Önce biz sorduk kpss 2 0 1 8 120 Soruda 83 SORU Güncellenmiş Yeni Baskı Genel Yetenek Genel Kültür TÜRKÇE Tamamı Çözümlü SORU BANKASI
Yazar Komisyon KPSS Türkçe Soru Bankası ISBN 978-605-318-850-6 Kitapta yer alan bölümlerin tüm sorumluluğu yazarına aittir. Pegem Akademi Bu kitabın basım, yayın ve satış hakları Pegem Akademi Yay. Eğt. Dan. Hizm. Tic. Ltd. Şti.ye aittir. Anılan kuruluşun izni alınmadan kitabın tümü ya da bölümleri, kapak tasarımı; mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik, kayıt ya da başka yöntemlerle çoğaltılamaz, basılamaz, dağıtılamaz. Bu kitap T.C. Kültür Bakanlığı bandrolü ile satılmaktadır. Okuyucularımızın bandrolü olmayan kitaplar hakkında yayınevimize bilgi vermesini ve bandrolsüz yayınları satın almamasını diliyoruz. 28. Baskı: 2017, Ankara Proje-Yayın: Özge Işıkcı Dizgi-GrafikTasarım: Vedat Hancı Kapak Tasarım: Gürsel Avcı Baskı: Vadi Grup Ciltevi A.Ş. İvedik Organize Sanayi 28. Cadde 2284 Sokak No:105 Yenimahalle/ANKARA (0312 394 55 91) Yayıncı Sertifika No: 14749 Matbaa Sertifika No: 26687 İletişim Karanfil 2 Sokak No: 45 Kızılay / ANKARA Yayınevi: 0312 430 67 50-430 67 51 Yayınevi Belgeç: 0312 435 44 60 Dağıtım: 0312 434 54 24-434 54 08 Dağıtım Belgeç: 0312 431 37 38 Hazırlık Kursları: 0312 419 05 60 İnternet: www.pegem.net E-ileti: pegem@pegem.net
SUNU Sevgili Adaylar, Çeşitli bölüm ve aşamalardan oluşan KPSS de Genel Yetenek içerisinde yer alan ve sınavın dörtte birlik kısmını oluşturan Türkçe testi, diğer bölümler gibi yıldan yıla farklı soru tiplerinin gelebildiği, soruların uzayıp kısalabildiği, dolayısıyla sınavın süresini doğrudan etkileyen bir bölüm. Sınava daha önce girmiş adaylar bu konuyu çok iyi bildikleri için, olası risklerin özellikle sınava ilk defa girecek adaylarca kavranması son derece önemli. Özellikle uzun soluklu sınavlarda birçok öğrencinin hızını düşüren, algısını yavaşlatabilen Türkçe testini iyi bir performansla geçmeniz için titizlikle hazırlanan bu kitabın benzerlerinden çok farklı olduğunu çözmeye başladıktan kısa süre sonra anlayacaksınız. KPSS müfredatına tam uygun hazırlanan kitabınızda konular, kolaydan zora ve kısadan uzuna doğru hazırlanmıştır. Bu anlamda hız ve bilgi düzeyi açısından size iyi bir performans kazandıracaktır. Kitabın çözümüne yönelik önerilerimizin dikkate alınmasının bu kitabın etkililiğini artıracağını düşünüyoruz: Bu kitaptaki testlerin çözümleri, öğrenciye ilgili konuda geri bildirim verecek şekilde özel olarak hazırlanmıştır. Soru doğru çözülse bile soruların çözümlerinde bulunan notların okunmasını önemle tavsiye ediyoruz. Kitapta paralel testler oluşturulmuştur. Bazı konulara ilişkin testlerden hemen sonra yine aynı konuyu ölçen bir testle, önce çözülen testlerdeki hataların giderilip giderilmediği kontrol edilebilecektir. Süre baskısı olmadığı sürece, herkes her testi yaklaşık sonuçlarla tamamlayabilir. Fakat sınav esnasında bunların hiçbiri geçerli değildir. Süre baskısı bambaşka bir şeydir ve birçok öğrenci bununla sınavda karşılaşmaktadır. Dolayısıyla bu duruma alışabilmek için kitabınızdaki testlerin mutlaka süreyle çözülmesi önerilmektedir. Bu kitaptaki testlerin tamamı sınıflarda uygulanarak ortalama süre belirlemesi yapılmıştır. Bu sürelerin birkaç dakika aşılması sorun değildir. Önemli olan, bu sürelerin çok üstüne çıkılmamasıdır. Son yıllarda KPSS ye dâhil olan SÖZEL MANTIK konusundaki çözümler adım adım gösterilmiştir. Öğrencilerin acele etmeden çözüm adımlarını takip ederek SÖZEL MANTIK konusundaki sistematiği özümsemeleri hedeflenmiştir. Tüm adaylara sağlık, mutluluk ve başarılar diliyoruz. Pegem Akademi
İÇİNDEKİLER Test - 1 Test - 2 Test - 3 Test - 4 Test - 5 Test - 6 Test - 7 Test - 8 Test - 9 Sözcük Düzeyinde Anlam...1 Söz Düzeyinde Anlam...6 Söz Öbekleri (Deyim - Atasözü - İkileme - Pekiştirme)...12 Sözcükte Anlam Olayları...17 Cümlede Anlam...22 Cümlede Anlam...30 Cümle Analizi...36 Cümlenin Yorumu...42 Cümle Oluşturma...48 Test - 10 Anlatım Biçimleri ve Düşünceyi Geliştirme Yolları...54 Test - 11 Anlatım Biçimleri ve Düşünceyi Geliştirme Yolları...54 Test - 12 Paragrafta Çıkarım...70 Test - 13 Konu ve Ana Düşünce...77 Test - 14 Yardımcı Düşünceler...85 Test - 15 Yardımcı Düşünceler...92 Test - 16 Paragrafın Akışını Bozan Cümle...100 Test - 17 Paragrafın Akışını Bozan Cümle...106 Test - 18 Paragrafta Yer Değiştirme...112 Test - 19 Paragrafta Yer Değiştirme...118 Test - 20 Paragraf Bölme...125 Test - 21 Boşluk Tamamlama...131 Test - 22 Paragraf Oluşturma...138 Test - 23 Paragraf Oluşturma...143 Test - 24 Parçaya Dayalı Sorular...149 Test - 25 Parçaya Dayalı Sorular...156 Test - 26 Ses Bilgisi...162 Test - 27 Yapı Bilgisi...167 Test - 28 Sözcük Türleri (İsim - Sıfat - Zamir - Zarf)...172 Test - 29 Sözcük Türleri (İsim - Sıfat - Zamir - Zarf)...177 Test - 30 Sözcük Türleri (İsim - Sıfat - Zamir - Zarf)...182 Test - 31 Sözcük Türleri (Edat - Bağlaç)...187 Test - 32 Fiiller...191 Test - 33 Fiiller...196 Test - 34 Fiil Çatıları...201
İÇİNDEKİLER Test - 35 Cümle Türleri...206 Test - 36 Cümlenin Ögeleri...212 Test - 37 Karma Dil Bilgisi...218 Test - 38 Karma Dil Bilgisi...223 Test - 39 Yazım Kuralları...230 Test - 40 Yazım Kuralları...236 Test - 41 Yazım Kuralları...241 Test - 42 Noktalama İşaretleri...246 Test - 43 Noktalama İşaretleri...250 Test - 44 Noktalama İşaretleri...256 Test - 45 Anlatım Bozukluğu...261 Test - 46 Anlatım Bozukluğu...266 Test - 47 Sözel Mantık...271 Test - 48 Sözel Mantık...279 Test - 49 Sözel Mantık...287 Test - 50 Sözel Mantık...295 Cevap Anahtarı...303 vi
Sözcük Düzeyinde Anlam 1 Önerilen Süre: 15 dk. Not: Sözcükte Anlam ünitesi anlam bilgisinin ilk basamağıdır. Bilindiği gibi, bir metnin tam anlaşılması, o metindeki sözcüklerin ve söz gruplarının (mecazlı kalıplar, deyimler, atasözleri...) tam olarak anlaşılmasına bağlıdır. Nasıl ki spor yapmadan önce ısınma hareketleri yapılıyorsa uzun soluklu testlere başlamadan önce çözülen Sözcükte Anlam testleri de öğrenciyi hızlı soru çözme kondisyonuna sokan basit egzersizler gibi düşünülmelidir. Bu yüzden bu ünitedeki testleri, süre tutarak ve seri bir şekilde çözmek daha faydalı olacaktır. Lütfen tüm testlerin çözümlerindeki not ve açıklamaları okuyunuz! 3. Geniş sözcüğü aşağıdaki cümlelerin hangisinde mecaz anlamda kullanılmıştır? A) Geniş bir elbisenin içinde küçük bir çocuğu andırıyordu. B) Geniş, fayans döşeli bir balkon yaptırdı köydeki evine. C) Besbelli ki geniş bir insandı yeni sınıf arkadaşımın babası. D) Bu ağaç, geniş bir bostan duvarının dış tarafında idi. E) Bazı sözcüklerin anlam kapsamı dar, bazılarınınki geniştir. BU KİTAPTAN DAHA İYİ FAYDALANMAK İÇİN LÜTFEN ÖN SÖZ BÖLÜMÜNÜ OKUYUNUZ. 1. El değmemiş Anadolu dağlarında yaşayan binlerce I II III farklı türde canlı var. Bunlardan bazıları kendini IV insanlardan saklayabilirken bazıları insanların samimiyetine güvenip gün yüzüne çıkıyor. V Yukarıdaki altı çizili sözlerle ilgili aşağıdaki açıklamalardan hangisi yanlıştır? A) I. söz, deyimdir. B) II. söz, temel anlamda kullanılmıştır. C) III. söz, nicel anlamlıdır. D) IV. söz, genel anlamlıdır. E) V. söz, mecaz anlamlıdır. 4. Kitaplara dair yazılarda genellikle (çoğunlukla) iki I eğilim (yönelim) görülür: Bir tarafta bahsettiği kitap II hakkında lafı dolandıran (sözü uzatan) ve iyi bir üslup III uğruna (amacıyla) aslında tanıttığı kitaba haksızlık IV eden metinler, diğer tarafta ise konu edindiği kitabın içeriğini düz bir anlatımla sunarken (alıntılarken) pek V de lezzet vermeyen tanıtım yazıları. Bu parçadaki numaralanmış sözcüklerden hangisi ayraç içinde verilen sözle anlamca uyuşmamaktadır? 2. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili sözcüklerden hangisi yan anlamda kullanılmıştır? A) Ne annesi ne babası Ayşe nin başka bir şehirde okumasını istiyordu. B) Rüzgâr öyle şiddetliydi ki bazı camları bile kırdı. C) Tansiyonun dengelenmesinde her gün iki diş sarımsak oldukça faydalı. D) Ben onu o kadar uyardığım hâlde o yine de ayakta uyuyor. E) Bu sektörün çok yakında batacağını anlamıştım. 5. Büyük sözcüğü aşağıdaki cümlelerin hangisinde nicel anlamda kullanılmamıştır? A) Elindeki büyük torbayı bagaja zar zor yerleştirdi. B) Büyük ağabeyi bu hafta askerden döndüğü için çok heyecanlı. C) Bu büyük insan edalarıyla bir yere varamayacağını bilmelisin. D) Büyük bir servete kavuşunca gözü hiçbir şey görmez oldu. E) Büyük bir bahçenin ortasına küçücük bir kulübe yaptı. 1
Önerilen Süre: 15 dk. 1 Sözcük Düzeyinde Anlam 6. (I) Gün içinde, onca koşturmanın arasında, ne kadar can sıkıcı olay varsa karşılaşıyorsunuz. (II) Doğal olarak insanda ne sağlam bir moral kalıyor ne de güç. (III) Bütün bunlara rağmen akşam sahneye çıkıp oyunumuzu en iyi şekilde oynamak zorundayız. (IV) Zaten tersi bir durum düşünülemez. (V) İnsanlar, o güç koşullarda, bu anlaşılması zor oyunu izlemeye gelmişler; bu, onlara yapılır mı? Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde eş anlamlı sözcükler bir arada kullanılmıştır? 7. (I) Ben bu işi yıllarca, günlük gazetelerde çizerken yaptım. (II) Çok büyük zorluklarla binlerce kez karşılaştım ama usanıp yılarsanız derhal kalemi kâğıdı bir yana bırakmanız gerekir. (III) Çünkü yaptığınız iş, karikatür; doğal olarak hemen işinize yansır. (IV) Bundan yıllarca önce annemi kaybettim mesela. (V) Mezarlıktan sonra gazeteye gittim ve karikatürümü çizdim. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde yakın anlamlı sözcükler bir arada kullanılmıştır? 8. Boş bir kutu duruyordu kapının hemen önünde. cümlesindeki boş sözcüğünün anlamca karşıtı aşağıdakilerden hangisinde vardır? A) Elinde ağzına kadar fındık dolu bir torbayla sınıfa girdi. B) Dolu geçen günlerden sonra nihayet ayrılık vakti geldi. C) Bütün bunlar içi boş vaatler, bence inanmayın siz. D) Deli dolu bir çocukluk geçirmişti. E) Sevgi dolu bir insandı büyüdüğüm köydeki ilkokul öğretmenim. 10. Kökteş sözcükler, anlamca birbirine bağlı ad ve eylem kökleridir. Örneğin; boya - boyamak, ekşi - ekşimek Bu sözcüklerin anlamları doğrudan birbiriyle ilgilidir. Aşağıdakilerin hangisinde altı çizili sözcükler arasında kökteşlik ilişkisi vardır? A) Gülleri soldurmuş elem yaşları Bana bir gülse sevdiğim B) El, elden üstündür Ellere mi anlatayım derdimi C) Yüz kişi arasında seni mi seçtiler Her sabah mutlaka yüzerim D) Güreş, Türklerin ata sporudur Çocuklar plajda keyifle güreşiyorlar E) Gelinle damadın üstüne para saçtılar Uzun saçları beline kadar uzanıyordu 11. Eksik bir şey mi var hayatımda? sorusunu en az bir defa olsun sormamış birini tanımadım. Böylesine I masum ve kışkırtıcı bir soruyla başlayan şarkıyı, II güneş kocamış dağların arkasında süzülürken dinlemeyi seviyorum. Hayatın boşluğuna sızan o cümleyi, III müzisyenliğinin yanı sıra hınzır ve derin romanlar yazan IV Hüsnü Arkan yazmış. Kırık ritmi ve buruk melodisiyle V Ege nin kızı olan bu şarkı, iç kamaştıran bir tat veriyor. Bu parçadaki altı çizili sözlerden hangisinde mecazlı bir söyleyiş yoktur? 9. Yazılışları ve okunuşları aynı, anlamları farklı olan sözcüklere sesteş sözcükler denir. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde sesteş sözcükler bir arada kullanılmıştır? A) İçindeki boşluğu doldurup doldurup boşaltıyor türkülerle. B) Ne doğrarsan aşına o çıkar kaşığına, demiş atamalarımız. C) Ustamın adı Hıdır, benim elimden gelen budur. D) Yıldan yıla eridim aşkla, artık dayanamam yılarım hasretine. E) Ela gözlerini sevdiğim dilber, şu gelip geçtiğin yollar övünsün. 12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde karşıt anlamlı sözcükler bir arada kullanılmıştır? A) Zamansız yitirdiğim sevgiliye olmadık zamanlarda eriştim. B) Telefondaki ses, bir şeyler anlatmaya çalışıyordu ancak onu anlayan yoktu. C) Kara haberi duyan aile, soluğu hastanenin bahçesinde aldı. D) Elektrikler gidince evi hüzün ve tozlanmış hatıralar kaplardı. E) Askerliğini yaptıktan sonra bir işe girme umuduyla İstanbul a gider. 2
Sözcük Düzeyinde Anlam 1 Önerilen Süre: 15 dk. 13. I. Yirmi yıla yakın bir süredir bu bahçede haşhaş yetiştiriyor. II. Bu işi en kısa sürede yetiştiririz, merak etmeyin siz. III. Sınıfta söylenen her şeyi hemen koşup yetiştirmiş müdüre. IV. Bu okul, ülkemizin en değerli insanlarını yetiştiriyor. V. Yüksek lisans tezimi bir haftaya yetiştiririm. Yetiştir- sözcüğü yukarıdaki numaralanmış cümlelerde kaç farklı anlamda kullanılmıştır? A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5 17. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük genel anlamda kullanılmıştır? A) Son yazısında ülkenin içinde bulunduğu çıkmaza çözümler arıyor. B) Roman insana yeni dünyalar ve yeni insanlar tanıtır. C) Eve gelen çocuk ilk günden sorun çıkarmaya başladı. D) Elindeki kitabı çocuğa uzatıp bunu okuması gerektiğini söyledi. E) Özellikle yaz aylarında Akdeniz kıyıları dolup taşıyor. 14. Annem dün sessizce odama girdi. Parmaklarımın I II arasında ezilip büzülen kitabımın karşısında III okumaktan gözlerimin feri kaçmış, düşünmekten IV alnı kırışmış olarak buldu beni yine. V Yukarıdaki altı çizili sözcüklerden hangisi soyut anlamda kullanılmıştır? 15. Dokuz Eylül Üniversitesi öğretim elemanlarının grup çalışmasıyla ortaya çıkan eserde Amerikan I edebiyatında kadın konuları ve kadına bakış II III açıları kronolojik yöntemle tartışılıyor. V Bu cümledeki numaralanmış sözcüklerden hangisi terim anlamıyla kullanılmıştır? 16. İnsanı delip geçen (etkili), sıra dışı, bilinenlerin I sınırlarını zorlayan (düşündürücü) bir bakışa sahipti. II İnsan canlısı (samimi) bir çocuktu aynı zamanda. III Güldüğü zaman sevgi ve iyilik saçılıyordu yüzünden. Olayları kökünden kavrayan (sorgulayan) konuşması, IV keskin ve berrak (kararlı ve net) duruşu vardı. V Bu parçadaki altı çizili sözlerden hangisi ayraç içinde verilen sözle anlamca uyuşmamaktadır? 18. Sait Faik i Sait Faik yapan, o yüksündüğü (eleştirdiği) I özellikleriydi. Biraz da aylaklığıydı (avareliğiydi). II Hiçbir ciddi işi ucundan tutmayan, sonu hiç gelmeyen hercailiğiydi (kararsızlığıydı). III Bu parçadaki altı çizili sözcüklerden hangisinin ayraç içindeki anlamı yanlış verilmiştir? A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II D) I ve III E) II ve III 19. (I) Eskizimden şöyle bir uzaklaşıp çizgilerin içine daldım az önce. (II) Bir yudum içime çektim, dolanıverdim etrafında, bakındım, arandım bir süre. (III) Az önce çekilip filtrelenmiş sıcak ve yumuşak kahvemin arka planına gizlenen o meyvemsi tat gibi, çizgilere emanet ettiğim mandalina kokusunu içime çektim. (IV) Saat, sabahın kör karanlığına ulaşmış, az sonra gün ağaracak! (V) Ne kadar oldu, kaç saattir masa başındayım; elimde kalem, kâğıt Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde düşsel ögelere yer verilmemiştir? 20. Zaman öyle akıyor (hızla geçmek) ki ne I zaman liseyi bitirdik ne zaman üniversiteyi bitirdik anlayamıyoruz (kavrayamamak). Geriye dönüp II baktığımızda (değerlendirmek) aslında koca III bir ömrü (dönemi) gerçekten boşuna (verimsiz) IV V geçirmişiz. Bu parçadaki numaralanmış sözcüklerden hangisi ayraç içinde verilen sözle anlamca uyuşmamaktadır? 3
1 Sözcük Düzeyinde Anlam Not: 1. Parçadaki altı çizili sözlerle ilgili olarak A, B, C, D seçeneklerinde verilenler doğrudur. Samimiyet sözcüğü içtenlik, samimi, yapay olmama anlamlarına gelen bir sözcüktür ve gerçek anlamda kullanılmıştır. Dolayısıyla mecaz anlamda kullanıldığına yönelik ifade yanlıştır. Cevap E 2. Diş sözcüğü insan dişi anlamında kullanılırsa temel anlamda kullanılmış olur. İki diş sarımsak sözündeki diş ise şekil olarak temel anlamla yani insan dişiyle ilişkilendirildiği için yan anlam özelliği kazanmıştır. 3. Geniş sözcüğü eni çok olan anlamında kullanılırsa temel anlamda kullanılmış olur. Bunun dışında kazandığı anlamlar yan ve mecaz anlamlardır. Geniş bir insandı sözünde ise geniş sözcüğü bir kişi için aldırmayan, rahat anlamlarında kullanılmış, mecaz anlam kazanmıştır. Sözcüğün temel, yan ve mecaz anlamlarıyla ilgili aşağıdaki karşlaştırmalı örnekleri inceleyiniz. Not: Temel anlam (İlk anlam) Bir sözcüğün zihinde karşıladığı ilk kavramdır. Diğer bir deyişle sözcük (tek başına) duyulduğunda ya da okunduğunda akla gelen ilk şeydir. Örneğin, Çocuğun ağzı kanıyordu. Uygarlık ateşten doğmuştur. Tüm gücüyle ipi kesmeye çalıştı. Not: Yan anlam Sözcüğün, temel anlamı ndan kopmadan kazandığı, onunla ilişkili yeni anlamlardır. Örneğin, Mağaranın ağzı o kadar küçüktü ki içeri ancak bir çocuk girebiliyordu. Çocuğun ateşini bir türlü düşüremiyorlar. Belediye, elektrik faturalarını ödemeyen şirketlerin elektriğini kesti. Not: Mecaz Anlam Sözcüğün gerçek anlamlarından (temel anlamından ve yan anlamlarından) uzaklaşarak farklı anlamlarda kullanılmasıdır. Örneğin, Bu mahallede onun gibi ağzı bozuk birini daha görmedim. Yeni seçilen muhtar, toplantıda çok ateşli konuştu. Kapının hemen yanında oturan gizemli bir adam garsonu kesiyordu. ÖSYM nin yaptığı sınavlarda temel anlam ve yan anlam değil, gerçek anlam ve mecaz anlam ayrımı sorulmuştur. Sorularda, seçenekler arasında çeldirici olarak yan anlamda kullanılmış sözcük de verilebileceği için dikkatli olunmalıdır. Yan anlam, temel anlamla bir şekilde ilişkilidir ve gerçek anlam başlığında ele alınır oysa mecaz anlam düşsel, gerçek dışı bir anlamdır. 4. Cümledeki...düz bir anlatımla sunarken ifadesindeki sunmak sözcüğü konuyu karşıdakine aktarmak anlamına gelir. Alıntı yapmak ise başkasına ait bir ifadeyi almak, aktarmak anlamına gelir. Dolayısıyla açıklama ile sözcük anlamca uyuşmamaktadır. Sunmak: Bilgi vermek amacıyla çeşitli yöntemler kullanarak bir konuyu dinleyenlere aktarmak Alıntılamak: Bir yazıya başka bir yazarın yazısından cümle veya cümleler almak, alıntı yapmak (tdk.gov.tr) Cevap E 5. Nicel, ölçülebilen ve sayılabilen kavramları ifade eder. Buna göre A, B, D ve E seçeneklerinde verilen Büyük torba, büyük ağabey, büyük servet, büyük bahçe ifadeleri ölçü ya da sayı kavramıyla tanımlanmıştır. Büyük insan sözündeyse herhangi bir ölçü belirtilmemektedir. Sözcük burada üstün, erdemli vs. anlamlara gelecek şekilde, yani nitel anlamda kullanılmıştır. 6. Güç koşullarda anlaşılması zor ifadesinde güçzor sözcükleri aynı anlama gelmektedir. Cevap E Not: Eş anlamlı sözcüklerin bir arada kullanılması anlatım bozukluğuna yol açmaktadır. Örneğin, Müdür hepimizi tebrik edip kutladı. Ülkenin ekonomik ve iktisadi sorunlarını çözmeye çalışıyorlar. 7. II. cümledeki usanıp yılarsanız sözünde usanmak ve yılmak sözcükleri anlamca birbirine yakındır. İkisi de bıkmak, bezmek anlamında kullanılmıştır. Cevap B 4
Sözcük Düzeyinde Anlam 1 8. Boş bir kutu ifadesindeki boş sözcüğü içinde bir şey olmayan anlamında kullanılmıştır. Bunun karşıtı da içi dolu olan dır. Fındık dolu bir torba ifadesinde de dolu sözcüğü, boş sözcüğünün karşıtı olarak verilmiştir. Cevap A 15. Terim; herhangi bir bilim, sanat ya da meslek dalıyla ilgili özel anlamlı sözcüklerdir. Cümledeki kronoloji sözcüğü de cümlede tarih le ilgili bir anlam karşıladığı için terim anlamı kazanmıştır. 9. Sesteş; yazılışları aynı, anlamları farklı olan ( saç, kır, el... gibi) sözcüklerdir. Yıldan yıla eridim aşkla, artık dayanamam yılarım hasretine cümlesinde hem bıkmak fiili hem de zaman anlamına gelen, aynı yazılsa da farklı anlamları karşılayan yıl sözcükleri bir arada kullanılmıştır. 10. Kökteşlik ilişkisinde hem isim hem fiil olarak kullanılabilen ve (sesteş sözcüklerin tersine) anlamları ilgili sözcüklere bakılır. Güreş, Türklerin ata sporudur. cümlesinde güreş isimdir. Çocuklar plajda keyifle güreşiyorlar. cümlesinde ise güreşmek anlamında fiil olarak kullanılmıştır. 11. I numaralı ifadede sormak, tanımak fiilleri, gerçek anlamlarında kullanılmıştır. Diğer seçeneklerdeki masum ve kışkırtıcı, hayatın boşluğuna sızan, hınzır ve derin romanlar, kırık ritim ve buruk melodi ifadeleri, düşsel anlam kazanmış ve mecazlaşmıştır. Örneğin sızmak sözcüğü suyun sızması anlamında kullanılsaydı gerçek anlamda kullanılmış olacaktı fakat hayatın boşluğuna sızmak ifadesi düşsel, gerçek dışı bir anlam taşır. Cevap A 16. IV. numaralı kökünden kavrayan ifadesi olayları iyice anlayan anlamına gelmektedir. Sorgulama ise eleştirel bir gözle bakma anlamına gelir. Dolayısıyla ayraç içindeki açıklama yanlıştır. 17. Son yazısında, Eve gelen çocuk, ellerindeki kitap ve Akdeniz kıyıları sözleri anlamca sınırlanmış belirli kavramları anlatmaktadır. Roman ise genel anlamda roman türünü (tüm romanları) kastetmektedir. Cevap B 18. I numaralı yüksünmek sözcüğünün açıklaması yanlış verilmiştir. Altı çizili sözcüklerin anlamları şu şekildedir: Yüksünmek: Üşenmek, tembellik etmek Aylak: İşsiz, boş gezen, avare (tdk.gov.tr) Hercai: Hiçbir şeyde kararlı olmayan veya konudan konuya geçiveren, kararsız Cevap A 12. Zamansız yitirdiğim sevgiliye olmadık zamanlarda eriştim. cümlesinde yitirmek ve erişmek sözcükleri anlamca birbirine karşıttır. Cevap A 13. Yetiştir- sözcüğü I. cümlede büyütmek, II ve V. cümlede zamanında bitirmek, III. cümlede söylemek, ispiyonlamak IV. cümlede eğitmek anlamında kullanılarak dört farklı anlam kazanmıştır. 14. Oda, parmak, kitap, (fiziksel olarak) kırışmak sözcükleri duyu organlarıyla algılanabilen özellikler olduğu için somut anlamlıdır. Fer aslında aydınlık, parlaklık anlamında somut anlam taşısa da bu cümlede mecaz anlamda kullanılmış ve soyut anlam kazanmıştır. 19. I. cümlede çizgilerin içine daldım, II. cümlede içime çektim, III. cümlede çizgilere emanet ettiğim mandalina, IV. cümlede saat sabahın kör karanlığına ulaşmış ifadelerinde bazı sözcükler gerçek anlamlarının dışında kullanılmış, düşsel (gerçek dışı, hayalî, mecazi...) ögelere yer verilmiştir. Cevap E 20. IV numaralı ömür sözü bütün yaşamı kasteder. Fakat açıklamasında sadece bir zaman dilimi anlamına gelen dönem sözcüğü bu anlamı karşılamaz. Dönem: Belli özellikleri olan zaman parçası, periyot Ömür: Yaşam (tdk.gov.tr) 5
Önerilen Süre: 20 dk. 2 Söz Düzeyinde Anlam Not: Sözcükte Anlam ünitesi kapsamında KPSS de en çok sorulan soru tipi bu testteki sorulardır. Parçanın yazarı kimi zaman birkaç sözcüğü bir araya getirerek oluşturduğu sözcük gruplarına çeşitli anlamlar yükler. Bu sözlerin bilindik, kalıplaşmış anlamları yoktur. O parçada ortaya çıkan anlamlardır bunlar. Burada dikkat edilecek en önemli nokta, altı çizili olarak verilen sözcük gruplarının anlamlarını cümle ve paragraftan aldığıdır. Bu soru tiplerinde altı çizili ifadelerde geçen sözcüklerin gerçek anlamından hareket edilerek mecaz anlamlara ulaşılır. Çoğunlukla verilen sözcüğün gerçekteki işlevine dikkat etmek gerekir. Örneğin, Çağımızın ulaştığı gelişmişlik düzeyi düşünülürse artık geçmişe özlem duymak, çağına göre düşünüp hareket etmemek, geçmişe demir atmak olur. cümlesinde geçen demir atmak fiilinin gerçek anlamından yola çıkılarak bir yargıya ulaşmak gerekir. Gemileri bir yere bağlamak için kullanılan bu ifade mecazlı bir anlama geçmiş, yani geçmişin sınırları dışına çıkamamak, geçmişe bağlı kalmak anlamı kazanmıştır. Lütfen tüm testlerin çözümlerindeki not ve açıklamaları okuyunuz! 1. Romanlarımda yaşadığım zamanla ilgili konular seçiyorum. İnsan bildiği şeyleri daha iyi anlatır. Roman bir anlatı sanatı. Bilmediğiniz şeyleri anlatamazsınız, ben de bildiğim, gördüğüm şeyleri anlatıyorum. Böylelikle zamana şahitlik de ediyorum. Bu parçada geçen zamana şahitlik etmek ifadesinden yazarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? A) Yapıtın kalıcılığını sağlamaya çalıştığına B) Resmî olmayan bir çeşit tarihsel belge oluşturmayı amaçladığına C) Zamana eserleri aracılığıyla ayak uydurmak istediğine D) Bilinen gerçekleri, bilinenden daha farklı göstermeyi amaçladığına E) Toplumsal gelişmelere yön verdiğine 2. (I) Bizim gençliğimizde tam anlamıyla usta bir Ataç vardı. (II) Gerçekte de Ataç, başımızın üstünde bir gözdü. (III) Diğerleri tam olarak ne düşünürdü bilemem. (IV) Ama ben, şiir yazarken onun yazdığımı denetlediğini hissederdim. (V) Aynı yetkinlikte kişiler elbette şimdi de var ama onların var olduğunu kabul edecek zihniyet yok. (VI) Bugünkü gençler için benim söyleyecek bir şeyim yok. Bu parçadaki altı çizili sözün anlamı numaralı cümlelerin hangisinde verilmiştir? A) I. B) III. C) IV. D) V. E) VI. 3. Onun İstanbul daki yaşamıyla ilgili pek çok şey biliyorduk. Farklı şehirlerde, yazar ve şair dostlarıyla yaşadığı ilginç anılarını neşeli ve enerjik üslubuyla bize aktarırdı. İstanbul un kafelerini, sokaklarını, sinemalarını ve müzelerini ağzımızın suyu akarak dinlerdik ondan. Yıllar sonra İstanbul a gittiğimde büyük bir düş kırıklığı yaşamıştım. Sanırım İstanbul onun anlattığı biçimiyle hiç var olmadı. O bize kendi İstanbul unu anlattı. Bu parçada kendi İstanbul unu anlatmak sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) İstanbul un orada uzun süre kalanları daha çok etkilediği B) İstanbul da tercih edilen mekânların kişiden kişiye ve yıldan yıla değiştiği C) İstanbul la ilgili aktardıklarına zihnindekileri de kattığı D) İstanbul u ziyaret edenlerin orayla ilgili izlenimlerini uzun yıllar anlattıkları E) Anlatılanların İstanbul da gidilen yerlerle ilgisinin olmadığı 4. Yazarlar ya da eleştirmenler çoğu zaman okurdan bir beklenti içerisinde olurlar. Onlardan eserle ilgili eksiksiz, doğru bir değerlendirme beklerler. Oysa okurların nitelikli eserlerle niteliksiz eserleri birbirinden ayırmasını beklemek iğne deliğinden Hindistan ı seyretmek gibidir. Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Gelecekte gerçekleşecek bir durumu beklemek B) Asla oluşmayacak durumların hayalini kurmak C) Yapay bir dünya kurup burada yaşamak D) Bir durumun oluşmasıyla ilgili umutlanmak E) Beklentilerinin gerçekleşmesi için çaba göstermek 6
Söz Düzeyinde Anlam 2 Önerilen Süre: 20 dk. 5. Şiirin bir süreç içerisinde oluştuğunun altını çizmeliyiz. Şair dönem dönem önüne sunulan toplumsalın resmini kendi bilinci içerisinde işleyerek ortaya koyar eserini. Bireysel algı biçimi olarak ortaya çıkan bu metinler kişisellikten toplumsallığa doğru uzanan bir izlemenin de özeti niteliğindedir. Bu parçada geçen toplumsalın resmini kendi bilinci içerisinde işlemek sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Sanatı toplum için kullanmaya çalışmak B) Mevcut olanı kendi duygu ve düşünceleriyle harmanlamak C) Toplumsal sorunlara eğilirken nesnel olmaya çalışmak D) Bireysel konuları toplumsal konulardan bağımsız işlemek E) Toplumsal konuları işlerken kendi düşüncelerinden sıyrılabilmek 6. Canlı konuşma sahneleriyle dolu ancak teknik işçilikten yoksun romanlar yazar Hüseyin Rahmi. Hiç değiştirmeden sürdüreceği bu anlatım tarzını Roman Nasıl Yazılır? adlı yazısında savunur. Romanı sınırlayarak onu herhangi bir kuralın dar çerçevesine sıkıştırmak mümkün değildir ona göre. Planlayarak yazmaya kalkmak ise roman kişilerini demir bir kafese hapsetmektir. Romanın hayat gibi kuralsız ve değişken olduğuna inanan Hüseyin Rahmi, daha 1912 de eleştirilmeye başlanır. Cadı romanı etrafında gelişen tartışmada onun romanları biçim karmaşası yüzünden bir tarhana çorbası tenceresi ne benzetilir. Bu tencere, Hüseyin Rahmi ninki kadar olmasa da Cumhuriyet Dönemi sanatçıları tarafından da uzun yıllar kaynatılmıştır. Bu parçadaki altı çizili cümleyle anlatılmak istenen aşağıdakilerin hangisidir? A) Cumhuriyet Dönemi öncesi ve sonrasında Türk romanında işlenen konuların pek fazla değişmediği B) Cumhuriyet Dönemi nde de edebiyat tartışmalarının sürdüğü C) Kuralsız ve plansız yazma geleneğinin Cumhuriyet Dönemi yazarlarınca da sürdürüldüğü D) Türk romanının başka türleri de çağrıştıran melez bir yapısının olduğu E) Biçimsel özelliklere önem vermenin Türk romanının her dönemine damgasını vurduğu 7. Romanlarım tamamlandıktan sonra baştan hesaplanmış, inceden inceye düşünülmüş gibi gözüküyordur ama yaratım sürecinde asla öyle bir şey yok! Ben, bir şey planlamanın o şeyi zedeleyeceğini düşünüyorum. Metnin kendisiyle yürüyorum bu yüzden. Kimi zaman yan yana, kimi zaman birazcık önünde, çoğu zaman da arkasında Bu alıştığım bir yöntem. Bu parçada metnin kendisiyle yürümek sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Yazarın, yapıtta kişiliğini gizlemekten çekinmemesi B) Metnin belli bir düzene göre oluşturulmaya çalışılması C) Yaratma sürecinin metin tamamlanana kadar devam etmesi D) Özgün bir yapıt yaratmanın uzun zaman alması E) Disiplinli çalışmanın başarıyı beraberinde getirmesi 8. (l) Ferruh Doğan ın Sevgi adlı karikatür kitabını dikkatle gözden geçirdim. (II) Daha doğrusu ben okudum o çizgileri. (III) O çizgilerin taşıdığı kitaplar dolusu değerli sözcükleri fark ettim. (IV) Bir kez, iki kez, on kez bakmakla tadına doyulmayan karikatürler bunlar. (V) Sanatın gücü nedir, bunu gösteriyor birden. (VI) Sanatçıyı da takdir etmemek mümkün olmuyor. Bu parçadaki altı çizili sözün anlamı, numaralı cümlelerin hangisinde verilmiştir? A) I. B) III. C) IV. D) V. E) VI. 9. Türkiye de edebiyat eleştirisi kuşkusuz var. Bu türün gelişmesine, Türk edebiyatındaki akımların, yazarların ve yapıtların çözümlenmesine, dünya edebiyatıyla ve toplumumuzla bağlarının kurulmasına kimsenin yadsıyamayacağı katkılarda bulunan eleştirmenler var. Buna karşılık, okur kitlesinin büyük çoğunluğunun yazar ve kitap seçiminde, okudukları eleştiriler değil gazetelerdeki ve televizyon kanallarındaki reklamlar etkili oluyor. Sanki, okurla eleştirmenler arasında bir kan uyuşmazlığı var. Bu parçada kan uyuşmazlığı sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Okurların, eleştirmenlerin bir noktada birleşemedikleri B) Eleştirmenlerin, okurların tercih ettikleri edebiyat türleri dışındaki yapıtları inceledikleri C) Türk edebiyatında eleştiri türünün yeterince gelişmediği D) Eleştirinin Türk edebiyatının geleneklerine uygun olmadığı E) Eleştirmenlerin bireysel davranıp mesleki dayanışma içine girmedikleri 7
Önerilen Süre: 20 dk. 2 Söz Düzeyinde Anlam 10. Broch u okurken en alt tabakadan en üst sınıfa kadar o devasa, hayvansı gövdeden ormana, denize, yol gösteren çocuğa kadar yol boyunca karşılaşılan hangi varlığa oluşa bakarsak bakalım, o varlık anlatıcının kendisine aynalık ediyor. Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Anlatıcının bire bir gözlem yaptığı B) Anlatıcıyı haklı çıkardığı C) Anlatıcının işini kolaylaştırdığı D) Eserin anlaşılmasını kolaylaştırdığı E) Anlatıcının özelliklerini yansıttığı 11. Gerek Adalet Ağaoğlu edebiyatını, gerekse bir dönem Türk edebiyatının arka yollarını anlamak için iyi bir kaynak bu roman. Bu cümledeki altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Genel beğeniye hitap etmeyen edebiyat B) Klasik akımların uygulandığı edebiyat C) İnsanı merkeze alan edebiyat D) Toplum sorunlarını dile getiren edebiyat E) Sanat için sanat, anlayışıyla oluşturulan edebiyat 13. Ülkemizdeki edebiyat ortamına baktığım zaman kendi ürettikleriyle değil de başkalarının ürettiklerinin üzerinden gündemde kalmaya (adlarından söz ettirmeye) I çalışanları görüyorum. Bu taklit yazarlar ya başkalarına öykünüyorlar (tavır alıyorlar) ya da hiçbir şey II üretmeden başkalarına sataşarak yapıyorlar bunu. Üstelik kendilerini başarılı buluyorlar. Ancak yıllar sonra silinip gitmeye (kaybolmaya) başladıklarında, III aslında sofraya bir şey koymadıklarını (bir şey IV üretmediklerini) ve lafla peynir gemisini yürüttüklerini V (çaba göstermeden iş çıkarmaya çalıştıklarını) anlayacaklar. Bu parçadaki altı çizili sözlerden hangisinin ayraç içindeki açıklaması yanlıştır? 12. Baudelaire, basılır basılmaz büyük satış rekorları kıran romanları, onların edebî açıdan düşük kalitede olmasıyla açıklar. Kötülük Şiirleri nin şairine göre halk, kendisine benzeyeni tutar. Biz buna şunu ekleyelim: Sıradan insan, bir dönem elinden düşürmediği bir kitabın bir süre sonra genellikle adını bile anımsamaz. Çünkü halk denen orta ve ortanın altında sanat zevkine sahip kitle, beğenilerinde maymun iştahlıdır. Bu parçadaki altı çizili sözlerle aşağıdaki yargıların hangisi arasında anlamca bir yakınlık yoktur? A) Halk, sanatsal değeri güçlü yapıtlardan çok kendi düzeyine uygun yapıtlardan hoşlanır. B) Sanat zevki gelişmemiş yığınlar, çok beğendiği bir sanat ürününden çok çabuk bıkabilir. C) Sanattan anlamıyor, diye halkı eleştirmek yerine onun sanat zevkini yükseltmemiz gerekir. D) Sıradan insanın sanatsal beğenileri kalıcı değildir. E) Halk bir yapıtta kendi yaşamından izler buluyorsa edebî değeri ile fazla ilgilenmeden onu sever. 14. Bu kitapta anlatılanları ben, büyük bir aynanın içinde gördüm. Üstelik ayna dumanlıydı ve olmayan bir şehirde geziniyordu. Bu parçada anlatılmak istenenle aşağıdaki altı çizili sözlerden hangisi arasında anlamca bir bağ kurulabilir? A) Sanat; insan duygu, düşünce ve gerçekliğinin anlatımıysa -ki öyledir- sanatçı kendine içbükey ya da dışbükey aynada değil, düz aynada bakmalıdır. B) Bir eleştirmen, bir sanat eseriyle ilgili çalışacağı an, edebiyat gibi bir sınırsızlığa tanımsal çitler örmekle başlar işe. C) Turgut Uyar a göre şiir, kendi başına yaşayan soyut bir yaratık değildir. Geldiği sebepler, seslendiği, seslenmek zorunda olduğu yerler vardır. D) Yeni şiir yer yer anlam boşlukları bırakabilir, anlam sıkıntıları çekebilir, anlam tatilleri yapabilir ama büsbütün anlamsız şiir, düşünülemez. E) Onun üslubu, olayı ve kişileri doğal olarak kurmaca bir alana çekmekte ve fotoğraf realizmine aykırı düşmektedir. 8
Söz Düzeyinde Anlam 2 Önerilen Süre: 20 dk. 15. Böyle giriyoruz hayata. Yumuşak ya da sivri bütün köşelerine dokunarak geçiyoruz hayatın. On iki yıl yetmiş sayı her dem yeniden o ilk zamanlarımızı yaşıyormuşuz gibi devingen bir ruhla süzülüyoruz satırların arasına. Yıllar geçiyor, hafızamıza emanet edilmiş güzellik kendini yeniden üretiyor. Yürüyüşümüzü gözleyenler bu hâlimize hayretler ediyor. Bu parçada geçen Bütün köşelerine dokunarak geçiriyoruz hayatın cümlesiyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Hayatı bir ödül olarak düşünüp her anı dolu dolu yaşamak B) İyisiyle kötüsüyle yaşamın sunduğu her andan etkilenmek C) Her zaman olumlu düşüncelere sahip olup kötülüklere yer vermemek D) Geçmişi ve geleceği boş verip içinde yaşanan ana odaklanmak E) Yaşam sınavında her zaman en yükseklerde yer almak 16. Amin Maalouf ta gizli bir cazibe ile okuma hızınıza hız katıp sona geldiğinizde üzülerek bütün kitaplarının bittiğini görürsünüz. Daha fazlası yok mu? Olmalı, dahası olmalı. Ben henüz doymadım. gibi bir hisle aranırsınız da yazara küsersiniz. Bundan sonra siz yazara yönelirsiniz, yazarın adını gördüğünüz an bir kitabın üzerinde, kitabın başlığını bile okumaya gerek görmeden satın alırsınız. Artık kitabından önce adı satar yazarın. Bu parçada altı çizili sözle Maalouf hakkında aşağıdakilerden hangisi vurgulanmaktadır? A) Eserlerinin sürükleyici olduğu B) En çok okunan yazarlardan biri olduğu C) Özgün bir anlatımı olduğu D) Haklı bir şöhrete kavuştuğu E) Dünyaca tanınan bir yazar olduğu 17. Hikâye yazmak oldukça güç bir iştir. Güç olduğu kadar da nankördür. Hikâyenin ömrü, yarattığı insanların canlılığı ile doğru orantılıdır. Hikâyenin merkezini olay oluşturur. Karakterler ise ---- Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilirse altı çizili sözün açıklaması yapılmış olur? A) gerçeği yansıttıkları oranda kalıcıdır. B) çok tanıdık gelir insana. C) daha çok gerçek hayattan seçilir. D) düşsel bir kurgunun ürünüdür. E) birbirine hiç benzemez. 18. 1950 li yıllar beyinsiz psikiyatrinin tahta kurulduğu yıllardır. Bu yılların şımarık çocukları olan psikanalistler, sanki kafamızın içinde bir pamuk yığını varmış gibi konuşmaktadırlar. Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) İnsanın akıllı bir varlık olduğunun göz ardı eden yaklaşımın itibar görmesi B) İnsanla ilgilenen bilimlerin yayılmaya başlaması C) İnsan üzerinde çeşitli deneyler yapılmaya başlanması D) Psikiyatrların diğer bilim adamlarına göre ünlü olması E) Psikiyatrinin sınırlarının yenilikler sayesinde genişlemesi 19. Yazdığınız kitaba o kadar büyük bir tutkuyla kafayı takıyorsunuz ve onu yazarken emeğiniz, enerjiniz o kadar çok ona yöneliyor ki... Bitip de editörünüze teslim ettiğiniz anda müthiş bir boşluk hissi oluyor. Yazarın bu duygudan kurtulması için muhakkak başka şeyler ile uğraşması gerektiğine inanıyorum. Ekmek yapmayı öğrenmek, marangozluk öğrenmek gibi. Bir de bizim biraz demlenmemiz lazım aksi takdirde kendimizi çok tekrar ederiz. Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Eser oluşturma sürecindeki yorgunluğu atma B) Kalıcı eser verecek yetkinliğe ulaşma C) Geriye dönerek öz eleştiri yapma D) Özgün ürünler ortaya koyacak birikimi kazanma E) Yeni eserler için denemeler yapma 20. Yaşamın, yolun yarısına doğru hızla geldiği hayatımda, az biraz kitap da karıştırmış olmanın verdiği öz güvenle, gerçek şairlere dair öğrendiğim tek şey şu: Onlar az söyler, dizeleri konuşur. O dizeler, beklenenden kısaysa ve bir sözcükte çok şey anlatıyorsa okuyanın işi hayli zor. Çünkü kısa yazılan ne varsa altını eşeleyerek farklı katmanlarına inile inile uzun zaman okunur. Bu genelde işleyen bir kural. Bu parçadaki altı çizili sözlerle anlatılmak istenenler arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Şiirin, yaratıcısından çok şey anlattığı B) Şiirdeki kelimelerin birçok anlam boyutu olduğu C) Bir şiiri okumanın, bazen okuru yorduğu D) Şiiri anlamanın çaba gerektirdiği E) Şiirin her okunuşta farklı anlaşılan yanları olduğu 9
2 Söz Düzeyinde Anlam 1. Zamana şahitlik etmek, zamana eserler aracılığıyla tanıklık etmek, zamana ayna tutmak... gibi ifadeler, yaşanan zamanın eserlere konu edilmesi ve bu eserler aracılığıyla yaşanan zamanın belgelenmesi anlamlarında kullanılan kalıplardır. Yazar, bu şekilde bir çeşit resmî olmayan tarihsel belge de oluşturmaktadır. Böylelikle daha sonraki nesiller, eser aracılığıyla, ilgili dönem hakkında bilgi de edinebileceklerdir. Cevap B 2. Parçada Ataç ın genç şairlerin çalışmalarını izlediği, denetlediği vurgulanmış ve bu durum mecazlı bir şekilde altı çizili sözle anlatılmıştır. Altı çizili sözün açıklaması da IV. cümlede şiir yazarken onun yazdığımı denetlediğini hissederdim ifadesiyle verilmiştir. 3. Parçada yazarın kendi gördüğü İstanbul la ona anlatılan İstanbul un farklı olduğu vurgulanmıştır. Aynı mekân farklı kişilerde farklı etki bırakıyorsa demek ki mekândan öte, x kişinin o yer hakkındaki düşüncelerinin oluşmasında yaşananlar etkilidir. Dolayısıyla altı çizili sözden İstanbul la ilgi aktardıklarına zihnindekileri de kattığı anlaşılmaktadır. 4. Parçadaki anlamıyla düşünüldüğünde İğne deliğinden Hindistan ı seyretmek sözüyle bir abartma yapılmış, gerçekleşmesi mümkün olmayan bir durum ifade edilmiştir. Bunu içeren yargı da B seçeneğinde verilmiştir. Cevap B 5. Şair dönem dönem önüne sunulan toplumsalın resmini kendi bilinci içerisinde işleyerek ortaya koyar eserini. cümlesinde geçen toplumsalın resmi ifadesi çevreyi, kendi bilinci içinde işlemek ifadesi de bu çevrenin, şairin duygu ve düşüncelerine göre yorumlandığını anlatmaktadır. Kaldı ki son cümledeki Bireysel algı biçimi olarak ortaya çıkan bu metinler ifadesi de bu anlamı daha da pekiştirmiştir. Cevap B 6. Parçada geleneksel ve klişeleşmiş üsluplar dışına çıkanların eserleri bir tencereye benzetilmiştir. Hüseyin Rahmi ve Cumhuriyet Dönemi yazarları için aynı benzetme yapılmıştır, buna göre kuralsız ve plansız yazma geleneğinin, Cumhuriyet Dönemi yazarlarınca da sürdürüldüğü anlamı ortaya çıkar. 7. Parçanın yazarı Ben, bir şey planlamanın o şeyi zedeleyeceğini düşünüyorum. ifadesinde yazılarını yazarken önceden bir şeyler kurgulamadığını, her şeyi yazdığı anda oluşturduğunu vurgulamış ve anlatmak istediğini de mecazlı bir şekilde metnin kendisiyle yürümek ifadesiyle dile getirmiştir. Dolayısıyla yazıları bitene kadar da yaratma süreci tamamlanmamaktadır. 8. Parçada karikatürden söz edilmekte ve altı çizili sözde bu karikatürlerin okunduğu ifade edilmektedir. Aslında karikatür çizgiden oluşur ve çizgi de okunmaz. Altı çizili sözde bu çizgilerin okunduğu ifade edildiğine göre yine mecaz anlamıyla değerlendirme yapmak gerekir. Çizgiler okunduğuna göre demek ki çizgiler anlam taşımaktadır ve okumaktan kasıt yorumlamaktadır. III. cümle de çizgilerin sözcükler gibi anlam taşıdığı ifade edilmiştir. Cevap B 9. Nasıl ki aynı gruptan olmayan kanlar değiştirilemiyor ve bir şekilde uyum sorunu yaşanıyorsa mecaz anlamda düşünüldüğünde okuyucuyla eleştirmen de ortak bir noktada birleşememektedir. Aradaki bu iletişimsizlik kan uyuşmazlığı benzetmesiyle anlatılmak istenmiştir. Cevap A 10. Ayna sözcüğüne mecaz anlam yüklerken gerçek anlamdan, yani aynanın yansıtma özelliğinden hareket etmek gerekir. Buna göre geçen anlatıcının kendisine aynalık ediyor sözüyle anlatıcının özelliklerini gösterdiği anlatılmak istenmiştir. Cevap E 11. Cümlede vurgulanmak istenen, bir benzetmeyle anlatılmıştır. Benzetmelerin kullanıldığı ifadelerde de benzetilen kavramın özelliklerine dikkat etmek gerekir. Bu benzetmede geçen arka yol kavramı, daha az kullanılan, işlek olmayan yolu ifade eder. Türk edebiyatının arka yolları sözünde ise mecaz anlam kazanmış ve herkesin ilgilenmediği, genel beğeniye hitap etmeyen edebiyat anlamında kullanılmıştır. Cevap A 12. Halk kendisine benzeyeni tutar. sözüyle A ve E seçeneklerindeki ifadeler arasında benzerlik vardır. Orta ve ortanın altında sanat zevkine sahip kitle, beğenilerinde maymun iştahlıdır. sözüyle de ise D ve B seçenekleri arasında (sanatsal duygudan yoksun olanların zevklerinin geçiciliği) benzerlik kurulabilir. C seçeneğini düşündürecek bir ifadeye yer verilmemiştir. 13. II numaralı sözcüğün açıklaması yanlış verilmiştir. Çünkü öykünmek kelimesi taklit etmek, özenmek, benzemeye çalışmak anlamına gelen bir sözcüktür. Cevap B 10
Söz Düzeyinde Anlam 2 14. Öncülde verilen cümlede geçen Üstelik ayna dumanlıydı ve olmayan bir şehirde geziniyordu. sözünden yazarın gerçekliği olduğu gibi değil, kurgulanmış, hayalî şekilde anlattığı anlaşılmaktadır. Buna göre, E seçeneğinde altı çizili fotoğraf realizmine aykırı ifadesi de bu anlama gelen bir sözdür. (Realizm: Gerçekçilik) Cevap E 15. Parçanın bütünü içinde değerlendirildiğinde yumuşak ya da sivri köşe kavramı hayatın olumlu-olumsuz yönlerini, dokunmak sözcüğü de bunlardan etkilenildiğini ifade etmektedir. Parçadaki hafızamıza emanet edilmiş güzellik kendini yeniden üretiyor. sözü, öncüldeki sözü daha da anlamlandırmaktadır. Cevap B 16. Parçada, okurların, sözü edilen yazarın eserlerine artık koşulsuz yöneldiği vurgulanmaktadır. Yazarın kitabından önce adının satması da yazarın haklı bir şöhrete kavuştuğunu, okurların bu yazarın kitaplarını tereddütsüz aldığını göstermektedir. 18. Altı çizili ifadede geçen beyinsiz sözcüğü 1950 li yıllardaki beynin insan davranışlarındaki rolünü yok sayan yaklaşım ı ifade eder. Bu yaklaşımın kabul görmesi, çok sayıda taraftar bulması ise yine bir benzetme yapılarak tahta kurulduğu şeklinde ifade edilmiştir. Cevap A 19. Parçada bir kitabın bittikten sonra yeni bir kitaba hemen başlanamayacağı, hemen başlanırsa tekrara düşülebileceği vurgulanmaktadır. Tekrara düşmemek, yenilik üretebilmek için de zamana ihtiyaç vardır. Bu vurgu demlenmek benzetmesiyle ifade edilmiştir. Bilindiği gibi demlenmek istenen düzeye gelinmesi için zaman geçmesi anlamında da kullanılır. B seçeneği kuvvetli bir çeldiricidir. Fakat altı çizili sözden sonraki aksi takdirde kendimizi çok tekrar ederiz ifadesine dikkat edilmelidir. Kendini tekrar etmemek özgünlük kavramıyla ilgilidir. Altı çizili ifadenin açıklaması aslında devamında verilmiştir. Bu yüzden parçayı tamamen okumak gerekir. Not: A seçeneğindeki sürükleyici ve C seçeneğindeki özgün kelimeleri çeldirici olabilir. Fakat sürükleyicilik, ilgiyi canlı tutan anlatımı; özgünlük, farklı bir tarzı ifade eder. Her ikisi de üslupla ilgilidir. Ayrıca B seçeneğindeki en çok okunan ifadesine yönelik bir ifadeye de parçada yer verilmemiştir. Kişisel olarak Demek ki bu yazar çok satıyor. şeklinde bir yorum yapılarak hataya düşürebilir. Sorulara kesinlikle kişisel yorum katılmamalı, verilen parçanın ve altı çizili sözün ekseninde çıkarımda bulunulmalıdır. Not: 20. Parçada geçen Onlar az söyler, dizeleri konuşur. sözünden A seçeneğindeki ifadeye, her sözcükte çok şey anlatıyorsa sözünden B seçeneğindeki ifadeye, altını eşeleyerek, farklı katmanlarına inile inile sözünden D ve E seçeneğindeki ifadelere ulaşılabilir. Parçada, C seçeneğindeki ifadeye yönelik bir söz yer almamaktadır. 17. Altı çizili cümlede geçen canlılık gerçek anlamda bir canlılık değildir. Burada kastedilen, karakterlerin hayal ürünü ya da fantastik karakterler değil, gerçek yaşamda karşılaşılabilen kişiler olduğudur. Altı çizili sözde hikâyenin ömrünün karakterlerin canlılığına bağlandığı ifade edildiğine göre karakterlerin gerçeği yansıttıkları oranda kalıcı olduğu ifadesine ulaşılabilir. Cevap A 11