Cumhuriyet Dönemi Genel Özellikleri Osmanlı Devleti nin siyasi, askeri ve ekonomik açıdan Avrupa nın gerisinde kalması devlet büyüklerini bazı tedbirler almaya zorlamış, bu alanlarda Avrupa nın nasıl geliştiğinin öğrenilmesi için bazı gençler oraya gönderilmiştir. Avrupa ya özellikle Fransa ya giden gençler oradaki edebi yat a hayran kalmış ve dönüşlerinde, gördükleri yenilikleri Türk ında uygulamaya başlamışlardır. Değişiklikler önce siyasi alanda görülmüştür. Edebiyat alanında yapılan değişikliklerle belli dönemler halinde günümüze kadar süren yeni bir başlamıştır. Bu dönemlerden biri de Cumhuriyet dönemi ıdır. Cumhuriyet dönemi ı, Milli Ed ebiyat tan kesin hatlarla ayrılmamaktadır. Çünkü Milli sanatçıları, Cumhuriyet in ilk yıllarında en önemli eserlerini vermişlerdir. Yakup Kadri, Halide Edip, Reşat Nuri, Refik Halit ve daha birçoğu Cumhuriyet in ilk elli yılına damgalarını vurmuşlardır. Ancak Cumhuriyet in ilanıyla çok hızlı bir şekilde yapılan devrimlerler, Türk aydını takip etmekte zorlandığı bir siyasi değişim yaşamıştır. Latin harflerin kabulü, eski yazı ve yeni yazı kargaşası ortalığı karıştırmaya yetiyordu. Böyle bir ortamı, öncekilerden ayırmak için 1923 yılını hala devam eden bir döneminin başlangıcı olarak kabul edilir. İnce Memed romanında 1930 yıllarında Toroslar!da yaşayan,suça itilmiş bir eşkıyanın yaşamını konu edinen Yaşar Kemal bu yöreyi ve Çukurova yı tarihsel kökleri,doğası,güncel sorunlarıyla yansıtırken anlatımdaki coşku,betimelemerindeki renklilikle dikkat çekti.orhan Kemal,İstanbul un yoksul kesimlerinde yaşayanları,köyden kente nüfus göçünü,ezilen çocukların,genç kızların serüvenini konu edindi.kemal Tahir in köyü konu edinen romanları ve köydeki gelişmelerin geniş bir panoramasını verdi.samim Kocagöz,Necati Cumalı,Fakir Baykurt gibi yazarlar roman 1 / 7
ve öyküleriyle köy ve kasaba yaşamına tanıklık ettiler. Aynı çevreyi konu edinen Bekir Yıldız,yurtdışında çalışan göçmen işçilerin yaşamını konu edinen yazarlardan oldu.gerçeklere ironi ile bakan öykücüler bulunduğu gibi (ör;haldun Taner) toplumsal bozuklukları gülmece öyküleri ve roman larıyla çok geniş bir okur toplulukları önünde tartışan yazarlar (Aziz Nesin,Rıfat Ilgaz) görüldü.kurtuluş Savaşı nın ve Cumhuriyet dönemini,toplumcu ve gerçekçi yazarlara karşıt biçimde yorumlayan yazarlar ( Tarık Buğra ) da oldu. Ruhsal çözümlemelere yönelen,biliçaltını sergileyen yazarlar (Yusuf Atılgan,Bilge Karasu,Adnan Özyalçıner,Oğuz Atay vs.) soyutlamalardan,kara mizahtan yararlandılar;geriye dönüşümlerle,çağrışımlarla beslenen,dilin olanaklarını araştırandenemelere giriştiler.kadın rom an cı lar ve öykücüler çevreyi,olayları,kişileri konu edinirken ayrıntılara daha çok indiler.bu yazarlar (Nezihe Meriç,Adalet Ağaoğlu,Pınar Kür,Füruzan,Sevgi Soysal,Tomris Uyar) bireyin toplumla ilişkisi,toplumsal yapıda ve kültürdeki değişimler,cinsellik gibi konulara yönelirken yerleşik yargılara karşı çıktılar.hızlı kentleşme,sanayileşme olguları köy ının ortadan silinmesine yol açarken,kentteki kaynaşmalar,kenar mahalle insanlarının,yoksulların,işçilerin yaşamından çok aydınların,sanatçıların,siyasal eylemlere katılanların toplumsal ve ruhsal dünyalarını,onların tanıklığıyla bireyi ve toplumu konu edinen bir gelişti:erhan Bener, Demir Özlü, Selim İleri, Orhan Pamuk, Latife Tekin, Nedim Gürsel vs. gibi yazarların roman ve öyküleri. Şiir Şiirde, Milli Edebiyat akımından hece veznini devralan kuşak (Kemalettin Kamu,Ömer Bedrettin Uşaklı vs) küçük duyarlılıkları, doğa ve yurt güzelliklerini konu edindi. Biçim yetkinliğine,arı e yönelen çalışmalar folklordan (Ahmet Kutsi Tecer), tarihin yanı sıra psikolojiden ( Ahmet Hamdi Tanpınar) beslendi. Simgelere (Ahmet Muhip Dıranas) ya da günlük yaşamdan sahnelere, yaygın izlenimlere, duyarlığa (Cahit Sıtkı Tarancı) yaslandı. Hece veznini kullanmada ulaşılan ustalığa yeni kalıplar, duraksız uygulamalar (A.M.Dıranas, C.S.Tarancı) eklendi. İnsanın iç dünyasına yönelik araştırmalar, gizemci düşünceler dile getirildi (Necip Fazıl Kısakürek). Nazım Hikmet Ran ın vezni, geleneksel kalıpları kıran i, biçimsel özellikleri kadar Marxçı görüşe bağlı içeriğiyle de yenilik oluşturdu. Bu yenilikçi 2 / 7
zamanla halk inden, divan inden, hatta çağdaşı Garip inden etkiler aldı: öykünün olanaklarından yararlanıldı, yerel ve evrensel değerlerle beslendi. Garip hareketinin temsilcileri (Orhan Veli Kanık, Melih Cevdet, Oktay Rıfat) de süregelen aşırı duyarlığa, şairaneliğe karşı çıktılar, vezinsiz i yaygınlaştırdılar. Garipçiler karşısında Nazım Hikmet in anlayışından etkilenen toplumcu anlayışı ortaya çıktı. Bu geleneğinin temsilcileri Rıfat Ilgaz, A.Kadir, Ahmed Arif, Hasan Hüseyin dir. Toplumsal konuları,imgeye ve duyarlığa daha geniş yer vererek işleyen eğilimin temsilcisi Atilla İlhan oldu. Doğa, aşk, yaşam, sevgi, barış, özgürlük vb. konuları işleyen açık aydınlık in (Bedri Rahmi Eyüpoğlu, Behçet Necatigil, Cahit Külebi, Necati Cumalı) karşısında; insanın evrendeki yerini konu edinirken soyutlamalardan, biliçaltı araştırmalardan yararlanan çalışmalar yer aldı. Asaf Halet Çelebi nin ine eski uygarlıkların, tasavvufun, folklorun katkısı görüldü. Dönemin en üretken şairi Fazıl Hüsnü Dağlarca, insanın tanrı, evren, tarih, zaman karşısındaki yerini yer yer karanlık imgelerle okura sezdirmeye çalıştı.[ Garip inin açık anlatımına karşın İkinci Yeni adı verilen in temsilcileri Edip Cansever, İlhan Berk,Cemal Süreya, Turgut Uyar, Sezai Karakoç ve Ece Ayhan, çağdaş dünyanın karmaşası içinde bunalan insanın tedirginliğini, yer yer kapanık bir diliyle anlattılar. Toplumsal eylemlere (Kemal Özer, Ataol Behramoğlu), kentin yaşamında çizgi dışı kalmış kitlelerin temsilcilerine (Refik Durbaş), kültürel kaynaklara ve tarihe (Hilmi Yavuz) yönelen ürünler kendini gösterdi. İroni (Salah Birsel), toplumsal (Metin Eloğlu) ve siyasal (Can Yücel) yergi, duyarlığa karşı kaynaklarından birini oluşturdu. Araştırma, Derleme 3 / 7
Türk ını uzun tarihi ve geniş coğrafyası içinde bir bütün olarak ele alan,dönemlerini belirleyen,eski yapıtları gün ışığğna çıkaran yazar Fuat Köprülü dür.f.köprülü,siyasal ve toplumsal kurumlardaki değişmelerin taki etkilerini gösterdi.onun çizdiği çevreye bağlı kalarak geçmişteki Türk ını inceleyen araştırmacılar yetişti:ibrahim Necmi Dilmen,İsmail Habip Sevük,Agah Sırrı Levent,Mustafa Nihat Özön,Nihat Sami Banarlı,Kenan Akyüz,Abdülbaki Gölpınarlı,Fahir iz bu alanda çalışmalar gerçekleştirenlerden bazılarıdır.değerlendirmelerinde düşünce hareketlerini,yazarların psikolojisini, anlatım özelliklerini göz önünde tutanlar ( Ahmet Hamdi Tanpınar,Mehmet Kaplan) oldu. Cumhuriyet Dönemi Edebiyat Akımları BEŞ HECECİLER Beş Hececiler Milli Edebiyat'tan etkilenilmiş ve hece ölçüsü ustalıkla kullanılmıştır. Şiire 1. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı yıllarında başlamışlardır. Şiir dilinin sade ve süssüz olmasını tercih ettier. Önceleri aruz kullanmışlarsa da, daha sonra hece ölçüsünü kullanmışlardır. Şiirlerinde; memleket sevgisi, yurdun güzellikleri, kahramanlık ve yiğitlik gibi konuları ele almışlardır. 5 Hececiler grubunu Faruk Nafiz Çamlıbel, Enis Behiç Koryürek, Halit Fahri Ozansoy, Yusuf Ziya Ortaç ve Orhan Seyfi Orhon oluşturur. Yedi Meşaleciler Yedi Meşaleciler Cumhuriyet döneminin başlarında bir araya gelen tek topluluktur. Yeni bir kurmak, Batı ını takip etmek, özgün oluşturmak adına ortaya çıkmışlar, ancak Beş Hececiler'in takipçileri olmaktan kurtulamamışlardır.bu sanatçılar; Sabri Esat Siyavuşgil, Vasfi Mahir 4 / 7
Kocatürk, Yaşar Nabi Nayır, Cevdet Kudret, Kenan Hulusi, Muammer Lütfi, Ziya Osman Saba'dır. Bunların arasında en dikkate değer isim Ziya Osman'dır. Garipçiler (Birinci Yeni) 1940 sonrası Türk inde önemli izler bırakan Garip akımını Orhan Veli kurar.ona, Oktay Rıfat ve Melih Cevdet destek verir. Bu akıma göre de basitlik önplandadır. Şiir hayata yaklaştığı sürece başarılıdır. Vezin, kafiye, nazım şekli şairin elini kolunu bağlayan gereksiz unsurlardır. Şiir serbest olmalı, hayatın canlılığını yansıtmalıdır. Şiirin ahengini sağlayan bu bağlar değil sözcüklerdir. Şiirde mecazlı söyleyişlerden kaçınılmalıdır. Sanatlar, e bu zamana kadar bir şey kazandırmamıştır. Şiir, yüksek zümrenin malı olmaktan çıkarılmalıdır. Yeni in beğenisi mutlu sınıfı oluşturanların değil bir lokma ekmek için didinenlerin idir. Onlara hitap edecektir. Şiiri en öz, en yalın halde bulmak için bilinç altına yönelen Garipçiler kendilerinin sürrealist akıma yaklaştığını söylemişlerdir. Garipçilerin anlayışı, dünyasına bomba gibi düşmüş, eleştirenler olduğu gibi destekleyenler de olmuştur. Ancak in bu kadar basit olmadığını savunanlar sonunda haklı çıkmış, önceoktay Rıfat ve Melih Cevdet kapalı, imgesel e yönelmiştir. İkinci Yeniler İkinci Yeniler Birinci Yeni, diğer adıyla Garip akımı, selliği ve geleneksel kuralları, baştacı edilenleri yadsıyarak de halka ve yalına yönelen, biçim, öz ve söyleyiş yenilikleri getirmişti. Ancak on yıl sonra, de sellik, duyarlılık, duygu, süslem ve imge aranır oldu. Batı'da geliştirilen "soyut", "imgesel" benzeri niteliklerle yazmak gibi yeni arayışlara gidildi.bu, İkinci Yeni'nin doğmasına zemin hazırladı. Bu in temsilcilerinden olan İlhan Berk, i özelliklerini şöyle açıklamıştır. 5 / 7
Şiirin öğelerini, ilkelerini saptamak, kendi ilkelerinin dışındaki bütün öbür araçları atmak, i olarak Bu in diğer bir temsilcisi Edip Cansever ise görüşünü şöyle ifade eder: Şiirin değeri okuyucunun çağrışım gücüne bağlı olmalı. Ece Ayhan ise İkinci Yeni'de yapmak istediğini şöyle özetler: İkinci cepheyi açmak, akıl dışında da bir anlam olduğunu savunmak, in kuralları konusunda yıkıcı da 6 / 7
Başlangıçta bir topluluk olarak ortaya çıkmayan, bildirgesi bulunmayan, kimi ilkeler üzerinde birleşmeden Birinci Yeni'yi yeterli görmeyerek de, herbirinin kendi aradığını gözettiği bu şairleri "İkinci Yeni" adı altında toplamak gerekmiştir. Bu grup çok uzun soluklu olmadıysa da Türk ine yeni boyutlar kazandırdı. Hisarcılar Hisarcılar "Hisarcılar, Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı ekollüne bağlı olan şair ve yazarlar topluluğudur. Hisarcılar ilk lerini Çınaraltı dergisinde, Garip akımına karşı bir duruş sergileyerek yayınladılar. Daha sonra 1950 yılında yayınlanmaya başlayan ve 1980 yılına kadar aralıklı olarak 277 sayı çıkarılan Hisar dergisi etrafında toplandılar. Mehmet Çınarlı, İlhan Geçer, Mustafa Necati Karaer gibi şairler, kuruculuğunu yaptıkları Hisarcılar akımının ilk temsilcileridir. Daha çok sanatçının bağımsız olmasını ve Yaşayan Türkçe'yi savunmuşlar, Garip akımına karşı çıkmışlardır. Yenileşmek için, geleneklerin tümüyle yok sayılmasını doğru bulmamışlardır. Şiir ve öykü dalında Türk ına yeni örnekler kazandırmışlardır. Mehmet Çınarlı, Hisar dergisinin Aralık 1980 tarihli 277. veda sayısında dile getirdiği: "Hisar'ın savaşı, yabancı kopyası olmayan, gelenkelerinden bağlarını koparmayan, politik ve ideolojik baskılara boyun eğmeyen bir sanatı, halkın konuştuğu dille konuşan bir ı koruyup geliştirme savaşı idi. 7 / 7