Kuzey Doğu Akdeniz Kıyılarında Deniz Koruma Alanı için Bir Öneri Cemal TURAN 1, Deniz ERGÜDEN 1, Mevlüt GÜRLEK 1, Bektaş SÖNMEZ 2, Servet Ahmet DOĞDU 1, Necdet UYGUR 3, Ufuk SAKALLI 4, Ali UYAN 1, Serpil KARAN 1 1 Mustafa Kemal Üniversitesi, Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi, Đskenderun/Hatay. 2 Cumhuriyet Üniversitesi, Suşehri Timur Karabal M.Y.O, Su Ürünleri Programı Suşehri/Sivas. 3 Mustafa Kemal Üniversitesi, Denizcilik Meslek Yüksekokulu, Đskenderun/Hatay. 4 Hatay Đl Gıda Tarım ve Hayvancılık Genel Müdürlüğü, Hayvan Sağlığı Yetiştiriciliği ve Su Ürünleri Şubesi, Antakya/Hatay. Sorumlu yazar/corresponding Author: cturan@mku.edu.tr Özet: Türkiye nin kuzey doğu Akdeniz Sahillerinde Samandağ-Deniz Mahallesi kıyısı ve Yayladağı-Keldağ deniz kıyısı arasında kalan bölgenin Nesli tehdit altında olan Akdeniz foku (Monachus monachus), deniz kaplumbağası türleri (Chelonia mydas ve Caretta caretta), sahip olduğu balık türleri sayısı ve deniz tabanında bulundurduğu anforalar gibi nedenlerle Deniz Koruma Alanı ilan edilmesiyle ilgili bir çalışmadır. Suggestion of a Marine Protected Area in the Northeastern Mediterranean Coast of Turkey Abstract: This study investigate the region between the coast of Samandağ-Deniz district and coast of Yayladağı-Keldağ in Northeastern Mediterranean coast of Turkey in order to be Marine Protected Area due to having endangered the Mediterranean monk seal (Monachus monachus), sea turtles (Chelonia mydas ve Caretta caretta), and also high fish species diversity and underwater historical ruins. 31
Giriş Türkiye'nin Akdeniz, Ege, Marmara ve Karadeniz ile çevrili olan kıyı şeridi adalar hariç 8500 km uzunluğundadır. Bu zengin ve geniş kıyı şeridimiz önemli bir denizel biyolojik çeşitliliği desteklemektedir. Ancak Doğu Akdeniz kıyılarının denizel biyoçeşitliliği insanlar tarafından uygulanan baskılar nedeniyle ciddi bir tehlike altındadır. Bu tehditler; deniz kaynaklarından aşırı yararlanılması, kıyısal kentleşme ile kıyı habitatının denizel yaşam alanlarının ve ekosistemlerinin kaybı ile sonuçlanmaktadır [1]. Bir deniz ekosisteminin kurtarma ve korunması için en etkili çözümlerden biri, Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi (1992) ne göre denizel alanlarda ekolojik veya biyolojik önemi belirlenen bölgeyi Deniz Koruma Alanları olarak tayin etmektir. Deniz Koruma Alanları (DKA) dalga içi veya gelgit bölgelerini kapsar, bazen de biyolojik önemi yüksek ve verirmli alanları korumak amacıyla bölgeyi kanun veya yönetmeliklerle ilişkilendirerek korur. Bu gibi koruma alanların belirlenmesinin ana amaçları; bölge de hem biyolojik çeşitliliği korumak hem de türler ve ekosistemin sürdürülebilir kullanımını sağlamakla birlikte, aynı zamanda çevre kalitesini sağlığını, kıyı topluluklarının güvenliğini ve kaynak kullanıcılarını korumaktır [2]. Deniz ortamında insan faaliyetlerini kısıtlama fikri, dünyanın bazı bölgelerinde yüzyıllardır var olmuştur. Son yüzyılda Deniz Koruma Alanları, deniz parkları, rezervleri veya sığınakları, savunmasız habitatları ve tehdit altındaki türlerin korunmasına yardımcı olmak için oluşturulmuştur. Bu alanlar kritik ıslahı koruyarak balıkçılık üretimini artırmak, sulak alanları, düzlükleri, deniz çayırı yataklarını, kayalıkları ve haliç alanlarını aşırı sömürüden koruyarak restore edilebilir. Aynı zamnda bu alanlar turizm ve diğer direk insan etkilerini azaltarak iyi yönetilen bir ekoturizm ve alternatif geçim kaynakları ile yerel topluluklara iyi bir iş gücü de sağlayabilmektedir [1]. Tüm Deniz Koruma Alanları denizel çeşitliliğin (fiziksel ve biyolojik) korunmasını hedef alır. Buna rağmen, gerçek koruma büyük ölçüde ilan eden kuruma bağlıdır. Örneğin Đspanya da Çevre Bakanlığı nca ilan edilen ve çok sınırlı alanlara sahip Milli Parklar vardır; Özerk Hükümetlerin insan faaliyetlerine izin verdikleri Tabiat Parkları 32
mevcuttur ve aynı zamanda Merkezi Hükümetin ilan ettiği deniz rezervlerine rastlanılır. Fakat Tarım ve Balıkçılık Bakanlığı durumunda olduğu gibi sadece balıkçılık hedefleri olan kurumlar da yer alır [3]. Günümüzde artık DKA lar için uluslararası ağlar da mevcuttur. UNESCO (Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu) Biyosfer Rezervlerine yönelik bir ağa sahiptir. Đspanya daki Cabo de Gata-Níjar Tabiat Parkı da bir Biyosfer Rezervi dir. Akdeniz Eylem Planı (Barselona Sözleşmesi: UNEP, 1996) ve tam yetkili elçilerinin Akdeniz deki Özel Koruma Alanları ve Biyolojik Çeşitlilik protokolünün ekleri üzerindeki toplantısında yeni bir Deniz Koruma Alanı ile birlikte yeni bir ağ tanımlanmıştır: Akdeniz Açısından Önemli Olan Özel Koruma Alanları (AÖKA). 2001 yılında, Akdeniz havzasındaki pek çok Deniz Koruma Alanı, AÖKA olarak ilan edilmiştir. 2001 yılında yeni bir uluslararası ağ daha doğmuştur, bu ağ; Đspanyol ve Latin Amerika Deniz Koruma Alanları nı içeren Latin Amerikan Deniz Rezervleri ağıdır. [4]. Günümüzde Akdeniz e kıyısı olan tüm ülkeler, yeni koruma alanlarıyla ilgili pek çok önerinin (Akdeniz Açısından Önemli Olan Özel Koruma Alanları, AÖKA) ve tehlike altındaki türlere ait listelerin sunulduğu Barselona Sözleşmesi (1976) sayesinde ortak bir yasal kapsama sahipleridir. Bilindiği gibi Koruma alanları; biyolojik çeşitlilik ile doğal ve kültürel kaynakların korunması ve sürdürülmesine yönelik olarak kara ve/veya deniz alanlarının hukiki dayanaklarla ve diğer etkili araçlar vasıtası ile yönetilmesi esasına dayanmaktadır. Ekolojik dengenin korunması ve doğal kaynakların plansız insan müdahalelerine maruz kalmasının engellenmesi, ancak hem ulusal hem de uluslararası ölçekte işbirliği yapılabilecek koruma alan sistemleri oluşturmakla sağlanabilir. Deniz koruma alanları insan faaliyetlerinden tamamen korunan denizlerdeki ulusal alanlardır. Bu alanlar genellikle bölünmüş küçük alanlardır. Bu makalede doğu Akdeniz bölgesinde bulunan Hatay Đli ne bağlı Samandağ ilçesi, Yayladağı ilçesi Deniz 33
Mahallesi Sahili ve Keldağ Sahili birleşiminden oluşan bölgenin Akdeniz endemiği olan türler için (Akdeniz foku, yeşil kaplumbağa ve iribaş kaplumbağa) yaşama ve üreme alanı olduğu belirtilerek Deniz Koruma Alanı olarak koruma altına alınması önerilmektedir. Bu makalede kullanılan resimler koruma alanı teklif edilen bölgeden bizler tarafından çekilmiştir. Doğu Akdeniz için Önerilen Deniz Koruma Alanı Şekil 1. Önerilen Samandağ Deniz Mahallesi - Yayladağı Keldağ mevkii arası deniz koruma alanı Bölge, Akdeniz Bölgesi nde Hatay Đli ne bağlı Samandağ ilçesi, Yayladağı ilçesi Deniz Mahallesi Sahili ve Keldağ Sahili birleşiminden oluşan önemli bölgelerden biridir (36 04' 29.80" N 35 57' 06.49" E - 35 55' 43.01" N 35 55' 05.27" E) (Şekil 1,2). Bölgede, Akdeniz e endemik bir tür olan Akdeniz foku, Monachus monachus (Hermann, 1779)'un (Şekil 3) üreme ve yaşam alanı oluşturan mağaralar ve kumsallara sahip durumdadır. Gittikçe nesli azalan bu tür tehdit altında olduğu için IUCN ve Barcelona Sözleşmesi gereği koruma altındadır. Türün neslinin tehlikede olmasının başlıca sebebi, bu gibi 34
üreme alanlarının sanayi ve turizm faaliyetleri sonucu azalmasıdır. Alana olan yoğun baskının sebepleri yoğun balıkçılık faaliyetleri, deniz kirliliği, avcılıkta kullanılan dinamit gibi yıkıcı av araçlarının fok mağaralarına verdiği zarar, fok mağaralarına yapılan kontrolsuz turistik dalış faaliyetleri ve sahip olduğu Bizans ve Osmanlı dönemine ait tarihi eserlerin varlığından kaynaklanan kaçakçılık bölge için sorun teşkil etmektedir. Şekil 2. Teklif edilen Deniz Koruma Alanı (harita Google map tan elde edilmiştir) 35
Şekil 3. Bölgede yaşayan Akdeniz foku, M. Monachus (resim N. Uygur). Bu bölgede fokların üreme alanı olan 2 mağara, ayrıca yaşam alanları olan ve gelişimlerini sağladıkları irili ufaklı kumsallar bölgede bulunmaktadır. Bölge aynı zamanda Samandağ sahili, Akdeniz e endemik türler olan Yeşil deniz kaplumbağası (Chelonia mydas) (Şekil 4) ve Đribaş deniz kaplumbağası (Caretta caretta) türleri için de önemli üreme ve beslenme alanıdır. Bu türler, nesillerinin devamı için kıyı kumullarına ihtiyaç duymakta ve her yıl Mayıs - Ekim ayları arasında ortalama belirlenen 300 yuvaya yumurtalarını bırakmaktadır. Her iki türde CITES Appendix 1 katagorisinde listelenmiş ve uluslararası ticareti yasaklanmıştır. Ayrıca, C. caretta türü deniz kaplumbağası IUCN 2014 kriterlerine göre ED (Endangered) kategorisindedir. C. mydas türünün populasyonun ise son 150 yıl içerisinde yaklaşık % 31-61 arasında azalmış ve küresel ölçekte tehlike altındadır. Akdeniz alt populasyonu ise CR (Critically Endangered) kategorisinde olup populasyonu yaklaşık % 80 oranında azalmıştır [5, 6]. Bu nedenle yeşil deniz kaplumbağasının Akdeniz populasyonu, Dünya'daki yeşil deniz 36
10 17. Sualtı Bilim ve Teknoloji Toplantısı, 14-16 Kasım 2014, İstanbul, Türkiye kaplumbağası populasyonları içinde yok olması en riskli populasyondur. Türlerin neslinin tehlikede olmasının başlıca sebebi, bu gibi üreme alanlarının (kumsalların) hızla yok olması, denizel ve karasal kirlilik, düzensiz gelişen turizm (denizel ve karasal turizm faaliyetleri), kıyı yapılaşması ve kontrolsuz balıkçılık faaliyetleridir. Özellikle son yıllarda artan yaralı deniz kaplumbağa sayısında ki artış, düzensiz gelişen tekne turizmi, kaçak balıkçılık (dinamit vs) ve kıyı balıkçılığı faaliyetleri sonucu meydana gelmektedir. Şekil 4. Bölgede yaşayan yeşil deniz kaplumbağası Chelonia mydas yavrularının Samandağ Sahilinde denize kavuşmaları (resim C. Turan). Bölge (Hatay /Samandağ - Deniz Mahallesi Sahili Yayladağı - Keldağ Sahili), ince kumul yapısında olup Bizans ve Osmanlı dönemine ait tarihi eserlere sahiptir (Şekil 5). Denizel ve karasal ekosistemlerin kesiştiği yer olan Samandağ; kıyı kumulları, kıyı kuşları, kertenkele, yılan gibi sürüngenlere, kelebeklere, çakal, kuyruk süren, kirpi gibi memelilere, kıyı kumul vejetasyon birlikleri ve bitkileri gibi bir çok canlıya da ev sahipliği yapmakta ve bu canlılar ekstrem yaşam koşullarından dolayı sadece bu bölgede yaşabilmektedir. Bölge aynı zamanda Akdeniz Đndo-Pasifik olan Kızıldeniz göçmeni balıklarında yaşam alanı olup aynı zamanda vatoz, kemane ve köpek balıkları 37
gibi kıkırdaklı balıklar ve yunus gibi deniz memelileri içinde yaşam ve üreme alanı özelliğindedir. Teklif edilen, şu ana kadar koruma alanı olarak ilan edilmemiştir (Şekil 5). Alanın koruma altına alınması durumunda kırmızı listede bulunan; deniz kaplumbağaları ve Akdeniz fokları için üreme ve yaşama fırsatı artabilecek ve ekosistemde oluşabilecek olumsuz etkiler önlenebilecektir. Bununla birlikte alanın hem biyo-çeşitlilik zenginliği korunmuş olacak hem de bu zenginlik gelecek nesillere aktarılabilecektir. Bölgede sürü halinde gezen salpalardan sualtı görünümü Şekil 6 da verilmiştir. Şekil 5. Keldağ sahilinden Bizans dönemine ait bir sualtı anforası (resim C. Turan) 38
Şekil 6. Bölgede sürü halinde gezen salpalardan genel görünüm (resim N. Uygur). 39
Şekil 7. Teklif edilen bölgenin Deniz Mahallesinden görünümü (Resimde görülen karşı taraf Yayladağ bölgesi Keldağ mevkii ni göstermektedir. Kumsalda asılı yeşil şişe kaplumbağa yuvasını işaret etmektedir (resim C. Turan). Koruma alanı olarak önerilen bölgenin Samandağ Deniz Kumsalından genel görünümü Şekil 7 de verilmiştir. Tablo 1 de Deniz koruma alanına alınması için önerilen bölgenin ekolojik özellikleri belirtilmiştir. Bölge de, Tablo 1 de belirtildiği gibi balıkçılık faaliyetleri yoğun olarak yapılmakta ve bölgeye aynı zamanda turistik amaçlarla yapılan dalış faaliyetleri de yoğun olarak devam etmektedir. 1. DENĐZEL HASSAS ALANIN BULUNDUĞU ĐL / ĐLÇE MEVKĐĐ Hatay / Samandağ - Deniz Mahallesi Sahili- Yayladağı- Keldağ Sahili 2. KORDĐNATLARI/YAKLAŞIK OLARAK BÜYÜKLÜĞÜ (HA) 3. SAHĐP OLDUĞU DENĐZEL FAUNA-FLORA ÖZELLĐĞĐ 4. SAHĐP OLDUĞU DENĐZEL HABĐTAT ÖZELLĐĞĐ Başlangıç : 36 04' 29.80" N 35 57' 06.49" E Bitiş : 35 55' 43.01" N 35 55' 05.27" E ( yaklaşık olarak bir buçuk mil açıkları) Bölgede ki Keldağ sahili, Akdeniz foku (Monachus monachus) 'nun üreme ve yaşam alanı oluşturan mağaralar ve kumsallara sahiptir durumdadır. Gittikçe nesli azalan bu tür tehdit altında olduğu için IUCN ve Barcelona Sözleşmesi gereği koruma altındadır. Bölgenin Samandağ sahili ise Yeşil kaplumbağalar (Chelonia mydas) ve Đribaş kaplumbağa (Caretta caretta) türleri için üreme ve beslenme alanıdır. Bu türler yumurtalarını bu kumsallara bırakmaktadır. Nesli tehlikede olan ve sayıları gün geçtikçe azalan bu iki kaplumbağa türü IUCN ve Barcelona sözleşmesi gereği koruma altına alınmıştır. Bölge aynı zamanda; vatoz, kemane ve köpek balıkları gibi kıkırdaklı balıklar ve yunus gibi deniz memelileri içinde yaşam ve üreme alanı olma özelliğindedir. Akdeniz foku (Monachus monachus) için üreme alanı olan Keldağ mevkiğinde, 2 mağara ile birlikte ayrıca fokların yaşam alanları ve gelişimlerini sağladıkları yerler olan irili ufaklı kumsallar bulunmaktadır. Bölgenin Samandağ kumsalı, Đnce kumlu yapısıyla Yeşil kaplumbağalar (Chelonia mydas) ve Đribaş kaplumbağa (Caretta caretta) 'ların üreme alanı olup, Roma dönemine ait Tarihi eserlere sahiptir. 40
5. ALANDA BULUNAN DENĐZEL-FAUNA VE FLORANIN ENDEMĐZĐM DERECESĐ 6. ALANDA BULUNAN YABANCI VE/VEYA ĐSĐTLACI TÜRLER Akdeniz foku (Monachus monachus), Yeşil kaplumbağa (Chelonia mydas) ve Đribaş Kaplumbağa (Caretta caretta) Akdeniz için endemik türlerdir. Koordinatlarda belirtilen alan ve genel olarak Akdeniz Đndo pasifik olan Kızıldeniz göçmeni balıklar içinde yaşama alanıdır. 7. ALANDA VE YAKIN ÇEVRESĐNDE YAPILAN EKONOMĐK FAALĐYETLER 8. ALANA OLAN BASKI, TEHDĐT VE ETKĐLER 9. ALANDAKĐ AVCILIK FAALĐYETLERĐ Bölgede balıkçılık faaliyetleri yoğun olarak yapılmakla beraber bölgeye aynı zamanda turistik amaçlarla yapılan dalış faaliyetleri yoğun olarak devam etmektedir. Akdeniz fokunun neslinin tehlikede olmasının başlıca sebepleri; bu gibi üreme alanlarının yoğun balıkçılık faaliyetleri, deniz kirliliği, Fok mağaralarına yapılan kontrolsuz turistik dalış faaliyetleri sonucu sayılarının azalmasıdır. Deniz kaplumbağası türlerinin neslinin tehlikede olmasının başlıca sebepleri ise; üreme alanlarının (kumsalların) hızla yok olması, denizel ve karasal kirlilik, düzensiz gelişen turizm (denizel ve karasal turizm faaliyetleri), kıyı yapılaşması, kontrolsüz balıkçılık, düzensiz gelişen tekne turizmi, kaçak balıkçılık (dinamit vs) ve kıyı balıkçılığı faaliyetleridir. Bölgede kullanılan av araçları Trol, Gırgır, Uzatma ağı ve Dinamittir. Tablo 1. Teklif Edilen Deniz Koruma Alanının Ekolojik Özellikleri Sonuç ve Öneriler Koruma altına alınması için önerilen alanla ilgili herhangi bir koruma durumu şu ana kadar bulunmamaktadır. Teklif edilen alanın koruma altına alınması durumunda kırmızı listede bulunan Akdeniz fokları ve deniz kaplumbağalarının üreme ve yaşama fırsatı artabilecek ve ekosistemde oluşabilecek olumsuz etkiler önlenebilecektir. Aynı zamanda bölgede yaşayan birçok canlı türü ve tarihi kalıntılar yapılan yasadışı balıkçılık faaliyetlerinin olumsuz etkilerinden kurtulmuş olacaktır. 41
KAYNAKLAR 1. Öztürk B, Topaloğlu B, Kıdeys A, Bat L, Keskin Ç, Sezgin M, Öztürk AA, Yalciner AC. A proposal for new marine protected areas along the Turkish Black Sea coast. Journal of the Black Sea/Mediterranean Environment 2013; 19, (3): 365 379 2. Protocol, Montreal. "The Montreal Protocol on substances that deplete the ozone layer. Final Act (Nairobi: UNEP, 1987)." Federal Register 59 (1994): 56276-56298 3. UNEP Mediterranean Action Plan-MAP Akdeniz Eylem Planı Regional Activity Centre for Specially Protected Areas-RAC/SPA Özel Koruma Alanları Bölgesel Faaliyet Merkezi ISBN: 978-605-393-089-1. 1080 Tunis CEDEX, TUNISIA, 2006 pp: 24 4. Sanz, J. S., Potti, J., Moreno, J., Merino, S. a Frías, O. Climate change and fitness components of a migratory bird breeding in the Mediterranean region. Global Change Biology 2003; 9:461-472. 5. Seminoff J.A. 2002 IUCN Red list global status assessment, green turtle Chelonia mydas, IUCN Marine Turtle Specialist Group Review, 2002; pp: 93 6. IUCN The IUCN Red list of Threatened Species. Version 2014.2. http://www.iucnredlist.org, Erişim 01.10. 2014 42