Detection of Akirin 2 Gene Polymorphism with PCR-RFLP Method in Some Cattle Breeds Reared in Turkey

Benzer belgeler
TÜRKİYE DE BULUNAN BAZI YERLİ SIĞIR IRKLARININ GENETİK YAPILARININ KARAKTERİZASYONU

I. Projenin Türkçe ve İngilizce Adı ve Özetleri İvesi Koyunlarında mikrosatellite lokuslarında polimorfizmin tespiti Güneydoğu Anadolu Tarımsal Araştı

Niyazi DEMİRCİ 1, Bilal AKYÜZ 2!

Türk Tarım - Gıda Bilim ve Teknoloji Dergisi

Türkiye de Yetiştirilen Anadolu Mandalarında Butirofilin (BTN1A1) Gen Polimorfizminin HaeIII Restriksiyon Enzimi ile Araştırılması

ZOOTEKNİ BÖLÜMÜ. Araş. Gör. Ertuğrul KUL

Anahtar Kelimeler: Kalıtsal hastalık, miyofosforilaz, RFLP, Şarole

Türkiye de Yetiştirilen Holştayn ve Bazı Yerli Sığır Irklarında Citrullinemia Allelinin Belirlenmesi

POLİMERAZ ZİNCİR REAKSİYONU (PZR-PCR) VE RESTRİKSİYON PARÇA UZUNLUĞU POLİMORFİZMİ (RFLP)

Türkiye de hayvancılık sektörünün önündeki sorunları iki ana başlık altında toplamak mümkündür. Bunlar;

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ VETERİNER FAKÜLTESİ DERGİSİ Journal of Faculty of Veterinary Medicine, Erciyes University

İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflamasına Göre Düzey 2 (TRA1 ve TRA2) Bölgelerinde Büyükbaş Hayvan Varlığı ve Süt Üretiminin Karşılaştırılması

SNP TEK NÜKLEOTİD POLİMORFİZMLERİ (SINGLE NUCLEOTIDE POLYMORPHISMS)

Bornova Tipi Keçilerde Kan Proteinleri Polimorfizmi ile Bazı Süt Verim Özellikleri Arasındaki İlişkiler *


AİLESEL AKDENİZ ATEŞİ (AAA-FMF)

Türk Tarım - Gıda Bilim ve Teknoloji Dergisi

Comparison of Adaptation Levels of Cultural Cattle in Kahramanmaras Province in Terms of Insurance Claims Compensation

ARAŞTIRMA MAKALESİ. Türkiye de bulunan bazı sığır ırklarının DGAT1 ve PRNP gen polimorfizminin araştırılması. DOI: /EurasianJVetSci.2016.

ARAŞTIRMA. Anahtar Kelimeler: Saanen, Kıl keçisi, Melezleme, Büyüme, Yaşama Gücü

Parkinson Hastalığı ile α-sinüklein Geni Polimorfizmlerinin İlişkisinin Araştırılması

Farklı Kondisyon Puanlarına Sahip Simmental Irkı Sığırlardan Elde Edilen Sütlerin AB Standartlarına Uygunluğunun Belirlenmesi

MEME KANSERİ HASTALARINDA JAM-A VE LFA-1 GEN VARYASYONLARININ ETKİSİNİN İNCELENMESİ

Agaroz jel elektroforezi

TÜBİTAK BİDEB LİSE ÖĞRETMENLERİ FİZİK, KİMYA, BİYOLOJİ, MATEMATİK- PROJE DANIŞMANLIĞI EĞİTİMİ ÇALIŞTAYI LİSE3 (Çalıştay 2013) BİYOLOJİ GRUP TUHAF

Yasemin ÖNER * Murat PULLU * Oya AKIN ** Cengiz ELMACI *

Süt Tipi Oğlakların Doğum, 30. Gün ve 60. Gün Canlı Ağırlıkları Üzerine Sistematik Çevre Etmenlerinin Etkileri

A8. Kul, E., Erdem, H., Relationships Between Somatic Cell Count and Udder Traits in Jersey Cows. J. Appl. Anim. Res. 34 (2008):

Türkiye Süt Sığırcılığında Islah ve Destekleme Politikalarının Bölgesel Etkileri Üzerine Bir Araştırma

DOĞU ANADOLU KIRMIZISI SIĞIRLARINDA TRANSFERRİN VE HEMOGLOBİN POLÎMRFİZMÎ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

Mandalarda Alyuvar Potasyum Polimorfizmi Üzerine Bir Araştırma

İvesi Koyunlarında Mitokondriyal 16S rrna Gen Bölgesi Polimorfizmlerinin PCR-RFLP Yöntemiyle İncelenmesi

RESEARCH ARTICLE. Türkiye de bulunan bazı sığır ırklarının DGAT1 ve PRNP gen polimorfizminin araştırılması

Simental sığır ırkının anavatanı İsviçre dir. Simental hem süt ve hemde etçi olmalarından dolayı kombine bir sığır ırkıdır. Dünyada bir çok ülkede

GENETİK POLİMORFİZMLER. Prof. Dr. Filiz ÖZBAŞ GERÇEKER

KRONİK VİRAL HEPATİT C Lİ HASTALARDA IL28B NİN İNTERFERON TEDAVİSİNE YANITLA İLİŞKİSİ. Dr. Gülay ÇEKİÇ MOR

Elazığ İli Karakoçan İlçesinden Elde Edilen Sütlerde Yağ ve Protein Oranlarının AB ve Türk Standartlarına Uygunluklarının Belirlenmesi

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ

Prof.Dr. Recep AYDIN

Türk Tarım - Gıda Bilim ve Teknoloji Dergisi

Türkiye de Yetiştirilen Esmer ve Siyah Alaca Sığırlarda Süt Verimi, İlk Buzağılama Yaşı ve Servis Periyodu *

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ VETERİNER FAKÜLTESİ DERGİSİ Journal of Faculty of Veterinary Medicine, Erciyes University

Genler ve Çevre fenotipik varyansa ne kadar katkıda bulunuyor?

Pulmoner ve ekstrapulmoner tüberküloz hastalarında CCL1 rs T/A gen polimorfizminin araştırılması

Doç.Dr. HAYRİYE DEĞER ORAL TOPLU

Siyah Alaca Sığırlarda Kuruda Kalma Süresi, Servis Periyodu ve İlkine Buzağılama Yaşı ile Bazı Süt Verim Özellikleri Arasındaki İlişkiler

Ezgi KARA*, Murat ÇİMEN**, Servet KAYA*, Ümit GARİP*, Mehmet ŞAHİNSOY*

MOLEKÜLER TANISI DÜZEN GENETİK HASTALIKLAR TANI MERKEZİ. SERPİL ERASLAN, PhD

T.C SELÇUK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ. Selçuk KAPLAN YÜKSEK LİSANS TEZİ ZOOTEKNİ ANABİLİM DALI

6. Seçilmiş 24 erkek tipte ağacın büyüme biçimi, ağacın büyüme gücü (cm), çiçeklenmenin çakışma süresi, bir salkımdaki çiçek tozu üretim miktarı,

Ankara Keçisi Oğlaklarının Büyüme Özelliklerine Bazı Çevre Faktörleri ile Amilaz ve Transferrin Tiplerinin Etkisi

Hayvan Islahı ve Yetiştirme 2. ders

DNA Dizileme (Sekanslama)

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ VETERİNER FAKÜLTESİ DERGİSİ Journal of Faculty of Veterinary Medicine, Erciyes University

Türkiye de Simental Genotipinin Yaygınlaştırılması. Araş. Gör. Ayşe Övgü ŞEN Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi

T.H. Morgan ve A.H. Sturtevant 1911

Türkiye ve Dünya da Manda Yetiştiriciliği 1

REKOMBİNANT DNA TEKNOLOJİSİ. Araş. Gör. Dr. Öğünç MERAL

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

The Study of Relationship Between the Variables Influencing The Success of the Students of Music Educational Department

ORMAN AĞACI ISLAHI. Yrd. Doç. Dr. DENİZ GÜNEY ( GÜZ DÖNEMİ)

Mikrosatellitler ve Kullanım Alanları

SİYAH ALACA SIĞIRLARDA 305 GÜNLÜK SÜT VERİMİ ÜZERİNE ETKİLİ FAKTÖRLERİN PATH ANALİZİ İLE İNCELENMESİ

SİYAH ALACA SIĞIRLARDA LAKTASYONUN İLK 10 GÜNÜNDE SÜTÜN BİLEŞİMİNDE MEYDANA GELEN DEĞİŞİM

TÜBERKÜLOZ DIŞI MİKOBAKTERİLERİN TANIMLANMASINDA PCR-RFLP VE DNA SEKANS ANALİZİ SONUÇLARININ KARŞILAŞTIRILMASI

Yrd. Doç. Dr. Yüksel AKSOY

Ankara keçilerinde süt verimi ve oğlaklarda büyümeye etkisi

ARAŞTIRMA. 2008: 22 (5): Nihat YILDIZ 1 Selami AYGEN 2 Mahiye ÖZÇELİK 3

KRONİK BÖBREK HASTALIĞI (YETMEZLİĞİ) OLAN TÜRK HASTALARINDA TÜMÖR NEKROZ FAKTÖR ALFA ve İNTERLÖKİN-6 PROMOTER POLİMORFİZMLERİNİN ETKİSİ

Dr. Nilay HAKAN Muğla Sıtkı Koçman Üniv. Tıp Fak. Neonatoloji Bilim Dalı Perinatal Medicine Nisan 2017, İZMİR

Prof.Dr. MEHMET KENAN TÜRKYILMAZ

Türk Tarım - Gıda Bilim ve Teknoloji Dergisi

ESMER SIĞIRLARDA ÇEŞİTLİ FORM ÖZELLİKLERİNİN KALITIMI VE İLK LAKTASYON SÜT VERİMİ İLE İLGİSİ

Tekirdağ&Ziraat&Fakültesi&Dergisi&

ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ

Populasyon Genetiği. Populasyonlardaki alel ve gen frekanslarının değişmesine neden olan süreçleri araştıran evrimsel bilim dalı.

Siyah Alaca Sığırlarda Kısmi Süt Verimlerinden Yararlanılarak 305 Günlük Süt Veriminin Tahmini

Prof.Dr. Recep AYDIN

Bazı Ceviz (Juglans regia L.) Çeşitlerinin Çimlenme ve Çöğür (Anaçlık) Gelişme Performanslarının Belirlenmesi

Iğdır İlinin Hayvansal Atık Kaynaklı Biyogaz Potansiyeli. Biogas Potential from Animal Waste of Iğdır Province

Hakan ÇETİN Atakan KOÇ

Siyah Alaca neklerde Süt Protein Polimorfizminin Geneti i ve Süt Verim Özellikleriyle liflkisi

Gen Arama Yordamı ve Nörolojik Hastalıklarla İlgili Gen Keşfi Çalışmalarına Türkiye den Örnekler

Türk Tarım - Gıda Bilim ve Teknoloji Dergisi

Islah Stratejileri ve Türkiye Ulusal Sığır Islah Programı

Böbrek nakli hastalarında akut rejeksiyon gelişiminde CTLA-4 tek gen polimorfizmlerinin ve soluble CTLA-4 düzeylerinin rolü varmıdır?

GIDA MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ DOKTORA DERS KATALOĞU

Öğr. Gör. Tuğba GÜLEÇ

MOLEKÜLER BİYOLOJİ LABORATUVARI

DNA TEKNOLOJİSİNİN GELİŞİMİ

Tunceli ili Pertek ilçesinde Yetiştirilen Koyun ve Keçi Sütlerinin Kaliteli Peynir Yapım Standartlarına Uygunluğu

Türk Tarım - Gıda Bilim ve Teknoloji Dergisi

Tekirdağ Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliğine Üye İşletmelerin Gelişim Süreci ve Bugünkü Durumu

Irkların Sınıflandırılması

Hücre içinde bilginin akışı

Ankara Tavukçuluk Araştırma Enstitüsünde Geliştirilen Beyaz Yumurtacı Ebeveyn ve Hibritlerin Çeşitli Verim Özellikleri

REKOMBİNANT E.coli KÜLTÜRLERİ İLE ENZİM ÜRETİMİNİN KİNETİK ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ. Dilek KAZAN, Amable HOKTAÇSU ve Agnes ÇAMURDAN

M. Kerem ÇALGIN 1, Fikret ŞAHİN 1, Melike ATASEVER 2, Deniz KÖKSAL 2, Djursun KARASARTOVA 1, Mehmet KIYAN 1. AÜTF Tıbbi Mikrobiyoloji ABD 2

Rekombinant DNA Teknolojisi-II

SİYAH ALACA SIĞIRLARDA FARKLI LAKTASYON EĞRİSİ MODELLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

Transkript:

Van Vet J, 2016, 27 (3) 123-127 Van Veterinary Journal http://vfdergi.yyu.edu.tr ISSN: 2149-3359 Original Article e-issn: 2149-8644 Detection of Akirin 2 Gene Polymorphism with PCR-RFLP Method in Some Cattle Breeds Reared in Turkey Güray COŞKUN 1 Bilal AKYÜZ 2 1 Ministry of Environment and Urbanization, Kayseri Provincial Directorate of Environment and Urbanism, Kayseri, Turkey 2 Erciyes University, Faculty of Veterinary Medicine, Department of Genetics, Kayseri, Turkey Received: 26.02.2016 Accepted: 02.05.2016 SUMMARY The purpose of this study was to determine a single nucleotide polymorphism (SNP) c.*188g>a at Akirin 2 gene in the Simmental (n=75), Brown Swiss (n=75), Holstein (n=100), East Anatolian Red (EAR) (n=40) and Turkish Grey (n=40) cattle breeds in Turkey. In order to determine the c.*188g>a polymorphism, polymerase chain reaction and restriction fragment length polymorphism (PCR-RFLP) method was performed in this study. Target region of Akirin 2 gene was amplified using PCR method and the PCR products were digested using by FoKI endonuclease enzyme. In this study, two types of alleles (A and G) for c.*188g>a polymorphism of Akirin 2 gene were observed. The G allele frequency was found the highest in EAR cattle breed (0.93) and the A allele frequency was found the highest in Simmental cattle breed (0.27). Furthermore, the AA and AG genotype frequencies were found to be highest in Simmental breed (0.07 and 0.39 respectively), while the highest frequency of GG genotype was found in EAR (0.85) breed. According to the results of the chi-square test, it was showed that the investigated five breeds were in Hardy-Weinberg equilibrium for the c.*188g>a polymorphism. The present study is the first attempt that investigates c.*188g>a polymorphism at Akirin 2 gene in these cattle breeds (Simmental, Brown Swiss, Holstein, EAR and Turkish Grey) raised in Turkey. In conclusion, it is considered that the c.*188g>a polymorphism in Akirin 2 gene can be used in order to improve meat quality traits such as marbling score of Turkish native and European origin cattle breeds reared in Turkey. Key Words: Akirin 2, Genetic Marker, RFLP, Cattle ÖZET Türkiye de Yetiştirilen Bazı Sığır Irklarında Akirin 2 Gen Polimorfizminin PCR- RFLP Yöntemi ile Belirlenmesi* Bu çalışmada Türkiye de yetiştirilen Simental (n=75), İsviçre Esmeri (n=75), Holstein (n=100), Doğu Anadolu Kırmızısı (DAK) (n=40) ve Boz Irk (n=40) sığırlarında Akirin 2 geninde bulunan c.*188g>a tek nokta polimorfizminin (SNP) belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu çalışmada, c.*188g>a polimorfizmi yönünden genotipleme için polimeraz zincir reaksiyonunu takiben yapılan restriksiyon parçacık büyüklük polimorfizimi (PCR-RFLP) yöntemi kullanılmıştır. Akirin 2 genindeki hedef bölge, PCR ile çoğaltıldıktan sonra elde edilen PCR ürünleri FoKI endonükleaz enzimi ile kesilmiştir. Çalışmada c.*188g>a tek nokta polimorfizmi için A ve G olarak adlandırılan iki allel belirlenmiştir. En yüksek A allel frekansı Simental ırkında (0.27), en yüksek G allel frekansının ise DAK ırkında (0.93) olduğu görülmüştür. Ayrıca, en yüksek AA ve AG frekansı Simental ırkında (0.07 ve 0.39), en yüksek GG genotip frekansı ise DAK ırkında (0.85) belirlenmiştir. Yapılan Ki-kare analiz sonuçlarına göre incelenen beş ırkında c.*188g>a polimorfizmi yönünden Harrdy-Weinberd dengesinde (HWE) oldukları gözlenmiştir. Bu çalışma Türkiye de yetiştirilen Simental, İsviçre Esmeri, Holstein, DAK ve Boz Irk sığırlarında Akirin 2 geninden bulunan c.*188g>a polimorfizmi yönünden genotiplendirilmelerinin yapıldığı ilk çalışmadır. Sonuç olarak, Türkiye de yetiştirilen yerli ve Avrupa orijinli sığır ırklarında mermerleşme skoru gibi et kalite özelliklerinin iyileştirilmesinde Akirin 2 genindeki c.*188g>a polimorfizminin kullanılabileceği düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: Akirin 2, Genetik Belirteç, RFLP, Sığır GİRİŞ Nüfus artışına bağlı olarak gıda talebindeki artış, düşük verimli yerli ırkların üretim dışı bırakılmasına neden olmuştur. Bu durum ise popülasyon büyüklüğünde azalma ve kan yakınlığı artışına neden olarak yerli ırkları yok olma Corresponding author: Bilal AKYÜZ Erciyes Üniv., Veteriner Fak., Genetik AD, Kayseri, Turkey. e-mail: bakyuz@erciyes.edu.tr *Bu çalışma ilk yazarın aynı isimli Yüksek Lisans Tezinden özetlenmiştir 123

[Güray COŞKUN and Bilal AKYÜZ] Van Vet J, 2016, 27 (3) 123-127 tehlikesi ile karşı karşıya bırakmıştır (Čítek ve ark., 2006). Ancak Dünya Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), sahip oldukları yüksek adaptasyon kabiliyeti ve hastalıklara direnç özellikleri nedeniyle, gelecekte daha da artacak olan gıda ihtiyaçlarının karşılanmasında gen kaynağı olarak yerli ırklara ihtiyaç duyulacağını bildirmiştir (Dybus ve ark., 2005). Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2000 yılında Türkiye deki yerli sığır varlığı 4.2 milyon baş iken, 2015 yılında yaklaşık %50 azalarak 1.8 milyon başa düştüğü, aynı dönemde kültür ırkı sığırların sayısının ise 1.8 milyondan, 6.3 milyon başa yükseldiği, yerli melezlerinin sayısının da 4.7 milyon baştan 5.7 milyon başa yükseldiği görülmektedir (Anonim, 2015). Bu da göstermektedir ki ülkemiz yerli sığır ırkları sahip oldukları düşük verim özellikleri nedeniyle hızla yok olmaya doğru gitmektedir. Bu nedenle, yerli sığır ırklarının varlıklarını ve popülasyon büyüklüklerini devam ettirebilmeleri için verimlerinin ve ürün kalitelerinin artırılması gerekmektedir. Ancak çiftlik hayvanları yetiştiriciliğinde ekonomik değeri olan verimlerle ilgili karakterlerin hemen hepsi küçük etkili çok sayıda additif gen tarafından kontrol edilen ve çevresel faktörlerden etkilenen kantitatif karakterlerdir. Hayvan ıslahında, kantitatif karakterler yönünden yüksek genetik kapasiteye sahip bireylerin damızlık olarak seçilmesi önemli bir sorundur (Dybus ve ark., 2005). Bu amaçla yapılan klasik seleksiyon yöntemleri uzun zaman, yoğun emek ve yüksek maliyet gerektirmelerine karşılık yavaş bir genetik ilerleme sağlar. Ancak, moleküler genetik alanında son 20-30 yılda elde edilen gelişmeler, üzerinde durulan verim özelliği ile yüksek bir korelasyon gösteren, bunun yanında genç yaşlarda ve cinsiyete bağlı kalmadan yüksek verimli damızlıkların belirlenmesine imkan veren genetik markörlerden yararlanmayı mümkün hale getirmiştir (Kabasakal ve ark., 2015). Son yıllarda, hayvan yetiştiriciliğinde önemli verim özellikleri yönünden eldeki popülasyonun iyileştirilmesinde moleküler belirteçler ve bu belirteçlerdeki polimorfizmler ile farklı verim özellikleri arasındaki ilişkilerin araştırıldığı çalışmalar önem kazanmıştır (Čítek ve ark., 2006). Özellikle sığır, koyun ve domuz gibi çiftlik hayvanları yetiştiriciliğinde et kalitesi, ekonomik değeri olan önemli bir verim özelliğidir. Kas lifi tipleri ve mermerleşme skoru, et kalitesini etkileyen önemli faktörlerdendir (Sasaki ve ark., 2009). Longissimus dorsi kasında, intramusküler yağ dağılımı ve yağ miktarı olarak tanımlanan mermerleşme lezzet ve tenderness olarak da adlandırılan çiğneme kolaylığını artırarak daha kaliteli et elde edilmesini sağlar (Sasaki ve ark., 2009; Kim ve ark., 2013; Sukegawa ve ark., 2014). En iyi kalitede et, yüksek oranda yavaş kasılan kas lifi içeren ve yüksek mermerleşme skoruna sahip kaslardan elde edilir (Ryu ve Kim, 2005). Omurgalılarda yapılan çalışmalarda Akirin gen ailesinin kas hücrelerinde büyüme ve katabolizma arasındaki dengenin sağlanmasında görev aldığı bildirilmiştir (Macqueen ve ark., 2010). Ayrıca Akirin geninin kas hücrelerinde bulunan miyotubüllerin büyümesini ve farklılaşmasını teşvik ettiği de belirlenmiştir (Marshall ve ark., 2008). Korunmuş bir gen tarafından kodlanana akirin, 180-204 amino asit içeren ve yaklaşık 20-25 kda ağırlığında bir proteindir. Bu proteini kodlayan Akirin geni 1 ve 2 olarak adlandırılan iki homologa sahiptir. Memeliler ve amfibianlarda Akirin geninin her iki homologu da bulunurken, kuşlarda ve sürüngenlerde sadece Akirin 2 bulunmaktadır (Macqueen ve Johnston, 2009). Sığırlarda Akirin 2 geninin aktivitesinin araştırıldığı çalışmalarda, longissimus dorsi kasında belirli zamanlarda aktivite gösterdiğini ve bu sayede sığırlarda et kalitesinde rol oynadığı bildirilmiştir (Sasaki ve ark., 2009; Kim ve ark., 2013; Sukegawa ve ark., 2014). Çiftlik hayvanlarında yapılan çalışmalar sonunda Akirin 2 geninin direk mermerleşmeden sorumlu gen olmamasına rağmen mermerleşmeden sorumlu genler için pozisyonel foksiyonel bir aday gen olabileceği ileri sürülmüştür (Sasaki ve ark., 2009; Ma ve ark., 2015). Sığır karyotipinin otozomal 9. kromozomunda (BTA9) bulunan Akirin 2 geninin 3 -untranslated bölgesinde (UTR) bulunan bir c.*188g>a tek nükleotid polimorfizmi ile mermerleşme skoru arasında ilişkili olduğu bildirilmiştir (Goto ve ark., 2008; Sasaki ve ark., 2009; Kim ve ark., 2013; Sukegawa ve ark., 2014). Bazı çalışma sonuçlar bu SNP nin, sığırlarda mermerleşme skoru için fonksiyonel bir aday gen olarak kabul edilebileceğini ve yapılacak belirteç destekli seleksiyon çalışmalarında kullanılabileceğini göstermiştir (Goto ve ark., 2008; Sasaki ve ark., 2009; Watanabe ve ark., 2011; Kim ve ark., 2013; Ma ve ark., 2015; Sukegawa ve ark., 2014). Yapılan literatür taramalarında, gerek Türkiye yerli sığır ırklarında gerekse Türkiye de yetiştirilen kültür ırkı sığırlarda c.*188g>a tek nükleotid polimorfizmi yönünden allelik yapılarının belirlenmesine yönelik bir çalışmaya rastlanılmamıştır. Bu çalışmada Türkiye yerli sığır ırklarından DAK ve Boz Irk ile Türkiye de yetiştirilen kültür ırklarından Holstein, Simental ve İsviçre Esmerlerinde Akirin 2 geninin 3 -UTR bölgesinde bulunan c.*188g>a SNP si yönünden allelik yapılarının belirlenmesi amaçlanmıştır. MATERYAL ve METOT Çalışmada canlı hayvan kullanılmamıştır. Bu amaçla, dişierkek ayrımı gözetmeksizin aralarında akrabalık bulunmayan 75 baş Simental, 75 baş İsviçre Esmeri, 100 baş Holstein ile Türkiye yerli sığır ırklarından 40 baş DAK ve 40 baş Boz Irk olmak üzere toplam 330 hayvandan daha önce alınmış kanlar kullanılmıştır. Çalışma Erciyes Üniversitesi Hayvan Deneyleri Yerel Etik Kurulunun 11.06.2014 tarih ve 14/103 sayılı izni ile yapıldı. Çalışmada incelenen hayvanlara ait DNA lar fenolkloroform-izoamil alkol yöntemi ile izole edilmiştir (Sambrook ve ark., 1989). İncelenen sığır örneklerinin Akirin 2 geninde bulunan c.*188g>a SNP si yönünden genotiplendirilmesi için yapılan PCR işleminde forward: 5'- TCT TAG GCA GCA ACC GGA TT -3'; reverse: 5'- GAA GGG CAT GTT CTT AGA ATA CCA G -3' (GenBank accession numarası: NC_007329) olan bir primer seti kullanılmıştır (Kim ve ark., 2013). PCR karışımı; 1.5 l DNA (100 ng/ l), 0.1 l Taq polimeraz (5 U/ l), 50 M dntp, 0.2 M her bir primerden konulduktan sonra karışıma ddh2o eklenerek toplam reaksiyon hacmi 25 l olacak şekilde hazırlanmıştır. Hazırlanan karışımın bulunduğu tüpler, PCR cihazında 94 C de 4 dakika tutulduktan sonra bir döngüsü; 94 C de 30 saniye, 56 C de 30 saniye ve 72 C de 30 saniye olacak şekilde 35 döngü yapılmıştır. Son döngüyü takiben 72 C de 4 dakika tutularak PCR işlemi sonlandırılmıştır. İşlem sonunda elde edilen PCR ürünleri her bir örnek için 10 U FoKI (Thermo Scientific) restriksiyon endonükleaz enzimi ile kesilmiştir. Bireylerin genotipik yapıları ve allel frekansları gen sayımı ile belirlenmiştir. İncelenen ırklara ait örneklerin allel, genotip frekansları ve Ki-kare analizleri, online hesaplama 124

[Akirin 2 Gene Polymorphism in Cattle] Van Vet J, 2016, 27 (3) 123-127 yapan http://www.oege.org/software/hwe-mrcalc.shtml adresinde hesaplanmıştır. görüntülenmesi için jel yoğunluğunun artırılmasına gerek duyulmamıştır (Şekil 2). BULGULAR Yapılan PCR sonunda elde edilen 170 bç lik ürünler %3 lük agaroz jel elektroforezleri ile başarılı bir şekilde görüntülenmiştir (Şekil 1). Şekil 1. PCR ürünleri (a: 170 bç lik bant), M: 100 bç lik DNA merdiveni Figure 1. PCR products (a: 170 bp band), M: 100 bp DNA ladder Elde edilen PCR 170 bç lik ürünlerinin FoKI restriksiyon endonükleaz ile kesilmesi sonunda AA genotipindeki bireylerde 170 bç lik tek bant, AG genotipindeki heterozigot bireylerde 170, 105 ve 65 bç lik üç bant, GG genotipindeki bireylerde ise 105 ve 65 bç lik iki bant görülmesi beklenmiştir. Anacak, kesim ürünlerinin koşturulduğu %4 lük agaroz jel elektoforezinde bant büyüklüğü 65 bç olan en küçük bant görülememiştir. Buna rağmen 170 ve 105 bç lik bantların bir arada veya ayrı ayrı görülmesi bireylerin genotiplerinin belirlenmesinde yeterli olduğu görülmüş ve 65 bç lik bandın Şekil 2. FoKI enzim kesimi sonucu elde edilen farklı Akirin 2 genotipleri. 8 ve11: AA genotipli bireyler; 1, 2, 5, 6 ve 10: AG genotipli bireyler; 3, 4, 7, 9 ve 12: GG genotipli bireyler: M; 100 bç lik DNA merdiveni Figure 2. FoKI enzyme digestion products of different Akirin 2 genotypes. 8 and 11: individuals of the AA genotype; 1, 2, 5, 6 and 10 individuals of the AG genotype; 3, 4, 7, 9 and 12: individuals of the GG genotype; M: 100 bp DNA ladder Elde edilen PCR ürünlerinin FoKI endonükleaz enzim kesimleri sonucuna göre en yüksek AA (0.07) ve AG (0.39) genotip frekansları Simental ırkında bulunmuşken, en yüksek GG genotip frekansı (0.85) DAK ırkında bulunmuştur. Ki-kare test sonuçlarına göre Akirin 2 geninde bulunan c.*188g>a SNP si yönünden incelenen ırkların hepsinin Hardy-Weinberg dengesinde (HWE) oldukları belirlenmiştir. Çalışmada incelenen ırklarda en yüksek A allel frekansı (0.27) Simental ırkında bulunmuşken, en yüksek G allel frekansı (0.93) ise DAK ırkında bulunmuştur. İncelenen ırklara ait genotip ve allel frekansları Tablo 1 de verilmiştir. Tablo 1. Akirin 2 geni yönünden incelenen sığır ırklarının genotip ve allel frekansları Table 1. Genotype and allele frequencies of Akirin 2 gene of studies cattle breeds Akirin 2 Irk Genotip Frekansı Allel Frekansı AA AG GG A G SİM Gözlenen 8 (0.07) 24 (0.39) 43 (0.54) Beklenen 5.33 29.33 40.33 0.27 0.73 ES Gözlenen 4 (0.07) 31 (0.38) 40 (0.55) Beklenen 5.07 28.86 41.07 0.26 0.74 HL Gözlenen 3 (0.03) 27 (0.27) 70 (0.70) Beklenen 2.72 27.56 69.72 0.17 0.83 BI Gözlenen 2 (0.02) 8 (0.26) 30 (0.72) Beklenen 0.9 10.2 28.9 0.15 0.85 DAK Gözlenen 1 (0.01) 4 (0.14) 35 (0.85) Beklenen 0.22 5.55 34.23 0.07 0.93 SİM: Simental; ES: İsviçre Esmeri; HL: Holstein; BI: Boz Irk; ns: İstatistiksel olarak önemsiz; SD: Serbestlik Derecesi Ki-kare (X 2 ) HWE X 2 =2.48 ns P= 0.1157 (SD=1) X 2 = 0.41 ns P= 0.5208 (SD=1) X 2 = 0.04 ns P=0.8404 (SD=1) X 2 = 1.86 ns P= 0.1725 (SD=1) X 2 = 3.12 ns P= 0.0773 (SD=1) 125

[Güray COŞKUN and Bilal AKYÜZ] Van Vet J, 2016, 27 (3) 123-127 TARTIŞMA ve SONUÇ Sığırlarda Akirin 2 geni ve et kalitesi arasındaki ilişkilerin araştırıldığı çalışmalarda en çok bu genin 3 ürüne dönüşmeyen bölgesinde (untranslated region, UTR) bulunan c.*188g>a SNP si kullanılmıştır (Sasaki ve ark., 2009; Kim ve ark., 2013; Sukegawa ve ark., 2014). Yapılan literatür taramasında sığırlarda Akirin 2 geninde bulunan c.*188g>a polimorfizminin araştırıldığı çalışmaların az olduğu ve çalışmaların da çoğunlukla Uzak Doğu kökenli sığır ırklarında yapıldığı görülmüştür (Sasaki ve ark., 2009; Watanabe ve ark., 2011;Kim ve ark., 2013). Bu çalışmaların birinde, Yerli Japon Siyah sığırlarına ait boğalar incelenmiş ve çalışma sonunda, incelenen örneklerde AG (0.48) genotip frekansının en yüksek, AA (0.26) ve GG (0.26) genotip frekanslarının ise birbirine eşit olduğu görülmüştür (Sasaki ve ark 2009). Yine Japon yerli Siyah sığır ırkının, ancak besi amacıyla yetiştirilen bir sürünün incelendiği bir başka çalışmada da AG genotip frekansının (0.53) diğer iki genotipten yüksek olduğu, ancak damızlık boğalardan farklı olarak, AA genotip frekansının (0.17) GG genotipinden düşük olduğu, G allel frekansının da (0.57), A allelinden yüksek olduğu görülmüştür (Sukegawa ve ark., 2014). Yinede Japon yerli Siyah sığırlarında AA genotip ve A allel frekanslarının Türkiye yerli sığır ırklarından yüksek olduğu görülmektedir. Türkiye yerli sığır ırklarından DAK ve Boz Irkın incelendiği bu çalışmada, AA genotip frekansı DAK ırkında 0.01, Boz Irk ta ise 0.02 olarak bulunmuştur. Bunun sebebinin Japon yerli Siyah sığırında, Japonya da yağlı, kas lifleri az ve yumuşak olan ünlü Kobe bifteği olarak adlandırılan (Babür ve Gürbüz, 2015) etin elde edilmesi için uzun yıllardır seleksiyon yapılmasından kaynaklandığı düşünülmektedir. Çünkü Japon yerli Siyah sığırlarında c.*188g>a polimorfizmi ve et kalitesi arasındaki ilişkinin araştırıldığı çalışmalarda, AA genotipi ve A alleli ile mermerleşme arasında pozitif ilişki olduğu bildirilmiştir (Sasaki ve ark., 2009; Sukegawa ve ark., 2014). Diğer taraftan, herhangi bir seleksiyon çalışması yapılmamış olan Kore yerli sığırlarında c.*188g>a polimorfizminin araştırıldığı bir çalışmada AA genotip frekansının (0.07) diğer iki genotipten düşük olduğu belirlenmiştir (Kim ve ark., 2013). Benzer şekilde, mermerleşme yönünden herhangi bir ıslah çalışması yapılmayan Türkiye de yetiştirilen Avrupa orijinli ve yerli sığır ırklarında Akirin 2 geninde bulunan c.*188g>a polimorfizminin araştırıldığı bu çalışmada da AA genotip frekansı DAK ırkında (0.01), Boz Irk ta (0.02), Holstein ırkında (0.03), Simental ve İsviçre Esmeri ırklarında (0.07) diğer genotiplerden oldukça düşük olduğu görülmüştür. Bu düşünceyi destekler şekilde, Japonya da elli yıl boyunca mermerleşme skoru yönünden sıkı seleksiyon yapılan Japon Siyah sığırları ve uzun yıllardır Japonya da yetiştirilen İsviçre Esmerleri ile mermerleşme skoru yönünden herhangi bir seleksiyon uygulaması yapılmayan Holstein ve İsviçre Esmeri ırkı sığırlarda c.*188g>a polimorfizmi araştırılmıştır (Watanabe ve ark., 2011). Çalışma sonunda seleksiyon yapılan İsviçre Esmerlerinde A allel frekansının 0.57 olduğu, seleksiyon çalışması yapılmamış İsviçre Esmerlerinde ise A allel frekansının 0.21 olduğu bildirilmiştir (Watanabe ve ark., 2011). Bu çalışma ile uyumlu olarak bizim çalışmamızda da A allel frekansının Simental ırkında 0.27 ve İsviçre Esmeri ırkı sığırlarda ise 0.26 olduğu görülmüştür. Çalışma sonunda kombine verimli bu iki ırktaki A allel frekansının incelenen DAK, Boz Irk ve Holstein ırkı sığırlardan yüksek olduğu belirlenmiştir. Diğer taraftan bu çalışmada incelenen yerli ırklardan, Türkiye nin önemli sığır eti kaynağı olan DAK ırkının incelenen ırklar arasında en düşük A allel frekansına (0.07) sahip olduğu görülmüştür. Bunun, Türkiye de yetiştirilen hiçbir tür ve ırkta et kalitesini özellikle de mermerleşme skorunun artırılmasına yönelik bir ıslah çalışması yapılmamış olmasından kaynaklandığı düşünülmektedir. Dolayısıyla bu beş sığır ırkında A alleli ve AA genotipini artırmaya yönelik çalışmalar ile bu ırklarda mermerleşme skorunun da iyileştirebileceği söylenebilir. Çalışmada incelenen beş sığır ırkı içerisinde en yüksek GG genotip frekansı DAK (0.85) ve Boz Irkta (0.72) bulunmuştur. Bunun sebebinin yerli sığır ırklarımızda birçok verim özelliği gibi et kalite kriterlerinin de göz ardı edilmesinden kaynaklandığı düşünülmektedir. Çünkü bu çalışmada kullanılan kombine verimli Simental (0.54) ve İsviçre Esmeri (0.55) ırklarında GG genotip frekansının, sütçü bir ırk olan Holstein ırkı ile yerli ırklardan düşük olduğu görülmüştür. Bunun sebebinin kombine verimli Simental ve İsviçre Esmeri sığır ırklarının geliştirilmesinde, et verim ve et kalitesinin de göz önünde tutulmasından kaynaklandığı düşünülmektedir. Bu çalışmada incelen Holstein ırkında A allel frekansının 0.17 ile yerli ırklar ile kombine verimli ırklar arasında yer aldığı görülmüştür. Bu bulgu ile uyumlu olarak Watanabe ve ark. (2011) tarafından yapılan çalışmada da incelenen sığır ırkları arasında bulunan Holstein lerde A allel frekansının 0.21 ile kombine verimli İsviçre Esmerlerinden düşük olduğu bildirilmiştir. Her iki çalışmada da Holstein ırkında A allel frekansının kombine verimli Simental ve İsviçre Esmeri sığır ırklarından düşük olmasının, Holstein ırkında önceliğin süt verimi olduğu bu nedenle ırkın geliştirilmesinde et kalitesine daha az önem verilmesinden kaynaklandığı düşünülmüştür. Çalışmada incelenen beş ırkının Ki-kare analizi sonuçlarına göre HW dengesinde oldukları görülmüştür. Dolayısıyla Türkiye de yetiştirilen gerek yerli gerekse Avrupa orijinli sığır ırklarında Akirin 2 genindeki c.*188g > A polimorfizmi yönünden varyasyonun hala devam ettiği görülmektedir. Bu bulgu ise Türkiye deki sığır ırklarında mermerleşme ve çiğneme kolaylığı yönünden yapılacak ıslah çalışmalarında bu polimorfizmin kullanılabileceğini, AA genotip ve A allel frekanslarının arttırılmasının beş ırkta da et kalitesinin artırılmasına yönelik çalışmalarda etkili olabileceği düşünülmektedir. Sonuç olarak, Akirin 2 geninde bulunan c.*188g>a polimorfizminin ile mermerleşme arasındaki ilişkinin araştırıldığı çalışmalar göstermektedir ki, özellikle düşük et kalitesine sahip yerli ırklarda mermerleşme skorunun iyileştirilmesi çalışmalarında c.*188g>a polimorfizminin kullanılma potansiyeli vardır. Türkiye de bu amaçla yapılacak çalışmalardan önce Türkiye de yetiştirilen sığır ırklarının Akirin 2 geninde bulunan c.*188g>a SNP si yönünden genotiplerinin belirlenmesinin gerekli olduğu sonucuna varılmıştır. TEŞEKKÜR Bu araştırma, Erciyes Üniversitesi, Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Birimi tarafından TYL-2014-5428 nolu proje ile desteklenmiştir. KAYNAKLAR Anonim (2015). Türk İstatistik Kurumu. Tarım İstatistikleri Kasım 2015, https://biruni.tuik.gov.tr/hayvancilikapp/hayvancilik.zul/ Erişim Tarihi: 01.Kasım.2015. 126

[Akirin 2 Gene Polymorphism in Cattle] Van Vet J, 2016, 27 (3) 123-127 Babür TE, Gürbüz Ü (2015). Geleneksel pişirme yöntemlerinin et kalitesine etkileri. Journal of Tourism and Gastronomy Studies, 3(4), 58-64. Čítek J, Panicke L, Řehout V, Procházková H (2006). Study of genetic distances between cattle breeds of central Europe. Czech J Anim Sci, 51(10), 429-436. Dybus A, Grzesiak W, Kamieniecki H, et al (2005). Association of genetic variants of bovine prolactin with milk production traits of Black-and- White and Jersey cattle. Arch Tierz Dummerstorf, 48(2), 149-156. Goto A, Matsushita K, Gesellchen V, et al (2008). Akirins are highly conserved nuclear proteins required for NF-κB-dependent gene expression in drosophila and mice. Nat Immunol, 9, 97-104. Kabasakal A, Dündar E, Ün C, Seyrek K (2015). Analysis of kappa-casein (κ-casein) gene of associated with milk yield on Turkish Grey cattle breed. Van Vet J, 26 (2), 87-91. Kim H, Lee SK, Hong MW, et al (2013). Association of a single nucleotide polymorphism in the Akirin2 gene with economically important traits in Korean native cattle. Anim Genet, 44, 750-753. Ma J, Xu G, Wan L, Wang N (2015). Molecular cloning, sequence analysis and tissue-specific expression of Akirin2 gene in Tianfu goat. Gene, 554, 9-15. Macqueen DJ, Johnston IA (2009). Evolution of the multifaceted eukaryotic akirin gene family. BMC Evol Biol, 9, 34. Macqueen DJ, Kristjánsson BK, Johnston IA (2010). Salmonid genomes have a remarkably expanded akirin family, co-expressed with genes from conserved pathways governing skeletal muscle growth and catabolism. Physiol Genomics, 42, 134-148. Marshall A, Salerno MS, Thomas M (2008). Mighty is a novel promyogenic factor in skeletal myogenesis. Exp Cell Res, 314, 1013-1029. Ryu Y, Kim B (2005). The relationship between muscle fiber characteristics, postmortem metabolic rate, and meat quality of pig longissimus dorsi muscle. Meat Sci, 71, 351-357. Sambrook J, Frisch FF, Maniation T (1989). Spectrophotometric Determination of the Amount of DNA or RNA Appendix E: Commonly Used Techniques in Molecular Cloning. Molecular Cloning: 3A Laboratory Manual, Second Edition. Cold Spring Harbor Laboratory Press, New York. Sasaki S, Yamada T, Sukegawa S, et al (2009). Association of a single nucleotide polymorphism in akirin2 gene with marbling in Japanese Black beef cattle. BMC Res Notes, 2, 131-135. Sukegawa S, Miyake T, Ibi T, et al (2014). Multiple marker effects of single nucleotide polymorphisms in three genes, AKIRIN2, EDG1 and RPL27A, for marbling development in Japanese Black cattle. Anim Sci J, 85, 193-197. Watanabe N, Satoh Y, Fujita T, et al (2011). Distribution of allele frequencies at TTN g.231054c > T, RPL27A g.3109537c > T and Akirin2 c.*188g > A between Japanese black and four other cattle breeds with differing historical selection for marbling. BMC Res Notes, 4, 10. 127