Cinsellikten Tiksinti Duyma Bozukluðu: Davranýþçý Tedaviye Olumlu ve Hýzlý Yanýt Veren Bir Olgu



Benzer belgeler
Tamamlanmamýþ Evlilik: Ýki Olgu #

17a EK 17-A ÖYKÜ KONTROL LÝSTESÝ. ² Rahim Ýçi Araçlar - Ek 17-A²

Cinsel iþlev bozukluklarýnýn tanýmlanmasý ve sýnýflandýrýlmasýndaki. Kadýn Cinsel Ýþlev Bozukluklarý. Özet. A. Cinsel istek bozukluklarý:

Cinsel Ýþlevler ve Cinsel Ýþlev Bozukluklarý

Cinsel Mitler ve Cinsel Ýþlev Bozukluklarý

Anksiyete Bozukluðu ve Depresyonun Tanýsal Ýliþkileri

ANKSİYETE BOZUKLUKLARINDA CİNSEL SORUNLAR. Dr. Özay Özdemir

Aðrýlý Genital Cinsel Aktivite ve Vajinismus Tanýsýnda Yaþanan Güçlükler

CİNSEL TERAPİLER. Psikolog Doktor Mualla Oktay

Spor Bilimleri Derneði Ýletiþim Aðý

Þizofrenide Cinsel Ýþlev Bozukluklarý: Kesitsel Bir Deðerlendirme

Konular 5. Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23. Örnek Çalýþtay Gündemi 29. Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10

Sosyal anksiyete bozukluðu, ilk kez 1966'da Marks

Cinsel yanýtlarýn fizyolojik bir döngüsü vardýr. Bu. Erkek Cinsel Ýþlev Bozukluklarý. Özet

AÇIKLAMA Araştırmacı: Yok. Konuşmacı: Yok. Danışman: Yok

Cinsel Ýþlev Bozukluklarýnda Ýlk Basamak Deðerlendirme ve Ayýrýcý Taný

Sosyal Fobi. Özet. Taný ve Sýnýflandýrma

Agorofobisi Olmayan Panik Bozukluk Hastalarýnda Eþlik Eden Sosyal Fobik Semptomlarýn ve Sosyodemografik Deðiþkenlerin Ýncelenmesi

CİNSEL İŞLEV BOZUKLUKLARINDA DSM 5

Vajinismusun Sosyodemografik ve Klinik Özellikleri Açýsýndan Diðer Cinsel Ýþlev Bozukluklarý ile Karþýlaþtýrýlmasý

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum

CÝNSEL ANATOMÝ Erkekte Cinsel Anatomi

TANI, TEDAVİ VE ARAŞTIRMA AÇISINDAN CİNSEL BOZUKLUKLAR VE DSM 5. Prof. Dr. Cem İncesu Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı

Yineleyici ve Tek Dönem Major Depresif Bozukluðu Olan Hastalarýn Kiþilik ve Affektif Mizaç Özellikleri

Cinsel Eðitim ÖZET SUMMARY. Mehmet Z. SUNGUR*

Çocuk Ýstismarýna Birimler Arasý Yaklaþým: Bir Olgu Sunumu

Depresyon, Pratisyen Hekimler ve Depresyon Eðitimi

Sosyal Kaygý Bozukluðu ile Panik Bozukluðu Olgularýnýn Demografik ve Bazý Klinik Özellikler Açýsýndan Karþýlaþtýrýlmasý

Genel Psikiyatri Polikliniðine Baþvuran Kadýn Hastalarda Cinsel Ýþlev Bozukluðu ve Ýliþkili Sosyokültürel Parametrelerin Deðerlendirilmesi

UZMAN KLİNİK PSİKOLOG KAHRAMAN GÜLER CİNSEL DOYUM KAVRAMI Cinsel Doyumun Tanımı

1960'lardan Günümüze Depresyonun Epidemiyolojisi, Tarihsel Bir Bakýþ

Dikkat Eksikliði Hiperaktivite Bozukluðu Tanýsý Alan Çocuklarýn Ebeveynlerinde Kiþilik Bozukluklarý

TÜSAD İnfeksiyon Çalışma Grubu

Bakým sigortasý - Sizin için bilgiler. Türkischsprachige Informationen zur Pflegeversicherung. Freie Hansestadt Bremen.

düþürücü kullanmamak c-duruma uygun ilaç kullanmamak Ateþ Durumunda Mutlaka Hekime Götürülmesi Gereken Haller:

Ne Zaman Travmatik Yas Tanýsý Konur? Ne Zaman Tedavi Baþlar?

BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ

EMDR GÖZ HAREKETLERİ İLE SİSTEMATİK DUYARSIZLAŞTIRMA VE YENİDEN İŞLEME. (Eye Movement Desensitization and Reprossesing)

CİDER (Cinsellik Araştırmaları Derneği) Cinsellik, Cinsel İşlev Bozuklukları ve Tedavileri Eğitimi

Yaþlanma ile birlikte deri ve saçlarda görülen

ünite1 Sosyal Bilgiler

Larson'un 1960'larda veciz olarak belirttiði gibi,

Dr. Sevim Buzlu*, Nihal Bostancý**, Derya Özbaþ***, Sevil Yýlmaz****

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler *1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve

Zorlu Yaşantılar Sonrası Stres Belirtileri (Travma Sonrası Stres Bozukluğu)

Psikiyatrik Bozukluklara Baðlý Engellilik Hali; Üniversite Hastanesi Deneyimi. Disabilites Due to Psychiatric Disorders: Sample Of University Hospital

Sýnav Kaygýsý ve Ýliþkili Psikiyatrik Belirtiler

Erken boşalmamak için en iyi yardımcı kaynak için burayı tıklayın

Fobik Bozukluklar. Özet

Meme Kanserinin Ruhsal ve Sosyal Etkileri Üzerine Bir Çalýþma

T.C YARGITAY 9. HUKUK DAÝRESÝ Esas No : 2005 / Karar No : 2006 / 3456 Tarihi : KARAR ÖZETÝ : ALT ÝÞVEREN - ÇALIÞTIRACAK ÝÞÇÝ SAYISI

7. ÝTHÝB KUMAÞ TASARIM YARIÞMASI 2012

Depresyon Tanýsý Almýþ Hastalarda Ölüm Kaygýsýnýn Araþtýrýlmasý

geçmiþten geleceðe teþhisten tedaviye...

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi Açýldý TOHAV'ýn mülteci ve sýðýnmacýlara yönelik devam ettirdiði çalýþmalar kapsamýnda açtýðý SURUÇ MÜLTECÝ DANIÞM

Laboratuvar Akreditasyon Baþkanlýðý Týbbi Laboratuvarlar

CİNSEL TERAPİ EĞİTİMİ SERTİFİKA PROGRAMI

Üniversite Öðrencileri Güvenli Cinselliði Nasýl Algýlýyor? How Do The University Students Perceive Safer Sex?

Panik Bozukluðu ve Obsesif Kompulsif Bozukluk Hastalarýnýn Yeme Tutumlarý Açýsýndan Karþýlaþtýrýlmasý


Erciyes Üniversitesi Hastanesi nde Yatan Hastalarýn Hasta Haklarý Konusundaki Bilgi Düzeyi

Obsesif kompulsif bozuklukta sosyodemografik verilerin tedaviye direnç açýsýndan karþýlaþtýrýlmasý

Þizofreni: Klinik Özellikler, Taný, Ayýrýcý Taný

Sýnýrda Kiþilik Bozukluðu Aslýnda Bir Bipolar Spektrum Bozukluðu mudur?

KANSER HASTALARINDA ANKSİYETE VE DEPRESYON BELİRTİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ UZMANLIK TEZİ. Dr. Levent ŞAHİN

Yetişkin Psikopatolojisi. Doç. Dr. Mehmet Akif Ersoy Ege Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Bornova İZMİR

Doðal ve Cerrahi Menopozda Depresyon ve Anksiyete Düzeyleri ile Cinsel Doyum Arasýndaki Ýliþki

Dokuz Yaþýnda Yapay Bozukluk: Bir Olgu Sunumu

Yataklý Tedavi Hizmeti Sunan Psikiyatri Kliniklerinde Ektanýlar

Klinik açýdan anksiyete, yaygýn anksiyete ve panik. Panik Bozukluðu. Özet

Batman'da Çocuk Psikiyatrisi Polikliniðine Baþvuran Hastalarda Belirti ve Taný Daðýlýmlarý

Ayşe Devrim Başterzi. Son iki senedir ilaç endüstrisi ve STO ile araştırmacı, danışman ya da konuşmacı olarak herhangi bir çıkar çatışmam yoktur.

Aile içi fiziksel þiddete maruz kalmýþ evli kadýnlarda klinik özellikler, çiftlerarasý uyum ve cinsel yaþam kalitesi

Subklinik Hipotiroidili Hastalarda Tiroid Replasman Tedavisinin Anksiyete ve Depresyon Düzeylerine Etkisi

Anksiyetenin aþýrý ve kiþiyi felç eden formunun bir

YENÝ YAYINLARDAN ÖZETLER

ERHAN KAMIŞLI H.Ö. SABANCI HOLDİNG ÇİMENTO GRUP BAŞKANI OLDU.

Þizofreni özellikle düþünce, algý ve duygulaným

Bel ve Boyun Aðrýsý Hastalarýnda Anksiyete, Depresyon ve Yaþam Kalitesi #

Anksiyete duyarlýlýðý yüksek kiþiler anksiyetedeki

Eriþkinlerde Asperger Bozukluðu: Bir Gözden Geçirme

Aðrý tanýsý klinik olarak, DITI ile konulabilir

Manyetik Rezonans ve Bilgisayarlý Tomografi Öncesi Hastalarda Anksiyete ve Depresyon

Yardým Çalýþanlarýnda Travmatik Stres

Çekirdek belirtileri açýsýndan duygulaným alanýnda. Birinci Basamakta Depresyon: Tanýma, Ele Alma, Yönlendirme. Özet

Omurilik Felçli Hastalarda Travma Sonrasý Stres Bozukluðu ve Ýliþkili Faktörler

Kan vücutta damarlar içerisinde dolaþýr.akciðerlerde

Madde Kullanma Eðilimi Ölçeðinin Geçerlik ve Güvenilirliði

Van Ýl Merkezi Lise Son Sýnýf Öðrencilerinde Obsesif Kompulsif Bozukluk Yaygýnlýðý

Trikotilomanide Klinik Özellikler


DEHB Tanýlý Çocuklarýn Ebeveynlerinde DEHB Oraný

Bir psikiyatri kliniði yataklý birimi hastalarýnda. birlikteliði: Retrospektif bir çalýþma

Çocuk psikiyatrisinde acil durumlara iliþkin ortak bir yol

Evlilik Terapisi için Baþvuran Çiftlerin Evlilik Doyumu ve Evlilik Terapisiyle Hakkýndaki Görüþleriyle Ýliþkili Etmenler


Obsesif-Kompulsif Bozukluk

Borderline (sýnýrda) kiþilik bozukluðu nevroz ve. Borderline Kiþilik Bozukluðu. Özet

YENÝ YAYINLARDAN ÖZETLER

Motorlu Araç Kazasý Geçiren Kiþilerde Akut Stres Bozukluðu Semptomlarýnýn Deðerlendirilmesi #

Transkript:

OLGU SUNUMU Cinsellikten Tiksinti Duyma Bozukluðu: Davranýþçý Tedaviye Olumlu ve Hýzlý Yanýt Veren Bir Olgu Sultan Doðan 1 1 Uz.Dr., Özel GOP Hastanesi Psikiyatri Kliniði Ýstanbul ÖZET Cinsellikten tiksinti duyma bozukluðu, sürekli olarak ya da yineleyici bir biçimde, bir cinsel eþ ile genital cinsel iliþki kurmaktan aþýrý tiksinti duyma ve bundan tümüyle (ya da hemen tümüyle) kaçýnma ile karakterize bir cinsel iþlev bozukluðudur. Seyrek rastlanan ve tedavisi zor olan bir hastalýk olarak bilinmektedir. Ýlk kez 1987 de DSM sýnýflandýrmasýna girmiþ olmasýna karþýn cinsel iþlev bozukluklarý ile ilgili kitaplarda baðýmsýz bir baþlýk olmaktan çok cinsel isteksizlik, vajinismus, disparoni ile birlikte ya da cinsel tacizin bir sonucu olarak ele alýnmaktadýr. Kadýnlarda daha sýk görüldüðü ve tedavide en etkin yöntemin davranýþçý duyarsýzlaþtýrma yöntemi olduðu konusunda görüþ birliði vardýr. Bu yazýda 24 yaþýnda, 4 yýllýk evliliði boyunca eþine dokunmayan, kendisine dokunulmasýna izin vermeyen ve çýplak olarak seviþmeyi reddeden bir kadýn cinsellikten tiksinti duyma bozukluðu olgusu sunulmuþtur. 8-9 yaþlarýndayken cinsel tacize uðrayan hasta, eþiyle çok nadiren cinsel iliþkiye giriyordu. Eþiyle birlikte terapiye alýnan olgu þaþýrtýcý derecede kýsa sürede tamamen düzelmiþtir. Davranýþsal duyarsýzlaþtýrma ve genel cinsel terapi ilkelerinin uygulandýðý tedavi süreci toplam 3 oturumda tamamlanmýþtýr. Yazýda hastalýðýn klinik özellikleri, taný, tedavi süreci ve tedaviye olumlu yanýtta etkili olabilecek etmenler tartýþýlmýþtýr. Ayrýca cinsellikten tiksinti duyma bozukluðunun uygun bilgilendirme ve terapi teknikleriyle bazen þaþýrtýcý olabilecek kadar kýsa sürede düzelebileceði vurgulanmýþtýr. Anahtar Sözcükler: Cinsel tiksinti, davranýþçý tedavi, sonlanýþ. () SUMMARY Sexual Aversion Disorder: A Case of Favourable Outcome and Rapid Response to Behavioral Therapy Sexual aversion disorder is a sexual dysfunction characterized with persistent or recurrent extreme aversion to, and avoidance of, all (or almost all) genital sexual contact with a sexual partner. It is known that it is a rare disorder and it is hard to treat. Although it entered DSM s classification in 1987, in books about sexual disorders it is not placed under its own title but discussed with sexual desire disorder, vaginusmus, dyspareunia or as a result of sexual abuse. There is a common opinion that it is seen more frequently with women and the most efficient treatment technique is the behavioral desensitization. This case report presents a 24-year-old woman, who had not touched her husband in her 4-year marriage and had not let him touch her and refused having sex naked. The patient, who was sexually abused when she was 8 or 9, had rarely had sex with her husband. The patient who was admitted to thearpy with her husband improved in a surprisingly short time. Treatment process, where systematic desensitization and general sexual therapy principles applied, was completed in 3 sessions. In this paper, clinical characteristics, diagnosis, treatment process of sexual aversion disorder, and factors that affected the treatment process positively were discussed. Moreover, it is emphasized that sexual aversion disorder could be treated in a surprisingly short time with proper therapy techniques and when patients are informed well. Key Words: Sexual aversion, behavioral therapy, outcome. Makalenin geliþ tarihi: 24.10.2006, Yayýna kabul tarihi: 15.01.2007 191

Doðan S. GÝRÝÞ DSM-IV-TR ye göre cinsellikten tiksinti duyma bozukluðu (CTDB), sürekli olarak ya da yineleyici bir biçimde, bir cinsel eþ ile genital cinsel iliþki kurmaktan aþýrý tiksinti duyma ve bundan tümüyle (ya da hemen tümüyle) kaçýnma ile karakterize bir cinsel istek bozukluðudur (Amerikan Psikiyatri Birliði 2000). CTDB literatürde çok az bahsedilen bir konudur ve genel olarak tedavisi zor bir bozukluk olarak kabul edilir. Cinsel terapilerle ilgili kitaplarda baðýmsýz bir baþlýk olmaktan çok cinsel isteksizlik, vajinismus, disparoni ile birlikte ya da cinsel tacizin bir sonucu olarak ele alýnmaktadýr ve sýnýrlý sayýda olgu sunumu vardýr. Bu nedenle görülme sýklýðý ve yaygýnlýðý hakkýnda da kesin verilere ulaþmak mümkün olamamaktadýr. Ancak kadýnlarda daha sýk görüldüðü bildirilmektedir (Kaplan 1987, Ponticas 1992, Kinsberg ve Janata 2003). Temel olarak bir anksiyete bozukluðu olduðu ileri sürülse de DSM sýnýflandýrmalarýnda hiçbir zaman bir anksiyete bozukluðu olarak yer almamýþ ve ilk kez 1987 de cinsel bir bozukluk olarak sýnýflandýrýlmýþtýr. Birincil CTDB olan kiþilerde bütün cinsel aktivitelere karþý olumsuz tutum takýnma ve uzak durma çok erken yaþlarda baþlamýþtýr. Dini ve/veya ahlaki olarak katý yetiþtirilmiþlerdir. Geliþimsel dönemlerinde ensest, cinsel istismar, yaþla uygunsuz cinsel deneyime maruz kalma olabilir. Bir baþkasýnýn baþýna gelen cinsel tecavüz ya da istenmeyen gebeliðin bile birincil tipin ortaya çýkmasýnda etkili olabileceði bildirilmektedir. Diðer cinsel iþlev bozukluklarýnýn geliþmesine zemin hazýrlar ve kadýnlarda en sýk vajinismus, erkeklerde ise ereksiyon bozukluðu ya da erken boþalmayý tetikler. Diðer cinsel iþlev bozukluklarýna göre daha fazla oranda psikiyatrik bozuklukla birliktedir. Sýklýkla panik bozukluðu, fobiler, yeme bozukluklarý, obsesif kompulsif davranýþlar, intihar eðilimi, anksiyete ve þiddetli nörotik davranýþlarla birlikte olabilir. Daha az olarak paranoid kiþilik özellikleri, psikosomatik bozukluk ve nadiren þizofreniyle birlikte görülebilir. Erken çocukluk ve ergenlik dönemlerinde mastürbasyon deneyimleri ve geliþim evrelerine uygun cinsel deneyimleri yoktur. Genel olarak kendilik algýlarý (self concept) düþüktür. Evlilik öncesi hemen hiçbir cinsel deneyimleri olmadýðý için sorun yaþadýklarýnda çok þaþýrýrlar. Partnere spesifik deðildir ve sorun bütün potansiyel partnerlerle ortaya çýkar. Ýkincil tipte, geçmiþte bir dönem olaðan ve haz verici cinsel deneyimleri olan kiþilerde, sonradan cinsel eylemlerden ve cinsel eylemi baþlatabilecek bütün davranýþlardan kaçýnmanýn ortaya çýkmasý söz konusudur. Cinsel iliþki, ruhsal veya fiziksel olarak aðrýlý hale gelmiþtir. Ýlerleyici bir seyri vardýr ve tedavi edilmediðinde kendiliðinde düzelme pek gerçekleþmez. Ereksiyon bozukluðu, orgazm bozukluðu veya erken boþalma gibi baþka bir cinsel iþlev bozukluðunun bir sonucu olarak ortaya çýkabilir. Böylece cinsel olarak kendini sorunlu ve yetersiz hisseden kiþilerde baþarýsýzlýktan kurtulmak için cinsellikten kaçýnma davranýþý ve ikincil CTDB geliþebilir. Ýþlev bozukluðu olmayan eþin kendisini, iþlev bozukluðu olan eþin sorunu nedeniyle yetersiz, baþarýsýz, sorumlu hissetmesi, cinselliðin yerine getirilmesi gerekli bir ödev veya iþ olarak algýlanmasý nedeniyle ikincil CTDB olmasý da mümkündür. Sorun tek eþle ortaya çýkar, eþ deðiþtirildiðinde sorun yaþanmaz yani partnere spesifiktir (Crenshaw 1985, Kaplan 1987, Katz ve Jardine 1999, Kinsberg ve Janata 2003). Bu yazýda 4 yýllýk evliliði boyunca çok nadir olarak eþiyle cinsel iliþkiye giren, eþinin kendisine fiziksel olarak dokunmasýna izin vermeyen, çocukken cinsel taciz görmüþ olan davranýþsal duyarsýzlaþtýrma tedavisine hýzlý ve olumlu yanýt veren bir cinsel tiksinti duyma bozukluðu olgusunun klinik özellikleri, tedavi süreci ve bu süreci etkileyen faktörler aktarýlacaktýr. OLGU Bayan T, 24 yaþýnda, lise mezunu, ev kadýný, 2 yaþýnda bir oðlu var. 4 yýl önce görücü usülüyle tanýþýp severek, isteyerek evlenmiþ. Görüþmeye 30 yaþýnda ve öðretmen olan eþiyle birlikte geldi. Bayan T nin evlendiðinden beri eþine dokunmak istememe, kendisine dokunulmasýndan rahatsýz olma yakýnmalarý vardý. Meninin pis bir þey olduðunu düþünüyor ve rahatsýz oluyordu. Çift bugüne deðin hiç çýplak olarak seviþmediklerini ifade ettiler. Son iki yýldýr her ikisinde de giderek 192

Cinsellikten Tiksinti Duyma Bozukluðu: Davranýþçý Tedaviye Olumlu ve Hýzlý Yanýt Veren Bir Olgu artan cinsel isteksizlik yakýnmasý da vardý. Çift ikinci bir çocuk sahibi olmayý planladýklarýný ve artýk normal cinsel iliþki istediklerini söylüyordu. Seviþmeden cinsel iliþkiye giriyorlardý ve bunu da sadece çocuk istediklerinde yapmýþlardý. Hamile kalmak için bir ay boyunca seviþmeden cinsel iliþkiye girmiþler ve bu iliþki denemelerinde Bayan T hep aðrý duymuþtu. 2 yýldýr nadiren cinsel iliþkileri oluyordu. Bayan T sadece adet döneminde cinsel istek duyduðunu ve bu dönemde giyinik olarak üst pozisyonda eþine sürtünerek orgazm olabildiðini söyledi. Bunun dýþýnda cinsellikleri haftada ortalama 2 3 kez eþin Bayan T yi çýplakken seyrederek mastürbasyon yapmasý þeklinde tanýmlanýyordu ve çift kesinlikle birbirine dokunmuyordu. Çiftin evlilik öncesi cinsel deneyimi yoktu. Her ikisi de cinsellikle ilgili bilgilerini kýsýtlý buluyor ve kendilerini tutucu olarak deðerlendiriyorlardý. Niþanlýyken el ele tutuþma, öpüþme, giyinik olarak seviþme biçiminde cinsel yaþantýlarý olmuþ ve evlendikten sonra böyle sorunlarý olabileceðini hiç beklemiyorlarmýþ. Çiftin evlilik uyumlarý sorgulandýðýnda birbirlerini çok sevdiklerini, çok iyi anlaþtýklarýný ve her alanda birbirlerini desteklediklerini ifade ettiler. Bayan T, 8 9 yaþlarýndayken (ilkokul 3. sýnýf) babasýyla yaþýt olan halasýnýn oðlu tarafýndan cinsel olarak taciz edilmiþ. Gel öpeyim, yanýma yat dediðini hatýrlýyor. Kendisinden 2 yaþ büyük ablasý da benzer þekilde ayný kiþi tarafýndan taciz edilmiþ. Bayan T, taciz olayýnýn sadece bir kez olduðunu, bu konuyla ilgili fazla bir þey hatýrlamadýðýný ve durumu eþiyle de paylaþmýþ olduðunu ifade etti. Çocukluk ve eriþkinlik döneminde bu olayla ilgili aþýrý korku, çaresizlik ya da dehþete düþme þeklinde yaþantýlar tanýmlamadý. Olayý sýk sýk hatýrlama veya rüyada görme ya da yeniden yaþýyormuþ gibi olmayla ilgili zihinsel ve fizyolojik deneyimleri yoktu. Travma sonrasý stres bozukluðu (TSSB) ile ilgili olabilecek uyku sorunlarý, irritabilite, aþýrý irkilme tepkisi, yabancýlaþma, toplumsal eylemlerden kaçýnma, duygulanýmda kýsýtlýlýk gibi sorunlar da saptanmadý. Travmayla iliþkili olabilecek kaçýnma davranýþý, çýplak olarak eþinin kendisine ya da kendisinin eþine dokunmasýndan kaçýnmak þeklindeydi. Bayan T, ilk adetini 13 yaþýndayken görmüþtü. Ýkincil cinsel karakterlerin geliþimi ve adet görmeyle ilgili herhangi bir sýkýntýsý olmamýþtý. Bayan T evlilik öncesi ve sonrasý dâhil olmak üzere hiçbir zaman mastürbasyon yapmayý denememiþti. Bayan T de ve eþinde herhangi bir fiziksel hastalýk öyküsü yoktu ve cinsel sorunlar dýþýnda bir psikiyatrik sorun saptanmadý. Bugüne kadar TSSB dahil olmak üzere herhangi bir baþka psikiyatrik sorun nedeniyle baþvuru veya tedavi giriþimi olmadýðýný bildirdi. Taný DSM-IV-TR ölçütlerine göre Bayan T ye cinsellikten tiksinti duyma bozukluðu, yaygýn ve yaþam boyu (birincil) tip tanýsý konuldu. Cinsel iliþki sýrasýnda duyulan aðrýnýn disparoni olmayýp yetersiz ön seviþmeye baðlý yetersiz ýslanma ile iliþkili olduðu düþünüldü. Cinsel isteksizliðin de CTDB nedeniyle ortaya çýktýðý düþünüldü. Hastanýn cinsel iþlevlerini daha ayrýntýlý olarak deðerlendirmek, semptomlarýn þiddetini belirlemek ve tedaviye yanýtý izlemek amacýyla hastaya Golombok-Rust Cinsel Doyum Ölçeði (GRCDÖ) verildi (Tuðrul 1993). Hastanýn bu ölçekten aldýðý toplam ham puan 71 ve dönüþtürülmüþ puan 9 olarak belirlendi. Alt ölçek puanlarý dokunma, kaçýnma ve sýklýk alanlarýnda en yüksek puan olan 9 olarak bulundu. Ayrýca anorgazmi ve doyum alanlarýndaki alt ölçek puanlarý da 4 ün üzerindeydi ve sýrasýyla 5 ve 6 olarak bulunmuþtur. Tedavi 1. Oturum: Çiftle birlikte ve tek tek görüþme yapýldýktan sonra cinsel anatomi ve fizyoloji ile ilgili ayrýntýlý bilgiler verildi. Görüþme sýrasýnda hasta veya eþinin cinsel anatomi ve fizyoloji ile ilgili sorularý yanýtlandý. Cinselliðe karþý tutumlarý anlaþýlmaya, önyargý ve kalýp düþünceleri uygun bilgilendirmelerle aþýlmaya çalýþýldý. Tedavi anlaþmasý sözel kontrat olarak yapýldý. Tedavinin genel çerçevesi konuþuldu. Sistematik duyarsýzlaþmanýn nasýl uygulanacaðý, bu yöntemin olasý etki düzenekleri anlatýldý. Eþ son derece katýlýmcý ve uyumluydu. Daha sonra hasta ve eþine erotik masaj çizimleri olan bir kitaptan (Dr Andrew Stanway 1989, The 193

Doðan S. Art of Sensual Loving: A New Approach to Sexual Relationships) bazý resimler gösterilerek rahatsýz olup olmadýðý soruldu. Hasta çizimlerden beðendiklerini gösterdi. Daha sonra çifte 1 hafta süreyle yapmalarý için dokunma egzersizleri, haftada en az 3 kez yapýlmak üzere verildi ve cinsel iliþkiye girmeleri yasaklandý. Dokunma egzersizleri el-kol, ayak-bacak ve yüz-boyun bölgesiyle sýnýrlý tutuldu. Bu bölgeler hastanýn dokunmayla ilgili kaygýlarýnýn olmadýðýný bildirdiði bölgelerdi. Hastaya sadece kendisini rahat hissettiði noktaya kadar dokunma ve dokunulma özgürlüðü olduðu söylendi ve bu alanlarýn dýþýna kesinlikle çýkýlmamasý gerektiði anlatýldý. Dokunma alanlarý hastadan alýnan geribildirimler doðrultusunda belirlendi. Baþka bir deyiþle üst sýnýrý terapist alt sýnýrý hasta belirleyecek þekilde yönlendirme yapýldý. Bacaklarýn iç tarafý ve koltukaltý bölgesi, cinsel organlara ve göðüslere yakýnlýklarý nedeniyle ve bu bölgelere olan erken uyarýmlarýn hastanýn kaçýnma davranýþýný þiddetlendirilebileceði düþünüldüðünden dokunma alanýnýn dýþýnda tutuldu. Ayrýca Bayan T ye ayna ile cinsel organlarýna bakma, kendi kendini uyarma ödevi de verildi ve yapýlanlarý yazarak bir sonraki oturuma getirmesi istendi. 2. Oturum: Çift son derece rahat görünüyordu. Ödevlerini yaptýklarýný ifade ettiler. Bayan T nin notlarý þu þekildeydi: 12.12.05: Eþim elimden omzuma kadar çok rahat dokunabildi. Dirseðime kadar farklý bir þey hissetmedim, omuzuma çýktýkça daha hoþ þeyler hissettim. Ben de eþimin elinden omuzuna kadar dokunabildim. Çok farklý duygular hissetmedim. Onun bana dokunmasý daha hoþtu. Ýlk defa organýmý gördüm ve hiç beðenmedim. Dokunmam çok zor oldu. Resimde gördüklerimizin hepsini gördüm. Mastürbasyon sonucu olumsuz. Mastürbasyon sonucu olumsuz ifadesini açmasý istendiðinde hasta kendine dokunmakta zorlandýðýný, dokunduktan sonra da zevk almadýðýný ve dokunmayý fazla sürdüremediðini ifade etti. 15.12.05: Önce eþim benim ayak ve bacaðýma dokundu. Sýcaklýktan baþka bir þey hissetmedim. Üst baldýrlar biraz daha iyiydi. Daha sonra ben dokundum. Üst iç baldýrlara dokunmakta zorlandým. Farklý hisler olmadý. Organýmý ikinci kez gördüðümde daha rahattým. Yani biraz alýþmýþým. Rahat dokunabildim. Bir önceki kadar çirkin gelmedi. Mastürbasyon baþarýsýz. 18.12.05: Birbirimizin yüzüne ve boynuna dokunduk. Kol ve bacaklara göre daha güzeldi. Bayan T ye cinsel organlar dýþýnda kalan bütün vücut bölgelerine eþiyle karþýlýklý dokunma alýþtýrmalarýna geçip geçemeyeceði sorulduðunda kabul etti. Ayna ve kendi kendine dokunma alýþtýrmalarýný sürdürmesi önerildi. Cinsel iliþki yasaðýnýn sürdüðü anýmsatýldý. 3.oturum: Çift son derece mutluydu. Bu kadar kolay olabileceðini hiç düþünmedik. Keþke daha önce bu yöntemi bilseydik Kendi kendimizi tedavi edebilirdik diyorlardý. Kendilerini tutamayýp cinsel iliþkiye girdiklerini ve bundan çok hoþnut olduklarýný belirttiler. Evlilikleri boyunca ilk kez böyle bir duygu yaþadýklarýný, birbirlerine bedensel ve ruhsal olarak çok yakýnlaþtýklarýný ifade ettiler. Bayan T ye meniden rahatsýz olup olmadýðý sorulduðunda artýk böyle bir yakýnmasý olmadýðýný dile getirdi. Notlarý þu þekildeydi: 19.12.05: Önce ben eþime dokundum. Ona hiç bu kadar rahat dokunduðumu hatýrlamýyorum. Cinsel bölgeleri hariç her yerine dokundum. Göðüs ve bacaklarýnýn iç kýsmýna dokunmak daha çok hoþuma gitti. Eþim bana dokunduðunda daha mutlu oldum. Her tarafýma dokunabildi ve sonuçta orgazm olduk. 22.12.05: Organýma hiç rahatsýzlýk duymadan baktým ve dokundum. Mastürbasyon sonucu orgazm oldum. 24.12.05: Eþimin ve benim dokunmamdan hiç etkilenmedim. Çünkü konsantre olamadým. Bir önceki gibi organýmý görmekten rahatsýz olmuyorum. Rahatým ve orgazm oldum. 25.12.05: Dokunuþlar yine çok güzeldi. Eþime dokunmaktan çok onun bana dokunmasý hoþuma gidiyor. Dokunmalar yarým kaldý. Çünkü orgazm olduk. Bu oturumda uygulanan GRCDÖ ham toplam puan 35, dönüþtürülmüþ toplam puan 4 olarak bulundu. Alt ölçeklerden alýnan dönüþtürülmüþ 194

Cinsellikten Tiksinti Duyma Bozukluðu: Davranýþçý Tedaviye Olumlu ve Hýzlý Yanýt Veren Bir Olgu puanlar 5 puanýn altýndaydý. Ýlk ölçek puanlarýyla kýyaslandýðýnda çok belirgin düzelme olduðu görülüyordu. Son oturumdan 2 ve 6 ay sonra yapýlan telefon görüþmelerinde iliþkinin sorunsuz olarak sürdüðü ifade edildi. (8.2.06 ve 12.6.06). Bayan T kolaylýkla orgazm olduðunu, cinsel isteðinin arttýðýný ve iliþki sýrasýnda daha önceleri olan aðrý yakýnmasýnýn da ortadan kalktýðýný bildirdi. Çift iyi olduklarýný ve uygun zamanlarý olmadýðýný ifade ederek kliniðe tekrar baþvurmadýðý için kontrol ölçeði uygulanamadý. Ancak telefon görüþmelerinden edinilen izlenim iyilik halinin sürdüðü yönündeydi. Telefon görüþmeleri sýrasýnda çiftten kimlikleri gizli tutulmak kaydýyla eðitim ve araþtýrma amacýyla hastalýk ve tedavi süreciyle ilgili bilgilerin kullanýlmasý için sözlü olarak onay alýndý. Tedavide temel olarak hasta, giderek artan oranlarda kaçýnýlan ve kaygý uyandýran cinsel durumlara in vivo olarak maruz býrakýlmýþtýr. Amaç Bayan T nin rasyonel olmayan cinsel korkularýnýn, yani dokunma ve dokunulma korkusunun giderek söndürülmesidir. Bu süreçte hastanýn sakin ve destekleyici koþullarda, haz almaya odaklanmasýnýn önemi vurgulanmýþtýr. Masters ve Johnson tarafýndan geliþtirilen duyumlara odaklanma (sensate focus) alýþtýrmalarý cinsel fobi ve kaçýnma davranýþýný en iyi tedavi eden yöntem olarak kabul edildiðinden terapide bu alýþtýrmalar ev ödevi olarak verilmiþtir. Bu alýþtýrmalar orijinal olarak performans anksiyetesini azaltmak için tasarlanmýþ olmakla birlikte cinsel korku ve tiksinmeyi söndürmek için de ideal bir çerçeve saðlarlar. CTDB tedavisinde üç aþamalý olarak uygulanmasý önerilmektedir (Kaplan 1987). Birinci aþamada çifte erotik olmayan, sistematik olarak adým adým arttýrýlan dokunma ödevleri verilir. Çiftin çýplak olmasý önerilir, cinsel birleþme ve orgazm yasaklanýr. Dokunmalarýn anksiyete uyandýrmadýðý ve haz alýnmaya baþlandýðý noktada duyumlara odaklanma alýþtýrmalarýnýn ikinci aþamasýna geçilir. Ýkinci aþamada, birinci aþamada yapýlanlara ek olarak cinsel organlarý uyarma alýþtýrmalarý vardýr. Orgazm yine yasaktýr. Dokunmalarýn yumuþak ve okþayýcý tarzda olmasý önemlidir. Orgazma yol açabilecek ritmik ve kuvvetli uyarýlar önerilmez. Bu aþamada, cinsel uyarýmla ortaya çýkan haz verici duyumlar ve duygular söndürme sürecinin güçlü pekiþtiricileridir. Hastanýn kendisinin ve eþinin cinsel organlarýna karþý duyduðu korku ve kaçýnmayý da azaltýr. Hastanýn eþiyle karþýlýklý olarak cinsel organlara dokunma konusunda korkularýnýn azalýp duyarsýzlaþtýðý ve eþin varlýðýnda cinsel olarak uyarýlmaya baþladýðý noktada, vajinal giriþ olmadan orgazm (extravaginal orgasm) olmanýn denendiði üçüncü aþamaya geçilir. Bu aþamada hastadan eþinin yanýnda orgazm oluncaya kadar mastürbasyon yapmasý istenir. Hasta mastürbasyonla ilgili aþýrý katý ve olumsuz tutumlara sahip ise bu aþama atlanýp eþlerin karþýlýklý olarak birbirlerine mastürbasyon yapmalarý önerilebilir. Vajina dýþýnda saðlanan orgazm partnerle olan yakýnlýk düzeyini, partnere güven duymayý arttýrýr ve iletiþimi kolaylaþtýrýr. Bayan T ve eþine birinci aþama alýþtýrmalarý ilk oturumda çok sýnýrlý bir alaný içerecek þekilde verilmiþtir. Örneðin, Bayan T sadece eline dokunulmasýna izin veriyor olsaydý dokunma alaný elle sýnýrlý kalacaktý. Dokunmalarýn anksiyete uyandýrmadýðý ve haz alýnmaya baþlandýðý noktada dokunma sýnýrlarý geniþleyecekti. Burada özetlenen klasik yaklaþýmdan farklý olarak, Bayan T ye eþiyle sýnýrlý dokunma alýþtýrmalarý yaparken kendini uyarma ve bu þekilde orgazm olabilme ödevi de verildi. Bu yaklaþým, ilk görüþmede yapýlan ayrýntýlý bilgilendirme ve destekleyici tutum, çiftin yüksek motivasyonu ile birleþince tedavi çok hýzlý ilerlemiþtir. Kýsa zamanda ilk ödevlerini baþarýyla yapan çifte, duyumlara odaklanma alýþtýrmalarýnýn birinci aþamasýný tamamlamak üzere cinsel organlar dýþýnda kalan bütün vücut bölgelerine eþiyle karþýlýklý dokunma alýþtýrmalarý ödev olarak verilmiþtir. Bu deneyimler cinsel iliþki ve orgazm sýrasýnda yaþanýlmasý olasý kontrol kaybý ile ilgili korkulara duyarsýzlaþmayý da saðlamýþ ve çift yýllardýr ulaþamadýklarý bir cinsel uyarýlma düzeyine ulaþmýþtýr. Sonuçta hala süren orgazm ve cinsel birleþme yasaðýna kendilerini tutamadýklarý gerekçesiyle uymamýþlardýr. Anksiyete ve kaçýnmanýn tamamen kaybolmasýndan sonra orgazmý amaçlamadan kýsmi vajinal giriþe ve daha sonra da tam vajinal giriþe izin verilerek tamamlanmasý planlanan duyarsýzlaþtýrma süreci de kendiliðinden sona ermiþtir Böylece ikinci ve üçüncü aþama iç içe geçmiþ olarak yapýlmýþ ve sonuç baþarýlý olmuþtur. 195

Doðan S. TARTIÞMA Cinsellikten tiksinti duyma bozukluðu çok sýk rastlanmayan, bununla birlikte karþýlaþýldýðýnda taný, sýnýflandýrma ve tedavisinde güçlükler yaþanan bir bozukluktur. Ýlk kez 1987 de DSM-III-R ye girmiþ ve DSM-IV-TR de dahil olmak üzere cinsel bozukluklar kapsamýnda yer almýþtýr. Sunulan olguda taný ve tedavi sürecinde sorun yaþanmadýðý gibi olgu davranýþsal duyarsýzlaþtýrma (behavioral desensitization) yönteminin ve genel cinsel terapi ilkelerinin uygulandýðý terapi yöntemiyle þaþýrtýcý derecede kýsa sürede, toplam 3 oturumda tamamen düzelmiþtir. Literatürdeki olgular gözden geçirildiðinde CTDB olan kiþilerde çocukluk döneminde veya ilk cinsel deneyim sýrasýnda cinsel travma veya uygunsuz cinsel davranýþ deneyimleri olduðu ya da cinsel olarak kapalý-tutucu ailelerde yetiþtirildikleri görülmektedir (Crenshaw 1985, Kaplan 1987, McCarthy 1995, Kinsberg ve Janata 2003). Sunulan olgu bu bakýmdan literatürdeki örneklerle benzerlik göstermektedir. Ancak Bayan T nin cinsel olarak aktif olmasýndan çok önce gerçekleþen cinsel taciz olayýnýn süreklilik göstermemesi ve taciz eden kiþinin çok yakýn bir aile bireyi olmamasýnýn tedaviye hýzlý yanýtta önemli olduðu düþünülebilir. CTDB tedavisi açýsýndan literatür gözden geçirildiðinde, tedavide davranýþçý yöntemlerin etkili olduðu yönünde fikir birliði olduðu görülmektedir. Tedavi süresi olarak haftada 1-2 kez yapýlan 8-12 oturumun uygun olduðu belirtilmektedir (Finch 2001, Kinsberg ve Janata 2003). Sunulan olguda toplam 3 oturumda düzelme olmuþ, 2 ve 6 ay sonra yapýlan telefon görüþmelerinde de sorunun yinelemediði saptanmýþtýr. Herhangi bir baþka psikiyatrik bozukluðunun bulunmamasýnýn terapiye hýzlý yanýtta etkili olduðu düþünülmektedir. Oysa gözden geçirilen olgularýn hemen hepsinde yeme bozukluðu, depresyon (Finch 2001, Kinsberg ve Janata 2003), panik bozukluk, basit fobiler (Kaplan 1987, Kinsberg ve Janata 2003) gibi ek psikiyatrik sorunlarýn olduðu ve terapilerin daha uzun sürdüðü saptanmýþtýr. Tedaviye olumsuz yanýtla iliþkili faktörler arasýnda eþlik eden depresyon ve/veya baþka psikiyatrik sorunlarýn bulunmasý, cinsel travma ve/veya cinsel taciz öyküsü yanýnda, bozukluðun yaþam-boyu (birincil) tipte olmasý, hastanýn anorgazmik olmasý, eþle iletiþimin kötü olmasý ve önceki baþarýsýz tedavi giriþimleri de gösterilmektedir (Pridal ve LoPiccolo 1995, Finch 2001). Bu faktörler açýsýndan olgu irdelendiðinde Bayan T nin orgazmik olmasý, eþiyle iliþkisinde karþýlýklý sevgi, anlayýþ, güven ve içtenlik olmasý, daha önceden olumsuz sonuçlanan tedavi giriþiminin olmamasýnýn hýzlý düzelmede etkili olduðu düþünülmektedir. Terapiye olumlu yanýtý etkileyen belki de en önemli faktör çiftin iyileþme için yüksek motivasyona sahip olmasý ve direnç göstermeden ödevlerini yapmasý olarak görülmektedir ki Bayan T ve eþi bu nitelikleri taþýyordu. Cinsel konularda deneyim ve bilgi eksikliðinin sorunlarýn oluþmasýnda ve sürmesinde önemli olduðu bilinmektedir. Kinsberg ve Janata (2003), terapi oturumlarýnda yapýlan bilgilendirmenin ve sistematik duyarsýzlaþtýrma ödevlerinin neden verildiðinin hastaya açýklanmasýnýn terapi sürecinde önemli olduðunu bildirmektedir. Hem Bayan T hem de eþi cinsel olarak deneyimsizdi ve kýsýtlý bilgiye sahipti. Bu nedenle terapi oturumlarýnda yapýlan ayrýntýlý bilgilendirmenin, cinselliði olumlayýcý, destekleyici tutumun da tedaviye hýzlý yanýtta etkili olduðu ileri sürülebilir. Dokunma alýþtýrmalarýnýn çok sýnýrlý bir alanda kýsýtlý tutulmasý, eþ zamanla olarak hastaya kendi cinsel organlarýný tanýma, kendini uyarma ve bu þekilde orgazm olma ödevlerinin de verilmesi tedavi süreci hýzlandýran diðer faktörler olarak görülebilir. Sonuç olarak bu olgu, CTDB olan hastalarýn taný ve tedavisinin her zaman zor olmadýðýný, uygun bilgilendirme ve terapi teknikleriyle bazen þaþýrtýcý olabilecek kadar kýsa sürede düzelebileceðini vurgulamaktadýr. Ayrýca terapi sürecini olumlu veya olumsuz olarak etkileyebilecek deðiþkenleri gözden geçirme ve tartýþma fýrsatý vermektedir. Yazýþma adresi: Dr. Sultan Doðan, Özel GOP Hastanesi, Ýstanbul, sultandogan@yahoo.com 196

Cinsellikten Tiksinti Duyma Bozukluðu: Davranýþçý Tedaviye Olumlu ve Hýzlý Yanýt Veren Bir Olgu Amerikan Psikiyatri Birliði (2000) DSM-IV-TR Taný Ölçütleri Baþvuru Elkitabý, 2. Baský, (Çev: E Köroðlu), Hekimler Yayýn Birliði, Ankara, 2005. Crenshaw TL (1985) The sexual aversion syndrome. J Sex Marital Ther, 8:179-197. Finch S (2001) Sexual aversion disorder treated with behavioral desensitization. Can J Psychiatry, 46: 563-564. Kaplan HS (1987) Sexual Aversion, Sexual Phobias and Panic Disorder, New York, Brunner/Mazel, INC. Katz RC, Jardine D (1999) The relationship between worry, sexual aversion and low sexual desire. J Sex Marital Ther, 25:293-296. Kinsberg SA, Janata JW (2003) The sexual aversions. Handbook of clinical sexuality for mental health professionals. Levine SB, Risen CB, Althof SE (Eds), New York, Brunner- Routledge, s.153-165. KAYNAKLAR McCarthy BW (1995) Childhood sexual trauma and adult sexual desire: A cognitive-behavioral perspective. Case studies in sex therapy. Rosen RC, Leiblum SR (Eds), New York, The Guilford Press, s.148-160. Ponticas Y (1992) Sexual aversion versus hypoactive sexual desire: A diagnostic challenge. Psychiatric Medicine, 10:273-281. Pridal CG, LoPiccolo J (1995) Joyce and Leonard: Sexual aversion or sexual addiction? Case studies in sex therapy. Rosen RC, Leiblum SR (Eds), New York, The Guilford Pres, s.131-147. Tuðrul C, Öztan N, Kabakçý E (1993) Golombok-Rust Cinsel Doyum Ölçeði nin standardizasyon çalýþmasý. Türk Psikiyatri Dergisi, 4:(2)83-89. 197