Medeni Yargı. Yrd.Doç.Dr. Mustafa Göksu - Medeni Usul Hukuku. ilgililerdir. lerdir.

Benzer belgeler
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 1. kısım, 1. bölüm, 4. bölüm 1. ayrım, 6. bölüm 1. ayrım

İLK İTİRAZ, CEVAP, TEMYİZ VE KARAR DÜZELTME SÜRELERİ

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... VII İÇİNDEKİLER... IX KISALTMALAR... XIX

Posta Hizmetleri Önlisans Programı. KAYITLI POSTA GÖNDERİLERİ Öğr. Gör. Segah YEŞİLYURT

İLK İTİRAZ, CEVAP, TEMYİZ VE KARAR DÜZELTME SÜRELERİ

Prof. Dr. Süha TANRIVER Doç. Dr. Emel HANAĞASI

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...V İÇİNDEKİLER...VII KISALTMALAR...XV

HUKUK YARGILAMASI USULÜNDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKLİ USULİ İŞLEM, SÜRE, ŞART VE İTİRAZLAR (6100 sy. HMK)

TEBLİGAT HUKUKU. Prof. Dr. Süha TANRIVER Doç. Dr. Emel HANAĞASI

BÖLGE ADLİYE MAHKEMELERİ VE GEÇİCİ HUKUKİ KORUMA KARARLARI. DR. ADEM ASLAN Yargıtay 11.HD. Üyesi

MEDENİ USUL HUKUKU ÖZEL HUKUK YARGISI

1. BÖLÜM HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU BİRİNCİ KISIM:

Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 2007

DAVA ARKADAŞLIĞI DAVAYA MÜDAHALE

T.C. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 10. HUKUK DAİRESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

İlgili Kanun / Madde 6099 S.TebK/21, S. İşK/ S. İşK/14

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK/27

İçindekiler Önsöz 5 Kısaltmalar 19 Giriş 21 Birinci Bölüm İDARÎ YARGININ GELİŞİMİ VE TÜRK YARGI TEŞKİLATININ GENEL GÖRÜNÜMÜ I. YARGISAL DENETİMİNDE

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

İŞ MAHKEMELERİ KANUNU

Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 2010

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/ S.TebK/12

Hamit TİRYAKİ İş Hukuku Uzmanı, Avukat

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. / S.TK/12

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. Adalet Programı. Yargı Örgütü Dersleri

2017 DİYARBAKIR BAROSU ASGARİ ÜCRET ÇİZELGESİ

Türkiye Adalet Akademisi HMK Toplantısı

2018 DİYARBAKIR BAROSU ASGARİ ÜCRET ÇİZELGESİ

İstihkak prosedürü sonunda, üçüncü kişinin bu hakkı kabul edilir, lehine sonuçlanırsa, o mal üzerindeki haciz kalkar veya mal o hakla birlikte

T.C. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 10. HUKUK DAİRESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

İstinaf Kanun Yolu ile Temyiz Kanun Yolu Arasındaki Fark Nedir? Hukuk Davası İçin İstinaf Mahkemesine Başvuru Şartları

Dr. Ayşe KÖME AKPULAT İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Anabilim Dalı İŞ MAHKEMELERİNDE YARGILAMANIN ÖZELLİKLERİ

6099 Sayılı Tebligat Kanunu Ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun İle Getirilen Değişiklikler ve Yürürlük Tarihleri

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/47

T Ü R M O B TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ SİRKÜLER RAPOR MEVZUAT

AVUKAT - İŞ SAHİBİ ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ

İlgili Kanun / Madde 7201 S. Teb.K/12

2- Dâvanın, her biri hakkında aynı sebepten neşet etmesi. hükmü öngörülmüş. iken,

İTİRAZIN İPTALİ DAVASINDA HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE. Stj. Av. Belce BARIŞ ERYİĞİT HUKUK BÜROSU / ANKARA

İDARİ YARGILAMA USULÜ HUKUKU 3-B K. Burak ÖZTÜRK İDARİ YARGININ GÖREV ALANI

TASARRUFUN İPTALİ DAVALARI

İDARİ YARGILAMA USULÜ HUKUKU 3-B K. Burak ÖZTÜRK İDARİ YARGIDA DAVA AÇMA SÜRESİ

ÜÇÜNCÜ KISIM Olağanüstü Kanun Yolları. BİRİNCİ BÖLÜM Karar Düzeltme ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının İtiraz Yetkisi

T.C. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 10. HUKUK DAİRESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ 7 İÇİNDEKİLER 9 KISALTMALAR CETVELİ 19 GİRİŞ 23 BİRİNCİ BÖLÜM DAVALARIN BİRLEŞTİRİLMESİ VE AYRILMASI HAKKINDA GENEL BİLGİLER 1.

TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ AVUKATLIK ASGARİ ÜCRET TARİFESİ

7035 SAYILI YASA İLE TEMYİZ SÜRELERİ DEĞİŞTİ

USUL İŞLEMLERİ, SÜRELER, ADLİ TATİL, ESKİ HALE GETİRME

MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/18-21

ISTAC TAHKİMİNDE UYUŞMAZLIĞIN ÇÖZÜMLENMESİ. Dr. Candan YASAN TEPETAŞ ISTAC Genel Sekreteri

(3) Bu Tarife hükümleri altında kararlaştırılan akdi avukatlık ücretleri, Tarife hükümleri üzerinden yapılmış olarak kabul edilir.

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

İZMİR BAROSU TAVSİYE NİTELİĞİNDE AVUKATLIK ASGARİ ÜCRET TARİFESİ


Prof. Dr. Zehra ODYAKMAZ Ümit KAYMAK İsmail ERCAN THEMIS İDARİ YARGI

İDARİ YARGILAMA USULÜ HUKUKU 3-B K. Burak ÖZTÜRK İDARİ YARGIDA KANUN YOLLARI

TEBLİĞ AVUKATLIK ASGARİ ÜCRET TARİFESİ GENEL HÜKÜMLER

Prof. Dr. Zehra ODYAKMAZ Ümit KAYMAK İsmail ERCAN THEMIS İDARİ YARGI

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK/115,120

21 Aralık 2015 PAZARTESİ Resmî Gazete Sayı : TEBLİĞ

ADLİ YARDIM HUKUK YARGILAMASI VE İDARİ YARGIDA. Türkiye de Adli Yardım Hizmetlerinin Güçlendirilmesi Avrupa Birliği Eşleştirme Projesi

TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ VE MEDENÎ YARGI TEŞKİLATI - 2

DÖNEMİ AVUKAT-VEKİLEDEN ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ 4.700,00 TL

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21

DÖNEMİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ. A- SULH HUKUK MAHKEMELERİNDE GÖRÜLEN DAVALAR 1 Kat Mülkiyeti

AİLE MAHKEMELERİNİN KURULUŞ, GÖREV VE YARGILAMA USULLERİNE DAİR KANUN

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/18-21

UYGULAMA VE TEORİDE TEBLİGAT HUKUKU

4.900,00 TL 5.500,00 TL

MEDENİ USUL HUKUKU I. (İkinci Kısım)

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK. /Geç. 3.

HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU

AVUKAT - İŞ SAHİBİ ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ

Prof. Dr. Zehra ODYAKMAZ Ümit KAYMAK İsmail ERCAN THEMIS İDARİ YARGI

AVUK AT - İŞ SAHİBİ ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ

İCRA VE İFLÂS KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN. Kanun No Kabul Tarihi :

ADİL YARGILANMA HAKKININ TÜRK MİLLETLERARASI USÛL HUKUKU ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

Prof. Dr. Zehra ODYAKMAZ Ümit KAYMAK İsmail ERCAN THEMIS İDARİ YARGI

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/22

Arabuluculuk tarihinden itibaren açılacak davalar için Zorunlu hale geldi.

AVUK AT - İŞ SAHİBİ ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ

AVUK AT - İŞ SAHİBİ ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ

İsmail ERCAN THEMIS MEDENİ USUL HUKUKU

İçindekiler HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU. BİRİNCİ KISIM Genel Hükümler

KANUN HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU. Kanun No Kabul Tarihi: 12/1/2011. BİRİNCİ KISIM Genel Hükümler

SULH HUKUK MAHKEMELERİNDE GÖRÜLEN DAVALAR

AVUK AT - İŞ SAHİBİ ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ

İsmail ERCAN THEMIS MEDENİ USUL HUKUKU

Türkiye Barolar Birliği Başkanlığından:

Resmî Gazete TEBLİĞ AVUKATLIK ASGARİ ÜCRET TARİFESİ GENEL HÜKÜMLER

MEDENİ YARGIDA CENİNİN TARAF EHLİYETİ

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/2, S. TSK/25

İlgili Kanun / Madde 5510 S. SGK. /88

SAKARYA BAROSU Tavsiye Niteliğinde AVUKATLIK ÜCRET TARİFESİ

DANIŞTAYIN SÜRESİNDE AÇILMAYAN DAVAYLA İLGİLİ KANUN YARARINA BOZMA KARARI

A. SULH HUKUK MAHKEMELERİNDE GÖRÜLEN DAVALAR

İsmail ERCAN THEMIS MEDENİ USUL HUKUKU

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ 2, 18-21

Transkript:

Medeni Yargı YARGITAY BÖLGE ADLİYE MAHKEMELERİ İLK DERECE HUKUK MAHKEMELERİ GENEL GÖREVLİ MAHKEMELER ÖZEL GÖREVLİ MAHKEMELER Asliye Hukuk Mahkemesi Sulh Hukuk Mahkemesi İş Mahkemesi Kadastro Mahkemesi Tüketici Mahkemesi Aile Mahkemesi Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi İcra Mahkemesi Asliye Ticaret Mahkemesi 1 Medeni Yargı 1. Çekişmeli Yargı 2. Çekişmesiz Yargı Çekişmesiz yargı da bir yargılama faaliyetidir, kural olarak mahkemeler görevlidir. (istisna örneği: 6217 sayılı kanun ile çekişmesiz yargı konusunda noterlere yeni görevler verildi) Çekişmesiz yargıda süjeler taraf değil, ilgililerdir. lerdir. Bir çekişmesiz yargı işi görülürken müdahale vs. yoluyla çekişmeli hale gelirse artık dava haline dönüşür. 2 1

HMK m. 382: Çekişmesiz yargı, hukukun, mahkemelerce, aşağıdaki üç ölçütten birine veya birkaçına göre bu yargıya giren işlere uygulanmasıdır: A) İlgililer arasında uyuşmazlık olmayan hâller (Uyuşmazlığın Bulunmaması - Hasım Yokluğu - m. 382/1/a) (ör: 382/2/a/1, Ergin kılınma) B) İlgililerin, ileri sürülebileceği herhangi bir hakkının bulunmadığı hâller (Sübjektif Hakkın Yokluğu m. 382/1/b) (ör: 382/2/g/2, Noterlerin göreve başlarken yemin ettirilmesi) C) Hâkimin resen harekete geçtiği hâller (m. 382/1/c) (ör: 382/2/a/13, Velayetin kaldırılması) 3 MAHKEMELER Mahkeme: Uyuşmazlık konusu somut bir olayda, hukuka uygun olarak yargılama yaptıktan sonra haklı olan kişi lehine karar veren, devletin bağımsız yargı organları. Anayasa m. 9: Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır. Anayasada düzenlenmiş olan (yüksek) mahkemeler: 1.Anayasa Mahkemesi 2.Yargıtay 3.Danıştay 4.Askeri Yargıtay 5.Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 6.Uyuşmazlık Mahkemesi 4 2

MAHKEMELER Bunlar dışındaki mahkemeler sadece kanunla kurulabilir (AY m. 142). Tabii Hâkim İlkesi (Doğal Yargıç İlkesi): Yargılanacak olan uyuşmazlığın gerçekleşmesinden önce yürürlükte bulunan kanunlar aracılığıyla görevi ve yetkisi belirlenmiş olan mahkemenin hâkimine, tabii hâkim denir. Tabii hâkim ilkesi hem hukuk hem de ceza yargısı bakımından geçerlilik taşır. Adli Yargıda ilgili kanun 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun dur. Bu kanun ile bir üst derece mahkemesi olan Bölge Adliye Mahkemeleri de kurulmuştur. 5 Mahkeme Türleri 1 - Kuruluş ve çalışma biçimlerine göre; a) Tek hâkimli mahkemeler b) Çok hâkimli (toplu) mahkemeler 2 - Yargı sistemine ilişkin derecelendirmede bulundukları yere göre; a) İlk derece mahkemeleri (=bidayet mahkemeleri=hüküm mahkemeleri = vakıa mahkemeleri) b) Üst derece mahkemeleri 3 - Görmeyi üstlenmiş oldukları uyuşmazlıkların niteliklerine ya da tarafların statülerine göre a) Genel mahkemeler b) Özel mahkemeler 6 3

YARGITAY Yargıtay ın karar mercileri Hukuk ve Ceza Daireleri, Hukuk ve Ceza Daireleri Genel Kurulları ve Yargıtay Büyük Genel Kuruludur. Yargıtay da 41 daire (20 hukuk, 21 ceza) bulunur. Bunlar arasında görev temelli bir işbölümü vardır. Yargıtay, B.A.M. nin kurulması ile birlikte, B.A.M. nin verdikleri kararlar için bir kanun yolu mercii haline geldi (üçüncü derece mahkemesi). 7 Bölge Adliye Mahkemeleri 5235 sayılı kanun ile 2004 yılında kuruldu. 2007 yılında bölgeler ve daire sayıları Resmi Gazetede yayınlandı. Buna göre: Merkezleri Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Erzurum, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Kayseri, Konya, Sakarya, Samsun, Trabzon ve Van da olmak üzere 15 adet BAM kuruldu. HMK na 6217 sayılı Kanunla eklenen Geçici 3. Madde ile 1086 sayılı HUMK un ilgili hükümlerinin uygulanmaya devam edileceği düzenlendi. Bu mahkemeler 20 Temmuz 2016 tarihinde faaliyete başladılar. 8 4

B.A.M. Hukuk Dairelerinin Görevleri 1. Adlî yargı ilk derece hukuk mahkemelerinden verilen ve kesin olmayan hüküm ve kararlara karşı yapılan başvuruları inceleyip karara bağlamak, 2. Yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek, 3. Yargı çevresindeki yetkili adlî yargı ilk derece hukuk mahkemesinin bir davaya bakmasına fiilî veya hukukî bir engel çıktığı veya iki mahkemenin yargı sınırları kapsamının belirlenmesinde tereddüt edildiği takdirde, o davanın bölge adliye mahkemesi yargı çevresi içerisinde başka bir hukuk mahkemesine nakline veya yetkili mahkemenin tayinine karar vermek, 4. Kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak. 9 İlk Derece Mahkemeleri Genel Mahkemeler: Özel mahkemelerin görevli kılınmadığı durumlarda bu mahkemeler görevlidir, özel mahkeme olmayan yerlerde ise bu davaları özel mahkeme sıfatı ile görürler. 5235 sayılı Kanuna göre sulh hukuk ve asliye hukuk mahkemeleri tek hakimlidir (m. 5). Asliye ticaret mahkemesi özel mahkeme olmasına rağmen yapısı 5235 sayılı Kanunda düzenlenmiştir. Bu mahkemeler heyet mahkemesidir. Asliye ticaret mahkemesi kurulan yerlerde bu mahkemelerde bir başkan ile yeteri kadar üye bulunur. Ancak bazı durumlarda tek hakimle karar verirler. 10 5

Özel Mahkemeler Özel mahkemeler kanunla kurulurular, belirli bir konuda ihtisas sahibi olurlar: 1. Kadastro Mahkemeleri (Kadastro Kanunu) 2. İş Mahkemeleri (İş Mahkemeleri Kanunu) 3. İcra Mahkemeleri (İcra ve İflas Kanunu İTM - 2004) 4. Tüketici Mahkemeleri (Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun) 5. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemeleri (Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu - 2001) 6. Aile Mahkemeleri (4787 sayılı Kanun 2003) 7. Asliye Ticaret Mahkemeleri (5235 sayılı Kanun ve Türk Ticaret Kanunu) 11 Mahkemeler Arası Yardımlaşma (İstinabe) Mahkemeler sadece kendi yargı çevresi içindeki konularda faaliyet gösterebilirler (yargısal faaliyet > yetki). Yargı çevresi ilçe idari sınırları ile belirlenir (Büyükşehir Belediyeleri için bazı istisnalar vardır). Kendi sınırları dışında bir iş yapması gerekiyorsa (ör: keşif, tanık dinlemek) o yer mahkemesinden yardım ister. Buna istinabe (talimat) denir. Yapılacak işlem yardım istenilen mahkemenin yargı çevresine giriyorsa, yapılması istenilen işlem açık ve ayrıntılı şekilde belirtilmişse ve giderler verilmişse mahkeme bunu yerine getirmek zorundadır. Yerine getirilmezse hakimin sorumluluğu söz konusu olur. 12 6

Mahkemeler Arası Yardımlaşma (İstinabe) Mahkeme sadece kendisinden istenilen işlemi yerine getirir, resen başka bir işlem yapamaz. 1954 Tarihli Lahey Anlaşmasına üye ülkeler veya ikili anlaşmaların olduğu ülkelerle yurt dışı istinabe de yapılabilir. HMK m. 197 / III: Delillerin incelenmesi veya beyanların dinlenmesi sırasında taraflar, istinabe olunan mahkemede hazır bulunabilir ve delillerle ilgili açıklama haklarını kullanabilirler. Bu hususu sağlamak için, taraflara incelemenin yapılacağı tarih ve yer bildirilir. Bu davet üzerine taraflar istinabe olunan mahkemede hazır bulunmasalar dahi deliller incelenir veya beyanlar dinlenir. 13 HUKUK YARGISI GÖREVLİLERİ Hakim Yardımcı Adalet Personeli Yazı İşleri Müdürü Zabıt Katibi Mübaşir vd. 14 7

HAKİM Hakimler, yargı yetkisini millet adına kullanırken, devleti temsil ederler. Hakimlik görevini yürütmek tekeli, meslekten hakimlerdedir. Hakimlerin bağımsızlığı ve hakimlik teminatı Anayasa da (m. 139) düzenlenmiştir. 15 Hakimin Davaya Bakmasının Yasak Olması MADDE 34- (1) Hâkim, aşağıdaki hâllerde davaya bakamaz; talep olmasa bile çekinmek zorundadır: a) Kendisine ait olan veya doğrudan doğruya ya da dolayısıyla ilgili olduğu davada. b) Aralarında evlilik bağı kalksa bile eşinin davasında. c) Kendisi veya eşinin altsoy veya üstsoyunun davasında. ç) Kendisi ile arasında evlatlık bağı bulunanın davasında. d) Üçüncü derece de dâhil olmak üzere kan veya kendisini oluşturan evlilik bağı kalksa dahi kayın hısımlığı bulunanların davasında. e) Nişanlısının davasında. f) İki taraftan birinin vekili, vasisi, kayyımı veya yasal danışmanı sıfatıyla hareket ettiği davada. (NOT: AvK. Madde 13 Bir hakim veya Cumhuriyet Savcısının eşi, sebep veya nesep itibariyle usul ve füruundan veya ikinci dereceye kadar (Bu derece dahil) hısımlarından olan avukat, o hakim veya Cumhuriyet Savcısının baktığı dava ve işlerde avukatlık edemez.) 16 8

Hakimin Davaya Bakmasının Yasak Olması Çekinme kararının sonuçları MADDE 35- (1) Çekinme kararına karşı üst mahkemeye başvurulabilir. Yasaklama sebebinin doğduğu tarihten itibaren, o hâkimin huzuru ile yapılan bütün işlemler, üst mahkemenin kararı ile iptal olunabilir. Hüküm ve kararlar ise herhâlde iptal olunur. Bu durumda, hâkim yargılama giderlerine mahkûm edilebilir. (2) Çekinme kararının ilk derece mahkemesi hâkimince verildiği hâllerde, başvuru üzerine bölge adliye mahkemesinin vereceği karar kesindir. (NOT: HMK m. 375 Yargılamanın İadesi Sebepleri - (b) Davaya bakması yasak olan yahut hakkındaki ret talebi, merciince kesin olarak kabul edilen hâkimin karar vermiş veya karara katılmış bulunması.) 17 Hakimin Reddi Ret sebepleri MADDE 36- (1) Hâkimin tarafsızlığından şüpheyi gerektiren önemli bir sebebin bulunması hâlinde, taraflardan biri hâkimi reddedebileceği gibi hâkim de bizzat çekilebilir. Özellikle aşağıdaki hâllerde, hâkimin reddi sebebinin varlığı kabul edilir: a) Davada, iki taraftan birine öğüt vermiş ya da yol göstermiş olması. b) Davada, iki taraftan birine veya üçüncü kişiye kanunen gerekmediği hâlde görüşünü açıklamış olması. c) Davada, tanık veya bilirkişi olarak dinlenmiş veya hâkim ya da hakem sıfatıyla hareket etmiş olması. ç) Davanın, dördüncü derece de dâhil yansoy hısımlarına ait olması. d) Dava esnasında, iki taraftan birisi ile davası veya aralarında bir düşmanlık bulunması. 18 9

Hakimin Reddi Hâkimin bizzat çekilmemesi hâli: Hakimi taraflardan her biri reddedebilir. Mecburi dava arkadaşlığında arkadaşların tamamı reddetmelidir. İhtiyari dava arkadaşlığında her bir arkadaş hakimi reddedebilir. Feri müdahilin hakimi tek başına reddi tartışmalı olmakla birlikte, Yargıtay a göre bunu yapabilir. MADDE 37- (1) Hâkim, reddini gerektiren sebeplerden biri varken bizzat çekilmezse, iki taraftan biri ret talebinde bulununcaya kadar davaya bakabilir. 19 Hakimin Reddi Ret usulü (MADDE 38) Süre: Hâkimin reddi sebebini bilen tarafın, ret talebini en geç ilk duruşmada ileri sürmesi gerekir. Taraf, ret sebebini davaya bakıldığı sırada öğrenmiş ise en geç öğrenmeden sonraki ilk duruşmada, yeni bir işlem yapılmadan önce bu talebini hemen bildirmek zorundadır. Belirtilen sürede yapılmayan ret talebi dinlenmez. Şekil: Hâkimin reddi, dilekçeyle talep edilir. Bu dilekçede, ret talebinin dayandığı sebepler ile delil veya emarelerin açıkça gösterilmesi ve varsa belgelerin eklenmesi gerekir. Merci: Hâkimin reddi dilekçesi, reddi istenen hâkimin mensup olduğu mahkemeye verilir. 20 10

Hakimin Reddi Çekilme kararının incelenmesi MADDE 39- (1) Hâkim, taraflardan birinin ret talebi üzerine veya kendiliğinden çekilme yönünde görüş bildirirse, ret talebini incelemeye yetkili merci, bu çekilmenin kanuna uygun olup olmadığına karar verir. Ret talebini incelemeye yetkili merci MADDE 40- (1) Hâkimin reddi talebi, reddi istenen hâkim katılmaksızın mensup olduğu mahkemece incelenir. (2) Reddedilen hâkimin katılmamasından dolayı mahkeme toplanamıyor ya da mahkeme tek hâkimden oluşuyor ise ret talebi, o yerde asliye hukuk hâkimliği görevini yapan diğer mahkeme veya hâkim tarafından incelenir. O yerde, asliye hukuk hâkimliği görevi tek hâkim tarafından yerine getiriliyorsa, o hâkim hakkındaki ret talebi, asliye ceza hâkimi varsa onun tarafından, yoksa en yakın asliye hukuk mahkemesince incelenir. 21 Hakimin Reddi (3) Sulh hukuk hâkimi reddedildiği takdirde, ret talebi, o yerdeki diğer sulh hukuk hâkimi tarafından incelenir. O yerde, sulh hukuk hâkimliği görevi tek hâkim tarafından yerine getiriliyorsa, o hâkim hakkındaki ret talebi, bulunma sıralarına göre; o yerdeki sulh ceza hâkimi, asliye hukuk hâkimi, asliye ceza hâkimi, bunların da bulunmaması hâlinde, en yakın yerdeki sulh hukuk hâkimi tarafından incelenir. (4) Bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinin başkan ve üyelerinin reddi talebi, reddedilen başkan ve üye katılmaksızın görevli olduğu dairece karara bağlanır. Hukuk dairelerinin toplanmasını engelleyecek şekildeki toplu ret talepleri dinlenmez. 22 11

Hakimin Reddi Ret talebinin geri çevrilmesi MADDE 41- (1) Hâkimin reddi talebi, aşağıdaki hâllerde kabul edilmeyerek geri çevrilir: a) Ret talebi süresinde yapılmamışsa. b) Ret sebebi ve bu sebebe ilişkin inandırıcı delil veya emare gösterilmemişse. c) Ret talebinin davayı uzatmak amacıyla yapıldığı açıkça anlaşılıyorsa. (2) Bu hâllerde ret talebi, toplu mahkemelerde reddedilen hâkimin müzakereye katılmasıyla; tek hâkimli mahkemelerde ise reddedilen hâkimin kendisi tarafından geri çevrilir. (3) İlk derece mahkemesinin bu kararlarına karşı istinaf yoluna, bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinin başkan ve üyeleri hakkındaki kararlarına karşı da temyiz yoluna ancak hükümle birlikte başvurulabilir. 23 Adliye Memurları (Yardımcı Personel) 1. Yazı İşleri Müdürü (Görevleri HMK, Tebligat Kanunu, Hukuk ve Ticaret Mahkemeleri Yazı İşleri Yönetmeliği vb. nde sayılmıştır) 2. Zabıt Katipleri MADDE 154- (1) Hâkim, tahkikat ve yargılama işlemlerinin icrasıyla, iki tarafın ve diğer ilgililerin sözlü açıklamalarını, gerekirse özet olarak zabıt kâtibi aracılığıyla tutanağa kaydettirir. MADDE 155- (1) Tutanak, hâkim ve zabıt kâtibi tarafından derhâl imzalanır. MADDE 157- (1) Mahkemede veya mahkeme dışında hâkim huzuruyla yapılacak bütün işlemlerde zabıt kâtibinin hazır bulunması zorunludur. 24 12

Adliye Memurları (Yardımcı Personel) Zabıt kâtibinin yasaklılığı ve reddi MADDE 45- (1) Davada görevli zabıt kâtibi hakkında 34 ve 36 ncı maddelerde düzenlenen sebeplerden birisiyle ret talebinde bulunulabilir. Ret talebi, zabıt kâtibinin görev yaptığı mahkeme tarafından karara bağlanır. Bu konuda verilecek kararlar kesindir. (2) Zabıt kâtibi 34 üncü maddedeki sebepleri bildirerek görevden çekinebilir. Bu hâlde gereken karar, görev yaptığı mahkeme tarafından verilir. (3) Zabıt kâtibinin aynı işte hâkim ile birlikte reddi veya çekinmesinin istenmesi hâlinde, hâkim hakkında ret veya çekinmeyi inceleyecek olan merci, her ikisi hakkında karar verir. 3. Mübaşirler 25 Usul İşlemleri 1. Taraf Usul İşlemleri: Davanın açılmasından, hükmün kesinleşmesine kadar tarafların aralarında yaptıkları veya tarafla mahkeme arasında yapılan, yargılamanın yürütülmesine yarayan ve davanın çözümüne etkili olan işlemlerdir. Dava açılmadan önce yapılan ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz ve delil tespiti hakkındaki işlemler de usul işlemi sayılır. Taraf usul işlemleri bir şeyin yapılmaması şeklinde de olabilir (duruşmaya mazeretsiz olarak gelmemek, isticvap davetiyesine uymamak gibi). Taraf usul işlemlerinin maddi hukuka ilişkin de sonuçları olabilir (örneğin dava açılmasında zamanaşımının kesilmesi gibi), fakat işlemin ilk ve asıl sonucu usul hukukunu ilgilendiriyorsa, bunlar usul işlemi sayılır. 26 13

Usul İşlemleri 1. Taraf Usul İşlemleri: Bazı usul işlemleri şekil şartına tabidir (örneğin ilk itirazların sadece cevap dilekçesi ile ileri sürülebilmesi); böyle bir şekil şartı yoksa sözlü olarak yapılan işlem, mahkemece tutanağa geçirilir. Taraf usul işlemleri kural olarak irade fesadı halleri sebebiyle iptal edilemez, kural olarak şarta bağlı olamaz, kural olarak tek taraflı olurlar. Ancak tüm bu hallerin istisnaları da mevcuttur (örn. sulh sözleşmesi). Usul sözleşmeleri taraf usul işlemlerinin özel bir türüdür. Bu sözleşmelerin maddi hukuka ilişkin sonuçları olabilse de, asıl sonuçlarını usul hukukunda doğururlar, bu sebeple de büyük ölçüde usul hukukuna tabidirler. Örn: Yetki sözleşmesi, delil sözleşmesi, tahkim sözleşmesi, sulh sözleşmesi. 27 Usul İşlemleri 2. Mahkeme Usul İşlemleri: Davanın yürütülmesi ve sonuçlandırılması için hakim tarafından yapılan işlemler ve verilen kararlardır. Yargılamanın iç işleyişine (duruşma düzeni, delillerin incelenmesi vs.) veya dış görünüşüne (tebligat) ilişkin olabilir. Kararlar ve hüküm de mahkeme usul işlemidir. 28 14

Süreler: Süreler kanunun belirlediği süreler veya hakimin belirlediği süreler şeklinde olabilir. Yargılamadaki önemli süreler (cevap süresi, istinaf süresi gibi) kanun tarafından belirlenmiştir. Bu süreler mahkeme için de düzenlenmiş olabilir, ancak bu süre içinde yapılmazsa bir hak düşümü olmaz, hakimin sorumluluğuna gidilebilir. Kanunda belirlenmiş olan süreler kural olarak (aksi açıkça düzenlenmemişse) kesindir ve hak düşürücüdür (m. 90-94). 94). Diğer süreler ise yapılacak işin niteliğine ve tarafların durumuna göre hakim tarafından belirlenir. Hakim tarafından verilen süreler açıkça kesin olduğu ve uyulmamasının yaptırımı belirtilmemiş ise kesin değildir. Hakim tarafından verilen ikinci süre ise kanundan dolayı (m. 94) kesindir. Kanundaki bütün süreler hafta ve ay olarak belirlenmiştir. 29 Sürelerin Hesaplanması: Sürelerin başlaması MADDE 91- (1) Süreler, taraflara tebliğ tarihinden veya kanunda öngörülen hâllerde, tefhim tarihinden itibaren işlemeye başlar. Tatil günlerinin etkisi MADDE 93- (1) Resmî tatil günleri, süreye dâhildir. Sürenin son gününün resmî tatil gününe rastlaması hâlinde, süre tatili takip eden ilk iş günü çalışma saati sonunda biter. 30 15

Sürelerin Hesaplanması: Sürelerin bitimi MADDE 92- (1) Süreler gün olarak belirlenmiş ise tebliğ veya tefhim edildiği gün hesaba katılmaz ve süre son günün tatil saatinde biter. (örn: 14 Haziranda verilen on günlük süre, 24 Haziran mesai sonunda biter) (2) Süre; hafta, ay veya yıl olarak belirlenmiş ise başladığı güne son hafta, ay veya yıl içindeki karşılık gelen günün tatil saatinde biter. (örn: Pazartesi verilen bir haftalık süre bir sonraki Pazartesi mesai sonunda biter; 22 Şubatta verilen bir aylık süre 22 Mart mesai sonunda biter) Sürenin bittiği ayda, başladığı güne karşılık gelen bir gün yoksa, süre bu ayın son günü tatil saatinde biter. (örn: 31 Ağustosta verilen bir aylık süre 30 Eylül mesai sonunda biter) 31 Adli Tatil: MADDE 102 (1) Adli tatil, her yıl yirmi temmuzda başlar, otuz bir ağustosta sona erer. Yeni adli yıl bir eylülde başlar. o Adli tatilde, adli tatile tabi olan dava ve işlerle ilgili olarak verilen dava, karşı dava, istinaf ve temyiz dilekçeleri ile bunlara karşı verilen cevap dilekçelerinin ve dosyası işlemden kaldırılan davaları yenileme dilekçelerinin alınması, ilam verilmesi, her türlü tebligat, dosyanın başka bir mahkemeye, bölge adliye mahkemesine veya Yargıtaya gönderilmesi işlemleri de yapılır. MADDE 104- (1) Adli tatile tabi olan dava ve işlerde, bu Kanunun tayin ettiği sürelerin bitmesi tatil zamanına rastlarsa, bu süreler ayrıca bir karara gerek olmaksızın adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılmış sayılır. 32 16

Eski Hale Getirme (m. 95 vd): Bir tarafın, Kanunun veya hakimin kesin olarak belirlediği bir süre içinde kendi elinde olmayan nedenlerle bir işi yapamaması halinde, yapamadığı işlemi eski hale getirme yolu ile daha sonra yapabilme imkanıdır. Talep MADDE 95- (1) Elde olmayan sebeplerle, kanunda belirtilen veya hâkimin kesin olarak belirlediği süre içinde bir işlemi yapamayan kimse, eski hâle getirme talebinde bulunabilir. (2) Süresinde yapılamayan işlemle ulaşılmak istenen aynı sonuca, eski hâle getirme dışında, başka bir hukuki yoldan ulaşılabiliyorsa, eski hâle getirme talebinde bulunulamaz. Örn: Tebligat usulsüz ise, öğrendiği tarihten itibaren kendisine tanınan işlemi yapabilir, eski hale getirme yoluna başvuramaz. Kaçırılan süre HMK veya usule ilişkin diğer bir kanun hükmü olabilir, maddi hukuka ilişkin süreler buna dahil değildir. Elde olmayan sebeplerin ne olacağını ve illiyet bağını somut olayda hakim takdir eder (özellikle iyi niyet ve dürüstlük kuralları dikkate alınır). 33 Eski Hale Getirme (m. 95 vd): Süre (MADDE 96): Eski hâle getirme, işlemin süresinde yapılamamasına sebep olan engelin ortadan kalkmasından itibaren iki hafta içinde talep edilmelidir. Kural: İlk derece ve istinaf yargılamalarında, en geç nihai karar verilinceye kadar eski hâle getirme talebinde bulunmak mümkündür. İstisna: Ancak, nihai karar bir tarafın yokluğunda verilmişse, tahkikat aşamasında kaçırılan süreler için kararın verilmesinden sonra da eski hâle getirme talebinde bulunulabilir. Talebin şekli ve kapsamı (MADDE 97): Eski hâle getirme, dilekçeyle talep edilir. Dilekçede, talebin dayandığı sebepler ile bunların delil veya emareleri gösterilir. Süresinde yapılamayan işlemin de eski hâle getirme talebinde bulunmak için öngörülen süre içinde yapılması zorunludur. 34 17

Eski Hale Getirme (m. 95 vd): Talep ve inceleme mercii (MADDE 98): Yapılamayan işlem için eski hâle getirme, bu işlem hakkında hangi mahkemede inceleme yapılacak idiyse, o mahkemeden talep edilir. Eski hâle getirme, istinaf yoluna başvuru hakkının düşmesi hâlinde, bölge adliye mahkemesinden; temyiz yoluna başvuru hakkının düşmesi hâlinde ise Yargıtaydan talep edilir. Talebin yargılamaya ve hükmün icrasına etkisi MADDE 99- (1) Eski hâle getirme talebi, yargılamanın ertelenmesini gerektirmez ve hükmün icrasına engel olmaz. Ancak, talebi inceleyen mahkeme, talebi haklı görürse, teminat gösterilmek şartıyla, yargılamanın ertelenmesine veya hükmün icrasının geri bırakılmasına karar verebilir. Mahkeme, gerektiğinde teminat gösterilmeden de yargılamanın ertelenmesine veya icranın geri bırakılmasına karar verebilir. 35 Tebligat Kazai (Yargısal) Tebligat, bir davaya ilişkin olan işlemleri, o davayla ilgili olan kişilere, Kanunda belirtilen usule uygun olarak bildirmek için yapılan belgelendirme işlemidir. Tebligat işlemleri, 7201 Sayılı Tebligat Kanununa tabidir. Tebligat kural olarak PTT İşletmesi aracılığıyla yapılır. Ancak Kanun bazı hallerde tebligatı çıkartan kurumun kendi memuru veya kolluk kuvvetleri aracılığı ile tebligat yapabileceğini düzenlemiştir. Ayrıca bazı durumlarda doğrudan tebligat da düzenlenmiştir: Madde 36 Celse esnasında veya kalemde, soruşturmaya, davaya ya da takibe ait evrakın, taraflara, ilgili üçüncü kişilere, katılana veya vekillerine tutanağa geçirilmek suretiyle veya imza karşılığında, tebliğ konusu belirtilerek tevdii, tebliğ hükmündedir. Bu durumda ayrıca tebliğ mazbatası düzenlenmesi gerekmez ve masraf da alınmaz. Madde 37 Celse esnasında kazai merci tarafından sıfatları tesbit edilen avukat katiplerine ve stajyerlerine mütaakip celse gün ve saatinin bildirilmesi avukata tebliğ hükmündedir. Madde 38 Vekil vasıtasiyle takibedilen davalarda, vekiller makbuz mukabilinde yekdiğerine tebligat yapabilirler. 36 18

Tebligat Madde 10 Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartiyle her yerde tebligat yapılması caizdir. Vekile ve kanuni mümesile tebligat: Madde 11 Vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır. 37 Tebligat Aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçiye tebligat: Madde 16- Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır. Madde 22 Muhatap yerine kendisine tebliğ yapılacak kimsenin görünüşüne nazaran onsekiz yaşından aşağı olmaması ve bariz bir surette ehliyetsiz bulunmaması lazımdır. Belli bir yerde veya evde meslek ve sanat icrası: Madde 17 Belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler, o yerde bulunmadıkları takdirde tebliğ aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine, meslek veya sanatını evinde icra edenlerin memur ve müstahdemlerinden biri bulunmadığı takdirde aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır. 38 19

Tebligat Adres Bildirme Zorunluluğu Madde 35 Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır. Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır. Bundan sonra eski adrese çıkarılan tebliğler muhataba yapılmış sayılır. 39 Tebligat Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina: Madde 21 Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır. Muhtar, ihtiyar heyeti azaları, zabıta amir ve memurları yukarıdaki fıkralar uyarınca kendilerine teslim edilen evrakı kabule mecburdurlar. 40 20

Tebligat İlanen Tebligat Madde 28 Adresi meçhul olanlara tebligat ilanen yapılır. Yukarıki maddeler mucibince tebligat yapılamıyan ve ikametgahı, meskeni veya iş yeri de bulunamıyan kimsenin adresi meçhul sayılır. Adresin meçhul olması halinde keyfiyet tebliğ memuru tarafından mahalle veya köy muhtarına şerh verdirilmek suretiyle tesbit edilir. Bununla beraber tebliği çıkaran merci, muhatabın adresini resmî veya hususi müessese ve dairelerden gerekli gördüklerine sorar ve zabıta vasıtasıyla tahkik ve tespit ettirir. Madde 31 İlanen tebliğ, son ilan tarihinden itibaren yedi gün sonra yapılmış sayılır.ilanen tebliğe karar veren merci, icabına göre daha uzun bir müddet tayin edebilir. Ancak, bu süre 15 günü geçemez. 41 Tebligat Kanundaki şekilde yapılmayan tebliğ, usulsüz tebliğdir. Öğrenmeden itibaren geçerli sayılır. Bu öğrenmenin tarihi konusunda karşı taraf bir ispat faaliyetinde bulunamaz. Usulüne aykırı tebliğin hükmü: Madde 32 Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur. 42 21

Medeni Usul Hukukuna Hakim Olan İlkeler (m. 24 33) 1. Tür İlkeler: Yargılama Hukukunun Temelini oluşturan, çoğu zaman Anayasadan doğan vazgeçilemez, değiştirilemez ilkelerdir. Örn: Adil Yargılanma Hakkı, Hukuki Dinlenilme Hakkı, Usul Ekonomisi İlkesi 2. Tür İlkeler: Yargılamayı şekillendiren, hukuk politikasının sonucu olan, Kanun koyucunun iradesi ile oluşan ilkelerdir. Örn: Taraflarca Hazırlama İlkesi - Resen Araştırma İlkesi, Yazılılık İlkesi Sözlülük İlkesi Bu ilkelere hem kanun hazırlanırken, hem de yorumlanırken başvurulur. Bu ilkeler kanun koyucuyu, tarafları ve yargının unsurlarını (hakim savcı avukat) bağlar. 43 Görev Kuralları 1. Aşama > Yargı Yolu (örn: İdari Yargı Adli Yargı) 2. Aşama > Görev (örn: Sulh Hukuk M. Asliye Hukuk M.) 3. Aşama > Yetki (örn: Ankara İstanbul) 44 22

Görev Kuralları Asliye Hukuk Mahkemeleri: Görevin belirlenmesi ve niteliği MADDE 1- (1) Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. Asliye hukuk mahkemelerinin görevi MADDE 2- (1) Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. (2) Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir. 45 Görev Kuralları Sulh Hukuk Mahkemeleri: MADDE 4- (1) Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; a) Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları, b) Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davaları, c) Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları, 46 23

Görev Kuralları Sulh Hukuk Mahkemeleri: ç) Bu Kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hâkimini görevlendirdiği davaları, görürler. MADDE 383- (1) Çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemesidir. (Bir husus Çekişmesiz Yargı işi ise (HMK m. 382 vd.), kanunlarda aksi belirtilmemişse veya sadece mahkeme denilmişse, Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir) 47 Özel Mahkemeler Özel mahkemeler kanunla kurulurular, belirli bir konuda ihtisas sahibi olurlar. Asliye Hukuk Mahkemesi seviyesindedirler. Ayrı yazı işleri (kalem) teşkilatları vardır. İş yoğunluğunun fazla olduğu yerlerde dairelerinin kurulması mümkündür. Bu daireler arasında da iş dağılımı ilişkisi vardır. Davanın açılması gereken özel mahkemenin bulunmadığı yerlerde, Asliye Hukuk Mahkemesi özel mahkeme sıfatı ile (yani İş Mahkemesi veya Tüketici Mahkemesi gibi) yargılama yapar. Böyle bir durumda, dava dilekçesinde yazılan mahkeme adının bir önemi yoktur. Asliye Hukuk Mahkemesi davaya hangi sıfatla bakması gerekiyorsa o sıfatla bakar, görevsizlik kararı vermez. 48 24

Görev Kuralları Görev Kurallarının Niteliği: Kamu düzenindendir ve Dava Şartıdır. Sadece Kanunla belirlenebilir. Görev konusunda bir sözleşme yapılamaz. Mahkeme resen araştırır. Taraflar davanın her aşamasında öne sürebilirler İlk derece mahkemesi incelememiş olsa bile istinaf ve temyiz incelemesinde üst derece mahkemesi tarafından kendiliğinden incelenir. Görevsiz mahkemenin kararı kesinleşmiş ise yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurulamaz. 49 Görev Kuralları Görev Kurallarına Aykırılık ve Sonuçları Görev dava şartı olduğu için her aşamada ileri sürülebilir veya hakim resen değerlendirebilir. Taraf ileri sürerse mahkeme inceler ve diğer dava şartları gibi tahkikata geçmeden karara bağlamak zorundadır. Hakim dosya üzerinden veya ön inceleme duruşmasında tarafları dinleyerek de bir karar verebilir. Görevli olduğu kanısına varırsa itirazı reddeder ve davayı görmeye devam eder. Hakim davadan el çekmediği için bu bir ara karardır. Ara kararlara karşı derhal bir kanun yolu yoktur. Nihai kararla birlikte kanun yoluna gidilebilir. 50 25

Görev Kuralları Görev Kurallarına Aykırılık ve Sonuçları Görevsizlik kararı ise davadan el çekildiği için nihai bir karardır. Göreve ilişkin olduğu için usuli bir nihai karardır, bir hüküm değildir! Nihai karar olduğu için kanun yoluna gidilebilir. Hakim görevsizlik kararında görevli mahkemeyi de belirtir ve dosyanın bu mahkemeye gönderilmesine karar verir fakat bu sadece bir karardır, kendiliğinden göndermez. Dava konusu 3110 TL den (2017) fazla olan görevsizlik kararları için istinaf yoluna başvurulabilir, bu karara karşı temyiz yok! 51 Yetki Kuralları Görevli mahkeme belirlendikten sonra, o davaya hangi yer mahkemesinde bakılacağı tespit edilmelidir. Bunu belirleyen kurallara yetki kuralları adı verilir. Mahkemeler sadece kendi yargı çevrelerinde (ilçe idari sınırları) faaliyet gösterebilirler. Yetki kuralları prensip olarak kamu düzenine ilişkin değildir. Bazı hallerde ise HMK ve diğer kanunlar tarafından kesin yetki kuralı belirlenmiştir. 52 26

A. Kesin Olmayan Yetki Kuralları 1. Genel Yetki Kuralı MADDE 5- (1) Mahkemelerin yetkisi, diğer kanunlarda yer alan yetkiye ilişkin hükümler saklı kalmak üzere, bu Kanundaki hükümlere tabidir. MADDE 6- (1) Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. (2) Yerleşim yeri, 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu hükümlerine göre belirlenir. TMK. Madde 19- Yerleşim yeri bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir. Bir kimsenin aynı zamanda birden çok yerleşim yeri olamaz. Bu kural ticarî ve sınaî kuruluşlar hakkında uygulanmaz. Madde 51- Tüzel kişinin yerleşim yeri, kuruluş belgesinde başka bir hüküm bulunmadıkça işlerinin yönetildiği yerdir. 53 A. Kesin Olmayan Yetki Kuralları 1. Genel Yetki Kuralı Özel yetkili mahkeme, genel yetkili mahkemeyi ortadan kaldırmaz, genel yetkili mahkeme de yetkilidir. Genel yetki kuralı dava açıldığı an için önemlidir, davalı yerleşim yerini değiştirse bile davaya devam edilir. Ancak tebligatlar yeni yerleşim yerine yapılır. Türkiye de yerleşim yerinin bulunmaması hâlinde yetki: MADDE 9- (1) Türkiye de yerleşim yeri bulunmayanlar hakkında genel yetkili mahkeme, davalının Türkiye deki mutad meskeninin bulunduğu yer mahkemesidir. Ancak, diğer özel yetki hâlleri saklı kalmak üzere, malvarlığı haklarına ilişkin dava, uyuşmazlık konusu malvarlığı unsurunun bulunduğu yerde de açılabilir. Türkiye de yerleşim yeri veya mutad meskeni olmayanlar hakkında MÖHUK (Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun) hükümleri uygulanır. (TMK. Madde 168- Boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir.) 54 27

A. Kesin Olmayan Yetki Kuralları 1. Genel Yetki Kuralı Davalının birden fazla olması hâlinde yetki MADDE 7- (1) Davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır. (Kesin yetki kuralıdır, örn: haksız fiilin işlendiği yer) (2) Birden fazla davalının bulunduğu hâllerde, davanın, davalılardan birini sırf kendi yerleşim yeri mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla açıldığı, deliller veya belirtilerle anlaşılırsa, mahkeme, ilgili davalının itirazı üzerine, onun hakkındaki davayı ayırarak yetkisizlik kararı verir. (Dürüstlük ilkesi çerçevesinde mahkemenin resen de değerlendirme yapılabilmesi gerekir) 55 A. Kesin Olmayan Yetki Kuralları 2. Özel Yetki Kuralları > Şubeler ve tüzel kişilerle ilgili davalarda yetki MADDE 14- (1) Bir şubenin işlemlerinden doğan davalarda, o şubenin bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir. > Bir yerde geçici olarak oturanlara karşı açılacak davalarda yetki MADDE 8- (1) Memur, işçi, öğrenci, asker gibi, bir yerde geçici olarak oturanlara karşı açılacak alacak veya taşınır mal davaları için, orada bulunmaları uzunca bir süre devam edebilecekse, bulundukları yer mahkemesi de yetkilidir. 56 28

A. Kesin Olmayan Yetki Kuralları 2. Özel Yetki Kuralları > Sözleşmeden doğan davalarda yetki MADDE 10- (1) Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir. Bu kural borçlar hukukuna tabi sözleşmeler içindir. Sözleşmenin feshi halinde bu özel yetki kuralı uygulanamaz. İfa yeri davacıya göre belirlenir (yani davalının ifa etmesi gereken yer). Taraflar ifa yerini belirlememişlerse Borçlar Kanununa (m. 89) bakılır. 57 A. Kesin Olmayan Yetki Kuralları 2. Özel Yetki Kuralları > Haksız fiilden doğan davalarda yetki MADDE 16- (1) Haksız fiilden doğan davalarda, 1. haksız fiilin işlendiği veya 2. zararın meydana geldiği yahut 3. gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da 4. zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir. 58 29

A. Kesin Olmayan Yetki Kuralları 2. Özel Yetki Kuralları > Mirastan doğan davalarda yetki MADDE 11-... (2) Terekede bulunan bir mal hakkında açılmak istenen istihkak davası, terekenin yazımı ve tespiti zamanında mal nerede bulunuyorsa, orada da açılabilir. (3) Mirasçılık belgesinin iptali ve yeni mirasçılık belgesi verilmesine ilişkin davalarda, mirasçıların her birinin oturduğu yer mahkemesi de yetkilidir. > Sigorta sözleşmelerinden doğan davalarda yetki (Deniz sigortaları hariç) MADDE 15- (1) Zarar sigortalarından doğan davalar, sigorta, bir taşınmaza veya niteliği gereği bir yerde sabit bulunması gereken yahut şart kılınan taşınıra ilişkinse, malın bulunduğu yerde; bir yerde sabit bulunması gerekmeyen veya şart kılınmayan bir taşınıra ilişkinse, rizikonun gerçekleştiği yerde de açılabilir. 59 B. Kesin Yetki Kuralları > Taşınmazın aynından doğan davalarda yetki MADDE 12- (1) Taşınmaz üzerindeki ayni hakka ilişkin veya ayni hak sahipliğinde değişikliğe yol açabilecek davalar ile taşınmazın zilyetliğine yahut alıkoyma hakkına ilişkin davalarda, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir. (2) İrtifak haklarına ilişkin davalar, üzerinde irtifak hakkı kurulan taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde açılır. (3) Bu davalar, birden fazla taşınmaza ilişkinse, taşınmazlardan birinin bulunduğu yerde, diğerleri hakkında da açılabilir. (İlçe sınırlarının değişmesi vb. gibi bir sebeple mahkeme yetkisiz hale gelirse, davayı derhal yetkili mahkemeye göndermelidir. Bu durum teknik anlamda bir yetkisizlik kararı değildir.) 60 30

B. Kesin Yetki Kuralları > Şubeler ve tüzel kişilerle ilgili davalarda yetki MADDE 14- (2) Özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir. > Sigorta sözleşmelerinden doğan davalarda yetki (2) Can sigortalarında, sigorta ettirenin, sigortalının veya lehtarın leh veya aleyhine açılacak davalarda onların yerleşim yeri mahkemesi kesin yetkilidir. 61 B. Kesin Yetki Kuralları > Mirastan doğan davalarda yetki MADDE 11- (1) Aşağıdaki davalarda, ölen kimsenin son yerleşim yeri mahkemesi kesin yetkilidir: a) Terekenin paylaşılmasına, yapılan paylaşma sözleşmesinin geçersizliğine, ölüme bağlı tasarrufların iptali ve tenkisine, miras sebebiyle istihkaka ilişkin davalar ile mirasçılar arasında terekenin yönetiminden kaynaklanan davalar. b) Terekenin kesin paylaşımına kadar mirasçılara karşı açılacak tüm davalar. 62 31

Yetki Sözleşmesi Kesin yetki olmayan hallerde ve tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalarda taraflar kanun gereği yetkisiz olan bir mahkemeyi, aralarında anlaşarak yetkili hale getirebilirler. Buna yetki sözleşmesi adı verilir. Yabancı mahkemelerin yetkili kılınması da mümkündür (MÖHUK m. 47) Yetki sözleşmesi bir usul sözleşmesidir, bu yüzden Türk Mahkemelerini yetkili kılmak için yurt dışında yapılan yetki sözleşmelerinin geçerliliği de Türk Hukukuna tabidir. Yetki sözleşmesi sadece tacirler ve kamu tüzel kişileri tarafından yapılabilir. Bunlar dışındaki kimselerin yaptıkları sözleşmeler geçersizdir. 63 Yetki Sözleşmesi Yetki Sözleşmesinin Şartları 1. Kesin yetki olmamalıdır. 2. Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri bir uyuşmazlık olmalıdır. 3. Yazılı Olmalıdır (Ancak davacı yetkisiz bir mahkemede dava açmış, davalı da itiraz etmemişse bu da bir yetki sözleşmesi gibi değerlendirilebilir. Fakat bu herkes için geçerlidir, tacir veya kamu tüzel kişisi olmak gerekli değildir). 4. Uyuşmazlık belli veya belirlenebilir olmalıdır. 5. Mahkeme( ahkeme(ler) belli olmalıdır. Yetki sözleşmesi aksi belirtilmemişse münhasır kabul edilir, sadece bu mahkeme veya mahkemelerde dava açılabilir. 64 32

Yetki Kuralları Yetki Kurallarına Aykırılık ve Sonuçları Kesin Yetki varsa: Dava şartı olduğu için her aşamada ileri sürülebilir. Hakim resen değerlendirebilir. Kesin Yetki Yoksa: Dava şartı değil, dava engelidir. Bu sebeple davanın başında ilk itiraz olarak (cevap dilekçesi ile) öne sürülmelidir. Öne sürülmediği taktirde daha sonra öne sürülemez. Yetki itirazı yapılırken mutlaka yetkili mahkeme de belirtilmelidir. Hakim resen değerlendiremez. Yetkinin kesin olmadığı davalarda davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hâle gelir. 65 Yetki Kuralları Yetki Kurallarına Aykırılık ve Sonuçları Her Durumda: Hakim dosya üzerinden veya ön inceleme duruşmasında tarafları dinleyerek de bir karar verebilir. Tahkikat aşamasına geçilmeden yetki(sizlik) konusunda karar verilmelidir. Mahkeme, yetkili olduğu kanısına varırsa itirazı reddeder ve davayı görmeye devam eder. Hakim davadan el çekmediği için bu bir ara karardır. Ara kararlara karşı derhal bir kanun yolu yoktur. Nihai kararla birlikte kanun yoluna gidilebilir. 66 33

Yetki Kuralları Yetki Kurallarına Aykırılık ve Sonuçları Her Durumda: Yetkisizlik kararı ise davadan el çekildiği için nihai bir karardır. Yetkiye ilişkin olduğu için usuli bir nihai karardır, bir hüküm değildir. Nihai karar olduğu için kanun yoluna gidilebilir. Hakim yetkisizlik kararında yetkili mahkemeyi de belirtir ve dosyanın bu mahkemeye gönderilmesine karar verir fakat bu sadece bir karardır, kendiliğinden göndermez. Şu an için (2016) dava konusu 2190 TL den fazla olan yetkisizlik kararları için temyiz yoluna başvurulabilir. B.A.M. Faaliyete başladıktan sonra 1500 TL nin üzerindeki davalar için istinaf yoluna başvurulacak, bu karara karşı temyiz olmayacak. 67 Görevsizlik veya Yetkisizlik Kararı Üzerine Yapılacak İşlemler MADDE 20- (1) Görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi hâlinde, taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir. Aksi takdirde, bu mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilir. (2) Dosya kendisine gönderilen mahkeme, kendiliğinden taraflara davetiye gönderir. 68 34

TARAF Dava, iki taraf sistemi üzerine kuruludur. Her davada mutlaka iki taraf vardır. Hukuki korunma talep eden kişi davacıdır. dır. Kendisine karşı hukuki korunma talep edilen ise davalıdır. dır. Davacı ve davalı sıfatları aynı kişide birleşemez. Birleşirse (örn. Miras yoluyla) dava sona erer. Bununla birlikte davacı veya davalı tarafı birden fazla kişi oluşturabilir. Ancak bu durum, ikiden fazla taraf olduğu anlamına gelmez. 69 TARAF Çekişmeli Yargı: Davacı / Davalı Çekişmesiz Yargı: İlgili Geçici Hukuki Korumalar: Talep Eden / Talebin Karşı Tarafı 70 35

TARAF Davanın tarafları her zaman eşittir (silahların eşitliği ilkesi adil yargılanma hakkının bir unsuru) Dava açılırken davalı tarafın kim olduğu gösterilmek zorundadır, aksi takdirde dava dilekçesi işleme konulmaz. Mahkemenin hiç belirtilmemiş tarafı araştırma yükümlülüğü yoktur. Aslında hakkın (hukuki ilişkinin) tarafı olmayan bir kişiye dava açılırsa o kişi maddi hukuk anlamında taraf haline gelmez. Fakat dava açısından artık davalı sıfatını taşır. Yanlış kişiye karşı açılan davalarda tarafın değiştirilmesi gerekir. 71 TARAF 1. Kimler taraf olabilir? TARAF EHLİYETİ 2. Kimler davayı takip edebilir? DAVA EHLİYETİ 3. Taraf ve dava ehliyetleri olmasına rağmen talep sonucu hakkında hüküm alabilme yetkisi olmayanların temsili yetkisi kime aittir? DAVA TAKİP YETKİSİ 4. Bir davada taraf olarak gösterilen kişiler gerçekten o dava ile ilgili midir? SIFAT (HUSUMET) 72 36

TARAF EHLİYETİ (m. 50) Davada taraf olabilme, usuli hakkın süjesi olabilme ehliyeti, taraf ehliyetidir. Taraf ehliyetine sahip kişiler davada davacı ve davalı sıfatını taşıyabilirler. MADDE 50- (1) Medenî haklardan yararlanma ehliyetine sahip olan, davada taraf ehliyetine de sahiptir. TMK Madde 8 - Her insanın hak ehliyeti vardır. Buna göre bütün insanlar, hukuk düzeninin sınırları içinde, haklara ve borçlara ehil olmada eşittirler. TMK Madde 28 - Kişilik, çocuğun sağ olarak tamamıyla doğduğu anda başlar ve ölümle sona erer. Çocuk hak ehliyetini, sağ doğmak koşuluyla, ana rahmine düştüğü andan başlayarak elde eder. (Cenin söz konusu ise: 427/3: Kayyım atanır) 73 TARAF EHLİYETİ TMK Madde 48- Tüzel kişiler, cins, yaş, hısımlık gibi yaradılış gereği insana özgü niteliklere bağlı olanlar dışındaki bütün haklara ve borçlara ehildirler. Devletin tüzel kişiliği vardır, fakat devlete karşı açılacak davalar Bakanlıklara açılır. Bakanlıkların tüzel kişiliği olmamasına rağmen devleti temsil etmeleri sebebiyle Taraf Ehliyetleri vardır. Ayrı tüzel kişiliği olan Genel Müdürlüklere karşı açılacak davalar bunlara karşı açılmalıdır. İl özel idaresi, köyler ve belediyelerin de tüzel kişilikleri vardır. Bunlara karşı dava açılması gerekir. Miras ortaklıkları ve adi şirketlerin tüzel kişiliği olmadığı için, taraf ehliyetleri de yoktur. Taraf ehliyeti dava şartıdır. 74 37

DAVA EHLİYETİ (m. 51) Dava ehliyeti, kişinin kendisinin veya yetkili kılacağı bir temsilci (vekil) ile bir davayı davacı veya davalı olarak takip etme ve usul işlemlerini yapabilme ehliyetidir. Dava şartıdır. Medeni Kanuna göre fiil ehliyetine sahip olan kişiler, dava ehliyetine de sahip olurlar. TMK Madde 10 - Ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan her ergin kişinin fiil ehliyeti vardır. TMK Madde 49- Tüzel kişiler, kanuna ve kuruluş belgelerine göre gerekli organlara sahip olmakla, fiil ehliyetini kazanırlar. 75 DAVA TAKİP YETKİSİ (m. 53) MADDE 53- (1) Dava takip yetkisi, talep sonucu hakkında hüküm alabilme yetkisidir. Bu yetki, kanunda belirtilen istisnai durumlar dışında, maddi hukuktaki tasarruf yetkisine göre tayin edilir. Dava takip yetkisi, kural olarak, hakkın tarafındandır. Bir hakkı ihlal edilen veya bir hukuki koruma isteyen kimsenin bu davayı takip etme yetkisi de bulunur. Diğer kimselerin kural olarak böyle bir yetkisi yoktur. Dava şartıdır. Bazı hallerde ise, hakkın tarafı olmayan bir kimse, hakkın sahibi adına bu davayı açıp yürütebilir. Davayı bu kimse takip etmesine rağmen, hüküm asıl taraf hakkında verilir. Dava takip yetkisi, şekli taraf kavramının bir sonucudur. Dava takip yetkisi, temsilden farklıdır, çoğunlukla kanundan doğan istisnai durumlarda tanınmış olan bir yetki söz konusudur (İİK m. 94/II, 120; TMK m. 550, 551, 562; TTK m. 555, 556). 76 38

TARAF SIFATI (HUSUMET) Sıfat, dava konusu sübjektif hak ile taraflar arasındaki ilişkidir. Davanın tarafları şekli anlamda taraftırlar, fakat davanın konusunu oluşturan maddi hukuk ilişkisinin tarafları olup olmadığı sıfat ile tespit edilir. Uygulamada, davacının sıfatına aktif husumet, davalının sıfatına pasif husumet de denilmektedir. Sıfat bir dava şartı değildir. Diğer itirazlar gibi dosyadan anlaşıldığı ölçüde hakim tarafından değerlendirilir. Bir kimsenin bir hukuki ilişkinin gerçekten tarafı olup olmadığını tespit edebilmek için kural olarak işin esasına girmek gerekir. Bu yüzden sıfat bir dava şartı değildir. Sıfat yokluğu söz konusu olursa, dava esastan reddedilir. Bu yüzden söz konusu hüküm kesinleştikten sonra aynı kişiler arasında aynı sebebe ve konuya dayanan bir dava açılamaz. 77 TARAFLARIN DEĞİŞMESİ Dava konusunun devri MADDE 125- (1) Davanın açılmasından sonra, davalı taraf, dava konusunu üçüncü bir kişiye devrederse, davacı aşağıdaki yetkilerden birini kullanabilir: a) İsterse, devreden tarafla olan davasından vazgeçerek, dava konusunu devralmış olan kişiye karşı davaya devam eder. Bu takdirde davacı davayı kazanırsa, dava konusunu devreden ve devralan yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olur. b) İsterse, davasını devreden taraf hakkında tazminat davasına dönüştürür. (2) Davanın açılmasından sonra, dava konusu davacı tarafından devredilecek olursa, devralmış olan kişi, görülmekte olan davada davacı yerine geçer ve dava kaldığı yerden itibaren devam eder. 78 39

İRADİ TEMSİL (VEKALET) Dava ehliyetine sahip olan herkes kendisinin açtığı veya kendisine karşı açılan her davayı kendisi* takip edebileceği gibi, bir vekil de atayabilir. MADDE 71- (1) Dava ehliyeti bulunan herkes, davasını kendisi veya tayin ettiği vekil aracılığıyla açabilir ve takip edebilir. * İstisna: MADDE 80- (1) Hâkim, taraflardan birisinin, davasını bizzat takip edecek yeterlikte olmadığını görürse, ona uygun bir süre tanıyarak, davasını vekil aracılığıyla takip etmesine karar verebilir. Verilen karara uymayan taraf hakkında, yokluğu hâlindeki hükümlere göre işlem yapılır. 79 DAVA ARKADAŞLIĞI Davada iki taraf vardır. Fakat her bir tarafın birden fazla kişiden oluşması mümkündür. Böyle bir durumda dava arkadaşlığı söz konusu olur. Davacı taraf birden fazla kişiden oluşuyorsa aktif dava arkadaşlığı, davalı taraf birden fazla kişiden oluşuyorsa pasif dava arkadaşlığından bahsedilir. Dava arkadaşlığına sübjektif dava birleşmesi adı da verilmektedir. Dava arkadaşlığı maddi veya usuli olabileceği gibi, ihtiyari ve mecburi olabilir. 80 40

İHTİYARİ DAVA ARKADAŞLIĞI MADDE 57- (1) Birden çok kişi, aşağıdaki hâllerde birlikte dava açabilecekleri gibi aleyhlerine de birlikte dava açılabilir: 1. Davacılar veya davalılar arasında dava konusu olan hak veya borcun, elbirliği ile mülkiyet dışındaki bir sebeple ortak olması. 2. Ortak bir işlemle hepsinin yararına bir hak doğmuş olması veya kendilerinin bu şekilde yükümlülük altına girmeleri. 3. Davaların temelini oluşturan vakıaların ve hukuki sebeplerin aynı veya birbirine benzer olması. Bu hallerden birisi olmamasına rağmen dava birden çok kişi tarafından veya birden çok kişiye karşı açılırsa, hakim davaların ayrılmasına karar verir. Bu hallerden biri olmasına rağmen ayrı ayrı açılmışsa, o zaman da davaların birleştirilmesi söz konusu olabilir. 81 İHTİYARİ DAVA ARKADAŞLIĞI İhtiyari dava arkadaşlarının davadaki durumu MADDE 58- (1) İhtiyari dava arkadaşlığında, davalar birbirinden bağımsızdır. Dava arkadaşlarından her biri, diğerinden bağımsız olarak hareket eder. Buna göre: Bu davalar birbirinden bağımsızdır, aslında dava arkadaşı sayısı kadar dava vardır. Her bir dava arkadaşı ayrı ayrı savunma yapabilir. Dava şartları ve engelleri ayrı ayrı incelenir. Ayrı ayrı taraf usul işlemleri yapabilirler, ayrı ayrı vekil atayabilirler, süreler ayrı ayrı hesaplanır. Ayrı hükümler verilebilir, yargılama giderlerine ayrı ayrı karar verilir. Taraflardan birisi temyize başvurursa ve hüküm bozulursa sadece kendisi yararlanır, diğer taraf yararlanamaz. Bu davaların birlikte görülmesinin faydası, tahkikat aşamasının tek olmasıdır. 82 41

MECBURİ DAVA ARKADAŞLIĞI MADDE 59- (1) Maddi hukuka göre, bir hakkın birden fazla kimse tarafından birlikte kullanılması veya birden fazla kimseye karşı birlikte ileri sürülmesi ve tamamı hakkında tek hüküm verilmesi gereken hâllerde, mecburi dava arkadaşlığı vardır. Mecburi dava arkadaşlığı çoğunlukla maddi hukuktan kaynaklanmaktadır. Bazı hakların ve yükümlülüklerin bunun tüm süjelerince hep birlikte yerine getirilmesi gerekir. Bu durum birlikte hareket etme zorunluluğu (örn. İştirak halinde mülkiyet) veya bölünemezlikten (örn. Birden fazla kiracının tahliyesi) kaynaklanmaktadır. 83 MECBURİ DAVA ARKADAŞLIĞI Mecburi dava arkadaşlarının davadaki durumu MADDE 60- (1) Mecburi dava arkadaşları, ancak birlikte dava açabilir veya aleyhlerine de birlikte dava açılabilir. Bu tür dava arkadaşlığında, dava arkadaşları birlikte hareket etmek zorundadır. Ancak, duruşmaya gelmiş olan dava arkadaşlarının yapmış oldukları usul işlemleri*, usulüne uygun olarak davet edildiği hâlde duruşmaya gelmemiş olan dava arkadaşları bakımından da hüküm ifade eder. * Davaya son veren usul işlemleri (feragat, kabul, sulh) hariç. 84 42