25 Ağustos 2008 Basına ve Kamuoyuna, 23-24-25 Ağustos 2008 günkü gazetelerde çıkan Başbakan Tayip Erdoğan ın, çevrecileri aşağılayan meçlerini DOĞADER olarak nefretle kınıyoruz. de Başbakan Tayip Erdoğan ın Rize deki halka yaptığı konuşmalarda, çevrecileri boş işle uğraşan kişiler olarak göstermesini demokrasi eksiği bir bilincin ürünü olarak nitelendiriyoruz. Başbakan Erdoğan a soruyoruz. Bize çevre adına ne yaptınız nasıl dersiniz. Bizler gönüllü olarak çevreyi ve doğayı koruyan demokratik kitle örgütleriyiz. Bu işten cebimize bir kuruş girmediği gibi kurumlarımızın giderlerini sürekli olarak üstlenmek zorunda kalırız. Sizin çevreyi hiçe sayan uygulamalarınıza basın açıklamalarıyla, gösterilerle ve en sonunda hukuku işin içine sokarak açtığımız davalarla karşı duruşumuzu sergileriz. Siz ne yaparsınız ey başbakan. Bizlerin basın açıklamaları sizin için sinek vızıltısı gelir. Gösterilerimiz biraz kitleselleşmişse yaka paça polis zoruyla dağıtır yada korkutmak için göz altına alırsınız. Davalarımız sonuçlanır, yargının hükmünü yasalara aykırı olarak uygulamazsınız. Bu suçtur. İşte Yatağan İşte Bergama ve en sonunda İşte Cargill. Adalet önünde suçlu durumda olan Cargill i kurtarmak için ABD ziyaretinizde söz vermediniz mi? Siz hangi ülkenin başbakanısınız? Siz nasıl ülkenizin yargı kararlarını hiçe sayarak başka bir ülkeye bunun aleyhinde söz verirsiniz? Ama bu sözü verdiniz. Ardından sözünüze sadık kalarak adrese teslim yasalar çıkartarak Cargill i kurtaracak af yasasını meclisten geçirmediniz mi? Son olarak yargı, 15 gün önce Cargill konusunda başbakan sıfatınızla sizi tazminat cezasına 1 / 5
çarptırdı. Yoksa bu açıklamalarınızın temel nedeni, aldığınız tazminat cezasının, yargı önünde bir kez daha suçlu bulunmanızın verdiği kuyruk acısı mıdır? Derneğimiz DOĞADER de o sizin suçlu bulunduğunuz davanın müdahilleri arasındaydı. Sayın Başbakan, işte bu bizim kazancımızdır ve biz DOĞADER olarak bundan büyük gurur duyuyoruz. Belediye Başkanlığı döneminde diktiği ağaçlarla öğünen Sayın Başbakan, ağaç dikmekle çevreci olunmaz. Siz uygulamalarınızdan örnekler verin. Başbakana 2/B lerle ormanı satarak, ormana otel yaptırarak, ormanlarımızı maden alanına ve siyanür çukuruna dönüştürerek nasıl çevrecinin daniskası olunacağını soruyoruz. İktidara geldikleri günden bu güne kadar, doğayı ve çevreyi koruyan onlarca yasada değişiklik yapan kirletmeyi, yok etmeyi, doğayı talana açık hale getirmeyi kendine ilke edinenin AKP iktidarı olduğunu bir kez daha kamuoyuna hatırlatıyoruz. 23 Ağustos günü, Enerji Bakanı Hilmi Güler in medyaya yansıyan demecinde, Kömür kirli ve pis bir yakıt gibi gösterilerek hakkı yeniyor diyerek siyasi çıkarları uğruna halkı yanıltmanın güncel bir örneğini vermiştir. Gelişmiş ülkelerin de yüksek oranda kömür kullandığını belirten Bakan Güler, aynı ülkelerin ve özellikle sözünü ettiği Almanya nın, 2020 yılına kadar kömür ve doğalgaz ve nükleer santrallerin tümüyle kapatılarak yenilenebilir kaynakları devreye sokulacağı bir planı uygulamakta olduğundan hiç söz etmemektedir. Sayın Başbakana Soruyoruz Ülkemizde üretilen elektriğin iki katını yalnızca rüzgar enerjisiyle üretebilecekken, dünyanın terk ettiği ve ülkemize zarardan başka bir şey getirmeyecek olan nükleer enerji santrali kurmak için yasalar çıkartan Rüzgar santrali kurmak için yapılacak başvuruları durduran ardından Kasım 2007 de bir gün içinde topladığı başvurularda, lisansların bu işle ilgisi olmayan AKP yandaşlarının eline 2 / 5
geçmesine ve böylelikle rüzgar santrali kurulacak alanların işlevsiz ve atıl durumda kalmasına izin veren Gelişmiş ülkelerin 1970 lerdeki enerji krizinde keşfettiği enerjinin tasarrufunu ve verimli kullanım kavramını içinde barındıran yasayı hiçbir yaptırımı olmadan yasalaştıran ve bu şekilde devleti halen ülkemizdeki enerji kayıplarının başlıca sorumlusu durumuna getiren Ülkemizin rüzgar ve güneş enerji potansiyeli bomboş dururken yeşil Karadeniz in vadilerine milyonlarca ağacı yok edecek ve Karadeniz iklimin derinden etkileyecek 64 tane hidrolik santral kurmak için çalışmaları başlatan Çevre Yasası nı, salt para cezalarına indirgeyen ve sanayiciyi ve yatırımcıyı kirletirsen ödersin mantığıyla hareket etme serbestisi getiren Önümüzdeki 15 yıl içinde küresel ısınma nedeniyle Anadolu nun çölleşeceği bilindiği halde, küresel ısınmanın temel nedeni durumundaki kömür ve doğalgaz santrallerinin yenilerini yapmaktan çekinmeyen Ormanlar, küresel ısınmayı durduracak insanlığın elindeki tek kaynak olmasına karşın, 2/B orman satışlarını, ormanlara büyük oteller kuracak yasal düzenlemeleri yapan ve binlerce yılda oluşmuş ormanları maden sahalarına çekinmeden terk eden AKP iktidarı değil midir? Orman yangınlarında son yıllarda sayı ve kapsamındaki artmışında, AKP iktidarının ormanın talanına ışık tutan uygulamalarından destek bulan rant avcılarının hiç mi payı yoktur? 3 / 5
Tarım alanları üzerinde mahallelerin, kentlerin oluşmasına izleyici kalan, yasadışı olarak tarım alanlarına sanayi tesisleri kurulmasına göz yuman, gerekli yasal soruşturmaları başlatmayan, Cargill örneğinde olduğu gibi mahkemenin kapatma kararlarını uygulamayan ve ardından adrese teslim bir yasayla bu alanlara af getirerek yasal kılıf içine sokan, suçluyu ödüllendiren Tohumculuk Yasası ile çiftçimizin geleneksel yöntemi terk ettiren ve uluslararası tohum tekellerinin genetiği değiştirilmiş tohumlarına gebe bırakan AKP iktidarı değil midir? Uluslararası maden tekellerinin talepleri doğrultusunda Maden Yasası nda değişiklik yapan ve böylelikle özel koruma altındaki alanları bile yerli ve yabancı maden şirketlerinin talanına açan Mera Yasası nda yapılan değişiklikle meralarda kaçak yapılan binalara af getirerek, suçlu olanı cezalandırmak yerine ödüllendiren 2009 da İstanbul da toplanacak Dünya Su Forumu aracılığıyla ülkemizin yer altı yerüstü su kaynaklarını, derelerini ve göllerini özelleştirerek buraları yerli ve yabancı su tekellerinin insafına terk edecek olan ve DSİ - Devlet Su İşleri ni bu talana memur kılan Halkımıza duyurumuzdur. AKP iktidarı çevre ve doğa adına bu güne kadar hiçbir olumlu çalışmada bulunmadığı gibi bund an sonra daha büyük çevre sorunların odağı olacağı açıktır. Biz DOĞADER olarak bu güne kadar olduğu gibi bundan sonra da insanın doğayla uyum içinde yaşayabileceği, insanın insana kul olmadığı özgür ve eşit bir geleceği savunmayı 4 / 5
sürdüreceğiz. Bu sevdamızı gerçekleştirmek için elimizden gelen her türlü çabanın içinde olacağımızı bir kez daha halkımıza duyuruyoruz. Evet, Sayın Başbakan, siz ve ekibiniz bütün bunları besmele çekip AB-D ile işbirliği içinde yaptınız. Siziz çevreciliğiniz ve çevreden anladığınız budur. DOĞADER Doğayı ve Çevreyi Koruma Derneği 5 / 5