AVRUPA İŞGÜCÜ PİYASALARININ KARŞI KARŞIYA BULUNDUĞU TEMEL ZORLUKLAR: AVRUPA SOSYAL ORTAKLARININ MÜŞTEREK ANALİZİ



Benzer belgeler
YATIRIMLAR Yatırımların Sektörel Dağılımı a) Mevcut Durum

8 Aralık 2016, İstanbul

Türkiye, OECD üyesi ülkeler arasında çalışanların en az boş zamana sahip olduğu ülke!

AVRUPA BİRLİĞİNE ÜYE VE ADAY ÜLKELERDE TEMEL MAKROEKONOMİK GÖSTERGELER. (Kasım 2011) Ankara

II. MALİ SEKTÖRÜN GENEL YAPISI

GRAFİKLERLE FEDERAL ALMANYA EKONOMİSİNİN GÖRÜNÜMÜ

İŞSİZLİK BÜYÜK ÖLÇÜDE ERKEKLERDE YAŞANAN İŞGÜCÜ ARTIŞI İLE İSTİHDAM KAYIPLARINDAN KAYNAKLANIYOR

EURO BÖLGESİ NDE İŞSİZLİK

HABER BÜLTENİ Sayı 4

T.C. KALKINMA BAKANLIĞI İŞGÜCÜ PİYASASINDAKİ GELİŞMELERİN MAKRO ANALİZİ

Yeni Sosyal Güvenlik Sistemi Üzerine Notlar

EKONOMİK GELİŞMELER Kasım

Ekonomik Rapor Kaynak: TÜİK. Grafik 92. Yıllara göre Doğuşta Beklenen Yaşam Süresi. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği /

Bu sayıda: 2017 Aralık ayı İşgücü, İstihdam ve Sigortalı İstatistikleri ile Birleşmiş Milletler in 2018 Dünya Mutluluk Raporu sonuçları

İÇİNDEKİLER NÜFUS VE İŞGÜCÜ PİYASASI TASARRUFLAR

HABER BÜLTENİ xx Sayı 38

HABER BÜLTENİ Sayı 26

HABER BÜLTENİ xx Sayı 39

AB eğitim raporu: ilerleme iyi fakat hedeflere ulaşmak için daha fazla çaba gerekiyor

HABER BÜLTENİ Sayı 17

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 KASIM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

HABER BÜLTENİ Sayı 29

İŞSİZLİKTE TIRMANIŞ SÜRÜYOR!

REEL İŞÇİLİK MALİYETİ ARTIŞI 2012'DEN BERİ HIZLANARAK SÜRÜYOR

HABER BÜLTENİ xx Sayı 6

OECD VE AB KAPSAMINDA EN ELVERİŞSİZ YATIRIM ORTAMI TÜRKİYE DE TABLO 1

HABER BÜLTENİ xx Sayı 5

HABER BÜLTENİ Sayı 31

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 EKİM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

HABER BÜLTENİ xx Sayı 22

BİRİNCİ BÖLÜM... 1 KAYIT DIŞI İSTİHDAM... 1 I. KAYIT DIŞI EKONOMİ...

HABER BÜLTENİ Sayı 24

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 TEMMUZ AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

Toplam Erkek Kadin Ermenistan Azerbaycan Gürcistan Kazakistan Kırgızistan Moldova Cumhuriyeti. Rusya Federasyonu

TÜRK İŞGÜCÜ PİYASASI MESLEKİ EĞİTİM İSTİHDAM İLİŞKİSİ VE ORTAKLIK YAKLAŞIMI

AB de Sosyal Güvenlik Politikası Oluşturma

ÇALIŞMA HAYATINDA DEZAVANTAJLI GRUPLAR. Şeref KAZANCI Çalışma Genel Müdür Yardımcısı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı MART,2017

HABER BÜLTENİ Sayı 28

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014

EKONOMİK GELİŞMELER Ekim

24 Haziran 2016 Ankara

Nüfus Yaşlanması ve Yaşlılığın Finansmanı

HAZİRAN AYINDA ÖNE ÇIKAN GELİŞMELER. AB Liderleri Jean-Claude Juncker in AB Komisyonu Başkanı Olması İçin Uzlaştı

HABER BÜLTENİ xx Sayı 35

SAĞLIK HARCAMALARINDA SON DURUM

GENÇLERĠN ĠġĠ OLMADIĞI GĠBĠ Ġġ ARAYIġI DA YOK

EKONOMİK GELİŞMELER Ocak

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2013, No: 72

HABER BÜLTENİ Sayı 3

AYDIN TİCARET BORSASI

HABER BÜLTENİ xx Sayı 34

EKONOMİK GELİŞMELER Temmuz

Avrupa Birliği ve Türkiye Yerel Yönetimler Analizi

HABER BÜLTENİ xx Sayı 33

HABER BÜLTENİ xx Sayı 19

HABER BÜLTENİ Sayı 10

HABER BÜLTENİ xx Sayı 56

Dünya da ve Türkiye de İş Sağlığı ve Güvenliği

1 Şekil-1. TEPE (Ocak 2016 Ocak 2017) 1

TÜRKİYE İŞSİZLİKTE EN KÖTÜ DÖRT ÜLKE ARASINDA

EKONOMİK GELİŞMELER Ekim

EKONOMİK GELİŞMELER Ağustos

Finlandiya da Sosyal Güvenlik Politikası Oluşturma

HABER BÜLTENİ xx Sayı 47

tepav Nisan2011 N DEĞERLENDİRMENOTU 2008 Krizinin Kadın ve Erkek İşgücüne Etkileri Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

EKONOMİK GELİŞMELER Haziran

HABER BÜLTENİ xx Sayı 24

HABER BÜLTENİ Sayı 35

Avrupa Birliği ve Türkiye Yerel Yönetimler Analizi 2014 Mali Verileri

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 NİSAN AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Şubesi

EKONOMİK GELİŞMELER Eylül

AYDIN COMMODITY EXCHANGE ARALIK 2013 TÜRKİYE NİN TEMEL EKONOMİK GÖSTERGELERİ.

Başarılı Mesleki Beceri ve İstihdam Politikaları

HABER BÜLTENİ Sayı 24 KONYA İNŞAAT SEKTÖRÜ GÜVEN ENDEKSİ GEÇEN AYA GÖRE DÜŞTÜ:

Pazar AVRUPA TOPLAM OTOMOTİV SEKTÖR ANALİZİ. Ekim 2018

1 Şekil-1. TEPE (Şubat 2016 Şubat 2017) 1

EKONOMİK GELİŞMELER Kasım

EKONOMİK GELİŞMELER Mart 2012

HABER BÜLTENİ xx Sayı 26 KONYA İNŞAAT SEKTÖRÜ GÜVEN ENDEKSİ BİR ÖNCEKİ AYA GÖRE YÜKSELDİ

Cumhuriyet Halk Partisi

EKONOMİK GELİŞMELER Mayıs

HABER BÜLTENİ Sayı 87 ŞUBAT AYINDAKİ SERT DÜŞÜŞÜ BEKLENTİLERDEKİ ARTIŞLA TELAFİ EDEN TEPE, HALA NEGATİFTE

HABER BÜLTENİ xx Sayı 14

HABER BÜLTENİ Sayı 22

EKONOMİK GELİŞMELER Nisan

EKONOMİK GELİŞMELER Aralık

1. GENEL EKONOMİK GÖSTERGELER

Araştırma Notu 14/161

1960 ile 2012 arasında ortalama yıllık büyüme oranı yüzde 4,5 olarak gerçekleşmiştir.

HABER BÜLTENİ Sayı 42

AB NİN EKONOMİK YAPISIYLA İLGİLİ TEMEL BİLGİLER 1. Ülkelerin Yüz Ölçümü 2. Ülkelerin Nüfusu 3. Ülkelerin Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla 4.

EKONOMİK GELİŞMELER Aralık

HABER BÜLTENİ xx Sayı 10

Türkiye nin Lizbon Gündemi

ALMANYA DA 2012 ARALIK AYI İTİBARİYLE ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK ALANINDA MEYDANA GELEN ÖNEMLİ GELİŞMELER

Değerlendirme ölçütleri ve ağırlıklı puanlar şunlardır:

AYDIN TİCARET BORSASI

Araştırma Notu 18/225

HABER BÜLTENİ Sayı 44

HABER BÜLTENİ xx Sayı 34

Transkript:

Ülkemizin de AB deki bu yönelişi iyi algılaması gerektiğinden yola çıkarak hazırlanan yayınımızın ülkemize faydalı olmasını dileriz. ISBN 978-975-6728-42-0 9 789756 728420 YAYIN NO: 290 / 20 Mart 2008 Hoşdere Caddesi Nuri Sokak No:108 06450 Çankaya/ANKARA Tel: 0 312. 439 77 17 (pbx) Faks: 0 312. 439 75 92-93-94 web:www.tisk.org.tr e-mail:tisk@tisk.org.tr AVRUPA İŞGÜCÜ PİYASALARININ KARŞI KARŞIYA BULUNDUĞU TEMEL ZORLUKLAR: AVRUPA SOSYAL ORTAKLARININ MÜŞTEREK ANALİZİ AB Sosyal Diyaloğunun, AB nin dünya rekabetinde ve istihdam yaratmada, dolayısıyla sosyal modelini korumada yaşadığı zorluklara karşı somut bir ürünü olarak bu Müşterek Analiz, AB Parlamentosu ve AB Konseyi nde güvenceli esneklik ilkelerinin kabulüne zemin sağlayarak, sosyal ortakların, sonuca odaklı bir sosyal diyalog süreciyle ekonomik ve sosyal politikalarda ne denli derin bir etki yapabileceğini en çarpıcı şekilde göstermiştir. TİSK Avrupa Sosyal Ortakları BUSINESSEUROPE, ETUC, CEEP ve UEAPME nin 2006-2008 Sosyal Diyalog Çalışma Programındaki en önemli maddelerden biri olan Müşterek İşgücü Piyasası Analizi, 2007 Eylül ayı içerisinde sonuçlanarak 18 Ekim 2007 tarihinde güvenceli esneklik (flexicurity) gündemiyle toplanan OIağanüstü Üçlü Sosyal Zirvesi sonrasında kamuoyuna duyuruldu. AVRUPA İŞGÜCÜ PİYASALARININ KARŞI KARŞIYA BULUNDUĞU TEMEL ZORLUKLAR: AVRUPA SOSYAL ORTAKLARININ MÜŞTEREK ANALİZİ Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu

AVRUPA İŞGÜCÜ PİYASALARININ KARŞI KARŞIYA BULUNDUĞU TEMEL ZORLUKLAR: AVRUPA SOSYAL ORTAKLARININ MÜŞTEREK ANALİZİ - -

- -

TÜRKIYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU 20 Mart 2008 Yayın No:290 Avrupa İşgücü Piyasalarının Karşı Karşıya Bulunduğu Temel Zorluklar; Avrupa Sosyal Ortaklarının Müşterek Analizi Haberleşme Adresi: Hoşdere Caddesi Reşat Nuri Sokak No:108 Çankaya - ANKARA Tel : 0 312. 439 77 17 (pbx) Faks : 0 312. 439 75 92-93-94 E-mail : tisk@tisk.org.tr Web : http://www.tisk.org.tr ISBN: 978-975-6728-42-0 - -

- 4 -

İÇİNDEKİLER SUNUŞ.............................................................................. 1 1 ÖNSÖZ.............................................................................. 1 3 I. GİRİŞ.............................................................................. 1 5 II. ANALİZ.............................................................................. 1 7 1. Büyüme.............................................................................. 1 7 2. İstihdam, İşsizlik ve Verimlilik.............................................. 2 5 3. Demografi.......................................................................... 2 9 4. İş Yaratma........................................................................... 3 1 5. Sözleşme Düzenlemeleri...................................................... 3 2 6. Aktif işgücü piyasası politikaları (AİPP)................................. 3 9 7. Eğitim, öğretim ve yaşam boyu öğrenme.............................. 4 1 a. Eğitim......................................................................... 4 1 b. Yaşamboyu öğrenme.................................................. 4 3 8. Sosyal Uyum....................................................................... 4 6 9. Hareketlilik.......................................................................... 5 2 a. AB içerisinde coğrafi hareketlilik.................................. 5 2 b. AB içerisinde işgücü hareketliliği.................................. 5 4 10. İş kalitesinin diğer unsurları................................................. 5 5 III. ZORLUKLAR....................................................................... 6 4 a. Aktif işgücü piyasası politikaları........................................... 6 4 a) Aktif işgücü piyasası politikaları ve eğitim-öğretim....... 6 4 b) Sağlam makroekonomik politikalar ve uygun iş ortamı.... 6 5 b. Sosyal koruma ve uyum...................................................... 6 7 a) Vergi ve sosyal güvenlik sistemleri............................... 6 7 b) Destekleyici kamu hizmetleri ortamı............................. 6 7 c) Sosyal uyum............................................................... 6 8 c. Çalışma mevzuatı ve endüstri ilişkiler................................... 6 8 a) Hareketlilik.................................................................. 6 8 b) Kayıtdışı çalışma........................................................ 6 9 c) Sosyal diyalog........................................................... 7 0 d) İş hukuku ve sözleşme düzenlemeleri......................... 7 0 d. Güvenceli esneklik.............................................................. 7 1-5 -

IV. SOSYAL ORTAKLARIN ÖNERİLERİ....................................72 a. Aktif işgücü piyasası politikaları ve ekonomi politikaları.........72 a) Aktif işgücü piyasası politikaları...................................72 b) Eğitim-Öğretim...........................................................73 c) Sosyal Ortakların Faaliyetleri........................................74 d) Talep yönetimi politikaları da dahil olmak üzere makroekonomik politikalar...........................................74 e) Uygun iş ortamı...........................................................74 b. Sosyal Koruma, Uyum ve İçerme....................................... 7 5 a) Vergi ve sosyal yardım sistemleri................................ 7 5 b) Destekleyici kamu hizmetleri....................................... 7 6 c) Sosyal Uyum ve Sosyal İçerme....................................77 c. Çalışma Mevzuatı ve Endüstri İlişkileri................................. 7 8 a) Hareketlilik................................................................ 7 8 b) Kayıtdışı İstihdam....................................................... 7 8 c) Sosyal Diyalog........................................................... 7 9 d) İş Hukuku ve Sözleşme Düzenlemeleri.........................80 d. Güvenceli Esneklik............................................................... 8 0 a) Güvenceli Esnekliğe İlişkin Öneriler.............................80-6 -

TABLO DİZİNİ Tablo 1: AB de büyüme hızı ve son 20 yılda büyümeye katkı sağlayan faktörler...19 Tablo 2: Büyüme oranı, 1994-2004 (%)...19 Tablo 3: AB-25 ülkelerinde ortalama reel GSYH artışı, 1996 2005 (%)...20 Tablo 4: İstihdam ve işsizlik oranlarındaki gelişmeler (%)...26 Tablo 5: Tablo 6: Tablo 7: Tablo 8: Tablo 9: AB-25, ABD ve diğer bazı ülkelerde verimlilik artışı, 1994-2004...27 Ülkelere göre anahtar göstergeler...28 Nüfus ve göçe ilişkin seçilmiş göstergeler...30 Avrupa da şirket özelliklerine göre iş devir oranları (1992-2001 döneminde toplam istihdama oranı itibariyle)...31 Sözleşme türüne göre istihdamdaki trendler...34 Tablo 10: Ülkelere göre belirli süreli, kısmi süreli ve kendi hesabına çalışma şekillerinin toplam istihdam içerisindeki payları (%)...35 Tablo 11: İş güvencesi mevzuatının katılığı...36 Tablo 12: Ülkelere göre kayıtdışı çalışma verileri...37 Tablo 13: Kamu istihdam hizmetleri hariç olmak üzere aktif harcamalar (GSYH içerisindeki payı, %)...38 Tablo 14: Çalışmak isteyen kişi başına satınalma gücü paritesi cinsinden aktif istihdam tedbirleri harcaması...40 Tablo 15: Çalışmak isteyen kişi başına satınalma gücü paritesi cinsinden pasif istihdam tedbirleri harcaması...40 Tablo 16: 25-64 yaş arası nüfus içerisinde eğitim-öğretime katılanların oranı (%)...44 Tablo 17: AB-25 te yaş grupları itibariyle yaşam boyu öğrenmeye katılım 2005 (%)...44 Tablo 18: Eğitim düzeyleri...45 Tablo 19: AB-25 te yoksulluk konusunda seçilmiş göstergeler (%)...47 Tablo 20: Sosyal koruma harcamalarının GSYH ya oranı...48-7 -

Tablo 21: Düşük ücretlilerden alınan vergi oranı - İşgücü maliyeti üzerindeki vergi yükü...49 Tablo 22: Düşük ücretlilerden alınan vergi oranı - İşsiz bir kişi istihdama geri döndüğü zaman vergi olarak alınan miktarın brüt kazanca oranı...50 Tablo 23: Gelir artışında vergiden doğan kayıp oranı, 2005...51 Tablo 24: İkamet edilen ülkede çalışma çağındaki yabancı ülke vatandaşlarının çalışma çağındaki toplam nüfusa oranı, 2005...52 Tablo 25: Ciddi iş kazaları endeksinin değişimi (1998=100)...60 Tablo 26: Dönemsel işten ve düşük ücretli bir işten başka bir işe geçiş oranı...61 Tablo 27: Avrupa da doğrudan toplu sözleşme kapsama oranı, 2002...63-8 -

ŞEKİL DİZİNİ Şekil 1: Şekil 2: Şekil 3: Şekil 4: AB de Sabit Sermaye Yatırımlarının GSYH ya Oranı...20 AB de Kümülatif Reel Ücret ve Verimlilik Artışları...21 AB-15 te İç Talep, % değişim...21 Bazı AB üyesi ülkelerde mali tedbirlerin konjonktüre katkısı (Konjonktür hareketlerinden arındırılmış faiz dışı bütçe dengeleriyle hasıla açığı arasındaki korelasyon, 996-2006 ortalaması)...22 Şekil 5 (a): Avrupa da Faiz Politikasının Konjonktür Etkisi, 993-2007 ortalaması...22 Şekil 5 (b): Efektif döviz kuru oranlarının konjonktür etkisi, 993-2007 ortalaması...23 Şekil 6: Avro Bölgesinde enflasyon ve enflasyon beklentileri... 23 Şekil 7: Şekil 8: AB Üye Devletlerinde Efektif Döviz Kuru Oranları (2006 Yılı Efektif Döviz Kuru seviyesi ile On Yıllık Ortalama Arasındaki Farkın Oranı, %)...24 AB-25 te Yaş Gruplarına Göre İstihdam Oranları...26 Şekil 9: AB ve ABD de 1995-2003 döneminde istihdam artış oranı...27 Şekil 10: Şekil 11: Şekil 12: Şekil 13: Şekil 14: AB-25 ülkelerinde ekonomik faaliyet alanları ve yaş gruplarına göre istihdam artışı (milyon iş)...32 Kamu istihdam hizmetleri de dahil olmak üzere aktif harcamaların dağılımı, 1985-2004 dönemi AB ortalaması... 38 2000, 2004 ve 2005 yıllarında çalışma çağındaki nüfusun (15-64 yaş) cinsiyet ve eğitim durumlarına göre dağılımı (%)...41 AB-16 da 15 yaş grubundaki öğrenciler içerisinde okuma becerisi düşük öğrencilerin oranı (PISA okuma becerileri skalasında okuma becerileri 1. düzey ve altında olan öğrencilerin oranı, %)...42 18-24 yaş arası nüfus içerisinde en fazla ilköğretim birinci kademe mezunu olup eğitim hayatına devam etmeyenlerin oranı (%)...42-9 -

Şekil 15 (a): İşgücünün yaşam boyu öğrenmeye katılımı, 2005 (%)...44 Şekil 15 (b): 25-64 yaş nüfusu içerisinde örgün ve yaygın öğretime katılım oranı, 2003...45 Şekil 16: Şekil 17: Şekil 18: Gelir dağılımı eşitsizliği (Gini katsayısı)...47 Ülkelere göre çocuk yoksulluğu...48 AB de uzak mesafe hareketliliğinin yapısı...53 Şekil 21 (a): Çocuk bakım hizmetlerinin 0-3 yaş grubundaki çocukları kapsama oranı...56 Şekil 21 (b): Çocuk bakım hizmetlerinin 3 yaş ile zorunlu temel eğitime başlama yaşı arasındaki çocukları kapsama oranı...57 Şekil 22 (a): Kadın-erkek ücret eşitsizliğinin değişimi, 1994-2004... 57 Şekil 22 (b): AB Üye Devletlerinde kadın-erkek ücret eşitsizliği...58 Şekil 23 (a): AB-15 te ölümlü iş kazası meydana gelme sıklığı (her 100.000 işçi başına)...58 Şekil 23 (b): AB-15 te iş kazalarının ortaya çıkma sıklığı (her 100.000 işçi başına)...59-10 -

SUNUŞ Avrupa Sosyal Ortakları BUSINESSEUROPE, ETUC, CEEP ve UEAPME nin 2006-2008 Sosyal Diyalog Çalışma Programındaki en önemli maddelerden biri olan Müşterek İşgücü Piyasası Analizi, bir yıldan fazla süren müzakerelerden sonra 2007 Eylül ayı içerisinde sonuçlanmış ve 18 Ekim 2007 tarihinde yapılan ve güvenceli esneklik (flexicurity) gündemiyle toplanan Olağanüstü Üçlü Sosyal Zirvesi sonrasında AB Dönem Başkanı Portekiz Başbakanı Jose Socrates, AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, Avrupa İşçi Sendikaları Konfederasyonu ETUC Genel Sekreteri John Monks ve Avrupa İş Dünyası Konfederasyonu BUSINESSEUROPE Başkanı Ernest-Antoine Seillière tarafından kamuoyuna duyurulmuştur. Müşterek İşgücü Piyasası Analizi konusunda sağlanan mutabakatla, Avrupa Sosyal Ortakları tarafından güvenceli esneklik ilkesi ortak kabul görmüş olmaktadır. Söz konusu belgenin AB Kurumlarına Avrupa Sosyal Ortaklarının ortak görüşü olarak sunulmasını takiben, Avrupa Komisyonu tarafından teklif edilen Güvenceli Esnekliğin Ortak İlkeleri, 2007 Aralık ayı içerisinde Avrupa Parlamentosu ve AB Konseyi tarafından kabul edilmiştir. AB Sosyal Diyaloğunun, AB nin dünya rekabetinde ve istihdam yaratmada, dolayısıyla sosyal modelini korumada yaşadığı zorluklara karşı somut bir ürünü olarak bu Müşterek Analiz, AB Parlamentosu ve AB Konseyi nde güvenceli esneklik ilkelerinin kabulüne zemin sağlamış ve sosyal ortakların, sonuca odaklı bir sosyal diyalog süreciyle ekonomik ve sosyal politikalarda ne denli derin bir etki yapabileceğini en çarpıcı şekilde göstermiştir. AB ekonomilerinin uluslararası rekabet gücünü koruma kaygısı, katı çalışma yasaları ve cömert sosyal güvenlik rejimi ile karakterize olan Avrupa Sosyal Modelini değişime uğratmaktadır. AB, çalışanları iş güvencesi başta olmak üzere yasalarla koruma fikrinden uzaklaşmakta; çalışma mevzuatını istihdam artışı esasında yeniden yapılandırmak yoluyla işgücü piyasasının esnekliğini artırarak, iş ve yatırım ortamını geliştirecek, bireylerin istihdam edilebilirlik niteliklerini yükseltecek, işsiz kalanların hızla düzgün işlere kavuşmalarını sağlama felsefesine yönelmektedir. - 11 -

AB jargonundaki işin değil, çalışanın korunması gerekir ifadesinin özü, yukarıda belirtilen yöneliştir. Ülkemizin de AB de bu yönelişi iyi algılaması gereklidir. Türkiye OECD ülkeleri arasında çalışma mevzuatının katılığı, yani istihdamı caydırıcılık niteliği bakımından Portekiz le birlikte ilk sıradadır. 4857 sayılı İş Kanunu, güvenceli esneklik olanakları bakımından diğer ülkeler bir yana, AB ülkelerine göre bile çok geridedir. İş Kanunu nun öngördüğü çok sınırlı esneklik yöntemleri dahi işçi sendikalarının tutumu nedeniyle genellikle toplu iş sözleşmelerine girememektedir. Kanımızca Avrupa İşçi Sendikalarının ETUC kanalıyla işletmelerin rekabet gücünü korumak amacıyla güvenceli esnekliği esas almak istikametinde gösterdikleri inisiyatif, Ülkemiz işçi sendika ve konfederasyonları açısından örnek olmalıdır. Öte yandan İş Kanunu nun güvenceli esneklik açısından geliştirilmesi gereği de açıktır. Yayınımızın ülkemize faydalı olmasını dileriz. Saygılarımızla, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu - 12 -

ÖNSÖZ BUSINESSEUROPE, UEAPME, CEEP ve ETUC, Avrupa yı, sürdürülebilir ekonomik büyüme ile daha fazla ve daha iyi istihdam ve daha fazla sosyal uyum yaratabilen, dünyanın en rekabetçi bilgi toplumu haline getirmeyi hedefleyen Lizbon Stratejisi ne desteklerini teyit etmektedirler. Küreselleşme, teknolojik ilerleme ve demografik yaşlanmanın getirdiği zorluklar karşısında Lizbon Stratejisi, kabul edildiği 2000 yılındaki geçerliliğini ve gerekliliğini korumaktadır. Avrupa nın büyüme ve istihdam yaratma noktasındaki zayıflıklarının ele alınması gerekmektedir. Lizbon Stratejisi, Avrupa nın yüksek katma değerli ürünlerdeki rekabet gücünün artırılması ve daha genel olarak da yenilikçilik, teknoloji ve verimlilik yanında üst sıralara tırmanarak Avrupa nın dünya pazarlarındaki yerinin korunmasını amaçlamaktadır. Avrupa nın emek yoğun ürünlerde düşük ücret seviyesindeki ülkelerle rekabet etmesi mümkün değildir. Avrupa nın istihdam ve büyüme potansiyeline ve Avrupa Sosyal Diyaloğu nun etkisinin artırılmasına katkıda bulunmak üzere, 2006 2008 Sosyal Diyalog Çalışma Programında öngörüldüğü üzere Avrupa Sosyal Ortakları Avrupa iş gücü piyasalarının karşı karşıya bulunduğu güçlüklere ilişkin bu müşterek analizi hazırlamışlardır. Bu müşterek analiz AB ve ulusal kurumlara yapılacak müşterek tavsiyelere karar verilmesine, istihdam konusunda oluşturulacak bir eylem çerçevesinde yer alacak önceliklerin belirlenmesine ve dezavantajlı grupların işgücü piyasalarına entegrasyonu veya yaşam boyu öğrenme konusunda bir özerk anlaşma müzakere edilmesine zemin teşkil edecektir. ETUC adına John Monks General Sekreter BUSINESSEUROPE adına Philippe de Buck General Sekreter UEAPME adına Hans Werner Müller General Sekreter CEEP adına Rainer Plassmann General Sekreter - 13 -

- 14 -

AVRUPA İŞGÜCÜ PİYASALARININ KARŞI KARŞIYA BULUNDUĞU TEMEL ZORLUKLAR: AVRUPA SOSYAL ORTAKLARININ MÜŞTEREK ANALİZİ I. GİRİŞ BUSINESSEUROPE, UEAPME, CEEP ve ETUC, Avrupa yı dünyanın rekabet gücü en yüksek, sürdürülebilir ekonomik büyüme gerçekleştirebilen, daha çok ve daha iyi istihdam yaratan ve toplumsal uyumu en güçlü toplumu haline getirmeyi amaçlayan Lizbon Stratejisi ni desteklemeye devam etmektedirler. Küreselleşmenin, teknolojik ilerlemelerin ve demografik yaşlanmanın beraberinde getirdiği sorunlar karşısında Lizbon Stratejisi, kabul edildiği 2000 yılındaki geçerliliğini ve gerekliliğini muhafaza etmektedir. Avrupa nın büyüme ve istihdam yaratma boyutundaki zayıflığının artık ele alınması gerekmektedir. Lizbon Stratejisi yüksek katma değerli ürünler ve hizmetlerde rekabet gücümüzün artırılmasını ve daha genel olarak da yenileşme, teknoloji ve verimlilik sıralamasında üst basamaklara çıkılarak dünya piyasalarında Avrupa nın yerinin sağlamlaştırılmasını amaçlamaktadır. Avrupa emek yoğun ürünler alanında düşük ücret seviyesindeki ülkelerle rekabet edemez. Avrupa Sosyal Ortakları, Avrupa nın istihdam ve büyüme potansiyelinin ve Avrupa sosyal diyaloğunun etkisinin geliştirilmesine katkıda bulunmak üzere ve 2006 2008 Sosyal Diyalog Çalışma Programında öngörüldüğü şekilde, Avrupa işgücü piyasalarının karşı karşıya bulunduğu temel zorluklar hakkında müşterek bir analiz hazırlamışlardır. Bu müşterek analiz, AB kurumlarına ve ulusal makamlara gerekli ortak öneriler hakkında karar verilmesine, istihdam konusunda hazırlanacak bir eylem çerçevesine dahil edilecek önceliklerin tanımlanmasına ve dezavantajlı grupların işgücü piyasasına entegrasyonu veya yaşam boyu öğrenme konularından birinde yapılacak bir özerk anlaşmanın müzakeresine zemin oluşturmaktadır. - 15 -

- 16 -

II. ANALİZ 1. Büyüme 1996 2006 döneminde AB de reel GSYH artışı, bir önceki on yıllık dönemdeki ortalama ile yaklaşık aynı düzeyde, % 2,4 olarak gerçekleşmiştir. Mevcut ekonomik canlanma dönemine rağmen 2000 yılında Lizbon Stratejisi hedefi olarak belirlenen ortalama % 3 lük oranın gelecek yıllarda yakalanabilmesi ancak doğru politikaların uygulanmasıyla mümkün olacaktır. Avrupa düzeyindeki gelişmeler, ülkeler arasında ve ülkeler içinde önemli farklılıkları barındırmaktadır. Yeni Üye Devletlerin kalkınmışlık düzeylerinin artması Avrupa ekonomisine genel olarak katkıda bulunurken, Kıta Avrupa sının en büyük ekonomilerinden bazıları geride bıraktığımız on yıl boyunca düşük ekonomik büyüme ile boğuşmuşlardır. Büyüme analizi açısından bakıldığında bir yandan demografik dinamizm eksikliği, diğer yandan verimlilik artışlarındaki düşüş, Lizbon hedefine göre yetersiz düzeydeki büyüme oranıyla beraber seyretmektedir (bkz. Bölüm 2, 5 ve 9). Örneğin, ABD ve AB arasındaki nüfus artışı farkı geçtiğimiz 10 yıllık süre içerisinde yılda ortalama % 0,8 seviyesine ulaşmış olup göç olgusu ABD işgücü piyasasının dinamizmine AB dekinden daha fazla katkı yapmaktadır. Bu demografik değişiklikler göz önüne alındığında, geçtiğimiz on yıllık dönemde ABD ve AB de kişi başına GSYH artışı % 2 ile hemen hemen aynı düzeyde seyretmektedir. Halbuki daha önceki 10 yıllık dönemde AB de kişi başına GSYH artışı ABD ortalamasından daha yüksek seyretmekteydi. Çalışılan saat başına işgücü verimliliği artışı geçtiğimiz 10 yıllık dönemde AB de % 1,5 düzeyinde stabilize olmuştur. Buna karşın bir önceki on yıllık dönemde söz konusu oran % 2,2 olarak gerçekleşmiştir ve ABD nin performansının da altındadır. Gelecekteki demografik durum göz önüne alındığında, verimlilik artışı ekonomik büyüme için daha da kritik hale gelecektir. Bununla eş zamanlı olarak geçtiğimiz on yıllık dönemde büyümeyi destekleyen faktörlerde bir kayma gerçekleşmiş, AB nin istihdam oranındaki tedrici artış AB nin büyümesinde temel pozitif katkıyı yapmıştır (AB-15 te yıllık % 0,8 ve AB nin - 17 -

genelinde % 0,5) Bu iyileşme önemli ölçüde işgücü piyasasına katılımın artması ve daha az ölçüde de işsizliğin azalmasına bağlı olarak gerçekleşmiştir (bkz. Bölüm 2). Verimliliğin ve istihdamın geliştirilmesi ve büyüme potansiyelinin artırılması için önemli bir faktör de genelde yatırımları, özelde de yenilikçilik, araştırma ve eğitimi destekleyen bir ortamın varlığıdır. Maliye ve bütçe politikaları arasında doğru bir etkileşimin varlığı da büyüme, istihdam ve verimliliği etkileyen önemli bir faktördür. Bütçe politikaları noktasında, ekonomik konjonktürün olumlu seyrettiği bir dönemde temkinli bütçe politikalarının izlenmesi ve kamu maliyesinde uzun dönemde sürdürülebilir bir yapının oluşturulması temel hedef olmalıdır. Buna karşın birçok AB ülkesinde bütçe politikaları bunun tersine bir eğilim sergilemiş, olumlu konjonktürde gevşerken düşük büyüme dönemlerinde sıkılaşmıştır. Özellikle Avro Bölgesinin büyük ülkeleri için bu durum geçerlidir. Buna ek olarak, bazı AB ülkelerinde kamu borcu demografik yaşlanma da göz önüne alındığında çok yüksek durumdadır. Para politikaları alanında geçtiğimiz on yıllık dönemde AB de ve Avro Bölgesinde enflasyon görece istikrarlı bir seyir izlemiş ve fiyat istikrarı hedefine uygun gerçekleşmiştir. Avro Bölgesi, Birleşik Krallık ve İsveç te kısa vadeli faiz oranlarıyla konjonktür koşulları arasında pozitif bir korelasyon görülmektedir. Döviz kurlarındaki gelişmeler Üye Devletler arasında farklılıklar göstermiş ve genel olarak konjonktürel bir eğilim sergileyerek 2006 yılı itibariyle geçmiş on yıllık ortalamanın % 5 üzerinde gerçekleşmiştir. İstihdam ve büyümeyi etkileyen diğer bir kritik faktör de ücretlerle ilgili gelişmelerdir. Ücretler, sosyal ortaklar tarafından bağımsız olarak belirlenmeli ve verimlilik trendleri ile uyumlu olmalıdır. - 18 -

Tablo 1: AB de Büyüme ve Son 20 Yılda Büyümeye Katkı Sağlayan Faktörler AB-15 AB-15 1986-95 1996-06 1996-06 Reel GSYH artışı: 2.4 2.3 2.4 Katkı unsuru 1. İşgücü verimliliği: 1.9 1.1 1.5 Saat başına işgücü verimliliği 2.2 1.5 1.06 Kişi başına çalışılan saat -0.4-0.4 0.0 2. İstihdam oranı: 0.1 0.8 0.5 İşsizlik oranı -0.2 0.2 0.2 İşgücüne katılım oranı 0.3 0.6 0.3 3. Aktif çağ nüfusu 0.4 0.4 0.4 Toplam nüfus 0.4 0.3 0.2 Kaynak: Eurostat ve Groningen Büyüme ve Kalkınma Merkezi Tablo 2: Büyüme Oranı, 1994-2004, % Kaynak: Goldman Sachs Ekonomik Araştırmalar Bölümü, European Weekly Analyst 06/02-19 -

Tablo 3: AB-25 Ülkelerinde Ortalama Reel GSYH Artışı, 1996 2005 Kaynak: Eurostat Şekil 1: AB de Sabit Sermaye Yatırımlarının GSYH ya Oranı - 20 -

Şekil 2. AB de Kümülatif Reel Ücret ve Verimlilik Artışları Şekil 3. AB-15 te İç Talep, Yüzde Değişim - 21 -

Şekil 4: Bazı AB Üyesi Ülkelerde Mali Tedbirlerin Konjonktüre Katkısı (Konjonktür Hareketlerinden Arındırılmış Faiz Dışı Bütçe Dengeleriyle Hasıla Açığı Arasındaki Korelasyon, 1996-2006 Ortalaması) 0.6 0.4 0.2 0-0.2-0.4-0.6-0.8 Kaynak: AB Ameco veritabanı Şekil 5. a: Avrupa da Faiz Politikasının Konjonktür Etkisi, 1993-2007 ortalaması Kaynak: OECD - 22 -

Şekil 5.b: Efektif Döviz Kuru Oranlarının Konjonktür Etkisi, 1993-2007 Ortalaması ABD sveç Avro Bö lge si ngilter e Kaynak: OECD Şekil 6: Avro Bölgesi nde Enflasyon ve Enflasyon Beklentileri 3 Yıllık artış oranı 2,5 2 1,5 1 Tüketici fiyat enflasyonu AMB Enflasyon be klentileri anketi- iki yıl sonrasına ilişkin tahminler AMB enflasyon h edef i üst s ınırı 0,5 99 Q 1 00 Q 1 01 Q 1 02 Q 1 03 Q 1 04 Q 1 05 Q 1 06 Q 1 07 Q 1 Kaynak: OECD - 23 -

Şekil 7: AB Üye Devletlerinde Efektif Döviz Kuru Oranları (2006 Yılı Efektif Döviz Kuru Seviyesi ile On Yıllık Ortalama Arasındaki Farkın Oranı, %) - 24 -

2. İstihdam, İşsizlik ve Verimlilik Avrupa işgücü piyasalarının performansı geçtiğimiz on yıllık sürede tedricen iyileşme göstermiş ve bu durum 2005 yılında % 64,5 e ulaşan toplam istihdam oranına da yansımıştır. Bu iyileşme büyük ölçüde yaşlı işçiler ve kadınların istihdam oranındaki artıştan kaynaklanmıştır. İşsizlik 2006 da % 7,9 a düşmüştür. Bu rakam 1990 lı yılların başından bu yana en düşük düzeyi ifade etmektedir. Bununla birlikte AB de 16 milyon işsiz ve Lizbon Stratejisi nde kararlaştırılan % 70 lik hedefin hala altında olan istihdam oranıyla durum tatminkar değildir. Uzun dönemli işsizlik kaygı vermeye devam etmektedir ve belirli gruplar bu durumdan daha fazla etkilenmektedir. Örneğin genç işsizliği toplam işsizlik oranının iki katına çıkarken, kadın istihdamı erkek istihdamının 15 puan altında seyretmektedir. İşgücü kullanımı AB nin birçok ülkesinde artarken, verimlilik artışındaki performans AB çapında geçtiğimiz on yıllık sürede yılda ortalama % 1,4 ile hayal kırıklığı yaratan bir düzeyde kalmıştır. AB ülkeleri arasında da verimlilik düzeyleri ve trendleri arasında büyük farklar vardır. Verimlilik artışı ortalama itibariyle Avro Bölgesinde biraz daha az gerçekleşmiştir. Bu da önemli ölçüde İtalya, bir ölçüde de İspanya nın performansındaki kötüleşmeden kaynaklanmaktadır. AB nin zayıf seyreden verimlilik artış ortalamasıyla karşılaştırıldığında yüksek performans gösteren ülkeler ise yeni Üye Devletler, İrlanda ve aynı zamanda Birleşik Krallık olarak görülmektedir. Bu ortalama rakamlar, ülkeler arasında ve ülkelerin kendi içlerinde önemli farklılıklar sergilemektedir. ABD yle karşılaştırıldığında AB ülkeleri, verimlilik artış sıralamasının alt kısmında yer alan sektörlerde daha fazla istihdam yaratırken yüksek verimlilik artışı gösteren sektörlerde istihdam azalmıştır. Bu, geçtiğimiz on yıllık sürede iki bölge arasında oluşan verimlilik farkını da büyük ölçüde açıklamaktadır. - 25 -

Tablo 4: Istihdam ve İşsizlik Oranlarındaki Gelişmeler (%) Kaynak: Eurostat Şekil 8: AB-25 te Yaş Gruplarına Göre İstihdam Oranları (%) DK 69,4 NL MT SE LT PL Kaynak: Eurostat NL: Hollanda SE: İsveç MT: Malta DK: Danimarka LT: Litvanya PL: Polonya - 26 -

Şekil 9: AB ve ABD de 1995-2003 Döneminde İstihdam Artış Oranı Kaynak: Groningen Büyüme ve Kalkınma Merkezi Tablo 5: AB-25, ABD ve Diğer Bazı Ülkelerde Verimlilik Artışı, 1994-2004 (%) ik Krall Kaynak: Goldman Sachs Ekonomik Araştırmalar Bölümü, European Weekly Analyst - 27 -

Tablo 6: Ülkelere Göre Anahtar Göstergeler Kaynak: Eurostat ve Amadeus Veritabanı - 28 -

3. Demografi Mevcut trendler dahilinde, AB de ortalama yaşam beklentisinin artması ve doğum oranlarındaki düşüş, nüfusun yaşlanmasına ve işgücünün azalmasına yol açacaktır. Mevcut demografik projeksiyonlar AB de çalışma çağındaki nüfusun (15 64 yaş) gelecek 50 yıllık sürede % 15 azalacağını göstermektedir. Söz konusu azalma özellikle bazı Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri ile bazı büyük Üye Devletlerde daha da belirgin olarak hissedilecektir. Sonuçta Avrupa da, 65 yaş üzeri her kişi başına çalışma çağındaki 4 kişi düşerken 2050 yılında bu oran bire iki haline gelecektir. Cinsiyet eşitliği, çalışma-yaşam dengesi ve işgücü piyasalarındaki koşullar gibi çok sayıda faktör demografik gelişmeleri etkilemektedir. Doğru tedbirler yürürlüğe konmadığı takdirde, emeklilerin sayısının artması ve sisteme katkı yapanların sayısının azalması, emeklilik ve sağlık sisteminin mali sürdürülebilirliği açısından bazı sonuçlar doğuracaktır. Büyüme potansiyelinin düşmesinden, işgücü piyasasının ihtiyaç duyduğu becerilerin işgücüne katılan gençlerce yeterince kapatılamamasından doğacak beceri açığına kadar çok geniş ekonomik sonuçlar ortaya çıkacaktır. Bununla birlikte, özellikle nispeten düşük eğitim seviyesine sahip yaşlı işçilerin işgücü piyasasından ayrılmalarının etkisiyle ortalama eğitim düzeyi artmaya devam edecektir. Burada ortaya çıkan zorluk, sosyal güvenlik sistemlerinin finansman bazının genişletilmesi, özellikle kadınlar ve yaşlı işçiler için istihdam oranlarının ve verimliliğin artırılmasıdır. Net göç akışı geçmişte AB nin toplam nüfusuna pozitif bir katkı yapmıştır ve yapmaya da devam edecektir. Ancak iyimser bir senaryoda dahi bu durum çalışma çağındaki nüfusta meydana gelecek azalmayı telafi etmeye yetmeyecek ve demografik zorluklar açısından da uzun vadeli bir çözüm teşkil etmeyecektir. Ayrıca göçmen işgücünün becerileri ve yeterlilikleri de Avrupa işgücü piyasaları açısından kritik öneme sahiptir. - 29 -

Tablo 7: Nüfus ve Göçe İlişkin Seçilmiş Göstergeler Kaynak: Eurostat ve Amadeus Veritabanı - 30 -

4. İş Yaratma 1995 2005 döneminde AB-25 te istihdam net şekilde artmış ve 18,5 milyon yeni iş yaratılmıştır. Toplamdaki bu gelişmenin ardında yeni iş yaratma ve eski işlerin ortadan kalkması dinamikleri yatmaktadır. Her yıl toplam istihdamın yaklaşık % 5 ila % 8 i kadar yeni iş yaratılırken mevcut işlerin % 3 ila % 4 ü oranında eski işler ortadan kalkmaktadır. Bu durum, sektörler ve şirketler arasında işgücünün önemli ölçüde yer değiştirdiğini göstermektedir. KOBİler ve özellikle mikro işletmeler ve genç işletmeler, net iş yaratma oranında en yüksek paya sahiptir. İstihdamın yer değiştirme oranı da yine en yüksek düzeyde bu kesimde gerçekleşmektedir. İstihdamın hizmet sektörüne doğru kayma eğilimi son yıllarda artarak devam etmiştir. Geçtiğimiz beş yılda hizmet sektörü istihdamı 14 milyonluk bir artış göstermiştir. Ticaret, sağlık ve sosyal hizmetler, eğitim, turizm-otelcilik sektörleri istihdam yaratmada en dinamik sektörler olmuşlardır. Öte yandan aynı dönemde imalat sanayiinde istihdam 2 milyonluk düşüş göstermiştir. Tablo 8: Avrupa da Şirket Özelliklerine Göre İşgücü Devir Oranları, (%) (1992-2001 Döneminde Toplam İstihdama Oranı İtibariyle) Yeni istihdam Kapatılan işler Başka alanlara transfer edilen istihdam Kaynak: Amadeus veritabanından yararlanılarak Avrupa Merkez Bankası tarafından hazırlanmıştır. Yaratılan net istihdam Şirketlerin çalışan sayısı büyüklüğüne göre 1-19 10.7 3.5 14.2 6.9 20-49 7.8 3.8 11.6 3.8 50-99 7.4 3.8 11.2 3.3 100-249 7.0 4.0 11.0 2.9 250-499 5.8 3.4 9.2 2.2 500-999 5.7 3.6 9.4 2.0 1000-2499 4.8 3.7 8.5 2.2 2500 den fazla 3.7 3.8 7.5-0.4 Şirketin yaşına göre 1 yıllık 8.9 3.7 12.6 5.2 2-5 yıl arası 8.4 4.1 12.5 4.3 6-10 yıl arası 7.6 4.0 11.6 2.6 10 yıldan eski 5.2 3.6 8.8 1.6-31 -

Şekil 10: AB-25 Ülkelerinde Ekonomik Faaliyet Alanları ve Yaş Gruplarına Göre İstihdam Artışı (Milyon İş) Kaynak: Eurostat 5. Sözleşme Düzenlemeleri Belirsiz süreli sözleşmeler, 2005 yılı itibariyle tüm sözleşmeler içerisinde % 85 lik pay ile Avrupa da en yaygın istihdam sözleşmesi türüdür. Bununla eş zamanlı olarak belirli süreli iş sözleşmesiyle çalışanların oranı 1997 de % 12 iken 2005 yılında yaklaşık % 15 e çıkmıştır. 2000 yılından itibaren gözlenen bu artış, önemli ölçüde on yeni Üye Devletten ve özellikle Polonya dan kaynaklanmaktadır. - 32 -

Aynı sayıda bir grup ülkede belirli süreli iş sözleşmesi sayısı bu dönemde aynı kalırken, 5 inde düşüş görülmüştür. Geçtiğimiz yıllarda ülkelerdeki farklı gelişmelere karşın, belirli süreli iş sözleşmelerinin ülke işgücü piyasalarındaki ağırlığı da ülkelere göre önemli farklılıklar göstermektedir. Zira 2005 yılında Romanya da % 2,5 oranında kullanılan bu sözleşmelerin ağırlığı İspanya da % 33 e ulaşmaktadır. İşgücü anketlerinin sonuçlarına göre geçici nitelikteki bu sözleşmelerin önemli ve giderek artan bir kısmında aslında işçiler belirsiz süreli sözleşmeyle çalışmak istemektedirler. Bu oran 2001 yılında % 37 iken 2004 yılında % 48 e çıkmıştır. Kısmi süreli çalışanların toplam istihdamdaki oranı da özellikle 2000 2005 yılları arasında artış göstermiş ve % 16 dan % 18,4 e çıkmış, bu şekilde toplam istihdam rakamlarındaki gelişmelere önemli bir katkı/etki yapmıştır. Kısmi süreli çalışmanın payı ülkeler arasında önemli farklılıklar göstermektedir. Bu rakam Bulgaristan da % 2,1 iken Hollanda da % 46,1 e ulaşmaktadır. İşgücü anketlerine göre kısmi süreli işçilerin % 80 i bu sözleşme türünü ya ailevi nedenlerden, eğitime devam etme gereği gibi diğer kişisel nedenlerden, sağlık nedenlerinden veya tam zamanlı bir işte çalışmayı istememelerinden ötürü tercih etmektedirler. Kısmi süreli işçilerin % 20 si iş bulabilmeleri halinde tam zamanlı bir işte çalışmayı istemektedirler. Bu oran 2002 yılında % 15 düzeyinde bulunmaktaydı. 2005 yılında AB de istihdam edilen kadınların % 32,3 ü kısmi süreli bir işte çalışırken bu oran erkekler için yalnızca % 7,4 düzeyinde bulunmaktaydı. Diğer tüm Üye Devletlerde bu toplumsal cinsiyet farklılığı değişik düzeylerde de olsa gözle görülür durumdadır. AB ortalaması itibariyle kendi hesabına çalışma 1997 de % 16,6 dan % 15,6 ya düşmüştür. Kendi hesabına çalışanların toplam istihdamdaki payı İsveç te % 5 ten Romanya da % 44 e kadar çıkmaktadır. 0 dan 6 ya kadar bir skala üzerinden değerlendirildiğinde AB de belirsiz süreli iş sözleşmeleri için ortalama iş güvencesi 2.366 düzeyinde bulunmaktadır (18 AB ülkesi için aritmetik ortalama). Buna karşın AB üyesi olmayan OECD ülkelerinde bu rakam 1.75 düzeyindedir. Belirsiz süreli sözleşmeler için iş güvencesi mevzuatı hükümlerinin katılık derecesi AB ülkelerinin kendi içinde de farklılıklar göstermekte, Birleşik Krallıkta 1,1 iken Portekiz de - 33 -

4,2 ye çıkmaktadır. Bu ortalama rakamlar aynı zamanda ulusal iş güvencesi mevzuatları arasındaki tasarım ve ayrıntı farklarını da gizlemektedir. İş güvencesinin katılığı 1994 2003 arasında büyük bir değişim göstermemiş, yalnızca Slovakya da kurallar biraz gevşetilmiştir. Belirli süreli sözleşmeler için sağlanan güvence de ülkeden ülkeye farklılık göstermekte, Birleşik Krallıkta 0,4, Slovakya ve Fransa da ise 3,6 düzeyinde bulunmaktadır. Bu ortalama rakamların ardında ise belirli süreli iş sözleşmeleri ve dönemsel çalışma konusundaki iş güvencesi hükümleri arasındaki detay farklılıkları yatmaktadır. Bu alanda 1994 ten bu yana dönüşüm daha gözle görülür niteliktedir. Zira Almanya, Almanya, Yunanistan, Danimarka, İtalya, Belçika, Hollanda ve Slovakya da dönemsel çalışmaya ilişkin hükümler önemli ölçüde gevşetilmiş, İspanya ve Polonya da ise sıkılaştırılmıştır. İş güvencesi mevzuatının tasarımı ve bunun aktif işgücü piyasası politikaları ve diğer işgücü piyasası kurumlarıyla etkileşimi, belirli grupların işsizlik ve istihdam oranı, işsizlik süreleri, aynı işte çalışma süresi ile istikrar ve verimlilik gibi sonuçlar üzerinde etki yapmaktadır ancak bu ilişki oldukça karmaşıktır. Kayıtdışı çalışmanın ne düzeyde olduğunu tahmin etmek oldukça zordur, bu da ülkeler arasında karşılaştırma yapmayı oldukça zor kılmaktadır. Bununla birlikte mevcut veriler tüm Üye Devletlerde kayıtdışı çalışmanın yaygın olduğunu göstermektedir. Kayıtdışı çalışma rekabeti bozmakta ve sosyal güvenlik sistemlerinin finansmanını tehlikeye atmaktadır. Tablo 9: Sözleşme Türüne Göre İstihdamdaki Trendler Kaynak: Employment in Europe 2006 (İstatistik Eki) - 34 -

Tablo 10: Ülkelere Göre Belirli Süreli, Kısmi Süreli ve Kendi Hesabına Çalışma Şekillerinin Toplam İstihdam Içerisindeki Payları (%) Kaynak: Employment in Europe 2006 (İstatistik Eki) - 35 -

Tablo 11: Iş Güvencesi Mevzuatının Katılığı (Endeks: 0 =sınırlama yok, 6=azami sınırlama) Kaynak: OECD Not: İş güvencesi mevzuatının sıkılığı bazı alt göstergeler temelinde belirlenmektedir. Bunlar belirsiz süreli iş sözleşmeleri için işten çıkarmanın zorluğu, bireysel işten çıkarmalarda ihbar ve kıdem tazminatları ile işten çıkarmada izlenmesi gereken usuller; belirli süreli iş akitleri için ise bu akitlerin yapılmasını düzenleyen kuralların sıkılığı ve dönemsel çalışmaya ilişkin düzenlemelerin sıkılığıdır. - 36 -

Tablo 12: Ülkelere Göre Kayıtdışı Çalışma Verileri Kaynak: Eiro Thematic Feature Industrial relations and undeclared work, 2005-37 -

6. Aktif İşgücü Piyasası Politikaları (AİPP) Aktif işgücü piyasası politikaları; kamu istihdam hizmetleri, istihdam teşvikleri, işyeri açma teşvikleri, iş paylaşma, iş rotasyonu, eğitim veya engelli işçiler gibi dezavantajlı gruplar için özel yardım gibi unsurları içerir. AİPP, işgücü piyasasında hareketliliği desteklemek ve işsizler ile çalışma nüfusu içerisindeki pasif bireyleri entegre etmek üzere tasarlanır ve uygulanır. AİPP nin içeriği ülkeden ülkeye değişkenlik gösterir. 2004 yılı itibariyle AİPP için ortalama harcama GSYH nın % 0,5 i olarak gerçekleşmiş iken, bu rakam 1995 yılında % 1 düzeyinde bulunmaktaydı. Bununla birlikte harcamaların kompozisyonunda da bir değişiklik görülmektedir. Harcamaların % 30 unu eğitim harcamaları teşkil etmekte olup, bu oran 1995 ten bu yana genel olarak aynı kalmıştır. Harcamalardaki payında artış görülen iki kategori; kamu istihdam hizmetleri ile iş paylaşımı, iş rotasyonu ve istihdam teşvikleri olmuştur. Ancak bu artış doğrudan istihdam yaratmaya ve engellileri istihdama entegre etmeye dönük programlara ayrılan harcamaların payındaki düşüşle gölgelenmiştir. 2004 yılı itibariyle AİPP harcamaları özellikle çalışmak isteyen kişi başına yapılan harcama cinsinden ölçüldüğünde ciddi farklılıklar sergilemektedir. 1995 yılında düşük harcama düzeyinde bulunan ülkeler harcamalarını artırırken, orta düzeyde harcama yapan ülkelerde harcamalar azalmış durumdadır. Söz konusu resim, en fazla harcama yapan ülkeler açısından biraz daha karışıktır. Harcamaların nicel yönünün yanı sıra, AİPP nin etkililiği ve niteliği de daha çok ve daha iyi istihdam yaratılmasını kolaylaştırmak açısından büyük öneme sahiptir. - 38 -

Şekil 11: Kamu İstihdam Hizmetleri de Dahil Olmak Üzere Aktif Harcamaların Dağılımı, 1985-2004 Dönemi AB Ortalaması, (GSYH İçerisindeki Payı, %) Kamu istihdam hizmetleri Eğitim İş rotasyonu, iş paylaşımı ve istihdam teşvikleri Engelli destekleri Doğrudan iş Yeni iş açma teşvikleri Tablo 13: Kamu İstihdam Hizmetleri Hariç Olmak Üzere Aktif İstihdam Harcamaları (GSYH içerisindeki payı, %) Kaynak: Employment in Europe 2006 *: 2003; **: Verisi mevcut olan ülkeler için ağırlıklandırılmamış aritmetik ortalama - 39 -

Tablo 14: Çalışmak İsteyen Kişi Başına* Satınalma Gücü Paritesi Cinsinden Aktif İstihdam Tedbirleri Harcaması Kaynak: Employment in Europe, 2006 Tablo 15: Çalışmak İsteyen Kişi Başına* Satınalma Gücü Paritesi Cinsinden Pasif İstihdam Tedbirleri Harcaması Kaynak: Employment in Europe, 2006-40 -

7. Eğitim, Öğretim ve Yaşam Boyu Öğrenme A. Eğitim 2005 yılı itibariyle AB nin çalışma çağındaki nüfusunun yalnızca % 33 ü düşük eğitim seviyesinde, % 47 si orta öğretim düzeyinde, % 20 si de yüksek öğretim düzeyinde eğitim almış bulunmaktadır. 2000 yılından bu yana çalışma çağındaki nüfus içerisinde yüksek öğretim görenlerin payı artmış, düşük eğitim düzeyindeki bireylerin sayısı ise azalmıştır. Bu noktada cinsiyetler arasında gözle görülür bir fark bulunmamaktadır. Avrupa da 15 yaş altı öğrencilerin yaklaşık % 20 si ciddi okuma güçlüğü çekmekte, bu da AB 2010 Eğitim Öğretim Hedefleri kapsamında konulan % 15 lik hedefin hala üzerinde kalmaktadır. Ayrıca AB de okul çağındaki gençlerin yaklaşık % 16 sı eğitimini tamamlamadan okuldan ayrılmakta, bu da AB 2010 hedefi olan % 10 un oldukça üzerinde bulunmaktadır. Bu rakam ülkeler arasında önemli farklılıklar göstermekte ve özellikle Akdeniz ülkelerinde yüksek seyretmektedir. Buna karşılık İskandinav ülkeleri ve bazı Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinde eğitimini tamamlamadan okuldan ayrılanların oranı çok düşük düzeylerdedir. Şekil 12: 2000, 2004 ve 2005 Yıllarında Çalışma Çağındaki Nüfusun (15-64 Yaş) Cinsiyet ve Eğitim Durumlarına Göre Dağılımı (%) 2000 2004 2005 Kaynak: Employment in Europe 2006-41 -

Şekil 13: AB-16 da 15 Yaş Grubundaki Öğrenciler İçerisinde Okuma Becerisi Düşük Öğrencilerin Oranı (PISA Okuma Becerileri Skalasında Okuma Becerileri 1. Düzey ve Altında Olan Öğrencilerin Oranı, %) 2010 Hedefi Kaynak: Avrupa Komisyonu Çalışma Belgesi SEC (2006) 639 Lizbon Eğitim Öğretim Hedeflerinde Kaydedilen İlerleme, 2006 Şekil 14: 18-24 Yaş Arası Nüfus İçerisinde En Fazla İlköğretim Mezunu Olup Eğitim Hayatına Devam Etmeyenlerin Oranı (%) Kaynak: Eurostat (İşgücü Anketi 2005) - 42 -

B. Yaşam Boyu Öğrenme 2005 yılı itibariyle AB-27 de eğitim öğretime katılan yetişkin nüfusun oranı 2000 yılında % 7,1 iken 2005 yılında % 9,7 ye ulaşmıştır. Bu artışın bir kısmı metodolojik değişikliğe bağlı olmakla birlikte, % 12 lik hedefin başarılması için bazı ilerlemeler kaydedilmiş durumdadır. Yaşam boyu öğrenmeye katılım genç yaş grupları içerisinde yüksek seyretmekte ve üst yaş gruplarına gidildikçe oran azalmaktadır. Yaşam boyu öğrenmeye katılım ülkelere göre ciddi farklılıklar göstermekte ve İskandinav Ülkeleri ile Birleşik Krallıkta en yüksek oranlar görülmektedir. Ayrıca yetişkinlerin yaygın eğitime katılımları, genel olarak örgün eğitime katılımlarından üç kat daha fazla olarak gerçekleşmiştir. Avrupa Çalışma Koşulları Anketine göre 2005 yılında AB-25 te işgücünün % 27 si işveren tarafından finanse edilen veya sağlanan; kendi hesabına çalışma durumunda ise bireysel olarak finanse edilen bir eğitim almıştır. AB 27 için veri olmamakla birlikte AB 15 için mevcut veriler bu oranın % 30 civarında seyrettiği 2000 yılına göre bir düşüş göstermektedir. İşçilerin veya kendi hesabına çalışanların eğitim aldığı ortalama gün sayısı da 2000 yılında 14,3 iken 2005 te 11,2 ye düşmüştür. İşçilerin % 6 sı kendi finanse ettikleri bir eğitime katılmışlardır. % 27 si işbaşı eğitimi almış, % 17 si ise diğer tür işyeri eğitimleri görmüşlerdir. Dublin Vakfı nca gerçekleştirilen 4. Çalışma Koşulları Anketine göre, belirsiz süreli iş akdiyle çalışanların % 32 sine, belirli süreli iş akdiyle çalışan işçilerin % 29 una, dönemsel çalışanların % 18 ine, ilköğretim düzeyinde eğitim görmüş işçilerin % 10 una ve yükseköğretim görmüş işçilerin % 40 ına işverence desteklenen eğitimler verilmiştir. - 43 -

Tablo 16: 25-64 Yaş Arası Nüfus İçerisinde Eğitim-öğretime Katılanların Oranı (%) Kaynak: Eurostat Tablo 17: AB-25 te Yaş Grupları İtibariyle Yaşam Boyu Öğrenmeye Katılım (%), 2005 Kaynak: Eurostat verilerine dayalı olarak CEDEFOP tarafından yapılan hesaplamalardır. 5 Aralık 2006 da Helsinki de yapılan CEDEFOP sunumundan alınmıştır. Şekil 15 (a): İşgücünün Yaşam Boyu Öğrenmeye Katılımı, 2005 (%) Kaynak: Eurostat - 44 -

Şekil 15 (b): 25-64 Yaş Nüfusu İçerisinde Örgün ve Yaygın Öğretime Katılım Oranı, 2003 Kaynak: Eurostat İşgücü Anketi, Yaşam Boyu Öğrenme Modülü 2003, Hedef Nüfus: 25-64 Yaş, Refersans Dönemi: 12 Ay. Tablo 18: Eğitim Düzeyleri (-) Veri yoktur Kaynak: Dublin Vakfı - 45 -

8. Sosyal Uyum AB 25 ülkelerinde yoksulluk riski altındaki nüfus 2000-2005 yılları arasında % 16 lık bir oranla aynı kalmıştır. Bu oran 72 milyon kişilik bir kitleyi temsil etmektedir. Oran ülkeler arasında önemli farklılıklar göstermekte, İsveç te % 9 dan Litvanya ve Portekiz de % 21 e çıkmaktadır. Yoksulluk riskinin azaltılmasında sosyal transferler önemli rol oynamaktadır; sosyal transferler çıkarıldığında AB nüfusu içerisinde yoksulluk riski altında olan kişilerin oranı 2005 yılı itibariyle % 26 ya çıkmaktadır. Bu oran 2000 yılında % 23 düzeyinde bulunmaktaydı. AB-25 te çocuk yoksulluğu riski 2000 2005 yılları arasında % 20 düzeyinde istikrarlı bir seyir göstermiş, ancak yetişkinler için mevcut riskten daha yüksek olmuştur. Ülkeler arasında önemli farklılıklar görülmekte, İsveç te % 7 iken Polonya da % 27 ye kadar çıkabilmektedir. Gelir dağılımı eşitsizliği (Gini katsayısı cinsinden) 2005 yılı itibariyle 31 olarak tahmin edilmekte olup 2000 yılındaki 29 rakamına göre bir artış görülmekte, rakam Slovenya da 22 den Birleşik Krallık ve Yunanistan da 35 e kadar farklılık göstermektedir. AB-25 ülkelerinde sosyal harcamaların GSYH ya oranı 2000 yılında % 26.6 dan % 27.3 e çıkmış olup ülkeler arasında önemli farklılıklar görülmekte, Letonya da % 13.4 ilen İsveç te % 33.5 e çıkmaktadır. 2000 yılı itibariyle AB-15 te işçilerin % 15 i düşük ücretli olarak tanımlanmakta ve düşük ücret, ortalama ücretin üçte ikisi olarak belirlenmektedir. Bu oran da % 8,6 dan (Danimarka) % 19.4 e (Birleşik Krallık) kadar farklılık göstermektedir (Kaynak: Emloyment In Europe 2006, sayfa 168). Vergi ve sosyal yardım sistemleri ülkeler arasında büyük farklılıklar göstermekte ve bu sistemlerin yapıları işgücü piyasasına etki etmektedir. Bu etki, sosyal yardımın koşulları, düzeyi, süresi ve kamu istihdam hizmetlerinin etkinliği gibi değişik kanallar yoluyla çalışmaktadır. İşsizlik yardımı sistemlerinin hem olumlu, hem de olumsuz etkileri bulunmaktadır. Bu yardımlar bir yandan iş arama sürecinde gerekli mali güvenceyi sağlamakta, diğer yandan çalışmayı önleyen caydırıcı unsur işlevi de görebilmektedir. Ülkelere göre net etkiler özellikle aktif işgücü piyasası politikaları - 46 -

ile olan etkileşime dayalı olarak farklı şekilde görülmektedir. AB 25 ülkeleri için, işsizlik yardımı almakta iken iş bulan bir kişi, brüt gelir artışının % 75 ini artan vergi oranı ve sosyal sigorta primleri yoluyla kaybetmektedir. Benzer şekilde düşük ücretli işçiler için, brüt kazanç ortalama ücretin % 33 ünden % 67 sine çıktığı zaman gelir vergisi ve sosyal güvenlik primleri şeklinde alınan vergilerle kaybolan brüt kazancın oranı bekar bir işçi için % 50 ve evli, iki çocuklu ve eşi çalışmayan bir işçi için % 62 düzeyindedir. Vergi oranları ülkelere göre önemli değişiklikler göstermekte, % 49 dan (Belçika) % 20 nin (İrlanda, GKRY ve Malta) altına inen bir yelpazede değişmektedir. Tablo 19: AB-25 te Yoksulluk Konusunda Seçilmiş Göstergeler (%) Şekil 16: AB-25 Ülkelerinde Gelir Dağılımı Eşitsizliği, 2005 (Gini Katsayısı) Kaynak: Eurostat - 47 -

Tablo 20: Sosyal Koruma Harcamalarının GSYH ya Oranı* Kaynak: Eurostat * Toplam harcamalara sosyal yardımlar, idari harcamalar ve sosyal güvenlik sistemlerinden gerçekleştirilen diğer harcamalar dahildir. Sosyal yardımlar şu şekilde sınıflandırılmıştır: hastalık yardımları ve sağlık giderleri, engellilik, yaşlılık, dul ve yetim, aile/çocuk, işsizlik, konut ve başka bir başlık altında sınıflandırılmamış sosyal dışlanma yardımları. Vergi indirimleri (sosyal koruma kapsamında hanehalkına sağlanan vergi indirimleri) kapsam dışı tutulmuştur. Şekil 17: Ülkelere Göre Çocuk Yoksulluğu Yoksulluk Riski Oranı: Sosyal Transferlerden Sonraki Ortalama Gelirin % 60 ından Daha Az Gelir Elde Eden 16 Yaş Altı Çocukların Yüzdesi, 2005 Kaynak: Eurostat - 48 -

Tablo 21: Düşük Ücretlilerden Alınan Vergi-Prim Oranı (İşgücü Maliyeti Üzerindeki Vergi Yükü) Kaynak: Eurostat Açıklama: İşgücü maliyeti üzerindeki vergi yükü; brüt ücretten alınan gelir vergisi ile sosyal güvenlik primi işçi ve işveren katkıları toplamının brüt kazanç artı sosyal güvenlik işveren primi ve diğer bordro vergilerinin toplamı olarak hesaplanan toplam işgücü maliyetine oranı olarak tanımlanmıştır. Bu yapısal gösterge ortalama ücretin % 67 sini kazanan çocuksuz bekar kişiler için hesaplanmaktadır. - 49 -

Tablo 22: Düşük Ücretlilerden Alınan Vergi Oranı (İşsiz Bir Kişi İstihdama Geri Döndüğü Zaman Vergi Olarak Alınan Miktarın Brüt Kazanca Oranı) Kaynak: Eurostat Açıklama: Vergi oranının ve sosyal güvenlik primlerinin artması ve işsizlik yardımı ile diğer yardımların kesilmesiyle oluşan etki. Bu yapısal gösterge, işe başladığı zaman ortalama ücretin % 67 si oranında kazanç elde eden çocuksuz bekar kişiler için hesaplanmaktadır. - 50 -

Tablo 23: Gelir Artışında Vergiden Doğan Kayıp Oranı, 2005 (%) Kaynak: Eurostat Açıklama: Düşük ücret tuzağı; gelir vergisi ve sosyal güvenlik primleri ile kişinin ücretinin ortalama ücretin % 33 ünden % 67 sine çıkması durumunda kaybedilen sosyal yardımlar toplamının brüt kazanca oranını ifade eder. Bu yapısal gösterge çocuksuz bekar kişiler ve iki çocuklu eşi çalışmayan kişiler için hesaplanmaktadır. - 51 -

9. Hareketlilik A. AB içerisinde coğrafi hareketlilik AB de ülkeler arası hareketlilik düzeyi düşüktür. AB üyesi devlet vatandaşı olup başka bir AB üyesi devlette çalışan yabancı işçilerin toplam çalışan nüfusa oranı % 1,5 tir ( Oran, AB 15 vatandaşları için % 1,2, yeni üye devletlerin vatandaşları için % 0,3 tür). Bu oran üçüncü ülke vatandaşları için % 3,4 tür. Ülkeler arası hareketlilik düşük olmakla birlikte, yakın dönemde yapılan bir araştırmaya göre AB nin çalışma çağındaki nüfusunun % 20 si aynı ülke içindeki bölgeler arasında yer değiştirmiştir. Bu noktada da ülkeler arasında geniş farklılıklar görülmekte, Kuzey Ülkeleri başka bir bölgede veya ülkede yaşamış çalışma çağındaki nüfus oranı itibariyle % 40 la en yüksek oranı sergilemektedir. Tablo 24: İkamet Edilen Ülkede Çalışma Çağındaki Yabancı Ülke Vatandaşlarının Çalışma Çağındaki Toplam Nüfusa Oranı, 2005 Kaynak: Employment in Europe 2006 Not: Parantez içindeki verilerin güvenilirliği, örneklem azlığı nedeniyle düşüktür. Veri mevcut değilse veya aşırı derecede güvenilirlikten yoksun ise - işareti kullanılmıştır. - 52 -

Şekil 18: AB de Uzak Mesafe Hareketliliğinin Yapısı Kaynak: Eurobarometre - 53 -

B. AB içerisinde işgücü hareketliliği İş hareketliliği üye devletlere göre farklılık göstermektedir. En son değiştirilen iş analiz edildiğinde, halihazırda çalışan işçiler kapsamında ankete katılanların % 8 i son yıl içerisinde iş değiştirmiş, % 33 ü geçen beş yıl içerisinde, % 50 si de geçen on yıl içerisinde en az bir defa iş değiştirmiştir. AB 25 ülkelerinde işçi başına çalışılan ortalama iş sayısı 3,9 dur. Bu rakam İskandinav ülkelerinde 5 ila 6 iken Avusturya, Slovakya, Malta ve Slovenya da ortalama 2,9 dur. Şekil 19: Ülkelere Göre Meslek Hareketliliği (%) Son bir yıl içinde hareketli olanlar Son beş yıl içinde hareketli olanlar Son on yıl içinde hareketli olanlar Kaynak: Dublin Vakfı, Avrupa da Hareketlilik Şekil 20: Ülkelere Göre İşçi Başına Değiştirilen Ortalama İş Sayısı Kaynak: Eurobarometre (2006) - 54 -

10. İş Kalitesinin Diğer Unsurları 2000 ve 2004 yılları arasında ölümlü olmayan ve ölümlü iş kazaları sürekli düşüş göstermiş, ölümlü olmayan kazalar 100.000 işçi başına 4000 den 3200 e, ölümlü iş kazaları ise 4,6 dan 3,8 e düşmüş olup uzun dönemli bir eğilim görülür hale gelmiştir. Bununla birlikte bu ortalama değerlerin ardında sektörler ve ülkeler arasında önemli farklılıklar yatmaktadır. İş kazalarının AB ekonomisine toplam maliyeti 55 milyar avro olarak tahmin edilmekte, bu da AB GSYH sının % 0.64 üne denk gelmektedir. 0 3 yaş ile 3 yaş ve temel eğitim yaşı arasındaki çocuklar için gündüz bakım kolaylıklarına erişimde AB çapında önemli farklılıklar görülmektedir. Birçok ülke çocuklar için gündüz bakım imkanları konusunda belirlenen % 33 ve % 90 lık Barselona hedeflerine ulaşmak üzere ciddi çaba harcaması gerekmektedir. Kadın ve erkeklerin ortalama ücret seviyeleri karşılaştırıldığında, AB 25 çapındaki farkın hafifçe azaldığı görülmektedir. Ancak 2004 yılı itibariyle % 15 düzeyinde olan bu fark işgücü piyasalarında katmanlaşmaya yol açması açısından kaygı sebebi olmaya devam etmektedir. Bu ortalama rakamın arkasında ülkeler arasında önemli farklılıklar yatmakta, oran Malta ve Portekiz de % 5 in altında iken Almanya, Estonya, Slovakya ve GKRY de % 20 nin üzerine çıkmaktadır. İlk görevlendirmeden 6 yıl sonra belirsiz süreli iş sözleşmesiyle iş bulan dönemsel çalışanların oranı % 55 tir. Bunların % 16 sı hala dönemsel olarak çalışmakta, ortalama % 20 si hiç çalışmamakta, % 6,4 ü ise kendi hesabına çalışmaktadır. Belirsiz süreli işçiler ise altı yıllık bir süreden sonra % 76,7 oranında belirsiz süreli iş sözleşmesiyle çalışmaya devam etmekte, % 4 ü dönemsel çalışmaya geçmiş olmakta, % 3,1 i kendi hesabına çalışmakta, % 15,8 i ise artık çalışmamaktadır. Düşük ücretli işlerden kurtulma ihtimali zaman içerisinde artmakta, ancak ihtimalin artış oranı zaman içerisinde azalmaktadır. Yedi yıllık bir süreden sonra düşük ücretli işçilerin % 39,2 si orta düzeyde ücretli bir işe geçmekte, % 4,8 i ise yüksek ücretli bir iş bulmaktadır. Ancak % 26,2 si hala düşük ücretli işlerde çalışıyor olmakta ve % 29,8 i ise hiç ücret geliri elde etmemektedir. Düşük - 55 -