MEVLEVÎ ÂYĐNLERĐ ve MEVLEVÎ ÂYĐNĐ GELENEĞĐNDE DÎVÂNE MEHMED ÇELEBĐ NĐN BEYĐTLERĐ. Dr. Timuçin ÇEVĐKOĞLU ÖZET

Benzer belgeler
Selânikli Necib Dede nin Sûzinâk Âyini nin Birinci Selâmının Makam ve Geçki Bakımından Analizi

İSLÂM TARİHİ VE SANATLARI BÖLÜMÜ. Doç. Dr. HÜSEYİN AKPINAR Türk Din Mûsikîsi Anabilim Dalı

HAMMÂMÎZÂDE İSMÂİL DEDE EFENDİ NİN MEVLEVÎ ÂYÎNLERİNDEKİ MAKAM VE FORM ANLAYIŞININ TÜRK DİN MÛSİKÎSİNE ETKİLERİ

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 13.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî Yunus Emre Hacı Bektaş-ı Velî Sultan Veled

Bir Mevlevî terimi olarak nezr kelimesi adak veya hediye, niyâz kelimesi ise bağış anlamına gelir.

T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İSLAM TARİHİ VE SANATLARI ANABİLİM DALI

TÜRK MÛSĐKÎSĐNDE NOTANIN TARĐHÇESĐ. Dr. Timuçin ÇEVĐKOĞLU

MÜZİK YAZISININ NESİLLER ARASI YOLCULUĞU: NAYÎ OSMAN DEDE VE ABDÜLBAKİ NASIR DEDE

RÂKIM ELKUTLU YA AİT RAST TEVŞÎH İN MAKÂM VE GEÇKİ BAKIMINDAN İNCELENMESİ

XVII. YÜZYIL ÜÇ BESTEKÂRININ ALTI ÂYİN-İ ŞERÎFİNİN MÜZİKÂL ANALİZİ MUSICAL ANALYSIS OF SIX ÂYÎN-I ŞERÎF OF THE THREE COMPOSERS OF XVII.

TÜRK MÛSĐKÎSĐ NĐN GELENEKSEL SES ve ÂHENK SĐSTEMĐ. Dr. Timuçin Çevikoğlu

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Kitap Değerlendirmeleri. Book Reviews

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ/GÜZEL SANATLAR EĞİTİMİ (DR)

MEVLEVÎ MÛSĠKÎSĠ VE ġanliurfa ÖRNEĞĠ

KİTABİYAT. Mevlānā Celāleddin-i Rumî, Mesnevî 1-2/3-4/5-6, Nazmen Tercüme: Ahmet Metin Şahin, Kaynak Yayınları, İstanbul 2006.

17 Eylül 2016 Devlet Sanatçısı Prof. Dr. Alâeddin Yavaşca Özel Konseri. Hazırlayan ve Yöneten Halil İbrahim Yüksel. Sunum Metni Bilge Sumer

PROF. DR. MESERRET DĐRĐÖZ

GİRİFTZEN ASIM BEY İN HİCAZ MAKAMINDAKİ BESTELERİNİN MAKAM AÇISINDAN İNCELENMESİ Cevahir Korhan Işıldak 1 Dr. Gamze Köprülü 2

AHMED AVNİ KONUK ( )

Hoca Abdülkadir e Atfedilen Terkipler Erol BAŞARA *

MUSİQİ DÜNYASI 4 (73), 2017 PEŞREVLERDE TESLİM

Dîvân-ı Kebîr: Mesnevî: Fihi Mâ Fîh: Mecâlis-i Seb a: Mektûbât: Mevlevilik

Mevlevi Ayini ve Semâ Törenlerinde çok kez doluluk sözkonusu olabilmektedir. Rezervasyon talep formunu doldurup yollayabilir ya da

TÜRK MUSİKİSİNDE NAZARİYATÇILARA VE BESTEKARLARA GÖRE BUSELİK MAKAMININ KARŞILAŞTIRILMASI

Dersin Adı Kodu Yarıyılı T+U Kredisi AKTS Türk Sanat Müziği Tür ve Biçim Bilgisi MÜZS012 V Ön koşul Dersler - Dersin Dili

ITRÎ NİN SEGÂH AYİNİ NİN ALTI NOTA NÜSHASI ÜZERİNDE MAKAMSAL BİR İNCELEME Dr. Ali Tan 1 Demet Uruş Kır 2

Türk Mûsikîsi nde Makâm Uygulamaları

Zeki Arif Ataergin'in Dilkeşhaveran Makamında Bestelemiş Olduğu 2 Eserin Makam, Usûl ve Ezgisel Yönden İncelenmesi

T.C. İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ DEVLET KONSERVATUVARI MÜZİK BÖLÜMÜ TÜRK HALK MÜZİĞİ ANASANAT DALI DERS İÇERİKLERİ

CEMİL BEY İN KEMENÇE İCRASINDA KULLANMIŞ OLDUĞU SÜSLEMELER

Şeb-i Arus İstanbul da: Mevlana nın vuslat gecesi bu yıl yine aşkın başkentinde!

TÜRK DİN MÛSİKÎSİNDE USÛL İLÂHİLERİ USÛL HYMNS IN TURKISH RELIGIOUS MUSIC

YOZGAT MÜZİK KÜLTÜRÜ VE GELENEKSEL DÎNÎ MÛSİKÎ KÜLTÜRÜMÜZ (MUKAYESELİ BİR DEĞERLENDİRME)

1. HAYATI ESERLERİ Divan Vâridât Ankâ-yı Meşrık Devriyye-i Ferşiyye...17

Muaşşer Usûlü. C.Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi XIII/1-2009, Erol BAŞARA *

Giriş Geleneksel Türk Sanat Müziğinde her makam belli bir perdede tasarlanmış, adlandırılmış ve başka perdelere göçürülmesine de

Dede Efendi nin Yürük Semâîlerinin Usûl-Arûz Vezni İlişkisi Yönünden İncelenmesi

Ermenek Mevlevihanesi/ Karamanoğlu Halil Bey Tekkesi

İstem, Yıl:5, Sayı:10, 2007, s.75-89

Dede Efendi nin Sabâ Âyîn-î Şerîfî nin Makam, Geçki, Çeşni Analizi

Feyizler, safâlar ziyâde ola. Tören Programı

Revak Kitabevi, 2015 Tüm hakları Revak Kitabevi ne aittir. Sertifika No: Revak Kitabevi: 30 Bektaşîlik Serisi: 4. Fakrnâme Vîrânî Abdal

SULTAN VELED DİVANI (ÇEV. PROF. DR. VEYİS DEĞİRMENÇAY) ŞEYDA ARISOY

Eğitim ve Öğretim Araştırmaları Dergisi Journal of Research in Education and Teaching Ağustos 2017 Cilt: 6 Sayı: 3 Makale No: 36 ISSN:

TÜRK SANAT MÜZİĞİ TEORİ VE UYGULAMASI DERSİ

Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır.

NOT : İMAM-I RABBANÎ Hz. bu mektubu muhterem şeyhi Muhammed Bakibillah'a yazmıştır.

Türk MüzIğInde. Makamlar /Usûller. ve Seyir ÖrneklerI. M. Fatih Salgar

Hz. Muhammed. (s.a.s.) in Doğumunun 1437 inci senesi vesîlesiyle.. 18 Mart 2008 Lütfi Kırdar Kongre Merkezi

KLÂSİK TÜRK MÛSİKÎSİ EĞİTİMİ KONUSUNDA İSTANBUL

ULUSAL SEMPOZYUM TARİHİ SÜREÇTE MEVLÂNA VE ESERLERİ

TASAVVUF KÜLTÜRÜ EĞİTİMİ PROGRAMI 23 Ocak-1 Mart 2017, İstanbul. Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü

T.C. DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI EĞİTİM HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Program Geliştirme Daire Başkanlığı) DÎNÎ MÛSİKÎ PROGRAMI

Tablo 1: Müelliflerin doğum/ölüm ve kitap telif tarihleri Yazar Hangi Tarihler arasında yaşadı Eser Telif Tarihi

Doç. Dr. Mustafa Alkan

Hacı Bayram-ı Velî nin Torunlarından Şair Ahmed Nuri Baba Divanı ndan Örnekler, Ankara Şehrengizi ve Ser-Güzeşt i

TSM ÇOCUK KOROSU KONSER PROGRAMI

PROF. DR. MUSTAFA ERDOĞAN IN ÖZGEÇMİŞİ

ÖZGEÇMİŞ Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü SİVAS Doktora Tezi: İslam Tarihi ve Medeniyetinde Salâ ve Salâvatlar

Unutulmuş bir Osmanlı bestekarı: Ali Şîrûganî Dede

HACI ARİF BEY ( )

Niyazi Karasar. (2007). Bilimsel Araştırma Yöntemi. Nobel Yayın Dağıtım, Ankara, s.77 3

TÜRK MÛSİKÎSİ USÛLÂTINDA VELVELE KAVRAMI

Türk Musikisinde Nazariyatçılara ve Bestekârlara Göre Çargâh Makamının Karşılaştırılması

Fikri Soysal Dicle Üniversitesi, Devlet Konservatuvarı, Ses Eğitimi Bölümü Türkiye

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Ortaöğretim Genel Müdürlüğü GÜZEL SANATLAR LİSESİ. ÇALGI EĞİTİMİ NEY DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI 9, 10, 11 ve 12.

PROF.DR. MUSTAFA İSEN İN ÖZGEÇMİŞİ VE ESERLERİ

13 MAYIS 2016 CUMA OSMANCIK BELEDİYESİ KÜLTÜR SALONU Çorum-Osmancık İlçesine Hareket AÇILIŞ KONUŞMALARI

13 MAYIS 2016 CUMA OSMANCIK BELEDİYESİ KÜLTÜR SALONU Çorum-Osmancık İlçesine Hareket AÇILIŞ KONUŞMALARI

Türk Din Mûsikîsi El Kitabı

RÂKIM ELKUTLU NUN ESERLERİNDE USÛL ARÛZ VEZNİ İLİŞKİSİ

Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science

C. Ü. İlah/yat. Fakültesi Dergisi. Saz Ve SÖz Dergisinde Yayınlanan İsmail Hakkı Bey'in Kur'a. Erol BAŞARA"

Hz. Mevlânâ'yı Anma - Şeb-i Arus Semâ (Âyin-i Şerif) İstanbul Ticaret Ünversitesi. Sütlüce Yerleşkesi Konferans Salonu İstanbul

Zikir hareketleri, 1 li, 2 li, 3 lü ve 4 lü ritmlerden kuruludur. Bu ritmler, kendi içlerinde değişik hızlarda uygulanır.

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ

TANBURÎ CEMİL BEY İN TAKSîM İCRALARI VE HÜSEYİN SADETTİN AREL İN NAZARİYATINDAKİ HÜSEYNî MAKAMI UYGULAMALARININ KARŞILAŞTIRILMASI

TRT REPERTUVARINDA BULUNAN VE

NECDET YAŞAR IN GEÇİŞ TAKSİMLERİNİN MAKAMSAL VE TEKNİK YAPI YÖNÜNDEN İNCELENMESİ

ALĠ RIFAT ÇAĞATAY IN KOLEKSĠYONUNDA BULUNAN NÂYĠ OSMAN DEDE NĠN UġġÂK ve ITRÎ NĠN SEGÂH AYĠN-Ġ ġerġflerġnġn EDĠSYON KRĠTĠĞĠ YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

This article was checked by ithenticate.

Türk Din Mûsikîsi nde Mevlevî Ayini Formuna Genel Bir Bakış

SULTÂN III. SELÎM İN BESTE FORMUNDAKİ ESERLERİNİN USÛL - ARÛZ VEZNİ İLİŞKİSİ YÖNÜNDEN İNCELENMESİ

SÛFÎ ARAŞTIRMALARI SUFI STUDIES

ÖZGEÇMİŞ. Yasemin ERTEK MORKOÇ

INVESTIGATION OF SEKERCI UDI HAFIZ CEMIL EFENDI S UD IMPROVISATION IN TERMS OF TUNE AND OVERAGE

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MÜZİK ANASANAT DALI TÜRK SANAT MÜZİĞİ BİLİM DALI YÜKSEK LİSANS TEZİ DANIŞMAN. Prof.

Efendim, Hocanız Ahmet Polatöz den bahsederek söyleşimize başlayalım isterseniz.

GELENEKSEL TÜRK SANAT MÜZİĞİNDEKİ BAZI MÜREKKEP MAKAMLARDA ORTA ÜÇLÜ ARALIĞIN GÜÇLÜ PERDELERİ BELİRLEYİCİLİĞİ ÜZERİNE BİR İNCELEME

RAST MÜZİKOLOJİ DERGİSİ Uluslararası Müzikoloji Dergisi

ÖZGEÇMİŞ. Kenan Erdoğan Unvanı. Adı Soyadı. Doçent Doğum Tarihi veyeri Yozgat 01 Mart 1963 Görev Yeri

GÜLŞEHRİ NİN MANTIKU T-TAYRI (GÜLŞEN-NÂME)

YÛNUS EMRE HZ. NĐN SÖZLERĐYLE BESTELENMĐŞ ESERLER. Dr. Timuçin ÇEVĐKOĞLU ÖZET

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

İzleri, Türklerin gittiği tüm coğrafya da görüldüğü halde, bazı batılı müzikologlarca (Riemann) Arap müziği olarak kabul edilmiştir.

RAST MÜZİKOLOJİ DERGİSİ. Uluslararası Müzikoloji Dergisi /rastmd

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ KISALTMALAR

Mehmet Âkif Ersoy Hayatı Mûsikî Yönü ve Bestelenmiş Şiirleri (A. H. Turabi)

KUBBEALTI SOHBETLERİ

Transkript:

MEVLEVÎ ÂYĐNLERĐ ve MEVLEVÎ ÂYĐNĐ GELENEĞĐNDE DÎVÂNE MEHMED ÇELEBĐ NĐN BEYĐTLERĐ Dr. Timuçin ÇEVĐKOĞLU ÖZET Mevlevîhânelerde Sema Töreni esnâsında sema a eşlik amacıyla bestelenen ve Klâsik Türk Müziğinin hacim ve sanat değeri bakımından en büyük ve en önemli eserleri olan Mevlevî Âyinleri, Selçuklu Döneminden başlayarak, özellikle Osmanlı Döneminde Anadolu, Balkanlar, Kuzey Afrika ile Orta ve Yakın Doğu da etkili olmuş, bugün de tüm dünyada tanınan ve hüsnükabûl gören orijinal bir kültür olarak 2005 yılında Sema ile birlikte UNESCO tarafından Đnsanlığa Ait Sözlü ve Somut Olmayan Kültürel Mîras Başyapıtı olarak kabûl ve îlân edilmiştir. Bu çalışmada Mevlevî Âyinlerinden bahsedilerek, Afyon da yaşamış büyük velî Dîvâne Mehmed Çelebi nin, Mevlevîhânelerin faaliyette olduğu dönemde bestelenmiş Mevlevî Âyinlerinde yer alan beyitleri ile ilgili bir inceleme sunulmaktadır. MEVLEVÎ ÂYĐNLERĐ Yüce Yaratıcı ile irtibat kurmada müziğin kullanılması insanlık tarihi kadar eskidir. Müzik, ilkel toplumlardan itibaren dinî törenlerde her zaman önemle yer almıştır. Đnsanın kendini Yüce Yaratıcı ya en yakın hissettiği an, ilâhî aşk ve cezbe ile oluşan vecd ve istiğrâk hâlidir. Tasavvuf terminolojisinde, bilhassa Mevlevîlikde sık rastladığımız ilâhî aşk, cezbe, vecd ve istiğrâk terimleri Yüce Allah a sonsuz, sınırsız ve şiddeti ölçülemeyecek bir sevgiyle bağlılık, bu sevgi ve bağlılığın oluşturduğu tarif edilemeyecek coşku, bu coşkuyla oluşan, her şeyi -dünyayı, kendini, Yüce Allah tan başka her şeyi- unutacak, hîçe sayacak hâle geliş ve bu hâl ile kendinden geçiş gibi yetersiz sözlerle açıklanmaya çalışılsa da aşk, cezbe, vecd ve istiğrâk hiç şüphesiz kelimelerle anlatılabilecek bir hâl değildir. Hz. Mevlânâ, mânevî olgunlaşma ve Yüce Yaratıcı ya ulaşmada aşk ve cezbe yolunu seçmiştir. Sema da, mûsikî nağmelerini dinlerken vecde gelip, istiğrâk hâliyle Yüce Yaratıcı ya yakınlaşmadır. Semâzenler, mûsikî nağmelerini dinlerken coşarlar ve kendinden geçiş hâlinde sessizce zikrederler. Mutrıp denilen müzik topluluğu, hem kendilerini, hem sema eden cânları ve hem de orada hâzır bulunanları o hâle eriştirmek için çalar söylerler. Hz. Mevlânâ nın mûsikî ile ilgili yüceltici fikirleri vardır. O, mûsikîyi Elest bezminin âvâzesi veya Cennet kapılarının açılış sesi olarak niteler. Şüphesiz ki, Mevlevîler arasında mûsikînin büyük bir önemle yer almasını sağlayan Hz. Mevlânâ nın bu görüşleridir ve bu nedenle mevlevîhâneler zaman içinde Türk mûsikî sanatının en önemli eğitim kurumları hâline gelmiştir. Mevlevîhânelerde başta neyzenler ve kudûmzenler olmak üzere icrâcılar yetişmiş, icrânın yanı sıra ilmî çalışmalar da yapılmış ve büyük nazariyâtçılar yetiştirilmiştir. Đncelendiğinde görülecektir ki, Türk mûsikîsinin en büyük bestekârları da Mevlevî bestekârlardır. Mevlevî bestekârlar bütün birikim ve becerilerini Mevlevî Âyini bestelemekte kullanmak istemişler, bu nedenle Âyîn-i Şerîfler mûsikî sanatımızın şâheserleri hâline gelmiştir.

Son dönemin büyük müzikologlarından Rauf Yektâ Bey, 1934 yılında Đstanbul Konservatuarı tarafından yapılan Mevlevî Âyinleri neşriyâtının önsözünde, Đstanbul Konservatuarı Tasnîf ve Tesbit Heyeti Reisi sıfatıyla, Mevlevî Âyinleri nin bediî ve ilmî kıymetleri hakkında şunları söylemektedir: "Türk mûsikîsi nin mükemmel bir târihi yazıldığında görülecektir ki, en meşhûr Türk bestekârlarının hepsi Mevlevîdirler. Bu üstadlar mûsikî sınâatındaki (sanatındaki) zekâ ve dehâlarının en büyük kısmını Mevlevî Âyinleri bestelemeye sarf etmişlerdir. Bunun içindir ki Mevlevî Âyinleri, Türk mûsikîsi nin en sanatlı parçalarını hâvî (içeren) bedîalar (kıymetler) hazînesi hâlini almıştır. Mûsikî üstadlarımız, millî mûsikîmizin gavâmızını (inceliklerini) öğrenmek için mutlaka Mevlevî Âyinleri ni tetebbu etmek (derinliğine incelemek) lüzûmunu şakirdlerine (öğrencilerine) tavsiyeden halî (kayıtsız) kalmazlardı. Filhakîka (gerçekten de) güzel san atların mûsikî kısmında Türklerin ne derece muvaffak olduklarını anlamak ve asrımızda da Türk rûhuna hitâb edecek eserler yazabilmek için ecdâdımızdan kalan bu nefis yâdigârları ciddî sûrette tedkîkden (inceden inceye araştırmaktan) başka çâre yoktur 1 Ne mutlu ki, Mevlevî Âyinleri, girişimler sonucunda UNESCO tarafından Sema ile birlikte 2005 yılında Đnsanlığa Ait Sözlü ve Somut Olmayan Kültürel Mîras Başyapıtı - Masterpieces of the Oral and Intangible Heritage of Humanity" olarak kabûl ve îlân edilmiştir. Bu durum, beraberinde getirdiği yükümlülükler nedeniyle konunun ele alınması açısından önemli bir ilk adım olacağından sevinçle karşılanmıştır. Ancak ne üzücü ki, bu konuya ilişkin yapılması gereken çalışmalar bugüne kadar yapılmamıştır. 10 larca Âyîn-i Şerîf Mecmuası kütüphâne raflarında, 100 lerce Âyîn-i Şerîf notaları kütüphânelerde, özel koleksiyonlarda, resmî kurumların araştırmacılara açılmayan kilitli çelik dolaplarında ya da kaybolmuş, araştırılmaya muhtaç meçhûl yerlerde beklemektedir. Eldeki nüshalar, üzerinde ciddî çalışmalar yapılmadan, gereken özen gösterilmeden, lâyık olduğu seviyenin çok altında icrâ edilmekte ancak buna rağmen tüm dünyayı, icrâ edildiği her yerde derinden etkileyebilmektedir. Çünki Mevlevî Âyinleri ve Sema, insanlığın bugün dünden daha fazla ihtiyaç duyduğu ve şüphesiz yarın da bugünden daha fazla ihtiyaç duyacağı değerleri taşıyan geniş, derin ve yüksek kavramları anlatır. XIII. yüzyıldan Mevlevîhânelerin faaliyetlerinin sona erdiği tarihe kadar 2 bestelenmiş Âyîn-i Şerîfler, Mevlevî Âyini geleneğini oluşturur. Bu Âyîn-i Şerîflerden bugün elde notası bulunanların sayısı 46, varlığı bilinen ancak notası elde bulunmayanların sayısı ise 28 dir. Ancak yapılacak çalışmalarla bu sayının artacağına inanıyoruz. Mevlevîlik, XIV. yüzyılın başlarından itibaren Afyon a mâl olmuştur. Bestecilerinin vefât senelerine göre yapılan kronolojik sıralamaya göre, Âyîn-i Şerîflerin bestekârı bilinen ilk örneği olarak kabûl edilen Bayâtî Âyîn-i Şerîf, 1100h. (1688-1689) senesinde vefât eden Karahisâr Mevlevîhânesi şeyhi Köçek Derviş Mustafa Dede ye ait olarak gösterilmektedir. 3 1 Bkz. Rauf Yektâ vd., 1934: c. VI, s. VI. 2 Mevlevîhânelerin faaliyetlerine son veren 30.11.1925 tarih ve 677 sayılı Tekke ve Zâviyelerle Türbelerin Seddine ve Türbedârlıklarla Birtakım Unvânların Men ve Đlgâına Dair Kanun, Resmî Gazete nin 13.12.1925 tarih ve 243. sayısında yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. 3 Konservatuar nüshasında Bayâtî Âyîn-i Şerîf in, 1100h. (26 Ekim 1688-14 Ekim 1689) senesinde vefât eden Karahisâr Mevlevîhânesi şeyhi Köçek Derviş Mustafa Dede tarafından bestelendiği bildirilmektedir (Rauf Yektâ vd., 1934: c. VII, s. V ve VI). Heper nüshasında, eserin Afyon Mevlevîhânesi şeyhi Köçek Derviş Mustafa Dede ye veya Edirne Mevlevîhânesi aşçıbaşısı Derviş Mustafa ya ait olduğu konusunda fikir ayrılığı bulunduğundan bahsedilmekte, bestekâr veya eserle ilgili başka bilgi verilmemektedir (Heper, 1974: s. 535). Ergun, Şeyhülislâm Esad Efendi nin Atrabü'l-Âsâr ındaki bilgilere dayanarak eserin 1095h. (20 Aralık 1683-7 Aralık 1684) senesinde vefât eden Edirne Mevlevîhânesi aşçıbaşısı Köçek Derviş Mustafa Dede ye ait olduğunu bildirmektedir (Ergun, 1942: c. I, s. 42). Gölpınarlı, Ergun un eserin Edirneli Köçek Derviş Mustafa Dede ye ait olduğu konusundaki görüşüne katılmamaktadır. Gölpınarlı nın, Mevlevîler arasında çok kuvvetli ve babadan oğula gelen bir tevatür diye niteleyerek verdiği bilgiler, Konservatuar nüshasındaki bilgilerle aynıdır (Gölpınarlı, 1983: s. 457). Öztuna, Ergun gibi eserin bestekârı olarak Edirneli Köçek Derviş Mustafa Dede yi göstermekte ve 1684 de

Mevlevî Âyini geleneğinin bestekârı bilinen ilk eserinin Afyon la birlikte anılması Afyon un kültür ve sanat tarihi açısından çok önemlidir. Mevlevî Âyinlerinin güfteleri Hz. Mevlânâ nın şiirleri arasından seçilir. Daha çok Dîvân-ı Kebîr ve Rubâ îyâttan alınan şiirlerden başka, Sultân Veled in, Ulu Ârif Çelebi nin, Dîvâne Mehmed Çelebi nin, Ahmed Eflâkî Dede nin, Molla Câmî nin, Ferîdüddîn-i Attâr ın, Đbrâhim Şâhidî Dede nin ve diğer bazı mevlevî şâirlerin şiirlerinden bölümler de Mevlevî Âyinlerinde yer alır. Bu sözlerde, âyet ve hadîslere işâretler bulunur, Tasavvuf düşüncesi ve Hazret-i Mevlânâ nın düşünceleri yansıtılır. Mevlevî Âyini geleneğini oluşturan eserlerde Dîvâne Mehmed Çelebi nin söylediği beyitlerin sıklıkla yer aldığını görülmektedir. Bu durum, Dîvâne Mehmed Çelebi nin aşk, cezbe, vecd ve istiğrâk gibi kelimelerle anlatılmaya çalışılan hâlin zirvesinde dolaşan aşk ehli, Hak âşığı bir velî olmasındandır. Dîvâne Mehmed Çelebi nin beyitleri, yer aldığı Âyîn-i Şerîflerin çoğunlukla ilâhî aşk ile yükselmenin ifâde edildiği -en coşkulu bölümleri olan- III. Selâmlarında yer almaktadır. Bu beyitler Âyîn-i Şerîflerde âdeta aşk bahsinde söylenmiş son sözler gibidir. 4 MEVLEVÎ ÂYĐNLERĐNDE DÎVÂNE MEHMED ÇELEBĐ NĐN BEYĐTLERĐ Elde bulunan 46 Âyîn-i Şerîf incelendiğinde Dîvâne Mehmed Çelebi nin şu beyitlerine rastlanmaktadır: Dîvâne Mehmed Çelebi nin Hezec bahrinin mef ûlü mefâ îlü mefâ îlü fe ûlün vezninde söylediği, Ey dil bu yeter îki cihândâ sana iz ân Birdir bir_ikî olmağa yok bilmiş_ol_imkân Hak söyleyicek sende senin ortada nen var Âlemde hemân ben dediğindir sana noksân Sa y_eyle rızâ gözle ko itlâk_ile kaydî Âlemde Semâ î bu yeter sâlike irfân 5 beyitlerinin, Kutbünnâyî Osman Dede nin Râst Âyîn-i Şerîfi nin I. Selâmı nın son bölümünde Ağır Düyek usûlünde bestelendiği görülmektedir. Bu bölüm -Nevâ da Râst ve Eviç de Segâh vefât ettiğini bildirmektedir (Öztuna, 2006: c. II, s. 74). Özalp de eserin bestekârı olarak Edirneli Köçek Derviş Mustafa Dede yi göstermekte, Edirneli Şâir Rüşdî nin tarih mısraına dayanarak 1095h. 1683m. senesinde (1095h. senesi 20 Aralık 1683-7 Aralık 1684 arasıdır) vefât ettiğini bildirmektedir (Özalp, 2000: c. I, s.383). 4 Sema, her birine selâm adı verilen dört bölümden oluşur. Bu selâmların ifâde ettiği mânâlar vardır. I. Selâm, insanın kendi kulluğunu idrâk etmesidir. II. Selâm, Allah ın büyüklüğü ve kudreti karşısında hayranlık duymayı ifâde eder. III. Selâm bu hayranlık duygusunun aşka dönüşmesidir. IV.Selâm ise insanın yaratılıştaki vazîfesine yani kulluğa dönüşüdür. Mevlevî Âyinleri nin selâmları, Sema Törenindeki selâmların mânâ ve tezâhürlerine uygun olarak, hatta bu duyguları oluşturacak nağmelerle bestelenmiştir. Sema Töreni nin III. Selâm ı Allah ın büyüklüğü ve kudreti karşısında duyulan hayranlığın aşka dönüşmesiyle oluşan bir cezbe hâlini sembolize eder. Yani bir nevî mîrâc hâlidir. Mevlevî Âyinleri nde bu bölümler gittikçe yürüyen ritmlerle ve gittikçe yükselen perdelerle bestelenmiştir. Âyîn-i Şerîflerin III. Selâmlarında Ahmed Eflâkî Dede nin Ey ki hezâr_âferîn bû nice sultân_olur mısraı ile başlayan Türkçe iki beyiti Yürüksemâî usûlünde bestelenir. Bu bölümü aynı usûlden bestelenmiş saz terennümleriyle birbirine bağlanan güfteler izler, yürüksemâî hızlanarak devam eder, coştukça coşar (Çevikoğlu, 2008: Semâ nın Sadâsı, s. 96 ve 97). 5 Dîvâne Mehmed Çelebi nindir (Çıpan, 2002: s. 91; Gölpınarlı, 1983: s. 478-479).

kalışlarla- yerinde Nişâbur; -yerinde Uşşâk, yerinde Segâh ve yerinde Müsteâr kalışlarlayerinde Râst makâmlarında bestelenmiştir. 6 Aynı beyitler, Selânikli Necîb Dede nin Sûzinâk Âyîn-i Şerîfi nin III. Selâmı nda Ey ki hezâr_âferîn bû nice sultân_olur mısraı ile başlayan ilk Yürüksemâî bölümden hemen sonra aynı usûlle bestelenmiştir. Bu bölümün -yerinde Hicâzkâr çeşnili- yerinde Râst lı Sûzinâk ve Yegâh ta Hicâz makâmları ile bestelendiği görülmektedir. Yine aynı beyitlerin Sermüezzîn Rif at Bey in Neveser Âyîn-i Şerîfi nin III. Selâmı nın en sonunda Yürüksemâî usûlüyle bestelendiği görülmektedir. Bu bölümler ise yerinde Râst lı Sûzinâk, -Yegâh ta Râst, yerinde Râst ve Çârgâh ta Râst lı kalışlarla- yerinde Nev eser makâmlarında bestelenmiştir. Müctes bahrinin mefâ ilün fe ilâtün mefâ ilün fe ilün/fa lün vezninde söylediği, Gözüm ki kâne boyandî şerâbı neyleyeyim Ciger ki odlara yandî kebâbı neyleyeyim Ne yâre yâradı cismim ne bâna bilmem hîç Đlâhi ben bu bir_âvuç türâbı neyleyeyim 7 beyitlerinin Hâfız Abdürrahîm Şeydâ Dede nin Irâk Âyîn-i Şerîfi nin III. Selâmı nın en sonunda Yürüksemâî usûlüyle ve yerinde Irâk makâmında bestelendiği görülmektedir. Yine Müctes bahrinin mefâ ilün fe ilâtün mefâ ilün fa lün vezninde söylediği, Ne aşka sabreder_oldum ne akl_ilê yârım Ne kârı bâşa çıkardım ne belli bîkârım Belâ-yı aşk_ile hakkâ ki n olduğum bilmem Bu anlanur elemimden ki âşık-î zârım 6 Kutbünnâyî Osman Dede, Râst Âyîn-i Şerîfi nin III. Selâmı nın en sonunda Sultân Dîvâne Hz. nin cezbesine kapılıp vecd ve istiğrâk hâliyle şiirler söyleyen dervişi, Muğlalı Şeyh Đbrâhim Şâhidî Dede (875-957h. / 1470 1550) nin Hezec bahrinin mef ûlü mefâ îlü mefâ îlü fe ûlün / mef ûlü fe ûlün / mef ûlü fe ûlün vezninde söylediği, Hey hey ne acâyib bezemiş hüsnile Bârî, bû sûret-i yârî, bû nakş-ı nigârî Her ehl-i nazar kim göre tahsîn_ola kârî, bû çeşm_ü izârî, kalmâya karârî Ey mutrıb-ı dilkeş ele al çeng_ü rebâbî, çâk_eyle hicâbî, ref _eyle nikâbî Ey sâki-yi mehveş taşa çal şîşe-i ârî, sun câm-ı ikârî, def _eyle humârî Ey zâhid-i zerrâk_u müzevvir ko riyâyî, tut râh-ı fenâyî, derk_eyle Hudâ yî Şast-î şehe düş mâhi-yi aşk_ol ko kenârî, bul şâh-ı şikârî, terk_eyle feşârî Hey hey nedir_ol hâl-i mu anber ruh-i Enver, ol sâki-yi Kevser, ol rûh-i musavver Seyret nice cem eylemiş_ol nûr_ile nârî, zî san at-ı cârî, zî kudret-i Bârî Uşşâkı katâr_eyledi aşk_içre Muhammed, ol şâh-ı mümecced, ol matlab_u maksad Ey üştür-i dil sen ola gör pîş-i katârî, çek aşk_ile bârî, bîverd_ile hârî Ey Şâhidi ey vâlih_ü şûrîde vü şeydâ, ey bîser_ü bîpâ, dîvâne vü rüsvâ Derd_île belâ île geçür leyl_ü nehârî, kıl nâle vü zârî, nûş_eyle bihârî beyitlerine yer vermiştir. Bu beyitlerin Hammâmîzade Đsmâîl Dede nin Sabâbûselik Âyîn-i Şerîfi nde ve Zekâî Dede nin Mâye Âyîn-i Şerîfi nde de yer aldığı görülmektedir. Mevlevî bestekârların Đbrâhim Şâhidî Dede yi Dîvâne Mehmed Çelebi den ayrı görmedikleri ve sözlerini çoğunlukla beraber ve yan yana kullandıkları gözlenmektedir. 7 Dîvâne Mehmed Çelebi nindir (Çıpan, 2002: s. 99).

Semâi gîbi ben_ol bîhodem ki âlemdê Ne keyf_ilê mütekeyyif ne mest_ü hüşyârım 8 beyitlerinin Ali Nutkî Dede nin Şevkutarab Âyîn-i Şerîfi nin III. Selâmı nın en sonunda Yürüksemâî usûlüyle ve yerinde Şevkutarab makâmında bestelendiği görülmektedir. Aynı beyitler, Selânikli Necîb Dede nin Sûzinâk Âyîn-i Şerîfi nin III. Selâmı nda yer alan yine Dîvâne Mehmed Çelebi nin Ey dil bu yeter îki cihândâ sana iz ân mısraı ile başlayan beyitlerinden hemen sonra Yürüksemâî usûlünde bestelenmiştir. Bu bölümün -yerinde Segâh çeşnili- yerinde Râst lı Sûzinâk ve Yegâh ta Hicâz makâmlarında bestelendiği görülmektedir. Hezec bahrinin mef ûlü mefâ îlü mefâ îlü fe ûlün vezninde söylediği, Ben bilmez_idim gizli ayân hep sen_imişsin Tenlerde vü cânlarda nihân hep sen_imişsin Senden bu cihân_içre nişân_ister_idim ben Âhir bunu bildim ki cihân hep sen_imişsin 9 beyitleri ise Ali Nutkî Dede nin Şevkutarab Âyîn-i Şerîfi nin III. Selâmı nın en sonunda yer alan yine Dîvâne Mehmed Çelebi nin Ne aşka sabreder_oldum ne akl_ilê yârım mısraı ile başlayan bölümden önce Yürüksemâî usûlünde ve -Nîm Hicâz da Hicâz, Eviç de Segâh, yerinde Hicâz, Yegâh ta Râst kalışlarla- yerinde Bûselik makâmında bestelenmiştir. Aynı beyitlerin Hammâmîzâde Đsmâîl Dede nin Sabâ Âyîn-i Şerîfi nin III. Selâmı nda Yürüksemâî usûlünde -yerinde Gerdâniye ve Acem çeşnili- yerinde Bayâtî makâmında bestelendiği görülmektedir. Ayrıca yine aynı beyitlerin Hammâmîzâde Đsmâîl Dede nin Sabâbûselik Âyîn-i Şerîfi nin I. Selâmı nda Ağır Düyek usûlünde ve -Hüseynî de Zirgüle ile beliren Sûzidil ve yerinde Zirgüleli Sûzinâk çeşnili- yerinde Hicâzkâr makâmıyla bestelendiği görülmektedir. 10 Sema a eşlik amacıyla bestelenen Âyîn-i Şerîflerde ilâhî aşk ve cezbe ile oluşan vecd ve istiğrâk hâlinde söylenmiş sözlere yer verilmek istenmiştir. Bu eserlerde Hz. Mevlânâ nın çoğunlukla Dîvân-ı Kebîr ve Rubâ îyât ından alınmış sözlere yer verilmesinin de Dîvâne Mehmed Çelebi nin sözlerinin önemle yer almasının da bu nedenle olduğu düşünülmektedir. 8 Divâne Mehmed Çelebi nindir (Çıpan, 2002: s. 89, 1, 2 ve 5. beyit). 9 Câmi nin bir rubâ îsinin Samtî veya Dîvâne Mehmed Çelebi veya Nev î tarafından yapılmış çevirisidir (Gölpınarlı, 1963: s. 97; Gölpınarlı, 1983: s. 462); Sultân Veled in bir rubâ îsinin Samtî Dede tarafından çevirisidir (Beytur, 2001: s. 24). 10 Bu Âyîn-i Şerîf, sadece I. Selâm olarak bestelenmiştir.

KAYNAKLAR Aytaç, Ahmet Murat (2002). Tarih Çevirme Kılavuzu. http://193.255.138.2/takvim.asp, 24 Mayıs 2010. Beytur, Mithat Bahâri (2001). Mesnevî Gözüyle Mevlâna - Şiirleri Aşkı ve Felsefesi. Đstanbul: Kırkambar Kitaplığı. Blochmann, Henry (1970). The Prosody of the Persians According to Saifi, Jami and other writers (2. baskı). Amsterdam: Pholo Press. Blochmann, Henry (1867). The Persian Metres by Saifi and A Treatise on Persian Rhyme by Jami (Edited in Persian). Tahran University Publications 2170. Calcutta: Printed by J. Wenger, Baptist Mission Press. Çevikoğlu, Timuçin (2009). Mustafa Câzim el-mevlevî nin Hicâzkâr Âyîn-i Şerîfi. Mevlânâ Araştırmaları Dergisi. Ankara: Akçağ Yayınları (Adnan Karaismailoğlu ile birlikte). Çevikoğlu, Timuçin (2008). Kutbü n-nâyî Osman Dede nin Âyîn-i Şerîfleri. Konya: Konya Valiliği Đl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Yayınları (Adnan Karaismailoğlu ile birlikte). Çevikoğlu, Timuçin (2010). Mevlevîhânelerin Faaliyette Olduğu Dönemde Bestelenmiş Mevlevî Âyinlerinin Usûl-Arûz Vezni Đlişkisi Yönünden Đncelenmesi, Doktora Tezi, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya. Çevikoğlu, Timuçin (2008). Semâ nın Sadâsı. Đstanbul: Türkiye Finans Katılım Bankası Kültür Yayınları. Çevikoğlu, Timuçin (2008). Döndükçe Gönülde Aşk Tazelenir. Konya: Konya Valiliği Đl Kültür ve Turizm Müdürlüğü. Çıpan, Mustafa (2002). Dîvâne Mehmed Çelebi (2. Baskı). Konya: Đl Kültür Müdürlüğü Yayınları. Ergun, Sadeddin Nüzhet (1942-1943). Türk Musikisi Antolojisi I-II. Đstanbul: Đstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları. Gâzi Ahmed Muhtar Paşa (1993). Takvîmü s-sinîn (Hazırlayan: Yücel Dağlı ve Hamit Pehlivanlı). Ankara: Genelkurmay Başkanlığı. Gölpınarlı, Abdülbâki (1963). Mevlevî Âdab ve Erkânı. Đstanbul: Đnkılâp ve Aka Kitabevleri. Gölpınarlı, Abdülbâki (1983). Mevlânâ dan Sonra Mevlevîlik (2. Baskı). Đstanbul: Đnkılâp ve Aka Kitabevleri. Heper, Saadettin (1974). Mevlevî Âyinleri. Konya: Konya Turizm Derneği Yayınları. Đpekten, Haluk (1994). Eski Türk Edebiyatı Nazım şekilleri ve Aruz. Đstanbul: Dergâh- Yayınları.

Đstanbul Konservatuarı Neşriyatı (1934 1939). Mevlevi Ayinleri VI-XVIII. Đstanbul: Feniks Mat., Haşim Mat., Marifet Bas., Halk Bas. Mustafa Câzim el-mevlevî ve Râif Dede (1900). Ayin-i şerif mecmu ası - notalar - (Derleyenler Manisalı Mehmed Dede zade Mustafa Cazım ve Raif Dede). Milli Kütüphane Mikrofilm Arşivi Nu. A-1381. Özalp, M. Nazmi (2000). Türk Mûsikîsi Tarihi I-II. Ankara: M.E.B. Yayınları. Öztuna, Yılmaz (2006). Türk Mûsikîsi Akademik Klasik Türk San at Mûsikîsi nin Ansiklopedik Sözlüğü I-II. Ankara: Orient Yayınları. Rauf Yektâ (2000). Esâtîz-i Elhân (Hazırlayan: Nuri Akbayar). Đstanbul: Pan Yayınları. Thiesen, Finn (1982). A Manuel of Classical Persian Prosody with chapters on Urdu, Karakhanidic and Otoman prosody. Wiesbaden: Harrassowitz, Printed in Belgium. I. Uluslararası Sultan Dîvânî ve Mevlevîlik Sempozyumu Afyonkarahisar, 28 Mayıs 2010.