AK PARTi Genel Başkan Yardımcısı Dengir Fırat ın düzenlediği basın toplantısının tam metni: Temmuz 03, 2008-12:00:00 AK PARTi Genel Başkan Yardımcısı Dengir Fırat'ın düzenlediği basın toplantısının tam metni: Değerli Basın Mensupları; Türkiye önemli bir süreçten geçiyor. Bu süreçten hukuk ve adalet, bu süreçten demokrasi ve istikrar, bu süreçten milletimiz ve geleceğimiz kazanarak çıkmalıdır. Bunun için bütün kurumlarımıza görev ve sorumluluklar düşmektedir.
Herkes anayasa ve yasalarla tanımlanmış sınırlar içinde kendi sorumluluklarını yerine getirmelidir. Ne fazla, ne eksik, herkes kendi işini yapmalıdır. İktidar partisi olarak biz sorumluluklarımızın bilinci içinde hareket ediyoruz. Ne yazık ki, son gelişmeler etrafında bir siyasi bunalım yaratma gayretlerine de tanık oluyoruz. Devam eden bir savcılık soruşturması kapsamında, mahkeme kararlarıyla bazı isimlerin gözaltına alınmasını, siyasetin konusu haline getirmek isteyenler var.
İşte Sayın Baykal ı bugün dinlediniz. Açık söylüyorum, Sayın Baykal ın telaşını anlamak mümkün değildir. Kendisine sormak istiyorum: Emniyet teşkilatı, mahkemelerin ve savcıların yasal emirlerini uygulamak mecburiyetinde değil mi?
Yoksa size göre kanunlar, bazı hallerde ve bazı kişiler için geçerli değil midir? Bazı kişiler gözaltına alınır, bazıları alınamaz mı? Bazıları yargılanır, bazıları yargılanamaz mı? Hani siz hukukun üstünlüğüne inanıyordunuz? Hani sizin yargıya, mahkemelere saygınız vardı?
Neden kendinizi mahkeme yerine koyarak, devletin savcılarının terör örgütü kurmak, yasadışı yollara başvurmak, çeteleşmek gibi ciddi ve ağır suçlamalar yönelttiği zanlıları, aklama, masum gösterme telaşına girdiniz? Bir hukuk düzeninde kimin suçlu, kimin masum olduğuna ancak mahkemeler karar verebilir, yoksa siyasi partiler veya sivil toplum kuruluş örgütleri değil. Gözaltına alınanlar için adil bir yargılama talep edebilirsiniz. Bunu anlarız. Buna biz de içtenlikle katılırız. Ancak Sayın Baykal, size hatırlatmak isterim ki, zanlılar, kendilerini savunabilecek imkan ve kabiliyete sahiptirler.gördüğümüz kadarıyla avukatları da var. Peki siz neden, onların avukatlığını yapmak zorunda hissediyorsunuz kendinizi, işte bunu anlayamıyoruz.
Bizim AK Parti olarak tavrımız açık. Suçu mahkeme kararıyla sabit olmadıkça herkes masumdur. Herkesin adil yargılanma hakkı vardır. Devam eden soruşturmada, iddianamenin bir an evvel mahkemeye sunulmasını, adaletin en kısa sürede tecelli etmesini, gerçeklerin hukuk önünde ortaya çıkmasını istiyor ve bekliyoruz. Ama siz, sırf herkes gibi iddianamenin bir an önce tamamlanmasını bekliyoruz dediği için Sayın Genel Başkanımız ve Başbakanımız ı akla hayale gelmeyecek bir söylemle suçluyorsunuz.
Sizi anlıyoruz. Suyu bulandırmak, devam eden bir yargı sürecine siyasetin gölgesini düşürmek, hakim ve savcıları baskı altına almak istiyorsunuz. Fakat bir türlü hükümetten ve partimizden amacınıza uygun, kullanabileceğiniz malzemeler gelmiyor. Provokasyon yapmak için fırsat kolluyorsunuz, ama malzeme kıtlığı çekiyorsunuz. Neden sıkıntıya düştüğünüzü anlıyoruz. Onun için söylenenleri eğip bükerek, eklemeler çıkarmalar yaparak kullanışlı hale getirmeye çalışıyorsunuz, ama nafile. Sayın Baykal, boşuna beklemeyin buradan size iş çıkmaz. Size tek sözümüz şudur: hadi başka kapıya.
Kendinizi mahkemelerin konusu olan bu sürecin tarafı ve muhatabı haline getirebilirsiniz. Ancak AK Parti olarak bizi, istediğiniz gibi konumlandırmak, şu ya da bu taraf haline getirmek sizin haddinizi de, hakkınızı da aşar. Biz adaletten, hukuktan ve demokrasiden yanayız. Yargılamanın sonucu ne olursa olsun sonuna kadar da bu pozisyonumuzu koruyacağız. Değerli Basın Mensupları;
Sayın Baykal, açıkça siyasi ahlakın dışına çıkarak mugalata yapıyor. Sanki gözaltı işlemleri savcıların, mahkemelerin kararıyla değil de, siyasi bir kararla yapılmış gibi gösterilmek isteniyor. Sanki zanlılar, anti demokratik amaçlarla suç işledikleri, yasadışı yollara tevessül ettikleri, illegal yapılanmaya, çeteleşmeye gittikleri iddiasıyla değil de, hükümete muhalefet ettikleri için gözaltına alınmışlar gibi göstermek istiyor. Demokratik muhalefet, demokrasilerin olmazsa olmazıdır. Demokratik hukuk sistemlerinde hükümetlerin nasıl işbaşına gelip, nasıl gidecekleri de bellidir.
Hiçbir demokraside muhalefet ediyor diye kimseye suç işleme imtiyazı tanınamaz. Demokrasilerde yasadışı yollarla muhalefet yoktur, olamaz. Anayasa ve yasalar, muhalefeti de bağlar. Hukuk düzeninin dışına çıkan varsa, neye, kime muhalefet ettiğine bakmaksızın hukuk gereğini yapar. Sayın Baykal bundan rahatsız oluyor, iddiaların üstüne gidilsin, araştırılsın, soruşturulsun istemiyor. Hem de bunu, hakimleri, savcıları zan altında bırakmaktan çekinmeden büyük bir pervasızlıkla yapıyor.
Hangi amaçla, anlayışla olursa olsun anayasal demokratik düzene karşı suç işlemeyi mübah göstermekten herkes, ama en evvel de sivil toplum örgütleri ve siyasetçiler kaçınmalıdır. Türkiye ye böyle bir kötülüğü yapmaya kimsenin hakkı yoktur. Süreç içinde eksik ve yanlış bulunanlar varsa,bunlar elbette eleştiri konusu yapılabilir. Ama eleştiri hakkı, yargıya intikal etmiş vahim bazı suçları örtbas etmeye, araştırılmasını, soruşturulmasını önlemeye, yargı sürecini engellemeye, kamu görevlilerini korkutmaya, sindirmeye yönelik olamaz.
Eleştiriler, iddiaların üstüne ciddiyetle gidilmesini, hiçbir şeyin eksik, hiçbir hususun karanlıkta bırakılmamasını, üstünün örtülmemesini, adaletin tam ve eksiksiz olarak tecelli etmesini sağlamaya yönelik olmak durumundadır. Biz AK Parti olarak, adaletin en kısa sürede tecelli etmesini, olayların bütün yönleriyle aydınlatılmasını umuyor ve diliyoruz. Bu hassas sürecin hiçbir şekilde siyasi çekişme konusu haline getirilmemesi için de azami özen ve gayreti göstermeye devam edeceğiz. Çok teşekkür ediyorum. Sağolun.