TAŞELİ YÖRESİ TAHTACILARI VE MENGİ BAĞLAMASI (FİNFİNİ) TAŞELİ EINVIRONS TAHTACI GROUP AND MENGİ BAGLAMA (FINFINI) ТУРКМЕНЫ ТАХТАДЖЫ" ПОСЕЛЕНИЯ "ТАШЭЛИ" И САЗ "МЕНГИ ("ФИНФИНИ") Ali DAĞISTAN * Özet Mersin iline bağlı Silifke, Mut ve Gülnar üçgeninde kalan Toros dağlarının yaşamaya elverişle alanına Taşeli Yöresi adı verilmektedir. Bu bölgede, Alevi inancında olan Türkmen toplulukları yaşamaktadır. Burada yaşayan ve Tahtacılar denilen Türkmenler arasında oynanan mengi adı verilen oyunları bulunmaktadır. Bu oyuna eşlik eden finfini adı ile bilinen bağlama bir halk çalgısıdır. Yazıda Tahtacı Curası olarak bilinen yörede finfini adı verilmiş olan bağlamanın yapısı, düzeni ve sistemi anlatılmaktadır. Anahtar Kelimeler: Taşeli Yöresi, Tahtacı Türkmenleri, bağlama, finfini, mengi oyunu Abstract The region within the triangle of Mersin Silifke, Mut and Gülnar locations attached to the province of Mersin is called Taşeli Environs which is located on the Taurus mountains and convenient to live. In this region Turkmen communities live and these people have Alewi beliefs. One of these communities is called Tahtacılar who have a dance titled mengi. The musical instrument baglama, accompanying this dance is called fingini which is in fact a folklore instrument. In this piece of writing, information is presented in connection with this finfini, known in the region as Tahtacı Curası, which is a small baglama, as well as on its structure, tune and system. Key Words: Taşeli Environs, Tahtacı Turkmen, baglama, finfini, mengi dance * Gaziantep Üniversitesi Türk Musikisi Konservatuarı Öğretim Görevlisi. Gaziantep/TÜRKİYE 90
Mersin iline bağlı Silifke, Mut ve Gülnar üçgeninde kalan Toros dağlarının bu yaşamaya elverişli alanına Taşeli Platosu denmektedir. Tüm Toros sıra dağları boyunca olduğu gibi Taşeli platosu da yüzyıllardır Türkmenlere yurt olmuş bir bölgedir. Bu bölgede yaşayan Türkmenler arasında, Tahtacı denilen ve Alevi inancında olan Türkmen toplulukları da yaşamaktadır. Bu platoda yaşayan Türkmenler bölgenin coğrafik yapısı ve göçer yaşamları gereği dış etkilere en az uğramış dışa kapalı bir yaşam tarzı sürdüre gelmişlerdir. Bu nedenle Türkmen kültürünün en az bozulmuş biçiminin görülebileceği bölgelerimizden birisidir. Bu bölge çok uzun yıllar, Türkçeyi resmi dil yapacak kadar Türk kültürüne önem vermiş Karamanoğlu Beyliğinin yönetiminde kalmıştır. Osmanlı döneminde de Osmanlı bu bölgeyle fazla ilgilenmemiş, neredeyse kendi haline bırakmıştır. Böylece bu bölge Türkmenleri dış müdahalelere uğramadan tipik bir Oğuz yaşam biçimini uzun yıllar sürdürmüşlerdir. Bu nedenle Taşeli Platosu Türkmen kültürü açısından önemli bir bölge durumundadır. Bağlama açısından da Anadolu nun diğer bölgelerinde olduğu gibi bu bölgede de bağlama, ağırlıklı olarak Alevi inancında olan Türkmen topluluklarında görülmektedir. Bu Alevi Türkmenler de Tahtacılar olarak bilinmektedir. İşte bu Tahtacıların kendilerine has mengi denilen bir oyunları vardır. Geleneksel yapı içerisinde de bu Mengiler, özel bir bağlama eşliğinde oynanan türkülü bir oyun şeklidir. Konunun burasında Mengi oyunlarından kısaca bahsetmekte yarar vardır. Mengiler, bazı araştırmacı yazarlar tarafından şu şekillerde tanımlanmaktadır. -Ön samahlardır -Samaha hazırlık oyunlarıdır -Yarı dinsel oyunlardır -Dışarı samahıdır -Yeni yetişen gençleri samaha hazırlayan, alıştıran samaha benzeyen oyunlardır. Görüldüğü gibi hemen hemen tüm tanımlarda Samahla ilişkilendirilmekte ve samaha benzetilmektedir. Tahtacıların alevi olması ve samah dönmeleri, samahların da günümüzde diğer oyunlara göre daha ciddiye alınmaları, daha bir önem atfedilmesi ve kutsanması, Tahtacı Samahlarını da birinci plana çıkartmaktadır. 91
Diğer yandan Samahların tarihi kökenleri de İslamiyet öncesine taşınarak tarihsel önemi daha bir artırılmak istenmektedir. Bu anlamda da Mengiler, Samahların gölgesinde, sıradan, samahları destekleyen bir oyun olarak gösterilmeye çalışılmaktadır. Tahtacılar hakkında ciddi araştırmalar yapan, Prf.Dr Yusuf Ziya Yörükan gibi tarihçi ve yazarlar da dahil Mengiler konusuna değinmemiş ve Mengilerin Tahtacılar içerisindeki yeri ve önemi gerçek anlamda belirtilememiştir. Diğer yandan bugün Anadoluda dönülen Samahlara baktığımızda aralarında şekilsel farklılıkları olsa bile içerik olarak İslami ögelerle bezenmiş olduğu, terim olarakta zaten Arapça olduğu görülmektedir. Bu Samahların içerisinde, Şamanist veya İslam öncesi ögeleri tespit etmek, Samahları İslam öncesine taşımaya yetmez. Bu olsa olsa oyun ( dans ) olgusunun ilk çağlardan buyana insanların inanç sistemleriyle bağlantılı olduğunu gösterir. Bu konuyu da Metin And, Oyun ve Büyü adlı kitabında oldukça ayrıntılı incelemiştir. Mengileri anlayabilmek için Tahtacıları çok iyi bilmek, bilmenin ötesinde çok iyi anlayabilmek gerekir. Tahtacılar haklarında çokça yazılar yazılmış, çokça da savlar ileri sürülmüştür. Tüm bunlar çok detaylı araştırılması gereken konulardır. Ancak herkesin üzerinde birleştiği konu Türk oldukları ve Türkçeden başka bir dil bilmedikleridir. Gerek yaşam biçimlerinden, gerek yaşadıkları yerlerin coğrafi konumundan ve gerekse inanç biçimlerinden dolayı homojen yapılarını bozmamış veya en az bozulmasına müsaade etmiş Türkmen gruplarının başında Tahtacılar gelmektedir. Kendilerini Alevi inancında görmelerine karşın, Anadolu daki diğer Alevi topluluklardan oldukça farklı özellikler göstermektedirler. Asya dan getirdikleri inanç anlayışlarının baskın durumu hemen ortaya çıkmaktadır. Tahtacı köylerine birçok araştırmacı gitmiş, onlar hakkında yazılar yazmış, görüşler ileri sürmüştür. Ancak bunlar bile Tahtacılar hakkında yeterli ve doğru bilgiler olamamıştır ki Tahtacılar hakkındaki tartışmalar bitmemiştir. Bu durumun en önemli gerekçesi, gelen araştırmacıların birçoğu, onların duygu dünyalarına giremeden, kendilerine sunulan bilgilerle yetinmiş, bu bilgiler ışığında kesin yargılarda bulunmuş olmalarındandır. Eğer bu araştırmacılar Tahtacıların duygu dünyasına girebilmiş olsalardı, onların Mengi oynarken nasıl bir coşku dünyasına girdiklerini görürler, nasıl yaşamlarıyla bütünleştirdiklerini ve nasıl vazgeçilmez olduğunu anlayabilirlerdi. Tahtacıların, Orta Asya Türk Kültürünü en az bozulmuş şekliyle korudukları ve sürdürdükleri, Mengi oyunlarıyla bu denli bütünleşmiş ve yaşamlarının bir parçası haline getirmiş olmaları da şunu göstermektedir ki Mengiler, Asya dan Anadolu ya, doğal olarak bazı biçimsel değişiklere uğrasa bile Tahtacılarla gelmiş bir oyun türüdür. Bu nedenle, bugün Anadolu da dönülen samah anlayışından tarihsel olarak öncedir. Bu anlamda, Tahtacıların Mengileri Samahlarına değil, Samahları Mengilerine benzemektedir ve Tahtacıların asıl oyunları Mengileridir. Özet olarak Mengi ve Samah ilişkisinin şu şekilde açıklanması mantığa daha yakın gelmektedir. Tahtacı Samahları, Mengilerin Anadolu Aleviliği içeriğiyle donanmış biçimidir. 92
Tahtacı Mengi Bağlama (FİNFİNİ) Bağlama, tarihsel köken olarak Asya da kopuz olarak başlayan, göçlerle Anadolu ya Türklerle beraber gelen ve bu uzun süreç içerisinde karşılaştığı yeni kültürlerle etkileşime girerek değişen ve gelişen bir Türk Halk Çalgısıdır. Kopuz dan Bağlama ya yüzlerce yıl süren bu değişim ve gelişim sürecinde tek sıra telden iki sıra tele, sonra da üç sıra tele geçilmiş. At kılından, bağırsaktan ipek tele, sonra metal tele geçilmiş. Deri göğüs yerini ağaç göğse bırakmış, Bağlama nın boyut sayısı artmış. Ancak tüm bu değişimler bir önceki yapıya ters düşmeden, kendi içinde barındırarak sürmüş ve bir zenginlik ve gelişmişlik olarak ortaya çıkmıştır. İki sıra telden üç tele geçişle birlikte on dan fazla düzen ( akort ) oluşmuş fakat iki sıra teldeki 4 lü ve 5 li aralık sistemini olduğu gibi korumuştur. Bugün Anadolu da bu değişim sürecinde oluşan ve değişim aşamalarını gösteren bağlama örnekleri bulunabilmekte ve yok olma durumunda olsalar bile belirli özverili insanlar sayesinde yaşamlarını sürdürmektedirler. Kopuz dan bağlama ya ilk aşama sayılabilecek iki sıra telli bağlamalar hala Burdur da kozağaç curası, Malatya, Maraş dolaylarında ırızva, ruzba ve Urfa Kısas ta hımza isimleriyle varlıklarını sürdürmektedirler. Ancak, İki sıra telden üç sıra tele geçişteki sürece de örnek olabilecek ve bazı bağlama düzenlerinin oluşumuna da ışık tutabilecek bir bağlama olan Tahtacı Curası (finfini ) tam olarak bilinmemekte ve kaynaklarda yer almamaktadır. Tahtacı olarak bilinen ve Toros sıra dağlarının Taşeli Platosunda yaşayan Alevi Türkmen Topluluklarında tespit edilen ve yok olmak üzere olan bir kültür ürünü Finfini isimli bağlama, Kopuz dan Bağlama ya olan değişimleri anlamaya ve doğru analiz etmeye katkı sunacaktır. İşte Taşeli platosu Tahtacılarının mengilerine eşlik eden bağlama özel bir bağlama biçimidir ve adına finfini denmektedir. Tahtacı curası da dendiği görülmektedir. Finfini ismi de boyutunun küçük oluşu çok farklı bir düzende (akord) çalınıyor olması ve çıkan seslerin bir yansıması (onomotepe) olabilir. Boyutları; Tekne boyu 19 cm Sap boyu 29 cm Tel boyu 43 cm Düzeni (akort) ve Tel Yapısı Bir nevi cura olan bu bağlamanın kullanıldığı düzen ve tel yapısı Anadolu nun herhangi bir başka yöresinde görülmemiş veya olsa bile yok olma durumundadır. Bu bölgede de yok olmak üzere olan ve korunması gereken bir bağlama çeşididir. Sıra, grup, tel sayısı alt iki, orta tek ve üst iki olmak üzere üç telli bir bağlamadır. Ancak ortadaki tek tel bağlamanın sapının en alt perdesinin altından geçirilmektedir. Böylece düzen (akort) yapıldıktan sonra orta tel sürekli aynı sabit sesi vermekte ve ezgi alt ve üst tellerde çalınmaktadır. Bağlama iki türlü düzende çalınmaktadır: 93
1- Alt iki tel -la- sesine ayarlanmakta, orta tel la- sesine ayarlanarak sabit olarak lasesi vermekte, üst iki telin birincisi la- en üstte kalan ikinci tel re- sesine ayarlanmaktadır. Bu anlamda orta tel yok kabul edilirse yapılan düzen Kozağaç İkitelli Bağlamasının aynısıdır. Ancak bağlamanın bu düzenle çalınmasında karar ses üst tellerde alt telin -doperdesinin hizasındadır. Üst telde verilen bu kararda ortaya çıkan ses diyez do ve diyez fa olmaktadır. Tellerin hepsine vuruluyor olmasıyla karar verildiğinde kulağa gelen ses la, diyez do, diyez fa dır. Tahtacı mengi ezgileri genel anlamda Kürdi makamına benzeyen ve Türk Halk Müziğinde misget dizisinde olan ezgilerdir. Bu anlamda bağlamadaki misget düzeninin en ilkel şekli olarak ortaya çıkmaktadır. 2- Alt iki telden alttan üste doğru birinci tel -la- ikinci tel -re- sesine ayarlanmakta, orta tel diyez fa olarak ayarlanmakta ve sabit kalmakta, üst telden birincisi diyez fa ikincisi -siolarak ayarlanmaktadır. Bu düzende de karar sesi alt teldeki diyez do perdesidir. Böylece karar verildiğinde ortaya çıkan sesler alt telde diyez do ve diyez fa dır. Bu kararda aynı zamanda da uyumlu aralık yaratan si sesi de beraber tnlamaktadır. Tüm bunlar ışığında Finfini (Tahtacı Curası) için şu söylenebilir: İkitelliden üçtelli bağlamaya geçiş özelliklerini bağlamada oluşan düzenlerin nasıl oluştuğunu gösteren bir geçiş bağlamasıdır. Bu Mengi bağlamasının en önemli icracılarından Mut un Köprübaşı köyünden Zırtaboz lakaplı merhum Veli UŞAN ve Silifke nin Kırtıl köyünden Hacı Güdük lakaplı merhum Ahmet OĞUZ olarak gösterilmektedir. Bu bağlama geleneğini yaşatan ve günümüz temsilciliğini ise yine Kırtıl köyünden Hakan Mehmet GÜNDOĞDU yapmaktadır. KAYNAKLAR 1.Ögel,BAHAEDDİN; Türk Kültür Tarihine Giriş, Cilt 9,T.C.Kültür Bakanlığı Yayını, Ankara 1991 2.Gazimihal, MAHMUT R; Ülkelerde Kopuz ve Tezeneli Sazlarımız, Kültür Bakanlığı MİFAD Yayını, Ankara 1975 3.Yörükan, YUSUF ZİYA; Anadolu da Aleviler ve Tahtacılar,T.C.Kültür Bakanlığı Yayını Ankara 1998 4.Biçen, HÜSEYİN YÜKSEL; İnanışları ve Gelenekleriyle Tahtacılar, Tekağaç Yayıncılık, Ankara 2005 5.And, METİN; Oyun ve Bügü, İş Bankası Kültür Yayınları. 144 Ankara 1986 6.Aktaş, GÜRBÜZ; Tiyatral Halk Danslarının Kurgusal Analizi, Ege Üniversitesi T.M.D.K. Yayınları: 11, İzmir 2011 7.Yörükan, YUSUF ZİYA; Müslümanlıktan Evvel Türk Dinleri Şamanizm, Ötüken Yayınları, İstanbul 2006 8.İnan, ABDULKADİR; Tarihte ve Bugün Şamanizm, Türk Tarih Kurumu Yayını, Ankara 2000 94
9.Öz, GÜLAĞ, İslamiyet Türkler ve Alevilik, Ankara 2009 10.Çetinkaya, NİHAT, Kızılbaş Türkler, Kripto Yayınları, Ankara 2011 11.Tekin, NURSEN; Dünden Bugüne Her Yönüyle Mut, Mut Belediyesi Yayını Mersin 2008 12.Vural, SÜRAL, Mut ve Kültür, Mut Belediyesi Kültür Yayınları, Mersin 2008 95