sanıklar adına tehtid eden işverenlerimi BİMER başvurularımla, adliyelere vermiş olduğum şikâyet dilekçeleri ile ihbar ve şikâyet ettim.

Benzer belgeler
bilgileri sanıklara destek vermek için kullandılar. T.C. İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi ndeki başvurumda Maltepe ve Sultangazi İlçe Emniyet

T.C. ADALET BAKANLIĞI HAKİM VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU NA

T.C. ADALET BAKANLIĞI

T.C. ADALET BAKANLIĞI. GAZĠOSMANPAġA CUMHURĠYET SAVCILIĞI NA. 15 Nisan 2014

T.C. İSTANBUL BAŞSAVCILIĞI NA

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ADALET BAKANLIĞI NA

T.C. ĠSTANBUL SAVCILIĞI NA

Sağlık Personeline Karşı İşlenen Suçlar. Dt. Evin Toker

Şiddetli Geçimsizliğin Çözümü Şiddet Değildir!!

CEZA HUKUKU ÖZEL HÜKÜMLER

HUKUK VE ADALET DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI (Ortaokul 6, 7 veya 8. Sınıf)

İSTANBUL ADALET SARAYINDA GÖREV YAPAN BİRİMLE Güncelleme MAHKEME BİRİM ADI

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığı HATA BİLDİRİM FORMU (Usulsüzlük, Yolsuzluk, Etik Kural İhlali)

Aile içi şiddeti ihbar edin ve mahkemede yardımcı olun

Cinsel ŞİDDETTİR. Ekonomik ŞİDDETTİR. Fiziksel ŞİDDETTİR

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /26, 53 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/11497 Karar No. 2015/15217 Tarihi:

Federal İdare İş Mahkemesi

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ S. BK/100

AYLIK TOPLANTI. Prof. Dr. Tekin Akgeyik

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /26 T.C YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ. Esas No. 2014/14808 Karar No. 2015/131 Tarihi:

ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM

T.C ÇAMAŞ KAYMAKAMLIĞI (İlçe Yazı İşleri Müdürlüğü) HİZMET STANDARTLARI TABLOSU BAŞVURUDA İSTENİLEN BELGELER

T.C. AYDIN ADLİ YARGI İLK DERECE MAHKEMESİ ADALET KOMİSYONU BAŞKANLIĞI

Mevzuat Kroniği CEZA HUKUKU

Günlük Kent Gazetesi etmeden hırsızlık olayını gerçekleştirmeleri ise dikkat çekti. Polis şüphelilerin

Fatih Cumhuriyet Başsavcılığı na

İSTANBUL ANADOLU CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI NA. : Şüpheli hakkında suç duyurusu dilekçemizin sunumudur.

T.C ESENYURT KAYMAKAMLIĞI İlçe Yazı İşleri Müdürlüğü

KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU TÜZEL KİŞİLER İÇİN ŞİKÂYET BAŞVURU FORMU

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21

S İ R K Ü L E R. KONU : İkale Sözleşmesi Kapsamında 27 Mart 2018 den Önce Ödenen Tazminatlardan Kesilen Vergilerin İade Usulü Açıklandı.

BİLİŞİM SUÇLARI. Teknoloji kullanarak dijital ortamda kişi veya kurumlara maddi veya manevi olarak zarar vermek bilişim suçları olarak tanımlanabilir.

4483 SAYILI KANUNA GÖRE KOVUŞTURMA. Erkan KARAARSLAN

Örselenebilir Gruplar Hekim Tutumu. Doç.Dr. Aysun Balseven Odabaşı Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp AD

Eyalet Adalet ve Tüketiciyi Koruma Bakanlığı nın verdiği maddi destek sayesinde

T.C. HOCALAR KAYMAKAMLIĞI HİZMET STANDARTLARI TABLOSU (İÇİŞLERİ BAKANLIĞINA BAĞLI TÜM KAYMAKAMLIK BİRİMLERİ)

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM KABUL EDİLEBİLİRLİK HAKKINDA KARAR

MEMURLAR VE DİĞER KAMU GÖREVLİLERİNİN YARGILANMASI HAKKINDA KANUN

ŞANLIURFA EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ Basın ve Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü İNTERNET HABERLERİ. İnternet Haber Sitesi : Tarih:

Tecavüz veya diğer cinsel saldırıya uğramış 18 yaşından küçük gençler için

BALIKESİR TABİP ODASI EYLÜL 2016 ETKİNLİK RAPORU

Fatih Cumhuriyet Başsavcılığı na

ÖNSÖZ 3 EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YAZISI 5 İÇİNDEKİLER 7-12 KANUNLAR VE KAYNAKLAR BİRİNCİ BÖLÜM Genel Bilgiler Dersin adı ve konusu 17

Adresini tespit edemedim. ARZ EDİLEN MAKAM : DÜZCE NÖBETÇİ CUMHURİYET SAVCILIĞI

ŞANLIURFA EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ Basın ve Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü İNTERNET HABERLERİ. İnternet Haber Sitesi : Tarih:

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK/27

30 Temmuz 2008 tarihinde Mahkeme başvuru sahiplerinin 3 Eylül 2008 e dek İran a sınır dışı edilmemeleri hakkında 39 sayılı Kuralı yayınladı.

Yönetim Kurulu'na bilgilendirme yapıldı.

BURSA TABİP ODASI YÖNETİM KURULU KARARLARI

COUNCIL OF EUROPE AVRUPA KONSEYİ AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ ÜÇÜNCÜ DAİRE. Nezir KÜNKÜL/TÜRKİYE (Başvuru no /00) KARAR STRAZBURG

2017 İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU

TÜRKİYE DE MAĞDUR ÇOCUKLAR

ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR

ŞANLIURFA EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ Basın ve Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü İNTERNET HABERLERİ. İnternet Haber Sitesi:

Irk veya Etnik Köken. Ayrımcılığı. Haklarınızı Bilin!

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ

AYŞEGÜL ARSLAN IN KATİL ZANLISI MÜEBBET YEDİ

TÜRK HUKUK DÜZENİNDE MEVCUT YAPTIRIM TÜRLERİ. Dr.Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

KALKANDERE KAYMAKAMLIĞI HİZMET STANDARTLARI TABLOSU (İÇİŞLERİ BAKANLIĞINA BAĞLI TÜM KAYMAKAMLIK BİRİMLERİ) BAŞVURUDA İSTENİLEN BELGELER

İSTANBUL 10. AĞIR CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA

T.C. KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU RET KARARI :F.Y.

İZMİR BAROSU TAVSİYE NİTELİĞİNDE AVUKATLIK ASGARİ ÜCRET TARİFESİ

Trans Olmak Suç Değildir!

İKİ SATIR HECELEME ÇALIŞMASI. Her ağır ceza veya bölge idare mahkemesine bağlı yerlerin Cumhuriyet başsavcılığı veya idari yargı mahkemesi başkanlığı

ASİSTANLARIN HAKLARI VE SORUMLULUKLARI. Av. Kürşat Bafra

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/18-21

ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ

İKİNCİ BÖLÜM. Mübeyen POLAT / TÜRKĠYE DAVASI. (Başvuru no. 3143/12) KABUL EDĠLEBĠLĠRLĠK HAKKINDA KARAR

T.C. AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI Trabzon Koza Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi PINAR ÖŞME PSİKOLOG

KOCAELİ BAROSU ADLİ YARDIM BAŞVURU FORMU

Karar No. Karar Tarihi

1. TMMOB Makina Mühendisleri Odası Eskişehir Şubesi Yönetim Kurulu nun tarih ve 45 no lu kararı üzerine görüşüldü.

T.C. DEVLET DEMİRYOLLARI İŞLETMESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İNSAN KAYNAKLARI DAİRE BAŞKANLIĞI ATAMA VE AYRILMA ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ

Davanın selameti için sürgün

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/6 İŞYERİ DEVRİ İŞYERİ DEVRİNİN İŞÇİ ALACAKLARINA ETKİSİ

ACĐL TIP VE HUKUK SAĞLIK PERSONELİ OLMA ŞARTI. PROF. DR. HAKAN HAKERİ

Boş bulunmaya, dalgınlığa gelinmiyor

T.C. NEVŞEHİR VALİLİĞİ İL EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ ASAYİŞ ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ İDARİ BÜRO AMİRLİĞİ HİZMET STANDARTLARI TABLOSU BAŞVURUDA İSTENİLEN BELGELER

Trans Grup Terapisi Devam Ediyor. SPoD LGBTİ, Stajyer Avukat ve Hukuk Öğrencilerine Yönelik Bir Eğitim Düzenledi

KLİNİK BİYOKİMYA UZMANLARI DERNEĞİ

2016 YILI DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ

İZMİT KAYMAKAMLIĞI (Yazı İşleri Müdürlüğü) HİZMET STANDARTLARI TABLOSU (İÇİŞLERİ BAKANLIĞINA BAĞLI TÜM KAYMAKAMLIK BİRİMLERİ)

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İŞK. /8

Karşıyaka 1.Sulh Hukuk Mahkemesi'nin tarihli gelen evrak sayılı,h. O. Ş.'ye vasi atanması istemli yazısı.

HUKUSAL ÇALIŞMALARI. Durum : Kayıt defterine yazılma tarihinin gecikmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verildi.

FETÖ cü polisler onlar hakkında da istihbarat toplamış

İsterlerse Hristiyan öğrencilerimize de din kültürü sorusu sorabiliriz

MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ SÜREKLİ İŞÇİ KADROLARINA/GEÇİCİ İŞÇİ POZİSYONLARINA GEÇİŞTE BAŞVURU FORMU

Alman Federal Mahkeme Kararları

2011 KADIN İSTATİSTİKLERİ

CON S EI L D E KONSEYĐ

HUKUK İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ FAALİYET RAPORU (2010) İÇİNDEKİLER

Sirküler Rapor /70-1 ANAYASA MAHKEMESİNİN ÖZEL USULSUZLUK CEZASIYLA İLGİLİ BAŞVURUYA İLİŞKİN KARARI

Tıpta Örselenebilir Gruplar ve Hekim Tutumu. Prof.Dr. Aysun Balseven Odabaşı Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp AD

Yayın Tarihi : Doküman No: Revizyon Tarihi : Revizyon No:

2014 YILI PLANLAMA İLANI KAPSAMINDA AÇILACAK ÖZEL SAĞLIK KURULUŞU BAŞVURU ŞARTLARI İLE HAK SAHİPLİĞİNİN BELİRLENMESİNE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR

Transkript:

09.12.2013 İlgi : Dosya Yıl / No : 2013 / 1381 ile ilgili Bana savunma hakkı vermeden vesayetimin kısıtlanamsından sorumlu olan herkesten davacı ve şikâyetçiyim. T.C. Devletinin resmi internet sitesinde (www.turkiye.gov.tr) yer alan açık bilgiye göre daha önce açılmış olan haksız ve kasıtlı vesayet kısıtlama davalarına itirazlarımda açıkça dava ve şikâyet etmiş olduğum sanıklar benim vesayetimin kısıtlanmasını talep etmiş ve bu talepleri bana savunma hakkı verilmeden kabul edilmiş. Bana daha ayrıntılı, somut bilgi ve kanıt sunmam için süre verilmesini arz ederim, yasaların bana vermiş olduğu savunma hakkımı talep ediyorum. Bu davaların açılmış olduğu adliyelerin personellerini T.C. Adalet bakanlığına şikâyet etmiş olduğum için adliye personeli ve Cumhuriyet savcıları soruşturma kararlarını savsakladı, vermiş olduğum şikâyet dilekçelerinde sanık olan şahısların bana açıkça maddi ve manevi zarar vermesine izin verdiler, can güvenliğimin tehtid edilmesine müdahale etmediler. İnternette düzenli olarak yayın yapmam ve gelişmeleri günü gününe anlatmam nedeniyle sanıklar beni öldüremedi, çok sayıda iftiralar attılar, bu iftiraları mesnet alarak bana maddi ve manevi saldırılar düzenlediler, çalışma hürriyetimi gasp ettiler. BİMER e yapmış olduğum şikâyetler 7-8 ay sonra Cumhuriyet Savcısına (T.C. Gaziosmanpaşa Adliyesi Ek Hizmet Binası 5. Kat) gönderildi, aynı adliyede açılmış olan vesayet kısıtlama davasında haklarında şikâyetim olan sanıklarla ilgili şikâyet metnim yer alıyor ve bu savsaklama süresi içinde tüm profesyonel, ekonomik, özel hayatım saldırıya uğradı. Sanıkların siyasi ve dini topluluklarda sözü geçen yönetici ve iş adamı olmaları nedeniyle binlerce taraftarlarının saldırısına uğradım. Toplumu bana zarar vermesi için ödül adı altında paralar vermeyi taahhüt ederek kışkırttılar. Kesintisiz olarak hakaretlere ve iftiralara maruz kalmam, günde 3saatten fazla uyumama izin vermeyecek şekilde ailem ve sanıklar tarafında kesintisiz tehtid ve taciz altında olmam, 11 Haziran 2013 tarihinde dava etmiş olduğum İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Sultangazi ve Maltepe İlçe Emniyet Müdürlükleri nin benimle eğlenerek ve tehtid ederek beni kışkırtması nedeniyle internetteki yayınlarıma ASELSAN tarafından çözümsüz ve durdurulamaz olduğu onaylanmış olan, tamamen benim tasarımım olan terörist saldırı yöntemleri yayarak ülke güvenliğini tehlikeye attım. Bana günlerce işkence yapmıştılar ve ayakta duramayacak kadar çok yıpranmıştım. Aylarca ve yıllarca beni çok sayıda suça bulaştırmaya çalıştılar, suçları işleyenleri ve suç işleyen, beni 1

sanıklar adına tehtid eden işverenlerimi BİMER başvurularımla, adliyelere vermiş olduğum şikâyet dilekçeleri ile ihbar ve şikâyet ettim. Karakollar hiçbir adli vakaya müdahale etmedi, savcılık emri olmadan bir şey yapamayacaklarını söylediler, hiçbir şekilde ihbar veya şikâyet kabul etmediler. Adliye sınırları içinde adliye personelinin tacizi altında yazdığım şikâyet dilekçeleri yetersiz bulundu, savcılar tarafsız davranmadı, kasıtlı olarak hatalı yorumlar yaptılar, tek soruşturma ile sona erecek maduriyetimi sona erdirmek yerine çok sayıda adli vakanın meydana gelmesine izin verdiler. Çok sayıda şikâyet dilekçesi vermeme neden oldular. Her bir olayın diğerlerinden bağımsız olduğunu ve her biri için ayrı şikâyet dilekçesi vermem gerektiğini söyleyerek çok sayıda dava açmama neden oldular ve taraflı davranarak bu davalara takipsizlik verdiler. Elimdeki resmi evrakları çok sayıda dosyaya dağıtmame neden oldular ve bunlar topluca ifade ettikleri anlamı kaybettiler, tüm evrak ve dosyaların birleştirilmesini arz ederim. Kanıt sunmamı ve temel ihtiyaçlarımı karşılayacak kadar bile para kazanmama izin vermeyen sanıklar bana ömrümü kısaltacak kadar fiziksel ve maddi zarar verdiler, sosyal yardım almaya zorladılar, sosyal yardım aldığım kaymakamlık ve belediyeler beni sorgulayarak aldıkları bilgileri sanıklara destek vermek için kullandılar. T.C. İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi ndeki başvurumda Maltepe ve Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüklerini ve Kaymakamlıklarını suçladım, şikâyetçiyim. İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü ne bağlı olan birimlere defalaca telefonla başvurdum, yüzyüze görüşmeye çağırıp işlem yapmadan defalarca geri gönderdiler, tüm paramı ve zamanımı davalarımla, şikâyetlerimle tükettiler. Kısıtlama talebini kabul eden hakimin kararına savunma hakkımı talep ederek itiraz ediyorum, bu haksız kararı vermiş olduğu için yukarıda numarası ve yılı verilmiş olan dosyanın başka bir hakime verilmesini arz ve talep ediyorum, Türkiye Cumhuriyeti Devleti nden şikâyetçi ve davacıyım. Hakkımda açılmış olan 3 vesayet kısıtlama davasının birleştirilmesini arz ederim. İlk iki vesayet kısıtlama davası hakkında sunmuş olduğum resmi şikâyet dilekçelerimde (bu şikâyet dilekçelerimin içerdiği bilgiyi ek olarak veriyorum, biri resmi UYAP sistemine kayıtlı, ikincisini tarayan G.O.P. tevzi bürosu bana herhangi bir belge vermedi, tarandı diye kaşe vurdu) kısıtlama talep eden kurumu açıkça suçlamıştım. Sanıklar bu iki dava hakkında bilgi sahibi olmalarına rağmen 3. bir dava açarak bu mahkemede bana savunma hakkı vermeden vesayetimi kısıtlamışlar. T.C. Sağlık Bakanlığı, T.C. Adalet Bakanlığı ve T.C. İçişleri Bakanlığı ndan davacı olduğum için haksız şekilde vesayetimin kısıtlanmasından sorumlu olanlar hakkında kamu yararına ceza davası açılmasını ve bana kişi başına 50 000 Türk Lirası tazminat ödemelerini arz ederim. Başka bir dava nedeniyle aramızda düşmanlık olan anne ve babama vesayetimi vermek üzere tüm profesyonel ve özel hayatıma saldıran, ikamet ettiğim adreslerde günün 24 saati süren sözlü taciz ve hakaretler ile işkence yapanlardan şikâyetçi ve davacıyım. Resmi kurumlarda görevli özel güvenlik şirketleri (bu özel güvenlik şirketlerinden biri adliyenizde görevli ve adliyenize başvurularım sırasında beni değişik 2

şekillerde taciz eden ve korkutmaya çalışan Akdeniz Özel Güvenlik Şirketi dir, kanıt olarak adliyelerdeki güvenlik kamerası görüntülerini sunuyorum ) ve kamu görevlileri ile ilgili suçlamalarım olması nedeniyle girmiş olduğum işyerlerinde beni işverenlerime tethtid ettiren ve iftira ile işten kovduran sanıklardan şikâyetçiyim. Bu işverenler ve işledikleri suçlar hakkındaki ayrıntılı bilgileri 2013 yılı içinde vermiş olduğum şikâyet dilekçeleri sonucunda açılmış olan soruşturmaların dosyalarında mevcut. 2013 yılında vermiş olduğum tüm şikâyet dilekçeleri sonucunda açılmış tüm soruşturma dosyalarının, BİMER başvurularımın, İEM ne internet aracılığı ile yapmış olduğum tüm ihbar ve şikâyetlerin bir araya getirilmesini arz ederim. Bunlar 3 adliyeye çok sayıda dosyaya dağıtılarak bütünlüğü ve anlamı bozulmuştur. Bütün bu adli vakaların sebebi Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü nde görevli ve rüşvet alan polis memurlarını internette komik duruma düşürecek şekilde teşhir etmem ve İstanbul da görevli polis memurlarının ceza veriyoruz diyerek beni kötü durumlara sokarak ve aç bırakarak işkence yaptırması, dava açmam sonucunda adliye personeli ve özel güvenlik şirketleri ile birlikte hukuki ehliyetimi gasp edecek saldırılar düzenlemesidir. Birleştirilmesini istediğim vesayet kısıtlama davaları ve bunlara itiraz etmem sonucunda resmi yolla dolandırıcılık yapmak için açılmış olan 3. Vesayet kısıtlama davasının bilgileri şöyle: 3

Anne ve babamdan defalarca şikâyetçi olmuş olmama rağmen vesayetimi onlara vermek için soruşturma dosyalarını savsaklayan adliye personeli ve Cumhuriyet savcılarından şikâyetçiyim, bana ikamet ettiğim adreslerde günlerce süren işkence yaparak çalışma hürriyetimi gasp ettiler, boşgezer ve ailesinden para alan başarısız, hasta inşaat mühendisi olarak göstermeye çalıştılar, iş saatlerinde yönetici ve çalışanarın tehtid ve hakaretler savurması ile, beni emniyet mensupları adına tehtid etmeleri ile dikkatimi bozdurup çalışmamı engellediler. Çalıştığım iş yerlerindeki çalışanlar açık şekilde küfür, cinsel ithamlar, şerefsiz hakaretler ile inşaat mühendisi olarak verimli çalışmamı engellediler. Yüzlerine konuşup bu hareketlerini söylediğim zaman inkâr edip bana saçmalayan deli, yalan söyleyen ve tehtid eden dengesiz şeklinde ithamlarda bulundular. Bu olay girdiğim her iş yerinde meydana geldi. İş bulamamam için ve avukat ücreti ödeyememem için beni işvernlerimin suçlarını ihbar eden ispiyoncu, gammaz diye duyurdular. İşverenlerim ile ilgili açık ihbar ve şikâyetlerim var, işledikleri suçları, elde ettikleri yasadışı gelirleri İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü ne bağlı birimlere şahsen başvurarak ve e-posta göndererek, www.iem.gov.tr resmi internet sitesinde ihbar ve şikâyet göndererek anlattım. Ancak sanık İEM görevlileri olduğu için sanıkların işlemiş olduğu suçları görmezden gelerek beni sanıklara tehtid ettirdiler, maddiyatta dayalı 4

tehtidler savurdular, can güvenliğimi tehtid edecek siyasi kışkırtmalar yaptılar. CHP İl Yönetimi, Süleymancılar Cemaati ve AKP taraftarları resmi internet sitelerim www.cevatcaliskan.net ve www.cevatcaliskan.com da bu resmi ihbarları yayınlamam nedeniyle bana maddi ve manevi saldırılar düzenledi. Sanıklar çok sayıda işvereni bana attıkları iftiralar (jigolo, sapık, ırkçı, kürt düşmanı, devlete dava açan şerefsiz, masturbasyon sapığı, küçük kız sapığı, din düşmanı, ateist, dolandırıcı, anasını sinkaf ettikleri kişi, şerefini sinkaf ettikleri kişi, karısını sinkaf ettikleri kişi v.b. aşağılık hakeret ve iftiralar ile benin günün 24 saati, haftnın 7 günü yıprattılar) ile kışkırtıp iş bulmamı engellediler, kendi çevrelerinde ve iftiralarında destek verecek, suça bulaşmış iş yerlerine işe aldırttılar. O işyerlerinde maddi tehtid ile ( Sanık olan Tepe Özel Güvenlik Şirketi HSBC bankasında görevli ve o bankanın alacak yönetimi birimi kritik dönemlerde cebimdeki tüm nakiti yok edecek şekilde beni tehtid ediyordu, gelirimi yok eden sanıklara destek vermek için beni sürekli tehtid ediyor ve sorguluyordu. Maltepe Aydınevler Mahallesi ndeki Ted Rönesans Koleji Şantiye sine iş verdirterek getirip orada bana saldırı düzenledi çünkü kendileri ilgili şikâyetlerimi sosyal paylaşım sitelerine yıllardır yazıyorum ve bu olay çok kişi tarafından öğrenilmişti, o güvenik şirketini öğrencilik yıllarımda beni kaçırıp işkence yaptırmakla, iftira ile akıl hastanesine kapattırmakla suçluyordum) ve can güvenliğimi tehtid ederek, iftiralar attılar, baskı ve tehtid altında tutarak sanıkların iddialarını kabul ettirmeye teşebbüs ettiler. Ben haklarımdan ve suçlamalarımdan vazgeçmedim. Yapmış olduğum telefon konuşmalarıyla sanıkların yüzüne suçlamalarımı söylemiş ve haklarında vermiş olduğum şikâyet dilekçelerini defalarca anlatmıştım, kendileri ile ilgili resmi şikâyetim olduğunu ve bu şikâyetimin dosyasının T.C. İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi nde (Soruşturma Yıl/No: 2013 / 78622 ve Soruşturma No : 2013/98392 ve bunlara takipsizlik itirazım olan 2013/ 2 4861 ) olduğunu söylemiştim. Sanıklar kendilerini suçladığım için görev ve yetkilerini kendi yasadışı çıkarları için kullanarak beni ikamet ettiğim adresten tehtid ve zorla kaçırıp kısıtlamayı talep eden hastaneye götürmüştü. Sanıklar hakkındaki ağır ceza mahkemesi başvurumu 19 Ağustos 2013 tarihimde yapmıştım, beni o başvurudan 3 gün sonra sonra ikamet ettiğim adrese gelerek kaçırdılar ve akıl hastanesine kendi isteğim dışında kapatarak tehtid altına aldılar, hastane hekimleri meslek ahlâkına yakışmayacak şekilde beni tehtid etti ve benimle eğlediler, beni tehtid ve baskı altında tutmak için iftira bir teşhis koydular. Tehtid ile ailemin yanında yaşamaya zorladılar. Tüm maddi imkânlarımı yok ettikleri için sokakta yaşamam mümkün değildi, beni ailemle yaşamaya zorladılar. Beni kaçırmadan önce ikamet ettiğim adreste de günün 24 saati işkence olan sözlü şiddet ve hakaretlere maruz kaldım, beni uykusuz bıraktıkları için ve beynimi acıtacak kadar taciz ettikleri için inşaat mühendisi çalışmalarımı yapamadım. İş için başvurduğum proje büroları ve şirketler benden örnek çalışmalar istedi, tek sayfa okuymadım taciz, tehtid ve işkenceler nedeniyle. Ailem ikamet ettiğim adresteki komşular ile anlaşmalı olarak beni günlerce sözlü tacizler ve suni kavgalar, sözlü şiddet ve sataşmalar ile yordu, günlerce uykusuz 5

bıratı. Annem ve babam karşımda durup her şeyi inkâr ediyor, kavga çıkarıp tutuklatmak için sözlü şiddet ile kışkırtıyor, günlerce eziyet etmiş oldukları için benden fuzuli tehtidler ve hakaretler gasp ediyordular. Annem ve babam yüzüme konuşmuyor, yan odalardan beni tımarhaneye kapattıracaklarını, bana akıl hastası görünüşü kazandırmak için tüm sağlığımı ve vücudumu bozduklarını, beden sağlıma zarar verip masturbasyoncu olduğunu tespit ettik demek istediklerini söylüyordular. Onlarla yüz yüze konuştuğum zaman her şeyi inkâr ediyor ve beni kışkırtıyor, evde şiddet olayı yaratmaya ve tutuklatmaya teşebbüs ediyordular. Savcılıklardaki resmi şikâyetlerim savsaklandı. Bu durumda tüm maddi imkânlarımı, çalışma hürriyetimi, hatta geçmişte almış olduğum binlerce lira değerindeki kitaplarımı ve eğitim malzemelerimi kaybettim, her şeyi ziyan ettiler. Kısıtlamayı talep eden hastaneye yatışımı kabul ettiğimi belirten herhangi bir belge imzalamamıştım. Hastane çalışanları sürekli olarak uzaktan sözlü tacizler ve tehtidler beni huzursuz etti. Beni bazen sinirlendirdiler, bazen de ağlattılar. Sorumlu doktorlar akli dengeme iftira atacak şekilde teşhis koydu. Beni tehtidle kontrollere çağırdılar. 5 Aralık 2013 tarihine randevu verdiler, ancak kendileri ile ilgili resmi şikâyetlerimi dile getirdiğim için dava açma hürriyetimi gasp etmek üzerek harekete geçtiler ve yetkilerini yasadışı şekilde kendi çıkarları için kullanarak hakkımda kısıtlama kararı çıkardılar. Anlaşmalı oldukları ve beni kaçırarak hürriyetimi gasp eden ve T.C. İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi nde sanık olan karakolla anlaşmalı olarak beni aynı hastaneye kapatmaya teşebbüs ettiler, karakolla yapmış olduğum telefon konuşmaları ve resmi şikâyetlerimi yüzlerine vurmam sonucunda sanık devlet hastanesine bilgi verdiler ve sanık hasta beni muayene etmeden kısıtlama talep etti, daha önce kısıtlama kararına gerek olmadığını söylemiştiler. T.C. devlet hastanelerinin özgürlüğünü gasp ettikleri vatandaşlar hakkında sonradan mahkeme açtırmaları ve bu yasadışı davranışlarını haklamalarını şerefsizlik olarak değerlendiriyorum. Mahkemenizin sanık hastaneyi haklı kabul ederse ve vesayetimi kısıtlarsa Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından ayrılmayı talep ediyorum, böyle bir şerefsizlik yapacak olan devlete bağlı kalmayı insanlık onuruma yakıştırmıyorum. Açılmış olan bu dava kamu yararına değil, davacı ve şikâyetçi olduğum çok sayıda sanık Türkiye Cumhuriyeti devlet memurunun suçlarını gizlemek, dava açılmasını engellemek amacıyla dava açma hürriyetimi gasp etmektir. Konuyla ilgili özet bilgi ve kanıtlar aşağıda bulunuyor. Hakkımda 3 adet vesayet davası açılmasına sebep olanlardan, bu davaları açtıran devlet memuru ve sivil şahısları dolandırıcılık ve işkence ile suçluyorum, her birinden kişi başına 50 000 Türk Lirası tazminat talep ediyorum. Kanıtlar : 1. Tüm iletişim hatlarımın ve internet profillerimin, resmi internet sitelerimin incelenmesi ilgili birimlerce incelenmesi için izin veriyorum. Telefon hatlarım 0 539 576 03 35 ve 0 537 057 68 68 (geçmişte kullanmış diğer hatları da inceleyebilirsiniz), e-posta adreslerim insaat@hotmail.com, cevat@hotmail.com 6

, cevatproje@gmail.com, projeburosu@hotmail.com ( geçmişte kullanmış olduğum ve sonradan kaybettiğim cevatcaliskan@hotmail.com ), resmi internet sitelerim www.cevatcaliskan.com ve www.cevatcaliskan.net, sosyal paylaşım sitesi profillerim www.facebook.com/cevatali, www.facebook.com/djevatali zaman sınırlaması olarak incelenirse ortaya somut kanıtlar çıkar. O sitelerdeki videolar ve yazılar yabancı ülkeler tarafından da bilinen ve işkenceyi kanıtlayan bilgiler içeriyor. 2. T.C. Anadolu Adliyesi, T.C. Gaziosmanpaşa Adliyesi, T.C. İstanbul Çağlayan Adliyesi nde açmış olduğum davalar, bu davalarda adliye personelinin tehtid ve yanıltıcı, dolandırıcı eylemlerini kanıtlayan adliye güvenlik kamerası görüntüleri. 3. Soruşturma sonuçlarının bana tebliği edilmesi sürelerinin normal sürelerin çok üzerinde olması. 4. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Gayrettepe İlçe Emniyet Müdürlüğü, İl Emniyet Müdürlüğü, Maltepe İlçe Emniyet Müdürlüğü, Kadıköy Emniyet Müdürlüğü, Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü ve bunlara bağlı karakol, polis merkezi ve şubelerine defalarca gitmiş olmama rağmen polis memurlarının değişik bahaneler ve iftiralar ile bana uygulanan işkenceye müdahale etmemiş olmasını, can ve mal güvenliğimi sağlamamış olmasını. 5. T.C. Adalet bakanlığına göndermiş olduğum biri kanıtları içeren iki şikâyet dilekçemi. kanıt olarak sunuyorum. Gerekli görüldüğünde ifademin başvurulmasına, yorum yapılmamasını, somut bilgiler ile hareket edilmesini arz ederim. T.C. İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi nde açılmış olan, yukarıda yılı ve dosya numarası verilmiş olan dava kamu yararına değildir, başka dava ve mahkemelerde suçlamış olduğum sanıkların hukuki ehliyetimi gasp ve kendilerine ceza davası açılması amacıyla şikâyet dilekçesi vermemi engellemeye yöneliktir. Bu sanıklar daha önce yalancı ihbarlar ile iki vesayet kısıtlama davası açtılar ve bu davalara itiraz dilekçelerimde açık şekilde kendilerini suçladım, bu itiraz dilekçelerinin metinlerini açık şekilde resmi internet sitelerim www.cevatcaliskan.net ve www.cevatcaliskan.com da yayınladım. 11 Haziran 2013 tarihinde Maltepe İlçe Emniyet Müdürlüğü nü ve Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğünü suçladım ( Soruşturma No: 2013 / 78622 ) ve görevli cumhuriyet savcıları suçlamamı kendilerine ayrıntılı olarak arz etmeme rağmen hukuk eğitimi almamış olmamdan faydalanarak, kasıtlı olarak yoruma açık eksik ifade vermeme neden oldular. Sanıklar ve soruşturmada taraf tutmakla suçladığım Cumhuriyet savcıları hakkında takipsizlik itiraz dilekçem adliyenizin 3. Ağır Ceza Mahkemesi nde incelenmekte. Adliyenizin personeli beni kesintisiz olarak taciz ederek, yanıltarak, eksik bilgi vererek adliyenizdeki başvurularımı zorlaştırdı, tacizlerle hakkımı aramamam için korkutmaya çalıştı. Gereğinin yapılmasını arz ederim. 7 Saygılarımla,

Adres : Cebeci Mahallesi 2540 Sok. No:18 D:2 Sultangazi İstanbul Tel : 0 537 057 68 68 Cevat Çalışkan T.C. Kimlik No: 15055262556 Resmi internet sitesi : www.cevatcaliskan.net ve www.cevatcaliskan.com E-posta adresi : insaat@hotmail.com Ek : Diğer iki vesayet kısıtlama davasına itirazlarımın metinleri ve konuyla ilgili makamlara ve yazılı tarihlerde teslim edilmiş ifade ve ek ifadelerin içerikleri. T.C. İSTANBUL ANADOLU 13. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NE Dosya Yıl /No : 2013/776 ile ilgili 08.11.2013 Yalan ihbar yaparak bu dosyanın açılmasına sebep olanlardan (İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI BAKANLIK BÜROSU 2013/6843 CM) şikâyetçi ve davacıyım. Kendilerinin bana olan düşmanlıklarının sebebi, iftira ile haklarımı gasp etmeye çalışmalarının sebebi ve şikâyetimin gerekçeleri aşağıdadır. İl Özel İdaresine bağlı herhangi bir devlet hastanesine muayene için gönderilmeyi veya kendi rızamla gitmeyi red ediyorum çünkü T.C. Sağlık Bakanlığı açılmış olan bu davada benim hakkımda rapor verecek bir kurum değildir, kendisi bu davada taraftır. T.C. Sağlık Bakanlığı'na bağlı hastanelerden davacı ve şikâyetçiyim. Kendileri ile ilgili 17.09.2013 tarihli ve 863732 numaralı BİMER başvurum var. Bu dilekçedeki bilgiler ile ilgili somut şahıs ve adres bilgileri, ayrıntılı anlatımlar ekteki Ağır Ceza Mahkemesi'ne takipsizlik itiraz başvurusu dilekçe metninde mevcuttur. Adliyenize başvurarak İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Sultangazi ve Maltepe İlçe Emniyet Müdürlüklerinden şikâyetçi olmam üzerine ve dosyamda geçmişte bazı Cumhuriyet Savcıları'nın benden baskı ve tehtidle ifade aldığını belirten yazılar bulunması nedeniyle soruşturmaları yürüten savcılar adaleti savsakladı ve çok zaman kaybına neden olduktan sonar takipsizlik kararı verdiler. Bu süre içinde tüm maddi imkânlarımı ve çalışma hürriyetimi gasp eden sanıklar günlerce uyumamı, doğru dürüst beslenmemi ve para kazanmamı engellediler. Çok sayıda olay yaratarak ve tehtid, taciz, yıpratmalara devam etmeleri nedeniyle dosyama ek ifadeler koymak için adliyenize geldim. Adliye özel güvenlik şirketi elemanları beni değişik şekillerde taciz ve tehtid ettiler, adliyeyi güvensiz görmem için sürekli gerilim yarattılar. Şehirdeki diğer özel güvenlik şirketlerini kışkırtarak değişik mekânlarda tehtid ve taciz edilmeme neden oldular. Tüm işlemler savsaklanınca kendilerinden şikâyetçi oldum. T.C. Adalet Bakanlığı'na telefon etmem üzerine görüştüğüm memur Başsavcı ile görüşmemi tavsiye etti. Adliye personeli uzun süredir beni tehtid ve taciz ettiği için görevli bayan memur (tesettür giymiş, başörtüsü takmış genç bir bayan) beni değişik şekillerde savsaklayıp başsavcıyla görüştürmeden göndermek için kandırmaya çalıştı. Başsavcı vekilleri ile görüşmeye çalıştım ancak bir başsavcı vekili yardımcısı benden tüm şikâyetlerimi dinlemesine rağmen adliye 8

personelini suçladığım için beni Başsavcı ile görüştürmedi. Dosyalar ve işlemler savsaklanıyor, bu süre içinde maddi ve manevi olarak yıpratılıyor, sürekli taciz altında tutuluyordum ve sebep olarak bazı siyasi grupların saldırısı gösteriliyordu, genellikle yanında çocuk olan kadınları veya yaşlı kadınları kullanıyordular beni tehtid etmek için. 2011 yılında çalıştığım inşaat firmaları ortak ofisinde çok sayıda suç işlendiği için ve beni suça zorladıkları için her şeyi polise ihbar etmiştim ve bu ihbarlarımı resmi internet sitemde yayınlamıştım. Bu nedenle CHP İstanbul İl Örgütü ve Süleymancılar Cemaati ile kavgalıydım. İşverenlerim bu topluklarda görevli ve yönetici idi ve çok sayıda suç işleyerek milyonlarca liralık kazanç elde etmişlerdi. İEM polis memurları kendilerinden şikâyetçi olduğum için uğradığım saldırılara destek veriyor, benim can ve mal güvenliğimi sağlamıyordu. Benim için zamanın önemi büyüktü. HSYK bürosuna (aynı katta bulunuyor) başvurup durumu anlattım, aylardır para kazanmamı engellediklerini ( İnşaat Mühendisiyim, eğer bu olaylar olmasaydı normal şartlar altında gelirim 4000TL civarında olacaktı. Şu an çalışıyorum ancak o kadar para kazanamıyorum çünkü birikmiş borçlarım nedeniyle daha düşük bir ücreti hemen kabul ettim) söyledim. Aynı odada ve odanın kapısında bulunan yukarıda söz ettiğim bayan ve bir özel güvenlik görevlisi, ben görevli memurla konuşurken, kafamı karıştırmak için sözlü tacizde bulunup kafamı karıştırdılar, benden "şerefsiz varoş özel güvenlikçiler" şeklinde lâf etmem için kendileri bu sözü söyleyip etkilemeye çalışıyordular. Hepsi taraf oldukları için ve şikâyetçi olduğum polis memurları ile adliye personeli, memurları uzun zamandır para kazanmamı engelleyen sanıklar oldukları için "varoş memurlar" şeklinde bir ifade kullanarak aramızdaki düşmanlığı ortaya koydum. Beni savsakladıkları için ve orada kendilerini adliye içinde çete kurmakla suçladığım için "tesettürlü kadınları resmi dairelerde işe alarak siyasi çetelerin kurulmasına neden oluyorlar" şeklinde bir ifade kullandığım için siyasi saldırı düzenlediler. O bayan arkamdan "MHP şikâyetçi olmasına izin vermez" şeklinde bir lâf etti. Adliye sınırları dışında çok büyük taciz ve tehtidlere maruz kalmama ve maddi imkânlarımın sınırlı olmasına rağmen T.C. Adalet Bakanlığı'na iki defa posta yoluyla başvurmak için elime geçen her para miktarını kullandım. Rahat uyuyabilmek ve dinlenerek sağlığımı korumak için birkaç defa otellerde kaldım, dilekçe metinlerini orada hazırlamaya çalıştım. Adalet bakanlığına iki defa başvurdum. Mahkemenize eksik evrak verilmiş, içinde kanıtlar olan dosyayı savsaklamışlar. Aynı zamanda Ağır Ceza Mahkemesi'ne başvurum da savsaklandı. Dosyam önce adliyeden çalındı. Konuyla ilgili evrak kaybetme davası ( Soruşturma Yıl/No: 2013/129618-19.09.2013 - T.C. İstanbul Cumhuriyet Savcılığı) açtım ancak şikâyet işlemlerimi yaparken beni adliyenizin takipsizlik bürosundan arayarak evrakın onlarda olduğunu söylediler ve orada çok uzun süre savsakladılar evrakı. Adliyeniz sınırları için sürekli taciz ve tehtid edildiğim için, özel güvenlik şirketi sürekli iftira ve suçlama faaliyetleri sürdürüp önce tehtidler ve hakaretler, şikâyet ettikten sonra gülerek alay etme ve kışkırtma şeklinde rahatsız ettiği için başvurumu T.C. İstanbul Adliyesi Muhabere Bürosu yoluyla yapmıştım ve orada bana iftira atan bir polis memurunun ithamlarına maruz kalmıştım. Aynı gün adliye özel güvenlik şirketi olan Akdeniz Özel Güvenlik Şirketi aynı dosyada suçlandığı için beni adliye sınırları içinde asılsız suçlamalar ile tedirgin etmeye ve strese sokmaya çalışmıştı. İki yıl boyunca sanal ortamda ( sosyal medya profillerim ve resmi internet sitem www.cevatcaliskan.com vasıtasıyla) dini toplulukların üyesi olan ve/veya siyasi partilerde görevli olan iş adamlarının işlemiş olduğu milyonlarca liralık suçları (imza sahteciliği, vergi dolandırıcılığı, rüşvet almak ve vermek, kamu ihalesi yolsuzluğu v.b.) teşhir etmemdir. Resmi internet sitemde il emniyet müdürlüğünün geçmişte suç işlemiş olan polis memurlarının ceza almasını engellemek için bu suçları görmezden gelmesini, sanıklarla suç ortağı olduğunu anlatmış ve yapmış olduğum suçlamaların kanıtlarını ortaya koymuştum. Sanıklar beni maddi ve manevi olarak yıprattı, onlardan davacı olunca ihbar adı altında iftira atıp haklarımı gasp etmek istedi ve bu dava açıldı. 9

Ekte verimiş olduğum iki soruşturmaya ( T.C. İçişleri Bakanlığı İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Sultangazi ve Maltepe İlçe Emniyet Müdürlükleri ile ilgili Soruşturma Yıl/No : 2013/78622 ve T.C. Adalet Bakanlığı İstanbul Anadolu Adliyesi Özel Güvenlik Şirketi ve diğer birkaç özel güvenlik şirketi hakkında Soruştruma Yıl/No : 2013/98392 ) itiraz dilekçemde olaylar ayrıntılı olarak anlatılmıştır. Bu dilekçenin içeriği ekteki gibidir. Bu soruşturmalar aylarca savsaklanarak bu süre içinde iftiralar attılar, iş bulmamı engellediler ve ikamet ettiğim adreslerde günün 24 saati boyunca beni sinirlendirecek sözlü tacizlerle, ithamlar ile uyumamı ve çalışmamı engellediler. Yaklaşık 10 ay boyunca doğru dürüst para kazanamadım, girmiş olduğum iş yerlerinde iftira ve hakaretlere maruz kaldım. İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü'nden şikâyetçi ve davacı olduğum için sanıklar beni "devlet düşmanı, devletten şikâyetçi olan jigolo" gibi hakaret ve iftiralar ile tehtid ve taciz etti. Maddi imkânlarımı yok edince beni aç kalma ve kiramı ödeyemeyerek sokakta kalma tehtidi ile ailemin yanına yerleştirdiler. Anne ve babamdan bu dava ile ilgili şikâyetçiyim, bu dosyada benim lehime ifade vermelerine rağmen onların şahitliklerini kabul etmiyorum çünkü onlar bu davada bir taraftır.sanıklar hakkında yazdığım yazılar nedeniyle kapatmamı istedikleri resmi internet sitemle ilgili tehtidleri annemin ağızından yapıyordular. Gaziosmanpaşa 2. Asliye Ceza Mahıkemesi'nde açmış olduğum adam yaralama davasını ailemin ücretini ödemiş olduğu avukatı azlederek 6 yıl savsaklandıktan sonra kazandım. Ailem bu davada okuldan mezun olmamı ve gelir sahibi olmamı engellediği için ve bu davada sanıkların lehine beni çalışamayacak şekilde taciz ve tehtid ettiği için tazminat talep etmemden ve davacı olmamı engellemeye çalışıyordu ve komşularla birlikte sözlü taciz ve kavgalarla yaklaşık 18 ay uyumamı engellediler. Çok uzun yıllardır annemin akrabaları ile birlikte kavgalar çıkararak eğitimime zarar verdiler, okuldan mezun olmamı engellediler. Onların bu davranışlarından şikâyetçi olduğum için beni dava etmiş olduğum polis memurları ile birlikte anlaşarak ve kendi isteğim dışında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları hastanesine yatırıyordular, hastanede tehtid ve baskı altında tutarak taburcu ettikten sonra "şikâyetçi değilim" şeklindeki ifadeleri polis memurlarına baskı altında aldırtıyordular. Senelerdir kendilerinden şikâyetçi olduğum için ekteki dilekçede açıklamış olduğum olaylar meydana geldi. Bütün soruşturmalar savsaklandı, bu arada ikamet ettiğim adreslerde ve çalıştığım iş yerlerinde "devlete dava açan devlet düşmanı" diye itham edilerek baskı ve hakarete maruz kaldım, çalışmam ve uyumam engellendi. Dış görünüşüm bozuldu, sağlıklı bir yaşam sürdüğüm için iyi muhafaza etmiş olduğum genç görünümümü yok ederek yaşımı ilerlettiler. Sağlıksız yaşayan insan görünümü yarattılar. Bakırköy devlet hastanesinden şikâyetçiyim ve bu nedenle beni kasıtlı olarak İstanbul'un Anadolu yakasında iş verme bahanesi ile getirip yıpratarak başka bir hastaneye yalan rapor verdirdiler. Elinizde bulunan ve T.C. Adalet Bakanlığı'na göndermiş olduğum dilekçenin içeriği kasıtlı olarak eksik verilmiştir. Bu dilekçeyle beraber çok sayıda resmi evrakın kopyesini ve el yazılarımdan oluşan belgeleri kanıt olarak göndermiştim. Sanıkların beni maddi ve manevi yıprattırması, sürekli tehtid etmesi nedeniyle aynı dilekçenin sadece şikâyet metnini işlemleri hızlandırmak için Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'ne gönderdim. Sanıklar kısa metni dosyaya koyarak bakanlığın Özel Kalem Dilekçe Bürosu'na göndermiş olduğum dilekçe ve evrakları savsaklıyorlar. Bu süre içinde T.C. İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki takipsizliğe itiraz başvuru dosyamı T.C. İstanbul Adliyesi Muhabere bürosundan çalarak beni başvurumdan iki gün sonra kendi isteğim dışında Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne şiddetle itiraz etmeme rağmen kapatıldım. Suçladığım polis memurları tarafından kaçırıldığımı söylememe rağmen Dr. Fuat adındaki hekim beni hastaneye yatırdı ve orada hasta bakıcıların uzaktan bağırarak yaptığı tacizlerin altında baskı altına alındım. Resmi internet sitemi ve oradaki yazıları biliyordular, bazı devlet görevlileri ve siyasi gruplar hakkımdaki yazılar nedeniyle bana düşman olmuştular. Beni muayene eden Dr. Özgür Aycan Akdur söylediğim hiç bir şeye kasıtlı olarak inanmadı, beni baskı ve tehtid altında tuttu. Uzman Doktor Merih Altıntaş ve diğer hekimler kendi isteğim dışında beni tedavi adı altında, tehtid ve baskı altında tutmak için, kendi amaçlarına uygun teşhis koydular ve tutuklatma tehtidi altında beni 10

kontrollere çağırdılar. Bu yasadışı yatırılışım için sonradan mahkeme emri çıkaracaklarını söyleyerek beni dolandırmaya çalıştılar. Hastaneden çıkınca akli dengemin yerinde olduğunu söyleyip iyi durumda olmamı ilâçlara bağlayarak açılacak olan soruşturmalar için dolandırıcılık yaptılar. Benim akli dengem hastaneye yatırılmadan önce de yerinde idi ancak sanıkları destekleyenler tarafından toplu taşıma araçlarında, ikamet ettiğim dairede ve çalıştığım yerlerde kesintisiz olarak beni sinirlendirip tutuklatmaya, vermiş olduğum şikâyet dilekçelerini ortadan kaldırmaya çalıştılar. Sürekli stres ve gerilim içinde tuttular ve birkaç yerde küfür ettirdiler, bu küfürleri siyasi diye gösterdikleri saldırılar için kullandılar. Ekteki dilekçede verilmiş olan soruşturmalarda ayrıntılı bilgi mevcuttur. Her yerde taciz ettikleri için oradaki metinlerin içeriğinde bazı hatalar olmasını kanıt olarak gösteriyorum. Davayı açmış olduğum adliyenizde adliye personelinin tehtidlerine ve hakaretlerine maruz kalıyordum. Bu personel bana iftira attırarak yapmış olduğum suçlamalardan kurtulmaya teşebbüs etti, benim hukuki ehliyetimi gasp etmek ve kavgalı olduğum ailemin baskısı ve vesayeti altına veremek istedi. T.C. Sağlık Bakanlığı'ndan şikâyetçi ve davacıyım, herhangi bir devlet hastanesine muayene için götürülmeyi red ediyorum, kendi isteğimle de gitmeyeceğim. Ayrıca bu olaylar ile ilgili bilgileri ve suçlamaları küfürlü ifadelerle yaklaşık iki yıldır internette, özellikle resmi internet sitem www.cevatcaliskan.com' da yazmış ve teşhir etmiş olmama rağmen, devlet görevlilerine ağır küfürler etmiş olmama rağmen bu internet sitesinin kapatılması için dava açılmamış olmasını kanıt olarak gösteriyorum. Bana iftira atarak bu davanın açılmasına neden olan devlet memurlarında kişi başına 50 bin Türk Lirası tazminat talebimi açmış olduğum evrak kaybetme davası dilekçemde belirtmiştim. Bu davanın Soruşturma Yıl/No : 2013/129618, tarihi 19.09.2013 idi. Gereğinin yapılmasını arz ederim. Saygılarımla, T.C. Kimlik No: 15055262556 Adres : Cebeci Mahallesi 2540 Sokak No: 18 D: 2 Sultangazi/ İstanbul Telefon : 0 537 057 68 68 E-posta : insaat@hotmail.com Ek : T.C. İçişleri Bakanlığı İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Sultangazi ve Maltepe İlçe Emniyet Müdürlükleri ile ilgili Soruşturma Yıl/No : 2013/78622 ve T.C. Adalet Bakanlığı İstanbul Anadolu Adliyesi Özel Güvenlik Şirketi ve diğer birkaç özel güvenlik şirketi hakkında Soruştruma Yıl/No : 2013/98392 ile ilgili takipsizlik itiraz dilekçesinin metni (dilekçedeki kanıtlar kendi dosyası içinde, bu dilekçe ile birlikte vermiyorum). Bu başvurum şu an T.C. İstanbul Adliyesi 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde bulunuyor ve aylardır savsaklanıyor. 11

T.C. İSTANBUL GAZİOSMANPAŞA 1. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NE Dosya Yıl /No : 2013/1053 ile ilgili 19.11.2013 Yalan ihbar yaparak bu dosyanın açılmasına sebep olanlardan (GAZİOSMANPAŞA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI BAKANLIK MUHABERE BÜROSU) şikâyetçi ve davacıyım. Kendilerinin bana olan düşmanlıklarının sebebi, iftira ile haklarımı gasp etmeye çalışmalarının sebebi ve şikâyetimin gerekçeleri aşağıda açıklanmıştır. Bu konuyla ilgili ayrıntılı bilgiler ve kanıtlar T.C. İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi ndeki dosyada (dosya ile ilgili evraklar ektedir) mevcuttur, dosyanın incelenmesine devam ediliyor ve sanıklar iftira atarak soruşturma dolandırıcılığı yapıyor, mahkemenin vereceği kararı değiştirmek için bana maddi ve manevi olarak zarar veriyorlar. BİMER vasıtasıyla açtırmış olduğum içişleri ve adalet bakanlıkları soruşturmalarında dolandırıcılık yapmış olan, yani soruşturmaları sanık ilçe emniyet müdürülüklerine ve karakollara yaptırmış olan BİMER görevlileri hukuki ehliyetimi gasp ederek hakkımı aramamı engellemeye çalışıyorlar. Soruşturmalarının çoğunun sonuçları bana bildirilmedi, kavga ederek öğrendiğim sonuçlar da yalan idi. BİMER soruşturmalarının ayrıntılı bilgilerini ekteki soruşturma şikâyet dilekçelerinde bulabilirsiniz, soruşturmaların tarihleri ve numaraları mevcut. T.C. İçişleri Bakanlığı, T.C. Sağlık Bakanlığı ve T.C. Adalet Bakanlığı ndan şikâyetçi ve davacıyım. Vermiş olduğum şikâyet dilekçeleri sonucunda açılan soruşturmalarda sanıklar beni günün 24 saati ikamet etmekte olduğum adreslerde ve çalıştığım adreslerde kesintisiz olarak taciz ve tehtid ettirerek somut bilgiler ve kanıtlar sunmamı engellediler. Yazmış olduğum dilekçeleri büyük stress ve sinirli bir ruh hali (bana 31 çektin, tüm şehre masturbasyoncu olduğunu duyurduk, faşist, sevdiğin kızı sinkaf ettik, şerefini sinkaf ettik, karını sinkaf ettik, ananı sinkaf ettik şeklinde lafları aralarında konuşuyormuş gibi yaparak yüzlerce defa söyledikten sonra bu sözleri üzerime almamı sağladılar, buna alınganlık diyerek benimle alay ettiler ve sinirlendirdiler) içinde yazdım ve okumadan teslim ettim çünkü bu dilekçeleri yazmakta olduğum mekânlarda (ikamet ettiğim adres, oteller, hamburgerci, lokanta,v.b. yerler) beni sapıkça takip eden ve taciz eden şahıslar vardı, müşterisi olduğum iş yerleri (Burgerking, Starbucks, MC Donald s, BİM Market, Saray Muhallebicisi, Hacıoğlu Lahmacun, Simit Sarayları v.b. markaların şubeleri) çalışanları beni açık şekilde tehtid ve taciz ediyor, yazı yazmamı ve okumamı engelliyordurlar. İkamet ettiğim adreslerde 4 saatten fazla uyumama izin vermiyordular. İş bulmamı engellediler ve eğer ilâç tedavisini kabul etmezsem ve İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü ile ilgili şikâyetlerimden vazgeçmezsem mühendislik yapmama izin vermeyeceklerini, açlıktan öldüreceklerini söyleyerek tehtidler savurdular. Maltepe Aydınevler Mahallesinde kiralamış olduğum bahçe katı dairesinde ikamet ettiğim dönemde tüm maddi imkânlarımı ve çalışma hürriyetimi gasp 12

ederek elimdeki değerli eşyaları çok düşük fiyatlara satmama neden oldular. Büyük maddi ve manevi zarara uğrattılar. Büyük borç yükü altına sokarak kendilerinden şikâyetçi ve davacı olduğum annem, babam ve kız kardeşimle aynı evde yaşamaya zorladılar. Somut bilgiler ekteki dava dosyası içeriklerinde ve evraklarda mevcuttur. İl Özel İdaresine bağlı herhangi bir devlet hastanesine muayene için gönderilmeyi veya kendi rızamla gitmeyi red ediyorum çünkü T.C. Sağlık Bakanlığı açılmış olan bu davada benim hakkımda rapor verecek bir kurum değildir, kendisi bu davada taraftır. T.C. Sağlık Bakanlığı'na bağlı hastanelerden davacı ve şikâyetçiyim. Aynı şekilde açılmış olan ve T.C. İstanbul Anadolu 13. Sulh Mahkemesi nde olan dosyadan da şikâyetçi ve davacıyım. Bu iki dava kamu yararına değildir, haklarında şikâyet dilekçesi vermiş olduğum kamu görevlilerinin mahkemede yargılanması için dolandırıcılık yapmak amacıyla açtırılmıştır. İkinci dosyanın bilgileri : Bu dilekçedeki bilgiler ile ilgili somut şahıs ve adres bilgileri, ayrıntılı anlatımlar ekteki Ağır Ceza Mahkemesi'ne takipsizlik itiraz başvurusu (Dosya Yıl/No : 2013/78622) dilekçe metninde mevcuttur. T.C. İstanbul Anadolu Adliyesi ne başvurarak İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Sultangazi ve Maltepe İlçe Emniyet Müdürlüklerinden şikâyetçi olmam üzerine ve dosyamda geçmişte bazı Cumhuriyet Savcıları'nın benden baskı ve tehtidle ifade aldığını belirten yazılar bulunması nedeniyle soruşturmaları yürüten savcılar adaleti savsakladı ve çok zaman kaybına neden olduktan sonra takipsizlik kararı verdiler. Bu süre içinde tüm maddi imkânlarımı ve çalışma hürriyetimi gasp eden sanıklar günlerce uyumamı, doğru dürüst beslenmemi ve para kazanmamı engellediler. Çok sayıda olay yaratarak ve tehtid, taciz, yıpratmalara devam etmeleri nedeniyle dosyama ek ifadeler koymak için aynı adliyeye gittim. Adliye özel güvenlik şirketi elemanları beni değişik şekillerde taciz ve tehtid ettiler, adliyeyi güvensiz görmem için sürekli gerilim yarattılar. Şehirdeki diğer özel güvenlik şirketlerini kışkırtarak değişik mekânlarda tehtid ve taciz edilmeme neden oldular. Tüm işlemler savsaklanınca kendilerinden şikâyetçi oldum. Adliye özel güvenlik şirketi elemanları ben ifade verirken bile koridorlardan tehtidler savuruyor, savcının huzuruna çıkmadan önce beni tehtid ve tedirgin ediyordular. Adliyedeki özel güvenlik kameralarının kayıtları onların ellerinde olduğu için benzer sahneler yaratarak bu sahnelerde etrafımda dolaşarak şakalar yaptılar, gerçek taciz görüntüleri ile alâkası olmayan görüntüler yarattılar. İkamet ettiğim adreslerde ölüm tehtidleri savuran sanık taraftarları hafta sonları nöbetçi savcıya gitmeme neden oldular, gittiğimde de özel güvenlik şirketi elemanları kafamı karıştıracak şekilde etrafımı sarıp bana hitap ediyor, beynimi durdurup saçma bir söz söylemem için kafamı karıştırıyordular. 13

T.C. Adalet Bakanlığı'na telefon etmem üzerine görüştüğüm memur Başsavcı ile görüşmemi tavsiye etti. Adliye personeli uzun süredir beni tehtid ve taciz ettiği için görevli bayan memur (tesettür giymiş, başörtüsü takmış genç bir bayan) beni değişik şekillerde savsaklayıp başsavcıyla görüştürmeden göndermek için kandırmaya çalıştı. Başsavcı vekilleri ile görüşmeye çalıştım ancak bir başsavcı vekili yardımcısı benden tüm şikâyetlerimi dinlemesine rağmen adliye personelini suçladığım için beni Başsavcı ile görüştürmedi. Dosyalar ve işlemler savsaklanıyor, bu süre içinde maddi ve manevi olarak yıpratılıyor, sürekli taciz altında tutuluyordum ve sebep olarak bazı siyasi grupların saldırısı gösteriliyordu, genellikle yanında çocuk olan kadınları veya yaşlı kadınları kullanıyordular beni tehtid etmek için. 2011 yılında çalıştığım inşaat firmaları ortak ofisinde çok sayıda suç işlendiği için ve beni suça zorladıkları için her şeyi polise ihbar etmiştim ve bu ihbarlarımı resmi internet sitem www.cevatcaliskan.com da yayınlamıştım. Bu nedenle CHP İstanbul İl Örgütü ve Süleymancılar Cemaati ile kavgalıydım, ancak sadece resmi yolla şikâyetçi oldum ve onlar bana yasadışı şekilde saldırdı. İşverenlerim bu topluklarda görevli ve yönetici idi ve çok sayıda suç işleyerek milyonlarca liralık kazanç elde etmişlerdi. İEM polis memurları kendilerinden şikâyetçi olduğum için uğradığım saldırılara destek veriyor, benim can ve mal güvenliğimi sağlamıyordu. Benim için zamanın önemi büyüktü. HSYK bürosuna (aynı katta bulunuyor) başvurup durumu anlattım, aylardır para kazanmamı engellediklerini ( İnşaat Mühendisiyim, eğer bu olaylar olmasaydı normal şartlar altında gelirim 4000TL civarında olacaktı. Şu an çalışıyorum ancak o kadar para kazanamıyorum çünkü birikmiş borçlarım nedeniyle daha düşük bir ücreti hemen kabul ettim) söyledim. Aynı odada ve odanın kapısında bulunan yukarıda söz ettiğim bayan ve bir özel güvenlik görevlisi, ben görevli memurla konuşurken, kafamı karıştırmak için sözlü tacizde bulunup kafamı karıştırdılar, benden "şerefsiz varoş özel güvenlikçiler" şeklinde lâf etmem için kendileri bu sözü söyleyip etkilemeye çalışıyordular. Hepsi taraf oldukları için ve şikâyetçi olduğum polis memurları ile adliye personeli, memurları uzun zamandır para kazanmamı engelleyen sanıklar oldukları için "varoş memurlar" şeklinde bir ifade kullanarak aramızdaki düşmanlığı ortaya koydum. Beni savsakladıkları için ve orada kendilerini adliye içinde çete kurmakla suçladığım için "tesettürlü kadınları resmi dairelerde işe alarak siyasi çetelerin kurulmasına neden oluyorlar" şeklinde bir ifade kullandığım için siyasi saldırı düzenlediler. O bayan arkamdan "MHP şikâyetçi olmasına izin vermez" şeklinde bir lâf etti. Adliye sınırları dışında çok büyük taciz ve tehtidlere maruz kalmama ve maddi imkânlarımın sınırlı olmasına rağmen T.C. Adalet Bakanlığı'na iki defa posta yoluyla başvurmak için elime geçen her para miktarını kullandım. Rahat uyuyabilmek ve dinlenerek sağlığımı korumak için birkaç defa otellerde kaldım, dilekçe metinlerini orada hazırlamaya çalıştım. Adalet bakanlığına iki defa başvurdum. Mahkemenize eksik evrak verilmiş, içinde kanıtlar olan dosyayı savsaklamışlar. Aynı zamanda Ağır Ceza Mahkemesi'ne başvurum da savsaklandı. Dosyam önce adliyeden çalındı. Konuyla ilgili evrak kaybetme davası ( Soruşturma Yıl/No: 2013/129618-19.09.2013 - T.C. İstanbul Cumhuriyet Savcılığı) açtım ancak şikâyet işlemlerimi yaparken beni T.C. İstanbul Anadolu Adliyesi nin takipsizlik bürosundan arayarak evrakın onlarda olduğunu söylediler ve orada çok uzun süre savsakladılar evrakı.dosyada kanıt olarak bulunan bir fezlekeyi dosyadan ayırarak sanıklara kimlikleri yeterince açık olmadığı gerekçesiyle takipsizlik kararı çıkarttırmışlar. Takipsizlik kararı da bana annem tarafından şantaj ve tehtid altında, kendi rızam dışında kaçırılarak sanık polisler tarafından kapatıldığım Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi nde bildirildi. Takipsizliğe itiraz süresi dolmadan beni akıl hastanesinden taburcu etmediler. Sebebi hem İEM nden hem de Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Devlet Hastanesi nden şikâyetçi olmam ve o hastanenin doktorları tarafından yıllarca tehtid ederek yasadışı şekilde ilâç kullandırtmış olmaları idi. T.C. İstanbul Anadolu Adliyesi sınırları için sürekli taciz ve tehtid edildiğim için, özel güvenlik şirketi sürekli iftira ve suçlama faaliyetleri sürdürüp önce tehtidler ve hakaretler, şikâyet ettikten sonra gülerek alay etme ve kışkırtma şeklinde rahatsız ettiği için başvurumu (Başvuru No: 2-4186) T.C. İstanbul Adliyesi Muhabere Bürosu yoluyla 14

yapmıştım ve orada bana iftira atan bir polis memurunun ithamlarına maruz kalmıştım. Aynı gün adliye özel güvenlik şirketi olan Akdeniz Özel Güvenlik Şirketi aynı dosyada suçlandığı için beni adliye sınırları içinde asılsız suçlamalar ile tedirgin etmeye ve strese sokmaya çalışmıştı. Beni suçlayan laflar ettiler, iki defa asansörlerde kapalı kaldım, ağır ceza mahkemeleri evrak memurları beni önce 6., sonra 21., sonra da 8. Ağır ceza mahkemelerine yönlendirerek adliye içinde koşuşturup yorgun düşmeme neden oldular, işlemler bitince ve adliyeden çıktığımda sağ ayağıma felç girecek şekilde zorlanmıştım. Özel güvenlik şirketlerinin ve siyasi grup üyelerinin bana saldırmalarının sebebi iki yıl boyunca sanal ortamda ( sosyal medya profillerim ve resmi internet sitem www.cevatcaliskan.com vasıtasıyla) dini toplulukların üyesi olan ve/veya siyasi partilerde görevli olan iş adamlarının işlemiş olduğu milyonlarca liralık suçları (imza sahteciliği, vergi dolandırıcılığı, rüşvet almak ve vermek, kamu ihalesi yolsuzluğu v.b.) teşhir etmemdir. Resmi internet sitemde il emniyet müdürlüğünün geçmişte suç işlemiş olan polis memurlarının ceza almasını engellemek için bu suçları görmezden gelmesini, sanıklarla suç ortağı olduğunu anlatmış ve yapmış olduğum suçlamaların kanıtlarını ortaya koymuştum. Sanıklar beni maddi ve manevi olarak yıprattı, onlardan davacı olunca ihbar adı altında iftira atıp haklarımı gasp etmek istedi ve bu dava açıldı. Somut bilgi ve şahıs kimlikleri ekteki evraklarda mevcuttur. Ekte verimiş olduğum iki soruşturmaya ( T.C. İçişleri Bakanlığı İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Sultangazi ve Maltepe İlçe Emniyet Müdürlükleri ile ilgili Soruşturma Yıl/No : 2013/78622 ve T.C. Adalet Bakanlığı İstanbul Anadolu Adliyesi Özel Güvenlik Şirketi ve diğer birkaç özel güvenlik şirketi hakkında Soruştruma Yıl/No : 2013/98392 ) itiraz dilekçemde olaylar ayrıntılı olarak anlatılmıştır. Bu dilekçenin içeriği ekteki gibidir. Bu soruşturmalar aylarca savsaklanarak bu süre içinde iftiralar attılar, iş bulmamı engellediler ve ikamet ettiğim adreslerde günün 24 saati boyunca beni sinirlendirecek sözlü tacizlerle, ithamlar ile uyumamı ve çalışmamı engellediler. Yaklaşık 10 ay boyunca doğru dürüst para kazanamadım, girmiş olduğum iş yerlerinde iftira ve hakaretlere maruz kaldım. İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü'nden şikâyetçi ve davacı olduğum için sanıklar beni "devlet düşmanı, devletten şikâyetçi olan jigolo" gibi hakaret ve iftiralar ile tehtid ve taciz etti. Maddi imkânlarımı yok edince beni aç kalma ve kiramı ödeyemeyerek sokakta kalma tehtidi ile ailemin yanına yerleştirdiler. Anne ve babamdan bu dava ile ilgili şikâyetçiyim, bu dosyada benim lehime ifade vermelerine rağmen onların şahitliklerini kabul etmiyorum çünkü onlar bu davada bir taraftır.sanıklar hakkında yazdığım yazılar nedeniyle kapatmamı istedikleri resmi internet sitemle ilgili tehtidleri annemin ağızından yapıyordular. Gaziosmanpaşa 2. Asliye Ceza Mahıkemesi'nde açmış olduğum adam yaralama davasını ailemin ücretini ödemiş olduğu avukatı azlederek 6 yıl savsaklandıktan sonra kazandım. Ailem bu davada okuldan mezun olmamı ve gelir sahibi olmamı engellediği için ve bu davada sanıkların lehine beni çalışamayacak şekilde taciz ve tehtid ettiği için tazminat talep etmemden ve davacı olmamı engellemeye çalışıyordu ve komşularla birlikte sözlü taciz ve kavgalarla yaklaşık 18 ay uyumamı engellediler. Çok uzun yıllardır annemin akrabaları ile birlikte kavgalar çıkararak eğitimime zarar verdiler, okuldan mezun olmamı engellediler. Onların bu davranışlarından şikâyetçi olduğum için beni dava etmiş olduğum polis memurları ile birlikte anlaşarak ve kendi isteğim dışında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları hastanesine yatırıyordular, hastanede tehtid ve baskı altında tutarak taburcu ettikten sonra "şikâyetçi değilim" şeklindeki ifadeleri polis memurlarına baskı altında aldırtıyordular. Senelerdir kendilerinden şikâyetçi olduğum için ekteki dilekçede açıklamış olduğum olaylar meydana geldi. Bütün soruşturmalar savsaklandı, bu arada ikamet ettiğim adreslerde ve çalıştığım iş yerlerinde "devlete dava açan devlet düşmanı" diye itham edilerek baskı ve hakarete maruz kaldım, çalışmam ve uyumam engellendi. Dış görünüşüm bozuldu, sağlıklı bir yaşam sürdüğüm için iyi muhafaza etmiş olduğum genç görünümümü yok ederek yaşımı ilerlettiler. Sağlıksız yaşayan insan görünümü 15

yarattılar. Bakırköy devlet hastanesinden şikâyetçiyim ve bu nedenle beni kasıtlı olarak İstanbul'un Anadolu yakasında iş verme bahanesi ile getirip yıpratarak başka bir hastaneye yalan rapor verdirdiler. T.C. İstanbul Anadolu 13. Sulh Hukuk Mahkemesi ne verilmiş olan ve T.C. Adalet Bakanlığı'na göndermiş olduğum dilekçenin içeriği kasıtlı olarak eksik verilmiştir. Bu dilekçeyle beraber çok sayıda resmi evrakın kopyesini ve el yazılarımdan oluşan belgeleri kanıt olarak göndermiştim. Sanıkların beni maddi ve manevi yıprattırması, sürekli tehtid etmesi nedeniyle aynı dilekçenin sadece şikâyet metnini işlemleri hızlandırmak için Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'ne gönderdim. Sanıklar kısa metni dosyaya koyarak bakanlığın Özel Kalem Dilekçe Bürosu'na göndermiş olduğum dilekçe ve evrakları savsaklıyorlar. Bu süre içinde T.C. İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki takipsizliğe itiraz başvuru dosyamı T.C. İstanbul Adliyesi Muhabere bürosundan çalarak beni başvurumdan iki gün sonra kendi isteğim dışında Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne şiddetle itiraz etmeme rağmen kapatıldım. Suçladığım polis memurları tarafından kaçırıldığımı söylememe rağmen Dr. Fuat adındaki hekim beni hastaneye yatırdı ve orada hasta bakıcıların uzaktan bağırarak yaptığı tacizlerin altında baskı altına alındım. Resmi internet sitemi ve oradaki yazıları biliyordular, bazı devlet görevlileri ve siyasi gruplar hakkımdaki yazılar nedeniyle bana düşman olmuştular. Beni muayene eden Dr. Özgür Aycan Akdur söylediğim hiç bir şeye kasıtlı olarak inanmadı, beni baskı ve tehtid altında tuttu. Uzman Doktor Merih Altıntaş ve diğer hekimler kendi isteğim dışında beni tedavi adı altında, tehtid ve baskı altında tutmak için, kendi amaçlarına uygun teşhis koydular ve tutuklatma tehtidi altında beni kontrollere çağırdılar. Bu yasadışı yatırılışım için sonradan mahkeme emri çıkaracaklarını söyleyerek beni dolandırmaya çalıştılar. Hastaneden çıkınca akli dengemin yerinde olduğunu söyleyip iyi durumda olmamı ilâçlara bağlayarak açılacak olan soruşturmalar için dolandırıcılık yaptılar. Benim akli dengem hastaneye yatırılmadan önce de yerinde idi ancak sanıkları destekleyenler tarafından toplu taşıma araçlarında, ikamet ettiğim dairede ve çalıştığım yerlerde kesintisiz olarak beni sinirlendirip tutuklatmaya, vermiş olduğum şikâyet dilekçelerini ortadan kaldırmaya çalıştılar. Sürekli stres ve gerilim içinde tuttular ve birkaç yerde küfür ettirdiler, bu küfürleri siyasi diye gösterdikleri saldırılar için kullandılar. Ekteki dilekçede verilmiş olan soruşturmalarda ayrıntılı bilgi mevcuttur. Her yerde taciz ettikleri için oradaki metinlerin içeriğinde bazı hatalar olmasını kanıt olarak gösteriyorum. Davayı açmış olduğum adliyenizde adliye personelinin tehtidlerine ve hakaretlerine maruz kalıyordum. Bu personel bana iftira attırarak yapmış olduğum suçlamalardan kurtulmaya teşebbüs etti, benim hukuki ehliyetimi gasp etmek ve kavgalı olduğum ailemin baskısı ve vesayeti altına veremek istedi. Ayrıca ekteki soruşturma evraklarının daha kapsamlı ve geniş olanları kendi dosyalarında mevcuttur, evrakların bir kısmını ekte sunuyorum. T.C. Sağlık Bakanlığı'ndan şikâyetçi ve davacıyım, herhangi bir devlet hastanesine muayene için götürülmeyi red ediyorum, kendi isteğimle de gitmeyeceğim. Ayrıca bu olaylar ile ilgili bilgileri ve suçlamaları küfürlü ifadelerle yaklaşık iki yıldır internette, özellikle resmi internet sitem www.cevatcaliskan.com' da yazmış ve teşhir etmiş olmama rağmen, devlet görevlilerine ağır küfürler etmiş olmama rağmen bu internet sitesinin kapatılması için dava açılmamış olmasını kanıt olarak gösteriyorum. Bana iftira atarak bu davanın açılmasına neden olan devlet memurlarında kişi başına 50 bin Türk Lirası tazminat talebimi açmış olduğum evrak kaybetme davası dilekçemde belirtmiştim. Bu davanın Soruşturma Yıl/No : 2013/129618, tarihi 19.09.2013 idi. BİMER e yapmış olduğum son başvurunun numarası ektedir ve bu soruşturmada suçladığım Kaymakamlık ve İlçe Emniyet Müdürlüğü açıkça özgürlüğümü gasp etmek ve soruşturma dolandırıcılığı yapmak için davacı olmamı engelledikleri hastaneye sevk etmek istiyorlar. Gereğinin yapılmasını arz ederim. 16