İNSAN VE İNSÂNÎ DEĞERLERİN OLUŞTURDUĞU DÜNYA BİRLİĞİ KAVRAMI



Benzer belgeler
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ÇEVRE VE KALKINMA KONFERANSI RAPORU. (Rio de Janeiro, 3-14 Haziran 1992) ÇEVRE VE KALKINMA RİO BİLDİRİSİ

Bu yüzden de Akdeniz coğrafyasına günümüz dünya medeniyetinin doğduğu yer de denebilir.

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

6. İSLAM ÜLKELERİ DÜŞÜNCE KURULUŞLARI FORUMU

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI SAYIN ÖMER DİNÇER İÇİN DEMOKRATİK VATANDAŞLIK VE İNSAN HAKLARI EĞİTİMİ PROJESİNİN AÇILIŞ KONFERANSI KONUŞMA METNİ TASLAĞI

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler

Sayın Komiser, Saygıdeğer Bakanlar, Hanımefendiler, Beyefendiler,

SAĞLIK DİPLOMASİSİ Sektörel Diplomasi İnşası

Mirbad Kent Toplum Bilim Ve Tarih Araştırmaları Enstitüsü. Kadına Şiddet Raporu

Ü N İ T E L E N D İ R İ L M İ Ş Y I L L I K D E R S P L A N I

Ana fikir: Oyun ile duygularımızı ve düşüncelerimizi farklı şekilde ifade edebiliriz.

Öğrenci hakkında varsayımlar; Öğretmen hakkında varsayımlar; İyi bir öğretim programında bulunması gereken özellikler;

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

15 Mayıs 2009 al-dimashqiyye Salonu

3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği Konutu, Ankara Saat: 16:00. Çevre ve Orman Bakanlığı nın Saygıdeğer Müsteşar Yardımcısı,

IFLA İnternet Bildirgesi

SCA Davranış Kuralları

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER TOPLUM İÇİN ÇALIŞANLAR TESİ. Yukarıda aşağıdaki bakanlıklardan hangisinin görevlerinden bahsedilmiştir?

İSO YÖNETİM KURULU BAŞKANI ERDAL BAHÇIVAN IN KONUŞMASI

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

IFLA/UNESCO Çok Kültürlü Kütüphane Bildirisi

DİN VEYA İNANCA DAYANAN HER TÜRLÜ HOŞGÖRÜSÜZLÜĞÜN VE AYRIMCILIĞIN TASFİYE EDİLMESİNE DAİR BİLDİRİ

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK POLİTİKASI. Sürdürülebilirlik vizyonumuz

Sosyal Bilimleri söyleyebilir ve yazabilir. Olay-görüş ve Olayı açıklayabilir. Temel insan haklarını söyleyebilir.

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI... ORTAOKULU SOSYAL BİLGİLER DERSİ 7. SINIF ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK DERS PLANI

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

İKLİM MÜCADELELERİ. bu küresel sorunlarla yüzleşmede kilit bir rol oynayacak, eğitme, tecrübeye ve uzmanlığa sahiptir.

İNTİHAR EYLEMLERİ Kasım 2003 İstanbul Saldırıları HALİM ALTINIŞIK STRATEJİ-GÜVENLİK-YÜZ OKUMA UZMANI

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Fikret BABAYEV * * Azerbaycan Anayasa Mahkemesi Başkanı

11. SINIF COĞRAFYA DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

RIO+20 ışığında KOBİ ler için yenilikçi alternatifler. Tolga YAKAR UNDP Turkey

İSLAM DÜNYASI İSTANBUL ÖDÜLLERİ SUNUŞ

DEBİP DENİZLİ EĞİTİMİNDE BAŞARIYI İZLEME VE GELİŞTİRME PROJESİ

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER

EĞİTİMİN SOSYAL TEMELLERİ TEMEL KAVRAMLAR. Doç. Dr. Adnan BOYACI

SAAT KONULAR KAZANIM BECERİLER AÇIKLAMA DEĞERLENDİRME

Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ve 2030 Sonrası Kalkınma Gündemi

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI 6. SINIF SOSYAL BİLGİLER DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU PLANI, KAZANIMLARI VE TESTLERİ

YÖNETİM KURULU BAŞKANI MUSTAFA GÜÇLÜ NÜN KONUŞMASI

İŞLETME 2020 MANİFESTOSU AVRUPA DA İHTİYACIMIZ OLAN GELECEK

Son 5 Yılda Türkiye Medyasında İnsan Hakları ve Nefret Söylemi. Şubat 2015

TÜRKİYE COĞRAFYASI VE JEOPOLİTİĞİ

SURİYE TÜRKMEN PLATFORMU I. TOPLANTISI ONUR VE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ SONUÇ BİLDİRİSİ

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

BÖLÜM YAZARLARI. Birinci Bölüm, Üçüncü Bölüm, Dördüncü Bölüm

GÖKKUŞAĞI KOLEJİ PYP SORGULAMA PROGRAMI

12. SINIF MANTIK DERSİ SÖKE ANADOLU LİSESİ 1. ORTAK SINAVI KAZANIM TABLOSU (Sınav Tarihi: 4 Nisan 2017)

ULUSAL (MİLLİ) GÜVENLİK. Olgun YAZICI İstanbul Sağlık Müdürlüğü İnsan Kaynakları Şube Müdürü

Prof.Dr.Muhittin TAYFUR Başkent Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü

SPORDA STRATEJİK YÖNETİM

SOSYAL BİLGİLER 7 ESKİ VE YENİ MÜFREDAT KARŞILAŞTIRMASI (ÜNİTE YERLERİ DEĞİŞTİRİLMEDEN)

SİVİL GLOBAL GLOBAL SİVİL DİPLOMASİ İNŞASI PROGRAMI Potansiyelin Keşfi

KAMU DİPLOMASİSİ ARACI OLARAK ÖĞRENCİ DEĞİŞİM PROGRAMLARI VE TÜRKİYE UYGULAMALARI. M. Musa BUDAK 11 Mayıs 2014

YGS-LYS ALAN SIRA DERS İÇERİK SINIF

BU YIL ULUSLARARASI KOOPERATİFLER YILI!

Kur an'daki selaset, selamet, tesanüd, tenasüb, teavün ve tecavüb mucizevî boyutlarındandır; bunları izah edebilir misiniz?

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK Yönetimine Giriş Eğitimi

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI... ORTAOKULU SOSYAL BİLGİLER DERSİ 7. SINIF ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK DERS PLANI

VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE - MALEZYA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 8. SINIF TÜRKİYE CUMHURİYETİ İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

AB de Yerel ve Bölgesel Yönetimler. Ders 2

kaza, hükmetmek, Terim anlamı ise kaza, yaratılması demektir.

Bediüzzaman Said Nursi

MKÜ de İftar Coşkusu. Akademik ve İdari Personel İçin Düzenlenen İft ara Büyük Kat ılım Oldu

MARUF VAKFI İSLAM EKONOMİSİ ENSTİTÜSÜ AÇILDI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi nde düzenlenen basın toplantısında konuştu

SPOR HUKUKU 1.Ders. Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER

SOSYAL BİLGİLER VE ÖĞRETİM PROGRAMI. Adnan ALTUN

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ HAKKINDA HER ŞEY KISA FİLM YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ KONUŞMASI

11. SINIF COĞRAFYA DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

BEDİÜZZAMAN IN TABİATÇILARA KARŞI MÜDAFAA STRATEJİSİ

TED KDZ. EREĞLİ KOLEJİ VAKFI ÖZEL ORTAOKULU EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI SOSYAL BİLGİLER DERSİ 5. SINIF YILLIK PLANI

Gençler, "İrade, Erdem ve Hürriyet" Temasıyla Buluştu

Güncel Bilgiler. y a y ı n l a r ı

11 EYLÜL SALDIRISI VE YENİ DÜNYA: SOĞUK BARIŞ DÖNEMİ

ULUSLARARASI SOSYAL POLİTİKA (ÇEK306U)

SAĞLIĞI GELİŞTİRME KAVRAMI

TÜRKİYE SOSYAL, EKONOMİK VE POLİTİK ANALİZ SEPA 5

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ

AK PARTi Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan Bosna-Hersek te

SWOT Analizi. Umut Al BBY 401, 31 Aralık 2013

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER YILLIK PLANI

PÜF NOKTALARI: SINIF İÇİNDE ÖĞRENCİLERİN KATILIM HAKKININ GERÇEKLEŞMESİNİ SAĞLAMAK

TÜRKİYE - ARJANTİN YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

Bilmek Bizler uzmanız. Müşterilerimizi, şirketlerini, adaylarımızı ve işimizi biliriz. Bizim işimizde detaylar çoğu zaman çok önemlidir.

Bursa SYK Ozlem Unsal, BSI Group Eurasia Ülke Müdürü 14 Ekim 2015, Bursa. Copyright 2012 BSI. All rights reserved.

Sayın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız ve Değerli Konuklar,

1.Birlik ilkesi: İslam inancına göre bütün varlıklar, bir olan Allah tarafından yaratılmıştır.

ÖNCESİNDE BİZ SORDUK Editör Yayınevi LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Yeni Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS


EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ

Dağlık alanda yaşayan insanlar ve yaşadıkları çevreler için birlikte çalışmak

ENERJİ DÖNÜŞÜMÜ ENERJİ TÜKETİMİ

Transkript:

İki cihanın rahat ve selâmetini iki harf tefsir eder, kazandırır: Dostlarına karşı mürüvvetkârane muaşeret ve düşmanlarına sulhkârâne muamele etmektir. (Mektubat, Sayfa: 258) GİRİŞ Günümüzde dünyanın küçük bir köy haline gelmesi ile birlikte insanlığın barışık ve mutlu yaşaması âciliyet derecesinde önem kazanmıştır. Bediüzzaman ın, bundan yaklaşık yüz sene önce sulh-ı umumi diye ifade ettiği dünya barışı konusundaki görüşlerinin önemi henüz yeni anlaşılmaktadır. Bu, tarihin gelişim süreci içinde geleneklere, değerler penceresinden değil de, ırkçılık ağırlıklı ulusalcılık konseptinden bakanların hâlen anlayamadığı bir durumdur. Çatışmayı çağrıştıran yorum ve yaklaşımlar yerine, iletişim ve bilim teknolojilerinin gelişim trendine paralel olarak yaşadığımız bilgi çağının gereği evrensel birlik yaklaşımları, medeniyetler buluşması için artık bir mecburiyettir. Evrensel birlik için evrensel akla ihtiyaç vardır. Evrensel akıl ise, kâinatı büyük bir insan ve insanı da küçük bir evren olarak yaratan Yaratıcının Kur ân olarak gönderdiği akıldır. Bu aklı Bediüzzaman kısaca; İnsaniyet-i Kübra olan İslâmiyet olarak tanımlar. Kur ân ın asrımıza bakan yorumuyla Risâle-i Nur, İslâm ın değerleri ile bütün insanlığın buluştuğu evrensel değerlerin ortak buluşma noktalarını göstermektedir İNSAN VE İNSÂNÎ DEĞERLERİN OLUŞTURDUĞU DÜNYA BİRLİĞİ KAVRAMI Allah-kâinat-insan paradigması, insânî değerler Risâle-i Nur un dünya birliği konsepti, Kâinatı Allah ın yarattığı muntazam ilâhî bir sanat eseri olarak ifade ve iz an etmesidir: Tabiat, Allah ın san atı ve şeriat-ı fıtriyesidir. Nevâmis ise, onun meseleleridir. Kuvâ dahi, o meselelerin hükümleridir. (İşârâtü l-i câz - Bakara Sûresi, Âyet: 23, 24 - s.1218) Bediüzzaman a göre tabiat, tab olunan büyük bir kitaptan ve bu büyük kitabın dile getirdiği 1 / 17

yazılı olmayan, ama her an gerçekleşmekte olan yaratılış kanunları ndan başka bir şey değildir. Bu yaratılış kitabının müellifi Allah tır. Misafir olarak gönderilen insanın yeryüzündeki misyonu ise; her bir misafir, gözünü açıp baktıkça görür ki: Gayet keremkârâne bir ziyafetgâh ve gayet san atkârane bir teşhirgâh ve gayet haşmetkârâne bir ordugâh ve talimgâh ve gayet hayretkârâne ve şevk-engizâne bir seyrangâh ve temâşâgâh ve gayet mânidarâne ve hikmetperverâne bir mütalâagâh olan bu güzel misafirhanenin sahibini ve bu kitab-ı kebîrin müellifini ve bu muhteşem memleketin sultanını tanımak ve bilmek için şiddetle merak etmektir. Bu Kâinat kitabından insana en başta göklerin nur yaldızıyla yazılan güzel yüzü görünür. Bana bak, aradığını sana bildireceğim. der. (Ayet-ül Kübra, s.1) İnsan, Kâinat içindeki yeri ve anlamı üzerine düşünen, var oluş meselesini çözümlemiş, yaratılış amacını tam anlamış, başta kendi varlığı olmak üzere topyekün varlık dünyasına anlam katan ideal bir prototiptir. Said Nursî nin ifadesiyle Allah ın yeryüzündeki halifesi, varlıkların boyun eğdiği; meleklerin secde ettiği, ilk insanın şahsında mânâsını bulan insandır: İnsanın pek yüksek bir kıymeti olmasaydı, semavat ve arz onun istifadesine muti ve musahhar olmazdı. Ve keza, insan ehemmiyetsiz olsaydı, mahlûkat onun için halk edilmezdi. Eğer insan ehemmiyetsiz ve kıymetsiz olsaydı, o vakit insan, mahlûkat için halk olunacaktı. Ve keza, insanın Hâlıkı yanında mevkii pek büyük olduğu içindir ki, âlem-i dünyayı kendisi için değil, beşer için, beşeri de ibadeti için halk etmiştir. (İşârâtü l-i câz - Bakara Sûresi, Âyet: 29 - s.12 ) Bediüzzaman Said Nursî ye göre ideal bir dünya birliğine giden süreçte ilk aşama, gerçek anlamıyla insan ın kendi mânâ cevherini keşfederek yaratılış hakikatinin sırrını, kendi dünyasında anlaması ve gerçekleştirebilmesidir. Kâinatın insan için yaratılmış olduğunun farkına varma bilinci İnsan, Kâinatın merkezinde yaratılmış ve Kâinat, insana hizmetkâr edilmiştir. Kur ân ın tarifine göre; yeryüzü, insana rahat edeceği bir döşek, huzur duyacağı bir beşik gibi yaratılmıştır. Güneşe insanın bir lambası, bir sobası olma vazifesi verilmiş, yıldızlar kandiller hükmünde, gecenin karanlığında, insana ikram edilmiştir. Havasıyla, suyuyla, toprağıyla, her an ahenkli ve dengede tutulan bu Kâinat, insan için bir hizmetkâr, bir binek, bir döşek, bir sofra, bir çarşı-yı âlemdir. İnsan için saray gibi döşenmiş, süslendirilmiş ve hizmetine verilmiştir. Kâinat sarayının sofralarında, insan iştahsız da bırakılmamış, tüm sofralardan istifade edebileceği, sınırsız bir ihtiyaç verilmiştir. Kâinatın insan için yaratılmış olması, ortak hareket etmenin ve insanlığın refahı için ortak 2 / 17

değerler üretmenin gerekli olduğunu göstermektedir. Birleşmiş Milletler Rio Deklarasyonu nda; İnsanlar devam ettirilebilir kalkınma kaygılarının merkezindedir denmesi bu gerçeği açıkça teyit etmektedir. Evrensel değerler ile ahlâkî değerlerin birleştirici rolü Ahlâkî değerler, insana yapılması, gerçekleştirilmesi gereken ahlâkî eylemi gösteren, insana yükümlülüğünü, görev ve sorumluluğunu hatırlatan ilkelerdir. İslâm ın âhlak esasları, evrensel zenginliğe ve yeterliliğe sahiptir. Ahlâk kavramının bireyler ve toplumlar üzerindeki düzenleyici rolü, evrenselleşmeyi ve evrensel bütünlükte hürriyetlerin yaşanmasını doğurmaktadır. Ahlâkî değerler ile umumî kabul görmüş toplumsal değerler evrensel pota da bütünleştirildiğinde, dünya birliği adına büyük katkılar sağlanacaktır. Hürriyet ve demokrasinin etkin işleyişi Hürriyet ve demokrasi, dünya birliğinin tesisinde mutlak zaruret ve tartışılmaz bir gerçektir. En küçük toplum birimi ailenin ve en büyük uluslar arası birlikteliklerin tamamının mayası, demokratik yaşama biçimidir. Hürriyet ve demokrasi birbirinden ayrılmayacak evrensel değerlerdir. Birinin yokluğu, diğerinin uygulanabilirliğini de yok etmektedir. Evrensel birlik anlayışının sürdürülebilirliği, her iki kavramın bütün dünya üzerinde birlikte uygulanması ile gerçekleşecektir. Bediüzzaman Said Nursî, hürriyet ve demokrasinin önemine, yaklaşık 100 yıl önce te lif ettiği eserlerinde; Asya nın ve âlem-i İslâmın istikbalde terakkîsinin birinci kapısı meşrûtiyet-i meşrua ve Şeriat dairesindeki hürriyettir. (Beyanat ve Tenvirler, s: 53) değinmiştir. Bütün iyilik ve güzelliklerin kaynağının hürriyet, bütün kötülüklerin ve çirkinliklerin kaynağının da istibdat olduğuna dikkat çekmiştir. Hürriyet ve demokrasinin temelini meşveret oluşturmaktadır. Bu da Kur ân ın emridir. Demokrasi ve meşveret, ülke ölçeğinde olduğu gibi dünya ölçeğinde dahi birliğin temin aracıdır. Kültürler arası diyalog ve iletişim 3 / 17

Kültürler arası diyalog, farklılıkları bir zenginlik olarak görmekten geçer. Bütün dünya insanlarının hayat biçimlerinin tek tip olması mümkün değildir. Dünyadaki turizm hareketinin en etkin motive edici unsuru, farklı kültürlerdir. Farklı kültürler, insanların merakını cezp etmekte, her türlü sosyal, ekonomik hareket ve paylaşımlara vesile olmaktadır. Dil / Lisan Dil ve lisan, insanlar ve uluslar arası iletişim ve birlikteliği sağlamanın da en önemli aracıdır. Uluslar arası ilişkilerde ve diplomaside bir lisanda buluşulması ve ilişkilerin en geniş şekliyle pratiğe yansıması birlik ruhunu güçlendirecektir. Bu birlik, dostluk ve kaynaşma da üst düzey diplomatik münasebetleri etkileyecektir. Spor Sporun dünya birliğinin sağlanmasındaki payı tartışılamaz. Spor organizasyonlarında müsabakanın getirdiği taraf olma duygusu, temel insanî ve ahlâkî değerler penceresinden bakıldığında dostluğu pekiştirecektir. 2002 yılında dünya futbol şampiyonasının final maçlarının birinde, Türkiye Güney Kore karşılaşmasında, Türkiye Güney Kore yi kendi sahasında yenmişti. Güney Koreli seyirciler kendi takımları kadar hatta daha çok Türkiye takımını alkışlamışlar, büyük bir Türk bayrağını çıkararak en güzel toplumsal centilmenlik ve dostluk örneği sergilemişlerdir. Bu manzara dünya kamu oyu ve spor tarihinde birlikteliğin en güzel örneği olarak hafızalardadır. Müzik Güzel san atlar arasında yer alan müzik, en geniş anlamda kullanılan evrensel dil ve insanlığın buluştuğu pozitif ve estetik bir iklimdir. Kültürel dokunun en önemli bir unsurudur. Nota denilen semboller, milletler ve toplumlar arası iletişim dili olarak kabul edilmiştir. Kalplerin birlikteliğinin aracı olan müzik, evrensel boyutta da birleştirici etkiye sahiptir. 4 / 17

Medeniyetler çatışması yerine medeniyetler buluşması Bediüzzaman Said Nursî ye göre günümüzde dünya birliğinin temini, kökleri müteal bir kaynaktan beslenen değerlere dayandığı oranda mümkündür. Böylesi bir dünya birliği konsepti, medeniyet tanımlama ve algılamasında aşağıda belirtilen beş olumsuz karakterden arındığı müddetçe gerçekleşme ve yaşama imkânına sahip olacaktır. Dünya birliğinin gerektirdiği medeniyetler yorumlamasında karşılaştırmalı bir tanımlama sistematiği getirmiştir: Kur ânın emrettiği medeniyet ise, noktaî istinadı kuvvete bedel haktır ki, şe ni adalet ve tevazündir. Hedefi de menfaat yerine fazilettir ki, şe ni muhabbet ve tecazüptür. Cihetü l-vahdette unsuriyet ve milliyet yerine rabıta-i dinî ve vatanî ve sınıfidir ki, şe ni samîmî uhuvvet ve müsalemet ve haricin tecavüzüne karşı yalnız tedafüdür. Hayatta düstur-ı cidal yerine düstur-ı teavündür ki, şe ni ittihat ve tesanüttür. Cazibedar hizmeti heva yerine Hüdadır ki, şe ni insaniyeten terakki ve ruhen tekâmüldür. Buradan anlaşılıyor ki, medeniyetler buluşmasına vesile olacak evrensel ölçekteki yaklaşım, hak, adalet, muhabbet, yardımlaşma ve Hüda olarak belirtilen imanlı fazilettir. Barışçı yaklaşımlar Bediüzzaman Said Nursî dünya barışına şu veciz ifadesi ile ölçü getirmiştir: İki cihanın rahat ve selâmetini iki harf tefsir eder, kazandırır: Dostlarına karşı mürüvvetkârâne muaşeret ve düşmanlarına sulhkârâne muamele etmektir. (Mektubat, Sayfa: 258) Evet, hakikat ve maslahat sulhtur. (Şuâlar, sayfa, s: 418) Bu ölçüye bütün dünya milletlerinin uyması halinde güzel sonuçlar vereceği muhakkaktır. 5 / 17

Milletlerin empatisi Bireylerin empati yapması gibi, milletler ve toplumlar da empati yapmaktadırlar. İletişim kanallarının artışıyla birlikte, Afrika nın en ücra köşesindeki bir çocuğun acısı, New York un en popüler semtinde oturan dolar milyarderini artık rahatsız etmektedir. Çünkü, Yüz aç adamın huzurunda kemal-i iştiha ile yenilememektedir. sözü bunu ifade etmektedir. Görüldüğü üzere iletişim etkileşimi sonuç vermektedir. Bana ne, neme lâzım, başkası düşünsün gibi istibdat yadigârı düşüncesizlikler, insanın kendini keşfiyle birlikte çöpe atıldı. Ülkeler kendi yerellikleri içinde ve uluslar arası alanda oluşturdukları sivil toplum örgütleri aracılığıyla empatinin zirvesine çıkmışlardır. Bir insanın kendisini karşısındaki insanın yerine koyarak onun duygu ve düşüncelerini doğru olarak anlaması gibi, toplumlar ve uluslar da aynı empatiyi güçlendirmektedir. Savaşa hayır, barışa evet diyen, masum insanların ölümünden acı çeken toplumların, empatinin zirvesine doğru yürüdüklerini göz ardı edemeyiz. Görüldüğü gibi, ulusların empatisi, dünya birliğinin en kuvvetli sebeplerinden birisidir. Tabiî afetlerde koordinasyonların etkisi Tabiî afetlerin boyutu ve maliyeti bir devletin imkânlarını aşabilmektedir. Boyut her ne olursa olsun meydana gelen zarar, ziyan, bireysel ve toplumsal travmaların etkisini hafifletmeye yönelik acıların paylaşımı, evrensel birliği zorunlu kılmakla beraber birlik bilincini de geliştirmektedir. Ülkemizde ve komşularımızda meydana gelen büyük deprem felâketleri sırasındaki yardımlaşma faaliyetlerinin derin husûmet duygularını dostluk atmosferine dönüştürdüğünü yakın geçmişte yaşadık. İnsanların ortak değerleri, rikkat-i cinsiye tabir edilen acıma, şefkat, merhamet, acıma duygularının tezahürleri evrensel duygu paylaşımıdır. Yardımlaşma ve dayanışmaya yönelik kurulmuş olan bütün organizasyonların evrensel birliğin göstergeleri olduğu açıktır. 6 / 17

Bediüzzaman'a göre dünya birliği (Evrensel Birlik) - 2 Kalkınmış medeni ülkelerin, sömürgeci politikalarla geri kalmış ülkelerin kaynakları üzerinde gelişen ekonomileri de, gelişme sınırına dayanmıştır. Ekonomilerin temel parametreleri olan arz-talep dengeleri arz yönünde doyum noktasına yaklaşmıştır. Yeme-içme gibi temel ihtiyaçlarını karşılama sorunu yaşayan ülkeler, talep yönünde olumsuz bir parametre oluşturmaktadır. Bundan dolayıdır ki, kalkınma süreci bütün ülkeleri ve insanlığı kapsayan bir yaklaşımı gerektirmektedir. Dünya ölçeğinde ekonomik ve ticarî hareketlerde evrensel ortak değerler ve kriterlerin uygulanması, birlik bilincine katkısı olacak önemli bir olgudur. ULUSLARASI İŞBİRLİKLER Devletler ve milletler arası işbirliği olarak kurulmuş siyasi ve meslekî organizasyonlar, kuruluş amacına göre işlediğinde dünya birliğinin gerçekleşmesinde önemli etkinliğe sahiptirler. Birlikteliğin bozulması, kuruluşların amaçlarından sapmalarından ve ortak değerlerin ihlalinden kaynaklanmaktadır. Ulusla rarası siyasî, askerî, ticarî ve meslekî müşterek organizasyonları Bediüzzaman gayet net ve açık bir şekilde tasvip ve teşvik etmiştir. 24 Şubat 1955 tarihinde imzalanan CENTO antlaşmasını zamanın Cumhurbaşkanına mektup yazarak tasvip ve tebrik ettiğini izhar etmiştir. Bu mektubunun girişindeki şu cümleler dikkate değerdir: Sizlerin Pakistan ve Irak la gayet muvaffakıyetkârane ittifakını, bu millete kemal-i samimiyetle, sürur ve ferah ile kazanmanızı bütün ruh u canımızla tebrik ediyoruz. Bu ittifakınızı, inşâallah dört yüz milyon İslâmın sulh-u umumiyesine ve selâmet-i ammenin teminine kat î bir mukaddeme olarak ruhumda hissettim. Sizin bu defaki Irak ve Pakistan la pek kıymettar ittifakınız, inşaallah bu tehlikeli ırkçılığın zararını def edecek ve dört beş milyon ırkçıların yerine, 400 milyon kardeş Müslümanları ve 800 milyon sulh ve müsalemet-i umumiyeye şiddetle muhtaç Hıristiyan ve sâir dinler sahiplerinin dostluklarını bu vatan milletine kazandırmaya tam bir vesile olacağına ruhuma kanaat geldiğinden, size beyan ediyorum (Emirdağ Lâhikası, Sayfa 438). 7 / 17

Zamanın gazetelerinin birindeki yanlış yorumları düzeltmek için yazdığı bir mektubunda da; Şimdi umum beşerde sulh-ı umumî için, yani beşerin ifsad edilmemesi için çareler aranıyor, paktlar kuruluyor. Ve madem bu hükümet-i İslâmiye musalâhat-ı umumiye ve hükûmetin selâmeti için, Yugoslavya ya, tâ İspanya ya kadar onları okşayarak dostluk kurmaya çalışıyor. (Emirdağ Lâhikası, Sayfa 404). diyerek bu organizasyonların dünya barışı ve birliği konusundaki işlevlerini nazarlara vererek çok ileri projeksiyonlu bir bakış açısı sergilemektedir. Dinler arası diyalog Irkçılık eksenli, tekelci ve ulusalcı yaklaşımlar, dinler arası diyaloğun engellerinin başında gelmektedir. Dinlerin temel öğretisi, insanların ve toplumların doğru davranışlarının kaynağını teşkil etmektedir. Tek Allah a inanmanın ve O nun emirlerine uymanın insanın bireysel ve sosyal hayatına pozitif değerler kattığı bir gerçektir. Bu kabulde birleşmek dinler arası diyaloğun birilik bilincini geliştirmektedir. Dinler arası diyalog; hem bir dine mensup farklı grupların, hem de farklı dinlere mensup insanların, inanç ve düşüncelerini birbirlerine zorla ve etik olmayan yollarla kabul ettirme girişimlerinde bulunmaksızın, ortak meseleler etrafında hoşgörü ortamı içinde konuşabilmesi, tartışabilmesi ve işbirliği yapabilmesi demektir. Dinler arası diyalog; dinleri birleştirme veya bir potada eritip yeni bir din üretme teşebbüsü değil, tam aksine; farklılıkları dikkate alarak herhangi bir zorlamaya girmeden hoşgörü ve anlayış içinde ortak meseleleri konuşma, müzakere etme ve işbirliği yolları arama gayretidir. Gelecekte uzaklar daha da yakın olacak ve dünya küreselleşerek, bir köy haline gelecektir. Dolayısıyla Hıristiyan, Yahudi, Budist demeden her kesimden insanla münasebet kurmak ve onlarla bir diyalog ve anlaşma zemini aramak şimdiden kaçınılmaz görünmektedir. Dinler arası diyalogdan kaçınmak, dindarlara büyük bir vebal yükler. İnsanların geleceğini karartmak maksadıyla savaşa ve çatışmaya yönelik sadece ulusal menfaate dayalı siyasî yaklaşımların, faydadan çok zarar getireceği açıktır. Medeniyetler çatışması gibi teorilerin üretildiği bir ortamda dindarlar, bugün çok zayıf bir ışık da olsa, fakat gelecekte aydınlığın ve barışın hakim olmasına yönelik bu tür çalışmalara destek vermelidirler. 8 / 17

Kalkınmanın dinamikleri perspektifinden evrensel birlik Bediüzzaman kalkınmada tecrübe ve bilgi birikimlerinin paylaşımının önemine işaret etmektedir. Yüz yıl kadar önce ifade ettiği fikirleri, kalkınmada ülkelerin kendi iç dinamiklerini, global paylaşımları zorunlu kılma durumuna getirmiştir. Ulaşım, iletişim ve bilişim teknolojilerinin gelişimi, ürün, hizmet ve bilgi dolaşımını hızlandırırken bütün süreçlerde evrensel boyutta sorumluluk yüklenmeyi de gerekli kılmaktadır. Kendi içine kapalı ulusal politikaya dayalı ekonomilerin gelişemediği göz önünde dururken bu durumdan rant sağlamak isteyen insan ticareti haberleri, yürekleri yakan ortak insanlık suçlarını oluşturmaktadır. Kalkınmış medenî ülkelerin, sömürgeci politikalarla geri kalmış ülkelerin kaynakları üzerinde gelişen ekonomileri de, gelişme sınırına dayanmıştır. Ekonomilerin temel parametreleri olan arz-talep dengeleri arz yönünde doyum noktasına yaklaşmıştır. Yeme-içme gibi temel ihtiyaçlarını karşılama sorunu yaşayan ülkeler, talep yönünde olumsuz bir parametre oluşturmaktadır. Bundan dolayıdır ki, kalkınma süreci bütün ülkeleri ve insanlığı kapsayan bir yaklaşımı gerektirmektedir. Dünya ölçeğinde ekonomik ve ticarî hareketlerde evrensel ortak değerler ve kriterlerin uygulanması, birlik bilincine katkısı olacak önemli bir olgudur. Bilgi çağını yaşadığımız günümüzden bir asır önce Bediüzzaman tarafından söylenen ve ancak bugün anlaşılabilen, bilgi birikimi ve tecrübenin paylaşımının kalkınmaya vesile olduğu gerçeği ile ilgili şu cümleler dikkat edilmeye değer: Âlemde meylü l-istikmalin dalı olan insandaki meylü t-terakkinin semeratı ve tecarüb-i kesireyle ve netâic-i efkârın telâhukuyla teşekkül eden merdiven-i terakkinin basamakları hükmünde olan fünun ise, müterettibe ve müteavine ve müteselsiledirler. (Muhakemat, Sayfa: 143) Onunla hilkat-i âlem, kanun-ı tekâmüle tâbidir. İnsan ise, âlemin semerat ve eczasından olduğundan, onda dahi meylü l-istikmalden bir meylü t-terakki mevcuttur. (Muhakemat, Sayfa: 14) 9 / 17

İşte, İslâmiyetin hakaiki hem mânen, hem maddeten terakki etmeye kabil ve mükemmel bir istidadı var. (Hutbe-i Şamiye, Sayfa 29) Şeriat-ı garrâ kelâm-ı ezelîden geldiğinden, ebede gidecektir. Zira şecere-i meylü l-istikmâl-i âlemin dalı olan insandaki meylü t-terakkinin mahsul ve semeresi olan istidadın telâhuk-ı efkârla hasıl olan netâicinin teşerrub ve tegaddî ile büyümesi nispetinde, şeriat-ı garrâ aynen maddî zihayat gibi tevessü ve intibak edeceğinden, ezelden gelip ebede gideceğine bürhan-ı bâhirdir. (Divan-ı Harb-i Örfi, Sayfa 84) Her kıştan sonra bir bahar, her geceden sonra bir sabah olduğu gibi nev-i beşerin dahi bir sabahı, bir baharı olacak, inşaallah. Hakîkat-i İslamiyenin güneşi ile, sulh-u umûmî dairesinde hakîki medeniyeti görmeyi rahmet-i İlahiyeden bekleyebilirsiniz. (Tarihçe-i Hayat, Sayfa 84) İhtiyacın kalkınmayı tetiklemesi İhtiyacın, en etkili motivasyon aracı olduğu psiko-sosyal bir gerçektir. Günümüz insanının ihtiyaç kalemlerinin üçten üç yüze çıkmış olması, kalkınma motivasyonuna da tesir edecektir. Aynı zamanda fen ve san'atta gelişmelere vesile olacaktır. Bediüzzaman buna şu cümle ile işaret etmektedir: Kudret-i fâtıra, ihtiyaç ile hususan açlık ihtiyacıyla başta insan, bütün hayvânâtı gemlendirip nizama sokmuş. Hem Âlemi hercümerçten hâlâs edip, hem ihtiyacı medeniyete üstad ederek terakkiyâtı temin etmiştir. (Mektubat, Sayfa 462) Hayat standardının yükseltilmesi Hayat standartlarının yükseltilmesi ülkelerin ulusal sorunu olmaktan çıkıp insanlığın ortak sorunu olduğu genel kabul görmekle beraber pratiğe yeterli yansımadığı bir gerçektir. Halbuki birçok uluslar arası toplantıların sonuç bildirilerini ve ortak deklarasyonlarını süsleyen beyanatlar, kâğıt üzerinden öteye geçmemiştir. 14 Haziran 1992 tarihli Rio de Jenerio 10 / 17

deklarasyonunda hayat standardını yükseltmekle ilgili; Bütün devletler ve insanlar hayat standardındaki eşitsizliği azaltmak ve dünya üzerindeki insanların çoğunluğunun ihtiyaçlarını daha iyi karşılamak için devam ettirilebilir gelişme için vazgeçilmez bir gereksinim olarak yoksulluğun yok edilmesi işinde işbirliği yapmalıdırlar. Kalkınma hakkı şimdiki ve gelecek nesillerin çevresel ve kalkınma gereksinimlerini adil olarak karşılayacak şekilde yerine getirilmelidir. Devam ettirilebilir kalkınma elde etmek için çevre koruması kalkınma sürecinin önemli bir parçasını teşkil etmeli ve bununla bir izolasyon içinde olduğu düşünülemez. Devam ettirilebilir kalkınma ve bütün insanlar için daha yüksek hayat kalitesi elde etmek için devletler üretim ve tüketimin devam ettirilemez örneklerini azaltmalı ve ortadan kaldırmalı ve uygun nüfus politikalarını desteklemelidirler. ifadeleri kâinatla birliğin somut kabul göstergesidir. Standartlaştırma Uluslar arası mal ve hizmet dolaşımını kolaylaştırmak, insan sağlığı, çevre, kalite ve güvenlik gibi ortak beklentileri güvence altına almak gibi amaçları gerçekleştirmeye yönelik kurulmuş olan Uluslararası Standartlar Organizasyonunun (ISO), dünya birliği için önemli bir işleve sahip olduğuna inanıyoruz. Bilindiği gibi bilişim teknolojilerinde ve bütün sanayi ürünlerinde belirlenen yeterlilik standartları evrensel birliğin gelişimine çok büyük katkılar sağlamaktadır. Eğitimde ortak yaklaşım Ürün ve hizmette kabul edilmiş müşterek kriterlerin belirlenebilmesinde olduğu gibi, insan kaynaklarının yeterliliklerinin belirlenmesinde de, yaklaşım birliği gerekmektedir. İnsanların, bilgi, beceri ve tutumlarında, temel değerler ve kriterleri dikkate alan eğitim, birlik bilincini geliştiren önemli etkenlerdendir. Bilim dili ve pozitif bilimin her dalında mevcut olan anlam birliğinin etkisini tartışılmaz bir olgudur. Sağlık Halen gündemde olan kuş gribi gibi hastalıkların yayılması, ülkelerin sınırlarını ve gümrük 11 / 17

duvarlarını anlamsız kılmaktadır. Bu da sağlık alanında ülkeleri iş birliğine zorlayan canlı bir örnektir. Sağlık konusunda araştırma ve geliştirmede, ilâçların kullanımında, deneyimlerin paylaşımında sıkı bilgi paylaşımının ne kadar önemli olduğunda hiç kimse ve ülkenin şüphesi olamaz. Dünya sağlık örgütü (WHO) gibi benzeri organizasyonların belirlediği kriterleri ve şartları yerine getiren ülkelerin bütün dünya ülkeleri ile birlik ruhunu daha iyi hayata geçirdikleri görülmektedir. Çevre Kişilerde görülen ben merkezli yaklaşımın bir başka versiyonu da ülkelerde görülmektedir. Kendi çöpünü başkasının kapısı önüne dökmekten farklı olmayan lokal yaklaşım global düşünceye yerini bırakmıştır. 14 Haziran 1992 Rio da Jenerio deklarasyonu ve KYOTO sözleşmesi çevre duyarlılığının en açık göstergesidir. Bediüzzaman Said Nursî nin, kâinattaki mükemmel işleyişe, nizam ve intizama, temizliğe ve ahenge dikkatleri çekerek çevre bilincinin ve duyarlılığının gelişmesine katkıda bulunmuştur. Cenâb-ı Allah ın Kudüs ve Adl isimlerinin tecellilerini yorumlarken yaratılışta her şeyin çok güzel ve temiz olduğuna, kâinattaki denge ve ekosistemin muazzamlığına işaret ederek beşerin kirli elinin tabiatı kirlettiğini hatırlatmaktadır. Uluslar arası antlaşmalarda daha yeni yer alan çevreye karşı duyarlılığın, çok önceden Bediüzzaman tarafından gösterilmiş olduğunu özellikle dikkatlere sunmak isteriz. 1. Kur ân dünyaya bir bütün olarak bakar. Allah (c.c), semavatın ve arzın Rabbidir. 2. Arz canlı bir memur gibidir, hesapla ve dikkatle yaratılmıştır. 12 / 17

3. Arz, sema ve ikisi arasında bulunan her şey insanın emrine verilmiştir. Ama insan bu tasarrufta istediği gibi hareket edemez. Bu, belli kaideler, belli kurallar çerçevesinde olmalıdır. 4. Çevre emanettir. Kur ân a göre insan ile onu kuşatan fizikî çevre arasındaki hissi bağlantı sebebiyle insanoğlunun cezayı hak eden azgınlıklarına, çevre unsurları gazap etmekte, Allah ın izni ile insanı cezalandırmaktadır. Nitekim günümüzde yaşadığımız küresel ısınma bunu ve beraberinde getirdiği çok ciddi sorunlar, bütün insanlığı kara kara düşündürmektedir. 5. Çevre krizinin temelinde sosyal kirlenme ve ahlâkî kriz yatmaktadır. Keza Rio deklarasyonunda da; Devletler dünyanın ekosisteminin sağlık ve bütünlüğünü korumak, kollamak ve iyileştirmek için evrensel ortaklık ruhunda işbirliği içinde olmalılar. Evrensel çevre bozulmasına değişik katkılarından dolayı devletler ortak fakat farklılaşmış sorumluluklara sahiptirler. denilmektedir. Devamı haftaya Bediüzzaman'a göre dünya birliği (Evrensel Birlik) -3 Geçen haftadan devam EVRENSEL BİRLİĞİN ENGELLERİ 13 / 17

Milliyetçilik Başkalarının parçalanması ve yokluğu ile beslenen ırkçı yaklaşıma dayalı milliyetçilik anlayışı, çatışmaların kaynağı ve birlikteliğin en başta gelen engelidir. Bu engelin aşılması; farklılıkların bir zenginlik ve güç kaynağı olarak kabullenilmesi, ortak amaçlar doğrultusunda işbirliklerine gidilmesi yolu ile olabilir. Savaşlar, ihtilâller, terör Savaşlar, sadece yapıldığı zamana münhasır kalmayıp uzun yıllar birlik yaklaşımını olumsuz etkileyen en büyük engelleyicidir. Bediüzzaman; İnsanların terakkiyatına engel olan isyanlardan, ihtilâllerden, ihtilâflardan meydana gelen felâketlerin tiryakı, ilâcı, muavenettir. (İşaratü l-i caz, Sayfa 49) İki Harb-i Umumî, bu gaddar kanun-ı esasînin su-i istimalinden çıkıp bin sene beşerin terakkiyatını zîr ü zeber ettiği gibi... (Emirdağ Lâhikası, Sayfa 333) sözleri ile felâketlerin kaynağına ve tedavi yollarına dikkat çekmektedir. Terörizm; uluslar arası barış, güvenlik ve istikrarı tehlikeye düşüren en önemli tehdittir. Dünyanın dört bir tarafında hemen her gün meydana gelen terör eylemleri terörizmin ulusal, coğrafî veya dinî sınırlar tanımadığını ortaya koymaktadır. Kaynağı, gerekçesi ve iddiası ne olursa olsun, terörizmi lânetlenmeli ve insanlığa karşı işlenen bir suç olduğu bütün ülkelerce kabul edilmelidir. Terörü kullananların, aynı zamanda bazı dinî söylemleri istismar aracı olarak kullanmaları, o din adına hareket ettikleri veya o dini temsil ettikleri anlamına gelemez. Bu düşünce ve hareket tarzı, insanlığın ortak değerlerine dayanan medeniyete büyük zarar vermektedir. Teröre karşı ortak mücadele sürdürürken, terörizmin kaynağına inilmeli, hangi etkenlerin kişileri şiddete veya terör gruplarına ittiğinin se-beplerini de tespit ederek bu sebepleri ortadan kaldıracak politikalar üretilmesi gerekmektedir. 14 / 17

Siyasallaşma Siyaset, toplumların ve devletlerin yönetim stratejileri olarak bir realitedir. Burada siyasetin birlikteliğin engeli olarak ele alınmasının sebebi din ve milliyet eksenli siyasî yaklaşımlardır. Din umumun malı olmayıp, siyasî amaçların malzemesi olduğu zaman, birliğin değil, çatışmaların sebebi olması kaçınılmazdır. Milliyet odaklı siyaset ise, kabile hayatına yönelik olduğundan ve başkasının yokluğu üzerine bina edildiğinden, en büyük çatışma sebeplerinin başında geldiğine insanlık tarihi şahittir. Cehalet Bediüzzaman; Bizim düşmanımız cehalet, zaruret, ihtilâftır. Bu üç düşmana karşı san at, marifet, ittifak silâhı ile cihad edeceğiz sözü ile cehaletin engelleyici yönü ile ittifakın kaynaştırıcı yönünü nazarlara vermektedir. İstibdatın hayat bulması Baskı rejimi, sefaheti ve zilleti de beraberinde getirir. Böyle bir medeniyet, medeniyet değildir. Bu medeniyet, insanları fakir, sefih ve ahlâksız eder. Bediüzzzaman; böyle bir medeniyet yerine bedeviyeti tercih edeceğini söyleyerek, bunun kabul edilemezliğine işaret etmektedir. (Tarihçe-i Hayat, Sayfa 68) Önyargılar Önyargılar, soğuk savaş yıllarının menfî stratejilerinin sonucu, maksatlı yönlendirme ve manüplasyonların ürettiği düşmanlık duygularını sürdüren olumsuz tutumlardır. Düşmanlık 15 / 17

ateşini körüklemenin arkasında mutlaka gizli maksatlar vardır. Bunlar başlangıçta anlaşılmayan, fakat sonradan su yüzüne çıkan, senaryo yazarlarının oluşturduğu zehirleyici çirkin oyunlardır. Önyargılardan sıyrılmanın yegâne çaresi; dürüstlük, samimiyet ve açıklık politikası takip etmektir. Böylelikle yanlış anlamaların, aldatma ve oyun girişimlerinin, bilgi eksikliğinden kaynaklanan önyargıların ortadan kalkacağı muhakkaktır. Ümitsizlik ve tembellik Âcizlik, ümitsizlik verir. O da bütün gelişmelere engel teşkil eder. İnsanları tembelliğe iter. Bediüzzaman bu hastalıklardan kurtulmanın çaresini şu sözleriyle göstermektedir: mârifet ve fazîletten demiryolunu yapınız; tâ ki, meşrûtiyet, medeniyet denilen şimendifer-i kemâlâta binip ve terakkiyât tohumlarını bindirerek, kısa bir zamanda mânilerden kurtulup geçerek size selâm etsin. (Münâzarât, Sayfa 30) Dünya birliğine Risâle-i Nur un etkisi * Bediüzzaman Said Nursî, İslâm düşünce dünyası ve İslâm tarihinde yeni ufuklar açacak özgün görüşlere sahiptir. * Dinin siyasetin oyuncağı değil, siyasetin dine hizmet ettirilmesi hususu, kesin hatlarla ön plana çıkarılmıştır. * Demokrasi, hak ve hürriyet kavramlarına özgün tanımlamalar ve açılımlar getirmiştir. * Asr-ı Saadet yaşayış ve hizmet modelini asrımıza taşımıştır. * Dinler arası diyalog yaklaşımına, kabul edilebilir farklı bir boyut kazandırmıştır. 16 / 17

* Kur ân ın asrımıza bakan yorumuyla pozitif bilim ve din ilimlerini barıştırmıştır. * Felsefenin insanlığa faydalı olan kısımlarını kabul ve felsefenin Kur ân ın emrinde olması gerektiği şeklinde bir yaklaşım getirerek, Doğu ile Batı uzlaşmasına büyük katkı sağlamıştır. * Risâle-i Nur, Kur ân ın orijinalliğini günümüze reformist bir yaklaşımla değil, yenileyici bir yaklaşımla taşımıştır. * Bediüzzaman, Risâle-i Nurla yepyeni bir mantık ve mantalite ortaya koymuş, insanlığın evrensel birliğinin mayası olabilecek müşterek noktaları öne çıkarmıştır. 17 / 17