TANZİMAT I. DÖNEM: ŞAİR VE YAZARLAR * Şinasi *Ziya Paşa *Namık Kemal * Ahmet Mithat Efendi *Şemsettin Sami
İBRAHİM ŞİNASİ 1826-1871
İBRAHİM ŞİNASİ İstanbul da doğdu. Arapça, Fransızca, Farsça dersleri aldı. Devlet adına öğrenim için Paris e gönderildi. Romantik şairlerden Lamartine ve filozof Ernest Renan la tanıştı. La Fontaine den fabllar tercüme etti.
İBRAHİM ŞİNASİ Fransızcadan yaptığı çevirilerini Tercüme-i Manzume (1859) adıyla yayınladı. Şair Evlenmesi ni yazdı (1860). 1860 ta Âgâh Efendi yle çıkardığı ilk özel gazete Tercüman-ı Ahval de tefrika etti. Kendi şiirlerini, Müntehabat-ı Eş ar (Şiirlerinden Seçmeler) adıyla bir kitapta topladı (1862).
İBRAHİM ŞİNASİ Derlediği atasözlerini kendi kurduğu matbaada Durûb-ı Emsâl-i Osmaniye (Osmanlı Atasözleri ve Deyimleri) adıyla çıkardı (1863). Kullandığı dil nesirlerinde sade, şiirlerinde ise ağırdır. Şiire yeni bir öz, toplumsal kavramlar getirmiştir. Mustafa Reşit Paşa için yazdığı iki kasidesi ünlüdür.
İBRAHİM ŞİNASİ Dil sadeleşmesinin ve düşünce nesrinin, Gazete yoluyla çoğunluğa açılan edebiyatın, Batı tiyatrosunun yerli geleneğe yaslanan ilk doğru örneğinin, Devlet ve hükümet karşısında bağımsız bir kişiliğin gücüne kavuşan yeni edebiyatçılık görevinin BÜTÜN ÖRNEKLERİ ŞİNASİ DEDİR.
Şinasi, Edebiyatımızda Yeniliklerin Öncüsüdür İlk özel Türk gazetesi >Tercüman-ı Ahval İlk tiyatro (Batılı anlamda) > Şair Evlenmesi İlk noktalama işaretleri > Şair Evlenmesi İlk makale > Mukaddime İlk şiir tercümeleri > Tercüme-i Manzume
ŞAİR EVLENMESİ Yazılan ilk tiyatro eseridir (1860 > Tercüman-ı Ahval) Geleneksel Türk tiyatrosundan izler taşır. Karagöz-orta oyunu tekniğinden yararlanılmıştır. Üç birlik kuralına uyar. (Klasisizm akımının özelliklerini taşır.) Tipler kültüre ve görevlerine uygun olarak konuşturulmuştur. Halkın din temsilcisi ardında bilinçsizce sürüklenişi öne çıkarılmıştır.
Bütün kişilere kimliklerine uygun adlar verilmiştir. (İsim Sembolizasyonu) SOSYAL ELEŞTİRİLER Görücü usulü evlenme Rüşvet alma Halkın bir din adamının peşinden bilinçsizce sürüklenişi Bazı gelenek görenek ve adetler
NAMIK KEMAL 1840 1888
NAMIK KEMAL 1840 yılında Tekirdağ da doğdu. Devrin bilginlerinden tasavvuf, hadis, fıkıh dersleri aldı. Arap ve Fars edebiyatını öğrenmeye çalıştı. Tercüme Odasında çalıştı. Divan şiirinde son derece başarılı oldu.
NAMIK KEMAL Namık Kemal, Şinasi ile tanıştıktan sonra Batı yı kavramaya başladı. Voltaire ve Montesquieu dan etkilendi. Şinasi nin çıkardığı Tasvir-i Efkar gazetesinde kısa makale ve fıkralar yazdı. Tasvir-i Efkâr, Muhbir, Hürriyet gazetelerinde çalıştı.
NAMIK KEMAL Türk edebiyatında Vatan Şairi olarak tanınır. Osmanlı kalmak şartıyla Batılılaşmaya karşı değildir. Batının yanlış algılanmasına karşıdır.!! Divan kültürü ile yoğurulan Namık Kemal her ne kadar yenilikçilerin safında olsa da eski den bir türlü kurtulamamıştır.
NAMIK KEMAL Söz gelimi dilin sadeleşmesini savunmasına rağmen Arapça ve Farsçayı dilimizin zenginlik kaynağı olarak görmüştür. Vatan, hürriyet, medeniyet, hukuk ve sosyal konuları işlemiştir. Şiirleri şekil olarak eski ancak duygu yönüyle yenidir.
NAMIK KEMAL Şiirlerinde beyit güzelliğini terk etmiştir. Bütün güzelliğine önem vermiştir. Kapalı ve şairane söyleyişlerin dışına çıkmıştır. Somut ve açık bir üslup kullanmıştır.
NAMIK KEMAL Şiirlerini genellikle aruzla yazmakla beraber heceyle de şiir denemesi yapmıştır. Tanzimat edebiyatının önde gelen romancılarındandır. İlk edebî romanı yazan, ilk tarihi romanı işleyen ve ilk tenkit eserini veren Namık Kemal dir.
NAMIK KEMAL Cezmi romanı ilk tarihi roman; İntibah romanı ise ilk edebî romandır. Her iki romanda da tasvirleri realisttir. Tahrib-i Harabat ilk eleştiri (tenkit) örneğidir. Diğer Tanzimatçılar gibi o da romanın akışını kesip ahlak dersleri verir.
NAMIK KEMAL Kahramanlar tek boyutludur. Tiyatroda sosyal meseleleri işlemiştir. Tiyatro oyunlarında da romanlarındaki gibi romantizmin etkileri görülür. Tiyatroda konuşma dilinin uygulanması gerektiğini savunmuştur. Tiyatroyu insanlığın durumun anlatan eğlencelerin en faydalısı olarak tanımlar.
Eserleri Şiirleri Hürriyet Kasidesi, Romanları İntibah Cezmi
Eserleri Oyunları Vatan Yahut Silistre Zavallı Çocuk Akif Bey Gülnihal Celaleddin Harzemşah Kara Bela
Eserleri Tarihi Eserleri Osmanlı Tarihi Berika-i Zafer İslam Tarihi Kanije Devr-i İstila
Eserleri Tenkit ve Makaleleri Tahrib-i Harabat Müntehabat-ı Tasvir-i Efkar Renan Müdafaanamesi İrfan Paşa ya Mektuplar
Hürriyet Kasidesi nden Kemend-i cân güdâzı ejder-i kahr olsa cellâdın Müreccâhtır yine bin kerre zencîr-i esâretten (Celladın can alıcı kemendi kahredici bir ejderha bile olsa yine de esaret zincirinden bin kez daha iyidir.) Ne efsunkâr imişsin âh ey dîdâr-ı hürriyet Esîr-i aşkın olduk gerçi kurtulduk esâretten Ne mümkin zulm ile bî-dâd ile hürriyet Çalış idraki kaldır muktedirsen âdemiyetten
ZİYA PAŞA (1829-1880)
ZİYA PAŞA Özel derslerle Arapça ve Farsça, mabeyin katipliği sırasında Fransızca öğrenmiştir. Fikir yönünden batı etkisi altında kalmış ve Fransızcadan eserler tercüme etmiştir. (Moliére den Tartuffe) Fikir bakımdan bu etkilere rağmen, divan edebiyatı geleneğinden kopmamış, gazel ve kasideler yazmıştır.
ZİYA PAŞA Şiir ve İnşa da Divan şiirinin bizim şiirimiz olmadığını, asıl şiirimizin Halk şiiri olduğunu söylemiştir. Harâbât isimli antolojisinde âşık şiirini eleştirmiştir. En meşhur terkib-i bent ve terci-i bent şairimizdir.
ZİYA PAŞA Divan edebiyatına karşı sevgi duyup bu alışkanlığı devam ettirmekle beraber; -hak, -adalet, -ilerleme gibi siyasî ve sosyal konuları işleyen şiirler de yazmıştır. Makale, şiir, hiciv, antoloji ve edebiyat tarihi türlerinde eserler vermiştir. Sade dilden yanadır; ancak kendisi ağır bir dil kullanır.
ZİYA PAŞA Eski ile yeninin, Divan şiiri ile Tanzimat şiirinin yan yana yaşadığı bu dönem, alışkanlıklarla yenilik heveslerinin bileşimine çalışan bir çabanın izlerini taşır. Ziya Paşa hem eskiyi eleştirip hem de geleneği devam ettirerek Tanzimat devrini en iyi belirleyen bir kararsızlığın temsilcisidir.