CEZA YARGILAMASINDA İYİ HAL İNDİRİMİ/TAKDİRİ İNDİRİM NEDENLERİ TCK MD. 62 ÜZERİNE BİR İNCELEME

Benzer belgeler
MÜKERRİR HÜKÜMLÜLERİN İNFAZINDA MÜDDETNAME HESAPLAMALARI:

T.C. YARGITAY Ceza Genel Kurulu. Karar Tarihi:

ANAYASA MAHKEMESİNDEN VERGİ USUL KANUNUYLA İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

ADLİ PARA CEZASI KISA SÜRELİ HAPİS CEZASINA SEÇENEK YAPTIRIMLAR KİŞİLERİN HUZUR VE SÜKUNUNU BOZMA

Dr. SEYİTHAN GÜNEŞ Emekli Hakim HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI

İnfaz hukukunun zaman bakımından uygulanması, İlamların infazı, Türk Ceza Sistemi, Koşullu salıverme

İPTAL BAŞVURUSUNA KONU OLAN YASA MEDDESİ İLE İLGİLİ AÇIKLAMA:

İdari Yargının Geleceği

Anahtar Kelimeler : Yargılamanın yenilenmesi, kesinleşen mahkeme kararı, özel tüketim

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK. /Geç. 3.

CEZANIN ERTELENMESİ VE HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI KARARLARI. Stj. Av. Müge BOSTAN ERYİĞİT HUKUK BÜROSU/ANKARA

7035 SAYILI YASA İLE TEMYİZ SÜRELERİ DEĞİŞTİ

KÜÇÜK MAĞDUR İLE ZORUNLU VEKİLİNİN İRADESİNİN ÇELİŞMESİ

T.C. SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞI Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü GENELGE NO: 2007/02....VALİLİĞİNE (Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğü)

1982 Anayasası nın Cumhuriyetin Nitelikleri başlıklı 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti nin bir hukuk devleti olduğu kurala bağlanmıştır.

ÜÇÜNCÜ KISIM Olağanüstü Kanun Yolları. BİRİNCİ BÖLÜM Karar Düzeltme ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının İtiraz Yetkisi

UYUŞTURUCU VEYA UYARICI MADDE SATIN ALAN, KABUL EDEN VEYA BULUNDURMAK TEDAVİYE VE DENETİMLİ SERBESTLİK TEDBİRİNE KARAR VERMEK

ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR BİLAL MÜŞTAK BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/233)

Karar No: 388/2 Karar Tarihi:

Sirküler Rapor /70-1 ANAYASA MAHKEMESİNİN ÖZEL USULSUZLUK CEZASIYLA İLGİLİ BAŞVURUYA İLİŞKİN KARARI

Sayı: Ankara, 24 /03/2014 ANKARA İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI NA

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü30 Mayıs 2009 CUMARTESİResmî GazeteSayı : ANAYASA MAHKEMESİ KARARI

SANIĞIN TEMYİZ AŞAMASINDAKİ TUTUKLULUK HALİNİN AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ KARARI IŞIĞINDA İFADE ETTİĞİ ANLAM VE BUNUN İÇ HUKUKUMUZDAKİ YANSIMASI:

CEZA VE GÜVENLİK TEDBİRLERİNİN İNFAZI HAKKINDA KANUN DA BELİRLENEN İLKELER

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun. Kanun No:5252. Resmi Gazete:13 Kasım BİRİNCİ BÖLÜM.

TİCARÎ SIR, BANKA SIRRI VE MÜŞTERİ SIRRI HAKKINDA KANUN TASARISI

İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesine İlişkin Tarihli Yönetmeliğin 11 ve 19. Maddeleri Anayasaya Aykırıdır

ANAYASA MAHKEMESİ NE BİREYSEL BAŞVURU YOLU AÇILDI

CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI. İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : Genç Asliye Ceza Mahkemesi

1. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ NE A... ESAS NO : 2004/... KARAR NO: 2006/... UYARLAMA TALEP EDEN (HÜKÜMLÜ SANIK) : A.T.K.

IÇINDEKILER I. BÖLÜM HÜKÜM KURMA ESASLARI. f) Cezanın İnsan Onuruyla Bağdaşır Nitelikte Olması 4. da) Birim Gün Sayısının Belirlenmesi 11

CEZA HUKUKU GENEL HÜKÜMLER

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK/27

CEZA HUKUKU GENEL HÜKÜMLER

CEZANIN TEŞDİDEN VERİLMİŞ OLMASI SANIK LEHİNE OLAN KANUNU UYGULAMA YENİ YÜRÜRLÜĞE KONULAN KANUNDA CEZANIN ALT VE ÜST SINIRLARININ ARTTIRILMASI

ANAYASA MAHKEMESİNDEN KATMA DEĞER KANUNUYLA İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU (OMBUDSMANLIK) : E BAŞVURU NO : 2018/2765 KARAR TARİHİ : 13/08/2018

ADLİ SİCİL KANUNU. Kanun Numarası : Kanun Kabul Tarihi : 25/05/2005. Resmi Gazete Tarihi : 01/06/2005. Resmi Gazete Sayısı : 25832

ı.t. TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM KARAR CANAN TOSUN BAŞVURUSU (Başvuru Numarası: 2014/8891)

Adli Sicil ve Arşiv Kayıtlarının 5352 Sayılı Yasaya Göre Silinmesi

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK/5, 41

T.C. D A N I Ş T A Y Yedinci Daire

TÜRK CEZA KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN ileti5252

Emre Can BASA MÜKELLEFLERİN ÖZEL İŞLERİNİ YAPMA SUÇU

CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN. BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler

Trabzon üçüncü noteri olan davalı ise, süresinde zamanaşımı itirazında bulunmuştur.

TÜRK VATANDAŞLARI HAKKINDA YABANCI ÜLKE MAHKEMELERİNDEN VE YABANCILAR HAKKINDA TÜRK MAHKEMELERİNDEN VERİLEN CEZA MAHKUMİYETLERiNİN İNFAZINA DAİR KANUN

Türk Rekabet Hukukunda Tekerrür

KARAR 1 (672 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkarılmaya dair) Davalı : Başbakanlık /ANKARA

MALİYE BAKANLIĞI BAŞHUKUK MÜŞAVİRLİĞİ VE MUHAKEMAT GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İÇ GENELGELER

İŞ KAZASI MESLEK HASTALIĞI TANIMI ve HUKUKİ SORUMLULUK

KIDEM ZAMMI ÜCRETE UYGULANAN AYRI ZAMDIR ÖNCE KIDEM ZAMMI UYGULANIR DAHA SONRA TOPLU SÖZLEŞMEDEKİ NISBİ ZAM UYGULANIR Y A R G I T A Y İ L A M I

T.C. DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU E. 2011/76 K. 2014/1397 T

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /32,46

ADLİ SİCİL KANUNU. Kanun Numarası : 5352 Kabul Tarihi : 25/5/2005 Yayımlandığı R.Gazete : Tarih: 1/6/2005 Sayı : 25832

MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/2, S. TSK/25

Ba ve Bs FORMLARININ VERİLMEMESİ NEDENİYLE ADİ ORTAKLIK ADINA KESİLEN CEZAYLA İLGİLİ KANUN YARARINA BOZMA KARARI YAYIMLANDI

Bazı makalelerde, bu iptal kararı ile kanuni temsilcilerin geçmişe yönelik sorumluluklarının kalktığına dair yorumlar okuyoruz.

İÇİNDEKİLER SUNUŞ...V ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX KISALTMALAR...XV GİRİŞ...1

ÖZEN ÜLGEN ANAYASA YARGISINDA İPTAL KARARLARININ ETKİLERİ

Anahtar Kelimeler : Türkiye İş Bankası Anonim Şirketi, bireysel başvuru, Anayasa Mahkemesi, ücret

T.C. DANIŞTAY Yedinci Daire. Anahtar Kelimeler : Katma Değer Vergisi, Müteselsil Sorumluluk, Ek Tahakkuk, İdari İşlemin İcrailiği

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

ANAYASA MAHKEMESİNDEN GVK GEÇİCİ 73 ÜNCÜ MADDEYLE İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM KARAR. Başvuru Numarası: 2013/8492. Karar Tarihi: 8/9/2014 İKİNCİ BÖLÜM KARAR

İNFAZDA DENETİM SÜRESİ KONUSU

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR BARIŞ DERİN BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/13462)

T.C. KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU RET KARARI : S.K

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması

EMLAK VERGİSİNDEN MUAF OLAN TAŞINMAZLA İLGİLİ DÜZENLENEN ÖDEME EMRİNE İLİŞKİN KANUN YARARINA BOZMA KARARI

ADLİ SİCİL KANUNU. Kanun Numarası : Kanun Kabul Tarihi : 25/05/2005. Resmi Gazete Tarihi : 01/06/2005. Resmi Gazete Sayısı : 25832

T.C. KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU RET KARARI :F.Y.

KOVUŞTURMA ve SONRASI Tanık, polise veya savcıya ifade vermek zorunda mıdır?

Ceza Hukukuna Giriş. Ceza Hukukuna Giriş (Özgenç)

Sirküler Rapor /108-1

Arş. Gör. F. Umay GENÇ

(Resmi Gazete ile yayımı: Sayı: 25642)

TÜRK YARGI SĠSTEMĠ CEZA MAHKEMELERĠ-I Öğr. Gör. Ertan Cem GÜL MYO Hukuk Bölümü Adalet Programı

CEZA YARGILAMASI KAPSAMINDA İHAM UYGULAMASINDA KLON DAVA KAVRAMI

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

T.C. D A N I Ş T A Y Üçüncü Daire Esas No : 2010/5785. Karar No : 2012/3582

Ali Kemal Yıldız Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi

TRAFİK KAZASINDAN DOĞAN TAZMİNAT TALEPLERİNDE ZAMANAŞIMI

İlgili Kanun / Madde 2821 S. SK/45

Yargıtay 13, Hukuk Dairesinden:

2:Ceza muhakemesinin amacı nedir? =SUÇUN İŞLENİP İŞLENMEDİĞİ KONUSUNDAKİ MADDİ GERÇEĞE ULAŞMAK

6Amaçlarımız CEZA HUKUKUNA GİRİŞ. Anahtar Kavramlar. İçindekiler

TÜRK CEZA KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN

ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİNE YAPILMIŞ BAZI BAŞVURULARIN TAZMİNAT ÖDENMEK SURETİYLE ÇÖZÜMÜNE DAİR KANUN YAYIMLANDI

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ 2 ALT İŞVEREN MUVAZAA

OLAĞANÜSTÜ BİR KANUN YOLU: KANUN YARARINA BOZMA

: Av.Tezcan ÇAKIR Meşrutiyet Cd. N:3/15 - ANKARA

İhale Tarihinin Zeyilname İle Ertelenmesi

İlgili Kanun / Madde 5510 S. SGK. /88

Transkript:

CEZA YARGILAMASINDA İYİ HAL İNDİRİMİ/TAKDİRİ İNDİRİM NEDENLERİ TCK MD. 62 ÜZERİNE BİR İNCELEME Bayram YÜKSEKKAYA 1 ÖZET: İyi Hal İndirimi olarak halk arasında (ve hatta uygulamacılar tarafından da) bilinen/kullanılan tabirin esası, Takdiri İndirim Nedenleri olarak TCK md. 62'de yer alan düzenlemedir. Tüm sanıkların mutlaka kendilerine uygulanması zorunlu bir indirim olarak gördükleri bu kurumun, esasında hiç de öyle olmadığı, toplumda gerekleşen bu önyargının yanlış olduğu, çok sıkı şartlarının bulunduğunu söylemek zorundayız. İşte YÜKSEKKAYA LAW OFFICE olarak, iyi hal indirimi olarak bilinen ve esasında Takdiri İndirim Nedenleri olarak düzenlenen bu kurum üzerine, kısa bir bilgilendirmede bulunarak, bu konudaki ön yargılara dayalı yanlış bilgilendirmelerin en azından önüne geçmek amacıyla bu makaleyi kaleme almış bulunmaktayız. 1 Avukat, Adana Barosu. 1

BÖLÜM 1 HUKUKİ DÜZENLEME Takdiri İndirim Nedenleri diğer adıyla iyi hal indirimi, 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunumuzun 62. maddesinde düzenleme alanı bulmuştur. Madde 62 - (1) Fail yararına cezayı hafifletecek takdiri nedenlerin varlığı halinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine, müebbet hapis; müebbet hapis cezası yerine, yirmibeş yıl hapis cezası verilir. Diğer cezaların altıda birine kadarı indirilir. (2) Takdiri indirim nedeni olarak, failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususlar göz önünde bulundurulabilir. Takdiri indirim nedenleri kararda gösterilir. Madde hakkında Hükümet Gerekçesi ve Adalet Komisyonu Raporu da şu şekildedir: TCK md. 62'nin Hükümet Gerekçesi: Yaşamın karmaşık ve değişik koşulları ve halleri, durumları kapsaması ve dolayısıyla suçların birbirine göre çok farklı neden, saik ve amaçlarla işlenebilmesi dolayısıyla hukuku, yaşamın zorunluluklarına uydurabilmek için takdiri hafifletici nedenler kurumunun kabul edildiği bilinmektedir. Bunun, yukarıda belirtilenler dışında, diğer bir takım işlevlerinin de varlığı nedeniyle dünyanın bütün hukuk sistemleri, hakime maddede belirtilen yetkiyi vermiştir. Bu kurum kabul olunmadığında ceza adaleti sosyal gerçeklerden kopuk ve soyut bir nitelik alır. Hakimin, maddede belirtilen yetkisini, maddede belirtilen amacı doğrultusunda kullanması, elbette ki, gereklidir ve bu gerekten ayrıldığı takdirde üst mahkemelerin kontrol yetkisi, elbette ki, vardır. 2

TCK md. 62'nin Adalet Komisyonu Raporu: Takdiri indirim nedenlerinin varlığı durumunda Tasarıda kabul edilen indirim oranlarında kısmen değişiklik yapılmıştır. 2 Ayrıca, takdiri indirim nedenlerinin neler olabileceği, sınırlı olmamak üzere ve örnekler şeklinde belirlenmiştir. Bunlar, maddenin ikinci fıkrasında failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususlar olarak belirlenmişlerdir. Bu nedenler, Hükümet Tasarısında temel cezanın belirlenmesinde dikkate alınabilecek hususlar arasında gösterilmişti. Ancak, yapılan değişiklikle, mükerrer değerlendirme yasağı dolayısıyla, bu nedenlerin temel cezanın belirlenmesinde dikkate alınmaması, sadece takdiri indirim nedenleri olarak göz önünde bulundurulması gereği kabul edilmiştir. Hem madde metninden, hem de hükümet gerekçesi ve adalet komisyonu raporundan da anlaşılacağı üzere, takdiri indirim nedenleri kanunda örnekseme olarak sayılarak, takdir hakkı yargılamaya bakan hakime bırakılmıştır. Ayrıca, indirim miktarının ne olacağı da birinci fıkrada belirtilmiştir. Örnek olarak ikinci fıkrada belirtilen hususlar nedeniyle ki, halk arasında iyi hal indirimi olarak lanse edilen TCK md. 62, hakimlik makamına takdiri indirim hakkı tanıyan bir düzenlemedir. Maddenin uygulanması ve uygulamada düşülen hatalar açısından, Yüksek Mahkeme kararları incelenerek, bir fikir verilmesi uygun olacağı kanaatindeyiz. 2 2. fıkrada yer alan "altıda" ibaresi, 31/03/2005 kabul tarihli, 31/03/2005 tarih ve 25772 (mük) sayılı R.G.de yayımlanan 5328 sayılı Kanunun 2. maddesi ile değiştirilmiş olup, tasarıda beşte şeklindedir. 3

BÖLÜM 3 YÜKSEK MAHKEME KARARLARI Anayasa Mahkemesi'ne yapılan bir başvuruda, hak ihlali ne uğranıldığı ve bu ihlallerden birinin de TCK md. 62'nin sanığa uygulanmaması gerekirken uygulandığı değinilmiş, Anayasa Mahkemesi vermiş olduğu kararın ilgili bölümünde; 48. Somut olayda başvurucu, kardeşinin öldürülmesi olayında gerekli tüm delillerin toplanmadığını, soruşturmanın etkili yapılmadığını, yetersiz araştırma ve değerlendirme ile sanığa eksik ceza tayin edildiğini, şartları oluşmadığı halde haksız tahrik hükümlerinin uygulandığını, yanlış hukuki değerlendirme nedeniyle yaşam hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir. 49. Bireylerin cezai sorumluluklarının kapsamının belirlenmesine yönelik hukuki sorunların incelenmesi kural olarak Anayasa Mahkemesinin yetkisi kapsamında olmayıp, suçluların tespiti ve cezalandırılması derece mahkemelerin görev ve yetkisindedir. Ancak yukarıda belirtilen yaşam hakkına yönelik müdahaleleri, soruşturma yükümlülüğünün yerine getirilip getirilmediği yönünden Anayasa Mahkemesince incelenmelidir. 3 Görüldüğü üzere Anayasa Mahkemesi, suçluların tespiti ve cezalandırılması derece mahkemesinin görev ve yetkisindedir diyerek, tartışmaya son vermiş, dolayısıyla TCK md. 62'nin uygulanıp, uygulanmaması hususunda bir değerlendirme yapamayacağını açıkça ilan etmiştir. Netice itibariyle, tek başına TCK md. 62'nin uygulanıp, uygulanmaması nedeniyle Anayasa Mahkemesi'ne yapılacak hak ihlali başvurularının rette mahkum olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Bir hırsızlık olayında, sanığın suça konu eşyayı sattığı yeri göstermesi hususunu tespit eden Yargıtay; Diğer taraftan failin suça konu eşyayı sattığı yeri göstermesi 5237 sayılı TCK'nun 62 nci maddesinin uygulanmasında göz önünde bulundurulabilecektir. 4 Görüldüğü üzere, takdiri indirim nedenlerinin uygulanması sırasında, sanığın tüm fiilleri, bir kül halinde değerlendirilecek, TCK md. 62'nin tatbik edilip, edilemeyceği hususu bu açıdan mahkemece bir incelemeye tabi tutularak, karar verilcektir. 3 Anayasa Mahkemesi 2013/1948 E., 2013/1948 K., 23.01.2014 T., Resmi Gazete'de Yayımlanma Tarihi: 28.02.2014, Resmi Gazete Sayısı: 28927 4 YCGK 2013/13-626 E., 2015/7 K., 17.02.2015 T. 4

5237 sayılı TCK'nun "Cezanın Belirlenmesi ve Bireyselleştirilmesi" bölümünün içerisinde yer alan ve "Takdiri indirim nedenleri" başlığıyla düzenlenen 62 nci maddesi; "(1) Fail yararına cezayı hafifletecek takdiri nedenlerin varlığı halinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine, müebbet hapis; müebbet hapis cezası yerine, yirmibeş yıl hapis cezası verilir. (2) Takdiri indirim nedeni olarak, failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususlar göz önünde bulundurulur. Takdiri indirim nedenleri kararda gösterilir" biçimindedir. 5237 sayılı TCK'nun 62 nci maddesinin ikinci fıkrasında takdiri indirim nedenleri sayıldıktan sonra "gibi" denilmek suretiyle takdiri indirim nedenlerinin kanunda sayılanlarla sınırlı olmadığı, aksine bunların örnek olarak belirtildiği açıkça vurgulanmıştır. Burada sayılan "failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri" gibi nedenler, uygulamada hakimi sınırlayıcı değil, yol gösterici nitelikteki gerekçelerdir. Bunun sonucu olarak da 5237 sayılı TCK'nun, tıpkı 765 sayılı TCK'nda olduğu gibi takdiri indirim nedenleri yönünden sınırlayıcı sistemi değil, serbest değerlendirme sistemini benimsediği kabul edilmektedir. Serbest takdir sisteminin bir gereği olarak da olayda sanık yararına takdiri indirimin uygulanmasını gerektiren nedenlerin varlığını veya yokluğunu belirleme yetkisi yargılamayı yapan hakime ait olacaktır. Zira yargılama süreci boyunca maddi gerçeğe ulaşma ve adaleti sağlama yolunda çaba harcayan hakim, sanığı birebir gözlemleyen ve bu bağlamda takdiri indirim nedenlerinin varlığı ya da yokluğunu en iyi tespit edebilecek konumdaki kişidir. Hakim; "failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri"nin yanında, her somut olaya göre değişebilecek ve önceden öngörülemeyecek nedenleri de birlikte değerlendirerek bu hususta hak, adalet ve nasafet kurallarına uygun biçimde uygulama yapacaktır. Ancak hakimin bu konudaki takdir yetkisi sınırsız değildir. Bütün kararlarda olduğu gibi takdiri indirimin uygulanmasına veya uygulanmamasına ilişkin kararlar da gerekçeli olmalıdır. Bununla birlikte gösterilen gerekçelerin hak, adalet ve nasafet kurallarıyla dosya içeriğine uygunluğunun Yargıtay denetimine tabi olacağında da şüphe bulunmamaktadır.mahkeme hükümlerinin gerekçeli olması, Anayasanın 141/3 ve 5271 sayılı CMK'nun 34 üncü maddelerinde düzenlenmiştir. Hükmün mantıksal dayanağını oluşturan gerekçe somut olaya, akla, mantığa, bilimsel görüşlere ve yargısal içtihatlara dayalı olmalıdır. Bu özellikleri taşıyan bir gerekçe, tarafları tatmin edecek, kanun yolu aşamasında kararların denetimine ve ayrıca içtihat hukukunun gelişmesine imkan sağlayacaktır. Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; 5

Yerel mahkeme tarafından bozma kararından önce kurulan hükümde, "sanığın kişiliği, verilecek cezanın sanığın geleceği üzerindeki etkileri" lehine takdiri indirim nedeni kabul edilerek TCK'nun 62 nci maddesinin uygulanmasına karar verildiği halde, bozmadan sonra kurulan hükümde, hangi olumsuz davranışlarının tespit edildiği karar yerinde açıklanıp tartışılmadan, "sanıkta ve olayda takdiri indirim nedenleri görülmediği" şeklindeki soyut, maddi olgulara dayanmayan ve denetime elverişli olmayan gerekçe ile bu kez TCK'nun 62 nci maddesinin uygulanmamasına karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, yerel mahkeme hükmünü bu aykırılık nedeniyle bozan Özel Daire kararında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu itibarla, Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir. 5 İlgili kararda, bozma öncesinde TCK md. 62'nin uygulanmasına karar verilmesine rağmen, bozma sonrası TCK md. 62'nin uygulanmamasının nedeni, gerekçeli kararda açıklanmaması, bozma nedeni yapılmıştır. Gerek Yerel Mahkemeler gerekse Yüksek Mahkemeler, verdikleri kararlarla bağlıdırlar. Herhangi bir görüş değiştirme durumunda, bu görüş değiştirmenin nedenini, gerekçeli kararlarında, hiçbir şüpheye yer bırakmadan açıklamaları gerekmektedir. Bu bir anlamda, gerekçeli karar hakkı olarak bilinen ve yargılanan kişiler açısından kullanılan bir hakkın yansımasıdır. 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun "Takdiri İndirim Nedenleri" başlıklı 62 nci maddesindeki; "Fail yararına cezayı hafifletecek takdiri nedenlerin varlığı halinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine, müebbet hapis; müebbet hapis cezası yerine, yirmibeş yıl hapis cezası verilir. Diğer cezaların altıda birine kadarı indirilir. Takdiri indirim nedeni olarak, failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususlar göz önünde bulundurulabilir. Takdiri indirim nedenleri kararda gösterilir" şeklindeki düzenleme, 765 sayılı TCK'nun 59 uncu maddesindeki; "kanuni tahfif sebeplerinden ayrı olarak mahkemece her ne zaman fail lehine cezayı hafifletecek takdiri sebepler kabul edilirse ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezası yerine müebbet ağır hapis ve müebbet ağır hapis yerine 30 sene ağır hapis cezası hükmolunur, diğer cezalar altıda birden fazla olmamak üzere indirilir" biçimindeki düzenlemeyle temelde aynı olmakla birlikte ikinci fıkra yönünden kısmen farklıdır. 5 YCGK 2013/8-94 E., 2013/430 K., 22.102013 T. 6

5237 sayılı TCK'nun 62 nci maddesinin ikinci fıkrasında takdiri indirim nedenleri sayıldıktan sonra "gibi" denilmek suretiyle takdiri indirim nedenlerinin kanunda sayılanlarla sınırlı olmadığı, aksine bunların örnek olarak sayıldığı açıkça vurgulanmıştır. Burada sayılan "failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri" gibi nedenler, uygulamada hakimi sınırlayıcı değil, yol gösterici nitelikteki gerekçelerdir. Bunun sonucu olarak da 5237 sayılı tck'nun, tıpkı 765 sayılı tck'nda olduğu gibi takdiri indirim nedenleri yönünden sınırlayıcı sistemi değil, serbest değerlendirme sistemini benimsediği kabul edilmektedir. Serbest takdir sisteminin bir gereği olarak da olayda sanık yararına takdiri indirimin uygulanmasını gerektiren nedenlerin varlığını veya yokluğunu belirleme yetkisi yargılamayı yapan hakime ait olacaktır. Zira yargılama süreci boyunca maddi gerçeğe ulaşma ve adaleti sağlama yolunda çaba harcayan hakim, sanığı birebir gözlemleyen ve bu bağlamda takdiri indirim nedenlerinin varlığı ya da yokluğunu en iyi tespit edebilecek konumdaki kişidir. Hakim; "failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri"nin yanında, her somut olaya göre değişebilecek ve önceden öngörülemeyecek nedenleri de birlikte değerlendirerek bu hususta hak, adalet ve nasafet kurallarına uygun biçimde uygulama yapacaktır. 5237 sayılı TCK'nun "Kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlar" başlıklı 50. maddesinde, "1) Kısa süreli hapis cezası, suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre; a) Adli para cezasına, çevrilebilir. (2) Suç tanımında hapis cezasıyla adli para cezasının seçenek olarak öngörüldüğü hallerde, hapis cezasına hükmedilmişse; bu ceza artık adli para cezasına çevrilmez. (3) Daha önce hapis cezasına mahkum edilmemiş olmak koşuluyla, mahkum olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezasıyla fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkum edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir. (4) taksirli suçlardan dolayı hükmolunan hapis cezası uzun süreli de olsa; bu ceza, diğer koşulların varlığı halinde, birinci fıkranın (a) bendine göre adli para cezasına çevrilebilir. Ancak, bu hüküm, bilinçli taksir halinde uygulanmaz " hükmü yer almaktadır. 7

Maddenin 4 üncü fıkrasındaki düzenlemeye göre, taksirli suçlardan dolayı hükmolunan hapis cezası uzun süreli de olsa, bu ceza, diğer şartların varlığı halinde, birinci fıkranın (a) bendine göre adli para cezasına çevrilebilecektir. Ancak, bilinçli taksir halinde bu hüküm uygulanamayacaktır. Ayrıntıları 07.06.1976 gün ve 4/3 sayılı içtihadı birleştirme kararıyla yargıtay ceza genel kurulunun yerleşmiş kararlarında açıklandığı üzere, hürriyeti bağlayıcı cezanın para cezasına çevrilmesi, cezanın doğrudan doğruya sanığın kişiliğine uydurulmasını öngören kişiselleştirme kurumudur. 5237 s. Kanunun 50. maddesinin gerekçesinde, "kişi; gördüğü eğitim, yaşadığı sosyal çevre, psişik ve ahlaki eğilimleri itibarıyla tesadüfi suçlu özelliği taşıyabilir. Bu kişilerin mahkum oldukları cezanın infaz kurumunda çektirilmesi toplum barışı açısından bir zorunluluk göstermeyebilir..." denilmek suretiyle şartların oluşması halinde hapis cezasının yerine kişinin infaz kurumuna girmesini önleyecek seçenek yaptırımlara hükmedilebileceği açıklanmıştır. Kanun koyucu taksirli suçlarda özgürlüğü bağlayıcı cezanın para cezasına çevrilmesi hususunda bir sınırlama getirmemiş, sanık lehine hareketle ceza uzun süreli de olsa paraya çevrilebileceğini kabul etmiştir. Anayasamızın 141. ve 5271 sayılı cmk'nun 34 üncü maddesi uyarınca bütün mahkeme kararlarının gerekçeli yazılması zoruldur. Gerekçe verilen hükmün dayanaklarının akla, hukuka ve dosya içeriğine uygun olarak izah edilmesidir. Yasal ve yeterli olmayan, dosya içeriğine uymayan bir gerekçeyle karar verilmesi hem kanun koyucunun amacına uygun düşmeyecek hem de tarafları tatmin etmeyerek keyfiliğe yol açacaktır. Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; 5237 sayılı tck'nun 50. maddesinin uygulanmamasına karar veren yerel mahkemece, sanığın duruşmadaki iyi hali dikkate alınarak aynı kanunun 62 nci maddesinin uygulanmasına hükmolunması, bir çelişki oluşturmamakla birlikte, kolluktaki ilk ifadesinde ve sorgusunda pişman olduğunu ve çok üzüldüğünü beyan eden, hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre de olayda %40 oranında kusurlu olan sanık hakkında "olaydan pişmanlık duymayan sanık hakkında kusurun yoğunluğu ve kazanın oluş şekli" biçimindeki dosya içeriğiyle uyumlu olmayan gerekçeyle 50. maddenin uygulanmamasına karar verilmesi kanuna aykırı olup, bu aykırılığı bozma nedeni yapan Özel Daire kararında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu itibarla, haklı nedene dayanmayan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir. 6 6 YCGK 2012/12-1585 E, 2013/88 K., 05.03.2013 T. 8

Yüksek Mahkeme, TCK md. 62 ile çok karıştırılan TCK md. 50'nin birbirinden bağımsız bir şekilde uygulanmasının gerektiğini haklı bir şekide beyan etmektedir. Her iki maddenin de uygulama alanları farklı olup, her ikisi de farklı kurumları düzenlemektedirler. Kararda dikkat edilirse bu husus belirtilmiş ancak sanığın pişmanlık arz eden beyanıyla TCK md. 50'nin uygulanmaması yönündeki kararın gerekçesindeki çelişkiden dolayı bozma hükmü vermiştir. Dolayısıyla, tüm diğer düzenlemelerden ayrı ve müstakil bir şekilde ve fakat gerekçede bir çelişki oluşturmayacak şekilde TCK md. 62'nin uygulanıp, uygulanmaması hususu mahkemece takdir olunacağını söylemek, kanaatimizce yanlış olmayacaktır. Yerel Mahkemece takdiri indirim nedenlerinin uygulanmama gerekçesi olarak; "sanık hakkında taktiren başkaca artırım ve indirime yer olmadığına", Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmama gerekçesi olarak; "sanığın kişilik özellikleri göz önüne alınarak yeniden suç işlemeyeceği konusunda mahkemece yeterli kanaat oluşmadığından sanık hakkında 5271 sayılı CYY'nın değişik 231 inci maddesi uygulanmamıştır", TCY'nın 50. maddesinin uygulanmama gerekçesi olarak; "sabıkalı sanığın kişilik özellikleri, yargılama sürecinde pişmanlık gösteren halinin olmaması, suçu istemesindeki özellikler göz önüne alınarak sanık hakkında TCY'nın 50 ve 52 nci maddeleri uygulanmamıştır", Ertelememe gerekçesi olarak da; "sabıkalı sanığın suç işleme eğilimi göz önüne alındığında cezası ertelendiğinde ilerde suç işlemekten çekineceği konusunda mahkemece yeterli kanaat oluşmadığından sanık hakkında TCY'nın 51 inci maddesi uygulanmamıştır" şeklindeki ifadelerin kullanıldığı, Adli sicil kaydına göre sanığın kasten yaralama, görevliye direnme, evrakta sahtecilik, dolandırıcılık ve hakaret suçlarından sabıkalarının bulunduğu, Sanığın yargılama süresince yapılan toplam iki oturumdan birisine katıldığı ve duruşma tutanaklarına yansıyan herhangi bir olumsuzluğunun bulunmadığı, Suçunu kabul etmeyen sanığın, hakkında lehe hükümlerin uygulanması, cezasından indirim yapılması ya da hükmolunan cezanın ertelenmesi yönünde bir isteğinin de olmadığı, anlaşılmaktadır. 9

01 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Yasasının "Takdiri İndirim Nedenleri" başlıklı 62 nci maddesindeki; "fail yararına cezayı hafifletecek takdiri nedenlerin varlığı halinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine, müebbet hapis; müebbet hapis cezası yerine, yirmibeş yıl hapis cezası verilir. Diğer cezaların altıda birine kadarı indirilir. Takdiri indirim nedeni olarak, failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususlar göz önünde bulundurulabilir. Takdiri indirim nedenleri kararda gösterilir" şeklindeki düzenleme, 765 sayılı tcy'nın 59 uncu maddesindeki; "kanuni tahfif sebeplerinden ayrı olarak mahkemece her ne zaman fail lehine cezayı hafifletecek takdiri sebepler kabul edilirse ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezası yerine müebbet ağır hapis ve müebbet ağır hapis yerine 30 sene ağır hapis cezası hükmolunur, diğer cezalar altıda birden fazla olmamak üzere indirilir"'biçimindeki düzenlemeyle temelde benzer olmakla birlikte ikinci fıkra yönünden kısmen farklıdır. 5237 sayılı TCY'nın 62 nci maddesinin ikinci fıkrasında takdiri indirim nedenleri sayıldıktan sonra "gibi" denilmek suretiyle takdiri indirim nedenlerinin yasada sayılanlarla sınırlı olmadığı, aksine bunların örnek olarak belirtildiği açıkça vurgulanmıştır. Burada sayılan "failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri" gibi nedenler, uygulamada hâkimi sınırlayıcı değil, yol gösterici nitelikteki gerekçelerdir. Bunun sonucu olarak da 5237 sayılı TCY'nın, tıpkı 765 sayılı TCY'nda olduğu gibi takdiri indirim nedenleri yönünden sınırlayıcı sistemi değil, serbest değerlendirme sistemini benimsediği kabul edilmektedir. Serbest takdir sisteminin bir gereği olarak da olayda sanık yararına takdiri indirimin uygulanmasını gerektiren nedenlerin varlığını veya yokluğunu belirleme yetkisi yargılamayı yapan hâkime ait olacaktır. Zira yargılama süreci boyunca maddi gerçeğe ulaşma ve adaleti sağlama yolunda çaba harcayan hâkim, sanığı birebir gözlemleyen ve bu bağlamda takdiri indirim nedenlerinin varlığı ya da yokluğunu en iyi tespit edebilecek konumdaki kişidir. Hâkim; "failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri"nin yanında, her somut olaya göre değişebilecek ve önceden öngörülemeyecek nedenleri de birlikte değerlendirerek bu hususta hak, adalet ve nasafet kurallarına uygun biçimde uygulama yapacaktır. 07.06.1976 gün ve 3-4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile bu doğrultudaki birçok Ceza Genel Kurulu kararında açıkça vurgulandığı üzere; yasa koyucu, hâkime takdiri indirim hükmünün uygulanması konusunda geniş bir takdir yetkisi tanıyarak, uygulamada çıkabilecek olan ve önceden öngörülme olanağı bulunmayan çeşitli halleri kapsayacak bir kalıp bulmanın zorluğu karşısında, hâkimin bu yetkisini kısıtlamaktan özenle kaçınmış, bu tavrını 5237 sayılı TCY'nda da devam ettirmiştir. 10

Ancak hâkimin bu konudaki takdir yetkisi sınırsız değildir. Bütün kararlarda olduğu gibi takdiri indirimin uygulanmasına veya uygulanmamasına ilişkin kararlar da gerekçeli olmalıdır. Bununla birlikte gösterilen gerekçelerin hak, adalet ve nasafet kurallarıyla dosya içeriğine uygunluğunun Yargıtay denetimine tabi olacağında da kuşku bulunmamaktadır. Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Sabıka kaydında birden fazla geçmiş hükümlülüğü bulunan, yargılama sürecinde de pişmanlık gösterdiğine ilişkin herhangi bir söylem veya eylemi dosya içeriğine yansımayan sanık hakkında, kendisini yargılama sürecinde bizzat gözlemleyen Yerel Mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulanmaması, hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilmemesi ve verilen cezanın ertelenmemesi yönünde gösterilen gerekçe dosya kapsamıyla uyumlu olduğu gibi, hüküm fıkrasında; "sanık hakkında taktiren başkaca artırım ve indirime yer olmadığına" şeklindeki takdiri indirimin uygulanmamasına ilişkin gerekçenin de denetime elverişli, yasal ve yeterli olduğu kabul edilmelidir. Öte yandan, yerel mahkeme hükmünde TCY'nın 53 üncü maddesinin 1 inci fıkrası uygulanırken, sanığın bu hakları kullanmaktan yoksunluğunun; 3 üncü fıkra gereğince kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilmesine kadar, 2 nci fıkra gereğince ise diğer haklar ve yetkiler yönünden hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar süreceğinin gözetilmemesi yasaya aykırıdır. Bu itibarla; yerel mahkemenin sanık hakkında 5237 sayılı TCY'nın 62 nci maddesinin uygulanmamasına ilişkin gerekçesi yasal ve yeterli olduğundan itirazın kabulüne, Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına, yerel mahkeme hükmünün TCY'nın 53 üncü maddesinin uygulanmasındaki isabetsizlik yönünden bozulmasına, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 1412 sayılı CYUY'nın, 5320 sayılı Yasanın 8 inci maddesi gereğince halen yürürlükte bulunan 322 nci maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmelidir. 7 Yerel Mahkemece verilen hükümde, TCK md. 62'nin uygulanmaması hususunda bir gerekçe gösterilmemiş ise de, benzer hükümlere ilişkin gerekçesinde, örneğin erteleme, paraya çevirme veya hükmün açıklanmasının geri bırakılması konusundaki gerekçesinde, esasen bu hususa ilişkin de beyanlarda bulunulduğunu düşünmek gerekmektedir. Başka bir ifade ile, Yerel Mahkeme kararının gerekçesi, bir bütün halinde değerlendirilmeli, illa ayrı ayrı gerekçe sunulması beklenmemelidir. 7 YCGK 2011/4-253 E., 2012/117 K., 27.03.2012 T. 11

Birden fazla sabıkası olup, cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilen ve aşamalarda çelişkili beyanlarda bulunan sanık hakkında, savunmasını tespit edip tutum ve davranışlarını bizzat gözlemleyen Yerel Mahkemece takdiri indirim nedenlerinin uygulanmamasına ilişkin gösterilen "Nedenleri bulunmadığından sanığın cezasından başkaca yasal veya takdiri sebeplerle arttırma veya indirim yapılmasına takdiren yer olmadığına" şeklindeki gerekçenin dosya içeriğine uygun, denetime elverişli, yasal ve yeterli olduğu kabul edilmelidir. 8 Yukarıda belirtilen kararla benzerlik gösteren bu kararda da Yüksek Mahkeme, dosyanın içeriğinden anlaşılan ret kararının, ayrıca TCK md. 62 için de tekrar edilmesinin zorunlu olmadığını açıkça belirtmiştir. TCK.nun 62 nci maddesinin uygulanması mahkemenin takdirine ait olmakla birlikte hukuksal bir kavram olduğu, failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususlar göz önünde bulundurularak, fail hakkında takdiri indirim hükmünün uygulanıp, uygulanmayacağına karar verilmesi gerektiği; uygulanması yada somut olayda olduğu gibi uygulanmaması durumunda verilen bu kararın Anayasanın 141, CMK.nun 34, 230 ve 232 maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, denetime imkan verecek şekilde yasal ve yeterli gerekçe gösterilmesinin zorunlu olduğu gözetilmeksizin sanıkların yargılamayı farklı yönlere sevk gayretleri gibi yasal ve yeterli olmayan bir gerekçeyle sanıklar hakkında takdiri indirim hükmünün uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi nedeniyle... Yerel Mahkeme Kararın BOZULMASINA... 9 Bu karar ile yukarıda belirtilen kararlar arasında bir çelişki olduğu akla gelmemelidir. Zira önceki kararlarda, farklı hususlar açıklanır iken belirtilen gerekçenin doğal olarak TCK md. 62'nin uygulanması veya uygulanmaması sonucu doğurup, TCK md. 62 hakkındaki gerekçede bir husus ileri sürülmez iken, belirtilen bu kararda, TCK md. 62'nin uygulanmaması hususunda ileri sürülen gerekçenin yeterli olmadığı sonucuna varılmıştır. Dolayısıyla, Yerel Mahkeme gerekçesi bir bütün halinde değerlendirilirken, doğrudan doğruya TCK md. 62 hakkında bir gerekçe öne sürülmemiş ise, diğer hususlara ilişkin gerekçelere bakılmalı, diğer hususlara ilişkin gerekçede TCK md. 62'nin uygulanmasını engelleyici bir gerekçe ileri sürülmüş ise, Yerel Mahkeme'nin TCK md. 62'nin uygulanmaması yönündeki kararının hukuka uygun olduğu sonucuna varmak gerekir. 8 YCGK 2011/8-275 E., 2012/41 K., 14.02.2012 T. 9 Yargıtay 1 CD 2013/6168 E., 2014/1875 K., 25.03.2014 T., 12

TCK'nun 62 nci maddesinde düzenlenen takdiri indirim hükmünün uygulanması bakımından "failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri" dikkate alınarak bir değerlendirme yapılması gerekirken "eylemin meydana geliş şekli" gibi yasal olmayan bir gerekçeyle TCK'nun 62 nci maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi nedeniyle... Yerel Mahkeme Kararın BOZULMASINA... 10 Yukarıdaki anlatımlarımıza ek olarak, TCK md. 62'nin uygulanmamasına bağlı gerekçede sadece eylemin meydana geliş şekli demek suretiyle yetinmek, hukuka aykırdır. Hatta, gerekçenin diğer bölümlerinde TCK md. 62'nin uyglanmasını engelleyici beyanlarda bulunulsa dahi, TCK md. 62'ye ilişkin gerekçede bu şekide beyanda bulunmak, verilen kararı yine bozmaya mahkum hale getirecektir. 10 Yargıtay 1CD 2013/712 E., 2013/4418 K., 17.06.2013 T. 13

SONUÇ Takdiri İndirim Nedenleri, TCK md. 62'de düzenlenmiş olup, düzenlemenin isminden de anlaşılacağı üzere, tamamen Yerel Mahkeme'nin takdirinde bir kurumdur. Ancak, Yerel Mahkeme bu takdiri konuya ilişkin kararını verirken, tamamen bağımsız değildir, başka bir ifade ile keyfi davranamayacaktır. Yine, her sanığın bu indirim hakkından yararlanacağı yönünde bir zorunluluk da bulunmamaktadır. Yerel Mahkeme, dosyadaki genel kanaatine bağlı olarak, takdiri indirim hakkını kullanıp, kullanmamakta takdiren serbesttir. Bu serbesiyet, keyfi kullanılamayacağı gibi, sanık lehine kullanılması zorunluluğu da yoktur. YÜKSEKKAYA LAW OFFICE 14