Haftanın Ortası Güncel konularla her Çarşamba Liderleri, 1990 lardan kalma etnik yaraları kaşıyarak iktidar alanlarını genişletmeye çalışan Balkan ülkeleri açısından 2017 iyi başlamadı. ABD-Rusya-AB arasındaki bilek güreşinde kimin güçlü olduğunun ölçüldüğü bir yer halindeki Balkan ülkelerinde son dönemlerde siyasi ve etnik çalkantılar her geçen gün biraz daha artıyor. AB çıpasının gücünü kademeli olarak kaybedişine paralel artan etnik ve sosyal çalkantılar açısından problemli ülkeler olarak Bosna-Hersek, Kosova, Sırbistan ve Makedonya özellikle ön planda. Trump in iktidara gelişi ile yepyeni bir döneme giren dünyada, Rusya nın hâkimiyet alanını genişletme isteğiyle birlikte Balkanlar ın geleceği de yeniden şekilleneceğe benziyor. Balkanlarda sınırların bir kez daha değişime aday oluşu tabi birçok problemi, cevabı şimdiden bilinmeyen soruyu da beraberinde getiriyor. Balkanlar krize mi sürükleniyor? Liderleri, 1990 lardan kalma etnik yaraları kaşıyarak iktidar alanlarını genişletmeye çalışan Balkan ülkeleri açısından 2017 iyi başlamadı. ABD-Rusya-AB arasındaki bilek güreşinde kimin güçlü olduğunun ölçüldüğü bir yer halindeki Balkan ülkelerinde son dönemlerde siyasi ve etnik çalkantılar her geçen gün biraz daha artıyor. AB çıpasının gücünü kademeli olarak kaybedişine Şekil 1: Balkanlar da Etnik Dağılım Güney sınırında Orta Doğu ateşine elinikolunu çoktan sokmuş olan Türkiye nin batı komşuları Balkanlarda yaşanacak gerginlikten, çatışma ve belki de savaşlardan etkilenmemesi kaçınılmaz hale gelebilir. En basitinde, enerji koridoru planları güncellenmek zorunda kalacağı gibi, yeni bir tur göç dalgası ile karşılaşabilir. Kaynak: South Front, Egeli & Co. 1
paralel artan etnik ve sosyal çalkantılar açısından problemli ülkeler olarak Bosna-Hersek, Kosova, Sırbistan ve Makedonya özellikle ön planda. Trump in iktidara gelişi ile yepyeni bir döneme giren dünyada, Rusya nın hâkimiyet alanını genişletme isteğiyle birlikte Balkanlar ın geleceği de yeniden şekilleneceğe benziyor. Romanya da bazı yolsuzlukları suç olmaktan çıkaran bir kanunu protesto eden yüzbinlerin sokak gösterileri Türkiye de basının dikkatini çekebilmiş olsa da, bölge için sorunlar aslında çok daha katmanlı. Ve açıkçası potansiyel sorunlar önümüzdeki birkaç sene içinde söz konusu ülkelerde zaten bıçak sırtı olan barışı tehdit edici bir hal alıyor. Bosna Savaşı nın (1992-95) ve Kosova Savaşı nın (19998-99) bitişinin ardından yirmi yıla yakın bir zaman geçmiş olsa da, AB-ABD- NATO nun katkılarıyla ultra-milliyetçilikten uzaklaşılmış olsa da, bölgede hala etnik kimlikler üzerinden hızla tansiyon yükseltmeyi başaran, hedefleyen politikacılar var. Rusya-AB arasında güç çekişmesi de olayların tırmanma hızını artırıyor. Etnik çatlaklara zorlaşan ekonomik koşullar, artan işsizlik-özellikle genç işsizliği de eklenince ateşle barut yan yana gelmiş oluyor. Şekil 2: Balkanlar Geniş Bir Bölgenin Güç Savaşının Ortasında Yer Alıyor Kaynak: BMI, Egeli & Co. 2
Uzun yıllar Osmanlı yönetiminde kalan bölgenin haliyle bugünün Türkiye sine de uzanan doğal bağlantıları var. Fakat bu bağlardan öteye; Balkan ülkeleri Avrupa coğrafyası açısından çok önemli bir jeopolitik bölge. Balkan toprakları Avrupa nın Karadeniz, Türkiye, Kafkaslar, Orta Asya, Hazar Denizi, Kuzey Afrika ve Orta Doğu ya açılan en doğu noktası. Adı geçen bölgeler zaten yüzyıllardır ticaret ve enerji üzerinden güç savaşı merkezleri olduğundan, Avrupa Kalesi nin bir anlamda doğu duvarını oluşturuyor. Son dönemlerde ise özellikle doğudan gelen mültecilerin de Avrupa ya ulaşma kapısı olduğundan, Orta Doğu da yaşanan Suriye krizinden bağımsız olmayacak şekilde riskli bir alanın varlığı anlamına da geliyor. Özellikle IŞİD in Bosna, Arnavutluk ve Kosova da yaşayan Müslüman nüfus arasında kendine yer edinerek Avrupa yı tehdit edişine de dikkat çekiliyor. Şekil 3: Balkanlar da Etnik Hatlar Üzerinden Siyasi Tansiyon Yükseliyor Olumlu anlamda ise, AB ve NATO nun genişlemeleri açısından da Balkan ülkeleri büyük önem taşımaktalar. Arnavutluk, Bulgaristan, Hırvatistan ve Romanya NATO ülkeleri olarak; son üçü de AB üyesi olarak Rusya nın bölgede yaymaya çalıştığı nüfuzuna karşı da önemli bir kalkan görevi görüyorlar. Avrupa ülkelerine uzanan enerji koridorunun önemli bir parçası olmaları da ülkeleri kendi kaderleri haline bırakılamaz hale getiriyor. Kaynak: BMI, Egeli & Co. 3
Çok hızlıca eskiden günümüze gelirsek, II. Dünya savaşı sonrasının Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti hatırlanacağı üzere yükselen milliyetçilik akımı ile birlikte 1991 yılında dağıldı. Aşırı milliyetçilerin körüklemesiyle Bosna ve Kosova da 100,000 den fazla insanın ölümü, milyonların evini terk etmesi ile sonuçlanan kanlı savaş sonrasında, 2000 lerin başına gelindiğinde Hırvatistan, Bosna ve Sırbistan da eli kanlı aşırı milliyetçi liderlerin hiç biri yerlerinde kalmadı. Ancak, vahşi savaşın hatıraları, savaş suçlarının acıları bugün de halen çok taze. İktidarda olmasalar da söz konusu ülkelerde aşırı milliyetçilik bu nedenlerle halen devam canlı bir damarda akmaya devam ediyor. Sırbistan-Kosova ve Sırbistan-Arnavutluk gerilimi bölgede önemli akslardan bir tanesi. NATO nun devreye girmesiyle sonlanan 1998-99 deki kanlı savaşın ardından Sırbistan çoğunluğu Müslüman Kosova nın 2008 de ilan ettiği ve dünyada tanınan bağımsızlığını halen kabul etmemekte. Bugün Kosova da kuzeye (Mitrovica) sıkışmış olarak yaşayan Sırp azınlık ise iki ülke arasındaki gerilimi canlı tutmaya devam ediyor. 2013 te söz konusu topluluğa AB nin liderliğinde verilen otonom statü ise Sırplar tarafından yetersiz bulunduğu Şekil 4: Bosna-Hersek Federasyonu Barut Fıçısı Gibi gibi Kosovalılar tarafından da çok fazla olarak değerlendirilmekte. Ve tabi üç birim arasındaki tansiyon da yüksekliğini korumakta. Daha geçtiğimiz Ocak ayının sonunda Sırbistan ın Kosova ile sınırında olan Mitroviça ya 1999 dan beri ilk kez yolladığı trenin her yerine çeşitli dillerde Kosova Sırbistan ındır yazılması bir anda iki ülkeyi savaş Kaynak: Stratfor, Egeli & Co. 4
noktasına yaklaştıran çok büyük bir sorun haline gelivermişti. Tabi Sırbistan da Nisan 2017 de yapılacak seçimler öncesinde de son derece kullanışlı bir kaldıraç oldu. Tabi, seçimlerin milliyetçiliği nasıl kör bir kazanma hırsıyla körükleyebildiğini bir kez daha dünyaya gösterdi. Arnavutluk ise Kosova ya verdiği maddi-siyasi destekler üzerinden Sırbistan ın hedefinde ancak arada AB ortak hedefinin oluşu Arnavutluk-Sırbistan ilişkilerinin kriz noktasına doğru kötüleşmesine engel oluyor. Bosna-Hersek Federasyonu-Sırp Cumhuriyeti (Republika Srpska-RS) ise başka bir gerilimli eksen. Hatırlanacağı üzere çok kanlı savaşın ardından 1995 te elde edilen barış üniter bir devlet altında iki özerk cumhuriyeti yan yana getirmişti. Müslüman Boşnak-Hırvat Federasyonu ve Sırpların yoğun olduğu Sırp Cumhuriyeti (RS). Fakat iki tarafında seçimlerde birbiriyle geçinmeye niyeti olmayan milliyetçi politikacıları seçerek göreve getirmesi nedeniyle Saraybosna daki federal devlet uzun zamandır paralize olmuş, çalışamaz halde. RS yi yöneten milliyetçi lider Dodik ise uzunca bir zamandır bağımsızlık referandumu peşinde. 2006 da Karadağ ın 2008 de de Kosova nın bağımsızlığını kazanması Sırp Cumhuriyeti lideri ve vatandaşları açısından bağımsızlığı bir milli mesele haline dönüştürmüş durumda. 2014 te Kırım ın Rusya ya bağlandığı referandum İskoçların da aynı yıl (her ne kadar HAYIR çıkmış olsa da) bağımsızlık referandumu Sırp Cumhuriyeti içinde bağımsızlık taleplerini kaynama noktasına taşımış durumda. Şimdilerdeyse, Brexit sonrasında ve tabi Trump ın Başkan oluşunun ardından da şimdiye kadar malum güç odakları tarafından açık açık desteklenmeyen bu referandumun temeli kendiliğinden atılmış oluyor. Sırbistan kendi AB hedefi içinde açıktan Sırp Cumhuriyeti nin bağımsızlığını destekleyemese de, AB projesinin kendi kendini frenlemiş, ekonomik sorunlu hali dengelerin gelecekte değişebileceğine işaret ediyor. Kısa vade içinde olur da Bosnalı Sırpların isteğinin aksine Bosna NATO ya alınırsa ya da Bosna- Hersek Federasyonu nda Saraybosna daha fazla gücü elinde toplayacak adımlar atmaya kalkarsa; Sırp Cumhuriyetinde Dodik liderliğinde bir bağımsızlık referandumu hızla masaya taşınacak gibi görünüyor. Sırbistan-Hırvatistan da bir başka sorunlu alan. 1991-95 yıllarında Sırbistan ın Hırvatstan 5
Şekil 5: Balkan Ülkelerinde Siyaset Karışıyor Kaynak: AA, Egeli & Co. içindeki Sırplara ayrılma yönünde verdiği askeri bve maddi destek, bugün hem NATO hem de AB üyesi Hırvatistan tarafından unutulmuş ve affedilmiş değil. Üstelik Hırvatistan bu sorunlu geçmiş ve devam eden etnik sorunlar üzerinden Sırbistan ın AB ye kabulünü sonsuza kadar veto etme hakkına da sahip. Sırbistan-Hırvatistan arasındaki gerginliği son dönemlerde yükselten etmenlerin başında da Orta Doğu dan gelen mültecilerin kontrolünde çıkan problemler var. Makedonya ise başlı başına ayrı bir konu. Slav çoğunluk Ortodoks Hıristiyanlar ile ülkenin 6
kuzey doğusunda yoğunlaşan etnik Arnavutlar arasında dinmeyen bir gerginlik söz konusu. Rusya nın Slav kökenli Makedonlar üzerindeki etkisi bir yana, Pan-Arnavutluk; yani Arnavutluk, Kosova, doğu Makedonya ve Sırbistan ın bir parçasını birleştirerek bir ülke kurulacağı hayalleri/ paranoyası her daim canlı. Zaman zaman da bu nedenlerle ayrılıkçılar ile güvenlik güçleri arasında çatışmalar gerçekleşmekte. Makedonya da daha ASralık ayında yapılan seçimlerin ardından da istikrarın gelmeyişi, belki de ülkeyi Balkanların en sıcak noktası haline getiriyor. Balkanlardaki en önemli ve güncel sorunlardan bir tanesi de, Avrupa içine yayılmayı Şekil 6: Balkanlar Avrupa ya Mülteci Akını Yolu Üzerinde Kritik Bölge hedefleyen IŞİD in Kosova, güney Sırbistan ve Kaynak: BMI, Egeli & Co. Arnavutluk ta yaşayan Müslüman kesim içinde kök salmaya çalışması. Balkanlarda yaşayan Müslüman nüfus ağırlıkla laik olsa da, bu ülkelerde iktidarda olanların meşhur yolsuzlukları, ekonomik sorunlar, AB nin yarattığı vize problemleri genç işsizlerin IŞİD gibi vahşi terör örgütleri tarafından devşirilmesine kapıyı açıyor. 1990 larda Balkanlarda yaşanan vahşi savaşta Orta Doğu dan Balkanlardaki Müslüman nüfusa yardım etmek üzere savaşmak için gelen radikaller, bölgede El Kaide hücrelerine, şimdide IŞİD destekçilerine dönüşmüş durumda. OrtaDoğu dan Avrupa uzanan mülteci akınında yolun Balkan ülkelerinden geçmesi de sapla samanın ayrılma aşamasında problemler yaratıyor. Bu nedenle de dinseletnik kimlikler üzerinden Müslüman Arnavut-Boşnak-Kosovalı nüfus ile Hıristiyan Sırplar, Makedonlar ve Hırvatlar arasında zaten var olan gerginlikler iyice törpülenmiş oluyor. 7
Şekil 7: Balkanlarda Herkesin Sınırlarla İlgili Hayalleri Var Kaynak: CFC, Egeli & Co. Balkanlarda sınırların bir kez daha değişime aday oluşu tabi birçok problemi, cevabı şimdiden bilinmeyen soruyu da beraberinde getiriyor. İster Sırbistan-Kosova/Sırbistan- Arnavutluk hattında, ister Bosna-Hersek Federasyonu nda ortaya çıkabilecek anlaşmazlıkların etnik hatlar üzerinden hızla silahlı çatışmaya dönebilecek oluşu elle tutulur bir tehdit. Fakat bilinmeyen, batılı ülkelerin başta ABD-NATO olmak üzere böylesi bir savaş çıkması halinde müdahale edecek taraf olup olmayacağı. NATO nun Kosova da bulundurduğu asker sayısı 2000 başındaki 30,000 den şimdilerde 5,000 e kadar gerilemiş durumda ki bu mevcudun içinde ağırlıklı olarak da ABD askeri bulunuyor. Şimdilik. Çünkü IŞİD, Irak ve hatta İran Trump ın öncelikler listesinde ilk sırada yer alırken, Doğu 8
Avrupa daki ABD de varlığı hakkında geleceğe dair hiçbir olumlu sinyal vermiş değil Trump. Üstelik Trump, seçimden önceki söylemi paralelinde Çin i hedef alır şekilde Güney Çin Denizinde aktif olmayı da önceliklerinde en üst sıraya hızla yerleştirebilir. Rusya Balkanlarda yeniden sahnede Batılı devletlerin olası bir Balkan karışıklığında etkili askeri taraf olmak istemez hali Rusya nın bölge ile giderek güçlenen bağları çerçevesinde yepyeni dengelere yol açabilir. Rusya zaten tarihi bağları bulunan Sırp Cumhuriyeti nin Bosna Hersek federasyonundan ayrılarak bağımsız ve tabi kendine bağımlı bir ülke haline gelmesine maddi ve askeri destek sağlayabilir. Sırbistan ın Kosova zaafı üzerinden ilerleyerek olayları tırmandırabilir. Makedonya da garantör olarak ortaya çıkabilir. Trump un Doğu Avrupa ile fazla ilgilenmez hatta belki de Rusya nın kontrolüne bırakabilecek hali, Brexit-Frexit tartışmaları ile birleştiğinde Balkan ülkelerinde sınırların yeniden çizilmesinin deneneceği artık ufukta görünmeye başladı bile. AB nin daha da zayıflaması durumunda balkanlar üzerinde Rusya ve Batı nın daha kuvvetle karşı karşıya gelebileceği Şekil 8: Balkanlarda Herkesin Sınırlarla İlgili Hayalleri Var yazılıp çizilenler arasında. Rusya bilindiği üzere Ortodoks Hıristiyan Sırplar, Karadağ, Makedonya ve Bulgaristan ile derin, tarihsel bağlara sahip. Bosna-Kosova savaşında Sırplara verdiği diplomatik destek bir yana, Rusya söz konusu Balkan devletleri ile enerji, bankacılık, turizm ve medya üzerinden girift ilişkiler içine de girmiş durumda. NATO üyesi olmayan Kaynak: BMI, Egeli & Co. 9
ancak AB adayı Sırbistan ile askeri operasyonlar dâhil sıkı bağlar da kurmayı başardı üstelik. Rusya nın liderliğinde kurulan Ermenistan, Belarus, Kırgızistan, Kazakistan arasında kurulan ekonomik birliğe Rusya nın Sırbistan ı da eklemesiyle; ülke üzerindeki söz hakkı daha da artabilir. Özellikle Sırbistan da hâkim olan Rus medyası üzerinden yaratılan paralel evren, Sırp halkını manipüle etmekte zaten çok uygun bir araç halinde. Ukrayna tecrübesinden sonra Rusya nın gözünü kararttığında nereye kadar işleri götürebileceği konusunda dersini almış durumda. Ancak Ukrayna ya silah, tank vs yollamak Rusya için nasıl kolay ise; mesafe gereği Balkan ülkelerinin ortasına mühimmat yollamak da bir o kadar zor haliyle. Dolaysıyla, AB ve ABD boşluğu arttıkça alternatif ilişkiler yoluyla Balkan ülkelerinde ağırlığını artırma ve tabi AB yi de yıpratma yolunda ilerlemekte Rusya. Tarihi perspektiften bakınca geleneksel olarak Balkanlar üzerinde Türkiye ve Rusya nın çekiştiğini görülür. Fakat Cumhurbaşkanı Erdoğan ın Türkiye de yaratmak istediği yön değişikliği paralelinde, Türkiye Rusya ya daha fazla eklemlenerek Suriye nin ardından balkanlar üzerinde de AB-ABD ye karşı ittifak oluşturma yoluna gidebilir. Tüm bu veriler ve düşünceler ışığında, önümüzdeki yıllarda AB-ABD-Rusya güç savaşlarının Balkanlarda da elle tutulur hale gelmesi neredeyse kaçınılmaz. Çünkü Balkanlar'da yaşananlar, AB'nin ve ABD'nin kendi içinde yaşadığı sorunları yansıttığı ölçüde Balkanlar da ortaya çıkacak olası bir boşluğun, Rusya nın da nüfuz alanını genişletmesine yarayacağı görünüyor. Pan-Slavik kimliği kültürel ve politik kanallar yoluyla pekiştirmeye çalışan Rusya özellikle Karadağ ve Sırbistan da AB ve NATO ile karşı karşıya gelmekten kaçınmıyor. Bugün AB adayı olan Sırbistan da anketlere göre halkın %95 i Rusya ile ilişkilerin gelişmesinden yana ve Rusya ile birlikte Batıya karşı güçlü durabileceklerini düşünüyorlar. Ya da o şekilde düşünceleri besleniyor. Güney sınırında Orta Doğu ateşine elini-kolunu çoktan sokmuş olan Türkiye nin batı komşuları Balkanlarda yaşanacak gerginlikten, çatışma ve belki de savaşlardan etkilenmemesi kaçınılmaz hale gelebilir. En basitinde, enerji koridoru planları güncellenmek zorunda kalacağı gibi, yeni bir tur göç dalgası ile karşılaşabilir. Bu çerçeveden bakınca AB nin 10
Şekil 9: Putin Dönemi Batı ile İlişkileri (yeşil=olumlu; sarı=nötr; kırmızı=olumsuz) Kaynak: SWFI, Egeli & Co. 11
kendisini bir an önce politik ve ekonomik olarak toparlamasının Balkan ülkeleri üzerinde çekim gücünü artırması potansiyel tehlikeleri bertaraf edebileceği gibi; tam tersi bir durum Balkanlarda etnik kökenli savaşların tetikleyicisi olabilir. AB nin bir barış ve demokrasi projesi olarak zayıflaması, hukukun üstünlüğü kavramını aşındırmaya devam ederek, Balkanlarla sınırlı olmayan ve Türkiye yi de iyice etkisine alarak çevre ülkeleri daha milliyetçi söylemlerin egemen olduğu bir savaş dili ortamına savurabilir. Diğer yandan, Rusya nın gözle görülür şekilde artan Balkan ülkelerini etkileme çalışmaları da aslında AB-ABD işbirliğinin Trump döneminde nereye kadar korunup nereye kadar korunacağının gerçek testi olabilir. İletişim: Güldem Atabay Şanlı Direktör, Araştırma ve Strateji +90 532 347 82 06 guldem.atabaysanli@egelico.com Bu doküman Egeli & Co. Aile Ofisi Yönetim Danışmanlık ve Destek Hizmetleri A.Ş. ( Egeli & Co. Aile Ofisi Mersis No: 0325054296800015 ) tarafından hazırlanmıştır. Egeli & Co. Aile Ofisi ailelere, varlıklarının sürdürülebilirliği için aile felsefesi ile paralel oluşturduğu hedefler doğrultusunda, 360 derece entegre finansal ve varlık yönetimi hizmeti veren; aileler için bir nevi kişisel finansman müdürü (CFO) olarak çalışan; servetin tarafları olan farklı uzmanların koordinasyonunu sağlayan; objektif ve profesyonel yaklaşımla tek bir merkezden servet yönetimi, ilişki yönetimi ve varlık optimizasyonu hizmetleri veren ve aile içindeki tüm nesiller için yol gösterici olan bağımsız ve butik bir kuruluştur. YASAL UYARI: Bu rapor ve yorumlardaki yazılar, bilgiler ve grafikler, ulaşılabilen kaynaklardan iyi niyetle ve doğruluğu, geçerliliği, etkinliği velhasıl her ne şekil, suret ve nam altında olursa olsun herhangi bir karara dayanak oluşturması hususunda herhangi bir teminat, garanti oluşturmadan, yalnızca bilgi edinilmesi amacıyla derlenmiştir. Bu belgedeki bilgilerin doğruluğu, güvenirliliği ve güncelliği hakkında gerekli özeni göstermekle birlikte bu bilgilerin güvenirliliği, doğruluğu, güncelliği ve eksiksizliği hakkında hiçbir garanti vermemektedir. (Varsa) Yürürlükteki herhangi bir yasa veya düzenleme ile sorumluluğun sınırlandırması ölçüde tasarruf olarak, Egeli & Co., yöneticileri, çalışanları, temsilcileri ve ajansları bu belgenin içeriği, hatası veya eksiklerinden ya da bu bilgilere dayanılarak yapılan işlemlerden doğacak her türlü maddi/manevi zararlardan (ihmal olup olmadığı ya da başka bir şekilde olursa da) ve her ne şekilde olursa olsun üçüncü kişilerin uğrayabileceği her türlü zararlardan dolayı sorumlu tutulamaz. Herhangi bir şirket, sektör, hisse veya yatırım için detaylı ve tam bir analiz değildir. Egeli & Co. her an, hiçbir şekil ve surette ön ihbara ve/veya ihtara gerek kalmaksızın söz konusu bilgileri, tavsiyeleri değiştirebilir ve/veya ortadan kaldırabilir. İşbu araştırma raporu, ticari iletişim ve ticari elektronik ileti olmayıp sadece ekonomik konjonktür ile ilgili bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır. Bu rapor hangi amaçla olursa olsun çoğaltılamaz, dağıtılamaz ve yayınlanamaz. 12