KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 599 20. YÜZYILIN BAŞLARINDA MARAŞ'IN SOSYOKÜLTÜREL VE EKONOMİK DURUMU (1894-1907) Dr. Mehmet Karataş* İktidarlar, hukukla, hukuka başvurarak teşkilatlanır. Hukuk iktidarı teşkilatlandırırken aynı zamanda onu müesseseleştirir. Yani fert olarak yönetenlerin hayatlarını aşan bir devamlılık sağlar. Adalet müessesesi devleti meydana getiren müesseselerin kilit noktasını teşkil etmektedir. Bu teorik anlayış pratik hayata da yansıtılmıştır. Osmanlı Devleti her şeyden önce bir hukuk devletidir. Şer'î hukuku devletin temeli olarak kabul eden Osmanlı yöneticileri kendi örf ve adetlerinden hareketle bu hukuku geliştirmiş ve yeni kanunlar ortaya koymuştur. İşte bu hukukun uygulanması için bütün Osmanlı ülkesi adli bir birim olan ve kaza denen kadılıklara ayrılmıştı. Her kazanın başında bir kadı bulunmaktaydı. Bu kadıların tutturmuş oldukları defterlere mahkeme kayıtları (Şer'iye Sicilleri) denmektedir. Bu kayıtlar zengin muhtevasıyla tarihimizin en önemli kaynaklarından biridir. Kadı veya yerine görevlendirdiği naibin mahkemede verdiği kararlar, devlet merkezinden gönderilen emir ve fermanların suretleri ile dönemin iktisadi, idari, hukuki ve sosyal yönlerini aydınlatacak belgeler, bu kayıtlarda bulunmaktadır. Sayıları on binleri bulan ve tarihimizin adeta bir aynası olan bu kayıtların ışığı altında yazılacak olan tarihimiz -bilhassa şehir tarihlerimiz- bugünkü durumundan çok daha mükemmel olacaktır. Bu çalışmada Maraş Şer'iye Mahkemesinde tutulan kayıtlar esas alınarak Maraş'ın sosyokültürel ve ekonomik durumu üzerinde durulacaktır. 1. Maraş'ın sosyal durumu 1.1. Maraş'ta Dinî ve Sosyal Yapılar 1.1.1. Camiler ve mescidler 1324 tarihli Halep Vilâyeti Salnâmesi'nden Maraş'ta 30 cami ve 16 mescit bulunduğu anlaşılmaktadır. 1 Maraş Mahkeme Kayıtlarında bu cami ve mescitlerin çoğunun ismi geçmektedir. Bunlar şu şekilde sıralanabilir: Alaüddevle Cami'-i Kebiri, 2 Sır Veli Cami'-i Şerifi 3, Şekerli Cami'-i Şerifi 4, Teymurcu Paşa Cami'-i Şerifi 5, Nakıb Cami'-i Şerifi 6, Restebaiye Mahallesi Cami'-i şerifi 7, Küçük Çavûşlu Cami'-i Şerifi 8, Çavûşlu Mahallesi Bayezid Cami'-i Şerifi 9, Gargaciyan Mahallesi Cami'-i Şerifi 10, Kulağı kurtlu Mahallesi Cami'-i Şerifi", Divanlı Mahallesi Cami'-i Şerifi 12, Adliye Mescidi Şerifi 13, * K.S.Ü Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Araştırma Görevlisi 1 HalepVilâyeti Salnamesi (M. 1324), s. 469. 2 234 Numaralı Maraş Şer'iye Sicili, Belge No: 343. 'B.N. 333. 4 B.N. 325. 5 B.N. 368. h B.N. 263. 7 B.N. 322, 274. 8 B.N. 301. 9 B.N. 305. 10 B.N. 273. 11 B.N. 383. 12 B.N. 270.
600 KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU Çınarlı Cami'-i Şerifi, Bayındırlı Cami'-i Şerifi 14, Kara şatır Cami'i, Seyyid Ali Bey Cami'i, Akçakoyunlu Cami'i, Devecili Cami'i, Bayezid Cami'i, Şeyh Müslüm Cami'i, Arasa Cami'i, Hacı Abdullah Bey Cami'i 15, Kaya başı Cami'i, Alemli Cami'i 16, Keşfi Efendi Cami'i, Gani Yusuf-zâde Ahmed Paşa Cami'i, İklime Hatun Cami'i Künbed Cami'i, Kadı Muslihuddin Cami'i 17, Timur Paşa Cami-i ve Ayaklıca oluk camileridir 18. 1.1.2. Medreseler 1324 tarihli Halep Vilâyeti Salnâmesi'nde Maraş'ta 50 medrese olduğu kayıtlıdır. 19 Maraş Mahkeme Kayıtlarında bu medreselerden bazılarının ismi geçmektedir. 234 Numaralı Maraş Mahkeme Kaydında bunların dördünün adı geçmektedir. Bunlar: Şiralı Medrese, Şekerli Medresesi, Bayezid Medresesi ve Nebeviyye İmareti Medresesidir. 321 numaralı belgedeki vakfiyede bir dükkânın gelirinin tamir masrafından arda kalan kısmının Şiralı Medresesi müderrislerine verilmesi şart koşulmuştur. 325 numaralı belgede ise vakfedilen bir dükkânın gelirinin Şekerli Medresesi Müderrisi Eş-Şeyh EI-Hac Süleyman Efendiye verilmesinden bahsedilmiştir. 305 numaralı belgede Çavuşlu Mahallesi sakinlerinden Küçük İmamzâde Hacı Mustafa Efendi mütevellisi olduğu Çavûşlu Mahallesindeki Bayezid-zâde Hacı Abdullah Beğ'in bina ve ihya eylediği Cami'-i Şerif ve Medrese evkafına ait her bir husus için Etmekci Mahallesi sakinlerinden Sabsız-zâde Hacı Efendiyi vekil ta'yin ettiğinden bahsedilmektedir. 269 numaralı belgede ise İmaret-i Nebeviyye Duagu'luk cihetinin Nuh Efendi-zâde Hacı Ahmed Efendi uhdesine verildiğinden bahsedilmektedir. 102 numaralı belgede Cami-i Kebir ve Bağdadiye Medresesi 20 526 nolu belgede ise Taş Medresenin 2I adı geçmektedir. 231 Numaralı Maraş Mahkeme Kaydı'ında Kanadıkırık-zâde Ökkeş Efendi Medresesinin ismi geçmektedir. 22 1326 tarihli Halep Vilâyeti Salnamesi.'ine göre Maraş'ta bir Ma'arif Komisyonu olduğu ve reisinin de naib olduğu kayıtlıdır. Bu komisyon Tahrirat Müdürü, Müftü Efendi ve Müddei- Umum mu'avini ile birlikte üç kişilik değişmeyen ve üç kişilik de değişen azalarla birlikte toplam yedi kişiden oluşmaktadır. Bu komisyon şehrin ma'arif işlerini düzene koymaktadır. Bu tarihlerde Maraş'ta bir adet Mülkiye İdadisi (öğrenci sayısı 120) bir adet İdadi mektebi, on adet İbtida mektebi, yirmi adet İslâm mahalle mektebi iki adet kolej ve 15 Hiristiyan mektebi olduğu görülmektedir. 23 300 civarında talebenin eğitim gördüğü Maraş medreseleri 1910'lu yıllarda kapanmıştır. 24 1.1.3. Tekke ve Zaviyeler 1324 tarihli Halep Vilâyeti Salnâmesi'nde Maraş'ta bir Mevlevi Tekkesi olduğu 13 14 ıs 16 17 18 B.N. 396.. Lutfiye KÜÇÜKÖNDER, 231. Numaralı Maraş Şer'iye Sicili H. 1313-1314. M. 1896-1897. Değerlendirme ve Transkripsiyon, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Kahraman Maraş 1996. s.44. Ökkeş RAMAZANOĞLU, 234. Numarali Şer'iye Sicili H. 1322-1325. M. 1904-1907. Değerlendirme ve Transkripsiyon, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Kahraman Maraş 1996. s47,48. Halil AYGAN,, 235. Numarali Şer'iye Sicili, Yüksek Lisans Tezi, Kahraman Maraş 1996. s. 22. Resul KESENCELİ, 231. Numarali Şer'iye Sicili H. 1315, M. 1897-1898 Değerlendirme ve Transkripsiyon, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Kahraman Maraş 1996. s.52. Adil AKBEN, 234. Numarali Şer'iye Sicili H. 1322-1325. M. 1904-1907. Değerlendirme ve Transkripsiyon, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Kahraman Maraş 1996. s.44. 19 Halep Vilâyeti Salnamesi (H. 1324), s. 469. 20 Şevki KARABEKİROĞLU, 234. Numarali Şer'iye Sicili H. 1322-1325. M. 1904-1907. Değerlendirme ve Transkripsiyon, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Kahraman Maraş 1999. sl9 21 22 Adil AKBEN, a.g.tez, s.44. KÜÇÜKÖNDER, a.g.tez, s.44. 23 RAMAZANOĞLU, a.g.tez, s.48,49. 24 Besim Atalay, Maraş Tarihi ve Coğrafyası, İstanbul,1339, s. 154.
' " ' t KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 601 belirtilmektedir. 25 234 Numaralı Maraş Mahkeme Kaydı'nda bununla birlikte Minber Zaviyesi de geçmektedir. 26 231 Numaralı Maraş Mahkeme Kaydı'ında Yemen Baba Tekkesinden 27 bahsedilmektedir. l.lavakıflar Alaüddevle vakfı: Bu vakıfla ilgili geniş bilgiler vardır. Cami-i kebîr denilen şimdiki Ulu Camie vakfedilen dükkân, değirmen, işyerleri ve emlâk tek tek zikredilmekte ve buradaki ifadelerden de bu cami etrafında bulunan iş yerlerinin genellikle buranın vakfı oluğu anlaşılmaktadır. Bugün şehrin dokusu değiştiğinden bahsi geçen yerlerin çoğu, özel mülkiyete geçmesi mümkün olamasa da özel şahısların elindedir. 28 235 Numaralı Maraş Mahkeme Kaydı'ndaki tespit edilen vakıfların çoğu evladiyelik vakıflardır. Camilerin bakım, onarım vb. ihtiyaçlarını karşılamak için hepsinin vakfiyeleri mevcuttur. Bahsedilen Mahkeme Kaydında geçen vakıf adları şunlardır. Kıraç vakfı Değirmen vakfı, Kabahan vakfı, Tuzhan vakfı, Çarşı-ı kebîr vakfı. 29 231 Numaralı Maraş Mahkeme Kaydı'nda geçen vakıflar: Höyük Kürtül Cami'i vakfı, Gani Yusuf-zâde Ahmed Camii vakfı, Alaüddevle vakfı, Alaüddevle Bey evkafının İmaret-i Nebeviye vakfı 30 234. Numaralı Maraş Mahkeme Kaydı'nda geçen vakıflar: Bayezid cami-i vakfı, Kalender Çelebi (Paşa) Vakfı, Devecili Camii vakfı, Hatip-zâde vakfı 31 1.1.5. Kiliseler 1324 tarihli Halep Vilâyeti Salnâmesi'nde Maraş'ta dört Ermeni, üç Protestan ve iki Katolik Kilisesi olmak üzere dokuz kilise bulunduğu belirtilmektedir. 32 234 Numaralı Maraş Mahkeme Kaydı'nın 321. belgesinde Katolik Kilisesi'nin ismi geçmektedir. 33 Yine Abarabaşı Kilisesinden de bahsedilmektedir. Kiliseler Hıristiyanların hayatında önemli yer tutmaktadır. Hatta mali kayıtlarda, vasiyetlerin muhafazasında Kilise Murahhashanesi önemli iş görmekte, ihtilaf zuhurunda bu kilisedeki kayıtlar esas alınmaktadır. 34 1.1.6. Sosyal Tesisler 1324 tarihli Halep Vilâyeti Salnâmesi'nde Maraş'ta toplam 1615 dükkân, 41 fırın, 45 çeşme, 12 hamam, 110 değirmen, 3 eczane, 2 ma'sere, 13 han, 2 imarethane, 1 otel, 6 karakolhane ve 1 askerî hastane olduğu kaydedilmektedir. 35 234 Numaralı Maraş Mahkeme Kaydı'nda da Çıkrıkçı çarşısından, 36 İmaret-i Nebeviyeden, 37 ma'sere 38, değirmenden 39 Alacacı çarşısı, Attar çarşısı, 25 Halep Vilâyeti Salnamesi ( H. 1324 ), s. 469 26 B.N. 265, 316. 27 KÜÇÜKÖNDER, a.g.tez, s.44 28 KARABEKİROĞLU, a.g.tez,, s. 19. 29 AYGAN,, a.g.tez, s.22,23. 30 KESENCELİ.a.g.tez, s.38. 31 RAMAZANOĞLU, a.g.tez, s.49. 32 Halep Vilâyeti Salnamesi (H.1324), s. 469. 33 B.N. 321. 34 KARABEKİROĞLU, a.g.tez, s. 19. 35 Halep Vilâyeti Salnamesi (H.1324), s. 469. 36 B.N.321. 37 B.N. 269.
602 KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU Mazman çarşısı, Kazgancı çarşısı, Köğüşker çarşısı, Kabaoğlı hanı, Haşur hanı, Papuccu çarşısı, Büyük han (Kuyucakta) ve Tuz hanından (Belediye çarşısında) 40 bahsedilmektedir. 1.2. Maraş'ta sosyal hayat 1.2.1. Müslim ve gayrimüslim münasebetleri Bilindiği gibi Osmanlı Devleti, asırlar boyunca birçok millete ve farklı dinlere ve mezheplere mensup birçok topluluğu hakimiyeti altında onları; millî, dinî, mezhebî ve Örfî yönlerine dokunmadan yaşamalarını temin etmiştir. Osmanlı Devleti - aksine görüşler olmasına rağmen - Şer'î bir devlet olduğundan Şeriatın gayrimüslimlere verdiği bütün hakları kendi gayrimüslim vatandaşlarına vermiştir. İşte bu yüzden Osmanlı Devleti'nin her yerinde olduğu gibi Maraş'ta da Müslümanlarla gayrimüslimler beraber yaşamaktaydı. Hatta Ermeniler, Türklerden çok etkilenmiş ve bunun neticesinde Gül, Şahin, Murat vb. Türk isimleri kullanmışlardır. Osmanlı Devleti içinde her türlü ticareti serbestçe yapabiliyorlardı. Hatta denebilir ki devletin ticarî işleri bunların elinde idi. 41 Maraş'ta gayrimüslim olarak, Ermeniler, çok az sayıda Rum, Protestan, Latin, Katolik ve Yahudi yaşamaktaydı. 42 Mahkeme Kayıtlarında geçen birçok belgede bu milletlerden bahsedilmektedir. Köy ve kasabalarda yaşayan Ermeniler daha çok çiftçilik, el sanatları ve küçük ticaretle uğraşıyorlardı. Şehirlerde yaşayan Ermeniler ise iç ticaret, dış ticaret, kuyumculuk, bankerlik, mültezimlik gibi ekonomik ve malî işlerle uğraşıyorlardı. Askere de alınmadıklarından devamlı kendi işleriyle uğraşma imkânları vardı. 43 Ermeniler Tanzimat reformlarıyla bir yandan bütün gayrimüslimlere tanınan hak ve imtiyazlardan yararlanırken, öbür taraftan da reformların uygulanmasında Türklerin veya devletin en yakın yardımcısı durumuna geldiklerinden, Rumlara güvenini yitiren Osmanlı Devleti İstanbul'da ve diğer vilâyetlerde devletin en üst makamlarını Avrupa'da okumuş ve yabancı dil bilen Ermenilere tevdi etmekte bir mahzur görmemiştir. 44 1856 Islahat Fermanından sonra Ermenilerden devletin 1.sınıf hizmetleri olan vali, genel vali, müfettiş hatta nazır bile tayin edilmiştir. 45 1324 tarihli Halep Vilâyeti Salnâmesi'nden ve 234 Numaralı Maraş Mahkeme Kaydı'nda Maraş'ta da gayrimüslimlerin bilhassa Ermenilerin birçok devlet dairesinde memur ve amir olarak çalıştıkları görülmektedir. 46 Bu tarihlerde gayrimüslimler Müslümanların engin hoşgörüleri sayesinde emniyet ve huzur içinde yaşamışlardır. Daha önce de belirtildiği gibi Maraş gibi küçük bir yerde 9 kiliseleri ve kendilerine ait mektepleri olmuştur. Protestan misyonerlerin, Rusya, Fransa ve İngiltere'nin kışkırtmaları neticesinde Ermeniler Anadolu'nun birçok yerinde olduğu gibi Maraş ve çevresinde de ayaklanmışlardır. 1780-1895 tarihleri arasında toplam 30 isyan çıkmıştır. 1895 isyanının Anadolu'daki yankıları büyük olmuş, Maraş ve Antep dahil Müslümanlar arasında büyük infial uyandırmış, ancak II. Abdulhamid Han'ın yerinde ve zamanında almış olduğu önlemler sayesinde olay daha büyümeden yatıştırılmıştır. 47 Bunun üzerine Avrupa devletleri Ermenileri Türkler aleyhine kışkırtmak için sinsice yeni 38 B.N. 328 39 B.N. 279 40 RAMAZANOĞLU, a.g.tez,; s.50. 41 AYGAN, a.g.tez s.26. 42 Halep Vilâyeti Salnamesi ( H.1324), s.474. 43 Enver Ziya Karal,Osmanlı Tarihi, VIII., Ankara 1988, s. 128. 44 Bayram Kodaman, Şark Meselesi Işığı Altında Sultan II. Abduhamid'in Doğu Anadolu Politası, İstanbul, 1983 s. 175. 45 Karal, a.g.e., s. 128. 46 Halep Vilâyeti Salnamesi (H. 1324), s.450-509. 47 RAMAZANOĞLU, a.g.tez, s.52.
KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 603 planlar hazırlamaya başlamışlardır. 1805 yılında Paris'te toplanan Ermeni Komiteleri "her ne şekilde olursa olsun Adana ve Maraş çevresinde istiklâl ve bağımsızlık elde etmeye karar vermişlerdir. Bu kararda Akdenize inmek ve nüfuzunu güçlendirmek isteyen Rusların rolü büyüktür. 48 Bağımsız Ermeni Devletinin kurulmaya çalışıldığı bu dönemlerde bile Mahkeme Kayıtlarından anlaşıldığı üzere Müslümanlarla gayrimüslimler özellikle Ermeniler arasında öldürme, yaralama, gasp ve hırsızlık gibi huzuru bozacak davalara ve bu davalara ait vekâletnamelere nadir rastlanması dikkate değer. Hatta 234 Numaralı Maraş Mahkeme Kaydı'nın 221 ve 368 nolu belgelerinde üzerinde durulmaya değer şöyle iki dava geçmiştir. Önemine binaen bu belgelerin transkripsiyonunu vermekte fayda görüyorum. 1-Ma'ruz-u Da'ileridir Medine-i Maraş'in Zimmiyan Mahallesi mütemekkinlerinden ve teb'a-i devlet-i âliyyenin Katolik Milletinden Zeytunoğlı Bedros Veled-i Serkis Veled-i Panus ve Karacaoğlu Minyas Veled-i Ağob Veled-i Minyas ve Zeytunluoğlu Şükrü Veled-i Bedros Veled-i Serkis ve Kocaoğlanoğlu Karabet Veled-i Haço Veled-i Mığırdıç Veled-i Haço Veled-i Mığırdıç ve Tekelioğlu Minyas Veled-i Serkis Veled-i Atam'dan her biri medine-i mezkûre mahkeme-i Şer'iyesinde ma'kud meclis-i Şer'-i şerîf-i enverde medine-i mezkûrenin Şaziye Mahallesi mütemekkinlerinden ve zürra' sınıfından Köroğlu Hüseyin ve Ömer ve ebnan Mehmed Bin Hüseyin muvacehelerinde biz orakçı sınıfından olduğumuz cihetle bu senenin ilk hasat zamanında merkûman Maraşaltı mevkiinde bulunan mezru'ati arını birer birer gezib bunların biçmek ücretini yetmiş kırat hıntaya kesüb olvecihle tarafıma bi'r-rıza işe mübaşeret ederek ber-muceb-i akd mezkûr mezru'at-ı mezkûreyi tamamen biçüb merkumana teslim ettiğimiz halde mezkûr yetmiş kırat hıntadan ancak kırk kırat hıntayı bize teslim mütebaki otuz kıratını vermekten imtina' eder olmalarıyla ücret-i mütebakiyeyi, mezbûre otuz kırat hıntayı aynen, müstehlik ise beher kıratı on ikişer kuruştan olmak üzere bedeli bize i'ta ve teslime merkumana tenbih olunması matlubumuzdur dediklerinde onlar dahi cevablarında muddeiyun-ı merkûmanın ber-vech-i meşrûh dava-yı mezkûrelerini ikrar ve itiraf etmişler ise de ancak mezru'at-ı mezkûrenin biçme ameliyatının derece-i külfetini kemâliyle bilmeyerek fazla bir fiyatla ücret takdir ettiklerini ve müddeiyûn-ı merkumunun ba'dehu vaki olan hizmetlerine mukabil kırk kırat hınta verib mütebakisini vermeyeceklerini bi'1-mudâfa'a beyan etmeleriyle müdde'a-aleyha merkûman erbâb-ı felâhat ve ziraatdan olub böyle sıfatlarına müteallik hususatdan mazeret-i kâmileleri olmaduğunun tahakkukuna binâen bu babda sümmet-tedârik sebk edeb müdâfa'aları şayan-ı iltifat görülmediğinden mucebince bedeli ücret-i mütebakiye-i mezkûre otuz kırat hıntayı vech-i muharrer üzere müddeiyûn-ı merkûman Bedros ve Minyas ve Şükrü ve Ohannis ve Karabet ve Minyas'a eda ve teslime müdde'a-aleyha Hüseyin ve Ömer'e tenbih olunduğı tescîl ve i'lam olundı. Tahriren fîyevmi't-tasi' ve'1-işrîn min şuhri'r-recebü'1-ferd li-senetin selâse ve'1-işrîn ve selâse mie ve elf. 9 Receb 1323. Mühür. 49 Belgeden anlaşıldığına göre Maraşaltı mevkiinde Hüseyin ve Ömer adlarında iki Müslüman şahsın tarlasını biçmek üzere yetmiş kırat karşılığı gayrimüslim işçilerle anlaştıkları, ancak dört gayrimüslim işi bitirdikten sonra kendilerine kırk kıratı verilip otuz kıratı verilmeyince mahkemeye başvurdukları anlaşılmaktadır. Mahkeme tarafları dinledikten sonn. gayrimüslimleri haklı bulup onların lehine karar vermiş ve Hüseyin ve Ömer'i geriye kalan otuz kıratı ödemeye mahkûm etmiştir. Aynı yer. ' Hasan KARAKURT, 234. Numaralı Şer'iye Sicili H. 1322-1325. M. 1904-1907. Değerlendirme ve Transkripsiyon, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Kahraman Maraş 1999. s.52.
604 KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 2- Ma'ruz-u Da'ileridir Medine-i Maraş'ın Hatuniye Mahallesi mütemekkinlerinden ve teb'a-i Devlet-i Aliyenin Ermeni Milletinden Dişcikaniyan Oseb Efendi veled-i Ağob veled-i Atam'ın vekil-i müseccel-i şer'isi medine-i mezkûrenin Alemli Mahallesi mütemekkinlerinden Avakyan Avadin Efendi veled-i Toros medine-i mezkûre Mahkeme-i Şer'iyesinde ma'kûd Meclis-i Şer'-i Şerif-i Enverde medine-i mezkûrenin Cığcığı Mahallesi sakinlerinden Hatice Hocazâde Hasan Efendi ibn-i Hacı Yahya Efendi ibn-i Hasan Efendi muvacehesinde medine-i mezkûrenin Arasa civarında vaki' tarafları müvekkilim Oseb Efendi'nin diğer kömbeci dükkânı ve Ayşe Hocazâde Hacı Hasan'ın boyacı dükkânı ve tarafeyni tarik-i amm ile mahdûd üç darabayı müştemil iki kıt'a dükkân müvekkilim Oseb Efendi'nin şiraen mülki olduğu halde hazır bi'1-mühakeme merkum Hasan Efendi üç yüz otuz üç sene-i Hicriyesinden beru müvekkilimin müstecirlerinden icar-ı zemin namıyla fuzuli ahz etmiş olduğu beş yüz yirmi beş kuruşun müvekkileme bi'l-izafe müma ileyh Hasan Efendi'den bi'1-istirdad yedime teslimini taleb ederim deyu da'va ve ol dahi cevabında dükkân-ı mahdûd-u mezkûrun arsası kadimen mahallemizde kâin Teymurcu Paşa Cami'-i Şerifinin arsa-i mevkûfesinden olub ol suretle cami'-i şerif-i mezkûrun mütevellileri tarafından beher sene Ramazan-ı Şerifde dükkân-ı mezkûrun umum icarından bir aylığa isabet eden mikdarı alınub cami'-i şerif-i mezkûra sarf edile gelmekte bulunduğu cihetle ben dahi haseb'üttevliye üç yüz on bir senesinden üç yüz yirmi senesine kadar senevi icar-ı zemin namıyla para almış ve üç seneden beru hâlâ bir para almadığım gibi senin merkûme tarafından almış olduğum icarı miktarına baliğ olduğunu bilemem. Şu halde ber vech-i meşrûh dükkân-ı mahdûd-u mezkûrun arsası ezmine-i mezkûreden beru vakf olub cami'-i şerif-i mezkûr mütevellileri canibinde ol vecihle dükkân-ı mezkûrdan icar-ı zemin namıyla mezkûr'ülmikdar para alınmış bulunduğundan vekil-i merkum Avadin Efendi'nin da'va-yı mezkûresinin bi'1-müdafaa reddini dermeyan eylemesi üzerine mezkûr dükkânın ol-vecihle vakfiyetine dair vakıfname ve bâ-berât-ı alişan misüllu elde bir gûna evrak-ı mu'tebere veya kuyûd-u resmiyeye müstenid olub olmadığını müddea aleyh mütevelli merkum Hasan Efendi'den lede's-sual şimdilik elde mevcud bir evrak-ı mu'tebere-i resmiye olmadığını ve Mahkeme-i Şer'iye ve Evkaf Sicillatında da bu babda bir kayıt ve muamele olub olmadığını bilmediğini söylemesiyle icra kılınan tahkikatda dükkân-ı mezkûrun vakfiyetine dair mahkeme sicillatında ve ne Evkaf İdaresinde bir kayıt ve işaret görülememekle müdafa'a-i vakı'a-i mezkûrenin bilâ delil kavl-i mücerredde kaldığı ve bununla beraber müddei merkum Oseb Efendi tarafından üç yüz sekiz sene-i Rumisi martı tarihiyle muvarrah beş sıra numaralı ve hududu paçacı Ramazan dükkânları ve tarik ile mahdûd ve sahib-i evveli Mehmed Ali b. Neccar Ali ve mutasarrıfı teb'a-i Devlet-i Aliyeden Oseb Efendi veled-i Ağob kuyudat ve tasrihatını havi ibraz olunan bir kıt'a Sened-i Hakanı medlûlunca da dükkân-ı mezkûr emlâk-ı sarfeden olduğu tahakkuk ve tebeyyün etmekle mucebince müddea aleyh mütevelli-i merkum Hasan Efendi dükkân-ı mahdûd-u mezkûr hakkında vakfiyet müdafaasıyla müddei Oseb Efendi muarazadan men'iyle evvelce icar-ı zemin namıyla fuzuli almış olduğu da'va olunan beş yüz yirmi beş kuruşda ikrar ile bi'i-ilzam merkum Oseb Efendi'ye iadesi lüzumunun tenbih olunduğu tescil ve i'lam olundi. Tahriren Fi'1-yevm'is-sâmin min Şehr-i Rebîülevvel li senetin erba'a ve işrîn ve selâse mie ve elf. 08 Rebîülevvel 1324-02 Mayıs 1906 Çarşamba. Belgeden anlaşıldığına göre dava bir Ermeni olan Dişnikciyan Oseb Efendi ile Teymurcu Paşa Cami'-i Şerifi mütevellisi olan Hatice Hoca-zâde Hasan Efendi arasında geçmektedir. Dava konusu, Dişcikaniyan Oseb Efendiye ait olan fakat Hatice Hoca-zâde Hasan Efendi tarafından Teymurcu Paşa Cami'-i Şerifi arsa-i mevkufesi olduğu iddia edilip icarı zemin namıyla bir para
i n i la! I KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 605 alınan ve üzerinde üç darabalı dükkân bulunan arsa ile ilgilidir. Mahkeme, Hatice Hoca-zâde Hasan Efendi kendi iddiasına yeterli delil getiremediği ve yapılan araştırma neticesinde bu arsanın Teymurcu Paşa Cami-i Şerifi vakfı olduğuna dair bir belge elde edilemediğinden Dişcikâciyan Oseb Efendi lehinde karar vermiştir. Osmanlı Devletinin son döneminde hem de dış tahriklere kapılıp bir çok yerde isyan eden Ermeni Milletinin fertleri lehinde hakkın hatırını her şeyin üstünde tutan İslâm mahkemelerinde verilen bu adil kararlar Müslümanların idarecisiyle ve halkıyla gayrimüslimlere karşı kin ve düşmanlık beslemediklerini göstermektedir. Hatta Mahkeme Kayıtlarındaki bazı belgelerde görüldüğü gibi davalarını takip ettirmek üzere Müslümanlar gayrimüslimlerden, gayrimüslimlerin de Müslümanlardan vekil tayin etmeleri Müslümanlarla gayrimüslimler arasındaki münasebetlerin gayet normal olduğunu göstermektedir. 1.2.2. Sosyal statü Mahkeme Kayıtlarındaki şahısların isimlerinin önünde yer alan unvan ve lakaplar halkın sosyal durumu hakkında bilgi edinmemizi sağlamaktadır. Osmanlı Devletinde birçok millete, dine ve mezhebe mensup ayrı topluluklar bir arada yaşadığı gibi Maraş sancağında da durum böyleydi. Kayıtlarda Müslümanlardan bahsedilirken genellikle sakin, gayr-i Müslimlerden ise mütemekkin diye bahsedilir ve mensup olduğu millet ve mezhep belirtilmektedir. "Maraş'ın Hatuniye Mahallesi mütemekkinlerinden ve teb'a-i devlet-i aliyenin Ermeni Milletinden, Divanlı Mahallesinden ve Protestan Milletinden" vb. Şahıs isimleri zikredilirken Ermeni isimlerden önce "veled", Müslüman isimlerinden önce "ibn-i" kelimeleri kullanılmaktadır. Şahıs isimlerinin sonuna getirilen "Efendi" unvanı genellikle tahsil ve terbiye görmüş kimselere mahsus bir lakap olarak kullanılır. Müslüman din adamlarına "Efendi" dendiği gibi Hıristiyan din adamlarına da bu unvan verilmiştir. "Ağa" tabiri askerî birliklerde okuma yazma bilmeyen zabitler için kullanılırken, halk arasında nüfuz sahibi, ekonomik bakımdan belirli bir seviyenin üzerinde, büyük toprak sahibi ve ileri gelen kimseler için kullanılmıştır. Askerî sınıfa mensup olanlardan rütbeleri Yüzbaşı, Binbaşı, Kol ağası ve Miralay ile birlikte Beğ, Ağa ve Paşa unvanları kullanılmaktadır. İsimlerin başına getirilen "El-Hac" unvanı sahiplerinin hacca gittiğini bildirmektedir. Zamanın şartları icabı hacca gitmek zor olduğundan hac vazifesini yapanların toplum içerisinde belli bir saygınlıkları vardı. Mahkeme Kayıtlarında birçok "El-Hac" unvanlı şahıs ismine rastlanılmaktadır. 50 Adlarının başında belli bir tanıtıcı ibare olmayan şahıs ismine rastlanıldığı gibi genellikle mensup olduğu ve bugün şehrin eşrafından olduğu anlaşılan Bayezid-zâde, Kadı-zâde, Karabekiroğlu, Hırlakyan, Bilezikciyan vb. aile isimleri de geçmektedir. Halkın o dönemde kullandığı eşyalar ve bu eşyaların fiyatları, kullanan kişinin ekonomik ve sosyal statüsü ile doğrudan ilgilidir. Ekonomik gücü yüksek olan bir kişinin eşyaları malı mülkü fazla iken, ekonomik durumu düşük olanların ise daha azdır. Terekelerden gayrimüslimlerin ekonomik gücünün Müslümanlardan daha iyi olduğu anlaşılmaktadır. 51 2. Maraş'm nüfusu Maraş'ın nüfusuna ait ilk bilgiyi 1563 Tarihli Tahrir Defterinde görüyoruz. Bu defterde 42 mahallede 3050 Müslüman vergi nüfusu olduğu kayıtlıdır. Her vergi nüfusunun 5 kişilik bir aile olduğu düşünülürse Maraş'ın nüfusunun 15250 civarında olduğu tahmin edilebilir. Bu deftere göre Maraş'ta gayrimüslim olmadığı görülmektedir. 52 Evliya Çelebi Seyahatnamesinde 53 Maraş'ta dere 50, B.N.316, 333. 51 AYGAN, a.g.tez, s.27. 52 Refet Yinanç-Mesut Elibüyük, Maraş Tahrir Defteri (1563), Ankara 1988, s. XXXI.
606 KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU ve tepeler üzerinde bağlı ve bahçeli, akarsuyu bol, kargir duvarlı, toprak damlı 10 bin ev bulunduğu belirtilmektedir. 1324 tarihli Halep Vilâyeti Salnâmesi'nde Nüfus İdaresi kayıtlarından çıkarılan Maraş Kazasının Nüfus Cetveline göre toplam nüfus 68023 olarak belirtilmektedir. Nüfus dağılımı şöyledir: 54 İslam Ermeni Katolik Rum Katolik Protestan Lalın Yahudi Yabancı Yekûn Kadın 21867 5190 1842 2 2150 450 105 594 32200 Erkek 24769 6021 1737 2 1901 437 108 847 35823 Toplam 46636 11211 3580 4 4051 887 213 144i 68023 3. Maraş'ta ekonomik durum Vekâlet hüccetlerinde Müslümanlar arasındaki arazi davalarının çokluğundan Müslümanların daha çok ziraatla; gayrimüslimler arasında ise alacak, borç ve dükkân davalarının çoklukla bulunmasından onların daha çok ticaretle uğraştıkları anlaşılmaktadır. 1324 tarihli Halep Vilâyeti Salnâmesi'nden Maraş'ta üzüm, zerdali, kiraz, vişne, elma, nar, incir, şeftali, armut, fıstık, zeytin, pirinç, buğday, arpa, ak darı, nohut, mısır, mercimek, pamuk, kök boya, meyan, susam ve menengiç yetiştirildiği ve ma'mulat-ı saraciye, aba, sahtiyan, alaca ve sair çarşaf, hamam takımları, pekmez ve envai şireler, Sivas, Kayseri, Adana, Harput ve daha başka vilâyetlere nakledilip satıldığı anlaşılmaktadır. 55 Tereke defterlerinde Maraş'ta buğday arpa, döğme, küşne, tarhana, mercimek, pirinç, nohut, kuru fasulye, ile pekmez, pestil, bastık, samsa, sucuk, kuru üzüm, kırma, çir, ceviz, zeytin turşusu, zeytin yağı, sirke turşusu, peynir gibi kışlık zahireler hazırlandığı dikkati çekmektedir. 56 Maraş'ta İzmir Şark Halı Kumpanyasının bir şubesi mevcut olup, yüz kadar tezgahı vardı. Burada 8-10 yaşlarındaki Hıristiyan kızları gündeliği iki kuruşa çalışmaktaydı. Burada dokunan halılar Avrupa ve Amerika'ya sevk olunmaktaydı. Bu durum o dönemde Maraş'ta Ekonomik durumun iyi olduğunu göstermektedir. 57 Maraş'ta bu sıralarda en iyi sanat dericiliktir. Dericilikle daha çok Müslümanlar uğraşmaktaydı. Maraş'ta 170 kadar debbağ ve 305 pabuççu dükkânı vardı. 58 Maraş'ta marangozluk da gelişmişti. Bu meslekle uğraşanlar daha çok Hıristiyanlardı. Müslüman marangozları daha çok külekçi denen esnaftan ibaretti. Ceviz ve çınardan Avrupa işi meşhur ve mütenevvi' masa, kanepe ve iskemleler yapılıyordu. 59 Kuyumculukla da Ermenilerin uğraştıklarını anlıyoruz. Maraş Mahkeme Kayıtlarında bir çok belgede bir çok Bilezikciyan ve Kuyumcuyan lakaplı Ermeni ismi geçmesi bunu ispat eder. Maraş'ta 1324 tarihinde 1615 dükkân, 41 fırın, 12 hamam, 2 sabunhane, 110 değirmen, 300 aba destgahı, üç eczane, 2 pamuk fabrikası, bir tütün fabrikası ve 2 ma'sere bulunmaktadır. 60 Evliya Çelebi Seyahatnamesi, C. IX., s. 46. Halep Vilâyeti Salnamesi ( H.1324 ), s. 474. Halep Vilâyeti Salnamesi (H. 1324 ), s. 470,471. RAMAZANOĞLU, a.g.tez, s.56. Halep Vilâyeti Salnamesi ( H.1324 ), s. 471; ATALAY : a.g.e., s. 162. 58 ATALAY, a.g.e., s. 163.. 53 54 55 56 57 59 60 Gös. yer. Halep Vilâyeti Salnamesi ( H. 1324 ), s. 469.
m KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 607 Diğer taraftan kayıtlarda Maraş'ta "Maraş Bank" adlı bir bankanın olduğunu görüyoruz. 61 Maraş'ta bulunan Ticaret ve Sanayi Odası bir başkan ve dört azadan oluşmaktadır. Reis Şükrü Beğ; azalar, Ağob Ağa, İhsan Efendi, Artin Efendi ve Hüseyin Efendidir. Dört azanın ikisinin Ermeni olması Ermenilerin nüfusları az olmasına rağmen ekonomik güçlerini göstermektedir. 62 Maraştaki bu ticarî canlılığın en önemli sebeplerinden biri Maraş'ın Türk aşiretlerinin kışlakyaylak yol güzergahında bulunmasıdır. Aşiretler, yağ, süt, yün, vb. mamullerini burada pazarlarken çul, çuval, çadır, bakırdan mamul çeşitli eşyaları Maraş'tan temin ediyorlardı. 63 Osmanlı Devleti sınırları içinde tedavülde olan yerli ve yabancı paraların cins ve fiyatlarını Mahkeme Kayıtlarından öğrenmek mümkündür. Maraş Mahkeme Kayıtlarındaki belgelerde o dönemde kullanılan bazı paraların sadece isimleri geçmektedir. Bunlar genellikle kuruş, para, Osmanlı Lirası, Mecidiye Mahmudiye lirası, Sağ akçe, Gazi-i müteveffa, Fıransız lirası akçe, yük kuruş şeklindedir. Uzunluk ölçüleri olarak da, Arşun, Arşun tül, Sehm, Metro, Metro tül, Zira, Parmak, Kırat, Batman Yük. 64 4. Maraş mahkemesindeki bazı uygulamalar Maraş Mahkeme Kayıtları incelendiğinde, Maraş Mahkemesinin çalışma tarzı ve yaptığı çeşitli muameleler hakkında bilgi sahibi olunabilmektedir. Mahkeme Kaydı'nda Maraş Mahkemesi kendisini "Meclis-i Şerif-i Enver" olarak tanımlamaktadır. Şer'î hukukun uygulandığı Osmanlı Devletinde, Hanefi Mezhebi Fıkhına göre hüküm verilirdi. Bu durum Maraş Mahkeme Kayıtlarındaki birçok belgeden özellikle de vakfiyelerde ve nikâhla ilgili belgelerde görülmektedir. Vekâletname tanziminde genel olarak vekil ve müvekkil mahkemede hazır bulunarak muamelelerini yaptırmaktadırlar. Bazen da mahkemenin görevlendirdiği bir kâtip evlere giderek burada vekâletname düzenlemekte evine gittiği şahıs Müslüman ise "... zeyl-i vesikada muharrer'ül-esami müslimin tarifleriyle muarrefe...", gayrimüslim ise "... zeyl-i vesikada muharre'ül-esami kesan tarifleriyle muarrefe..." tabiri kullanılmaktadır. Mahkemede düzenlenen vekâletnamelerde de bazen şahitler huzurunda kimlik tespiti yapılmaktadır. Bazı şahıslar velisi veya vasisi bulundukları kimseler, küçük yaştaki çocukları, kardeşleri adına ya bizzat kendileri dava açtıkları veya vekâlet verdikleri görülmektedir. Mahkemede hazır olmayan vekillere de vekâlet verildiği görülmektedir. Mahkeme gerek gördüğünde şahitlik yapacak kimselerin güvenilir olup olmadıklarını tespit etmek için müzekki tayin ettiği mahalle imamı, muhtarı ve ileri gelen bazı kimseler vasıtasıyla önce gizlice sonra açıkça araştırma yaptırır, şahitlerin ancak güvenli oldukları takdirde şahitliklerini kabul etmektedir ki bu husus gerçekten kayda değer. Yine birçok davada mahkemede adeta jüri vazifesi görüp hakimi yanılmaktan koruyan "Şuhud'ül-hal"in bulunması mahkemelerin açık işlediğini göstermekte ve bugün bütün dünya için örnek teşkil etmektedir. 61 62 63 64 Halil AYGAN,, a.g.tez, s.30. Halep Vilâyeti Salnamesi ( H.1324 ), s. 457. AYGAN, a.g.tez, s.30. Geniş bilgi için bk. RAMAZANOĞLU, a.g.tez : s.57-60.