İNKILÂPÇI (MAHMUT ESAT BOZKURT) VE TÜRK

Benzer belgeler
TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÎLE FEDERAL ALMANYA CUMHURİYETİ ARASINDA 16 ŞU BAT 1952 TARİHÎNDE ANKARA'DA AKDEDİLMİŞ OLAN TİCARET ANLAŞMASINA EK PROTOKOL

B.M.M. Yüksek Reisliğine

İstanbul Teknik Üniversitesi hakkında kanun : Kanun No: 4619 Kabul tarihi: 12/7/1944

İçindekiler. İndeks. İKTİSADÎ DÜŞÜNCE TARİHİ 1. Giriş 1-19

626 Türkiye Cumhuriyeti ile Federal Almanya Cumhuriyeti arasında imzalanan Kültür Anlaşmasının tasdiki hakkında Kanun

MADDE sayılı Kanunun 20 nci maddesinin ilk fıkrası aşağıdaki şekilde

Yusuf Kemal TENGIRŞENK ( )

- 354 İstatistik umum müdürlüğü teşkilâtı hakkında kanun

Devre : X. îçtima: 3 S. SAYISI :

5 ÎKÎNCITEŞRÎN VE MAHMUT ESAT BOZKURT

BURSA SU VE KANALİZASYON İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 1.NCİ HUKUK MÜŞAVİRLİĞİ KURULUŞ-GÖREV VE YETKİ YÖNETMELİĞİ

ASKİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ HUKUK MÜŞAVİRLİĞİ KURULUŞ GÖREV VE YETKİ YÖNETMELİĞİ

871 Müze ve rasathane teşkilât kanunu. ( Resmî Gazete ile neşir ve ilâm : 3/V U/ S ay i : 2742 )


Cumhuriyet Halk Partisi

TEŞKİLATLANMA VE KOLLEKTİF MÜZAKERE HAKKI PRENSİPLERİNİN UYGULANMASINA MÜTEALLİK SÖZLEŞME

KRONİK 1957 YILI MEVZUATI [*]

AKTAY TURİZM YATIRIMLARI VE İŞLETMELERİ A.Ş. ANASÖZLEŞME TADİL TASARISI

SAMSUN BAHRİYE MEKTEBİ

SULAR HAKKINDA KANUN (1)

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI BAŞLANGIÇ

Pınar Süt Mamülleri Sanayii A.Ş.


Türkiye: 1936 yılında maden istihsalâtımız umumiyet üzere artmıştır. Bu yılın istihsal adetlerini bir öncesi ile karşılaştıralım:

3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanununun bu hükmünden yola çıkarak, İçişleri Bakanlığının emniyet ve asayişi sağlamada, yürütme organları olarak

Gümüşane mebusu Hasan Fehmi Beyin gümrük tarife kanununun 28 inci maddesinin değiştirilmesi hakkında 2/25 numaralı kanun teklifi

Sultan Abdülhamid Han hakkında 7 itiraf

_ 3 - Sözcü Ağrı Kasım Küfrevi Çankırı Söz hakkım mahfuzdur K. Arar. Millî Eğitim Komisyonu raporu

BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876)

İstanbul Teknik Üniversitesi Kuruluş kadroları Kanununa ek kanun tasarısı ve Millî Eğitim ve Plân komisyonları raporları (1/519)

İÇİNDEKİLER. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç ve Tanımlar Amaç (Madde 1)... Tanımlar (Madde 2)...

ESAS SÖZLEŞMENİN DEĞİŞECEK MADDELERİNİN ESKİ VE YENİ HALLERİ

CEZAİ ŞARTIN TEK YANLI KARARLAŞTIRILAMAYACAĞI

1116 numaralı mektep pansiyonları kanunu lâyihası ve Ma arif ve Bütçe Encümenleri mazbataları

Fikret BABAYEV * * Azerbaycan Anayasa Mahkemesi Başkanı

ÇUBUK İLÇESİ SATIŞI YAPILACAK GAYRİMENKULLER

Dönem : 4 Topiant, : 3 MİLLET MECLİSİ S. Sayısı : 194'e 2 nci Ek

DEĞİŞTİRİLMESİ ÖNERİLEN ESAS SÖZLEŞME MADDELERİNİN ESKİ ve YENİ HALLERİ. Nama yazılı payların devri, mevzuat uyarınca gerçekleştirilir.

_ 54 Uçuş hizmetleri tazminat Kanunu

Yok edilecek evrak hakkında kanun lâyihası ve Dahiliye Encümeni mazbatası (1/288)

34 NOLU SÖZLEŞME ÜCRETLİ İŞ BULMA BÜROLARININ KAPATILMASI HAKKINDA SÖZLEŞME

İnsanların birbirleriyle ve devletle olan ilişkilerini düzenleyen kurallara hukuk denir. Hukuk kurallarını koyan, uygulanıp uygulanmadığını

ŞİŞLİ BELEDİYESİ MECLİS BAŞKANLIĞINA HUKUK KOMİSYONU RAPORU

T.C VAN İLİ GENEL MECLİSİ

TAŞINMAZ MAL SATIŞ ŞARTNAMESİ I-GENEL ŞARTLAR MADDE 1. İHALE KONUSU

8. SINIF T C İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ

Pay sahipleri, pay sahibi olduklarını kimlik ibrazı ile ispatlayarak alacakları giriş kartıyla toplantıya katılabilirler.

TAŞINMAZ MAL SATIŞ ŞARTNAMESİ

MADDELER T.C. İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ GENÇLİK MECLİSİ YÖNETMELİĞİ

KANUNLAŞTIRMA KANUNLAŞTIRMA. Kanunlaş'rma: Toplumda mevcut kuralların yazılı haline Kanunlaş'rma hareketleri:

Orhan BULUTLAR Fisun DURGUN Esra TOPRAK Belediye Meclis Başkanı Kâtip Üye Kâtip Üye

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ.

Osmaniye Belediyesi Osmaniye Kent Konseyi Eğitim, Kültür ve Sağlık Meclisi Sayfa 44

ÇUBUK İLÇESİ SATIŞI YAPILACAK GAYRİMENKULLER. 1 DUMLUPINAR ARSA TAM , , Açık

T.C. SANDIKLI BELEDİYESİ MECLİS KARAR KAĞIDI MECLİSTE BULUNANLAR

KÖY İÇME SULARI HAKKINDA KANUN

MİLLİ HÜKÜMET VE CUMHURİYET DEVRİNDE ASKERLİK ADLİYESİ VE ASKERİ TEMYİZ MAHKEMESİ 1

İlgili Kanun / Madde 818.S.BK/161

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

2- Dâvanın, her biri hakkında aynı sebepten neşet etmesi. hükmü öngörülmüş. iken,

SULTAN MEHMET REŞAT IN RUMELİ SEYAHATİ 5

T.C. SULTANBEYLİ BELEDİYE MECLİSİ Tarih : KOMİSYON RAPORLARI Rapor No : 2012 / 4 HUKUK KOMİSYONU RAPORU BELEDİYE MECLİS BAŞKANLIĞI NA

Esibabı mucibe lâyihası

İZOCAM TİCARET VE SANAYİ A.Ş. / IZOCM [] :55:33 Özel Durum Açıklaması (Güncelleme) Telefon ve Faks No. :

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Karaman Ticaret ve Sanayi Odası Bülteni

RE SEN TAAHÜTNAME VE KEFALETNAME

4.DÖNEM DERS ÖĞRETİM PLANI

İçindekiler GENEL PRENSİPLER. Birinci B ö l ü m : HUKUK NİZAMI :

T.C. ERZURUM PALANDÖKEN İLÇE BELEDİYE ENCÜMEN KARARI

VERGİ DAVALARINDA İDARE LEHİNE HÜKMEDİLEN KARŞI VEKALET ÜCRETİNİN TAHSİLİNDE ZAMANAŞIMI SÜRESİNİN BELİRLENMESİ 1

T.C. YÜREĞİR BELEDİYE MECLİSİNE AİT TUTANAK ÖZETİ

Medeni haklarını kullanmaya ehil olmıyan, amme hizmetlerinden menedilen veya ağır hapis ve haysiyetimuhil bir cürümden dolayı hapis cezası ile mahküm

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Personel Daire Başkanlığı İŞLETME FAKÜLTESİ DEKANLIĞINA

T.C. PALANDÖKEN İLÇE BELEDİYESİ MECLİS KARARI

ATATÜRK ÜN BAZI KURULUŞLARIN HATIRA DEFTERLERİNE YAZDIKLARI

MECLİS KARAR ÖZETLERİ KARAR SAYISI- 20 : Açılış Yoklamanın yapılması ve gündemin tetkiki.çoğunluk olduğundan oturum açıldı, gündem tetkik edildi.

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

DEĞİŞTİRİLMESİ ÖNERİLEN ESAS SÖZLEŞME MADDELERİNİN ESKİ

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI

Posta Hizmetleri Önlisans Programı. KAYITLI POSTA GÖNDERİLERİ Öğr. Gör. Segah YEŞİLYURT

T.C. DARENDE BELEDİYE BAŞKANLIĞI MECLİS KARARI

MÜHENDİSLİK VE MİMARLIK HAKKINDA KANUN (1)

Adlî yılın başladığı günde kâza organlarının başında gelen Temyiz Mahkemenizin bir tören yapmasından daha tabii ne olabilir?

ÜNİTE:1. Osmanlı-Türk Anayasal Gelişmeleri ÜNİTE:2. Anayasaların Yapılması ve 1982 Anayasası ÜNİTE:3. Anayasaların Değiştirilmesi ve 1982 Anayasası

Türk Kadınları. Atatürk ve. Tarih Kürsüsü

T.C. VAN İLİ GENEL MECLİSİ. Konu : Okul Bahçelerinin Karar No : 2 Asfaltlanması

MILLET MECLISI TUTANAK DERGİSİ. 24 ncü Birleşim Perşembe

T.C. ÇİĞLİ BELEDİYESİ HUKUK KOMİSYONU RAPORU. Karar:2011/16 29/03/2011 Konu: Disiplin Amirleri Yönetmeliği Ve Sicil Amirleri Yönetmeliği.

SORU : CEVAP: SORU: CEVAP:

MAHALLİ İDARELER UZLAŞMA YÖNETMELİĞİ MAHALLİ İDARELER UZLAŞMA YÖNETMELİĞİ

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

ÎÇtima: 1 S. SAYISI : OUD

2. Enver Paşa. 3. Rıza Tevfik Bölükbaşı

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu

SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ ABDULLAH GÜL ÜN YILI TÜBİTAK BİLİM, HİZMET, TEŞVİK ÖDÜLLERİ ve TÜBİTAK ÖZEL ÖDÜLÜ TÖRENİ KONUŞMA METNİ 23 ARALIK 2008

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

MONDİ TİRE KUTSAN KAĞIT VE AMBALAJ SANAYİ ANONİM ŞİRKETİ ESAS SÖZLEŞME TADİL TASARISI /04/2013 tarih ve sayılı Yönetim Kurulu Kararı ekidir.

1- GENEL OLARAK 2- MUHAKEMAT BİRİMLERİ

Transkript:

İNKILÂPÇI (MAHMUT ESAT BOZKURT) VE TÜRK HUKUKUNDA İNKILÂP (Mahmut Esat Bozkurt) beklemediğimiz bir günde aramızdan ayrıldı. Türk bayrağına bürünerek Türk gençlerinin ve Hukuk talebelerinin omuzlarında onu ebediyet yoluna, giderken gördüğümüz gün inkılâp şehitlerimizin şerefli kafilesine bir kahraman daha katılmıştı. Bugünkü Türk nesli içinde Mahmut Esadı tanımıyan yoktur. Millet Meclisi kürsünde, Üniversite kürsülerinde canlı ve ateşli hitabelerini dinleyenler., yazılarını ve eserlerini okuyanlar., idare hayatında onunla birlikte çalışanlar., hâkimler ve avukatlar., hepsi onu tanırlar. Fakat tarih, onu herkesten iyi tanıyacaktır. Türk tarihinin ebedî Atatürk inkılâbına tahsis edeceği altın sahifelerden bîri, şüphesiz ki «Hukuk inkılâbı» sahif esidir, işte bu sahifenin başındaki mutlu isimlerden birisi: Mahmut Esat Bozkurt. Etten ve kemikten ibaret olan «Mahmut Esat»ı sevmiyenler olabilir., onu unutanlar da olacaktır. Fakat inkılâpçı «Mahmut Esat» ı, Türk Kanunu Medenisini Büyük Millet Meclisi kürsüsünde müdafaa eden Adliye Vekili Mahmut Esat'ı Türk tarihi unutamaz. Tahsil hayatında tanıdığım ve inkılâp hayatındaki çalışmalarını yakından takip edebildiğim bu değerli ve şerefli arkadaşımıza ayırdığımız şu birkaç yaprak içinde, onun «Hukuk inkılâbı» için uğraştığı günlerdeki hayatına dair bazı hatıralarımı derlemeye çalışıyorum; dosyalarım arasında mutlu bir tesadüf olarak saklamış olduğum resmî ve hususi birkaç mektubunu da şimdi önümde sıraladım, içimde sızlıyan bir hasret acısı ile onlara bakıyorum. Bu mektuplardan bir kısmını onun hâtırasın' taziz için aynen neşredeceğim. 1925 senesi ağustosunda «Adliye Vekili Mahmut Esat» imzası ile aldığım bir mektupta:

316 «Bu sene Ankarada küşadı mukarrer leylî Hukuk Mektebi hakkında bazı müzakeratta bulunmak üzere ağustosun ikinci pazar günü saat onda vekâlete teşrifleri mütemennadır efendim» Deniliyordu. O zamanki Adliye Vekilinin mütevazı odasında toplandığımız zaman, Mahmut Esad'ın parlak gözlerinde büsbütün başka ışıkların alevlendiğini sezmiştik. İnkılâbın bu heyecanlı çocuğu, şeflerinin sönmez ilham kaynaklarından aldığı azim ve cesaretle, inkılâbın yeni istikametlerini bize izah etti. Tanzimat devrinin beceremediği, meşrutiyet devrinin başaramadığı bir hukuk inkılâbının arefesinde olduğumuzu ve bunun için derhal hazırlanmak ve bu inkılâbı yürütebilecek elemanları yetiştirmeye başlamak lâzımgeldiğini bize anlattı. Bu maksatla Ankarada bir «Hukuk Mektebi» nin temelini atmak için, inkılâba inanmış Türk hukukçularının yardımını istiyordu. Hazırlıklar yapıldı., birkaç ay sonra (5 teşrinisani 1925) perşembe günü, Büyük Millet Meclisinin tarihî salonunda, inkılâbın lideri Mustafa Kemal Paşanın tarihî nutku ile mektep açıldı. Atatürk bu nutkunda «büsbütün yeni kanunlar vücuda getirerek eski esasatı hukukiyeyi temelinden kal'etmek teşebbüsündeyiz; ve yeni esasatı hukukiye ile bu müessesatı açıyoruz.» demişti. İnkılâbın büyük ve ebedî şefi, bundan daha bir sene Önce, Büyük Millet Meclisinin (28 şubat 924) tarihli celsesinde bu dâvayı ortaya koymuş ve teşrih etmişti. O gün, çok kimselerin üzerinde durmadığı, mahiyetini kavrıyamadığı bu nutukta, inkılâbın yeni bir sahifesinin açılmak üzere olduğu işaret ediliyordu. Türk Hukuku tarihinin çok ehemmiyetli bir dönüm günü olan - 28. şubat. 1340 - tarihli nutkunda Gazi Mustafa Kemal Büyük Millet Meclisi kürsüsünde şu sözleri söylüyordu: «Mühim olan nokta, adlî telâkimizi, adlî kanunlarımızı, adlî teşkilâtımızı, bizi şimdiye kadar şuurî gayrişuurî tesir altında bırakan, asrın icabına gayri mutabık revabıttan kurtarmaktır. Millet, her mütemeddin memlekette olan terakkiyatı adliyenin, memleket ihtiyacına tevafuk eden esasatını istiyor. Milletin arzu ve ihtiyacına tâbi olarak adliyemizde her güna tesirattan cesaretle silkinmek ve seri terakkiyata atılmakta asla tereddüt olunmamak lâzımdır. Hukuku medeniyede, hukuku ailede takip edeceğimiz yol ancak medeniyet yolu olacaktır. «Hukukta idarei maslahat ve hurafelere merbutiyet, milletleri uyanmaktan men eden ağır kâbustur. Türk milleti, üzerinde kâbus bulunduramaz.» Hakiki inkılâpların, eski hukuk nizamını yıkarak yerine yeni bir hukuk nizamı kuran olduğunu bilen büyük inkılâpçımız, hukukiyatımızın da hangi istikametlerde gelişmesi icabettiğini sezmiş ve kavramış idi.

317 Ona, fikirlerini ve düşüncelerini tatbik alanına koyacak bir yardımcı lâzımdı. Bunu da Mahmut Esat'ta buldu. Bir, Çankaya'daki köşklerinde, Gazi Mustafa Kemal 4e Mahmut Esat arasında şöyle bit konuşmanın yapılmış olduğunu,, o toplantıda bulunanlardan işitmiştim: Türk hukukunda yapılması gereken inkdâbın şekilleri münakaşa edilirken, ortaya konulan türlü mütalâalar arasında, Mahmut Esat, kestirme yolun Avrupa Medenî kanunlarından birisinin tercüme edilip süratle tatbik mevkiine konulması icabedeçeğini öne sürmüş. Bu mütalâa karşısında Atatürk kendisine diyorki; «Çocuğum; istediğini yaparsak tercüme ettireceğimiz bu kanunları memleketimizde tatbik edebilecek elemanlarımız var mıdır?» Mahmut Esat'ta cevaben: «Paşam; bir gün Avrupada çok mükemmel yeni bir silâh icat edildiğini işitirseniz, memleketimizde bunu kullanmasını bilen askerimiz yoktur diye o silâhı almakta tereddüt mü edersiniz? elbette ki hayır., silâhı alır ve onu kullanabilecek askerleri de yetiştirirsiniz.» O sıralarda, medenî hukuk hükümlerini ıslâh etmek için çalışmakta olan (Kanunu Medenî Komisyonu) ve (Vacibat Komisyonu) gibi heyetlerin çalışma tempoları ve tarzları, inkılâp düşüncelerine ve heyecanlarına hiç de uygun düşen bir manzara göstermiyordu. Bütün gayretlere, ve teşviklere rağmen kısa bîr zaman içinde modern bir (Medenî Kanun) yapılabileceği hakkındaki ümitler günden güne azalıyor., inkılâbın seri akışlarına hukukçularımızın ayak uyduramadıkları, üzülerek müşahede ediliyordu. Atatürk, müşahedelerini ve iç üzüntülerini - 5 ikinciteşrin 1925 - tarihli nutkunda acı acı teşrih ederek: «Türk milletinin, muasır medeniyetin vasıtalarından ve feyizlerinden müstefit olmak için, lâakal üçyüjs senedenberi sarfettiği gayretlerin ne kadar elemli ve ıstıraplı mevani karşısında heba olduğunu kemali teessür ve intibah ile göz önüne alarak söylüyorum...» Demişti. Tarihe geçen bu vakıaları ve belgeleri olduğu gibi not ettim. Bunlar, (Türk Kanunu Medenisini) nin tercüme edildiği günlerden önceki senelerin yakın hâdiseleri idi. Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümetinin resmî ceridelerinden biri olan (Ceridei Adliye) nin (1338) : tarihli ikinci sayısında neşredilen (Mecelle Komisyonunca Kitabülbuyuun tadilâtına dair ihzar edilen lâyihayi kanuniye ile esbabı muribesi) n- den anlaşılıyorki bu komisyon, kendilerine göre hanefi mezhebine bağlı kalmayıp «taklit için bir mezhebi muayyenin iltizamı lâzım olmadığı...» ve «mesaili muhtelifede mezahibi mütahalifeye ittibaın caiz olduğu...» kanaatine varmıştır. Bu kanaati tevsik için birçok ayetleri ve arap fukahasının sözlerini delil olarak kaydettikten sonra:

318 «Nasın muamelâtını iptalden ise mehmaemkân şer'a takrip evlâdır kaidesi ve indezzarure mezhebinin gayriyle amel eden mazurdur fetvası, cevaz cihetini takviye eden delâilden bulunduğu gibi, bir cuma namazı için hamamda gusül ettikten ve cuma namazını kıldıktan sonra gusül ettiği hamamın kuyusundan bir farei meyyite çıktığını haber alan eimmei hanefiyeden ebu Yusuf'un cuma namazını iade etmemesi hâdisenin vukuundan sonra da cevazın pek vazıh bir delili görüldü.» denilmektedir. işte "bu cereyanlar karşısındadır ki inkılâpçılarımızın kökten bir karar almaları icabediyordu. Mahmut Esat, kestirme yolun, Avrupa medenî kanunlarından birisini türkçeye tercüme ederek bu davayı kökünden halletmek istiyen genç hukukçuların başında koşan bir inkılâpçı idi. * *» "1925 senesi temmuz ve ağustos ayları içinde idi. Bazan Mahmut Esat' ın evinde bazan da Vekâlet odasında birçok hususi toplantılarda bulundum. Türk Kanunu Medenisine kaynak olabilecek, Avrupa Medenî Kanunlarından birini seçmek, mübahase ve münakaşaların başlıca mevzuunu teşkil ediyordu. Mahmut Esat, herkesin kanaat ve mütalâalarını ayrı ayrı öğrenmeye çalışır ve meseleler açıkça münakaşa edilirdi. Fransız (Code civil) inin eskiliği, Alman Medenî Kanunun muğlak ve biraz da eski olması, ozamanki İtalya Medenî Kanununda bir orijinalite bulunmaması., nazarları daha ziyade İsviçre (Code civil) ve (Code des obligations) u üzerinde topluyordu. İsviçre kanunu, o gün için, Avrupanın en genç bir (Kanunu Medenî) si olması, teknik bakımdan daha modern ve mükemmel oluşu, ve hele demokratik ve halkçı bir memleketin kanunu olması itibariyle daha cazip görünüyordu. Mahmut Esat'ın ve bazı arkadaşlarının İsviçrede hukuk tahsil etmiş olmalarının da bu görüş tarzı üzerinde tesirli olup olmadığını takdir edemiyorum. Her halde İsviçredeki halkçılığı insiyakileştiren bir milletin arasında senelerce yaşıyanların bu bakımdan o memlekete karşı gayri şuurî bir incizabın tesirleri altında olmaları inkâr edilemez. Şurası muhakkaktır ki o günün inkılâp seven hukukçuları, memleketimiz için bir Avrupa kanununu tercüme etmek icabediyorsa, bu kanunun ancak İsviçre kanunu olabileceğinde ittifak etmiş bulunuyorlardı. Tercüme yerine, garp hukuku esaslarına dayanan yeni bir kanun hazırlamanın daha doğru olacağı prensipine muhalefet eden olmamakla beraber, böyle büyük bir eserin derhal hazırlanabilmesine imkân görülemiyordu. Kuvvetli bir inkılâp hamlesi yapabilmek için seri hareket etmek lüzumunda da herkes müttefik idi,

519 Bu sıralarda Adliye Vekili Mahmut Esat, mütemadiyen şefleriyle temas ediyor onların da irşatlarından istifade ediyordu. Aradan çok zaman geçmeden bir gün Adliye Vekâletinden (459) sayılı ve (14-9-1341) tarihli ve (Umuru Zatiye Müdüriyeti) ifadesi ile bizzat vekilin imzasın» taşıyan bir tezkere aldım: «Kanunu Medenimizin İsviçre Kanunu Medenisi esas ittihaz edilerek tedvini ve ihzar edilecek lâyihanın bu sene behemehal Büyük Millet Meclisine tevdii için teşkil kılınan komisyon azalığına intihap edildiğinizden müdavelei efkâr edilmek üzere yarınki salı günü makamı vekâlette bulunmanız mercudur efendim.» Bundan sonraki içtimalar, artık resmî mahiyeti haiz olduğu gibi prensip müzakereleri yerine kanun tercümesinde takip edilecek yollar görüşülüyordu. Türk hukukçularından mühim bir kısmının bu faaliyete iştirak ettirilmesini bizzat Mahmut Esat hararetle terviç ediyordu, îstanbuldaki Profesör ve diğer hukukçularımızdan da istifade edilmek üzere asıl tercüme komisyonunun îstanbulda toplanmasına karar verildi. Kalemi mahsus müdüriyeti ifadesiyle aldığım (162 sayılı ve - 24. 9. 1341 - tarihli ve gene Adliye Vekili Mahmut Esat imzasını taşıyan bir tezkerede de: «26. 9. 1941 de îstanbulda içtima edecek olan Kanunu Medenî tetkik komisyonuna iştirak etmek üzere hemen hareketiniz rica olunur, efendim» deniliyordu. 26. 9 1341 (1925 tarihinde îstanbulda - sonradan yanan - eski Adliye binasının geniş kütüphane salonundaki uzun ve yeşil bir masanın etrafında, içlerinde mebus, hâkim, profesör, avukatlar bulunan otuz kadar hukukçu toplanmış bulunuyorduk. Masanın başında oturup heyete- riyaset eden (Sabık Hariciye Vekili, Menteşe mebus Şükrü Kaya) idi. Hükümetin ve inkılâp şeflerinin, inkılâp ve hukuk inkılâbı hakkındaki görüşlerini izah ettikten sonra, İsviçre (Code civil) nin tercüme edilerek memleketimizde tatbik mevkiine konulması üzerindeki mütalâalarımızı bir kere daha sordu. Heyete dahil hukukçulardan yalnız birisi müstesna, herkes böyle bir hareketin, günün ihtiyaçlarına uygun olacağında, ve İsviçre (Code civil) hükümlerinin memleketimizde kolaylıkla tatbik edilip benimsenebileceğinde ittifak etmiş bulunuyorlardı. Tek muarız, hıristiyan umdelerinden ilham alarak tanzim edilmiş bir garp kanununun memleketimizde kolaylıkla anlaşılıp hazım edilemiyeceğini, bizde asırlardan beri tatbik edilen (Ahkâmı şer'iye) den ayrılmanın doğru olamıyacağmı izaha çalıştı. Tek başına kalan bu menfi mütalâaya ve hele İsviçre Medenî Kanunu gibi lâyık bir milletin ve dinî tesirlerden

320 uzak kalan ilmî mülâhazalar ile tanzim edilen kanunu hakkındaki bu şuursuz ve bilgisiz mütalâaya iştirak eden olmadı. Karar verilmiş bulunuyordu. Üçer kişilik tercüme komisyonları tefrik edilerek tercüme faaliyetine başlanıldı. Birkaç hafta içinde komisyonlar, tercüme ettikleri mephasleri reisliğe takdim etmiş bulunuyorlardı. Ülûp ve ıstılah farklarına mahal bırakmamak için müşterek bir komisyon seçilerek tercümeler bir kere daha gözden geçirilip lâyihaya son şekil verildi. Mahmut Esat, bu husustaki iman ve kanaatlerini, bizzat aldığı esbabı mucibe lâyihasında, şöyle ifade ediyor: kaleme «Türk Kanunu Medenisi mevkii meriyete vazedildiği gün, milletimiz on üç asrın kendisini çeviren itikatı sakimesinden ve tezepzüplerinden kurtulmuş, eski medeniyetin kapılarım kapıyarak hayat ve feyiz bahşeden muasır medeniyetin içine girmiş bulunacaktır.» Bu sözler, Mahmud'un bütün şahsiyetini belirtmiş oluyor. Türk Kanunu Medenisi ile, Tanzimat devrinin Âli Paşası tarafından öne sürülüp başarılamıyan bir inkılâbı başarmak mazhariyeti Cumhuriyete ve.onun genç hukukçusu Mahmut Esat Bozkurd'a nasip oldu. Sadrazam Âli Paşa, sultan Abdülâziz'e vermiş olduğu bir lâyihada; Ticaret ve Ceza Kanunları gibi Fransız (Code civil) nin de türkçeye çevrilmesini tavsiye ediyordu. Fikirlerini kuvvetlendirmek için Mısır'da Mehmet Âli Paşanın da böyle hareket ettiğini ve Mısır'da arapçaya tercüme edilmiş olan Code civil tercümesinden de istifade edilebileceğini öne sürüyordu. Hattâ, sonraları Sadrazam Sait Paşa olan o zamanki hariciye mütercimlerinden Sait beyi bu vazife ile memur ettiği, kendi hatıratında ifade edilmektedir. Âli Paşanın teklifleri, o günün ulemasını herhalde telâşa düşürmüştü; Abdülâziz de fikir sahibi bir şahsiyet olmadığından iki tarafa bocalamakta idi. Âli Paşanın muhaliflerini Cevdet Paşa idare ediyordu. Neticede Cevdet Paşa taraftarları galebe çaldı. Hattâ, muhtelif mezheplerden hükümler alınmasına da müsaade edilmiyerek sadece «mezhebi hanefîde yetişmiş olan fukahanın sahih ve muteber kavillerine...» istinat edilecek bir lâyiha hazırlanması hakkında Abdülâzizin iradesi istihsal ; : edilmişti. ; ; ' ; : j s! f Tarihe karışan bu mücadele safhası o vakit böylece kapandı. Aradan seneler geçti.. Türk milleti türlü ıstıraplara katlandı.. İnkılâplar

321 yapıldı.. FakatCevdet Paşa ruhu, yukarda izah ettiğim gibi 1925 e kadar yaşadı. Nihayet Cumhuriyet inkılâbının ezici hamleleri bu eski dâvayı «Türk Kanunu Medenisi» hi kabul edivermekle kısaca halletti. Mahmut Esat Bozkurt, o bahtiyar Türk evlâdıdır ki Atatürk'ün yanında çalıştı., ondan ilham aldı., ismet Paşa kabinesinde Adliye Vekili sıfatiyle Türk Kanunu Medenisi altına imzasını koyarak Büyük Millet Meclisinde bu dâvayı muvaffakiyetle müdafaa etti. Mahmud'un her şeyi unutulabilir., fakat bu olaylar onun adı ile birlikte tarihe mal oldu. Şevket Meme d ali BtLGİŞtN İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ordinaryüs Profesör 2)