AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE KARAGÖZ VE DİĞERLERİ TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: 14352/05, 38484/05 ve 38513/05) KARAR STRAZBURG

Benzer belgeler
EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. YER VE GÜNGÖR/TÜRKİYE (Başvuru no /06 ve 48581/07) KARAR STRAZBURG.

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ ÜÇÜNCÜ DAİRE ŞENOL ULUSLARARASI NAKLİYAT, İHRACAT VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no:75834/01)

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. ZEYTİNLİ/TÜRKİYE (Başvuru no /04) KARAR STRAZBURG. 26 Ocak 2010

ĐKĐNCĐ DAĐRE FETHULLAH AKPULAT - TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no: 22077/03) KARAR STRAZBURG. 15 Şubat 2011

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE GÜNGİL TÜRKİYE. (Başvuru no /03 ) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG. 10 Mart 2009

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. GEÇGEL ve ÇELİK/TÜRKİYE (Başvuru no. 8747/02 ve 34509/03) KARAR STRAZBURG.

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ. MEHMET MÜBAREK KÜÇÜK - TÜRKİYE DAVASI (Başvuru no:7035/02) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRASBOURG.

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

A V R U P A K O N S E Y Đ

COUNCIL OF EUROPE AVRUPA KONSEYİ AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ ÜÇÜNCÜ DAİRE CANPOLAT TÜRKİYE. (Başvuru no /00) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG

COUNCIL OF EUROPE AVRUPA KONSEYİ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ ĐKĐNCĐ DAĐRE ÇATAK TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no: 26718/05) KARAR STRAZBURG.

ĐKĐNCĐ DAĐRE EYÜP KAYA TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no: 17582/04) STRAZBURG. 23 Eylül 2008

COU N CI L OF KONSEYĐ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE ÇETKİN -TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: 30068/02) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG

CONSEIL DE L'EUROPE AVRUPA KONSEYİ AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ KARAMAN VE BEYAZIT - TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: 73739/01) KARAR STRAZBURG

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE ABDURRAHİM DEMİR - TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: 41213/02) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG.

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ MEHMET ÖZEL ve diğerleri - TÜRKİYE DAVASI (Başvuru no: 50913/99) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRASBOURG.

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ ÜÇÜNCÜ DAİRE. TACİROĞLU - TÜRKİYE (Başvuru no /02) KARAR STRAZBURG. 2 Şubat 2006

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE MEHMET SELÇUK - TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: 13090/04 ) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG.

CONSEIL DE L EUROPE AVRUPA KONSEYİ AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ. İKİNCİ DAİRE KANAT ve BOZAN -TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no:13799/04)

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. ZÖHRE AKYOL/TÜRKİYE (Başvuru no /03) KARAR STRAZBURG. 4 Kasım 2008

CON S EI L D E KONSEYĐ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE PARSIL/TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: 39465/98) KARAR STRAZBURG. 26 Nisan 2005

AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. ERTÜRK/TÜRKİYE (Başvuru no /02) KARAR STRAZBURG. 12 Nisan 2005

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. YILDIZ YILMAZ/TÜRKİYE (Başvuru no /01) KARAR STRAZBURG. 11 Ekim 2005

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE ERHUN -TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru numaraları: 4818/03 ve 53842/07) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG

CONSEIL DE L'EUROPE AVRUPA KONSEYĐ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ KONUK - TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no: 49523/99) KARAR STRAZBURG.

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. KESHMIRI/TÜRKİYE (Başvuru no /08) KARAR STRAZBURG. 13 Nisan 2010

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. YAVUZ ve diğerleri -TÜRKİYE DAVASI

ĐKĐNCĐ DAĐRE. (Başvuru no: 3869/04) STRAZBURG. 27 Ekim 2009

CONSEIL DE L EUROPE AVRUPA KONSEYĐ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ ĐKĐNCĐ DAĐRE BEK -TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no:23522/05) KARARIN ÖZET ÇEVĐRĐSĐ

CONSEIL DE L'EUROPE AVRUPA KONSEYĐ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ KEKĐL DEMĐREL - TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no:48581/99) KARARIN ÖZET ÇEVĐRĐSĐ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE SONKAYA - TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: 11261/03) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG.

CONSEIL DE L'EUROPE AVRUPA KONSEYĐ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ AYAZ VE DĐĞERLERĐ - TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no:11804/02) KARARIN ÖZET ÇEVĐRĐSĐ

A V R U P A K O N S E Y Đ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE FÜSUN ERDOĞAN VE DİĞERLERİ - TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: 16234/04) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. MEHMET YILDIZ vd.-türkiye DAVASI (Basvuru no:14155/02) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ

ĐKĐNCĐ DAĐRE. (Başvuru no: 28485/03) STRAZBURG. 23 Eylül 2008

CONSEIL DE L'EUROPE AVRUPA KONSEYĐ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ ĐKĐNCĐ DAĐRE MEHMET ZÜLFĐ TAN - TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no: 31385/02)

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE TOK VE DİĞERLERİ - TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no:37054/03, 37082/03, 37231/03 ve 37238/03 )

CON S EI L D E KONSEYĐ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE SEBAHATTİN EVCİMEN TÜRKİYE. (Başvuru no /06) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG.

CON S EI L D E KONSEYĐ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE BAHÇECİ VE TURAN - TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: 33340/03) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG.

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE SERİN -TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no:18404/04) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG.

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. GÜMÜŞSOY/TÜRKİYE (Başvuru no /07) KARAR STRAZBURG. 11 Ekim 2011

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ ÜÇÜNCÜ DAİRE GÜNSİLİ VE YAYIK - TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no:20872/02 ) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG.

COUNCIL OF EUROPE AVRUPA KONSEYİ AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ ÜÇÜNCÜ DAİRE. Nezir KÜNKÜL/TÜRKİYE (Başvuru no /00) KARAR STRAZBURG

CONSEIL DE L'EUROPE AVRUPA KONSEYİ AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. HÜRRİYET YILMAZ/TÜRKİYE (Başvuru no /02) KARAR STRAZBURG

CONSEIL DE L EUROPE AVRUPA KONSEYĐ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ ĐKĐNCĐ DAĐRE ADNAN ÖZDEMĐR -TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no:4574/06)

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ BİLEN- TÜRKİYE DAVASI. ( Başvuru no: 34482/97 ) NİHAİ KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG.

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ KEKLİK VE DİĞERLERİ - TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no:77388/01) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG.

CON S EI L D E KONSEYĐ

COUNCIL OF EUROPE AVRUPA KONSEYİ AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ ÜÇÜNCÜ DAİRE. ESER CEYLAN TÜRKİYE (Başvuru no /02) KARAR STRAZBURG

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE S.S. BALIKLIÇEŞME BELDESİ TARIM KALKINMA KOOPERATİFİ VE DİĞERLERİ - TÜRKİYE DAVASI

İKİNCİ DAİRE KABUL EDĠLEBĠLĠRLĠK HAKKINDA KARAR

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ DÖRDÜNCÜ DAİRE. Gümüşten -Türkiye Davası (Başvuru no: 47116/99)

(Başvuru no: 42422/04, 2102/05, 18194/05, 18772/05, 33222/05, 36990/05 ve 37050/05) KARARIN ÖZET ÇEVĐRĐSĐ STRAZBURG.

CONSEIL DE L'EUROPE AVRUPA KONSEYĐ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ ĐKĐNCĐ DAĐRE KARAKAYA - TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no: 11424/03) KARARIN ÖZET ÇEVĐRĐSĐ

COUNCIL *. A V R U P A

A V R U P A K O N S E Y Đ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ ÜÇÜNCÜ DAİRE EVRENOS ÖNEN - TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: 29782/02) KARAR STRAZBURG. 15 Şubat 2007

CONSEIL DE L'EUROPE AVRUPA KONSEYİ AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ. D.A. ve B.Y. - TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no:45736/99) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ

CONSEIL DE L'EUROPE AVRUPA KONSEYĐ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ KANĐOĞLU VE DĐĞERLERĐ - TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no:44766/98, 44771/98 VE 44772/98)

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE MENEMEN MİNİBÜSÇÜLER ODASI -TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: 44088/04) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG

heyetine cevap vermekten kaçınarak 3 Şubat, 7 Nisan ve 12 Mayıs 1994 tarihlerinde yapılan duruşmalara katılmamıştır.. HUKUK AÇISINDAN I. AİHS NİN 10.

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ APOSTOLİDİ VE DİĞERLERİ- TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no:45628/99) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ (ADİL TATMİN) STRAZBURG

ĐKĐNCĐ DAĐRE. MEHMET MANSUR DEMĐR v. TÜRKĐYE. (Başvuru No /07) KARAR STRASBOURG. 24 Temmuz 2012

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. AÇIK VE DİĞERLERİ/TÜRKİYE (Başvuru no /03) KARAR STRAZBURG. 13 Ocak 2009

CONSEIL DE L EUROPE AVRUPA KONSEYĐ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ ĐKĐNCĐ DAĐRE DAYANAN -TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no:7377/03) KARARIN ÖZET ÇEVĐRĐSĐ

COUNCIL OF EUROPE AVRUPA KONSEYİ AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. KILIÇ VE EREN/TÜRKİYE (Başvuru no /07) KARAR STRAZBURG

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. YÜKSEKTEPE TÜRKİYE (Başvuru no /00) KARAR STRAZBURG. 24 Ekim 2006

SERDAR GÜZEL/Türkiye Başvuru No /06 Strazburg 15 Mart 2011 ĐKĐNCĐ DAĐRE

CONSEIL DE L'EUROPE AVRUPA KONSEYĐ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ. ÇELĐK ve YILDIZ - TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no: / 99) KARARIN ÖZET ÇEVĐRĐSĐ

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararı. DBOUBA/Türkiye Davası Başvuru No: 15916/09 Strazburg 13 Temmuz 2010 İKİNCİ DAİRE USUL

ĐKĐNCĐ DAĐRE. (Başvuru No /07) KARAR STRAZBURG. 24 Eylül 2013

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE NİN SARAR / TÜRKİYE KARARI * ** (Başvuru no. 1947/09, Karar Tarihi: 27 Mart 2012)

İKİNCİ DAİRE BAYAR / TÜRKİYE (NO.5) KARAR STRAZBURG. 25 Mart 2014

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. ATALAY TÜRKİYE (Başvuru no. 1249/03) KARAR STRAZBURG. 18 Eylül 2008

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE EYÜP AKDENİZ -TÜRKİYE DAVASI

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE DBOUBA TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: 15916/09) KARAR STRAZBURG. 13 Temmuz 2010

COUNCIL AVRUPA KONSEYĐ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ ÜÇÜNCÜ DAĐRE MUSLUOĞLU 1 VE DĐĞERLERĐ TÜRKĐYE. (Başvuru no /99) STRAZBURG.

CON S EI L D E KONSEYĐ

KAYA VE SEYHAN/TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: 30946/04) Strazburg 15 Eylül 2009

COUNCIL OF EUROPE AVRUPA KONSEYĐ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ ĐKĐNCĐ DAĐRE. KEMAL KAHRAMAN/TÜRKĐYE (Başvuru no /03) KARAR STRAZBURG

CONSEIL DE L'EUROPE AVRUPA KONSEYĐ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ KADRĐYE YILDIZ VE DĐĞERLERĐ- TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no: 73016/01)

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE AHMET AKMAN - TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: 33245/05) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG.

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ USLU - TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no:33168/03) NİHAİ KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG 12 NİSAN 2007

ALINTI:

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararı

Transkript:

COUNCIL OF EUROPE AVRUPA KONSEYİ AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE KARAGÖZ VE DİĞERLERİ TÜRKİYE DAVASI (Başvuru no: 14352/05, 38484/05 ve 38513/05) KARAR STRAZBURG 13 Temmuz 2010 İşbu karar AİHS nin 44/2 maddesinde belirtilen koşullar çerçevesinde kesinleşecektir. Şekli düzeltmelere tabi olabilir. 1 T.C. Dışişleri Bakanlığı, 2010. Bu gayrıresmi özet çeviri Dışişleri Bakanlığı Avrupa Konseyi ve İnsan Hakları Genel Müdür Yardımcılığı tarafından yapılmış olup, Mahkeme yi bağlamamaktadır. Bu çeviri, davanın adının tam olarak belirtilmiş olması ve yukarıdaki telif hakkı bilgisiyle beraber olması koşulu ile Dışişleri Bakanlığı Avrupa Konseyi ve İnsan Hakları Genel Müdür Yardımcılığı na atıfta bulunmak suretiyle ticari olmayan amaçlarla alıntılanabilir.

USUL Türkiye Cumhuriyeti aleyhine açılan 14352/05, 38484/05 ve 38513/05 no lu davanın nedeni, Gönül Karagöz, Haydar Ballıkaya ve Bekir Çadırcı isimli üç Türk vatandaşının ( başvuranlar ), Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ne, 4 Nisan, 12 Ekim ve 7 Ekim 2005 tarihlerinde, İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına Dair Sözleşme nin ( AİHS ) 34. maddesi uyarınca yapmış oldukları başvurulardır. Başvuranlar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ( AİHM ) önünde, İstanbul Barosu avukatlarından E. Kanar, F. Karakaş Doğan, Bay ve Bayan Kırdök ve M. Hanbayat tarafından temsil edilmişlerdir. OLAYLAR DAVANIN KOŞULLARI A. Gönül Karagöz / Türkiye (14352/05) Başvuran, 1974 doğumludur ve İstanbul da ikamet etmektedir. Başvuran, 21-22 Şubat 1997 tarihlerinde, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi nde görevli polis memurları tarafından bir grup şüpheliyle beraber yakalanmıştır. Başvuran ile diğer şüpheliler 6 Mart 1997 tarihine kadar burada tutulmuşlar ve polis memurları tarafından kötü muameleye maruz bırakıldıklarını iddia etmişlerdir. Başvuran, dövüldüğünü, cinsel tacize maruz bırakıldığını ve Filistin askısına asıldığını ifade etmiştir. 26 Şubat 1997 tarihinde, başvuran muayene edilmek üzere devlet hastanesine götürülmüştür. Doktor tarafından hazırlanan raporda, başvuranın vücudunda herhangi bir kötü muamele izi bulunmadığı belirtilmiştir. 4 Mart 1997 tarihinde, başvuran, adli tıp uzmanına götürülmüştür. Raporda, başvuranın sol omzunda morluk, bacaklarının alt bölümlerinde değişik boyutlarda eski yaralar, baş ve işaret parmaklarında hassasiyet ve kollarda ağrı tespit edildiği belirtilmiştir. Daha sonra yapılan yargılama sırasında, 15 Ekim 1999 tarihinde, İstanbul Adli Tıp Kurumu, başvuranın vücudunda tespit edilen yaraların üç gün mutat iştigaline engel teşkil edeceğini tespit etmiştir. Başvuran, 6 Mart 1997 tarihinde, İstanbul Cumhuriyet Savcısı önüne çıkartılmıştır. Aleyhindeki bütün suçlamaları reddeden ve maruz kaldığı kötü muameleden bahseden başvuran tutuklanmıştır. Başvuran ile diğer on dört tutuklu tarafından kötü muamele iddiasıyla şikayette bulunulmasının ardından, olay sırasında görevli sekiz polis memuru hakkında soruşturma açılmıştır. 8 Mayıs 1997 tarihinde, Fatih Cumhuriyet Savcısı ilgili polis memurlarının ifadesini almış ve 23 Haziran 1997 tarihinde, İstanbul Emniyet Müdürlüğü nde on beş şikayetçiyi sorgulayan sekiz polis memurunun eski TCK nın 243. maddesi uyarınca işkence yapma suçundan yargılanmasını öngören bir fezleke hazırlamıştır. 2

4 Temmuz 1997 tarihinde, İstanbul Cumhuriyet Savcısı, başvuranlar hakkında iddianame hazırlamıştır. 17 Temmuz 1998 tarihinde, İstanbul İl Polis Disiplin Kurulu, polis memurlarının iddia konusu suçu işlediklerine dair yeterli delil bulunmadığı gerekçesiyle herhangi bir disiplin yaptırımı uygulanmamasına karar vermiştir. Belirtilmeyen bir tarihte, başvuran, ceza davasına müdahil olmuştur. 29 Nisan 1999 tarihinde yapılan duruşma sırasında, başvuran, duruşma salonunda kötü muamele yaptığını iddia ettiği polislerden birini teşhis etmiştir. 25 Ekim 2000 tarihinde, bu polis memuru aleyhine ek iddianame düzenlenmiştir. 8 Temmuz 2002 tarihinde, Cumhuriyet Savcısı, polis memurlarının itham edildikleri suçlardan mahkum edilmelerini talep etmiştir. 2 Aralık 2002 tarihinde, İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi, delil yetersizliğinden dolayı beş polis memurunun beraatına, diğer dördünün on bir ay yirmi gün hapis cezasına çarptırılmasına ve iki ay yirmi yedi gün kamu hizmetlerinden men edilmesine karar vermiştir. Polis memurlarının sabıka kayıtlarının bulunmadığını kaydeden ilk derece mahkemesi hakimlerinin takdir yetkisi ile söz konusu cezalar ertelenmiştir. Hakimlerden birisi muhalefet şerhi koymuştur. Başvuran kararı temyiz etmiştir. 1 Nisan 2004 tarihinde, Yargıtay, duruşma sırasında başvuran tarafından teşhis edilen polis memuru hakkındaki beraat kararını onamıştır. Ayrıca, Yargıtay, davanın zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle beraat eden diğer polis memurları hakkındaki kararı bozmuştur. Bunun ardından, Yargıtay, ceza davasının reddine karar vermiştir. Yargıtay, son olarak, verilen cezada birçok mağdurun bulunduğu hususunun göz önünde bulundurulmadığını öne sürerek mahkum edilen dört polis memuru hakkındaki kararı usuli sebeplerle bozmuştur. Yargıtay, davayı İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi ne iade etmiştir. 11 Kasım 2004 tarihinde, İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi, zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle kalan dört polis memuru hakkındaki ceza davasının ortadan kaldırılmasına karar vermiştir. Başvuran kararı temyiz etmiştir. 29 Kasım 2006 tarihinde, Yargıtay, söz konusu kararı onamıştır. B. Haydar Ballıkaya / Türkiye (38484/05) ve Bekir Çadırcı / Türkiye (38513/05) Başvuranlar, sırasıyla 1965 ve 1974 doğumludurlar ve İstanbul da ikamet etmektedirler. Başvuranlar, 25 Kasım 1997 tarihinde, terör örgütü üyesi oldukları şüphesiyle İstanbul Emniyet Genel Müdürlüğü'nde görevli polis memurlarınca gözaltına alınmışlar ve 2 Aralık 1997 tarihine kadar burada tutulmuşlardır. 2 Aralık 1997 tarihinde, Fatih Cumhuriyet Savcılığı ve Devlet Güvenlik Mahkemesi önüne çıkarılan birinci başvuran, gözaltında bulunduğu sırada polis memurları tarafından kötü muameleye maruz bırakıldığı konusunda şikayetçi olmuştur. 3

2 Aralık 1997 tarihinde, başvuranlar ile birlikte diğer sekiz tutuklu adli tıp doktoru tarafından muayene edilmiş ve birinci başvuranın iki elinde, özellikle bilek çevresinde 3 cm boyutunda eski yaralar, sol koltukaltında 2 cm boyutunda iyileşmekte olan bir lezyon ve sağ ayak tırnağı çevresinde hematom ve sarı lekeler tespit edilmiştir. İkinci başvuranın sol koltuk altından başlayarak koltukaltının dışına doğru uzanan bölgede 1x6 cm boyutunda hiperemi ve sıyrık tespit edilmiştir. 10 Mart 1998 tarihinde Fatih Cumhuriyet Savcısı tarafından sorgulanan iki başvuran, sorgu süresince gözlerinin bağlandığını, dövüldüklerini, testislerinin sıkıldığını, kollarından asıldıklarını ve psikolojik baskıya maruz bırakıldıklarını ifade etmişlerdir. İkinci başvuran, ayrıca, sıcak ve soğuk tazyikli suya maruz bırakıldığını iddia etmiştir. 17 Nisan 1998 tarihinde, İstanbul Cumhuriyet Savcısı tarafından, başvuranlar ile birlikte diğer iki tutukluya kötü muamelede bulundukları gerekçesiyle, dört polis memuru (S.A., M.C., E.M. ve N.C.) hakkında iddianame düzenlenmiştir. 25 Haziran 1998 tarihinde, ikinci başvuran davaya müdahil olmuştur. 26 Nisan 1999 tarihinde ikinci başvuran, 24 Haziran 1999 tarihinde ise birinci başvuran mahkeme önünde şikayetlerini yinelemişlerdir. Birinci başvuran, ayrıca, kendisine kötü muamelede bulunan E.M. ve S.A. isimli iki polis memurunu teşhis etmiş ve önceki şikayetlerini yineleyerek üzerine tazyikli su tutulduğunu ifade etmiştir. Yargılama sırasında, sanık polis memurları, başvuranların yakalanmaları sırasında direndiklerini, vücutlarında görülen izlerin de bu nedenle oluştuğunu iddia etmişlerdir. Sonuç olarak, 29 Haziran 2000 tarihinde yapılan duruşmada, başvuranlar, vücutlarındaki izlerin sebebinin belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu na danışılmasını talep etmişlerdir. Adli Tıp Kurumu, 19 Aralık 2001 tarihinde ilgili raporu çıkarmıştır. Raporun birinci başvuranla ilgili herhangi bir bulgu içermemesi nedeniyle, mahkeme, Adli Tıp Kurumu ndan birinci başvuranla ilgili rapor hazırlamasını istemiştir. Adli Tıp Kurumu, 19 Şubat 2003 tarihli raporunda, birinci başvuranın ellerinde ve bileklerinde görülen eski yaraların, adli tıp doktoru tarafından yapılan muayene tarihi itibariyle (2 Aralık 1997) yaklaşık yedi günlük olduğu, ancak sol koltuk altında tespit edilen lezyon ile sağ ayak parmağında görülen sarı izin beş veya yedi gün önce oluşmuş olabileceği sonucuna varmıştır. Raporda, sağ ayak tırnağında görülen hematomun iki ya da üç haftalık olduğu belirtilmiştir. Son olarak, koltukaltında görülen lezyonlarla ayak tırnağındaki sarı lekenin sert bir cismin bu alana doğrudan temas ettirilmesi veya birinin vücudun bu bölgelerine vurması veya bu bölgeleri sert ve çıkıntılı bir yüzeye doğru bastırması sonucu oluşmuş olabileceği kaydedilmiştir. Raporda, ayrıca, bulguların bu üç sebebin hangisi sonucu oluştuğunu belirlemenin tıbbi olarak mümkün olmadığı belirtilmiştir. 20 Haziran 2003 tarihinde, İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi, dava dosyasındaki delillere dayanarak, Ceza Kanunu nun 243. maddesi uyarınca üç başvuranın kötü muameleye maruz bırakıldığını tespit etmiştir. Buna göre, polis memurları başvuranların itirafta bulunmaları için kötü muamelede bulunmuşlardır. Birinci başvuran, duruşmalardan birinde M.C. ve S.A. yı teşhis etmiştir. Mahkeme, diğer hususlar meyanında, sağlık raporlarındaki bulgulara atıfta bulunarak, M.C. ve S.A. yı aleyhlerindeki suçlamalardan mahkum ederek bir 4

yıl hapis cezasına çarptırılmalarına ve üç ay süreyle kamu hizmetlerinden men edilmelerine karar vermiştir. Mahkeme, delil yetersizliği nedeniyle, N.C. nin birinci başvuranın yaptığı suçlamalardan, S.A. ve E.M. nin ise ikinci başvuranın yaptığı suçlamalardan beraatına karar vermiştir. Mahkeme, bu sonuca varırken ikinci başvuranın failleri teşhis edememesi hususunu göz önünde bulundurmuştur. Her iki taraf da kararı temyiz etmiştir. 29 Mart 2005 tarihinde, Yargıtay, soruşturmanın yetersiz olduğu gerekçesiyle N.C., M.C. ve S.A. hakkındaki kararı bozmuştur. Yargıtay, özellikle, gözaltına alındıklarında başvuranlarla ilgili olarak çıkarılan sağlık raporlarının ve gözaltı sırasında alınan ifadelerin dava dosyasında bulunmadığını kaydetmiştir. S.A. ve E.M. nin ikinci başvuranın yaptığı suçlamalardan beraat etmesiyle ilgili olarak, Yargıtay, kararı önce bozmuş, daha sonra ise zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle davanın ortadan kaldırılmasına karar vermiştir. Dava, İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi ne iade edilmiştir. İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi, 24 Haziran 2005 tarihinde, zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle M.C. ve S.A. hakkındaki davanın ortadan kaldırılmasına karar vermiştir. 26 Temmuz 2005 tarihinde, ikinci başvuran kararı temyiz etmiştir. 18 Nisan 2007 tarihinde, Yargıtay, İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi nin kararını onamıştır. HUKUK I. DAVALARIN BİRLEŞTİRİLMESİ Olaylar ve hukuk kısımları bakımından benzer olmaları nedeniyle, AİHM, davaların birleştirilmesine karar vermiştir. II. AİHS NİN 3. VE 13. MADDELERİNİN İHLAL EDİLDİĞİ İDDİASI Başvuranlar, gözaltı sırasında kötü muameleye maruz kaldıkları konusunda şikayetçi olmuşlar ve bu şikayetlerini AİHS nin 3. maddesine dayandırmışlardır. Başvuranlar, bu bağlamda, AİHS nin 13. maddesine de atıfta bulunarak, polis memurları hakkında yapılan yargılamanın uzun sürdüğü ve bu nedenle zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle kötü muamele şikayetleriyle ilgili olarak etkili bir iç hukuk yolunun bulunmadığını iddia etmişlerdir. 38513/05 no.lu başvurunun sahibi başvuran, söz konusu şikayeti AİHS nin 6. maddesine de dayandırmıştır. 38513/05 no.lu başvurunun sahibi başvuran, ayrıca, polis memurları hakkındaki ceza davasının zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle tazminat davası açamadığı konusunda şikayetçi olmuş ve bu şikayetini AİHS nin 13. maddesine dayandırmıştır. AİHM, söz konusu şikayetlerin yalnızca AİHS nin 3. ve 13. maddesi bağlamında incelenmesi gerektiği kanaatindedir. A. Kabuledilebilirlik Hükümet, AİHS nin 35/1 maddesi uyarınca başvuranların iç hukuk yollarını tüketmediklerini iddia etmiştir. Hükümet, bu bağlamda, başvuranların iddia ettikleri zararın karşılanmasını sağlayabilecek medeni ve idari hukuk yollarına başvurmadıklarını belirtmiştir. 5

Ayrıca, üçüncü başvuran, İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi nin 24 Haziran 2005 tarihli kararını da temyiz etmemiştir. AİHM, Hükümet in ön itirazını inceleyip reddettiğini hatırlatır (Müdet Kömürcü / Türkiye (no. 2), no. 40160/05). AİHM, söz konusu davada, daha önceki tespitlerinden ayrılmasını gerektirecek herhangi bir özel koşul bulunmadığı kanaatindedir. Bu nedenle, AİHM, Hükümet in ön itirazını reddeder. AİHS nin 35/3 maddesi uyarınca bu şikayetlerin açıkça dayanaktan yoksun olmadığını kaydeden AİHM, ayrıca başka açılardan bakıldığında da kabuledilemezlik unsuru bulunmadığını tespit eder. Bu nedenle şikayetler kabuledilebilir niteliktedir. B. Esas 1. AİHS nin 3. maddesinin esası ışığında Savunmacı Hükümet in sorumluluğu Hükümet, birinci başvuranla ilgili olarak, polis memurlarının muamelesinin 3. maddede belirtilen şiddet sınırına ulaşmadığını, ancak ikinci ve üçüncü başvuranların vücutlarında görülen izlerden yakalanmaları sırasında polis memurlarına direndiklerinin anlaşıldığını ileri sürmüştür. Bu bakımdan, Hükümet, sağlık raporlarının, özellikle de Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan son raporun, makul şüphenin ötesinde, ikinci ve üçüncü başvuranların vücutlarında tespit edilen bulguların polis memurlarının uyguladığı işkence nedeniyle oluştuğu sonucuna götürmeyeceğini belirtmiştir. AİHM, AİHS nin 3. Maddesi ile ilgili kararlarında belirlediği temel ilkeleri hatırlatır (IvanVasilev / Bulgaristan, no. 48130/99; Yavuz / Türkiye, no. 67137/01; Emirhan Yıldız ve Diğerleri / Türkiye, no. 61898/00; Diri / Türkiye, no. 68351/01; Çolak ve Filizer / Türkiye, no. 32578/96 ). AİHM, söz konusu davaları bu ilkeler ışığında inceleyecektir. a. Gönül Karagöz / Türkiye (14352/05) AİHM, başvuranın 21 Şubat 6 Mart 1997 tarihleri arasında gözaltında tutulduğunu kaydeder. Gözaltında tutulduğu sırada, 26 Şubat ve 4 Mart 1997 tarihlerinde, başvuran hakkında iki sağlık raporu düzenlenmiştir. Başvuranın yakalanmasından beş gün sonra hazırlanan ilk raporda, başvuranın vücudunda herhangi bir kötü muamele izine rastlanmadığı belirtilirken, gözaltının sona ermesinden iki gün önce hazırlanan ikinci raporda başvuranın sol omzunda morluk, bacaklarının alt bölümlerinde değişik boyutlarda eski yaralar, baş ve işaret parmaklarında hassasiyet ve kollarda ağrı tespit edildiği belirtilmiştir. Daha sonra, İstanbul Adli Tıp Kurumu, başvuranın vücudunda tespit edilen yaraların üç gün mutat iştigaline engel teşkil edeceğini tespit etmiştir. İlk sağlık raporunda herhangi bir bulgu tespit edilmediğinden, AİHM, ikinci raporda belirtilen izlerin başvuranın gözaltı sürecinin sonraki günlerinde oluşmuş olabileceği kanaatindedir. Bu bağlamda, AİHM, başvuranın dövüldüğü ve Filistin askısına asıldığına dair iddialarının ikinci raporda kaydedilen bulgularla örtüştüğünü kaydeder. Bu koşullar altında, AİHM, başvuranda tespit edilen yaraların İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi nde görevli polis memurlarının kötü muamelede bulunması sonucu oluştuğunu tespit eder. 6

AİHM, ayrıca, İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi nin, delilleri edindikten ve dava olaylarını inceledikten sonra, dört polis memurunu mahkum ettiği kararını göz önünde bulundurmaktadır. Ancak, AİHM, söz konusu kararın Yargıtay tarafından bozulduğu hususunu da dikkate almaktadır. Söz konusu muamelenin ciddiyetiyle ilgili olarak, AİHM, konuya ilişkin içtihadı uyarınca (Selmouni / Fransa, no. 25803/94), bir muamele türünün işkence olarak sınıflandırılması için 3. maddede ifade edilen işkence kavramı ile insanlık dışı veya alçaltıcı muamele arasındaki farkın mutlaka ortaya konulması gerektiğini hatırlatır. Bu ayrımın yapılmasındaki amaç, insafsızca ve ciddi bir şekilde acı çekilmesine yol açan kasıtlı ve insanlık dışı muamelenin AİHS tarafından hiçbir şekilde kabul görmemesidir. Bu bağlamda, AİHM, şikayet konusu muamelenin, başvuranın gözaltındayken suçunu itiraf etmesi için polis memurları tarafından kasıtlı olarak uygulandığı kanaatine varır. Bu koşullar altında, AİHM, bu muamelenin ciddi ve zalimane olduğu ve büyük oranda manevi zarara sebep olabileceği tespit eder. Bu nedenle, AİHM, söz konusu kötü muamelenin AİHS nin 3. maddesi uyarınca işkence kapsamına girdiği sonucuna varır. Buna göre, AİHS nin 3. maddesi esas bakımından ihlal edilmiştir. b. Haydar Ballıkaya / Türkiye (38484/05) ve Bekir Çadırcı / Türkiye (38513/05) AİHM, söz konusu davada olduğu gibi polis memurları aleyhindeki ceza davasına taraf olan bir başvuranın kötü muamele iddialarını incelediği Müdet Kömürcü kararında, başvuranın maruz kaldığı muamelenin AİHS nin 3. maddesinin ihlalini oluşturduğu yönünde tespitte bulunduğunu gözlemlemektedir. Taraflarca sunulan belgeleri inceleyen AİHM, yukarıda adı geçen dava ile söz konusu davalar arasında herhangi bir fark bulunmadığı kanaatindedir. Bu bağlamda, AİHM, delilleri inceledikten, tanıkları dinledikten ve ifadelerin doğruluğunu değerlendirdikten sonra, İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi nin, 20 Haziran 2003 tarihli kararında, söz konusu davadaki başvuranlar dahil olmak üzere bütün müştekilerin İstanbul Emniyet Müdürlüğü nde görevli polis memurlarından kötü muamele gördüklerini tespit ettiğini gözlemlemektedir. Mahkeme, TCK nın 243. maddesi uyarınca polis memurları hakkında mahkumiyet kararı verirken, ayrıca, başvuranların suçlarını itiraf etmelerini sağlamak için polis memurlarının kasıtlı olarak kötü muamelede bulunduklarını tespit etmiştir. Bununla birlikte, zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle davanın ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir. Söz konusu davada, AİHM nin, ilk derece mahkemesinin konuya ilişkin tespitlerinden ayrılmasını sağlayacak herhangi bir geçerli delil sunulmamıştır. Bu nedenle, AİHM, başvuranlara uygulanan kötü muamelenin AİHS nin 3. maddesi uyarınca işkence kapsamına girdiği sonucuna varır. Buna göre, söz konusu davalarda, AİHS nin 3. maddesi esas bakımından ihlal edilmiştir. 2. AİHS nin 3. maddesinin usul kısmı ışığında Savunmacı Hükümet in sorumluluğu AİHM, uzun yargılama sonucu davaların zamanaşımına uğradığı birçok davada, ceza hukuku sisteminin yeterince titiz olmadığı ve başvuranların şikayetçi olduğu kanuna aykırı fiillerin etkili bir şekilde önlenmesini sağlayacak caydırıcı etkiye sahip olmadığını 7

kaydettiğini hatırlatır (Müdet Kömürcü; Salmanoğlu ve Polattaş / Türkiye, no. 15828/03; Erdoğan Yılmaz ve Diğerleri / Türkiye, no. 19374/03). Taraflarca sunulan yazılı delilleri inceleyen AİHM, Türk ceza hukuku sisteminin söz konusu davalarda aynı şekilde uygulandığını gözlemlemektedir. Bu nedenle, AİHM, üç davada da, sanık polis memurları aleyhinde yapılan ceza yargılamasının yetersiz olduğu sonucuna varır. Buna göre, AİHS nin 3. maddesi usul bakımından ihlal edilmiştir. 3. AİHS nin 13. maddesinin ihlal edildiği iddiası 38513/05 no.lu başvurunun sahibi başvuran, ayrıca, zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle polis memurları aleyhindeki ceza davasının ortadan kaldırılması sonucu tazminat davası açamadığını iddia etmiş ve AİHS nin 13. maddesinin ihlal edildiği konusunda şikayetçi olmuştur. Hükümet, bu iddiaya itiraz ederek başvuranın etkili medeni hukuk yollarına sahip olduğunu ileri sürmüştür. Yukarıdaki tespitlerine atıfta bulunan AİHM, daha önceki bazı davalarda, başvuranlara iddia konusu ihlaller karşılığında tazminat sağlamadıkları gerekçesiyle medeni hukuk yollarının benzer durumlarda geçerli olmadığı sonucuna vardığını hatırlatır (Batı ve Diğerleri). AİHM, söz konusu davada, daha önceki tespitlerinden ayrılmasını gerektirecek herhangi bir koşul bulunmadığı sonucuna varır. Buna göre, AİHS nin 13. maddesi ihlal edilmiştir. III. İHLAL EDİLDİĞİ İDDİA EDİLEN DİĞER AİHS MADDELERİ Son olarak, 14352/05 no.lu başvurunun sahibi başvuran, polis memurları aleyhindeki ceza yargılamasının uzun sürmesi nedeniyle davanın zamanaşımına uğradığını iddia ederek AİHS nin 6. Maddesinin ihlal edildiği konusunda şikayetçi olmuştur. Başvuran, ayrıca, aynı madde uyarınca, yargılanan dokuz polis memurunun amirleri aleyhinde ceza yargılaması yapmayan yerel mahkemenin bağımsızlığını ve tarafsızlığını sorgulamıştır. AİHM, söz konusu şikayetlerin yukarıda incelenenlerle bağlantılı olması nedeniyle aynı şekilde kabuledilebilir nitelikte olduğunu kaydeder. Bununla birlikte, davanın koşulları ile AİHS nin 3. maddesinin usul yönünden ihlal edildiği yönündeki tespitini göz önünde bulunduran AİHM, söz konusu başvurularda ortaya konan temel hukuki sorunu incelediği kanaatindedir. Bu nedenle AİHM, bu şikayetlerle ilgili olarak ayrıca karar vermesine gerek olmadığı sonucuna varır. IV. AİHS NİN 41. MADDESİNİN UYGULANMASI AİHS nin 41. maddesine göre: Mahkeme işbu Sözleşme ve protokollerinin ihlal edildiğine karar verirse ve ilgili Yüksek Sözleşmeci Tarafın iç hukuku bu ihlali ancak kısmen telafi edebiliyorsa, Mahkeme, gerektiği takdirde, hakkaniyete uygun bir surette, zarar gören tarafın tatminine hükmeder. 8

A. Tazminat, yargılama masraf ve giderleri 14352/05 no.lu başvurunun sahibi başvuran, 100,000 TL (yaklaşık 48,000 Euro) maddi tazminat, 100,000 TL manevi tazminat talep etmiştir. Başvuran, İstanbul Barolar Birliği nin ücret cetveline atıfta bulunarak, telefon görüşmesi, posta, çeviri ve seyahat ücretleri dahil olmak üzere yerel mahkemeler ve AİHM önündeki yargılama masraf ve giderleri karşılığında 20,725 TL talep etmiştir. 38484/05 no.lu başvurunun sahibi başvuran, 10,000 Euro maddi tazminat, 40,000 Euro manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Başvuran, yargılama masraf ve giderleri karşılığında 7,000 Euro talep etmiştir. Başvuran, bu bağlamda, 10,500 TL için imzalanan (yaklaşık 9,600 Euro) avukatlık sözleşmesini, İstanbul Barolar Birliği nin ücret cetvelini ve bir posta makbuzunu sunmuştur. Başvuran, son olarak, % 4.26 oranındaki faiz karşılığında ek ödeme talebinde bulunmuştur. 38513/05 no.lu başvurunun sahibi başvuran, maddi tazminat talebinde bulunmamış, ancak 30,000 Euro tutarında manevi tazminat talep etmiştir. Yargılama masraf ve giderleriyle ilgili olarak, başvuran, avukatlık ücreti için 5,000 Euro, çeviri, ulaşım ve posta masrafları için 600 Euro talep etmiştir. Başvuran, taleplerini desteklemek üzere, avukatlık sözleşmesi, avukatının söz konusu dava için elli üç saat çalıştığını gösteren bir gider cetveli ve iddia konusu masrafların bir listesini sunmuştur. Hükümet, bu taleplere itiraz ederek yalnızca gerçekliği kanıtlanan yargı giderlerinin elde edilebileceğini kaydetmiştir. Başvuranların maddi tazminat taleplerini desteklemek üzere herhangi bir belge sunmadıklarını gözlemleyen AİHM, söz konusu maddi tazminat taleplerini reddeder. Bununla birlikte, AİHM, başvuranların tek başına tespit edilen ihlallerle telafi edilemeyecek düzeyde manevi zarar görmüş olabilecekleri kanaatindedir. Tespit edilen ihlallerin önemini göz önünde bulunduran AİHM, adil temellere dayanarak, bu başlık altında talep edilen miktarların tamamının başvuranlara ödenmesine karar verir. 14352/05 no.lu başvurunun sahibi başvuranın yargılama masraf ve giderlerine ilişkin talepleriyle ilgili olarak, AİHM, bir başvuranın gerçekliğini ve gerekliğini kanıtladığı makul miktarlardaki yargı giderlerini elde edebileceğini kaydeder. Bu bağlamda, AİHM, destekleyici ek belgeler olmadan sunulan barolar birliği ücret cetvelinin bu başlık altında yapılan talebi desteklemek için yeterli olmadığını kaydeder (Güngil / Türkiye, no. 28388/03). Buna göre, AİHM, bu başlık altında başvurana herhangi bir ödeme yapılmamasına karar verir. Diğer iki başvuranın talepleriyle ilgili olarak AİHM, elindeki bilgi ve belgelere ve yukarıdaki ölçütlere dayanarak, söz konusu başvuranların her birine 3,500 Euro ödenmesine karar verir. B. Gecikme faizi AİHM, gecikme faizinin, Avrupa Merkez Bankası nın marjinal kredi kolaylıklarına uyguladığı faiz oranına üç puanlık bir artış eklenerek belirlenmesini uygun görmektedir. BU GEREKÇELERE DAYANARAK AİHM, OYBİRLİĞİYLE, 1. Başvuruların birleştirilmesine; 9

2. Başvuruların kabuledilebilir olduğuna; 3. Her üç başvuruda da AİHS nin 3. maddesinin esas ve usul bakımından ihlal edildiğine; 4. 38513/05 no.lu başvuru ile ilgili olarak AİHS nin 13. maddesinin ihlal edildiğine; 5. AİHS nin 6. maddesi uyarınca yapılan şikayetlerin ayrıca incelenmesine gerek olmadığına; 6. (a)aihs nin 44. maddesinin 2. paragrafı gereğince kararın kesinleştiği tarihten itibaren üç ay içinde, ödeme tarihindeki döviz kuru üzerinden Yeni Türk Lirası na çevrilmek üzere ve her türlü vergi ve kesintiden muaf tutularak Savunmacı Hükümet tarafından, manevi tazminat olarak, Gönül Karagöz e 48,000 Euro (kırk sekiz bin Euro), Haydar Ballıkaya ya 40,000 Euro (kırk bin Euro) ve Bekir Çadırcı ya 30,000 Euro (otuz bin Euro) ödenmesine; (b)yukarıda belirtilen üç aylık sürenin sona erdiği tarihten itibaren ödemenin yapılmasına kadar, Avrupa Merkez Bankası nın o dönem için geçerli olan marjinal kredi kolaylığı oranının üç puan fazlasına eşit oranda basit faiz uygulanmasına; 7. Adil tatmine ilişkin diğer taleplerin reddedilmesine karar vermiştir. İşbu karar İngilizce olarak hazırlanmış ve AİHM İçtüzüğü nün 77. maddesinin 2. ve 3. paragrafları gereğince 13 Temmuz 2010 tarihinde yazılı olarak bildirilmiştir. 10