TÜRK KÜLTÜRÜNDE AV CEZA ĐLĐŞKĐSĐ

Benzer belgeler
Mitoloji ve Animizm, Fetişizm. Dr. Süheyla SARITAŞ 1

ŞAMANİZM DR. SÜHEYLA SARITAŞ 2

-Anadolu Türkleri arasında efsane; menkabe, esatir ve mitoloji terimleri yaygınlık kazanmıştır.

NER TERİMİNDEN HAREKETLE TÜRK MİTOLOJİK DEĞERLERİNİN SÜNNET TÖRENLERİNE ETKİSİ THE EFFECT OF TURKISH MYTHOLOGICAL VALUES TO

MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

Kohlberg e Göre Ahlak Gelişimi Kohlberg ahlak gelişiminin gelenek öncesi, geleneksel ve gelenek sonrası olmak üzere üç düzey içinde gerçekleştiğini

Türk Mitolojisi ve Türklerde Totemizm DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

ANA DİL Mİ, ANA DİLİ Mİ? IS IT PARENT LANGUAGE OR OR MOTHER TONGUE?

ÖNCESİNDE BİZ SORDUK Editör Yayınevi LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Yeni Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55

AVCILIK. İnsanlığın tarihi kadar eski bir fenomen ve bir faaliyettir.

İLK TÜRK DEVLETLERİNDE HUKUK

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Tanrı Herşeyi Yarattığı Zaman

Çevrimiçi Tematik Türkoloji Dergisi Online Thematic Journal of Turkic Studies

Tanrı Herşeyi Yarattığı Zaman

Günümüzdeki ilke ve kuralları belirlenmiş evlilik temeline dayanan aile kurumu yaklaşık 4000 yıllık bir geçmişe sahiptir. (Özgüven, 2009, s.25).

TOPLUMSAL DAVRANIŞ KURALLARI ve HUKUK. Dr.Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

9.Sınıf Sağlık Hizmetlerinde İletişim. 3.Ünite Toplumsal İletişim GELENEK-GÖRENEKLER / DİNİ ve AHLAKİ KURALLAR 20. Hafta ( / 02 / 2014 )

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ-I 1.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. Orta Asya Tarihine Giriş

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. İsa nın Doğuşu

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. İsa nın Doğuşu

ÖZEL EGEBERK ANAOKULU Sorgulama Programı. Kendimizi ifade etme yollarımız

MİT VE DİN İLİŞKİSİ. (Kutsal Metinlerle İlişkisi) DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

AV. VEDAT CANBOLAT AV. ELİF CANBOLAT GÖKTEPE

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Tanrı İbrahim in Sevgisini Deniyor

TOPLUMSAL DAVRANIŞ KURALLARI VE HUKUK. Dr.Öğr. Üyesi Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

HİKÂYE (ÖYKÜ) Tarihçe ve İlkler Dede Korkut (Korkut Ata) Kimdir? Dede Korkut Hikâyeleri ve Eğitim Araştırma Sonuçları Yararlanılan Kaynaklar

ISBN :

Kurban Nedir Ve Niçin Kesilir?

Sevilen Oğul bir Köle Oluyor

GÖKKUŞAĞI KOLEJİ PYP SORGULAMA PROGRAMI

Tanrı İbrahim in Sevgisini Deniyor

TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ

ASıL ADı KITAB-ı DEDE KORKUT ALÂ LISAN-ı TAIFE-I OĞUZAN (OĞUZLARıN DILIYLE DEDE KORKUT KITABı)

LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Deneme Sınavı

Gidyon un Küçük Ordusu

kişinin örgütte kendini anlamlandırmasına fırsat veren ve onun inanış, düşünüş ve davranış biçimini belirleyen normlar ve değerler

TOPLUM TANILAMA SÜRECİ. Prof. Dr. Ayfer TEZEL

KRAL JAMES İNCİLİ 1611 APOCRYPHA DUA AZARYA & üç Yahudi şarkı. Azarya ve şarkının üç Yahudi duası

Türk Hukuku nda ve Karşılaştırmalı Hukukta Vicdani Ret

TÜRK MİTOLOJİSİ DR.SÜHEYLA SARITAŞ 1

ÜNİTE:1. Dil Nedir? ÜNİTE:2. Dil Kültür İlişkisi ÜNİTE:3. Türk Dilinin Gelişimi ve Tarihsel Dönemleri ÜNİTE:4. Ses Bilgisi ÜNİTE:5

Doç. Dr. Tülin ŞENER

MÜBDÎ. Allah MUHSÎ dir. MUHSÎ, her şeyin sayısını bilen demektir.

FLORA, FAUNA TÜRLERİ VE YABAN KUŞLARININ KORUNMASI TÜZÜĞÜ

GEBELİĞİN PSİKO-SOSYAL VE KÜLTÜREL BOYUTU

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir.

çadıra götürdüler. Altına kara halı serip önüne kara koyun yahnisi koydular. Bayındır Han ın emri böyledir Hanım,

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

kaza, hükmetmek, Terim anlamı ise kaza, yaratılması demektir.

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Aldatıcı Yakup

Editör. Din Eğitimi. Yazarlar Doç.Dr. Hacer Aşık Ev. Doç.Dr. Hasan Dam

Öğretmenlik Meslek Etiği. Sunu-2

Eşeğe Dönüşen Kabadayı Makedonya Masalı (Herşeyin bir bedeli var)

MANAS DESTANI NDA SĐHĐRSEL DÜŞÜNÜŞ SĐSTEMĐ

Proje Adı. Projenin Türü. Projenin Amacı. Projenin Mekanı. Medeniyetimizin İsimsiz Taşları. Mimari yapı- anıt

KIRAÇ LİMAK TÜRKER İLKOKULU 4.SINIF DEĞERLER EĞİTİMİ TOPLU ORTAMLARDA DAVRANIŞ KURALLARI KONUSU UYGULAMA PLANI

BİREYSELLEŞMİŞ EĞİTİM PROGRAMI (BEP) FORMU

Toplu Ortamlarda Davranış Kuralları

Yeşaya Geleceği Görüyor

ÇOCUKLARDA ÖZGÜVEN GELİŞİMİ

23-25 Ekim 2013 tarihinde SAMSUN da düzenlenen III. ULUSAL SULAK ALANLAR KONGRESİ ne

Dilin Tanımı DİLİN TANIMI, ÖZELLİKLERİ / DİL-MİLLET İLİŞKİSİ

Mitlerin Sınıflandırılması DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

İstanbul Üniversitesi Kongre Kültür Merkezi "Zaman Yönetimi" Hizmetiçi Eğitimi ÖN TEST

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Samuel, Tanrı Çocuğu Hizmetkarı

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...V ÜÇÜNCÜ BASKIYA SUNUŞ... VII İKİNCİ BASKIYA SUNUŞ... IX SUNUŞ... XI İÇİNDEKİLER... XIII KISALTMALAR...XIX

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Aldatıcı Yakup

DEDE KORKUT HİKAYELERİNDEN BEĞİL OĞLI EMRENÜN BOYI NIN TAHLİLİ *

İnci. Hoca GEÇİŞ DÖNEMİ ESERLERİ (İLK İSLAMİ ESERLER)

Elişa, Mucizeler Adamı

ÇALIŞKANLIK NİSAN 2017

1.4.Etik Sistemleri Etik ilkelerin geliştirilmesinde temel alınan yaklaşımlar hakkaniyet ilkesi, insan hakları, faydacılık ve bireysellik

İçindekiler. Değişim. Toplumsal Değişim. Değişim Eğitim ilişkisi. Çok kültürlülük. Çok kültürlü eğitim. Çok kültürlü eğitim ilkeleri

Samuel, Tanrı Çocuğu Hizmetkarı

11. SINIF KONU ANLATIMI 61 DAVRANIŞ

DAVACILARIN VARLIKLI OLMALARI DESTEK TAZMİNATI İSTEMELERİNE ENGEL DEĞİLDİR.

COĞRAFİK UYGARLIKLAR. Mezopotamya ya kurulmuş devletler: Sümerler, Akadlar, Babiller, Assurlar ve Elamlılar dır. SÜMERLER AKADLAR ASSURLAR BABİLLER

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Akıllı Kral Süleyman

DEDEKORKUTKiTABI VE MANAS DESTANl'NDA AV KÜLTüNüN tzleri

Çevre Yüzyılı. Dünyada Çevre

DERS TANIMLAMA FORMU

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Kral Davut (Bölüm 2)

Evlat Edinilen Çocuğa Multidisipliner Yaklaşım: Vaka Örnekleri Üzerinden Evlat Edinme. Psikolog Reyhan Bahçivan-Saydam

NOEL VE YILBAŞI KUTLAMALARI

Kültür Nedir? Dil - Kültür İlişkisi

Ahlak Gelişimi. Prof. Dr. İbrahim YILDIRIM

II.Ünite: KLASİK MANTIK (ARİSTO MANTIĞI)

MEVSİM İLKBAHAR SAĞLIKLI YAŞAM. İlkbahar mevsiminin özelliklerini öğreniyoruz.

Ana fikir: Oyun ile duygularımızı ve düşüncelerimizi farklı şekilde ifade edebiliriz.

Örnek alınacak en güzel insan Hz. Muhammed hayatı boyunca görüntüsüne ve hareketlerine dikkat etmiştir.

DERS TANIMLAMA FORMU. Proje/Ala n Çalışması

İHBAR

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI. BABALAR ve ERGENLER

CANLILAR DÜNYASINI GEZELİM TANIYALIM

Şimşon, Tanrı nın Güçlü Adamı

2. Sınıf Kazanım Değerlendirme Testi -1

CİNSEL SALDIRILAR ACİL HEKİMİNİN SORUMLULUKLARI. Dr. Serhat KOYUNCU Gaziosmanpaşa Üniversitesi Acil tıp A.D

KAPSAYICI EĞİTİM. Kapsayıcı Eğitimin Tanımı Ayrımcılığa Neden Olan Faktörler

KORKU HAYAL GÜCÜNÜN MUHTEŞEM BİR HEDİYESİDİR

Transkript:

TÜRK KÜLTÜRÜNDE AV CEZA ĐLĐŞKĐSĐ ÖZET Kürşat ÖNCÜL Av, avlanma bireyin fizyolojik ihtiyacının giderilmesine yönelik bir eylem olduğu kadar eylemi gerçekleştirecek kişi açısından aynı zamanda erginlenme noktasında özel bir törendir. Bu nedenle avlanma toplumun dinamiklerini ve birçok ritüeli beraberinde getirir. Anahtar Kelimeler: Av ve avlanma, Türk kültüründe av, Av ve ceza. HUNT AND PENALTY RELATION IN TURKISH CULTURE ABSTRACT Hunt and hunting is an action to resolve to individual s physiological needs as well as to act in terms of people at a special ceremony at the same time is a point of a matureness. Therefore, hunting brings the dynamics and a lot of ritual of society. Key Words: Hunt and hunting, Turkısh culture ın hunt, hunt and penalty Batının, kendisinden olmayanı ötekileştirerek bazı kültür biçimlerini ilkel diye adlandırmasıyla birlikte söz konusu kültürlerin dini inançlarıyla ilgili yargılardan oluşan bir söylem gelişmiştir ve bu söylem yaklaşık bir asırdır devam etmektedir. Tartışmalar neticesinde bir çok araştırıcı tarafından tüm dinlerin temeli şeklinde benimsenen ve doğacılık (animizm) olarak adlandırılan bu kabulün temel özelliği, tanrıların somutlaştırılması ve gözle görülür biçimler, simgeler şeklinde düşünülmesidir. Buna göre doğada yinelenen olguların Okutman, Dr., Kars Kafkas Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, onculkursat@yahoo.com

Türk Kültüründe Av Ceza Đlişkisi 1681 nedenini açıklamada güçlük çeken insanlar, bunları yönlendiren ayrı ayrı güçlerin (Tanrılar) varlığına, güneşin (dünyayı ısıtan), ayın (aydınlatan), toprağın (ürün veren), akarsuların, denizin, fırtınanın vb. cansız varlıkların ruhlara sahip olduğuna 1 inanmış ayrıca bunları birer güç ve yönlendirici merkez olarak tanrılaştırmıştır. Orman, bu inanç sistemi içerisinde kutsallığı barındıran en önemli merkezlerden biridir. Ormanı meydana getiren en temel öğe olan ağaç ruhları ilk etapta ormanı korumakla yükümlü iken sonradan ormandaki avlanmayı da kontrol altına alarak tüm canlıları kapsayıcı bir role bürünmüştür. Đçinde barındırdığı zengin bitki çeşitliliği ve av hayvanlarıyla insanların dikkatini çeken ormana olan bu ilgi yalnızca barındırdığı gizemin neticesinde değil fizyolojik bir ihtiyaç olan beslenmenin de sonucudur. Fizyolojik gereksinimler içinde en temel nokta olan beslenme, toplayıcılığın yaşamı devam ettirme noktasında yetersiz kalması nedeniyle, insanoğlunu avcılığa yöneltmiştir. Ancak bir canlının yaşaması için başka bir canlıyı öldürmesi zorunluluğu ferdin kendi yaşam alanından çıkıp farklı bir yaşam alanına müdahalesini gerektirmiştir. Bu durum ise doğadaki tüm varlıkların bir ıssı olduğuna inanan toplumlarda yapılacak eylemlerin belirli bir kurallar dizgesi içerisinde gerçekleştirilmesi zorunluluğunu doğurmuştur. Bu zorunluluk içinde bozkır Türk devletlerinin en kudretli geleneklerinden birini oluşturan avcılık, Altay Türk boylarının ve halklarının ekonomik hayatında asli bir rol oynamakla kalmamış toplumun hayatı üzerindeki güçlü tesiriyle bir dini kültün ve inancın doğmasına da neden olmuştur. 2 Bu inanış doğrultusunda Türk toplumunda avlanmayı küçük av ve büyük av (kollektif av) olarak ikiye ayırmak mümkündür. 3 Küçük av, ergenlik çağına erişmemiş kişilerin toplum için avlanmasında sakınca olmayan, küçük hayvanları avlaması büyük av ise ergenlerin yaptığı ve göçebe devlet geleneği içerisinde yılın belirli dönemlerinde bir çeşit savaş idmanı sayılabilecek, askerin teşkilatlanma, binicilik, ok atma kabiliyetlerini geliştirmek için yapılan sürek avlarıdır. Av, dolayısıyla öldürme eylemi, erginlenmenin neticesinde gerçekleştirilecek sorumluluk isteyen bir eylem olduğundan dolayı avcılık birçok toplumda bir güç gösterisi ve bir erginlenme süreci 1 Morrıs Brıan, Din Üzerine Antropolojik Đncelemeler, (Çev.Tayfun Atay) Đmge Kitabevi, Đstanbul, 2004, s.64 2 Ahmet Caferoğlu, Türklerde Av Kültü ve Müessesesi, VII. Türk Tarih Kongresi Bildirileri, C.I., 1972, Ankara, s.169 3 Roux Jean Paul, Türklerin ve Moğolların Eski Dini, (Çev. Aykut Kazancıgil) 1998, Đşaret Yayınları, Đstanbul, s.169

1682 Kürşat ÖNCÜL olarak değerlendirilmiş; bir varlığın canını almanın aslında bir nevi Tanrının/kutsalın fonksiyonunu üstlenmek olduğu kabul edilmiştir. Bu nedenle sorumluluk/yetki sahibi olmayanların bu eylemi gerçekleştirmelerine izin verilmemiştir. Yalnızca kutsalın canlılara can verip can aldığı bir inanç sistematiği içinde bu tür bir eylemde bulunmak dolaylı olarak da olsa kutsalın güçlerine öykünmedir. Kutsal, gerekli ritüeller yerine getirilmediği takdirde bu eylemi yapan kişinin kendisine karşı olumsuz bir duruş sergilediğini düşünür ve bu durumda eylemi gerçekleştiren kişiyi cezalandırır. Avlanmanın taşıdığı şartlar neticesinde bir cezaya veya mükâfata dönüştüğü kabul edilince bu eylemleri kutsalın yetkisiyle, izniyle gerçekleştirenlerin güçlendiğine ve diğer insanlardan farklı bir nitelik kazandığına; bu yetkiye sahip olmayanların ise her ne zaman ve şekilde olursa olsun mutlak suretle cezalandırılacağına inanılmıştır. Altay Türkleri, yaşamak için ihtiyaçlarını karşılayan bütün av hayvanlarına karşı içten bir itikatla bağlıdır ve en ufak bir laubaliliğe müsaade etmez. Avın, ancak temiz ve arınmış olarak yapılmasıyla verimli olabileceğine inanır ve hazırlıklarını da buna göre yapar. 4 Öldürülen hayvanların yeniden dirileceğine ve insanlara hizmet edeceğine olan inanç, av hayvanlarının belirli bir düzen içinde avlanılması gerekliliğini doğurmuştur. Binlerce yıllık bir uygulama ve inanç yapısı neticesinde meydana gelen bu düzenlemeleri a) Av öncesinde uyulması gereken kurallar b) Av esnasında uyulması gereken kurallar c) Av sonrasında uyulması gerekenler olmak üzere üç ayrı zaman dilimindeki kurallar bütünlüğü olarak tespit edebiliriz. Avcının ava çıkmadan öncelikle temizlenmesi gerekir çünkü Hakas ve Şor avcılarına göre av ruhu avcının temiz sözlü ve temiz vücutlu olmasını ister. 5 Bunun dışında avcının çeşitli dini ibadetler yapması, avın verimliliği ve başarılı olması için gereken bütün örf kurallarına uyması, avı koruyacak olan ruha bağlılığını göstermeğe çalışması 6 gece karısından ayrı yatması, kimseyle konuşmaması, yapacağı işleri sır olarak saklaması, loğusa kadını av eşyalarına dokundurmaması, gerekmektedir. Bu uygulamalar yapılmadığı zaman avın yapılması veya en azından verimliliği mümkün olmaz. Ayrıca 4 Ahmet Caferoğlu, a.g.e., s.10 5 Bayat Fuzuli, Sosyo Ekonomik Bağlamda Avcılık Đyesi ve Av Kültü, Folklor Edebiyat C.11. S.44.,2005/4, s.51 6 Ahmet Caferoğlu, a.g.e., s.169

Türk Kültüründe Av Ceza Đlişkisi 1683 hayvanların büyüyüp çoğalası amacıyla av tarihinin Mart ile Ekim aylarının dışında olması gerekmektedir. Avcı, av esnasında ormana girerken gülmemeli, bağırmamalı, hatta bazen konuşmamalıdır. Kesinlikle gereğinden fazla av hayvanı öldürmemelidir. Çünkü kutsal bilgiyi unutan ve avı eğlenceye çeviren avcının önüne çıkan her şeyi avlaması cezalandırılmasıyla sonuçlanır. Kazak Türkleri gereğinden fazla avlanan ve alnında beyaz beni olan hayvanları öldüren avcıları Apsatı nın (av hamisi) sert bir şekilde cezalandırdığına inanmıştır. Arjan iyesine ait ve kutsal kabul edilen 7 hayvanların, kutsal/şifalı suların etrafında bulunan hayvanların ve biyolojik dengenin sağlanması amacıyla küçük, yavru kuşların avlanması da yasaklanmıştır. Hayvan türlerinin yitirilmesi kaygısı, doğaya saygı, çevreyi koruma, ihtiyaçtan fazlasını tüketmeme ve şaman dilinde hakim sahipleri incitmeme endişesi bu uygulamalardaki birçok töre ve geleneğin kökenini oluşturur 8. Av sırasında bazı hayvanların avlanması ise kesinlikle söz konusu değildi. Asil kabul edilen bu hayvanları (geyik, yabani sığır) avlamak ancak hükümdarlara aitti. Avcının vurduğu hayvan onun ongunu sayılıyor ve bayrağına resmediliyordu. Böylece vurulan ve eti yenen hayvanın ruhu avcının ruhuna hulul etmiş kabul ediliyordu. 9 Avla ilgili anlatmalarda karşımıza çıkan geyik veya alageyik bu noktada avcıyı cezalandırmak için avcının karşısında av hayvanlarının koruyucusudur. 10 Türkler, avlanılan hayvan donuna girerek peşindeki avcıyı yeraltına çekmeye çalışan bir varlığın olduğuna inanırlar. Av sonrası ise av hayvanına karşı saygısızlığın yapılmaması, av hayvanının belirli yerlerinin yenmemesi ve loğusa kadınlara av etinden yedirilmemesi gerekmektedir. Altaylı avcıların yiyeceklerini sağladıkları bütün av hayvanlarına karşı göstermiş oldukları dikkati, özeni, bağlılığı ve ava ait en küçük bir itinasızlığa tahammülsüzlüğü Türk halk kültür ve edebiyatının kutsal metinleri olarak kabul edilen Dede Korkut hikâyelerinde ve günümüz Türkiye coğrafyasında da görmek mümkündür. Dirse Han Oğlı Buğaç Han Hikâyesinde Boğaç ın yiğitleri Dirse Han ile Boğaç ın arasını bozmak için iki gruba ayrılırlar. Đlk s.203 7 Bayat Fuzuli, a.g.e., s.52-60 8 Roux Jean Paul, a.g.e., s.175 9 Esin Emel, Türklerde Maddi Kültürün Oluşumu, Kabalcı, 2006, Đstanbul, 10 Bayat Fuzuli, a.g.e., s.56

1684 Kürşat ÖNCÜL grup Boğaç ı babası Dirse Han a karşı senün oğlun kür kopdı erçel kopdı kalın Oğuzun üstine yorıyış itdi, ne yirde gözel kopdı-y-ise çeküp aldı, ağ sakallı kocanın ağzın sögdi, ağ pürçeklü karınun südin tarttı diyerek diğer grup ise göksi gözel kaba tağa ava çıkdı sen var iken av avladı kuş kuşladı 11 sözleriyle kötüler. Đkinci grubun sözlerinde babadan/erk izin almadan ava çıkmanın büyük bir saygısızlık, itaatsizlik belirtisi kabul edildiğini ve baba ile oğulun arasını açacak hatta babanın oğlunu öldürmek istemesine neden olacak şekilde asabileşmesine neden olan bir davranış olduğunu görürüz. Baba burada erk sahibi ve izin veren kişi konumundadır. Đzinsiz ava çıkmak babanın gücünü erkini göz ardı etmektir. Dirse Han ın oğluna bu derece kızmasının ve onu öldürmeğe karar vermesinin temel nedenlerinden biri budur. Hikâyede Boğaç ın ava çıkmak için izin almaması babası Dirse Han ın yetkisinin ve gücünün reddi aynı zamanda kendi gücünü gösterme isteği olarak algılanmıştır. Her iki durumda da Boğaç ın eylemi yasal bir eylem değildir ve yasal olmayan bu eylemin mutlak surette cezalandırılması gerekir aksi takdirde düzen bozulacaktır. Türk devlet geleneğinde ve aile yapısında hiyerarşik bir yapı söz konusudur. Cezalar bu hiyerarşik yapının ve otoritenin korunmasındaki en etkili unsurlardan biridir. Bu karar otoritenin korunması, toplumsal düzenin bozulmaması ve işlenilen suçun cezasının verilmesi amacıyla alınmıştır. Cezayı çekecek kişinin konumu önemli değildir. Hikâyede karşımıza çıkan ikinci husus ise Dirse Hanun hatunı oğlançuğumun ilk avıdur diyü atdan aygır deveden buğra koyundan koç kırdurdı 12 ifadesidir. Hikâyenin bütününde ilk avın bir erginlenme göstergesi olduğu görülmektedir. Đlk avına çıkan kişi avdaki yetkin kişilerce at segirdişiyle kıvanılması, kılıç çalışıyla sevinilmesi, ok atışıyla güvenilmesi amacıyla izlenir. Avda başarılı olan kişi kan dökerek ve yeteneklerini göstererek erginlendiğini ispat eder. Kan, Türklerde yaşamın kaynağı olarak görüldüğünden kutsal kabul edilir. Toplumun değerlerinin dışında kan dökmek bir kuralın ihlali olduğundan cezayı, kabuller içerisinde kan dökmek ise öldürülen kişinin veya avın ölüm sonrasındaki hayatta avcıya hizmet edecek olması dolayısıyla güçlenmeyi ve övgüyü gerektirir. Salur Kazan un Evinin Yağmalandığı Hikâye de ise Oğuz beğleri doksan yerde ala kalı ipek döşemiş, seksen yerde badyalar kurmuş, altın ayaklı sürahiler dizmiş, hub yüzlü, saçı ardına örülü göğsü kızıl düğmeli, parmakları nigarlı, mahbub kafir kızlarının 11 Ergin Muharrem, Dede Korkut Kitabı I., TDK. Yay., Ankara, 1989, s.84 12 Ergin Muharrem, a.g.e., s.89

Türk Kültüründe Av Ceza Đlişkisi 1685 sunduğu şarapları içmektedir. Bu ortamda Ulaş oğlı Salur Kazan un alnına şarabın itisi çıkar ve yata yata yanumız ağrıdı, tura tura bilümüz kurıdı, yorıyalım a bigler, av avlayalum kuş kuşlayalum, sığın geyik yıkalım 13 diyerek ava gitmeyi teklif eder. At ağızlı Aruz Koca nın Ağam Kazan sası dinlü Gürcistan ağzında oturursun, ordun üstine kimi korsın diyerek tehlikenin büyüklüğünü bildirmesine rağmen Oğuz beğleri Ala Dağ a ava çıkar. Bu durumu haber alan Şökli Melik, Dede Korkut un ifadesiyle Yidi bin kaftanının ardı yırtuhlı yarımından kara saçlu sası dinlü din düşmeni alaca atlu kafir 14 Kazan Begin ordusuna gelir ve Kazan ın atlarını alır, hazinelerini yağmalar, eşini, oğlunu, yaşlı annesini, kızını, gelinini, kırk yiğit ile kırk ince belli kızı esir alır. Kazan Beğ ve Oğuz beğleri daha sonra gelir, onikibin kafiri kılıçtan geçirir, esirleri kurtarır, hazineleri alır. Bozkır yaşamında Oğuz Beğleri her yıl belirli bir dönemde daha çok askeri bir amaç taşıyan sürek avları tertip ederdi; ancak tarihi kökleri olan bu sürek avları düzen ve intizam içerisinde yapılırdı. Salur Kazan ın Evinin Yağmalanması hikâyesinde ise av, askeri bir amaç değil sadece güç gösterme ve ihtirasları tatmin etme amacı taşır. Avlanma şiddet içeren bir eylemdir ve bir varlığın başka bir varlığın canını alması ve kanını dökmesiyle neticelenir. Zorunlu olmayan av, kutsal dönüşüme ve dolayısıyla kutsala müdahaledir. Doğum ve ölümle birbirine geçişi sağlanan çemberde geçişi sağlayan ve dönüşen şey kutsal varlıktır. 15 Bu döngüsel yapıya yapılacak müdahale sistemli bir şekilde işleyen kozmosa ve dolayısıyla bu kozmosun işlerliğini sağlayan kutsala saygısızlık ve itaatsizliktir. Oğuz beğleri bu bilince sahip olmalarına karşın şarabın itisinin alınlarına çıkmasıyla avlanmaya karar vermişlerdir. Salur Kazan avlanmaya izin veren yetkili/erk konumunda olması dolayısıyla yapılacak olan hataların sorumluluğunu taşıyan kişidir. Türklerde kağan Tanrı gibi gökte olmuş şeklinde bir düşünüş ve inanç sistematiği içerisinde kabul edildiğinden kağanın sözünün ve hareketlerinin bu kutsiyete uygun olması gerekmektedir. Salur Kazan, Dede Korkut Hikâyeleri nde Hanlar Han ı Bayındır Han dan sonra gelen en önemli kişi olması dolayısıyla sorumluluğu da bu oranda büyüktür. Ancak Salur Kazan burada sorumluluğunun gereğini yerine getirememiş ve yanlış bir karar almıştır. Avlanmanın yapılacağı 13 Ergin Muharrem, Dede Korkut Kitabı I., TDK. Yay., 1989, s.95 14 Ergin Muharrem, a.g.e., s.96 15 Yümni Sezen, Antropolojiden Psikanalize Kurban ve Din, Đz yayıncılık, Đstanbul, 2004, s.54

1686 Kürşat ÖNCÜL alanda bulunan dağlar, sular, mağaralar, avlanılması yasak hayvanlar bir kutsallar bütünlüğü içerisinde yer alan unsurlardır. Şarabın etkisiyle hareket edecek olan Oğuz Beğleri bu kutsal alana yakışır harekette bulunmayacak ve avlanmanın gerektirdiği dikkate, özene sahip olamayacaklardır. Bu yanlışlığın yapılmasına neden olan kişi ise Salur Kazan olduğundan cezayı çekecek kişi de odur. Begil Oğlu Emren Hikâyesi nde ise Salur Kazan, Begil in av sırasında herkes gibi ok kullanmadığından, avını yakalamak için yayını boynuna atarak onu kolayca durdurduğundan, zayıf ise kulağını delip bıraktığından sadece semiz olanları avladığından bahsettikten sonra bu yeteneğin attan kaynaklandığını söyler. 16 Begil bu sözleri duyunca morali bozulur ve eve döner. Eşi gönlünün açılması için Begil i ava gönderir. Begil, av avlayu gezer-iken öninden bir paralu geyik çıkdı. Begil buna at saldı. Buğanun ardundan irdi, yay kirişin boynına atdı. Buğa açımış idi, kendüyi bir yüce yirden atdı. Begil at cılavısın yenimedi, bile uçdı. Sağ uyluğı kayaya tokındı sındı.. 17 Gönlünün açılması için ava çıkan Begil av hayvanlarının koruyucusu kabul edilen geyik tarafından tehlikeye çekilir ve cezalandırılır. Av haklı bir nedene dayanmadığı için yapılacak av eylemi engellenir ve avcı cezalandırılır. Begil in ava çıkmasının ardındaki neden kızgınlığını yatıştırmaktır. Ancak bu eylemde haksız bir avlanma gerçekleşecektir. Begil in yapacağı avlanmada kişisel veya ferdi bir zorunluluk içinde yapılacak bilinçli bir hareket söz konusu değildir. Bundan dolayı av hayvanlarının iyesi Begil i zor bir ortama çeker ve Begil attan düşerek ayağını kırar ve cezalandırılmış olur. Metinlerde görülen bu av ceza ilişkisi günümüzde sözlü kültüründe de canlı bir şekilde yaşamaktadır. Yaptığımız derlemelerde Elazığ da av öncesi bazı avcıların abdest alarak camiye gittikleri, avlarının bol olması ve başlarına herhangi bir kaza gelmemesi için dua ettikleri av sonrası ise herhangi bir kaza geçirmedikleri için av etinden dağıttıkları tespit edilmiştir. Ayrıca bir kaynak şahıs av sırasında avlanılmasının günah (yasak) olduğunu bildiği halde güvercin avladığını sonrasında kötü rüyalar gördüğünü belirtmiş, bu rüyaların ardından insanların kılığına giren bir varlığın arkadaşının kılığına girerek kendisini ormanın derinliklerine doğru, öldürmek amacıyla, götürdüğünü tesadüf eseri avda bulunan bir arkadaşının uyarısıyla yarı uyku halinden uyandığını ve herhangi bir zarar görmediğini anlatmıştır. Bu olaydan bir süre sonra ise çalıştığı fabrikada parmaklarının makinenin arasında kalarak kesildiğini ve güvercin 16 Ergin Muharrem, a.g.e, s.217 17 Ergin Muharrem, a.g.e., s.218

Türk Kültüründe Av Ceza Đlişkisi 1687 avladığı için cezalandırıldığını ifade etmiştir. Bu sözler Altay Türklerinde karanlıklar ruhunun kendisi veya elçisi kabul edilen bu varlığın 18 av hayvanlarının koruyucusu olarak günümüzde dahi canlı bir şekilde yaşamakta olduğunun sanırım en büyük kanıtıdır. Metinlerde ve sözlü kaynaklardan yapılan derlemelerde görüldüğü gibi Türk halk kültüründe av özel bir eylemdir ve bu eylemi gerçekleştirecek kişilerin eylem öncesi, eylem anı, eylem sonrası uymak zorunda oldukları bir takım yazısız kuralar ve yerine getirmeleri gereken ritüeller vardır. Bu ritüeller yerine getirilmediğinde av hayvanlarının koruyucusu veya kutsal bir varlık, eylemi gerçekleştiren kişi veya kişileri çeşitli derecelerde cezalandırmaktadır. Binlerce yıl öncesine dayanan bu ritüeller yetkeye saygı, geleneğe boyun eğme şeklindeki bir düşünüşün neticesinde bağıntılı olduğu konuyu kutsallaştırmış ve bu kutsallığı koruyarak bugüne kadar getirmiştir. KAYNAK ŞAHISLAR MERT, Rasim, Tunceli (Pertek)-1950 emekli, lise mezunu, Tunceli, Pertek. ÇELĐK, Doğan, Elazığ 1952 memur, lise mezunu, Elazığ. AKIN, Mehmet, Elazığ 1930 emekli, ilkokul mezunu, Elazığ. KAYNAKÇA ESĐN, Emel, Türklerde Maddi Kültürün Oluşumu, Kabalcı, 2006. KORKMAZ, Esat, Eski Türk Đnançları ve Şamanizm Terimleri Sözlüğü, Anahtar Kitapları, Ankara, 2003. ERGĐN, Muharrem, Dede Korkut Kitabı I., TDK. Yay., Ankara, 1989. BAYAT, Fuzuli, Sosyo Ekonomik Bağlamda Avcılık Đyesi ve Av Kültü, Folklor Edebiyat C.11. S.44., 2005/4. CAFEROĞLU, Ahmet, Türklerde Av Kültü ve Müessesesi, VII. Türk Tarih Kongresi Bildirileri, C.I., Ankara, 1972. 18 Korkmaz Esat, Eski Türk Đnançları ve Şamanizm Terimleri Sözlüğü, Anahtar Kitapları, 2003, s.31

1688 Kürşat ÖNCÜL BRIAN, Morrıs, Din Üzerine Antropolojik Đncelemeler, (Çev.Tayfun Atay) Đmge Kitabevi, Đstanbul, 2004. YÜMNĐ, Sezen, Antropolojiden Psikanalize Kurban ve Din, Đz Yayıncılık, Đstanbul, 2004. ROUX, Jean Paul, Türklerin ve Moğolların Eski Dini, (Çev. Aykut Kazancıgil), Đşaret Yayınları, Đstanbul,1998.