Gaziantep Üniversitesi yenilikçi projeleri ile İNOVASYON Türkiye 2013 Fuarında

Benzer belgeler
Türk Bilim İnsanları Geri Dönüş Yapmaya Başladı

Başkan Gökalp İlhan 12. Türkiye Eczacılık Kongresi nde

Dünya da ve Türkiye de İş Sağlığı ve Güvenliği


Düzce Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi ve ilgili mekanizmaların vizyonu, Bölgesel, ulusal ve

Öğrenmek İstiyorum Kampanyası

HABER BÜLTENİ OCAK ŞUBAT Detaylı Bilgi İçin: Mustafa YİĞİTOĞLU (131)

Kırıkhan Ticaret ve Sanayi Odası Yılı Faaliyet Raporu

5. Hastane Donanımları, Medikal Cihaz ve Sağlık Hizmetleri Fuarı 3. Uluslararası Bütünleşik Sağlık ve Bakım Kongresi 29 Kasım 02 Aralık

Gümüşhane Kelkit ilçesinde Doğu Keredeniz 1. Organik Tarım Kongresi başladı.

KRUVAZİYER TURİZMİNDE DÜNYA VE İZMİR, TÜRKİYE KRUVAZİYER PLATFORMU NUN ÇALIŞMALARI

ZİYARETÇİ ARAŞTIRMASI ÖZET SONUÇLARI 9 12 Ocak 2013

Kayıt Dışı İstihdamla İlgili Proje Ödülleri Sahiplerine Verildi

2011 YILI FAALİYET RAPORU Batı Akdeniz Ekonomisini Geliştirme Vakfı

TR 61 DÜZEY 2 BATI AKDENİZ KALKINMA AJANSI (ANTALYA-ISPARTA-BURDUR)

TEKNOLOJİ OKURYAZARLIĞI ÜNİTE.1

Düzce Üniversitesi Ziraat ve Doğa Bilimleri Fakültesi tarafından düzenlenen Düzce Fındık Çalıştayı İstiklal Konferans Salonu nda gerçekleştirildi

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU

İSTANBUL CNR EMLAK FUARINDA YALI EMLAK LA BODRUM RÜZGARI

NİSAN AYI BÜLTENİ 3. Tarım ve Hayvancılık Fuarı göz doldurdu

- SOSYAL GÜVENLİK KURUMU NUN SAĞLIK ALANINDA ÜSTLENDİĞİ ÇOK ÖNEMLİ GÖREVLER BULUNMAKTADIR

TÜBİTAK'tan kimyasal silaha karşı büyük buluş

Detay Fuarcılık Organizasyon ve Tanıtım Hizmetleri Ltd. Şti

Mesleki eğitim tanıtım ve işbirliği protokolü

AKADEMİ ÇEVRE FAALİYET RAPORU 2017

Mayıs Ayı Bülteni MEDİPOL TTO DAN HABERLER. Birlikte Başarıyoruz İTÜNOVA TTO MEDİPOL TTO YU ZİYARET ETTİ

BİYOTEKNOLOJİ BÖLÜMÜ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ TÜRKİYE KİMYA SANAYİ MECLİSİ 2015 YILI FAALİYET RAPORU

BRÜKSEL, NİSAN 2016 Burs Programı

Başkan Acar 4. Ulusal Sağlık Kurultayına Katıldı

Avrupa Bölgesel Sosyal Güvenlik Forumu -1ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK:

Enerji Verimliliği Forum ve Fuarına Enervis Çıkartma Yaptı


29 Ocak İlaç Araştırmaları Hakkında Yönetmelik 23 Aralık Klinik Araştırmalar Hakkında Yönetmelik İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü nün

Uluslararası Yükseköğretim Hareketliliği ve Türkiye nin Konumu temalı Toplantı İstanbul TOBB Plaza da Gerçekleşti

İKTİSADİ ve İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ

6. Uluslararası Sosyal Güvenlik Sempozyumu İzmir de Başladı

BAKA BULUŞMALARI -I-

BİYOTEKNOLOJİ BÖLÜMÜ

ÇARŞAMBA TİCARET BORSASI 2016 YILI YILLIK İŞ PLANI

AK PARTİ GENÇLİK KOLLARI MUMCULAR BÖLGESİNDE YANAN ORMANLIK ALANLARA FİDAN DİKTİ

Afyonkarahisar Chamber E- BÜLTEN of Commerce and Industry

TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ BÖLÜM 7 EMO GENÇ ÇALIŞMALARI. - EMO Genç Etkinliklerimiz

Kaydedilen Üye Silinen Üye TOPLAM ÜYE SAYISI Fiili Tüketim Belgesi

NATO Zirvesi'nde Gündem Suriye ve Rusya

Olmazsa Olmaz Sosyal Güvenlik

TÜRK TURİSTİN İLGİSİNİ ÇEKEN OSMANLI MİRASINA SAHİBİZ

ZİYARETÇİ ARAŞTIRMASI ÖZET SONUÇLARI 2 7 Ekim 2012

YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ

TÜRKİYE RÜZGAR ENERJİSİ KONGRESİ

TÜRK TURİSTİN İLGİSİNİ ÇEKEN OSMANLI MİRASINA SAHİBİZ

Türkiye ve Dünya, Marakeş te (COP22) Beklediğini Bulamadı!

TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI DENİZLİ ŞUBESİ BÜLTENİ YIL : 1 SAYI : 3 EYLÜL

15 18 HAZİRAN 2015 FRANKFURT - ALMANYA

Çok tatil yapan ülke imajı yanlış!

TÜRKİYE DE DENİZ STRATEJİSİ ÇERÇEVE DİREKTİFİ KONUSUNDA KAPASİTE GELİŞTİRME PROJESİ ( )

SODEX Ankara 2017 HVAC-R SEKTÖRÜNÜN ANKARA DAKİ EN ÖNEMLİ BULUŞMASI

Türkiye ve Dünya, Marakeş te (COP22) Beklediğini Bulamadı!

Türk tekstil sektörünün en büyük üreticisi Kahramanmaraş, Milano da düzenlenen ITMA Fuarında 106 kişilik bir heyetle Türkiye yi temsil ediyor.

BÖLGESEL TİCARET TOPLANTISI İZMİR

Dr. Mustafa KURUCA Isparta da Sosyal Güvenlik Reformunun Yansımaları ve Sosyal Güvenlikte Teşvik Uygulamaları konulu konferans verdi

DEVLET SANAYİCİNİN YANINDA

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ

ÜSİMP TTO TECRÜBE PAYLAŞIMI. ÖMER BAYKAL, GAZİ TTO 26 Temmuz 2013, ASO

DANIŞMA KURULU emo izmir şubesi 30. dönem çalışma raporu 101

MAYIS 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

Samsun-Kavkaz Tren Feri Hattı faaliyette

Doğu Marmara ABİGEM AVRUPA İŞLETMELER AĞI (EEN) DOĞU MARMARA KONSORSİYUMU E-BÜLTENİ

Kamplardaki sığınmacı sayısı 152 bin 51

1 2 Eylül 2018, Bişkek

Mobil SGK Araçları Yollarda

GIDALARDA ATIKLARIN AZALTILMASI VE GERİ KAZANIMI

BODRUM DAN KOS A İLK SEFER İSRAİL TURİSTLER OLDU

Temmuz Ayı Tekstil Gündemi

COĞRAFYACILAR DERNEĞİ ULUSLARARASI KONGRESİ Avrupa Coğrafyacılar Derneği-EUROGEO Kongresi İle Ortak Olarak

EYLÜL E-BÜLTEN YIL:2018 SAYI:9 DÖNEM:1

TOBB, SELİMİYE Yİ KORUYUP YAŞATMAK İÇİN VAKIF KURDU

ACIBADEM BODRUM A ONKOLOJİ MERKEZİ AÇTI

ANKARA KALKINMA AJANSI.

ÇANAKKALE TİCARET BORSASI 2014 YILI BASIN RAPORU

Hazırlayan: Mine GÜNEŞ KAYA / İzmir Ticaret Odası, Uzman 2 5 NİSAN 2014 İTALYA İŞ VE İNCELEME GEZİSİ (TORİNO MİLANO VENEDİK)

Hürriyet Ege 31 Ağustos 2013

5. KARİYER GÜNLERİ GERÇEKLEŞTİ

TÜRSAB VAKANTIEBEURS 2016 TURİZM FUARI DEĞERLENDİRME RAPORU

TOBB GGK nın Onursal Başkanı Sayın M. Rifat Hisarcıklıoğlu ve Başkanı Sayın Ali Sabancı dır.

ÜSİMP UNİVERSİTE SANAYİ İŞBİRLİĞİ DENEYİMLERİ ÇALIŞTAYI, 9-10 Ocak 2013, Ankara

ÇANAKKALE TİCARET BORSASI 2016 YILI BASIN RAPORU

Pazartesi İzmir Gündemi

gffsad

Kimya Tarihinde Bugün

ÜNİVERSİTE SANAYİ İŞBİRLİĞİ MERKEZLERİ PLATFORMU

Türkiye ye Yönelik Beklentiler Olumsuz Olamaz

ISSA İyi Uygulamalar Ödül Töreni

GELİBOLU TİCARET VE SANAYİ ODASI OCAK-ŞUBAT-MART 2015 BÜLTENİ

KASIM 2018 ÇALIŞMA RAPORU

Van daki köylerde çadır hayatı sona eriyor

1 Mart 2018 Eczacıların dilekçelerinin değerlendirildiği Nöbet Komisyonu ön toplantısı yapıldı.

ÇARŞAMBA TİCARET BORSASI 2015 YILI YILLIK İŞ PLANI

1- Ulusal Kırmızı Et Konseyi Seferihisar da Toplanacak!

2017 YILI ERCİYES ÜNİVERSİTESİ. Stratejik Plan. İzleme ve Değerlendirme. Raporu

Transkript:

Gaziantep Üniversitesi yenilikçi projeleri ile İNOVASYON Türkiye 2013 Fuarında Gaziantep Üniversitesi yenilikçi projeleri ile İNOVASYON Türkiye 2013 Fuarında.Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, TÜBİTAK, Yök, Türk Patent Enstitüsü, KOSGEB ve Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından desteklenen İNOVASYON Türkiye 2013 Fuarı na Gaziantep Üniversitesi bu yıl yenilikçi projelerini sergileyeceği büyük bir stantla katılıyor. Üniversitelerin bilimsel ve yenilikçi çalışmalarının sergileneceği ve 32 üniversitenin yanı sıra, ulusal ve uluslararası misafirlerin katılacağı İNOVASYON Türkiye 2013 Fuarı 24-27 Ekim tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi nde ziyaretçilerine kapılarını açacak. Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) yenilikçi teknoloji ve buluşların en seçkin örneklerini sergilemek üzere TÜBİTAK tan destek almaya hak kazandığı İNOVASYON Türkiye 2013 Fuarına katılım hazırlıklarını tamamladı. Katılım için bugün yola çıkan GAÜN ekibi, fuarda yer alacak stantda Gaziantep Üniversitesi nde lisans ve lisansüstü öğrencilerinin çalışmaları, öğrenci topluluklarının çalışmaları, Gaziantep Teknopark Firmalarının AR-GE çalışmalarından örnekleri ve GAÜN TargeT Teknoloji Transfer Ofisi (TTO) ile AR- GE-Tİ (Araştırma-Geliştirme-Ticarileştirme) konseptinde sürdürdüğü çalışmalarını etkin bir biçimde tanıtma imkanı bulacak. İNOVASYON Türkiye 2013 Fuarı, International Federation of Inventors Assoclations (IFIA) nın resmi fuarları arasında bulunuyor. Fuarda, Gaziantep Üniversitesi nde son yıllarda yapılan bilimsel ve teknolojik çalışmaların ziyaretçilere doğrudan tanıtılması amaçlanıyor.

Kaynak :stargundem Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi sorumlu bilim projelerinin tanıtım toplantısı yapıldı. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi sorumlu bilim projelerinin tanıtım toplantısı yapıldı.rektör Prof. Dr. Sedat Laçiner, fen edebiyat ile ziraat fakültelerinin projelerinin tanıtıldığı toplantıda yaptığı konuşmada, kentte en güçlü insan kaynağının ÇOMÜ de bulunduğunu, üniversitede bin 600 ün üzerinde akademisyenin yer aldığını söyledi. Üniversitenin Çanakkale yi çok iyi bildiğini ve üzerinde çalıştığını dile getiren Laçiner, Kaz Dağları nı, Sarıçay ı, Çanakkale Boğazı nı, suyun kalitesini, havasını çalışan arkadaşlarımız var. Çanakkale Savaşları nı Türkiye de değil dünyada en iyi

çalışan üniversite burası. Truva ve Assos gibi bölgedeki kazıları çalışan yine bizim arkadaşlarımız dedi. Laçiner, hazırlanan projeleri başta TÜBİTAK olmak üzere çok fazla kaynağın finanse ettiğine işaret ederek, şöyle konuştu: TÜBİTAK tan en fazla destek alan 180 üniversitenin içinde 7 nci olduk. Akademisyenlerimiz çoğu zaman hazırladıkları çalışmalarla ÇOMÜ den destek bile almadan kendi projelerini finanse edebiliyorlar. Güney Marmara Kalkınma Ajansı bizlere ciddi anlamda destek oldu. Küçük ve orta ölçekli projelerimizle onların da desteğini alıyoruz. Her zaman ajansın desteğini bekliyoruz. İl Özel İdaremizle de Türkiye de bir örnek olacak nitelikte iş birliği yapıyoruz. Çanakkale nin maden kaynağından çok insan kaynağı olduğuna inanıyorum. 2015 yılı çalışmaları da bizi oldukça heyecanlandırıyor. Çanakkale nin eksiklerini ve altyapılarını tamamlamak anlamında önemli bir katkımızın olacağını ümit ediyoruz. Vali Ahmet Çınar ise yapılan organizasyon ile sunumların kendisini çok heyecanlandırdığını, projelerin bundan sonra somut adımlarla ilerlemesi gerektiğini kaydetti. Toplantıya, İl Genel Meclisi Başkanı Ali Rıza Tekin, rektör yardımcıları Prof. Dr. Ramazan Gülendam, Prof. Dr. Eyüp Özdemir, Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Erdem, Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Feyzi Uğur, Güney Marmara Kalkınma Ajansı temsilcileri, akademisyenler ile çeşitli kurum ve kuruluşların temsilcileri katıldı.

Kaynak :haberciniz Antibiyotiklerin bakteriler üzerindeki etkinliğini sona mı eriyor? Antibiyotiklerin bakteriler üzerindeki etkinliğini sona mı eriyor?yüzyılın mucizesi olan antibiyotik, gereksiz yere ve yüksek dozlarda kullanıma bağlı direnç kazanan bakterilerle savaşı kaybetme noktasına geldi. Bilim insanları, dünya genelinde ciddi bir sağlık sorunu olarak belirtilen antibiyotik kullanım sıklığı için hızla tedbir alınması gerektiğini belirtiyor. Kullanım sıklığında Avrupa da ilk sırada yer alan Türkiye, risk altında olan ülkeler arasında gösteriliyor. Sağlık Bakanlığı Türkiye Tıbbi Cihaz ve İlaç Kurumu Başkan Yardımcısı Hakkı Gürsöz, gereksiz antibiyotik kullanımının tüm dünyada çok ciddi bir sağlık sorunu olduğunu belirtti. İlaç kullanımına ilişkin verilerin kutu bazında yapılmasının gerçekci değerler ortaya koymadığını ifade eden Gürsöz, geçen yıl eczanelerden 1 milyar 700 milyar kutu ilaç satıldığını söyledi. Buna göre bir kişinin yılda 23 kutu ilaç tükettiğini dile getiren Gürsöz, Ancak, bu bilimsel bir kriter değil. Çünkü, kişi kutunun içinden birkaçını kullanıp, gerisini atmış olabilir dedi. Gürsöz, artık bu hesaplamanın Dünya Sağlık Örgütü nün yaptığı şekilde farklı bir yolla yapıldığını anlatarak, İlacın içerikleri, dozları, miligramları ile beraber formül ediliyor ve birime çevriliyor. Kişinin kaç birim ilaç tükettiğine bakılıyor. Bu bilimsel ve karşılaştırılabilir bir yöntem diye konuştu. - Türkiye, antibiyotik kullanımında Avrupa birincisi

Verilerin artık bu yolla toplandığını anlatan Gürsöz, Türkiye de ilk kez bu yıl için antibiyotiklerde bu hesaplamanın yapıldığını bildirdi. Gürsöz, bunun antideprasanlarda ve solunum sistemi ilaçlarında uygulanacağını belirterek, bu şekilde Türkiye nin ilaç kullanım gerçeğini ortaya koyabileceklerini vurguladı. Çalışmadan çok çarpıcı sonuçlar elde edildiğinin altını çizen Gürsöz, şu bilgileri verdi: Ülkemizde bir kişi günde 42 birim antibiyotik tüketiyor. Bu rakam, Hollanda da 14 birim seviyesinde. Bir Türk vatandaşı günde, Hollandalı bir kişiden 3 kat fazla antibiyotik tüketiyor. Biz bu değerle, Avrupa da kişi başına günde kullanılan antibiyotik birimi hesaplamasında 40 ülke arasında birinci sıradayız. Yani, en çok Türkiye de tüketiliyor. Bizden sonra, Yunanistan geliyor. Orada da bu rakam 35 birim. Kuzey Avrupa ülkelerinde bu rakamlar en çok düşük seviyelerinde. En az antibiyotik kullanımı ise 13 birimle Estonya yer alıyor. Gürsöz, kuzeyden güneye indikçe antibiyotik kullanımının arttığının belirlendiğini dile getirerek, Batıdan doğuya geldikçe antibiyotik kullanımı artıyor dedi. -Türkiye de antibiyotik kullanımında güney iller birinci sırada Bu verilerden hareketle antibiyotik kullanımının en sık ve en az olduğu illerin tespit edildiğini aktaran Gürsöz, iller içinde en fazla Güneydoğu ve Doğu Anadolu illerinde antibiyotik kullanıldığının saptandığını söyledi. Gürsöz, farkındalığın artırılması ve kullanım oranlarının çok olmasının neden kaynaklandığının tespit edilebilmesi amacıyla Gaziantep ten başlayarak bir çalışma başlatıldığını bildirdi. İlde, eczacılar, aile hekimleri, uzman hekimler ve diğer çalışanlarla biraraya geldiklerini ve neler yapılabileceği konusunda fikir alışverişinde bulunduklarını ifade eden Gürsöz, antibiyotik kullanım sıklığında eğitim seviyesi, sosyal ve kültürel etkenler ile ekonomik faktörlerin etkili olduğunu tespit ettiklerini aktardı. Gürsöz, hastaların antibiyotik almadan iyileşmeyeceğine ilişkin tutum ve davranışlarının kırılması gerektiğinin altını çizerek, bunun için eğitimin şart olduğunu vurguladı. Antibiyotik kullanım sıklığı en az olan ilin Artvin olduğunu anlatan Gürsöz, genel

olarak Türkiye genelinde kullanım sıklığının çok yüksek olduğuna işaret etti. -Türkiye, risk altında ülkelerin başında geliyor Gürsöz, gereksiz antibiyotik kullanımının gelecekte ciddi halk sağlığı sorunu olacağını ifade ederek, şöyle devam etti: Türkiye de antibiyotik sıklığı oldukça yüksek. Bu, ciddi bir sorun ve hemen tedbir alınması gerekiyor. Çünkü, basit bakterilere karşı bile direnç gelişiyor. Gelecek 5-10 yıl içinde, önlem almadığımız takdirde antibiyotikle tedavi edibilinen basit enfeksiyonlarda bile çaresiz kalınacak. Dünyada uzun yıllardır yeni bir antibiyotik keşfi yok. Mevcut tüm antibiyotiklere dirençli bakteri formları hastalara bulaşmaya ve öldürmeye başladı. Çok ciddi bir tehdit bu. Türkiye de antibiyotik kullanımında ciddi oranlar olduğu için bu riske maruz kalabilecek ülkelerin başında geliyor. Tedbir almazsak, 5-10 yıl gibi yakın gelecekte hiçbir şekilde tedavi edemediğimiz, hastaları kaybettiğimiz ciddi ölümcül enfeksiyonlar baş gösterecek. Yüzyıllık mucize olan antibiyotikte sona gelindi diyebiliriz. Gürsöz, eş dost tavsiyesiyle hekime danışmadan antibiyotik kullanılmamasının altını çizerek, sağlıklı bir gelecek için bilinçli, doğru ve dozunda ilaç kullanılması gerektiğini vurguladı. Kaynak :bloomberght

7. Asya Süperiletkenlik ve Kriyojenik Sempozyumu Bugün Başladı Ankara Üniversitesi Ulusal Süperiletkenlik Merkezi nin ev sahipliğinde düzenlenen 7. Asya Süperiletkenlik ve Kriyojenik Sempozyumu, Nevşehir in Ürgüp ilçesinde başladı. Nevşehir Valisi Mehmet Ceylan, Ürgüp teki bir otelde gerçekleştirilen sempozyumun açılışında yaptığı konuşmada, böyle önemli bir sempozyumun kentte yapılmasından dolayı mutlu olduklarını belirterek, 21 ülkeden gelen çok sayıda bilim adamını Kapadokya da ağırlamaktan memnuniyet duyduklarını söyledi. Kapadokya nın tarihi ve kültürüyle dünya turizminde önemli yere sahip olduğunu belirten Ceylan, yılda 2,5 milyon turistin ziyaret ettiği bölgenin, önemli sempozyumların da merkezi haline geldiğini vurguladı. Önemli bir araştırma konusu olan süperiletkenliğin dünyada uygulama alanı da bulduğunu dile getiren Ceylan, Türkiye de de bu alanda son yıllarda önemli çalışmalar yapıldığını, bu gelişmelerin ülke adına son derece sevindirici olduğunu ifade etti. Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Fen Fakültesi Fizik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ekrem Yanmaz ise bu sempozyumların 2 yılda bir farklı ülkelerde organize edildiğini belirterek, Türkiye nin bu gruba yeni katılmasına rağmen 7 ncisi düzenlenen sempozyumu Nevşehir e almayı başardıklarını söyledi. Sempozyuma 21 ülkeden süperiletkenlik konusunda çalışmaları olan 250 den fazla bilim insanının katıldığını kaydeden Yanmaz, Adı Asya kongresi ama ABD den de Almanya dan da İspanya dan da çok sayıda katılımcı var. Grupta Asya ülkesinden çok sayıda bilim insanı olduğu için Kapadokya bölgesini seçtik. Onlardan bize denizden uzak bir yer olması talebi geldi. 3 gün sürecek bu sempozyumda herkes

geliştirdiği çalışmalar hakkında sunumlar yapacak ve bilgi paylaşımı yapılacak diye konuştu. Türkiye de süper iletkenlikle ilgili çalışmaların 1988 yılından itibaren başladığını dile getiren Yanmaz, O süreçte bu alanda Türkiye de hiç çalışan yoktu diyebiliriz ama şimdi ne mutlu ki Türkiye de 300 den fazla bilim insanı bu alanda çalışıyor. Gayret veriyoruz, geri kalmayalım diyoruz, bizim de bu alanda bir sözümüz olsun diyoruz dedi. Yanmaz, 7 üniversitenin katılımıyla Ankara da Ulusal Süperiletkenlik Merkezi kurulduğunu ayrıca birçok üniversitede bu alanda yoğun çalışmalar yürütüldüğünü belirterek, şunları söyledi: Biz KTÜ de büyük bir grup olarak bu alanda çalışıyoruz ve meyvelerini de almaya başladık. Bilindiği üzere uçan tren yaptık. Çin de, Japonya da bu trenlerden var ve denemeleri devam ediyor. Önümüzdeki yıllarda yolcu taşımaya başlayacaklar. Biz bu alanda geride kalmamalıyız, bizim yaptığımız tren de Türkiye açısından önemli bir prototiptir ama ülke olarak bilgi ve uygulama olarak diğer ülkelerden geride değiliz. Sempozyum, 25 Ekim Cuma günü sona erecek. Kaynak :haberciniz

Altın Çıkarılmasında Yeni Yöntem Okaliptüs Ağaçları Altın Çıkarılmasında Yeni Yöntem Okaliptüs Ağaçları Avustralya da bilim insanları altının geleceğine yönelik çok farklı bir iddia ortaya attı. Nature Communications adlı gazetede yayımlanan habere göre, altın rezervleri üzerinde yetiştirilen ağaçların altın için yeni bir kaynak olabilir. OKALİPTÜS ALTINI Gazete, Avustralyalı bir grup bilim insanının altın rezervlerinin yer aldığı araziler üzerinde yetiştirilen Okaliptüs ağaçlarının köklerinin rezervlere kadar inmesinden dolayı, gövdelerine mikroskopik ölçüde altın partiküleri çekmiş olabileceğini ortaya çıkardığını duyurdu. Bilim insanları Okaliptüs ağaçlarını röntgen cihazları ve tüm bilimsel araçlardan geçirip, kesin sonuçlar elde ettikten sonra böyle bir iddiayı gündeme getirdiklerini de belirtti. Okaliptüs ağaçları, yerin altında köklerin 10 metreden daha uzun mesafelere kadar salabiliyor. Zaman zaman ağaçlarının köklerinin 40 metreye kadar da inebildiği görülüyor. ÇOK DÜŞÜK ORANDA Bilim insanları ağaçların çektiği altın partikürlerinin oldukça düşük oranda olduğunu ve genelde de yapraklarda yoğunlaştığını belirtti. Araştırmacılar, altının bitkilerin bünyelerindeki zehir etkisinden dolayı yapraklarda yoğunlaşmış olabileceğini, yapraklar döküldüğünde ağaçların da zehirde kurtulacağını söyledi. YENİ KEŞİF ALANI OLABİLİR Dünya Altın Konseyi ne göre, insanlık tarihinden bugüne kadar topraktan 174 bin ton altın çıkarıldı. 2011 yılında ABD Jeolojik Araştırmalar Birliği, dünyada 51 bin ton altın rezervinin kalmış olabileceğine dikkat çekmişti. Bilim adamları yazdıkları makalede, dünyada altın rezervi sıkıntısı yaşandığı bir dönemde Okaliptüs ağaçlarının yeni bir altın keşfi alanı olabileceğini belirtti.

Türk Bilim İnsanları Geri Dönüş Yapmaya Başladı Türk Bilim İnsanları Geri Dönüş Yapmaya Başladı Türkiye de son yıllarda Ar- Ge ye ayrılan kaynak ve yatırımlar meyvesini veriyor. Yeterli destek ve çalışma ortamı bulamadıkları için yurtdışına giden araştırmacılar, dönüş yapmaya başladı. Zaman ın haberine göre, bu durumun oluşmasında araştırmacılara cazip fırsatlar sunan Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu nun (TÜBİTAK) rolü büyük. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün TÜBİTAK ın başlattığı burs programı sonrasında Türkiye ye dönüş için yapılan başvuru sayısının önceki yıla göre 5 kat arttığını açıkladı. Ergün, bu yıl 117 araştırmacının dönüş için başvuru yaptığını ve bunların yüzde 75 inin ABD den olduğunu söyledi. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, 2013 yılında şu ana kadar ülkemize

dönüş yapmak için 117 Türk araştırmacı başvuru yaptı. Başvurulardan 74 ünün desteklenerek araştırmacıların dönüşü sağlandı. 31 başvurunun ise değerlendirmesi sürüyor. dedi. Yapılan başvuruların yüzde 75 i Amerika Birleşik Devletleri nden gelirken, Almanya, Kanada, Avusturya, İngiltere, İtalya, Avustralya, Japonya, Çin, Güney Kore, Danimarka, Hollanda, İspanya, İsrail ve Bosna-Hersek geldi. Program kapsamında Türkiye ye dönüş yapan araştırmacılar üniversiteler, kamu Ar-Ge merkezleri ile Ar-Ge faaliyeti yürüten özel kuruluşlarda çalışmalarını yürütebiliyor. Geri dönüşlerde en çok tercih edilen kurumlar yüzde 88 oranla üniversiteler olduğu bilgisini veren Ergün, 10 araştırmacı kamu araştırma enstitülerine dönüş yapmak için başvururken, 3 araştırmacı sanayi kuruluşlarına geldi. En çok tercih edilen üniversiteler ODTÜ (16), Bilkent (15) ve Sabancı üniversiteleri (10) oldu. Bunları Abdullah Gül Üniversitesi (5) takip etti. Dönen araştırmacıların geldikleri kurumlarda kadrolu olarak istihdam edilmeleri durumunda da bursları aynen devam ediyor. şeklinde konuştu. TÜBİTAK Bilim İnsanı Destekleme Daire Başkanlığı nın başlattığı 2232 Yurda Dönüş Araştırma Burs Programı kapsamında araştırmacılara 2 yıl boyunca aylık 3 bin 250 TL burs veriliyor. Dönüş yaptıklarında herhangi bir kurumda çalışmaya başlayan araştırmacılar da aynı bursu almaya devam ediyor. Aynı zamanda Türkiye de yürütecekleri araştırmalar için de 25 bin TL destek alabilen araştırmacılar, bilim ve teknoloji alanına katkılarını artırmak amacıyla TÜBİTAK ın diğer destek programlarına da başvurabiliyor. Ayrıca araştırmacıların Türkiye ye dönüş yol masrafları ile bursiyerlik süresince sağlık sigortası giderleri TÜBİTAK tarafından karşılanıyor.

Kaynak :Haberturk Nükleer Santralimiz Yok Ama Atığımız Var Nükleer Santralimiz Yok Ama Atığımız Var.9 ay sonra gömülen atıklar yeniden reaksiyona geçti. Toprak zehir kusmaya başladı. Yeni atılan toprak da daha önce olduğu gibi siyaha döndü. İzmir Gaziemir deki bir kurşun fabrikasının yıllarca arazisine gömdüğü zehirli atıkları Radikal 3 Aralık 2012 de duyurmuştu. İçinde radyoaktivite içeren atıkların da bulunmasına rağmen atıkların üzerine sadece yeni toprak atılmıştı. Ancak aylar sonra atılan toprak da bir işe yaramadı. Zehirler kusmaya devam etti. Yeni atılan toprak aylar sonra simsiyah oldu. Uzmanlara göre, hem rüzgâr hem de yağışlarla zehir çevreye yayılmaya devam ediyor. Gaziemir deki zehirli atıklar ilk kez 3 Aralık 2013 te İzmir in Çernobil i haberiyle Radikal Gazetesi nin manşetine yansımıştı. Daha sonra da radyasyon da içeren zehirli atıklara ilişkin ilgili kurumlar sırayla açıklamalarda bulunmuş, Türkiye

Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) gibi kurumlar arazide incelemede bulunmuştu. İzmir Valiliği, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, TAEK in içinde bulunduğu bir koordinasyon kurulu oluşturuldu. İncemeler yapıldı. Bölge tel çitlerle çevrildi. Akıl alır gibi değil! Ardından zehirlerin gömülü olduğu araziye Şubat 2013 te 10 bin 200 ton toprak atıldı. Ancak aylar sonra atılan toprağın bir işe yaramadığı anlaşıldı. Toprak altındaki zehirler yeniden reaksiyona geçti. Toprak zehir kusmaya başladı. Yeni atılan toprak da daha önce olduğu gibi siyaha döndü. Yıldız Teknik Üniversitesi Çevre Mühendisliği Çevre Teknolojileri Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Beyza Üstün, zehirli atıkların üzerine yeni atılan toprağın siyaha dönmesinin atıkların sızmasından kaynaklandığını belirterek şunları söyledi: Sızma devam ediyor. Mutlaka içeride bir sıvı birikintisi de var. Yağışa bile gerek yok. Böyle bir kapatma, önlem alma yöntemi dünyada yok. Zaten tehlikeli atık. Bunun tamamen ortadan çıkarılması gerekiyor. Tehlikeli atık sınıfına göre de bertaraf edilmesi gerekiyor. Bu tamamen kaderine terk etmek demek. Üstelik yerleşim yerleri de alana çok yakın. Buradaki topraklar kontamine olmuş topraklar. Kim bilir ne gibi toksitler de içeriyor. Bunlar mutlaka yeraltı sularına sızıyor. İki şekilde de tehlike taşınıyor. Rüzgâr ve hava akımlarıyla. Ulaştığı her yere tehlikesini götürecek. Ayrıca bunlar birlikte reaksiyon da oluşturabilir. Kesin olan bir şey var ki, böyle yapılmaması gerekiyor. Canlılar da burada dolaşıyor.hayvanlar var. Çoluk çocuk burada soluyor. Yerleşim çok büyük bir tehdit altında. Bunun mutlaka kamuoyunun gündemine taşınması gerekiyor. Tespitler için heyet oluşturulmalı. Burada mutlaka basın açıklaması yapmak gerekiyor. Bu tam bir facia. Akıl alır gibi değil. Dünyanın hiçbir yerinde yoktur herhalde. Tam bir vahşi gömme. Numune almak da çözüm değil. Bir an önce oradaki tehlikeli atıklar kaldırılmalı. Nükleer santralımız yok ama atığımız var! Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Eş Sözcüsü avukat Arif Ali Cangı: Sorumlu kamu görevlileri veşirket yetkilileri hakkında suç duyurularında bulunduk. Dosyaları ayrıldı. Çevre İl Müdürlüğü, İzmirBelediye Başkanlığı, İzmir Valiliği, TAEK yetkililerinin yargılanmasını istedik. Kamu görevlileri hakkında soruşturma izini verilmedi. İşleme konulmadı. Danıştay a itiraz ettik. Kurşun fabrikasıyla ilgili yetkililer hakkında da henüz bir dava açılmış değil. Parti olarak bunun takipçisiyiz dedi. Zehirlerin yeniden kusmaya başlaması ile ilgili de Cangı şöyle dedi: Oraya ilk toprak atıldığında da söylemiştik. Toprak atarak tehlikeli atıklardan, radyasyonlu

atıklardan kurtulamazsınız. Ne pahasına olursa olsun o atıklardan kurtulmak gerekiyor. Tehlikeli atıklar yeniden kusmaya başladı. Ciddi bir tehlike var. Ciddi bir halk sağlığı taraması yapılması gerekiyor. Havadan, sudan, topraktan numuneler alınıp takip edilmesi gerekiyor. Atıklar dururken, civarında yaşayan insanların sağlıklarının güvencede olduğunu kimse söyleyemez. Türkiye nükleer santralı olmadığı halde atığı olan bir ülke haline geldi. Bu olay nükleer santral macerasının da böylece ne gibi sonuçları olabileceğine dair ipucu verdi. Vakit varken bu maceradan da vazgeçilmesi gerekiyor. Kaynak :haber3 Farmavizyon Eczacılık Fuarı, 25 Ekim de Başlıyor Farmavizyon Eczacılık Fuarı, 25 Ekim de Başlıyor Tüm Eczacı Kooperatifleri Birliği nin (TEKB) öncülüğünde düzenlenen Farmavizyon Eczacılık Fuarı, 25 Ekim de kapılarını açacak.

TEKB den yapılan açıklamaya göre, ilaç ve eczacılık sektörü paydaşlarını CNR EXPO da buluşturacak fuar, Türkiye nin ilaç ve eczacılık alanında düzenlenen en büyük organizasyonu olma özelliğini taşıyor. Dünyanın en büyük 16 ncı pazarı haline gelen ve 9,1 milyar dolar büyüklüğe ulaşan Türk ilaç sektörünün büyüme hedefleri doğrultusunda kendini konumlandıran Farmavizyon Eczacılık Fuarı, eczacı, doktor, eczane teknisyeni, sağlık yöneticileri, sağlık çalışanları, ilgili fakültelerin öğretim üyeleri ve öğrencileri ile ilaç-eczacılık ürün gruplarına yönelik üretici ve satıcıları buluşturacak. Mustafa Nevzat, Glaxo Smith Kline, Bilim İlaç ve Novartis gibi sektörün öncü markalarının da aralarında yer aldığı 150 firmanın katılacağı Farmavizyon da, ilaç ve eczacılık alanındaki en son yenilikler sergilenecek. CNR Expo Fuarcılık ın da katkılarıyla düzenlecek fuara, bir bölümü eczacı olan milletvekili, sanatçı ve gazetecilerin de katılarak destek vermesi bekleniyor. Farmavizyon, 3 gün boyunca sürecek etkinlik programı kapsamında katılımcılara panel, seminer ve oturumlardan oluşan dopdolu bir içerik sunacak. Eczacılık ve ilaç gündeminin geleceğinden, sağlıklı ve uzun yaşamın sırlarına kadar pek çok konunun ele alınacağı seminer ve paneller, sektörü bilinçlendirecek. Fuarda, reçeteli ve reçetesiz ilaçlar, dermokozmetik, kişisel bakım ürünleri, bitkisel ürünler, ıtriyat ve kozmetik ürünleri, eczane donanımı ve ekipmanları, eczane sarf ve ambalaj malzemeleri ile diğer ürünlerdeki en son yenilikler sergilenecek.

Kaynak :haberler İlacların Yüzde 37 si Çöpe Atılıyor İlacların Yüzde 37 si Çöpe Atılıyor.Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Türkiye nin 2012 de sadece ilaca 16 milyar lira harcadığını belirterek, üniversitelerle akıllı ilaç kullanımı konusunda yaptıkları bir çalışmada, ilaçların yüzde 26 sı buzdolabında saklandığının ortaya çıktığını söyledi. Bakan Çelik, Ama en önemlisi; bu akılcı ilaç kullanmamanın getirmiş olduğu sorunlardan birisi dolaba getirip koyuyor yanlış, sonra da bakıyor ki; zamanı geçmiş. Sonra da çöpe atıyor. İlaçların yüzde 37 si çöpe atılıyor. Yani her 8 ilaçtan 2 si 3 ü çöpe atılıyor. Bu da normal çöpe atılıyor. Tıbbi bir ürün var burada, bunu siz normal çöpe atıyorsunuz, bu da çevre açısından son derece sakınca oluşturuyor. dedi. Bakan Faruk Çelik, gazetecilere açıklamalarda bulundu. Akıllı ilaç kullanımı nın önemli olduğunu belirten Bakan Çelik, eczanelerden kolaylıkla ilaç alındığını belirtti. Bakan Çelik şunları kaydetti: Doktora gidip reçete yazdırabiliyorsunuz.

Dolasıyla bizde de böyle bir hastalık var maalesef. Nasıl olsa doktoru bulmuşum. Hekime, doktora erişimde bir sıkıntı yok, o halde ilacı yazdıralım gibi, oluversin, ilaçları alıp götürelim gibi bir yaklaşım maalesef var. Onun için diyoruz; akılcı ilaç kullanımı. Siz ihtiyaç olmadığı sürece ilacı niye alacaksınız? İlaç, bir hastalığın tedavisi için alınır. Ama buna ihtiyaç yokken siz ilacı alırsanız yeni bir hastalığa sebebiyet vereceksiniz. Yeni bir sağlık sorunuyla kendinizi karşı karşıya bırakacaksınız. Üniversitelerle yaptığımız bir çalışmada akıllı ilaç kullanımı ile ilgili gördük ki, yüzde 26 ilaçlar buzdolabında saklanıyormuş. Bakıyorsunuz bunların saklanmaması gerekiyor. Dolapta değil, belli bir ısıda tutulması gerekirken vatandaş almış bolca ilacını götürmüş buzdolabına koymuş. Son kullanma sürelerine bakıyorsunuz, tarihine dikkat edilmiyor. Süresi geçmiş ilaçların kullanılması başka sorunları meydana getiriyor. Bunun gibi bin bir türlü sıkıntılar yaşanıyor. Ama en önemlisi; bu akılcı ilaç kullanmamanın getirmiş olduğu sorunlardan birisi dolaba getirip koyuyor yanlış, sonra da bakıyor ki; zamanı geçmiş. Sonra da çöpe atıyor. İLAÇLARIN YÜZDE 37 Sİ ÇÖPE ATILIYOR İlaçların yüzde 37 sinin çöpe atıldığına dikkat çeken Bakan Faruk Çelik, tıbbi ilaçların normal çöpe atılmasının da çeşitli sıkıntılara yol açtığını dile getirdi. Bakan Çelik şöyle devam etti: Düşünebiliyor musunuz, ilaçların yüzde 37 si çöpe atılıyor. Yani her 8 ilaçtan 2 si 3 ü çöpe atılıyor. Bu da normal çöpe atılıyor. Tıbbi bir ürün var burada, bunu siz normal çöpe atıyorsunuz, bu da çevre açısından son derece sakınca oluşturuyor. Yani ilaç konusu hem insan bünyesi açısından hem toplum ve çevre sağlığı açısından son derece önemli. Vatandaşların keyfi değil, ihtiyaç varsa hekimiyle danışıp hangi dozda ne kadar ilaç alması gerekiyor ise ona riayet etmeleri gerekiyor. Yoksa evde buzdolabında ilaç biriktirerek bunları daha sonra çöpe atarak ne ülke ekonomisine ne kendi sağlıklarına bir katkı, ne çevreye bir katkı sağlamamış olurlar. Onun için bu konudaki çalışmalarımız ve verilerimiz çok ciddi bir şekilde Sosyal Güvenlik Kurumu nda (SGK) var. aynı şekilde toplumsal bilincin geliştirilmesiyle ilgili de yaygın bir şekilde üniversitelerimizle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Şuan Marmara Üniversitesi ile akılcı ilaç kullanımı ile ilgili SGK nın son derece detaylı kamuoyunu bilgilendirmeye dönük çalışmalar var. ECZANELER MARKETLERE GİRMEYECEK

Çöpe atılan ilaçların da ciddi maliyet oluşturduğuna dikkat çeken Bakan Çelik, Eğer her 8 ilacın 2 si, 3 ü çöpe gidiyorsa ve de gitmemesi gereken bir çöpe. Mali açıdan zarar. Vatandaş açısından zarar, çevre açısından zarar. 2012 de ilaç harcamamız 16 milyar lira şuan bizim ilaç harcamamız. Ciddi anlamda mali kaynak akılcı ilaç kullanılmadığı için maalesef çöpe gidiyor. diye konuştu. Bakan Faruk Çelik, eczanelerin büyük marketlere açılıp açılmayacağı yönündeki soruyu da cevaplandırdı. Bakan Çelik, Böyle bir şey yok. Şuan 24 bin eczanemizde ilaç hizmetini sunmaya devam ediyoruz değerlendirmesinde bulundu. Kaynak :aksam Haliç in bakterisinden enerji üretildi Haliç in bakterisinden enerji üretildi Yıldız Teknik Üniversitesi nin (YTÜ) bilim insanlarından, enerjide devrim. YTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bestamin Özkaya ile

ekibi, bakteriden üretilen elektrikle led lambayı yakmayı başardı. 21. yüzyılın en önemli sorunlarından olarak görülen enerji bilim insanlarını bu konuda daha fazla araştırma yapmaya yönlendiriyor. Fosil yakıtların artan maliyetleri ve çevreye verdikleri zarar alternatif yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmeyi zorunlu kılıyor. Bu durumu göz önüne alan bilim insanları yenilenebilir enerji kaynaklarını çeşitlendirmek için önemli projelere imza atıyor. YTÜ öğretim üyelerinden oluşan bir ekip, ilginç bir projeye imza attı. YTÜ Çevre Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bestamin Özkaya önderliğinde geliştirilen proje, yenilenebilir enerji alanında önemli bir adımın atılmasını sağladı. HALİÇ İN TABANINDAN BAKTERİ ALINDI Türkiye de ilk olma özelliğini taşıyan projede, YTÜ lü bilim insanları bakteriden elektrik enerjisi üretmeyi başardı. TÜBİTAK tarafından 500 bin liralık destek alan iki proje yaklaşık 5 yıldır sürdürülüyor. Haliç in tabanından alınan bakteriler laboratuvar ortamında aşılanarak çoğaltıldı. Reaktöre üreyen bakterileri arıtma işlemi sırasında ortaya çıkardıkları enerjinin depolanması ile sistem çalışıyor. BİYOLOJİK PİL HİÇ BİTMEZ Prof. Dr. Bestamin Özkaya şunları söyledi: Bakteriden üretilen elektriğin depolandığı sisteme Mikrobiyal Yakıt Hücreleri deniyor. Mikrobiyal Yakıt Hücreleri nin çalışma prensibi, normal pillerle aynı. Mikrobiyal Yakıt Hücreleri hem enerji elde edilebilme potansiyeli hem de çevre dostu olması bakımından alternatif enerji kaynakları için de önemli bir konumda. Pillerin bu kimyası mikrobiyal yakıt hücrelerinde mikroorganizmaların besini parçaladıkları, reaksiyonlar ile aynı özelliklere sahip. Yakıt hücresinin anot bölmesinde ki mikroorganizmalar, organik maddenin oksidasyonundan elektron üretirler ve elektronlar anot elektrotta toplanarak harici bir direnç üzerinden katot elektrota iletilirler ve böylece bir biyolojik pil meydana gelir. EN ÖNEMLİ ROL BAKTERİLERE DÜŞÜYOR Projenin sorumlusu YTÜ Çevre Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bestamin Özkaya, çevre kirliliğinin tehlikeli boyutlara ulaşması alternatif kaynakların çevre dostu olmasını zorunlu kıldığını vurguladı. Özkaya, Üretim aşamasında en önemli rol atıkları temizleme özelliği bulunan bakterilere düşüyor. Onların açığa

çıkarttığı enerji kullanılan düzenek sayesinde depo ediliyor dedi.özkaya : Evsel nitelikli atık suyu vererek atık sudaki organik maddeyi fermantasyon sağlanarak doğrudan elektrik akımı üretiyoruz. dedi. Kaynak :aksam Almanya da 2014 Uluslararası Bilim Yılı nın partner ülkesi Türkiye Almanya da 2014 Uluslararası Bilim Yılı nın partner ülkesi Türkiye. Almanya Eğitim ve Araştırma Bakanlığı ndan yapılan açıklamada, Bilim ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün ile Alman mevkidası Johanna Wanka nın, 2014 ün Alman- Türk araştırma, eğitim ve inovasyon yılı olmasını kararlaştırdıkları belirtildi. Ortak bilim yılının hedefinin iki ülke arasında özel işbirliğini vurgulamak ve geliştirmek olduğu kaydedilen açıklamada, iki ülkenin bilim alanında uzun bir geleneği olduğu ve 2014 yılında hükümetler seviyesinde bu işbirliğinin 30. yılının kutlanacağı bildirildi. 2014 Bilim Yılı nın ana konularının bilgi ve iletişim, nano ve

biyoteknolojiler ile küresel değişim zorluklarının yanı sıra sosyal bilimler olacağı, Almanya da 3 milyon Türkün yasaması sebebiyle de toplumsal uyumun önemli bir rol oynayacağına işaret edildi. Bilim Yılı nın 23 Ocak 2014 te başkent Berlin de Wanka ve Ergün ün katılımıyla açılacağı bildirildi. Almanya da ve Türkiye de 2014 te çok sayıda etkinliğin düzenleneceği belirtilirken, iki bakanlığın yeni fikir yarışması düzenleyeceği, iki ülke gençlerinin bilim alanında birlikte çalışmasının amaçlandığı kaydedildi. CAZİP ÜLKE Bilim alanında mevcut olan çok sayıda işbirliğinin Türkiye yi cazip bir partner yaptığını ifade eden Almanya Eğitim ve Araştırma Bakanı Wanka, Türkiye nin Avrupa ile Asya arasındaki köprü işlevi ve Almanya da yaşayan Türk kökenli insanlardan dolayı bilim yılının iki ülke için bir kazanç olduğunu söyledi. Kaynak :sabah.de

Yolcu gemilerinde araştırma laboratuvarları kullanılmaya başlandı Yolcu gemileri Bu yüzen oteller Avrupa nın bütün sahillerini dolaşıyor. Fakat bu lüks filo sadece yolcu taşımıyor. Ayrıca bilimsel amaçlara da hizmet ediyor. Bilim adamı Jens Hjorth, projeyle eldeki veri açığını kapattıklarını ifade ediyor: Akdeniz in üzerinde hafif bir hava kirliliği tespit ettik. Ve bu konuda yeterli veri olmadığını fark ettik. Yani daha fazla gözlem yapılması gerekiyor. Yolcu gemileri bu gözlemlerin yapılması için harika bir platform. Çünkü geniş bir alana sahip. Özellikle daha yoğun hava kirliliğinin hissedildiği kıyı bölgelerinde ölçüm yapabiliyoruz. Açık denizden toplanan ölçümler özel araştırma donanımlı gemilerle yapılıyor. Fakat bir gemiyi yıllarca denizde yürütmek oldukça pahalı. Bu nedenle Avrupa Komisyonu na bağlı Araştırma Merkezi ticari yolcu gemisi organize eden şirketlerden ücretsiz kabin talebinde bulundu. Ve bir tane gemide ölçümlere başlanıldı. Jens Hjorth: Ölçüm yaptığımız gemi Batı Akdeniz istikametinde yol alıyor. Buradan, Savona kentinden başlıyor. Daha sonra Barcelona, Palma, Malta, Katanya, Napoli şehirlerini dolaşıp tekrar Savona ya dönüyor. Bu yolculuk her hafta yapılıyor. Biz de 2006 yılından itibaren bu ölçümleri bu bölgede yapıyoruz. Üç aşağı beş yukarı aynı alanı ölçüyoruz. Bu ölçümler, bize her defasında değişikleri analiz etmeye ve yıllara göre bir kayıt tutmaya yardımcı oluyor. Deniz üzerinde oluşan hava kirliliğinin birçok nedeni var. Özellikle büyük şehirler, karayolu taşımacılığı ve deniz seyahatleri. Ölçümler otomatik olduğu için bilim adamları deniz seyahatinde yer alamıyor. Sadece bakım için gemiye uğruyorlar. Jens Hjorth: Bu iki borudan hava içeriye giriyor. Bu borulardan biri havadaki gazı ölçüyor. Diğeri ise molekülleri topluyor. Daha sonra burada kabinin içerisinde ölçümler yapılıyor.

Analizler bu cihazlarla yapılıyor. Biri kükürt dioksidi, diğeri ise Nitrik dioksidi ölçüyor. Buradaki ise siyah renkte. Işığı emiyor. Bunun yanı sıra karbon monoksit ve ozon düzeyini gösteren farklı bir cihaz cihazımız var. Bizim yaptığımız bütün bu ölçümleri bir araya getirmek. İstasyon, açık denizden toplanan örneklere gemi limana vardığında ulaşabiliyor. Uydu internet yardımıyla Ispra da bulunan araştırma merkezine gönderilen değerler, burada bilgisayar modelleriyle kontrol ediliyor. Böylece, merkezdeki araştırmacılar gemi üzerindeki monitörle uzaktan iletişim sağlayabiliyor. Pedro Miguel Rocha e Abreu işlerini kolaylaştıran bu sistemden memnun: Data toplama sistemi ile yüzlerce kilometre uzaktaki gemiden gelen değerlere rahatlıkla ulaşabiliyoruz. Bu da işimizi oldukça kolaylaştırıyor. Gemiden gelen ölçüm değerleri bilim adamları için önemli bir açığı kapatıyor. Sonuçlar kirliliğin nedenlerini daha iyi anlamaya ve kullanılan modelleri geliştirmeye yardımcı oluyor. Aynı zamanda son dönemde uygulanan bazı politikaların da ne kadar etkili olduğunu görmeye yarıyor. Mesela Avrupa Birliği nin gemiler için düşük kükürtlü yakıt uygulaması bunlardan biri Jens Hjorth: Eğer Akdeniz üzerindeki Savona, Barcelona ve diğer Avrupa limanlarına bakarsanız yeni düzenlemelerin etkisini rahatça fark edebilirsiniz. Kükürt dioksit oranında yaklaşık yüzde 66 lık bir düşüş var. Fakat düzenlemenin kapsamında yer almayan Tunus ta böyle bir değişim görmüyoruz. Haberin videosu için tıklayınız ; http://www.youtube.com/watch?v=wdx0qu4vrjk

Kaynak :euronews Ordu Valisinden Üniversite Öğrencilerine Part-Time İş İmkanı Ordu Valiliği, kentte bulunan ODÜ de okuyan ve mezun olan gençlerin istihdama katılmasını sağlamak için harekete geçti. Ordu Valisi Kenan Çiftçi, üniversite öğrencilerinin çalışabilecekleri alanları çıkardığını, çeşitli bölümlerden mezun olacak öğrencilerin işinin de hazır olduğunu söyledi. Vali Çiftçi, Ordu da farklı alanlarda da işyerlerinin bize müracaat ettiği, Bana şu alanlarda işçi ver dediği 5 bin 700 iş açığımız var. 4 yıl süresince mezun olabilecek tüm alanlarda da iş imkanları var dedi. ODÜ de, her alanda öğrencilere yardımcı olacaklarını vurgulayan Vali Çiftçi, Türkiye deki tüm üniversiteler bir yarış halinde. Sadece Türkiye değil, Dünya daki üniversiteler yarış halinde. Gazetelere baktığımızda Türkiye den 4 üniversitenin ilk 500 üniversite arasına girdiğini görüyoruz. Artık bilimde de yarış yapar hale geldik. Bunun üretimi ile ilgili belki alan dar, belki imkanlar kısıtlı ama bunların da tatbik

edileceği Endüstri Bölgesi çalışmamız sonuçlanmak ve nihayetlenmek üzere. Belki, teknopark olmaz ama orada çalışmak isteyen, üretim geliştirmek isteyen hocalarımıza arzu ettikleri imkanları bizzat önümüzdeki günlerde sağlayacağız. diye konuştu. Üçüncü sınıfta, hafta sonları ve akşamları çalışmak isteyenlere part-time iş imkanı sunmaya hazır olduklarını da anlatan Vali Çiftçi, öğrencilere seslenerek, Eğer bize müracaat ederseniz, Ben üçüncü sınıftayım. Part-time, hafta sonları çalışacağım. Akşamları 1-2 saatim var derseniz biz, bu iş imkanlarınızı da çalışabilecek alanlarınızı da işyerleri ile özdeşleştirmeye hazırız. dedi. Yaklaşık 15 bin öğrencisi olan ODÜ de; 25 profesör, 28 doçent, 169 yardımcı doçent, 115 öğretim görevlisi, 16 okutman, 151 araştırma görevlisi, 4 uzman görev yapıyor. Kaynak :haberler