Problem. Amaç. Bu çalışma ile



Benzer belgeler
HAZIRLIK 1. SINIF. * BEYER No: 78,80, 81, 82, 90, 91, 93, 94 ve sonrasından 1 parça

KLASİK DÖNEM MÜZİĞİ. Kazım ÇAPACI

SERTİFİKA PROGRAMLARI PİYANO PROGRAMI MÜFREDATI 1. SINIF. * BEYER No: 78,80, 81, 82, 90, 91, 93, 94 ve sonrasından 1 parça

BACH Anna Magdalena Albümü'nden bir eser veya Barok Dönemden düzeyine uygun başka bir eser.

12. Yürüyüşler 1. İng. sequence; Alm. Sequenz; Fr. marche. Türkçede sekvens ve marş isimleri ile de ifade edilir.

SINAV HAKKINDA DETAYLI BİLGİ İÇİN AŞAĞIDA YER ALAN KAYIT KABUL YÖNERGESİNİ OKUYUNUZ

Yardımcı Piyano OPE 162 Çalışma incelemesi H. Lemoine ( ) Etüt Re majör

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ DİLEK SABANCI DEVLET KONSERVATUVARI SAHNE SANATLARI BÖLÜMÜ OPERA ANASANAT DALI ŞAN SANAT DALI DERS İÇERİKLERİ

MUS 144 Piyano J.Haydn ( ) Sonate mi minör (Hob.XVI/34) Çalışma incelemesi Avusturyalı besteci Haydn, 104 senfoni, 83 kvartet, 52 sonat, 24

MİMAR SİNAN GÜZEL SANATLAR ÜNİVERSİTESİ DEVLET KONSERVATUVARI SANATSAL GELİŞİMİ DESTEKLEME PROGRAMI PİYANO SINAV REPERTUVARI

DEÜ GÜZEL SANATLAR ENSTİTÜSÜ MÜZİK ANASANAT DALI YÜKSEK LİSANS GİRİŞ SINAVLARI İÇİN İSTENEN ESERLER LİSTESİ

T.C. AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ ANTALYA DEVLET KONSERVATUVARI

T.C. AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ ANTALYA DEVLET KONSERVATUVARI

Müziğin Alfabesi Notalardır. =

Gümüşlük te Festival sahnesinde Keman Piyano düeti

DEÜ GÜZEL SANATLAR ENSTİTÜSÜ MÜZİK ANASANAT DALI YÜKSEK LİSANS GİRİŞ SINAVLARI İÇİN İSTENEN ESERLER LİSTESİ

1. Sınıf Piyano Eğitiminde Birinci Yıl

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ DEVLET KONSERVATUVARI MÜZİK BÖLÜMÜ PROGRAMLARI ÖZEL YETENEK GİRİŞ SINAVI YÖNERGESİ

DEÜ GÜZEL SANATLAR ENSTİTÜSÜ MÜZİK ANASANAT DALI YÜKSEK LİSANS GİRİŞ SINAVLARI İÇİN İSTENEN ESERLER LİSTESİ

Yüksek Lisans Programları: Başvuru Koşulları, Giriş Sınavları, Genel Başarı Değerlendirmesi ( /Bahar)

KEMAN SANAT DALI 9. SINIF MÜFREDATI

Sergei Vasilievich RACHMANINOFF

DEÜ GÜZEL SANATLAR ENSTİTÜSÜ MÜZİK ANASANAT DALI SANATTA YETERLİK GİRİŞ SINAVLARI İÇİN İSTENEN ESERLER LİSTESİ

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ GAZĠ EĞĠTĠM FAKÜLTESĠ GÜZEL SANATLAR EĞĠTĠMĠ BÖLÜMÜ MÜZĠK ÖĞRETMENLĠĞĠ LĠSANS PROGRAMI DERS ĠÇERĠKLERĠ

6. SINIF NAKİL GEÇİŞ SEVİYE TESPİT SINAVI

W.A.MOZART IN KV 498 TRİO SUNUN TARİHÇESİ VE ANALİZİ

Yarışma Sınavı. 5 " Falsetto " nedir? A ) Nota yanlışlığı B ) Erkek şarkıcıların zorlanarak çıkardıkları en ince. ses

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ DİLEK SABANCI DEVLET KONSERVATUVARI SAHNE SANATLARI BÖLÜMÜ OPERA ANASANAT DALI ŞAN SANAT DALI DERS İÇERİKLERİ

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ ANKARA DEVLET KONSERVATUVARI

SERTİFİKA PROGRAMI VİYOLA PROGRAMI MÜFREDATI 1. SINIF

müziği bestekârlarındandır? sesliliğin adıdır?

MURAT DEVRİM BABACAN, ZEHRA SEÇKİN GÖKBUDAK,

Gümüşlük Klasik Müzik Festivali Antik Tiyatro da başladı

KABUL VE KAYIT KOŞULLARI

Igor Fyodorovich STRAVINSKY STRAVINSKY

Beethoven ın Opus 14/1 Piyano Sonatının İlk Muvmanına İlişkin Motifsel Yapı Analizi

BİLKENT ÜNİVERSİTESİ. Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi. Teori Kompozisyon Ana Sanat Dalı TONAL ARMONİDE İŞLEVSEL PEDAL TONU

BİRİNCİ BÖLÜM PROBLEM DURUMU I. ROMANTİZM DÖNEMİ

CENAN AKIN IN VARYASYON SİLSİLESİ*

GIOVANNI PUNTO'NUN 6 NO'LU KORNO KONÇERTOSU NUN İCRA YÖNÜNDEN İNCELENMESİ. A STUDY OF HORN CONCERTO NO.6 by GIOVANNI PUNTO ACCORDING PERFORMANCE

YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ BESYO TME-110 TEMEL MÜZİK EĞİTİMİ 1.HAFTA

EYLÜL. 4.SINIF BÜLTENİ eylül ekim kasım

Do sol - re - la ve mi minör gam çalışması yapılır. Çaldığı gam ve makamsal dizilere ait parmak numarası (duate) örneği hazırlamaları istenir

TRAKYA ÜNİVERSİTESİ DEVLET KONSERVATUVARI LİSANS DÖNEMİ MÜZİK BÖLÜMÜ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI ÖNKAYIT ESASLARI

3. Rönesans Müziğini Oluşturan Ekoller 4. Rönesans ta Toplu Müzik Yapma Anlayışı

DÜZENLEME Ders Notu - 1

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ DİLEK SABANCI DEVLET KONSERVATUVARI SAHNE SANATLARI BÖLÜMÜ OPERA ANASANAT DALI ŞAN SANAT DALI DERS İÇERİKLERİ

T.C. ZONGULDAK KARAELMAS ÜNİVERSİTESİ DEVLET KONSERVATUVARI MÜZİK BÖLÜMÜ YAYLI ÇALGILAR ANASANAT DALI DERS İÇERİKLERİ 1. YARIYIL ZORUNLU DERSLER

MÜZİK EĞİTİMİ GİRİŞ UZAK HEDEFLER. Dersin amacı:

İPEK ÜNİVERSİTESİ KONSERVATUVARI EĞİTİM ÖĞRETİM YILI ÖZEL YETENEK SINAV KILAVUZU

Akor Şifreleri Doğrultusunda Yaratıcı İcra Teknikleri

BATI MÜZİK ÇALGILARI ÜFLEMELİ ÇALGILAR

Değişik müziksel etkinliklere karşı duygular sağlamak ve ilgi uyandırmak

EUGENE BOZZA'NIN ODA MUZIGI ESERLERİNDE OBUANIN YERİ

PİYANO ANASANAT DALI PİYANO SANAT DALI 11. SINIFA NAKİL VE GEÇİŞ SINAVLARI

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ GAZĠ EĞĠTĠM FAKÜLTESĠ GÜZEL SANATLAR EĞĠTĠMĠ BÖLÜMÜ MÜZĠK ÖĞRETMENLĠĞĠ LĠSANS PROGRAMI DERS ĠÇERĠKLERĠ

Batuhan Civelek obua Ömer Berk Taraklı klarnet Barış Demirezer şef

VEGA OKULLARI 2. SINIF SANAT SORGULAMA BÜLTENİ DİSİPLİNLERÜSTÜ TEMA

ÖZGEÇMİŞ. Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl

DEÜ GÜZEL SANATLAR ENSTİTÜSÜ MÜZİK ANASANAT DALI SANATTA YETERLİK GİRİŞ SINAVLARI İÇİN İSTENEN ESERLER LİSTESİ

ÇOKSESLİ SAZ ESERLERİ II

KLARNET SANAT DALI LİSE EĞİTİM MÜFREDATI

Ders Adı : ORKESTRA / ODA MÜZİĞİ I Ders No : Teorik : 1 Pratik : 2 Kredi : 2 ECTS : 3. Ders Bilgileri.

Uluslararası İzmir Festivali 28 Mayıs'ta başlıyor

Doç. Ayşegül ERGENE Karadeniz Teknik Üniversitesi Devlet Konservatuvarı,

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

TME Hafta Ders Notları

HÜZÜNLÜ VE NEŞELİ EZGİLER

T.C. AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ ANTALYA DEVLET KONSERVATUVARI İLK VE ORTA ÖĞRETİM ÖZEL YETENEK KULAK SINAVI İÇERİKLERİ

GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ GAZĠ EĞĠTĠM FAKÜLTESĠ GÜZEL SANATLAR EĞĠTĠMĠ BÖLÜMÜ MÜZĠK ÖĞRETMENLĠĞĠ LĠSANS PROGRAMI DERS ĠÇERĠKLERĠ

Franz LISZT. Kazım ÇAPACI. üzere tüm Avrupa yı gezerek piyanoyla konser vermiştir. 22 Ekim 1811, Macaristan ö.31 Temmuz 1886, Bayreth, Almanya.

ADNAN SAYGUN UN KEMAN VE PİYANO SÜİTİNDE TÜRK HALK MÜZİĞİ

T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ MÜZİK ÖĞRETMENLİĞİ BİLİM DALI

KEMAN IN YAPIMI ASLINDA KEMAN BİR REZONANS KUTUSUDUR. BİR KOL, DÖRT TEL VE TELLERİ TUTAN PARÇALARDAN MEYDANA GELMİŞ, BASİT YAPILI BİR ÇALGIDIR. YAYLI

Hayatı ve Çalışmaları

Düşüncelerimizi, duygularımızı ve kültürümüzü oyunlar aracılığı ile ifade ederiz.

KAHRAMANMARAŞ PİAZZA DA AYDİLGE RÜZGARI ESTİ

YAPI FİZİĞİ II HACİM AKUSTİĞİ 1

Bilkent. Senfoni Orkestrası. Barış Demirezer şef Özgür Deniz Kaya viyolonsel Çağla Turhan trombon

Fazıl Say, 14 Ocak 1970 Ankara doğumlu dünyaca ünlü besteci ve klasik müzik piyanisti.

KUZEY DENİZİNDEN BRAHMS TRIO

KIBRIS HALK TÜRKÜLERININ BAZI

Antonio VIVALDI. 4 Mart 1678; Venedik - 28 Temmuz 1741, Viyana.

KLASİK BATI MÜZİĞİNDE ROMANTİK DÖNEME AİT ARMONİK BULUŞLAR VE TONAL DESENİN TESPİTİ

ÖZEL VEGA OKULLARI ÖĞRETİM YILI 3. SINIF DİSİPLİNLERÜSTÜ TEMA KÜLTÜR SORGULAMA ÜNİTESİ BÜLTENİ

3. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ (17 Aralık Ocak 2013) Sayın Velimiz, 17 Aralık Ocak 2013 tarihleri arasındaki temamıza ait bilgiler bu

VİYOLONSEL ÖĞRETİMİ METODU

Yrd.Doç.Dr. Mete Sungurtekin. Yrd.Doç.Nesrin Öz Yrd.Doç.Nejdet Kalender. E-posta: Tel: Görükle, Bursa 16059

T.C. TRAKYA ÜNİVERSİTESİ DEVLET KONSERVATUVARI MÜZİK VE BALE ORTAOKULU MÜZİK BÖLÜMÜ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI ÖN KAYIT ESASLARI

RESİM İŞ ÖĞRETMENLİĞİ LİSANS PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ

Yarışma Sınavı. 4 Çoksesli korolarda yer alan en kalın erkek sesi. A ) Tenor B ) Bariton C ) Alto D ) Soprana E ) Bas

Darüşşafaka Eğitim Kurumları Hafta Sonu Cumartesi Etkinlikleri Eğitim Öğretim Yılı

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Yarışma Sınavı. 5 Aşağıdakilerden hangisi bir opera eseri değildir? A ) Figaro'nun Düğünü. C ) Fındıkkıran D ) Carmen E ) Idomeneo

JOHANNES BRAHMS IN OP. 38 Mİ MİNÖR VİYOLONSEL - PİYANO SONATI BİRİNCİ BÖLÜMÜNÜN MÜZİKAL ANALİZİ *

ALBERT EİNSTEİN HAYATI

Eğitim-Öğretim Yılı Konya Çimento Güzel Sanatlar Lisesi 9 Müzik Sınıfı Piyano Dersi Ünitelendirilmiş Yıllık Planı

10. Kadans 1 Türleri. 1. Otantik Kadans 3. i. Tam Otantik Kadans 4

Transkript:

GİRİŞ 1800 ile 1900 yılları arasındaki döneme adını veren Romantik dönem sanatın her dalında etkisini göstermiştir. Romantik terimi, 19. Yüzyıl öncesinde, fantastik, duygusal, masalsı, düşsel gibi sanatsal özellikleri nitelemek için kullanılıyordu.yaklaşık yüz yıllık bir süreci kapsayan romantik akım, belirli evreler içinde incelenir. Genel itibariyle bu evreler üçe ayrılır: Erken Romantizm, Yüksek Romantizm ve Geç Romantizm. Müzikte romantizm, duygusal anlatımı kolaylaştıran kısa ve yalın, dokusu bakımından yumuşak yeni formlar üretmiş, ama asıl ritm, armoni ve özellikle ses renkleri anlayışında yeni bir açılım sergilemiştir. Carl Maria von Weber, 1786 1826 yılları arasında yaşamış Alman Romantik dönem bestecisidir. Müzik tarihinde Alman Romantik Operasının kurucusu olarak anılmaktadır. Klarnet eserlerine büyük önem vermiş ve 1800 lü yılların başında sanatının doruğu olan gençlik döneminde klarnet repertuarının en önemli üç konçerto ve konçertinosunu yazmıştır. Konçerto bir solo çalgının bazen de iki veya daha fazla sayıda çalgının orkestra ile icrası anlamına gelir. Genel itibariyle Sonata allegro formu üzerine kurulu olan konçerto formu üç bölümden oluşur. 2 klarnet ve orkestra için konçerto, 1 konçertino, 1 kvintet ve 1 duet konçerto besteleyen Weber, 2. Klarnet Konçertosunu 17 temmuz 1811 de yakın arkadaşı ünlü klarnetçi H. Baermann için yazdı. Prömiyeri 7 ağustos 1811 de yapıldı. Klarnet İcracılığının ilk temel öğretisi doğru dudak tekniği ve nefes tekniğidir. Öncelikle doğru diyafram solunumunu öğrenmek, profesyonel olacak bir klarnetçi için kaçınılmazdır. Ancak bu iki önemli nokta doğru bir şekilde aşıldıktan sonra, klarnet metotlarındaki egzersizlerin çalışılması ile üstün başarıya ulaşılabilir.

Problem Carl Maria von Weber 1786 1826 yılları arasında yaşamış romantik bestecidir.eserlerinde döneminin özelliklerini yansıtmaktadır. Weber in 2. Klarnet Konçertosunda bu özellikleri görebiliriz, fakat bu konçerto icra açısından çeşitli sorunlar içermektedir.bu sorunları aşağıdaki başlıklar altında toplayabiliriz. 1 Konçerto formunun Klasik dönemden Romantik dönem müziğine kadar gelişimi 2 C.M. von Weber in hayatı ve dönem içerisindeki yeri 3 C.M. von Weber in 2. Konçertosunun Form Analizi i. Armoni incelemesi ii. Yorumlar 4 Klarnet Çalma teknikleri i. Güzel bir ses tonuna sahip olmak ii. Doğru nefes alma tekniği Klarnet öğrencileri bu sorunlar karşısında ya eserleri bilinçsizce çalışmakta yada doğru çalış yöntemlerini gösteren bir kaynak aramaktadır. Özellikle bu tip Türkçe kaynakların sınırlılığı göz önüne alınırsa bu çalışmanın gerekliliği ortaya çıkacaktır. Amaç Bu çalışma ile C.M. von Weber in 2. Klarnet Konçertosunun nasıl daha iyi yorumlanacağının fikirlerini paylaşmak, C.M. von Weber in 2. Klarnet Konçertosunu icra ederken çalışılması gereken egzersizleri göstermek, Yapılan çalışmayı Klarnet icracılarına örnek olarak sunulması amaçlanmaktadır.

Önem Bu araştırma, eserdeki mevcut zor pasajların icra edilebilmesi için çalışılması gereken egzersizlerin ortaya konması, bu egzersizlerin sadece bu eser ile sınırlı kalmayıp Klarnet çalışmalarında temel çalışmalar niteliği taşıması açısından önem taşımaktadır.diğer yandan, konçerto formunun incelenmesi, icracının çalıştığı eserin formu hakkında bilgi sahibi olması araştırmayı önemli kılan unsurlardan biridir. Sınırlılıklar Bu araştırma C.M. von Weber in 2. Klarnet Konçertosu nun form incelemesi, müzik analizi ve Klarnet icra tekniği problemlerinin incelenmesi ile sınırlıdır. Tanımlar Konçerto : (İtalyanca) Birlikte etki yaratmak anlamına gelmektedir. Bir diğer anlamı ise Bir solo yada birkaç solo enstrüman ın orkestra eşliğinde katıldığı senfonik biçimdir. Form : Biçim, yapım şekli Sonat, sonat allegrosu, kadans, ağızlık gibi diğer kavramlar çalışma içerisinde yeri geldiğinde tanımlanacaktır. Araştırma Yöntemi Araştırmanın modeli, bilgi kaynakları, bilgilerin toplanması ve değerlendirilmesidir. Bu aşamada bir bilgi tarama modeli kullanılmıştır. Tarama modellerinde, geçmişte veya halen var olan bir durumu olduğu gibi tespit etmek söz konusudur. Bestecinin eserleri icra edilmekte ve çeşitli çalış teknikleri denenmektedir. Her ne kadar yeni teknikler denenmekte ise de ağırlıklı olarak belli bir çalış tekniği

vardır ve klasikleşmiştir. Yeni teknikler geliştirmek pek mümkün olmadığından araştırmada denenmiş metotların dışına çıkılmamaktadır. Konuyla ilgili olarak ansiklopediler, kitaplar, dergiler, enstrüman metotları, çeşitli nota örnekleri incelenmiş ve öğretim üyelerinin görüşüne başvurularak araştırmanın amaçlarına ulaşmaya yarayacak veriler toplanmaya çalışılmıştır.

BÖLÜM 1 ROMANTİK DÖNEM VE CARL MARİA von WEBER 1.1 Romantik Dönem Müzik tarihinde 19. Yüzyıl Romantizm Çağıdır. Doğaldır ki, 100 yılı kapsayan uzun bir dönemde romantik anlayış gelişmiş, değişim göstermiş ve evrelere ayrılmıştır. Erken Romantizm (1800 1830) Yüksek Romantizm (1830 1850) Geç Romantizm (1850 1890) Hoffmann ın masalsı öğelerden örülmüş Undine operası (1816), müzikte romantizmin ilk örneklerindendir. Weber in Freischütz ü (1821) ilk büyük romantik yapıt olarak kabul edilir. Halk arasında yüzyıllardan beri anlatılagelen masallardan yararlanarak ormanların gizemli renkleriyle bezenen bu operanın baş karakterleri düşler ülkesinin insanlarıdır. Erken romantizm, İtalyan hafif operasının son ve en büyük temsilcisi Rossini nin oyunsu ve yapay operalarıyla Avrupa nın tamamında, hatta Amerka da kitlelere malolmuştur. Yüksek Romantizm, olarak adlandırılan ikinci evre, 1830 temmuz devriminin politik etkileriyle yönlenmeye başlamıştır. Artık romantizmin merkezi Viyana değil, Paris tir. Fransız edebiyatının Hugo ve Dumas gibi ünlü romantik yazarları yükseliş evresini derinden etkilemiştir. Berlioz un Fantastik Senfoni si (1830), müzikte bu evreyi

temsil eden ilk baş yapıttır. Paganini nin çifte kişiliği ve çalgı ustalığını inanılmaz bir pratiğe ulaştırması, Lizst in de aynı paralelde piyanoda çalgı ustalığını olağanüstü geliştirmesi gibi etkenlerin yanı sıra, Chopin in büyüleyen tınıları, Schumann ın şiirsel müziği ve düşünsel ağırlığı, Mendelssohn un romantik klasisizmi, bu evrenin temel taşlarıdır. Geç Romantik evre, 1848 Devrimi nin duraklattığı kısa bir süreçten sora ivme kazanmıştır. Mendelssohn un 1847 de, Chopin in 1849 da, Schumann ın 1856 da ölmesinden sonra, yeni dönem açan baş yapıtlar Liszt in Senfonik Şiirleri dir. Wagner in Musikdram kavrayışı, Verdi nin operaları, bu oldun dönemi yansıtır. Sonrada Franck, Bruckner ve Brahms da kişiliğini bulan yeni kuşak gelmiştir. Geç romantik evre, düşünsel ve estetik açıdan, Tarihçilik, Doğalcılık ve Ulusalcılık renklerini birbiri ardına sergileyen dinamik bir çağdır. Romantizm, eski Fransızca daki romance (şiir yazma) sözcüğünden kaynaklanmıştır. 17. ve 18. Yüzyılların edebiyatında masalsı, fantastik özellikleri dile getiriyordu.düşünsel planda romantizm, öznelliğe, kişiselliğe, kişinin öznel duyarlılığına dayanır. Schelling in Ben üzerine denemesi, romantik akım boyunca hep yinelenecek olan Ben kavramını, düşüncede ve sanatta odaklaştırır.ben nasıl duyuyorsam öyledir! Duygularım bana böyle söylüyor! Benim duygularım ben, ben ve ben Romantizmin duygusal kavrayışını belirleyen işte budur: Ben in, Benliğin içinden gelen Müzikte romantizm, biçimsel bütünlük ilkesini temsil eden ve sürekli olarak yeni düşünceler üreten klasisizme bir karşı akım olarak ortaya çıkmıştır. Dramatik doruk noktaları temel alınarak üretilmiş müziğin yapısı, romantizmde parçalanarak eski müzikteki yığma kompozisyonun geri gelmesine yol açmıştır. Sonat formu paramparça olarak yerini, giderek artan sayılarda ortaya çıkan, daha az ciddi ve eskisi kadar şematik olmayan kalıplardan oluşan sistemlere bırakmıştır.

Romantik dönemde müzik, sadece orta sınıfın malı durumuna gelmiştir. Orkestraların, şatolarla sarayların şölen salonlarından çıkıp orta sınıf tarafından doldurulan konser salonlarına geçmesi gibi, oda müziği de soyluların salonlarından çıkıp, orta sınıfın çalışma odalarına kadar girmiştir. Müzik eğlencelerine giderek daha büyük ilgi duymaya başlayan kitleler, daha hafif, daha bütün halinde olan, daha az karmaşık müzik istemişlerdir.bu talep, bir yandan, daha kısa, daha eğlenceli, daha çeşitli formları gerektirirken, öte yandan müzik yapıtlarının ciddi müzik ve hafif müzik diye ikiye ayrılmasını getirmiştir. 1.2 Romantik Müziğin Özellikleri Müzikte romantizm, türler ve formlar, armoni, ritm, tını renkleri vb. açılardan kendine özgü yenilikler getirmiştir. Romantikler, kendilerinden önceki klasik tür ve formları devralmışlar, bazıları üzerinde değişiklik yapmışlardır. Yeni olarak, şiirsel küçük piyano parçalarını Schubert in başlattığı sanat şarkılarını, senfonik şiiri ve Wagner de temsilcisini bulan Müzikdrama yı getirmişlerdir. 19. yy. bütün şiir eğilimleri, özündeki düşünce ile çalgı müziğine aktarılmıştır. Romantik armoni, klasik armoniyi, kromatizm, alterasyon, anharmonik ile sürdürerek atonalite nin (ton dışı müzik) sınırlarına dayandırmıştır. Sekvens tekniği ve kadans izlekleri vb. romantik armoniyi ışıtmıştır. Kromatik çizginin giriş ve çıkışları, tona uzak akorlara götürmüş, böylece elde edilen güvercin boynu renkleri, çeşitli ruhsal durumların ifadelendirilmesini sağlamıştır. Melodi öylesine önemsenmiştir ki, iki kuşak sonra R. Strauss bile Schubert müziğinin incelenmesi gerektiğini söylemiştir. Melodik çizgiyi belirleyen eski kurallar bir yana atılmış, ruhsal açılım ın ifadelendirilmesi esas sayılmıştır. Tema oluşumu,

Schubert in bitmemiş senfonisinde tehlike, sıkıntı, ateş gibi olguların anlatımında, aralıkların daraltılması ve kromatik çizginin yinelenmesiyle sağlanmıştır. Temayı belirleyen bu yaklaşım, ilginç bir örnektir. Ritmik yaklaşım psikolojik durumları belirginleştiren vurgularla, senkoplarla zenginleştirilmiş, çoksesliliğin ritmik dilimleri, modern müziğin sınır bölgesine kadar ulaşmıştır.romantizmin öznellik temeli üzerinde yükselen ritm anlayışının, bestecisine göre değişen özellikler taşıdığı da söylenebilir. Doğayı ve evreni ancak içten bir müziğin yansıtabileceğini ya da yaşatabileceğini savunan romantikler, doğal seslere yakın tınıları yeğlemişlerdir: ilkel bir korno olan av borusu, şövalyelerin, kalelerin ve av ın anlatımında; flüt, kırsal tabloların betimlenmesinde; klarnet ise ilkçağın çağrıştırılmasında kullanılmıştır. Romantiklerin evren kavrayışı, materyalizmin de etkisiyle tınısal büyüme diyebileceğimiz sonuçlar doğurmuştur. Bunun örneğini, büyük orkestralarda ve kalabalık korolarda görüyoruz. Berlioz, özlemini duyduğu dev orkestra ya yeni tını renkleri katmak için antik çalgıları da sokmuştur.dinsel ve törensel anlatımlar için tuba ve trombonlar kullanılmıştır. Romantiklerin tarihsel yaklaşımı da ilginçtir: Önceki dönemlerin müziğine, o çağın anlayışına bakmamışlar, kendi gözlükleri arkasından değerlendirmek istemişlerdir. 1 1 Ahmet SAY, (1997): Müzik Tarihi, Müzik Ansiklopedisi Yayınları, Ankara: s.336 341

1.3 CARL MARİA von WEBER in Hayatı Carl Maria von Weber hayatı boyunca geçmişinin 1622 de 2. Ferdinand tarafından soyluluk verilmiş Johann Baptist Weber e dayandığına inandı. Yine de; ailenin ilk bilinen üyesi 1704 de ölen Hans Georg Weber isimli bir değirmenciydi. Baronluk ünvanı von, onu sessiz bir biçimde kabul etmiş görünen bestecinin babası Franz Anton Weber e kadar ortaya çıkmadı. Franz Anton Weber in ikinci karısı olan Genovefa Brenner (1764 98) bir şarkıcı ve oyuncu olarak deneyimi ile, eşine Weber Tiyatrosunun kuruluşunda yardımcı oluyordu. 1779 dan beri Franz Anton Weber, Lübeck, Eutin deki Prince Bishop un Kapellmeister i idi, ve Carl Maria burada doğdu. Weber in otobiyografisinden çıkarılan 18 aralık 1786 tarihi uzun zaman kabul edildi; yine de Landeskir de büyük bir şevkle eşi Caroline in de doğum günü olduğu için; Carl Maria von Weber için doğum tarihi 18 veya 19 olarak geçmesine rağmen vaftiz tarihi 20 kasım olarak kayıtlıdır. Çocukluğunda çelimsiz olan Weber, sağ kalça kemiğindeki rahatsızlıktan dolayı kalıcı bir sakatlığı vardı. Küçük yaştan itibaren babasının tiyatrosunun dekorları arasında oyun oynardı. Çok başarılı olmasa da, ilk müzik derslerini yarı kardeşi olan Fridolin den aldı. Tiyatro Hildburghausen de durduğunda, Weber, ilk sistematik derslerini Johann Peter Heuschkel den aldı. Ayrıca Salzburg da Michael Haydn ile daha kapsamlı çalıştı ve bu çalışma sırasında 6 füg den oluşan bir seri yazdı. Münih te Johann Nepomuk Kalcher ile çalışan Weber ilk operası olan Die Macht der Liebe und des Weins (Kaybolmuştur) ve Grosse Jugendmesse nin ilk karalamalarını burada yazdı. Bu arada Münih Tiyatrosunda Fransız operası ve Singspiel ler hakkında bilgiler öğrendi. Müziğini basmayı kolaylaştırmak umuduyla taş baskının mucidi oldu. Weber Freiberg de ikinci operası olan librettosu gezici opera tiyatrosunun şefi olan Carl von Steinsberg e ait Das Waldmadchen i yazdı. Bu opera 24 kasım 1800 de sahnelendi. Dönüşte Chemnitz ve Münih arasında tekrar Salzburg a 1801 kasımında geldi. Burada Michael Haydn himayesinde missa sını revize etti ve üçüncü operası olan

Haydn in çok ateşli ve nazik ayrıca librettoya uygun bestelendi diyerek övdüğü Peter Schmoll ve Komşuları nı tamamladı. Weber in Kardeşinin yaşadığı Augsburg daki prodüksiyon planları, içinde Hamburg ve Eutin turneleri ve küçük piyano piyesleri ve şarkılar bestelemek için ertelendi. Weber ler Augsburg a Peter Schmoll un sahnelenmesi için 1803 martında döndüler. Weber, Joseph Haydn ile çalışmak amacıyla, Augsburg dan Viyana ya taşındı. Halbuki hemen öğrencisi olduğu, ve onun Samori operasının ses partilerini hazırladığı, Abbe Vogler in etkisine girdi. Burada Vogler in operasının temaları üzerine iki seri piyano varyasyonları yazdı. Viyana da yaşadığı 9 ay boyunca birçok eser bestelemenin yanında büyüleyici halk şarkılarını içeren Romantik duygularla, sıkı çalışmayı yeğledi. Daha sonra Vogler den edindiği tecrübeleri ve tavsiyeleri yeterli bulup, yeni arkadaşı Johann Gansbacher ile birlikte Kapellmeister olmak üzere Breslau ya gittiler. Gansbacher atamasını kabul etmeyince, Weber kabul etti ve Breslau ya 11 haziran 1804 de vardı. Ancak Weber burada bir çok problemler ile karşılaştı. Aslında birçok kişiden destek almasına rağmen ne yazık ki birçok kişi de ona karşıydı. Yanında olan isimlerden özellikle Orgçu Friedrich Wilhelm Berner onu çok destekliyordu ve performanslarına saygı duyuyordu. Weber in Rubezahl operasında beraber çalıştılar. Bu çalışmaların sonunda bir kaza meydana geldi. Bir gece operanın müziği için geldiğinde Berner, Weber i yerde yatarken buldu. Weber Babasının şarap şişesine doldurduğu taş baskı asidini içmişti. Weber iki ay hasta yattı ve bir daha asla eski şarkı sesine kavuşamadı ve işe geri döndüğünde düşmanlarının eserlerine verdiği tahrifat ile karşılaştı. Daha sonra istifa etti. 1806 nın kış aylarında Carlsruhe de bir Dük ile tanıştı ve ondan beste siparişi aldı. Bu olay ona cesaret verdi ve küçük bir orkestra için iki senfoni, korno konçertinosunun ilk versiyonunu ve birkaç varyasyon yazdı. Carlsruhe den gizli bir

nedenle ayrılırken, tekrar Breslau ya döndü. 17 temmuz 1807 de kısa bir konser turnesi için Stutgart ta bulunduğu sırada Dük ün sekreteri olan kardeşi Ludvig den yeni bir randevu aldı. Württemberg, Napolyon tarafından tayin edilmiş, Ludwig in büyük kardeşi olan Friedrich in hükümdarı olduğu şehirdir. Birbirlerini karşılıklı olarak sevmemekteydiler. Aralarında olması gereken iletişimi sıklıkla yardımcısı gerçekleştiriyordu. Bu olayın nedeni ise küçük bir el şakası sonucu, kalenin bir odasında kısa bir hapisti. Weber Stuttgart taki gelişmemiş Feodal yaşamın bazı yönlerini sevmesiyle beraber, genç saray soylularını kendi piyano ve gitar doğaçlamalarıyla eğlendirme şansı gibi, şehirde birçok teşvik edici entelektüel ve şair topluluğu buldu. Bunların arasında, Silvana operasının librettosunu yazan F.C. Heimer, tavsiyeleriyle ve kompozisyon açısından birçok yardımda bulunan besteci Franz Danzi bulunmaktaydı. Teşvik edici bir diğer olay ise bir opera sopranosu olan Gretchen Lang ile yaşadığı yasak ilişkiydi.onun için Stuttgard ta yaşadığı süre boyunca 16 adet şarkı yazdı. Bu teşvik ile bir çok eserini burada yazdı.bunlar arasında bir varyasyon, grand Polonez, momento kapriçyo ve üç bölümlü piyanolu kuartet bulunmaktadır. Bir diğer eser ise keman ve piyano için varyasyonlardır. Weber, Heidelberg e taşındı ve burada onu çellocu Alexander von Dusch karşıladı ve Danzi nin tanıtım mektubunu getirdiği için teşekkür etti. Burada Dusch ve Gottfried Weber ile tartışmalar, eleştiriler ve halk şarkılarını çalıp söyleyerek zaman geçirdi. Ancak Weber, Vogler in yaşadığı, aralarında Meyer Beer ve Gansbacher in bulunduğu bir grup öğrencisine ders verdiği Darmstadt a taşınma ihtiyacı hissetti. Vogler onun için birçok konçertoyu düzenledi. Kompozisyon açısından çok verimli bir dönem olmamasına rağmen, Weber in gelecekteki gelişimi için önemliydi. Weber 23 yaşında, her ne kadar görünüşü küçük, zayıf, sakat ve çekici olmasa da; arkadaşlarını etkileyen onun canlılığı ve cazibeli tarzı ve kendini akıcı ve açıkça kendini ifade etmesiyle çevresine hakim olmaktaydı. Darmstadt da eleştiriler yazdı ve üyeleri arasında; Dusch, Meyerbeer, Gottfried Weber,

Gansbacher, Danzi, Berner ve kendisinin bulunduğu müziğin propagandasını yaptığı bir dernek kurdu. Ayrıca Tonkünstlers Leben adlı bir romanı yazmaya başladı ancak asla bitiremedi. Eserleri arasında 1. piyano konçertosu ve 6 keman piyano sonatı yazdı, Abu Hassan operasının çalışmalarına başladı. 14 şubat 1811 de Weber, Darmstadt tan konser turnesi için ayrıldı. Bu turnede Hoffman ile ilk buluştuğu şehir olan Bamberg de yer almaktaydı. Daha sonra 14 martta Münih e geçti. Burada daha önce Darmstadt ta tanıştığı arkadaşı Klarnetist Heinrich Baermann ile kendi eserleri arasında bulunan özellikle kabul gördüğü Klarnet için Konçertino, iki klarnet için konçerto ile konser yapma şansı yakaladı. 4 haziran da Abu Hassan başarısı ile ne kadar başarılı bir opera bestecisi olduğunu bir daha kanıtlamış oldu. Bir çok İsviçre şehrinde konserler veren Weber, gezgin müzisyenler için Almanya nın Müzikal Topografyası adlı bir rehberi planladı. Weber, Münih e dönmeden önce zamanını mektupla arkadaşları ile bağlantı kurarak ve yürüyerek doğanın etkilerini benimsemeye çalıştı. Dönüşünün ardından Baermann ile bir konser turnesi planladı ve 1 aralıkta yola çıktılar. Birkaç gün sonra Prag a geldiler ve konserleri muhteşemdi. Weber burada opera müdürü Johann Liebich ile bağlantı kurdu. Onlar daha sonra Dresden ve Leipzig üzerinden Weber den büyük bir anlaşma talep eden heyecanlı ancak garip Dük ün yaşadığı Gotha ya, Preciosa nın editörü Pius Alexander Wolff ile verimli, Wieland ile samimi, Goethe ile ise sert buluşmaların olduğu Weimar a gittiler. 20 şubat ta ise onlar Berlin e vardılar. Berlin in rekabetçi, entelektüel atmosferi içinde Weber, alıştığı geri feodal yönetime göre keskin farklılıklar buldu. Başarılı bir performansla 10 temmuzda saray tiyatrosunda yönettiği Silvana operası ve Liedertafel ile vatanseverlik ve ulusal özlemini bütün şehre göstermiş oldu. Weber, Berlin de kalışının değerini bilmekle beraber, kariyerinde büyük bir istikrar aramak için ağustosun sonunda, Gotha ve Weimar a gitmek üzere ayrıldı. Ekim ayında devam ettiği 2. piyano konçertosunu bitirdi. Weimar ve Leipzig üzerinden 12 şubat 1813 de Prag a ulaştı.

Weber Prag a geldiğinde Wenzel Müller in operadan istifa ettiği haberi ile karşılaştı ve daha sonra bu görev ona teklif edildi. Başta isteksiz kabul etmesine rağmen, Stuttgart taki borçlarından kurtulmak için ve operadaki üyelerin coşkusuyla ikna oldu. Ayrıca şimdiki hayatına göre daha iyi şartlarda, üç yıllık kontrat ile, savaşta batmış olan opera evine bir şeyler yapmak için çağrıydı bu. Alman kuruluşunu inşa etmeyi amaçlayan Viyana ya bir gezi planladı.viyana da dinlemelerde bulundu ve arasında Beethoven in keman konçertosunun ithaf edildiği kemancı Franz Clement i işe aldı ve onunla beraber konserler verdi. Prag a geri döndüğünde göğüs ağrıları başladı ve tiyatronun bütün sistemini yeniden yapılandırdı. Karakteristik olarak, onun metoduna göre kütüphane tekrar kataloglandı, prova saatleri takvime bağlandı, sahne uygulayıcıları ve terziler ile görüşmeler yapıldı, personeldeki her çalışanın detayları tekrar yazıldı ve yeni şarkıcılar ile topluluğun çekirdeği oluşturulmuş oldu. Ülkenin dilini bilmemenin verdiği buruklukla kendi kendine Çek dilini öğrendi. Ayrıca burada, Grand Duo konçerto ve 2 piyano sonatını daha bitirdi. Noel sabahı aldığı bir mektupla Saxon Kraliyet Kapellmeister i olarak atandığını öğrendi. Bu şehrin opera gelenekleri İtalyan sitilindeydi ve ciddi opera saray tarafından desteklenmekteydi. Ayrıca saray operasında, ön plandaki şarkıcılar ve besteciler, İtalyan dı. Saksonya yeni Almanya da değerli artistik bir pozisyondaydı ve savaş sırasında politik ve askeri desteği almaktaydı. Heinrich Vitzthum, Alman operasının geliştirilmesi amacına en uygun insanın Weber olduğunun farkına vardı. Birkaç gün sonra Morlacci den bir mektup aldı. Öğrendi ki kendisi ve Alman operası, Morlacci ve İtalyan operasından daha aşağıydı ve istifa etti. 4 kasım 1817 de Prag da Caroline ile evlendi. Balayında dahi konserler verdi. Daha sonra geri döndüğünde İtalyanların opera şartlarını geliştirdiklerini gördü. Eşi Caroline ile birlikte, Kral için birçok eseri yazacağı Hosterwitz deki yazlıklarına mutlu bir şekilde yerleştiler. 1818 ağustos sonunda şehre geri döndüğünde, tüberküloz belirtileri ortaya çıkmaya başlamıştı. 22 aralıkta kızı dünyaya geldi. Daha sonra ciddi şekilde hastalandı. Burada yazın başladığı eserler olan

rondo brillante ve flüt, çello ve piano için trio, 2 bölümlü 4. piyano sonatı ve Der Freishütz ün bazı bölümlerini bitirdi. 13 mayıs 1820 de bir yıl sonra eklediği Aennchen in ikinci aryası dışında Der Freishütz ü bitirdi. Operayı bitirmeden önce başladığı Preciosa ve librettosunu Teodor Hell in yazdığı komik opera Die Drei Pintos u, Hosterwitz yakınlarında bir kasaba olan Cosels Garden da aldığı bir evde bitirdi. 15 temmuzda Preciosa nın müziği bitti, Die Drei Pintos ise başladı. Berlin den gelen Der Freischütz erteleme haberinden sonra kuzey Almanya yı dolaşan bir turne yaptı. Daha sonra Eutin e gitti. Ayrıca Danimarka da da ilk defa duyulan Der Freischütz uvertürü ile başarılı konserler verdi. 4 kasımda Dresden e geri döndü. 1821 de Julius Benedict adında bir öğrencisi oldu. 14 martta Preciosa nın Berlin Prömiyeri başarılı geçti. 18 haziran, Der Freischütz ün prömiyerinin olduğu gün, f minor piyano konçertosu nun iskeletini ve konzertstück ü bitirdi. 30 hazirandan sonra bir temsilden sonra ilk kanamasını geçirdi. 26 ocak 1822 de başarılı bir Der Freischütz temsilinden iki hafta sonra Prag üzerinden Der Freischütz Viyana temsili için bu şehre gitti. Burada Schubert ile buluştu. Başarılı bir temsil geçirdi. 26 şubatta tekrar Dresden e döndü. 25 nisan da ilk oğlu Max Maria dünyaya geldi. 15 mayısta Weber, ailesi ile beraber, Euryante operasını yazmaya başladığı Hosterwitz şehrine taşındı. Hastalığı azalmıştı ve 4. piyano sonatını bitirdi. 1823 yılında Euryanthe üzerindeki çalışmalarını yoğunlaştırdı. Günde 8 saat çalışarak 8 ağustosta uvertür hariç tüm iskeleti tamamladı. 16 eylülde Weber, Julius Benedict ile Viyana ya gitti. 5 ekimde Beethoven ile görüşmek için, Baden e gitti. Weber, Dresden e gitmek üzere 5 kasımda ayrıldığında, yeni şefin gayretlerine rağmen dinleyiciler azalmıştı. 20. temsilden sonra durgunlaştı. Weber, 10 kasımda Prag üzerinden tekrar Dresden e ulaştığında, hastalığı ciddi bir şekilde artmıştı. Devamlı ağrısı vardı, aksaması daha fena ve kötü şekilde öksürüyordu. Yaratıcılığında bir durguluk söz konusuydu. Euryanthe yi bitirdiği ve

Oberon a başladığı günden 15 ay sonra, sadece küçük bir Fransız şarkısı yazmıştı. 31 mart 1824 te Dresden de Euryanthe yi, Schröder Devrient ile başarılı bir şekilde yönetti. Fakat harcadığı efor, hastalığının daha da artmasını sağladı. 18 ağustosta Covent Garden in müdürü Charles Kemble den bir mektup aldı. Mektupta 1825 sezonunda, Der Freischütz ü gelip, mayıs, haziran ve temmuzda yönetmesi yazılıydı. Weber, doktorundan da öğrendikleriyle birkaç yıl ömrünün kaldığını öğrendi ve ailesinin geleceği için Londra da yaşamanın daha kazançlı olacağına karar verdi. İngilizce öğrenmeye başladı. Dresden de yaşayan bir İngilizden 153 ders alarak akıcı bir şekilde İngilizce öğrendi. 6 ocak 1825 de Alexander isimli ikinci oğlu dünyaya geldi. Bu arada Oberon ile ilgileniyordu. Ağustosun sonunda Dresden e döndü. Oberon üzerinde çalışmaya devam etti. 1. perde 18 kasımda, 2. perde ise 3 aralıkta bitti. 5 aralıkta Berlin e Euryanthe yi yönetmek üzere gitti. 1826 ocak ayında Oberon un 3. perdesini bitirdi. 4 martta O ve Fürstenau, Londra ya ulaştılar ve rahat ve konforlu evine yerleşti. 6 martta sıcak bir şekilde karşılandığı Covent Garden i ziyaret etti. Ertesi gün hemen konser provalarına başladı. 9 martta Oberon un provaları başladı ve oynayanlar eksikti. Aralarında ünlü tenor John Braham da bulunmaktaydı. 12 nisanda Oberon un prömiyerini yönetti. Bir çok eksik olmasına rağmen tebrik almayı başardı. 29 mayısta sahneye son kez Oberon u yönetmek için çıktı. Sonrasında evine zorlukla vardı. Odasında kimsenin uyumasına izin vermiyor, sadece doktorun gelmesini zorla kabul ediyordu. 5 haziran sabahı hizmetçisi ondan ses alamayınca kapıyı kırdı ve onu ölü buldu. 1.4 Stil Özellikleri Weber'in en büyük, güzel eserleri, küçük yada büyük ölçüde sahne eserlerinden esinlenilmiş olanlarıdır. Operada olanların dışında, müziği; şarkılarda, roman oluşumunda bazen konçertoların solo enstrümanları için tiyatrosal fikirlerde seyircisi ile birlikte virtiözün kişisel ilişki kurmasında veya ya bir programla ilişkili yada dramatik zıtlıklar olarak uzatılmış bir bölümün materyallerini geliştirmede ve kavratmada olduğu gibi küçük bir dramatik durumda teşvik edici bir özelliğe sahip olabilir. Bunun

uygunsuz bir tiyatrosallıkla müziği zayıflatmasına rağmen ayrıca çarpıcı bir orijinal etki de ortaya çıkarabilir. Dramatik, anlatımsal ve resimsel elementlerin, müziğin gerçek yapısını belirlediğini gösteren gelişen formlarda o derin bir şekilde romantik müzikten etkilenmiştir. Bir orkestracı olarak Weber tarihte en büyükler arasındaydı. Enstrümanlarda özellikle klarnet ve korno da yeni karakteristikleri bulması bireysellerin bir grubu olarak orkestra için onu yazmaya teşvik etti; klasik ölçülerde güçlü ve etkili tutti yazmasına rağmen, beklenmeyenden dramatik uygunlukta müzik çıkarması onun en karakteristik ve en yenilikçi özelliğiydi. Onların en düşük kayıtlarında iki klarnet üzerine viyola ve çelloların kurulmasında Oberon uvertürü Berlioz u derin bir şekilde etkilediğini gösteren bir örnektir. Birkaç kez Der Freischütz ve Euryanthe deki dahil, o sesli ve sessiz telleri etkili bir şekilde birleştirdi; Der Freischütz deki Caspar ın pikoloları, enstrümanın kayıt ve titreşim etkisinin kesin anlaşılmasından doğan şeytani bir pırıltıya sahiptir. Onun korno anlayışı, aranan etkilerin ideal kullanımından Wolf un Glen eserindeki kötü boru sesine ve Oberon u seslendiren hatırlatıcı yumuşak sese kadar sıralanır. Orkestral sesteki zengin karışımdan çok ince bir bireysellikten yanaydı, bu yönüyle de Wagner den daha çok Mahler ve Berlioz un bir atasıdır. O, Debussy tarafından orkestrasyonu için övüldü, takdir edildi. Armonik olarak Weber in müziği, klasik müzikten kaynaklandı; olgunlaştıkça ilk olarak müziğinde sıradan olan bir noktada, eksiltilmiş yediliyi kullanarak kromatik uyumu daha cesur bir sekilde denedi. Daha sonra yedili ve dokuzlu akorları daha fazla kullandı, sık sık alışılmışın dışında yaklaşımda bulundu ve Euryanthe zamanında tonalite öncülüğüne onu götüren serbest hareketli kromatik uyumun bir komutunu geliştirdi. Euryanthe nin üçüncü perdesinin açılışında birinci ve ikinci kemanlar için re minor de ise, Weber in bir anahtar imzanın uygunsuz olduğunu düşündüğü, Tristan akorunun önemli bir kullanımını içeren bir seri kromatik ilerleme ortaya koyar.( Bu olağanüstü pasaj için bu söz Euryanthe ve herhangi bir güvenlik veya karşılıklı bir kontak bularaktan onları engelleyen duygusal düzensizlik halinde gezinen Adolar ın dramatik etkisidir.) Onun piyano müziklerinde de ayrıntılı, melodiyi veya düz açık ilerlemeyi süsleyen oldukça gösterişli hareketleri bazen onu Chopin in benzer hemen

hemen aynı atonal maceralarındakine yaklaşmak için basit tonaliteden uzaklaştırır. Fakat O, asla tonalitedeki kuvvetli çatıyı kaybetmez ve O nun operalarının armonik alt yapısı onun tonalite ile dramatik ifade arasındaki geleneksel ilişkiye verdiği önemi gösterir. Onun melodileri sıklıkla aldatıcı bir şekilde basit olmasına rağmen, tamamı ile kişisel olan bir incelik ve zarafete sahiptir. Kulağa uygun imgenin basit bir kalıp üzerinde basit bir tonun ne kadar keskin bir şekilde yargılandığını gösteren, ve usta bir şekilde parçanın içinde özel dokunuşlarla veya armonik etki ile özel bir atmosfer veren çok az tanınan bir Weber çalışması ta ki icra edilene kadar sayfa üzerinde düz görünebilir. Sıklıkla, özellikle onun hızlı müziklerinde müziğe özel bir tansiyon veren veya tutkulu bir kalite veren eşlik akorlarının dışında, hazırlanmamış notaları kullandı. O sevgi doluydu hatta O, üzerine titrenen ritmlerin sevgilisiydi ve O sıklıkla aksak ritmle sona eren ikinci seslerinde zayıflamanın önüne geçmek için tonlara izin verirdi. Ve o zorlukların üstesinden gelebilmek için takıntılıydı. Onun tekniği, daha özgür, daha kişisel ve kuvvetli melodik sesi bulduğu klasikal armoni nin keskin disiplinli yazılımlarından daha büyük bir bağımsızlığı keşfedendi. Ritmik olarak sağlam bir durum istendiğinde O sadece Mendelssohn dan değil hatta Berlioz dan üstün olmak için atılmış adım hissini veren şaşırtıcı çapraz ritmler ve armonik sapmalarla basit armoni kalıbı üzerine çalınan, umulan kolaylıkla vurgulanmış kurnaz seçeneklerle müziği yazabilirdi. Romantizm in babası olarak Weber in rolü, bu akım içinde onu başarıyla izlemiş olanlar tarafından bilinirdi; modern zamanlarda besteciler tarafından Stravinsky, Hindemith ve Debussy nin ki kadar farklı bir saygı gösterilirdi. Duygusal tepkilerin yükseltildiği yeni düşünceye açık zamanlarda farklı sanatlar ve farklı aktiviteler arasında bağlantıları açarak ve yeni duygusallığı konuşturarak müzik yaptı. Dahası, yazar ve ressamların ilgisini kazanarak politik olarak bilinçli milletin ilgisini çekti. Başlattığı fikirleri tamamı ile araştırmadan önce ölmesine rağmen, bugün değerleri tam anlamı ile takdir edilen çok büyük sayıda çalışma bıraktı. 2 2 George GROVE, (1980): The New Grove, Macmillan Publishers, Londra: s.241 264

BÖLÜM 2 KONÇERTO FORMU VE C.M. von WEBER İN 2. KLARNET KONÇERTOSUNUN FORM VE ANALİZ İNCELEMESİ 2.1 Konçerto Konçerto, solo çalgı ve çalgılar için, iki temalı sonat formunda yazılmış etkileyici, görkemli eser biçimidir. Konçerto nun olgun biçimini aldığı klasik dönemde, genellikle bir solo çalgı kullanılmış ve bu çalgı çoğunlukla piyano, keman veya çello olmuştur. Konçerto, solo çalgı ile orkestranın diyalogu sayılabilir. Diyalog, müzik düşüncelerinin karşılıklı irdelenmesini, soru ve cevapları, zıtlıklar ve onayları, coşkulu bir müzikal tartışmayı içerir. Başlangıçta çalgı müziği değil, bir ses müziği formu olan konçerto, ilk olarak Viadana nın Cento concerti ecclessiastici başlıklı vokal eserlerinde örneklenir (1602). Çalgı müziğine geçiş, 17. Yüzyılın ikinci yarısında concerto grosso biçiminde gerçekleşmiştir. Tek temalı bu biçimin önde gelen örnekleri, Stradella nın 1676 da, Corelli nin 1680 de, Vivaldi nin 1700 yılı dolaylarında yazdığı concerto grosso lardır. Bach ın ünlü Brandenburg Konçertoları ise solocular grubu ile orkestranın birleştiği bu formun, doruktaki eserleri arasındadır. Ancak söz konusu dönemde, özellikle Torelli nin eserlerinde görüldüğü gibi, bir solo çalgı (trompet, obua, keman) ve orkestra için de konçertolar yazmıştır. J. S. Bach ın çembalo ve orkestra için ilk eserleri 1709 tarihini taşır. Vivaldi nin 1712 de basılmış olan op.3 konçertoları üç bölümlüydü, oysa ortadaki ağır bölüm, genel bas akorları ile biraz doğaçlama özelliği taşıyordu. J. S. Bach, onun bu tür konçertolarını incelemek amacıyla birkaç örneğini çembalo ve org a uyarlamıştı.

Klasik dönem konçertolarında solo çalgı olarak keman ve piyano yeğlenmiştir. Bu eserler üç bölümden oluşuyordu: birinci bölüm sonat-allegrosu formundaydı; ikinci ağır bölüm, duygusal bir şarkı özelliği taşıyordu; üçüncü hızlı bölüm ise genellikle rondo formundaydı ve çalgı ustalığına olanaklar yaratırdı. Beethoven dönemine kadar besteciler, özellikle Mozart, konçertoda solistin ustalığını belirginleştirmeye yönelik doğaçtan çalınan parlak kadanslar kullanmıştır. Klasik dönemde solo konçertonun yanı sıra, iki solo çalgıdan oluşan ikili konçertolar ve üç solo çalgının yer aldığı üçlü konçertolarda yazılmıştır. Beethoven in keman, çello, piyano ve orkestra için konçertosu, bu kapsamdaki eserlerin tanınmış bir örneğidir. Konçertonun yapı öğelerini çalgılara özenle paylaştıran Mozart ın Senfoni Konçertant biçiminde kazandığı başarı, sonraları çok sayıda senfoni konçertant ın bestelenmesine yol açmıştır. Romantik dönemde konçerto, form açısından daha esnek, özgür bir yaklaşımla yazılmıştır. 19. Yüzyıl bestecileri, konçertonun bölümlerini dikkate almayarak bölümleri birbirine bağlamayı denemişlerdir. Şu da var ki, attaca yı daha önce Beethoven de kullanmıştır. Bu dönemde tek bölümlü konçertoların yanı sıra, dört bölümlü olanlarda yazılmıştır: Brahms, si bemol majör piyano konçertosuna bir scherzo ekleyerek solo partisinin sürekli geliştiği ve böylelikle virtüözitenin sergilendiği dört bölümlü bir konçerto yaratmıştır. 20. Yüzyılda geleneksel konçerto biçimini göz önünde bulunduran eserler yazılmıştır, oysa bu başlık altındaki eserlerin çoğunluğu, özgür formda bestelenmiş çalgı müziği eserleridir. 3 2.2 Konçerto Formu Romantik dönem konçertoları form açısından esnek ve özgürdür. Klasik dönemdeki konçertolar ile benzerlikler de bulunmaktadır. Esas itibariyle klasik sonat formu üzerine kurulmuştur. Birinci Bölüm: Sonata Allegro formudur. Üç bölümden oluşmaktadır. 3 Ahmet SAY, (2002): Müzik Sözlüğü, Müzik Ansiklopedisi Yayınları, Ankara: s.300-301

Birinci bölüm, materyallerin teşhir olunduğu bir sergidir. Bu bölüme SERGİ (exposition) adı verilir. İkinci bölüm, sergideki materyallerin kullanılıp geliştirilmesi ile oluşan bölümdür. Bu bölüme GELİŞME (development) adı verilir. Üçüncü bölüm, baştaki serginin tekrarından ibarettir. Bu bölüme TEKRAR SERGİ (recapulation-reexposition) adı verilir. Konçertonun birinci bölümü, Orkestra ile başlar, bu girişte konçertonun içindeki materyaller sunulur, esas tonda sona erer. Daha sonra solo çalgı parlak bir girişle başlar veya esas fikirle birlikte girer. Bunu solo çalgı ile orkestranın birinci ve ikinci temayı karşılıklı işlemeleri izler. Sergi bölümü kısa bir tutti ile biter. Çeşitli tonlara modülasyonları kapsayan bir gelişme bölümü esas tonda sona erer. Tekrar Sergi bir tutti ile başlar, ancak birinci bölüme göre daha kısadır. Yeni bir fikir verilebilir. Romantik konçertoda gelişme içinde sergi olabilir. Klasik konçerto ile farkı klasik konçertoda tekrar sergi uzun bir şekilde tekrar edilmez, özetle sergi verilir. İkinci bölümde daha az virtüözite vardır ve birinci bölüme göre daha süslüdür.genişletilmiş şarkı formu, romans veya varyasyon tarzdadır. Final bölümde ise tempo hızlıdır. Genellikle rondo formundadır. Görkemli bir koda ile sona erer. 4 4 Tarihsel Açıdan Evrensel Müzik s:42-43

2.3 Carl Maria von Weber in 2. Klarnet Konçertosu nun Form ve Armoni Yönünden İncelenmesi Carl Maria von Weber, Klarnet için 2 konçerto yazmıştır. Bu konçertoların ikisi de 3 bölümden oluşmaktadır: Sonat Allegro formunda birinci bölüm, ağır bölüm ve hızlı tempoda rondo bölüm. 2. Klarnet konçertosunun formu tipik konçerto tarzındadır. Birinci bölüm sonat allegrosu formunda, hareketli ve kahramanlık duygusu içeren; ikinci bölüm andante tempolu romans formunda; üçüncü bölüm ise hızlı ve neşeli bir rondodur. Birinci bölüm sonat allegro formunda yazılmış ve çift expozisyonludur.noktalı sekizlik ve onaltılık materyalleri kullanarak, orkestra ile başlıyor. Orkestra konçerto içerisindeki konuları kullanıyor. Ana tema üç melodik elementten oluşuyor.birinci kahramanlık, ikinci lirik, piyano, espressivo, tiz ve şarkı söyler tarzda. Birleşmiş aralıklar ile staccato kullanımı yoğun, ayrıca birçok yerde çeşitli vurgular bulunmakta. Daha sonra Klarnet ile parlak bir giriş yapıyor. A konusu 4 ölçüden oluşuyor. Ardından tematik öğeler içeren köprü ve yardımcı temalar sunuluyor. B konusu sib major tonalitesi ile 15 ölçüden oluşuyor. 118. ölçü ile 137. ölçü arasında bağlayıcı temalar ile köprü veriliyor. Sergi 137. ölçüde sona eriyor ve gelişme başlıyor. A konusu burada sib tonalitesi ile başlıyor. 146. ölçüde kodetta ile sergi içinde yeni bir adım veriliyor. 151. ölçüde gelişme içinde period formunda yeni bir konu veriliyor. Daha sonra B konusu reb tonalitesinde tekrar ediliyor. 192. ölçüde mib tonalitesinde Tekrar Sergi başlıyor. Daha sonra girişten alınmış motifler ile köprü ve yardımcı temalar veriliyor. 205. ölçüde mib tonalitesinde B konusu tekrar ediliyor. Ardından kısa epizodlar ile koda hazırlanıyor. 224. ölçüde koda veriliyor ve konçertonun birinci bölümü sona eriyor. İkinci bölüm Andante tempolu Romans formunda güzel bir bölümdür. Formu üç bölümlüdür. Orta bölüm bize parlak ve reçitatif opera tarzını sunuyor. Bu orta bölüm ikinci bölümün doruk noktasını oluşturmaktadır. Onun dışında kalan bölümleri ise moralsiz ve sakin yürüyüşler ile sürmektedir. Tonalitesi sib major dur. Giriş A konusu

ile giriyor. Ardından yardımcı temalarla köprü bölümü veriliyor. Daha sonra B konusu veriliyor. B teması otuzikilik motifler ile geliştiriliyor. 63. ölçüde kadansvari bir reçitatif bölümü veriliyor. Ardından A teması tekrar verilerek ikinci bölüm sona eriyor. Üçüncü bölüm parlak konser Polonezi tarzında hızlı tempolu rondo formunda yazılmıştır. Bu tarz o dönemde çok sevilen ve tercih edilen bir tarzdır. Senkoplar, keskin ve sert biçimde gösterilmiş ve noktalı sekizlik-onaltılık motifleri kullanılmıştır. Dört epizod çok renkli ve birbirine zıt karakter taşıyor. İlk olarak Klarnet A konusunu veriyor. Ardından orkestra ile bağlayıcı konu geliyor. Daha sonra klarnet ile B konusu veriliyor. Küçük bağlayıcılar ile köprü geliyor ve onaltılıklar ile klarnetin parlak özelliklerini gösteren verilen konular geliştiriliyor. 90. ölçüde tekrar A konusu veriliyor. Ardından bağlayıcı konu geliyor. 119. ölçüde C konusu veriliyor ve bu konu orkestra ile tekrarlanıyor. Ardından 162. ölçüde D konusu veriliyor. 185. ölçüde A tekrar veriliyor. Bu konu orkestra tarafından kodaya bağlamak üzere tekrarlanıyor. Ve konçertonun üçüncü bölümü klarnetin parlak özellikleri ve virtüöz pasajlar kullanılarak koda ile sona eriyor. 5 5 Y. USUV, (1978): Nefesli Sazlar İcracılık Uzmanlığı, Moskova Tipografyası, Moskova: s.1 50

KONÇERTO NO : 2 KLARNET VE ORKESTRA İÇİN Op. 74 I C.M.WEBER

A

B

B

A

B

A1

A

B

A1

C

A2

CODA

BÖLÜM 3 KLARNET İCRACILIĞININ TEMEL İLKELERİ 3.1 Klarnetin Gelişimi Genel olarak 4 tür klarnet vardır: Sİb klarnet, LA klarnet, Mİb klarnet, BAS klarnet. İlk klarnet tahta ustası Johann C. Dennerom (1655 1707) yapılmış. Schalumo klarneti günümüzdeki klarnete çevirdi. Bu klarnetin ses aralığı bir oktavdı. Küçük oktav Fa notasından, birinci oktav Fa notasına kadar. Ağızlık klarnetten ayrılmıyor, kamış alt dudak ile değil üst dudakta çalınıyordu. Daha sonra uygun olmadığı düşünülerek alt dudağa çevrildi. Buna göre dudak kaslarını sıkı pozisyonda çalmak tona ve entonasyona katkısının yanında, ses çıkartabilmek daha kolay ve net oldu. Bundan sonra klarnetçi dili kamışa vurmaya başladı. Dennerom un klarnetinde sağ el üstte, sol el ise aşağıda yani günümüzün tam tersi idi. 1755 de klarnetler Fransız ordusunun bandosuna eklendi. Daha sonra klarnetin modelini geliştirmek için İ. K. Dennerom uğraştı. İlk başta kalağı genişletti, ses özelliği ve hacmi arttı. Bu hataları düzeltirken yüksek sesler için oktav tuşunu değiştirdi. Tuşu daha yukarı alıp, deliği de küçülttü. Oktav tuşunu açınca si değil sib sesi çalınıyordu. Onu düzeltmek için Dennerom klarnetin kanalını daha uzun yaptı ve üçüncü bir tuş ile destekledi. Bununla küçük oktavdaki mi de eklenmiş oldu. Bu klarnet günümüze kadar kullanıldı. Bu geliştirmeyi Dennerom 1720. yıllarda gerçekleştirdi. Daha sonra klarneti Bartold Fritz, Joseph Beyer, Paris konservatuarı klarnet profesörü Ksaverih Lfever geliştirdi. 18. yy da en çağdaş klarnet oldu. Orkestrada ilk olarak 1720 de Soborn Kapellmeisteri Jafaber kullandı. 1751 de Ramau onu kahramani pastoral eserinde kullandı. J C Bach ın 1753 de Londra da prömiyeri olan Airon operasında kullandı. 18 Yy. nin ortasında Dresden ve Berlin senfonilerinde klarnet yoktu. Ünlü besteciler Stamitz, Canabich ve Fills, başarılı ve virtüözitesi yüksek klarnet partisyonları yazdılar. 6 6 USUV, (1978): Nefesli Sazlar İcracılık Uzmanlığı, Moskova: s.1 50

3.2 Diyaframa Ait Solunum Diyafram solunumuna ait teknik yetenek, klarnet icracılığının başlıca etkenlerinden biridir. Kemancı için arşe neyi temsil ediyorsa, soluk alıp verme de klarnet icracıları için aynı şeyi temsil eder. Solunum hem sesin üretilmesini sağlar, hem de müziği ifade etme aracıdır. O halde fiziksel ve ruhsal solunumdan bahsedilebilir. Ruhsal solunum müzik olgunluğunun ürünüdür. İcracılık geliştikçe derinliğine ulaşılır. Öncelikle fiziki solunumda bahsedelim. Bir kemancı sesi, arşeyi aksi yönde hareket ettirerek uzatabilirken nefesli sazlarda durum ne yazık ki böyle değil. Nefesli saz çalanın soluğunu tekrar almaya ihtiyacı vardır. Aksi halde, müzik cümlelerinin bozulma ihtimali bulunmaktadır. Ayrıca Diyafram solunumunun tekniği yanlış öğrenilirse bir çok hatalar ortaya çıkabilir. O halde bu solunum tekniğini tamamen öğrenmek gereklidir. Normal olarak solunumun iki devresi vardır. Soluk alma ve soluk verme. Bunlar düzenli aralıklarla olur. Ancak solunum üzerinde değişiklikler olabilir. Yani çabuklaştırıp, ağırlaştırılabilir veya tutulabilir. Soluk alıp verdiğimiz zaman bütün olanakları kullanırız. Alınacak soluk miktarı önemlidir. Eğer çok hava içeri çekilirse, diyafram kası titreşmez ve sesi destekleme kapasitesinde sıkıntı yaratabilir. Olabildiğince gerekli miktarlarda, ne az ne de çok alınmalıdır. Ses kalitesi üzerinde diyaframın etkisi büyüktür. Mümkün olan en yüksek miktarda hava alınırsa ses daha güçlü ve hacimli çıkacaktır. Eğer daha az hava alınırsa ses daha zayıf ve az sesli olacaktır. Diyaframın hızlandırılması ve gevşemesi en önemli noktadır. Sonuç olarak diyafram bizim için bir solunum kasıdır. Bu kas kontrol edilebilir. Bunun bilincinde olunursa diyaframı kontrol etmek mümkündür. Akciğerlerin kapasitesi kişilere göre değişmekle beraber, gerekirse normalden fazla nefes almak, uygun çalışmalar yapılarak mümkün olabilmektedir. 7 7 Rolf QUINQUE, Le methode ASA, s.9

BÖLÜM 4 C.M. VON WEBER İN 2. KLARNET KONÇERTOSUNDAKİ ZOR PASAJLAR VE BU PASAJLARIN ÇALINMASI İÇİN ÇALIŞILMASI ÖNERİLEN EGZERSİZLER 4.1 Uzun Tonlar Klarnet nefesli bir enstrüman olmasından dolayı, öncelikle dikkat edilmesi gereken nokta nefestir. Doğru nefes kullanımıyla bağlantılı olarak güzel bir ses tonuna sahip olmak da önemlidir. Bir sonraki sayfada sunulan nefes ve ton egzersizlerini klarnet ile çalınabilen tüm notalara uygulayınız.( Bkz. ÖRNEK 1, s.64 69 ) 4.2 Dudak Esneklikleri F. KREPS in klarnet metodu 3. kitabındaki egzersizleri her tonalitede sistematik olarak çalınız. Dudak zor egzersizler yoluyla giderek artan ses aralıklarına hazırlamak bu çalışmalar ve benzer egzersizler ile mümkündür. ( Bkz. ÖRNEK 2, s.71 72 ) 4.3 Tril Çalışmaları Bu bölümde tril çalışmaları ile ilgili örnekler vermeyeceğiz. Ancak her klarnet öğrencisinin yapması gereken uzun tonlar çalar gibi klarnet ile çalınabilen tüm notalarda tril çalışmaktır.

4.4 Aralıklarla İlgili Çalışmalar Aralık çalışmaları ile ilgili önerilen egzersizler ÖRNEK 2 ve 3 te gösterilmiştir. Bkz. s. 70-72 4.5 Dil Çalışmalarıyla İlgili Çalışmalar Dil çalışmaları ile ilgili egzersizler ÖRNEK 4 te gösterilmiştir. Bkz. s. 73 74

ÖRNEK 1

ÖRNEK 2

ÖRNEK 3

ÖRNEK 4

SONUÇLAR VE ÖNERİLER Bilindiği üzere Romantik Dönem müziği öznelliğe, kişiselliğe ve öznel duyarlılığa dayanır. Daha açık bir anlatımla, Romantizm, bireyselciliğin gelişmiş halidir. Klasik dönemin kuralcılığı yoktur. Form açısından bir çok yeni formlar üretilmiş veya var olan formlar kişisel anlamda yorumlanmıştır. Neşeli, lirik, duygulu bir ses rengine sahip olan klarnet teknik açıdan üstün özelliklere ve virtüöziteye sahiptir. Diatonik ve Kromatik tüm pasajlar, gamlar, arpejler, çoğu değişik şekilli figürler oldukça hızlı tempolarda çalınabilir. Dil enstrümanın karakterlerinden biridir. Klarnetin birçok türü vardır. Günümüzde senfonik orkestralarda Sİb, LA, Mib ve Bas klarnet kullanılmaktadır. Ayrıca birçok bando da hem solist hem de fon enstrümanı olarak kullanılmaktadır. Zafer, kahramanlık gibi karakterleri resmedebildiği gibi lirik ve duygusal bir çok karakteri gösterebilmektedir. Klarnet eğitiminin başlarından itibaren göz önünde bulundurulması gereken en önemli nokta tutuş ve dudak pozisyonudur.

KAYNAKÇA 1. GROUSSAIN, J. R.(1961) : Principles Rationnels Pour L etude de la Clarinette, Fransa: Gerard Billaudot 2. GROVE, G. (1980) : The New Grove, Londra: Macmillan Publishers 3. SAY, A. (2002) : Müzik Sözlüğü, Ankara: Müzik Ansiklopedisi Yayınları 4. SAY, A. (1997) : Müzik Tarihi, Ankara: Müzik Ansiklopedisi Yayınları 5. USUV, Y. (1978) : Nefesli Sazlar İcracılık Uzmanlığı, Moskova: Moskova Tipografyası