ÜNİVERSİTE ÖĞRETİM ELAMANLARININ SORUNLARI

Benzer belgeler
Akademik Personel Memnuniyet Anketi Analiz ve Bulguları Nisan 2015

ÖĞRETMEN ADAYLARININ PROBLEM ÇÖZME BECERİLERİ

AKADEMİK PERSONEL MEMNUNİYET ANKETİ. Betimsel ve Çıkarımsal İstatistikleri

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ DÖRDÜNCÜ SINIF ÖĞRENCİLERİNİN ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNE KARŞI TUTUMLARI

Diyarbakır da Anayasa Değişiklik Paketi ve Referandum Algısı. 10 Ağustos 2010 Diyarbakır

BİR ÜNİVERSİTE HASTANESİNDE ÇALIŞAN SAĞLIK ÇALIŞANLARININ RUHSAL SAĞLIK DURUMUNUN BELİRLENMESI VE İŞ DOYUMU İLE İLİŞKİSİNİN İNCELENMESİ

SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ AKADEMİK PERSONEL MEMNUNİYET ANKETİ RAPORU- 2017

ODTÜ-FEF ATAMA YÜKSELTME KRİTERLERİNDE TEZ DANIŞMANLIĞININ VE ÖĞRENCİ DEĞERLENDİRMESİNİN ETKİSİ ÜZERİNE ANKET ÇALIŞMASI ÖZET BULGULAR

GOÜ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ COĞRAFYA BÖLÜMÜ

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ DÖNER SERMAYE GELİRLERİNDEN YAPILACAK EK ÖDEME DAĞITIM USUL VE ESASLARI YÖNERGESİ

daha çok göz önünde bulundurulabilir. Öğrencilerin dile karşı daha olumlu bir tutum geliştirmeleri ve daha homojen gruplar ile dersler yürütülebilir.

Yürürlük Tarihi: HRÜ Senatosunun tarih ve 2014/20 sayılı kararı.

ÜNİVERSİTEDE KULLANILAN TERİMLER

EĞİTİM FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİNİN ÖĞRETMENLİK MESLEK BİLGİSİ DERSLERİNE YÖNELİK TUTUMLARI Filiz ÇETİN 1

FEN VE TEKNOLOJİ ÖĞRETMENLERİNİN KİŞİLERARASI ÖZYETERLİK İNANÇLARININ BAZI DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ

TÜRKİYE DE AKADEMİSYENLERİN ÖZLÜK HAKLARININ MEVCUT DURUMU VE ÖZLÜK HAKLARININ İYİLEŞTİRİLMESİ RAPORU

TÜRKİYE DE ECZACILIK PROGRAMLARINDA LİSANSÜSTÜ EĞİTİM MASTER OF PHARMACY PROGRAMS IN TURKEY

5. BÖLÜM: BULGULAR Yerleşik Yabancılara Yönelik Bulgular

EĞİTİM BİLİMLERİ MEZUNLARININ İSTİHDAMI Akademik Personelin Beklentileri

GİRESUN ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

Biyologların İstihdam Analizi Anketinin Sonuçları

AKADEMİK VE İDARİ PERSONEL MEMNUNİYETİ ARAŞTIRMALARI SONUÇ RAPORU,

OKUL ÖNCESİ ÖĞRETMENLERİNİN İHTİYAÇLARININ BELİRLENMESİ 2016 ANKET SONUÇLARI

ÖZGEÇMİŞ. Dr. Öğr. Üyesi Yusuf BADAVAN Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Eğitim Yönetimi Anabilim Dalı Beytepe / Ankara

YÖNETMELİK SİİRT ÜNİVERSİTESİ TÜRKÇE ÖĞRETİMİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

PROF. DR. CENGİZ ALYILMAZ

İLKÖĞRETİM 6. ve 7. SINIF FEN ve TEKNOLOJİ DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMININ İÇERİĞİNE VE ÖĞRENME- ÖĞRETME SÜRECİNE İLİŞKİN ÖĞRETMEN GÖRÜŞLERİ

NÜKLEER SİLAHLAR ARAŞTIRMASI - SONUÇ RAPORU RAŞTIRMASI - S

T.C. DUMLUPINAR ÜNİVERSİTESİ AKADEMİK PERSONEL MEMNUNİYET ARAŞTIRMASI

Üniversite Öğrencilerinde Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Belirtileri

SANAT TARİHİ ÖĞRETMENİ

YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ 3. NESİL ÜNİVERSİTE. Prof. Dr. Tamer ŞANLIDAĞ Rektör Yardımcısı

T.C. ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ PEDAGOJİK FORMASYON YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

KUYUMCULUK VE TAKI TASARIMI PROGRAMI ÖĞRENCĐLERĐNĐN OKULDAN BEKLENTĐLERĐ VE MESLEKĐ GELECEKLERĐNĐN DEĞERLENDĐRĐLMESĐ

BÖLÜM 5 SONUÇ VE ÖNERİLER. Bu bölümde araştırmanın bulgularına dayalı olarak ulaşılan sonuçlara ve geliştirilen önerilere yer verilmiştir.

İDARİ PERSONEL MEMNUNİYET ANKETİ. Betimsel ve Çıkarımsal İstatistikler

RADYO-TELEVİZYON PROGRAM YAPIMCISI (PRODÜKTÖR)

TEL: FAKS: MAİL:

Baskı Pelin Ofset Tipo Matbaacılık Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. İvedik Organize Sanayi Bölgesi Matbaacılar Sitesi Sokak No: 28 Yenimahalle /

MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ

TÜRKiYE'DEKi ÖZEL SAGLIK VE SPOR MERKEZLERiNDE ÇALIŞAN PERSONELiN

İDARİ PERSONEL MEMNUNİYET DÜZEYİ Mayıs 2009

Girişimcilik Kurslarının Nazilli'deki Etkileri

OKUL DENEYİMİ I, II ve ÖĞRETMENLİK UYGULAMASI DERSLERİNİN UYGULAMA ÖĞRETMENLERİ ve ÖĞRETMEN ADAYLARI TARAFINDAN DEĞERLENDİRİLMESİNİN İNCELENMESİ

ÖĞRETMENLER, ÖĞRETMEN ADAYLARI VE ÖĞRETMEN YETERLĠKLERĠ

Prof. Dr. İsmail Akdeniz Üniversitesi ANTALYA

Araştırma Notu 17/212

2016 YILI GAZİ ÜNİVERSİTESİ PERSONEL DAİRE BAŞKANLIĞI FAALİYET RAPORU

Eğitim ve Öğretim Araştırmaları Dergisi Journal of Research in Education and Teaching Kasım 2017 Cilt: 6 Sayı: 4 ISSN:

Ereğli Eğitim Fakültesi Yönetsel Birimleri ve Görev Tanımları

Geçmişten Günümüze Kastamonu Üniversitesi Dergisi: Yayımlanan Çalışmalar Üzerine Bir Araştırma 1

THE IMPACT OF AUTONOMOUS LEARNING ON GRADUATE STUDENTS PROFICIENCY LEVEL IN FOREIGN LANGUAGE LEARNING ABSTRACT

ÖĞRETMENLERE GÖRE MESLEK LİSESİ ÖĞRENCİLERİNİN REHBERLİK GEREKSİNİMLERİ

PERSONEL-İNSAN KAYNAKLARI

Bilim Uzmanı İbrahim BARIN

Anket Sonuçları: Yabancı Ülke Yöneticileri

T.C. ANADOLU ÜNİVERSİTESİ İSTATİSTİKÎ BİLGİLER BİRİMİ

Eğitim ve Öğretim Araştırmaları Dergisi Journal of Research in Education and Teaching Haziran 2017 Cilt:6 Özel Sayı:1 Makale No: 07 ISSN:

UÇAK,HAVACILIK,UZAY MÜHENDİSLİĞİ ÖĞRENCİLERİNİN DURUM DEĞERLENDİRMESİ

GİRNE ÜNİVERSİTESİ AKADEMİK TEŞKİLAT VE İŞLEYİŞ YÖNETMELİĞİ

ÖZET Amaç: Yöntem: Bulgular: Sonuçlar: Anahtar Kelimeler: ABSTRACT Rational Drug Usage Behavior of University Students Objective: Method: Results:

City Security Group OKUL GÜVENLİĞİ ARAŞTIRMASI

ECZACILIK EĞİTİMİNİN GÜÇLÜ VE ZAYIF YÖNLERİ: AKREDİTE OLAN FAKÜLTELERE BAKIŞ

T.C. İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİ DANIŞMANLIĞI YÖNERGESİ

MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ

YÖNETMELİK NAMIK KEMAL ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

BİYOLOJİ ÖĞRETMENLERİNİN LABORATUVAR DERSİNE YÖNELİK TUTUMLARININ FARKLI DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ

EK 8: AKADEMİK PERSONEL MEMNUNİYET ANKETİ

SİNOP ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ

KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU PAYDAŞ ANALİZİ ANKETİ

TÜRK TEKSTİL VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN ARA KADEME İNSANGÜCÜ İHTİYACI VE ORTAÖĞRETİM DÜZEYİNDE TEKSTİL EĞİTİMİ ARAŞTIRMASI

SPOR BİLİMLERİ FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİNİN BİLGİ OKUR- YAZARLIĞI DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ

AKADEMİK PERSONEL MEMNUNİYET ANKETİNE YÖNELİK DEĞERLENDİRMELER DÜZCE ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ İYİLEŞTİRME KOORDİNATÖRLÜĞÜ

%30 u İngilizcedir. MÜDEK 2/27

Hukuk ve Hukukçular için İngilizce/ English for Law and Lawyers

TÜRK HAVA KURUMU ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ELEMANLARININ BİLİMSELVE EĞİTSEL ETKİNLİKLERE KATILIMINI DESTEKLEME VE UYGULAMA YÖNERGESİ

YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ VAN SAĞLIK YÜKSEKOKULU DÖNEMİ STRATEJİK PLANI

Muhasebat Genel Müdürlüğü tarihli ve sayılı yazısı ile;

Duyurunun başlangıç tarihi: 25 Ağustos 2015 Son Başvuru Tarihi: 08 Eylül 2015

$5$ù7,50$ (%(/ø. gö5(1&ø/(5ø1ø1 *g5(9 7$1,0/$5, 9( <(7(5/ø/ø. $/$1/$5,1$ *g5(.(1'ø/(5ø1ø '(ö(5/(1'ø50(/(5ø g]hq (VUD.$5$0$1 + O\D 2.

Prof.Dr. RUHİ SARPKAYA

Araştırma Notu 18/229

ÖĞRETMEN ADAYLARININ MESLEK BİLGİSİ DERSLERİ ÜZERİNE BAKIŞ AÇILARI

DEMİRYOLU YAPIM VE İŞLETİM PERSONELİNİN KURUMA YÖNELİK AİDİYET VE İŞ MEMNUNİYETİ DEĞERLENDİRME RAPORU

BĠYOLOJĠ EĞĠTĠMĠ LĠSANSÜSTÜ ÖĞRENCĠLERĠNĠN LĠSANSÜSTÜ YETERLĠKLERĠNE ĠLĠġKĠN GÖRÜġLERĠ

Tablo 2- Öğretim Yılı ve Eğitim Seviyesine Göre Okullaşma Oranları

TÜRKİYE DE MESLEKİ EĞİTİM

TÜRKİYE DE KADIN İŞÇİ GERÇEĞİ: DAHA FAZLA AYRIMCILIK, DÜŞÜK ÜCRET, GÜVENCESİZ İSTİHDAM

HARRAN ÜNİVERSİTESİ MEZUNLAR İÇİN PEDAGOJİK FORMASYON SERTİFİKA PROGRAMI YÖNERGESİ

Teknik Eğitim Fakültesi Öğretim Elemanlarının, Eğitim Programların Niteliğine İlişkin Görüşlerinin Bazı Değişkenler Açısından İncelenmesi

2012 İŞ YERİNDE KADIN ARAŞTIRMASI RAPORU. Mart, 2012

ŞIRNAK ÜNİVERSİTESİ DÖNER SERMAYE GELİRLERİNDEN YAPILACAK EK ÖDEME DAĞITIM USUL VE ESASLARI

Kanun, üniversitelerin ülke sathına dengeli bir biçimde yayılmasını gözetir.

İKTİSAT LİSANS PROGRAM BİLGİLERİ

İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ LİSANSÜSTÜ PROGRAMLAR ÖĞRENİM ÜCRETLERİ

Hemşirelik Anabilim Dalı Yüksek Lisans Genel Bilgi Amaç ve Hedefler Amaç: Hedef: Verilen Derece: Düzeyi Bazı Kabul Koşulları

İSTANBUL EKONOMİK ARAŞTIRMALAR DERNEĞİ

ÇALIŞAN ve ÖĞRENCİ MEMNUNİYETİ ARAŞTIRMASI SONUÇLARI

ÖZEL SEKTÖR DOSYASI: KOBİLERİN İSTİHDAMA KATKISI VE EKONOMİK BEKLENTİLERİ

FİNLANDİYA ÇALIŞMA ZİYARETİ RAPORU

Transkript:

Sosyal Bilimler Dergisi Sayı: 17 2007 ÜNİVERSİTE ÖĞRETİM ELAMANLARININ SORUNLARI Yrd. Doç. Dr. Asım ARI Kırgızistan Türkiye Manas Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi Bişkek-KIRGIZİSTAN Özet Üniversite öğretim elamanları, ülkenin ihtiyaçlarına uygun insan gücü yetiştirmek, ulusal ve uluslararası alanda bilimsel araştırma, yayın ve danışmanlık yapmakla sorumludur. Öğretim elemanlarının üstlendikleri görevleri en iyi yerine getirebilmesinde yapılacak örgütsel yenileşme önemlidir. Araştırmanın amacı, öğretim elemanlarının en çok karşılaştıkları sorunları belirlemek; bu sorunların öğretim elamanlarının cinsiyetine, alanına ve unvanına göre nasıl bir dağılım gösterdiğini ortaya koymaktır. Araştırma grubundan bilgi toplamak amacıyla öğretim elamanlarının sorunlarını tespit etmeye yönelik anket geliştirilmiş ve Nisan 2006 da 469 öğretim elamanına uygulanmıştır. Araştırmanın dikkat çeken bazı bulguları şunlardır: Ücret düşüklüğü araştırmaya katılan öğretim elamanlarının en önemli sorunlarından biridir. Yükselme zorlukları, öğretim elamanlarının en önemli sorunu olarak ikinci sırada yer almaktadır. Anahtar Kelime: Öğretim Elamanları, Yükseköğretim, Üniversite Sorunları THE PROBLEMS OF TEACHING STAFF AT UNIVERSITIES Abstract Teaching staff at universities are responsible for growing up well-qualified generation according to the needs of country and for making research on national & international area, and for publication of documents and also for being consultant. In doing organization renewal which will be made for carrying out their tasks in the best way is important. The aim of the investigation is to determine the most faced problems of teaching staff and to put forward how these problems spread according to teachers gender, area and title. A questionnaire was developed to determine the problems of teachers in order to get information from investigation group and it was applied to 469 teachers in April 2006. Some of the most interesting findings are as follows; The low-paid salary is one of the most important problems of teachers who were involved in the investigation. Difficulty in promoting their job takes the second place in this research. Key Words: Teaching Staff, Higher Education, Problems of Universities.

66 Sosyal Bilimler Dergisi Giriş Ülkemizde çağdaş üniversite dönemi 1933 te 2252 sayılı kanunla Darülfünun un İstanbul Üniversitesi ne dönüştürülmesiyle başlar. Buna 1946 da iki yeni üniversite eklenir. 1973 te üniversite sayısı 9 a, 1981 de üniversite sayısı 19 a ulaşır ve sonraki yıllarda üniversite sayısı artmaya devam eder. Yükseköğretim Kanunu nda (Kitapçı 2002: 1) üniversiteler: Çağdaş eğitim-öğretim esaslarına dayanan bir düzen içinde milletin ve ülkenin ihtiyaçlarına uygun insan gücü yetiştirmek amacı ile; ortaöğretime dayalı çeşitli düzeylerde eğitim-öğretim, bilimsel araştırma, yayın ve danışmanlık yapmak, ülkeye ve insanlığa hizmet etmek üzere çeşitli birimlerden oluşan kurumlar olarak tanımlanır. Burada, üniversitelere iki temel görev verildiği görülmektedir: 1. Ülkenin ihtiyacı olan dallarda ve sayıda insan gücü yetiştirmek; toplumun yerel ve ulusal ölçüde üretim ve yaşam standartlarının yükselmesine katkıda bulunmak 2. Belirlenen hedefler çerçevesinde toplumsal gereksinimlerden hareketle bilimsel araştırmalar yapmaktır. Üniversitelerin üstlendiği bu görevler, öğretim üyelerine hem iyi bir öğretici olma hem de ulusal ve uluslararası alanda bilimsel araştırma, yayın ve danışmanlık yapma sorumluluğunu vermektedir. Öğretim üyelerinin her iki göreve ilişkin yeterliliklerinin en etkili düzeyde gerçekleşebilmesi için yasal ve yönetsel düzenlemelerin de buna göre oluşturulması gerekmektedir (Korkut, 1999: 478-498). Doğaldır ki, doktor, avukat, ekonomist gibi mesleklere ancak üniversite eğitimi ile girilebilir. Bilimsel araştırma ve geleceğin araştırmacılarının yetiştirilmesi de iyi üniversitenin işlevidir. Mesleki tamlığı ifade eden, bağımsız bilimsel araştırma yapma, zaten üniversitenin misyonunda vardır. Üniversite, temsil ettiği disiplinlerle, birçok alanda iç içe girmiş olan bilimlerde uzmanlaşmaya ve paralelleşmeye olanak sağlar (Bilginoğlu, 2002: 13). Çağın bilim ve teknolojisinin seviyesinde olmak, ancak güdümlü bir devlet politikası ile sağlanabilir. Gelişmiş ve hızla gelişmekte olan ülkeler Gayri Safi Milli Hasıla ların %2.5-3.0 ünü araştırma-geliştirme faaliyetlerine, yani bilim ve teknoloji üretimine ayırırken bu pay ülkemizde %0.5 tir. Bilim ve teknoloji üretmenin en önemli ögesi, iyi yetişmiş insan yatırımına dayanmaktadır (Özsan, 1999: 22-23). Hükümetler, yüksek öğretimdeki başarılarını yüksek öğretime alınan öğrenci sayısıyla ve bu sayıdaki artışla değerlendirmişlerdir. 2000 li yıllarda, sürekli eğitim, esnek eğitim, akreditasyon, standardizasyon, temel bilimsel araştırmalara ağırlık verme gibi çağdaş yönelim ve eğilimler, gelişmiş ülkelerin gündeminde önemli aşamalar kaydetmiştir (Ataünal, 1998: 234). Eğitim gelecek için bir yatırımdır. Değişimin desteklenmesi, sürekliliği ve başarısı için ekonomik ve sosyal değişim; yaratıcı, özgür ve tabulardan uzak düşünebilen, dünyayı algılayabilen genç kuşaklar tarafından gerçekleştirilecektir. Bu ise ancak çağdaş bir üniversite eğitimi ile olur. Batı üniversitelerinde öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısı 18-23 arası iken, Türkiye ortalamasında ise bu oran yaklaşık üç katıdır (Akdeniz, 2001: 17).

Üniversite Öğretim Elamanlarının Sorunları 67 Öğretim elemanlarının üstlendikleri görevleri en iyi yerine getirebilmesinde yapılacak örgütsel yenileşme için, öğretim elemanlarının sahip olduğu akademik imkanların ve yeterliliklerin belirlenmesine; hangi alanlarda yardım ve desteklerinin olduğunun bilinmesine ihtiyaç olduğu görülmüş ve bu araştırma yapılmıştır. Yöntem Bu araştırmanın amacı, öğretim elemanlarının en çok karşılaştıkları sorunları belirlemek; bu sorunların öğretim elamanlarının cinsiyetine, alanına ve unvanına göre nasıl bir dağılım gösterdiğini ortaya koymaktır. Araştırmanın modeli, tarama modelidir. Çalışma için Türkiye deki üniversitelerden biri seçilmiş ve araştırma yapmak için üniversite rektörlüğünden izin alınmıştır. Araştırma evrenini üniversitenin fakülte, yüksek okul ve enstitülerinde görev yapan 1017 öğretim elamanı, örneklemini de 469 öğretim elamanı oluşturmaktadır. Araştırma grubundan bilgi toplamak amacıyla öğretim elamanlarının sorunlarını tespit etmeye yönelik anket geliştirilmiştir. Bu anket, Nisan 2006 da üniversitesi öğretim elamanlarına uygulanmıştır. Anket uygulama süreci, yöneticilerinin yardımlarıyla gerçekleşmiştir. Örneklem alınmayarak tüm evrene ulaşılmaya çalışılmıştır. Ancak, anketlerin bir bölümü dönmediği için 469 öğretim elamanı araştırmanın örneklemini oluşturmuştur. Elde edilen veriler bilgisayara kaydedilmiş ve istatistiki çözümler için SPSS programından yararlanılmıştır. Öğretim elamanlarıyla ilgili bilgilerin değerlendirilmesinde frekans (f) ve yüzde (%) hesaplanmıştır. İki süreksiz değişken arasında anlamlı bir ilişkinin olup olmadığı kay kare testi ile incelenmiştir. Bütün karşılaştırmalar,.05 anlamlılık düzeyinde test edilmiştir. Bulgular Araştırmanın verilerinden elde edilen bulgular tablolar halinde verilmektedir. Tablo 1 de öğretim elamanlarının en önemli sorunları verilmektedir. Tablo 1. Öğretim Elemanlarının En Önemli Sorunu Ücret düşüklüğü Yükselme zorlukları Çalışma koşulları Prestij kaybetmesi f 237 102 76 36 451 Toplam % 52,5 22,6 16,9 8,0 100,0 Araştırmaya katılan öğretim elamanlarının yarısından fazlası en önemli sorunlarının ücret düşüklüğü olduğunu belirtmiştir. Bu durum öğretim elamanlarının gelirlerinin az olduğu sonucunu ortaya çıkarmaktadır. İkinci sırada ise %22.6 lık oranla yükselme zorlukları gelmektedir. Öğretim elamanlarının yaklaşık beşte biri, akademik kariyerlerinde yükselme zorluklarını en önemli sorunları olarak göstermiştir. Bunu %16.9 oran ile çalışma koşulları ve %8 oranla akademisyenliğin prestij kaybetmesi gelmektedir. Öğretim elamanlarının cinsiyetleri ile en önemli gördükleri sorunlarını karşılaştırıldığında anlamlı farklılığa rastlanmıştır [X 2 (3)= 16.195, p=.001]. Ücret düşüklüğünü en önemli sorun olarak görenler erkeklerde %58 ve kadınlarda %44.6 olmuştur. Ücret

68 Sosyal Bilimler Dergisi düşüklüğü, erkeklerde kadınlardan daha fazla sorun olarak görülmektedir. Yükselme zorluklarını en önemli sorun olarak gören erkekler %19.7 ve kadınlarda %26.9 olup, kadınların yükselme zorluklarını en önemli sorun görmeleri daha fazladır. Çalışma koşullarını en önemli sorun olarak görenler erkeklerde %12.5 ve kadınlarda %23.1 dir. Kadın öğretim elamanlarının erkeklerin yaklaşık iki katı oranda en önemli sorun olarak çalışma koşullarını göstermeleri dikkat çekicidir. Prestij kaybını en önemli sorun olarak görenler ise erkeklerde %9.8 ve kadınlarda da %5.4 olmuştur. Öğretim elamanlarının alanları ile en önemli gördükleri sorunlarını karşılaştırıldığında anlamlı farklılığa rastlanmıştır [X 2 6)= 21.257, p=.002]. Ücret düşüklüğü fen bilimleri ve sosyal bilimler alanındaki öğretim elamanlarının yaklaşık %54 tarafından en önemli sorun olarak gösterilirken, bu oran sağlık bilimlerinde biraz daha düşük çıkarak %49 olmuştur. Yükselme zorlukları sağlık bilimleri ve sosyal bilimlerde %17 oranında, fen bilimlerinde ise %29 oranındadır. Bu durumda, fen bilimlerindeki öğretim elamanlarının diğerlerinden daha fazla yükselme zorluğu yaşadıkları söylenebilir. Çalışma koşulları fen bilimlerinde %10.8 oranında, sosyal bilimlerde %15.7 oranında ve sağlık bilimlerinde %26.6 oranında en önemli sorun olarak görülmektedir. Yükselme zorluklarının aksine çalışma koşulları fen bilimlerinde en düşük orana sahiptir. Sağlık bilimleri ise en yüksek oranda çalışma koşullarını en önemli sorun olarak gösteren alan olmuştur. Prestij kaybetmesi fen ve sağlık bilimlerinde yaklaşık %7 oranında ve sosyal bilimlerde de %11.8 oranında en önemli sorun olarak görülmektedir. Araştırmaya katılan öğretim elamanlarının unvanları ile en önemli gördükleri sorunlarını karşılaştırıldığında anlamlı farklılığa rastlanmıştır [X 2 (12)= 45.219, p=.000]. Ücret düşüklüğünü en önemli sorun olarak görmeleri, öğretim elemanlarının unvanlarına göre çok fazla değişim göstermeyip yaklaşık %53 tür. Ancak yükselme zorluklarında durum farklıdır. Yükselme zorlukları en düşük %3.6 oranla profesörlerde ve %9.4 oranla doçentlerde olup en yüksek %31.6 oranla yardımcı doçentlerdedir. Bu durumun, yardımcı doçentlerin doçent olmada yaşadıkları güçlüklerden ileri geldiğini söyleyebiliriz. Çalışma koşullarını en önemli sorun olarak görenlerin en yüksek %23.6 oranla profesörlerde ve en düşük %7.7 oranla öğretim görevlisi ve uzmanlarda olması oldukça ilginçtir. Prestij kaybetmesi en önemli sorun olarak görülmesi %21.8 oranla profesörlerde en yüksek ve %3.9 oranla araştırma görevlilerinde en düşüktür. Tablo 2 de öğretim elamanlarının ek iş yapma gereksinimiyle ilgili dağılım verilmektedir. Tablo 2. Ek İş Yapma Gereksinimi Duyması Evet Bazen Hayır Toplam f 108 111 235 454 % 23,8 24,4 51,8 100,0 Araştırmaya katılan öğretim elamanlarının %23.8 i genellikle, %24.4 ü bazen olmak üzere yaklaşık yarısı ek iş yapma gereksinimi duymaktadır. Ücret düşüklüğünü öğretim elamanlarının yine yarısının en önemli sorun olarak görmesi, bu durumu doğrular niteliktedir. Öğretim elamanlarının cinsiyetleri ile ek iş yapma gereksinimi duyması karşılaştırıldığında anlamlı farklılığa rastlanmıştır [X 2 (2)= 10.282, p=.006]. Erkeklerin %55 i genellikle ya da bazen ek iş yapma gereksinimi duyarken, kadınlarda bu oran %40 tır. Erkeklerin kadınlardan daha fazla ek iş yapma gereksinimi duymasında yatan nedenlerden biri, Türk toplumunda erkeklerin ailenin geçimini sağlamada aldığı sorumluluktur.

Üniversite Öğretim Elamanlarının Sorunları 69 Öğretim elamanlarının alanları ile ek iş yapma gereksinimi duyması karşılaştırıldığında anlamlı farklılığa rastlanmıştır [X 2 (4)= 9.844, p=.043]. Ek iş yapma gereksinimi genellikle ya da bazen duyanlar sağlık bilimlerinde %38.1 oranında, fen bilimlerinde %52.1 oranında ve sosyal bilimlerde %56 oranında olmuştur. Sağlık bilimlerinde ek iş yapma gereksinimi çok daha az duyulmaktadır. Öğretim elamanlarının unvanları ile ek iş yapma gereksinimi duyması karşılaştırıldığında, yine anlamlı farklılığa rastlanmıştır [X 2 (8)= 19.608, p=.012]. Ek iş yapma gereksinimi duyanlar en az %26.8 oranla profesörlerde olup, doçentlerde %37.5, yardımcı doçentlerde %49.5, araştırma görevlilerinde %52.5, öğretim görevlisi ve uzmanlarda 57.8 oranındadır. Öğretim elamanlarının maaşları ile ters orantılı olarak bu gereksinimi duydukları görülmektedir. Aşağıda, öğretim elamanlarının başka bir üniversiteye veya kuruma gitme fırsatı olsa, üniversitesinden ayrılma isteklerine ilişkin dağılım verilmektedir. Tablo 3. Fırsatı Olsa, Üniversitesinden Ayrılma Durumu Evet Hayır Toplam f 163 279 442 % 36,9 63,1 100,0 Araştırmaya katılan öğretim elamanlarının %36.9 u fırsat bulursa çalıştığı kurumu değiştirebileceğini belirtmişlerdir. Üçte birini geçen bu oran, küçümsenemeyecek büyüklüktedir. Öğretim elamanlarının cinsiyeti ile karşılaştırıldığında anlamlı farklılığa rastlanmamıştır [X 2 (1)= 3.801, p=.051]. Ancak, çalıştığı üniversiteden ayrılabileceğini belirtenler erkeklerde %33.2 kadınlarda %42.3 tür. Alanlara göre karşılaştırıldığında anlamlı farklılığa rastlanmıştır [X 2 (2)= 9.451, p=.009]. Üniversitesinden ayrılabileceğini belirtenler %26 ile en düşük sosyal bilimlerde, sonra %31.7 ile fen bilimlerinde ve %45 lik oran ile en yüksek sağlık bilimlerinde olmuştur. Öğretim elamanlarının unvanları ile üniversitesinden ayrılmak isteyenler arasında anlamlı farklığa rastlanmıştır [X 2 (4)= 35.440, p=.000]. Çalıştığı üniversitelerinden fırsat bulduklarında ayrılabileceğini belirtenler %51.6 lık oranla araştırma görevlilerinde en yüksek seviyededir. Bunu %38.1 ile öğretim görevlisi ve uzmanlar, %24.1 ile yardımcı doçentler, %21.2 ile profesörler ve %17.2 ile doçentler izlemiştir. Tablo 4 te öğretim elamanlarının, öğretim elamanı olmaktan memnun olma durumlarına ilişkin dağılım verilmektedir. Tablo 4. Öğretim Elemanı Olmaktan Memnun Olma Durumu Evet Bazen Hayır Toplam f 298 115 33 446 % 66,8 25,8 7,4 100,0 Öğretim elamanı olmaktan yeterince memnun olanlar %66.8 dir. Cinsiyetleri ile öğretim elamanı olmaktan memnun olma durumları arasında anlamlı farklılığa rastlanmamıştır [X 2 (2)= 0.693, p=.707] ve erkek ve kadın öğretim elamanlarının görüşlerindeki oranlar birbirine oldukça yakındır. Alanları ile karşılaştırıldığında anlamlı farklılığa rastlanmıştır [X 2 (4)= 12.070, p=.017]. Öğretim elamanı olmaktan yeterince memnun olanlar %74.5 ile en yüksek sosyal bilimlerde, sonra %72.4 ile fen bilimlerinde ve en düşük %60.7 ile sağlık bilimlerinde gerçekleşmiştir. Unvanları ile

70 Sosyal Bilimler Dergisi karşılaştırıldığında da anlamlı farklılığa rastlanmıştır [X 2 (8)= 37.962, p=.000]. Öğretim elamanı olmaktan yeterince memnun olanlar doçentlerde %93.5 oranında, profesörlerde %87.7 oranında, yardımcı doçentlerde %72.9 oranında, öğretim görevlisi ve uzmanlarda %61.5 oranında ve araştırma görevlilerinde %53.8 oranındadır. Araştırma görevlilerinin yaklaşık yarısının yeterince memnun olması, dikkat edilmesi, nedenlerinin ve çözüm yollarının araştırılması gereken bir durumdur. Aşağıdaki Tablo 5 te de akademik personel olarak çalışmaktan elde ettikleri iş doyumlarına ilişkin dağılım verilmektedir. Tablo 5. Akademik Personel Olarak Çalışmaktan Elde Ettiği İş Doyumu Hiç Orta Çok Toplam f 33 290 110 433 % 7,6 67,0 25,4 100,0 Araştırmaya katılan öğretim elamanları arasında akademik personel olarak çalışmaktan yeterince iş doyumu elde edenler %25.4 tür. Bu, öğretim elamanlarının dörtte biridir. Elde edilen iş doyumu ile öğretim elamanlarının cinsiyeti arasında anlamlı farklılığa rastlanmamıştır [X 2 (2)= 5.900, p=.052]. Ancak erkeklerde yeterince iş doyumu elde edenler %29.5 oranındayken, kadınlarda %19.3 oranındadır. Öğretim elamanlarının alanları ile elde ettiği iş doyumu karşılaştırıldığında ise anlamlı farklılığa rastlanmıştır [X 2 (4)= 10.080, p=.039]. Yeterince iş doyumu elde edenler %30.8 ile en yüksek fen bilimlerinde, sonra %25 ile sosyal bilimlerde ve %19.4 ile en düşük sağlık bilimlerinde gerçekleşmiştir. Unvan ile elde edilen iş doyumu arasında da anlamlı farklılığa rastlanmıştır [X 2 (8)= 19.281, p=.013]. Araştırma görevlilerinde akademik personel olmaktan elde ettiği iş doyumu yeterince olanların oranı %16.8 ile en düşük seviyede araştırma görevlilerinde gerçekleşmiştir. Bunu öğretim görevlisi ve uzmanlar %27.9 luk oranla izlemiş ve unvanın yükselmesiyle artarak profesörlerde %40.4 e çıkmıştır. Öğretim elamanlarının akademik çalışmalarını verimli şekilde sürdürebilmeleri, bunun için yeterli zaman bulabilmeleri ile de ilişkidir. Aşağıdaki Tablo 6 da öğretim elamanlarının haftalık ders yüklerine ilişkin dağılım verilmektedir. Tablo 6. Haftalık Ders Yükünü Nasıl Bulduğu Az Normal Fazla Toplam f 19 196 107 322 % 5,9 60,9 33,2 100,0 Araştırmaya katılan öğretim elamanlarının üçte biri (%33.2) haftalık ders yükünün fazla olduğunu belirtmişlerdir. Öğretim elamanlarının cinsiyeti ile haftalık ders yükleri karşılaştırıldığında, anlamlı farklılığa rastlanmıştır [X 2 (2)= 6.330, p=.042]. Kadın öğretim elamanlarının %25 i haftalık ders yükünü fazla bulurken, erkeklerin ise %38.6 sı ders yükünün fazla olduğunu belirtmiştir. Öğretim elemanlarının alanları ile haftalık ders yükleri arasında da anlamlı farklılığa rastlanmıştır [X 2 (4)= 48.036, p=.000]. Sağlık bilimleri öğretim elemanlarının sadece %13.5 i haftalık ders yükünü fazla olduğunu belirtmiştir. Bu oran fen bilimleri öğretim elemanlarında %39.9 dur. Sosyal bilimler öğretim elamanlarında ise %66.7 ile en yüksek seviyededir. Sosyal bilimler öğretim elamanlarının üçte ikisinin ders yükü fazladır. Bu oran sağlık bilimlerinin oranı ile karşılaştırıldığında oldukça büyük fark çıkmaktadır.

Üniversite Öğretim Elamanlarının Sorunları 71 Tablo 7 de öğretim elamanlarının alanları ile ilgili yayınları takip edebilmelerine ilişkin dağılım verilmektedir. Tablo 7. Alanı İle İlgili Yayınları Takip Edebilme Durumu Evet Bazen Hayır Toplam f 285 160 14 459 % 62,1 34,9 3,1 100,0 Araştırmaya katılan öğretim elamanlarının %62.1 i alanı ile ilgili yayınları yeterince takip edebildiğini belirtmiştir. Öğretim elamanlarının cinsiyeti ile alanıyla ilgili yayınları takip edebilme durumları arasında anlamlı farka rastlanmamıştır [X 2 (2)= 5.210, p=.074]. Ancak, alanı ile ilgili yayınları yeterince takip edebilenler kadınlar %57.1 oranında, erkeklerde ise %65.4 oranında olmuştur. Öğretim elamanlarının unvanları ile yayın takip edebilme arasında ise anlamlı farka rastlanmıştır [X 2 (8)= 37.094, p=.000]. Alanı ile ilgili yayınları yeterince takip edebilenler doçentlerde %84.4 oranında, profesörlerde %76.4 oranında, yardımcı doçentlerde %72.9 oranında, araştırma görevlilerinde %54 oranında, öğretim görevlisi ve uzmanlarda %44.6 oranındadır. Öğretim görevlisi ve uzmanların yarıdan da fazlasının alanı ile ilgili yayınları yeterince takip edemediği görülmektedir. Sonuç ve Tartışma Ücret düşüklüğü araştırmaya katılan öğretim elamanlarının en önemli sorunlarından biridir. Üniversite öğretim üyelerine verilen ücretin, düşük düzeyde olduğu sonucunu ortaya çıkarmaktadır. Öğretim elamanlarının cinsiyetine göre ise, ücret düşüklüğü, erkeklerde kadınlardan daha fazla sorun olarak görülmektedir. Bu durum, erkeklerin evin geçiminin sağlanmasında daha fazla sorumluluk taşıması ile açıklanabilir. Ücret düşüklüğünün en önemli sorun olarak görülmesi, sağlık bilimlerindeki öğretim elamanlarında, fen bilimleri ve sosyal bilimler alanındaki öğretim elamanlarına göre biraz daha düşük seviyededir. Bu durum, sağlık bilimleri öğretim elamanlarının tıp fakültesi hastanesi döner sermayesinden ek ödenek almaları ile açıklanabilir. Öğretim elamanı ücretlerinin düşük olması, bu mesleği cazip meslek olmaktan çıkarmaktadır. Bu durum yetişmiş başarılı öğretim elamanlarının diğer istihdam alanlarına kaçmalarına yol açmaktadır. Ayrıca, yetenekli kişilerin maaşları düşük bulmaları üniversiteye girmeyi tercih etmemelerine neden olmaktadır. Yükselme zorlukları, öğretim elamanlarının en önemli sorunu olarak ikinci sırada yer almaktadır. Kadın öğretim elamanlarının yükselme zorluklarını en önemli sorun görmeleri erkeklerden daha fazladır. Yükselme zorlukları en önemli sorun olarak gören öğretim elamanları sosyal ve sağlık bilimlerinde aynı orandadır. Fen bilimleri öğretim elamanlarında ise yükselme zorluklarının en önemli sorun olarak görülmesi diğerlerinden oldukça fazladır. Dolayısıyla, fen bilimlerindeki öğretim elamanlarının diğerlerinden daha fazla yükselme zorluğu yaşadıkları söylenebilir. Yükselme zorlukları en düşük profesörlerde sonra doçentlerde en önemli sorun olarak görülmektedir. En yüksek ise yardımcı doçentlerdedir. Yardımcı doçentlerin doçent olmada yaşadıkları güçlükler onların yükselme zorluklarını en önemli sorun olarak göstermelerinde en önemli etkenlerden biridir.

72 Sosyal Bilimler Dergisi En önemli sorun olarak üçüncü sırada çalışma koşulları gelmektedir. En önemli sorun olarak çalışma koşullarını gösterenler kadın öğretim elamanlarda erkeklerin yaklaşık iki katıdır. Kadın öğretim elamanları çalışma koşullarını daha fazla sorun olarak görmektedirler. Bu durum, kadınların çalışma koşullarının iyileştirilmesine dikkat çekmektedir. Sağlık bilimleri en yüksek oranda çalışma koşullarını en önemli sorun olarak gösteren alan olmuştur. Çalışma koşullarının en düşük oranla en önemli sorun olarak görülmesi ise fen bilimlerindedir. Sağlı bilimleri personelinin nöbetlerinin olması, sürekli hastalarla karşılaşması vb. onların çalışma koşullarında mutsuz olmalarında etkili olan faktörlerdendir. Çalışma koşullarını en önemli sorun olarak görenlerin en yüksek oranla profesörlerde ve en düşük oranla öğretim görevlisi ve uzmanlarda olması ise oldukça ilginçtir. Akademisyenliğin prestij kaybetmesi, öğretim elamanlarının en önemli sorunu olarak dördüncü sırada gelmektedir. Prestij kaybını en önemli sorun olarak görenler erkeklerde, kadınlardan biraz daha fazla olmuştur. Prestij kaybetmesi fen ve sağlık bilimlerinde yaklaşık aynı oranda en önemli sorun olarak görülmekteyken; sosyal bilimlerde ise bu ikisinden daha fazla orandadır. Prestij kaybetmesi en önemli sorun olarak görülmesi profesörlerde en yüksek, araştırma görevlilerinde en düşüktür. Araştırmaya katılan öğretim elamanlarının genellikle ya da bazen olmak üzere yaklaşık yarısı ek iş yapma gereksinimi duymaktadır. Öğretim elamanlarının maaşlarının düşük olması bu gereksinimi ortaya çıkarmaktadır. Öğretim elamanları düşük maaş nedeniyle, ders ücretini bir takviye olarak görmekte ve ister istemez fazla ders almak zorunda kalmaktadır. Erkek öğretim elamanları kadınlardan daha fazla ek iş yapma gereksinimi duymaktadırlar. Türk toplumunda erkeklerin ailenin geçimini sağlamada aldığı sorumluluk ön plandadır. Bu durum, erkeklerin kadınlardan daha fazla ek iş yapma gereksinimi duymasında yatan nedenlerden biri olarak gösterilebilir. Ek iş yapma gereksinimi duyanlar en az sağlık bilimlerinde, sonra fen bilimlerinde, en fazla ise sosyal bilimlerde olmuştur. Ek iş yapma gereksinimi duyanlar en az profesörlerde, en fazla araştırma görevlileri, öğretim görevlisi ve uzmanlardadır. Öğretim elamanlarının unvanları yükseldikçe maaşları artmakta ve dolayısıyla da ek iş yapma gereksinimi azalmaktadır. Araştırmaya katılan öğretim elamanlarının üçte biri, fırsat bulursa çalıştığı kurumu değiştirebileceğini belirtmişlerdir. Bu oran küçümsenemeyecek büyüklüktedir. Çalıştığı üniversiteden ayrılabileceğini belirtenler kadınlarda erkeklerden daha fazladır. Üniversitesinden ayrılabileceğini belirtenler en düşük sosyal bilimlerde, sonra fen bilimlerinde ve en yüksek de sağlık bilimlerinde olmuştur. Çalıştığı üniversiteden fırsat bulduklarında ayrılabileceğini belirtenler araştırma görevlilerinde en yüksek, doçentlerde en düşük seviyededir. Araştırma görevlilerinin yarıdan fazlasının fırsat bulduğunda çalıştığı üniversiteden ayrılmayı düşünmesi, üzerinde önemle düşünülmesi gereken bir durumdur. Öğretim elamanı olmaktan yeterince memnun olanlar araştırmaya katılanların üçte ikisidir. Erkek ve kadın öğretim elamanları birbirine yakın oranlarda memnunluk derecesine sahiptir. Öğretim elamanı olmaktan yeterince memnun olanlar en yüksek sosyal bilimlerde, sonra fen bilimlerinde ve en düşük sağlık bilimlerinde gerçekleşmiştir. Öğretim elamanı olmaktan yeterince memnun olanlar en yüksek doçent ve profesörlerde, en düşük araştırma görevlilerindedir. Araştırma görevlilerinin yaklaşık yarısı öğretim elamanı olmaktan yeterince memnundur.

Üniversite Öğretim Elamanlarının Sorunları 73 Araştırmaya katılan öğretim elamanları arasında akademik personel olarak çalışmaktan yeterince iş doyumu elde edenler dörtte birdir. Erkeklerde yeterince iş doyumu elde edenler, kadınlardan fazla oranındadır. Yeterince iş doyumu elde edenler en yüksek fen bilimlerinde, sonra sosyal bilimlerde ve en düşük sağlık bilimlerinde gerçekleşmiştir. Akademik personel olmaktan elde ettiği iş doyumu yeterince olanlar en düşük araştırma görevlilerindedir. Unvanın yükselmesiyle artarak profesörlerde en yüksek seviyeye çıkmıştır. Araştırma görevlilerinde akademik personel olmaktan elde ettiği iş doyumu yeterince olanlar sadece altıda birdir. Fırsat bulduğunda çalıştığı üniversiteden ayrılabilecek olanların en fazla araştırma görevlilerinde olması; öğretim elamanı olmaktan yeterince memnun olanların en az araştırma görevlilerinde olması; akademik personel olmaktan elde ettiği iş doyumu yeterince olanların en az yine araştırma görevlilerinde olması; dikkat edilmesi, nedenlerinin ve çözüm yollarının araştırılması gereken bir durumdur. Araştırmaya katılan öğretim elamanlarının üçte biri haftalık ders yükünün fazla olduğunu belirtmişlerdir. Haftalık ders yükünü fazla bulanların oranı, kadın öğretim elamanlarında erkeklerden daha azdır. Haftalık ders yükünü fazla bulanlar en az sağlık bilimleri (yedide bir) öğretim elemanlarındadır. Sosyal bilimler öğretim elamanlarında ise en yüksek (üçte iki) seviyededir. Ders yükünün fazla olduğunu belirten öğretim elamanları sosyal bilimlerde, sağlık bilimlerinden oldukça yüksek orandadır. Öğretim elamanlarının akademik çalışmalarını verimli şekilde sürdürebilmeleri, bunun için yeterli zaman bulabilmeleri ile de ilişkidir. Bu nedenle ders yüklerinin azaltılması yönünde çözümler düşünülmelidir. Araştırmaya katılan öğretim elamanlarının yaklaşık beşte ikisi alanı ile ilgili yayınları yeterince takip edemediğini belirtmiştir. Öğretim elamanlarına alanı ile ilgili yayınları takip etmelerinde daha fazla fırsatlar verilmelidir. Alanı ile ilgili yayınları yeterince takip edebilenler doçentlerde en yüksek (altıda yedi) orandadır. Araştırma görevlilerinde alanı ile ilgili yayınları yeterince takip edebilenler yarıdan biraz fazladır. Alanı ile ilgili yayınları en az oranda takip edebilenler öğretim görevlisi ve uzmanlardadır. Öğretim görevlisi ve uzmanların yarıdan da fazlasının alanı ile ilgili yayınları yeterince takip edemediği görülmektedir. KAYNAKLAR AKDENİZ, R. (2001) Devlet Üniversitelerindeki Temel Sorunlar Üzerine. Cumhuriyet Bilim Teknik, 739, 17. ATAÜNAL, A. (1998) Türkiye de Yükseköğretim (1923-1998). Ankara: MEB Yükseköğretim Genel Müdürlüğü Yayınları. BİLGİNOĞLU, F. (2002) Üniversite ve Kendi Başına Düşünme Yeteneği. Cumhuriyet Bilim Teknik, 782, 13. KİTAPÇI, A. (2002) Yükseköğretim Mevzuatı, İstanbul: Okan Yayıncılık. KORKUT, H. (1999) Öğretim Üyelerinin Pedagojik Formasyon Gereksinimleri. Kuram ve Uygulamada Eğitim Yönetimi Dergisi, 20, 477-502.

74 Sosyal Bilimler Dergisi ÖZDEMİR, M.Ç. ve diğerleri (1996) Türkiye de Yükseköğretimin Sorunları ve Yükseköğretim Kanun Taslağı Üzerine Görüş ve Eleştirler. Ankara: Türk Yurdu Yayınları. ÖZDEMİR, M.Ç. ve diğerleri (2003) Gazi Üniversitesi Öğretim Elemanları Profili, Ankara: Gazi Üniversitesi. ÖZDEMİR, M.Ç. ve diğerleri (2006) Türkiye de Öğretim Elemanları, Ankara: Gazi Üniversitesi. ÖZSAN, M. (1999) 2000 li Yılların Eşiğinde Üniversitelerimiz. Çağdaş Eğitim, 260, 18-25.