afiş: Tanıtım ya da reklam amacıyla hazırlanan yazılı veya resimli grafik sanat ürünü.



Benzer belgeler
BATI SANATI TARİHİ. Uzm. Didem İŞLEK

Sanatın Tanımını yaparmı sınız Nurdan Gül Kökten

Adından da anlaşılacağı gibi Roma mimarisinden etkilenmiştir.

Aynı Duvarda Düzlenmiş ve Düzlenmemiş Yüzeyler

Antik Yunan M.Ö.450 Klasik dönem

SANAT TARİHİ TERMİNOLOJİSİ II. Yrd.Doç.Dr. SERAP YÜZGÜLLER

Görsel İletişim Tasarımı Öğr.Gör. Elif Dastarlı

6. ÜNİTE: Türklerde Sanat A. İLK TÜRK DEVLETLERİNDE SANAT

Ülkeye özgü el sanatları teknikleri ve malzemeleri vaka çalışmaları

Aziz Yuhanna Kilisesi

Görsel İletişim Tasarımı Öğr.Gör. Elif Dastarlı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ. Konu:14.YÜZYIL BEYLİKLER DÖNEMİ MİMARİSİ

MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ SERAMİK BÖLÜMÜ

GÖRSEL SANATLAR. Mehmet KURTBOĞAN

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ MİMARLIK BİLGİSİ YUNAN UYGARLIĞI

İçinde hareket edilen, günlük aktivitelere sahne olan, insanı çevresinden yalıtan, sınırlandırılmış ve algılanabilir özel ortam.

Görsel İletişim Tasarımı Öğr.Gör. Elif Dastarlı

Adres: Atatürk Mah. 75.Yıl Kültür Merkezi ERZİNCAN Tlf: ERZİNCAN KEMALİYE OCAK KÖYÜ ÖZEL MÜZESİ

Kisleçukuru Manastırı: Antalya da Bilinmeyen Bir Bizans Manastırı. Dr. Ayça Tiryaki 24 Mart Dr. Ayça Tiryaki

ÖZEL EGE LİSESİ MOZAİK SANATI MOZAİK NEDİR? MOZAİK SANATININ TARİHİ

ROMANESK VE GOTiK DÖNEM

SULTAN IZZETTIN KEYKAVUS TÜRBESİ, 1217, SİVAS

ERKEN HRĠSTĠYAN VE BĠZANS MĠMARLIĞI

BASIN METNİ BEYLİKDÜZÜ MİGROS ALIŞVERİŞ MERKEZİ ÇOCUK KÜLTÜR SANAT FESTİVALİ. Thema Anadolica!

CAMÝÝ VE MESCÝTLER. Nevþehirli Damat Ýbrahim Paþa Camisi (Kurþunlu Cami) (Merkez)

Muhammet ARSLAN KARS KÜMBET CAMİİ (ONİKİ HAVARİLER KİLİSESİ)

PLASTİK SANATLAR VE ÇEVRE KENTSEL, KIRSAL

görülen sanat görülmektedir? dallarını belirtiniz.

ADANA SEYHAN - ULU CAMİ MEDRESESİ ULU CAMİ MEDRESESİ

AYASULUK TEPESİ VE ST. JEAN ANITI (KİLİSESİ) KAZISI

Dış mekan oturma ve dinlenme olanakları teraslar, avlular, küçük oturma köşeleri, bir ağaç gölgesi ya da güneş ve yağmurdan korunmuş bir çatı

Ahşap İşçiliğinin 700 Yıllık Şaheseri: Eşrefoğlu Camii [Beyşehir/KONYA]

2013 YILI TRİPOLİS ANTİK KENTİ KAZI VE RESTORASYON ÇALIŞMALARI

ANTİK ÇAĞDA ANADOLU ANATOLIA AT ANTIQUITY KONU 3 FRİGLER 1

En eski uygarlıklardan biri olan Mısır Uygarlığı Nil nehri vadisinde gelişmiştir. Mısır mimarisinin en önemli yapıtları Mısır Piramitleri dir.

SELANİK AYASOFYA CAMİSİ

Duvarlar ve Duvar Malzemeleri

MEGEP (MESLEKİ EĞİTİM VE ÖĞRETİM SİSTEMİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ PROJESİ)

TERRA COTTA KİL ESASLI PANELLER

HİERAPOLİS, ÇALIŞMALARIN RAPORU

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI MİMARİSİ

SELANİK ESKİ CUMA CAMİSİ

İşte böylesine bir tatil isteyenler içindir Assos. Ve Assos ta yapılacak çok şey vardır:


ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI

Roma mimarisinin kendine

Page 1. b) Görünüşlerdeki boşluklar prizma üzerinde sırasıyla oluşturulur. Fazla çizgiler silinir, koyulaştırma yapılarak perspektif tamamlanır.

EGE VE YUNAN BAHÇE SANATI

Ermeni Kiliselerinin Mimarisi

RESTORASYON RAPORU SEDES MİMARLIK

HİERAPOLİS, 06/08/14-21/08/14 ÇALIŞMALARI MERMER RESTORASYONU ÇALIŞMALARI

Figür 1. Ny Carlsberg Glyptotek Müzesi ndeki XIII numaralı plaka Katalog 23

Muhteşem Pullu

DERS TANITIM BİLGİLERİ (TÜRKÇE)

KALIP TEKNOLOJİLERİ İP İSKELESİ. Sakarya Üniversitesi,

ŞANLIURFA ARKEOLOJİ MÜZESİ

Rönesans Heykel Sanatı

Peyzaj Yapıları I ÇATI ELEMANLARI. Çatı elemanlarının tasarımında görsel karakteri etkileyen özellikler Sığınma ve Korunma

Üç Şerefeli Camii. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

MESLEK RESMİ DERSİ. Giriş Özet Yapı Bilgisi Mimari Tasarım Esasları ve Mimari Proje Örnekleri İncelemeleri. Hazırlayan. Öğr. Gör.

İÇİNDEKİLER

DUVAR TEKNİKLERİ İÇİNDEKİLER

TEMEL GRAFİK TASARIM AÇIK-KOYU, IŞIK-GÖLGE

MİMAR SİNAN'IN KÜÇÜK AMA

FOSSATİ'NİN "AYASOFYA" ALBÜMÜ

Th. Bossert, B. Alkım ve H. Çambel tarafından yapılan yüzey araştırmaları sırasında tespit edilmiştir.

4. HAFTA TEMELLER, DUVARLAR, KEMERLER, TONOZLAR VE KUBBELER

PMB 102 YAPI MALZEME BİLGİSİ DERS İÇERİĞİ

Dr. Öğr. Üyesi Sercan SERİN

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI TARİHİ BAHÇELERDE RÖLÖVE VE RESTORASYON

Rönesans ve Maniyerizm. Erken Rönesans (Gotik) Yüksek Rönesans-Maniyerizm

KENTİN GELİŞMESİ. Slayt 1-26

ANTİK MISIR. Hanedanlık Öncesi Dönem. Eski Krallık ( -6 hanedanlar) 1.ara dönem (7-10 hanedanlar) M.Ö

İTÜ Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü Yapı ve Deprem Mühendisliği Çalışma Grubu BETONARME YAPILAR MIM 232. Döşemeler

Gulnara KANBEROVA 1 Serap BULAT 2 İSHAK PAŞA İLE ŞEKİ HAN SARAYI MİMARLIK DESEN ve FORMLARININ GEOMETRİK KURULUŞLARI

STRÜKTÜR ÇÖZÜMLEME. Doç. Dr. ALİ KOÇAK

KLA 311 YUNAN ve ROMA İKONOGRAFİSİ POSEİDON

KOCAELİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ MESKUN VE GELİŞME KIRSAL KONUT ALAN YERLEŞİMLERİ TASARIM REHBERİ

1.Estetik Bakış, Sanat ve Görsel Sanatlar. 2.Sanat ve Teknoloji. 3.Fotoğraf, Gerçeklik ve Gerçeğin Temsili. 4.Görsel Algı ve Görsel Estetik Öğeler

CUMHURİYET ORTAOKULU 6. SINIF GÖRSEL SANATLAR GÜNLÜK DERS PLANI

CUMHURİYET ORTAOKULU 6. SINIF GÖRSEL SANATLAR GÜNLÜK DERS PLANI

CUMHURİYET ORTAOKULU 7. SINIF GÖRSEL SANATLAR GÜNLÜK DERS PLANI

Ekolojik Tasarımlar ve Sanat

Görsel İletişim Tasarımı Öğr.Gör. Elif Dastarlı

PAZARTESİ SALI

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ

AYVALIK TA BİR KİLİSE RESTORASYONU

ÖNSÖZ... İÇİNDEKİLER... RESİMLER LİSTESİ... ÇİZİMLER HİSTESİ... Birinci Bölüm TANIMLAR VE TÜRK ÇİNİ SANATININ TARİHİ GELİŞİMİ

CUMHURİYET ORTAOKULU 8. SINIF GÖRSEL SANATLAR GÜNLÜK DERS PLANI

MAHAL LİSTESİ VE TEKNİK ÖZELLİKLER

BOĞAZA. sevgiyle gülümseyen bir ev... Özlem ve Halit Akyürek ten Boğaz da bir restorasyon çalışması...

PRT 403 Geç Asur-Geç Babil Arkeolojisi

T.C. ŞIRNAK VALİLİĞİ 1990 ULUDERE

ÖZEL EGE LİSESİ EGE BÖLGESİ OKULLAR ARASI MATEMATİK YARIŞMASI 1.AŞAMA KONU KAPSAMI

TEKNİK ŞARTNAME ÇOCUK OYUN GRUBU

Tel: (224) Tel iç hat: Faks: (224) Faks iç hat: temel terim, kavramlar.

ULU CAMİ BATTALGAZİ - MALATYA

TEKNİK RESİM 6. HAFTA

Kapadokya Turu 2015 Tur Genel Tanımı Neler Yapılır?

Transkript:

Sanat Sözlüğü Sanat - Sanat Tarihi A abaküs: Antik sütun başlıklarının en üstünde yer alan taş levha. afiş: Tanıtım ya da reklam amacıyla hazırlanan yazılı veya resimli grafik sanat ürünü. agora: Eski Yunan kentlerinde çarşı, meydan. Ticari ve idarî merkezlerin bulunduğu alan. akademik: Sanat alanmda belli ilke ve kurallara bağlı olarak yapılan çalışmalara denir. aksiyon: Hareket, eylem ve etkinlik niteliğine sahip olma. alegori: Canlandırma, göz önüne getirme. alınlık: Yapıların cephesinde çatı ile korniş arasında yer alan üçgen kısım. almaşık: Farklı malzemelerden, özellikle taş ve tuğla birlikte kullanılarak örülen duvar. altar: bkz. sunak. anıt: Herhangi bir olay, kişi ya da topluluğun anısına yapılmış her türlü yapı ya da heykel. antik: Eski Yunan ve Roma eserlerine verilen ad. M.Ö. VI. - M.S. IH. yy. arası dönem. Antikite. apsis (absi,apsid): Kilise ve bazilikalarda kapının karşı tarafmda bulunan, yarım plânlı niş. arkaik: Bir sanat anlayışının ya da üslûbunun olgunluk dönemi öncesi geçirdiği aşama sürecine verilen ad. arşitrav: Antik mimarîde, sütunlar tarafından taşman üst yapı elemanlarının en alt parçası. atrium: Eski Roma evlerinin ortasında, ilk Hristiyan kiliselerinde (bazilikalarda) ise girişin önünde yer alan avlu. ayrık düzen: Kent plânlamasında yapıların birbirine birleştirilmeden yapılması. B Barok: XVII ve XVIII. yy. da Avrupa'da egemen olan üslûp. bazilika: Uzunlamasına gelişmiş mekân düzenine sahip, sütun dizilerine taşman yapı türü. beşik tonoz: Yarım daire kesitli eğrisel örtü unsuru. bezeme: Mimarî eser ya da her çeşit kullanım eşyaları üzerinde süslemeye yönelik yapılan çalışmaların tümü. Dekorasyon. biçim: Sanat eserleri de dahil, her çeşit nesnenin görme ya da dokunma organlarıyla algılanabilen

kendine özgü gerçekliği. Form. bindirme: Yapımında genellikle harç, çivi, kenet vb. kullanılmadan yapılan inşa tekniği. Yapım öğesinin bir diğeri üzerinde, ancak biraz daha çıkacak şekilde yerleştirilerek uygulanması. bingi: Kare bir alt mekân üzerine kubbenin oturtulabilmesi için yapılan geçiş öğesi. Pandantif, tromp (tonoz bingi) ya da Türk üçgeni de denilir. bingil: Kemerler üzerine oturtulmuş kubbe ile kemerlerin arasını kapatan üçgen biçimindeki kubbe parçalarından her biri. bitişik düzen: Kent plânlamasında yapıların birbirine bitişik olarak yapılması. blok: Ağır ve büyük yapı öğesi. Ayrıca, büyük boyutlu ve bir kısmı bir araya gelerek siteyi oluşturan binalara ya da kent, yol veya sokaklarla sınırlı yapı gruplarına verilen ad. büst: İnsan vücudunun baş ya da göğüsten yukarı kısmının heykeli C cella (söylenişi: sella): Çok tanrılı dinlerde tanrı heykeli ya da kült objesinin korunduğu en önemli kutsal bölüm. cephe: Yapının dıştan görünen yüzeyi. çanak-çömlek: Pişmiş topraktan yapılan her türlü kullanım eşyası. Keramik. çizgi: Yüzey sanatlarda uzunluğuna oranla kalınlığı çok az uzun şerit. Resimlerde fırçayla vurulan uzunlamasına boya darbesi. çizim: Düzlem üzerinde çizgiler kullanılarak resimleme ya da tasvirleme işlemi. D dehliz: Geleneksel yapım teknikleriyle meydana getirilen uzun ve karanlık koridor dekor: Bir iç mekânı bezeme, süsleme ve döşeme amacıyla yerleştirilen ya da eklenen öğeler. Tiyatroda ise, oyunla ilgili her tür eşya ya da malzemeye verilen ad. dentil (Fr. dentele): Kenarı dişli, dantel kesmeli ve girintili çıkıntılı yapı türü. desen: Resim sanatında tasarı ve hazırlık niteliğinde olup, genellikle kalemle renkli ya da renksiz olarak yapılan çizimler. Doğrudan eser olarak yapılan desen çalışmaları da yapılabilmektedir. devasa: Çok büyük. Oldukça iri ve görkemli. dikilitaş: Herhangi bir olay ya da zafer anısına dikilen yekpare yüksek taş. düzen: Sanat eserinin ortaya çıkşını sağlayan malzemeler arasmdaki bağlantılar bütünü. Ayrıca, Antik dönem mimarî üslûplarının (Dor, İyon, Korint) her biri. Nizam

E-F ekol: Genel çizgileriyle aynı üslûp kap-samında değerlendirilmekle beraber; bir topluluğa, bölgeye veya kente özgü bazı ayrılıklar gösteren sanatçı grubuna verilen ad. eksedra: Yarım daire plânlı, kubbe örtülü ve kendinden daha geniş bir mekâna bağlantı kurdurulan mimarî mekân unsuru. eksen: Resim ve mimarî eserlerde doğrultu belirleyen var sayımsal çizgi. estetik: Güzellik konusundaki görüş ve düşünceler. fantastik: Gerçek dışı ve hayalî nitelikli olgu ve oluşumlar. fasat: Binanın cephesi, ön yüz. fascia: Antik Yunan ve Roma mimarlığında arşitrav yüzeyindeki yatay şerit biçimindeki alçak kademeler. feodal: Orta Çağ'da Avrupa ülkelerinin hemen hepsinde yaygın olan, toprak köleliğinin hâkim olduğu sistemle (feo-dalite=derebeylik) ilgili. fibula: Pelerin ya da benzeri bir elbisenin insan üstünde kalmasını sağlamak için kullanılan özel iğne.broş. figür: Resim ve heykel sanatlarmda tasvir edilen insan resmi. Ayrıca, tabiatta rastlanan ya da hayal edilen varlıklarınadı. filayak: Büyük kubbeli yapılarda kubbeleri üzerinde taşıyan kaim ayak. fonetik: Ses. Sesle ilgili. Sesleri özellikleriyle gösteren, sesçil. fresko: Henüz yaşken ince duvar sıvası üzerine toprak boyalarla yapılan resim. friz: Baştabanla korniş arasmda yer alan resim, kabartma ya da süsleme. Bunların yapıldığı şerit. frontal duruş: Eski Mısır ve Arkaik Yunan heykeltıraşlığında insan vücudunun ön cepheden verilmesi. Ağırlık her iki yanda aynıdır. G galeri: Bazilikalarda yan netlerin üzerinde bulunan asma kat. Gotik: XIII. yy.'da Avrupa'da egemen olup, Rönesansa kadar devam eden üslûp. Deyim, İskandinavya'dan gelen Gotlara izafeten verilmekle beraber, bu sanat üslûbunun onlarla ilişkisi yoktur. gölge-ışık: Yüzey sanatı olan resmin üç boyutlu nesnelerini ifade etmek için, bir kesimin gölgeli, bir kesimin ise aydınlık biçimde boyanması. gravür: Ahşap veya metal baskı levha-larıyla çeşitli teknikler kullanılarak yapılan sanat eseri.

grifon: Kartal başı, kanatları ve pençesi ile aslan vücudunun birleştirilmesinden meydana gelen hayalî yaratık. H hacim: Nesnelerm uzayda yer kaplayan kitlesi. harç: Taş ya da tuğla duvar yapımında kullanılan kaynaştırma maddesi. hat: Yazı. Hat sanatmda kullanılan yazı çeşitlerinden her biri. Yazı sanatı; yazı sanatı ürünü. havari: Hz. İsa'nm inanç sistemini ve öğütlerini yaymakla görevli on iki yardımcısından her biri. heykel: Üç boyutlu hacim sanatı. hol: Odalar arasmda bulunan sofa. I-İ-J idol: Çok tanrılı (politeist) dinlerde küçük tanrı ya da tanrıça heykelciği. ikon: İsa, Meryem ve ermişlerin resmi. İkanoklast: İkonların, yani resim kırıcılığına yandaş olan kimse. istinat duvarı: Arkasmda toprak vb. bulunan, üstü dar, altı geniş duvar. izlenim: Resim ve heykelde tabiattan edinilen intiba, görüntü. jest: Davranış. Yerinde yapılan, anlatımcı hareket. K-L kabartma: Taş, kıl, metal, ahşap gibi malzeme yüzeylerinin oyulması yön-teniyle yapılan sanat eseri. kagir: Taş, tuğla ve kerpiçten yapılan her türlü yapı. kaide: Bir sütunun oturtulduğu alt kısım. kanelür: Antik mimarlıkta sütun gövdesi üzerine açılmış yarım daire plânlı düşey oluk. karyatit: Antik mimarîde kadm heykeli biçiminde sütun. katakomp: İlk Hristiyanların içinde toplanıp ibadet ettikleri yer altı mezarlarının genel adı. katedral: Piskoposluk kilisesi. Mimarî yönden diğer kiliselerden daha büyüktür. kemer: Bir açıklığın giderilmesi için kullanılan eğrisel biçimli yapısal öge. kenger: Yayvan yapraklı, dikenli bitki. keramik: bkz. çanak-çömlek. kerpiç: Saman ve çamur karışımının kalıp hâline getirilip güneşte kurutulmasıyla yapılmış inşaat

öğesi. kitabe: Bir yapının tarihini veya yaptıranını belirtmek amacıyla o yapı üzerine yerleştirilen metin. Ayrıca, hatırlatma amacıyla bazı konularm işlendiği taş ya da metal küçük anıt. kolossal: Büyük boyutlu masif mimarî unsurlar ve heykeller. konsol: Mimarîde ana yapıdan çıkmtı yapan kısımlar, balkon. konstrapost: Resim ve heykelde insanın resmedilmesi ya da tasvirinin yapılması sırasında kullanılan klâsik duruş. Pozlardan biri. Bu pozda, ayakta duran kişinin, kalça ve bacaklarıyla gövdesinin üst kesimi hafifçe farklı yönlere dönük olarak işlenir. konstrüksiyon: Yapının tüm ögeleriyle birlikte inşa edilmesi, yapım. kontur: Resimde figürlerin sınırlarını belirleyen çizgi. koro: Kiliselerde apsis ile çapraz nef arasında bulunan, kilise korosuna ve papazlara ayrılan kısım. korniş: Yapı cephelerinin en üstünde, çatı hizasmda yer alan silme dizisi. krepis: Tapınağın oturduğu platformun çevresindeki basamaklı kesim. kripta: Eski Roma'da Hristiyanların gizlice ibadet ettikleri yer altı kilisesi. kubbe: Yarım küre biçiminde mimari örtü unsuru. kült: İbadet, tapınma, dinî tören. kümbet: Silindirik ya da çokgen plânlı bir gövde üzerine konik biçimde yapılmış Türk ve İran mezar yapısı. lahit: İçine ölünün konduğu özel tabut. levha: Üzerine resim yapmak için kullanılan düzgün yüzeyli küçük pano. lirik: Coşku ve ilham dolu, etkili M-N mabet: Tapmak. manastır: Kırsal alanlarda Hristiyan din adamlarının kaldığı yapı ya da yapı topluluğu. mask: İnsan yüzünden alınmış alçı kalıp ya da başın sadece yüz kısmını ortaya çıkaran heykel. mastaba:eski Mısır mimarîsinde bir tür mezar yapısı. Kesik piramit biçimli alçak bir toprak üstü kısmıyla, toprak altmdaki bir mezar odasından oluşur. meander (meandr): Eski Yunan, Roma ve Neoklâsik nizamlarda kullanılan mimarî öğelerden biri. Geometrik kıvrımlar yapan bir şerit halindedir.

mekân: Bir yapının üç boyutlu olmasından başka, onun uzay içinde kapladığı alan. mimesis: Doğadaki canlıları taklit etme. Mimetizm; yansılama, taklide ilişkin, yansıtma. mimik: Yüz, el ve kol hareketleriyle düşünceyi anlatma sanatı. Duygu ve düşüncelerin yüzde beliren kımıldanış ve hareketlerle anlatımı. minyatür: Çoğunlukla eski yazma kitaplarda görülen, ışık-gölge ve derinlif duygusu yansıtmayan küçük, renkli resim sanatı. mistik: Mistisizmle ilgili. Tanrıya sezgi ve gönül yoluyla erişilebileceğini kabul eden dinî doktrin yanlısı. mitolojik: Mitolojiye ilişkin. motif: Bezeme ve süslemelerde bütünü oluşturan parçalardan her birine verilen ad. mozaik: Küçük boyutlu renkli parçacıkların bir düzlem üzerinde bitişik olarak yerleştirilmesiyle yapılan kompozisyon. mumya: Bozulmadan korunabilmesi için üzerinde çeşitli teknikler uygulanarak muhafaza edilen ceset. mümesis: Benzerleşme, taklitçilik. nakış: Kumaş, duvar gibi yüzeyleri süslemek için yapılan resim. narteks: Erken Hristiyan ve Bizans mimarîlerinde kilisenin ana mekânına açılan giriş bölümü. naturalist: Gerçeğin doğaya uygun biçimde yansıtılması amacıyla davranan sanat akımı, bu akım içinde olan sanatçı.natürmort: Çiçek, meyve vb. doğal ve hareketsiz varlıkları ele alan resim. Ölü tabiat. nef: Kilisede apsise dik doğrultuda, birbirinden sütun ya da ayak dizileriyle ayrılmış, uzunlamasına mekânların her biri.nekropol: Kentin dışında yer alan mezarlık alanı. niş: Kendisinden daha geniş bir mekâna açılan ve duvar içine oyulmuş, genellikle üstü kemer biçiminde olan girinti ya da hücre. nizam: düzen. O-Ö obelisk: bkz. dikilitaş. obje: Nesne. obsidiyen: Siyah, gri, yeşil ya da mor renkli saf ve doğal cam. Volkan camı da denir. opera: Sözlerinin çoğu ya da tümü şarkılı olarak söylenen müzikli tiyatro eseri.

organizasyon: Devlet, toplum, idare vb.nin düzenleniş hâli. ortostat: Eski Ön Asya ve Anadolu uygarlıklarında, duvarlarm alt-ön yüzünde olan ve resim kabartmaları bulunan taş bloklar. otomatizm: Ön yargı ve kurallara uymadan, bilinçsizce yapılan sanatsal çalışma. özgün: İçinde üretildiği toplumun gerçek şartlarının bir sonucu olarak beliren ve taklit etmeye yeltenilmeden ortaya konulanlar. Bir eserin kendine has niteliklerinin olması. öznellik: Nesnelerin gerçeğine değil, bireyin duygu ve düşüncelerine dayanan, sübjektif. Nesnellik karşıtı. P-R palmet: Bir sapın ıkı tarafında simetrik olarak sıralanmış uzunca yapraklardan oluşan üslûplaştırılmış bitkisel bezeme öğesi. pandomim: Sözsüz oyun sanatı. papirüs: Eski Mısır kâğıdı. pastoral: Kırsal alanda ya da ormanlarda geçen veya çoban yaşantısını tasvir eden sahnelere verilen genel ad. patetik: Dokunaklı, etkileyici, içlendi-rici. Dokunaklılık. payanda: Duvarın dışa doğru eğilmesini önlemek için karşı yönde inşa edilen destekleme sistemi. paye: Yapıda taşıyıcı ayak. perdah: Pürüzlü yüzeyin düzgünleşti-rilmesi, parlatılması. perspektif: Üç boyutlu nesneleri, iki boyutlu resim düzlemi üzerinde yansıtmak için, üçüncü boyut izlenimi vermek için yapılan resim ve çizim tekniği. peyzaj (mimarlığı): Açık alanlardaki ağaç, çiçek vb. doğal öğeleri dikkate alınarak yapılan mekân düzenlemesi. pigment: Her türlü boyanın renk verici ana maddesi. pilon: Yeni Krallık Dönemi Mısır tapınaklarının giriş kısmma verilen ad. piramidal: Resimde yer alan figür, şekil ve tasvirlerin bir eşkenar üçgenin sınırları içinde yerleşik biçimde düzenlenmiş olması. plastik: Bir cismin yoğrulabilir, şekillenebilir maddeyle örneğini yapma. Üç boyutlu anlatım. Üç boyutlu eser. plinth: İyon sütunlarında üzerine kaidenin konulduğu taş blok.

podium (podyum): Roma ve Rönesans mimarîsinde yapmm üzerine konduğu zeminden yükseltilen kaide. Roma anfi tiyotralarında arenanın çevresini dolanan hafif yüksek platform. porfir: Kırmızı renkli bazaltik sert taş. Somaki. portal: Taşkapı. Binanın ana kapısı. portik: Küçük sütunlarla taşman giriş sundurması. Yalnızca Batı mimarlığında-ki bu tür öğeleri anlatmak için kullanılır. Ayrıca, antik yapılarda revak niteliğinde kullanılan, sütunlarla taşman ve genel olarak bir avluyu çevreleyen kolonad.portre: İnsan yüzünün gerçek ölçülere uyularak yapılan resim ya da heykel. potern: Eski Anadolu medeniyetlerinde, kaleden kaçış yolu olarak yapılan tünel. potetik: Dokunaklı, etkili. profil: İnsan ya da hayvanın yandan yapılmış resmi veya fotoğrafı. renk: Işığın yapısındaki niteliklerin nesneler üzerindeki yayılımına bağlı olarak göz üzerine yaptığı etki. resim: Yüzey üzerinde oluşturulan her türlü iki boyutlu kompozisyon. revak: Yapının önünde yer alan, uzun kenarlarının biriyle binaya bitişik, diğeri sütunlarla taşman ve bir kemer dizisiyle dışa açılan; üstü kubbe, tonoz ya da çatıyla örtülü uzunlamasına mekân. ritm: Sanat eserinde bulunan öğelerin kendi aralarında oluşturdukları ardışık zaman ve mekân aralıklarının belirlediği düzen. ritmik: Düzenli aralıklarla tekrarlanan, dizemli, tartımlı. Roman: X.-XII. yy.'lar arasmda Avrupa'da yaygm hâle gelen sanat üslûbu. Orta Çağ'da Avrupa'da yaşanan sanat tarzını ifade etmek için ilk kez 1824'te Fransız arkeolog De Caumant tarafından kullanılmıştır. Kelime seçilirken, bu dönemde Roma medeniyetinin etkisi olduğu vurgulanmak istenmiştir. rölyef: Kabartma. S-Ş saçak: Eğimli çatılarda, çatı yüzeymm yapının dışına doğru uzanan etek kısmı.saçaklık: Eski Yunan ve Roma mimarisinde sütunların taşıdığı üst yapı öğelerinin bütünü. Yukarıdan aşağıya korniş, friz ve arşitravdan oluşur. Sanat: Dilimize Arapça'dan geçmiş kelimelerden biridir. Amel, yani iş yapmak demektir. XTX. yüzyıla kadar Türk toplumunda sanat kavramı, el ustalığı, beceri, tecrübe ve bilgiyle yapılan işlerde kullanılmıştır. Daha sonra özel yetenek ve el ustalığıyla yapılan işlere zanaat, bunun da üstünde yapılan iş ve etkinliklere (resim, müzik, şiir, tezyinat, heykel

vb.)sanat denilmiştir. sanduka: Türbelerde ölünün gömülü olduğu yerin üzerine yerleştirilen taştan ya da ahşaptan, tabut biçiminde olup kumaşla örtülü tutulan öge. sarnıç: Su toplamak amacıyla genellikle toprak altmda yapılan yapı. sella: bkz. cella. Sembolizm: Realizm ve Empresyonizme tepki olarak 1886'da Paris'te ortaya çıkan sanat hareketi. sfenks: Başı ve gövdesi farklı yaratıklar biçiminde olan hayalî yaratık. sır: Pişmiş toprak ve yapı malzemesi üzerine sürülerek fırınlanıp saydam bir katmanla örtülmesi. Koruyucu saydam malzeme. silme: Duvar yüzeyinde hafif çıkıntılı olarak bulunan şerit biçimindeki min.aıi bezeme öğesi. simetri: İki ya da üç boyutlu bir biçim üzerinde yer alan tüm noktalarm en az bir eksene göre eşit uzaklıkta bulunmaları hâli. simge: Sembol. site: Antik kent devleti. skolastik: Orta Çağ'da Avrupa'da hâkim olan dinî-felsefî düşünce. soyutlaştırma: Yüzey ya da hacim sanatlarında gerçek figür, şekil ve kompozisyonların tanmamayacak derecede ya-lınlaştırılması. statik: Hareketli olmayıp, belli bir süre değişmeyen, duruk. stel: Küçük dikilitaş. stereobat: Antik dönem mimarlığında yapının üzerine oturduğu, toprak üstünde kalan bezemesiz ve silmesiz üst yapı öğesi. stil: bkz. üslûp. stilize etmek (stilizasyon): Bitki ve hayvanların doğadaki biçimlerini şematik leştirip yalmlaştırarak yansıtılması. Üslûplaştırma. stilobat: Eski Yunan ve Roma mimarîsinde yapmm üstüne oturtulduğu basamaklı kaide. Subasmanı. sunak: Çok tanrılı dinlerde tapınağın içinde veya yakmmda yer alan ve tanrılara kurban sunulan alan. Kiliselerde ise takdis ayini için kullanılan banko biçiminde yer. süje: Konu, özne. sütun: Daire, kare ya da çokgen plânlı, taştan veya mermerden yapılmış düşey taşıyıcı unsur.

Çoğunlukla yekpare olarak yapılır. şapel: Tek mekânlı küçük kilise. Kilise ya da katedrallerde bir azize adanmış küçük tapınma yeri. T tablet: Eski Mezopotamya ve Anadolu-Hitit medeniyetlerinden kalma, üzeri yazı ya da resimli pişmiş topraktan yapılı küçük levha. tablo: Tual, ahşap levha, karton vb. üzerine yapılmış taşınabilir boyuttaki resim. tapınak: İçinde tapınılan, ibadet edilen her türlü yapı. İslâmî yapılar için kullanılmaz. tarz: Sanat anlayışı, sanat akımı. Üslûp. tasarım: Tasarlama eylemi sonunda beliren ve asıl yapmm gerçekleştirilmesi sırasında yönlendirici olan proje, çizim, maket vb. ürünlerin tümü. tasnif: Gruplandırma. Ele alman olgu ya da nesnelerin niteliklerine göre ayrışımının yapılması. Düzenleme. tasvir: Tabiatta varolan ya da sanatçının tahayyül ettiği her türden gerçekliğin sanat eserinde yansıtılması. Betimleme, tasarlama. tebşir: Hz. Meryem'e Cebrail tarafmdan Hz. İsa'ya gebe olduğunun müjdelen-mesini tasvir eden ikonokrafık sahne.tempera: Boyar maddenin tutkallı suyla, genellikle de yumurta akıyla karıştırılmasıyla elde edilen boya ile yapılmış resim. tezyinat: Bezeme, süsleme. Dekorasyon. tonoz: Örgü teknikleri kullanılarak inşa edilmiş, kagir, eğrisel yüzey ya da yüzeylerden oluşan mimarî örtü unsuru. trajedi: Konusunu efsanelerden ya da tarihî olaylardan alan, acıklı sonlara bağlanan bir tür tiyatro eseri. (Trajik:Acıklı.).transept: Kilisede apsise yönelik olarak uzunlamasına mekânı dik doğrultuda kesen ve kilise plânını bir haça benzeten uzunlamasına mekân. triglif: Dor nizamı frizinde metoplarm arasmda yer alan taş blok. İki düşey derin olukla bunların iki yanmda bulunan birer yarım oluktan meydana gelir. Üçüz yiv. tual: Üzerine yağlı boya resim yapılan, ahşap çerçeveye gerili bezden malzeme. tüf: İşlemesi kolay volkanik taş türü. tümülüs: Bir yer altı mezar odasıyla o-nun üzerine yığılmış bir toprak yığınından oluşan yapay mezar U-Ü ulvî: Yüce. Gökle ilgili, semavî.

üslûp: Bir toplumun ve çağın tüm sanat eserlerinde ortak olan biçimlendirme, tasarım ilke ve anlayışları bütünü. Ayrıca, birsanatçının kendine özgü biçimlendirme ve tasarım anlayışı. V-Y-Z vaftizhane: İçinde vaftiz töreni yapılan ve genellikle merkezî plânlı Hristiyan dinî yapısı. vazo: Seramik, metal ya da cam kap. vitray: Renkli camlardan meydana getirilen kompozisyon. Bu tür resimlerde camlar genellikle kurşun şeritlerle birbirine bağlanmaktadır. yiv: Bir yüzeyin üzerindeki ince çizgi. Bir sütun gövdesinin veya bir vazo gövdesinin çevresine eşit aralıklarla paralel ya da sarmal olarak uzunlamasına açılan dar oyuk. yontu: Taş, mermer vb. malzemelerden yontularak yapılmış heykel sanatı ürünü. zanaat: İnsanların maddi ihtiyaçlarını karşılamak için yapılan, öğretimle birlikte tecrübe ve ustalık gerektiren iş. Zanaatçı;belli bir zanaatla uğraşan kişi. ziggurat: Eski Mezopotamya'da basamaklı olarak inşa edilen tapmak yapısı.