SALUR KAZAN IN EVİ YAĞMALANDIĞI BOY DA SALUR KAZAN VE ÇOBAN SALUR KAZAN AND HERDMAN IN SALUR KAZAN IN EVİ YAĞMALANDIĞI BOY

Benzer belgeler
ASıL ADı KITAB-ı DEDE KORKUT ALÂ LISAN-ı TAIFE-I OĞUZAN (OĞUZLARıN DILIYLE DEDE KORKUT KITABı)

TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler

İnci. Hoca GEÇİŞ DÖNEMİ ESERLERİ (İLK İSLAMİ ESERLER)

-Anadolu Türkleri arasında efsane; menkabe, esatir ve mitoloji terimleri yaygınlık kazanmıştır.

TÜRK MİTOLOJİSİ DR.SÜHEYLA SARITAŞ 1

AXEL OLRİC İN EPİK YASALARI IŞIĞINDA SALUR KAZANUN EVİ YAGMALANDUGI BOYU BEYAN EDER İSİMLİ HİKÂYENİN OKUNMASI

YARATILIŞ MİTLERİ DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ-I 1.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. Orta Asya Tarihine Giriş

Bir başka ifadeyle sadece Allah ın(cc) rızasına uygun düşmek için savaşmış ve fedayı can yiğitlerin harman olduğu yerin ismidir Çanakkale!..

DERS YILI MEV KOLEJİ ÖZEL ANKARA ANADOLU LİSESİ VE FEN LİSESİ 10. SINIFLAR TÜRK EDEBİYATI DERSİ YARIYIL ÖDEVİ

Uluslararası Dede Korkut Konferansı

Prof.Dr. Naciye Yildiz Gazi Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Völümü

NER TERİMİNDEN HAREKETLE TÜRK MİTOLOJİK DEĞERLERİNİN SÜNNET TÖRENLERİNE ETKİSİ THE EFFECT OF TURKISH MYTHOLOGICAL VALUES TO

Mitlerin Sınıflandırılması DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

AXEL OLRİC İN EPİK YASALARI IŞIĞINDA SALUR KAZANUN EVİ YAGMALANDUGI BOYU BEYAN EDER İSİMLİ HİKÂYENİN OKUNMASI

Mitoloji ve Animizm, Fetişizm. Dr. Süheyla SARITAŞ 1

temlerini işlediği şiirlerinden bazıları: Yol Düşüncesi, Sessiz Gemi, Rintlerin Akşamı, Ufuklar, Mehlika Sultan.

TARİH KPSS İSLAMİYETTEN ÖNCE TÜRK DEVLETLERİNDE KÜLTÜR VE MEDENİYET ARİF ÖZBEYLİ

BİR BAYRAK RÜZGÂR BEKLİYOR

BİLMEN LAZIM BİTKİLERİN VE HAYVANLARIN DÜNYASINA TEFEKKÜR PENCERESİNDEN BAKALIM

ORTA DOĞU VE KAFKASYA UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

Türk Mitolojisi ve Türklerde Totemizm DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

A. Bütün boylarda geçen kahramanlar: B. ikiden çok boyda geçip bütün boylarda geçmeyen kahramanlar:

Ziya Gökalp. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Göçmen bir yaşam. Göçleri sırasında fite kadar yükselen telli turnaların en büyük düşmanı kartallardır.

Devleti yönetme hakkı Tanrı(gök tanrı) tarafından kağana verildiğine inanılırdı. Bu hak, kan yolu ile hükümdarların erkek çocuklarına geçerdi.

Atatürk ün Kişisel Özellikleri. Elif Naz Fidancı

Kafiristan nasıl Nuristan oldu?

International Journal of Languages Education and Teaching

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

Mitosta, arkaik anaerkil yapı Ay tanrıçalığı ile Selene figürüyle sürerken, söylencenin logosu bunun tersini savunur. Yunan monarşi-oligarşi ve tiran

tellidetay.wordpress.com

Proje Adı. Projenin Türü. Projenin Amacı. Projenin Mekanı. Medeniyetimizin İsimsiz Taşları. Mimari yapı- anıt

ALP TİPİ KAVRAMI ÇERÇEVESİNDE MANAS. Mehmet Emin BARS

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Tanrı İbrahim in Sevgisini Deniyor

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak

ÖZGEÇMİŞ. 4. Öğrenim Durumu :Üniversite Derece Alan Üniversite Yıl Türk Lisans. Halk Atatürk Üniversitesi Türk Halk Hacettepe Üniversitesi 1971

İÇİNDEKİLER BÖLÜM I BÖLÜM II. vii GİRİŞ / 1 ÇOCUK VE KİTAPLARI / 17

KANLI KOCA OĞLU KAN TURALI BOYUNUN AXEL OLRĐC ĐN EPĐK YASALARI ÇERÇEVESĐNDE ĐNCELENMESĐ Ali KARADAVUT *

HİKÂYE (ÖYKÜ) Tarihçe ve İlkler Dede Korkut (Korkut Ata) Kimdir? Dede Korkut Hikâyeleri ve Eğitim Araştırma Sonuçları Yararlanılan Kaynaklar

türk mitolojisi kaynakçası

Tanrı İbrahim in Sevgisini Deniyor

İÇİNDEKİLER. Maide Suresi 116 Ve 117. Ayetlerinin Manası Nedir? Teveffi Kelimesi Ve Arap Dili. Teveffinin Manasıyla İlgili Hodri Meydan

AİLEYE MUTLULUK YAKIŞIR! HAYAT SEVİNCE VE SEVİLİNCE GÜZEL

Türklerin Anayurdu ve Göçler Video Ders Anlatımı

5. SINIF TÜRKÇE KELİME TÜRLERİ TESTİ. A) Ben ise yağmur yağmasını bekliyordum. Cümlesindeki isimlerin hepsi tekildir.

LORD RAGLAN IN GELENEKSEL KAHRAMAN KALIBI VE BOĞAÇ HAN

BENDEN SELAM OLSUN BOLU BEYİ'NE

Doç.Dr. Abbas KETİZMEN Kazakistan milli televizyonunda

UYGUR TÜREYİŞ EFSANESİ NDEN HAREKETLE KIZ KUMU EFSANESİNDE MİT-RİTÜEL İLİŞKİSİ *

Emine Aydın. Resimleyen: Sevgi İçigen. yayın no: 104 ÇOCUKLAR için islâm TARiHi

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ

Rut: Bir Aşk Hikayesi

ÖZGEÇMİŞ. Ekim Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Lisans Türk Dili ve Edebiyatı Mimar Sinan Üniversitesi 1991 Marmara Üniversitesi 1994

DEDE KORKUT KİTABI'NDA DİNÎ-MİTOLOJİK YARDIMCI KAHRAMAN MOTİFİ. The Religious-Mythological Assistant Hero Motif in Dede Korkut Literary Work

GELENEĞİ GELECEĞE TAŞIYAN OĞULLAR: DEDE KORKUT KİTABI NDA BABA - OĞUL İLİŞKİSİ

İSLAMİYET ÖNCESİ TÜRK TARİHİ TEST

Eşeğe Dönüşen Kabadayı Makedonya Masalı (Herşeyin bir bedeli var)

EĞİTİMDE MODEL OLUŞTURMADA DESTANLARIN ÖNEMİ

Kadının Eski Türklerdeki Konumu ve Değeri

İÇİNDEKİLER GİRİŞ BİRİNCİ KİTAP

Abant İzzet Baysal Üniversitesi, Kültür Merkezi Mavi Salon. Prof. Dr. Mustafa ALİŞARLI Abant İzzet Baysal Üniversitesi Rektörü

MUTLU HAFTALAR. Emrah&Elvan PEKŞEN

MUTLU HAFTALAR. Emrah&Elvan PEKŞEN

Tanrı nın İbrahim e Vaadi

DESTANLAR VE MASALLAR. Muhsine Helimoğlu Yavuz HILE İLE DILE. Masal. KÜRT MASALLARI Resimleyen: Claude Leon

Hz. Ali nin şehit edilmesinin ardından Hz. Hasan halife olur. Ancak babası zamanından kalma ihtilaf yüzünden Muaviye ile iç savaş başlamak üzereyken

DERS PLANI DEĞİŞİKLİK SEBEBİNİ İLGİLİ SÜTUNDA İŞARETLEYİNİZ "X" 1.YARIYIL 1.YARIYIL 2.YARIYIL 2.YARIYIL. Kodu Adı Z/S T+U AKTS Birleşti

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ

ÖNCESİNDE BİZ SORDUK Editör Yayınevi LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Yeni Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55

1 Ahlâk nedir? Ahlâk; insanın ruhuna ve kişiliğine yerleşen alışkanlıklardır. İki kısma ayrılır:

İSLÂMİYET ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI İSLÂMİ İLK ESERLER SORU PROĞRAMI AHMET ARSLAN

DİKTE METNİ 1 DİKTE METNİ 2

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım

Lütfi ŞAHİN /

geliştirmemize yardımcı olur.

İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatı

10.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Tanrı nın İbrahim e Vaadi

Aruzla şiire başlayan sanatçılar, Ziya Gökalp in etkisiyle sonradan hece ölçüsüyle yazmaya başlamışlardır.

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

BASKETBOLCU AHMET İLKÖĞRETİM 1. SINIF. Gülşen DEMİR Porsuk İlkokulu /Odunpazarı /ESKİŞEHİR

MALTEPE SİHİRLİ GEMİLER ANAOKULU MAYIS AYI BÜLTENİ 3 YAŞ

BAŞBAKAN YARDIMCISI HAKAN ÇAVUŞOĞLU, BATI TRAKYALI GENÇLERLE YTB DE BULUŞTU Cuma, 13 Nisan :47

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 BÖLÜM 2

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Kral Davut (Bölüm 2)

( Mesnevi den 8 şirli) r H i k â y ele

Türk tefekkür dünyasında kadın: oğuz kağan dan günümüze. M.Еkici, Prof. Dr. İzmir, Türkiye

KÜLTÜRÜMÜZDE DEDE KORKUT KİTABI

Mübariz İbrahimov tek başına 45 Ermeni asker ve subayı

APOCRYPHA KRAL JAMES İNCİLİ 1611 SUSANNA. Susanna

III. ÜNİTE: İLK TÜRK DEVLETLERİ 2. KONU: ORTA ASYA DA KURULAN İLK TÜRK DEVLETLERİ

ÝÇÝNDEKÝLER ANLAM BÝLGÝSÝ...13 YAZIM BÝLGÝSÝ...23 DÝL BÝLGÝSÝ...25 ANLAM BÝLGÝSÝ...27 YAZIM BÝLGÝSÝ...37 DÝL BÝLGÝSÝ...39 ANLAM BÝLGÝSÝ...

Transkript:

The Journal of Academic Social Science Studies International Journal of Social Science Volume 3 Issue 2, p. 55-63, Winter 2010 SALUR KAZAN IN EVİ YAĞMALANDIĞI BOY DA SALUR KAZAN VE ÇOBAN SALUR KAZAN AND HERDMAN IN SALUR KAZAN IN EVİ YAĞMALANDIĞI BOY Abstract Folk knowledge products bring up the emotions and thoughts of folk. In these products the characteristict of society are hidden. It is possible to see the thought and life styles of people clearly in stories which are also the part of Folk knowledge products. In our article Salur Kazan and the tip of herdsman, in "Salur Kazan'ın Evinin Yağmalandığı Boy" which takes place in the stories of Dede Korkut is studied. The herdsman in this story is prominent because of being a member of common people. The personality traits of the herdsman are clarified. The clarification of personality traits of the herdsman who is a member of common people is also prominent because it gives opinion about the characteristics of Oğuz people in that period. Key Words: Herdsman, Salur Kazan, people, heroism. Öz Halk Bilgisi ürünleri, halkın duygu ve düşüncelerini ortaya koymaktadır. Bu ürünlerde oluşturulduğu toplumun özellikleri saklıdır. Bu ürünlerden biri olan hikâyelerde de halkın düşünce ve yaşam biçimlerini belirgin bir biçimde görmek mümkündür. Makalemizde, Dede Korkut Hikâyeleri'nden biri olan " Salur Kazan'ın Evinin Yağmalandığı Boy" adlı hikâyedeki Salur Kazan ile çoban tipi incelenmiştir. Çoban, bu hikâyede halktan bir kişi olması bakımından önemlidir. Halktan bir üye olan çobanın kişilik özelliklerinin belirlenmesi o dönem Oğuz halkının özellikleri hakkında fikir vermesi bakımından önem taşımaktadır. Anahtar Kelimeler: Çoban, Salur Kazan, halk, kahramanlık Giriş Halk bilgisi ürünleri, halk inançlarını, düşünce yapılarını, hayata bakış tarzlarını ortaya koymaktadır. Bu ürünlerde içinde oluşturulduğu toplumun nitelikleri saklıdır. Bu nedenle Dede Korkut Kitabı ndaki hikâyeler, halkın gelişim aşamalarını vermesi bakımından oldukça önemlidir. Bu makale Dede Korkut Kitabı ndaki hikâyelerden Dresten nüshasında ikinci sırada bulunan Salur Kazan ın Evi Yağmalandığı Boy hikâyesindeki Salur Kazan ile çobanının kişisel özelliklerini tespit etmek amacıyla hazırlanmıştır. Adı geçen hikâyenin kahramanı olan Salur Kazan ın ele alınmasının nedeni yönetici ile halk arasındaki benzerlikleri

Salur Kazan ın Evi Yağmalandığı Boy da Salur Kazan ve Çoban 56 ve farklılıkları tespit etmektir. 1. Salur Kazan Dede Korkut Kitabı gibi başından sonuna kadar kahramanlıklarla örülü olan bir eserde, bu destanî hikâyeler yumağında, özellikle bir boyun ele alınıp ondaki yiğitlerin değerlendirilmesinin özel bir sebebi yoktur. Ancak boyların tamamındaki yiğitleri bir arada düşünür ve bir sonuca ulaşırsanız, Dresten nüshasında ikinci, Vatikan nüshasında üçüncü boy olarak yer alan Salur Kazan un İvi Yağmalandığı Boy un özel bir yeri olduğu görülecektir. (Sakaoğlu, 1998: 53). Gerçekten de Salur Kazan hikâyesinde hem Oğuzların en önemli beylerinden olan Kazan Bey ile ilgili hem de diğer Oğuz beyleri ile ilgili verdiği bilgiler, bu hikâyeye diğer hikâyeler içerisinde önemli bir yer ayırmıştır. Dede Korkut Hikâyeleri nde Oğuzların beylerbeyi olarak geçen, Bayındır Han dan sonra gelen, fakat Bayındır Han dan daha aktif görünen Salur Kazan, Dede Korkut dışında, hem Oğuz hem de Kıpçak sahası Türk destanlarında adı çok geçen Oğuz alpıdır (Duymaz, 1996: 49). Kazan Han, Türklerde çok eski bir gelenek olan yağma geleneğini devam ettirmektedir ve hem iç Oğuz un hem de Taş Oğuz un hanıdır (Duymaz, 1997: 19-20). Buna rağmen, edebiyat dünyasında Deli Dumrul, Bamsı Beyrek, Tepegöz kadar ilgi görmemiştir. Salur Kazan ismi sadece Dede Korkut Kitabı nda geçmemiştir. Şecere-i Terakime, Cami üt-tevarih, Selçuk-nâme, Hazihi er-risâleti min kelimâti Oğuznâme el-meşhur bi-atalar sözü, Tuhfetü s-sürûr gibi eserlerde Salur Kazan ismi geçmektedir (Duymaz, 1997: 20-26). Salur Kazan, düşmanlarının destanlarında yer bulabilecek kadar güçlü bir Oğuz kahramanıdır. Salur Kazan, Hanlar Hanı Bayındır Han ın güveyisi ve Oğuz beylerindendir. Bayındır Han ın buyruğunda aktif olarak ön plandadır. Salur Kazan, İç Oğuz beylerindendir ve tüm Oğuz beyleri ona tabidir. Dede Korkut Hikâyeleri nin mihver kahramanıdır. Bütün savaşlarda başa savaşır. Dede Korkut Kitabı nda Deli Dumrul ve Kanlı Kocaoğlu Kanturalı hikâyelerinde adı geçmez. Öteki hikâyelerde ismi öne geçer. Salur Kazan ın üzerinde tek Bayındır Han vardır. Dresten nüshasında II, IV, IX ve XII. hikâyelerde asıl kahraman Kazan dır. Üç hikâye onun ismiyle anılmaktadır: Salur Kazan ın Evinin Yağmalanması, Kazan oğlu Uruz Bey in Tutsak Olması ve Salur Kazan Tutsak Olup Oğlu Uruz un Çıkarması. Salur Kazan tasvirlerden en çok pay alanlardan biridir. Ulaş-oğlu ol erenlerün arslanı, tülü kuşun yavrısı, beze miskin umudu, amıt suyunun aslanı, Karaçuğun kaplanı, konur atun iyesi, Han Uruz un babası, bayındır Hanun güvegüsü, kalın Oğuzun devleti, kalmış yiğit arhası Salur Kazan Han (Gökyay, 2000: 16). Dede Korkut Hikâyeleri nin kahramanlarında cihangirlik ihtirası yoktur. Şerefini ve ailesini koruma ve kurtarma hissi görülür. Kahramanlık akıncılık şeklinden çıkıp, başka duygularla birleşmiştir (Kaplan, 2004: 15). Hikâyede, Kazan malını ve ailesini kurtarmak için savaşır. Cesaret bu kahramanın en büyük özelliğidir. Nitekim düşman karşısına tek başına çıkmak için çobanını dahi ağaca bağlamıştır. Salur Kazan kendi kuvvetine inanarak, düşman üzerine tek başına gitmiştir. Eserde beşeri bir mücadele bulunmaktadır. Maddî kuvvetin varlığı önemlidir. Salur Kazan, dış özellikleriyle tasvir edilmiştir. Erenlerün arslanı, tülü kuşun yavrısı, Amıt suyunun aslanı, Karaçuğun kaplanı gibi tasvirlerde benzetmelerin genellikle hayvanlarla yapıldığı görülmektedir. Kazan Han ın başlıca özelliklerinden biri de gururlu olmasıdır. O düşman karşısında mağrur bir hal takınmıştır. Annesine derin bir sevgiyle bağlanmıştır. Her şeyden önce anne!

57 Mal feda edilir, oğul feda edilir, karı feda edilir fakat anne, asla! (Kaplan, 2004: 44). Bu sevgiyi aynı zamanda Kazan ın oğlu Uruz un, annesi Burla Hatun a karşı gösterdiği de hikâyede dikkat çekmektedir. Kazan bu toplumun direğidir. Aynı zamanda kendisi gibi yiğitler ailesine mensuptur. O buna rağmen müstesna değildir. Etrafında kendisi gibi birçok kahraman vardır (Kaplan, 2005: 43). Kazan Han da kuvvet, yiğitlik, galip gelme ve hâkim olma ihtirası vardır. Yiğitlik kadar hayatın tadını çıkarmaktan da hoşlanır. Bol bol ziyafetler verir, attan aygır, deveden buğra, koyundan koç kırdırır. Bu ziyafetlerde şarap içer, kâfir kızlarını oynatır. Buna rağmen onları asıl eğlendiren hareket, av ve savaştır (Kaplan, 2005: 45). Yukarıda bazı özelliklerini sıraladığımız Salur Kazan, Oğuz beylerindendir. Mehmet Kaplan ın alp tipi şeklinde tasvir ettiği tipin tüm özelliklerini taşır. Şimdi, bu kahramanlar toplumunda halktan bir kişi olan çoban üzerinde duralım. Şimdiye kadar Dede Korkut üzerine yapılan çalışmalara bakıldığında bu hikâyelerin kahramanlarıyla yığınla çalışma yapıldığı görülecektir. Çobanda tespit edilecek özellikler, halkın diğer fertleriyle ilgili bizlere ipuçları verecektir. Hanlarının yiğitlerden meydana geldiği bir toplumda çoban nasıl bir kişidir, ne yapar bu bizce bilinmesi gereken bir konudur. 2. Türk Kültüründe Çoban ve Karaçuk Çoban Mehmet Kaplan, jeolojide bir arazi parçasını, tıpta bir dokuyu incelemek için kesit yapılması ne derece önemliyse, edebî bir eseri tanımak için de bir sayfayı tespit etmenin, onunla ilgili canlı fikirler verebileceğini ifade etmiştir (Kaplan, 2005: 42). Çobanın kişisel özellikleri de, bizlere, beylerin dışındaki Oğuz insanlarının yaşamıyla ilgili ipuçlarını verecektir. İslam Ansiklopedisi çobanı tarif ederken, koyun ve sığır güden kişi şeklinde tanımlamaktadır. Kelimenin bazen hakaret anlamında kullanıldığını, kaba ve cahil halkı gösterdiğini ifade etmiştir. Bazen de çoban kelimesi tam aksine hodgâm ve nankör efendisinin kurtarıcısı ve yardımcısıdır (1997: 439). İlerleyen bölümlerde görüleceği gibi, verilen tanımdan, bizim inceleyeceğimiz çoban, daha çok efendisinin kurtarıcısı olarak karşımıza çıkacaktır. Halk düşüncesinde mesleklerin simgeledikleri bazı statüler vardır. Bu belirlemelerde daha ziyade inanç motifleri tanımlayıcı olur. Bu tiplemeler halk irfanında örnek olucu özellikler taşırlar. Halk inançlarına göre çobanlık yapmayan peygamber yoktur. Peygamberler bu görevi hayvan sürüsü güdücülüğünü bıraktıklarında da sürdürmüşlerdir. Çoban koruyan, kollayan, saklayan, yönlendiren, yönetendir. Bu bakımdan peygamberlik ile çobanlık arasında görev alanı bakımından ciddi bir yakınlık vardır. Ayrıca çobanların bitki ve hayvanların dillerini bildiklerine dair halk inancı, onların kalp gözlerinin açık olmasına bağlanmıştır. Halk arasında çoban yemini denen bir yemin türü vardır ki bu yeminin geçerliliğine delalet eder. Çoban kazancının, farklı şekilde helal olduğuna inanılır. Kuraklık karşısında keramet gösterip asasını veya topuğunu yere vurarak yerden su çıkarabilen veli kullarla ilgili anlatmalarda bunların çoğunun çoban olduğu görülür. Türk kültür coğrafyasında çoban köprüsü, çoban çeşmesi olmayan bir belde ve Türk kültürlü halkların dilinde çobanın bu özelliğiyle ilgili efsanesi olmayan bir halk yoktur. Çoban kültündeki mistik muhtevayı yalın bir Muhammed (sav) ümmeti olmakla izah etmek mümkün değildir. Gılgamış, Dede Korkut destanlarında çoban temasındaki ortaklık göze çarpar. Sümer Kil tabletlerinde Kutsal İnana ile Kutsal Çoban ın karşılıklı aşk şiirleri bulunmuştur. Çoban etrafında toplanan bu anlatılar Çoban

Salur Kazan ın Evi Yağmalandığı Boy da Salur Kazan ve Çoban 58 Kültü oluşturmuştur. Bu kültün yansımalarını yer ve aile isimlerinde, sözlü edebiyat ürünlerinde görebiliyoruz. Çoban tiplemesi halk tefekküründe sabrın, azmin, kanaatkârlığın, özverinin, güvenirliğin simgesidir ( http://www.yasarkalafat.info/index.php ). Göçebe olan ve hayvan besleyen milletlerin mitolojisinde hayvanların önemi büyüktür. Bu hayvanları koruyan ata ruhları kültünün varlığına inanılır. Çoban ve çobancılığın, ekonomik düzeyin üst tabakasında olduğu bir çağda Çoban Ata kültü ortaya çıkmıştır. Orta Asya da ve özellikle de Türkmenlerde geniş bir kesim tarafından bilinen Çoban Ata, Kazaklarda Şopan Ata, Kırgızlarda Çapan Ata, Kazan Tatarlarında Çupan veya Çulpan Ata adlarıyla bilinmektedir. Çoban Ata koyunların ve çobanların koruyucu ata ruhudur. Çobanlığın hamisi, sığır, at ve koyun sürülerinin iyesi olan Çolpan, alaca ata binmiş ve gök çayırda at sürüsünü otlatan bir antropomorf varlık olarak düşünülür. Çoban Ata, bozkırdaki hayvanları ilk evcilleştiren, bu hayvanlara ilk çobanlık yapan medeni kahramandır. Zamanla medeni kahramanlık görevini yitiren Çoban Atalar, İslamiyet ten sonra evliyalık yükü ile yüklenmişlerdir. Göçebe bir kavim olan Türklerde at çobanlığı diğer çobanlık türlerinden üstün bilinmiştir ( Bayat, 2007: 81-88 ). Uygur soyluları ve boyları, ayrı renkte ve özel cinste atlar yetiştirmişlerdir. Eski Türk hayatının tek kanunu, disiplin ve düzen idi. Bir hakana bağlı herkesin, yeri belli ve otlağı sınırlandırılmıştı. Herkes malına kendi kişiliğinin sembolü olan bir damga vurur ve Türk töresi ve kanunları dışında kimse bu mallara sahip çıkamazdı ( İnan, 2001: 204 ). Çoban kültü birçok Türk destanında da karşımıza çıkmaktadır. Manas destanında, Manas ın Ulu Hatun u Kanıkey in babası koyun çobanı, Manas ve ailesi at çobanı dır. Manas at çobanı olduklarından dolayı, koyun çobanı olan kabileye küçümseyerek bakmaktadır. Manasın oğlu Semetey Han bölümünde de Manas ın yakın arkadaşı Kül-Çora dokuz çobanlı büyük sürüde çobanlara hizmet ederek vaktini geçirir ( Ögel, 1998: 513-539; Gülensoy, 2002 ). Salur Kazan hikâyesindeki çoban tipi, Karaçuk Çoban adıyla karşımıza çıkmıştır. Karaçuk Çoban ın II. hikâyede önemli yeri vardır. Dede Korkut Hikâyeleri nde bundan başka Soğan Sarı Çoban, Kazılık Koca-oğlu Yeğenek hikâyesinde; Konur Koca Sarı Çoban ise Tepegöz hikâyesinde yer almaktadır. Bu çobanların isimleri bulundukları hikâyelerde birer kez geçer ve aktif rol oynamazlar. Bu çobanlar konumuz dışında bulunmaktadır. Çalışmamız tamamen Karaçuk Çoban la sınırlandırılmıştır. Karaçuk, Türkistan da bulunan bir dağ, Türkistan da Tanrı Dağları nın batı kolları üzerindeki dağ, Biri Musul, öteki Diyarbakır yakınlarında, Dicle boyunda Türklerin yaylak edindikleri iki dağın adı şekillerinde tanımlanmıştır (Gökyay, 2000: 335-336). Yukarıdaki tanımlara bakarak Karaçuk un kesinlikle bir yer ismi olduğunu anlamak mümkündür. Çoban, sıfatını yer isminden almıştır. Karaçuk muhtemelen çobanın doğduğu yerdir: Kâfir aydur: Kazanun Kapular Devrendi ağzında on bin koyunu vardur. (Gökyay, 2000: 17). Bu ifadeler çobanın, koyunlarını güttüğü yerden sıfatını almadığını göstermektedir. Altı yüz kâfir atlanıp, Kazan Han ın koyunlarını almaya gelirler. Çoban aynı gece kara kaygılı bir rüya görür: Gece yatur iken Karaçuk çoban kara kaygulu bir vakıa gördü, vakıasından sürmürdü, belinleyü ur-durdu. (Gökyay, 2000: 17). Olabilecek olaylarla ilgili rüya görme birçok destanda rastlanan bir olaydır. Bu rüyalar genellikle destanlarda birinci derecede önemli kişiler tarafından görülür. Yine aynı hikâyede Kazan Han ın avdayken malının başına geleceklerini işaret veren kara kaygılı rüyayı gördüğünü, bunu kardeşi Kara Göne ye yordurduğunu görürüz (Gökyay, 2000: 19). Bu rüya motifi, Oğuz Kağan destanında da görülmektedir. Oğuz Kağan ın veziri Uluğ Türük tarafından böyle bir rüya görülür. Bu rüya, Oğuz Kağan ın devletinin geleceğiyle ilgili ipuçlarını vermiştir (Banarlı, 1997: 20).

59 Bunlar, hikâyede rüyayı bizzat gören kişinin ne derece önemli biri olduğunu ortaya koymaktadır. Çünkü rüyayı gören kişiler eserlerde genellikle önemli görülenler olmuşlardır. Hikâyenin genelinde de birçok yerde Karaçuk Çaban ın kahramanlığıyla Salur Kazan ın önüne geçtiği görülmektedir. Koyun sürüsü, bu toplumun hayatı demektir. At veya koyun sürüsü atlı-göçebe medeniyeti topluluklarının önemli bir parçasını teşkil eder. Onun muhafazası önemlidir. Bu işi üzerine alan çoban da önemli bir değer kazanacaktır. Çok çetin bir hayat süren bu toplumda insanın değeri genellikle vücut kuvveti etrafında toplanır. Çoban da bilhassa vücut kuvveti bakımından üstün bir varlıktır. Kazan ın koyunlarını muhafaza eden çoban maddî kuvvet itibariyle son derece mübalağalı bir şekilde tasvir edilmiştir (Kaplan, 2005: 53). Çobanun üç yaşar dana derisinden sapanınun ayasıyıdı, üç keçi tüyünden çatlağucuyıdı. Her atanda on iki batman taş atarıdı. Atduğu taş yere düşmezidi. Yere dahı düşse toz gibi savrulurıdı, ocak gibi obrulırıdı. Üç yıladak taşun düştüğü yerün otu bitmezidi. Semüz koyun arık toklu bayırda kalsa, kurt gelüp yemezidi, sapanun korhusundan. (Gökyay, 2000: 26). Bazı yerlerde Karaçuk Çoban ın kuvveti o derece abartılmış ki, bir ağacı kökünden söküverecek kadar kuvvetlidir: Karaca Çoban, zarb-eyledi, kaba ağacı yeri ile, yurduyıla kopardı, arkasına aldı, Kazanun ardına düşdü. (Gökyay, 2000: 23). Şökli Melik, Kazan ın avda olduğu bir zamanda, Kazan ın evlerini yağmalar, tavla tavla şahbaz atlarını, katar katar kızıl develerini, ağır hazinesini alır. Kırk ince belli kız ile karısı Burla Hatun u, karıcık anasını, oğlu Uruz Bey i ve kırk yiğidini esir alır. Altı yüz kâfiri Kapular Dervendi ne, koyunlarını alması için yollar. Karaçuk Çoban ın yanında kardeşleri Kıyan-Gücü ve Demür-Gücü vardır. Dede Korkut Hikâyeleri nde en çok üç, yedi ve kırk sayıları kullanılmıştır. Üç sayısı üç kardeş, üç zor iş, üç gün üç gece gibi ifadelerde kullanılmaktadır. Karaçuk Çoban da kardeşleri Kıyan Gücü ve Demür Gücü ile üç kardeştirler. Kâfirler, Karaçuk Çoban dan Kazan beyin koyunlarını isterler. Bunları verince canı bağışlanacak ve ona beylik verilecektir. Fakat Karaçuk Çoban gururludur. Kendisini herkesten üstün görmektedir. Karaçuk Çoban, Şökli Melik in adamlarına şöyle meydan okur: Herze merze söyleme mere itüm kâfir İtüm ile bir yalakda yundum azgun kâfir Altundagı alaca atun ne ögersin Ala başlu erkeçimçe gelmez mana Başundagı tuğulganı ne ögersin itüm kâfir Başumdagı börkümçe gelmez mana Altmış tutam gönderünü ne ögersin mel un kâfir Kızılcık degnegümce gelmez mana Belügünde doksan okun ne ögersin mere kâfir Ala kollu sapanumca gelmez mana (Gökyay, 2000: 18).

Salur Kazan ın Evi Yağmalandığı Boy da Salur Kazan ve Çoban 60 Karaçuk Çoban onurludur ve gurur hissi ile doludur. Kibirli tavrıyla dikkat çekmektedir. Sahip olduğu çobanlığı düşmanının beyliğiyle değişmeyecek derecede gurur sahibidir. Dede Korkut Hikâyeleri ndeki kahramanlardan bazıları, sahip oldukları aletlerle düşmanın aletlerini mukayese ederek övünmüşlerdir. Fakat bu mukayeselerde belirtilmek istenen üstünlük aletlerden ziyade insana aittir (Kaplan, 2004: 78). Karaçuk Çoban tarafından yukarıda söylenen ifadeler ile sapanını övdüğü cümlelerde bu açıkça görülmektedir. Karaçuk Çoban burada aletlerini değil asıl kendisini övmektedir. Er, kullandığı aletten üstün görülmektedir. Karaçuk Çoban koyunlarını vermemek için direnir ve savaşır. Burada çoban tıpkı beyler gibi yücelmektedir. Savaşta çoban, üç yüz kâfiri sapanıyla öldürür, düşman kaçar fakat iki kardeşi şehit olur. Kazan Han gördüğü kaygılı rüya üzerine yurduna geri döner. Çobanı bulur. Ona neler olduğunu sorar. Çoban bu anda beyini uyarır, başına bu iş geldiğinde nerede olduğunu sorar. Bu aynı zamanda yapılan yanlışlık karşısında, muhatabı beyi de olsa bunun söylenebileceğini göstermektedir: Mere bilisi azmış, devleti düşmüş, kara kaygular üşmüş, ölmüşmüydün, yitmişmiydin a Kazan, kanda gezeridün? Ne yerlere gitmişidün? Neredeyidün, a Kazan? (Gökyay, 2000: 21). Karaçuk Çoban gücünün, kuvvetinin yanı sıra cesurdur. O derece cesaret sahibidir ki tek başına kâfirin üstüne gitmekten çekinmez. Çoban, Kazan dan tek başına düşmanın üstüne gitmek için izin ister: Konur atun ağam Kazan vergil mana Altmış tutam gönderünü vergil mana Ap-alaca kalkanun vergil mana Kara polat öz kılıcunu vergil mana Sadağunda seksen okun vergil mana Ağ tozluca katı yayun vergil mana Kâfire men varayın Yeniden doğanın öldüreyin Yenümile alca kanın ben sileyin Ölür isem senün uğruna ben öleyin Allah-u Taâlâ korısa Varayın kâfirden evünü ben kurtarayın (Gökyay, 2000: 22). Karaçuk Çoban böyle söyler ve düşman üstüne gider. Kazan tarafından durdurulur. Niçin düşman üstüne gideceğini şöyle açıklar: Ağam Kazan, sen evün almağa giderisen, men dahı karındaşlarum kanını almağa giderem. (Gökyay, 2000: 22). Çobanın gerekçesi Salur Kazan a göre daha gerçekçidir. Salur Kazan düşmandan malını, esir anasını, karısını ve oğlunu almak için gider, fakat çobanın kardeşleri öldürülmüştür. Onların kanını almak, ölen kişinin öcünü almak, sağ olanların intikamını almaktan daha önemlidir. Bu bakımdan çobanın düşüncesi daha öncelikli

61 görünmektedir. Kazan Hanın, gelmemesi için ağaca bağladığı çobanı, ağacı yeriyle koparıp peşine düştüğünü görünce şaşırır, bu halin ne olduğunu sorar. Çobanın cevabı oldukça espirilidir: Ağam Kazan bu ağaç ol ağaçdur kim sen kâfiri basarsın dahı karnun acığur, men sana bu ağacıla yemek bişürürün. (Gökyay, 2000: 23). Verilen bu cevap Salur Kazan ın hoşuna gider, çobanın gelmesine izin verir. Ellerini çözer, alnından öper. İkisi birlikte yola koyulur. Karaçuk Çoban sabırsızdır. Düşmanı görür görmez aklı başından gider, hemen sapanına davranır. Fakat Kazan Han, anasını düşmandan aldıktan sonra, saldırmayı emreder. Çünkü karıcık olmuş anası savaş esnasında atların ayakları altında kalabilir: Karaçuk Çoban kâfirun ordusunu gördükde ihtiyarı kalmayup sapanını çatlatdı. Dünya âlem gözüne karanu oldu. Kazan aydur: Mere Karaçuk Çoban, sabr-et, anamı kâfirden dileyeyim, at ayağı altında kalmasun, dedi. (Gökyay, 2000: 26). Kâfirlerin, Kazan ın isteğine olumsuz yanıt vermesi, Karaçuk Çoban ı öfkelendirir. Salur Kazan ın yaman çobanı şiddetli küfürler savurur ve düşmana karşı hücuma geçer: Mere itüm kâfir Mere dini yok akılsız kâfir Usu yok derneksüz kâfir Karşu yatan karlu kara dağlar Karayıpdur otu bitmez Kanlu kanlu ırmaklar Karıyıpdur suyu gelmez Şahbaz şahbaz atlar Karayıpdur kulun vermez Kızıl kızıl develer Karıyupdur köşek vermez Mere kâfir Kazan begün anası Karıyıpdur oğul vermez. Oğuzun dölün almakdan safan varsa, Şökli Melik, kara gözlü kızun varısa getür, Kazan a ver, mere kâfir, senün kızundan oğlu doğsun, siz anı Kazan bege kırım koyasız. (Gökyay, 2000: 27). Oğuz beyleri bu sırada yetişirler ve on iki bin kâfiri kılıçtan geçirirler. Kazan Bey ordusuna, oğlanına, anasına, hatununa kavuşur. Hazinesini alır, geri döner. Karaçuk Çoban ı imrahor eyler. İmrahor kelimesini Gökyay şöyle açıklar: Ahır beyi, seyis başı, sultanın veya beyin ahırlarına bakan kimse. (Gökyay, 2000: 228). 3. Sonuç Oğuzlar geniş tabiat ortasında, hayvan sürüleriyle birlikte yaşamışlardır. Av avlar, kuş kuşlardı. Göçer evlerde yani çadırlarda otururlar, hayvanlarına en müsait yer neresi ise

Salur Kazan ın Evi Yağmalandığı Boy da Salur Kazan ve Çoban 62 oraya konarlar. Otlaktan otlağa geçer dururlar. Onlar bu yaşayış tarzının mahsulleridir. Karakterlerini, hayat görüşlerini bu yaşayış tarzı, hayvancılık ve akıncılık tayin eder. Oğuzlar geniş mekânlarda yaşamışlardır. Geniş mekân adamıdırlar. Bu adamın dışa dönük, aktif olması, karakterinin en belirgin özelliklerinden birisidir. Salur Kazan bu yaşayış tarzının şekillendirdiği bir tiptir. Bu özellikleri taşıması hayvan sürüleriyle birlikte bulunmasından kaynaklanmaktadır. Salur Kazan, akıncıdır. Avcılık ve hayvancılıkla geçinen bir alptır. Kuvvetlidir, yiğit ve kahramandır. Hiçbir varlıktan korkmaz. Kendine güvenir ve cesurdur. Toplum göçebe olduğu için sürü oldukça önemlidir. Üzerinde savaşılacak ve gerektiğinde can verilecek kadar önemlidir. Bu derece önem verilen hayvanları emin ellere teslim etme zorunluluğu vardır. Bu bakımdan kendisine teslim edilen sürüleri korumak ve kollamak çobanın görevidir. Böyle bir görevi yerine getirecek çobanın da en az Oğuz kahramanları kadar yiğit, güvenilir ve cesur olması şarttır. Çoban, kahramanlardan oluşan bu toplumun kurulu düzeninin beklentilerini, isteklerini ve çıkarlarını korumak zorundadır. Çoban, kendi kişisel çıkarını düşünmeden, kendini yaşadığı topluma adayan biri olmalıdır. Söz konusu çoban, Karaçuk Çoban da sürülerini korumak için iki kardeşini feda etmiş, kendisi yaralanmış ama kâfirlere beyinin mallarını vermemiştir. Cesaretini, kuvvetini, itaatkârlığını ortaya koymuştur. Görevi burada bitmemiş, düşmandan beyinin malını ve akrabalarını almak için yerinde durmamış, kâfirle kahramanca savaşmış ve düşman tarafından alınan her şey tekrar kurtarılmıştır. Karaçuk Çoban, beyinin kurtarıcısı ve yardımcısıdır. Asıl halk kitlesinin bir temsilcisidir. O, Oğuzlar içinde halkının hususiyetlerini veren bir örnek olması bakımından da oldukça önemli bir kişiliktir. Karaçuk Çoban ın hikâyedeki yerine bakarak o dönem Türkler arasında çobanlığın ne derece yüksek ve şerefli bir mevki olduğunu söylememiz mümkündür. Bu hikâyenin yazıya geçirildiği dönemde çobanlık, yüksek bir meslek olma statüsünü korumuştur. KAYNAKÇA ALPTEKİN, Ali Berat (2002 ), Dede Korkut Hikâyelerinde Kalıp İfadeler, (Haz. Saim Sakaoğlu, Ali Duymaz )İslamiyet Öncesi Türk Destanları, Ötüken Yay., İstanbul. BANARLI, Nihad Sami ( 1997 ), Resimli Türk Edebiyatı Tarihi C. 1, MEB Yay., İstanbul. BAYAT, Fuzuli ( 2007 ), Türk Mitolojik Sistemi 2, Ötüken Yay., İstanbul. DUYMAZ, Ali ( 1996 ), Kıpçak Sahası Türk Destanlarında Bir Oğuz Alpı: Salur Kazan, Milli Folklor. DUYMAZ, Ali ( 1997 ), Bir Destan Kahramanı Salur Kazan, Ötüken Yay., İstanbul. DUYMAZ, Ali ( 2002 ), Dede Korkut Kitabı nda Alplığa Geçiş ve Topluma Katılma Törenleri Üzerine Bir Değerlendirme, İslamiyet Öncesi Türk Destanları, ( Haz. Saim Sakaoğlu, Ali Duymaz), Ötüken Yay., İstanbul. ERGİN, Muharrem ( 1997 ), Dede Korkut Kitabı I-II, TDK, Ankara. GÖKYAY, Orhan Şaik ( 2000 ), Dedem Korkudun Kitabı, MEB Yay., İstanbul. GÜLENSOY, Tuncer ( 2002 ), Manas Destanı, Akçağ Yay., Ankara. İslam Ansiklopedisi ( 1997 ), C. 3, İstanbul. GÜLMEN, Nuriye, Axel Olric in Yasaları Işığında Salur Kazanun Evi Yağmalandugı Boyu Beyan Eder isimli Hikâyenin Okunması, Milli Folklor, Himmet Biray Özel sayısı, S. 79.

63 http://www.yasarkalafat.info/index.php. İNAN, Abdülkadir ( 1998 ), Makaleler ve İncelemeler 1, Türk Tarih Kurumu, Ankara. İNAN, Abdülkadir (2001 ), Dünden Bugüne Türk Kültürünün Gelişme Çağları, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı, İstanbul. KAPLAN, Mehmet ( 2004 ), Türk Edebiyatı Üzerine Araştırmalar 1, Dergâh Yay., İstanbul. KAPLAN, Mehmet ( 2005 ), Türk Edebiyatı Üzerine Araştırmalar 3, Tip Tahlilleri, Dergâh Yay., İstanbul. KOÇ, Adem ( 2009 ), Azerbaycan Sahasında Derlenen Deli Çoban Destanı, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, Bahar. NISANBAYEV, Abdimalik ( 2000 ), Kazakistan da Dede Korkut, Atatürk Kültür Merkezi, Ankara. ÖGEL, Bahaeddin ( 1998 ), Türk Mitolojisi 1, Türk Tarih Kurumu, Ankara. ÖGEL, Bahaeddin ( 2006 ), Türk Mitolojisi 2, Türk Tarih Kurumu, Ankara. ÖZSOY, Bekir Sami ( 2006 ), Dede Korkut Kitabı, Akçağ Yay., Ankara. SAKAOĞLU, Saim ( 1998 ), Dede Korkut Kitabı I-II, Selçuk Ünv. Yay., Konya.