SANAT TARİHİ TERMİNOLOJİSİ II Yrd.Doç.Dr. SERAP YÜZGÜLLER
Batı Sanatında Resim Teknikleri
MOZAİK (mosaic) Küçük boyutlu renkli parçacıkların bir düzlem üzerinde birbirlerine bitişik olarak yerleştirilmesiyle oluşturulan bezeli yüzey. Küp biçimli öğelerin (cam, taş vd.) sıva üzerine yerleştirilmesi tekniği, Antik Roma da ortaya çıkar. Duvar ya da zemin kaplaması olarak kullanılır. Bizans ve Rönesans öncesi dönemin İtalya sında yaygın kullanılmıştır.
Büyük Saray mozaikleri, 5.-6. yy.lar., İstanbul
Kariye Müzesi mozaikleri, 14. yy., İstanbul
Santa Maria in Trestevere mozaikleri, 1296-1300, Roma
FRESK (fresco) Yaş sıva üzerine suda çözülmüş boya pigmentleri kullanılarak yapılan duvar resmi. Kuru sıva üzerine yapılan türü (fresco secco/kuru fresk), daha dayanıksız sonuç verir.
Pompei freskleri, İS 1. yy.
Giotto, Arena Şapeli freskleri, 1304-6
Sistine Şapeli freskleri, 1475-1541
TEMPERA (tempera) Boya maddesinin tutkallı suyla genellikle de yumurta akıyla karıştırılmasıyla elde edilen bir boya türü ve bu boya kullnılarak yapılan resim. Ortaçağ da sık kullanılan bu tenik 15. yy.da yağlı boya resmin gelişmesiyle ortadan kalkar.
Fra Angelico, Sacra Conversazione, 1435
YAĞLI BOYA (oil paint) Boya maddelerinin kuruyan yağlar ve bazı dolgu maddeleriyle karıştırılmasıyla elde edilen boya türü.
Jan van Eyck, Arnolfini Evliliği, 1434 Vasari, Avrupa resminde yağlı boya teniğinin Flaman ressam Jan van Eyck tarafından başlatıldığını (15. yy.) yazar. Bu teknik Antonello da Messina tarafından İtalya ya taşınmış ve başlangıçta tempera ile birlikte kullanılmıştır.
GRAVÜR (engraving) Ahşap ya da metal baskı levhalarıyla çeşitli kazıresim teknikleri kullanılarak gerçekleştirilip çoğaltılmış her tür sanatsal ürün.
Minyatür (miniature, illuminated manuscript) Bir kitabı ya da küçük boyutlu herhangi bir objeyi bezemek amacıyla yapılmış küçük resim.
ALTAR PANOSU (altarpiece) Kilisenin en kutsal kısmında bulunan ve üzerinde birinci dereceden önemli dinsel konulu resimlerin bulunduğu pano. Altar resimleri genellikle iki ya da daha fazla sayıda bölümden oluşan panoların iç ve dış yüzeylerinde yer alır. Bu tür panoların iki bölümlü olanlarına diptychon, biri gövde ikisi kanat olmak üzere üç bölümlü olanlarına triptychon, beş bölümlü olanlarına pentaptychon adı verilir. Üç bölümden fazla olanlar genelde polyptychon (çok kanatlı altar panosu) olarak anılır.
Altar Panosu (Altarpiece) Merkez panoda ana konu, iki yan panoda birer aziz, üst bölümde Meryem e Müjde sahnesi. Özel bir kişinin siparişi ile kiliseye bağış olarak yaptırılmış örneklerde ise şema şudur: 1. Orta panoda ana konu 2. Yan panolarda kişinin patron azizi 3. Kanatların arka yüzünde ise (ancak triptychon kapandığında görülebilir) bağışı yapan kişinin armaları yer alır. Altar panolarının alt kısımlarında bulunan ince uzun şeritlere ise predella adı verilir. Bu bölümlerde, genellikle üst panolarda betimlenen azizlerin yaşamlarından sahneler yer alır.
Ghent Altarı
Atribü (Attribute) ATRİBÜ (attribute) Mitolojik ya da dinsel konulu betimlerde bir figürün kim olduğunu belirten ve genelde o kişinin yaşamında önemli bir yeri olan nesne. Çoğunlukla aziz ya da azizelerin öldürülmeden önce gördükleri işkenceler sırasında kullanılan nesneler, atribü olarak kabul görmüştür. Davud un atribüleri: Taç Müzik aleti Kutsal Kitap Golyat ın başı
Artemis (başındaki hilal, okluk, av hayvanı geyik) Azize Veronica (üstünde İsa nın sureti bulunan mendil)
Atribü (Attribute) MADONNA Hıristiyan ikonografisinde Meryem le kucağında Çocuk İsa yı birlikte gösteren betim tipi. Batı sanatına özgüdür; Bizans sanatında bu tanımlama kullanılmaz.
Altar Panosu (Altarpiece) MAESTA Meryem ve Çocuk İsa ile azizleri bir araya getiren betim tipidir. 13. ve 14. yüzyıllarda İtalya da yaygınlaşan bu sahne, taht üzerindeki Meryem ve Çocuk İsa nın azizler ve bazen de melekler tarafından çevrelendiği kalabalık bir düzenlemedir. Maesta nın Meryem i bir kraliçe gibi tahtındadır (Regina Coeli) ve öteki figürlere oranla çok daha büyük boyutta resmedilir.
MANDORLA Vücudun tamamını çevreleyen badem biçimli hale. Başkalaşım, Araf a İniş, Göğe Yükseliş gibi sahnelerde İsa nın bedeninin çevresinde görülür.
Chiaroscuro Yağlı boya resimde keskin karşıtlıklar yaratacak biçimde düzenlenmiş ışık-gölge dağılımı. İlk kez correggio tarafından kullanılan bu tekniği Barok ressamlar (Caravaggio, Rembrandt, Georges de la Tour vd.) geliştirmişlerdir.
Camera obscura Mercekler yardımıyla doğadaki nesnelerin küçültülmüş görüntülerini bir düzlem üzerine yansıtan araç. Sözcük anlamı, karanlık oda dır.