TÜRKİYE EKONOMİSİ'NDE ENFLASYONİST SÜREÇTE BASKIN OTORİTE TESPİTİNE İLİŞKİN UYGULAMALI ÇALIŞMA

Benzer belgeler
TEORİDE VE UYGULAMADA MALİ SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK: BİR REHBER * FISCAL SUSTAINABILITY IN THEORY AND PRACTICE: A HANDBOOK

IS-MP-PC: Kısa Dönem Makroekonomik Model

Avrupa da Para Politikası ve Maliye Politikaları İlişkisi Üzerine Bir Değerlendirme*

FİYAT DÜZEYİNİN MALİ TEORİSİ (FTPL): TÜRKİYE NİN DÖNEMİ İÇİN MODEL UYGULAMALARI

Maliye Politikası ve Bütçe

FİNAL ÖNCESİ ÇÖZÜMLÜ DENEME MALİYE POLİTİKASI 1 SORULAR

Ö N S Ö Z...vü KISALTMALAR... xxv SİMGELER...xxvii GRAFİK LİSTESİ...xvü TABLO LİSTESİ... *xi KUTU LİSTESİ...xxiv

PARA VE MALiYE POLiTiKASI DOMiNANT REJiMLERDE FiYAT BELIRLENEMElLIK PROBLEMI VE MERKEZ BANKASI BAGIMSIZLIGI

Giriş İktisat Politikası. İktisat Politikası. Bilgin Bari. 28.Eylül.2015

Sosyoekonomi / / Deniz Aytaç. Sosyo Ekonomi

İçindekiler kısa tablosu

ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME ( )

Para Teorisi ve Politikası Ders Notları

Banka Kredileri ve Büyüme İlişkisi

F. Gülçin Özkan York Üniversitesi

RUS TÜRK İŞADAMLARI BİRLİĞİ (RTİB) AYLIK EKONOMİ RAPORU. Rusya ekonomisindeki gelişmeler: Aralık Rusya Ekonomisi Temel Göstergeler Tablosu

DERS NOTU 09 DIŞLAMA ETKİSİ UYUMLU MALİYE VE PARA POLİTİKALARI PARA ARZI TANIMLARI KLASİK PARA VE FAİZ TEORİLERİ

DURGUNLUK VE MALİYE POLİTİKASI

Tablo 7.1: Merkezi Yönetim Bütçe Büyüklükleri

EKONOMİ POLİTİKALARI VE

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014

ÖZET. SOYU Esra. İkiz Açık ve Türkiye Uygulaması ( ), Yüksek Lisans Tezi, Çorum, 2012.

AVRUPA PARASAL BĐRLĐĞĐNDE KAMU BORÇ STOKU VE ENFLASYON ĐLĐŞKĐSĐ: PANEL VERĐ ANALĐZĐ

Courses Offered in the MSc Program

Courses Offered in the MsC Program

Ekonomik Göstergeler Neyi Gösteriyor? 2013 e Bakış ve 2014 Beklentileri

EKONOMİK SÜREÇ İÇİNDE DEVLETİN FONKSİYONLARI KAMU HİZMETLERİ DIŞSALLIKLAR KAMU HARCAMALARININ ARTIŞINA YÖNELİK GÖRÜŞLER

TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU

Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

FİYAT DÜZEYİ MALİ TEORİSİNİN TÜRKİYE AÇISINDAN GEÇERLİLİĞİ: AMPİRİK BİR ANALİZ

Ödemeler Bilançosunda Denge: BP Eğrisi

Makro İktisat II Örnek Sorular. 1. Tüketim fonksiyonu ise otonom vergi çarpanı nedir? (718 78) 2. GSYİH=120

tepav Mart2011 N POLİTİKANOTU Cari Açığın Sebebini Merak Eden Bütçeye Baksın Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

FİYAT İSTİKRARI ACI KAHVE

IS-LM MODELİNİN UYGULANMASI

Dersin Amacı: Bilimsel araştırmanın öneminin ifade edilmesi, hipotez yazımı ve kaynak tarama gibi uygulamaların öğretilmesi amaçlanmaktadır.

Finansal Krizler ve Türkiye Deneyimi. Nazlı Çalıkoğlu Aslı Kazdağlı

İZMİR TİCARET ODASI EKONOMİK KALKINMA VE İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ (OECD) TÜRKİYE EKONOMİK TAHMİN ÖZETİ 2017 RAPORU DEĞERLENDİRMESİ

8. DERS: IS/LM MODELİ

5.21% -11.0% 25.2% 10.8% % Eylül 18 Ağustos 18 Eylül 18 Ekim 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

Makro Veri. TÜİK tarafından açıklanan verilere göre -5,6 puan olan dış ticaretin büyümeye katkısını daha yüksek olarak hesaplamamızdan kaynaklandı.

İktisat Anabilim Dalı- Ortak Doktora Ders İçerikleri

Büyümeyi Sürdürmek: Yurtiçi Tasarrufların Önemi

MAKRO İKTİSAT KONUYA İLİŞKİN SORU ÖRNEKLERİ(KARMA)

2017 YILI İLK ÇEYREK GSYH BÜYÜMESİNİN ANALİZİ. Zafer YÜKSELER. (19 Haziran 2017)

Finansal Piyasa Dinamikleri. Yekta NAZLI


İÇİNDEKİLER III. Önsöz

Paper prepared for the EY International Congress on EconomicsII "GROWTH, INEQUALITY AND POVERTY" Ankara, November 5-6, 2015

Ekonomi Bülteni. 18 Temmuz 2016, Sayı: 28. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ...

İKTİSAT ANABİLİM DALI ORTAK DOKTORA DERS İÇERİKLERİ. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS

Türkiye Ekonomisinde Dönemi Para Arzının Enflasyon Üzerindeki Etkisi*

16.Bölüm:Gelir ve Fiyat Düzeyinin Belirlenmesi: Toplam Talep-Toplam Arz Modeli. Doç.Dr.Tufan BAL

BASIN DUYURUSU ENFLASYONDAKİ GELİŞMELER VE 2001 YILI NA BAKIŞ

Ekonomi Bülteni. 15 Ağustos 2016, Sayı: 32. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ

DERS PROFİLİ. Parasal İktisat ECO312 Bahar Yrd. Doç. Dr. Bilgen Susanlı

FEDERAL ALMANYA EKONOMİK GELİŞMELER RAPORU Yılı. II. Çeyrek Dönem Değerlendirmesi. Berlin Ekonomi Müşavirliği

A İKTİSAT KPSS-AB-PS / Mikroiktisadi analizde, esas olarak reel ücretlerin dikkate alınmasının en önemli nedeni aşağıdakilerden

Temel Ekonomi ve Bankacılık Göstergeleri

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM AVRO BÖLGESİNDE BORÇ KRİZİNİN GELİŞİMİ VE NEDENLERİ III. AVRO BÖLGESİNDEKİ BORÇ KRİZİNİN SİSTEMİK NEDENLERİ 10

Plan Ödemeler Dengesi, tanım, kapsamı Ana Hesap Grupları Cari Denge, Sermaye Hesabı Dengesi Farklı Ödemeler Dengesi Tanımları Otonom ve Denkleştirici

Bankacılık sektörü değerlendirmesi ve 2012 yılı beklentileri

A. IS LM ANALİZİ A.1. IS

Sayı: / 13 Aralık 2012 EKONOMİ NOTLARI. Akım Verilerle Tüketici Kredileri Defne Mutluer Kurul

KAMU BORÇLARININ MAKROEKONOMİK ETKİLERİ: AMPİRİK BİR ANALİZ

Ekonomi Bülteni. 22 Ağustos 2016, Sayı: 33. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Semester I. PSPA 105 Introductionto Law Hukuka Giriş C 3 5 ECON 101 Introduction to Economics İktisada Giriş I C 3 5

Merkez Bankası 1998 Yılı İlk Üç Aylık Para Programı Gerçekleşmesi ve İkinci Üç Aylık Para Programı Uygulaması

8.1 KLASİK (NEOKLASİK) MODEL Temel Varsayımlar: Rasyonellik; Para hayali yoktur; Piyasalar sürekli temizlenir.

İktisat Anabilim Dalı- Tezsiz Yüksek Lisans (Uzaktan Eğitim) Programı Ders İçerikleri

Para Piyasasında Denge: LM (Liquit Money) Modeli

Sayı: Mayıs Toplantı Tarihi: 25 Mayıs 2006

SORU SETİ 7 IS-LM MODELİ

MALİYE BAKANI SAYIN MEHMET ŞİMŞEK İN MAKROEKONOMİK GELİŞMELER İLE 2013 YILI İLK YARI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE GERÇEKLEŞMELERİNİ

İktisat Politikası ve Toplam Talep Toplam Arz Analizi. Bilgin Bari İktisat Politikası 1

DERS ÖĞRETİM PLANI. Dersin Kodu

Cari açık ve finansmanı

Ulusal Finans Sempozyumu Dr. İbrahim M. Turhan Başkan Yardımcısı

SERMAYE PİYASASI KURULU BAŞKANI SN. DOÇ. DR. TURAN EROL UN

FİNANS VE MAKROEKONOMİ. Finansal Sistem ve Ekonomik Büyüme. Finansal Krizler ve Ekonomi

Merkez in 2016 Para ve Kur Politikası..! Kararlı para politikası duruşu enflasyonu düşürmekte temel belirleyici olmuştur..!

Enflasyon, Bütçe Açığı Ve Para Arzı İlişkisinin ARDL Yaklaşımı İle Tahmini: Türkiye Örneği

Yüksek Enflasyon Dönemlerinde Bütçe Açığı ve Enflasyon Arasında Nedensellik İlişkisi Var mıdır? Dönemi Türkiye Örneği

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 4 Ekim 2016


Tüm Sektörlerin Finansal Analizi

AB Ülkelerinin Temel Ekonomik Göstergeleri Üye ve Aday Ülkeler

Ekonomi Bülteni. 17 Ekim 2016, Sayı: 40. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

DIŞ TİCARETTE KÜRESEL EĞİLİMLER VE TÜRKİYE EKONOMİSİ

9. DERS : IS LM EĞRİLERİ: MALİYE VE PARA POLİTİKALARI

Araştırma Genel Müdürlüğü Çalışma Tebliğ

7.36% 2.9% 17.9% 9.7% % Temmuz 18 Nisan 18 Temmuz 18 Ağustos 18

Kıvanç Duru 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Programı Değerlendirmesi

TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ. Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter

PAZAR BÜYÜKLÜĞÜ YATIRIM MALĐYETLERĐ AÇIKLIK EKO OMĐK VE POLĐTĐK ĐSTĐKRAR FĐ A SAL ĐSTĐKRAR

Transkript:

Ekonomik Yaklaşım, Cilt: 18, Sayı: 65, ss. 59-70 TÜRKİYE EKONOMİSİ'NDE ENFLASYONİST SÜREÇTE BASKIN OTORİTE TESPİTİNE İLİŞKİN UYGULAMALI ÇALIŞMA Fatma DAVARCIOĞLU ÖZAKTAŞ* Özet 1980'li yıllarda, para arzı-enflasyon ilişkileri arasında geleneksel olarak varolduğu savunulan nedensellik ilişkisinin kopukluğunun deneyimlenmesi ile enflasyona ilişkin literatür zenginleşmiştir. Bu zenginleşme ile para ve maliye otoriteleri arasındaki karşılıklı ilişkiler daha fazla önem kazanmış ve bu otoritelerin karşılıklı ilişkileri farklı iktisat politikası rejimlerini ortaya çıkarmıştır. Bu çalışmada, ilk olarak para ve maliye otoritelerine farklı roller tanımlayarak enflasyonist süreci açıklamaya çalışan teorik yaklaşımlara yer verilmiş, ardından etki-tepki analizi ile 1989:2-2004:4 döneminde Türkiye ekonomisinde baskın otoritenin tespiti ve bunun aracılığıyla da enflasyon sürecinin yakın durduğu yaklaşım belirlenmeye çalışılmıştır. Uygulama sonuçları, ele alınan dönemde, maliye otoritesi baskın bir yapının hakim olduğunu ve enflasyonun mali kaynaklı parasal bir olgu olarak ortaya çıktığına işaret etmektedir. Anahtar kelimeler: Parasal Büyüme, Bütçe Açıkları, Enflasyon, Ricardocu Denklik, Baskın Otorite Abstract An Empirical Study on Determination of the Dominant Authority in the Inflationary Process of Turkish Economy In 1980s, the inflation literature has been enriched by questioning conventional causality relationship between the money growth and inflation. In this ' Dr., Abant İzzet Baysal Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümü, Tel:(0.374) 254 10 00, e-mail:fatmad2002@hotmail.com

60 Fflteia DA VARC10ĞLV ÖZAKTAŞ literature, the interaction between monetary and fiscal authority have been got more importance. Initially, in this study, the approaches that enriched the literature, has been described theoritically by using these relationships. Afterwards, in 1989:2-2004:4, for Turkish Economy, we tried to determined the relationship bet^'een the money and the finance authority by analyzing the impulse response functions. After, by using this knowledge, we also tried to commented the inflationary process. In treated period, the application results, suggests that a fiscal dominant policy exist in Turkish Economy and inflation is a fiscal driven monetary fact. Keywords: Monetary Growth, Budget Deficits, Inflation, Ricardian Equivalence, Dominant Authority. 1. Giriş 1980'li yıllarda gündemde olan parasal büyüklük hedefleme politikalarmm her ülkede başarılı sonuçlar vermediğinin görülmesi, para arzı-enflasyon ilişkileri arasında geleneksel olarak varolduğu savunulan nedensellik ilişkisinin yeniden sorgulanmasını gerekli kılarken; mali disipline sahip ülkelerin enflasyon konusunda sorun yaşamamalarının deneyimlenmesi de, para politikasına göre daha geride kalan mali politikalarının önemini bir kez daha gündeme taşımıştır. Özellikle, Türkiye gibi iç borçlanmanın yüksek oranda süreklilik gösterdiği ülkelerde, enflasyonist sürecin tanımlanmasında, açık politikasının yürütülmesine ilişkin yöntemler ile para ve maliye otoriteleri arasındaki ilişkinin belirleyici rol aldığı görülmüştür. Nitekim, enflasyonu açıklamaya çalışan teoriler, para ve maliye otoriteleri arasındaki ilişkinin yönüne göre farklı açıklamalar getirerek birbirlerinden farklılaşmışlar ve böylece sözkonusu literatürde de bir zenginleşme yaratmışlardır. Bu çalışmada da amaç, enflasyonun kaynağını para ve maliye otoritelerinin ekonomide baskın olma hallerine göre farklı yorumlayan teorilerin, sadece bu yönden birbirlerinden nasıl ayrıldıklarına değinmek ve ele alman dönem içerisinde Türkiye ekonomisinde, hangi otoritenin baskın olduğunu tespiti yanısıra, enflasyonist sürecin açıklanmasında sözkonusu teorilerden hangisine daha yakın olunduğunun belirlemektir. Bu amaçla, çalışmanın ilk kısımda, teorik altyapı ele alınmış, ardından ekonomide baskın olan otoritenin tespiti için etki-tepki analizine başvurulmuştur. Analiz sonuçları ise, sonuç bölümünde raporlanmıştır.

Türkiye Ekonomisi'nde Enflasyonist Süreçte Baskın Otorite Tespitine İlişkin... 61 2. Teorik Altyapı Bütçe açıklarının finansmanında kullanılan yöntemler, l)vergi gelirlerinin artırılması veya kamu harcamalarının azaltılması, 2)iç borçlanma 3)para miktarının artırılarak senyoraj geliri elde edilmesi olarak sıralanabilir. Bu yöntemlerden hangisinin öncelikli olarak tercih edilerek, uzun dönemde kamunun zamanlararası bütçe kısıtmı sağlayacağı (kamunun reel borç stoğunun, kamunun gelecekte elde edeceği beklenen reel bütçe fazlalarının bugünkü değerine eşit olması), ekonomide hakim durumda olan otoriteyi ve dolayısıyla enflasyonist süreçte nedenselliğin yönünü aydınlatmaktadır. Bir başka ifadeyle, enflasyonun çıkış sürecinde belirleyici olan, para ve maliye otoriteleri arasındaki karşılıklı ilişki ve bu ilişkilerin oluşturduğu iktisat politikası rejimidir. Leeper (1991), politika otoritesinin davranışlarını, karşı karşıya kaldığı kısıflara bağlı olarak aktif ve pasif olarak ikiye ayrıldığını belirtmektedir. Buna göre, aktif otorite politikasını belirlerken sadece kendi değişkenlerini gözönüne alırken, başka bir politikanın koşullan ile bağlı olmadığından cari dönem, geçmiş yada gelecek dönem değişkenlerini gözetmeden karar vermekte özgürdür. Pasif otorite ise, kararları aktif otoritenin davranışlarıyla kısıth olandır. Bu açıdan bakıldığında, aktif politikanın ileriye dönük (forward-looking), pasif politikanın ise, geriye dönük (backward-looking) bir işleyiş mekanizmasının olduğunu söylemek mümkündür (Leeper, 1991:130-137). Genel ekonomik yapı içerisinde, para ve maliye otoritelerinin baskın olma halleri dört başlık altında sayılabilir: 1) aktif para, pasif maliye politikası, 2) pasif para, aktif maliye politikası, 3) aktif para, aktif maliye politikası, 4) pasif para, pasif maliye politikası. Ancak, bunlardan sadece ilk iki durum geçerli olduğunda politika parametreleri belirlenebildiğinden, yukarıdaki dört başlığı iki politika grubuna indirgemek mümkündür. Bunlar, para otoritesinin mali otoriteye baskınlığını ifade eden, aktif para-pasif maliye politikası ve mali otoritenin para otoritesine baskın olma halini gösteren aktif maliye-pasif para politikasıdır (Leeper,1991:138-139). Leeper, otorite davranışları arasında farklılığa ilişkin yukarıdaki tanımlamayı verirken, politika yapıcının kamu borcuna verdiği tepkiyi esas almıştır. Bu durum, ekonomide dengenin sağlanmasında önemli rol oynayan zamanlararası bütçe kısıtıyla ilgilidir. Buradan hareketle, ekonomideki baskın otoritenin belirlenmesinin, otoritelerin zamanlararası bütçe kısıtınm sağlanmasına ilişkin verdiği tepkiye bağlı olduğunu söylemek mümkündür.

62 Fatma DA VARCIOĞLU ÖZAKTAŞ Para arzı ile enflasyon arasında doğrudan ilişki kuran ve bütçe açığının enflasyon üzerindeki rolünü ancak ve ancak borcun parasallaştırmasına bağlayan parasalcı yaklaşımda, para otoritesinin mali politikayı gözetmeksizin politikasını belirlediği, para arzı konusundaki kararını mali politikadan bağımsız verdiği para otoritesi baskın bir durum sözkonusudur. Borçlanmanın gelecek dönem vergi artışı olarak geri döneceği bilincinin varolduğu, dolayısıyla, kamu bütçesindeki değişikliğin, cari yada gelecek dönem bütçelerinin bugünkü değerinde bir değişiklik yaratmayacağının varsayıldığı Ricardocu denklik rejiminin geçerli olduğu parasalcı yaklaşımda, bağımsız davranan ve para genişlemesi konusunda taviz vermeyen merkez bankası, gerek bütçe açığının finansmanında gerekse bononun ödenmesinde para arzından faydalanılması konusunda mali tarafı kısıtlayarak tek karar alıcı olmaktadır. Bu katı tutumuyla para otoritesi, zamanlararası bütçe kısıtınm sağlanmasında, maliye tarafını borç stoğunu düşürmek için gerekli gelir fazlasını yaratmaya mecbur bırakmakta ve böylece para arzını tek başına belirleyerek enflasyonu kontrol etmektedir. Bu durum, parasalcıların enflasyonu önlemek için önerdikleri merkez bankası bağımsızlığı sistemidir (Sargent-Wallace, 1981). Mali politikanın baskın olduğu ikinci durum ise, enflasyon olgusunu mali değişkenleri de ele alarak açıklayan ve Ercan Uygur (2001) tarafından "Nahoş Parasalcı Aritmetik (Unpleasant Monetarist Arithmetic)" olarak çevrilen Sargent- Wallace (SW) (1981) yaklaşımında görülmektedir. Bu son durumda bütçesini tek başına yönetip, açıkların finansmanında borçlanmaya ağırlık veren mali otorite, reel faizlerin büyüme oranının üzerine çıktığı borçlanma limitine varılmasıyla, merkez bankasını para yaratmaya zorlayarak zamanlararası bütçe kısıtmı sağlamaktadır. Bu noktada karşılaşılacak enflasyon oranının, açıkların baştan parasal genişleme ile kapatılması halinde karşılaşılacak olan enflasyon oranından daha yüksek olduğu ve nahoş parasalcı aritmetik sonucunun kendini gösterdiği bu durumda, artık para otoritesi enflasyonun kontrolü konusunda daha az güçlü bir konumda kalmaktadır. (Sargent-Wallace, 1981) Enflasyonist sürecin açıklanmasında, SW çalışmasının ardından, benzer şekilde, ülke örneklerinde enflasyon ile para arzı arasındaki ilişkinin zayıflığının belirginleşmesi sürecinde Leeper (1991), Sims (1994) ve Woodford (1994, 1996, 2001) vd. tarafından ortaya atılan maliyeci yaklaşım olarak da bilinen Fiyatın Mali Teorisi (Fiscal Theory of Price Level, FTPL) ise, katı ve bağımsız bir merkez bankasının SW'in öne sürdüğü istenmeyen sonuçları engelleyeceğini düşünen geleneksel görüşün aksine, mali şokların enflasyonist sonuçlannın bu kadar kolay ortadan kaldırılamayacağını iddia eden yeni bir bakış olarak çıkmaktadır.

Türkiye Ekonomisi'nde Enflasyonist Süreçte Baskın Otorite Tespitine İlişkin... 63 Mali politikanın enflasyonist sonuçlannı bertaraf etmek için merkez bankası bağımsızlığına güvenmenin yeterli olmadığını, aksine merkez bankasının fiyat istikrarını sağlamak amacının ancak maliye politikasının da işleyişini de dikkate alınmasıyla gerçekleştirilebileceğini öne süren FTPL yaklaşımında, fiyat düzeyinin belirlenmesi sürecine para ve maliye otoriteleri yanı sıra yarattıkları servet etkisi aracılığıyla hane halkı da dahil edilmektedir. FTPL'nin fiyat düzeyini parasal olgular olmaksızın açıklamasına ve mali politika ile fiyat düzeyi arasında doğrudan ilişki kurmasına imkan tanıyan ise, zamanlararası bütçe kısıtınm diğer yaklaşımlardan farklı yorumudur (Leeper- Gordon, 2002: 4). Hane halkından farklı olarak, kamunun tüm fiyat düzeylerinde bütçe kısıtmı sağlamasının zorunluluk olarak görülmediği FTPL yaklaşımında, sözkonusu eşitlik uygulanan politikalar üzerinde bir kısıt olarak değil, bir denge koşulu olarak alınmaktadır. (Christiano-Fitzgerald, 2000: 5). Dolayısıyla, kamu Ricardocu denklik ile bağlı değildir ve borç stoğunun büyümesi karşısında maliye politikasında bir uyarlanmanın olmadığı Ricardocu olmayan mali politikalar izleyebilmektedir. Nitekim, mali politikanın enflasyonu doğrudan etkilemesi süreci de kamunım Ricardocu olmayan bir rejim uygulayıp uygulamadığıyla ilişkilidir (Kocherlakota- Phelan, 1999:14). Buna göre, Ricardocu olmayan bir ortamda, açık politikasına dayanılarak yapılan kamu harcama artışının, gelecek dönemde yükselen vergilerle karşılanmayacağını düşünen hane halkı, fiyat ve faizler aynı iken, servetlerinin artmış olduğuna dair bir yanılgıya düşmekte ve tüketim kararlarını pozitif yönde değiştirmektedirler. Bu mali aldanma ile yükselen toplam talep düzeyi, arz talep dengesinin bozarak fiyat yükselişini beraberinde getirmektedir (Woodford,2001:684; Woodford, 1995:10). Böyle bir durumda, denge fiyat düzeyi ise, hane halkının ellerinde tuttukları net finansal varlıkların reel değerinin azalmasıyla ortaya çıkacaktır. Fiyat düzeyindeki yeterli artışla, özel sektörün servetinde azalma meydana gelecek ve bu doğrudan mal ve hizmet taleplerine yansıyarak yeniden arz-talep eşitliğini sağlayarak yeni denge fiyat düzeyini de belirleyecektir (Woodford, 1995:2; Woodford, 1996:17). Bir başka ifadeyle, Ricardocu bir politika uygulamasıyla doğrudan sağlanan zamanlararası bütçe dengesi, Ricardocu olmayan bir maliye politikasının uygulanması durumunda, ancak fiyatlar genel düzeyindeki yükselme sonucunda toplam yükümlülüklerin reel değerinin düşmesiyle yeniden dengeye gelmektedir.

64 Fatma DAVARCIOĞLU ÖZAKTAŞ O halde FTPL'ye göre, Ricardocu denkliğin sağlanmadığı bir ortamda, merkez bankası enflasyonu önleme de güçsüzdür ve merkez bankası kamunun izlediği maliye politikasından bağımsız değildir. (Sims, 1994:381; Woodford, 2001:709). Dolayısıyla, enflasyonun önlenmesinde, para ve maliye otoritelerinin koordineli çalışması önem arz etmektedir. 3. Uygulamalı Çalışma Enflasyonist süreci ele alan tüm bu yaklaşımların özetlenmesinin ardından, Türkiye ekonomisinde baskın otoritenin tespitinin ışık tutacağı, enflasyonun sözkonusu yaklaşımlardan hangisince açıklanabildiğini tespit etmek mümkün olabilecektir.bu amaçla, izleyen kısımda uygulamalı çalışmaya yer verilmektedir. Maliye ve para otoritelerinin hangisinin ekonomide baskın olduğuna dair yapılan çalışmalar, analizlerinin temeline zamanlararası bütçe eşitliğini oturtmuşlardır. Zamanlararası bütçe kısıtı bir dönemlik bütçe kısıtından elde edilmektedir. Kamunun tek dönemlik bütçe kısıtmı (1) nolu eşitlik göstermektedir: Mt, Bt, (Tt-Gt), it sırasıyla, kamunun baz para stoğunu ve kamu borcunu, birincil fazlayı ve faiz oranını simgelemektedir. Sözkonusu eşitliğe göre, varolan borç, ödenebilir, parasallaştırılabilir yada yeniden borçlanma ile karşılanabilir. Tek dönemlik bütçe kısıtından, iterasyon yapılarak ulaşılabilen zamanlararası bütçe kısıtı toplam yükümlülükler açısmdan da yazılabilmektedir. (2) nolu eşitlik, toplam kamu yükümlülüklerinin reel değerinin, senyoraj gelirlerini de içeren birincil bütçe fazlası ile gelecek dönem yükümlülüklerinin indirgenmiş değerine eşitliğini göstermektedir. Eşitlik basitleştirilmiş bir notasyonla yazıldığında: w, cari, w,+ı gelecek dönem toplam kamu yükümlülüklerinin reel değerini; s{. senyoraj 1 da içeren birincil kamu fazlalarını, a:indirgeme katsayısını ifade etmektedir (Canzoneri, Cumby, Diba, 2001:1224 ). Zamanlararası bütçe dengesinin çözümünün ortaya çıkmasında belirleyici olan ve ekonomide borcun sürdürülebilir olması yanı sıra varolan rejimin

Türkiye Ekonomisi'nde Enflasyonist Süreçte Baskın Otorite Tespitine İlişkin... 65 belirlenmesine de katkı sağlayan diğer bir eşitlik de, hane halkının fayda fonksiyonunu optimizasyonu sonucu elde edilen transversalite koşuludur: (4) nolu bu eşitliğe göre, kamu yükümlülükleri sonsuzda sıfıra ulaşacaktır. Woodford'un denge koşulları olarak belirttiği bu son iki eşitlik, doğrudan test edilemese de, transversalite koşulunun sağlandığı bir durumda, (3) nolu eşitlik fazlalar ile yükümlülükler arasındaki ilişki hakkında bilgi sağlayabilmektedir (Tanner- Ramos, 2002:5,6). Eğer içsel bir mali politika uygulaması ile zamanlararası bütçe eşitliğini sağlayacak kadar bir fazla yaratılmaktaysa ekonomide Ricardocu bir rejim geçerlidir ve fiyatlar sistem dışından yani para otoritesince belirlenmektedir. Diğer bir olasılık, mali politika değişkeninin politik süreç içerisinde borç düzeyini dikkate almaksızın belirlenmesidir. Bu durumda, fiyatlar genel düzeyi, bütçe eşitliğini sağlayana dek uyarlanacaktır. Bir başka ifadeyle, fiyatlar sistem içerisinden belirlenecek, dolayısıyla da para otoritesinin enflasyon üzerindeki kontrolü ortadan kalkacaktır. Bu durum, aynı zamanda zamanlararası bütçe kısıtınm sağlanıyor olmasının Ricardocu denklik görüşünün desteklendiği anlamına gelmediğinin de bir göstergesidir. Özede, uygulanmakta olan maliye politikasının transversalite koşulunu doğrudan sağlayıp sağlamadığı, ekonomide Ricardocu bir rejim izlenip izlenmediğinin göstergesi niteliğindedir. Buna göre, maliye politikasının sözkonusu koşulu doğrudan sağladığı durum Ricardocu politikayı; aksi durum Ricardocu olmayan pohtikayı temsil etmektedir. Dolayısıyla Ricardocu olmayan maliye politikasında transversalite koşulu fiyatlar genel düzeyi tarafından sağlanmakta ve bu süreç hem Ricardocu olmayan hem de mali baskın bir yapıda ortaya çıkan FTPL yaklaşımının geçerli olduğuna işaret etmektedir ( Bolatoğlu, 2003:85-86 ). Para ve mali baskın otoritelerin birbirinden ayrılmasına ilişkin yukarıdaki bilgilerin ışığında, ülke verilerine uygulanması açısından daha kolay olan iki yöntem, geriye dönük (back-ward looking) ve ileriye dönük (forward-looking) yaklaşımlardır. Belli bir olayın meydana gelmesinden sonra ortaya çıkan durumu analize yönelik bir bakış açısını (ex-post) simgeleyen, geriye dönük yaklaşımda temel soru, yükümlülüklerin artması halinde kamu birincil açığının azalıp azalmadığıdır? Buna göre, yükümlülüklerdeki bir artış karsısında, mali otorite birincil fazlayı (st), yükümlülükleri (w,) telafi edecek düzeyde artıyorsa, mali otoritenin uyarlandığı

66 Patma DA VARCIOĞL U ÖZAKTAŞ dolayısıyla da para otoritesinin aktif olduğu Ricardocu bir yapının varolduğunu söylemek mümkündiir. Ancak, ilk durumda görülen pozitif ilişki Ricardocu olmayan bir ortamda da, fiyattaki uyarlanma aracılığıyla ortaya çıkabilmektedir. Dolayısıyla, (s,) ve (w,) arasındaki basit korelasyonlar tam bir gösterge olmayabilmektedir. Bu nedenle, birincil fazladaki (st) bir artışın gelecek dönem yükümlülüklerini (wt+ı) nasıl etkileyeceği sorusunun sorulduğu (Creel-Kamber,2004:168), ileri dönük bakış açısı uygulamaya daha yakın ve daha aydınlatıcı bir yaklaşım olarak Canzoneri, Cumby, Diba (2001), Taner-Ramos (2002) ve Fialho-Portugal (2005) çalışmalarında kullanılmıştır. Buna göre, fazlada meydana gelen bir artış karşısında, gelecek dönem yükümlülüklerinde bir azalma meydana gelmesi, elde edilen fazlalarla borcun ödendiğini dolayısıyla da, yükümlülüklerin dikkate alınarak fazlanın yaratıldığının bir göstergesidir. Buradan hareketle, fazla ile gelecek dönem yükümlülükler arasında negatif (stt,wt+u) bir ilişkinin varlığında Ricardocu yada para otoritesi baskın bir rejimin geçerli olduğu kabul edilmekteyken, böyle bir durumun var olmadığı tüm diğer olasılıklar Ricardocu olmayan rejim olarak kabul edilmektedir (Canzoneri-Cumby-Diba, 2001:1225-1227). Para ve maliye otoritelerinin birbirinden ayrılmasına ilişkin benzer bir etkileşim tablosunu, cari açıklardan gelecek yükümlülüklere ve cari yükümlülüklerden gelecek dönem açıklarına doğru yapan Tanner ve Ramos (2002), yukarıdaki olasılık sonuçlarını doğrulamakla birlikte; mali baskın bir otoritenin varlığı yanı sıra FTPL sürecinin ortaya çıktığı tek durumun, cari yükümlülükler ile gelecek açıklar arasındaki ters yönlü bir ilişkinin varlığında görüldüğünü belirtmiştir. Buna göre, cari yükümlülüklerin artışı karşısında, gelecek dönem açıkların düşürülmesi öngörülerek fiyatlardaki uyarlanma ile borcun reel değerini düşmekte ve böylece gelecek dönem açıkların düşürülmesi sağlanmaktadır. Bunun yanı sıra, hangi yönlü olursa olsım, birincil açığın diğer değişken üzerinde herhangi bir etki yaratmaması durumunun, dışsal birincil açıkla ve mali baskın bir yapıyla uyumlu olduğu belirtilmektedir. Yukarıda verilen bilgilerin ülke verilerinde sınanmasında, ortak nokta, gelecek dönem fazlaları ile kamu yükümlülükleri arasındaki etki-tepki ilişkisinin yorumlanmasıdır. Bu çahşmada da, aynı yöntem benimsenerek, 1989:2-2004:4 aralığında Türkiye'de baskın otorite davranışı ortaya konmaya çalışılacaktır.

Türkiye Ekonomisi 'nde Enflasyonist Süreçte Baskın Otorite Tespitine İlişkin... 67 Analizin iki anahtar değişkeni, reel senyoraj gelirlerini de içeren birincil bütçe fazlası (s,) ve reel toplam yükümlülüklerdir (wt). Verilerin hesaplanış biçimi aşağıdaki gibidir: Çalışma yöntemi olarak vektör otoregresif modelleme tekniği (VAR) analizlerinden, değişkenler arasındaki dinamik etkileşimi gösteren etki-tepki fonksiyonları kullanılmaktadır. VAR analizine giren zaman serilerinin taşıdığı eğilimin belirlenmesine ilişkin yapılan, birim kök testi sonucunda her iki zaman serisinin de birinci derece farkta durağan olduğu tespit edilmiştir. Bu doğrultuda VAR analizine giren değişkenler, DS ve DW olarak gösterilmekte ve senyoraj dahil reel bütçe fazlası ile reel kamu yükümlülüklerini simgelemektedirler. Fazlada meydana gelen bir şokun gelecek dönem yükümlülüklerini ne ölçüde ve hangi yönde etkilediğine dair yapılan etki-tepki analizin de, bütçe fazlasının ilk sıraya alınmasıyla, bu değişkendeki bir değişmenin yükümlülükler üzerinde anlık etki yaratmasına imkan tanınmakta (fazladaki bir artış karsısında varolan borç stoğunun değerini beklenen fazlaların bugünkü değerine eşitlemek için fiyat düzeyinde uyarlanma gerçekleşiyor) ve böylece Ricardocu olmayan rejimlerde geçerli olan bu durumun varhğı daha kolay test edilebilmektedir (Fialho-Portugal, 2005:11). Değişkenlerin sıralanmasında ikinci olasılık, yükümlülüklerin ilk sıraya alınmasıdır. Etki-tepki analizinin sıralamaya karşı duyarlı olması nedeniyle, çalışmada kullanılan paket program E-Views 5.0'm bir özelliği olan, genelleştirilmiş etki-tepki seçeneği tercih edilerek, sözkonusu duyarlılığının ortadan kaldırılması amaçlanmıştır.

Grafik 2.1. Etki-Tepki Analizi Sonuçlan (DS, DW) Ert«-TB=K1 CİRAFIOI ± 2 STANOftOT SAPMA 4. Sonuç Ülkedeki enflasyon sürecinin aydınlatılmasına destek sağlayacak olan, baskın otoritenin tespitine ilişkin olarak gelecek dönem fazlaları ile kamu yükümlülükleri arasındaki etki-tepki analizi sonucuna göre, ele alınan dönem içerisinde, birincil fazla ile gelecek dönem yükümlülükler arasında 1989:2-2004:4 aralığında, istatistiki olarak anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. Tanner ve Ramos'un (2002), fazla ile yükümlülükler arasındaki etkileşim analizi esas alındığında, bu durumun, bütçe fazlasının borç verilerini dikkate almaksızın belirlendiği, baskın bir mali otoritenin varlığı ile uyumlu olduğu görülmektedir. 1994, 2000 ve 2001 olmak üzere mali kaynaklı üç kriz ortamını içeren veride, Ricardocu olmayan bir yapının varlığı sonucuna varılması, Brezilya ekonomisi

Türkiye Ekonomisi'nde Enflasyonist Süreçte Baskın Otorite Tespitine İlişkin... 69 Üzerinde benzer bir çalışma yapan Fialho ve Portugal'm (2005), ülkelerin kötü dönemlerde mali gerekliliklerin artarak mali rejimlerin baskın hale getirdiklerine dair öngörüsünü doğrulamaktadır (Fialho-Portugal, 2005:4). Ülke gerçekleşmeleri de, 1994 sonrasında her ne kadar sıkı maliye politikası temel alınıp, mali politikaların uyarlanması hedeflense de, genişletici uygulamalara da kayıldığı ve kamu bütçesinde tam bir mali disiplinin sağlanamadığını işaret etmektedir. Özellikle 1980Terin sonrasında sürekli bütçe açıklarının finansmanın da iç borçlanmaya ağırlık verilmesinin Sargent-Wallace yaklaşımını doğrular biçimde ekonomiyi 1994 krizine sürüklediği görülmektedir. Kriz sonrasında her ne kadar mali açıkların düşürülmesine yönelik uygulamalar üzerinde durulmuşsa da, birtakım dışsal ve içsel şokların etkileriyle bunun başarılamadığı ve mali politikanın genişletici uygulamalarına kamu bütçe dengesini gözardı ederek devam etmesinin, mali baskın bir yapının hakimiyetinin sürdüğüne işaret etmektedir. Ekonomide geçerliliğini sürdüren bu koşulların yanı sıra, sıkı para politikaları uygulamalarına devam edilmesi, 1990'larda yaşanan sürecin 2000'li yıllara da taşınmasına kolaylık sağlamıştır. Nitekim, 2000 sonu ve 2001 başında yaşanan kriz sürecinin temelinde de, iç borçların bankacılık sistemince finansmanının sürdürülemez noktaya gelmesinin büyük katkısı vardır. Bu süreç ise, Türkiye ekonomisini enflasyonunu açıklarken, enflasyonu mali kaynaklı parasal bir olgu olarak gören Sargent-Wallece (1981) yaklaşımına daha yakın bir noktada tutmaktadır. KAYNAKÇA BOLATOĞLU Nasip, "Kamu açıklarının Sürdürülebilirlik Problemi:Teori ve Türkiye Üzerine Bir Uygulama", Hacettepe Ü. Dr. Tezi, Ocak 2003 CANZONERI B. Mattthew, CUMBY E. Robert, DİBA T. Behzad, "Is the Price Level Determined by the Needs of Fiscal Solvency?", American Economic Review,vol.91, no.5, December 2001 CHRISTIANO J. Lawrence, FITZGERALD J. Terry, "Understanding the Fiscal Theory of the Price Level", nber:7668,2000 CREEL Jerome, KAMBER Güneş, "Debt, Deficits and Inflation On The Road To The EU: The Case of Turkey",www.ofce.sciences.po.fr/pdf/revue/07-89bis.pdf, Nisan 2004 ' FIALHO Laderia Marcelo, PORTUGAL Savino Marcelo, "Monetary and Fiscal Policy Interactions In Brazil: An Application Of The Fiscal Theory Of The PriceLevel", 2005, www. aup. edu/lacea2005/program/sessions/ contributed2/05

70 Fatma DA VARCIOĞLU ÖZAKTAŞ KOCHERLAKOTA Narayana, PHELAN Christopher, "Explaining the Fiscal Theory of the Price Level", Federal Reserve Bank of MinneapoUs Quarterly Review, Fall, 1999 LEEPER M. Eric and GORDON B. David, "The Price Level,the Quantity Theory of Money and the Fiscal Theory of the Price Level", nber:9084,2002 LEEPER M. Eric, "Equilibria under active and passive monetary and fiscal policies", Joumal of Monetary Economics, 27,1991 SARGENT Thomas, WALLACE Neil, "Some Unpleasant Monetarist Arithmetic", Federal Reserve Bank of Minneapolis Quarterly Review, 1981 SIMS A. Christopher, "A simple model for study of the determination of the price level and the interaction of monetary and fiscal policy", Economic Theory, 4, 1994 TANNER Evan and RAMOS M. Alberto, "Fiscal Sustainability and Monetary Versus Fiscal Dominance :Evidence from Brazil, 1991-2000", IMF Working Paper,WP/02/5 UYGUR Ercan, "Enflasyon, Para ve Mali Baskı:İktisat Politikasmda Kalmışlık" İşletme Finans Dergisi, sayı: 189, Aralık 2001 WOODFORD Micheal, "Control of the Public Debt:A Requirement for Price Stability", nber:5684,1996 WOODFORD Micheal, "Fiscal Requirements for Price Stability", Joumal of Money, Credit and Banking, vol.33, no:3,august 2001 WOODFORD Micheal, "Price Level Determinacy Without Control of Monetary Aggregate", nber:5204, 1995