TORKIYE'DE MiSYONERLİK

Benzer belgeler
I. DIN ŞU I . ""... TEBLIG VE MUZAKERELERI (1-5 Kasım 1993) (ll) 1-JSJb -2.,. 29.:,\Jo~ 1 ANKARA Demirbaş No:

Yahudiliğin peygamberi Hz. Musa dır. Bu nedenle Yahudiliğe Musevilik de denir. Yahudi ismi, Yakup un on iki oğlundan biri olan Yuda veya Yahuda ya

HAÇLI SEFERLERİ TARİHİ 3.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. HAÇLI SEFERLERİ Nedenleri ve Sonuçları

YILI ERMENİ OKULLARI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ

Dinlerin Buluşma Noktası. Antakya

Avrupa Tarihi. Konuyla ilgili kavramlar

Konuyla ilgili kavramlar

Müslümanlar için yeni ve yabancı bir anlayış değildir. Zira yaşamalarına denir. İslam dini ilk zamanlardan itibaren farklı inançlara dinî

DİNLER TARİHİ DERSİ ÖĞRETİM ROGRAMI

Hristiyan Kilisesi. Tanrı nın Kilisesi nin tarihi ve büyümesi üzerine bir çalışma

16: Yahudilik 2.3. Hristiyanlık

Dua edelim: I.Korintliler 1:30, Efesliler 2:10

Hıristiyan İnanç Esasları Teslis Baba, Oğul ve Kutsal Ruh adı altında üç kişilikte tek tanrıyı kabul ederler. Hıristiyan inancına göre baba kainatı ya

T.C. BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ GÖNEN MESLEK YÜKSEKOKULU TURİZM VE OTELCİLİK BÖLÜMÜ İNANÇ TURİZMİ

Derece Alan Üniversite Yıl Lisans İlahiyat Atatürk Üniversitesi 1979 Y. Lisans Tarih Atatürk Üniversitesi 1981 Doktora Tarih Atatürk Üniversitesi 1985

Sevgili Kardeşlerim, Rabbimiz sizlere barış bağışlasın. Bu barışın daima sizlerle birlikte olması için dua ediyorum. Bir episkoposun görevi, yalnız

Bu durum, aşağıdakilerden hangisin gösteren bir kanıt olabilir?

TÜRKİYE DEKİ ORTODOKS MİSYONERLİĞİ

AVRUPA DA MEYDANA GELEN TEKNİK GELİŞMELER : 1)BARUTUN ATEŞLİ SİLAHLARDA KULLANILMASI: Çinliler tarafından icat edilen barut, Çinlilerden Türklere,

Dr. SALİH OKTAR. TÜRK CEZA KANUNUNDA ÇOCUK DÜŞÜRTME VE ÇOCUK DÜŞÜRME SUÇLARI (TCK. m )

PAPA 1.FRANCİS İN KUDÜS ZİYARETİ

Avrupa da Yerelleşen İslam

\.- s o, q \ İSLAMi İLİMLER FAKÜLTESi ATATÜRK.ÜNİVERSİTESİ. 1. Sayı, Aralık 1975 / ~

Yak ndo u Medyas nda Türkiye ve AB Müktesebatlar - srail örne inde

Ondalık ve Oruç Adakları

Fevzi Karamuc;o TARIH 11 SHTEPIA BOTUESE LIBRI SHKOLLOR

Dr. Ali İsra Güngör, CizvitLer ve KatoLik Kilisesi'ndeki Yeri (XVI+252

Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesin olarak inanırlar. Bakara suresi, 4. ayet.

AYA THEKLA YERALTI KİLİSESİ

Bu konu hem bir aile sarmalını geliştiren hem de yıkabilen bir durumu da inşaa eder.

ÇOCUK, GENÇ, AİLE PSİKOLOJİSİ VE DİN

Papa'nın yardımcıları ziyaret için gelip gerekli görüşmeleri bile yaptılar. Bundan sonra neler yaşanacak?

SORU CEVAP METODUYLA TEKRAR (YÜKSELİŞ-DURAKLAMA VE AVRUPA)

MEVLÜT GÖL KARŞILAŞTIRMALI HUKUKTA ANAYASA BAŞLANGIÇLARININ SEMBOLİK VE HUKUKİ DEĞERİ

Hazırlık Dönemi (Advent) Nedir?

Dersin Adı İSLAM TARİHİ Sınıf 12 İSLAM TARİHİ

SAINT BENOIT FRANSIZ LİSESİ

İKİNCİ BİNYILIN MUHASEBESİ İÇİNDEKİLER

Türkiye ve Almanya da Dini Az nl klar - St. Térèse Kilisesi örne inde

Hristiyanların İnanç Özeti

Bu Ders Şunları Yapmanıza Yardımcı Olacaktır

II. DİN ŞÜRASI. (ll) .:JT-::J (23-27 KASIM 1998) TEBLİG VE MÜZAKERELERİ. Jslllm Muştırmalım Merkezi. DİYANET İŞLERi BAŞKANLIGI YAYlNLARI. Dem.

TÜRKİYE NİN AVRUPA BİRLİĞİ İLETİŞİM STRATEJİSİ

Misyonerlik ve Kırgızistan' da Misyoner Faaliyetler

İÇİNDEKİLER. ÖN SÖZ... iii GİRİŞ...1 ÖRGÜTLERDE İNSAN KAYNAKLARI VE YÖNETİMİ...9

HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL

İ Ç İ N D E K İ L E R

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Tarih Celal Bayar Üniversitesi 2007 Y. Lisans Tarih - Ortaçağ Celal Bayar Üniversitesi

Tanrı dan gönderilen Adam

İktisat Tarihi II

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...9 GİRİŞ...11

Skolastik Dönem (8-14.yy)

Fevzi Karamw;o TARIH 10 SHTEPIA BOTUESE

TÜRKİYE'DE MiSYONERLİK

HAÇLI SEFERLERi Orta Çağ'da Avrupalıların Müslümanların elinde bulunan ve Hristiyanlarca kutsal sayılan Kudüs ve çevresini geri almak için

SOSYAL BÝLÝMLER 1 TESTÝ (Sos 1)

[Kurban Duaları] (ondalık-sunu-sadaka üzerine)

Adı Soyadı : AHMET GÜÇ. Akademik Unvanı : PROF. DR.

ESKĠġEHĠR OSMANGAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ FEN EDEBĠYAT FAKÜLTESĠ, TARĠH BÖLÜMÜ DERS ġablonu (ÖĞRETĠM PLANI / MÜFREDAT)

Abant İzzet Baysal Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü I. Öğretim Programı Müfredatı

MıSYONERLıK VE. MıSYONERLERıN. YETıM FAALıYETLERı RAMAZAN 2016 TARİHÎ SÜREÇ İÇERİSİNDE MİSYONERLİK VE MİSYONERLERİN YETİM FAALİYETLERİ 1

Hıristiyan inancına göre. Hıristiyan ibadetinin en önemli olanı. Bir çok dua çeşidi vardır.

Ders Adı : DİN PSİKOLOJİSİ Ders No : Teorik : 3 Pratik : 0 Kredi : 3 ECTS : 4. Ders Bilgileri. Ön Koşul Dersleri

Dinler Arası İlişkiler El Kitabı

Kültürümüzden Dua Örnekleri. Güzel İş ve Davranış: Salih Amel. İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir. Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 URL:

TÜRKİYE'DE MiSYONERLİK

Katolik Kilisesi Ayini, İsa Mesih in son yemeği üzerine kuruludur. Kutsal Ekmek ve Şarabın cemaat üyeleri tarafından paylaşıldığı bu törene

CHRISTUM CREDUNT İÇİNDE

MİNİK PATİKLER ANAOKULU

TÜRKİYE'DE MiSYONERLİK

Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi

Dinler Tarihi Araştırmaları - III. (Sempozyum, Haziran 2001, Ankara) YILINDA HIRİSTİYANLIK. (DÜNÜ, BUGÜNÜ ve'gelecegi) Ankara

Atatürk Üniversitesi, Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü Müdürlüğü Öğretim Üyesi

AFRİKA DA MİSYONERLİK Münir İkbal

Eğer bir tane bile [iyi iş] gösterebilseydik, tek bir günahımızı bile hatırlaması Tanrı nın o işi reddetmesi için yeterliydi. Eğer Kurtarıcımızın acı

ŞAMANİZM DR. SÜHEYLA SARITAŞ 2

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu

GİRİŞ ÜNİTE 10: HIRİSTİYANLIK. Hıristiyanlığa Giriş İsa-Mesih ve Öğretisi Pavlus ve Öğretisi

OSMANLI TARİHİ II.ÜNİTE 8.KONU: REFORM

Adından da anlaşılacağı gibi Roma mimarisinden etkilenmiştir.

BÜLTEN İSTANBUL B İ L G İ AZİZ BABUŞCU. NOTU Yeni Dünya ve Türkiye 2 de İL SİYASİ VE HUKUKİ İŞLER BAŞKANLIĞI

Başlangıçta Söz vardı. Söz Tanrı'yla birlikteydi ve Söz Tanrı'ydı.

ORTAÇAĞ FELSEFESİ MS

TARİH BÖLÜMÜ LİSANS DERSLERİ BİRİNCİ YIL

BAŞBAKAN YARDIMCISI HAKAN ÇAVUŞOĞLU, BATI TRAKYALI GENÇLERLE YTB DE BULUŞTU Cuma, 13 Nisan :47

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

İSTANBUL DAKİ KARAYLAR. Yayına hazırlayanlar: Avraham İŞCEN-Perihan KAYA

Asya Hun Devleti (Büyük Hun Devleti) Orta Asya da bilinen ilk teşkilatlı Türk devleti Hunlar tarafından kurulmuştur. Hunların ilk oturdukları yer

İktisat Tarihi II

HIRİSTİYAN SİYASİ DÜŞÜNCESİ

Aziz Yuhanna Kilisesi

Sudan'da Türk-Sudan İlişkileri Sempozyumu düzenlendi

Yeşaya Geleceği Görüyor

İLAHİ KİTAPLARA İNANÇ

Sizdeki ümidin nedenini soranlara yanıt vermeye her zaman hazır olun (1Pt 3,15)

BİZ, MELEKLER - DRUNVALO

Bu doküman Kâtip Çelebi tarafından 1632 de yazılan ve İbrahim Müteferrika nın eklemeleri ile Matbaa-ı Amire de basılan Kitabı-ı Cihannüma nın

SEVGİLİLER GÜNÜ İSLÂM DA ASLA YOKTUR

DİNLERDE KUTSAL ZAMANLAR (TAKVİMLER, DİNİ GÜN, BAYRAM VE TÖRENLERİ) Mustafa Ünal, IQ Kültür Sanat Yayıncılık, İstanbul 2008, 224 s.

Transkript:

TÜRKIYE DiYANET VAKFI YAYINLARI/200 ( ~--- -------- --- ------------------------- - TORKIYE'DE MiSYONERLİK FAALİYETLERİ ANKARA 1996

MiSYONERLİK FAALİYETLERİ ve TÜRKİYE Prof. Dr. Mehmet AYDIN Özellikle Hristiyanlıkla birlikte bir mana bütünlügü taşıyan mission kelimesinin, önce, etimolojik bir tahlilini yapmakta fayda vardır. Mission kelimesi, latince missio kelimesinden gelmektedir. Onunda aslı mittere fiilidir. Mitti:'!re ise göndermek anlamına gelmektedir. Hristiyan dini atmosferi içinde, mission kelimesi birçok anlamda kullanılmıştır. Mesela.. teolojik planda missi~ on, kutsal şahsiyetlerin birbirleriyle olan ilişkilerini belirtmektedir. Bundan dolayı Hristiyanlıkta, Baba tarafından gönderilen ogul'un misyonundan ve pentekot günü havartlere gönderilen Kutsal-Ruh'un misyonundan bahsedilmiştirol. Kilise hukukunda mission, bir görevi ifa etmek amacıyla gönderilen delegasyon gücünü ifade etmektedir. En yaygın anlama göre mission, İncil'i, Hristiyan olmamış halklara yaymaktır< 2 l. Bu amaçla İsa'nın da missionu "İsrail evinin kaybolmuş koyunlarını kurtarmaktı13l," Bunun için İsa'nın hayatında da mission'un izleri vardır. Fakat gerçek manada ınission için, Helenistlerin, yahudi olmayanlara İncil'i vaaz etmelerini {Qi)oıctionnaire des Religions, Paris, 1984 (Presses Universitaire) Mission maddesi, s. 1 ı 15. (2) a.g.e., s. ll 15. (3) Matta, XV, 24. 7

beklemek gerekecekti1 4 l. Neticede sen Paul'un, putperstlerin sünnet olmadan da İncil'i kabul etmeleri için verdiği mücadele de gerçek anlamda bir mission'du!5l. t Görüldüğü gibi Hristiyan missionu'nun kaynağı, ğulun, Kutsal-Ruh'un ve kilisenin misyonu olarak arşımıza çıkmaktadır. Hristiyan ilahiyatına göre "İsa mesih bu dünyaya, Allah'la insanlar arasında gerçek arabulucu olarak gönderilmiştir. Çünkü O, insan tabiatı içinde Tannydı, O yeni ademdi, O inayet ve hakikat doluydu"! 6 l. Gerçek bir enkamasyon yolu ile Allah'ın oğlu, insanları, Tannsal tabiata iştirak ettirmek için gelmişti(?). Bundan dolayı İsa, hizmet edilmek için değil, hizmet etmek için gelmiştir. Bu amaçla da hayatını fidye olarak vermeye gelmiştir! Bl. Yine Hristiyan ilahiyatma göre İsa, baba'nın yanından Kutsal-Ruhu, insaniann ruhlannda kurtuluşunun eserini tamamlaması için gönderilmiştir. Pentekot günü, havarilerle oturmak için gökten inmiştir! 9 l. Böylece bu anlayışa göre kilise, açıkça birçok milletin önünde tezahür etmiştir. İncil, Vaaz'la başlamış, nihayet imanın evrenselliği içinde, milletler birliği tezahür etmiştirııoı. Hristiyan missionu'nun bu temel prensiplerine göre İsa, görevinin başından beri, kendini dinleyenleri (4) Resüllerin İşleri, XI, 20. (5) Galatyalılara Mektup'a bakılabilir. (6) Yuhanna I, 14. (7) Les Actes du Concile Vatican Il, textes İntegraux, Paris, 1966, s. II. 224. (8) Markos, X, 45. (9) Yuhanna, XIV, 16. (lo) Les Actes du Concile Vatican, II, s. III, 26. 8

çagırnuşbr. Böylece etrafına topladıgı on iki havariyi de vaaz için gönderrniştir!l 1 l. Havariler, kutsal hiyerarşinin çekirdegini oluşturmuşlardır. İsa'nın ölmesi ve tekrar dirilmesiyle, insanlıgın kurtuluşunun ve dünyanın restorasyonunun sırları tamamlanmıştır. Bütün iktidarını gökten alan İsa, yeryüzünde kilisesini, göge yükselmeden önce kurtuluş sakramenli olarak kurmuştur0 2 l. Kendisi baba tarafından gönderildigi gibi!ı3j O da havarilerini şu emri vererek dünyaya gönderrniştir: "İmdi, siz gidip bütün milletleri şahit edin, onlan Baba ve ogul ve Ruhu'l Kudüs ismi ile vaftiz eyleyin, size emrettigim herşeyi tutmalannı onlara ögretin, ve işte, ben bütün günler, dünyanın sonuna kadar, sizinle beraberim."!l 4 l İşte, Hristiyan kili~ sesinin mission'u bu emirden kaynaklanmaktadır. Kilise başlangıçtan beri, kendi dışında insanlara hep şu çagnyı habrlatmıştır: "Vakit tamam oldu ve Allah'ın melekutu yakındır, tövbe edin ve İncil'e iman eyleyin"! 1 5l. Misyonerligin dayandıgı temelleri ifade eden bu sözler, kilisenin, misyonerlikten uzak kalamıyacagını göstermektedir ve tüm dünyanın İncil vaazıyla karşı karşıya bulunması da buradan kaynaklanmaktadır. Çünkü II. Valikan konsilinde misyonerlik için alınan "Ad Gentes" yasasında bile bu durum şöyle açık~ lanmıştır: "Kimse günahtan kendi başına kurtulamaz. Ne de kimse zaafından, yalnızlıgından kurtulamaz. (ll) Matta. III. 13: Matta X, 1-42, Les Actes du Concile Vatican II, s. III-26. (12) Resüllerin işleri,. I, 11. (13) Yuhanna, XX,.21. (14) Matta, XXVIII, 19-20: Markos XVI, 15. (15) Markos, ı. 15. 9

Herkesin' İsa'ya ihtiyacı vardır. isa, modeldir. Kurtancıdır. Hayat verendir(ı6l." Kilise tarihi boyunca, Hristiyan dini müesseseleri, kleıje sınıfı ve Hristiyan devletlerinin birçoğu hep bu kutsal mission faaliyetlerine kendilerini adamışlar; İncil'in bu sözünü yerine getirebilmek için hertürlü yola baş vurmuşlardır. Hristiyan kilise medeniyetinin her türlü düşünceyi, baskı ve terör allında tuttuğunu Ortaçağ skolastiği döneminde Hristiyan mission'u haçlı seferleri adı allında en barbar şekilde kendini göstermiştir. Sadece, Müslüman dünyasında, Hristiyan misyonu için şehid olabilme vecdi ve heyecanı o dönem Avrupasında estirilen en korkunç rüzgardı(l 7 l. Bu uğurda doğuya yapılan sayısız akının, yüzyıllar aralığı ile tekrarı ve sonunda Avrupa'nın yediği islam şamarı ile haçlı ruhunun mezara gömülmesi, İslam Hristiyan tarihinin Hristiyanlık aleyhine yüzkarası ile kapanmışlır. Ama, Hristiyan Avrupa'nın ve onun dini teşkilatiannın mission ruhu bununla da bitmemiştir. Hristiyan mission faaliyetleri çoğu zaman askeri, ekonomik ve hatta kültürel sömürgecilik hareketleriyle birleşmiş, batı hegemonyasının zeminini hazırlamışlır. Bütün bunlara hedef "Hristiyan iman ruhunu" insanların kabul etmesine zemin hazırlamak olmuştur. Bunun için Hristiyan imanını yaymakla görevli olan misyoneri, bazen bir asker, bazan bir doktor, bazan bir öğretmen, bazan da bir barış gönüllüsü olaral\: görebilirsiniz. Yine onu herkesin yardımına koşan bir (16) Lee Actes du Concile Vatican Il, s. III-233.. (17) Albert M. Besnard. Hrlstıyan llahiyatı, Türkçe'ye çeviren: Doç. Dr. Mehmet Aydın, Konya, 1983, s. 41. lo

rahip ve rahibe, bir sosyal faaliyetçi veya bir düşkünler evi kurucus].l olarak da bulabilirsiniz. Misyoner, kendini, kiliseye adayan adamdır. O, İncil'in bir neferidir. O, her an İsa ile ve Hristiyanlık ugruna canını veren mistiklerle beraberligini düşünmektedir. Misyoner, bu hedefi için herşeyi yapmayı göze alabilir. Hiç kimsenüı çalişmadıgı yerlerde çalışabilir. Bunun için de yıllarca cüzzam hastanelerinde hemşire ve doktor olarak çalışan misyone~ler vardır. Bundan dolayı tarihin hiçbir döneminde misyonerlik faaliyeti sona ermiş degildir. Şu veya bu kılık altında bu faaliyet sürekli canlıdır. Ortodoks veya protestan mezheplerinin bünyesinde oluşmuş tarikatler, gençlik teşkilatları, dini cereyanlar sürekli misyonerlik ruhunu canlı tutmuşlar ve ilgili kilise merkezlerinden ve hatta devletlerinden destek bulmuşlardır. Katolik dünyada, ha.j.a adları ve müesseseleri yaşayan, faaliyet gösteren Dominikler, Fransiskenler, Cizvitler ilerısı Ortodoks dünyada faaliyet gösteren "Ortodoks Gençlik Hareketi", Paris'teki "Saint-serge İldhiyat Enstitüsü", New York'taki "Saint Wladmir. Papaz Okulu"0 9 l, Protestanlık dünyasında ise "Genç Hristiyanlann Evrensel İttijala" (1855'de Paris'te kurulmuştur), "Genç Kızlar Hristiyan Birliği Evrensel İttifakı" rzoı gibi bazı Hristiyan teşkilatları bugün bir yandan Hristiyan birligi için faaliyet gösterirken diger yandan Hristiyan missionu'nun geregi için çaba göster- (18) Hrlstiyan İlahiyatı, s. 43. (19) a.g.e., s. 78-80. (20) a.g.e.. s, 78-80. ll

mektedirler. Bugün hemen hemen istila yolu ile sömürge faaliyetleri sona ermiş görünmektedir. Belki geçen yüzyıla göre Hristiyan misyonerlik faaliyetleri de yörünge değiştirmişlerdir. Geçen yarım asırlık dönemde birçok Avrupa sömürü düzenleri yıkılmış, yerine milli devletler meydana gelmiştir. Ancak, milli devletlerin yönetici kadroları, Batı kültürü modeli içinde yetiştilderi için yine Hristiyan misyonu'nun emellerine hizmet edecek durumdadırlar. Bunun için bugün belli ölçüde misyonerlik faaliyetleri kılık değiştirmiş vazi- (-yettedir. Yani, Hristiyan misyonunun propagandistleri l. doğrudan doğruya Hristiyanlığı yayma yerine, Batı { uygarlığının körü körüne takipçilerinde, önce bir -kültür tahribatı yapmayı tercih etmektedirler. Eristlyan misyonerleri için en tehlikeli ortam, sağlam değerler sistemine dayalı toplumlardır. Buraaa Hi"istiyan misyoneri iki tutüm içine girmektedir: Ya, mevcut inanç ve değerler sistemini hiç tenkit etmemekte ve hatta onları destekler görünmektedir. Böylece çevrede güven kazanmaktadır. II. Vatikan konsilinde bu konuda şöyle denmiştir: (\Bedenleşmiş oğlunda tam olarak milletine görünen ~Tanrı, her de:rrtn kültür tiplerine göre konuşmuştur! 2 1l," 'Yine kilise, Isa'nın mesajını tam olarak ifade edebilmek için, muhtelif kültürlerden yararlanmıştır. II. Vatikan konsilinde tartışılan bu kültür konusu, II. Jean Paul'un 2 Haziran 1980'de Paris'te bir Unesco Formunda; daha önce de 5 Kasım 1979'da Roma'da kardinaller önünde dediği "Kilisenin zamanımız kültürleri ile diyaloğu, hayati bir konudur. Bunun (21) Prof. Dr. Mehmet Aydın, Hristiyan Genel Konsilleri ve II. Vatikan Konsili, Konya. 1991. s. 88. 12

hedefi, kilisenin ve dünyanın kaderidir(zzı." Sözünün istikametinde şekillenmiştir. İşte bu politikanın bir sonucu olarak da 20 Mayıs 1982'de Valikan'da bir kültür konseyi kurulmuştur( 23 l. Aynı şekilde II. Valikan Konsilinde alınan bir karara göre, medeni toplum içinde din hürr.iyeti için her türlü zorlamanın kaldırılması önerilmiştir. Bu konuda şöyle denilmiştir: "Dirü; hürriyeti. insanın ahlaki ödevi, isa'nın kilisesi ve i \ gerçek din karşısında geleneksel katalik doktrine, ( hiçbir peşin hüküm getirmez( 24 1." Çünkü insanın dini \ hürriyeti, hakkıdır. Yani, din konusunda vicdanın aksini yapmaya, hiç kimse zorlanmamalıdır. II. Vati~l kan konsilinde alınan bu kararlara rağmen, Vatikan'ın.~\ Afrika'daki ve diğer ülkelerdeki Hristiyanlaştırma faali- ( yetlerine karşı bir tedbir alamadığı görülmektedir. } Geleneksel değerler ve inanç sistemlerine sıkı sıkıya bağlı olan cemiyetlerde misyonerierin tercih ettikleri yol, toplumu dejenere ve yaziaştırma yoludur. Yani, ahlaki değerleri zayıflatma, dini dı,ıygulan gevşetme kısaca toplumu dayandığı temellerden koparmadır. Böylece misyoner, sarsılmış, boşlukta kalmış insanlara daha çabuk yaklaşabilmektedir. Bu dejenerasyonu sağlamak için de, müstehcen ilimlerden, mevcut dini,' kötülemeye, aile hayatını aşağılamaya kadar herşeye misyoner açık bir kapıdır. Her iki durumda da Hristiyan misyonunun görevlileri, daima bulundukları bölgedeki kendilerinden 1 (22) Paul Poupard, Egllse et Cultures zalons pour une partorale de I. intelligence, Paris. (23) Hristiyan Genel Konsilleri ve Il. Valikan Konsili, s. 88. (24) Le Concile Vatican, Il. s. 106-107. 13

olan Hristiyan teşkilatları ile işbirliği içindedirler. Hatta diğer uluslararası teşkilatların bölge temsilcileri ile de dirsek temasındadırlar. Şimdi buraya kadar çizdiğimiz teorik mission temel üzerinden ülkemize bir göz atacak olursak durumun hiçte iç açıcı olmadığını göreceğiz. Türk Milleti bütün tarihi boyunca, kendi dışındaki din mensuplarına yeryüzünde hiçbir milletin gösterınediği toleransı göstermiş ve evrensel medeniyete "Çokluk İçinde Birlikte Yaşamak" prensibini getirmiş olarak görünmektedir. Bu korkunun insani unsurdan ziyade, dini olduğunu söyleyebiliriz. Yani, Batının korkusu İslam'dır. Hristiyanlık, sahip olduğu ve mensuplarına telitin ettiği credosu ile yani amentüsü ile, artık batı entellektüellerini tatminden uzak kalmaktadır. Bugün İslam ülkelerindeki radikalleşme hareketleri batı devletlerini ürkütmektedir. İran'daki İslam modeli, Cezayir'deki kıpırdanışlar batının dikkatini öncelikle Türkiye üzerine çekmiştir. Batı için Türkiye, ciddiyelle takip edilmesi gereken bir konumdadır. Türkiye'deki İslami hareketler, batının uykularını kaçırınaya yetmektedir. Batı için Türkiye, laik kalmalıdır. Hatta laikliği de kendileri gibi. değil; dinsizliğe giden bir basamal\:. olarak anlatmaktadırlar. :Kendi kültür değerlerinde'n kopmuş bir Türkiye, her zaman batının arzu ettiği bir dava olmuştur. Çünkü böyle bir ortam, Hristiyan misyonerliği için de çok elverişli bir ortamdır. Türk halkı İslamiyen ne kadar bilmezse, manevi 14

degerierden ne kadar uzak yaşarsa, Hristiyan misyoner için o kadar kolay nüfuz edilebilen bir malzeme olacaktır. Ülkemizde faaliyet gösteren Yehova Şahitleri, Mun'lar ve Bahailik gibi İslam dışı hareketlerin sokuldukları bütün insanlar, İslam'ı bilmeyen, milli ve manevi degerierinden uzaklaşan, korkak, güven duygusundan yoksun, endişeli tiplerdir. İşte bu tip insanlar, Hristiyan mission'u için en elverişli insan-.!ardır. Bu tip insanlara misyonerler, dinin kurallarıyla yaklaşmamakta, bilakis her türlü dini kayıtsızlıktan söz etmektedirler. Hatta bir dinler senkretizminden bahsetmektedirler. Yani, her dinin en iyi yönlerini alarak, dinler üstüne çıkma propagandası yapmak: tadırlar. Türkiye'de misyonerlikfaaliyeti yapan İsviçre kökenli bir dirıi hareketin broşüründe şunlan olruyoruz: "Çogumuz, Hristiyanlıgı bir din olarak kabul etmemeyi tercih ederiz. Çünkü dinlerde ayinler, şekiller, merasimler, yazılı dualar, modası geçmiş adetler vardır. İsa, din telkin etmek için dünyaya gelmedi. İnsanlara hakiki hayat vermek için geldi. Yazılı dualar degil, fakat Allah'ın hakikatini ve insanın kalbinden gelen cevabı telkin etmeye geldil25l." Hristiyanlıkla bile bagdaşmayan bu düşünceleri, ülkemizde yaymaya çalışmaktadırlar. Bundalö hedef, İslam'ın yükümlülüklerinin agır oldugunu, oysa, daha kolay bir din imajını sergilemek ve psikolojik olarak Hristiyanlıgı sempatik göstermektir. Yapılan Hristiyan propagandasında Hristiyanlıgı sadece bir sevgi dini olarak göstermek adet haline gelmiştir. Bu da, diger din mensuplarının kendi (25) Samiha Ayverdi, Misyonerlik Karşısında Türkiye, İst. 1969, s. 29. 15

dinlerini zor göstermelerini empoze etmek için yapılmaktadır. Çünkü Hristiyanlık sadece sevgiden ibaret bir din değil; ahlaki ve dini normları da olan bir dindir!26l. Hristiyan misyonerlerinin Türkiye üzerindeki emelleri şark problemi ile birlikte başlar. Osmanlı İmparatorluğunun çöküş dönemlerinde olanca hızıyla devam eden Hristiyan emellerinin gerçekleşmesi faaliyeti, bugüne kadar değişik bir metod ve taktiklerle devam etmiştir. Ülkemiz üzerinde Güney Anadolu topraklanna kadar yayılan yabancı mission okulları da bu faaliyetlerin bir sonucu olmuştur. Bugün de durum belki biraz değişik stratejilerle de devam etmektedir. Almanya'da, Fransa'da, Belçika'da ve İskandinav ülkelerinde kilise teşkilatlan harıl harıl kendi ülkelerinin vatandaşları yapmak üzere Türklere kucak açmaktadırlar. Özellikle iltica talebinde bulunan Doğu ve Güney Anadolu insaniarına sempati ile bakmaktadırlar ve onları teşvik etmektedirler. 20 Aralık ı 99 ı tarihli Pelerin Magazin Dergisi "~ürt altında bir oyuncak topla Çocuklarının Noeli" başlığı ma kampanyası başlatmıştır1 2 7l. Türkiye bugün, Orta Asya Türk devletleriyle daha da gündeme gelmiş bulunmaktadır. Yetmiş yıldan fazla bir zaman dilimi komünizmin materyalist felsefeyle eğitilen ve dinin sosyal hayattan çekilmeye çalışıldığı, Orta Asya Türk bölge insanları, herşeye rağmen dinlerini terketmemişler ve kimliklerini İslam dini ile birlikte korumaya muvaffak olmuşlardır. (26) Samlha Ayverdi, s. 29. (27) Pelerin Magazin, 20 decembre, 1991, s.9. 16

Bugün hürriyetlerine ve bagımsız devletlerine kavuşan Rusya Türk Devletleri, Batı devletlerinin iştahını kabartınaktadır. Avrupa Birliginin sınırlannın "Atlantikten Urallara" kadar uzanmasının planları yapılmaktadır. bu konuyu şöyle ifade etmeye başlamışlardır: "Avrupa, Atlantikten, Urallara kadar uzanan bölgedir. Dogu Avrupa'daki kanşıklıklar bize, Avrupa'nın çok büyük ve spiritüel yönden çok zengin oldugunu hatırlatınıştır. Otuz yıldan beri kilisede "zamanır:ı. a.j.ametleri"nin okunınası gerekligini tekrar ediyoruz. Bu demektir ki Allah insanlara, dünya olaylanndan bahsetınektedir. Bu ise, kiliseye yeniden misyonerlik yollarını açabilir."! 28 l Görüldügü gibi Hristiyan Avrupa'nın siyasi-dini kadroları, hizmet alanlan için Rus topraklarında yeni imkanların dogdugunu görmektedirler. Rusya eski devlet başkanı Gorbaçov, perestroikada 1987 yılında şöyle diyordu: "Biz Avrupalıyız. Eski Rusya, Avrupa'ya Hristiyanlıkla baglıydı. Rusya'nın tarihi, Avrupa'nın büyük tarihinin bir parçasını teşkil eder. "( 29 l Gorbaçov'un bu ifadesi, yetmiş yıla yakın bir zaman Avrupa'dan kopan Rusya'ya batının el uzatması için bir çagnydı. Görüldügü gibi Gorbaçov batının dini duygularından medet umuyordu. Şüphesiz Gorbaçov'un bu çagnşı, cevapsız kalmadı. İlk cevabı Papa IT. Jean Paul, Spire katedralinin önünde ellibeş bin kişiye hitap ettigi zaman şöyle diyerek vermişti: "Avrupalılar, doguda oldugu gibi, batı da, devletler ve ittifaklan tehdit eden milletlerarası karşılaşmaları aşacaktır. Bu, (28) Pelerin Magazın, 29 Kasım 199 ı, L'Ewrape a U ne ame, s. 3. (29) La pure verlte, Agustos, 1988, s. 25. 17

Allantik'ten Urallar'a kadar yeni bir birleşik Avrupa meydana getirmek içindir."c 30 l Yeniden canlandırılmış bir Hristiyanlık bazında birleşik bir Avrupa 1978'den. beri Papa II. Jean Paul'un sürekli konusu olmuştur. Yine, Papa II. Jean Paul, 1982'de, İspanya'da yaptğı bir konuşmada Batılı olduğu gibi, doğuda da kıt'anın manevi mirasını bütün Avrupa'ya teşvik etmiştir. O, Avrupalıları, köklerini keşfetmeye ve köklerine hayat vermeye davet" etmiştircsıı. Konuya nereden bakarsak bakalım Türkiye, Orta Asya'ya kadar uzanan zemin üzerinde Hristiyan Avrupa için çok önemli. bir manevi yatınm alanı teşkil etmektedir. Hristiyan Avrupa'nın köklerini keşfetmesi demek, eski Bizans'taki havari mirasını bulup, onun manevi heyecanı ile yaşamak demektir. Roma İmparatorluğu'nun ve Bizans'ın topraklarında ekilen Hristiyanlığın. manevi mirasının yeniden canlandırılması, Hristiyanlığın yeni bir dinamizm kazanması demektir. Bunun için Hristiyan Avrupa, Türkiye'deki Hristiyanlık mirasına da çok önem vermektedir. Kapadokya adının, Hristiyan Avrupa nezdindeki önemi, oranın vaktiyle bir Hristiyan kültür merkezi olmasından ileri gelmektedir. durumu da öyle. Turizm gelirleri Efes'in, Antalya'nın ıçın yapılan yatınmlann, Hristiyanlığın spiritüel canlanmasına hizmet etmemesi gerekir. 1987 yılında İznik'te VII. Genel Konsilin 1200. yılının sene-i devriyesi kullanmıştır. Bu demektir ki, Hristiyan Avrupa, Hristiyanlığın manevi miraslarını unutmamaktadır. Ülkemizdeki Hristiyan manevi miraslarının, kültürel (30) a.g.e., s. 25. (31) a.g.e., s. 25. 18

ve sanat değerleri yönüyle muhafazasında bir sakınca yoktur. Hatta bunlar teşvik bile edilmelidir. Ancak siyasi turizme hizmet edec~k şekilde bunların alet edilmesine imkan verilmemelidir. Bir diğer önemli konu da turizm amacıyla, Hristiyanlıklardan çok Hristiyan kesilme imajını yaratma ahmaklığına da düşmernek gerekir. Durup dururken Antalya'da bir Noel Baba motifini canlandırmanın bir anlamı yoktur. Antalya, noel babasız da dünya turizminin kalbini oluşturacak bir yapıdadır. Netice olarak diyebiliriz ki ülkemiz bugün, yüzyılların en yoğun. kültürel yatırımlannın yapıldığı bir dönemi yaşamalüadır. Uydu antenler, turizm yatı~ rımları, Avrupa Birliği hayalleri, Güney Doğu'daki bölücü yatırımlar, ahlaki ve dini dejenerasyon faaliyetleri hep bu ülke insanının benliğini tahribe yönelmiş vaziyettedirler. Türk insanının yönetimine talip olan siyasi kadroların bu ülke insanını tehlikelerden korumaları, kendilerine düşen başlıca görevleridir. Dış mission güçlerine karşı Türk halkı eğitilmelidir. Bunu da başta televizyon yapmalıdır. Türk milli eğitiminde yabancı dinler, kültürler hakkında bilgi verilmeli, İslamiyet iyi öğretilmelidir. İslamiyet'ten korkmamak gerekir. Bu millet, ne kadar müslüman olursa, dış güçlere karşı o kadar dayanıklı ve şuurlu olacaktır. Kısaca, bu milleti yöneten siyasi kadroların, muhalefet partilerinin başlıca görevi, kendi insanının temel değerlere göre yetişmesini sağlamak, yarınki Türkiye'yi sağlam bünyeli, sağlam kafalı ve sağlam gönüllü insanlara emanet edecek hale getirmelidir. 19