ÇEVRE STANDARTLARINI KARŞILAMAK VERGİ ÖDEMEK VE GÜMRÜK BİRLİĞİNDEN İSTİFADE ETMEK



Benzer belgeler
11 Eylül: AET Bakanlar Konseyi, Ankara ve Atina nın Ortaklık başvurularını kabul etti.

Küreselleşme. Ticaretin Küreselleşmesi. Dünya Ticaretinin Serbestleşmesi: Küreselleşme ve Ekonomik Birleşmeler

CAM SANAYİİ. Hazırlayan Birsen YILMAZ T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi

Türkiye-Kosova Serbest Ticaret Anlaşması IV. Tur Müzakereleri. Caner ERDEM AB Uzman Yardımcısı Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü

Ortak Tarım Politikasında Korumacılık

AVRUPA BİRLİĞİ HUKUKUNUN KAYNAKLARI

AVRUPA TOPLULUKLARININ TARİHSEL GELİŞİMİ

1.- GÜMRÜK BİRLİĞİ: 1968 (Ticari engellerin kaldırılması + OGT) 2.- AET den AB ye GEÇİŞ :1992 (Kişilerin + Sermayenin + Hizmetlerin Serbest Dolaşımı.

Yrd. Doç. Dr. Münevver Cebeci Marmara Üniversitesi, Avrupa Birliği Enstitüsü

AVRUPA BİRLİĞİ TARİHÇESİ

ANKET-FİRMA. Soruları yanıtlarken firmanızla/sektörünüzle ilgili olmadığını düşündüğünüz sorulara yanıt vermeyiniz.

ÇOK TARAFLI İLİŞKİLER VE AVRUPA BİRLİĞİ NİN GELECEĞİ KONFERANSI. Ümit Özlale

Doç. Dr. Ahmet M. GÜNEŞ Yalova Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi. Avrupa Birliği Hukukuna Giriş

OECD Ticaretin Kolaylaştırılması Göstergeleri - Türkiye

TÜRKİYE PLASTİK İŞLEME MAKİNELERİ SEKTÖRÜNÜN 2014 YILI İLK 3 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ Barbaros Demirci PLASFED Genel Sekreteri

AB İLE GÜMRÜK BİRLİĞİ NİN GÜNCELLENMESİ

DAHİLDE İŞLEME REJİMİ HAKKINDA GENELGE (2005/2) TELAFİ EDİCİ VERGİ UYGULAMASI

2016 YILI İPLİK İHRACAT İTHALAT RAPORU

DÜNYA SERAMİK KAPLAMA MALZEMELERİ SEKTÖRÜNE GENEL BAKIŞ

ÇELİK BORU SEKTÖR RAPORU (2017)

AVRUPA BİRLİĞİ GELİŞİMİ, KURUMLARI ve İŞLEYİŞİ

izlenmiştir. Çin Halk Cumhuriyeti 1949 yılında kurulmuştur. IMF'ye bağlıbirimler: Guvernörler Konseyi, İcra Kurulu, Geçici Kurul, Kalkınma Kurulu

EKONOMİ BAKANLIĞI Gümrük Birliği Kapsamında Kimyasalların Ticaretine Etki Eden Teknik Düzenlemeler Duygu YAYGIR Dış Ticaret Uzmanı

Türkiye ve Avrupa Birliği

SERAMİK KAPLAMA MALZEMELERİ VE SERAMİK SAĞLIK GEREÇLERİ SEKTÖRÜNDE DÜNYA İTHALAT RAKAMLARI ÇERÇEVESİNDE HEDEF PAZAR ÇALIŞMASI

Bu nedenle çevre ve kalkınma konuları birlikte, dengeli ve sürdürülebilir bir şekilde ele alınmalıdır.

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 EKİM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

plastik sanayi PLASTİK SEKTÖR TÜRKİYE DEĞERLENDİRMESİ VE 2014 BEKLENTİLERİ 6 AYLIK Barbaros DEMİRCİ PLASFED Genel Sekreteri

AVRUPA BİRLİĞİ VE ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ ŞUBESİ

MEYVE SULARI DÜNYA TİCARETİ. Dünya İhracatı. Tablo 1. Meyve Suyunun Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonları

ÜYE DEVLET HÜKÜMETLERİ TEMSİLCİLERİ KONFERANSI. Brüksel, 25 Ekim 2004 CIG 87/1/04 EK 2 REV 1. Konu :

2010 YILI OCAK-MART DÖNEMİ TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI

AVRUPA BİRLİĞİ BÜLTENİ AB SERVİSİ SAYI:15 NİSAN 2004/2

GTİP : PLASTİKTEN KUTULAR, KASALAR, SANDIKLAR VB. EŞYA

AVRUPA BİRLİĞİ İLE KATILIM MÜZAKERELERİ ANA UNSURLAR TOBB AB MÜDÜRLÜĞÜ -30 ARALIK 2004

Dünyada ve Türkiye de E-Ticaret ve E-İhracat. Kasım 2016

TEKSTİL MAKİNALARI. Hazırlayan Hasan KÖSE T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 KASIM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

İKV DEĞERLENDİRME NOTU

Tarife Dışı Politika Araçları

TTYO Çıkmazına Karşı, Farklı Bir Öneri NİTELİKLİ SANAYİ BÖLGELERİ MEHMET ÖZÇELİK

GÖRÜŞ BİLDİRME FORMU-FİRMA

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 ŞUBAT AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU

AB ĠLE MÜZAKERE SÜRECĠNDE AB MÜKTESEBATINA UYUMUN VE BU BAĞLAMDA ÇEVĠRĠNĠN ÖNEMĠ. Nilgün ARISAN ERALP TEPAV AB ENSTİTÜSÜ DİREKTÖRÜ

BÖLGESEL BİRLEŞMELER

BATI AKDENİZ KALKINMA AJANSI (BAKA) SERBEST BÖLGE TEŞVİKLERİ. Hasan YÜKSEK Eylül 2012

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2018 KASIM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU ARALIK 2018 İTKİB GENEL SEKRETERLİĞİ HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON AR-GE ŞUBESİ

BETON SANTRALİ SEKTÖRÜ NOTU

AVUSTURYA ÜLKE PROFİLİ

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 TEMMUZ AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

TÜRKİYE - ARJANTİN YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

HİDROLİK PNÖMATİK SEKTÖRÜ NOTU

TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ. Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter

T.C. TİCARET BAKANLIĞI

ANLAŞMASIZ BREXİT İN GERÇEKLEŞMESİ DURUMUNDA TÜRK İHRAÇ ÜRÜNLERİNİN KARŞILAŞMASI MUHTEMEL VERGİ ORANLARI

plastik sanayi Plastik Sanayicileri Derneği Barbaros aros DEMİRCİ PLASFED Genel Sekreteri

F. KÜRESEL VE BÖLGESEL ÖRGÜTLER

2010 OCAK MART DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

AVUSTURYA VE MACARİSTAN DA TAHIL VE UN PAZARI

Büyüme Rakamları Üzerine Karşılaştırmalı Bir Değerlendirme. Tablo 1. En hızlı daralan ve büyüyen ekonomiler 'da En Hızlı Daralan İlk 10 Ekonomi

Tanımlar Madde 2. - Bu Kanunda geçen deyimlerden; a) Damping: Bir malın Türkiye'ye ihraç fiyatının, benzer malın normal değerinin altında olmasını,

TÜRKİYE'NİN DIŞ TİCARETİ

BATI AKDENİZ KALKINMA AJANSI (BAKA)

TÜRKİYE NİN DIŞ TİCARETİNDE SERBEST TİCARET ANLAŞMALARI HAKKINDA BİLGİ VE DEĞERLENDİRME NOTU

Göç ve Serbest Dolaşım Eğilimler ve Engeller. Ayşegül Yeşildağlar Ankara, Turkey

Tablo -1: Dana ve Sığır Eti Üretim ve tüketimi - Seçilen Ülkelerin Özeti (1000 ton karkas ağırlık eşdeğeri)

Ekonomik ve Sosyal Komite - Avrupa Komisyonu Genişleme Genel Müdürlüğü AB Politikaları AB Konseyi AB Bakanlar Kurulu Schengen Alanı

BÖLÜM 9. Giriş. Tarifeler ve Ticaret Genel Anlaşması (GATT) ve Dünya Ticaret Örgütü (WTO) Çok Taraflı Ticaret Sistemi

ABD - AB SERBEST TİCARET ANLAŞMASI Ve TÜRKİYE ÜZERİNE ETKİLERİ

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2015 Haziran Ayı İhracat Bilgi Notu

BATI AFRİKA ÜLKELERİ RAPORU

BELÇİKA ÜLKE RAPORU

TÜRKİYE PLASTİK İŞLEME MAKİNELERİ SEKTÖR İZLEME RAPORU / 9 Ay PAGEV

DÜNYA DA BU HAFTA ARALIK 2015

ULUDAĞ İHRACATÇI BİRLİKLERİ ÜYELERİ NE

TÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ YETERLİ Mİ?

ASFALT PLENTİ SEKTÖRÜ NOTU

Dünya Mısır Pazarı ve Türkiye

SIRBİSTAN ÜLKE RAPORU

Toplam Erkek Kadin Ermenistan Azerbaycan Gürcistan Kazakistan Kırgızistan Moldova Cumhuriyeti. Rusya Federasyonu

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü

Türkiye-Meksika. Serbest Ticaret Anlaşması 2. Tur Müzakereleri Eylül 2014 Meksika

ULUSLARARASI İLİŞKİLER MÜDÜRLÜĞÜ MART

ÇELİK BORU SEKTÖR RAPORU (2017) ÇELİK BORU İMALATÇILARI DERNEĞİ

TOBB AB ÇALIŞMALARI: NASIL HAZIRLANIYORUZ? FAALİYETLERİMİZ. 23 Şubat 2007

T.C. GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI

SERBEST BÖLGENİN TANIMI

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 ARALIK AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

YÜRÜRLÜKTE BULUNAN ÇİFTE VERGİLENDİRMEYİ ÖNLEME ANLAŞMALARI. ( tarihi İtibariyle) Yayımlandığı Resmi Gazete

T.C. GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü

Chapter 10. Ticaret politikasının uluslararası müzakereleri ve Dünya Ticaret Örgütü (WTO) Slides prepared by Thomas Bishop

Özet. Gelişen küresel ekonomide uluslararası yatırım politikaları. G-20 OECD Uluslararası Yatırım Küresel Forumu 2015

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2016 MAYIS AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi

TEST REHBER İLKELERİ PROGRAMI ULUSAL KOORDİNATÖRLER ÇALIŞMA GRUBU 26. TOPLANTISI (8-11 Nisan 2014, Paris)

Türkiye Makine ve Teçhizat İmalatı Meclisi

SEKTÖRÜN TANIMI TÜRKİYE KOZMETİK ÜRÜNLERİ SEKTÖRÜ

TÜRKİYE NİN İHTİYAÇ DUYDUĞU FUAR 3.ELECTRONIST FUARI

Transkript:

AB-Türkiye Odalar Forumu (ETCF) projesi Avrupa Birliği tarafından finanse edilmektedir Türk İş Dünyası İçİn AB Mevzuatı 1 2 3 4 5 6 Ortak Pazarda TicareT ETKİN REKABET ETMEK ÇEVRE STANDARTLARINI KARŞILAMAK VERGİ ÖDEMEK VE GÜMRÜK BİRLİĞİNDEN İSTİFADE ETMEK AB DIŞINDA İŞ YAPMAK TARIM VE BALIKÇILIKTA STANDARTLARI KARŞILAMAK

ÖNSÖZ Bir yanda, Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasında, 1963 yılında imzalanan Ankara Anlaşması na dayanan ve 1996 yılında yürürlüğe giren Gümrük Birliği, diğer taraftan Avrupa Birliği Devlet ve Hükümet Başkanlarının 17 Aralık 2004 tarihli Zirvesinde aldığı karar doğrultusunda 3 Ekim 2005 tarihinde Lüksemburg ta yapılan Hükümetlerarası Konferans ile Türkiye nin resmen AB ye katılım müzakerelerine başlaması, Türk iş dünyasının iş yapış tarzı ve geleceğe dair stratejileri üzerinde ciddi sonuçlar doğurmaktadır. Bu sebepten dolayı, iş dünyası temsilcisi kuruluşlar olan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve Avrupa Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği (EUROCHAMBRES), iki yıl süreli, AB-Türkiye Oda Forumu (ETCF) projesini yürütmeye karar vermiştir. ETCF projesinin amacı, sivil toplumun önemli birer üyesi olan Türk ve Avrupalı Odalar arasında karşılıklı bilgi, diyalog ve uzun dönemli işbirliğini geliştirmek, bu sayede AB ve Türk iş camialarının entegrasyonuna yardımcı olmaktır. TOBB ve EUROCHAMBRES işbirliğinde Kasım 2008 de yayımlanan AB Üyeliği için Türkiye deki Kurumsal Hazırlıklar başlıklı anket, Türkiye de, AB ile ilgili konulardaki bilgi eksikliğine dikkat çekmiştir. Sadece AB nin ilgili mevzuatı ile alakalı bilgi değil, AB ve Türkiye arasındaki müzakere süreci ile ilgili olarak da iş dünyası ne yazık ki yeterli bilgiye sahip değildir. Türk Oda ağı içerisinde, şirketleri AB süreci ve sürecin iş dünyası üzerindeki mevcut ve muhtemel etkileri hakkında bilgilendirebilecek ve dolayısıyla şirketler kesiminin de dolaylı veya doğrudan müzakere sürecine katılmalarını sağlayabilecek, ciddi bir AB uzmanlığına ihtiyaç duyulmaktadır. İşte bu ihtiyacın giderilmesine yardımcı olmak için ve Türk Oda temsilcilerine yönelik olarak, Ankara Üniversitesi Avrupa Toplulukları Araştırma ve Uygulama Merkezi (ATAUM) ve Bahçeşehir Üniversitesi ile işbirliği halinde TOBB ve EUROCHAMBRES tarafından düzenlenen eğitim programını tamamlayıcı olarak altı kitapçık basılmaktadır. Bu altı başlığın seçiminde Türk iş dünyasının öncelikleri göz önünde bulundurulmuştur. Bu çerçevede, Ortak Ticaret Politikası üzerine hazırlanmış bu kitapçığı sizlerle paylaşmaktan memnuniyet duyuyoruz. Özellikle son genişleme dalgaları ile dünya ticaretindeki önemli yerini perçinleyen AB, uluslararası ticaret ile ilgili platformların en önemli aktörlerinden biri haline gelmiştir. Birliğin iktisadi bütünleşme modelinin temelinde gümrük birliği yatmaktadır ve dış ticaret politikası da bu temel üzerine inşa edilmiştir. Ortak Ticaret Politikası ile ilgili gelişmeler, Birlik ile gümrük birliği gerçekleştirmiş olan Türkiye yi doğrudan etkilemektedir. Dolayısıyla, Türk iş dünyasının Birliğin ticaret politikası ile ilgili yeterli bilgiye sahip olması önem arz etmektedir. Pierre SIMON Başkan, EUROCHAMBRES M. Rifat HİSARCIKLIOĞLU Başkan, TOBB

Bu proje AB tarafından finanse edilmektedir. EUROCHAMBRES ve TOBB 2009 Bu kitapçık AB-Türkiye Oda Forumu Projesi (ETCF) çerçevesinde yayımlanmıştır. ETCF projesi Avrupa Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği (EUROCHAMBRES) ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği tarafından yürütülen iki yıllık bir projedir. ETCF projesi 2006 yılı Katılım Öncesi Mali Yardım Programı kapsamında, tamamen Avrupa Birliği (AB) tarafından finanse edilmektedir. Proje, Türk Ticaret ve Sanayi Odaları ile AB deki muhatapları arasında karşılıklı bilgi, diyalog ve uzun vadeli işbirliğini güçlendirmeyi; böylece AB ile Türk iş çevrelerinin entegrasyonunu kolaylaştırmayı amaçlamaktadır. Bu doküman aşağıdaki internet sitelerinden ücretsiz olarak indirilebilir: www.tobb.org.tr, www.eurochambres.eu, www.etcf.org.tr EUROCHAMBRES ve TOBB tarafından hazırlanmıştır EUROCHAMBRES Avenue des Arts 19 A/D B 1000 Brussels Belgium Tel: +32 (0)2 282 0850 Fax: +32 (0)2 230 0038 TOBB Dumlupınar Bulvarı No: 252 (Eskişehir Yolu 9. km) 06530 ANKARA Tel: +90 (312) 218 23 86 Fax: +90 (312) 218 23 84 Basım: Morris & Chapman, Brüksel, Belçika http://www.morris-chapman.com ETCF kitapçıkları EUROCHAMBRES ve TOBB un ürünüdür. Çalışmanın içeriği kaynak açık bir şekilde ifade edilerek kullanılabilir.

İçindekiler I. KÜRESELLEŞME SÜRECİNDE AVRUPA BİRLİĞİ ORTAK TİCARET POLİTİKASI, Derya Sevinç... 6 1. Giriş... 6 2. AB nin Dış Ticaretinin Yapısı ve Dünya Ticaretindeki Yeri... 7 3. AB Ortak Dış Ticaret Politikası... 9 4. Üçüncü Ülkelerle Ticari İlişkiler...18 5. Sonuç...22 6. Ekler ve Tablolar...24 II. türkiye-ab ticari ilişkileri, Cemalettin Damlacı...38 1. Türkiye-AB Ticari İlişkilerinin Hukuki Temelleri...38 2. Gümrük Birliği nin Kapsamı, Gerçekleştirilen Uyum Çalışmaları ve Karşılaşılan Sorunlar...40 3. Türkiye-AB Ticaretinde Kaydedilen Gelişmeler...44 4. Sonuç ve Genel Değerlendirme...46 III. KÜÇÜK VE ORTA BOY İŞLETMELER (KOBİ) VE ULUSLARARASILAŞ(TIRIL)MA, Haluk Nuray...52 1. Uluslararsılaşma dan Ne Anlamalıyız?...52 2. Uluslararasılaşmanın Dinamikleri: Neden ve Nasıl Uluslararasılaşma?...53 3. Türk KOBİ leri ve Uluslararasılaşma...54 4. KOBİ lerin Uluslararasılaşması: Ne Yapmalı, Nasıl Yapmalı?...56 5. Bilginin Önemi ve Safha Teorisine Bir Ekleme: Ön Hazırlık/Hazırlama Aşaması...57 6. KOBİ lerin Uluslararasılaşmasının Önündeki Engeller...59 7. Türkiye de Uluslararasılaşma Sürecinde KOBİ lere Destek Veren Kurum/Kuruluşlar...60 8. Odaların KOBİ lerin Uluslararasılaşma Sürecindeki Rolü...61 9. Avrupa Birliği Türkiye İş Geliştirme Merkezleri Projesi...61 10. TOBB İş Olanakları Sistemi (TOBBİOS)...62 11. TOBB Yurtdışı İşbirliği Teklifleri...62 12. İhracata İlk Adım Programı...62 13. Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK)...62 14. İhracat Amaçlı Kümelenmeler...62 15. Kurumsallaşma ve Uluslararasılaşma...63 16. AB de KOBİ lerin Uluslararasılaştırılması - En İyi Örnekler...63 17. Sonuç...63 IV. DAHA FAZLA BİLGİ İÇİN, Derya Sevinç...66 1. AB ve Türkiye deki Temas Noktaları...66 2. Temel Kaynaklar...68 3. İnternet Sayfaları...70 4. Kaynakça...71 Yazarların Özgeçmişleri...76

TİCARET KÜRESELLEŞME SÜRECİNDE AVRUPA BİRLİĞİ ORTAK TİCARET POLİTİKASI Derya SEVİNÇ, Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV), Dış Politika Etütleri Programı Direktörü 1. GİRİŞ Günümüzde Avrupa Birliği (AB), son genişlemeyle birlikte 3,9 milyon kilometrekarelik yüzölçümüne ve 454,9 milyonluk bir nüfusa 1 sahip, dünyanın en önemli ekonomik bloklarından birini oluşturmakta ve dünya ticaretini yönlendirmede önemli bir rol oynamaktadır. Birlik, tarife ve kota engellerinin olmadığı 454,9 milyonluk bir tüketici topluluğundan oluşan dev bir iç pazar halini almıştır. Bunun ötesinde AB, üye ülkeler arasında gelişen ticaret hacmi ve dış ticarette üçüncü ülkelere karşı uyguladığı korunma tedbirleri ve dış ticaret politikası ile dünya ticaretindeki etkili rolünü tescil ettirmiştir. AB nin ekonomik bütünleşme modelinin temelini gümrük birliği oluşturmuş, dış ticaret politikası da gümrük birliği temeline oturtulmuştur. Bu süreç, bir taraftan üye ülkelerin dış ticaret alanında yetkilerini Brüksel e (Komisyona) devretmelerine neden olurken, diğer taraftan dış politikalarının diğer alanlarında yetkilerini büyük ölçüde ellerinde tutmalarına neden olmuştur. AB Ortak Dış Ticaret Politikası (ODTP), zaman içerisinde Birliğin genişleme ve derinleşme süreçleri paralelinde değişiklik göstermiştir. Bu değişimde doğal olarak dünya ticaretinin gelişimi ve değişen büyüme modellerinin de önemli rolü olmuştur. Bu kapsamda; artan korumacılık, teknolojik gelişmeler, dünya ticaretinin gelişmesi ve uluslararası karşılıklı bağımlılığın artması, Uruguay Turu görüşmeleri çerçevesinde AB dış ticaret politikasında değişim, tek pazar hedefi, Doğu Bloku nun yıkılması ile başlayan genişleme süreci değişimin başlıca nedenleri olarak sıralanabilir. Bugün gelinen aşamada AB de ortak ticaret politikası en önemli ortak politikalardan birisi haline gelmiştir. AB 6

AB Dışında İş Yapmak: AB Ticaret Politikası > Küreselleşme Sürecinde Avrupa Birliği Ortak Ticaret Politıkası uygulamakta olduğu dış ticaret politikası ile dünya ticaretine yön veren ikili müzakereleri olduğu kadar, çok taraflı müzakereleri de etkilemektedir. Dünya ticaretinden aldığı pay kadar dış ticaret politikasını uygulamadaki etkililiği ve kullanmakta olduğu dış ticaret politikası araçları dünya ticaretine yön veren liderler arasında yer alma konumunu güçlendirmektedir. Öte yandan AB gerçekleştirmiş olduğu ikili ticaret anlaşmaları ile de dünyada ticaretin serbestleşmesi sürecine katkıda bulunmaktadır. AB liderleri 2004 yılında dış politikanın farklı alanlarını aynı potada değerlendirerek bir tutarlılık sağlamak amacıyla AB Anayasa taslağında bir AB Dışişleri Bakanlığı pozisyonunu yaratılması konusunda görüş birliğine vardılar. 2 Bu bakış açısı ile ortak dış ticaret politikası da AB Dışişleri Bakanı nın yetki alanı olarak belirlendi. ODTP nin gelişiminin incelenmesi ve üçüncü ülkelere karşı uygulanmakta olan koruma araçlarının iyi anlaşılması AB ile bir gümrük birliği gerçekleştirmiş olan Türkiye açısından önemli hale gelmektedir. Bu çalışma öncelikle AB nin Dünya ticareti için önemi üzerinde durmaktadır. Çalışmanın ikinci bölümünde ODTP nin gelişimi ve kapsamı ele alınmaktadır. Üçüncü bölüm ODTP kapsamında AB nin üçüncü ülkelere karşı uygulamakta olduğu araçlar ve üçüncü ülkelerle yapılmış olan ticaret anlaşmaları üzerine yoğunlaşmaktadır. Son bölümde yapılan değerlendirmede ODTP nin iyi anlaşılmasının dünya ile dış ticaret alanında bütünleşme sürecinde hızla ilerleyen ve çok taraflı müzakerelerde bazı alanlarda AB ile paralel hareket etme zorunluluğunda olan Türkiye nin AB ortak ticaret politikasına uyumu üzerinde durulmaktadır. 2. AB NİN DIŞ TİCARETİNİN YAPISI VE DÜNYA TİCARETİNDEKİ YERİ Son yıllarda küresel piyasalarda Uzak Doğu ve ABD ile rekabet edebilmek AB nin en önemli gündemini oluşturmuştur. Sürdürülebilir kalkınma ve yeni iş imkanları yaratmak bu gündemindeki en önemli konusu haline gelmiştir. Küreselleşme sürecinde AB nin dış pazarlardaki rekabet gücünü koruyabilmesini sağlamak üzere verimliliği artırıcı yönde bir dizi tedbir geliştirilmiş bu tedbirlerin tümü Lizbon Gündemi başlığında bir stratejiye dönüştürülmüştür. AB 2009 yılına gelindiğinde ise daha fazla iş ve verimlilik yaratacak bir dış ticaret politikası izlemek eğilimdedir. 3. Son yirmi yıla bakıldığında, Japonya ve ABD nin aksine AB imalat sanayinin genelinde, %40lık bir artışla dünya pazarlarındaki yerini korumuş olduğu görülmektedir 4. Bunun nedeni AB nin hizmet ve mal ticaretinde kaliteyi ve özgün modelleri (design) ön planda tutmasıdır (Tablo:1). TABLO 1: Ülkelere göre Dünya Pazar Payları (Düşük, Orta ve İleri Teknoloji Ürünleri 1995-2003 Dönemi, % Değişim) Düşük kalite Orta Kalite Yüksek kalite 2003 Değişim 2003 Değişim 2003 Değişim AB 12.9-1.8 20.0 2.0 32.3 3.1 Japonya 6.7-2.2 11.4-4.4 15.2-6.9 Kore 5.1-0.1 4.4 0.8 3.1-0.6 ABD 12.0-3.7 13.6-4.1 17.9 0.2 Çin 20.4 8.1 8.2 4.6 3.7 1.5 Merkosur 3.0 0.1 4.2 0.6 0.9-0.1 ASEAN 7.4-2.8 7.7-1.5 5.3-0.3 Öte yandan katma değeri yüksek olan bu mal grubunda AB, Japonya dan sonra ikinci büyük tedarikçi konumundadır ve dünya genelinde talebin yarısını karşılamaktadır. Buna karşılık son yıllarda AB nin ileri teknoloji ürünlerinde hızla pazar kaybetmekte olduğu da görülmektedir. 5 Tüm bunları dikkate alarak AB dış ticaret stratejisinin unsurlarını yeniden belirlemiştir. Üye ülkeler arasında iç pazar önündeki engelleri tümüyle kaldırmak, AB pazarlarını üçüncü ülkelere açık tutacak tedbirleri almak ancak bunu yaparken fikri mülkiyet hakları, kamu alımları ve rekabet kurallarının uygulanması konusunda daha fazla takipçi politikaları izlemek, yeni piyasalara açılmak, tarife dışı engelleri kaldırmaya devam etmeyi ve daha fazla serbest ticaret anlaşmaları imzalamak yoluyla dünya piyasalarında rekabet gücünü artırmak yeni stratejinin unsurlarıdır. Grafik 1: Dünya Mal Ticareti Hacminin Büyümesi ve GSYiH (Yıllık, yüzdelik değişim) 12 10 8 6 4 2 0-2 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 Kaynak: DTÖ Kaynak: UN Comtrade - Calculations by CEPII- Report for DG Trade (2006)

Dünya genelinde ortalama GSMH artışı 1998-2008 döneminde %3 civarında gerçekleşirken dünyada ticaret hacminin aynı dönem içinde ortalama %6 oranında büyüdüğü görülmektedir (grafik 1). Kriz yıllarında ise gerek GSMH gerekse dış ticarette büyüme hızları uzun dönem ortalamanın çok altında kalmıştır. Benzer oranlara AB ticaret hacmi açısından bakıldığında ise 2006, 2007 yıllarında %7,5 ve %3,5 olarak gerçekleşen AB(27) ihracat hacmi artışı, 2008 yılına gelindiğinde durmuş, 2006 2007 yıllarında sırasıyla %7 ve %3,5 olarak gerçekleşen ithalat hacmi artışı ise gerilemiştir 6 Grafik:2 de yer alan veriler incelendiğinde, küresel ekonomik krizin etkilerinin hissedilemeye başlamasıyla birlikte 2008 yılında bölgeler itibarıyla bütün dünyada dış ticaret hacminin daralmaya başladığı izlenmektedir. 2008 yılı verileri özellikle Kuzey Amerika ve Avrupa da ihracat artışının oldukça yavaşlayarak dünya ortalamasının altında kaldığını ithalattaki artışın ise gerilediğini göstermektedir. IMF nin 2009 yılı Temmuz ayında revize ettiği tahminlere göre, 2007 ve 2008 yıllarında sırasıyla %7,2 ve %2,9 büyüyen dünyada ticaret hacminin 2009 yılında %12,2 oranında gerileyeceği tahmin edilmekte 2010 yılında ise ancak %1 oranında artış olması beklenmektedir. Grafik 2: BÖLGELERE GÖRE REEL Mal Ticareti (Yıllık, yüzdelik değişim) Güney ve Orta Amerika Afrika Asya Grafik 2.1 Dünya Mal Ticareti (Mallar 2007) Diğer 27,47 % ABD 14,49 % Kanada ve Meksika 6,29 % Latin Amerika 4,50 % AB (27) 16,98 % Çin 9,49 % Güney Kore 3,20 % ASEAN 7,59 % Aday Ülkeler 1,50 % EFTA 2,70 % Japonya 5,79 % Grafik 2.2 Dünya Hizmet Ticareti (Hizmetler -2007) Diğer 16,20 % ABD 18,20 % Kanada ve Meksika 4,20 % Latin Amerika 3,80 % ASEAN 7,70 % AB (27) 28,50 % Aday Ülkeler 1,30 % EFTA 4,00 % Japonya 6,80 % Çin 5,90 % Güney Kore 3,40 % AB nin dünyadaki konumu açısından benzer bir analizi yabancı sermaye giriş ve çıkışları için yapmak mümkündür. EK I de yer alan grafik incelendiğinde AB nin gerek yabancı sermaye çıkışları gerek yabancı sermaye girişleri açısından 2004-2006 yıllarında dünyada lider konumda olduğu görülmektedir. Avrupa Kuzey Amerika -4-2 02468 10 12 14 16 Kaynak: DTÖ Birliğin (AB 27) gayri safi yurtiçi hâsılası, dünya gayri safi yurtiçi hâsılasının %28 ine karşılık gelmektedir. Grafik 1 ve 2 incelendiğinde, AB nin 2007 yılı verileri ile dünya mal ticaretinin yaklaşık %17 sini gerçekleştirmiş olduğu görülmektedir. Dünya mal ticaretinde lider konumunu koruyan AB dünya hizmet ticaretinde ise 2007 yılı verileri ile %30 lara yaklaşan payı ile lider konumundadır. Bu nedenle kriz ile dünya ticaret hacminde meydana gelen değişimlerden en fazla etkilenen ülkeler AB ülkeleri ve AB nin ticaret ortakları olacaktır. AB nin en önemli ticaret ortakları açısından bir değerlendirme yapıldığında 1999-2008 döneminde en fazla ithalatın gerçekleştirildiği ülkeler başta ABD olmak üzere sırasıyla Çin, Rusya Federasyonu, İsviçre, Norveç, Japonya ve Kore olmuştur. Çin ve Rusya Federasyonu yıllar içinde Pazar payını en fazla artıran ülkelerdir. Çin in 1999 yılı itibarıyla %7,1 olan Pazar payı 2008 yılında %16 ya çıkmıştır. Benzer bir şekilde %4,8 olan Rusya Federasyonunun payı da 11,2 ye ulaşmıştır( EK Tablo: 3). Benzer bir analizi ihracat açısından yapmak mümkündür. ABD nin 1999 yılı itibarıyla %27,4 olan pazar payı 2008 yılına gelindiğinde %19,1 e gerilemiştir. Benzer bir şekilde Japonya nın payı da %5,2 den %3,2 ye gerilemiştir. Çin ve Rusya Federasyonu yıllar içinde AB nin daha fazla ihracat yaptığı ülkeler haline gelmiştir (EK Tablo: 6). 8

AB Dışında İş Yapmak: AB Ticaret Politikası > Küreselleşme Sürecinde Avrupa Birliği Ortak Ticaret Politıkası 3. AB ORTAK DIŞ TİCARET POLİTİKASI 3.1 KAPSAM Avrupa Ekonomik Topluluğu nun (AET) hedefi, Roma Antlaşması nın 2. Maddesinde belirtildiği üzere; bir ortak pazarın yaratılması ve üye ülkeler arasındaki ekonomik politikaların yaklaştırılması yoluyla, Topluluğun bütününde ekonomik faaliyetlerin uyumlu bir şekilde geliştirilmesini, sürekli ve dengeli büyümenin gerçekleştirilmesini, daha fazla istikrarı, yaşam standardının yükseltilmesini ve üyeler arasında sıkı ilişkileri desteklemektir. 7 Bu oluşumun temeli Roma Antlaşması uyarınca bir gümrük birliği üzerine oturtulmuştur. Gümrük birliğinin gerektirdiği hususlara ek olarak, Topluluk içinde malların, kişilerin, hizmetlerin ve sermayenin serbest dolaşımını kapsayan ortak bir pazarın oluşturulabilmesini sağlayabilmek amacıyla üye ülkelerin üçüncü ülkelerle olan ticari ilişkilerini kapsayan bir Ortak Dış Ticaret Politikası nın hayata geçirilmesine ihtiyaç duyulmuştur. Aşağıda Tablo 2 de gümrük birliğinin oluşum süreci verilmektedir. TABLO 2: Gümrük Birliği Oluşum Sürecinde Gümrük İndirimleri sanayi ürünleri açısından kotaların kaldırılması 1962 yılı itibariyle sağlanabilmiştir. Üye ülkeler arasında malların serbest dolaşımının sağlanabilmesi için 12 yıllık bir geçiş dönemi öngörülmüştür. Üye ülkeler arasında tarifelerin ve kotaların kaldırılması ile malların serbest dolaşımı öngörülenden 18 ay daha kısa bir dönem içerisinde sağlanabilmiştir. AET ye üye ülkeler 1 Temmuz 1968 tarihinde gümrük birliğini gerçekleştirmişlerdir. Üye ülkeler gümrük birliği ile kendi aralarındaki ticareti tamamen serbestleştirirken, ticaret sapmasını önleyebilmek ve iç pazarın korunmasını sağlayabilmek amacıyla, üçüncü ülkelere karşı Ortak Gümrük Tarifesi (OGT) uygulamaya başlamışlar ve malların, kişilerin, hizmetlerin ve sermayenin serbest dolaşımını öngören Tek Pazar doğrultusunda ilerlemek suretiyle bütünleşme sürecini güçlendirme yoluna gitmişlerdir. Tek Pazar ın oluşturulması hedefi ortak bir ticaret politikası ihtiyacını ortaya çıkarmıştır. Bunun yanı sıra uluslararası ticaret müzakerelerinde Topluluğun pazarlık gücünü artırma, buna paralel olarak çıkarlarını en iyi şekilde koruma isteği ve ulusal düzeyde dış ticaretteki farklı uygulamaların yol açacağı haksız rekabeti önleme gereği, üye ülkeleri üçüncü ülkelerle olan ticari ilişkilerinde ortak kurallar ve sonuçta bir Ortak Ticaret Politikası oluşturmaya yöneltmiştir. ODTP özellikle ithalatın kontrol edilmesi ve bir dereceye kadar ihracatın teşvik edilmesi amacına yöneliktir. İndirim Tarihi İndirimler (1957 yılı baz alınarak %) Kümülatif İndirim (1957 yılı baz alınarak %) 1 Ocak 1959 10 10 1 Temmuz1960 (hızlandırılmış) 10 20 1 Ocak 1961 10 30 1 Ocak 1962 10 40 1 Temmuz 1962 (hızlandırılmış) 10 50 1 Temmuz 1963 10 60 1 Ocak 1965 10 70 1 Ocak 1966 10 80 1 Temmuz 1967 5 85 1 Temmuz 1968 15 100 Kaynak: Avrupa Komisyonu, General Report on The Activities of the European Comission, 1967, s. 34. Roma Antlaşması nın 9. Maddesi üye ülkeler arasında tarifelerin ve tarife dışı engellerin uygulanmasını yasaklamıştır. 30. Maddede ise tüm miktar kısıtlamalarının üye ülkeler arasında kaldırılmasını öngörmektedir. Üye ülkeler arasında Uluslararası alanda tarife indirimlerine gidilmesi çok kolay gerçekleştirilebilen bir süreç olarak gözükmemesine rağmen AB üyesi ülkelerin bu süreci başarı ile tamamladıkları bilinmektedir. Bu başarının altında yatan nedenler aşağıdaki gibi sıralanabilir: 1960 lı yıllarda yaşanan hızlı büyüme nedeniyle pazarların hızla büyümesi, sanayi açısından azalan koruma düzeyini daha az hissettiren bir unsur olmuştur. Artan uzmanlaşma düzeyi daha ziyade sanayiler arası oluşmuş, beklendiği gibi tüm bir sanayinin piyasadan çekilmesi gibi bir durumla karşılaşılmamıştır. Tarife indirimleri hem ithalatı hem de ihracatı etkilemiştir. Böylelikle ödemeler dengesi ve işsizlik üzerine etkileri kısıtlı olmuştur. AET ülkelerindeki mevcut koruma oranları diğer uluslararası platformlarda tartışma konusu edilen tarife indirimlerine oranla çok daha düşük bir seviyede idi. AET üyesi ülkelerdeki üretim maliyetleri arasındaki fark benzer bir yapıda olmaması nedeniyle tarife indirimleri dramatik bir sonuç doğurmamıştır.

Geçiş döneminin sonunda bile ticaretin önünde çok sayıda tarife dışı engel bulunmaktaydı. Bu bakış açısıyla korumanın bir nevi biçim değiştirdiğinden söz etmek mümkündür. Kurucu altı üyenin; Fransa, Almanya, İtalya, Belçika, Lüksemburg ve Hollanda karşılıklı olarak gümrük vergilerini ve kotaları hızlı bir şekilde kaldırmalarına karşın sonradan üye olan İngiltere, Danimarka ve İrlanda nın gümrük birliği oluşturmaları 5 yıl sürmüştür. Bu ülkeler ilk gümrük indirimlerini 1983 de yapmışlar, kotaları ise 1977 Temmuz undan itibaren kaldırmışlardır. Yunanistan için geçiş dönemi birçok sanayi ürünü için 5 yıl olarak belirlenmiş ve Yunanistan ilk indirimini 1981 yılı itibariyle gerçekleştirmiştir. Ancak bu noktada Yunanistan ın 20 yıl süren ortaklık ilişkisi döneminden başlayarak gümrük indirimlerine gitmiş olduğunu da göz önünde bulundurmak gerekir. AB nin oluşum sürecinde genişleme ve derinleşmenin ortaya çıkarmış olduğu gereksinimler doğrultusunda gümrük birliği temeline oturtulmuş olan ODTP nin kapsamı üçüncü ülkelere karşı mal ticaretinde uygulanacak ortak politikaların yanı sıra hizmet ticaretinde ortak politikalara doğru genişletilmiştir. Bugünün koşullarında Avrupa Toplulukları Adalet Divanı, ODTP kapsamını geniş bir şekilde yorumlamaktadır. Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kapsamında gerçekleştirilen hizmet ve fikri haklara ilişkin müzakerelerin yapılması ODTP kapsamında değerlendirilmemekte, ancak Avrupa Parlamentosu na danışıldıktan sonra Konsey in oybirliği ile bu alanlarda ortak politika geliştirebileceği görüşü benimsenmektedir. 3.2. ORTAK TİCARET POLİTİKASININ HUKUKİ ÇERÇEVESİ VE KURUCU ANLAŞMALARA GETİRİLEN DEĞİŞİKLİKLER ODTP temel dayanağını Roma Antlaşması nın 3. Maddesinden almaktadır. Antlaşmanın 3. Maddesinde oluşturulacak Ortak Pazarın nitelikleri ile ilgili temel tespitler yapılmıştır. Üye ülkeler arasındaki tarifelerin ve miktar kısıtlamalarının ve aynı zamanda, kişilerin, hizmetlerin ve sermayenin önündeki engellerin kaldırılması, ortak bir gümrük tarifesinin ve ortak bir ticaret politikasının oluşturulması yönünde Topluluğun gerçekleştireceği faaliyetler olarak belirlenmiştir. Dış ticaret alanında ortak bir politikanın uygulanması, Avrupa Topluluğu (AT) üyesi ülkeler arasındaki bütünleşme sürecini tamamlayıcı bir unsur olarak kabul edilmiştir. ODTP nin kapsamı ve işlevleri AB nin genişleme ve derinleşme sürecinde göstermiş olduğu ihtiyaç doğrultusunda kurucu antlaşmalarda değişikliğe gidilmesi gereğini ortaya çıkarmıştır. Bu doğrultuda sırasıyla Maastrich, Amsterdam ve Nice Antlaşmalarında değişiklik yapılmış, Avrupa Anayasa Taslağı nda ise ODTP dış ilişkiler başlığı altında ele alınmıştır. ROMA ANTLAŞMASI (1 Ocak 1958) ODTP ile ilgili temel hususlar ve üye ülkelerin ortak bir ticaret politikası oluşturma alanında yükümlülükleri Roma Antlaşması nın 4. Bölümünde 110 ile 116. Maddeleri arasında yer almaktadır. 8 Bu çerçevede ODTP nin temel amacı antlaşmanın 110. Maddesinde, Üye devletlerin kendi aralarında bir gümrük birliği kurmak suretiyle ortak çıkarları çerçevesinde dünya ticaretinin uyumlu bir şekilde gelişmesine, uluslararası ticarete uygulanan kısıtlamaların aşamalı olarak kaldırılmasına ve gümrük engellerinin azaltılmasına katkıda bulunması olarak tanımlanmıştır. Antlaşmanın 111. Maddesi geçiş dönemi için öngörülmüş bir hükümdür ve 1968 de kurucu ülkeler arasında gümrük birliğinin sağlanması ile geçerliliğini yitirmiştir. Antlaşmanın 112. Maddesinde, üye ülkelerin üçüncü ülkelere yaptıkları ihracatta uyguladıkları devlet yardımı (sübvansiyon) sistemlerinin tedrici biçimde uyumlaştırılması öngörülmüştür. ODTP nin oluşturulması konusundaki temel yetki antlaşmanın 113. Maddesinden kaynaklanmaktadır. Bu madde kapsamında belirlenen tedbirler şunlardır: Gümrük vergileri, kotalar, ihracat kredileri, dampingli ve sübvansiyonlu ithalata karşı alınacak tedbirler, Gümrük düzenlemeleri, ithalat ve ihracat lisanslarına ilişkin prosedürler, Roma Antlaşmasında açıkça belirtilmemiş ve yardımcı nitelik taşımayan diğer resmi ayırımcı tedbirler. 113. madde uyarınca ODTP, özellikle tarifelerdeki değişiklikler, tarife ve ticaret anlaşmalarının yapılması, liberasyon tedbirlerinin bir örnekleştirilmesi, ihracat politikası ve sübvansiyon ve damping durumlarında alınacak korumacı tedbirler gibi ortak prensiplere dayanmaktadır. Bu ilkelerin General Agreement on Tariffs and Trade (GATT) temel prensipleri ile de uyum içinde olması beklenmektedir. 10

AB Dışında İş Yapmak: AB Ticaret Politikası > Küreselleşme Sürecinde Avrupa Birliği Ortak Ticaret Politıkası Bir veya daha fazla üçüncü ülke ya da uluslararası kuruluş ile anlaşmaların müzakere edilmesi gerektiğinde, Komisyon, kendisini gerekli görüşmelere başlamak için yetkili kılacak olan Konsey e tavsiyelerde bulunur. Bu müzakereler, Komisyon tarafından, görevinde kendisine yardımcı olmak için Konsey tarafından atanan özel bir Komite ye 9 danışılarak ve Konsey in kendisine yöneltebileceği direktifler çerçevesinde yürütülür. Konsey, bu çerçevede kendisine verilen yetkileri kullanırken nitelikli çoğunlukla karar alır. Antlaşmanın 114. Maddesi uyarınca ticari anlaşmalar ve 238. Maddesi uyarınca Topluluğun üçüncü devletler, uluslararası örgütler ve/veya devletler topluluğu ile ortaklık anlaşması yapması gibi konular da ODTP kapsamına girmektedir. 114. Maddede 111 ve 113. Maddelerde belirtilen anlaşmaların yapılmasına dair düzenlemeler yer almakta ve konuya ilişkin karar alma prensibi oybirliği esasına oturtulmaktadır. Antlaşmanın 115. Maddesi, Topluluk içi bir düzenleme getirmektedir. Bu madde gereğince, üye ülkelerin herhangi biri tarafından alınan ticaret politikası tedbiri uygulamasının ticaret sapmasını engellemek üzere Komisyon, üye ülkelere sağlamaları gereken işbirliğine ilişkin yöntem tavsiye etmektedir. Bunu yapmadığı durumlarda, üye ülkelere koşullarını ve yöntemlerini kendilerinin belirleyeceği koruma tedbirlerini almaları için izin verebilir. Antlaşmanın 116. Maddesinde ise geçiş döneminin sona ermesinden itibaren Ortak Pazar ile ilgili hususlarda üye ülkelerin uluslararası ekonomik kuruluşları ilgilendiren konularda ortak bir tutum belirlemelerinin şart olduğu ifade edilmektedir. ile madde numaraları değişikliğe uğramış bu çerçevede ODTP yi düzenleyen 110, 112, 113 ve 115. Maddeler sırasıyla 131, 132, 133 ve 134. Maddeler olarak numaralandırılmıştır. Maddelerden içerik itibariyle değişikliğe uğrayan sadece 133.(113.) madde olmuştur. AB, ODTP deki bu değişlik ile hizmet ticaretini de kapsamına almıştır. Böylelikle bu madde kapsamına hizmet ticareti ve fikri mülkiyet haklarına müzakereler ve anlaşmalar da dâhil edilmiştir. Daha sonra yürürlüğe giren Nice Antlaşması nda ise ODTP ye ilişkin olarak 133. Madde kapsamında yer alan alanlarda oybirliği ile karar alınmasına gerek olmaksızın nitelikli oy çokluğu ile karar alınması sistemi kabul edilmiştir. Ancak, antlaşmanın fikri haklar ile ilgili bölümlerinin yürürlüğe girmesiyle birlikte; hizmet ticareti, mali sektörler, inşaat, mühendislik, turizm, çevre ve telekomünikasyon sektörleri ile ilgili olarak üçüncü ülkelerle veya uluslararası akdedilecek anlaşmaların doğrudan kamuya yönelik hizmetler dışında kalanlarının nitelikli oy çokluğu ile onaylanmasına karar verilmiştir. Bu karara istisna olarak kültürel, görsel-işitsel eğitim, sosyal hizmetler ve sağlık hizmetleri alanında üçüncü ülkeler ile yapılacak anlaşmalar için oybirliği esası korunmuştur. Taslak Avrupa Anayasası kapsamında yapılan çalışmalarda AB nin tüm dış ilişkilerinin bir bütün olarak ele alınması ve bir bütün olarak temsil edilmesi düşüncesi benimsenmiştir. Birliğin Dış Faaliyetleri olarak tanımlanan V. Başlık altında Ortak Güvenlik ve Dış Politikası (OGDP), Ortak Dış Ticaret Politikası ve Üçüncü Ülkelerle İşbirliği ve İnsani Yardım konuları birlikte ele alınmaktadır. Birliğin gümrük birliği oluşturarak ortak çıkarları doğrultusunda dünya ticaretinin uyumlu gelişimine katkıda bulunarak uluslararası ticaretin ve doğrudan yatırımların artırılmasını hedeflediğini belirtmektedir. Topluluk üyesi ülkeler, ODTP yi düzenleyen tüm hükümleri, kurucu üyeler arasında gümrük birliğini sağlamaya dönük olarak belirlenen geçiş dönemi sonunda uygulamaya koyup amaçlarını gerçekleştirmişler ve homojen bir dış ticaret politikası oluşturabilmişlerdir. 1993 yılı başında yürürlüğe giren Tek Pazar kapsamında Topluluğun, ODTP nin kapsamını mevcut uygulamalar ve ortaya çıkan gelişmeler çerçevesinde yeniden belirlemesi gerekmiştir. Bu doğrultuda, 1 Kasım 1993 yılında yürürlüğe giren Maastricht Antlaşması nda, daha sonra, 1 Mayıs 1999 tarihinde yürürlüğe girmiş olan Amsterdam Antlaşmasında ODTP ilişkin düzenlemelere gidilmiştir. Amsterdam Antlaşması Ayrıca taslak Anayasa kapsamında dış politikanın bir bütün olarak yürütülmesinden sorumlu olacak yeni bir dışişleri bakanı öngörülmüştür. Yeni bakanın hem diplomatik ilişkileri ve kalkınma yardımı politikasını koordine etmekle yükümlü Komisyon başkan yardımcısı olarak görev yapması hem de Dışişleri Bakanları Konseyi ne başkanlık etmesi kurgulanmıştır. Böylelikle AB Dışişleri Bakanı nın yetki alanına OGDP nin yanı sıra ODTP de dâhil edilmektedir. Ancak Anayasanın referandumu sürecinde yaşanan gelişmeler ve AB nin Anayasa oluşturma sürecini bir tarafa bırakarak Anayasa kapsamında öngörülen değişiklikler Lizbon Antlaşması kapsamında ele alınmıştır.

Lizbon Antlaşması ile ilgili onaylama sürecinin başarılı bir şekilde sona ermesi halinde ODTP işleyişinde farklılıklar olacaktır. Bu kapsamda öncelikle Avrupa Parlamentosunun rolünün ticaret müzakerelerinin sonuçlandırılması ve uluslararası anlaşmaların imzalanması sürecinde belirleyici hale gelmesidir son aşamada Avrupa Parlamentosunun onayı gerekecektir. Lizbon Antlaşması ile ODTP nin işleyişi daha yeknesak hale gelecektir.her türlü ticari anlaşmanın AB kurumlarınca onaylanması yeterli hale gelecek, ulusal parlamentoların onayına gerek kalmayacaktır 10. 3.3. Ortak Dış Ticaret Politikasının Araçları Hâlihazırda ODTP, Roma Antlaşması nın verdiği yetkiler ve diğer antlaşmaların yürürlüğe girmesi ile gündeme gelen değişiklikler, Ortak Gümrük Tarifesi (OGT), ithalat ve ihracat rejimleri, üçüncü ülkelere karşı korunma önlemleri ve Topluluğun üçüncü ülkelerle gerçekleştirmiş olduğu anlaşmalar çerçevesinde yürütülmektedir. Üye ülkeler, bu çerçeve dışında, tek başlarına uluslararası platformda ticari ve ekonomik nitelikli anlaşmalar yapamazlar ve otonom tedbirler alamazlar. Uruguay Turu müzakerelerinin sonuçlanması ile birlikte ulaşılan sonuçlar paralelinde ODTP nin temelini oluşturan mevzuatta da değişiklikler yapılması gereği ortaya çıkmıştır. Ayrıca Topluluk, 22 Aralık 1994 tarih ve 94/800/EC sayılı Konsey Kararı ile Uruguay Turu Müzakereleri sonucunda mutabakata varılan anlaşmaları üstlenme yükümlülüğünü almıştır. 11 Uruguay Turu sonucunda imzalanan ve DTÖ nün de kurulması ile sonuçlanan Marrakesh Nihai Senedi bir dizi çok taraflı ve ikili anlaşmayı içermektedir. İmzalanmış olan çok taraflı antlaşma bütün DTÖ üyeleri açısından bağlayıcıdır. Ancak ekte yer alan ikili veya çok taraflı diğer anlaşmalar DTÖ anlaşmasının bir parçasını teşkil etmekle beraber bu anlaşmaları henüz kabul etmemiş ülkeler açısından bağlayıcı değildir. 12 Uruguay Turu sonrasında ODTP alanında gerçekleştirilen başlıca mevzuat değişiklikleri aşağıda verilmektedir: İthalatta uygulanan ortak kurallara ilişkin 288/82 sayılı Tüzük iptal edilerek, 518/94 sayılı Tüzükle (10.3.1994 tarih ve L67 sayılı ATRG) konu yeniden düzenlenmiştir. Ticareti devlet eliyle yürüten ülkelerden yapılan ithalatta uygulanan ortak kurallara ilişkin 1765/82 sayılı, Çin Halk Cumhuriyeti nden yapılan ithalatta uygulanan ortak kurallara ilişkin 1766/82 sayılı ve ticareti devlet eliyle yürüten ülkelerden Toplulukça libere edilmemiş ürünlerin ithalatına ilişkin düzenlemeleri içeren 3420/83 sayılı Tüzükler iptal edilerek, 519/94 sayılı Tüzükle (10.3.1994 tarih ve L 67 sayılı ATRG) konu yeniden düzenlenmiştir. Kotaların idaresinde ortak prosedüre ilişkin 1023/70 sayılı Tüzük iptal edilerek, 520/94 sayılı Tüzükle (10.3.1994 tarih ve L66 sayılı ATRG) konu yeniden düzenlenmiştir. Topluluğun anti-damping ve anti-sübvansiyon tedbirlerine ilişkin 2423/88 sayılı Tüzüğü, 521/94 ve 522/94 sayılı Tüzüklerle (10.3.1994 tarih ve L66 sayılı ATRG) değiştirilmiştir. Yeni Ticaret Politikası Aracına ilişkin 2641/84 sayılı Tüzük, 522/94 sayılı Tüzükle (10.3.1994 tarih ve L66 sayılı ATRG) değiştirilmiştir. Topluluk belli şartların gerçekleşmesi durumunda, üçüncü ülkelerden Topluluğa yapılan ithalata karşı korunma tedbirleri almaktadır. Benzer bir şekilde Topluluk, üye ülkelerin üçüncü ülkelere gerçekleştirdiği ihracatta izlenen prosedürlerin uyumlaştırılması yönünde de önlemler almaktadır. Bunların dışında DTÖ kuralları ile de uyumlu olarak ödemeler dengesi güçlükleri, bitki, hayvan ve insan sağlığının korunması ve çevrenin korunması gerekçeleri ile ithalatta üçüncü ülkelere karşı tedbirler alabilmektedir. Ödemeler Dengesi Güçlükleri Roma Antlaşması nın 108. Maddesi, bir üye ülkenin ödemeler dengesi güçlükleri ile karşılaşması durumunda, Topluluk içi ticarete, 109. Madde kapsamında sınırlama getirmesini mümkün kılmaktadır. Bu sınırlama, üçüncü ülkelere karşı ödemeler dengesi güçlükleri nedeni ile tedbirler uygulayan üye ülkenin, diğer üye ülkeler üzerinden ithalatın yapılmasını önlemek amacıyla kullanılmaktadır. Maastricht Antlaşması ile söz konusu maddelerde değişiklik yapılmış, ancak bu kısıtlama imkânının özüne dokunulmamıştır. 13 3.3.1. Topluluğun Üçüncü Ülkelerle Olan Ticaretinde İthalatta Ortak Kurallar ve Başvurulan Koruma Tedbirleri İTHALATTA ORTAK KURALLAR AT temel ilke olarak ithalatın serbest olduğunu benimsemiş ve kendi çıkarlarını korumak üzere gerekli gördüğü alanlarda ithalatta korunma ve gözetim önlemlerini geliştirmiştir. AT de sanayi ürünleri ithalatı, tekstil ve hazır giyim ürünleri 12

AB Dışında İş Yapmak: AB Ticaret Politikası > Küreselleşme Sürecinde Avrupa Birliği Ortak Ticaret Politıkası dışında İthalatta Ortak Kurallar Tüzüğü kapsamında gerçekleşmektedir. Bu mevzuat tarım ürünleri için geliştirilmiş olan piyasa düzeni mevzuatını tamamlayıcı niteliktedir. Coğrafi olarak bakıldığında ise Arnavutluk, Kuzey Kore, Çin, Moğolistan, Vietnam ve bağımsızlığını yeni kazanmış ülkeler dışında tüm üçüncü ülkelerden gerçekleştirilen ithalat bu mevzuat kapsamda düzenlenmektedir. 14 İthalatın artış eğiliminin herhangi bir üye ülke açısından tehdit oluşturacak aşamaya gelmesi halinde üye ülkenin bu konuda Komisyonu uyarması beklenmektedir. Böylelikle Komisyon, söz konusu üye ülke için ithalatın bir tehdit olup olmadığını soruşturabilir ve soruşturma neticesinde gözetim veya korunma önlemine başvurulmasına ilişkin olarak öneride bulunabilir. Korunma önlemleri, Pazar payı %3 ü geçmeyen gelişmekte olan ülkelere uygulanmaz ve korunma önlemlerinin süresi prensip olarak dört yılı geçemez. Topluluğun Üçüncü Ülkelerle Ticaretinde İthalata Karşı Koruma Araçları Ortak Gümrük Tarifesi (OGT), Gümrük Vergileri, Fark Giderici Vergiler ve Prelevmanlar İthalatın Gözetimi Miktar Kısıtlamaları Tarife Kontenjanları ve Tavan Uygulaması İthalatın Kontrolü ve Yasaklamalar İthalat Lisansı Anti-Damping ve Anti-Sübvansiyon Tedbirleri Standartlar ve Diğer Teknik Özellikler Yeni Ticaret Politikası Aracı GATT ın XIX. Maddesi Gereğince Uygulanan Korunma Tedbirleri, Gönüllü İhracat Kısıtlamaları OGT yi bütünüyle uygulamaya başlamıştır. Topluluğa katılan yeni ülkelerde üçüncü ülkelere karşı uyguladıkları gümrük tarifelerini aşamalı olarak OGT ile uyumlu hale getirmekle yükümlüdürler. OGT bünyesinde yer alan ürünlerin vergi oranları, genel olarak değer üzerinden alınan ad valorem vergilere dayanmaktadır. Şarap ve alkollü içkiler gibi bazı işlenmiş tarım ürünleri üzerinde spesifik gümrük vergileri uygulanır. Ad valorem vergilerin yanı sıra özellikle tarım ürünleri ithalatında prelevman, fark giderici vergi ve değişken vergi uygulaması da yapılmaktadır. Prelevman, Topluluğun destekleme politikaları çerçevesinde oluşan iç fiyatlar ile dünya fiyatları arasındaki farkın telafi edilmesi amacıyla tahsil edilen bir vergidir. Uygulanacak vergi oranı, söz konusu ürünün dünya ve Topluluk piyasalarındaki fiyatının gösterdiği değişime göre Komisyon tarafından belirlenmektedir. Fark giderici vergi uygulaması ise, bazı yaş meyve ve sebzelerde belirlenen ve korunması uygun görülmüş iç fiyat düzeyini yansıtan referans fiyatları ile üçüncü ülke çıkışlı ürünlerin giriş fiyatları arasındaki farkın gümrüklerde tahsil edilmesi; böylelikle ithalata konu olan ürünlerin, Topluluğun önceden belirli kriterleri esas alarak tespit etmiş olduğu referans fiyatlarının altında pazara girişinin önlenmesi prensibine dayanmaktadır. Sınaî ürünler açısından bakıldığında 1968 de OGT nin ortalama düzeyi %12,5 iken zaman içerisinde aşamalı olarak indirilerek 1963 de %11,7 ye, 1972 de %8,1 e, 1988 de %6,4 e indirilmiştir. 16 ORTAK GÜMRÜK TARİFESİ (OGT) Roma Antlaşması nın 9. Maddesinde belirtildiği üzere, gümrük birliği içinde yer alan ülkelerin üçüncü ülkelerden yaptıkları ithalatta ortak bir gümrük tarifesi uygulamaları öngörülmektedir. Antlaşmanın 19. Maddesine göre OGT olarak uygulanacak ilk vergiler, 1 Ocak 1957 tarihinde Almanya, Fransa, İtalya ve Benelüks ülkelerinde uygulanan gümrük vergilerinin aritmetik ortalaması esas alınarak hesaplanmıştır. OGT ilk aşamada bu şekilde uygulanmış daha sonra Roma Antlaşmasının 28. Maddesine dayanılarak Avrupa Komisyonu nun önerisi ve Konsey in nitelikli oy çokluğu ile birçok kez değiştirilmiştir. 15 12 yıllık geçiş döneminin sonunda, Topluluğun kurucu ülkeleri 1 Temmuz 1968 den itibaren Uruguay görüşmeleri sonucunda imzalanan nihai senette, 1995 ile 2000 yılları arasında önemli ölçüde gümrük indirimlerine gidilmesi öngörülmüştür. Nihai Senet, tarım sektöründe bütün gelişmiş ülkelerin ortalama %36, sınaî ürünlerde ise %40 oranında gümrük indirimine gitmelerini, inşaat malzemeleri, tarımsal aletler, kâğıt ürünleri, mobilya, bir kısım çelik ürünleri, sabunlar ve deterjanlarda ise gümrük vergilerinin tamamen kaldırılmasını öngörmektedir. Bütün ürün grupları göz önünde bulundurulduğunda 1 Temmuz 1995 yılı itibariyle Toplulukta ortalama gümrük vergisi %9,6 civarında bulunmaktaydı. Daha önceki dönemlerle karşılaştırıldığında bu oran, değişken vergilerin tarife eş değerlerinin ve tarım ürünleri üzerindeki diğer vergilerin de dâhil edilmiş olması nedeniyle

daha yüksektir. (1988 yılı itibariyle sınaî ürünlerde ortalama gümrük vergisi %6,4, genel olarak ise %7,3 olarak hesaplanmıştır). Uruguay Turu görüşmeleri paralelinde gümrük indirimlerine gidilmiştir. 2002 yılı verileri ile ortalama gümrük vergisi %6,4 düzeyine, sanayi ürünleri üzerindeki ortalama vergi ise %4,1 düzeyine çekilmiştir. Tarım ürünlerindeki ortalama gümrük vergisi ise sanayi ürünlerinin dört kat fazlası bir düzeydedir. 2002 yılı itibariyle tarım ürünlerindeki ortalama gümrük vergisi %16,1 olarak hesaplanmıştır. 17 Dünya Ticaret Örgütü tarafından 2004 de gerçekleştirilen AB Ticaret Politikaları Gözden Geçirme Raporu na göre, son iki yılda AB genelinde korunma oranlarında çok büyük değişikliğin olmadığını söylemek mümkündür. 18 Avusturya, Finlandiya ve İsveç in Topluluğa 1995 yılı itibariyle katılımıyla bu ülkelerin üçüncü ülkelere karşı uygulamakta oldukları tarife oranları bazı ürün gruplarında bu ülkelerin OGT yi uygulamak durumunda olmaları nedeni ile yükselmiştir. Bu çerçevede ABD ile yeni bir anlaşma yapılmış, AT, 0 veya düşük gümrük vergisi ile tarife kontenjanı uygulamak durumunda kalmıştır. Tarife kontenjanı uygulanan ürünler arasında mikroçipler, bilgisayarlar, çeşitli kimyasallar, plastikler ve yarı iletkenler bulunmaktadır. Bu çerçevede kotalar, Topluluğa katılan yeni üyelerin 1992 1993 yılı ithalat değerlerinin ortalaması alınarak belirlenmiştir. Roma Antlaşması nın 28. Maddesi (Amsterdam Antlaşması madde 26) gereğince Topluluğun nitelikli oy çokluğu ile tarifeleri askıya alma yetkisi vardır. Her yıl ortalama 650 üründe topluluk bu uygulamayı yapmaktadır. Bu durum %5 oranında bir gelir kaybına neden olmaktadır. ASKIYA ALMA REJİMİ Avrupa Komisyonu 1998 yılında yayınlamış olduğu karar 19 ile kotalar ve askıya alma rejimiyle ilgili önerilerin hangi yöntemle tespit edileceğini belirlemiştir. Askıya alma rejimi OGT den bir istisna olarak uygulanmaktadır. Askıya alma rejiminin amacı, belirli bir dönem için AB dışından ihtiyaç duyulan ürünlerin tedarikini normal gümrük vergileri ödenmeksizin yapmaktır. Prensip olarak hammaddeler, yarı mamuller veya AB üyesi ülkelerden tedariki mümkün olmayan ürünler akıya alma rejiminden yararlanabilmektedir. Askıya alma rejimi kapsamında nihai üründe yaratacağı katma değer yüksek olmak kaydıyla nihai malın üretiminde kullanılacak başka nihai malların gümrüksüz olarak ithaline de izin verilebilir. Aşağıda sıralanmış olan mal grupları askıya alma rejiminden yararlanamazlar: Topluluk içinde üretimi veya ikamesi olan veya tercihli anlaşmalar kapsamında üçüncü ülkelerden ithal edilebilecek mallar. Doğrudan tüketiciye satılmak üzere nihai mallar. Askıya alma rejimi uygulamasının uygulamada olan diğer politikalar ile çelişmesi durumunda. Doğrudan AB üyesi ülkelerde faaliyet gösteren üreticilerin bu rejimden faydalanamaması halinde. Askıya alma rejiminden sadece AB üyesi ülkelerdeki üreticiler faydalanmaktadır. Askıya alma rejiminin uygulanabilmesi için yıllık olarak tahsil edilemeyen gümrük vergisi gelirlerinin 20.000 Euro dan fazla olması gerekir. Aksi halde askıya alma rejiminin uygulanması için gerekli faydayı sağlayamadığı düşüncesiyle uygulama yapılmamaktadır. Ancak Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler (KOBİ) bu eşiğe ulaşmak üzere birlikte hareket edebilmektedir. İTHALATIN GÖZETİMİ İthalatın üye ülkelerin üreticilerine verdiği zararın önlenebilmesi ve gerekli koruyucu tedbirlerin tam ve zamanında alınabilmesini sağlamak amacıyla AT, Topluluk ithalatını gerektiğinde takibe alan bir gözetim mekanizması oluşturmuştur. Üçüncü ülke menşeili bir ürünün Toplulukta benzer veya rekabet eder nitelikteki ürünlerin üreticilerine zarar verecek veya zarar tehdidi oluşturacak ölçüde Topluluk pazarlarına girmeye başlaması durumunda, üye ülkeler gözetim uygulayabilecektir. Topluluk tarafından bu anlamda gündeme getirilen uygulamaların sayısı 1994 yılı itibariyle 6.318 e ulaşmıştır. Bu uygulamalara kısıtlama getirmek üzere Topluluk tarafından yeni bir düzenlemeye gidilmiş ve ithalatta gözetim ve korunma önlemleri ile ilgili olarak ikisi tekstil sektörüne ilişkin olmak üzere dört tane tüzük gündeme getirilmiştir. Genel koruma ve gözetim uygulamaları 3285/94 sayılı Konsey Tüzüğü uyarınca düzenlenmiştir. 519/94(EC) sayılı Konsey Tüzüğü, tarım ve işlenmiş tarım ürünleri ve tekstil ürünleri dışında ticareti devlet eliyle yürüten ülkelere karşı ithalatta uygulanacak kuralları belirlemektedir. Arnavutluk, Ermenistan, Azerbaycan, Beyaz Rusya, Gürcistan, Kazakistan, Kırgızistan, 14

AB Dışında İş Yapmak: AB Ticaret Politikası > Küreselleşme Sürecinde Avrupa Birliği Ortak Ticaret Politıkası Moldova, Moğolistan, Rusya Federasyonu, Ukrayna, Özbekistan, Tacikistan ve Türkmenistan bu düzenleme kapsamında değerlendirilen ülkelerdir. Merkezi ve Doğu Avrupa Ülkeleri (MDAÜ) adaylık süreçlerinin başlangıcı ve AB ye üyeliliklerinin 2004 yılı itibariyle tescil edilmiş olması nedeniyle bu kapsamdan çıkarılmıştır. Tekstil ve konfeksiyon ürünlerinde AT nin kısıtlama tedbirleri uyguladığı bilinmektedir. Bu tedbirler içerisinde en önemlisi GATT ın selektif olarak ithalatta kısıtlama yapılamayacağı hükmüne bir sapma getiren Çok Elyaflılar Anlaşması dır (MFA). Çok Elyaflılar Anlaşması, yeni korumacılık politikasında özgün bir yere sahip olup, bu kapsamda uygulamada, bir gelişmiş ülke, tekstil ve giyim eşyası ihraç eden gelişmekte olan ülkenin ihracatını kısıtlayıcı kurallar koymakta veya ilgili ülkeler, ihracat ve ithalatla ilgili bir anlaşma yapmaktadır. 1974 yılında yürürlüğe giren MFA kapsamında Topluluk, 20 ülke ile iradi kısıtlama anlaşması imzalamıştır. MFA düzenlemeleri Uruguay Turu öncesinde bir kez daha uzatılmış ve Tur kapsamında kabul edilen Tekstil ve Konfeksiyon Anlaşması nda bu ürünlerin aşamalı bir şekilde 2005 yılına kadar tamamen GATT a entegre edilmesi öngörülmüştür. Ayrıca AT, 1978 yılından beri birçok Akdeniz ülkesi ile Topluluğa bu ülkelerden yapılacak tekstil ürünleri ithalatında geçerli olmak üzere ikili iradi kısıtlama anlaşmaları yapmıştır. Topluluğun gerek MFA kapsamında gerekse bunun dışında imzalamış olduğu ikili kısıtlama anlaşmaları, protokolleri veya diğer düzenlemeleri 3030/93 sayılı Tüzük kapsamında gözetime tabi tutulmaktadır. Ayrıca, 2002 yılından itibaren Topluluk 517/94 sayılı yönetmelik kapsamında Kuzey Kore ve Yugoslavya ya miktar kısıtlaması uygulamaktadır. MİKTAR KISITLAMALARI (KOTALAR) 518/94 sayılı Yönetmelikle getirilen ithalatın serbestliği esasına karşın AT, Topluluğa ithal edilen üçüncü ülke kaynaklı ürünün ithalatının büyük ölçüde artması ve benzer (veya rakip) mal üreticilerine önemli oranda zarar vermesi durumunda, Komisyon önerisi üzerine Konsey tarafından kısıtlama tedbirlerinin alınmasına olanak veren hükümleri de aynı Yönetmelik içerisinde düzenlemiş bulunmaktadır. Bunun dışında, Topluluk ön denetimine tabi ürünlerde, ithalat artışının verdiği zararın niteliği acil önlem almayı gerektiriyorsa, Komisyon, kendi inisiyatifi veya bir üye ülkenin isteğiyle, ithalat belgelerinin geçerlilik süresini sınırlayarak ürünün Topluluğa ithalatını kısıtlayabilmektedir. Topluluğun ithalat ve ihracatta yürürlüğe sokacağı miktar kısıtlamalarını, Tek pazarın bir gereği olarak, Topluluk bazında belirlemeye başlaması ile birlikte bu kotaların topluluk ithalatçıları ve ihracatçıları arasında hangi usuller çerçevesinde dağıtılacağının belirli esaslara bağlanması amacıyla 520/94 sayılı Konsey Tüzüğü hazırlanmıştır. GATT IN XIX. MADDESİ UYARINCA KORUNMA TEDBİRLERİ GATT ın XIX. Maddesi çerçevesinde, herhangi bir maddenin, ithalatçı ülkede benzer veya doğrudan rakip maddeleri üreten yerli üreticilere ciddi zarar verebilecek miktarlarda ithalatının yapılması halinde, ithalatta önlem almak mümkündür. Ancak özellikle sanayi mallarında Topluluk, bu madde hükmüne göre önlem alma yoluna gitmemektedir. GATT ın XIX. Maddesi çerçevesinde miktar kısıtlamaları ve verilen taviz uygulamasına son verilmesi gibi koruyucu önlemlerin alınması mümkün olmakla birlikte, bu uygulama aşağıda belirtilen bazı ön şartlara bağlı bulunmaktadır; Alınacak önlem, sadece ilgili mal ithalatının neden olduğu zararı önlemek veya telafi etmek için gerekli oran ve süre ile sınırlı olmalıdır. Bu önlemler, zarara neden olan madde hakkında olmalıdır. Söz konusu maddede açıkça belirtilmemiş olmakla beraber, ithalatın durdurulması veya verilen tavizlerin geri çekilmesi, ayırımcı olmayan en fazla ayrıcalıktan yararlanan ülke bazında olmalıdır. Topluluk tarafından alınan ve XIX. Maddeye dayanan önlemler oldukça azdır. XIX. Madde tedbirleri hızlı bir şekilde alınabildiğinden öncelikle bozulabilir tarım ürünlerine uygulanması tercih edilmektedir. Aralık 1992 itibariyle XIX. Madde tedbirleri kuru üzüm ve işlenmiş vişneye uygulanmaktadır. Ayrıca, Almanya nın kömür ithalatında uyguladığı ve bazı çelik ürünlerinde Rusya Federasyonu ve Ukrayna ya uygulanan kısıtlamalar devam etmektedir.

GÖNÜLLÜ İHRACAT KISITLAMALARI Dünya ticaretinde yeni korumacılık yöntemlerinden biri olan ve son yıllarda iki taraflı anlaşmalar bazında artış gösteren bu uygulama, gönüllü ihracat kısıtlamaları olup; tekstil, giyim, çelik, tarım ürünleri ticareti, otomobil ve elektronik gibi hassas alanlarda uygulanmakta, engeller maddeden maddeye ve ülkeden ülkeye değişmektedir. Gönüllü kısıtlama anlaşmaları selektif bir uygulama içerdiğinden GATT hükümlerine aykırı kabul edilmektedir. AT, ikili anlaşmalar yolu ile bu yönde kısıtlayıcı tedbirler uygulamaktadır. Topluluk tarafından, MFA kapsamı, Japon otomobilleri ve koyun ve keçi etleri dışında iradi kısıtlama anlaşmaları olmadığı ifade edilmektedir. Bu kapsamda Japonya ve topluluk arasında yapılan otomobillere ilişkin gönüllü ihracat kısıtlaması anlaşması 1999 yılı itibariyle sona ermiştir. arındırılmıştır. Bu mevzuat kapsamında AB pazarında zarara yol açacak şekilde dampingli fiyatlarla ihraç edilen bir ürüne karşı hangi önlemlerin alınabileceği hükme bağlanmaktadır. AB anti damping önlemlerini en fazla kullanan ülke olarak, bunu bir tarife dışı engel olarak kullanmakla suçlanmaktadır. AB nin en fazla damping nedeniyle vergi koymuş olduğu ülkeler Çin Halk Cumhuriyeti, Japonya, Kore, Rusya, Ukrayna, ve Tayvan dır. ANTİ-SÜBVANSİYON ÖNLEMLERİ Topluluk, DTÖ yü kuran Anlaşma ekinde yer alan Anti- Damping Anlaşması ile Sübvansiyonlar ve Telafi Edici Önlemler Anlaşması nın şeffaf ve etkin bir şekilde uygulanmasını sağlamak amacıyla sübvansiyon uygulamalarını ayrı bir tüzük kapsamında ele almıştır. TARİFE KONTENJANLARI VE TAVAN UYGULAMASI Tarife kontenjanları ve tavan uygulamaları Topluluğun üçüncü ülke veya ülke grupları ile imzaladıkları anlaşmalar ile mümkün olmaktadır. Topluluk imzaladığı tüm tercihli ticaret anlaşmaları kapsamında tarife kontenjanı uygulaması yapmaktadır. Ayrıca genel preferanslar sistemi kapsamında verilen tek taraflı tavizlerin bir kısmı da, tarife kontenjanı ve tavan uygulamasına tabi olmaktadır. Türkiye, gerek Gümrük Birliği gerek bazı Doğu Avrupa ülkeleri ile başlatılan serbest ticaret anlaşmaları çerçevesinde, işlenmiş tarım ürünleri ve tarım ürünleri ile ilgili tarife kontenjanlarını gündeme getirmiştir. ANTİ-DAMPİNG ÖNLEMLERİ Topluluk, GATT Anlaşması nın damping konusundaki hükümlerine paralel olarak kendi damping mevzuatını geliştirmiş olup, bu mevzuata göre; herhangi bir ülkeden yapılan ithalatta Topluluk içindeki bir firma, kuruluş ya da Topluluk üyesi bir ülke damping yapıldığını iddia eder ve dampingli bu ithalatın Topluluğun belirli bir sektöründeki imalat ve ticareti bozucu etkiler taşıdığını ortaya koyarsa, Topluluklar Komisyonu tarafından damping soruşturması açılmaktadır. Topluluğun anti-damping mevzuatı, Uruguay Turu sonucunda 1994 yılı itibariyle yenilenmiştir. 384/96(EC) Konsey Tüzüğü ile son şeklini alan Topluluk anti damping mevzuatı, daha önceki uygulamalardan farklı olarak sübvansiyon hükümlerinden Bu amaçla en son aşamada 2026/97/EC sayılı Tüzük ile sübvansiyon tanımına açıklık getirilmiş ve hangi koşullar altında sübvansiyon tedbirlerine başvurulabileceği belirlenmiştir. İTHALAT KONTROLLERİ VE YASAKLAMALAR Bazı ürünlerin Topluluğa ithaline, çeşitli nedenlerle kontrol ve yasaklamalar getirilmiştir. Bu kontrol ve yasaklamalar şu şekilde sıralanabilir: Ekonomik Müeyyideler: Çeşitli nedenlerle BM kararları ile ticaretin yasaklandığı ülkelere karşı uygulanan genel tedbirlerdir. Hâlihazırda eski Yugoslavya ülkelerine ve Irak a karşı uygulanmaktadır. 3842/86 sayılı Yönetmelik kapsamındaki taklit mallar. Yabani Hayvan ve Bitkilerden Varlığı Tehlikede Olan Türlerin Milletlerarası Ticareti İle İlgili Sözleşme (3626/82 sayılı Konsey Yönetmeliği): Sözleşme kapsamındaki hayvan ve bitki türlerinin ithalatı ancak Sözleşme şartlarına uygun ithal lisansları ile gerçekleştirilebilmektedir. Ham ve işlenmiş fildişi üzerinde ulusal düzeyde yasaklamalar mevcuttur. Balina ve diğer memeli deniz hayvanlarının ithalatı (348/81 sayılı Konsey Yönetmeliği) ithal lisansına tabidir. Bazı türlerin ithalatı ise Topluluk düzeyinde yasaklanmıştır (129/83 ve 444/85 sayılı Konsey Yönetmelikleri). Ozon Tabakasının Korunması Hususundaki Viyana Sözleşmesi ve Ozon Tabakasını Delen Maddelerle İlgili Montreal Protokolü kapsamındaki maddelerin (3322/88 sayılı Konsey Yönetmeliği) ithalatı lisansa ve miktar 16

AB Dışında İş Yapmak: AB Ticaret Politikası > Küreselleşme Sürecinde Avrupa Birliği Ortak Ticaret Politıkası kısıtlamalarına tabidir (Söz konusu maddelerin üretiminin 1995 yılı sonuna kadar yasaklanması konusunda gayrı resmi bir anlaşmaya varılmıştır). Üçüncü ülkelerden yapılan ve insan tüketimine yönelik olan tarım ürünlerin ithalatı için maksimum radyoaktivite tolerans düzeyleri 737/90 sayılı Konsey Yönetmeliği ile belirlenmiştir. Bulaşıcı hastalıklar nedeniyle de ithalat ve transit geçişe yasaklamalar getirilebilmektedir. İTHALATTA STANDARTLAR VE TEKNİK ENGELLER Tarife dışı engellerin yaygın olarak kullanılmakta olanlarından biri olarak standart uygulaması, koruma amacına yönelik en etkili önlemlerden biridir. Standartların yanı sıra sevk öncesi inceleme, uygunluk testleri, insan, bitki ve hayvan sağlığı kontrolleri ve ihtisas gümrüklerinin oluşturulması bu alanda belirtilebilir. Bunlardan sevk öncesi inceleme, bir malın kalite, miktar ve değer olarak uygunluğunun, ithalat öncesinde ve ihracatçı ülke topraklarında test edilmesi anlamında ele alınmaktadır. Ancak bu yöntemin hem masraflı olması hem de yatırım malları ithalatında uygulanmasının ithalatı geciktirerek ekonomik kayba yol açması, diğer mallar için ise, böyle bir uygulamanın anlamlı olmaması, bu yöntemi uygulanabilir olmaktan çıkarmaktadır. Sevk öncesi incelemenin GATT kurallarına uygun olarak kullanılabilmesi için; Sevk öncesi incelemenin, gereksiz gecikme ve eşit olmayan muamele yaratmaması, İncelemenin ihracatçı ülkenin topraklarında yapılması, İncelemenin ithalatçı ülke makamlarınca yetkilendirilen kuruluşlarca veya bağımsız inceleme kuruluşlarınca gerçekleştirilmesi, İncelemede esas alınan standartların, sözleşmede tarafların üzerinde mutabık kaldıkları veya sözleşme ile belirlenmemiş ise, o alandaki uluslararası standartlar olması, İncelemenin şeffaf bir şekilde gerçekleştirilmesi, İnceleme esnasında işletmeye ilişkin olarak elde edilen bilgi ve sırların gizliliğine riayet edilmesi, İncelemeye tabi tutulan ürünler bakımından, işletmeden; lisanslı, patentli üretim verileri, gizli teknik bilgiler (standartlar hariç), dâhili fiyatlandırma (üretim faaliyetleri), kar düzeyleri ve sözleşmenin tüm hükümleri hakkında bilgi talep edilememesi gibi şartların yerine getirilmesi gerekmektedir. İhtisas gümrüklerinin oluşturulması ile belirli maddelerin standart kontrolleri ile uygunluk testlerinin sadece bu gümrüklerde yapılması zorunluluğu getirilebilir. Bu tür bir uygulama, ithalatın gerçekleşmesinde gecikmelere yol açacak, bir ölçüde ithal maliyetini yükseltecek ve az da olsa ithalat üzerinde caydırıcı bir etki yapabilecektir. YENİ TİCARET POLİTİKASI ARACI Üçüncü ülkelerin haksız ticari uygulamalarından maddi zarar gördüğünü ya da görme tehdidi altında olduğunu iddia eden, Topluluk sanayisi adına gerçek veya tüzel kişiler ya da tüzel kişiliğe sahip olmayan dernekler, koruma tedbiri almak için Komisyon a yazılı olarak başvurabilecektir. Bu çerçevede, Topluluk üreticilerinin yanı sıra söz konusu ürünün Topluluktaki tüketicileri veya işleyicileri tarafından da koruma tedbirleri alınması doğrultusunda başvuruda bulunulması mümkündür. 2641/84 sayılı Yönetmelik uyarınca, ticaret politikası kapsamında üçüncü ülkelere tanınmış tavizlerin geri çekilmesi veya geçici olarak askıya alınması, mevcut gümrük vergilerinin yükseltilmesi veya ithalata telafi edici yeni vergilerin veya eş etkili tedbirlerin konulması, gibi tedbirler alınabilecektir. 3.3.2 Topluluğun Ortak Dış Ticaret Politikasında İhracatla İlgili Mevzuat İHRACATTA ORTAK KURALLAR Geçiş döneminin sonlarına doğru Topluluk İhracatta ortak kuralları düzenleyen 2603/69 sayılı Konsey Tüzüğü nü çıkarmıştır. 20 Bu tüzük kapsamında aşağıda belirtilen üç istisna dışında ihracat serbest olarak belirlenmiştir. 1992 yılı itibariyle üye ülkelere tanınan tüm ayrıcalıklar kaldırılmıştır. 21 İhracatta ortak kuralları düzenleyen tüzük kapsamına tüm sanayi ürünleri ve tarım ürünleri dâhil edilmiştir. Bu tüzük, tarım ürünleri açısından ortak piyasa düzenlerine destek düzenlemeler getirmekte, işlenmiş tarım ürünleri açısından özel düzenlemeler yapmakta ve tüm üçüncü ülkelere karşı uygulanmaktadır. Bu tüzük kapsamında bilgilendirme ve danışma mekanizmalarının yanı sıra korunma önlemleri de düzenlenmektedir. Bu doğrultuda; Temel maddelerin içeride yetersizliği durumunda ihracatta kısıtlamaya gidilebilir,

Üye devletler ulusal hazinelerini, kültür varlıklarını, insan, hayvan ve bitki sağlığını korumak üzere ihracatta kısıtlamaya gidebilirler, Topluluğun ortak kural oluşturmadığı ham petrol ve bazı petrol ürünleri kısıtlamalara tabidir. İlke olarak ihracatla ilgili korunma önlemleri, Komisyon un önerisi ve Konsey in nitelikli oy çokluğu ile alacağı karar ile hayata geçirilir. Komisyon acil durumlarda üye ülkelerden birisinin teklifi ile ihracat lisansı uygulaması şeklinde koruma önlemi alabilir. Bir üye ülke de benzer bir şekilde geçici olarak ihracat lisansı şeklinde koruma önlemine başvurabilir. Komisyonun alınan tedbirden haberdar edilmesi gereklidir. Bu tür önlemler Konseyin kesin kararını vermesine kadar geçici olarak uygulanır. İHRACAT TEŞVİKLERİ İhracatta ortak kurallar oluşturulması ile ilgili politikanın en önemli bölümünü ihracat teşvikleri oluşturmaktadır. Üye ülkelerde ihracat teşvik sistemlerinin AT menşeili firmalar arasındaki rekabeti bozmayacak bir şekilde aşamalı olarak uyumlaştırılması öngörülmektedir. Son kriz dönemi AB ülkelerini de iğer gelişmiş ülkeleri olduğu gibi derin bir şekilde etkilemiştir. İhracat 2008 yılına gelindiğinde durma noktasına gelmiştir.kriz döneminde bir çok ülkede olduğu gibi AB de ihracatın teşviki yönünde yeni uygulamaların gündeme geldiği görülmektedir. 22 RESMİ DESTEKLİ İHRACAT KREDİLERİNE İLİŞKİN KONSEY KARARI (93/112/EEC, L 44, 22.2.1993) Resmi Destekli İhracat Kredisi uygulamasına ilişkin olarak çıkarılan Konsey kararı da, Topluluğun ortak ihracat düzenlemeleri içinde önemli bir yer tutmaktadır. Söz konusu karar, uluslararası ticarette rekabeti bozucu uygulamaların önüne geçilmesi amacıyla, dünya ticaretinde önde gelen ülkelerce oluşturulan Resmi Destekli İhracat Kredileri ve Kredi Garantileri Usullerine İlişkin OECD Uzlaşması baz alınarak hazırlanmıştır. İHRACAT KONTROLLERİ Sivil amaçlı olduğu kadar askeri amaçlı da kullanılabilecek ürünlerin kontrolü amacıyla 3381/94 sayılı Tüzük oluşturulmuştur. Ayrıca 94/942/CFSP sayılı Konsey Kararı ile ortak bir rejim oluşturulması öngörülmüştür. Temmuz 1995 itibariyle yürürlüğe giren mevzuat çift kullanımlı ürünleri lisansa tabi tutmaktadır. Bu ürünler: kimyasal maddeler, elektronik ekipman, bilgisayarlar ve diğer yüksek teknoloji ürünleridir. 4. ÜÇÜNCÜ ÜLKELERLE TİCARİ İLİŞKİLER AB ortak ticaret politikasını bütünleştiren bir diğer unsur, AB nin üçüncü ülkelere karşı uygulamakta olduğu tercihli ve otonom rejimlerdir. AB genişleme ve derinleşme süreçleri ile eş güdüm içerisinde tercihli ve otonom rejimlerinin hem niteliğini değiştirmekte hem de ülke uygulamalarında farklılıklara gidebilmektedir. AB nin doğrudan konvansiyonel OGT hadlerini uyguladığı ülke sayısı oldukça kısıtlıdır. Bu ülkelere arasında ABD, Avustralya, Japonya, Kanada ve Yeni Zelanda bulunmaktadır. Andre Saphir in 1996 yılını baz alarak yaptığı çalışmaya göre AB nin toplam ithalatı içinde bu ülkelerden yapılan ithalatın payı %35 dir. 23 AB ithalatının %65 ini gerçekleştirmiş olduğu tercihli ticaret anlaşmaları veya uygulamakta olduğu otonom rejimler kapsamında gerçekleştirmektedir. Aşağıda yer alan şekil bu ilişkilerin yoğunluğu hakkında bir fikir vermektedir. Pramidin en üstünde ticari ilişkilerin en fazla tercihli bir şekilde gerçekleştirildiği ülkeler yer almaktadır. Pramidin altına doğru inildikçe ticaret daha az tavizli hale gelmekte, DTÖ normlarında ticari ilişkiler sürdürülmektedir. Şekil 1. MEDAÜ EFTA Euro-Med Programı Afrika, Karayip ve Pasifik ülkeleri RUSYA, AVRASYA GSP Ticareti Devlet eliyle yapan ülkeler OECD ülkeleri Notlar: 1. Pelkman s tarafından sağlanan diyagrama dayanarak değiştirilmiş ve güncelleştirilmiştir (1997). 2. Bu grafik 2004 yılında AB nin yaşadığı son genişlemeye kadar göstermektedir. 3. Avrupa Birliği tarafından en çok tercih edilen piramidin en üstünde yer alan ülkelerdir. 18

AB Dışında İş Yapmak: AB Ticaret Politikası > Küreselleşme Sürecinde Avrupa Birliği Ortak Ticaret Politıkası Bu bölümde AB nin tercihli ve otonom rejimleri incelenecektir. Ayrıca AB, 4 Ekim 2006 tarihinde açıkladığı Küresel Avrupa adlı stratejisi çerçevesinde, önümüzdeki dönemde yeni Serbest Ticaret Anlaşmaları akdetmeyi hedeflemektedir. AB nin STA akdetmeyi hedeflediği yeni ülkeler arasında Güney Kore ASEAN ülkeleri, Hindistan, Ukrayna, Orta Amerika Ortak Pazarı ve ANDEAN ülkeleri de yer almaktadır. Bu çerçevede, Avrupa Komisyonu, anılan ülkelerle müzakerelere başlamak yönünde 23 Nisan 2007 tarihinde AB Konseyi nden gerekli yetkiyi almış bulunmaktadır. Öte yandan AB, Çin ve Rusya Federasyonu ile ikili bazda Ortaklık ve İşbirliği Anlaşması yapmış bulunmaktadır. Çin ile 1985 yılında imzalamış bulunduğu Ekonomik ve Ticari İşbirliği Anlaşması üzerine 2006 yılında Çin ile ilişkilerini geliştirmek üzere kapsamlı bir strateji benimsemiştir. Bu strateji kapsamında 2007 yılında Ortaklık ve İşbirliği Anlaşması imzalamak üzere müzakerelere devam etmektedir. Benzer bir ilişki ikili bazda Rusya Federasyonu ile 1994 yılında imzalana ve 1997 yılında yürürlüğe giren Ortaklık ve İşbirliği Anlaşması ile geliştirilmiştir. Rusya ile AB arasında 2003 yılında gerçekleştirilen zirvede ise mevcut Ortaklık ve İşbirliği Anlaşması kapsamında ortak ekonomik bir alan yaratılması üzerinde görüş birliğine varılmıştır. Bu kapsamda yaklaşık 600.000 tüketicinin faydalanacağı bir pazarın bütünleştirilmesi yönünde adım atılması hedeflenmektedir. 24 AB nin üçüncü ülkelerle gerçekleştirmiş olduğu anlaşmalar ve bu anlaşmaların DTÖ bünyesindeki konumuna ilişkin bilgi Ek II de yer almaktadır 25. GENEL PREFERANSLAR SİSTEMİ Genel Preferanslar Sistemi (GPS), gelişmiş ülkelerin gelişmekte olan ülkelere sağladıkları tek taraflı tavizlerle bu ülkelerin dünya ticareti içindeki payının artırılmasını hedeflemektedir. Eşitlik ve tek taraflılık temel prensipleri üzerine oturtulmuş olan GPS resmen, 1968 yılında Yeni Delhi de yapılan ikinci UNCTAD Konferansı sonrasında kabul edilmiştir. AT Konseyi, 1971 yılında GATT ın temel ilkelerinden en çok kayrılan ülke prensibinden bir sapma olarak aldığı bir kararla Topluluğun Genel Preferanslar Sistemini yürürlüğe koymuş ve bu doğrultuda üç ana hedef belirlemiştir: Gelişme yolundaki ülkelerin ihracat gelirlerini artırmak, Gelişme yolundaki ülkelerde sanayileşme sürecini hızlandırmak, Bu ülkelerin daha hızlı bir kalkınma sürecine girmelerini sağlamak. Topluluk GPS yi sürekli bir şekilde geliştirmiş ve kapsamını genişletmiştir. Bu, 1971 yılında başlatılan ilk on yıllık dönemin ardından yeniden uzatılmış ve 1995 yılına kadar uygulanmıştır. Uruguay Turu görüşmeleri sonucunda DTÖ kurucu anlaşmasının yürürlüğe girmesi ve dünya ticaretinin serbestleşmesi yönünde atılan adımlara paralel olarak 1 Ocak 1995 tarihi itibariyle Topluluk sanayi ürünleri için yeni bir GPS uygulamasına geçmiştir. 26 1990 lı yıllarda Topluluğun GPS uygulamasından en üst düzeyde faydalanan ülkeler %70 payla Asya ülkeleri olmuştur. Asya ülkeleri içinde en fazla paya sahip olan ülke %25 payla Çin olmuştur. En az gelişmiş ülkeler açısından bir değerlendirme yapıldığında ise bu ülkelerin payının ancak %1,7 civarında olduğu görülmüştür. 1995 2004 dönemi için uygulanması öngörülen GPS sistemi daha tarafsız olmayı ve Uruguay ın öngördüğü çerçeve içinde ticarette serbestleşmeye gitmeyi hedeflemiştir. Bu bakış açısıyla sitem iki temel unsur üzerine oturtulmuştur. Bunlardan ilki tarife modülasyonudur. Ürünler AB pazarı için hassas olan ve olmayan ürünler olarak ayrılmakta, hassas ürünler için en çok kayrılan ülke oranında genel olarak yüzde oran üzerinden 3,5 puanlık bir indirime gidilirken; hassas olmayan ürünlerin 0 gümrükle AB pazarlarına girmesine izin verilmektedir. Tekstil ürünleri için uygulanan indirim ise bir istisna olarak %20 oranındadır. İkinci temel unsur ise GPS den faydalanmakta olan bir ülkenin bir mal grubunda AB pazarlarına olan ihracatının fazla artış göstererek belirli bir pazar payına ulaşması halinde söz konusu ülkenin bu ürün grubu itibariyle GPS sisteminden çıkarılmasıdır. GSP Uygulamalarında bir ülkenin AB pazarlarındaki payı üç yıl ardada belirli bir eşiği geçer ise İLERLEME mekanizması kullanılmaktadır. Bu mekanizma sadece GSP ülkeleri için geçerlidir. En az gelişmiş ülkeler ve SHH Ülkerleri bu durumdan etkilenmemektedir. İlerleme mekanizması bir ülke bir ya da birkaç mal grubunda AB pazarlarında rekabetçi hale gelmesi ile tetiklenmektedir. Böylelikle ihracatçı ülkenin AB pazarlarında üçüncü ülkelerle rekabet edecek güce ulaşmış olduğu düşünülmektedir. GSP Rejimi yaklaşık 6300 ürünü kapsamaktadır. Bu ürünlerden 3750 si hassas ürünler olarak sınıflandırılmıştır. 176 gelişmekte olan ülke bu rejimden yaralanmaktadır. GPS kapsamında AB ayrıca sürdürülebilir kalkınmayı desteklemek üzere GSP+ sistemini gündeme getirmiştir. Bu uygulama ile iyi yönetişim ve sürdürülebilir kalkınma ile ilgili olarak uluslararası

konvansiyonlara uyum sağlayan kalkınmaktaki ülkelere teşvik amacıyla ilave gümrük indirimleri uygulanmaktadır. Ayrıca 50 en az gelişmiş ülkeye Silahlar Hariç Her şey (SHH) kapsamında 0 gümrük ve kotasız pazara giriş imkanı sağlanmaktadır. 27. GSP kapsamında AB ülkelerine 2006 ve 2007 yıllarında sırasıyla 51 ve 58.6 milyar Euro tutarında ithalat yapılmıştır. AB Komisyonu 2006 2015 dönemini kapsayan GSP uygulamalarına temel teşkil edecek temel prensipleri içeren belgeyi 7 Temmuz 2004 tarihinde yayınlamıştır. 28 Yeni on yıllık dönemde uygulanacak GSP nin dünyadaki kalkınma politikaları ile bağdaşır olması ve Doha Kalkınma Turu hedefleri ile tutarlı olması hedeflenmiştir. Bu temel prensipler doğrultusunda ilk uygulama dönemi olarak belirlen 1 Nisan 2005 31 Aralık 2008 tarihleri arasında geçerli olacak yeni bir GSP tasarısını gündeme getirmiştir. 29 Halen 1 Ocak 2009-31 Aralık 2011 dönemi için AB nin uygulamaya koyduğu yeni GSP Tüzüğü yürürlüktedir. 2009-2011 dönemi için ilave 16 ülkenin GSP+ dan yararlanması gündeme gelmiştir. GSP+ dan faydalanacak ülkelerinin insan hakları, işgücü piyasası ile ilgili temel standartları, iyi yönetişim ve sürdürülebilir kalkınma ile ilgili 27 adet uluslararası konvansiyonu imzalaması beklenmektedir 30. GPS kapsamında uygulanan tercihli rejim aşağıda belirlenen nedenlerden ötürü, gerekli soruşturma yöntemlerini takiben geçici veya sürekli olarak askıya alınabilmektedir. 1. Toplulukla idari işbirliğine girmekten kaçınmak, 2. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) konvansiyonlarına uymamak, 3. Mahkûmlar tarafından üretilen ürünleri ihraç etmek, 4. Uruguay Turu kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmemek, 5. AB ye karşı haksız ticari uygulamalarda bulunmak. taraflı olarak taviz tanımıştır. Bu kapsamda şeker, şarap ve bazı balıkçılık ürünlerine uygulanan kotalar dışında tüm ürünler AB pazarlarına kotasız ve gümrüksüz girebilmişlerdir. Bu tavizli rejim 2005 yılı sonunda yenilenmiş ve 2010 yılına kadar uzatılmıştır. Böylelikle Batı balkan ülkelerinin AB ye olan ihracatı yılda ortalama %7 oranında artmıştır. AB nin 2007 yılı itibarıyla ihracatta %63,2 ithalatta ise %61,3 payla bölgenin en önemli ticaret ortağı olduğu görülmektedir. AB Batı Balkan ülkelerinin DTÖ ye üyeliğini teşvik etmektedir. Arnavutluk ve Hırvatistan 2000 yılında, Makedonya 2003 yılında DTÖ üyesi oldular. Bosna Hersek, Karadağ ve Sırbistan ise DTÖ üyelik sürecini başlatmış bulunmaktadırlar. Hali hazırda Hırvatistan(2005) ve Makedonya(2004) ile imzalanmış Ortaklık ve İstikrar Anlaşmaları bulunmakta ve benzer anlaşmaların diğer ülkelerle imzalanması düşünülmektedir 31. Arnavutluk, Karadağ, Bosna -Hersek ile imzalanması düşünülen Ortaklık ve İstikrar Anlaşmalarının dış ticarete ilişkin kısmı Arnavutluk ile 2006, diğer ülkelerle ise 2007 yılında imzalanmış olan ara anlaşmalar ile yürürlüğe girmiş bulunmaktadır. Böylelikle AB ve Batı balkan ülkeleri arasında malların serbest dolaşımını sağlayacak bir serbest ticaret alanının yaratılması hedeflenmektedir 32. CEFTA, Moldovya ve Batı Balkanları aynı serbest Ticaret Anlaşması altında toplayan girişimdir. CEFTA altında daha önceden gerçekleştirilmiş ikili ticaret anlaşmalarını tek çatı altında toplama eğilimi vardır. 4.1. TERCİHLİ TİCARET ANLAŞMALARI ORTAKLIK ANLAŞMALARI Topluluk Türkiye ile 1963 de ve Yunanistan ile 1962 de bu ülkelerin Topluluğa üye olmalarını hedefleyen Ortaklık Anlaşmaları imzalamıştır. Yunanistan, Ortaklık Anlaşması nda öngörülen süreyi Roma Antlaşması nın 237. Maddesi uyarınca kısaltarak, 1 Ocak 1981 tarihinde Topluluğa üye olmuştur. BATI BALKAN ÜLKELERİNE İLİŞKİN OTONOM TİCARET REJİMİ (Bosna-Hersek, Hırvatistan, Arnavutluk ve Sırbistan, Kosova menşeili mallara ilişkin rejim) AB nin Balkanlardaki temel hedefi bölge ülkelerinin, siyasi ve ekonomik bağlamda Avrupa ya mümkün olduğunca bütünleşmesinin sağlanmasıdır. AB, bu ülkeleri potansiyel aday ülkeler olarak değerlendirmektedir. AB, Eylül 2000 tarihinde Arnavutluk, Bosna-Hersek, Hırvatistan Kosova ve Makedonya Cumhuriyeti menşeili ürünlerin Topluluğa girişlerinde tek Topluluğun Malta ve Kıbrıs ile gerçekleştirdiği anlaşma çerçevesinde taraflar arasında bir gümrük birliğinin oluşturulması öngörülmektedir. Bu ülkeler 1 Mayıs 2004 tarihinde AB ye tam üye olmuştur. EFTA İLE İLİŞKİLER İrlanda, Danimarka ve İngiltere nin Topluluğa 1973 de katılmalarından sonra Topluluk, EFTA ülkeleri ile serbest ticaret anlaşması imzalamıştır. 1977 de tamamlanan bu 20