AKKUYU VE JEOLOJİ Erhan İçöz Jeofizik Y. Mühendisi
Ò Akkuyu Nükleer Enerji Santrali ÇED Raporundan
Akkuyu ÇED Şekil 2Proje Baş Sahası nın 1-1Nükleer NGS vuru Elektrik Dos Konumu Güç yası Santralı Üretim Projesi A.Ş. Akkuyu ve (% çoğunluk 49) Türkiye deki NGS hissesi Elektrik (% yatırımcılara Üretim 51) hera.ş, zaman bırakılabilecektir santralı Rusya 60tarafına yıl boyunca (bk.ek ait olacaktır. işletmeye B, IGAHisselerin Madde devam5 edecek ve geri 10). kalanı
Akkuyu NGS Elektrik Üretim A.Ş. santrali, 60 yıl boyunca devam edecek ve çoğunluk hissesi (%51) her zaman Rusya tarafına ait olacaktır. Hisselerin geri kalanı (%49), Türkiye deki yatırımcılara bırakılabilecektir (Madde 5 ve 10)
Maximal Tasarım Depremi 9 a kadar Tasarım Depremi 8 e kadar
Ancak, fosil yakıtların yakılmasıyla atmosfere Salınan sera gazlarının seviyesi, dünyamızdaki canlı yaşamını tehdit edecek bir düzeye varmıştır Enerji kaynakları sayılırken, güneş, rüzgar ve jeotermal gibi yenilenebilir enerji kaynaklarından hiç söz edilmemektedir ve kaynak olarak dışa bağımlı olduğumuz belirtilirken her yıl 2 milyar dolar dolayında lisans ücreti ödeneceği es geçilmiştir.
Jeolojik Etkiler Jeoloji-jeofizik-jeoteknik et, t raporu, et, t bulgularına göre hazırlanmış olup proje sahasında heyelan, kaya d, şmesi, sel ve ığ (7269 sayılı kanunda belirtilen) gibi doğal afetlerin beklenmediği belirtilmiştir. Ayrıca NGS yapımı sırasında daha Önce edinilen tecr, belere dayanılarak zemin g, venliğini sağlayacak t, m Önlemler alınacaktır
Denize transfer edilecek yıllık atık ısı miktarı yapılacak tasarım alışmalarıyla hesaplanacak ve değerlendirilecektir (Bu ısı transferinin kaç derece olacağı yer almamaktadır). Akdeniz foku üzerindeki etkileri de hesaplanacakmış
Akkuyu NGS nin mühendislik tasarım aşaması devam ettiğinden, soğutma suyu miktarı, yaklaşık olarak her bir ünite için 222.000 m3/saat olarak söylenebilir. Santralde oluşan tüm atık su ise, arıtma işlemine tabi tutulduktan sonra ve SKKY nin ilgili deşarj standartlarına uygun şekilde denize deşarj sistemi aracılığıyla denize verilecektir
Proje Sahası ndaki en önemli fay, KuzeydoğuGüneybatı doğrultusunda uzanan Ecemiş Fayı dır. Sismik olarak diğer bir önemli bölge, Afrika Plakası nın ön kenarı boyunca uzanan okyanus litosferinin kuzeye daldığı Kıbrıs Yayı dır. Kuzey Kıbrıs kıyısına paralel uzanan bindirme bölgesi, İskenderun Körfezi ne (Kyrenia-Misis Bölgesi) doğru kuzeydoğuya ilerlemektedir ve bir paleo-dalma bölgesini temsil edebilmektedir. Ölü Deniz Fay Zonu, Afrika ve Arap Plakaları arasındaki kuzey yönlü hareketin hız farklarının (sırasıyla 10 mm/yıl ve 18 mm/yıl) yer aldığı diğer bir önemli sismik kaynak zonudur.
Beyşehir, Namrun ve Kozan Fayları, Torosların Orta Anadolu ile kuzey sınırını belirlemektedir. Bu fayların, Torosların yükseltisini alacak şekilde doğrultu atımlı özelliklerine ek olarak ters atımlı bileşenlerinin de olduğu görülmektedir. Yükseltiler, Toroslar boyunca yaklaşık 4.000 m ye ulaşmakta, Akdeniz in batimetrisi ise deniz seviyesinin 3.000 m altına ulaşmaktadır.
Akkuyu NGS nin tasarım sistemleri, yapı ve bileşenleri Sismik Risk Değerlendirmesi çalışmasından elde edilen tasarım esaslı sismik özellikleri dikkate almaktadır. Akkuyu NGS Sahası nın Sismik Risk Değerlendirmesine ek olarak, fay hareketleri risk değerlendirmesi de ayrıca araştırılmaktadır.
DİĞER ÇALIŞMALAR
Araştırma alanında y, zeylenen litostratigrafik birimler # yer yer ileri seviyedeeklem ve çatlaklar içermektedir zellikle karbonat kayalarında yoğunolarak görülen karstlaşmada bu gibi s, reksizliklerin etkili olduğu gör, lmektedir. Karsttaşma genellikle +2.00 m ve -50.00 m # arasındayeralmakta olup bunlar genellikle paleokarstik oluşumlardır. G, ncel karstlaşma yüzeyden itibaren birkaç metre i inde yoğunluk kazanmıştır. Yeraltı karstik boşluklarının en az gör, ld, ğ, Akdere formasyonu iki, niteli enerji santrali i in en uygun birim olarak kabul edilmiştir # (Doyuran, 1986).
izlenebildigi kadariyla, teknik derinlik olarak, ilk lisans dönemindeki, ilgili raporlarin duzeylerinin, hayli gerisinde kalmaktadir. 1970'lerin baslarinda, Prof. Ahmet Ercan'in, uzakta olmayan bir gecmiste kavranmis bir olgu olarak dikkate getirdigi, Kibris dalma batma kusagi, ve Olu Deniz Kiriginin etkisi dikkatlerde degildir. Bugunku CED raporunda, bu konu genis olarak ele alinmalidir ama alinmis gorunmemektedir.
En onemli bir nokta sudur: 1970'lerde 1000 MW'lik bir nukleer santralin, bir omur boyu, elden kacma olasiligi, dikkate alinan en vahsi ve en olmaz sayilan kaza senaryolari zemininde, milyonda bir olarak hesap ediliyor, boyle kabul goruyordu. Oysa daha sonra vucut bulunan nukleer kazalar (1979 Three Miles Island / yuvarlak 1000 MWe, 1986 Cernobil / yuvarlak 1000 MWe, 2011 Fukusima, yuvarlak 2000 MWe), onceki kaza olasilik hesaplari zemininde dusunulmus bulunan butun senaryolarin disinda, gelismis olup, kaza ihtimalini, anilan boy bir nukleer santral icin (halen toplamda yuvarlak 400 000 MWe nukleer santral calismakta olduguna gore), demek ki 100'de bire kadar yukseltmektedir;
ALANYA-MERSİN ARASINDAKİ" GENÇ TEKTONİK YAPILAR" S.L. GÖk en, G. Kelling, A.Uluğ, # N.GÖk en ve E. zel
Prof. Dr. Günay Çiftçi
Cem Yaltırak
ç ö d ç öum ö ç ö i ö a d o oz öi A ç o ö ö i u ö oe ü a d ö oda Ö oö z K ç ö zç dö ç ou nu y ü d o ö ç uauoe ö oa y oü o ö ç ö d ö ö udu Öö oö o Öo, ü n o oö o z zü o a y oü o ç ö d ö ö ö u ö y z zk nö ü a ç z Mzö no d oz ü ö dk ö aü o ö zö ç öuzu A o oö d n o ç u u zöd ö ü e A o om ü a d ö ö d ö i z zü aü o zk nö ö Ö o A ö n ö ö n d ö d o ö o a y o ü z ö ö o F ö Özn odç oe ö n ö ö v oz, o d o z A z ö ouö Öo ı ç a ö F ü no A o om udu, ö d ö A ç uzuö Ö zu nz iö z z zü oa y oü döön ü o o a y oü dk ü z M o ç n ü d ç öuöuö n Ö o n oo ö ü o o u uöü z ao Z oe uö o dk ü z, o udu zö no ö ö öa z d n o o a y oü dk ü ö a ü a ç y oe
ozm ö o z ö ö ö z zü z n o n ö o oöç nm ö y ö ç uaü ua d ö o oe zuöü i oö z dö d o afoü z ö ö ç uaü M ö n ö ö ü d ö ö d ö o ö, d, nzuöü o dç y öü n es oz z ö ö u uö u u ö ö n nç ö ç o F od o o ozi ö, ö d ö o a ö ç d ö ö ç d M u z ü ç ua o Ko ü ö oz u d ö ö n ö ö d ö o n F ü ç z Ao e
Yaşanılası bir Dünya Dileğiyle Teşekkür Ederim