Sağlığın Sosyal Belirleyicileri Prof. Dr. Bilge Hapçıoğlu
Sağlığın Belirleyicileri Bireysel (biyolojik) Sosyal Ekonomik Çevre Yaşam Tarzı Hizmetlere ulaşılabilirlik Genetik Cinsiyet Yaş Yoksulluk İşsizlik Dışlanma Çalışma Koşulları Hava Kalitesi Su Kalitesi Konut Sosyal Çevre Fiziksel Aktivite Obezite Sigara Alkol Uyuşturucu Cinsel Tercihler Eğitim Sağlık Sosyal Hizmetler Ulaşım Boş Zamanlar
Sağlığın Sosyal Belirleyicileri DSÖ tarafından 10 başlık altında toplanmaktadır. *İnsanların yaşamlarını sürdürmek için gereken bazı imkanlardan uzun süre uzak kalması (dezavantajlı olması) *Sosyal çevre ve psikolojik etkileri (stres) *Hayatın ilk yıllarında olumsuz çevre etkileri (anne ve çocuk sağlığı) * İşin sağlık üzerindeki etkisi *İşsizlik ve iş güvenliğinin olmaması *Arkadaşlık ve sosyal uyum *Sosyal dışlanma *Alkol ve diğer bağımlılık yapıcı maddeler *Sağlıklı beslenme ve gıda güvenliği *Sağlıklı ulaşım
Sosyo-Ekonomik Durum Gelir sağlığın en önemli belirleyicilerinden biridir. Özellikle sağlık hizmetlerinin gün geçtikçe özelleşmesi, sağlık hizmetlerini, amaclari kar elde etmek olan özel sektör poliklinik ve hastanelerinin, kamu tarafindan sağlananlardan daha iyi vermesi, sağlığı sadece parası olanın satın alabildiği bir hizmet haline getirmektedir. Kötü sosyal ve ekonomik koşullar ömür boyunca sağlığı olumsuz etkiler. Sosyo ekonomik düzey düştükçe. Hastalık oranları artar. Yaşam beklentisi azalır. Beslenme yetersizliği, kötü hijyen koşulları, kalabalık aileler ciddi sağlık sorunlarını da beraberinde getirmektedir.
STRES Sosyal ve psikolojik koşullar uzun süreli strese endişeye, güvensizliğe, özgüven eksikliğine,sosyal izolasyona, kontrol bozukluğuna neden olabilir ve bütün bunlar iş ve özel yaşamda önemli sorunlara ve ruh sağlığının bozulmasına ve erken ölümlere yol açar. Güvensizlik, arkadaş ve akraba desteğinin olmaması, düşük sosyal statüde bulunan gruplar ve sanayileşmiş ülkelerin sosyo ekonomik düzeyi düşük fertlerinde çok rastlanan bir durumdur.
Yaşamın ilk Dönemleri Doğum öncesi dönemlerde annenin iyi beslenememesi, sigara, alkol ve uyuşturucu kullanması, stresli olması, yetersiz fiziksel egzersiz bebeğin anne karnında fiziksel ve mental gelişimini olumsuz etkiler. Çocukluk ve ergenlik çağında ebeveynlerin bilinçli olması, iyi bir eğitim dengeli beslenme,sigara, alkol ve uyuşturucudan uzak bir yaşam, yeterli fiziksel aktivite çocuk ve gençlerin sağlıklı birer birey olmasına neden olur.
Bütün bunların aksine davranışlar ve koşullar; çocukluk çağlarında gelişim bozukluklarına, ileri yaşlarda kardiyovasküler sistem, solunum sistemi pankreas ve böbrek fonksiyonlarının bozulmasına, neden olabilir.
Sosyal Dışlanma Kişinin uzun süreli işsizlik, yoksulluk, sakatlık, obezite gibi nedenler ile toplumsal hayatın dışına itilmesi ve tekrar sosyalleşme umudunu yitirmesidir. Toplumdan dışlanan kişiler arasında; suç oranları, intiharlar, ruhsal hastalık oranları çok yüksektir.
İş Gelirin en onemli kaynagi istir. Yapilan is karsiligi elde edilen gelir, bireylerin saglikla ilgili ihtiyaclan karsilamalarinda kullanilmaktadir. Gelir elde etme araci olarak is uc acidan saglikla iliski halindedir. Birincisi, yapilan isin niteligi gelir duzeyini dolayisiyla da sagligi belirlemektedir, i kinci olarak, is yani calisma bireyi daha saglikli kilabilecegi gibi, yapilan isin niteligine bagli olarak bazi hastaliklarin kaynagi da olabilir. Is bireyin sosyal cevresini genisleterek sosyal psikolojik sagligini olumlu yonde etkileyebilecegi gibi yapilan bazi isler meslek hastaliklari gibi cesitli saglik riskleri de tasiyabilmektedir. Ucuncu olarak, resmi is beraberinde sosyal guvenceyi getirmektedir.
İşsizlik İşsizlikte en önemli sorun ekonomiktir. Ekonomik sorunlar beraberinde ruhsal hastalıkları, endişe, güvensizlik gibi sorunları da birlikte etirmektedir. İşsizlik kadar iş güvencesinin olmaması da çalışanlar için endişe, gelecek kaygısı depresyon gibi sorunlara neden olmaktadır.
Sosyal Destek Sosyal destek ve iyi sosyal ilişkiler sağlık üzerinde önemli bir katkı sağlamaktadır. Sosyal iletişim ve ilişkiler insanların kendilerini daha değerli ve güvende hissetmelerine neden olmaktadır. Duygusal ve sosyal destekten yoksun kişilerin kronik hastalıklara yakalanma eğilimleri yüksektir.
Bağımlılık Bir maddenin yaşamı va sağlığı olumsuz etkilemesine karşın kullanımının devamıdır. Oysa insanın (ve diğer tüm canlıların en temel çabası canlılığınn devamını sağlayabilmektir. Yaşamımızı, sağlığımızı tehdit eden, bize acı ve zarar veren şeylerden içgüdüsel olarak kaçınırız. Hatta diğer hayvanlardan farklı olarak insan düşünebilmesi sayesinde olası zararları çok önceden farkedip önlemler alabilir.yani yaşmımızı ve sağlığımızı tehdit eden davranışlardan kaçınmak doğamızın gereğidir. ZARARLI MADDELERİ BİLEREK KULLANMAK Bağımlılığın bir özelliğidir. Bunun nedeni aslında irade ve isteğimizin değil bağımlısı olduğumuz maddenin davranışlarımızı kontrol etmesidir.
Sigara, alkol ve uyuşturucu kullanımı ciddi bir sosyal ve toplumsal sorundur. Şiddetli madde alma isteği. Bırakma ve azaltma anlamında madde kullanımını kontrol etmede zorluk. Azaltma ve kesme durumunda yoksunluk belirtilerinin ortaya çıkması. Tolerans oluşması.(aynı etkinin elde edilebilmesi için gereken madde miktarını giderek artması) Madde kullanımı yüzünden kişiye keyif veren, mutlu eden faaliyetlerin ihmale uğraması. Zararlarının açık olmasına karşı maddenin kullanımında ısrar
Sağlıklı Beslenme ve Gıda Güvenliği Vücudun büyümesi, yenilenmesi ve çalışması için gerekli olan enerji ve besin öğelerinin her birinin yeterli miktarlarda alınması ve vücutta uygun şekilde kullanılması Yeterli ve Dengeli Beslenme deyimi ile açıklanır. Sağlığın korunmasında ve hastalıkların önlenmesinde yeterli ve dengeli beslenme önemli rol oynamaktadır.
Gıda Güvenliği Gıda güvenliği, gıdaların amaçlanan kullanımına uygun olarak hazırlanması ve tüketildiğinde tüketicilere zarar vermemesi anlamında kullanılan bir kavram olmakla beraber daha geniş anlamda gıda kaynaklı hastalıklara neden olan biyolojik,fiziksel ve kimyasal etkenleri önleyecek şekilde gıdaların işlenmesi, hazırlanması, depolanması ve son tüketiciye sunulmasını tanımlayan bilimsel bir sistem döngüsüdür. Güvenli gıda ise her türlü bozulma ve bulaşmaya yol açan etkenden arındırılarak tüketime uygun hale getirilmiş gıdadır.
Ulaşım ve Trafik Kent içi ve şehirler arası ulaşım ve taşımacılıkta karayolunun tek model haline gelmiş olması, can ve mal kaybına, zaman kaybına, yüksek maliyete, verimsiz yol kullanımına, yatırım maliyetlerinde artışlara,arazi kayıplarına, gürültü ve çevre kirliliğine neden olmaktadır.
Eğitim Eğitimli kişiler eğitimsizlere göre daha sağlıklı bir yasam stiline sahiptir. İyi eğitimliler eğitimsizlerle karşılaştırıldığında daha çok egzersiz yapmaya, ölçülü içmeye, koruyucu tıbbi bakımı kabule ve daha az sigara içmeye eğilimlidirler. Ayrıca eğitimlilerin hiç sigara içmemiş olma olasılıkları yüksektir. Bunlara ilaveten daha çok eğitim almış bireylerin sigarayı bırakma olasılığı da yüksektir Sigaranın pek çok hastalığın nedeni olduğu düşünüldüğünde eğitim ve sağlık arasındaki olumlu ilişki rahatlıkla kurulabilir.
Yaşam Alanları Sağlık ve hastalık davranışı oturulan yer ile yakından ilgilidir. Kırsal veya kentsel alanlarda oturanların sağlık ve hastalığı algılayış biçimleri farklı olabileceği gibi yaşanılan yerin neden olduğu sağlık sorunları da farklılaşmaktadır.
Yaşam Alanları Kırsal alanların önemli sağlık sorunlarından biri sağlık hizmetlerine ulaşmadır. Halen Türkiye'de sağlık ocağı ve doktor bulunmayan köyler mevcuttur. Özellikle kış aylarında köy yollarının soğuk hava nedeniyle kapandığı bölgelerde sağlık hizmetlerine ulaşma önemli bir sorun haline gelmektedir. Ayrıca sağlık hizmetlerinden faydalanmak amacıyla kasaba ve kentlere gitme beraberinde bir maliyeti de getirmektedir.
Yaşam Alanları Kentsel bölgeler içide bulundukları sosyo-kültürel koşullara bağlı olarak çeşitli sağlık sorunlarına sahiptir. Kent yaşamının fiziksel, ekonomik, sosyal ve kültürel tüm görünümleri, sağlık üzerinde önemli etkiye sahiptir. Sağlık, kentlerde iklim, nüfus yoğunluğu, barınma alanları ekonomik aktivitenin doğası gelir dağılımı ulaşım sistemleri ve boş zaman faaliyetleri tarafından etkilenmektedir. Sağlıktaki bu etki bütün faktörlerin basit bir toplamı değildir. Onlar birbirlerini sinerjik olarak da etkilediği için parçalarin toplamından daha büyük bir etkiye sahiptir.
Barınma Yerleri Çevresel faktörlerin özellikleri ve gelir düzeyi arasındaki negatif yönlü ilişki vardır. Çevresel faktörler olarak tanımlanan faktörler ise, kirlilik, toksin, gürültü, kalabalık, konut, okul ve çalışma ortamı ile komşuluk ilişkilerinin niteliği şeklinde belirlenmektedir. Bu noktada, sosyo-ekonomik statünün, yaşanılan çevresel ortamı belirlediği bunların da doğrudan sağlığı etkilemektedir.
Barınma Yerleri Yoksul kişiler, kentlerin fakir kesimlerinde, endüstriyel faaliyetlerin yoğun olduğu yerlerde ve dolayısı ile zararlı atıklara çok daha yakın yerlerde oturmaktadırlar. Hava kirliği açısından yapılan analizlerde de aynı sonuç ortaya çıkmaktadır. Bu noktada özellikle çocukların sağlığı açısından ev dışındaki hava kadar evin içindeki havanın da kirlilik düzeyi, sunuk kalma süresi uzun olduğundan önemli bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Gelir düzeyi ile ters orantılı bir ilişkisi olduğu belirtilen sigara içimi ise, çocukların ev içinde toksine daha fazla sunuk kalmasına yol açan bir diğer olumsuz etken olmaktadır.
Çevresel Nitelik ve Sağlık Riskleri Yukarıda sıralanan gelir düzeyi ile bağlantılı tüm çevresel faktörler sağlık üzerinde çeşitli riskler ortaya çıkarmaktadır. Bunlar, Havanın Niteliğine Bağlı Riskler: Kirli havanın yol açtığı, bronşit, astım, kanser, kalp rahatsızlıkları, sanayi atıklarının yol açtığı çeşitli riskler. Bu fiziksel risklerin yanı sıra depresif ruh hali gibi psikolojik bir takım rahatsızlık riskleri.
Zararlı Atıklara Bağlı Riskler: Çeşitli ağır metal ve solventlere sunuk kalma sonucu, kanser, solunum yolları rahatsızlıkları, sinir sistemine ilişkin rahatsızlıklar, dikkat ve hafıza zayıflığı, düşük IQ, bir takım davranışsal sorunlar, kontrol kaybı gibi. Fetal gelişme döneminde ise çevrenin bu olumsuz koşulları ilerisi için çok daha tehlikeli sonuçlar doğmasına neden olmaktadır. Gürültüye Bağlı Riskler: Gürültüye sunuk kalınan süre ve yoğunluğa bağlı olarak, işitme kayıpları, kroner kalp rahatsızlıkları, yüksek tansiyon, motivasyon bozuklukları, öğrenme güçlükleri, depresif davranışlar ve ruh saplığına ilişkin rahatsızlıklar
Konutların Kalabalık Olmasına Bağlı Riskler: Bulaşıcı hastalıklar, istenmeyen sosyal ilişkiler sonucu psikolojik rahatsızlıklar, kalabalık ailelerde çocuklara yeterli ilginin gösterilememesi sonucu ortaya çıkan çeşitli olumsuzluklar, cezalandırıcı, şiddet dolu ilişkilerin varlığı. Konutun Niteliğine Bağlı Riskler: Özellikle çocukların ve yaşlıların maruz kaldığı kazalar, yetersiz ısı ve ışığa, neme bağlı çeşitli rahatsızlıklar, çeşitli ruhsal rahatsızlıklar.
Eğitim Olanaklarının Niteliğine Bağlı Riskler: Okulların hem fiziksel hem de sosyal ilişkiler açısından sergilediği ortamın çocuğun ruhsal, sosyal gelişimi üzerinde yol açtığı olumsuzluklar ve buna bağlı olarak gelecekte iyi bir eğitim ve yaşam olanaklarından yoksunluk. Yaşanılan Çevrenin Niteliğine Bağlı Riskler: Şiddet, kazalara daha fazla açık olma, çocuk ve gençlerde sosyal ve ruhsal açıdan bozukluklar, adölesan çağda cinsellik açsından yaşanılan olumsuz deneyimler, çok küçük yaşta çocuk sahibi olma ve buna bağlı riskler.
Göçler Kentlerin sağlık sorunlarının en önemli nedeni kapasitelerinin üzerinde göç almalarıdır. Yani hızlı ve çarpık kentleşme. Uyum sağlama niteliği ne kadar yüksek olursa olsun, ailelerin en dramatik şekilde etkilendiği değişiklerden biri göç etme olayıdır, çünkü her şeyden önce göç etme, toplumsal değişimin uyum surecini zorlayan bir hızlılık içinde gelişir. İklim, yer ve ev değişikliği, iş biçimi değişikliği göç eden bireyler üzerinde streslere neden olmakta ve bireyler bunlarla baş etmek için farklı yanıtlar vermektedir. Bu yanıtlar, kısa sürede tam uyumdan, tam bir çözülme ve krize kadar değişebilir. Bu şekilde cok yönlu stres yaratıcı baskılar altında kalan aile dengelerinde ilk çözülme genellikle sağlık yönünde olmaktadır.