Memmed Arif (Bakû,1904 - Baku, 1975)



Benzer belgeler
BEXTİYAR VAHABZADE TÜRK DÜNYASININ İSTİQLAL ŞAİRİDİR

Neriman Hesenzâde (Kazak 1931)

Memmed Emin Resûlzâde (Bakû/Novhanı, 31 Ocak Ankara, 6 Mart 1955)

Memmed Araz (Nahcıvan-Şahbuz, 14 Ekim 1933)

Qabil (Baku, 1926-) Saysız şer içinde adi şe'rsen Ancaq ne şeriyin, ne ortağın var. Böyük bir axında üzüb gedirsen, Xırdaca gemisen, öz bayrağın var.

ISLAMIC CIVILISATION IN CAUCASIA PROCEEDINGS OF THE INTERNATIONAL SYMPOSIUM BAKU-AZERBAIJAN, 9-11 DECEMBER Edited by

Töfiq Mahmud (Nahavan, 9 Kasım 1931)

Çingiz Hüseynov (Baku, 20 Nisan 1929)

Elm ve Din, Ziddiyyetler ve Oxşar Cehetler Gündüz SÜLEYMANOV

Mirze İbrahimov (Serab, 1911-Baku, 1994)

X - Letif eler - Fıkralar

Tağışahbazi Simurg. (2 Temmuz 1892, Baku - 21 Nisan 1937,?)

Neriman Nerimanov (Tiflis, 14 Nisan Moskova, 19 Mart 1925)

Cefer Cabbarlı (Baku, Baku, 1934)

BAKI DÖVL8T UNİVERSİTETİ İLAHİYY AT F AKÜLT8SİNİN ELMİ M8CMU8Sİ

Hesenbey Zerdâbi (Zerdab, 7 Haziran Bakı, 28 Kasım 1907)

Haşim Terlan. (Baku, 1923)

XIII - Efsaneler ve Revayetler

Aşıq Qerib (Azerbaycan Dastanları, Baku, 1977, s )

11.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Ebdürrehim Haqverdiyev (Şuşa, Bakı, 1933)

''Ses Qullanımın Bilimsel(Elmi) Yolları''

Bextiyar Vahabzâde (Seki, 1925)

Nadirezheri. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Klinik tecrubede,post-partum tiroidite dogusdan aylar sonra ortaya cixdigi ucun gec diaqnoz oyulur.semptomlari ise cox vaxt non-spesifikdir.

ABDULLAH UÇMAN PROF. DR. İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü nden mezun oldu.

DÜNYA GƏNC TÜRK YAZARLAR BİRLİYİ Tel.: TÜRKÜN SƏSİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

Merkez / Bitlis Temel İslam Bilimleri /Tasavvuf Ana Bilim Dalı.

Elekberzade Ebulhesen (Şamaxı, Şamaxı, 1986)

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ

İÇİNDEKİLER SÖZ BAŞI...5 MEHMET ÂKİF ERSOY UN HAYATI VE SAFAHAT...9 ÂSIM IN NESLİ MEHMET ÂKİF TE GENÇLİK... 17

PROF. DR. ABDULLAH UÇMAN

Enver Memmedxanlı (Göyçay, Baku, 1991)


SOVYET DÖNEMİ AZERBAYCAN EDEBÎ TENKİTİNDE MİLLÎ FOLKLOR

BEXTİYAR VAHABZADE TÜRK DÜNYASININ İSTİQLAL ŞAİRİDİR

ORTAK TÜRK YAZı PROBLEMİ HAKKINDA İLK TEZ

İSTİQLALİYET KÜÇESİ. Sovyet devrinin Kommünist prospekti Çarlık zamanının Nikolayevska prospekti

AGRD VE TELEBELERN ANTSOSAL DAVRANIININ KARISININ ALINMASINDA TELM VE TERBYENN ROLU ANTISOCIAL BEHAVIORS OF STUDENTS AND EDUCATION

Toplumların Yeniden Yapılanmasında Edebiyat Adamlarının Rolü ve Sovyetler Döneminde Azerbaycan Örneği *

Hüseyn Cavid - Iblis

MİR CELAL PAŞAYEVİN ARAŞTIRMALARINDA FÜZULİ KONUSU

KAFKAS ÜNIVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESI SLAV DİLLERİ VE EDEBİYATLARI BÖLÜMÜ RUS DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI DERSLERİN İÇERİĞİ I.

Semed Vurgun - Seçilmiş Eserleri Cild IV.

AKADEMİK/İDARİ GÖREVLER Güney-Batı (Oğuz) Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Lisans Öğrenci Danışmanı

Firudinbey Köçerli (Şuşa, Gence, 1920)

İÇİNDEKİLER. Sorular... 9 Ödev... 10

Ünite 1. Celâleyn Tefsiri. İlahiyat Lisans Tamamlama Programı TEFSİR METİNLERİ -I. Doç. Dr. Recep DEMİR

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 KISALTMALAR GİRİŞ İran ve Türk Edebiyatlarında Husrev ü Şirin Hikâyesi BİRİNCİ BÖLÜM Âzerî nin Biyografisi...

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş gazileri ziyaret etti

ÖZGEÇMİŞ. Yrd. Doç. Edebiyat Fakültesi Aİİ- İran 1994 Doçent Edebiyat Fakültesi Aİİ- İran 2001 Profesör Fen, Edebiyat Fakültesi Aİİ- İran 2009

Abdulla Şaiq (Tiflis, 25 Şubat Bakı, 28 Kasım 1959)

AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ. Dokuz Eylül Üniversitesi 1990

Reşidbey Efendiyev (Şeki, Seki, 1942)

NECİP FAZIL KISAKÜREK

Türkiye Sosyal Araştırmalar Dergisi (Turkish Journal of Social Research; ISSN X). Editörler Kurulu Üyeliği.

ISLAMIC CIVILISATION IN CAUCASIA PROCEEDINGS OF THE INTERNATIONAL SYMPOSIUM BAKU-AZERBAIJAN, 9-11 DECEMBER Edited by

Ehmed Cavad. (Seyfeli, 5 Mayıs ?, 1937)

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 11. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

METİNLERİ SINIFLANDIRILMASI

Alibey Hüseynzâde Turan (Salyan, İstanbul, 1941)

ARAŞTIRMA ALANLARI: Çağdaş Azerbaycan Edebiyatı, Azerbaycan matbuatı, Fransız seyyahlar ve seyahatnameler. e- posta:

Novruz un strukturu: arxaik ritual, t Novruz Az özünd d

Ramiz Atabey - Taksi.

Üzeyir Hacıbeyli (Ağcabedi, 18 Eylül Baku, 23 Kasım 1948)

VEFEYÂT. Doç. Dr. Musa Süreyya Şahin

OKUL ÖNCESİ DİN VE AHLÂK EĞİTİMİ

Şerif Mardin in tespitiyle bu coğrafyada en etkili faktör : Din

TÜRKİYE BİLİMSEL VE TEKNOLOJİK ARAŞTIRMA KURUMU YAYIN YÖNETMELİĞİ

Program. AÇILIŞ 15 EKİM :00-12:00 İstanbul Üniversitesi Cemil Bilsel Konferans Salonu

İstanbul Üniversitesi. İstanbul Üniversitesi. Marmara Üniversitesi. Yrd. Doç. Yeni Türk Dili Bartın Üniversitesi 2011

BÖYÜK DƏCCAL Amerika

Türk Dili Anabilim Dalı- Tezli Yüksek Lisans (Sak.Üni.Ort) Programı Ders İçerikleri

Necefbey Vezirov ( Şuşa, Şamahı, 1926 )

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

SEYİD EHMED YESEVİ NİN TÜRK-İSLAM MEDENİYYETİNİN TEŞEKKÜLÜNDE ROLÜ H

İÇİNDEKİLER. 1. BÖLÜM İSLÂMCILIK VE YENİ İSLÂMCI AKIM Yeni İslamcı Akımın Entelektüel Zemini Olarak İslâmcılık...17 Yeni İslâmcı Akım...

Samed Behrengi. Sevgi Masalı. Çeviren: Songül Bakar

AĞAMUSA AHUNDOV UN ARDINDAN. Mehman MUSAOĞLU *1. Dil Araştırmaları, Güz 2015/17:

TOBB ETÜ AKADEMİK YÜKSELTİLME VE ATANMA ŞARTLARI:

Aruzla şiire başlayan sanatçılar, Ziya Gökalp in etkisiyle sonradan hece ölçüsüyle yazmaya başlamışlardır.

İnci Hoca YEDİ MEŞALECİLER

KIRGIZİSTAN-TÜRKİYE MANAS ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ÜYELİĞİNE YÜKSELTİLME VE ATANMA YÖNETMELİĞİ

TOBB ETÜ AKADEMİK YÜKSELTİLME VE ATANMA ŞARTLARI:

Qurbani. Naşı tebib derde derman etmedi, Canan gelip göz evimden ötmedi, '-- Hesret öldüm, elim yara yetmedi, Vezir de menim tek kâmın almasın!

GAZİ ÜNİVERSİTESİ İNGİLİZCE AKADEMİK YAZMA, UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ FAALİYET RAPORU

Adres : CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ/FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ/TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ Muradiye/MANİSA

T.C. ACIBADEM ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ÜYELİĞİNE YÜKSELTİLME ve ATAMA KRİTERLERİ YÖNERGESİ

AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ VE YAYIN LİSTESİ

Ramazan Alkış. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

Mehemmed Hadi (Şamahı, Gence, 1920)

1 İSMAİL GASPIRALI HER YIL BİR BÜYÜK TÜRK BİLGİ ŞÖLENLERİ. Mehmet Saray

Yakup Şakir Ali MEKTEP VE MİLLİ DİL. Parlaq fikir, teren aqıl qazanılır mektepte, Bundan maxrum qalan adam aqir olur elbette.

ÖZ GEÇMİŞ. 1. Adı Soyadı: Oğuzhan KARABURGU 2. Doğum Tarihi: Unvanı: Yrd.Doç.Dr. 4. Öğrenim Durumu:

Bazen tam da yeni keþfettiðiniz, yeni tanýdýðýnýz zamanda yitirirsiniz güzellikleri.

ÖZGEÇMĐŞ VE ESERLER LĐSTESĐ

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl. Lisans Hukuk Ankara Üniversitesi Yüksek Lisans Özel Hukuk Ankara Üniversitesi 1982

Özgeçmiş. Diploma ve akademik ünvanlar ALDIĞI BURSLARI, YERİ, YIL, SÜRESİ. Doç. Dr. Firengiz PAŞAYEVA

Transkript:

Memmed Arif (Bakû,1904 - Baku, 1975) Tenkitçi, edebiyatçi, mütercim, pedagog, naşir, yabancı diller doktoru (1955), profesör (1955), Azerbaycan İlimler Akademisi asil üyesi (1958), "emekdar elm xadimi" (1960), Azerbaycan devlet mükafatı sahibi (1974) Dadaşzade Memmed Arif, 1904 yılında, Bakü'de bir işçi ailesinin çocuğu olarak doğdu. Babasının adı Meherrem'dir. Bakü'de Rus-Tatar mektebini bitirmiş, Baku Halk Maarifi Enstitüsü'nde (1920-1925), Devlet Universitesi'nin Şark Fakültesi'nde, Moskova'da Sovyet Şarki Halkları İlmi Araştırma Enstitüsü'nun yüksek lisansmda (1920-1931) tahsilini devam ettirmiştir. Azerbaycan Eğitim Bakan yardımcılığı, Devlet Pedagoji Enstitüsü'nun Rus Edebiyatı kürsüsünün başkanı (1932-1938), Edebiyat ve Dil Enstitüsü'nun bölüm başkanı (1938-1939), müdürü (1939-1950, 1952-1959), "Veten Uğrunda" dergisinin redaktörü (1941-1946) görevlerinde bulunmuştur. "Cafer Cabbarlı'nın yaradıcılık yolu" konusunda doktorasını tamamlamıştır (1954). Daha sonraları, Azerbaycan İlimler Akademisi'nin Sosyal Bilimler Bölümü Akademik Katibi (1959), ikinci başkani (1960) olmuş, ömrünün sonuna kadar bu görevde kalmıştır. Edebi faaliyete, 1923 yılında "Molla Nesreddin" dergisinde yayınlanan "Bedgümanam", "Bele Getse Düzeler", "Mersiye Xeberleri" adlı mizah yazılarıyla başlamıştır. 1920-30 yılları arasında yayınlanan dergi ve gazetelerde şiir ve hikayeleri yayınlanmıştır. 1930-1970 yıllan arasında, Azerbaycan'da edebiyat ilminin ve edebi tenkidin bir disiplin olarak ortaya çıkmasında ve gelişmesinde hem bir teşkilatçı, hem de ilim adamı olarak öncü rol oynamıştır. Azerbaycan, Rus ve Dünya halklarının klasik edebiyatı, edebiyat nazariyesi, çağdaş edebi hayat, edebi-medeni ilişkiler araştırmalarının odak noktasmı teşkil etmiştir. O, Azerbaycan edebiyatı tarihini üzerinde çalışılacak bir ilmi disiplin haline getirenlerden biridir. "Müxteser Azerbaycan Edebiyatı Tarbci" (1943-1955), üç ciltlik "Azerbaycan Edebiyatı Tarbci" (1957-1960), iki ciltlik "Azerbaycan Sovet Edebiyatı Tarixi" (1967), "Azerbaycan Sovet Edebiyatı Tarixi" (1963) derlemelerinin müelliflerinden ve baş re-. daktörlerinden biridir. "Azerbaycan Xalgmın Edebiyatı" kitabı Rus, İngiliz ve Fars dillerinde yayınlanmıştır. 1932 yılından beri, ortaokul öğrencileri için yazdığı edebiyat ders kitapları tekrar tekrar basılmış ve okutulmuştur. O, ayni zamanda M.Gogol, L.Tolstoy, A.Çehov, M.Gorki, N.Ostrovski, Evripid, Servantes, İ.Beher, E.Remark ve başkalarının eserlerinden çok güzel tercümeler yapmıştır. Eserleri, eski Sovyet halklarının dillerinde ve başka yabancı dillere tercüme edilmiştir. 6 ciltlik "Çoxmilletli Sovet Edebiyatı Ta-rixi"nin (Moskova, 1970-74) baş redaksiyon heyetinin üyesiydi. İran'da düzenlenen II. Yazarlar Kongresi'ne (1946), Şarkiyatçıların XXV. Beynelmilel Kongresi'ne iştirak etmiştir. Azerbaycan Ali Soveti'nin (parlemento) VI. dönem millet ekili ve başkanlığını yapmıştır. 1975 yılında Bakü'de ölmüş ve devlet mezarlığına defnedilmiştir.

Başlıca eserleri: Cefer Cabbarlının Yaradıcılığı. Bakı, 1961; Semed Vurgunun Dramaturgiyası. Bakı, 1964; Seçilmiş Eserleri (üç cildde), Bakı, 1967-1970; Sovet Edebiyatı. Bakı, 1970. Kaynakça: 1. Azerbaycan Sovet Edebiyatı Tarixi. I-II. cilt ler. Bakı, 1966-1967. 2. Azerbaycan Sovet Edebiyatı Tarixi. Bakı, 1988. 3. Ağayev E. Senetkarlıg meseleleri. Bakı, 1962. 4. Sovet Edebiyatşünaslığının Aktual Prob lemleri (Makaleler mecmuası). Akademik Memmed Arif Dadaşzadenin anadan olmasının 70. illiğine hesr olunur. Baki, 1974. 5. Memmed Arif Dadaşzade. Bibliyoğrafiya. Bakı, 1965. "FERHAD VE ŞİRİN" S.Vurgun ve Nizami. "Xosrov ve Şirin" yoxi, "Ferhad ve Şirin". Ferhad suretinin2 ziddiyyetleri. Şirin sureti. Dramatik mehebbet efsanesi ve ya vetenperverlik dramı? Mehebbete iki cür3 münasibet. Meryem ve Şiruye suretleri. "Ferhad ve Şirin" Azerbaycan ve rus sehnelerinde. Azer baba. Veten, xalq ve qehreman. (M.Arif. Semed Vurgunun Dramaturgiyası, Bakı, 1964, s. 112-131.) I 1939-cu ilden Azerbaycan xalqı Nizami Gencevinin anadan olmasının! 800 illiyine çox ciddi hazırlaşırdı. 1941-ci ilde keçirilecek yubileyes hazırlıq geniş bir şekil almışdı. Görkemli rus şair ve alimlerinin iştiraki ile dahi Azerbaycan şairinin bir çox dillere tercüme edilmesine, eserlerinin elmitenqidi metninin hazırlanmasına başlanmışdı. Azerbaycan şairleri Nizaminin eserlerini ana diline tercüme etmekle beraber, "Xemse" mövzusunda bedii eserler de yazmışdılar. A.Şaiqin "Nüşabe" ve "Fitne" pyesleri Nizami eserleri esasmda6 yaranmışdı7. Nizami mövzusunda bir sıra musiqi eserleri de yaradılmışdı ("Xosrov ve Şirin" operası, "Yeddi gözel" baleti ve s.). Nizami yubileyine hazırlıq işinde feal iştirak eden S.Vurğun "Leyli ve Mecnun" poemasıs esasında orijinal "Ferhad ve Şirin" dramını yazmışdı. Nizami yaradıcılığı, bu dahi şairin romantikası, felsefi ümumileşdirmeleri S.Vurgunu derinden maraqlandırırdı.9 Bir sıra meqalelerinde o, Nizaminin senetkarlığmdan danışmış,ıo sovet yazıcılarını bu böyük senet xezinesinden bacarıqlalı istifade etmeye çağırmışdı. Sovet yazıcılarının İkinci ömumittifaq qurultaymdakı elave me'ruzesindei2 S.Vurğun sovet edebiyyatında müsbet qehremaru necel3 yaratmaq meselesine toxunaraql4 Nizaminin Ferhad suretini misal getirmiş ve sübut etmeyels çalışmışdı ki, sovet edebiyyatında esas diqqet müsbet qehremanm daxili ziddiyyetlerine, zeif cehetlerine yox, mehzl6 müsbet keyfiyyetlerine verilmelidir; zeiflik ve ziddiyyet qehremanm esas müsbet keyfiyyetlerini kölgede buraxmamalıdır, eksine, biz dövrümüzün müsbet cehetlerini ilhamla, qüwetle tesvir etmeliyik, müsbet qehremanın zeiflikleri de özüne mexsus olmalı, onun müsbet tebietinin tezahürü olmalıdır. S.Vurğun demişdi: "Elbette, ele tenqidçi de tapılarl7 ki, desin Ferhadm sadelövhlüyls, deyilen söze asanlıqlal9 inanması onun zeifliyidir, hetta, belke de nöqsanıdır. Lakin onun bu zeifliyi de xarakterin müsbet keyfiyyetidir. Ferhad mehebbetsiz yaşayıb, yarada bilmir. Mehebbet onun üçün idealdir, bütün heyatmın me'nasıdır. Bundan başqa, Ferhad özü namuslu bir adam olduğu üçün, hetta ağlına da getire bilmir ki, bele alçaq yalan söyleyen adam ola biler. Ferhadm inanan adam olması onun düzlüyünden20 ve xarakterinin bütövlüyünden2l emele gelir".22 (Bax: Sovet yazarlarının ikinci ömumittifaq qurultayı. Stenoqrafik hesabat. Moskva, 1954, s. 63. (Rus dilinde)). "Azerbaycan sovet edebiyyatı ve Nizami" me'ruzesinde S.Vurğun Nizaminin yaradıcılığında23 heç bir vaxt köhnelmeyen24 ve sovet edebiyyah üçün de faydah olan meselelerden, Nizaminin xalq he~ yatına, xüsusen zehmetkeş25 adamların heyatına yaxın ohnasmdan, onun eserlerindeki ümumileşdirme qüwetinden, felsefi derinlikden, romantikadan, böyük hümanizmden sohbet acır. Bu me'ruzede S.Vurğun Nizaminin "Xosrov ve Şirin" poemasını tehlil ederek deyir: "Mene ele gelir ki, bu poemanın esas sureti Xosrov yox, Şirin ve Şirin de yox, mehebbetdir. Ele bir saf insan mehebbeti ki, bütün yer üzünün qaba qüweleri, qanun ve adetleri, duygu ve düşünceleri, her şeyi, her şeyi ona tabedir... Mehebbet Nizamide ümumbeşeri seadet ve insanperverlik demekdir" (Bax: "Edebiyyat qezeti", 12 iyun 1947-ci il.). 1. değil 2. tipinin, kahramanının 3. çeşit, tür 4. doğumunun 5. anma gününe 6. temel alarak, faydalanarak 7. meydana gelmişti 8. manzum hikayesini, mesnevisini 9. ilgilendirirdi 10. bahsetmiş, konuşmuş 11. bilgiyle, tecrübeyle 12. tebliğinde, bildirisinde 13. nasıl 14. temas ederek, değinerek 15. ispat etmeye 16. asıl- münhasıran, yalnız 17. bulunur- bulunabilir 18. temiz gönüllü oluşu, saf kalpliliği 19. kolaylıkla 20. doğruluğundan, dürüstlüğünden 21. bütünlüğünden, tamlığından, olgunluğundan 22. ortaya çıkar, meydana gelir 23. sanatında 24. eskimeyen 25. emekçi, işçi

Bütün bunlardan görünür ki, Nizami yaradıcılığı S.Vurgunu derinden maraqlandırmışdır. Bu marağın ehemiyyetli ceheti ondan ibaretdir ki, S.Vurgunun yaradıcılıq prinsipleri be'zi nöqtelerde Nizami yaradıcılığı ile temas edir. Xüsusen müsbet qehremanları böyük bir mehebbetle romantikleşdirmeye ve felsefi ümumileşdirmeye meyi eden S.Vurgun Nizamide de, her şeyden evvel, bu ceheti beyenirdi. O bilirdi ki, yalnız Nizami deyil, Homer, Firdovsi, Şekspir, Tolstoy kimi cahanşümul senetkarlar tesvir etdikleri hadiseler ve qehremanlar vasitesi ile eyni zamanda öz dövrlerinin hüdudlarını aşan, gelecekle sesleşenl böyük ümumbeşeri meseleler qoymuşlar, felsefi ümumileşdirmeler vermişler. Bununla bele,2 Nizaminin yaradıcılıq tefekküründeki vüs'et, humanizmindeki derinlik, insanın necib qüvvelerine inammdakı3 möhkemlik, müsbet me'nevi keyfiyyetleri tecessüm etdiren suretleri4 romantikleşdirme üsulu onu çox düşündürürdü. Bir dramaturq5 kimi S.Vurgun Nizaminin eserlerindeki geniş epik tesvir ile beraber keskin dramatik veziyyetleri, ehtiraslarm şiddetli toqquşmasıni6 çox beyenirdi. O deyirdi ki, Nizami dramaturq olmasa da, "onun poemalarında7 biz Şekspir dramatizmini xatırladan gergin sehnelere ve veziyyetlere rast gelirik. Şairin yaradıcılığmdakı bu cehet, qüvvetli dramatik konfliktler,8 gözel dramatik9 dialoq ve monoloqlar yaratmaqda bize kömek ede biler" (Semed Vurgun. Nizami Gencevi. "Kommunist", 15 dekabr 1953-cü il.) Demeli,10 S.Vurğunun Nizami mövzusuna müraciet etmesi tesadüfi olmadığı kimi, "Xosrov ve Şirin" poeması üzerinde dayanmasın da tesadüfi deyildi. Çünki ister müsbet qehreman ve isterse de romantika meselesi ve hetta qüvvetli dramatik konfliktler mehzi2 bu eserde daha ciddi bir şekilde öz tezahürünü tapmışdı.13 Onu da qeyd edek ki, S.Vurğunu Xosrov yox, Ferhad daha çox maraqlandırır.l4 Nizamide Ferhad epizodikl5 bir qehremandır, esas ehvalat ise Xosrov ile Şirin arasında cereyan edir. S.Vurgun zehmet adamlarına daha yaxm ve me'nevi keyfiyyetleri e'tibarile şahdân çox-çox qüwetli olan Ferhadı gelecek draması üçün esas qehreman seçerken heç de sehv etmemişdi.16 Ferhadın müsbet keyfiyyetleri sovet tamaşaçısının me'nevi teleblerine uygun geldiyi kimi, şairin de müsbet qehreman prinsiplerine tamamile müvafiq idi. Vaqifden ve Xanlardan sonra S.Vurğunun Ferhadı özüne qehreman seçmesi tebii ve qanuni idi. Ferq orasında idi ki, burada, evvelen, S.Vurğun Nizami kimi dahi bir senetkarla "yarışırdı", ikinci, bu qehreman evvelkilerden ferqli olaraq sırf tarixi yox, ef- sanevi-tarixi, belke de sadece efsanevi bir planda verilmişdi. Aşağıda göreceyimiz kimi, bu iki cehet S.Vurğunun dramında az rol oynamamışdı. S.Vurğun öz eserini Azerbaycan xalqmm keçmiş tarixi ile elaqelendirerek, Nizami mövzusuna konkreti7 tarixi bir zemine seçmiş ve onun ideya mezmununu aktuallaşdırmışdı.18 Bu baredel9 o yazmışdı: "... dram Azerbaycan xalqmm İran despotuna20 - şah Xosrova qarşı, milli ve içtimai zulme qarşı mübarizesinden2i behs edir. Men böyük Nizaminin gözel rolmantikasmı ve fantaziyasmı öz pyesimde saxlayaraq,22 bunu böyük zemanemizin romantikası ile elaqelendirmeye çalışıram". (S.Vurğun. Heyat yaradıcılığıma ilham verir. "Kommunist", 17 mart 1941-ci il.) "Ferhad ve Şirin" piyesinde müellif öz xalqı ve veteni ile möhkem bağlı olan bir qehreman sureti yaratmaq meqsedini qarşıya qoymuşdu. S.Vurğunun Ferhadı xalqın oğludur, onun medeni inkişafında yaxmdan iştirak eden ve buna göre de xalqın yanında hörmeti olan bir adamdır. O öz bacarığı,23 biliyi, reşadeti ve vetenperverliyi ile ferqlenir, xalq ona böyük ümidler besleyir. Bununla beraber, S.Vurğun bu qehremanı birterefli ve "mübahisesiz" vermek istememişdir. O, Ferhadı heyatm çetinlikleri, fırtınalan içerisinden keçirmek, ondaki müsbet keyfiyyetleri dövrün ictimai-exlaqi ziddiyyetleri mengenesinden keçirmek, smaqdan24 çıxarmaq istemişdir. Ferhad ağır bir zamanda yaşayır, Azerbaycan xarici basqmlara me'ruz qalır, xalq yene de üzünü bu igid oğluna çevirib ondan imdad gözleyir.25 Belelikle, Ferhadın qarşısmda geniş bir fealiyyet meydana açılır, o, qara qüvvelerle mübarizeye başlayır. S.Vurğun burada da yüngüi26 müqavimet yolu ile getmir; öz qehremanınm müsbet me'nevi keyfiyyetlerini çox qorxunc qüvvelerle üz-üze getirir. Ferhadın xalq menafeyinden27 doğan, xalqm ve elece de beşeriyyetin seadetine xidmet eden mütereqqi meylleri, onun insanperverlik ruhunda terbiyelenmiş gözel, necib exlaqi keyfiyyetleri qesbkarlıq,28 menfeetgirlik esasında yaranan,29 xalqa ve beşeriyyete zidd exlaqi keyfiyyetlere, xudpesendliye,30 riyakarlığa, yalancılığa rast gelir. Dehşetli mübarizede Ferhal meğlub olur. S.Vurğun eserini başqa cür3l de bitire bilerdi, lakin o öz qehremanmı yaşatmaq istemir. Ona göre yox ki, bütün dünya edebiyyatında Ferhad en'enevi olaraq xeyanet neticesinde öz külüngü ile özünü öldürür; ona göre ki, bele romantik bir ölüm qehremanı her hansi32 bir heyatdan daha çox yaşadır, onu öz dövrünün fövqüne33 qaldırır. "Ferhad ve şirin" piyesi ilk defe 1941-ci il noyabrın34 6-da Azerbaycan Dövlet Dram Teatrmda 1. haberleşen, uygun düşen 2. bununla birlikte 3. inanandaki, güvenindeki 4. tipleri, kahramanları 5. oyun ve tiyatro yazarı 6. çarpışmasını, mücadelesini 7. manzum hikayelerinde, mesnevilerinde 8. çatışmalar, anlaşmazlıklar 9. yardım 10. demek ki, o halde 11. durması 12. asıl 13. bulmuştu 14. ilgilendirirdi 15. olaylara, vakaya dayalı 16. yanılmamıştı 17. müşahhas, somut 18. aktüelleştirmişti, güncelleştirmişti 19. konuda, hususta 20. kimseye söz hakkı vermeyen hükümdarına, şahma 21. mücadelesinden 22. alıkoyarak, muhafaza ederek 23. bilgisi, tecrübesi 24. imtihandan, tecrübeden 25. bekler 26. hafif, kolay 27. menfaatinden, faydasından 28. hırsızlık, soygunculuk 29. meydana gelen, ortaya çıkan 30. kendini beğenmişliğe 31. çeşit, şekil 32. herhangi 33. üstüne, ötesine 34. Kasım ayının

tamaşaya qoyulmuşi ve böyük müveffeqiyyet qazanmışdı. Quruluşçu rejissor A.İskenderov müellifle birge2 işleyerek eseri romantik-efsanevi bir üslubda tamaşaya qoymuşdu. İlk tamaşada Ferhad rolunda E.Elekberov. Şirin rolunda M.Davudova, Azer baba rolunda E.Qurbanov, Xosrov rolunda A.Geraybeyli, Meryem rolunda F.Qedri çıxış etmişdi. "Ferhad ve Şirin" 1946-cı ilde Moskvada K.S.Stanislavski adına Opera-Dram Teatrmda tamaşaya qoyulmuşdu. Q.Mdivani "Pravda" qezetinde neşr etdirdiyi meqalesinde RSFSR xalq artisti M.Kedrovun bedii rehberliyi ile Stanislavski teatrmm yaxşı, heyecanlı bir tamaşa gösterdiyini, gene rejissor Y.Malkovskinin eserin lirikqehremanlıq ruhunu düz tutduğunu, ümumiyyetle tamaşanı teatr üçün bir müveffeqiyyet kimi qeyd etmişdi. (Q.Mdivani. Odlar yurdu. "Pravda", 17 aprel 1946-cı il, rus dilinde) * * * Şirin ve Ferhada olan bele soyuq münasibetini facie, onun qarşılıqsız mühebbetini özü üçün "sonsuz bir günah" hesab edir. Amma bu "günahı" Şirin Ferhada açıq deye bilmir. Ona olan böyük hörmeti bu heqiqeti açmasına mane olur. Şirinin Ferhada münasibeti belece anlaşılmaz qalır. Bes3 Xosrovu nece,4 Şirin Xosrovu sevirmi? Şirin xeyalperver qızdır, o öz könül hemdemini5 yerde yox,6 harada7 ise göylerde axtarır.8 Hele Xosrov meydanda yox iken, Şirin onun xeyalı ile yaşayır. Fitne Ferhadı onun yadına salanda Şirin xeyala dalaraq deyir: Neyleyim, ixtiyar mendedir meğer?! Kimse derk elemez can möhnetini, Bilmez qabaqcadan9 öz qismetini. Nece semte esir bir günde külek,10 Görek, taleyimiz ne gösterecek?.. Görünür ki, hele Xosrov ortaya çıxmamışdan Şirin öz ixtiyarını "günde nece semte esen" küleyin eline vererek, taleyinin ne göstereceyini gözleyirmiş.ıl Ele bil, Şirinin üreyine dammışdırl2 ki, onu seven adam uzaqda deyildir, onun qismetine yazılan Xosrov yaxmdadır, indice gelecekdir. Mehzi3 buna göre de Xosrovun şekli onu birdenbire celb edir ve asanlıqli4 öz dalmcais aparır:l6 Demek ki, qismetim odur cahanda?.. O menim qelbimi aldı bir anda. Demeli,l7 Şirin Xosrovu sevir, onun sarayına bir növl8 öz xoşui9 ile gelir. Bundan sonra ise başa düşür20 ki, şahenşah Xosrov leyaqetde Ferhada beraber21 ola bilmez. Şirin başa düşür ki, zövq-sefa düşgünü olan Xosrov ona eylence kimi baxır, onun vasitesi ile Azerbaycanı ele keçirmek isteyir. Ancaq mesele orasmdadır ki, bunu başa düşdükden sonra da Şirin mentiqsiz hereket edir, Ferhadı soyuq qarşılayır. Halbuki, Xosrovdan ümidi kesilen Şirin anası Banu terefinden gönderilen Ferhaddan iki elli yapışmalı, onu sevmese bele, başqa torpağa yamaq22 olmasını istemediyi bir ölkenin övladı kimi,23 onu Xosrovun ve Şapurun mekirli24 tedbirlerinden xeberdar edib öz vetenine qayıtmai25 idi. Deye bilerler ki, biz yazıcıya yol gösteririk ve onun bedii suretlere26 verdiyi xarakterleri deyişdirmek isteyirik. Biz bele niyyetden çox uzağıq. Lakin xarakterlerin inkişaf mentiqi bunu teleb edir. S.Vurgun be'zen romantik plana keçerek öz qehremanlarmı mentiqi zeruretden bir qeder azad etse de, Şirini qeyri-mentiqi ve nağılvari27 herekete mecbur etmekle suretin daxili mezmununu28 xeyli yüngülleşdirir.29 S.Vurğun "Ferhad ve Şirin" dramının başqa yerlerinde de efsanevi motivlerden istifade etmişdir. Şapurun cildden-cilde girmesi, hökmdar Xosrovun Şirin sorağı30 ile paltarmı3l deyişerek Azerbaycana gelmesi, şekil vasitesi ile Şirinin qelbinde mehebbet odu yandırması ve nehayet, Şirinin bihuş32 halda Iran şahının sarayına getirilmesi, elbette, nağılvaridir. Bütün bunlara baxmayaraq, eserin esas konflikti33 hadise ve suretlerin inkişafı real plandadır. Xüsusen, dramdaki vetenperverlik ideyası ile bağlı34 olan hadise ve danışıqlar35 çox real ve heyatidir. Buna göre de tamaşaçı eserin esas qehremanlarını realist planda derk ve izah etmekde haqlıdır. Meseleye bu mövqeden yanaşdıqda görürük ki, Şirinin Xosrov sarayındaki hereketleri ideya-psixoloji cehetden esaslandırılmamışdır. Ferhad geldikden sonra da o, Xosrova münasibetini aydınlaşdıra bilmir. Bütün veziyyet gösterir ki, Şirin Ferhadı sevmir. O, ellerini göye qaldıraraq dua edende deyir: Ulu Hürmüz36... Sen yaratdın Ferhad adlı igidi. Necin onu derde saldın, de, günahı ne idi? Onun eşqi bir denizdir, ne olar ki, ondan sen Öz elinle bir damlacıq üreyime sepesen... Hetta Xosrovun dikbaşlığma, qılıncdan, qüvvetden behs etmesine qarşı hirslenen Şirinin Ferhadı te'riflemesi, Xosrovun tehqir ve tehdidine cavab olaraq: 1. sahneye konmuş, gösterime sunulmuş 2. birlikte 3. peki 4. nasıl 5. dostunu, arkadaşım 6. değil 7. nerede 8. arar 9. önceden, evvelden 10. rüzgar, yel 11. bekliyormuş 12. damlamıştır, akmıştır 13. asıl, özellikle 14. kolaylıkla 15. peşinden, arkasından 16. götürür 17. demek ki, o halde 18. çeşit, tür, şekil 19. isteği, aklı, arzusu 20. anlar, kavrar 21. denk, eşit 22. yamak, hizmetçi 23. olarak 24. hileli 25. dönmeli 26. tiplere 27. masalımsı 28. konusunu 29. hafifleştirir, kolaylaştırır 30. haberi 31. elbisesini, kıyafetini 32. aklı başından gitmiş 33. çatışmaları, anlaşmazlığı 34. ilgili 35. sohbetler 36. zerdüştlerin hayır tanrısı

Tehqirle, tehdidle sevilen bir qız Qelbini tapşırmazı Allaha bele... - demesi ve nehayet, Bugünden sevirem, sevirem onu, Öz ana yurdumun igid oğlunu! - deye qet'i hökm vermesi de Şirinin Ferhada mehebbetine delalet etmir. Çaresizlikden olan bele mehebbet Ferhada layiq deyildir. Onu da xatırladaq ki, Fitnenin konkret2 sualına cavab tapmayan3 Şirin demişdi: Xosrov hökmdardır, Ferhad qehreman, Onları üz-üze qoymuşdur zaman. Kimin sinesinde böyükse ürek, Onun mehebbeti qalib gelecek! "Öz ana yurdunun igid oğlu" ile yad ölkenin bedxah hökmdarına ferq qoymayan, onların me- hebbetlerinin gücünü ve üreyinin böyüklüyünü sınayan Şirinin hereketlerine ne ile beraet qazandırmaq olar?4 Ferhadı ölmüş gördükde, Şirin de onun cenazesi üstünde intihar edir. Bu intiharın böyük mehebbetden ireli geldiyine inanmaq çetindir,5 çünki bele mehebbetin varlığına bizi Şirinin bütün pyes boyu ne hereketi inandırır, ne de sözleri. Nizaminin Şirini özünü Xosrovun qebri üstünde öldürende biz ona inanınq, çünki bu intihar evvelki hadiselerle hazırlanmışdır, çünki o, Şirinin böyük mehebbetinin mentiqi neticesidir. S.Vurgunun eserinde ise veziyyet başqadır. Burada Şirinin özünü öldürmesi Ferhada mehebbetin yox, yol verdiyi facieli veziyyetin aqibetidir. Bu intihan ancaq ağır peşmançüıq hissinin tüğyanı,6 heç şeyle yuyula bilmeyen sehvin7 ve günahın cezası kimi qiymetlendirmek8 daha doğru olardı. 1. havale etmez, emanet etmez 2. müşahhas, somut 3. bulamayan 4. aklamak olur mu 5. zordur, güçtür 6. taşkınlığı 7. hatanın 8.değerlendirmek