Alkol çok eski zamanlardan beri (M.Ö. 2000) var. Alkol Kullaným Bozukluklarý. Özet



Benzer belgeler
Kalyoncu A., Pektaş Ö., Mırsal H., Yılmaz S., Serez M., Beyazyürek M.

Mırsal H., Kalyoncu A., Pektaş Ö., Yılmaz S., Serez M., Beyazyürek M.

ALKOL BAĞIMLILIĞINDA ALKOL KULLANIM ÖZELLİKLERİ İLE KLİNİK DURUM ARASINDAKİ İLİŞKİLERİN ARAŞTIRILMASI*

ALKOL BAĞIMLILIĞINDA KLİNİK TEDAVİ SONRASI BİR İZLEME ÇALIŞMASI

ALKOL BAĞIMLILIĞINDA NÜKS NEDENLERİ: KESİTSEL BİR ÇALIŞMA*

ALKOL BAĞIMLILIĞINDA TEDAVİYE BAŞVURU SÜRECİNDE ALKOL KULLANIM ÖZELLİKLERİ VE KLİNİK ÖZELLİKLER ARASINDAKİ İLİŞKİLERİN ARAŞTIRILMASI

ALKOL BAĞIMLILIĞINDA KLİNİK ÖZELLİKLER VE SOSYODEMOGRAFİK DEĞİŞKENLER *

Pektaş Ö., Pektaş A., Mırsal H., Kalyoncu A., Mırsal N., Çağlar B., Serez M., Yılmaz S., Beyazyürek M.

PSİKİYATRİK BOZUKLUKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ*

ALKOL BAĞIMLILIĞINDA İNTİHAR DAVRANIŞININ ARAŞTIRILMASI*

ALKOL BAĞIMLILIĞINDA NÜKS ETME SÜRECİNDE YÜKSEK RİSKLİ DURUMLARIN ETKİLERİ*

Þizofreninin klinik özelliklerini anlatan kitap ya

DSM V madde kullanım bozuklukları için neler getiriyor? Prof. Dr. Yıldız Akvardar

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

Çekirdek belirtileri açýsýndan duygulaným alanýnda. Birinci Basamakta Depresyon: Tanýma, Ele Alma, Yönlendirme. Özet

Anksiyete Bozukluðu ve Depresyonun Tanýsal Ýliþkileri

ALKOL BAĞIMLILIĞINDA NÜKS VE EŞ TUTUMLARI*

2 - Konuþmayý Yazýya Dökme

TÜSAD İnfeksiyon Çalışma Grubu

ANATOLİA BAĞIMLILIK TEDAVİ KLİNİĞİNDE YATARAK TEDAVİ GÖREN HASTALARIN DESKRİPTİF ANALİZİ. Kalyoncu A., Yılmaz S., Mırsal H., Pektaş Ö., Beyazyürek M.

Örgütsel Davranýþýn Tanýmý, Tarihsel Geliþimi ve Kapsamý

m3/saat AISI

Sosyal anksiyete bozukluðu, ilk kez 1966'da Marks

AYIK ALKOL BAĞIMLILARININ GRUP TUTUM ÖLÇEĞİ İLE DEĞERLENDİRİLMESİ*

Madde Kullanýmý Nedeni Ýle Yatarak Tedavi Görenlerde Ýntihar Giriþimi Öyküsü

düþürücü kullanmamak c-duruma uygun ilaç kullanmamak Ateþ Durumunda Mutlaka Hekime Götürülmesi Gereken Haller:

TOPLUMSAL SAÐLIK DÜZEYÝNÝN DURUMU: Türkiye Bunu Hak Etmiyor

Saðlýklý Bir Diþeti Nasýl Olmalýdýr? Saðlýklý diþeti, çoðunlukla açýk pembe renkli, sert kývamlý, mat, yüzeyi portakal kabuðu görünümünde ve diþlerin

ALKOL BA IMLILI INDA KL N K TEDAV SONRASI B R ZLEME ÇALIfiMASI*

YETİŞKİNLERDE MADDE BAĞIMLILIĞI DOÇ. DR. ARTUNER DEVECİ

Dövize Endeksli Kredilerde KKDF


Böbrek Hastalıklarında Yaşanan Ruhsal Sıkıntılar; Yaşamı Nasıl Güzelleştirebiliriz? Prof.Dr.Oğuz Karamustafalıoğlu Üsküdar Üniversitesi

17a EK 17-A ÖYKÜ KONTROL LÝSTESÝ. ² Rahim Ýçi Araçlar - Ek 17-A²

Ýnsanoðlunun, bazý maddelerin kendi ruhsal durumunu. Madde Kullaným Bozukluklarý. Özet

Tedavi Arayýþýnda Olan Eroin Baðýmlýlarýnda I. Eksen Psikiyatrik Komorbidite: Sosyodemografik ve Madde Kullaným Özellikleri Ýle Ýliþkisi

Aile Hekimliðinde Genogram

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum

Madde Kullanma Eðilimi Ölçeðinin Geçerlik ve Güvenilirliði

Fobik Bozukluklar. Özet

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

Alkol Baðýmlýlýðýnda Relaps

Týp Fakültesi öðrencilerinin Anatomi dersi sýnavlarýndaki sistemlere göre baþarý düzeylerinin deðerlendirilmesi

Depresyon, Pratisyen Hekimler ve Depresyon Eðitimi

Simge Özer Pýnarbaþý

Sosyal Fobi. Özet. Taný ve Sýnýflandýrma

NİKOTİN BAĞIMLILIĞI VE DİĞER BAĞIMLILIKLARLA İLİŞKİSİ

1960'lardan Günümüze Depresyonun Epidemiyolojisi, Tarihsel Bir Bakýþ

BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

ACİL OLARAK PSİKİYATRİ KLİNİĞİNE YATIRILAN HASTALARDA MADDE KULLANIMI TARAMASI

Saðlýk Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Yaþlý Bakýmý Programý

Psikiyatri Hastalarýnda Týp Dýþý Çare Arama Davranýþý: Türkiye'de ve Almanya'da Yaþayan Türkler Arasýnda Karþýlaþtýrmalý Bir Ön Çalýþma

Madde Bağımlılığı Olan Hastaların Ebeveynlerinde Psikiyatrik Hastalıklar. Yard. Doç.Dr. Suat Ekinci

Yaþlanma ile birlikte deri ve saçlarda görülen

Yaþlý hastanýn deðerlendirilmesi aþamasýnda bazý

Amblem-Logotayp Kurumsal Kimlik Uygulamalarý Kurumsal Kimlik

ÖZGEÇMİŞ. 1. Adı Soyadı: İnci İlhan 2. Doğum Tarihi: Unvanı: Doç. Dr. 4. Öğrenim Durumu: Derece Alan Üniversite Yıl

TEST. 8 Ünite Sonu Testi m/s kaç km/h'tir? A) 72 B) 144 C) 216 D) 288 K 25 6 L 30 5 M 20 7

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

Kronik Hastalýk ve Depresyon

ALKOL BAĞIMLILIĞINDA SOSYODEMOGRAFİK DEĞİŞKENLER, KLİNİK ÖZELLİKLER VE TEDAVİ SONUÇLARININ CİNSİYETLER ARASINDAKİ FARKLILIKLARININ İNCELENMESİ*

Laboratuvar Akreditasyon Baþkanlýðý Týbbi Laboratuvarlar

Yetişkin Psikopatolojisi. Doç. Dr. Mehmet Akif Ersoy Ege Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Bornova İZMİR

Eþ hastalanma bir kiþide farklý bozukluklarýn

Uçucu Baðýmlýlýðý ve Kötüye Kullanýmý: Epidemiyoloji, Risk Gruplarý ve Önleme Programlarýnýn Gerekliliði

1. Böleni 13 olan bir bölme iþleminde kalanlarýn


Ovacýk Altýn Madeni'ne dava öncesi yargýsýz infaz!

Nokia HS-2R Radyolu kulaklýk seti Kullaným Kýlavuzu baský

6. Büyük kan dolaþýmýnýn amacý nedir? Büyük kan dolaþýmýnda kanýn izlediði yolu kýsaca açýklayýnýz.

T.C YARGITAY 9. HUKUK DAÝRESÝ Esas No : 2005 / Karar No : 2006 / 3456 Tarihi : KARAR ÖZETÝ : ALT ÝÞVEREN - ÇALIÞTIRACAK ÝÞÇÝ SAYISI

Larson'un 1960'larda veciz olarak belirttiði gibi,

Obsesif kompulsif bozuklukta sosyodemografik verilerin tedaviye direnç açýsýndan karþýlaþtýrýlmasý

BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD

YENÝ YAYINLARDAN ÖZETLER

Fiskomar. Baþarý Hikayesi

Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi. Figen Karadağ Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD

Erken ve Geç Baþlangýçlý Erkek Alkol Baðýmlýlarýnda Sosyodemografik, Klinik ve Psikopatolojik Özelliklerin Karþýlaþtýrýlmasý

Genel Bakýþ 7 Proje nin ABC si 9 Proje Önerisi Nasýl Hazýrlanýr?


ERHAN KAMIŞLI H.Ö. SABANCI HOLDİNG ÇİMENTO GRUP BAŞKANI OLDU.

Dikkat Eksikliði Hiperaktivite Bozukluðu Tanýsý Alan Çocuklarýn Ebeveynlerinde Kiþilik Bozukluklarý

Bir psikiyatri kliniði yataklý birimi hastalarýnda. birlikteliði: Retrospektif bir çalýþma

ünite1 Sosyal Bilgiler

Ýntiharýn Nörobiyolojisi #

Yazarlar. Doç. Dr. Faruk Gençöz ODTÜ Klinik Psikoloji Bölümü. Doç. Dr. Çiðdem Soykan Klinik Psikolog (Serbest)

Duloksetin: Klinik Kullanýmý

Alkol/Madde Baðýmlýlarýnda Özkýyým Giriþimi Öyküsünün Klinik Belirtilerle Ýliþkisi

Major depresif bozukluk tam olarak iyileþebildiði

( iki uçlu duygulanım bozukluğu, psikoz manik depresif, manik depresif psikoz)

Koç Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Güz Dönemi

ünite1 Kendimi Tanıyorum Sosyal Bilgiler 1. Resmî kimlik belgesi Verilen kavram ile aþaðýdakilerden hangisi iliþkilendirilemez?


Aðrý tanýsý klinik olarak, DITI ile konulabilir

GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ ALKOL VE MADDE KULLANIM BOZUKLUKLARI BİRİMİNE BAŞVURAN HASTALARIN SOSYODEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİ

Damar Yolu ile Eroin Kullanýmý ve Ýliþkili Bazý Davranýþ Biçimleri

EĞİTİM VEREN BİR DEVLET HASTANESİ PSİKİYATRİ POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HASTALARIN TANI GRUPLARINA GÖRE SOSYODEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİ

Üniversite Öðrencileri Güvenli Cinselliði Nasýl Algýlýyor? How Do The University Students Perceive Safer Sex?

ALKOL BAĞIMLILARINDA KARACİĞER FONKSİYON TESTLERİ İLE SOSYODEMOGRAFİK-KLİNİK ÖZELLİKLER ARASINDAKİ İLİŞKİLER

Transkript:

Alkol Kullaným Bozukluklarý Uz. Dr. Ayhan KALYONCU*, Uz. Dr. Hasan MIRSAL* Özet Alkol kullaným bozukluklarý hem yetiþkinleri hem de gençleri etkileyen oldukça ciddi ve önemli bir saðlýk sorunudur. Alkolle iliþkili bozukluklarýn toplumdaki yaygýnlýðý yaklaþýk %7.5 kadardýr. Alkol kullaným bozukluklarý içme ve içmeme dönemleri ile giden deðiþik özellikler göstermektedir. Bu yazýda alkol kullaným bozukluklarý sözü edilen deðiþik özellikleri yönünden gözden geçirilmiþtir. TARÝHÇE Alkol çok eski zamanlardan beri (M.Ö. 2000) var olan, insan beyninin fonksiyonlarýný baskýlayýcý özelliklere sahip, zehirli etkili, kullanýmý oldukça yaygýn olan bir maddedir. Alkol ve alkol kullanýmýna tarih boyunca farklý toplum ve topluluklarda deðiþik biçimlerde yaklaþýlmýþtýr. M.Ö. 2000 yýlýnda þarap ticareti Hammurabi kanunlarýnda anlatýlmýþtýr. Diðer yandan milattan önceki yýllarda Eski Yunan'da þarap adýna törenler yapýlmýþ hatta adýna "tanrý" atfedilmiþ (Dionysos, Roma'da Bakhüs) oysa ayný çaðlarda "spartanýn çocuklarý" alkol kullananlara "acýmasýz" gözlerle bakmýþlardýr (Kanunlarý ile ünlü Solon Isparta'da alkol kullanýmýný yasaklayarak kullananlarý sokaklarda "teþhir" etmiþtir). Alkol; (Al-Kuhl) Arapça kökenli bir kelimedir. "Kuhl" * Balýklý Rum Hastanesi Vakfý, ÝSTANBUL kaþ boyamasýnda kullanýlan antumuandan yapýlan rastýk tozu anlamýna gelir. Türkçe'de, ispirto kelimesi de kullanýlmaktadýr. Ýspirto; Latince "Spipare" (risk, soluk, yaþamýn özü, yürekli, güçlü anlamýna gelir) kelimesinden köken almaktadýr. Dünyanýn varoluþuyla ilgili Nuh Efsanesi, þarabýn tufandan sonra dünyaya yayýldýðýný anlatmaktadýr. Alkol bazý kaynaklara göre "yontma taþ" devrinden bu yana vardýr. Alkol kullanýmýnýn "hastalýk" olabileceðini ilk kez "maddeci filozoflar" dile getirmiþtir. Tarihin büyük bölümünde içme davranýþý "moral" bir özellik olarak deðerlendirilmiþ ve bu konuda köklü "inançlar" yerleþmiþtir. Bu inançlarýn bir kýsmý içme davranýþýnýn karþýsýnda bir kýsmý da yanýnda olmuþtur. Alkol kullanýmýnýn hastalýk olarak kabul görmeye baþlamasý ise 14. yüzyýldan sonra olmuþtur. Týbbi kavram olarak ise 19. yüzyýl ortalarýnda "alkolizm" þeklinde kabul edilmiþtir. Alkolizm sözcüðü ilk kez 1856 yýlýnda Magnus Huss tarafýndan kullanýlmýþtýr. Bu tarihten sonra da alkolizm kavramý deðiþik þekillerde 22

ALKOL KULLANIM BOZUKLUKLARI tanýmlanmýþtýr. Örneðin; 1904 yýlýnda Mark Keller; "Alkolizm: Süregiden bir davranýþ bozukluðudur, bozuk bir beslenme, bedensel, ruhsal ve toplumsal saðlýk bozulmasýdýr" þeklinde oldukça kapsamlý bir tanýmlama yapmýþtýr. Dünya Saðlýk Örgütü; 1960'larda; "Ýçki içmenin iþine engel olduðunu deðil de, iþinin içki içmesine engel olduðunu düþünmeye baþlama" tanýmýný kullanmýþtýr. 1960'larda Jellinek; alfa, beta, gama, delta, epsilon alkolizm tanýmlamalarýný getirmiþtir. En son tanýmlamalar; 1992 yýlýnda Dünya Saðlýk Örgütü, 1994 yýlýnda da Amerikan Psikiyatri Birliði tarafýndan yapýlmýþtýr. Alkol kullanýmýna iliþkin klinik tablolar Dünya Saðlýk Örgütü ve Amerikan Psikiyatri Birliði tarafýndan "biyopsikososyal" bir hastalýk olarak kabul edilmektedir. Halen alkol kullaným bozukluklarý "tanýmý ve sonuçlarý" arasýnda çeliþkiler olan bir hastalýk kompleksidir. Tanýnýn "uzman" tarafýndan yapýlmasýndan çok, sorunun yaþanan tarafýndan kabullenilmesi önemlidir. Hastalýðýn "süreç" özelliði göstermesi sorunun anlaþýlmasýný, kabul edilmesini ve tedavisini güçleþtirmektedir. Sorunun kabul edilmesinin güçlüklerinden bir diðeri de alkol kullanýmýnýn tarihinde yatmaktadýr. Sorun; tarihin büyük bir bölümünde insanlarýn çoðunluðu tarafýndan "ahlaki" açýdan deðerlendirilmiþtir. Tarihin alkol kullaným bozukluklarý konusunda bize öðrettiði bir diðer özellik, bu konudaki tanýmlama yaklaþýmlarýndaki karmaþanýn devam edeceði þeklindedir. Son 10 yýl içinde ise bu konuda "tedavi edici hizmetlerin" yanýnda "koruyucu hizmetler" de önemli bir yer kaplamaya baþlamýþtýr. TOKSÝK BÝR MADDE OLARAK ALKOL Alkol, aðýz yolundan alýnýr. Alýndýktan yaklaþýk beþ dakika sonra kanda mevcuttur. Emilim mide ve ince barsaktan olmaktadýr. Mide doluluðu, alkol molekülünün büyüklüðü gibi faktörler emilim hýzýný etkileyebilir. Alkol vücutta bütün sývý bölümlerine kolayca geçebilir. Atýlýmýnýn büyük kýsmý karaciðerde biyotransformasyon þeklinde olmaktadýr. Bir kýsmý solunum yolu ile atýlmaktadýr. Bu oran oldukça sabittir ve pratikte solunum yolu ile kan alkol miktarýnýn ölçülmesinde (alkolometre) kullanýlmaktadýr. Alkolün bir kýsmý da cilt yolu ile atýlabilir. Alýnan alkolün hemen bütün fizyolojik sistemler üzerine etkisi vardýr. Bu etkilerin pratikte fazla bir önemi yoktur. Bu noktada alkolün oluþturduðu etkilerin pratik açýdan öngörülmesinin oldukça zor olduðu unutulmamalýdýr. Alkol farmakolojik etkilerini merkezi sinir sisteminde (MSS) memran lipidleri, NMDA (N-metil-D- Aspartat) reseptörleri, GABA-A (Gamaaminobutirikasit) reseptörleri, G proteinleri ve diðer membran yapýlarý üzerinden göstermektedir. Baðýmlýlýk sürecinde GABA-A ve NMDA reseptörlerinin rolü olabilir. Bunun yanýnda alkolün MSS deki bütün yapýlar, oluþumlar ile dolaylý da olsa bir etkileþim içinde olduðu unutulmamalýdýr. Alkolün oluþturduðu etkilerden pratik önemi olaný davranýþsal etkilerdir. Az miktarlarda (kan alkol düzeyi 50 mg/100 ml) sýkýlganlýk, endiþe, sorumluluk duygularýný azaltýr, çoþku oluþturabilir. Miktar arttýkça taþkýnlýk ve giderek baskýlayýcý etkileri belirginleþir. Kan alkol düzeyi 500 mg/100 ml olduðunda koma oluþabilir. Bu fizyolojik etkiler baðýmlýlýk sürecinde çok deðiþik özellikler gösterebilir. Bu nedenle bu bilgiler de pratikte çok önemli deðildir. Deneyimli kiþilerin yorumlarýný gerektirebilir. Örneðin ilk kez alkol alan bir kiþi kan alkol düzeyi çok düþük olsa bile davranýþsal olarak "toksik" bir tablo gösterirken, baðýmlýlýk sürecinin bir aþamasýndaki kiþi ayný kan düzeyinde "yoksunluk belirtileri" (terleme, titreme, sýkýntý vs), bir diðer baðýmlý ise "coþku" hali gösterebilir. Alkol fizyolojik bir madde deðildir ve hiçbir durumda beden için gerekli deðildir. Beden için gerekli ve faydalý olduðu tek durum "antiseptik ve lokal" etkileridir. Bu gerçek unutulmamalýdýr. Ruhsal açýdan da ayný durum geçerlidir. Sosyal etkileri konusundaki yorum bu yazýnýn sýnýrlarýný aþmaktadýr. Ancak baðýmlýlýk geliþtiðinde sosyal anlamda da olumsuz etkileri oldukça belirgin olmaktadýr. Alkol kullanýmýnýn artmasýnda, izole çalýþmalarla elde edilen "olumlu" sonuçlarýn oldukça etkili olduðu söylenebilir. Örneðin: "Her gün bir kadeh alkol kalp hastalýðý riskini azaltýyor" gibi bir yayýn veya haber doðrudan alkol kullaným dürtüsü oluþturmakta ve içenlerin içme rasyonelini güçlendirmektedir. Bunun yanýnda belirli çevrelerde alkol kullanýmýnýn yanýnda baðýmlýlýk problemi de hoþgörü ile deðerlendirilmektedir. ALKOL KULLANIMI VE SORUNUNUN NEDEN- SELLÝÐÝ Alkol kullanýmý ve sorunu arasýndaki sýnýr oldukça belirsizdir. Ancak nedensellik iliþkisini sorgularken kullanýmýn önemine dikkat çekmek önemlidir. Bir 23

KALYONCU A, MIRSAL H. anlamda "alkol baðýmlýlýðýnýn oluþumunu" alkol kullanmak belirlemektedir. Alkol baðýmlýlýðýnýn etiyolojisi ile ilgili olarak ortaya atýlan teoriler sorunun anlaþýlmasýna önemli katkýlar saðlamaktadýr. Bu teoriler aþaðýdaki þekilde özetlenebilir. 1. Psikolojik faktörler ve teoriler: Bu teorilerin dayanaðý alkol baðýmlýsý olan ve olmayanlarýn psikolojik testlerde gösterdikleri farklýlýklardýr. Bazý kiþilik özellikleri ve sýkýntý düzeyleri iki grup arasýnda farklýlýklar göstermektedir. Burada alkolün anksiyete (sýkýntý) gibi hoþ olmayan duygularý ortadan kaldýrma etkisinden "faydalanýlmakta", sosyal etkileþim arttýrýlarak daha aktif bir konum elde edilmekte, diðer yandan da kiþiyi rahatsýz edici "anýlar" ortadan kalkmaktadýr. "Bu durumlar" kiþinin daha fazla ve sýk alkol içme davranýþýný pekiþtirmektedir. 2. Sosyokültürel faktörler ve teoriler: Sosyokültürel teoriler; sorunun tanýmlanmasý ve anlaþýlmasýna pek az katký saðlamaktadýrlar. "Þu kültürde alkol baðýmlýsý daha fazla görülmektedir" gibi bir ifade olanaksýzdýr. Ýtalya, Ýsrail ve Fransa'da alkol evlerde çok yaygýn olarak bulunmakta ve "dini" törenlerde kullanýlmaktadýr. Ancak ilk iki "kültürde" alkol baðýmlýlýðý diðer kültüre göre daha az bulunmuþtur. 3. Genel biyolojik etkenler ve teoriler: Bu teoriler alkolün bireyler arasýnda farklý biyolojik etkiler oluþturma temeline dayanmaktadýr. Son yýllarda dopamin, serotonin, noradrenalin ve diðer bir çok nörotransmitter ile ilgili çalýþmalar konuya açýklýk getirmeye çalýþmaktadýr. Biyolojik deðiþiklikler ile alkol baðýmlýlýðý arasýnda bir iliþki olduðu görüþleri yeni kanýtlar getirmesine raðmen "genel geçer bir sav" henüz kabullenilmiþ deðildir. 4. Genetik faktörler ve teoriler: Bu konuda da çalýþmalar yoðunluðunu giderek arttýrmaktadýr. "Tek yumurta ikizleri ve evlatlýk olanlar" arasýnda yapýlan çalýþmalar konuya ancak kýsmi açýklamalar getirmiþtir. Birinci derece yakýnýnda alkol baðýmlýsý olan birinin "baðýmlý olma" riski olmayana göre yaklaþýk dört kat daha fazla olarak bulunmuþtur. Görüldüðü gibi alkol baðýmlýðýnýn "geliþmesinde" bir çok faktör rol oynamaktadýr. Oluþmasýnda bir çok faktörün rol oynadýðý bir hastalýkta tedavi arama davranýþýnýn da bir çok faktör tarafýndan etkilenmesi olasýdýr. ALKOLLE ÝLÝÞKÝLÝ BOZUKLUKLAR Amerikan Psikiyatri Birliði alkol ile iliþkili bozukluklarý aþaðýdaki þekilde sýnýflandýrmaktadýr. I. ALKOL KULLANIM BOZUKLUKLARI 1. Alkol kötüye kullanýmý: 12 ayda aþaðýdakilerden bir veya daha fazlasýnýn önemli ölçüde var olmasý bu tanýyý koydurur: a. Alkol kullanýmý nedeniyle iþ, okul ve ev içindeki görevlerin aksamasý, b. Alkol etkisi altýnda araba veya makine kullanma, c. Alkol kullanýmý ile iliþkili yasal problemler yaþama, d. Tekrarlayan ve artan sosyal, kiþiler arasý sorunlara raðmen alkol kullanmaya devam etme. 2. Alkol baðýmlýlýðý: 12 ayda aþaðýdaki belirtilerden 3 veya daha fazlasýnýn var olmasý bu tanýyý koydurur: a. Ýçilen alkol miktarýnýn öncesine göre belirgin ölçüde artýþ göstermesi veya içilen miktarla istenilen ölçüde etki saðlayamama: Bu durum alkol toleransýnýn artmasý anlamýna gelmektedir. b. Alkol alýnmadýðý ilk zamanlarda yoksunluk belirtileri yaþama: Genellikle alkol alýnmayan ilk günlerde; terleme, titreme, sýkýntý, bulantý, uykusuzluk, çarpýntý, tansiyon yükselmesi gibi bazý fiziksel belirtiler yaþanýr. Bu belirtiler ilk zamanlarda 2-3 gün içinde ortadan kaybolur veya azalarak 1-2 hafta devam edebilir. Zaman ilerledikçe, yani baðýmlýlýk þiddeti arttýkça bu belirtiler yaþamý tehdit eden, ölüme giden hastalýklarla sonuçlanabilir. c. Alkolün niyetlenildiðinden fazla miktar ve sürelerde kullanýlmasý. d. Alkol içmeyi kontrol etme veya kesmede baþarýsýzlýk. e. Alkol elde etmek için aþýrý zaman harcama. f. Alkol kullanýmý nedeniyle sosyal iliþkilerde, iþ yaþantýsýnda, üretici faaliyetlerde azalma veya bu alanlardan tamamen kopma. g. Alkol kullanýmý nedeniyle artan veya tekrarlayan fiziksel ve psikolojik sorunlarýn varlýðýnýn bilinmesine karþýn alkol kullanmaya devam etme. II. ALKOL KULLANIMININ YOL AÇTIÐI BOZUK- LUKLAR 1. Alkol entoksikasyonu 2. Alkol yoksunluðu 3. Alkol entoksikasyonu deliriyumu 4. Alkol yoksunluðu deliriyumu 5. Alkolün yol açtýðý kalýcý demans 24

ALKOL KULLANIM BOZUKLUKLARI 6. Alkolün yol açtýðý kalýcý amnestik bozukluk 7. Alkolün yol açtýðý psikotik bozukluk (hezeyanlarla giden) 8. Alkolün yol açtýðý psikotik bozukluk (halüsinasyonlarla giden) 9. Alkolün yol açtýðý duygudurum bozukluðu 10. Alkolün yol açtýðý anksiyete bozukluðu 11. Alkolün yol açtýðý cinsel fonksiyon bozukluðu 12. Alkolün yol açtýðý uyku bozukluðu 13. Baþka türlü adlandýrýlamýyan alkolle iliþkili bozukluklar. Dünya Saðlýk Örgütü ise konuyu "Alkol kullanýmýna baðlý ruhsal ve davranýþsal bozukluklar" baþlýðý altýnda aþaðýdaki þekilde ele almaktadýr. Her iki tanýmlamada da alkolün "toksik" özellikleri ile ilgili oluþan hastalýklar dikkate alýnmamýþ görünmektedir. 1. Akut zehirlenme: Kullanýlan maddenin bireyin fizik saðlýðýný tehlikeye attýðý klinik durumdur. Ölümle sonuçlanabilir. Acil týbbi müdahale gerektirir. 2. Zararlý kullaným: Madde kullanýmý nedeniyle biyopsikososyal bir sorunun oluþma durumudur. Bu durum genellikle dikkate alýnmamaktadýr. Ancak kiþinin bazý davranýþlarý yaþamda ancak bir kez yapma "þansý" olduðu unutulmamalýdýr. Kiþinin kullandýðý madde nedeniyle zarar görmesi ölüm sýnýrýna gelmesi anlamýna gelmemelidir. Zararlý kullaným ülkemizde saðlýk çevrelerinde de çok fazla önemsenmemekte, "kullanmasan iyi olur, azaltmaya çalýþ, dikkatli kullan" gibi sözlerle geçiþtirilmekte ve kiþinin daha fazla zarar görmesi "teþvik" edilmektedir. Oysa zararlý kullaným olarak tanýmlanan durumlar da oldukça önemlidir ve dikkatli tedavi gerektirir. Bu nedenle içilen miktar, sýklýk dikkate alýnmadan bir kiþinin "kullaným" ile ilgili bir sorunu olduðu düþündürüyorsa kiþi "taviz" vermeden tedavi edilmeye çalýþýlmalýdýr. 3. Baðýmlýlýk sendromu: Bu durum daha çok kullanýlan madde ile o an olan iliþkiyi tanýmlar. Kiþi kullanýlan maddenin yoksunluðunu yaþýyor (sýkýntý, terleme, titreme, bulantý vs) olabilir veya tedavi altýnda madde kullanmýyordur. Her baðýmlýlýk yapýcý maddenin kendine özgü bir yoksunluk tablosu vardýr. Alkol yoksunluðunun oldukça ciddi ve ölümcül olabileceði unutulmamalýdýr. 4. Býrakma durumu: Kiþi baðýmlýdýr, ancak býrakmýþ ve halen kullanmamaktadýr. 5. Býrakma durumu (deliriyumla birlikte): Yoksunluk deliriyumu özellikle alkol baðýmlýlýðýnda görülmektedir (buna deliriyum tremens denir). Psikiyatrideki önemli acil durumlardan birisidir. Yakýn takip gerektirir. 6. Psikotik bozukluk: Düþünce ve davranýþlarýn bozulduðu psikiyatrik tablolardýr. Alkol, esrar, kokain gibi maddelerin kullanýmý ve yoksunluk dönemlerinde oluþabilir. LSD, fensiklidin (melek tozu) gibi halüsinojenlerle de psikotik bozukluklar oluþabilir. 7. Amnezik sendrom: Madde kullanýmýna baðlý olarak kayýt iþleminin bozulduðu anterograt tipte amnestik bozukluklar görülebilir. Bazen alkol kullanýmý býrakýldýktan sonra klinikte tanýnmasý oldukça zor olan "unutkanlýk" tablolarý görülmektedir. Bu da hastayý büyük sýkýntýya sokmakta hatta bu endiþeler uygun açýklamalar ile ortadan kaldýrýlmazsa kiþi tekrar içmeye baþlamaktadýr. Uzamýþ yoksunluk olarak tanýmlanabilecek bu durumlar kalýcý amnezilerden ayýrýlmalýdýr. Alkole baðlý olan bu durumlar genellikle altý ay sonra ortadan kalkmaktadýr. 8. Kalýntý ve geç baþlayan psikotik bozukluk: Bazý baðýmlýlýk yapýcý maddeler kullanýmýn býrakýlmasýndan çok uzun süre sonra psikotik tablolar oluþturabilirler. Özelikle esrar, LSD, uyarýcýlar ve kokain kullanýmýnýn býrakýlmasýndan sonra da tedavi gerektiren bozukluklar meydana getirmektedirler. Esrar kullanýcýlarýn çoðunda kiþilik deðiþiklikleri ve motivasyon kaybý yapabilir. Yine flashback denilen geridönüþler meydana gelebilir. Bu durumlarda kiþi madde kullanmadýðý halde madde etkisi altýnda gibi belirtiler gösterebilmektedir. 9. Baþka ruhsal ve davranýþsal bozukluklar: Depresyon, anksiyete bozukluklarý madde kullanýmý ile birlikte oldukça sýk görülmektedir. 10. Belirlenmemiþ ruhsal ve davranýþsal bozukluklar: Bazen madde kullanýmý ile iliþkili bozukluklarýn tanýmý, sýnýrlarý tam olarak yapýlamaz. ALKOL KULLANIMI VE FÝZÝKSEL HASTALIKLAR Alkol kullanýmý ile birlikte bedenin hemen her bölgesinde baþka bir fiziksel hastalýk oluþabilir. Bu baðlamda alkol "sifiliz etkenine" benzetilebilir. Bu hastalýklar þunlardýr: hipertansiyon, aritmiler, iskemik kalp hastalýðý, kardiyomiyopati, serebrovasküler kanamalar, gastrointestinal kanamalar, pankreatit, özefagus iþlev bozukluklarý, mide-duedonum ülserleri, emilim bozukluklarý, kronik ishaller, karaciðerde yaðlanma-iltihap-siroz, kanser, cinsel iþlev bozukluk- 25

KALYONCU A, MIRSAL H. larý, kronik baþ aðrýlarý, uyku bozukluklarý, amneziler, periferik nöropati, pellegra ensefalopatisi, anemiler, fetal alkol sendromu vs. Tüm dünyada alkol kullanýmý ile iliþkili sorunlar oldukça yaygýn ve masraflýdýr. Ülkelerin ekonomik ve sosyal durumlarýndan baðýmsýz olarak; týbbi harcamalarýn büyük bir kýsmý alkol kullanýmýna baðlý hastalýklarýn tedavisi için kullanýlmaktadýr. Yine alkol kullanýmýnýn oluþturduðu etkiler üretkenliðin önemli ölçüde azalmasýna neden olabilmektedir. ABD de genel týbbi yardým isteyen hastalarýn 1/5 inde alkol baðýmlýlýðý ve alkol kötüye kullanýmý olduðu tahmin edilmiþtir. PRATÝK AÇIDAN ALKOL BAÐIMLILIÐI SÜRECÝ Alkol baðýmlýlýðýnýn geliþim aþamalarý üç aþamada deðerlendirilebilir. 1. Yoksunluk aþamasý: Düzenli olarak haftada 3-4 kez alkol alan bir kiþi yaklaþýk beþ yýl sonra sabahlarý kalktýðýnda hafif baþ aðrýlarý, gerginlik, sýkýntý, huzursuzluk hissetmeye baþlar. Bu belirtiler "akþam fazla kaçýrmaya" baðlanmaktadýr. Oysa baðýmlýlýk bu aþamada bir uzman gözü ile baþlamýþtýr. Bu arada kiþinin kullandýðý günlük alkol miktarý ilk kullandýðýnýn yaklaþýk %50'sinin üzerine çýkmýþtýr. Bu aþamada hissedilen sorunlar soda vs. gibi sývýlarla geçiþtirilmeye çalýþýlýr. Hatta bazen kiþi bir iki hafta ara verir. Bu aþama yaklaþýk 5 yýl kadar devam eder. 2. Kontrol kayýplarý aþamasý: Bu aþama 10. yýl baþlarýna rastlar. Kiþi niyetlendiðinin çok üzerinde ve sürelerle alkol kullanmaya baþlamýþtýr. Artýk çevresindekiler tarafýndan eleþtirilmeye baþlar, arkadaþlarýný yavaþ yavaþ kaybeder. Bu arada yakýn çevresi tarafýndan da az içmesi konusunda uyarýlýr. Kiþi sabahlarý daha fazla ve þiddetli yoksunluklar yaþamaya baþlar, iþe gitmemeler olabilir, aile içinde çatýþmalar yavaþ yavaþ artar. Bu durumun "çaresi" olarak baðýmlý sabah veya öðlen arasýnda da alkol alabileceði ortamlar yaratýr. Ýþ yemekleri, araba veya iþyerine bar kurma gibi özellikler görülebilir. Kiþi kontrol kayýplarý nedeniyle kaybettiði "prestiji" bu "jestlerle" karþýlamaya çalýþýr. Bu dönemin sonunda sorunlar oldukça belirginleþmiþtir. Alkol býrakma süreleri aylarca sürebilir. 3. Biyopsikososyal hasar aþamasý: Bu aþamada karaciðer bozulmuþ, ruhsal anlamda tedavi edilmesi gereken bir sorun oluþmuþ (depresyon, uykusuzluk vs), iþ yaþantýsý bozulmuþ, aile sorumluluklarý belirgin olarak azalmýþtýr. Bu aþamadan sonra ailenin diðer üyelerinin baskýlarý artar. Kiþi genellikle bir iç hastalýklarý uzmanýna gider. Karaciðerde "yaðlanma" olduðu, alkol içmemesi gerektiði söylenir. Kiþi eðer ciddi bir yoksunluk yaþamýyorsa bir süre alkol almaya bu yöntemle ara verir. Sorunun doðru çözümü bu yaklaþým olmadýðý için kiþi yaklaþýk 5 yýl gibi bir süre alkol kullanmaya devam eder. Bu aþamadan sonra ailenin çabalarý, baþka bir hekim tavsiyesi gibi zorlamalarla kiþi bir psikiyatri uzmaný ile görüþtürülür. Bu aþamadan sonra yapýlanlar ve olanlar uzmanlýk sýnýrlarý içindedir. Ancak bu aþamadan sonra da sorunun iyi bir yaklaþýmla kabul edilme ve uygun çözüm yollarý kullanýlma oraný yaklaþýk %60 týr. Yukarýda anlatýlan bu süreç tamamen pratik deneyimlerin oluþturduðu gözlemlere dayanmaktadýr. Ülkemizde olan budur. Bu süreç olmasý gerekenle karýþtýrýlmamalýdýr. Baþka bir sorun ile gelen her kiþi "alkol" kullanýmý açýsýndan sorgulanmalý, alkol kullanýmýna baðlý fiziksel bir sorun (karaciðer fonksiyonlarýnda artýþ, gastrit, anemi vs), ruhsal bir sorun (depresyon vs), sosyal bir sorun (iþ performansýnda azalma, aile çatýþmalarý vs) görüldüðünde uygun bir yaklaþým ile kiþi ilgili uzmana (psikiyatri uzmaný) sevk edilmelidir. Alkol baðýmlýlýðý tanýsý koymak oldukça kolaydýr. Yukarýda anlatýlan sürecin deðerlendirilmesi taný koymaya yeterlidir. Ancak alkol baðýmlýlýðýnda taný koymaktan çok sorunu "kabul etmek" önemlidir. YAÞAM BÝÇÝMÝ OLARAK ALKOL KULLANIMI Alkol kullanýmý doðrudan zihin fonksiyonlarýný etkiler. Bu etki; alkol kullanýmý ve yaþam biçimi arasýnda sýký bir bað oluþmasýna neden olmaktadýr. Kendi içinde belirli bir tutarlýlýðý olan bu yaþam biçimi hemen son aþamalara kadar kullanýcý ve de yakýnlarý tarafýndan "normal-olaðan" olarak algýlanmaktadýr. Yaþam biçiminin oluþmasý þu þekilde özetlenebilir: 1. Kaçýnma: Alkolün "keyif" verici etkisi ile tanýþýlmýþ ve bu duygudurumunu elde etmek için bir arayýþ baþlamýþtýr. Bir anlamda alkol etkisi "normal bir duyum" olarak algýlanmaktadýr. Kiþi diðer duygudurumlarýndan kaçýnma davranýþý gösterir. Özellikle belli bazý durumlarda bu etkiyi daha fazla arzular. 2. Sürdürme: Baþlangýçtaki etkiyi yakalama çabasýdýr. Kiþi alkol etkisini yaþamýnýn bazý durumlarýnda deðil hemen her durumunda hissetmek ister. 3. Yeniliklerin azalmasý: Yeni iliþkiler, yeni yaþan- 26

ALKOL KULLANIM BOZUKLUKLARI týlar aranmaz ve kurulmaz. Yaþam duraðanlaþmaya baþlamýþtýr. 4. Daralma: Kendi içinde bir döngü oluþturma çabasý vardýr. Kiþi iþ, ev ve içme davranýþý arasýnda oldukça sýnýrlý bir yaþam sürdürür. 5. Yapýlanmanýn bozulmasý: Ýþ, evlilik, çevre iliþkilerinde bozulmalar baþlamýþtýr. 6. Çöküþ: "Kaçýnýlmaz nokta" yaþanmaya baþlanýr. Kiþi iþten atýlabilir, boþanmalar oluþabilir. Yaþam biçimi olarak sorun "kaçýnma" aþamasýnda baþlamasýna raðmen kiþinin yaþadýklarýný sorun olarak algýlamaya baþlamasý "çöküþ" aþamasýnda olabilir. ALKOL BAÐIMLILIÐI VE KOMORBÝDÝTE Alkol baðýmlýlýðý ve diðer psikiyatrik bozukluklar arasýndaki iliþki oldukça karmaþýktýr. "Komorbidite" olarak adlandýrýlan bu durumda; alkol baðýmlýlýðý ile kiþilik bozukluklarý, diðer baðýmlýlýk yapýcý maddelere baðlý oluþan bozukluklar, duygudurum bozukluklarý (özellikle depresyon) ve anksiyete bozukluklarý deðiþik çalýþmalarýn ilgi odaðý olmuþtur. Alkol baðýmlýlýðý ile duygudurum bozukluklarý ve de özellikle anksiyete bozukluklarý arasýndaki "nedensellik" iliþkisinin nitel ve nicel yönü kesin olarak belirlenememiþtir. Ancak alkol baðýmlýlarý arasýnda, genel populasyona göre bu tür bozukluklarýn yaygýnlýðý daha yüksektir. Agorafobi ve sosyal fobide alkolün belirtileri yatýþtýrmak için kullanýldýðý ancak obsesifkompulsif bozukluk, panik bozukluðu ve genelleþmiþ anksiyete bozukluðunda ise alkol probleminin daha önceden var olduðu biçiminde sonuçlar elde edilmiþtir. Alkol kullaným bozukluðu olan hastalarýn baþka bir baðýmlýlýða sahip olma "þanslarý", alkol kullaným bozukluðu olmayanlara göre yedi kat fazla bulunmuþtur. Bu hastalarýn yaklaþýk %37'sinin eþlik eden psikiyatrik bir hastalýðý vardýr. Bu psikiyatrik hastalýklarýn oranlarý ise; anksiyete bozukluklarý %19.4, antisosyal kiþilik bozukluðu %14.3, duygudurum bozukluklarý %13.4 þeklindedir. Psikiyatrik hastalýklardaki alkol kullaným bozukluðu ise yaþam boyu yaygýnlýk olarak %22 olarak bulunmuþtur. Baþka bir çalýþmada ise psikiyatrik hastalýklarýn yaklaþýk %64'ünde "madde kullaným öyküsü" saptanmýþ ve %29'u DSM-III-R ölçütlerine göre "madde kullaným bozukluðu" tanýsý almýþtýr. Bu bozukluklar arasýnda en büyük yeri alkol ile ilgili olanlar almaktadýr. Alkol kullanýmý ile anksiyete bozukluklarý ve duygudurum bozukluklarý arasýndaki birincil-ikincil olma iliþkisini araþtýran çalýþmalarýn sonuçlarý çok kesin veriler ortaya koyamamýþtýr. Ancak bazý kiþilerin alkolün "anksiyeteyi ortadan kaldýrýcý etkisinden faydalandýklarý" ve kendi kendilerini tedavi etme yoluna gittikleri bilinmektedir. Sosyal fobi ve agorafobi ile bipolar I bozukluk arasýndaki böyle bir iliþki daha açýk gibi görünmektedir. Alkolün anksiyete veya baþka bir psikiyatrik belirtiyi ortadan kaldýrmak için kullanýlmasý, alkol kullanýmýnýn "pozitif pekiþtireç" yönünü arttýrýyor olmalýdýr. Alkol ile iliþkili bozukluklarda intihar giriþimi yaygýnlýðýnýn %10-15 arasýnda deðiþtiði bulunmuþtur. Bunun yanýnda intihar davranýþýnda alkol kullanýmý çok daha yüksek oranlardadýr. Alkol baðýmlýlýðýnda intihar riskini arttýran faktörler; major depresif bozukluk, psikososyal destek azlýðý, ciddi fiziksel hastalýk varlýðý, iþsizlik ve yalnýz yaþamadýr. ALKOL KULLANIM BOZUKLUKLARINDA TEDA- VÝ Alkol kullaným bozukluklarýnda klinik tedavi gerektiren durumlar þöyle özetlenebilir: 1. Deliriyum tremens ve alkol entoksikasyonu, 2. Fiziksel baþka bir hastalýðýn varlýðý (hipertansiyon, diabetes mellitus vb), 3. Baþka bir ruhsal hastalýðýn varlýðý (depresyon, psikoz vb), 4. Kendine ve çevresine zarar verme potansiyeli (intihar vb), 5. Daha önceden yapýlan ayaktan izleme tedavisine olumlu yanýt alýnamamasý, 6. Alkolü býrakmak için gerekli çevresel ve aile desteði yoksunluðu, 7. Baþka bir baðýmlýlýkla birlikte olmasý, 8. Alkol baðýmlýlýðý konusunda yeterli bilgi sahibi olmamak. Tedavi eden, baðýmlý ve aile, alkol baðýmlýlýðýnýn þu özelliklerini baþlangýçta kabul etmelidir: 1. Alkol baðýmlýlýðý süregiden bir hastalýktýr, hastalýk "bir günde" (böyle bir hastalýk zaten yok gibidir) oluþmamýþtýr. Bir günde de çözüm yolu bulunamaz. Aslýnda alkol baðýmlýlýðýnýn "çözümü" bir anlamda çözüm yolunun açýlmasýdýr. Alkol baðýmlýlýðýnýn bu süregiden özelliði, aile iliþkilerinin yürümesini saðlayan-belirleyen rollerin þekillenmesini zaman içinde etkilemektedir. Roller aynen sürdürülebilir (!), 27

KALYONCU A, MIRSAL H. yer deðiþtirebilir, eksik yürütülebilir veya hiç yürütülemez hale gelebilir. 2. Alkol baðýmlýlýðýnýn nedeni "alkol içmektir". Alkol insanýn düþünce yapýsýný, duygularýný ve dolayýsý ile davranýþ kalýplarýný etkileyen "psikoaktif" bir maddedir. Bunun anlamý; öðrenme, sorun çözme, gerçeði deðerlendirme, mantýk yürütme, duyma, algýlama, davranma kýsaca insana dair ne varsa etkilenmesidir. Üstelik bu etkilenme sadece alkol kullanan için deðil, diðer aile üyeleri için de geçerlidir. 3. Alkol baðýmlýlýðý içme ve içmeme dönemlerinden oluþur. Bu dönemlerin sýnýrlarý da çok kesin deðildir. Ancak içme ve içmeme dönemleri birbirlerini etkileyen belki de belirleyen farklý özelliklere sahip "özgün" dönemlerdir. 4. Alkol etkisi altýnda yaþananlar bir dereceye kadar "özgüldür". Her içme döneminde ve alkol etkisi altýnda yaþananlar benzerdir. Üstelik bu benzerlik her aile bireyi için de geçerlidir. Alkol aldýðýnda sorumluluklarýný yerine getiremeyen bir baðýmlý hemen her alkol aldýðýnda benzer davranýþ kalýplarý gösterecektir. Ayný benzerlik diðer aile bireyleri için de geçerlidir. 5. Alkol baðýmlýlýðý aile iliþkileri sürecini etkiler. Bu etkinin geleceði belirsizdir. Baþka bir deyiþle, alkol baðýmlýlýðýnýn olduðu bir ailenin "geleceði" öngörülemez. Bu, umutsuzluk olarak algýlanmamalýdýr. Böyle bir özellik; sorunun oluþma sürecinde rolü olan herkesin çözüm sürecinde de bir rolü olmasý demektir. Yani alkol sorununun çözümünün sorumluluðu yalnýzca baðýmlýnýn deðildir. ALKOL BAÐIMLILIÐINDA TEDAVÝ VE SONUÇLARI ÝLE ÝLGÝLÝ ÝLKELER Genel olarak; nüks sürecine etkili olabilecek hasta ve tedavi programlarý ile ilgili faktörler aþaðýdaki gibi özetlenebilir: 1. Tek baþýna etkili bir tedavi yöntemi yoktur. Bir baðýmlý için birkaç yöntemi birlikte uygulamak daha olumludur. 2. Tedavi ortamýndan çok tedavinin içeriði daha fazla etkiye sahiptir. 3. Terapist özellikleri; özellikle empati sonuçlarý etkiler. 4. Hastalarýn benzer özellikte olmalarýnýn iyi sonuçlara katkýsý vardýr. 5. Ýþyeri tarafýndan tedaviye motive edilme ve iþverenin tedavi programýna katýlmasý tedavi sonuçlarýný olumlu olarak etkilemektedir. 6. Grup terapi ve grup etkileþimine aðýrlýk vermenin sonuçlarý olumlu olarak etkilediði ileri sürülmüþtür. 7. Tedavi ekibinin özellikleri; medikal yönelimli tedavi programlarýnda baðýmlýlarýn tedavi programýný tamamlama eðiliminde olduklarý saptanmýþtýr. 8. Psikiyatrik deðerlendirme; birlikte var olan psikiyatrik baþka bir hastalýðýn deðerlendirilmesi ve uygun þekilde ele alýnmasý oldukça önemlidir. Bu konuda yapýlan çalýþmalarýn sonuçlarý oldukça deðiþkendir. 9. Hastanede yatma süresi; bazý çalýþmalarda hastanede kalma süresi ve olumlu sonuçlar arasýnda ters bir iliþki, bazý çalýþmalarda ise pozitif bir korelasyon saptanmýþtýr. ALKOL BAÐIMLILIÐINDA NÜKS KAVRAMI Alkol baðýmlýlýðý, alkol içme ve içmeme dönemleri olan kronik bir hastalýktýr. Bu iki dönem genellikle birbirinden kesin sýnýrlarla ayrýlamaz. Hastalýðýn nüksetmesi de soruna "sonuç" ve "süreç" ile ilgili bakýþ açýlarýna göre deðiþmektedir. Ancak nüks önleme; biliþsel-davranýþsal bir tedavi sürecidir. Bu tedavi süreci, biliþsel tekniklerle davranýþsal becerileri bir araya getirerek istenen davranýþ deðiþikliklerinin oluþturulmasýný ve sürdürülmesini saðlamaktýr. Nüksleri önlemede; baðýmlýnýn alýþkanlýklarý, yaþam biçimi, alkol kullanýmý ile ilgili yanlýþ düþünce ve beklentileri deðiþtirilmeye, yeni baþa çýkma yollarý oluþturulmaya çalýþýlmaktadýr. Alkol baðýmlýlýðý bir süreç ise ayný zamanda nüks de bir süreç olarak kabul edilmelidir. Üstelik nüks olayý hemen her baðýmlýda her defasýnda benzer bir süreç izlemektedir. Bu nedenle önceki nüks süreçlerinin tanýmlanmasý daha sonraki nüks süreçlerini önlemeyi kolaylaþtýracaktýr. Nüks süreci genellikle olumsuz düþüncelerle baþlamaktadýr. Bu düþüncelerin temelinde de daha önceden yerleþmiþ, alkol baðýmlýlýðý konusundaki "yanlýþ inançlar" yani mitler vardýr. Tedavi sürecinde bu yanlýþ inançlarýn bulup çýkarýlmasý nüks sürecinin engellenmesini de kolaylaþtýracaktýr. Yapýlan çalýþmalarda tekrar alkol içme sürecini hýzlandýran bazý faktörlerin olduðu saptanmýþtýr. Nükslerin büyük bir bölümü "negatif emosyonel durumlar, kiþiler arasý çatýþmalar ve sosyal baský" ile ilgilidir. Dünyada kabul edilmiþ tüm alkol tedavi programlarýnýn ilk amacý baðýmlýyý olabildiðince uzun süre ayýk tutabilmektir. Alkol baðýmlýsýnýn yaþam kalitesinin 28

ALKOL KULLANIM BOZUKLUKLARI arttýrýlmasýnýn birinci koþulu "ayýklýktýr". Alkol baðýmlýlarýnýn %65'inin 1yýl süre ile "ayýk" kalabildiði, hatta %20-30'unun tedavi görmeden bunu gerçekleþtirebildiði kabul edilmektedir. "Nüks" özet olarak kolay tanýmlanabilecek bir "durum" deðil, oldukça karmaþýk bir süreçtir. Klasik baðýmlýlýk tedavi yaklaþýmlarýnda "içmeiçmeme" dönemleri arasýnda kesin bir ayrým vardýr. Ancak son zamanlarda, "içme-içmeme" dönemlerinin bir süreç olmasý gibi ara dönem de bir süreç olarak görülmeye baþlanmýþtýr. Bu nedenle bu geçiþ sürecinin anlaþýlmasý tedavi baþarýsýný da arttýracaktýr. Yapýlan çalýþmalarda, nüks sürecinin hemen tüm baðýmlýlýk yapýcý maddelerde benzer özellikler taþýdýðýný göstermektedir. Nüks önleme; istenen davranýþ deðiþikliklerini devam ettirmede baðýmlýya yardýmcý olmak amacýyla biliþsel müdahale teknikleriyle davranýþsal becerileri birleþtiren "biliþsel-davranýþsal" tedavi þeklidir. Nüks önlemenin amacý baðýmlýya nüks sorunu ile baþa çýkmak için davranýþýný nasýl deðiþtirebileceðini öðretmektir. Nüks önleme modelinin hedefleri: 1. Yeni ve daha uygun baþa çýkma yöntemleri geliþtirmek, 2. Alkol kullanýmý ile ilgili yanlýþ düþünce, inanç ve beklentileri deðiþtirmek, 3. Alýþkanlýklarý ve yaþam biçimini deðiþtirmek. Nüks önleme; alkol-madde baðýmlýlýklarý yanýnda, aþýrý alkol içme davranýþý, sigara içme, aþýrý yemek yeme, kumar oynama ve riskli seksüel davranýþ sorunlarýnda da uygulanabilir. Nüks önlemede "yüksek riskli durumlar ý tanýmak ve bu tür ortamlarda alkol içmeden dürtü ile baþa çýkma yöntemlerini öðretmek oldukça önemlidir. SONUÇ Alkol kullaným sorunlarý; tarih boyunca taným, süreç, klinik belirtiler, seyir ve tedavi gibi özellikler açýsýndan çok deðiþik þekillerde ele alýnmýþlardýr. Bu deðiþik yaklaþýmlarýn anlamý; tarihi, toplumsal, ekonomik, politik, etik bir çok konu ile ilgili olabilir. Ancak "medikal" açýdan bu deðiþikliðin iki nedeni olabilir. Bunlardan birincisi "alkolün" fizyolojik-insan bedeni için gerekli bir madde olmamasý diðeri de etkisini doðrudan karar merkezleri yani zihin iþlevlerinde gösteriyor olmasýdýr. Bu yazý tarihsel yaný da içine alarak bu konuyu pratik deneyimlerle birleþtirip irdelemeye çalýþmýþtýr. Yararlanýlan ve Önerilen Kaynaklar 1. American Psychiatric Association (1994) Diagnostic and Statical Manual of Mental Disorders, 4. baský (DSM-IV), Washington DC, American Psychiatric Association. 2. Berglund M (1984) Suicide in alcoholism. Arch Gen Psychiatry, 41: 888-891. 3. Bradley KA (1992) The primary care practitioner's role in the prevention and management of alcohol problems. Alcohol Health and Research World, 18(2) 97-104. 4. Brady K, Casto S, Lydiard RB et al. (1991) Substance abuse in an inpatient psychiatric sample. Am J Drug Alcohol Abuse, 17:389-397. 5. Clemmens MC (1997) Getting beyond sobriety. Clinical Aproaches to Long-Term Recovery, San Francisco, Jossey-Bass Publishers. 6. Chopra KS, Preston DA, Gerson LW (1979) The effect of constructive coercion on the rehabilitative process: a study of the employed alcoholics in an alcoholism treatment program. J Occup Med, 21: 749-752. 7. Coþkunol H (1996) Alkol Baðýmlýlýðý Taný ve Tedavisi, Bornova, Ýzmir, Ege Üniversitesi Basýmevi. 8. Cummings C, Gordon J, Marlatt GA (1980) Relapse: Strategies of prevention and prediction. The Addictive Behaviors, WR Miller (Ed), Oxford, U.K, Pergamon Press. 9. Finney JW, Moos RH, Chan DA (1981) Length of stay and program component effects in the treatment of alcoholism: a comparison of two techniques for process analyses. J Consult Clin Psychol, 49: 120-131. 10. Gorski TT, Miller M (1986) Staying Sober: a guide for relapse prevention. Herald House/Independence Press. 11. Goodwin DW (1994) Alcoholism: The Facts. Second edition, New York, Oxford University Press. 12. Goodwin DW (1989) Alcoholism. Comprehensive Textbook of Psychiatry/V, HI Kaplan, BJ Sadock (Ed), Williams & Wilkins. 13. Hester RK (1994) Outcome research: Alcoholism. Textbook of Substance Abuse Treatment, M Galanter, HD Kleber (Ed), Washington DC, American Psychiatric Press Inc., s. 35-43. 14. Jellinek EM (1960) The Disease Concept of Alcoholism. New Haven, Conn., New Brunswick, N.J., College and University Press, in association with Hillhouse Press. 15. Kalyoncu A, Mýrsal H, Þatýr T ve ark. (1999) Alkol Baðýmlýlýðýnda Nüks Nedenlerinin Araþtýrýlmasý, 35. Ulusal Psikiyatri Kongresi, 6-12 Eylül 1999, Trabzon. 16. Kalyoncu A, Pektaþ Ö, Mýrsal H ve ark. (1999) Sociodemographic variables and treatment results of the Anatolia Clinics inpatients. 38. International Congress on Alcohol, Drugs and Other Dependencies, Vienna, Austria, 16-20 August. 17. Kaplan HI, Sadock BS, Grebb SA (1994) Alcohol-related disorders. Synopsis of Psychiatry, 7. Baský, Williams and Wilkins, s.396-411. 18. Knott DH (1986) Alcohol Problems: Diagnosis and Treatment. New York, Pergamon Press. 29

KALYONCU A, MIRSAL H. 19. Kushner MA, Sher KJ, Bertman BD (1990) The relation between alcohol problems and anxiety disorders. Am J Psychiatry, 147:685-695. 20. Köknel Ö (1989) Genel ve Klinik Psikiyatri, Ýstanbul, Nobel Týp Kitapevi. 21. Lawson G, Peterson JS, Lawson A (1983) Alcoholism and the Family. A Guide to Treatment and Prevention, Rockville, MD, Aspen. 22. Marlatt GA, Gordon JR (1985) Relapse prevention. Maintenance Strategies in the Treatment of Addictive Behaviors, New York, Guilford Press. 23. Mc Lellan AT, Luborsky L, O'Brien CP et al. (1982) Is treatment for substance abuse effective? JAMA, 247:1423-1428. 24. Meyer RE (1986) Psychopathology and Addictive Disorders. New York, Guilford Press. 25. Mýrsal H, Pektaþ Ö, Kalyoncu A ve ark. (1999) Alkol Baðýmlýlýðýnda Ýntihar Davranýþýnýn Araþtýrýlmasý. 35. Ulusal Psikiyatri Kongresi, 6-12 Eylül 1999, Trabzon. 26. Mýrsal H, Kalyoncu A, Pektaþ Ö ve ark. (1999) The treatment program of the Anatolia Clinic for alcohol related disorders. 38 International Congress on Alcohol, Drugs and Other Dependencies, Vienna, Austria, 16-20 August. 27. Moberg DP, Krause WK, Klein PE (1982) Post-treatment drinking behavior among inpatients from an industrial alcoholism program. Int J Addict, 17: 549-567. 28. Murphy GE, Wetzel RD, Robins E et al. (1992) Multiple risk factors predict suicide in alcoholism. Arch Gen Psychiatry, 49:459. 29. Pies RW (1994) Clinical Manual of Psychiatric Diagnosis and Treatment. A biopsychosocial approach, Washington DC, American Psychiatric Press. 30. Rae JB (1972) The influence of wives on the treatment outcome of alcoholics: a follow-up study at two years. Br J Psychiatry, 120: 601-613. 31. Regier DA, Farmer ME, Rae DS et al. (1990) Comorbidity of mental disorders with alcohol and other drug abuse. JAMA, 264:2511-2518. 32. Schuckit MA (1994) Goals of treatment. Textbook of Substance Abuse Treatment, M Galanter, HD Kleber (Ed), Washington DC, American Psychiatric Press, s.3-10. 33. Schuckit MA (1995) Alcohol-related disorder. Comprehensive Textbook of Psychiatry, HI Kaplan, BH Sadock (Ed), Baltimore, Williams and Wilkins, s.775. 34. Schuckit MA (1995) Drug and Alcohol Abuse. A clinical guide to diasnosis and treatment, 4th Edition, New York, Plenum Medical Book Company. 35. Smart RG, Gray G (1978) Multiple predictors of dropout from alcoholism treatment. Arch Gen Psychiatry, 35: 363-367. 36. Steinglass P, Bennett L, Wolin SJ et al. (1987) The Alcoholic Family. New York, Basic Books. 37. Stinson DS, Smith WG, Amidjaya I et al. (1979) Systems of care and treatment outcomes for alcoholic patients, Arch Gen Psychiatry, 36: 535-539. 38. Weiss RD (1994) Inpatient treatment. Textbook of Substance Abuse Treatment, M Galanter, HD Kleber (Ed), Washington DC, American Psychiatric Press Inc, s.359-368. 39. WHO (1992) The ICD 10 classification of mental and behavioural disorders. Clinical descriptions and diagnostic guidelines, Geneva, Oxford University Press, World Health Organization. 40. Zimberg S (1982) The Clinical Management of Alcoholism. New York, Brunner / Mazel. 30