Dünya Turunçgil üretimi yaklaşık 110 milyon ton % 62 Portakal % 17 Mandarin % 11 Limon % 5 Altıntop % 5 Diğer Turunçgiller
Dünyada Turunçgil Alanları
Organik Turunçgil Yetiştiriciliğinde Temel Yaklaşımlar Turunçgil bahçesi toprağından beklenen, doğru ve etkili şekilde gelişme için havalanma ve desteği sağlamasıdır. Turunçgillerin havalanan-süzek toprak koşullarında (ör:kumlu-tınlı) etkili kök derinliği 30-90 cm arasındadır. Toprak bir örnek yapıda en az 1 metre derinliğe sahip olmalıdır.
Turunçgillerde toprak ph sının da hafif asit olması istenir. İdeal ph 6 dır. Ancak ph 5 in altına indikçe ve 7,5 in üstüne çıktıkça, biriken ağır metal ve elementlerin toksik etkisiyle turunçgil kökleri zehirlenirler. Toprağın havalanma durumundan sonra turunçgil yetiştiriciliği açısından en önemli konu, göllenme veya taban suyuna bağlı olarak gelişen durgun sudur. Turunçgiller bir bataklık bitkisi değildir.
Turunçgil yetiştiriciliği yapılacak topraklar havalanan, belli bir derinliğe ve drenaj özelliğine sahip olmalıdır.
Turunçgillerin yayılma alanını en sınırlayıcı etmen düşük sıcaklıklardır. Gerek düşük sıcaklıklar gerekse yüksek sıcaklıklar turunçgillerde meyve verimliliği ve kalitesini birinci derecede etkileyen iklim faktörleridir. Hava oransal nemi Dünyada en kaliteli Mersin de yetişir! limon ve portakal
Turunçgillerin Beslenmesi Turunçgillerin azot ihtiyacı diğer besin maddeleriyle karşılaştırıldığında daha fazladır. Turunçgillerde azot noksanlığı çok görülür. Bunun başlıca nedenleri sırasıyla, azot ihtiyaçlarının fazla olması, yetiştirildikleri toprakların aslında azotça fakir bulunmaları ve çoğunlukla toprağa kazandırılan azotun yıkanma yolu ile kolayca kayba uğramasıdır.
Turunçgillerde bahçenin bulunduğu iklim ve toprak koşullarına göre yılda ortalama 2 (daha geçirgen topraklarda 3) azot uygulaması gerekmektedir. Bunlardan ilki kıştan çıkıp bahara girerken yapılmaktadır ki, bu uygulamada amaç ilkbahardaki sürgün gelişmesinde ağaçları azot bakımından yeterli düzeyde tutmaktır. Organik yetiştiricilikte bu açığı sıra aralarına çiftlik gübresi uygulaması ve taç iz düşüm bölgesine kompost + kan tozu uygulaması yaparak karşılayabiliriz. Fakat bu yeterli olmayacaktır. Büyüme seyri içerisinde bahçenin azotça yeterli seviyede tutulabilmesi için yeşil gübreleme alternatifleri (fiğ+yulaf, bakla veya bezelye) mutlaka değerlendirilmelidir.
Ülkemizdeki turunçgil bahçelerinin organik yetiştiricilik için uyarlanması durumunda fosfor beslenmesi bakımından bir sıkıntı yaşanması ihtimali uzak görülmektedir. Fosfor, özelliği itibarıyla toprakta hareketi yavaş ve kaybı çok az olması sebebiyle durağan bir elementtir. Bu sebeple organik prensipler uyarınca yapılacak yetiştiricilikte kolay kolay fosfor gübrelemesi gerekmeyecektir. Bunun yanında özellikle Doğu Akdeniz Bölgesinde turunçgil alanlarının genellikle kireç bakımından zengin, yüksek ph lı topraklar olduğu düşünülürse, topraktaki fosforun alınabilir formda olmaması dolayısıyla bir sorun gündeme gelebilir. Bu sorun toprağa kükürt, leonardit, zeolit vb. ile çiftlik gübresi ve yeşil gübreleme uygulanması sonucu toprak bünyesi ve ph değerinin beslenme için arzulanan sınırlara çekilmesi ile aşılabilecektir.
Turunçgillerde potasyum noksanlığının çok görülmesinin en önemli nedeni, bu bitkilerin potasyum ihtiyaçlarının çok fazla olmasıdır. Organik tarımda yararlanılabilir potasyum için kabul edilen bir mineral kaynağının olmayışı, var olan kaynakların da beklenen yararı oluşturamaması sebebiyle noksanlık durumunda organik standartlar toprak K indeksinin 2 den düşük ve toprak kil içeriğinin % 20 den az olması halinde Potasyum sülfat kullanımına sertifikasyon kuruluşunun tercihi doğrultusunda izin vermektedir.
Üç ana besin elementi haricinde Mg, Mn, Zn, Fe gibi ağaçların verimliliğini etkileyen besin elementleri için noksanlık gibi özel durumlar dışında herhangi bir uygulama gerekmeyecektir. Çünkü toprağa uygulanan organik menşeli besin maddeleri ve toprağın özelliklerini iyileştirici uygulamalar gerçekleştirilirken adı geçen besin maddelerinin bitkiye verilmesi, yada toprakta var olanların alınır hale getirilmesi söz konusu olacaktır. Ayrıca mikro besin elementleri olarak anılan ve ppm düzeyinde bulunan besin maddeleri, gereksinim duyulduğu takdirde, Organik Tarım Yönetmeliğinde belirtildiği üzere yetkilendirilmiş kuruluşun onayı doğrultusunda kullanılabilmektedir. Bu nedenle N, P ve K gibi temel besin elementlerindeki durumun aksine diğer besin maddeleri ile karşılaşılan sorunların oransal olarak daha çözülebilir olduğu görülmektedir.
Turunçgillerin Zirai Mücadelesi Uçkurutan Hastalığı Kültürel önlemlerle etkili kontrol sağlanabilmektedir. Zamklanma Hastalığı Kültürel önlemlerle etkili kontrol sağlanabilmektedir. Kültürel önlemler ile kontrol altında tutulan bahçelerde değişik faktörlere bağlı olarak yukarıda adı geçen hastalıkların görülmesi durumunda, yetkilendirilmiş kuruluş tarafından verilecek onay uyarınca 6 kg saf bakır/ha/yıl dozunu geçmeyecek şekilde bordo bulamacı uygulaması yapılarak mücadele edilebilmektedir.
Yönetmelikçe kullanımına izin verilen mineral yağların, sonbahar, ilkbahar ve yaz başlangıcında olmak üzere yılda üç defa uygulanması turunçgillerde soruna sebep olan zararlılarının büyük oranda kontrolüne imkan vermektedir.
Unlu bit ile biyolojik mücadelede avcı böcek olarak Cryptolaemus montrouzieri ve asalak olarak Leptomastix dactylopii kullanılmaktadır. Fakat bu faydalı böcekler ülkemiz koşullarında kışı geçiremediğinden her yıl salınmaları gerekmektedir. Her yıl bahçelere salma işlemi yapılırken, ağaç başına en az 10 adet Cryptolaemus montrouzieri ve 10 adet de Leptomastix dactylopii olacak şekilde salınmalıdır.
Turunçgil beyaz sineği ile bulaşık bahçelere ilk yıl ağaçların % 10 luk çok yoğun bulaşık kısmına 15-5050 adet ergin/ağaç olacak şekilde Serangium parcesetosum salımı yapılmalıdır. S. parcesetosum ülkemiz koşullarında kışı geçirebilmektedir. Defne Beyaz Sineği Doğal düşmanı bir parazit olan Eremocerus debachii dir dir. Ülkemizde özellikle Doğu Akdeniz bölgesi turunçgil bahçelerinde yapılan salımlar sonucu yayılmış bulunmaktadır. Defne beyaz sineğinin yüksek üreme kapasitesine sahip olması nedeniyle mücadelesi biraz zor olup, koşullar uyun olduğu takdirde yılda 8-9 döl vermektedir. Buna rağmen biyolojik mücadele ile zararlı baskı altına alınabilmektedir
Kabuklu bitler Biyolojik mücadelede avcı böcek olarak Chilocarus bipustulatus ve parazit olarak Aphytis chrysomphali ve Aphytis citrinus kullanılmaktadır. Bu doğal düşmanlar büyük oranda, özellikle parazitler kabuklu bit populasyonunu baskı altına almada etkilidirler. Torbalı koşnil Doğal düşmanı avcısı bir böcek olan Rodolia cardinalis tir. Biyolojik mücadele ile kontrolü kolaylıkla sağlanabilmektedir
Turunçgil yaprakbitleri Yabancı otlarda konakladıkları için yabancı ot kontrolü önem taşımaktadır. Vegetatif gelişmeyi tetikleyici uygulamalardan kaçınmak gerekir. Turunçgil bahçelerinde 20 den fazla doğal düşmanının bulunduğu tespit edilmiştir. Genelde devamlı taze sürgün veren fidanlıklarda sorun olmaktadır. Zararlı ve yabancı ot kontrolünün tekniğe uygun yapıldığı bahçelerde doğal düşman faaliyetinin yüksek olması zararlıyı baskı altına almada yeterli görünmektedir.
Harnup güvesi Haziran ayının ikinci yarısından itibaren Bacillus thuringiensis içeren preparatların 10-1515 gün ara ile turunçgil ağaçlarının her yanı, özellikle meyveler iyice ıslanacak şekilde yüksek basınçlı motorlu pülverizatörlerle uygulanması zararlıyı baskı altına almak için yeterlidir. Ayrıca ağustos ayı başında ilk vuruklu meyve dökümünden kasım ayı ortasına kadar geçen dönemde, 4 günde bir dökülen ve sararan meyveler toplanarak gömülmelidir. Limon çiçek güvesi Doğada predatör ve parazitoid olarak doğal düşmanlarının varlığı tespit edilmiştir. İlkbaharda nisan ayında yapılan kontrollerde çiçeklerin % 50 den fazlası zararlının yumurta ve larvası ile bulaşıksa Bacillus thuringiensis içeren preparatlarla 10 ar gün aralıklarla 2 veya 3 defa bütün çiçekler ıslanıncaya kadar ilaçlanmalıdır
Akdeniz meyve sineği Organik Tarım Yönetmeliği Amonyum fosfat içeren tuzakların ve eşeysel davranış bozuklukları oluşturan feromon tuzaklarının kullanımına izin vermektedir. Ayrıca insektisit karakterli Deltamethrin veya Lambdacyhalothrin içeren cezbedici tuzakların Akdeniz meyve sineği için, yetkilendirilmiş kuruluş tarafından onay verilesi halinde kullanım olanağı bulunmaktadır. Turunçgil kırmızı örümceği Organik turunçgil yetiştiriciliğinde turunçgil kırmızı örümceğine karşı mücadelede yetkilendirilmiş kuruluşun onayı ile mineral yağlar ve kükürt akarisit olarak kullanılabilmektedir
Pas böcüsü Yetkilendirilmiş kuruluşun onayı doğrultusunda organik tarımda mineral yağların akarisit olarak kullanımı mümkündür. Turunçgil tomurcuk akarı Yetkilendirilmiş kuruluşun onayı doğrultusunda organik tarımda kükürtünün akarisit olarak kullanımı mümkündür. Turunçgil nematodu Turunçgil yetiştirilmemiş alanlara bahçe tesisi, bulaşık bahçelerden sel- yağmur suları ile bulaşmayı engelleyici önlemlerin alınması ve bulaşık alanlarda kullanılan alet-ekipmanın ekipmanın dezenfekte edilmesi turunçgil nematodunun kontrolü açısından önemlidir.
Yabancı otlar Mekanik kontrol ve damla sulama ile sulama yapılması büyük oranda kontrol sağlayacağından ilave müdahaleler gerekmeyecektir. Ayrıca bahçenin beslenmesinde kullanılacak olan yeşil gübre bitkileri de yabancı ot populasyonunu baskı altına alıcı bir uygulamadır.
Sonuç ve Öneriler Organik Turunçgil yetiştiriciliği geleneksel yöntemlerle karşılaştırıldığında ikisi arasında hiçbir fark bulunmadığı görülmektedir. Aradaki tek fark organik yetiştirilen ürünlerin daha sağlıklı olmalarıdır. Özellikle çiftçilerin bilinçlendirilmesi, kültürel işlemlerde gereken duyarlılığın istenilen boyutlara ulaştırılması ve yetiştiricilik alanlarında bahçe yönetimi bakımından uygulama birlikteliğinin sağlandığı organik yetiştiricilik adalarının oluşturulması hedeflenen üretimin gerçekleştirilmesini kolaylaştıracaktır.
Organik yetiştiricilik bölgeleri olarak limon için Lamas vadisi, portakal ve mandarin için Kozan/Bucak vadisi düşünülebilir. Her iki alanda organik tarım için arzulanan nispeten tecrit edilmiş alan yaratma olasılığına imkan sağlayan avantajlar mevcut olup, bu avantajlar değerlendirilebilir. Ayrıntılı olarak bakılacak olursa Lamas ve Bucak vadisi organik turunçgil tarımı bölgeleri ilan edilmek için uygun koşulları barındırmaktadırlar.
Neden olmasın?
Lamas vadisi ağırlıklı olarak Lamas limon çeşidinin yetiştirildiği bir yöredir. Ayrıca Lamas çayı boyunca sıralanan bahçelerde bir mikroekolojik özellik olarak, akarsu havzasında bulunan bahçelerde akış halinde bir taban suyunun varlığı nedeniyle bitkilerin su isteğinin daha kolay karşılanması ve hava oransal neminin daha az dalgalanmalar göstermesi artı değerler olarak göz önüne alınabilir. Hatta anılan özelliklere sahip limon bahçelerinde sıra aralarında sürekli örtülü sistem tercih edilerek yabancı ot kontrolü daha etkin bir biçimde sağlanabilir. Yine söz konusu bahçelerde teorik olarak su gereksinimi bakımından fazla bir sorun yaşanmayacağından, yeşil gübre bitkisi olarak çok yıllık olan ve yeşil gübre olarak kullanılan baklagiller arasında en fazla azot kazanımını sağlayan yonca örtücü bitki olarak kullanılabilir. Böylece hem yabancı ot populasyonu kontrol edilmiş hem de toprağa azot kazanımı sağlanmış olacaktır.
Bucak vadisi ise, coğrafi ve ekolojik anlamda deyimi yerinde ise bir hilal içerisinde kalan korunmuş, nitelikli bir mikroekoloji olarak karşımıza çıkmaktadır. Bucak vadisinin tamamında organik turunçgil yetiştiriciliğine geçilmesiyle, birkaç yıl içerisinde doğal dengenin kurulması sonucu hastalık, zararlı ve yabancı ot kontrolü sağlanabilir. Kültürel uygulamalara dikkat edilmesi ve turunçgillerin genel dengelerinin göz önünde bulundurulması ile optimum yetiştiricilik ve verime ulaşılması güçlü bir olasılıktır.
Türkiye de organik turunçgil yetiştiriciliğinin kamuoyunda hakim olan ön yargıları çürütebilmesi ve üreticilerin bu konuda cesaretlendirilebilmesi için adı geçen yöreler gibi dar alanlarda uygulama birliği sağlanarak işe başlamak daha akılcı görünmektedir. Yetiştiriciler arasında uygulama birliğinin sağlanması ve kitlesel organik turunçgil yetiştiriciliğine geçiş, yetiştiricilerin kooperatifleşme yada organik turunçgil üretici birlikleri kurulma süreci ile eşgüdümlü olarak planlanmalı ve buna ek olarak, ürün pazarlamada akışı sağlayıcı önlem ve girişimlerin yine eş zamanlı olarak gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
www.alata.gov.tr Terörle Mücadele Şehitlerimizin Ruhları Şad Olsun gucerkafa@gmail.com