TÜRK EDEBİYATINDA MERSİYELER Elegies in Turkish Literature M. Zeliha STEBLER ÇAVUŞ

Benzer belgeler
İnci. Hoca DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ II (BENTLERLE KURULANLAR)

TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım

Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır.

Bilim,Sevgi,Hoşgörü.

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler

ÖZGEÇMİŞ. Yasemin ERTEK MORKOÇ

Tanzimat Edebiyatı. (Şiir-Roman) YAZARLAR Dr. Özcan BAYRAK Dr. Muhammed Hüküm Dr. Taner NAMLI Dr. Celal ASLAN

Savaş, kahramanlık ve vatan sevgisi gibi konuları destansı ve abartılı bir anlatımla işleyen şiirlerdir.

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl Lisans. Edebiyat Fakültesi Y.Lisans - - -

Müşterek Şiirler Divanı

İSLÂMİYET ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI İSLÂMİ İLK ESERLER SORU PROĞRAMI AHMET ARSLAN

İnci Hoca TANZİMAT EDEBİYATI I. DÖNEM

PROF. DR. HALUK ĠPEKTEN ĠN HAYATI VE BĠBLĠYOGRAFYASI Sevda ÖNAL

DERSLER VE AKTS KREDİLERİ

İnci. Hoca GEÇİŞ DÖNEMİ ESERLERİ (İLK İSLAMİ ESERLER)

YRD. DOÇ. DR. ABDÜLKERİM GÜLHAN /4508.

SȖDȂN SEYAHȂTNȂMESİ: METİN VE İNCELEME

Karahanlı Eserlerindeki Söz Varlığı Hakkında

S A I15 NUMBER Y I L08

ÖZGEÇMİŞ. Kenan Erdoğan Unvanı. Adı Soyadı. Doçent Doğum Tarihi veyeri Yozgat 01 Mart 1963 Görev Yeri

TÜRK EDEBİYATI 10. SINIFLAR 17 Nisan 2015

OSMANLI YAPILARINDA. Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik

ÖZGEÇMİŞ. II. (Link olarak verilecektir.)

Edebiyat Mevsimi 2012 de Tasavvuf Rüzgarı. Tasavvuf Ve Gelenek. Seminerleri

AHMEDÎ ve DÂSİTÂN-İ TEVÂRİH-İ MÜLÛK-İ ÂL-İ OSMAN

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ

TÜRK İSLAM EDEBİYATI (İLH1010)

AŞKIN ACABA HÂLİ. belki de tek şeydir insan ilişkileri. İki ayrı beynin, ruhun, fikrin arasındaki bu bağ, keskin

I- TARİHSEL SÜREÇ. Eski Türk Şiirine Kısa Bir Bakış/Mehmet Ölmez. pan Şiirini Tanıyor muyuz?/iskender Pala. Tekke Şiiri/Hasan Kavruk

( ) ARASI KONUSUNU TÜRK TARİHİNDEN ALAN TİYATROLAR

Metin Edebi Metin nedir?

10.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

III. MİLLETLER ARASI TÜRKOLOJİ KONGRESİ Y A Z M A ESERLERDE SERGİSİ. 24 Eylül - 5 Ekim 1979 SÜLEYMANİYE KÜTÜPHANESİ.

-Rubai nazım şekli denince akla gelen ilk sanatçı İranlı şair.. dır.

Hacı Bayram-ı Velî nin Torunlarından Şair Ahmed Nuri Baba Divanı ndan Örnekler, Ankara Şehrengizi ve Ser-Güzeşt i

Prof. Dr. Osman HORATA TDE 472 Eski Türk Edebiyatı Ders Notları

ARZU ATİK, Yard. Doç. Dr.

TASAVVUF KÜLTÜRÜ EĞİTİMİ PROGRAMI 23 Ocak-1 Mart 2017, İstanbul. Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü

İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatı

PROF. DR. TURGUT KARABEY ÖZ GEÇMİŞİ

Kitap Değerlendirmeleri. Book Reviews

ÖZGEÇMİŞ. 4. Öğrenim Durumu :Üniversite Derece Alan Üniversite Yıl Türk Lisans. Halk Atatürk Üniversitesi Türk Halk Hacettepe Üniversitesi 1971

GÜNLÜK (GÜNCE)

AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ YAYIN LİSTESİ

İmam Humeyni'nin vasiyetini okurken güzel ve ince bir noktayı gördüm ve o, Hz. Fatıma

PROF.DR. MUSTAFA İSEN İN ÖZGEÇMİŞİ VE ESERLERİ

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm ÖABT Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Konu Anlatımlı Soru Bankası ESKİ TÜRK DİLİ VE LEHÇELERİ...

Avrupa İslam Üniversitesi İSLAM ARAŞTIRMALARI. Journal of Islamic Research البحوث االسالمية

Fen - Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü

TLL Uygulama. Aşağıdaki seçeneklerin hangisinde Hüseyin Rahmi Gürpınar a ilişkin bilgi doğru değildir?

ŞEYH SAFVET İN TASAVVUF DERGİSİ NDEKİ YAZILARINDA TASAVVUFÎ KAVRAMLARA BAKIŞI

Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı. Yayın Kataloğu

İnci. Hoca DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ I (BEYİTLERLE KURULANLAR)

Türkçe Şair ezkirelerinin Kaynakları

ÖZ GEÇMİŞ. 1. Adı Soyadı: Oğuzhan KARABURGU 2. Doğum Tarihi: Unvanı: Yrd.Doç.Dr. 4. Öğrenim Durumu:

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 12. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

TANZİMAT EDEBİYATI ( ) HAZIRLAYAN: Döndü DERELİ D GRUBU-105

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

PROF. DR. CENGİZ ALYILMAZ

YENİ TÜRK EDEBİYATI - I

Yasemin AKKUŞ. Görev Unvanı Görev Yeri Yıl Edebiyat Öğretmeni Milli Eğitim Bakanlığı, Kocaeli İl Milli Eğitim Müdürlüğü

SULTAN VELED DİVANI (ÇEV. PROF. DR. VEYİS DEĞİRMENÇAY) ŞEYDA ARISOY

Azrail in Bir Adama Bakması

ÖZ GEÇMİŞ II. Akademik ve Mesleki Geçmiş

ŞANLIURFA İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ YAYINLARI. Konusu: Urfa Üzerine Yazılmış Şiir Seçkisi

PROGRAM OTURUMLAR. 09:00-09:20 Hat, Tezhip, Ebru Sergisi 09:20-09:40 Açılış Konuşmaları 09:40-10:00 Müzik Dinletisi

Bu doküman Kâtip Çelebi tarafından 1632 de yazılan ve İbrahim Müteferrika nın eklemeleri ile Matbaa-ı Amire de basılan Kitabı-ı Cihannüma nın

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

İSLÂM TARİHİ VE SANATLARI BÖLÜMÜ. Doç. Dr. HÜSEYİN AKPINAR Türk Din Mûsikîsi Anabilim Dalı

İlim gıda gibidir. Ona her zaman ihtiyaç vardır. Faydası da herkesedir.

Âmil Çelebioğlu nun Bibliyografyası *

Doç.Dr. ŞEVKİYE KAZAN NAS

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ...9 GİRİŞ... Osman Horata 11

ÖZ GEÇMİŞ. Çalıştığı Kurum : Giresun Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğrenim Durumu : Doktora

Güzel Bir Kitap: 'İslam Estetiği'

DİVAN EDEBİYATI DİVAN EDEBİYATI

TARİH DANS EDİYOR HÜRREM SULTAN DANS GÖSTERİSİ

AZİZZÂDE HÜSEYİN RÂMİZ EFENDİ NİN ZÜBDETÜ L-VÂKI ÂT ADLI ESERİ NİN TAHLİL ve TENKİTLİ METNİ

KİTABİYAT. Mevlānā Celāleddin-i Rumî, Mesnevî 1-2/3-4/5-6, Nazmen Tercüme: Ahmet Metin Şahin, Kaynak Yayınları, İstanbul 2006.

Size iki şey bırakıyorum; onlara sımsıkı sarılırsanız kurtuluşa erersiniz: Biri Allah ın kitabı Kur an, diğeri de Ehl-i beytimdir.

TANZİMAT DÖNEMİNDE ÖĞRETİCİ METİNLER. Ufuk KÜSDÜL Arhavi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni

Mengi M., (1973). Edebiyat ve Edebiyat incelemesi (Theory of Literature), Rene Wellek- Austin Warren, Çev; Mine Mengi, Türkoloji, C.V, S.1, s

Bu sayının editörleri: Doç. Dr. Üzeyir ASLAN Dr. Ümran AY

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 13.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî Yunus Emre Hacı Bektaş-ı Velî Sultan Veled

Hz. Muhammed. (s.a.s.) in Doğumunun 1437 inci senesi vesîlesiyle.. 18 Mart 2008 Lütfi Kırdar Kongre Merkezi

Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak

Tarih İçinde Türk Edebiyatı

UNESCO GENEL KONFERANSLARI TARAFINDAN İLAN EDİLEN ANMA VE KUTLAMA YILDÖNÜMLERİ

ŞATRANC-I UREFA (Arifler Satrancı) Satranç Hindistan da yaklaşık 1500 yıl önce bulunmuş klasik bir strateji oyunudur. Satranç Sanskritçe de

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ KISALTMALAR

HALK EDEBİYTI IV AŞIK EDEBİYATINDA ÜSLUP

Necip Fazıl ın Yaşamındaki Düşünce Labirentleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Doç. Dr. Mustafa Alkan

CUMHURIYET DÖNEMINDE COŞKU VE HEYECANI DILE GETIREN METINLER (ŞIIR) Cumhuriyet Edebiyatında Şiir ve Soru Çözümü

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEMSİLCİLERİ - III

Yeni Osmanlılar Cemiyeti Kurucularından Mehmed Âyetullah Bey Dönem-İnsan-Eser

Uğurböceği Yayınları, Zafer Yayın Grubu nun bir kuruluşudur. Mahmutbey mh. Deve Kald r mı cd. Gelincik sk. no:6 Ba c lar / stanbul, Türkiye

BAYRAM Yavuz, XIV-XV.Yüzyıl Gazel Şerhleri, Klâsik Çağlar Boyunca Gazel Şerhleri, Kriter Yay., İstanbul 2009, s

EN ESKİ İNANÇLARDAN BİRİ OLAN ZERDÜŞTLÜK VE ZERDÜŞT HAKKINDA 9 BİLGİ

Transkript:

A.Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi Sayı 38, Erzurum 2008 ~ 131 ~ TÜRK EDEBİYATINDA MERSİYELER Elegies in Turkish Literature M. Zeliha STEBLER ÇAVUŞ ÖZ İnsanlığın ilk zamanından beri ölüm düşüncesi gizemini korur. Sevilen birinin ölümünü kabullenmek kolay değildir. Kaybedilen kişinin ardından onu anmak ihtiyacı, her toplumda dışa vurulan, doğal bir ihtiyaçtır. Türk edebiyatında mersiyeler de bu doğal ve samimi ihtiyaçtan meydana gelir. Genel anlamıyla mersiyeler, ölenin ardından onu anmanın en zarif şeklidir. Bu eserlerle, değerli insanların tanınmasına katkıda bulunulduğu gibi dönem insanının ölüm karşısındaki tutumu da gözler önüne serilir. Bazı mersiyelerle kaybedilen şehirlere ağlanırken bazılarıyla da padişahtan istekte bulunulur. Çeşitli inanışlar, farklı tutumlar mersiyelerden öğrenilebilecek diğer bilgilerdendir. Özellikleri değişmekle birlikte mersiye türü günümüzde de varlığını sürdürmektedir ve sevilen insanların ölümü ardından, yaşayanların acısını hafifletmek için varlığını sürdürmeye devam edecektir. Bu çalışmada, mersiyelerin ortaya çıkışından itibaren Türk edebiyatındaki gelişimi incelenmeye çalışılmıştır. Anahtar Sözcükler: Ölüm, Mersiye, Türk Edebiyatı. ABSTRACT The thought of death has kept its secret since first times of mankind. It is not easy to accept death of someone who is loved. The need of commemoration somebody who is not alive is a natural need that is manifested in every society. Elegies in Turkish Literature occur from this natural and heartfelt need. In general meaning, elegies are the most graceful style of commemoration of dead people. By means of these works, talented people are assisted to become famous, the behaviour of the people lived in that period towards death can also be seen. In some elegies, it is cried for cities that have been lost and in some it is asked for something from sultan. Various believes and different manners are other information that will be able to be learned from elegies. Today elegy is still survive its existence by the changes in its characteristics and it will continue to exist to diminish the grief of living people after death of beloved people. In this study, it has been tried to be studied the development of elegies beginning from their appearance in Turkish Literature. Key Words: Death, Elegy, Turkish Literature. Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

~ 132 ~ M.Z.S. ÇAVUŞ: Türk Edebiyatında Mersiyeler Doğumun olduğu yerde ölüm de vardır. İnsanoğlu, yaşamına başladığı andan itibaren, içinde bulunduğu şartları, evreni sorgular ve bunu yaparken ölüm konusuna da geniş ölçüde zaman ayırır. Sevilen bir insanı yitirmekten doğan acı, çok zaman dayanılmaz bir hal alır ve ölümü kabullenmek, bu acıya dayanmak kadar zordur. Sevincin paylaşarak çoğalması gibi acı da paylaşarak azalır. Ölüm karşısında kendisini âciz hisseden insan, bu acıyı kaldırabilmek için Aşk ağlatır, dert söyletir misali acısını ifade ederek teselli bulma yoluna gider. İlk zamanlarda sagularla (eski Türkler, mersiye makamında sagu tabirini kullanırlardı; sagu sağmak, mersiye söylemek demekti. 1 ) gelişigüzel ağıtlar yakılsa ve yoğ törenleri düzenlense de sonraları ölüm konusunda daha düzenli manzumeler meydana getirilir. Divan edebiyatında mersiyeler de bu suretle oluşur. Arapça resâ kökünden gelen mersiye, ölenin ardından onu iyilikleriyle yad etmek anlamında kullanılır. Mersiye kısaca, Ölmüş bir kimse üzerine yazılmış manzume 2 olarak ifade edilir. Divan edebiyatında mersiye ölen birinin ardından duyulan üzüntüyü dile getirmek, o kişinin iyi taraflarını anlatmak ve ölene karşı şairin ilgisini ifade etmek üzere yazılan lirik 3 şiirlerdir. Buna göre bu şiirlerin yazılması için bir ölümün gerçekleşmesi ve şairin ölenle ilişki içinde bulunmuş olması gereklidir. Bu noktada şairin, tanışmadığı birine mersiye yazamayacağı sonucu ortaya çıkar. Ancak bu konuda istisnalar da mevcut olabilir. Şair Nev î nin oğlu Atâyî, Genç Osman ın öldürülmesi üzerine bir mersiye yazmıştır ama kendisiyle bir yakınlığı olduğu yönündeki bilgiler 4 tahminden öteye gidemez. Ölen kişinin iyiliklerinin anıldığı, çeşitli konulardaki meziyetlerinin dile getirildiği bölümlerinden dolayı mersiyeler, methiyenin, ölenin ardından yazılan şekli 5 olarak da nitelendirilebilir. Mersiyelerde öleni överken abartıya da kaçıldığı olur. Halk edebiyatındaki formu olan ağıt türü ile mersiyeler arasında konu bütünlüğü vardır. Halk ve divan edebiyatlarının farkları üzerinde çok durulsa da aynı konuyu dile getiren bu iki şiir arasında aslında birtakım şeklî hususiyetleri 1 Pekolcay, Necla, İslâmî Türk Edebiyatına Giriş, Kitabevi Yay., İstanbul, 1994, s. 228. 2 Özön, M. Nihat, Resimli Büyük Türk Dili Sözlüğü, Arkın Kitabevi, İstanbul, 1971, s. 432. 3 İsen, Mustafa, Acıyı Bal Eylemek Türk Edebiyatında Mersiye, Akçağ Yay., Ankara, 1993, s. 13. 4 İsen, Mustafa, Genç Osman İçin Yazılan Bir Ağıt ve Bir Mersiye, Ötelerden Bir Ses, Akçağ Yay., 1. basım, Ankara, 1997, s. 463. 5 Tökel, Dursun Ali, Ölüme Sevinen Mersiye: Yahya Bey in Rüstem Paşa Mersiyesi, (www.dalitokel.com)

A.Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi Sayı 38, Erzurum 2008 ~ 133 ~ dışında fazlaca bir farklılık 6 görülmez. İki şiir çeşidi de ölenin ardından yazılır, ölümün verdiği üzüntü dile getirilir. Mersiyeler, kaside, gazel, müseddes, muhammes, kıt a, terkib-i bend, terci-i bend gibi nazım şekilleriyle yazılabilirse de en çok kullanılan terkib-i bend şeklidir. Bazı mersiyelerde ölenin vefat tarihi ebcet hesabıyla belirtildiği gibi, hayatının önemli safhalarına da işaret edildiği olur. 7 Dinî-tasavvufî edebiyatta ehli beyt sevgisini dile getiren ve Hz. Hüseyin in Kerbelâ da şehit edilişini anlatan mersiyeler hayli çoktur. 8 Şekil bakımından Arap ve İran etkisinde kalan mersiye türü, içerikte Türk ruhunu yansıtır. Mersiyelerde belli başlı bölümler bulunur. Dünya ve felekten yakınma, övgü, dua 9 öncelikle, ölüm varken dünyaya bel bağlamanın yanlış olduğu belirtilir. Bu geçici âleme itibar edenlerin gaflette olduklarına dikkat çekilir. Dünyanın kötülüğünden şikâyet edilen bu bölümde karamsar bir hava sezilir. Müslüman toplumlarda olayların oluşum ve gelişiminde olağandışı güçlerin etkili olduğu düşünülür. İstenmeyen olayların ancak görülmeyen gizli güçlerce hazırlandığını düşünmek olağan görülür. 10 Bu sebeple feleğin kötülüğünden yakınılır. Mersiyelerin, feleğe kafa tutan şiirler 11 olduğu da söylenebilir. Sonraki bölümde, ölenin ardından hissedilen derin üzüntü dile getirilmeye çalışılır. Ölüm karşısında hissedilen duygulardan biri de şaşkınlıktır. Şair, değer verdiği kişinin ölümüne bir türlü inanmak istemez, ölümü kabullenmekte zorlanır. Bu bölümde, akla gelen bir gerçeğin de dile getirildiği olur. Şair, değer verdiği kişinin ölümü karşısında kendisinin de bir gün öleceğini hatırlar. Bu bölümde esas olarak, ölen kişinin iyi yönleri anlatılır. Burada, ölen kişinin iyi yönleri, mübalağa sanatı kullanılarak fazlaca öne çıkarılır. Son bölüm, kasidelerdeki dua bölümüne benzer. Tek farkla ki kasidelerde, kişinin ömrünün uzun olması da dilenir. Mersiyelerde ise kendisine dua edilen kişi ölmüştür ve bu nedenle ancak onun cennete gitmesi yönünde 6 İsen, Mustafa, Genç Osman İçin Yazılan Bir Ağıt ve Bir Mersiye, Ötelerden Bir Ses, Akçağ Yay., 1. basım, Ankara, 1997, s. 465. 7 İsen, Mustafa, Mersiye, Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi, Dergâh Yay., İstanbul, 1986, c. VI, s. 272. 8 Pala, İskender, Divan Edebiyatı, Kapı Yay., İstanbul, 2008, s. 116. 9 Mengi, Mine, Eski Edebiyatımızın Mersiyelerine Toplu Bir Bakış, Türk Dili ve Edebiyatı Araştırmaları Dergisi II, Prof. Dr. Harun Tolasa Özel Sayısı, İzmir, 1983, s. 92. 10 Yerdelen, Cevat, Azmizade Haletî den Bir Mersiye, Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, sy. 12 (1999), s. 133. 11 Kurnaz, Cemal, Mersiye Şairinin İşi: Acıyı Bal Eylemek, Divan Edebiyatı Yazıları, Akçağ Yay., Ankara, 1997, s. 445.

~ 134 ~ M.Z.S. ÇAVUŞ: Türk Edebiyatında Mersiyeler dualar edilir. Mersiyelerdeki dua bölümü kasidelerdekinden daha uzun ve ayrıntılıdır. Ölene ve geride kalanlara olmak üzere iki kısımdan oluşan bu bölümde şair, ölene rahmet diler, onun cennete gitmesi veya orada hurilerle beraber olmasını isterken, geride kalanlara da Eyyub sabrı, direnme gücü ya da sağlık, afiyet temenni eder. 12 Bu bölümde kıyamet, ölüm sonrası yaşam gibi dinî konulardaki bilgilere de rastlanır. Ayrıca Peygamber den şefaati de istenir. Peygamberimiz dışında sadece Mevlânâ nın şefaati istenmiştir. 13 Ancak bunun da örneği çok değildir. Ölüme bakış açısı değiştikçe ölümün mersiyelerdeki ifadesinde de farklılıklar görülür. Bâkî nin yazdığı Kanunî Mersiyesi nde öyle bir ritim sağlanmıştır ki ölümü ezici, hükmedici ve korkutucu vasıflarıyla, her adımında gittikçe yükseliyormuş intibaı veren bir ses tonuyla üzerimize doğru 14 geliyormuş gibi hissederiz. Tasavvuf düşüncesi, mersiyelerde insanın ölümden korkmadığı, ölümü özlediği, dünyanın gurbet olduğu ifade edilen tek düşüncedir. Tasavvuf düşüncesinde iki çeşit ruhtan söz edilir: birincisi hayatın, duyumların ve hareketin sebebi olan ve ölümün etki alanı içinde kalan hayvanî ruh, ikincisi de ilâhî nefesten gelen (nefha) insana mahsus ruh. 15 Ancak mersiyelerde ölümün tasavvufî görüşten çok, şeriat açısından ele alınışı daha yaygın olarak karşımıza çıkar. 16 Ölüm, katlanması zor bir ayrılık olarak kabul edilir. Mersiyeler bazen tarihin zikretmediği ama bilim dünyası için mühim sayılacak ayrıntıları da ihtiva 17 ederler. Örneğin Türk edebiyatında bu türün ilk örneği kabul edilen ve Dîvânü Lûgât it-türk te yer alan Alp-er Tunga Sagusu nda o dönemin ölü merasimleri hakkında bilgilere de rastlanır. Değer verdiği bir insandan sonsuza kadar ayrılmak, tüm insanların en çok etkilendiği olaylardandır. Bu etkilenmelerin manzum şekilde dışa vurulması çeşitli isimlerle (sagu, ağıt, mersiye) anılır. Tarihte insanoğlunun manzume olarak söylediği ilk ürünün bu türe ait olduğu bilinmektedir. Bu konuda bilgi veren kaynaklardan biri de Latîfî nin tezkiresidir: Ol zaman ki Kâbil, Hâbili katl itdi anı görüp Adem-i Safînün sîne-i sekînesinden sürûrı ve dîdeden nûrı ve cümle cesedinden sükûn u kararı gitdi. Zîrâ hem oğlı hem yârı idi. Helâk olup 12 İsen, Mustafa, Acıyı Bal Eylemek, s. 45. 13 İsen, a.g.e., s. 48. 14 Okay, M. Orhan, Bâkî nin Kanunî Mersiyesi ne Dair, Şükrü Elçin Armağanı, Ankara, 1993, s. 239. 15 Demirci, Mehmet, Mutasavvıflara Göre Ölüm, İslâmî Araştırmalar, sy. 3, Ocak 1987, s. 89. 16 Mengi, Mine, a.g.m., s. 100. 17 İsen, Mustafa, Şairlerce Meslektaşlarına Yazılan Mersiyeler, Türk Dili ve Edebiyatı Araştırmaları Dergisi VI, İzmir, 1991, s. 68.

A.Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi Sayı 38, Erzurum 2008 ~ 135 ~ gitdi ve nice rüzgâr vâlih u zâr olup mersiye tarzında bu bir kaç beyti ibdâ u îrâd idüp okurdı. 18 Arap edebiyatında mersiyeye, Câhiliye döneminde özel bir önem verilir. Bu dönem mersiyeler, uzun ve kısa olmak üzere ikiye ayrılır. Ebû Temmâm ın Kitâbü l-hamâse isimli eserinin bir bölümü mersiyelerden oluşur. Türün ilk örneği olarak kabul edilen mersiyeyi kadın şair Hansâ, bir kabile mücadelesi sırasında kaybettiği iki kardeşinin acısıyla söyler. Câhiliye mersiyelerinde, uhrevî hayattan söz edilmez. 19 Ayrıca ölen kişinin intikamının alınması istenir. Mersiyeler, zaman içinde değişikliklere uğrar. Önceleri kişisel bir acının dışa vuruluşu olurken, zamanla ulusal bir felâket sonrasında milletçe edilen feryatlara dönüşür. Fars edebiyatına ait iki mersiye örneği Rûdekî nin yazdığı Ebu l-hasan-ı Muradî ve Şehîd-i Belhî türün bu edebiyattaki ilk örnekleri sayılır. Aynı yıllarda Ebu l-abbâs Rebincenî-yi Buhârî isimli şair, Sâmânlıların ölen hükümdarına (Nasr b. Ahmed e) bir mersiye yazar. Ebû Mansûr Ammâre-i Mervezî ise son Sâmân şehzadesinin öldürülmesi üzerine bir mersiye kaleme alır. Bu dönem mersiye şiirleri, samimi, süsten uzak, yalın mersiyelerdir. Ferruhî nin Melikşah, Nizâmü l-mülk gibi devlet ileri gelenlerine yazdığı mersiyeler, başarılı örneklerden sayılır. Enverî de kaside nazım şekliyle kaleme aldığı bir mersiyeye sahiptir. Saray şairi olmasa da Sâdî, mersiye türünün en tanınmış örneklerini verir. Mersiyeler içinde çocuklar için yazılanlar, özel bir yer tutar. Firdevsî, genç yaşta ölen oğluna bir mersiye yazar ve bu mersiyeyi, dünyaca ünlü eseri Şehnâme ye koyar. Hâkânî, ölen oğlu Reşîdü d-din için mersiyeler yazar. Mes ud-i Sa d, Hâfız ve Feyzî de oğullarının ölümü üzerine mersiye yazan şairlerdendir. Emir Husrev-i Dihlevî, kardeşi ve annesi için yazdığı mersiyeleri Mecnûn u Leylî isimli mesnevisine ekler. Bunun dışında Muhteşem-i Kâşî ve Türk edebiyatına da büyük etkileri olan 20 Molla Câmî, kardeşleri için birer mersiye yazar. Muhteşem-i Kâşî nin Kerbelâ olayı üzerine yazdığı mersiye de ünlüdür. Anadolu da bu türe ait ilk örnek, XIV. yüzyılda Germiyan beyi Süleyman Şah ın ölümü üzerine Ahmedî nin yazdığı mersiyedir. Bu mersiye, sonra yazılacak mersiyelere de örnek olur. Kemal Ümmî, Ahmet Paşa, Cem 18 Canım, Rıdvan, Latîfî, Tezkiretü ş-şuarâ ve Tabsıratü n-nüzemâ, Atatürk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi, Erzurum, 1992, c. 2, s. 7. 19 İsen, Acıyı Bal Eylemek, s. 15. 20 İsen, a.g.e., s. 17.

~ 136 ~ M.Z.S. ÇAVUŞ: Türk Edebiyatında Mersiyeler Sultan, Cafer Çelebi, Kıvâmî, Firdevsî, Mesîhî, Aynî ve Necâtî gibi şairler de mersiyeler yazmıştır. Osmanlı Devleti nin güçlenmesine paralel olarak devlet ileri gelenlerine mersiye yazmak, giderek bir gelenek hâlini alır ve böylece XVI. yüzyıl Anadolusu nda mersiye türü hem nicelik, hem de nitelik bakımından en muhteşem dönemini yaşar. 21 Revânî, Türâbî, Usûlî, Mahremî, Kemâl Paşazâde, Lâmi î, Hayretî, Yetîm, Aşkî, Nazmî, Arşî, Fazlî, Hayalî, Şevkî, Kadirî, Zihnî, Bâkî, Mânî, Fevrî, Ubeydî, Nev î, Nisâyî, Ulvî, Rahmî, Rûhî, Alî, Fünûnî, Mu înî, Selîmî ve Sâmî mersiye yazmış şairlerdendir. Bu yüzyılda padişah, şehzade ve devlet ileri gelenlerine yazılan mersiyeler çoğunluktadır. En çok Şehzade Mustafa ya mersiye yazılmıştır. XVII. yüzyılda mersiyeler gelişmeye devam eder. Ancak bu yüzyılda devlet yapısında görülen duraklama nedeniyle mersiyelerin sayısında olmasa da niteliklerinde değişiklikler görülür. Artık devlet ileri gelenlerine değil, aile fertlerine ve dostlara yazılan mersiyeler çoğunluktadır. Şehzadelerin hiçbirine mersiye yazılmadığı bu yüzyılda, padişahlardan da ancak sıra dışı şekilde ölenlerine mersiye yazılır. Nâdirî, Bahtî, Atâyî, Hâletî, Nergisî, Atâyî Nevâlîzâde, Nakşî, Fevzî, Feyzî, Râmî, Riyâzî, Nâilî, Neşâtî, Kelîm, Fâzıl, Fasîh ve Birrî mersiye yazmış şairlerdendir. XVIII. yüzyılda mersiye yazanların sayısı, bir önceki yüzyıla oranla iyice azalır. Bu yüzyılda mersiye yazan şairler Hâmî, Kânî ve Şeyh Gâlib dir. XIX. yüzyıla gelindiğinde ise mersiye yazan şairler olarak yalnızca Leylâ Hanım, Şeref Hanım, Senih ve Yenişehirli Avnî den söz edilir. Yalnızca mersiyelerden oluşan basılmış eserler de vardır. Bunların içinde en ünlüsü Kâzım Paşa nın Mekâlid-i Aşk isimli eseridir. Bunun dışında İbnü r- Reşâd Ferruh un Kerbelâ, Muallim Feyzî nin Mâtemnâme, Osman Şems in Mersiye-i Cenâb-ı Seyyidü ş-şühedâ, M. Asım ın Nâle-i Uşşâk, Senih in Mersiye-i Şerif, Sâmî nin Mersiye-i Cenâb-ı Şehinşâh-ı Kerbelâ gibi eserlerini anmak mümkündür. 22 Mersiyeler, sadece sevilen bir insanın kaybını anlatmaz. Örnekleri diğerleri kadar yaygın olmasa da yitirilen topraklar için şehir mersiyeleri, sevilen bir hayvanın ölümüyle hayvan mersiyeleri, vatanın olumsuz durumunu tasvir etmek için de vatan mersiyeleri kaleme alınmıştır. 21 İsen, a.g.e., s. 19. 22 Mersiye, Tercüman, 28 Ağustos 1982.

A.Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi Sayı 38, Erzurum 2008 ~ 137 ~ Hayvan mersiyelerine ilk ve en başarılı örnek, XVI. yüzyılda verilir. Necâtî, ölen katırı için yazdığı ve Mersiye-i Ester adını verdiği bu mersiyede aslında padişahtan, ölen katırın yerine bir at talep eder. Yine aynı yüzyılda sevdiği kedisinin ölümü ardından yazdığı ve Mersiye-i Gürbe ismini verdiği mersiyeyle Me âlî anılmalıdır. Şehir mersiyeleri, özellikle Viyana bozgunundan sonra elden çıkan Rumeli toprakları üzerine yazılmış mersiyelerdir. Belgrad ın elden çıkışı üzerine yazılan mersiyenin bir bölümü şöyledir: Yesir verdik Beligradın kaleyi Göz yaşınan doldurdular Tunayı Ağlar uşaklar da bulmaz anayı Aman imdad der de ağlar Beligrad 23 XV. ve XVI. yüzyıllarda gelişen mersiye türüne, takip eden yüzyıllarda daha az örnekler verilmeye başlanır. Batı edebiyatının tanınmaya başlandığı Tanzimat döneminde, klâsik mersiye yazılmaya devam edilmekle birlikte, Batı dan gelen yeni ağıt örnekleriyle karşılaşılır. Zamanla ölüme bakış açısı farklılaşır ve buna bağlı olarak mersiyeler değişir. Özellikle Abdülhak Hamid Tarhan la birlikte edebiyatımızda bir ferdî ıstırap devri başlar. 24 Bundan sonra ölüm farklı ifade edilir, klâsik mersiye kalıplarından çıkılır. Değişen anlayışla birlikte şairler ölenden bahsetmek dışında ölümün kendisini şiire konu edinir 25 ve melankolik bir anlayışla sergilerler. Tarhan ın Makber isimli şiiri buna ilk örnektir. Ferdî hislerinden çok toplum ruhunu yansıtan mersiye şairi karşısında, kendi dünyasını, kendi acısını ifade eden şairler ortaya çıkar. Değişen mersiyelere örnek olarak Recâizâde Mahmud Ekrem in Ah Nijâd ve Şevki Yok isimli şiirleri sayılabilir. Ölüm karşısındaki düşünceler, ölüme yüklenen anlam değiştikçe mersiyenin içeriği de değişir. Klâsik mersiyede şair, çok değer verdiği kişinin ölümünün ardından ancak acısını anlatır, öleni yâd eder, kalanlara sabır diler ve tüm bunlarla aslında ne kadar teslimiyetçi olduğunu anlatarak çaresizce ölümü kabullenir. Yeni şairlerse ölümün kendisini sorgular, ölüm karşısında felsefî düşüncelerini ifade ederler. Zaman içinde inişli-çıkışlı bir yolculuğa çıkan mersiye, ismi, formu değişse de günümüzde varlığını sürdürür; ölümün var olduğu son ana kadar da varlığını sürdürmeye devam edecektir. 23 Başkov, Vanço, Türk Edebiyatında Şehir Şiirleri ve Şehir Mersiyeleri, Edebiyat Fakültesi Araştırma Dergisi, sy. 12, Erzurum, 1980, s. 72. 24 Kaplan, Mehmet, Şiir Tahlilleri I, Dergâh Yay., 16. basım, İstanbul, 1998, s. 88. 25 İsen, Mustafa, Mersiye (Türk Edebiyatı), Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, Ankara, 2004, c. XXIX, s. 219

~ 138 ~ M.Z.S. ÇAVUŞ: Türk Edebiyatında Mersiyeler KAYNAKLAR BAŞKOV, Vanço, Türk Edebiyatında Şehir Şiirleri ve Şehir Mersiyeleri, Edebiyat Fakültesi Araştırma Dergisi, sy. 12, Erzurum, 1980, s. 72-73. CANIM, Rıdvan, Latîfî, Tezkiretü ş-şuarâ ve Tabsıratü n-nüzemâ, Atatürk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi, Erzurum, 1992. DEMİRCİ, Mehmet, Mutasavvıflara Göre Ölüm, İslâmî Araştırmalar, sy. 3, Ocak 1987, s. 89-104. İSEN, Mustafa, Acıyı Bal Eylemek Türk Edebiyatında Mersiye, Akçağ Yay., Ankara, 1993., Şairlerce Meslektaşlarına Yazılan Mersiyeler, Türk Dili ve Edebiyatı Araştırmaları Dergisi VI, İzmir, 1991, s. 65-84., Genç Osman İçin Yazılan Bir Ağıt ve Bir Mersiye, Ötelerden Bir Ses, Akçağ Yay., 1. basım, Ankara, 1997, s. 453-465., Mersiye, Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi, Dergâh Yay., İstanbul, 1986, c. VI, s. 272-274., Mersiye (Türk Edebiyatı), Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, Ankara, 2004, c. XXIX, s. 218-219. KAPLAN, Mehmet, Şiir Tahlilleri I, Dergâh Yay., 16. basım, İstanbul, 1998. KURNAZ, Cemal, Mersiye Şairinin İşi: Acıyı Bal Eylemek, Divan Edebiyatı Yazıları, Akçağ Yay., Ankara, 1997, s. 441-452. MENGİ, Mine, Eski Edebiyatımızın Mersiyelerine Toplu Bir Bakış, Türk Dili ve Edebiyatı Araştırmaları Dergisi II, Prof. Dr. Harun Tolasa Özel Sayısı, İzmir, 1983, s.91-101. OKAY, M. Orhan, Bâkî nin Kanunî Mersiyesi ne Dair, Şükrü Elçin Armağanı, Ankara, 1993, s. 235-239. ÖZÖN, M. Nihat, Resimli Büyük Türk Dili Sözlüğü, Arkın Kitabevi, İst. 1971. PALA, İskender, Divan Edebiyatı, Kapı Yay., İstanbul, 2008. PEKOLCAY, Necla, İslâmî Türk Edebiyatına Giriş, Kitabevi Yay., İstanbul, 1994.Tercüman, Mersiye, 28 Ağustos 1982. TÖKEL, Dursun Ali, Ölüme Sevinen Mersiye: Yahya Bey in Rüstem Paşa Mersiyesi, www.dalitokel.com. YERDELEN, Cevat, Azmizade Haletî den Bir Mersiye, Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, sy. 12 (1999), s. 133-142.