve bir batı ülkesinin demokratik ve çok kültürlü ortamında yaşam kurmuş ve o kültürün bütün avantajlarını kullanma şansını yakalamış birisinin iki kültür arasında sıkışmışlıktan söz etmesi gerçekten çok ironik. Yazarın Atatürk devrimleri ile ilgili görüşlerine gelince; doğrudur devrimler yukarıdan aşağıya yapılmışlardır. Aksi, o günkü koşullarda mümkün olamazdı. Yenik ve tükenmiş bir ülke, Balkan ve 1. Dünya savaşlarında ordan oraya savrulmuş, yoksul ve yaralı bir halk ancak yukarıdan aşağıya bir güçle yeni ve inandırıcı bir idealle, yeniden ayağa kaldırılabilirdi. Burjuvazisi, teknik imkanları ve parasal gücü olmayan, okumuş bir kuşağını Çanakkale de, cephelerde yitirmiş bir ülkenin bu uyanışı, bu ayağa kalkışı yapması bir mucizedir. Bu Atatürk devrimlerinin ve Cumhuriyetin mucizesidir ve bu Türk Modernizminin zaferidir. 2

Türk modernizminin geçikmiş olduğu yargısına gelince, modernizm kronolojik değil, koşullara bağlı bir olgudur. Modernizm endustri-bilim-teknoloji devrimlerinin birlikteliğinin ve sürekliliğinin kaçınılmaz sonucudur. Batı dünyası da modernizmi öncelikle seçmemiştir; endüstrileşme ve sonuçları ile kaçınılmaz bir şekilde gelmiştir. Mishra nın Kemalizm i sorumlu tuttuğu demografik değişim ve orta sınıf taklitçiliği (oluşumu diyelim) endüstrileşmenin kaçınılmaz sonucu olan kırsaldan kentsele dönüşüm sonucunda gerçekleşir. Onu da sekülerleşme ve demokratikleşme süreçleri izler. Ancak Cumhuriyet in ilk on onbeş yılında endüstrileşme tüm süreçleri ile yaşanamadığı için modernizmin diğer süreçleri de tam anlamı ile yaşanamamıştır. Düşünce olarak modernizm bugünün geçmişten farklı olduğunun ve geleceğin de daha farklı olacağının bilincine varmaktır, çünkü gelişim durmaz ve yaşantımızı değiştirmeye, gelenekleri, öğretileri ve otoriteyi sorgulamaya zorlar bizi. Geleceği geçmişin değerleri ile yaşayabilirmiyiz sorusu çağdaşlaşmanın temelinde yatar. Çelişkilerle doludur şüphesiz, senteze ulaşmak kolay değildir. Ayrıca, hangi yolla gelirse gelsin değişim her zaman farklı tepkileri hatta çelişkili tepkileri içerir; eskinin terk edilmesine karşı olanlar kadar, yeninin gelmesinden memnun olanlar da vardır. Bu anlamda Türkiye ilginç bir örnektir. Sayın Mishra Türkiye nin Ilımlı İslam a dönüşünü çağdaşlaşmanın başarısızlığı olarak görüyor. Öncelikle Türkiye Ilımlı İslam değildir, halkının büyük bir kısmı Müslüman olan, İslamcı bir siyasi parti tarafından yönetilen, seküler ve demokratik! Bir ülkedir. Kemalizm in başarılı olduğuna inanan büyük kitleler vardır. Ilımlı İslam diye bir tanım da yoktur, o ABD nin Orta Doğu politikasının siyasi terminolojiye bir katkısıdır. Ayrıca çağdaşlaşma inançları yaşamaya, manevi değerlere sahip olmaya engel bir durum değildir. Cumhuriyetin ilk yıllarında, devrimlerle gelen modernizm, önce entelektüel yapıda düşünce ve sanattaki dinamizimle kendini gösterdi. Kemalizm kendi entelektüel sınıfını yarattı. Endüstriyel, teknolojik, ekonomik ve siyasi gelişim aydınlanmanın gerisinde kaldığı için, aydınlanma tabana inemedi, feodal yapı süregeldi. Bugün %85 i kentleşmiş, okur yazarlık ve eğitim düzeyi sürekli yükselen, teknolojik gelişmeleri yakından izleyen, endüstri devriminin en ilkel aşamaları ile (Soma ve Ermenek örneklerinde olduğu gibi) sanayi-bilim devrimini ve vahşi-kapitalizmi bir arada yaşayan ülkemizde, gecikmiş modernizmin seküler yanı, düşündüğümüzden de daha güçlü vardır. Siyasi islam ın tüm dini söylemine, geriye dönüş zorlamalarına karşın, en mütedeyyin kesimlerin bile yaşam taleplerinin başında lüks tüketim lüks yaşam yurt 3

dışı eğitim, yabancı dil öğrenme ve yurt dışı seyahat gibi fevkalade dünyevi ve parasal güçle elde edilebilecek olanaklar gelmektedir. Ancak aydınlanmanın getirdiği rasyonel akıl, özgür ve bilimsel düşünce ile sanayi devriminin maddi olanaklarının birleştiği yerde Türkiye gerçek modernizm i belki de doğu-batı sentezinde bulacaktır. Son olarak, Tanpınar ın romanındaki modernizm eleştirisinin de yeni olmadığından söz etmek gerekir. III. Selim ve II. Mahmut dönemleri Osmanlı Batılılaşmasının başlangıç noktaları olarak sayılsa da 19.yy. Tanzimat Fermanı ilk modernleşme talebidir. Tanzimat ve Servet-i Fünün edebiyatları modernleşme ve batılılaşma hareketlerine yakın olmakla birlikte 19.yy. ve erken 20.yy. romancıları Batı yaşam tarzı özentilerini eserlerinde eleştirmişlerdir. Recaizade Mahmut Ekrem in Araba Sevdası romanı buna bir örnektir. Demek ki burada da bir gelenek söz konusudur. Tanpınar ın Türk modernizminin bir parodisini yaptığı doğrudur ama ilk değildir. Ancak, Tanpınar ın romanlarındaki hüzün ve melankoli temalarını geçmişe dönüş isteği olarak değerlendirmek ise yanlıştır. Geçmiş yaşamı tembel ve boş geçen zaman ve köhnelik, miskinlik gibi terimlerle tanımlayan ve durmuş eski çalar saatlerle simgeleyen bir yazarın geçmişe dönmek istediği savı pek kabul görmez. Hele hele herkes fakir olduğu sürece fakirliğin hiç de zannedildiği kadar korkutucu ve tahammül edilmez bir şey olmadığı ifadesi sadece ironik olarak değerlendirilebilir. Tanpınar a göre geçmiş bitmiştir ama gelecek henüz tam anlamı ile görünmemektedir; acaba yıkıntılardan yeni yaratılabilirmi sorusu devrime karşı çıkış değil geleceği hızlandırma isteğidir. Şiirle ilgili eleştirilere gelince, Yahya Kemal in son aruz şairi olduğu doğrudur, ancak Yahya Kemal Fransız sembolizm inden de etkilenmiş bir şairdir. Divan nazım türlerinin kalkmasından sonra iyi şiir yazılamadığı görüşü ise cahilcedir. Öncelikle divan nazım türlerinin kullanımı yasaklanmamış, zamana yenik düşmüştür. Ancak, Divan Şiiri hiç bir zaman halkın şiiri olmamıştır. Halkın edebiyatı Türk Halk Edebiyatı geleneğindedir. Yunus, Pir Sultan Abdal, Karacaoğlan, en az Divan Edebiyatı kadar Cumhuriyet şairlerinin şiir geleneğinin bir parçasıdır. Cumhuriyet şiirinde, 19.y.y. Osmanlı edebiyatında da görülen Fransız edebiyatı etkisi de vardır. Değişen bir dünyada 20.yy. dünyasında aruz vezni ile şiir yazmakta israr etmek ne denli sürekli olabilirdi. Aruzdan serbest nazıma geçiş, değişimle uyumludur. T.S. Eliot un modern şiiri tanımlarken, yeni bir dünya için yeni bir şiir dilinin gerekli olduğunu vurgulaması boşuna değil. Cumhuriyet döneminde devrimlerden sonra hiç şüphesiz yanlışlar yapıldı. Bir dönem Türk müziğinin radyoda çalınmasının yasaklanması bu yanlışlardan birisidir. Her dönem, bu dönem de dahil kraldan çok kral taraftarı olanlar vardır. Ancak klasik müzik Türk kültür yaşamına 4

Cumhuriyet le gelmemiştir, Cumhuriyetle saraydan topluma indirilmiştir. 19.yy. da II. Abdülhamit in klasik müziğe çok düşkün olduğu ve sarayda klasik müzik konserleri verildiği bilinmektedir.19.yy. İstanbul burjuvazisi kadar, genç sultanlar ve Şehzadeler de klasik müzik, yabancı dil derslerini almışlar ve dolayısı ile Batı kültürüne açılmışlardır. Bugün Atatürk ün sevdiği şarkıları hala dinliyorsak, Klasik Türk müziği, Türk sanat ve halk müziği konservatuarlarda, müzik topluluklarında, kentlerde ve kasabalarda şevkle çalışılıyorsa, demek ki Türk müziği bu yanlıştan zarar görmemiştir. Yazarın dil devrimi ile ilgili eleştirilerine gelince, hiç şüphe yok ki alfabe ve dil devrimleri çağdaşlaşmanın ve modernleşmenin önünün açan en önemli devrimlerdir. Okuma yazma oranları yükselmiş, Cumhuriyet den önce İstanbul azınlıklarının ve elitlerinin elinde olan yabancı dil öğrenme ve yabancı ülkelerde eğitim yapma ayrıcalığı Anadolu insanına ulaştırılarak yepyeni bir dünyanın kapıları açılmıştır. Bugün mütedeyyin kesimin elitleri de bu avantajı sonuna kadar kullanmaktadırlar. Türkçeleştirmenin zoraki bir dil yaratma çabası olduğu hep söylene gelmiştir. Lisan-ı Osmani de Arapça, Farsça ve Türkçe terkiplerden oluşan zorlama bir dildir. Türklerin Müslümanlığı kabul etmesinden bu yana Arapça bilim, Farsça da edebiyat dili olarak kabul görmüştür. Anadolu Selçuk luların da resmi dilinin Farsça olduğu bilinir. Osmanlıda Arapça ve Farsça elit lerin dilidir, sonradan buna Fransızca da eklenmiştir. Lisan-ı Osmani devletin ve sarayın dili idi. Halkın dili, halk şairlerinin dilinden de anlaşılacağı gibi Türkçedir. Atatürk ün Dil Devrimi her şeyden önce Türkçe nin devrimidir ve tarihimizde ikinci kez gerçekleşmiştir. Anadolu beylikleri döneminde Karamanoğlu Mehmet Beyi in ünlü Bundan böyle sarayda, çarşıda, pazarda Türkçe den başka bir dil kullanılmayacak beyanı belki de Farsça ve Arapça karşısında Türkçe nin kullanılması talebinin ilkidir. Dil devriminin Farsça ve Arapçayı tümü ile ortadan kaldırdığı yargısı da en azından artık doğru değil. Bugün Türk Dili ve Edebiyatı bölümlerinde Osmanlıca, Arapça ve Farsça çalışmaları yapılıyor, münferit veya kurumsal çabalarla kaybolan metinlerin yeryüzüne çıkarıldığını, çevirilerinin yapıldığını izliyoruz. Ayrıca, Arapça ve Farsça öğrenme imkanı her isteyene açıktır. Her ne kadar dilde sürekli yeni kelime türeterek yapay değişim yapılmasının nesiller arası yabancılaşmayı getirdiği çok yanlış bir yargı sayılmasa da 21.yy. da bilgisayar ve iletişim teknolojilerinin gelişmesi ve küreselleşme ile yayılması dil bazında kuşaklararası yabancılaşmayı bu kez başka bir şekilde gerçekleştirmekte ve gündeme getirmekte. Belli bir 5

yaşın üzerindeki kuşak yeni teknolojik dili ve görsel medyanın dilini anlamıyor. Gençler e-kitap okurken bir üst kuşak kitaplar kaybolmasın diye savaş veriyor. Ellerinde ipadlerle doğan Z kuşağının gelecekte nasıl bir kuşaklararası yabancılaşma getirebileceklerini şimdiden kestiremiyoruz. Modern dünyada değişmeyen bir şey varsa, o da değişimin kendisidir. Sayın Mishra yazısını, Tanpınar ın romanına atfen, köklerinden koparılmış toplumların sonsuza dek tarihin bekleme odasında (yine kendi tabiri ile waiting room of history ) kalmaya mahkumdurlar diye tamamlıyor. Sayın Mishra tarihin bekleme odası derken tarihi salt Batı dünyasının tarihi olarak algılıyor şüphesiz, tıpkı 20. yy.ın başında Afrika kültürünün Batı kültüründen ne denli farklı olduğunu gören Hegel in Afrika için outside history tarihin dışındadır demesi gibi. Atatürk Türkiye yi uygar dünyanın bir parçası olmaya davet etmiştir, o günlerin zor koşulları, ekonomik sıkıntılar, eğitimsizlik ve bir dönem yapılan yanlışlar karşı devrimi özendirse de, bugün ekonomisi ve sanayisi ile gelişmiş ilk 20 ülke içerisinde yer alan Türkiye nin, tarihin bekleme odasında kalması çok uzun sürmeyecektir. Maureen Freely e kitabın bundan sonraki baskıları için daha bilgili ve yansız bir önsöz yazarı bulmasını öneririm. Prof. Dr. Oya Batum MENTEŞE Atılım Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi (Tanpınar ın romanlarına yapılan atıflar önsözdeki atıfların İngilizcelerinden yazar tarafından çevrilmiştir) 6

7