Tip 2 Diyabetli Kişiler İçin Yeni Umut Çağın yeni vebası olarak nitelendirilen diyabet son 10 yıl içinde 3 kat artış gösterdi. Bu artış diyabetin Amerika da ölüm nedenleri arasında 4. sırada, Avrupa da ise 20 yaş üstü körlük nedenleri arasında 1. sırada yer almasına yol açtı. 2025 yılında tüm yılında yaklaşık 300 milyon, 2030 yılında ise yaklaşık 366 milyon diyabetli hasta olacağı tahmin ediliyor. Bu sayının yüzde 90-95 ini ise insüline bağımlı olmayan Tip 2 diyabetli kişiler oluşturuyor. Merck Sharp & Dohme İlaçları tarafından düzenlenen Tip 2 Diyabet Te - da vi sinde Karşılanmamış Hasta İhti - yaç ları ve Yeni Bilimsel Açılımlar konulu basın toplantısında Tip 2 diyabet hakkında merak edilenler ve yenilikçi tedavi açılımları konuşuldu. Diyabetli kişileri temsilen hastalığın getirdiği zorlukları anlatmak üzere toplantıya katılan ünlü sanatçılar Der ya Baykal ve Zeki Alasya diyabette erken teşhisin önemine ve hasta olarak yaşadıkları güçlüklere dikkat çektiler. Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı Başkanı ve Türkiye Endok ri no - lo ji ve Metabolizma Derneği Başkanı Prof.Dr. Sema Akalın toplantıda yap - tığı konuşmada Dünya Sağlık Örgütü nün verilerine göre önlem alınmadığı sürece gittikçe artan diyabetik birey sayısının tedaviyi zora sokacağını belirtti. Prof.Dr. Akalın konuşmasında ya pılması gerekenin İlk önce diyabetin oluşumunu engellemek ve mümkün olan en kısa sürede diyabetik kişiyi tedavi etmeye çalışmaktır. Diyabet oluşumu genellikle kişide 6-10 yıl öncesine dayanır ve sinsi ilerleyen bir hastalıktır dedi. Diyabetik kişilerin yüzde 85-90 ının Tip 2 diyabetli olduğunu belirten Prof.Dr. Akalın, hareketsizliğin ve kötü beslenmenin Tip 2 diyabette önemli risk faktörü olduğunun altını çizerek her yıl tüm dünyada 4 milyon kişi diyabet nedeniyle hayatını kaybediyor ve bu dünyadaki tüm ölümlerin %9 unu oluşturuyor diye konuştu. Türkiye de de ciddi bir sağlık sorunu olan diyabet için yeni adımlar atıldığını belirten, en yeni tedavi alternatifi olma özelliğini taşıyan DPP- 4 inhibitörlerinin hastalık için umut vaat ettiğini söyleyen Prof.Dr. Sema Akalın; Önümüzdeki 10 yılın tedavi al ternatiflerine baktığımızda bu yeni ilaç sınıfı Tip 2 diyabet tedavisine önemli bir açılım getiriyor. Tıp dünyası bu son tedavi yöntemi ile hastalığın mekanizmalarından birini daha düzeltmeye yöneldi dedi. Toplantıya katılan ünlü sanatçı Derya Baykal 7 yıldır diyabeti olduğunu belirterek kendisine uzun tetkiklerden sonra Tip 1 diyabet teşhisi koyulduğunu belirtti. Oldukça bilinçli bir hasta olduğunu belirten Baykal, sağlıklı beslenmeye dikkat ettiğini spor yaptığını, stresten uzak durduğunu ve ilaçlarını düzenli kullandığını söyledi. Hastalık sürecinde yaşadığı zorlukları dile getiren tiyatro ve sinema sanatçısı Zeki Alasya da Tip 2 diyabetli olduğunu ve bu hastalığın günlük yaşamında kendisini pek çok açıdan et kilediğini söyledi. Alasya hastalığın önemini vurgulayarak mutlaka doktora başvurulması gerektiğini de sözlerine ekledi. Novartis ve Boehringer Ingelheim dan İşbirliği Dünyanın ve Türkiye'nin lider ilaç firmaları Novartis ve Boehringer Ingel - heim iş ortaklığı yaparak, darifenacin etken maddesi içeren ve aşırı aktif mesane hastalığının tedavisinde kul lanılan Emselex adlı ürünün pazarlamasında birlikte çalışma kararı aldı. Bu anlaşma ile ürünün satış, da ğıtım ve ruhsat hakları Novartis'te kal maya devam ederken, sağlık profes yonellerine tanıtımı 1 Ocak 2009 iti bariyle Boehringer Ingelheim tarafın dan gerçekleştirilecek. İşbirliği hakkında Novartis Genel Mü dürü Güldem Berkman, Üroloji ala nında geniş tecrübelere sahip, gü venilir ve profesyonel bir firma olan Boehringer Ingelheim ile yaptığı mız anlaşma sayesinde bu yenilikçi ürünümüz ile hastalarımızın sorunlarına çözüm sağlamaya ve sağ- 76 Actual Medicine
lık profesyonellerine kaliteli hizmet vermeye devam edeceğiz dedi. Boehringer Ingelheim İlaç Firması Genel Müdürü Roland Stehlin ise Türkiye nin ve dünyanın lider ilaç firmalarından biri olan Novartis ile ortak vizyona sahip olduğumuz için bu işbirliğinden mutluyuz. Biz de dünyanın öndegelen ilaç firmalarından biri olarak hastalarımızın en kısa ve en doğru yoldan tedavilerine ulaşmasını arzu ediyoruz. Bu işbirliği bizi amacımıza bir adım daha yaklaştıracak dedi. Sandoz Yine İhracat Şampiyonu Türkiye ilaç sektörünün önemli faktörü Sandoz, İstanbul Maden ve Me - tal ler İhracatçı Birlikleri (İMMİB) tarafından yapılan değerlendirmeye göre 2008 senesinde Eczacılık Ürünleri İhracatçıları arasında birinciliği elde etti. 2005 yılından bu yana birinci sırada yer alan Sandoz, 2008 senesinde de toplam 15 ülkeye 58,9 milyon dolar tutarında ilaç ihraç etti. San - doz bu ödülle, Eczacılık Ürünleri İh - ra catçıları arasındaki liderliğini korudu ve Türkiye ekonomisine artı değer yaratmak hedefine katkıda bulundu. Dünyada tüm insanların sağlık hizmetlerine ulaşabilmeleri için kaliteli, güvenilir ve uygun fiyatlı ilaçlar üreten Sandoz, 2005, 2006 ve 2007 yıllarında da ihracat birincisi ol muştu. Gerçekleştirilen ihracatın Tür kiye ekonomisine sağlayacağı kat kıdan dolayı gurur duyduklarını be lirten Sandoz Türkiye Ülke Baş ka - nı Clemens von Oswald, Türkiye de ilaç ihracatındaki liderliğimizi 2008 yı lında da sürdürmekten büyük onur du yu yoruz. Sandoz Türkiye'nin San - doz un global anlamda üretim merkezi seçilmesi ile birlikte ihraç ettiğimiz ilaç miktarı her yıl katlanarak artıyor. Gelecek dönem ihracat hedefimiz çok büyük ve bu ödül bizi hedefimiz doğrultusunda çalışmak için teşvik ediyor dedi. Von Oswald, Sandoz Türkiye nin ihracat hedefini ise şu sözlerle açıkladı: 2009 yılı için üretim hedefimiz ka tı üretimlerde 5,4 milyar tablet. Bu nun 3,4 milyar tabletlik kısmı ihracat, kalanı ise lokal markette kullanı lacak. Önümüzdeki 2 senelik sürede hedefimiz ise 8 milyar tablete ulaş mak. Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu Klinik Uygulama Kılavuzu Oluşturuldu Çocuk psikiyatrisi alanında en çok araş tırılan konulardan biri olan Dik - kat Eksikliği Hiperaktivite Bo zuk lu ğu (DEHB) konusunda Türkiye ye özgü DEHB Klinik Uygulama Kılavuzu oluş turuldu. Kılavuz, DEHB konusun daki bilimsel verilerin günlük pra - tiğe doğru şekilde aktarılarak bu ko - nuda uygulanan tedavilerde bir stan - dart oluşmasını amaçlıyor. Ülkemiz - de DEHB konusunda çalışan fikir liderlerinin biraraya gelerek hazırladığı kılavuzun yazım kurulu, Doç. Dr. Eyüp Sabri Ercan ın öncülüğünde, Prof. Dr. Ayşe Avcı, Prof. Dr. Nahit Motavallı Mukaddes, Prof. Dr. Bengi Semerci, Prof. Dr. Selahattin Şenol ve Prof. Dr. Yankı Yazgan dan oluşuyor. DEHB Klinik Uygulama Kıla vu - zu, Türkiye de bu alanda yayımlanan ilk çalışma olarak dikkat çekiyor. Ba - sım ve dağıtımı, Janssen-Cilag Tür - ki ye katkısıyla gerçekleşen DEHB Kli - nik Uygulama Kılavuzu na, www. tur - kiyedehbkilavuzu.com sitesinden de ulaşılabiliyor. Pediatristlere, çocuk ve ergen psikiyatristlerine yönelik kap - samlı bilgiler içeren DEHB Klinik Uy - gulama Kılavuzu nda, DEHB tanısına dair açıklamalar, DEHB tedavisinde ilaç kullanımı ve ilaç etkileşimleri, tedavide alternatif yöntemler konularında bilimsel veriler bulunuyor. Bayer Schering Pharma Türkiye nin Büyüme Stratejisi Bayer Schering Pharma Türkiye, pazara ğun bir lansman programı içeren bir ladı. Toplum sağlığıyla ilgili büyük öl- yenilikçi ürünler sunacağı yo- büyüme stratejisi yürüttüğünü açıkçekli eğitici projeler hayata geçiren Actual Medicine 77
şirket aynı zamanda, Türkiye de gerçekleştirdiği klinik çalışmaların sayısını da arttırmayı planlıyor. Bayer Schering Pharma Kıdemli Başkan Yardımcısı Markus Baltzer, "Gelişmekte olan ülkeler halihazırda küresel ilaç pazarındaki büyümenin %30 undan fazlasını sağlıyor ve bu pazarların gelecekte daha da hızlı büyüyecekleri tahmin ediliyor. Özellikle Türkiye, Avrupa daki en büyük altıncı ve en hızlı büyüyen ilaç pazarı olması dolayısıyla da bizim için gelecek vaat eden bir ülke şeklinde konuştu. Bayer Grup Türkiye CEO su Dr. Sebastian Guth ise "2008, Bayer Schering Pharma Türkiye nin pazarın önemli ölçüde üzerinde büyüdüğü başarılı bir yıl oldu. Bayer, Türkiye ilaç pazarında kutu adeti olarak pazar ikinciliğini korurken satış cirosu açısından yedinci sıraya yükseldi. Topkapı fabrikasındaki üretimimiz, tarihinde ilk kez yıllık 100 milyon kutuyu geçerek rekor kırdı. Pek çok tedavi alanında lideriz ve büyüyerek daha da güçlü olmayı hedefliyoruz. Bayer Schering Pharma Türkiye nin hastaların bilinçlendirilmesi ve eğitim faaliyetlerini desteklemek amacıyla ilgili derneklerle işbirliği içinde Sağlıklı Toplum İçin Sağlıklı Ka dın - lar ve Erkek Sağlığı Tırı gibi projeler yürüttüğü de vurgulandı. Ayrıca Türkiye deki klinik çalışmalarının sayısının da artacağı belirtildi. İlerlemiş böbrek ve karaciğer kanseri için hedefe yönelik oral tedavi, ven trombozunun (toplardamarlar içinde kan pıhtısı oluşması) önlenmesi ve tedavisi için günde bir kez kullanılan oral antikoagülan (pıhtılaşma önleyici), kadın vücudunun ürettiği östrojenin aynısı olan estradiol bazlı yeni Investigator Academy Eğitimlerine Başladı bir sınıf doğum kontrol hapı ve hemofili tedavisi için Rekombinan Fak - tör VIII gibi yeni ilaçların önümüzdeki iki yıl içinde Bayer Schering Phar - ma Türkiye tarafından lansmanının gerçekleştireceği de açıklandı. Bayer Schering Pharma ayrıca Tür - ki ye deki klinik çalışmalarının sayısını da arttıracağını açıkladı. Şirket şim diye kadar Türkiye de, 2000 den fazla hastanın katıldığı 19 klinik çalışmayı yürüttü ya da destekledi. Ha - li hazırda birçok önemli tedavi alanında, 1500 ün üstünde hastayla yapılan çok sayıda klinik çalışma sürdüren Bayer Schering Pharma Türkiye; onkoloji, hematoloji ve diagnostik gö rüntüleme konusunda da çok sayı da klinik çalışma yapmayı planlıyor. Şirket klinik çalışmalar alanında Tür - ki ye deki ana sürükleyicilerden biri ol mayı amaçlıyor. Bayer Sche ring Pharma böylece, hastaların yeni ilaçlara daha hızlı ulaşmasını sağlayacak ve yerli bilimadamlarıyla deneyim ve bilgi alışverişini arttıracak. Klinik araştırmalar, hastalıklarla daha etkin bir şekilde mücadele edebilmek ve yaşam kalitesini daha üst seviyelere eriştirebilmek için büyük önem taşımaktadır. T.C. Sağlık Ba - kan lığı; Aralık 2008 de yeni versiyonunu yayınladığı "Klinik Araştırmalar Hakkında Yönetmelik" ile Türki ye' de ki klinik araştırmalar düzenlemelerini, özellikle Avrupa Birliği düzenlemeleri ile büyük oranda uyumlu hale getirmiştir. Bu gelişme ile birlikte Novo Nordisk, klinik araştırmalar için hizmet veren uzmanların gerekli eğitimlerden geçmelerine destek ola bilmek amacıyla "Investigator Academy" projesini başlattı. Novo Nordisk RONE Klinik Araştırmalar ve Medikal Departmanının projesi olan Investigator Academy", araştırmacıları bu alanda bilgilendirerek klinik araştırmaların kalitesini arttırmaya ve Hasta (Gönüllü) haklarının korunmasına yardımcı olmayı hedefliyor. Investigator Academy programının ilk eğitimi kursu öncesinde medya ile paylaşım toplantısında T.C. Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Mü - dür Yardımcısı Dr. Hanefi Özbek, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi nden Prof.Dr. Kaan Kavaklı, T.C.S.B. Kli - nik Araştırmalar Şube Müdürü Dr. Ecz. Hilal İlbars ve Novo Nordisk RONE Başkan Yardımcısı Mads Bo Larsen bilgi verdiler. Mads Bo Larsen; Novo Nordisk ola- 78 Actual Medicine
rak, alanımızda global liderliğimizi devam ettirebilmek için Araştırma- Ge liştirme ve Klinik Araştırmaların, ne kadar önemli olduğunun farkındayız. Çünkü yeni ve ileri teknoloji ile üretilen ürünler geliştirmeden, yeni tedavi seçenekleri üretmeniz ve rekabetçi ortamdaki devamlılığınızı sağ - lamanız neredeyse olanaksızdır. Bu tür ürünlere sahip olmanın yolu da Araştırma-Geliştirmeden geçiyor. Bu alana ne kadar çok yatırım yapar sa - nız daha güçlü ürünlere sahip olma ihtimaliniz ve verdiğiniz hizmetin ka - litesi de o kadar çok artıyor. Bir firma nın Ar-Ge ve Kli nik Araştırma alanında güçlü olmasının tek ölçüsü bu alanda harcadığı büt çe ve çalışan sayısı değildir. Bir fir ma için ARGE de güçlü diyebilmemiz için bunların yanında araştırmala rın kalitesinin de yüksek olması gere kiyor. Kaliteden emin olmanın da iki temel yolu vardır: Eğitim ve denetim. Klinik Araş tır - malarda Eğitim, Araş tır ma-ge liş tir - me ve Klinik Araştırma lar da yer alan tüm tarafların eğitimi olarak ele alınmalıdır. Klinik araştırmalarda en önemli iki taraf ise destekleyici firma çalışanları ve araştırmacı hekimlerdir. Novo Nordisk olarak kendi çalışanlarımızın eğitimlerinin yanı sıra, dünya genelinde sağlık personellerinin eğitimlerine, sivil toplum kuruluşlarının sosyal sorumluluk projeleri ve hastalıklara yönelik epidemiyolojik araştırmalara da destek vermekteyiz. Bu destek doğrultusunda Novo Nor - disk RONE (Regional Office Near East) olarak Investigator Academy projesini başlatmış bulunuyoruz. dedi. Dr.Hanefi Özbek de konuşmasında şunları kaydetti: Klinik araştırmaların belirli standartlarda yapılması zorunludur. Özellikle gönüllü sağlığı ve hak larının son derecede titizlikle korunması, gözlenmesi ve denet len - me si çok önemlidir. Klinik araştırmalarda dünya standartlarını tutturabilmek için bu konuda iyi yetişmiş araş tırmacılara, yardımcı araştırma ekibine ve belli standartlarda onay almış laboratuvarlara ihtiyaç olduğu gibi; hızlı, etkin ve standardize olmuş etik kurullara da ihtiyaç vardır. Araş - tır macıların ve etik kurul üyelerinin, İyi Klinik Uygulamaları konusunda gerekli ve yeterli eğitimleri almaları durumunda, istenen standartlarda klinik araştırmalara imza atmaları daha kolay olacaktır. Bu nedenle Sağ lık Bakanlığı, klinik araştırmalar konusunda yapılacak eğitim faaliyetlerine büyük önem vermekte ve bu konudaki düzeyli her türlü çalışmayı ve eğitimi desteklemektedir. Nitekim 2008 yılında Sağlık Bakanlığı tarafından Etik Kurullar için yapılan eğitimlerin 2009 yılında da devam edecek olması buna örnek olarak verilebilir. Bütün bu sayılanlardan amaç: Kli - nik araştırma kültürü ve pratiğinin Türkiye nin bilim çevrelerinde yerleşmesini ve gelişmesini sağlamak, böy lece ülkemizin dünyadaki bilim çevrelerinde hakkettiği yeri almasına katkıda bulunmaktır. Prof. Dr. Kaan Kavaklı ise konuşmasında bu konuda araştırmacı ve etik kurul üyesi olarak açıklamalarda bulunabileceğini belirterek; Ülkemizde Avrupa Birliği mevzuatına uyum çabalarının da katkısıyla son 15 yıldır ilaç araştırmaları Batı ülkelerindeki gibi uluslararası kurallara uygun olarak yapılabilmektedir. Bunun sağlanabilmesi için 4 ayrı faktörün uyum içinde çalışması söz konusudur: Bilimsel araştırmalar için gerekli yetişmiş insan gücü: (Üniversiteler ve araştırmacılar), araştırmalara gerekli mali desteğin sağlanması: (çokuluslu veya yerli ilaç firmaları), araştırma mevzuatının belirlenmesi ve denetimi: (Sağlık Bakanlığı ve Etik Kurul - lar), üzerinde araştırma yapılacak has ta veya sağlıklı gönüllüler: (şifa ara yan insanlarımız) diyerek araştırma ların etik boyutu hakkında bilgi ver di. Pfizer den Kanser ile Mücadeleye Tam Destek Dünyanın önde gelen ilaç şirketlerinden Pfizer, kanseri kontrol altına alacak veya tedavi edecek ilaçlar geliştirmeye yönelik bilimsel çalışmaları desteklemek yönündeki global taahhüdünü; Pfizer Vakfı nca ilgili yerel STK lar ile işbirliği yapılarak geliştirilen Global Sağlık Ortaklığı Prog ra - mı na 4 yıl içinde 47 milyon dolar finansman sağlayarak pekiştiriyor. Pfizer Vakfı ve Pfizer Inc. tarafından birlikte finanse edilen bu yılki 7 milyon dolarlık onkoloji yatırımı, kanser kuruluşlarının meme kanserinin önlenmesi, erken saptanması ve teşhi- Actual Medicine 79
sine yönelik çalışmalarına katkıda bu lunacak, halkı kanser riskleri konusunda bilinçlendirecek, özellikle psikososyal faktörler üzerine odaklanarak hastaların tedavi seçenekleriyle ilgili bilgi ve anlayışını artıracak, eği tim, teknik destek ve işbirliğine da yalı ortaklıklar yoluyla uzun vadeli ka pasite oluşturma çabalarına imkan tanıyacak. Pfizer Onkoloji Birimi, Klinik Ge liş tir - me ve Medikal İlişkiler Başkan Yar - dım cısı Dr. Mace Rothenberg, Pfi zer in kanser hastaları için verdiği destekle ilgili yapmış olduğu değerlendirmede; Bu bağışlar, tüm dünya da - ki kanser eğitim ve araştırmaların da ilerlemeyi teşvik etmek için önemli bilim adamları ve kuruluşlarla or tak - lık kurmamız yönünde atılan önem li bir adımdır. Bu yılki bağışlar, me me kanserinde erken teşhis ve eği tim, hasta yönlendirme programla rının oluşturulması, kanserle ilgili ge nel bilgi ve anlayışı geliştirme yöntemlerinin belirlenmesi gibi, tümü kanserle mücadelede önemli rol oynayan, kritik öneme sahip alanlar üze rinde odaklanıyor diye ifade etti. İngiliz Hükümeti ile GSK İnfluenza Pandemisi Sözleşmesi İmzaladı GlaxoSmithKline (GSK) influenza pandemisi sırasında kullanılmak üzere İngiliz Hükümeti ile 10.6 milyon tedavi kürü karşılığı Relenza (zanamivir) temin etmek için anlaşma imzaladı. Anlaşma devletin ek olarak 18 milyon tedavi kürünü kapsayan antivirallerle ilgili olarak imzaladığı sözleşmenin bir parçası. GlaxoSmithKline İngiltere nin Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Simon Jose, bu gelişme ile ilgili olarak İngiliz Hükümeti antiviral stoğunu iki katına çıkarıp, zanamiviri de içerecek şekilde genişleterek, antivirallerin, influenza salgınının olası yıkıcı etkilerini azaltmada oynayabileceği rolü tanımaktadır dedi. Bu yeni anlaşma ile İngiltere, Fransa nın yanı sıra, Avrupa da toplumunun %50 sini tedavi etmeye yetecek ilaç stoğunu temin eden ikinci ülke oldu. Böylece İngiltere Sağlık Bakanlığı antiviral stoğunu, İngiltere de toplumunun yaklaşık yarısını kapsayacak Sigarayı Bırakın Özgürlüğü Seçin şekilde iki katına çıkardı. Zanamivir, İngiltere nin mevcut antiviral stoğunun yaklaşık üçte birini kapsıyor. GlaxoSmithKline İngiltere nin Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Simon Jose, bu gelişme ile ilgili olarak şunları söyledi; İngiliz Hükümeti antiviral stoğunu iki katına çıkarıp, zanamiviri de içerecek şekilde genişleterek, antivirallerin, influenza salgınının olası yıkıcı etkilerini azaltmada oynayabileceği rolü tanımaktadır. Her yıl dünyada 4.5 milyon insanın yaşamını yitirmesine neden olan sigara içme alışkanlığının toplumumuzda da en aza indirilmesi için hep birlikte gayret göstermenin önemine değinen Johnson&Johnson, daha sağlıklı bir topluma giden yolda siga - rasız bir yaşamı seçmenin yapılması gereken ilk değişiklik olduğunu belirtiyor. Sigaraya bağlı ölümlerin 2020 yılında 8.5 milyona, 2025-2030 yıllarında da 10 milyon dolayına ulaşacağı tahmin ediliyor. İçilen her sigara insan ömründen 5 dakika çalıyor. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de sigarayı bırakma konusundaki toplumsal hassasiyet ve hükümetlerin desteği artıyor. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı ndan Prof. Dr. Bülent Tutluoğlu bırakma destek tedavileri içerisinde en güvenilir yöntemlerden biri olan Nikotin Replasman Tedavisi nin (NRT) avantajları ile ilgili olarak, NRT nin mantığı sigarayı bıraktıktan sonra ortaya çıkan nikotin yoksunluk belirtilerinin ortadan kaldırılması, kişinin sigarayı bıraktıktan sonraki dönemi rahat geçirmesinin sağlanmasıdır. Etkinliği kesin ve bilimsel olarak kanıtlanmış ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından da en çok önerilen sigara bırakma yöntemi olan NRT, sigara bırakma olasılığını 2-2.5 kat arttırır. Bizim yaptığımız araştırmada nikotin replasman tedavisi uyguladığımız kişilerin yarısının ilk 15 günde sigarayı rahatlıkla bıraktıklarını gözlemledik diye konuştu. Johnson&Johnson ülkemizdeki her ferdi sigarayı bırakmaya, içmeyen ve bırakan her bireyi de gönüllü birer elçi olarak sigarayı bırakmaya çalışan yakınlarını desteklemeye davet ediyor. 80 Actual Medicine